Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 27. Dönem 5. Yasama Yılı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın genel kurulda yaptığı konuşma ile başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 27’nci Dönem 5’inci Yasama Yılı’nın bu yüce kurumla birlikte ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Millî Mücadele’nin öncüsü ve bilfiil yürütücüsü olan Meclisimizin kuruluşundan itibaren milletvekili sıfatıyla ülkemize hizmet eden tüm mensuplarını tazimle yâd ediyorum. Artık bir asrını geride bırakan Meclisimizde görev yapmış milletvekillerimizden vefat edenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlık ve afiyet niyaz ediyorum.
Büyük Millet Meclisinin ilk Başkanı ve Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere, ülkemizin istiklal ve istikbal davasını sahiplenmiş herkese şükranlarımı sunuyorum. Malazgirt Zaferi’nden beri vatanımız olarak dört elle sarıldığımız bu topraklardaki varlığımızın ilelebet sürmesi için canları pahasına mücadele veren aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Aynı anlayışla vazife başında olan askerlerimize ve güvenlik güçlerimize, Rabbim hepsini muhafaza ve muzaffer eylesin temennisiyle, başarılar diliyorum.
“MECLİSİMİZ, ŞARTLAR NE OLURSA OLSUN ÜLKESİNE VE MİLLETİNE HİZMET YOLUNDAN AYRILMAMIŞ MÜSTESNA BİR KURUMDUR”
Meclisimiz, iki defa gazilik unvanıyla müşerref olmuş, şartlar ne olursa olsun ülkesine ve milletine hizmet yolundan ayrılmamış müstesna bir kurumdur. Tıpkı Millî Mücadele döneminde olduğu gibi 15 Temmuz’da da Meclisimiz, kirli ellerin bu mübarek ülkeye, bu kutlu çatıya değmesine izin vermemiştir. Her biri diğerinden yoğun geçen yasama yıllarında gece gündüz çalışarak ülkelerine hizmet eden siz kıymetli milletvekillerimizin fedakârlıkları ve gayretleri, hiç şüphesiz tarihe takdirle kaydedilmiştir.
Artık milletimiz şunu biliyor: Türkiye Büyük Millet Meclisinin ışıkları yanıyorsa, Meclis çalışıyorsa, milletvekillerimiz görevleri başındaysa Allah’ın izniyle, bu ülkenin sırtı yere gelmez.
Meclis kürsüsünde ifade edilen her beyanın, milletin çıkarı gayesiyle dile getirildiğini düşünüyorum. Milletiyle ve vekilleriyle yürüttüğümüz her mücadele gibi, büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası hedefimize de inşallah birlikte ulaşacağımıza inanıyorum.
Son yıllarda üretkenliği daha da artan Meclisimizin, 2023 hedeflerimize ulaşma ve 2053 vizyonumuzu hayata geçirme konusunda üzerine düşen sorumlulukları layıkıyla yerine getireceğinden şüphe duymuyorum.
Bir süre önce gündeme getirdiğimiz, ülkemize, tarihimizde ilk defa doğrudan millî iradenin eliyle yeni bir Anayasa kazandırma teklifimizin de Meclisimiz tarafından başarıyla hayata geçirileceğini ümit ediyorum.
Meclisimizin mümkün olursa tamamının uzlaşmasıyla hazırlanacak bir yeni Anayasa, milletimize vereceğimiz en güzel 2023 hediyesi olacaktır. Bunun için, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan partilerin yeni Anayasa tekliflerini en kısa sürede kamuoyuyla paylaşmalarını bekliyoruz.
Biz, seferle mükellef olduğumuz inancıyla bu girişimi başlattık, hazırlıklarımızı yapıyoruz, neticede karar ve takdir Yüce Meclisindir. Ülkemize kazandırmayı hedeflediğimiz doğrudan millî irade eliyle hazırlanmış bu ilk Anayasa teklifimize destek ve katkı verecek herkese şimdiden teşekkür ediyoruz.
“BİZ, KARDEŞLİĞİN, DAYANIŞMANIN, İŞ BİRLİĞİNİN KIYMETİNİ BİLEN HER ADIMIMIZI BUNA GÖRE ATAN BİR ÜLKEYİZ”
Değerli Milletvekilleri, geçtiğimiz sene yeni yasama yılının açılışı için bir araya geldiğimizde, buradan, Karabağ’ı ve işgal altındaki topraklarını kurtarmak için savaşan Azerbaycanlı kardeşlerimize desteğimizi ve duamızı ifade etmiştik. Hamdolsun, 44 gün süren bu zorlu mücadele Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlandı.
Böylece yaklaşık 30 yıldır işgal altında olan Azerbaycan toprakları ve Karabağ yeniden özgürlüğüne kavuştu. Biz de, bizzat Bakü ve Şuşa’yı ziyaret ederek Azerbaycanlı kardeşlerimizin sevinçlerine ortak olduk. İnşallah önümüzdeki haftalarda Azerbaycanlı kardeşlerimizle yine bir araya geleceğiz. Karabağ savaşı sırasında ve sonrasında yaşanan gelişmeler, Azerbaycanlı kardeşlerimiz kadar bizim için de âdeta bir turnusol kâğıdı işlevi görmüştür.
İşgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesi veren bir ülkeye ve onu destekleyen Türkiye’ye yönelik, buram buram kin ve nefret kokan tutumları asla unutmayacağız. Yaşadığımız her tecrübeyi bir ders hâline getirerek geleceğe bakacağız. Biz, kardeşliğin, dostluğun, yoldaşlığın, dayanışmanın, iş birliğinin kadrini kıymetini bilen, her adımımızı buna göre atan bir ülkeyiz.
Suriye’den Libya’ya, Balkanlardan Kafkasya’ya, Somali’den Afganistan’a her yerde aynı anlayışla hareket ettik, ediyoruz. Akdeniz’deki hak ve menfaatlerimizi korurken, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin iki devletli çözüm yolunda attıkları adımlara destek olduk.
