Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021 yılı dış ticaret rakamlarını açıkladığı programda yaptığı konuşmada, “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı olan 2023 yaklaşırken Türkiye, ekonomide kabuk değiştirmekte artık farklı bir lige çıkmaktadır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Raffles Otel’de düzenlenen programda 2021 yılı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Türkiye ve ekonomisi açısından önem taşıyan bu program vesilesiyle katılımcılarla beraber olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Bugün 2021 yılının dış ticaretini değerlendirmek üzere bir araya geldiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin dış ticaretini geliştirmeye verdiği 20 yıllık emeğin, mücadele ve gayretin meyvelerini özellikle ihracatta topladıklarını, Allah’a, Türk milletine böyle başarı hikâyeleri yazdırdığı için hamdettiğini söyledi.
Türk ekonomisinin yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme ilkeleri doğrultusunda gelişimini sürdürdüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklayacağı ihracat rakamlarının, hedeflerine bağlılıklarının ve doğru yolda emin adımlarla ilerlediklerinin en somut nişaneleri olduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı olan 2023 yaklaşırken Türkiye, ekonomide kabuk değiştirmekte artık farklı bir lige çıkmaktadır. Şüphesiz elde ettiğimiz başarılarda büyümemize sağladığı katkılarla ihracatımızın çok ciddi payı vardır. İhracatçılarımız akıncı ruhuyla çalışmış, istihdam oluşturmuş, üretmiş, ürettiklerini de dünyanın hemen her ülkesine satma başarısı göstermiştir. Türk ekonomisinin alperenleri olarak gördüğüm tüm ihracatçılarımızı canıgönülden tebrik ediyorum. Yine tarihî başarımızın gizli kahramanları olan emekçi kardeşlerimizi de kutluyor, ülkem ve milletim adına kendilerine şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracat rakamlarını açıklamadan önce kısaca geçen seneye dair değerlendirmelerini paylaşmak istediğini aktararak şunları kaydetti: “İnsanlık olarak iki yıldır son asrın en büyük sağlık krizi olarak nitelenen koronavirüs salgınıyla mücadele ediyoruz. Her ne kadar salgın bir sağlık krizi olarak başlasa da ekonomiden turizme, eğitimden beşeri ilişkilerimize kadar hayatın her alanını olumsuz etkiledi. Böylesi devasa bir krize hazırlıksız yakalanan ülkeler salgın karşısında bocalayarak hemen korumacı, rekabetçi, uluslararası ticareti kısıtlayıcı politikalara başvurdu. Maske ve tıbbi malzeme konusunda Avrupa’da ve dünyanın daha pek çok yerinde yaşanan sıkıntıları hepimiz hatırlıyoruz. Türkiye olarak güçlü sağlık altyapımızın sağladığı avantajları en etkin ve verimli şekilde kullanarak salgın sürecini alnımızın akıyla yönettik. Küresel ölçekte meydana gelen sarsıntılara rağmen Türkiye ekonomisinin ayakta kalması, üretimin aralıksız sürmesi, istihdamın korunması için toplumumuzun tüm kesimlerine yönelik tedbirleri devreye aldık. İş dünyamıza, ticaret erbabımıza, KOBİ’lere, çiftçimize, esnafımıza, çalışanlarımıza sunduğumuz destek ve teşviklerle onların yanında olduk. Milletin felaketinden siyasi rant devşirme peşinde koşan muhalefetin abuk sabuk tekliflerine rağmen Türk ekonomisine asla kontak kapattırmadık.”
Türkiye’nin salgın yönetimine katkıda bulunan en önemli faktörlerden birisinin de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Türkiye, dünyanın birçok ülkesinden farklı olarak devletin tüm kurumları arasındaki koordinasyonu en üst düzeyde tutmuş, zaman ve kaynak israfı yaşanmamış, alınan kararlar hızlı bir şekilde uygulamaya geçirilmiştir. Böylece sağlık hizmetlerinin yanı sıra ekonomide ve kamu güvenliğinde de hamdolsun ciddi hiçbir zafiyetle karşılaşmadık. Son iki yıla ait ekonomik veriler Türkiye’nin başarısını açıkça ispat ediyor. Mesela küresel ticaret, korumacı politikalar ve salgının tedarik zincirlerinde yol açtığı kırılmalar nedeniyle çeşitli aksaklıklara maruz kalmıştır. Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre, küresel mal ticareti hacmi itibarıyla hamdolsun bizler burada hiçbir zaman yalnız kalmadık ve muhataplarımızı da yalnız koymadık. Buradaki attığımız adımlarda son iki yıla ait ekonomik veriler Türkiye’nin başarısını açıkça ispat ediyor. Hele hele Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre, küresel mal ticareti hacmi 2020 yılında yüzde 5,3 oranında daralmıştır. Dünyada tüm bunlar yaşanırken, Türkiye 2020 yılını büyümeyle kapatan iki ülkeden biri olmuştur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonominin yüzde 3,4 küçüldüğü bir dönemde Türkiye’nin yüzde 1,8 büyüme kaydettiğini, yılın üçüncü çeyreğinde Türkiye’nin sergilediği büyüme oranında itici gücün mal ve hizmet ihracatı olduğunu açıkladı.
Bu dönemde net mal ve hizmet ihracatının büyümeye katkısının 6,8 puan olarak gerçekleştiğini, böylelikle yüksek oranlı büyümenin yüzde 92’sinin net mal ve hizmet ihracatından kaynaklandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracat artışının büyümedeki yansımalarının özellikle sanayi üretimi, kapasite kullanım oranı, istihdam gibi göstergelerde daha net görüldüğünü vurguladı.
“2021 yılının ilk çeyreğinde yüzde 7,4 ile ikinci çeyreğinde yüzde 22, üçüncü çeyreğinde yüzde 7,4 oranında büyüyerek başarımızı perçinledik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu performansla Türkiye’nin salgın döneminde ekonomisini en hızlı toparlayan G20 ülkesi olmasının beklendiğini anlattı.
