Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale’de toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Bölgemizdeki ve dünyadaki mazlumların sesi olmayı sürdüreceğiz. Önümüze kurulan tuzakları birer birer bozup dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına da gireceğiz. Savunma sanayinin her alanında kendimizi ve dostlarımızı dışa bağımlılıktan da tamamen kurtaracağız. Ülkemizi hedeflerine ulaştırmak, milletimizi ve devletimizi güçlendirmek için her alanda çalışmayı sürdüreceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Biga Belediye Meydanı’nda düzenlenen Çanakkale’de Yapımı Tamamlanan Projelerin Toplu Açılış Töreni’ne katıldı.
Çanakkale’nin ve Biga’nın bugün bir başka olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilerin coşkusunun ve birlikteliğinin daim olmasını diledi.
Siyasi hayatında Biga’nın ayrı bir yeri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biga’nın meydanında, buraya geldiğimde karşımda sadece 10 kişi vardı. Hamdolsun Vehbi ağabeyimizle, rahmetli, burada onunla yola çıkmıştık. Bir mali müşavir, Rıdvan kardeşimle birlikteydik ve sayı 10 kişi. Ama şimdi hamdolsun 10 binler var. Nereden nereye” dedi.
Osmanlı döneminde Rumeli ve Batı Anadolu’ya giden tüm kuvvetlerin Biga’da toplanıp buradan yola çıktığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tıpkı bugünkü gibi, şimdi buradan yolculuğa çıkıyor muyuz? Çıkıyoruz. Donanmanın seferlerine katılan birliklerin toplanma yeri de Biga’dır. İşte bunun için Biga eskiden beri önemli ve stratejik bir yerleşim merkezi olarak bölgesine ve ülkesine hizmet etmiştir. Biz de 1915 Çanakkale Köprüsü’nün son tabliyesini yerleştirme töreni vesilesiyle yaptığımız ziyareti, Biga’daki bu güzel buluşmayla taçlandırmak istedik” diye konuştu.
“ÇANAKKALE’NİN AYDINLIK GELECEĞİNE YENİ BİR KAPI ARALIYORUZ”
Özel sektörün bu bölgede yaptığı yatırımları da desteklediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yapımı tamamlanan eser ve hizmetlerin resmî açılışlarını yaparak, Çanakkale’nin aydınlık geleceğine yeni bir kapı araladıklarını söyledi.
Açılışını yapacakları eserler arasında eğitimde, Ayvacık Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Bayramiç İmam Hatip Lisesi’nin yurt ve spor salonu ile 18 Mart Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi Uygulama Merkezi, kız öğrenci yurdu ve Biga Meslek Yüksekokulunun da bulunduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. İşte biz eserlerle konuşuyoruz. Sağlıkta, Çan Devlet Hastanesi, Gökçeada ve Ezine ilçeleriyle Esenler ve Cevatpaşa mahallelerindeki aile ve toplum sağlığı merkezlerini bugün resmen hizmete açıyoruz. Şehrimizin sembollerinden biri hâline gelen 72 milyon lira yatırım bedeli olan Çanakkale Karasal Sayısal Yayın Kulesi’nin açılışını yapıyoruz. Kıyı emniyetimize 124 milyon liralık yatırımla kazandırdığımız 2 adet 90 tonluk römorkör ile 3 adet kılavuz hizmet botunu resmen bugün hizmete veriyoruz. Enerjide, şehrimizin pek çok yerine daha kaliteli hizmet verilmesini sağlayacak altyapı yatırımlarını resmen hizmete açıyoruz. Ayvacık ve Ezine ilçelerimizde 151 milyon liralık yatırımla inşası tamamlanan 239 afet konutu ile altyapı tesislerinin açılışlarını buradan gerçekleştiriyoruz. Ezine-Bayramiç yolunu, Çan, Pazar Köprüsü’nü, Ezine Kültür Merkezi’ni, Biga Ticaret Borsasını, Gümüşçay Fatin Rüştü Zorlu Stadı’nı, çeşitli restorasyon çalışmalarını, Yenice doğal gaz hattını da hizmete açıyoruz. Kurumlarımıza ait hizmet binaları ile tamamlanan diğer eserlerin de resmî açılışlarını buradan yapıyoruz. Toplam 777 milyon liralık yatırım bedeli olan 35 adet yatırım projesinin şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Bu eserlerimizi Çanakkale’mize kazandıran bakanlıklarımızı, kurumlarımızı, yüklenici firmaları, mühendisinden işçisine, herkesi tebrik ediyorum.”
“BİR ASIR ÖNCE TÜM GÜÇLERİYLE ÇANAKKALE’YE DAYANANLARIN İÇLERİNDEKİ HEVES HÂLÂ SÖNMEMİŞTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millet olarak 19. yüzyılın ilk çeyreğinde çok büyük kayıplar vermenin yanında çok önemli zaferler kazanıldığını anımsattı. Balkanlar, Kuzey Afrika, Irak ve Suriye’nin elden çıkışının hatta Anadolu topraklarının kıyısından köşesinden işgaline şahitlik edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun yanında Çanakkale, Kut’ül Amare ve Köprüköy’de kazanılan destansı zaferler de bulunduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hepsinin önemlisi millî mücadelemizi başarıyla sonuçlandırdık. Bunların içinde Çanakkale Savaşı millî mücadelenin ve son devletimiz Cumhuriyet’in kuruluşuna giden yolun adeta ön sözü olması bakımından önemlidir” diye konuştu.
Konuşması sırasında, millî şair Mehmet Akif Ersoy’un “Çanakkale Şehitlerine” şiirinden bir bölümü okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Evet, Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet tarihi boyunca yaşadığımız her hadise karşımızdakilerin maskelerini tekrar tekrar yırtan mahiyete de sahiptir. Üzerimize gelen hayâsız akınlar hâlâ durmadı, durmayacak da görünüyor. Biraz sonra gideceğimiz Troya’nın sembolü olduğu binlerce yıllık mücadele hâlâ bitmemiştir. Buralardaki 700 yıla yaklaşan varlığımızı kabullenemeyenlerin bizi boğazın her iki yakasından kazıyıp atma emelleri hâlâ sona ermemiştir. Bir asır önce tüm güçleriyle Çanakkale’ye dayananların içlerindeki heves hâlâ sönmemiştir. Anadolu’nun bin yıllık vatanımız olmasını hazmedemeyenlerin milletimize olan koyu kinleri hâlâ dinmemiştir. Ama hamdolsun bizim mücadele azmimiz dipdiridir. Bu ülkeye ve bu millete pranga vuracaklarını sananları kendilerini en güçlü hissettikleri zamanda ve yerde zelil eden kahramanların soyunun tükenmeyeceğini göstermeyi sürdüreceğiz.”
“Mehmetçik” ifadesine ismini veren Bigalı Mehmet Çavuş’un Seddülbahir’i işgal etmek üzere gelen düşman gücü karşısında gösterdiği kahramanlığın unutulmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Mehmet Çavuş Seddülbahir’i silahıyla, küreğiyle, yerde bulduğu taşla velhasıl eline ne geçerse onunla düşmanı durdurmuş ve ağır zayiatlar verdirerek, geri çekilmeye mecbur bırakmıştı. Savaş bittikten sonra kendisine teklif edilen maddi yardımları, ‘ben para için değil, vatanım için savaştım…’ ve reddediyor Mehmet Çavuş. Bu asaletiyle de tarihe ismini yazdırıyor. Bir başka Çanakkale kahramanı Ezineli Yahya Çavuş’un bir avuç askeriyle 3 bin kişilik İngiliz birliğinin karaya çıkışını uzunca bir süre engellemesi de savaşın gidişatını değiştiren hadiseler arasındadır. Mehmet Çavuş’un, Yahya Çavuş’un ve diğer Çanakkale kahramanlarının ahfadı olan milletimiz de 15 Temmuz’da tankları, uçakları, ateş kusan namluları çıplak eliyle durdurarak bir kez daha istiklaline sahip çıkmıştır. Terörle mücadelede, sınır ötesi harekâtlarda destan yazan askerlerimizin, jandarmalarımızın, polislerimizin, güvenlik korucularımızın kahramanlık hikâyeleri nesilden nesle aktarılacak şeref beratları olarak hafızalara kazınmıştır.”