Bu kapsamda, kapalı Maraş’ın yeniden açılması başta olmak üzere, pek çok önemli adım attık, atmayı sürdüreceğiz. Batı Trakya’daki Türk ve Müslüman unsurların, hepsi de uluslararası anlaşmalara dayalı haklarının korunması için tüm platformlarda mücadeleye devam edeceğiz.
Kırımlı kardeşlerimizin haklarını Ukrayna’nın toprak bütünlüğü temelinde savunurken, Çin’in toprak bütünlüğü temelinde Uygur Türklerinin insan haklarından en geniş manada istifade edebilmelerinin de takipçisi olacağız.
Filistin ve Kudüs’ten Keşmir’e, Rohingya Müslümanlarından Afrika’da güvenlik ve yoksulluk cenderesi altında hayatlarını sürdüren insanlara kadar herkese gönül kapımızı sonuna kadar açık tutacağız. Nerede bir mazlum, nerede bir mağdur varsa hep yanlarında olmaya gayret gösterdik, göstereceğiz.
“TÜRKİYE’NİN BÖLGESİYLE OLAN GÖNÜL BAĞINI KOPARMAYA ÇALIŞMAK KİMSENİN HAKKI DA HADDİ DE DEĞİLDİR”
Ülke ve millet olarak, hamdolsun, geçmişimizde ne sömürgecilik utancı ne soykırım ayıbı ne haksızlık ve adaletsizlik lekesi vardır. Bunun için de her yere, alnımız ak bir şekilde göğsümüzü gererek gidiyor, tenkitlerimizi de tekliflerimizi de hasbi bir şekilde dile getiriyoruz.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin çarpık yapısını eleştirmek için ortaya koyduğumuz, zamanla küresel sistemin tüm yanlışlarını da kapsayacak şekilde genişleyen ‘Dünya 5’ten Büyüktür’ tespitimizin böylesine benimsenmesinin sebebi işte budur. Bölgemizde ve dünyada yaşanan her gelişme, bu tespitin haklılığını ve isabetini teyit etmektedir.
Geçtiğimiz günlerde New York’ta açılışını yaptığımız yeni Türkevi de, konumu ve mimarisiyle, ülkemizin, insanlığın tamamını kucaklayan yaklaşımının görkemli bir sembolü olarak tarihteki yerini almıştır. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri başta olmak üzere çok sayıda misafirimizin katılımıyla hizmete giren yeni Türkevimiz, kendi vatandaşlarımız ve görevlilerimizle birlikte tüm dost ve kardeşlerimize de hizmet verecektir. Türkiye’nin uluslararası alandaki itibarını şimdiden artırdığına bizzat şahit olduğumuz böylesine görkemli bir eseri ülkemize kazandırmış olmaktan memnuniyet duyuyoruz.
Bin yıl önce Anadolu’yu bize vatan yapan devletin armasında, doğuya ve batıya bakan, dolayısıyla geniş bir coğrafyayı kucaklayan çift başlı kartal vardı. Böyle bir miras üzerinde kurulan Türkiye’nin bölgesiyle olan gönül bağını koparmaya çalışmak kimsenin hakkı da haddi de değildir.
“DEAŞ BAHANESİYLE BÖLGENİN ALTINI ÜSTÜNE GETİRENLERİN HİÇBİRİ, BU ÖRGÜTLE FİİLEN MÜCADELE ETMEMİŞTİR”
Artık 10’uncu yılını geride bıraktığımız Suriye krizinde, uluslararası toplumun, hem fiili müdahale hem insani destek hem mülteci akınının yönetilmesi konusunda ne kadar aciz olduğunu hep birlikte gördük.
Türkiye tek başına 4 milyon mazluma kollarını açarken, sınırlarına dayanan birkaç bin mülteci karşısında paniğe kapılan, hakkı ve hukuku bir kenara bırakıp insanlıktan uzak davranışlar sergileyenler oldu. Hemen her gün, ellerinde avuçlarında ne varsa alınıp, üstüne bir de işkence edilerek botları delinerek ölüme terk edilen veya zorla geri gönderilen insanlarla karşılaşıyoruz.
Bu insanlık dışı tutumun sahipleri, aynı zamanda mültecilerle ilgili Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ni ve kararlarını da çiğnemektedirler. Nitekim Avrupa Birliğinin bölgedeki mülteci trafiğiyle ilgili çalışmaları denetlemek için kurduğu yapının faaliyetlerini de yavaş yavaş sonlandırmaya başladığı görülüyor.
Akdeniz’in karanlık sularında her yıl kaç bin kişinin umut yolculuğunda hayatını kaybettiğinin istatistiği dahi tutulamıyor. Avrupa’da kaybolan on binlerce mülteci çocuğun akıbeti hâlâ meçhul. Bu konuda bizim milletvekillerimizin yaptıkları girişimler dışında, kayda değer herhangi bir gayret veya çalışma da mevcut değil. Hâlbuki sadece bu hususlar bile tek başına, vicdanı, ahlakı, insana saygısı olan toplumları ayağa kaldırmaya, sorumlulardan hesap sormaya yeterli olmalıydı.
Bu ikiyüzlülüğün benzerini Suriye’deki terör örgütleri konusunda da yaşıyoruz. Özellikle DEAŞ bahanesiyle bölgenin altını üstüne getirenlerin hiçbiri, bu örgütle fiilen mücadele etmemiştir. Sadece Türkiye, bu karanlık örgütle sahada karşı karşıya gelmiş ve birileri tarafından sürekli şişirilen balonu kısa sürede patlatmıştır.
Ama bazıları hâlâ Suriye’de DEAŞ bahanesiyle terör örgütlerini veya halkıyla kavgalı rejimi desteklemeyi sürdürmektedir. Tabii biz burada herkesin, terörle mücadele kılıfı altında bölgede kendi ajandasını hayata geçirme peşinde koştuğunu biliyoruz.