Sanayi üretim endeksinin ekim ayında yıllık bazda yüzde 8,5 artışla 143,6 seviyesine yükselerek rekor bir değere ulaştığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İmalat sanayi kapasite kullanım oranı ise salgın öncesi düzeyi aşarak Aralık ayı itibarıyla yüzde 78,7 seviyesine çıkmıştır. Bu ivme istihdama da olumlu aksetmiş, Türkiye ekonomisi 2021 Ekim ayı itibariyle salgın öncesi döneme göre 2 milyon ilave istihdam oluşturmuştur. OECD üyesi ülkelerin istihdam bakımından ancak 2023 yılının üçüncü çeyreğinde toparlanması öngörülürken, Türk ekonomisi, dinamik yapısı ile salgın öncesi seviyelere hızla ulaşmayı başarmıştır” değerlendirmesini yaptı.
Her krizin beraberinde birçok fırsatı da getirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarih boyunca küresel kriz dönemlerini iyi değerlendiren ülkelerin ekonomik bakımdan çok büyük sıçrama yapma imkânına da kavuştuğunu belirtti.
“HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ REFORMLARLA TÜRK EKONOMİSİNİ PRANGALARINDAN KURTARMAYI BAŞARDIK”
Bugün küresel ekonomiye yön veren ülkelerin durumuna bakıldığında bu gerçeğin net bir şekilde görüldüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak ülkemiz siyasi istikrarsızlık, iç sorunları sebebiyle çok uzun yıllar kriz dönemlerinde önüne açılan bu fırsat pencerelerini kullanamadı. Gazi Mustafa Kemal’in teşvik ve desteğiyle 1923 İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlarının ömrü yalnızca altı yıl sürdü. Rahmetli Menderes’in başlattığı kalkınma hamlesi 27 Mayıs darbesiyle akamete uğradı. Merhum Özal’ın dirayetli liderliğinde yakalanan ivme 1990’ların belirsizlik atmosferinde maalesef hedefine varamadı. Dönemin Cumhurbaşkanının anayasa kitapçığını fırlatmasıyla tetiklediği 2001 krizinin ülkemize maliyeti ise 100 milyarlarca doları buluyor. Her on yılda bir tekrarlanan darbeler, milletimizi fakirleştirirken, çalışmadan, üretmeden hiçbir riske girmeden parasına para katmaya alışmış bir avuç rantçı elitin daha da zenginleşmesini sağladı. Millet kaybederken, emekli, memur, işçi, iş adamı, esnaf, üretici kaybederken krizden nemalanan bu seçkin azınlık kazanmaya, palazlanmaya, servetini arttırmaya devam etti.”
Türkiye’nin içine hapsedildiği bu kısır döngüyü 2002’de kendilerinin bozduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayata geçirdikleri reformlarla Türk ekonomisini prangalarından, Türk demokrasisini vesayet zincirlerinden kurtarmayı başardıklarını söyledi.
“2021 İHRACATIMIZ GEÇEN YILA GÖRE YÜZDE 32,9 ORANINDA ARTIŞLA 225 MİLYAR 368 MİLYON DOLAR OLARAK GERÇEKLEŞMİŞTİR”
Serbest piyasa ekonomisi anlayışıyla rekabeti esas alan, şeffaf ve öngörülebilir politikalarla Türkiye’yi kalkındırdıklarını, güçlendirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Türk ekonomisinin özellikle son iki yılda yakaladığı başarının sırrı işte bu büyük değişimde gizlidir. Türkiye ilk defa krizlerin altında ezilen değil, krizleri yöneten, hatta krizleri fırsata çeviren bir ülke konumuna gelmiştir. Salgın nedeniyle ortaya çıkan alternatif tedarikçi arama ve bölgeselleşme eğilimleri ülkemizin küresel tedarik zincirlerindeki coğrafi avantajını öne çıkarmış ve ihracatımızın önünü daha da açmıştır. Geçtiğimiz yılın üçüncü çeyreği itibarıyla ülkemizin küresel ihracattan aldığı pay ilk kez yüzde birin üzerine çıkmıştır. İhracatımız, tarihimizde ilk defa 200 milyar doları aşarak Orta Vadeli Program hedeflerinin de ötesine geçmiştir. Şimdi burada büyük bir gurur ve memnuniyetle ifade etmek isterim ki 2021 ihracatımız geçen yıla göre yüzde 32,9 oranında artışla 225 milyar 368 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Hamdolsun, bu bir rekordur. Dünden bugüne ulaştığımız bir rekordur”
Bundan 19 yıl önce 36 milyar dolardan devraldıkları ihracatı 2021 yılında altı kattan fazla arttırarak 225 milyar 368 milyon dolara çıkarmayı başarmış olmaktan mutluluk duyduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2002’de sadece 87,6 milyar dolar olan dış ticaret hacmimizi 2021 yılında 496,7 milyar dolara ulaştırdık. Dış ticaret açığımız ise önceki yıla göre yüzde 7,8 azalışla 45,9 milyar dolara gerilerken ihracatın ithalatı karşılama oranı ise 5,8 puan artışla yüzde 83,1’e yükseldi. Bu oranın 2000 yılında sadece yüzde 51 olduğu dikkate alındığında Türkiye ekonomisinin bizim dönemimizde kaydettiği ilerleme çok daha iyi anlaşılacaktır. Ama muhalefet bu işten anlamaz. Onların derdi başka. Bizim derdimiz aşk. Az önce de kardeşlerim söyledi. İhracat, ihracat, ihracat” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin şu anda dünyayla yarıştığını, küresel bir yarışın içinde olduklarını ve son 12 ayın 11’inde ihracat rekoru kırıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de 33 bin 523 firma ihracat yaparken, 2021 sonu itibarıyla ihracatçı firma sayısının 101 bin 386’ya yükseldiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021 yılında ihracat ailesine katılan yeni firma sayısının 32 bini aştığını, 43 bin 264 firmanın da yeni pazarlara ihracat gerçekleştirdiğini söyledi.
Daha önce 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan beş il varken, bu sayının 21’e yükseldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Konuşuyorlar, yok şöyle, yok böyle falan. Ya sen konuşmaktan ne anlarsın? Ama benim Anadolu’daki vatandaşım durmuyor. Gaziantep’te durmuyor, Eskişehir’de durmuyor ve devamlı dünyanın neresinde bir pazar varsa, bu pazarları dolaşıyor” dedi.
2021 yılında 81 ilin tamamı ihracat yaparken, 78 ilin geçen yıla göre ihracatını arttırmayı başardığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracat yapılan 75 fasıl ürün grubunda Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat değerlerine ulaşıldığını, en fazla ihracat artışının Amerika’ya olduğunu belirtti.
