Cumhurbaşkanı Erdoğan, TUSAŞ “Millî Teknolojiler ve Yeni Yatırımlar” Programı ve Millî Muharip Uçak Üretim Tesisi Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasında yer alıyoruz. İHA, SİHA ve TİHA üretiminde ise artık dünyanın ilk üç ülkesi içindeyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramankazan’da Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) “Millî Teknolojiler ve Yeni Yatırımlar” Programı ve Millî Muharip Uçak Üretim Tesisi Açılış Töreni’ne katılarak, bir konuşma yaptı.
Konuşmasına, kendisini dinleyenleri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayi için çok önemli tesislerin açılış töreni vesilesiyle TUSAŞ’ta olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
Yaklaşık 2 ay önce elim bir trafik kazasında hayatını kaybeden TUSAŞ Kurumsal Pazarlama ve İletişim Müdürü Serdar Demir’i rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Serdar Demir’in çalışkanlığıyla dürüstlüğüyle ülkesine ve milletine olan sevdasıyla temayüz etmiş genç bir kişi olduğunu kaydetti. Demir’in görevleri sırasında TUSAŞ’ın hem kurumsal vizyonunun gelişimine hem de yurt dışında gerçekleştirdiği atılımlara önemli katkılar sağladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demir’e Allah’tan rahmet, ailesine, sevdiklerine ve TUSAŞ’taki mesai arkadaşlarına sabırlar diledi.
Türk Milleti için yeni bir kavram olmayan harp endüstrisinin kökünün tarih öncesine kadar dayandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, milattan önce 3. yüzyılda Hunların menzil ve darbe gücü yüksek çift kavisli yayları imal ettiğini, Gaznelilerin savaş fillerine zırh giydirilmesinden Selçukluların donanma inşasına kadar birçok alanda tarihte kendi döneminin ilki mahiyetinde çalışmalar gerçekleştirildiğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmanlı’nın da ilk yıllarından itibaren tersaneciliği geliştirdiğini, Avrupa ordularında henüz yokken topçu ocağı kurduğunu, Baruthane, Tophane-i Amire, Tersane-i Amire gibi kurumları faaliyete geçirdiğini anımsattı.
Asırlar boyunca dünyaya top, tüfek, gemi başta olmak üzere pek çok ürün ihracatı yapan Osmanlı’nın 18. yüzyıldan sonra bu alandaki öncülüğünü yitirmeye başladığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetin ilk yıllarında Gazi Mustafa Kemal’in liderliğinde başlatılan kalkınma hamlesinde savunma sanayimiz özel bir yere sahiptir. Bu dönemde Vecihi Hürkuş, Nuri Demirağ, Şakir Zümre, Nuri Killigil gibi müteşebbislerin çabalarının maalesef iç ve dış engellemeler sebebiyle akamete uğradığını görüyoruz” dedi.
Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu bünyesinde kurulan fabrikaların ise arzu edilen etkinlikte çalıştırılmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonuçta savunma sanayinin neredeyse tamamen dışa bağımlı hâle getirildiğini söyledi.
Kıbrıs Barış Harekâtı döneminde önce tehditle başlayan, ardından ambargo ile devam eden gelişmelerin, kendi kendine yeten bir savunma sanayine olan ihtiyacı bir kez daha ortaya koyduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Halkımızın destek ve teveccühleriyle kurulmuş olan Silahlı Kuvvetlerimizi Güçlendirme Vakıfları eliyle hayata geçen ASELSAN, TUSAŞ, HAVELSAN, ROKETSAN gibi kurumlar bu sürecin ürünleridir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal döneminde de yerli ve modern savunma sanayinin gelişmesine katkı sağlamak amacıyla Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın kurulduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede 2000’li yıllara kadar yerli üretim yanında, ofset projeleri vasıtasıyla ülkeler arası ortak programlara ağırlık verildiğini belirtti.