Sırf bunun için yüz binlerce insanın ölmesine, milyonlarca insanın evlerinden, ülkelerinden edilerek sefalete sürüklenmesine göz yumanlara karşı hakkın ve hakikatin yanında yer almak, boynumuzun borcudur.
Biz insani görevimizi yaptığımız için üstesinden gelemeyeceğimiz bir güvenlik veya refah krizine sürüklenmedik, ama bu saikle insanlıktan çıkanlar asla huzur bulmadılar, bulamayacaklar.
“AFRİKA’DAKİ KITLIĞIN, SADECE ORADA YAŞAYANLARIN DEĞİL TÜM İNSANLIĞIN ORTAK SORUNU OLDUĞU YAKINDA DAHA İYİ ANLAŞILACAK”
Dünyanın kendi etraflarında döndüğünü, diğer herkesin kendilerine hizmet etmekle mükellef olduğunu sananlar, yaşanan her siyasi ve sosyal çalkantıyla, tabiattaki her değişimle, işin öyle olmadığını görmeye başlıyorlar.
Afrika’daki kıtlığın, sadece orada yaşayanların değil tüm insanlığın ortak sorunu olduğu yakında daha iyi anlaşılacak. Kutuplardaki buzulların erimesinin, sadece oradaki penguenlerin değil insanlık başta olmak üzere tüm canlıların sorunu olduğu yakında daha iyi anlaşılacak. Dünyanın uzak ve ücra diye bakılan köşelerindeki iç çatışmalardan kaçan insanların yaşadığı trajedilerin, aslında herkesi bekleyen bir tehlike olduğu zamanla daha iyi anlaşılacak.
Velhasıl, hiç kimsenin mutlak bir güvenlik ve refah fanusu içinde yaşamadığı, herkesin nimeti ve külfetiyle bu büyük dünyanın bir parçası olduğu gerçeği daha iyi anlaşılacak.
Türkiye, işte bu fotoğraf içinde kendine demokrasisini ve kalkınmasını güçlendirerek korumak suretiyle bölgesinde ve dünyada hak ettiği yere gelmesini sağlayacak bir vizyon belirlemiştir.
Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına atfen ilan ettiğimiz 2023 hedefleri, bu vizyonun ilk durağı olacaktır. Tıpkı geçtiğimiz bir asır gibi, önümüzdeki asrın şekillenmesinde de Millet Meclisimizin eşsiz bir rolü olacağına tüm kalbimle inanıyorum.
“DÜNYANIN GİTTİĞİ İSTİKAMET, FARKLILIKLARIMIZI DEĞİL MÜŞTEREKLERİMİZİ ÖNE ÇIKARARAK BİRBİRİMİZE DAHA SIKI KENETLENMEMİZ GEREKTİĞİNİ GÖSTERİYOR”
Geçtiğimiz 19 yılda eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye kadar devlet ve millet hayatının her alanında gerçekleştirdiğimiz büyük atılımı, bu vizyonun temel altyapısı olarak görüyoruz.
Artık siyasi olmaktan çıkıp millî hedefler hâline dönüşen bu vizyonu, Türkiye Büyük Millet Meclisimizden başlayarak hiçbir ayrım gözetmeksizin, ülkemizin tüm fertleriyle hep birlikte sahiplenmeliyiz.
Çünkü: Hiç birimiz için başka Türkiye yok. Hiçbirimiz için başka vatan yok. Hiçbirimiz için başka devlet yok. Hiçbirimiz için başka gelecek yok. Aklımızdan asla çıkarmamalıyız ki; Bölünerek büyüyemeyiz. Parçalanarak güçlenemeyiz. Husumeti körükleyerek kardeşliği kökleştiremeyiz. Saplantılara sarılarak demokrasimizi ilerletemeyiz. Bizi biz yapan değerlerden vazgeçerek ufkumuzu derinleştiremeyiz.
Dünyanın gittiği istikamet, farklılıklarımızı değil müştereklerimizi öne çıkararak birbirimize daha sıkı kenetlenmemiz gerektiğini gösteriyor. Bunu başaramayan toplumların ve ülkelerin başlarına gelenleri ibretle takip ediyoruz.
Türkiye’yi bugüne kadar böyle bir duruma düşüremediler, inşallah bundan sonra da düşüremeyecekler. Milletimizin her bir ferdinin feraseti, dirayeti, cesareti, kahramanlığı ve çalışkanlığıyla elde ettiğimiz bu başarıda emeği olan herkese şükranlarımı sunuyorum.
“SINIRLARIMIZIN DİBİNDE TERÖR KORİDORU OLUŞTURULMASININ ÖNÜNE GEÇTİK”
Diğer yandan, ülkemize yaptığımız en büyük hizmetlerden biri de güvenlik stratejilerimizi değiştirmektir. Tehditleri kaynağında bulup yok etme esasına dayanan yeni güvenlik anlayışımız sayesinde, sınırlarımızın dibinde bir veya birkaç terör koridoru oluşturulmasının önüne geçtik.
Yıllarca terör örgütleri dâhil her kesim tarafından istismar edilen ve adına ‘Kürt sorunu’ denen meseleyi, hak ve özgürlüklerden kalkınmaya kadar tüm boyutlarıyla çözdük. Diyarbakır’daki vatandaşlarımıza bizzat söz verdiğimiz şekilde ret, inkâr, asimilasyon politikalarını nasıl ortadan kaldırdıysak, geri kalmışlık zincirini nasıl kırdıysa bu meseleyi hâlâ istismar konusu yapmak isteyenlerin maskelerini de aynı şekilde düşüreceğiz.