“EN ÖNEMLİ TİCARİ ORTAĞIMIZ OLAN AB’YE İHRACATIMIZ YÜZDE 33 ORANINDA ARTARAK 93,1 MİLYAR DOLARA ÇIKTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Türkiye bunu da başardı. En önemli ticari ortak Avrupa Birliği’ne (AB) ihracatımız yüzde 33 oranında artarak 93,1 milyar dolara çıktı. Dahası AB’ye karşı net 7,7 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik. İhracatımızdaki artışın sadece belli bölgelere yoğunlaşmak yerine tüm dünyaya dengeli biçimde yayıldığını memnuniyetle görüyoruz sayenizde. Bunu sizlerle beraber başardık. Örneğin bu dönemde ihracatımız Güney Amerika’ya yüzde 86,6. Güney Amerika nere, Türkiye nere… AB dışı Avrupa ülkelerine yüzde 29, Yakın ve Orta Doğu ülkelerine yüzde 22,6, Kuzey Afrika Bölgesi’ne 44,8 oranında artış göstermiştir. Buralara gitmesen… Hani diyorlar ya ‘Kara Afrika’ Evet, bunlar yaratılmışların en şereflisi. Biz bunların hepsine gittik, gidiyoruz, gideceğiz. Nasıl burada futbol takımlarımızın yarısı neredeyse Afrika’dan ise pazarlar da evelallah bizimle beraber geleceği olgunlaştırıyor. Daha güzel olacak, hiç endişem yok.”
“TÜRKİYE, BİRÇOK SEKTÖRDE DÜNYA TİCARETİNDE SÖZ SAHİBİ BİR ÜLKE HÂLİNE GELMİŞTİR”
İhracatın değer bazında en fazla arttırıldığı ülkelere bakıldığında, ABD’ye yüzde 44,6 artış ile 14,7 milyar dolara, BAE’ye yüzde 94,3 artış ile 5,5 milyar dolara, Birleşik Krallığa yüzde 22 artışla 13,7 milyar dolara ulaşıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Demir-çelikte yüzde 70,9 oranında artışla 25,9 milyar doları, motorlu kara taşıtlarında yüzde 13,3 artışla 25 milyar doları, makinede yüzde 23,7 oranında artışla 20,8 milyar doları, hazır giyimde yüzde 22,2 oranında artışla 18,3 milyar doları yakaladık. Bu rakamlarla Türkiye, birçok sektörde dünya ticaretinde söz sahibi bir ülke hâline gelmiştir. Miktar yanında katma değer olarak da artan ihracatımızın kilogram birim değeri ise yüzde 17 yükselişle 1,29 dolara çıkmıştır. Ayrıca Türk lirası ile ticaret gerçekleştirdiğimiz ülke sayısını her geçen gün daha yukarı taşıyoruz. Ne olur Türk lirası deyip geçmeyin, bizim paramız çok önemli. İnşallah paramız, belirleyici olacak hiç endişe etmeyin. 2021 yılı itibariyle 205 ülke ve bölgeye, ihracat işlemlerimizi millî paramız ile gerçekleştirdik. Türk lirası ile yaptığımız dış ticaret hacmi, 183 milyar liraya ulaşmıştır. Mal ticaretindeki güçlü performansın, hizmet ticareti rakamlarına da müspet yansıdığını görüyoruz. Hizmet ihracatımızın bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 60 oranında artışla, 53 milyar dolara ulaşmasını ve cari işlemler dengesine 23 milyar dolarlık olumlu katkı yapmasını bekliyoruz. Oluşturduğumuz yeni yapı ve güçlendirilmiş destek programlarıyla bu rakamı kısa sürede 100 milyar dolara çıkarmayı amaçlıyoruz.”
Bu doğrultuda turizm ve lojistik dışındaki hizmet sektörlerinden yazılım, bilişim ve oyun sektörlerinde 10 milyar dolar, sağlık turizminde 5 milyar dolar, eğitim hizmetlerinde 3 milyar dolar, dizi film ve kültürel hizmetler sektöründe 2 milyar dolar ihracata kısa zamanda ulaşacak bir yol haritasını hayata geçirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca ülkenin sanayi alt yapısının yeşil dönüşümünün tamamlanmasının da ihmal edilen bir başlık olmadığını söyledi.
“İHRACATÇIYI DESTEKLEMEK ÜZERE AYIRDIĞIMIZ BÜTÇEYİ ARTTIRACAĞIZ”
Cari fazla veren bir ülke konumuna hızla ulaşmak için 2022 yılı ekonomik büyüme hedefini yüzde 5 olarak belirlediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İhracatımızdaki güçlü performans sayesinde orta vadeli programın geçtiğimiz yılki hedefini zaten aşmıştık. Bu programda önümüzdeki sene için yaklaşık 231 milyar dolarlık ihracat belirlemiştik. Gelecek yıl da bu rakamın üstüne çıkacağımıza ben inanıyorum. Onun için 2022 hedeflerimizi 250 milyar dolar olarak revize ediyoruz. Ülkemizin medarıiftiharı olan siz ihracatçılarımızın gelecek sene bize bu gururu da yaşatacağınıza ben yürekten inanıyorum. Siz bu hedef doğrultusunda ilerlerken, Cumhurbaşkanı ve hükûmet olarak biz de sizin yanınızda olmayı sürdüreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eylül ayındaki son buluşmamızda İhracatı Geliştirme Anonim Şirketi’nin müjdesini vermiştim. İhracatçılarımızın finansmana erişimini iyileştirmeyi ve teminat sorunlarını çözmeyi hedefleyen bu şirketi kısa sürede kurduk. Faaliyete 1 Mart 2022 tarihinde geçecek olan şirketimizin şimdiden tüm ihracatçılarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Bu arada inşallah Finans Merkezimizi de harekete geçireceğiz” diye ekledi.
Öte yandan 2022 yılı için ihracatçıyı desteklemek üzere ayırdıkları bütçeyi de arttıracaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yazılım, bilişim, sağlık turizmi, eğitim, teknik müşavirlik, savunma, makine ve eczacılık başta olmak üzere katma değer oluşturan tüm sektörlere yönelik yeni destek programlarını devreye aldıklarını söyledi.