Hükûmete geldiklerinde, her alanda olduğu gibi savunma sanayinde de “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyerek, gerekli adımları atmaya başladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kendi kendine yeten, ülkemizi kimseye muhtaç etmeyecek, yerli ve millî sistemleri ile dostlarına da elini uzatan tam bağımsız bir savunma sanayi kurmak için tüm imkânları seferber ettik. Savunma Sanayii İcra Komitemizin 2004 yılı mayıs toplantısı dışarıdan hazır alımların terk edilmesi ve millî savunma sanayimizin öncelikli kaynak olarak yapılandırılması konusunda adeta bir dönüm noktası olmuştur. Bugün, Türk savunma sanayi Cumhurbaşkanlığına bağlı Savunma Sanayii Başkanlığımızın koordinasyonunda, yüklenicileri, araştırma kuruluşları, üniversiteleri, geliştirdiği özgün ürünleri ve ihracatıyla ülkemizin en önemli sektörlerinden biri hâline gelmiştir. Nitekim ülkemizde 20 yıl önce sadece 62 olan savunma projesi sayısı bugün 750’yi geçerken, bu alanda faaliyet gösteren firmalarımızın sayısı da 56’dan 1500’e çıkmıştır. Aynı şekilde savunma sanayi projelerinin bütçesi 5,5 milyar dolardan 75 milyar dolara, sektörün yıllık cirosu 1 milyar dolardan 10 milyar dolara, ihracatımız 248 milyon dolardan 3 milyar 224 milyon dolara yükselmiştir.”
Türkiye’nin sadece kendisi için değil, dost ve müttefik ülkelerin de ihtiyaçlarını karşılayan bir ülke hâline geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasında yer alıyoruz. İHA, SİHA ve TİHA üretiminde ise artık dünyanın ilk üç ülkesi içindeyiz” dedi.
“SAVUNMA SANAYİNDE OLMAMIZ GEREKEN HANGİ TEKNOLOJİ ALANI VARSA HEPSİNDE VARIZ”
Türkiye’nin küresel tedarikçilerin çıkardığı tüm zorluklara, maruz kaldığı gizli-açık ambargolara, dışarıdan ve içeriden yürütülen sabotajlara rağmen bu seviyeye geldiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda neler görüyoruz neler… İnsansız hava aracı istedik, vermediler. Biz de Bayraktar’ı, ANKA’yı, Akıncı’yı, Aksungur’u yaptık. Mühimmat istedik, vermediler. Biz de Mam’ı, Som’u, Teber’i yaptık. Füze istedik, vermediler. Biz de Bora’yı, Atmaca’yı, Bozdoğan’ı yaptık. Hava savunma sistemi istedik, vermediler. İlk etapta başka ülkeden aldık, şimdilik HİSAR’ları yaptık, yakında SİPER’i ve daha ötesini de tamamlayacağız. İHA’larda kullandığımız kameraya ambargo koydular. Sandılar ki böyle yapınca biz İHA’ları kullanamayacağız. Onu da kendimiz yaptık. Sınırlarımız içinde terörle mücadele operasyonlarını rahatça yürütebilmeyi, sınır ötesi barış harekâtlarımızı istediğimiz gibi gerçekleştirebilmeyi işte bu başarılara borçluyuz. Artık çıtayı daha yukarı çıkararak geleceğin harp ortamına da ülkemizi hazırlıyoruz. Araştırma, geliştirme yatırımlarımızı artırarak, yüksek teknoloji gerektiren sistemleri birer birer hayata geçiriyoruz. Sürü İHA’lar ve deniz platformlarından savaş yönetim sistemine, insansız araçlardan yapay zekâya, elektromanyetik sistemlerden lazer silahına, uydulardan uzay sistemlerine kadar savunma sanayinde olmamız gereken hangi teknoloji alanı varsa hepsinde varız.”
Türkiye’nin havacılık ve uzay sanayisi çalışmalarındaki öncü kuruluşu TUSAŞ’ın geliştirdiği ve ürettiği ürünlerle hem kendi güvenlik güçlerine hem de dost ve kardeş ülkelere önemli sistemler kazandırdığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada üretilen ve yeni elektronik harp sistemleriyle donatılan Faz-2 versiyonunun da güvenlik güçlerimize teslim edildiği ATAK helikopterimiz terörle mücadele ve bu mücadelede en önemli araçlarımızdan biri hâline gelmiştir” dedi.
“MİLLÎ MUHARİP UÇAĞIMIZI 2023 YILINDA HANGARDAN ÇIKARIP BÜTÜN DÜNYAYA GÖSTERECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracına başlanan ATAK taarruz helikopterinin bir üst versiyonu Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri projesinin devam ettiğini belirterek, “Tamamen kendi mühendis ve teknisyenlerimizin alın teri ve akıl teri bu ürünlerle, ilk özgün helikopterimiz Gökbey’i bu sene teslim etmeye başlıyoruz. Anka’nın daha üst modeli Aksungur silahlı insansız hava araçlarımız göklerdeki yerini aldı. Bayraktar TB2 ve Akıncı TİHA’larla beraber silahlı insansız hava araçları alanında hem ürün zenginliğimiz artıyor hem de dünyadaki yerimiz güçleniyor. TUSAŞ’tan en büyük beklentimiz ise uçak teknolojisinde bizi dünyayla rekabet edebilir bir seviyeye çıkarmasıdır” diye konuştu.