“MİLLETİMİZİN DESTEĞİNE GÜVENDİK”
Türkiye’yi eğitim, sağlık, adalet, güvenlik, sanayi, tarım ve enerjide, her alanda güçlendirmenin mücadelesini verirken bu şanlı tarih ve kahramanlardan güç aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tek gayemiz alın terleriyle sulayarak ve kanlarıyla yoğurarak bize bu toprakları vatan hâline getiren ecdada layık olabilmektir. Çünkü bir toprağın, bir arazinin vatan olması kanlarla onun sulanmasıdır, onunla yoğrulmasıdır. Cumhuriyet tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma mücadelesini verirken sadece Allah’ın yardımına ve milletimizin desteğine güvendik. Biz size güveniyoruz. Milletimizin değerlerine savaş açan vesayetçilerle, millî iradeyi hiçe sayan darbecilerle, terör örgütlerini kullanarak sınırlarımıza dayanan güçlerle ve içimizdeki gafillerle mücadelemizi hep bu anlayışla yürüttük.”
Muhalefetin Kanal İstanbul’a ilişkin açıklamalarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlet yönetiminde sürekliliğin esas olduğunu ve iktidarı devraldıklarında Türkiye’yi süratle kalkındırmanın içerisine girdiklerini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale Köprüsü’nün 18 Mart 2022’de açılacağını hatırlatarak şu ifadeleri kullandı: “Bugün son tabliyenin vidalarını sıktık. Biz buyuz. Bay Kemal, senin bu işlere kudretin yetmez. Senden bir şey de olmaz. Çünkü senin hizmet diye bir derdin yok ama bizim bu millete olan aşkımız, hizmet anlayışımızı körüklüyor. Düşünün şu anda öyle zamanlar oldu ki hava dalgalı. Karşıdan karşıya geçmek adeta mümkün değil. Bazen feriler çalışmaz. Ama şimdi 6 dakikada bu köprüden karşıdan karşıya geçeceğiz. Modern olmak, medeni olmak budur. Lafla olmuyor bu. İşte biz şimdi bu adımı attık. Ama utanmadan, sıkılmadan da sonra bu köprüyü kullanırlar. Velhasıl kullansınlar. Zaten biz, bize hakaret edene de etmeyene de bu hizmetleri veriyoruz. Neden? Çünkü güzel bir kelam, at denize balık bilmezse halik bilir.”
“2023 HAZİRAN’INA HAZIR OLALIM”
Türk milletinin bu topraklardaki varlığına tahammül edemeyenlerin büyük ve güçlü Türkiye hedefinin karşısında yer almalarının gayet doğal olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama bu ülkenin ekmeğini yiyenlerin, suyunu içenlerin, havasını soluyanların, tüm imkânlarından ziyadesiyle istifade edenlerin böyle davranmasını kabullenemeyiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1915 Çanakkale Köprüsü’nün son tabliyesinin yerleştirilmesi törenine katıldıklarını anımsatarak “Vidaları sıktık. İnşallah bunların da vidalarını sıkacağız. Sizinle beraber sıkacağız. 2023’te sıkacağız Cumhur İttifakı olarak. Buna hazır mıyız? Kapı kapı dolaşmaya hazır mıyız? Cumhur İttifakı olarak bütün kapıları çalmaya hazır mıyız? Bu gayretle inşallah 2023’ün Haziran’ına hazır olalım. Şimdi ikide bir kalkıp şunu söylüyorlar, ‘Erken seçim, erken seçim’. Sizden bir şey olmaz. Siz sadece şurada ne zamandan beri erken seçim diyorsunuz. Yetişemediğiniz üzüme koruk diyorsunuz. Siz koruk üzümden anlarsınız, ona devam edin. Biz olgunlaşmış üzüm yemeye devam ediyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
“1915 ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ’NÜN YÜKSELİŞİNİ İÇLERİ KAN AĞLAYARAK İZLEYENLER VAR”
AK Parti iktidarı döneminde yapılan köprü, tünel, hastane ve üniversiteleri anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şehir hastanelerini zaten akılları almıyor. Şehir hastanelerimiz hızla şu koronavirüs döneminde verdikleri hizmetle elhamdülillah büyük belalardan bizi kurtardılar. 1915 Çanakkale Köprüsü’nün yükselişini de içleri kan ağlayarak izleyenler var. Çanakkale’deki köprünün inşasını engelleyemediklerini görünce içlerindeki tüm kini ve nefreti Kanal İstanbul Projesi’ne yönlendirdiler. Üstelik sadece prensipte projeye karşı çıkmakla kalmıyorlar. Yerlisi ve yabancısıyla tüm yatırımcıları tehdit ederek ülkemizin kalkınmasını engellemek için canhıraş bir gayret içindeler. Açık söylüyorum, bu zihniyet sadece yatırım düşmanı olmanın ötesinde doğrudan ülkesinin ve milletinin düşmanıdır. Gerçi bunların tüm geçmişleri aynı rezilliklerle doludur. Türkiye’nin herhangi bir yerinde hangi büyük yatırım gündeme gelmişse bunların hepsine de bunlar karşı çıktılar. Bu CHP, bu İP, HDP, bunlar hep birlikte terör örgütü PKK’nın yandaşlarıdır. Bunlar onlarla beraber yol yürüyor. Biz de Cumhur İttifakı olarak MHP ile birlikte yolumuza devam ediyoruz. Biz bu vatanı sevenlerle, bu milleti sevenlerle beraberiz ve yolumuza da böyle devam edeceğiz.”
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’NİN İNŞASINA ENGEL OLAMAYACAKLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınırların güvenliğini artırmak, sınır ötesinden kaynaklanan tehditleri engellemek için hangi harekât yapılmışsa ve Akdeniz, Ege, Kuzey Afrika, Balkanlar ve Kafkaslarda ülkenin menfaatlerini korumak için hangi mücadeleye girişilmişse muhalefetin hepsine karşı çıktığını dile getirerek şu değerlendirmeyi yaptı: “Dünyada kendi ülkesindeki yatırımları engellemek için kendini böylesine rezil, böylesine zelil, böylesine aşağılık duruma düşüren bir başka muhalefet örneği yoktur. Dün FETÖ’cü hainlerin MİT tırları kumpasıyla ülkemizi düşürmeye çalıştıkları durum ile bugün yatırımcıları tehdit ederek ülkemize verilmek istenen zarar aynı sinsi senaryonun farklı sahneleridir. İşte buradan meydan okuyorum. Bu mankurtlar da onların iplerini ellerinde tutanlar da ne yaparlarsa yapsınlar büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasına engel olamayacaklar. Nasıl her alanda yüzlerce projeyi ülkemize kazandırmışsak, Allah’ın izniyle 1915 Çanakkale Köprüsü’nü de tamamlıyoruz, tamamlayacağız. Karadeniz’deki doğal gazı da milletimizin hizmetine sunacağız. İnşallah Karadeniz’deki doğal gaz çıktığı andan itibaren vatandaşımızın menfaatini de burada ayrıca gözeteceğiz.”
Ülkenin Akdeniz ve Ege’deki çıkarlarını da sonuna kadar koruyacaklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: “Kanal İstanbul’u da inşa edeceğiz. Sınırlarımızın üzerine kurduğumuz güvenlik hatlarını da birleştireceğiz. Bölgemizdeki ve dünyadaki mazlumların sesi olmayı da sürdüreceğiz. Önümüze kurulan tuzakları birer birer bozup dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına da gireceğiz. Savunma sanayisinin her alanında kendimizi ve dostlarımızı dışa bağımlılıktan da tamamen kurtaracağız. Varsın Türkiye düşmanları hasetlerinden çatlasın. Varsın Türkiye düşmanlarıyla kol kola girenler esip gürlesin. Varsın sözde Atatürkçü, sözde milliyetçi mankurtlar düştükleri çirkeflik çukurunda debelenip dursun. Biz ülkemizi hedeflerine ulaştırmak, milletimizi ve devletimizi güçlendirmek için her alanda çalışmayı sürdüreceğiz.”
Milletin şehit ve şehit yakınlarına küfretmeyi olgunlukla karşılayanlardan sandıkta hesap sormakla kalmayıp onları sokağa da çıkamaz hâle getireceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkelerine yaptıkları ihanetin ödülünü yabancıların sırtlarını sıvazlamalarıyla, terör örgütünden gelen davetlerle alanlardan bunun hesabını günü geldiğinde sandıkta milletimiz soracaktır” diye konuştu.