Hazırlıkları devam eden Uzak Ülkeler Stratejisi’nin tanıtımını önümüzdeki günlerde yapacaklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatın kesintisiz olarak sürdürülmesi için kara, deniz, hava ve demiryolu alt yapılarını iyileştirip, yeni lojistik çözümler geliştirdiklerini belirtti.
Dünyanın farklı bölgelerine daha etkili erişim imkânı sağlayan Yurtdışı Lojistik Dağıtım Ağları Projesi’ni yakında paylaşacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeyi elektronik ihracatta da lider ülkeler arasına taşımak için yeni stratejiler tasarladıklarını kaydetti.
Kolay İhracat Platformu’nun, KOBİ’ler ve bireysel girişimciler başta olmak üzere 35 binin üzerinde kayıtlı kullanıcıya yol gösterdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu uygulamayı yeni nesil ihracat modelleri kapsamında güncelleyerek etkinliğini arttıracaklarını belirtti.
Ticaret diplomasisinin saha neferleri olan ihracatçıların, ülkeye ve millete dair hiçbir vizyonu olmayan felaket tellallarına kulak asmadan yollarına devam etmelerini isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Cumhurbaşkanı olarak ben sizlere güveniyorum. Rabbim yolumuzu ve bahtımızı açık etsin diyorum. 225 milyar 368 milyon dolarlık rekor ihracatımızın milletimize ve sizlere hayırlı olmasını diliyorum. Türk ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştıran Türk İhracatçılar Meclisi’nin değerli üyelerine, kıymetli ihracatçılarımıza teşekkür ediyorum. Ticaret Bakanlığımızı, Sayın Bakan ve ekibini ticaretimizin artması için fedakârca çalışan herkesi tebrik ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında, Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, baş başa ve heyetler arası görüşmeleri ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına dördüncü yılına girecek Rusya-Ukrayna Savaşı’nda hayatını kaybedenler için Ukrayna halkına taziyelerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zelenskiy’nin ziyaretinin, Ukrayna’daki savaşın temel dinamiklerinde önemli değişimlere aday olunan bir dönemde gerçekleştiğini söyledi.
Türkiye’nin, “Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmayacağı” anlayışıyla savaşın ilk gününden bu yana taraftar arasında müzakere edilmiş bir barışın tesisi için yoğun çaba sarf ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu doğrultuda Mart 2022’de İstanbul’da iki ülke arasında doğrudan müzakerelere ev sahipliği yaptık. Taraflarla yürüttüğümüz temaslar neticesinde Karadeniz Tahıl Girişimi’ni hayata geçirdik. Son üç yılda Rusya ve Ukrayna ile her seviyede doğrudan girişimlerde bulunduk. Tüm bu çabalarımızda her iki taraf içinde güvenilir bir arabulucu olmaya, samimi olarak gayret gösterdik, somut neticeleri aldık” ifadelerini kullandı.
“MÜZAKERE SÜRECİNİN KALICI BİR BARIŞLA SONUÇLANDIRILMASI İÇİN HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ”
Gelinen aşamada ABD Başkanı Donald Trump’ın, savaşın müzakereler yoluyla ve süratle sonlandırılması için başlattığı diplomatik girişimin, Türkiye’nin son üç yıldır izlediği politikayla da örtüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Haddizatında, İstanbul Müzakereleri taraftar arasında mutabakata en fazla yaklaşılan platform olması ile önemli bir referans noktası teşkil ediyor. Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır. Sayın Zelenskiy ile görüşmemde Türkiye’nin, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığını olan kuvvetli desteğini ifade ettim. Aynı zamanda müzakere sürecinin kalıcı bir barışla sonuçlandırılması için her türlü desteği vereceğimizin altını çizdim. Çok sayıda masumun ölümüne ve muazzam bir yıkama neden olan bu savaş, artık sona ermelidir.
Karadeniz’de ticari seyrüsefer emniyetini hedefleyen bir düzenlemenin hayata geçirilmesi için ülkemizin çalışmayı sürdüreceğini de belirttim. Karadeniz’de hayata geçirilebilecek böyle bir düzenlemenin müzakerelere giden süreçte önemli bir güven artırıcı tedbir işlevi göreceğine inanıyoruz. Sayın Zelenskiy ile gündemimizde, Ukrayna ile stratejik ortaklık ilişkilerimiz kapsamındaki konu başlıkları önemli yer tuttu. Ticari ilişkilerimizin daha da güçlendirilmesi için önümüzdeki dönemde atabileceğimiz adımları masaya yatırdık. Savaşın getirdiği tüm zorluklara rağmen ikili ticaretimizde tespit ettiğimiz 10 milyar dolar hedefine emin adımlarla yürümek istiyoruz.”
“İLİŞKİLERİMİZİN DAHA DA ÜST SEVİYELERE ÇIKACAĞINA İNANIYORUM”
Zelenskiy’e, Türk şirketlerinin savaşın yol açtığı tahribatın giderilmesi ve yeniden imar konusunda Ukrayna’ya destek vermeye istekli olduklarını aktardığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ukrayna’da barışın tesisi ile birlikte önümüzdeki dönemde ilişkilerimizin stratejik ortaklığımıza yaraşır düzeyde daha da üst seviyelere çıkacağına tüm samimiyetimle inanıyorum. Sözlerime son verirken Ukrayna’nın toprak bütünlüğü için özellikle mücadele veren Kırım Tatarı soydaşlarımızın hakları konusunda değerli dostum Zelenskiy’nin attığı cesur adımları takdirle karşıladığım belirtmek istiyor, ilave adımların geleceğini de temenni ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ BİZİM OLMAZSA OLMAZIMIZDIR”
Ukraynalı bir gazetecinin barış görüşmelerine vurgu yaparak, Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne ilişkin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, egemenliği bizler için çok çok önemli ve toprak bütünlüğüne, egemenliğine Türkiye’nin saygısını her yerde anlattık. Bütün uluslararası toplantılarda bu konuyu daima işledik, işlemeye devam ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de özellikle Ukrayna’nın toprak bütünlüğü bizim olmazsa olmazımızdır. Egemenliği aynı şekilde bizim olmazsa olmazımızdır. Temennimiz odur ki barışın kaybedeni olmaz. Dolayısıyla barışın bir an önce sağlanmasını temin etmektir. Bu konuda değerli dostum, o da zaten barıştan yana olduğunu açık net olarak bizlere ifade ediyor. Temennim odur ki gerek Dışişleri Bakanımın muhatabıyla yaptığı görüşmelerde gerek şahsımın Sayın Putin ile yaptığı görüşmelerde bu barışla ilgili yolculuğu, yolu kat ederiz, temin ederiz ve bunun için adımları da atarız.”