Böylece Diyarbakır annelerinin şanlı direnişleriyle terör örgütünü tir tir titretebildikleri, onların siyasi uzantılarının gerçek yüzlerini ortaya çıkardıkları bir dönemi başlattık. Bu vesileyle, Diyarbakır annelerini bir kez daha buradan selamlıyorum”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile düzenlediği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Gazze huzura ermeden, Filistinliler huzura kavuşmadan bölgedeki diğer ülkelerin de istikrara kavuşması mümkün değildir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Endonezya’nın Bogor şehrinde, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto ile baş başa, heyetler arası görüşmeleri ve anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Endonezya’yı G20 Liderler Zirvesi vesilesiyle 2022’de ziyaret ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin 1’inci Toplantısı vesilesiyle ülkede bulunduğunu belirtti.
“ENDONEZYA’YLA TARİHÎ VE BEŞERÎ BAĞLARIMIZ BUNDAN 400 YIL ÖNCESİNE KADAR UZANIYOR”
Subianto ve Endonezya makamlarına samimi misafirperverlikleri için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sene diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 75’inci yıl dönümünü idrak ediyoruz. Ancak, Endonezya’yla tarihî ve beşerî bağlarımız bundan 400 yıl öncesine kadar uzanıyor. İşte bu güçlü yakınlıktan ilham alan ilişkilerimizi, 2011’de ilan ettiğimiz Stratejik Ortaklığımızla taçlandırmıştık. Bugünkü konsey toplantımızla münasebetlerimizi daha da kurumsallaştırmış olduk” dedi.
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile görüşmelerinde ve heyetler arası istişarelerde, iki ülke ilişkilerini kapsamlı şekilde ele aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ayrıca, Filistin ve Suriye başta olmak üzere güncel bölgesel ve küresel meseleler hakkında fikir teatisinde bulunduk” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede enerji, tarım, ticaret, savunma sanayisi, iletişim, eğitim gibi çeşitli alanlarda 13 mutabakat metni imzalandığını ifade etti.
“EKONOMİK İLİŞKİLERİMİZİN ÇEŞİTLENDİRİLMESİNE ÖNEM VERİYORUZ”
İki ülke ilişkilerinin geleceğine yön veren kapsamlı bir ortak bildiriyi Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile kabul ettiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Savunma sanayiinde mevcut projeleri ve ilave iş birliği imkânlarını gözden geçirdik. Görüşmelerimizde ticaretimizin 10 milyar dolar seviyesine yükseltilmesine ve dengeli hâle getirilmesine yönelik yapabileceğimiz çalışmaları ele aldık. Ekonomik ilişkilerimizin sağlık, inşaat, enerji, gıda ve helal ürünler alanlarında çeşitlendirilmesine önem veriyoruz. Bilhassa, Endonezya’nın yeni başkenti Nusantara’nın inşa sürecinde, dünya çapında başarılı projelere imza atmış inşaat firmalarımızın yer almasını arzu ediyoruz.”
İki turizm ülkesi olan Türkiye ve Endonezya arasındaki beşerî temasların sıklaştırılmasının önemine de değindiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bayrak taşıyıcı hava yollarımızın sefer sayılarının artırılması gereğine vurgu yaptık. Geçtiğimiz yıl Endonezya’dan ülkemizi 203 bin, ülkemizden Endonezya’yı ise yaklaşık 50 bin turist ziyaret etti. Bu rakamlar sevindirici olmakla birlikte potansiyelimizin altındadır” ifadelerini kullandı.
Endonezyalı gençlerin Türkiye burslarına artan ilgisini memnuniyetle müşahede ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde eğitim almış yaklaşık 5 bin Endonezyalı kardeşimizin her birini kültür elçileri olarak görüyoruz. Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı ve TİKA bu alanlardaki iş birliğimize katkıda bulunmaya devam edecektir” dedi.
ASEAN ve üyeleriyle münasebetleri geliştirmekte kararlı olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ASEAN Sekretaryasına ev sahipliği yapan Endonezya’nın, Türkiye’nin ASEAN’la iş birliğinin güçlenmesinde vereceği desteğe güvendiklerini ifade etti.
Görüşmelerinde ayrıca, Birleşmiş Milletler, G20, MIKTA, D-8 ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi çok taraflı platformlardaki münasebetleri artırma hususunda mutabık kaldıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Endonezya’nın Filistin meselesindeki duruşunu takdirle karşılıyoruz. Önümüzdeki dönemde Gazze’nin yeniden inşasında ve Filistin davasının savunulmasında Endonezya ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Altını çizerek tekrar ifade etmek istiyorum, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, egemen, toprak bütünlüğünü haiz bir Filistin Devleti’nin kurulması daha fazla geciktirilemez. Bunu aşındıracak her türlü adım, her türlü teklif ve proje bizim nazarımızda gayrimeşrudur, daha fazla çatışma, daha fazla kan ve istikrarsızlık demektir. Gazze huzura ermeden, Filistinliler huzura kavuşmadan bölgedeki diğer ülkelerin de istikrara kavuşması mümkün değildir. İsrail’in 15 ay süren saldırıları neticesinde oluşan zararın toplamı 100 milyar dolara yaklaşıyor. Şunu unutmayalım, hukukta prensip, zararın müsebbibinden tahsil edilmesidir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, istişarelerinin ve aldıkları kararların hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
ENDONEZYA CUMHURBAŞKANI SUBİANTO: “ENDONEZYA VE TÜRKİYE ARASINDA ORTAKLIĞI GÜÇLENDİRME KONUSUNDA KARARLIYIZ”
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto da konuşmasında, “Endonezya ve Türkiye’nin yüzyıllardır ilişkileri var ve Osmanlı’dan beri bağımız çok güçlü şekilde devam ediyor” diyerek Türkiye-Endonezya Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı’nın düzenlendiğini hatırlattı.
“Endonezya ve Türkiye arasında ortaklığı güçlendirme konusunda kararlıyız” ifadesini kullanan Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, iki ülke halkının refahı ve düzenleri için birçok konunun ele alındığını söyledi.
İki ülkenin ticaret ve ekonomi sektöründe belirlenen hedefe ulaşmak için kararlı olduğunu belirten Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Türkiye ve Endonezya’nın dengeli bir ilişkiye sahip olduğunu söyleyerek, “Endonezya ve Türkiye arasında savunma sanayisi iş birliği çabalarına daha çok destek vermek istiyoruz” diye konuştu.