Eğitim uçağı Hürkuş’un teslimatlarının sürdüğünü, Türkiye’nin ilk jet motorlu uçağı Hürjet eğitim uçağının üretiminin de devam ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Şimdi sıra ülkemizin en önemli savunma sanayisi projelerinden biri olan Millî Muharip Uçağımızda. Açılışını yapmak üzere bir araya geldiğimiz mühendislik merkezi Millî Muharip Uçak Projemizin inşallah kalbi olacaktır. Projede görev alacak 2 bin 300 mühendisimiz çalışmalarını son teknolojik sistemlerle donatılan bu merkezde yürütecek. Millî Muharip Uçağımızı inşallah 2023 yılında hangardan çıkarıp bütün dünyaya göstereceğiz. Özellikle ilk uçuşunu fazla geciktirmeden en kısa zamanda gerçekleştirmeyi planladığımız bu adım hızla devam ediyor ve 2025’te ilk uçuşu gerçekleştirilecek olan Millî Muharip Uçağımız test ve kalifikasyon süreçlerinin ardından Hava Kuvvetlerimizin vurucu gücü olarak 2029’da göklerdeki yerini alacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uçağı geliştirirken onun alt sistemlerini, bileşenlerini ve malzemelerini yerli ve millî üretmeyi sağlayacak hazırlıkları da ihmal etmediklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Havacılık sektörü için çok önemli olan kompozit malzemelerinin imalatının yapılacağı ve yaklaşık bin kişinin görev alacağı kompozit imalat tesisimizi de bugün ülkemize kazandırıyoruz. Türkiye’nin en büyük, dünyanın da tek çatı altında dördüncü büyük kompozit tesisi olan bu merkez, küresel hava yapıları kompozit pazarının yüzde 2’sini karşılayacak kapasiteye sahiptir. Hava araçlarımızın parçalarının bakım, onarım ve yenilemelerinin yapılacağı bakım ve onarım merkezimizi de yine bugün burada hizmete alıyoruz. Burası da bünyesinde görev yapacak 500’den fazla mühendisimizle sektörün önemli bir ihtiyacını giderecektir. Açılışını yaptığımız tesislerle buralarda görev alacak mühendislerimiz bir anlamda havacılık ve uzay alanında geleceğimize yaptığımız büyük yatırımların ispatıdır.”
“UZAY ÇALIŞMALARININ KALBİ NİTELİĞİNDEKİ TUSAŞ’IN BU ALANDAKİ YATIRIMLARINI ARTIRIYORUZ”
Türkiye’yi, yaşadığı gecikmeleri hızla telafi ederek ileriye taşıdıkları alanlardan birinin de uzay teknolojileri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile Türkiye Uzay Ajansı tarafından yürütülen uzay programımıza en büyük katkıyı bu alanda temeli, altyapısı, tecrübesi olan savunma sanayi kuruluşlarımız verecektir. ROKETSAN’ın Mikro Uydu Fırlatma Projesi kapsamında yapılan testlerde katı, sıvı yakıtlı sonda roketimiz, uzay sınırını aşarak uzaya erişen ilk Türk aracı oldu. Aynı roketin hibrit yakıtlı modelini çalışan Delta V firmasının roketi de uçuş testini başarıyla gerçekleştirdi” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâlihazırda uzayda dördü haberleşme, üçü de gözlem olmak üzere yedi uydularının görev yaptığını belirterek, “İlk defa yerli ve millî unsurların katkısıyla yapılan TÜRKSAT 5B uydumuzun uzaydaki yolculuğu devam ediyor. Tamamı yerli ve millî uydumuz TÜRKSAT 6A ile farklı ihtiyaçlara cevap verecek birçok uydu projesinin yürütüldüğü ülkemiz uzay çalışmalarının kalbi niteliğindeki TUSAŞ’ın bu alandaki yatırımlarını artırıyoruz. Hâlen faaliyet gösteren uzay sistemleri entegrasyon ve test merkezine destek güç olacak yeni bir merkezi de devreye sokuyoruz. Bugün açılışını yapacağımız ve 700’den fazla mühendisimizin görev yapacağı Uzay Sistemleri Mühendislik Merkezimiz ülkemizin uzay yolculuğuna çok önemli katkı sunacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Ankara’nın savunma ve havacılık sektörünün can damarı hâline geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığı döneminde başkenti dünyanın en önemli savunma sanayi merkezlerinden biri yapacaklarını söylediklerini hatırlattı.