Türkiye’nin gelecek süreçte Rusya-Ukrayna barışına katkı için adım atıp atmayacağına ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Adil bir barışın mümkün olması için şüphesiz ki güçlü olduğunu bildiğimiz ülkelerin barıştan yana tavrını ortaya koyması lazım. Az önce de ifade ettiğim gibi barışın kaybedeni olmaz. Şu anda tüm dünya Rusya-Ukrayna arasındaki bu savaşta artık barışı bekliyor. Bir an önce barış temin edilsin. Çünkü bunca esir var, bunun yanında bunca insan, yüz binlerce insan burada öldü, öldürüldü. ‘Artık bu ölüme de son verilsin’ deniyor. Şimdi bizler en yakın komşuları olarak Türkiye biz, bir an önce barışın teminiyle alakalı gerek şahsım gerek Dışişleri Bakanım bizler muhataplarımızla bir an önce barışın temini için adım atalım istiyoruz.
Tahıl Koridoru’nun kurulmasını isteyişimizin sebebi bu olmuştur ve tahıl koridorunda da iyi bir netice aldık ama maalesef devamını sağlayamadık. 30 bin ton tahıl malum gönderildi biz aracı olduk. Bundan sonraki süreçte de bunun devamını istiyoruz. Bu arada tabii ben huzurlarınızda Sayın Zelenskiy’e bir teşekkürü ifade etmek istiyorum. O da Suriye’ye tahıl gönderme noktasında, bize gönderdikleri tahıl, biz de bu tahılı malum değirmenlerimizde una çevirmek suretiyle Suriye’ye ulaştırdık, ulaştırıyoruz. Bu da tabii Suriye’deki yönetimi ciddi manada mutlu etti, memnun etti. Ben de huzurlarınızda Suriye halkı adına kendilerine teşekkür ediyorum. Çünkü böyle zor bir zamanda Suriye’nin böyle bir imkânı aracılığımızla özellikle de Ukrayna’dan elde etmiş olması bu da insani ve vicdani bir görevdir.”
UKRAYNA DEVLET BAŞKANI ZELENSKİY: “TÜRKİYE, UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ VE EGEMENLİĞİ KONULARINDA ÇOK İLKELİ BİR TUTUM SERGİLEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yaptıkları görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Rusya-Ukrayna savaşının zor zamanlarında Türkiye’den destek gördükleri için teşekkür ederek “Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği konularında çok ilkeli bir tutum sergiledi. Bu, bize göre küresel önem taşıyor” diye konuştu.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, görüşmelerde Ukraynalı esirlerin durumunun da görüşüldüğüne işaret ederek “Türkiye gerek askerlerimizin gerek sivillerimizin serbest bırakılması için kolaylıklar sağladı” dedi.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy huzurunda, Türkiye ile Ukrayna arasında iki anlaşma imzalandı.
Bu kapsamda iki ülke arasındaki “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Eğitim Alanında İşbirliği Anlaşması”na Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Ukrayna Kültür ve Stratejik İletişim Bakanlığı Arasında Medya ve İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”nı da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imzaladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde törenle karşıladı.
Türkiye ve Ukrayna bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren ve heyetlerini takdim eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli olarak addettiklerini söyleyerek, “Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.” dedi.
TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kacır “Ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.” diye konuştu.
Bakan Kacır, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen ve bu yıl “Yeteneğe Dayalı Kalkınma” temasıyla gerçekleşen 3. İstanbul İnsan Kaynakları Forumu’na katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada tarih boyunca ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelleri, her dönemin hâkim dinamiklerine göre şekillendiğini söyledi. Tarım çağında, bir milletin zenginliğini belirleyen en önemli unsurun; sahip olduğu verimli topraklar ve su kaynaklarına erişim olduğunu belirten Kacır, Sanayi Devrimi ile birlikte bu paradigmanın kökten değiştiğini söyledi. Bilgi çağıyla birlikte fiziksel varlıklardan ziyade bilgi, teknoloji ve inovasyonun ekonomik gücün merkezine yerleştiğini kaydeden Kacır konuşmasında şunları söyledi:
YENİ ÇAĞIN GERÇEĞİ: Bir zamanlar tarımsal üretime, sanayi gücüne ve yeraltı zenginliklerine dayalı olan büyüme modelleri, yerini bilgi ekonomisine, inovasyona ve yetenek gelişimine bıraktı. Yeni çağın gerçeği şudur: Yetenek, en kıymetli sermaye; inovasyon ise sürdürülebilir büyümenin lokomotifidir.
İTİCİ GÜÇ: Türkiye olarak nüfusumuzun ortanca yaşı bugün 34 düzeyinde. Yani pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla 10-15 yaş daha genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Biz, bu demografik avantajı yalnızca bir istatistik olarak değil, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimizin en güçlü itici gücü olarak addediyoruz.
ADIMLARIN ODAĞI: Milli Teknoloji Hamlemiz doğrultusunda, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye için attığımız adımların odağına her daim insan kaynağımızı koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 22 yılda üniversitelerden teknoparklara, Ar-Ge merkezlerinden girişimcilik destek programlarına kadar geniş bir yelpazede insan kaynağımızın niteliğini artırmaya yönelik pek çok adım attık.
BÜYÜK ATILIMLAR: Nitelikli insan kaynağımızı destekleyerek; kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını geliştirebilen, üretebilen, büyük atılımlara imzasını atan bir ülke konumuna yükseldik. Girişimcilerimizin, mühendislerimizin ve genç zihinlerin hak ettiği değeri bulması ile bugün insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Yerli ve millî otomobilimiz Togg; elektrikli, bağlantılı ve akıllı araç olarak yollarda.
TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜ: Artık imkânsız zannedileni Türkiye’nin girişimcileri başarıyor, Türkiye’nin mühendisleri hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. Elde ettiğimiz bu tarihi kazanımları devam ettirmek ve gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmak için hep birlikte gayretlerimizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki; günümüz dünyasında teknolojik dönüşümün öncüsü ve lideri esasen gençlerdir.