“SİYASET ÜLKENİN VE MİLLETİN HAYRINA PROJE ÜRETMEKTİR”
Bingöl’de şehit ağabeyi Tahir Gümren’e küfreden İYİ Partili Lütfü Türkkan hakkında hazırlanan fezlekenin TBMM Başkanlığına sunulduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhalefet adı altında ülkesine ve değerlerine saldıranlara diyorum ki eğer taktiğiniz kavgada yumruk sayılmaz hesabı ile önünüze gelene sataşmaksa o yumrukları millete değil, gelin gücünüz yetiyorsa bize savurun. Siyaset ülkenin ve milletin çıkarlarının önünü tehditle, küfürle, yabancılara şikâyetle kesmek değildir, siyaset ülkenin ve milletin hayrına proje üretmektir, eser ve hizmet inşa edebilmektir. Şehit yakınına ağza alınmayacak küfürlerle hakaret edenlerin terör örgütünün takdirine ve davetine mazhar olanlar karşısında sesi çıkmıyorsa ortada ya kirli bir pazarlık ya da gaflet sınırını aşan daha vahim bir sorun var demektir. Kaldı ki bu bir bayan olursa, bir bacı olursa… Düşünün, ya sen bir partinin lideri olarak bayansın bayan. Meclis’te o nasıl bir küfürdür? Ahlak yoksunu. Nasıl sen böyle bir küfrü yaparsın ya. Bir kadın olarak, bir bayan olarak sen bunu nasıl söylersin? Tek dertleri var, Türkiye’deki muhalefeti destekleyerek ‘Tayyip Erdoğan’dan kurtulacağız’ diyenlerin gazına geliyorlar. Üstelik bunu söyleyenler sadece lafta kalmıyor, sınırlarımızın dibindeki terör örgütünü on binlerce ağır silahla, araçla, gereçle, cephaneyle donatıyor, on binlerce teröristi eğitiyor. Suriye’de eğitilen teröristler de onlara verilen silahlarla sınır şehirlerimize, askerlerimize, güvenlik güçlerimize saldırıyor. Bugün bölgemizde Türkiye’nin hedefleri doğrultusunda attığı her hayırlı adımın arkasında aynı dış ve iç kirli ittifakı buluyoruz.”
Türkiye’nin 2023 imtihanını başarıyla verdiğinde önünde hiçbir gücün kalmayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “CHP’nin başındaki zat ikide bir çıkıp ‘Ne işimiz var Suriye’de’ diyebiliyor. Partisine tezkereye ‘hayır’ oyu verdirebiliyorsa bizim de çıkıp ‘Siz kimin adına konuşuyorsunuz, kimin adına hareket ediyorsunuz?’ diye sorma hakkımız olur. Gazi Mustafa Kemal’in Libya’daki, Suriye’deki, doğu şehirlerimizdeki, Balkanlardaki izlerini unutturmaya çalışıp bugün aynı mücadeleyi yürütenleri itham edenlerden Cumhuriyetçi ve Atatürkçü olmaz. Diyebilir misin ‘Ey Gazi Mustafa Kemal, senin Trablus cephesinde ne işin var?’ Hadi söyle. Misakımilli için diyebilir misin? Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma vasiyetine sahip çıkmayanlardan milliyetçi de olmaz, ulusalcı da olmaz, ülke sevdalısı da olmaz. İşte bunun için 2023 çok önemli diyoruz.”
“HERKESİN 2023 TERCİHİNİ EN DOĞRU ŞEKİLDE YAPACAĞINDAN ŞÜPHE DUYMUYORUM”
Seçim gününe kadar bir an bile durmadan gerçekleri herkese anlatacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle şu veya bu sebeple CHP’ye, İYİ Parti’ye HDP’ye oy vermeyi düşünen vatandaşlarımızı ülkemizin ve milletimizin hayrı için, hepimizin ortak geleceği için karşımızdaki fotoğrafı vicdanla, insafla, açık yüreklilikle değerlendirmeye davet edeceğiz. Eğer bu muhasebeyi yaptırırsak akıl ve izan sahibi herkesin 2023 tercihini en doğru şekilde yapacağından şüphe duymuyorum. Yeter ki biz çalışalım, yeter ki biz yapılanları ve yapılmakta olanları doğru şekilde anlatalım. Yeter ki biz gönüllere dokunalım. Gerisi kendiliğinden gelecektir” ifadelerini kullandı.
İktidara geldiği günden beri verdiği tüm sözleri tutan bir siyasetçi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun bugüne kadar büyük ve güçlü Türkiye için milletimizle birlikte çok önemli kararlar aldık, yatırımlar yaptık. Milletimize hizmet için usanmadan gece gündüz çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz. Bugün de milletimize ne söylüyorsak hepsini yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Bizim diğerlerinden en büyük farkımız bugüne kadar ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerdir” açıklamasını yaptı.
Çanakkale’ye son 19 yılda toplam 27 milyar liralık yatırım yaptıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Eğitimde 1904 yeni derslik inşa ettik. Gençlik ve sporda 7 bin 404 kişi kapasiteli yüksek öğrenim yurt binalarının da olduğu 34 tesisi şehrimize kazandırdık. Sosyal yardımlarda ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 1,3 milyar liralık kaynak kullandık. Sağlıkta 500 yataklı Çanakkale Devlet Hastanemizle birlikte 11 hastanenin de dahil olduğu toplam 39 sağlık tesisini hizmete sunduk. Ayrıca 3 sağlık tesisimizin inşası, 11 sağlık tesisimizin proje ve arsa süreci devam ediyor. Çevre ve şehircilikte 3 bin 388 konutu tamamladık. 171 konutun sosyal donatı alanlarıyla birlikte inşasına devam ediyoruz. Ayrıca 500 konutluk bir diğer projemizin ihalesini de önümüzdeki ay yapıyoruz.”
ÇANAKKALE’YE YAPILAN YATIRIMLAR
Çanakkale’de 3 millet bahçesi projesinin bulunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ezine ve Biga millet bahçelerinin yapımlarının sürdüğünü, Lapseki’deki millet bahçesinin ihalesinin eylül ayında gerçekleştirildiğini, ulaştırmada 14 kilometrede devraldıkları bölünmüş yol uzunluğunu 338 kilometreye çıkarttıklarını anlattı.
Kınalı, Tekirdağ, Çanakkale, Savaştepe otoyolunun 101 kilometrelik Balkara, Çanakkale arası inşasının sürdüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu projenin bir parçası olan Gelibolu ile Lapseki arasındaki dünyanın en büyük orta açıklığına sahip asma köprüsü 1915 Çanakkale Köprüsü’nün son tabliyesini de bugün yerleştirdik. İnşallah köprümüzü ve otoyolumuzu önümüzdeki yıl açıyoruz. Bu otoyol ve köprü projesi, Türk ekonomisinin en gelişmiş bölgeleri olan ve nüfusun önemli bir bölümünün yaşadığı Marmara ve Ege’nin ulaşım sistemlerini birbirleriyle entegre edecektir” dedi.
Behramkale ve Mıhlı tarihî köprülerini restorasyonlarını yaptıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İnşası süren Gelibolu-Eceabat yolunu seneye açıyoruz. Bayramiç-Etili-Çan ayrımı yolunu, Ayvacık-Küçükkuyu tünel geçişinin kalan kesimlerini, Yenice-Balya yolunu ve Çanakkale-Çan yolundaki çalışmaları da birkaç yıla kadar tamamlıyoruz. Çanakkale limanının üstyapı tesislerini yaptık. Gökçeada, Kaleköy ve Babakale’ye balıkçı barınakları kazandırdık. Tarım ve ormanda Çanakkale’ye 19 baraj ve 8 gölet inşa ettik. 5 baraj ve 3 gölet daha yapıyoruz. Tamamladığımız projelerle Çanakkale’de 441 bin dekar ziraiyi sulamaya açtık. Yapımı devam eden 4 adet sulama tesisiyle 96 bin dekar zirai araziyi daha suyla buluşturacağız.”
Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı’nda Çanakkale Destanı Ziyaretçi ve Tanıtım Merkezi’ni ziyarete açtıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şehitliklerimizi, istiklalimiz uğruna canlarını feda eden şehitlerimize yakışır şekilde ihya ediyoruz. Gelibolu Mevlevihanesi’nden Kadı İskelesi Camisi’ne, Aynalı Çarşı’dan Kilitbahir Cahide Sultan Cami ve Türbesi’ne kadar Çanakkale’deki ecdat yadigârı eserlerimizin restorasyonunu yaptık. Ayazma Pınarı Tabiat Parkı’nı milletimizle buluşturduk. Çanakkaleli çiftçilerimize 2 milyar lira tutarında tarımsal destek ödedik. Sanayide Çanakkale’ye yeni organize sanayi bölgesi, bir teknopark ve iki araştırma geliştirme merkezini kurduk. Şehrimizdeki işverenlerimize bir milyar lira tutarında prim teşviki verdik. Çanakkale, Ezine, Bayramiç, Çan, Çardak, Biga, Lapseki, Dardanus, Gümüşçay, Yenice ve Güzelyalı’ya doğalgaz arzını sağladık. Gelibolu’ya Karabiga’ya ve Geyikli’ye seneye, Ayvacık’a 2023 yılında, Eceabat ve Evreşe’ye de daha sonraki yıllarda doğalgaz arzını sağlıyoruz. İnşallah önümüzdeki senelerde Çanakkale’yi tüm ilçeleriyle birlikte daha büyük eser ve hizmetlerle buluşturacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, alandaki bazı çocukları da yanına alarak, beraberindekilerle kurdele kesti ve hizmete alınan eserlerin toplu açılışını yaptı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Zaferin Adı Türkiye” temalı “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” Treni’nin 68 gün boyunca 90 bin kilometre yol kat edeceğini ve 100 binden fazla yolcuyu taşıyacağını bildirdi. Bakan Uraloğlu, “Bu tren, sadece yolcu taşımayacak; aynı zamanda birliği, dirliği, vatan sevgisini ve millet iradesini taşıyacak. Trenlerimizde gösterilecek videolar ve asılacak afişler, bu büyük zaferi ve alınacak dersleri nesilden nesle aktaracak.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Zaferin Adı Türkiye” temalı “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” Treni’nin uğurlama töreninde konuştu. Bakan Uraloğlu, milletin tarihine altın harflerle kazınmış bir destanı, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü anmak ve bu şuuru gelecek nesillere taşımak için bir araya geldiklerini kaydetti.
15 Temmuz 2016 gecesinin, bu toprakların gördüğü en karanlık gecelerden biri olduğunu ifade eden Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Hain FETÖ mensupları, bu aziz milletin iradesine, bağımsızlığına ve geleceğine kastettiler. Tanklarla, uçaklarla, helikopterlerle, milletin silahını millete doğrulttular. Millet Meclisi’mizi bombaladılar, sokaklarda masum canlara kıydılar. Ama unuttukları bir şey vardı: Bu millet, söz konusu vatan olduğunda, canını bir an bile düşünmeden feda eder! O gece, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Milletimizi meydanlara davet ediyorum!’ çağrısıyla, milyonlar sokağa döküldü. Kadın, erkek, genç, yaşlı demeden, ellerinde bayrakları, yüreklerinde imanları, tek bir ses oldular: Ya istiklal ya ölüm!”
“Bu Millet, Tankların Gücüne Değil, İmanının Gücüne İnandı”
TÜRKSAT’ta Ahmet Özsoy ve Ali Karslı gibi kahramanların, hainlerin yayınları kesme girişimini canları pahasına engellediğini dile getiren Bakan Uraloğlu, “Cumhurbaşkanımızın sesi milletimize ulaştı, milletimiz iradesine sahip çıktı. Sayın Cumhurbaşkanımızın o tarihi gecede söylediği gibi: ‘Bu millet, tankların gücüne değil, imanının gücüne inandı!’ İşte o iman, o kararlılık, 40 yıllık hain planları bir gecede yerle bir etti. 15 Temmuz, milletimizin yeniden diriliş destanıdır. Bu destan, ‘Zaferin adı Türkiye’ diye yazılmıştır!” dedi.
68 Gün Boyunca 90 Bin Kilometre Yol Kat Edecek
Bu destanı yaşatmak, o geceki ruhu yeniden hissettirmek için, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve TCDD Taşımacılık Genel Müdürlüğü eliyle giydirilen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Treni’ni uğurladıklarını belirten Bakan Uraloğlu, trenin 68 gün boyunca, Ankara-İstanbul, Ankara-Konya, Ankara-Eskişehir, Konya-İstanbul, Eskişehir-İstanbul ve Ankara-Karaman hatlarında, tam 90 bin kilometre yol kat edeceğini söyledi. Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“100 binden fazla yolcuyu taşıyarak, geçtiği her istasyonda, her şehirde, her yürekte 15 Temmuz’un ruhunu yeniden canlandıracak. Bu tren, sadece yolcu taşımayacak; aynı zamanda birliği, dirliği, vatan sevgisini ve millet iradesini taşıyacak.”
Güzergâhında; Ankara, Eskişehir, Konya, Karaman, Bilecik, İzmit ve İstanbul’da milyonlarca vatandaşın, trenin üzerindeki mesajlarla o kahramanlık destanını bir kez daha yâd edeceğini dile getiren Bakan Uraloğlu, “Trenlerimizde gösterilecek videolar ve asılacak afişler, bu büyük zaferi ve alınacak dersleri nesilden nesle aktaracak.” açıklamasında bulundu.
“Milletimizin Yolunu Açmanın Gururunu Yaşıyoruz”
15 Temmuz’un, ikinci Kurtuluş Savaşı olduğunu söyleyen Bakan Uraloğlu, o gece, milletin bir kahramanlık destanı yazarak; 251 vatan evladının şehadet şerbeti içtiğini 2 bin 740 gazinin ise bu büyük zaferin simgesi olduğunu kaydett. Bakan Uraloğlu, “Onlar, bu vatanın istiklalini, çocuklarımızın geleceğini, milletimizin onurunu korudu. Bizler de demiryollarımızın 168 yıllık köklü mirasıyla bu aziz vatanın her karışına hizmet etmenin, milletimizin yolunu açmanın gururunu yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz’un adsız kahramanlarını, vatan için can veren tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anan ve gazilere şükranlarını sunan Uraloğlu, “Cenab-ı Allah bu millete bir daha böyle acılar yaşatmasın. Birliğimiz, dirliğimiz, kardeşliğimiz daim olsun. ‘Zaferin Adı Türkiye!’ diyerek, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Trenimizin yolunun açık olmasını diliyor, tüm yolcularımıza hayırlı yolculuklar diliyorum. Yolumuz ve bahtımız açık olsun.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, terör örgütünün silah bırakmasıyla ilgili olarak, “Bugün Malazgirt ruhu, Kudüs İttifakı, Kurtuluş Savaşı’nın nüvesi yeniden şekilleniyor. Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam’da gerçekleştirilen AK Parti 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’na katıldı.
İstişare toplantısının ülke, millet ve demokrasi için hayırlara vesile olmasını Allah’tan niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 vilayet ve 922 ilçenin her birinde AK Parti’nin büyümesi, güçlenmesi, zirvedeki yerini koruması için aşkla koşturan tüm dava ve yol arkadaşlarına selamlarını gönderdi.
Yurt dışında hareketlerini gururla temsil eden mensup ve gönüldaşlarına saygılarını gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye Yüzyılı’nı kutlu bir şafak bilen tüm kardeşlerimi, partimizin emektarlarını, kadın ve gençlik kollarımızı, genel merkezinden mahalle temsilcisine kadar her kademede fedakârca görev yapan tüm yol ve dava arkadaşlarımı buradan hürmetle selamlıyor, bu davaya gönül vermiş, bu dava için yüreğini ortaya koymuş her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. Rabbim, muhabbetimizi daim eylesin.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dava ve yol arkadaşı, aynı zamanda danışmanı Yiğit Bulut’u dün Hakka uğurladıklarını anımsattı. Bulut’un, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde ikindi namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’na defnedileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Kızılcahamam’daki bu istişare toplantımız vesilesiyle merasime katılamıyoruz ama teşkilatımız orada bu merasime katılacaklar. Ağır bir rahatsızlık geçirdi. O rahatsızlık sebebiyle kendisini hastanede ziyaret ettiğimde gerçekten çok çok ağır durumdaydı ama biz hep şunu söylüyoruz: Kaderin üstünde bir kader var. Temkinli olduğunu, teslimiyet içerisinde olduğunu gördüm. Rabbim taksiratını hasenata tebdil eylesin, mekânı cennet olsun inşallah.”