Bu sözlerini yerine getirerek, Türkiye’nin ilk savunma sanayi ihtisas organize sanayi bölgesini Ankara’da kurduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgemizi, kısa adıyla HAB’ı, TUŞAŞ’ın hemen yanındaki 730 hektarlık bir alanda faaliyete geçirdik. HAB ile uzay ve havacılık alanlarında kendi sanayimizi desteklemeyi, yerli ve yabancı firmaları bir araya getirerek sinerji sağlamayı, yüksek katma değerli ürünler üretip ihracat yapmayı hedefliyoruz. Yatırımcılarımız buraya beklediğimiz ilgiyi gösterdi. Arsa tahsislerinin neredeyse tamamı doldu, yatırımlar da başladı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâlihazırda Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde (HAB) sanayiciler tarafından yatırımı tamamlanan 18 tesis ile yatırımı devam eden 57 tesisin bulunduğunu belirtti.
İnşası tamamlanan 16 tesis ile Organize Sanayi Bölgesi yönetim binasını da bugün hizmete açacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm yatırımlar tamamlandığında 150’si sanayi kuruluşu olmak üzere 300 işletmeye ev sahipliği yapacak HAB’ın istihdama katkısı 15 bin kişiyi bulacaktır” diye konuştu.
“BİZ ÜLKEMİZE VE MİLLETİMİZE HİZMET ETMEKTEN ASLA YORULMAYACAĞIZ”
Firmaların araştırma geliştirme çalışmalarını yürüteceği Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin (TeknoHAB) kuruluş çalışmalarının da aynı alanda sürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, TeknoHAB’ın, birçok ulusal ve uluslararası şirketi, önemli araştırma kurumlarını, teknoloji devlerini bölgeye çekeceğine olan inancını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada, bölgedeki üniversitelerin, ilgili kurum ve kuruluşların da desteğiyle yeni ve ileri teknoloji geliştirip, üretmek isteyenlere çok özel imkânlar sunulacağını söyledi.
Tüm unsurlarıyla savunma sanayisini her zaman ayrı bir yere koyduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mehmetçiğimizin, polisimizin, jandarmamızın yurt içi ve sınır ötesi operasyonlarında kullandığı silahları kimseye muhtaç olmadan geliştirmek ve üretmek için bu alana millî hassasiyetlerle eğiliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayisini her zaman siyaset üstü bir alan olarak gördüklerini dile getirerek şöyle devam etti: “Ancak zaman zaman, özellikle son dönemde dozu artan bir şekilde bu konudaki çarpıtma ve yalan kampanyalarının, kimi zaman iftira derecesine varacak ölçüde artırıldığını görüyoruz. Arifiye’deki Tank Paleti Fabrikası ile ilgili söylenen yalanları yüzlerine vurmaktan biz bıktık ama onlar aynı yalanları tekrarlamaktan bıkmadı. Son olarak bir millî savunma sanayi şirketimizin küresel ülkelere satıldığı yalanını dolaşıma soktular. Bu haberi, ilgili kuruluşlar başta olmak üzere herkes yalanlamasına rağmen tezvirata devam ediyor. Tabii biz, bu yalanların amacının söz konusu savunma sanayi kuruluşlarımıza sahip çıkmak değil, tam tersine ülkemizin savunma sanayi hamlelerini baltalamak olduğunu biliyoruz. Buradan tüm yalancılara, sahtekârlara sesleniyorum, biz, ülkemize ve milletimize hizmet etmekten asla yorulmayacağız ama siz bir gün mutlaka yalanlarınızda boğulacaksınız. İşte buradan bir kez daha ilan ediyorum, savunma sanayinde artık daha planlı, daha sistematik ve orta-uzun vadeli hareket edeceğimiz bir döneme giriyoruz.”