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Filistin konusunda da iş birliğinin devam edeceğini ve iki devletli çözümün desteklendiğini vurguladı.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto huzurunda, iki ülke arasında ortak anlaşmalar imzalandı.
Bu kapsamda, iki ülke arasındaki “Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Sağlık ve Tıp Bilimleri Alanlarında İşbirliği Anlaşması”nı Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Endonezya Dışişleri Bakanı Sugiono imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Enerji ve Doğal Kaynaklar Alanında Mutabakat Zaptı”, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Endonezya Enerji ve Maden Kaynakları Bakanı Bahlil Lahadalia tarafından imza altına alındı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Hükûmeti Arasında Yatırımların Teşviki ve Kolaylaştırılmasına Dair Niyet Mektubu”na, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Endonezya Yatırım ve Ham Madde İşleme Bakanı Rosan Perkasa Roeslani imza attı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır ile Endonezya Sanayi Bakanı Agus Gumiwang Kartasasmita, “Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Endonezya Cumhuriyeti Endonezya Sanayi Bakanlığı Arasında Sanayi İşbirliği Ortak Komitesi Kurulmasına Dair Mutabakat Zaptı”nı imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Tarımsal İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptı”, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Endonezya Tarım Bakanı Andi Amran Sulaiman tarafından imza altına alındı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Endonezya Ticaret Bakanı Budi Santoso, “Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı ile Endonezya Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Arasında Ticaret Alanında İşbirliğinin Geliştirilmesine İlişkin Mutabakat Zaptı”na imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Öğretim Kurulu ile Endonezya Cumhuriyeti Yüksek Öğretim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yüksek Öğretim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve Endonezya Yüksek Öğretim, Bilim ve Teknoloji Bakanı Satryo Soemantri Brodjonegoro tarafından imzalandı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Endonezya Din İşleri Bakanı Nasaruddin Umar, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı ile Endonezya Cumhuriyeti Din İşleri Bakanlığı Arasında Din Hizmetleri ve Din Eğitimi Alanlarında İşbirliği Mutabakat Zaptı”nı imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti Savunma Sanayii Başkanlığı ile Endonezya Savunma Bakanlığı Arasında Savunma Sanayii İşbirliği Anlaşması”na, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ve Endonezya Savunma Bakanı Sjafrie Shamsuddin imza attı.
BAYKAR Genel Müdürü Haluk Bayraktar ile Republikorp Kurucusu Norman Joesoef arasında “Bayraktar TB3 ve Bayraktar AKINCI İhracatına Yönelik Ortak Üretim Anlaşması” imzalandı.
Ayrıca “Anadolu Ajansı (AA) ve Endonezya Haber Ajansı (ANTARA) Arasında İşbirliği Anlaşması”nı, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz ile ANTARA Başkanı Akhmad Munir imzaladı.
“Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) ile Endonezya Cumhuriyeti Kamu Hizmeti Yayıncılığı Radyosu (LPP RRI) Arasında Radyo Alanında Mutabakat Zaptı”, TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ile LPP RRI Yönetim Kurulu Başkanı I Hendrasmo tarafından imza altına alındı.
TRT Genel Müdürü Sobacı ve Endonezya Kamusal Televizyon Ağı (TVRI) Yönetim Kurulu Başkanı Iman Brotoseno, “Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) İle Endonezya Kamusal Televizyon Ağı (tvrı) Arasında İşbirliği Protokolü”ne imza attı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya, Türkiye’nin yerli elektrikli otomobili Togg’u hediye etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya “Pamukkale beyazı” renginde Türkiye’nin yerli elektrikli otomobili Togg armağan etti. İki lider, Togg’un önünde fotoğraf çektirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto tarafından Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda onuruna verilen resmî öğle yemeğine iştirak etti.
Yemekte yaptığı konuşmada, sıcak ve nazik ev sahipliği için Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile bu yıl çeşitli vesilelerle birçok kez bir araya geldiklerini, gerek ikili gerekse dünyayı ilgilendiren birçok konuda iki dost ve kardeş olarak görüş alışverişlerinde bulunduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “G20 Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere son olarak 2022’nin kasım ayında ziyaret ettiğim Endonezya’nın her defasında gelişip, büyüdüğünü görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum” ifadelerini kullandı.
ANTALYA DİPLOMASI FORUMU’NA DAVET Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya’nın, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto liderliğinde 10 yıl içinde dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına gireceğine inandığını vurgulayarak, “Az önce Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyimizin ilk toplantısını tamamlamış bulunuyoruz. İnşallah sizleri de 11-13 Nisan’da düzenleyeceğimiz 4. Antalya Diploması Forumu’na bekliyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk sanayisinin ulaştığı seviyeyi temsil eden yerli elektrikli otomobil Togg’u Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya hediye etmesine ilişkin de, “Togg’u ülkelerimiz arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının nişanesi olarak kabul etmeniz bizleri sevindirecektir. Rabb’im aramızdaki dayanışmayı ve muhabbeti daim eylesin diyorum, 1 Mart’ta kavuşacağımız özellikle Ramazan-ı Şerifinizi şimdiden tebrik ediyorum” dedi.
Resmî temaslarda bulunmak üzere Endonezya’nın başkenti Cakarta’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eşlik eden eşi Emine Erdoğan, Yunus Emre Enstitüsüne (YEE) ziyarette bulundu.
Emine Erdoğan’ı enstitüye gelişinde, YEE Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Aliy ve YEE Endonezya Müdürü Cemal Şahin ile ellerinde Türk ve Endonezya bayrakları taşıyan çok sayıda öğrenci karşıladı.
Öğrencilerle yakından ilgilenen Emine Erdoğan, enstitüyü gezerek, Aliy ve Şahin’den yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Emine Erdoğan, 1567-1920 yıllarına ait Osmanlı-Endonezya ilişkilerini gözler önüne seren Arşiv Belgeleri Sergisi’ni gezdi.