Hizmeti yolculukları esnasında aralarından ayrılanlara Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Malumunuz, altı gün önce 12 vatan evladını, 12 kahramanı şehit verdik. Milletçe yüreğimiz dağlandı. Pençe-Kilit bölgesindeki arama faaliyetleri esnasında metan gazına maruz kalarak şehit olan Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize sabrıcemil diliyorum. Onlar Rabbimiz indinde nübüvvetten sonra en büyük paye olan şehitlik makamıyla şereflendiler. Ebedi dirlik müjdesine inşallah nail olurlar. Hepsinden Allah razı olsun. Mevla rahmetiyle onları kuşatsın. Mekânları inşallah cennet olsun.”
SREBRENİTSA SOYKIRIMI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönem insanlık tarihinin en utanç verici hadiselerinden biri olan Srebrenitsa Soykırımı’nın 30. yıl dönümü olduğunu anımsattı.
“Boşnak kardeşlerimizin 30 yıl önce yaşadığı o tarifsiz acıyı milletçe dün olduğu gibi bugün de paylaşıyor, yüreğimizde hissediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ortaya çıkarılan her toplu mezar, ebedi istirahatgâhına uğurladığımız her şehit, 30 yıl öncesinin şehitleri olarak o kara günleri bizlere tekrar hatırlatıyor. Türkiye olarak bir daha benzer acıların yaşanmaması için her şart altında, ihtiyaç duydukları her anda Bosna Hersek’in ve Boşnak kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Vefatından önce merhum Aliya’ya verdiğimiz söze bugüne kadar sadık kaldık, inşallah bundan sonra da emanetine halel getirmeyeceğiz.
Ziyaret ettiğimde ‘Bu topraklar size emanet. Burası Evlad-ı Fatihan. Evlad-ı Fatihan olarak bu insanlara siz sahip çıkacaksınız’ demişti. O gün, bugün bu görevimizi yerine getiriyoruz. Partimizin bu anlamlı toplantısı vesilesiyle Batı’nın gözleri önünde alçakça katledilen 8 bin 372 şehidimizi bir kez daha rahmetle anıyorum. Yine buradan, tıpkı Boşnak kardeşlerimiz gibi medeni dünyanın gözleri önünde tam 22 aydır soykırıma uğrayan mazlum Gazze halkına da dualarımızı gönderiyor, zulme ve işgale karşı yürüttükleri onurlu mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu ve olacağımızı tekrar ifade ediyoruz.”
Türk siyasetinde bir marka hâline gelen istişare toplantılarının 32’ncisini gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıyı, “Milletin Gücüyle Sınırları Aşan Liderlik” temasıyla yaptıklarını söyledi.
Bugün ve yarın düzenleyecekleri oturumlarda güvenlikten kalkınmaya, ekonomiden siyasete farklı başlıklarda istişareler yapılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkenin, milletin ve dünyanın gündemini meşgul eden konuların yanı sıra partimiz ve geleceğimiz açısından önemi haiz hususları da iki gün boyunca mütalaa edeceğiz. İstişare toplantılarımızın ayırt edici özelliği, ortak akla vesile olmasıdır. Katılımcı tüm arkadaşlarımız, samimiyetin ve muhabbetin egemen olduğu demokratik bir ortamda görüşlerini sunacak, fikirlerini dile getirecek, tenkit ve tekliflerini hazirunla paylaşacak, böylece hakikatin ışığı doğacak” ifadelerini kullandı.
AK Parti’nin istişare kültürünün kurumsallaştığı bir siyasi hareket olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuruluşundan itibaren işlerin hep ortak akılla, meşveretle, milletin sözüne kulak vererek, millete danışarak yürütüldüğünü dile getirdi.
“MİLLETE EN GÜZEL ŞEKİLDE HİZMET ETMENİN GAYRETİNDE OLDUK”
Erdoğan, “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin” emrini kendilerine rehber edindiklerine işaret ederek, şunları kaydetti: “Her zaman daha iyinin, daha etkin ve verimli çalışmanın, millete en güzel şekilde hizmet etmenin gayretinde olduk. Farklı fikirleri zenginlik bildik. Yapıcı eleştiriyi, yolumuzu aydınlatan bir fener olarak gördük. Şurası bir gerçek ki istişare sadece ortak akla vesile olmaz. Aynı zamanda bereketi artırır, basireti derinleştirir, feraseti kuvvetlendirir, ufku genişletir, kadrolar arasındaki uhuvvet ve dayanışmayı daha da güçlendirir. 32’nci toplantımızı da yine bu anlayışla icra ediyoruz. İstişare toplantımız, daha öncekiler gibi yine partimize ayna tuttuğumuz, kendimizi sigaya çektiğimiz, ülke siyasetine dair tüm meselelerin hassas ayarda fotoğrafını çektiğimiz bir zemin işlevi görecektir. Sizlerden gönlünüzden ve zihninizden geçenleri bizimle açık yüreklilikle paylaşmanızı özellikle rica ediyorum. Şimdiden bütün katılımcı kardeşlerime değerli fikirleri, önerileri ve yapıcı eleştirileri için teşekkür ediyorum.”
“ŞEHİTLERİMİZ, HER ZAMAN BAŞIMIZIN TACI OLACAK”
Bundan 41 yıl önce 14 Ağustos 1984’te Siirt’in Eruh ve Hakkâri’nin Şemdinli ilçelerinde bölücü terör örgütünün ilk eylemini yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu terör saldırısında iki askerimizi şehit verdik, dodkuz sivil vatandaşımız da yaralandı. Bu tarihten itibaren bölücü örgüt, güvenlik güçlerimize ve sivillere yönelik saldırılar düzenledi. 10 bine yakın güvenlik görevlimizi terörle mücadelede şehit verdik. 50 bine yakın vatandaşımız yine terör olaylarında hayatını kaybetti. Öncelikle şehitlerimize, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Onları unutmadık, unutmayacağız. Vatanımız inşallah ebediyen var olacak, ay yıldızlı bayrağımız inşallah ebediyen semalarımızda özgürce dalgalanacak. Vatan toprağını kanıyla sulayan, ay yıldızlı bayrağımızı al kanlarıyla boyayan şehitlerimiz, her zaman başımızın tacı olacak.”
“HUKUK VE MEŞRUİYET DIŞI MÜCADELE YÖNTEMLER, TERÖRÜ KÖRÜKLEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1984’teki ilk eyleminden sonra terörün Türkiye’de her geçen gün tırmandığına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı: “O günden sonra nice hükûmetler geldi. Her biri ‘terörün kökünü’ kazıyacağını söyledi ama terör ne topraklarımızda ne de üs edindiği başka ülke topraklarında bitirilemedi. Bunda elbette devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardı. Beyaz Toroslar, faili meçhuller, Diyarbakır Cezaevi bunlardan biriydi. Yakılan köyler, bir gecede göçe zorlanan insanlar, evladıyla cezaevinde Kürtçe konuşamayan analar işte bu yanlış uygulamalardan biriydi. Hukuk ve meşruiyet dışı mücadele yöntemleri, terörü bitirmek yerine tam tersine körükledi, büyüttü, terör örgütüne istismar edeceği elverişli bir zemin sundu.”
Hataların bedelinin hep beraber ödendiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece güvenlik güçlerimizi şehit vermekle kalmadık, sadece siviller hayatını kaybetmedi, Türkiye bu terör saldırılarıyla istikrarsız hâle geldi. Ekonomide 2 trilyon doları bulan bir faturayla karşılaştık. Her şeyden önemlisi terör örgütü ülkemizin huzuruna, dirliğine, birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine çok ağır hasarlar verdi” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra göreve geldiklerinde terör meselesini çok boyutlu ele aldıklarını belirterek, şunları kaydetti: “Bir yandan terörle mücadele ederken bir yandan da teröre bahane oluşturan bataklığı kurutmanın mücadelesini verdik. Terör örgütünün, Kürt kardeşlerimizi tuzağa düşürmesini, devletten ve milletten uzaklaştırmasını önlemek için tedbirler aldık. Birlikte yaşamanın, kardeşliğin hukukunu yerine getirmek için tarihi nitelikte adımlar attık. İçeride demokrasi ve insan hakları konusunda ‘sessiz devrim’ niteliğinde reformlar yaparken, dışarıda çok yoğun diplomasi trafiği yürüttük. Bütün bunlarla birlikte savunma sanayimizi geliştirdik, dışa bağımlı kalmadan terörle mücadele silahlarımızı ürettik. Sınır ötesi operasyonlarla sınırlarımızı tam kontrol altına aldık. 15 Temmuz o hain darbe girişiminin ardından FETÖ’yü başta silahlı kuvvetlerimiz ve emniyetimiz olmak üzere tüm kurumlarımızdan temizledik. Böylece terörle mücadeledeki ihaneti ortadan kaldırdık. Son yıllarda terör örgütünün eylem kabiliyetini hemen, tamamen kırdık. Terör eylemlerinin resmi ya da sivillere zarar vermesinin önüne geçtik. Irak sahasındaki harekâtlarımız ve Suriye’de gerçekleşen 8 Aralık devrimi, terörle mücadelede elimizi daha da güçlendirdi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ittifak ortakları, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tarihî çağrısıyla “Terörsüz Türkiye” projesini gerçekleştirmek için bir dizi adım attıklarını söyledi.