“GELDİĞİMİZ SEVİYE ELBETTE ÖNEMLİDİR AMA KESİNLİKLE YETERLİ DEĞİLDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin, mühendislerin adeta 7/24 çalıştıklarını belirterek, “Niçin? Bu ülke savunma sanayinde adeta erişilemez hâle gelsin diye. Kendi üretebileceğimiz ürünlerin yurt dışından tedarikine rıza göstermeyeceğiz. Elimizdeki sınırlı kaynağı kendi savunma sanayimizi geliştirmek ve güçlendirmek için kullanmak asıl önceliğimiz olmaya devam edecek” diye konuştu.
Kamu ve özel şirketlerle bu konuda savunma sanayi sektöründen daha fazla gayret, daha verimli çalışma ve daha hızlı sonuç beklediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geldiğimiz seviye elbette önemlidir ama kesinlikle yeterli değildir. Çok daha iyisini yapmak, çok daha ileri seviyelere ulaşmak için sektörü daha çok çalışmaya, daha çok ürün ortaya koymaya, daha çok küresel başarılar sergilemeye davet ediyorum. Kurumlarımız arasındaki iş birliğini, uyumu, paylaşımı geliştirerek savunma sanayindeki hedeflerimize en kısa sürede ulaşacağımıza yürekten inanıyorum. Cumhurbaşkanı olarak savunma sektörüne bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en güçlü şekilde destek vermeyi sürdüreceğim” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışını yapacakları Millî Muharip Uçak Mühendislik Merkezi, Kompozit İmalat Tesisi, Uzay Sistemleri Mühendislik Merkezi ve Depo Seviyesi, Bakım ve Onarım Merkezinin savunma sanayisine ve ülkeye hayırlı olmasını dileyerek şunları kaydetti: “Yatırım bedeli 700 milyon lirayı geçen bu tesislerimizde yaklaşık 5 bin personelle yürütülecek projeler, inşallah TUSAŞ’ın ve savunma sanayimizin gücüne güç katacaktır. Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgemizde üretime başlayan firmalarımıza da yatırımlarının hayırlı olmasını temenni ediyorum. Tüm bu yatırımları ülkemize kazandıran kurumlarımızı, firmalarımızı, mühendisinden işçisine herkesi tebrik ediyorum.”
TUSAŞ’a gelişinde tesiste incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de üretilen ve modernizasyonu yapılan hava araçlarına ilişkin bilgi aldı. Uçak hangarında TUSAŞ çalışanlarıyla hatıra fotoğrafı çektiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, HÜRJET’in üretilen bir parçasına imzasını attı.
Millî Muharip Uçağının tanıtım videosunun gösterildiği törende, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra beraberindekilerle yapımı tamamlanan tesislerin toplu açılış kurdelesini kesti. Tüm mühendislere, teknisyenlere, TUSAŞ’a teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada inşallah ülkemizin hayrına dokunacak, dünyayı şaşırtacak eserlerin üretimini görmeyi Rabbim bizlere nasip eylesin” diyerek kurdele kesimini yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Senegal Cumhurbaşkanı Bassirou Diomaye Diakhar Faye’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde törenle karşıladı.
Senegal Cumhurbaşkanı Faye, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Senegal Cumhurbaşkanı Faye, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Senegal bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren iki lider, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, T625 GÖKBEY Helikopter Teslimat Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Savunma sanayimiz, 3 bin 500’ü aşkın firması ve 90 bini aşkın çalışanıyla Türkiye ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörler arasında yer alıyor. İnsansız hava aracı pazarında, dünyanın açık ara en büyük üreticisiyiz. 2018’den bu yana dünya genelindeki silahlı İHA satışlarının yüzde 65’ini TUSAŞ’ın da aralarında olduğu Türk şirketleri gerçekleştirdi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi (TUSAŞ) tesislerinde T625 G-GÖKBEY Helikopter Teslimat Töreni’ne katıldı.
Jandarma Genel Komutanlığının ihtiyacını karşılamak üzere geliştirilen GÖKBEY’in teslimatı için TUSAŞ’ta olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in 101. yıl dönümünde, bu anlamlı törende bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
Vatandaşların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Ekim’de TUSAŞ’a yönelik düzenlenen hain terör saldırısında şehit olan beş kişiye Allah’tan rahmet diledi.
İsimleri tarihe ve milletin kalbine tek tek nakşedilen mühendis Zahide Güçlü Ekici, teknisyen Cengiz Coşkun ve Hasan Hüseyin Canbaz’ı, güvenlik görevlisi Atakan Şahin Erdoğan ve taksi şoförü Murat Arslan’ı şükranla yad eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im şehitlerimizin ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum” dedi.