TEKNOFEST KUŞAĞI: Her TEKNOFEST’te Gençlerimizin Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Şakir Zümrelerin, Nuri Killigillerin akamete uğramış serüvenlerini tamamlama kararlılığına tekrar tekrar şahit oluyoruz. Ne mutlu ki Millî Teknoloji Hamlesi’ni omuzlayan, bu ülkeyi daha ileriye taşıma derdinde olan azimli, birikimli, çalışkan TEKNOFEST kuşağı var.
DENEYAP ATÖLYELERİ: 81 şehrimizde kurduğumuz Deneyap Teknoloji Atölyelerimizde 35 binden fazla gençlerimizi bilim ve teknoloji dünyasıyla 11 yaşından itibaren buluşturuyoruz. “Sektör Kampüste” programımız ile üniversite öğrencilerine, sektör profesyonelleri tarafından güncel ve sahadan içeriklerle hazırlanarak zenginleştirilmiş dersler alma imkanı sağlıyoruz. Milli Teknoloji Uzmanlık Programlarımızla da teknoloji geliştirme ve katma değerli üretim altyapımızın ihtiyaç duyduğu alanlarda gençlerimizi geleceğin yetkinlikleriyle buluşturuyoruz.
MİLLİ TEKNOLOJİ STAJ PROGRAMI: Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın iş birliği içinde yürüttüğümüz Milli Teknoloji Staj Programımızla da gençlerimize sanayi ve teknoloji ekosistemimizin öncü firmalarında staj yapma imkanı tanıyoruz. Ar-Ge teşviklerimizden teknopark uygulamalarımıza, TÜBİTAK desteklerinden KOSGEB programlarına ve girişim sermayesi fonlarına pek çok uygulama ve düzenleme ile gençlerimizin girişimci ruhunu besleyerek, girişimciliği kariyer yolculuğunda bir alternatif haline getiriyoruz.
GELECEĞİN DÜNYASI: Gençlerimizin doğru yetkinliklerle buluşması kadar önem verdiğimiz bir diğer başlık ise kuşkusuz mevcut iş gücümüzü geleceğin dünyasına güçlü şekilde hazırlamak. Özellikle başta yapay zekâ olmak üzere yıkıcı teknolojilerin çok boyutlu etkileri; yetkinlik dönüşümünün bizler için tercihten öte zorunluluk olduğunu gösteriyor.
YENİ İSTİHDAM ALANLARI: Araştırmalar ülkemizde halihazırda 7 milyon kişinin yürüttüğü işlerin 2030 yılına kadar yeni nesil teknolojilerin etkisiyle ya tamamen ortadan kalkabileceği ya da farklı niteliklere sahip rollere dönüşeceğini gösteriyor. Ancak gelişen teknolojilere doğru bir bakış açısıyla yaklaşırsak, bünyesinde 9 milyon kişiyi barındıracak yeni iş modelleri oluşturma imkanına sahibiz. Özellikle teknolojiyle ilgili alanlarda ortaya çıkacak fırsatları da doğru değerlendirdiğimiz takdirde mevcuttan en az 2 milyon ilave istihdam oluşturmamız mümkün.
BÜTÜNCÜL KALKINMA: Sanayimizin dijital dönüşümüne rehberlik eden model fabrikalarımızın sayısını 10’a ulaştırdık. Kocaeli, Denizli, Malatya, Tekirdağ, Sakarya ve Trabzon’da açılışını gerçekleştireceğimiz yeni merkezlerle bu sayıyı 16’e çıkaracağız. Ülke sathına yayılan, bütüncül bir kalkınmayı tüm sektörlerde topyekûn şekilde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
TECH VİSA PROGRAMI: Tarihimizden aldığımız ilhamla, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli addediyoruz. Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.
LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız ile; alanlarında dünyanın en iyi merkezlerinde deneyim kazanmış yetkin araştırmacıların ülkemize gelmelerini teşvik ediyor, bilimsel ve teknolojik çalışmaların bu topraklardan yükselmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar program kapsamında, 57’si diğer ülke olmak üzere toplam 253 araştırmacıya, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için destek sağladık. Bizler, potansiyelini harekete geçirmeyi bekleyen tüm girişimcilerimize fırsat ve imkan kapılarını sonuna kadar açmaya devam edeceğiz.
GENÇLERE TÜBİTAK DAVETİ: TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün itibariyle uzay teknolojilerinden savunma sanayine, yapay zekadan raylı sistem teknolojilerine, ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslamabad’da Pakistan Başbakanı Şerif ile düzenlediği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Türkiye ve Pakistan, kadim ve sarsılmaz kardeşlik hukukuyla birbirine bağlı iki büyük ülkedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Pakistan’ın başkenti İslamabad’da, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ile baş başa, heyetler arası görüşmeleri ve anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında ikinci evi olarak gördüğü Pakistan’ı ziyaret etmekten bahtiyarlık duyduğunu söyledi.
Türkiye ve Pakistan’ın kadim ve sarsılmaz kardeşlik hukukuyla birbirine bağlı iki büyük ülke olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu topraklarda yaşayan Müslümanların Çanakkale ve İstiklal Harbi’mize verdiği destek Pakistan’ın kurucuları Kaid-i Azam Muhammed Ali Cinnah ve Allame Muhammed İkbal’in Cumhuriyeti’mizden ilham almaları müstesna ilişkilerimizin en çarpıcı örnekleridir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari’nin büyük dedesi Han Bahadır Hasan Ali Efendi, Peşaverli Abdurrahman Bey, Muhammed Ali ve kardeşi Mevlana Şevket Ali’nin bugün de rahmetle yâd ettikleri ortak kahramanlarından olduklarını dile getirdi.