Sergideki belgeler arasında, “Endonezyalı Müslümanların hac yaparken masrafların azaltılması noktasında Osmanlı’dan yardım istemesine ilişkin yazı”, “Osmanlı’nın, İngilizlerin Uzak Doğu Asya’ya yönelik kirli planlarını bozması ve buna mukabil Endonezya’dan teşekkür mektubu”, “Açe’de bulunan Müslüman topluluğuna yönelik Hollandalıların zulümlerine karşı Osmanlı’nın yardımları neticesinde gösterilen başarıya ilişkin rapor”, “Cava bölgesinin bütünüyle düşmanlardan kurtarılması noktasında Osmanlı’nın yardımları ve rolü noktasında Cava Padişahı Şerif Ali tarafından Sultan Abdülhamit’e gönderilen teşekkür mektubu” yer aldı.
Serginin ardından Türkçe dersinin verildiği sınıfları ve kütüphaneyi ziyaret eden Emine Erdoğan, Endonezyalı öğrencilerle sohbet etti. “Türkiye’deki Hayalim” konusunun işlendiği derste öğrenciler, Türkiye’ye dair hayallerini kaleme aldıkları metinleri okudu. Öğrencilerden biri, daha önce iki kez gittiği Türkiye’nin çok sayıda tarihî güzelliklere sahip olduğunu belirterek, Türkiye’den doktora derecesi almak istediğini ve Türk yemeklerini çok özlediğini söyledi. Emine Erdoğan, enstitüde eğitim gören öğrencilerin Türkiye’ye dair çizdikleri resimleri de inceledi, öğrencilerle yaptıkları resimlere ve Türkiye’ye ilişkin sohbet etti.
“TÜRKİYE VE ENDONEZYA KARDEŞLİĞİ, BUGÜNKÜ GİBİ NİCE YILLAR BOYU SÜRSÜN”
Emine Erdoğan, YEE’yi ziyaretine ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadeleri kullandı: “Resmî ziyaretimiz kapsamında Endonezya’nın başkenti Cakarta’da Yunus Emre Enstitüsünü ziyaret ettim. Bu yıl Türkiye ve Endonezya arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 75. yılını kutlarken, aslında 16. yüzyıldan günümüze uzanan bir dostluğun mirasına tanıklık ediyoruz. Bu mirası geleceğe taşıyan en önemli köprülerden biri olan Yunus Emre Enstitüsünde Türkçe eğitimi alan gençlerle buluşmaktan mutluluk duydum. Öğrenme heyecanları ve Türkiye’ye duydukları sevgi, halklarımız arasındaki güçlü bağın en güzel yansıması. Osmanlı-Endonezya İlişkileri Arşiv Belgeleri Sergisi’nde ise iki ülkenin köklü dostluğunun ne denli kuvvetli olduğunu hatırlatan belgeleri inceledim. Dilerim ki Türkiye ve Endonezya kardeşliği, bugünkü gibi yıllar boyu sürsün.”
Resmî ziyaretini gerçekleştirmek üzere Endonezya’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto ile Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayında bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya’nın Bogor şehrinde Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto tarafından resmî törenle karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın makam aracını, Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı girişinde karşılayan süvariler, bina girişine kadar araca eşlik etti. Endonezyalı çocuklar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı makam aracından indiğinde Türk ve Endonezya bayraklarıyla selamladı.
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’nun tören alanındaki yerlerini almasının ardından, askerî bando iki ülkenin millî marşlarını çaldı ve top atışı yapıldı.
Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki karşılama töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, heyetlerini birbirlerine takdim etti, bina girişinde Türkiye ve Endonezya bayrakları önünde tokalaşarak basın mensuplarına poz verdi.
Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda şeref defterini de imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile baş başa görüşmeye geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere gittiği Endonezya’nın başkenti Cakarta’ya ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Halim Perdanakusuma Askerî Havalimanı’nda, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, Türkiye’nin Cakarta Büyükelçisi Talip Küçükcan ve diğer yetkililer karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Endonezya ziyaretinde, eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat eşlik ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, konaklayacakları otele gelişlerinde, ellerinde Türk ve Endonezya bayraklarıyla kendilerini karşılayan Endonezyalı çocuklarla hatıra fotoğrafı çektirdi ve çocuklarla sohbet etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuala Lumpur’da Malezya Başbakanı İbrahim ile düzenlediği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “5 milyar dolar olarak belirlediğimiz ikili ticaret hacmini 10 milyar dolara çıkarma kararını verdik. ASEAN bölgesindeki en büyük ticaret ortağımız olan Malezya ile artık 10 milyar dolarlık sürdürülebilir ve dengeli bir ticaret hacmini hedefliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ile baş başa, heyetler arası görüşme ve anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlık Ofisi’nde, Malezya Başbakanı İbrahim ile düzenlediği ortak basın toplantısında, en son 2019 yılında ziyaret ettiği Malezya’da tekrar bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi, şahsına ve heyetine gösterilen hüsnü kabulden dolayı Malezya Başbakanı İbrahim’e teşekkür etti.
Geçen yıl Türkiye ve Malezya arasındaki diplomatik ilişkilerin 60. yıl dönümünü idrak ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ve Malay halkları arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının asırlar öncesine dayandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kapsamlı stratejik ortaklık tesis eden iki ülke olarak kadim ortak tarihten güç aldıklarını, ecdadın ayak izlerini takip ettiklerini ifade etti.