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE PROJESİ; BİR MÜZAKERENİN, BİR PAZARLIĞIN, BİR AL VER SÜRECİNİN NETİCESİ DEĞİL”
Güvenlik birimlerinin, tam bir koordinasyon içinde çalıştığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin önünde açılan bu fırsat penceresini değerlendirmek için çok hassas, çok temkinli bir süreç yönettiklerini belirtti.
Terör örgütü PKK’nın, İmralı’nın çağrısıyla kongresini topladığını ve kendisini feshettiğini açıkladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün de örgüt aldığı kararı hayata geçirdiğini, özellikle de bir merasim yaparak silahlarını bıraktı. Dün itibarıyla 47 yıllık terör belası inşallah sona erme sürecine girmiştir. Türkiye uzun, acılı, sancılı, gözyaşlarıyla dolu bir sayfayı dün itibarıyla kapatmaya başlamıştır. Bugün unutmayalım, yeni bir gündür. Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır. Bugün büyük Türkiye’nin, güçlü Türkiye’nin, Türkiye Yüzyılı’nın kapılarını ardına kadar aralanmıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütünün 1984’teki ilk eylemi sonrasında, Türkiye’nin terörü bitirmek için her yola ve yönteme başvurduğunu belirterek şunları kaydetti: “Dünyadaki örneklerine bakılarak terörü bitirmek için silahlı mücadelenin ötesinde formüller denenmiştir. Ancak hiçbirinde başarı sağlanamamıştır. Son dönemde takip ettiğimiz Terörsüz Türkiye Projesi; bir müzakerenin, bir pazarlığın, bir al ver sürecinin neticesi değildir. Onun için başından beri çok dikkatliydik. Bugün daha da dikkatliyiz. Kanı durduracak, annelerin gözyaşını dindirecek, acıları hafifletecek, kardeşliği güçlendirecek her türlü girişimi yakından takip ediyoruz. Ancak herkes şundan emin olsun; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onurunu gururunu çiğnetmeyiz. Türkiye’nin başını öne asla eğdirmeyiz. ‘Terörsüz Türkiye’ projemizi de işte bu anlayışla izliyoruz. En başta bütün Türkiye’nin şunu bilmesini isterim; İttifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve kadrosunun milliyetçiliğini, vatanseverliğini, Türkiye aşkını sorgulamak, takdir edersiniz ki, hiç kimsenin haddi değildir. Aynı şekilde şahsımın ve burada olanlarla ve olmayanlarla birlikte AK kadronun milliyetçiliğini, vatanseverliğini ve Türkiye aşkını da hiç kimse sorgulayamaz. Bu kimsenin haddi de değildir, hakkı da değildir.”
“NE YAPIYORSAK TÜRKİYE İÇİN YAPIYORUZ”
MHP Genel Başkanı Bahçeli ve kadrosu ile beraber “Terörsüz Türkiye” için canlarını, kanlarını, bütün tecrübelerini, hayatlarını ortaya koyduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hayrına olmayan hiçbir işin içinde olmadıklarını söyledi.
Bugün de anlayışlarının, politikalarının, istikametlerinin ve çabalarının sadece Türkiye’nin hayrına olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin hayrına olan her girişimde bizi en önde göreceksiniz. Türkiye’nin hayrına olmayan her girişimde de bizi o girişimin tam karşısında yine en önde görürsünüz. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Hiç kimse korkmasın, tedirgin olmasın, endişeye kapılmasın. Kimsenin zihninde soru işareti oluşmasın. Ne yapıyorsak Türkiye için yapıyoruz. Ne yapıyorsak milletimiz için yapıyoruz. İstiklalimiz için yapıyoruz. İstikbalimiz için yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bugün bazı gerçekleri açıkça konuşmak mecburiyetinde olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörün daha en başından itibaren karşıtlarıyla bir sektör, bir ekosistem oluşturduğunu söyledi.
Terör eylemlerinden, terör tarafındakilerin nemalandığı kadar, terör karşıtı gibi görünenlerin de nemalandığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Milleti istismar ettiler, istikrarsızlığı körüklediler. Terör saldırılarından kendi kirli emellerine rant devşirmeye yeltendiler. İşte onlar bugünlerde kendilerini belli ediyorlar. Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor. Çünkü rant kapıları kapanıyor. Çünkü çıkarları zedeleniyor. Çünkü tezgâhları bozuluyor. Çünkü ellerindeki oyuncağı kaybediyorlar. Ortalığı bulandırmak için, zihinleri karartmak için yoğun bir gayret içindeler. Milletim işte bunları görsün, milletim bunları gördükçe çok daha güçleneceğimizi unutmasınlar. ‘Milliyetçiyiz’ diyorlar değil mi?. ‘Vatanseveriz’ diyorlar. Terör bitiyor, sevinsenize ama sevinemiyorlar. Niyet okuyarak, hayaller kurarak, komplo teorileri üreterek, korku yayarak, açıkça yalan söyleyerek, milletin sevincini gölgelemeye, yeşeren umutlarını kırmaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar terör bitecek, göreceksiniz hepsi işsiz kalacak.”
“TÜRKİYE KAZANMIŞTIR, MİLLETİM KAZANMIŞTIR”
Terör biterken terör istismarının da bittiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimin bu sahte kahramanları görmesi de bugün artık en büyük arzumuzdur. Kimsenin zihninde soru işareti olmasın. Hükûmet olarak, AK Parti kadroları olarak son 23 yıldaki mücadelemiz, içerideki ve dışarıdaki baskılarımız, gayretlerimiz neticelenme yoluna girmiştir. Türkiye kazanmıştır, milletim kazanmıştır. Türk, Kürt, Arap 86 milyon her bir vatandaşımız kazanmıştır” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birliğimize, bütünlüğümüze, vatanımıza, devletimize, milletimize, huzurumuza, devletimizin onur ve gururuna kasteden, kastedecek hiçbir girişimin içinde olmayız, böyle girişimlere asla ve asla müsaade etmeyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti dimdik ayaktadır ve hatta Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugün, düne göre çok daha kudretlidir, azametlidir, gururludur, onurludur ve en önemlisi istikbali için düne göre çok daha umutludur. Hamdolsun 41 yıllık parantez kapanmaktadır. Milletimizin fertleri arasına örülen terör duvarı yıkılmaktadır. Bırakınız tedirgin olmayı, aziz milletimizin her bir ferdi bu tablodan dolayı sevinmeli, bayram etmeli, Türkiye’nin her sokağı, caddesi, her hanesi ay yıldızlı bayrağımızla donatılmalıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türklerin tarih sahnesine dün çıkmış bir millet olmadığına, İskitler ve Sakalar isimleriyle milattan önce 8. yüzyıldan bugüne tarih sahnesinde var olduklarına dikkati çekti.
Türklerin, 751 yılında Talas Savaşı’nda kitleler hâlinde İslam’la tanıştığını, Müslümanlıkla müşerref olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O günden itibaren Türk deyince Müslüman, Müslüman deyince de en çok Türk akla gelir. Mekke-i Mükerreme’den, Medine-i Münevvere’den sonra Semerkant, Buhara, Rey, Merv, İsfahan, Tebriz, Herat, Diyarbakır, Konya, Bursa, İstanbul, Ankara ve daha nicesi Türklerin ve Müslümanların medeniyet, ilim, sanat, devlet merkezi oldular” diye konuştu.