“TİCARET HACMİMİZİ 5 MİLYAR DOLAR HEDEFİNE ULAŞTIRMADA HEMFİKİRİZ”
Pakistan’ın millî şairi Muhammed İkbal’in Çanakkale Zaferi’ne dair mısralarının herkesin hafızalarında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti “Bu eşsiz tarihî ve beşerî bağlarımızın ışığında 2009 yılında tesis ettiğimiz Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi bugün dayanışmamızı kurumsallaştıran en üst düzey mekanizmadır. Konseyimizin 7’nci toplantısını biraz önce tamamladık. Toplantımızda münasebetlerimizi daha da güçlendirme noktasında mutabık kaldık. Bu çerçevede ticaret, su kaynakları, tarım, enerji, kültür, aile ve sosyal hizmetler, bilim, bankacılık, eğitim, savunma ve sağlık alanlarında 24 belge imzalandı. Konsey toplantısı öncesinde kardeşim Şahbaz Şerif ile yaptığımız görüşmede ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve küresel gelişmeleri etraflıca değerlendirdik. Cumhurbaşkanı Sayın Asıf Ali Zerdari ile birazdan yapacağımız görüşmede de ortak gündemimizde öne çıkan konuları istişare edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, farklı sektörlerden iş insanlarının katılımıyla bir iş forumu düzenlediklerini söyleyerek, “Ekonomik iş birliğinin lokomotifi olan yatırımcılarımızı Pakistan’da daha fazla faaliyette bulunmaya teşvik ediyoruz. Sayın Başbakan ile ticaret hacmimizi 5 milyar dolar hedefine ulaştırmak üzere çalışmalarımızı artırmada hemfikiriz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan’la ticaret hacminin 5 milyar dolar hedefine ulaşması amacıyla ilk aşamada mevcut mal ticareti anlaşmasının kapsamını genişletmeyi değerlendirdiklerini söyledi.
“TÜRKİYE VE PAKİSTAN ARASINDAKİ MÜSTESNA İLİŞKİLERİN BİR DİĞER GÖSTERGESİ EN ZOR ZAMANLARDAKİ DAYANIŞMAMIZDIR”
Askerî diyaloğun ve savunma sanayii iş birliğinin, ticaret ve yatırım ilişkilerini çarpan etkisiyle büyüttüğünü gördüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, tedarik, satış ve ortak üretim dâhil olmak üzere Pakistan’da yürütülen projeleri ilerletme iradesini teyit ettiklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve Pakistan arasındaki müstesna ilişkilerin bir diğer göstergesinin zor zamanlardaki dayanışma olduğunu ve “Asrın Felaketi” olarak anılan 6 Şubat depremlerinin hemen akabinde Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif’in deprem bölgesini ziyaret eden ilk lider olduğunu anımsatarak, “Cumhurbaşkanından sokaktaki vatandaşa kadar her düzeyde sunulan taziye ve destek mesajları Pakistanlı kardeşlerimizin milletimizle gönül bağının en halisane örnekleriydi. Hiçbir zaman unutmayacağımız bu dayanışma için Pakistan halkına bir kez daha en kalbi şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.
“TERÖRÜN HER TÜRLÜSÜYLE MÜCADELESİNDE PAKİSTAN’A OLAN DESTEĞİMİZİ VURGULUYORUZ”
Pakistan’ın terörle ve bölgesel istikrara yönelik tehditlerle mücadelesindeki büyük fedakârlıklarını takdir ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Terörün her türlüsüyle mücadelesinde Pakistan’a olan desteğimizi tekrar vurguluyoruz. Pakistan’da yaşanan terör saldırılarında şehit düşen askerler ile hayatını kaybeden Pakistanlı kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Biz de YPG, PKK, DEAŞ ve FETÖ dâhil terörün her türüyle mücadelemizde Pakistan’ın güçlü desteğini hissediyoruz. FETÖ’nün Pakistan’da terör örgütü olarak ilanı gibi bu örgüte ait okulların Maarif Vakfı’na devredilmesi terörle mücadelede ortak kararlılığımızın en anlamlı çıktılarıdır. Türkiye Bursları, Yunus Emre Enstitümüz ve Maarif Vakfımız vasıtasıyla ülkelerimiz arasındaki dostluğun genç kuşaklarımıza aktarılması için çabalarımızı sürdüreceğiz.”
“PAKİSTAN’IN KIBRIS TÜRKÜ’NÜN HAKLI DAVASINA OLAN DESTEĞİ BİZİM İÇİN SON DERECE ANLAMLIDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ve Türk halkının dün olduğu gibi bugün de Keşmirlilerle dayanışma içinde olduğunu kaydederek, “Türkiye olarak Keşmir sorununun diyalog yoluyla Birleşmiş Milletler kararları temelinde ve Keşmirli kardeşlerimizin beklentileri gözetilerek çözülmesine olan desteğimiz bakidir. Pakistan’ın Kıbrıs Türkü’nün haklı davasına olan desteği bizim için son derece anlamlıdır” ifadesini kullandı.
Pakistan’ın Filistin meselesindeki dirayetli duruşunu takdirle karşıladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan ile gerek Birleşmiş Milletler gerek İslam İşbirliği Teşkilatı ve diğer platformlarda Filistinlilerin haklı davalarına gereken desteği vermenin gayretinde olduklarını dile getirdi.
“BAĞIMSIZ VE EGEMEN FİLİSTİN DEVLETİ TESİS EDİLMESİ İÇİN SABIRLA MÜCADELE EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi: “Bilhassa Gazzeli kardeşlerimizi vatanlarından koparma gibi hukuk ve vicdan dışı tekliflerin olduğu bir dönemde bu kararlı tavrımızı güçlendirmemiz gerektiğine inanıyoruz. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip, bağımsız ve egemen Filistin Devleti tesis edilmesi için sabırla mücadele edeceğiz. Şahsıma ve heyetime gösterilen misafirperverlik için kardeşim Şahbaz Şerif ve Cumhurbaşkanı Sayın Asıf Ali Zerdari nezdinde tüm Pakistan makamlarına ve Pakistan halkına teşekkür ediyorum. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantımızın ve imzaladığımız anlaşmaların ülkelerimize ve bölgemize hayırlı olmasını temenni ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan Başbakanı Şerif ve Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari’ye teslim edeceği, yerli elektrikli otomobil Togg’un, Türkiye ve Pakistan dayanışmasının nişanelerinden biri olmasını ümit ettiğini sözlerine ekledi.