“TİCARET VE YATIRIM ALANLARINDAKİ HAREKETLİLİĞİ ARTIRMA KONUSUNDA FİKİR BİRLİĞİ İÇİNDEYİZ”
Gelecek dönem, kapsamlı stratejik ortaklığın ruhuna uygun olarak iki ülke arasındaki münasebetleri yüksek düzeyli stratejik iş birliği konseyi tesis etmek suretiyle ilerletmeye devam edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün yaptığımız görüşmelerde, aziz kardeşimle, münasebetlerimizi perçinleyecek adımları değerlendirdik. Farklı alanlarda, sizlerin huzurunda 11 anlaşmayı imzaladık. Ayrıca irademizi ortaya koyan ortak açıklama da kabul edildi. Türkiye ve Malezya olarak ticaret ve yatırım alanlarındaki hareketlilik ve çeşitliliği, kazan-kazan anlayışıyla artırma konusunda fikir birliği içindeyiz. Evvelce 5 milyar dolar olarak belirlediğimiz ikili ticaret hacmini şimdi 10 milyar dolara çıkarma kararını verdik. ASEAN bölgesindeki en büyük ticaret ortağımız olan Malezya ile artık 10 milyar dolarlık sürdürülebilir ve dengeli bir ticaret hacmi hedefliyoruz. Bugün düzenlenecek iş forumunun yeni iş birliği modellerine ve yatırım projelerine vesile olmasını diliyorum.”
“TURİZM ALANINDAKİ GİRİŞİMLERİ TEŞVİK HUSUSUNDA ORTAK İRADEMİZİ TEYİT ETTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayii alanında yakaladıkları ivmeyi, teknoloji transferi ve ortak üretim öngören projelerde sürdüreceklerini dile getirdi.
Firmaların, tecrübelerini ve ürünlerini her iki ülkenin de faydasına olacak şekilde Malezya ile paylaşmaya hazır olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Biraz önce tamamladığımız görüşmelerde sanayi ve teknoloji, enerji, turizm, kültür ve eğitim gibi çeşitli alanlardaki ilişkilerimizi de etraflıca ele alıp, somut iş birliği imkânlarını değerlendirdik. Turizm alanındaki girişimleri teşvik etme hususunda ortak irademizi teyit ettik. Malezya’nın ülkemize yönelik artan ilgisini memnuniyetle karşılıyor, daha fazla kardeşimizi Türkiye’de ağırlamak istiyoruz. Ayrıca beşerî bağlarımızın ilerletilmesinde de bayrak taşıyıcısı hava yollarımızın oynadığı kritik role dikkat çektik. Sabiha Gökçen Havalimanı ile ilgili yaptığımız dar kapsamlı görüşmede, malum pist sayımızı ikiye çıkardık ama şimdi terminali de süratle yapmak suretiyle Sabiha Gökçen’in aynen İGA gibi çok daha fazla uçak sayısıyla inşallah farklı bir zemini oluşturmasını istiyoruz. Bu sektörde de özellikle iş birliği imkânlarını oluşturmanın gayreti içerisindeyiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde YÖK ile Malezya Yükseköğretim Bakanlığı arasında kurulmaya çalışılan ortak komitenin en kısa sürede faal hâle getirilmesi konusunda fikir birliğine vardıklarını belirtti.
Bölgedeki en büyük Yunus Emre Türk Kültür Merkezi ve Türkiye Maarif Vakfı vasıtasıyla Malezyalılarla bağları güçlendirmekte kararlı olduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2019 yılında ilan ettiğimiz Yeniden Asya Girişimi’nde ASEAN merkezi konuma sahip. Malezya’nın 2025 yılı ASEAN dönem başkanlığını da tebrik ediyor, bu görevi en iyi şekilde yürüteceğine inanıyorum. Bu dönem zarfında ülkemizin ASEAN ile mevcut iş birliğinin daha üst seviyelere taşınmasını arzu ediyor, Malezya’nın bu yöndeki desteğine güveniyorum” diye konuştu.
“GAZZE VE FİLİSTİN KONUSUNDA MALEZYA’NIN DURUŞUNU TAKDİRLE TAKİP EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü görüşmelerinde Filistin davası başta olmak üzere uluslararası meseleleri de etraflıca mütalaa ettiklerini söyledi.
Ayni yardımlar konusunda, Türkiye’nin şu ana kadar 100 gemiyi aşkın ayni yardımı Filistin’e gönderdiğini ve bu çalışmaların aynen devam ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ayni yardımlarımızı göndermeye devam ediyoruz. Gazze ve Filistin konusunda Malezya’nın duruşunu takdirle takip ediyoruz. Sorunun özünde, İsrail’in işgal, istila ve katliam politikasında ısrar etmesi var. Daha öncekiler gibi son ateşkes mutabakatında da İsrail’in verdiği sözleri yine tutmadığını gördük. İsrail, Filistin topraklarında sürdürdüğü işgale son vermeli ve sebep olduğu zararları da tazmin etmelidir. Bu itibarla, 1967 sınırları esas alınarak, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin vücut bulması şarttır. Türkiye ve Malezya bu noktadaki çabalarını hız kesmeden sürdürecektir. Bu düşüncelerle Enver kardeşime biraz evvel teslim ettiğimiz Togg’un Türkiye ve Malezya ortaklığının nişanelerinden biri olmasını ümit ediyorum. Sayın Başbakan’a ve kıymetli Malezyalı kardeşlerime içten misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının basın mensuplarının sorularını cevapladı.
GAZZE’YE YARDIMLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) ülkeleri ile ilişkilerini güçlendirmesi noktasında ne gibi bir rolü olacağına yönündeki soru üzerine, “ASEAN üyesi ülkelerle birlikte bizler Filistin noktasında oradaki mağduriyeti hep beraber nasıl giderebiliriz? Ayni, nakdi ne gibi desteklerde bulunabiliriz? Bu sadece ne Malezya’nın ne de Türkiye’nin tek başına yapabileceği bir şey değil ama ASEAN üyeleri hep birlikte el ele verirsek, bunun altından kalkarız diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ASEAN’la ilişkilerin gelişimi noktasında ne gibi adımlar atılacağına yönelik sorusu üzerine de şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu işin iki boyutu var. Hem ayni hem nakdi. Burada her iki ülkede ayni ve nakdi olarak her türlü desteği verebileceğimize inanıyorum. Bu konuda, bunları aramızda görüştük. Özellikle tabii bugün sadece Filistin ve yine bir diğer tarafta Suriye’de alt yapı, üst yapı diye bir şey kalmadı. Her taraf yerle yeksan oldu. Burada atacağımız adımlarla gerek üst yapıda gerek alt yapıda neler yapabiliriz, bunu ilgili arkadaşlarımız beraber çalışacaklar. Buna göre de bu adımları atmanın kararını vereceğiz.”