Selçuklu ordularının Bağdat, Şam ve Malazgirt’e ulaşırken orada Kürt ve Arap kardeşleriyle kaynaştıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Malazgirt Zaferi, Kudüs’ün Fethi, İstanbul’un Fethi, Çanakkale savunması, İstiklal Savaşı, Türk, Kürt, Arap ve daha nice Müslüman halkın ortak savaşları, zaferleridir. Binbir Gece Masalları’nın Bağdat’ını Türk, Kürt ve Arap inşa etmiştir. Kudüs’ü Selahaddin Eyyubi’nin komutasında Türk, Kürt, Arap fethetmiştir. Şam bizim ortak şehrimizdir. Diyarbakır bizim ortak şehrimizdir. Mardin, Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil, Halep, Hatay, İstanbul, Ankara bizim ortak şehrimizdir” ifadelerini kullandı.
Türkler, Kürtler ve Arapların ittifak yaptığında atlarının rüzgârının Çin denizinden Adriyatik’e serin esintiler yaydığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Atlarımızın şahlanışından coğrafyaya huzur yayıldı. Kılıç şakırtıları bu bölgeye barış getirdi. Kılıçlarımızı gerektiğinde kınından çıkarıp omuz omuza savaştık. Gerektiğinde hançerlerimizle bir dilim ekmeği üçe böldük. Gerektiğinde kılıçlarımızı, hançerlerimizi kınına koyduk. Kalemlerimizi çıkardık. Yeryüzüne, gökyüzüne birbirimizin yüreğine La İlahe İllallah Muhammedün Resulullah hattını hep beraber kazıdık. İttifak yaptığımızda atlarımızın, kılıçlarımızın, kalkanlarımızın, naralarımızın, tekbirlerimizin önünde hiç kimse duramadı. İttifak yaptığımızda medeniyetimizle, sanatımızla, ilmimizle, refah seviyemizde hiç kimse yarışamadı. Türk, Kürt, Arap eğer bir aradaysa, birse, beraberse işte o zaman Türk vardır, Kürt vardır, Arap vardır. Ayrıştıklarında, bölündüklerinde, uzaklaştıklarında ise mağlubiyet, hezimet, hüzün vardır. Moğol orduları acımasızca İslam beldelerini yıktı. Çünkü Türk, Kürt, Arap ayrışmıştı. Haçlılar İslam beldelerine saldırdı. Çünkü Türk, Kürt, Arap birbirinden kopmuştu. Birinci Dünya Savaş’ını kaybettik, aramıza sınırlar çizildi, duvarlar örüldü. Kudüs’ü yitirdik çünkü tefrika vardı. Ne zaman ayrıldık, kaybettik, yenildik. Ne zaman ittifak yaptık, o zaman tarihe istikamet çizdik. Bugün Gazze’de, Filistin’de tarihin en acımasız, en vahşi, en barbar soykırımı icra ediliyor. Neden? Çünkü Türk, Kürt, Arap tarih boyunca olduğu gibi bir araya gelip ittifak kuramıyor.”
“BUGÜN TÜRK İLE KÜRT ARALARINDA ENGEL OLMAKSIZIN TEKRAR MUHABBETLE KUCAKLAŞIYOR”
Terörün nihai amacının Türkiye’yi bölmek olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Ama bizi oyaladılar, bize zaman kaybettirdiler, ekonomik kayıp verdirdiler, enerjimizi harcadılar. En çok da Türk ile Kürt’ün arasına nifak sokmaya çalıştılar. 41 yılda kim kazandı? Terör baronları, terör sektörü, kandan beslenenler kazandı. Türk, Kürt, Arap üzerine kirli hesapları olanlar kazandı. İşte bugün bu kirli oyunu, bu kirli tezgâhı, bu nifak hareketini bozuyor, alt üst ediyoruz. Tarih tekerrür ediyor. Bugün Türk ile Kürt aralarında engel olmaksızın tekrar muhabbetle kucaklaşıyor. Bugün Malazgirt ruhu, Kudüs İttifakı, İstiklal Savaşı’nın nüvesi yeniden şekilleniyor. Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor. Şimdi oturup konuşacağız. Silahlarla, şiddetle değil, kavga için değil, muhabbet, kardeşlik için, aradaki terör engelini kaldırarak yüz yüze, gönül gönüle konuşacağız.” dedi.
Her meseleyi konuşarak çözeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu ülkenin her bir vatandaşı ister Türk, ister Kürt, ister Arap, ister Sünni, ister Alevi, sağcı, solcu, zengin, fakir her bir vatandaşı devlet karşısında birinci sınıf vatandaştır. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ortak yuvası, çatısıdır. 86 milyon biriz, beraberiz, ezelden ebediyete kadar kardeşiz. Tüm farklılıklarımıza rağmen hep birlikte Türkiye’yiz. 23 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz. Ve inşallah Türkiye bu mücadeleyi taçlandırıyor. Kürt kardeşim meselen mi var? Arada silah, şiddet, terör olmadan oturup konuşacağız. Alevi kardeşim sorunun mu var? Diyalogla çözeceğiz. İnanın soframıza bereket gelecek. Geniş Türkiye hanemize huzur gelecek. O bereketle, huzurla her engeli aşacak, geleceğe yürüyeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım gönüller bir olunca sınırlar ortadan kalkar. İşte ilk adım olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir komisyon kuracak, sürecin yasal ihtiyaçlarını Meclis çatısı altında konuşmaya başlayacağız. Altını çizerek söylüyorum, Cumhur İttifakı olarak AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve DEM heyetiyle de birlikte bu süreci evelallah pişirerek geleceğe taşıyacağız” ifadelerini kullandı.
DEM Parti heyetinin dün TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’la görüştüğünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazi Meclisimizin sürece sunacağı güçlü katkının yürütülen çalışmalar açısından kritik önemde olduğu kanaatindeyiz. İşte bu süreçte rahmetli Sırrı Süreyya kardeşimizle, ardından Pervin Buldan Hanımefendi’yle ve Mithat Sancar’la bu hafta bir araya geldik, oturduk, konuştuk. Beraber, birlikte bu yürüyüş için neler yapabiliriz bunları konuştuk. Demek oluyormuş, daha güzel şeyler olacak” değerlendirmesinde bulundu.
“SURİYE’DEKİ KÜRT KARDEŞİMİN DE HUZUR, EMNİYET İÇİNDE YAŞAMASI OLMAZSA OLMAZIMIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mümkün olan en geniş katılımla, yapıcı ve kolaylaştırıcı bir yaklaşımla Meclis’in de bu hayırlı süreci desteklemesini temenni ettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Burada şunu da tüm samimiyetimle ifade etmek istiyorum; sadece Kürt vatandaşlarımızın değil, Irak ve Suriye’deki Kürt kardeşimin meselesi de unutmayın bizim meselemizdir. Onlarla da bu süreci görüşüyoruz, konuşuyoruz ve onlar da çok mutlu. Türkiye’deki bu gelişmeler, hele hele dünkü atılan adımlar Irak’ta çok farklı sesler meydana getirdi. Suriye’deki Kürt kardeşimin de huzur, barış ve emniyet içinde yaşaması bizim olmazsa olmazımızdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın aynı zamanda Suriye Özel Temsilcisi de olduğuna dikkati çekerek, “Onlar da Suriye’de görüşmeler, toplantılar yaptılar ve oradan verilen mesajlar da gerçekten çok çok olumluydu, bizler için de sevindiriciydi” dedi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ, ESKİSİNDEN ÇOK DAHA GÜÇLÜ OLACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir iklimin süratle oluşması için yeni Suriye hükûmeti ile ve uluslararası ortaklarıyla çalışmayı sürdürdüklerini bildirdi.
Orada da terör defterinin kapanacağına, kardeşliğin, birlik, beraberlik ve bütünlüğün kazanacağına yürekten inandıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, DEM, biz en azından üçlü olarak bu yola beraber yürümeye kararı verdik. Derdimiz var, dertliyiz, derdimiz olduğuna göre, dertli olduğumuza göre, el ele verdiğimize göre Allah’ın izniyle biz bu engelleri aşarız. Şunu herkes bilsin ki artık yumrukları sıkmaya gerek yok. Musaffa edeceğiz, kucaklaşacağız, konuşacağız, birbirimize karşı adım atarak yürüyeceğiz” diye konuştu.