PAKİSTAN BAŞBAKANI ŞERİF: “TÜRKİYE, DÜNYA ÇAPINDA EN HIZLI BÜYÜYEN ÜLKELERİN BAŞINDA GELMEKTE”
Pakistan Başbakanı Şerif de konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve heyetini, Pakistan’da ağırlamaktan mutluluk duyduğunu vurgulayarak, “Türkiye ile Pakistan öyle iki ülke ki, aralarında eşi benzeri olmayan bir ilişki vardır. Bu ikili ilişki, Pakistan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra tesis edilmiş bir ilişki olmakla kalmadı. Tam tersine, yüzyıllar öncesine dayanan büyük bir dostluk ve büyük bir kardeşlik ilişkisi gelişmiş bulunmaktaydı” ifadelerini kullandı.
İki ülkenin her zorlukta birbirinin yanında olduğunu belirten Pakistan Başbakanı Şerif, “Depremlerde, sellerde, doğal afetlerde her zaman Türkiye’yi yanımızda bulduk” dedi.
Pakistan Başbakanı Şerif, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok önemli bir lider olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Sizin vizyonunuz, sizin açıklığınız ve dürüstlüğünüz, Türkiye’yi tam anlamıyla geçtiğimiz yıllar içerisinde dönüştürdü. Türkiye hâlihazırda dünya çapında en hızlı büyüyen, en fazla büyüyen ülkelerin başında gelmekte. Siz her anlamda liderlik yaptınız, ülkenizin dönüşümünde ama her fırsatta, elinize geçen her koşulda Müslüman halkların, özellikle mazlumların haklarını savunmaya devam ettiniz. Bu Filistin halkı olsun, Gazze ya da Keşmirliler olsun. Her zaman sizin söylediklerinizi, Müslüman dünyası çok yakından, çok büyük bir dikkatle dinledi ama aynı zamanda siz mazlumların hakkını savunurken, sessinizi yükselttiğinizde bütün dünya sizi net bir şekilde duydu.”
TÜRKİYE VE PAKİSTAN ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Pakistan Başbakanı Şerif, iki ülke arasında kabul edilen “Stratejik Ortaklığın Derinleştirilmesi, Çeşitlendirilmesi ve Kurumsallaştırılması” başlıklı ortak bildiriyi imzaladı.
Ortak bildirinin imzalanması sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Pakistan Başbakan Şerif huzurunda, iki ülke arasında çeşitli alanlarda 24 iş birliği anlaşması imzalandı.
Bu kapsamda iki ülke arasındaki “Askerî ve Sivil Personelin Sosyal ve Kültürel Amaçlı Mübadelesine İlişkin Protokol”, “Hava Kuvvetleri Elektronik Harp İşbirliğine İlişkin Mutabakat Muhtırası” ve Askerî Sağlık Alanında Eğitim ve İşbirliği Protokolü”, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler ile Pakistan Savunma Bakanı Khawaja M. Asıf tarafından imzalandı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Pakistan Enerji Bakanı Sardar Awais AhmedKhan Leghari, “Hidrokarbonlar Alanında İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Değiştirilmesine İlişkin Protokol” ile “Enerji Dönüşümü Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı” ve “Madencilik Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”nı imzaladı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Pakistan Ticaret Bakanı Jam Kamal Khan, “Mal Ticareti Anlaşmasının Geliştirilmesine İlişkin Ortak Deklarasyon” ile “Menşe Belgelerinin Onaylanmasının Dijitalleştirilmesine İlişkin Mutabakat Zaptı”na imza attı.
“Su Alanında İşbirliği Anlaşması” ile “Tohumculuk Konusunda İşbirliği Anlaşması”, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Pakistan Ulusal Gıda Güvenliği ve Araştırma Bakanı Rana Tanveer Hussain tarafından imza altına alındı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Pakistan Bilim ve Teknoloji Bakanı Dr. Khalid Maqbool Siddiqui, “Yasal Metroloji Altyapısının Kurulmasına İlişkin Mutabakat Zaptı” ile “TÜBİTAK ile Pakistan Ulusal Tekstil Üniversitesi Arasında Teknik Yardım ve Pakistan–Türkiye Tekstil Teknoloji Merkezi’nin Geliştirilmesi için Mutabakat Zaptı”na imza attı.
Türk Eximbank ile Pakistan Eximbank arasındaki Mutabakat Zaptına Dair Beyan, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Pakistan Maliye Bakanı Muhammad Aurangzeb tarafından imzalandı.
“Sınai Mülkiyet Alanında İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı”nı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Pakistan Ticaret Bakanı Jam Kamal Khan imzaladı.
“Din Hizmetleri ve Din Eğitimi Alanlarında İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptı”, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ile Pakistan Din İşleri ve Dinlerarası Uyum Bakanı Chaudhry Salik Hussain tarafından imzalandı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Pakistan Bilim ve Teknoloji Bakanı Dr. Khalid Maqbool Siddiqui, “Helal Ticaret Alanında İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptı”na imza attı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile Pakistan Devlet Bankası Arasında İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı’nı, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Pakistan Maliye Bakanı Muhammad Aurangzeb imzaladı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile Pakistan Enformasyon ve Yayıncılık Bakanı Ataullah Tarar, “Halkla İlişkiler ve İletişim Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı” ile “Medya ve İletişim Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”na imza attı.
“Sağlık ve Eczacılık Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Pakistan Ulusal Gıda Güvenliği ve Araştırma Bakanı Rana Tanveer Hussain tarafından imza altına alındı.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) ile Pakistan Denizcilik Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü (NRDI) Arasında Mutabakat Zaptı’nı, TUSAŞ Genel Müdürü Dr. Mehmet Demiroğlu ve NRDI Genel Müdürü Javed Iqbal imzaladı.
Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ve Pakistan Savunma Üretimi Bakanı Khawaja M. Asıf, Savunma Sanayii Başkanlığı ile Pakistan Savunma Üretimi Bakanlığı arasındaki Mutabakat Zaptı’na imza attı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Pakistan Enformasyon ve Yayıncılık Bakanı Ataullah Tarar, “Görsel-İşitsel Hizmetler Ortak Yapım Anlaşması” ile “Kültürel İşbirliği Anlaşması”nı imzaladı.
İmza töreninde ayrıca, Türkiye-Pakistan İş Forumu’na ilişkin iki mutabakat zaptı da imzalandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkedeki temasları kapsamında Pakistan Başbakanı Şerif ile birlikte Pakistan Cumhurbaşkanı Zerdari’nin verdiği resmî devlet yemeğine katıldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.