MALEZYA BAŞBAKANI İBRAHİM: “GAZZE’NİN YENİDEN İNŞA ÇALIŞMALARINA GEREKEN DESTEĞİ SAĞLAYABİLİRİZ”
Malezya Başbakanı İbrahim, basın toplantısında yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok zenginleştirici ve anlamlı bir ziyaret olması nedeniyle teşekkür ederek, “Aile olarak da dostumuzsunuz ve pek çok Malezyalı biliyorum ki sizi tanıyor, biliyor. Ve sizin yaptıklarınızı, sizin hikâyenizi de izliyoruz. Söylediklerinizi de ciddiye alıyoruz. Son derece kararlısınız, güçlüsünüz. Bunu görüyoruz. Kendinizi net ifade ediyorsunuz. Dünyada adalet ve barış istediğiniz mesajınızı çok net veren bir lidersiniz” ifadelerini kullandı.
Malezya Başbakanı İbrahim, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği’nin (ASEAN) Gazze’de ateşkesi öncelediğini ve Gazze’de ateşkes ilan edildikten sonra yeniden inşa çalışmaları başladığında yeterli yardımın sağlanacağından emin olmak istediklerini kaydetti.
Geçen ay düzenlenen ASEAN dışişleri bakanları toplantısında pozisyonlarını yeniden teyit ettiklerini belirten Malezya Başbakanı İbrahim, “Biz bütün liderlerle angajmanımızı sürdüreceğiz. Böylelikle Gazze’nin yeniden inşa çalışmalarına gereken desteği sağlayabiliriz. Malezya’nın dönem başkanlığında ASEAN ülkelerini bu noktada seferber edeceğimizden emin olabilirsiniz” dedi.
Malezya Başbakanı İbrahim, ASEAN-Türkiye ilişkileri noktasında iş birliğinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesinin hedeflendiğine işaret ederek, “Asya’nın dışında da Kanada gibi, Avrupa Birliği gibi ortaklarımız var. Dolayısıyla bu diyalog ortaklıklarını geliştirme noktasında ASEAN’ın beklentileri karşılayacağını tahmin ediyorum” diye konuştu.
TÜRKİYE VE MALEZYA ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Malezya Başbakanı İbrahim’in huzurunda iki ülke arasında 11 anlaşma imzalandı. İmzalanan anlaşmalar şunlar:
Türkiye Cumhuriyeti ile Malezya arasında enerji dönüşümü alanında iş birliğine ilişkin mektup teatisi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve Malezya Başbakan Yardımcısı, Enerji ve Su Dönüşümü Bakanı Fadillah Yusuf tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti ile Malezya arasında afet ve acil durum yönetimi alanında mutabakat zaptı ile Türkiye Cumhuriyeti ve Malezya diplomasi akademileri arasında iş birliğine ilişkin nota teatisine Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Malezya Dışişleri Bakanı Muhammed Hasan imza attı.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Marmara Araştırma Merkezi ile Sultan Mizan Antarctic Research Foundation arasında, deniz ve kutup alanında iş birliği mutabakat zaptı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Malezya Dışişleri Bakanı Muhammed Hasan tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti ve Malezya arasında savunma ürünleri tedariki ortak komitesi uygulama kurallarını, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ile Malezya Savunma Bakanı Mohamed Khaled Nordin imza altına aldı.
Türkiye Cumhuriyeti Savunma Sanayii Başkanlığı ve Malezya Ulusal Güvenlik Konseyi arasında iletişim sistemleri alanında stratejik iş birliğine ilişkin nota teatisi, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ile Malezya Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Müdürü Raja Nushirwan Zainal Abidin tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti Savunma Sanayii Başkanlığı ve Selangor Havacılık ve Teknoloji İnovasyon Sdn Bhd arasında akıllı şehir, trafik ve güvenlik sistemi çözümleri alanında iş birliği mutabakat zaptını, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ile Selangor Eyalet Hükûmeti Başbakanı Amirudin Bin Shari imza altına aldı.
Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı ile Malezya İç Ticaret ve Geçim Bakanlığı arasında tüketicinin korunması, piyasa gözetimi ve denetimi alanlarında iş birliğine ilişkin mutabakat muhtırası, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Malezya İç Ticaret ve Geçim Bakanı Armizan Bin Mohd Ali tarafından imzalandı.
Desan Tersanesi ile Malezya İçişleri Bakanlığı arasında çok amaçlı görev gemisi tedariği için ön kabul mektubunu, Desan Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Cenk İsmail Kaptanoğlu ile Malezya İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Awang Alik Bin Jeman imzaladı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Malezya İletişim ve Multimedya Komisyonu arasında görsel-işitsel medya hizmetleri alanındaki niyet mektubu, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ile MCMC Başkanı Tan Sri Mohamad Salim Bin Fateh Din tarafından imza altına alındı.
Anadolu Ajansı (AA) ile Malezya Ulusal Haber Ajansı arasındaki mutabakat zaptını da AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz ile Malezya Ulusal Haber Ajansı İcra Kurulu Başkanı Nur-ul Afida Kamaludin imzaladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortak basın toplantısı öncesi Malezya Başbakanı İbrahim’e, Türkiye’nin yerli elektrikli otomobili Togg’u hediye etti.
Başbakanlık Ofisi bahçesinde bir süre “Pamukkale beyazı” rengindeki otomobili inceleyen ve sohbet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Malezya Başbakanı İbrahim, Togg önünde fotoğraf çektirdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.