El ele, gönül gönüle Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Terörün bitmesiyle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, unutmayın eskisinden çok daha güçlü, çok daha özgüvenli olacaktır. Enerjimizi artık asli işimize vereceğiz. Kaynaklarımızı terörle mücadele için değil, kalkınma için refah için müreffeh ve muzaffer bir Türkiye için seferber edeceğiz. Türkiye kardeşlikle büyüyecek, Türkiye demokrasiyle güçlenecek, Türkiye istikrar ve güven içinde geleceğe yürüyecek. Göreceksiniz çok farklı bir Türkiye’ye en yakın zamanda kavuşacağız. Şunun altını çizerek tekrar söylüyorum; biz bir adım atana her türlü kolaylığı sağlarız. Unutmayın çıkış yolu arayana kapıyı ardına kadar açarız ama sular tersine akarsa da gereğini yaparız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimsenin tedirgin olmaması gerektiğinin altını çizerek, “Türk düne göre çok daha güvendedir, çok daha güçlüdür. Kürt, Arap düne göre çok daha güvendedir, çok daha güçlüdür. Acıları aşmak biliyorum kolay olmayacak, acı hatıraları geride bırakmak elbette kolay olmayacak. Kayıplarımız şüphesiz geri gelmeyecek ama gençlerimiz hayatlarının baharında aramızdan Allah’ın izniyle bir daha ayrılmayacak. İnşallah annelerimiz gözyaşı dökmeyecek, evlat acısı yaşamayacak” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, badireler atlattıklarına, tuzakları aşıp bugünlere geldiklerini belirterek, şunları kaydetti: “Yaralarımızı sarar, yolumuza çok daha güçlü, çok daha kararlı devam ederiz. Ülke ve millet olarak bu özgüvene, bu iradeye ziyadesiyle sahibiz. Hiç kimseyi incitmeden, üzmeden, kırmadan sürecin hassasiyetine uygun şekilde işin süratle nihayete ermesi için kolaylaştırıcı olacağız, silah teslimini kurulan mekanizma vasıtasıyla titizlikle takip edeceğiz. Şehit anaları, şehit babaları ellerinizden öpüyorum, hiç kimse şehitlerimizin aziz hatırasına el uzatamaz onların mirasına leke süremez. Evet, müsterih olun, gelinen nokta ile şehitlerimizin gayesi menzilini bulmuş olacak. Gazi kardeşlerim müsterih olun, gelinen nokta ile fedakârlığınız taçlanacak. Türkiye’yi buraya şehitlerimiz taşıdı, gazilerimiz taşıdı, her birine minnettarız ve onların hatırasını asla çiğnetmeyeceğiz.”
Bugün söylenmesi gerekeni Mehmet Akif Ersoy’un 104 yıl önce müjdelediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Marşı’nın “Dalgalan sende şafaklar gibi ey şanlı hilal, olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal” dizelerini okudu.
“Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Bugünleri görmemize vesile olan kahraman ordumuzun kahraman mensuplarına, polis, jandarma, sahil güvenlik birimlerimize, teröre karşı en ön safta mücadele eden güvenlik korucularımıza, Millî İstihbarat Teşkilatımızın isimsiz kahramanlarına, muhterem gazilerimize ve şehitlerimizin değerli yakınlarına, yarım asırdır yaşadığı onca acıya rağmen bu topraklardaki ebedi kardeşliğine leke sürdürmeyen aziz milletime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
İttifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye, sağduyulu bir üslupla süreci sahiplenen DEM Parti heyetine ve özellikle merhum Sırrı Süreyya Önder’e, farklı kulvarda olsak da millî meselelerde millî duruş sergileme basiretini gösteren siyasi partilere ve aktörlere, sorumlu yayıncılık çizgisiyle sürece destek olan basın kuruluşlarımıza ve gazetecilere, ayrıca isimleri bizde mahfuz diğer arkadaşlarımıza bugün bir kere daha kalpten teşekkür ediyorum. Güvenlik birimlerimizin çalışmalarına destek olan Irak merkezi hükûmeti ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne de buradan teşekkürlerimi iletiyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) Başdenetçisi Mehmet Akarca ve beraberindeki heyeti Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, genç avukatlara kendi bürolarını kurabilmeleri için 6 ay ödemesiz, sabit ve değişken faizli alternatifleri içeren kredi desteği sağlanacağını dile getirerek, “Son 23 yılda tabii avukatlarımızla ilgili olarak yapılan savunma hakkını güçlendirmeye yönelik çok önemli çalışmaları gerçekleştirdik.” dedi.
Bakan Yılmaz Tunç, Ankara Hakimevi’nde, Türkiye Barolar Birliği, Vakıfbank ve Kredi Garanti Fonu desteğiyle düzenlenen “Avukatların Büro Kurma Giderlerinin Karşılanması İçin Finansman Desteği Sağlanmasına Dair İşbirliği Protokolü İmza Töreni”nde konuştu. Yargının üç sac ayağından birinin avukatlar olduğunu dile getiren Bakan Tunç, avukatların olmaması durumunda savunma hakkından, bağımsız ve tarafsız yargıdan bahsedilemeyeceğini söyledi.
İşbirliği protokolü için paydaşlarla kapsamlı istişareler gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Tunç, şöyle devam etti:
“Bugün imzalanacak protokolle 6 ay ödemesiz dönemli kredi seçeneklerinden, sabit ve değişken faizli alternatiflerden, piyasadaki faiz oranlarının altında ve teminatsız kredi koşullarından yararlanabilme imkanını bulacak genç meslektaşlarımız. İlk 5 yıl için bunlar belirlendi. 5 yıllık kıdeme sahip avukatlarımız yararlanabilecek. Ancak deprem bölgesinde böyle bir yaş sınırlaması yok. Deprem bölgesinden başvuran tüm meslektaşlarımız bundan faydalanabilecekler. Dolayısıyla orada herhangi bir sınırlama yok. Onlara pozitif ayrımcılık yapmak durumundayız.”
Bakan Tunç, destek paketinin ilk başta 3 milyar lira olarak belirlendiğini, talep doğrultusunda miktarın 5 milyar liraya yükseltildiğini bildirdi. Bakan Yılmaz Tunç, “Son 23 yılda tabii avukatlarımızla ilgili olarak yapılan savunma hakkını güçlendirmeye yönelik çok önemli çalışmaları gerçekleştirdik.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuyla paylaşılan Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde önemli hedeflerin bulunduğunu belirten Bakan Yılmaz Tunç, “Ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılmasına, adalete erişimi kolaylaştırmaya yönelik önemli hedefler var. Hukuk ve idari yargı süreçlerinin etkinliğinin artırılması ve insan kaynakları kapasitesinin güçlendirilmesiyle ilgili hedefler var.” dedi.
Avukatlık Kanunu’nun günün ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi gerektiğini dile getiren Adalet Bakanı Tunç, savunma makamını güçlendirecek adımları atacaklarını söyledi.
Bakan Tunç, kamu avukatlarının çalışma esaslarına ve özlük haklarına yönelik talepleri de değerlendireceklerine işaret ederek, “Zorunlu müdafilik ve vekillik ile diğer avukatlık hizmetlerinden alınan vergilerin azaltılmasıyla ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığı’mız ile görüşmelerimiz devam edecek. Zorunlu müdafi ve vekillere yapılacak ödemelere ilişkin ilgili yönetmelik ve tarifede yer alan hükümlerin, verilen hizmetin niteliği gözetilerek yeniden ele alınması lazım. Bağlı çalışan avukatlar için mesleğin niteliğine uygun bir ücret rejiminin oluşturulması gibi önemli hususlar Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde yer aldı.” diye konuştu.
PROTOKOL İMZALANDI
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan da protokolle genç avukatların büro kurarken finansal olarak desteklenmesini, bu yolla vatandaşların adalete erişiminin kolaylaştırılmasını amaçladıklarını bildirdi. Büro kuracak avukatlara destek sağlanmasına ilişkin yasal düzenlemenin 2023’te yürürlüğe girdiğini anımsatan Sağkan, protokolle deprem bölgesindeki avukatlara da destek sağlanacağını ifade etti.
Konuşmaların ardından Bakan Tunç, TBB Başkanı Sağkan, Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih ile Kredi Garanti Fonu Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Başkanı Erdoğan Özegen işbirliği protokolünü imzaladı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.