“TUSAŞ ÇALIŞANLARIMIZIN DİK VE DİRAYETLİ DURUŞU HER TÜRLÜ TAKDİRİN ÜZERİNDEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör eyleminde yaralanan 22 kişinin çoğunun taburcu edildiğini belirterek, tedavileri süren 3 kişiye Allah’tan acil şifalar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz, ilahi mesajda buyrulduğu üzere, şehitlerin ölüler olmadığına, onların diri olduğuna tüm kalbimizle inanıyoruz. Aziz şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine, onların fedakarlıklarıyla, onların hatıralarıyla vatanımızda huzur ve güven içinde yaşıyoruz. Burada şunu büyük bir iftiharla söylemek isterim, şehitlerimizin yakınlarının vakar, sabır ve metanetini gördükçe, nasıl asil bir milletin ferdi olduğumuzu çok daha iyi anlıyoruz. Aynı şekilde TUSAŞ çalışanlarımızın, yaşadıkları terör saldırısına rağmen dik ve dirayetli duruşu, her türlü takdirin üzerindedir. ‘Hainlere inat, daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz’ diyerek bu milletin yiğitliğini, cesaretini ve korkusuzluğunu tüm dünyaya bir daha gösteren TUSAŞ’ın siz kahramanlarına, Türkiye Cumhurbaşkanı olarak, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.”
“TERÖRİSTLERE NEFES ALDIRMIYORUZ”
TUSAŞ’taki herkesin, şehitlerden devraldığı emaneti layıkıyla taşıdıktan sonra gelecek nesillere çok daha güçlü bir şekilde devredeceğinden şüphe duymadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şunun da bilinmesinde fayda görüyorum, bu tür hain saldırılar, bizim terörle mücadeledeki azim ve kararlılığımızı asla kıramaz, geriletemez, bizi yolumuzdan geri çeviremez. Ülkemize yönelik terör tehdidini kaynağında bertaraf etme noktasında asla rehavet içine girmeyiz. İster sınırlarımız dahilinde ister sınırlarımız ötesinde olsun, nerede ülkemize yönelik bir tehdit unsuru tespit edersek, onu ortadan kaldırmaktan bizi kimse alıkoyamaz. Bunun için uhdemizde bulunan tüm imkânlardan, tüm araçlardan, terörü sona erdirecek her türlü vasıtayı devreye almaktan da çekinmeyiz.”
Son yıllarda yeni terörle mücadele konsepti sayesinde bölücü terör örgütüne çok ağır darbeler indirildiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sınırlarımız ötesinde yuvalanan teröristlere nefes aldırmıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pençe-Kilit Harekatı’yla Irak sınırının güvenliğini tahkim ettiklerini belirterek, Suriye’ye gerçekleştirilen operasyonlarla da güneydeki terör yapılanmasını sınır şehirlerinden uzaklaştırdıklarını söyledi.
“DEVLETİMİZ, KATİL SÜRÜLERİNDEN DE BUNLARIN TASMASINI ELİNDE TUTAN AĞABABALARINDAN DA DAHA GÜÇLÜDÜR”
“Terörün olmadığı bir ülke ve bölge hedefimize ulaşana kadar, inşallah, bu mücadeleyi sabırla devam ettireceğiz. Elbette bunu yaparken, terör baronlarının ve onları taşeron olarak kullanan patronlarının oyununa gelmeyeceğiz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “40 yıllık tecrübemiz bize terörün asıl gayesinin milletimizin ezeli ve ebedi kardeşliğini dinamitlemek olduğunu öğretmiştir. Bunun önüne ancak, iç cephemizin mukavemetini artırarak geçebiliriz. 85 milyon birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde asırlardır olduğu gibi inşallah daha nice yüzyıllar boyunca bu topraklarda yan yana barış ve huzur içinde yaşayacağız. TUSAŞ çalışanlarımızın bir konuda gönüllerini ferah tutmalarını istiyorum, bu tür kalleş ve hain eylemler, bölücü örgütün son çırpınışlarıdır. Ne bölgemizin ne de ülkemizin geleceğinde teröre, şiddete asla yer yoktur ve olmayacaktır. Devletimiz, katil sürülerinden de bunların tasmasını elinde tutan ağababalarından da daha güçlüdür, hepsinin hakkından gelecek, hepsini tepeleyecek kudret ve kuvvete Allah’ın izniyle ziyadesiyle sahiptir. Suriye ve Irak’taki terör yuvalarını bölücü alçakların başlarına geçirerek, şehitlerimizin kanını yerde koymadık.”
“KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI’NDA DIŞA BAĞIMLI OLMANIN SAKINCALARINI, HEM DE ACI BİR ŞEKİLDE TECRÜBE ETTİK”
TUSAŞ’ın, Türk savunma sanayinin nasıl badireler atlattığının, hangi zorluklarla, hangi engellerle karşılaştığının en canlı şahitlerinden biri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Gazi Mustafa Kemal’in başlattığı sanayi hamlesinde savunma sanayisinin de bulunduğunu hatırlattı.
Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre, Nuri Demirağ ve Nuri Killigil gibi müteşebbislerin gayretlerinin bugün bile hayranlıkla hatırlandığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ancak bu vizyoner çabaların, içeriden ve dışarıdan birileri tarafından nasıl akamete uğratıldığını da hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye, çok erken başladığı, ilk etapta çok önemli mesafe de aldığı bu yarıştan maalesef kopartılmıştır. Savunma sanayi alanında ülkemiz neredeyse tamamen dışa bağımlı hâle gelmiştir. Kıbrıs Barış Harekâtı’nda dışa bağımlı olmanın sakıncalarını, hem de acı bir şekilde tecrübe ettik. Önce tehditle başlayan ardından ambargoyla devam eden süreç, ülkemiz için kendine yeten bir savunma sanayinin önemini göstermişti. Halkımızın desteğiyle kurulan silahlı kuvvetlerimizi güçlendirme vakıfları eliyle hayata geçen Aselsan, TUSAŞ, Havelsan, sonrasında Roketsan gibi kurumlar bu sürecin ürünleridir. Merhum Erbakan Hocamızın bu kurumların ülkemize kazandırılmasında gerçekten emsalsiz katkıları olmuştur. 1985’te rahmetli Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı kuruldu. 2004’teki Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısı, millî savunma sanayimiz açısından bir dönüm noktası teşkil etti.”
“SAVUNMA SANAYİ YERLİLİK ORANI YÜZDE 80’LERİ GEÇTİ” Bundan sonra dışarıdan hazır alımlar yerine ülkenin ihtiyacı olan ürünleri yerli ve millî imkânlarla geliştirmeye, yerelden temin etmeye ağırlık verdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun müspet sonuçlarını da gördük ve görüyoruz. Uyguladığımız politikalarla yüzde 20’lerde olan savunma sanayi yerlilik oranı, bugün yüzde 80’leri aştı. Bini aşkın yerli savunma sanayi projesi ve 100 milyar dolarlık proje portföyü ile bu alanda kendi kendine yeten bir ülke konumuna geldik” dedi.
Savunma sanayinin 3 bin 500’ü aşkın firma ve 90 bini aşkın çalışanıyla Türkiye ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörler arasında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsansız Hava Aracı pazarında dünyanın açık ara en büyük üreticisiyiz. 2018’den bu yana dünya genelindeki silahlı İHA satışlarının yüzde 65’ini TUSAŞ’ın aralarında olduğu Türk şirketleri gerçekleştirdi. Bakınız, daha önce bize silah verenler, attığımız kurşunların çetelesini tutar, kimi zaman da bunun hesabını sorardı. Toplu iğne yapamıyorduk. Nerelerden nerelere?” ifadelerini kullandı.
Teröre karşı yürütülen mücadelede sürekli engellerle karşılaşıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun artık kendi geliştirdiğimiz silahları kullanarak tüm bu sorunları aştık, aşıyoruz. Artık İHA’mız var mı? Var. SİHA’mız var mı? Var. AKINCI’mız var mı? Var. KIZILELMA’mız var mı? Var oğlu var” dedi.
“ÇELİK KUBBE’Yİ YAPACAĞIZ”
Türkiye’nin millî güvenliğine dair konularda adım atarken artık kimsenin icazetini aramadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tabii bununla yetinmeyeceğiz. Önümüzdeki dönemde İHA ve SİHA’ların yanı sıra, insansız ve otonom deniz araçlarından denizaltı platformlarına ve uçak gemilerine kadar çeşitli muharip deniz platformlarının geliştirilmesine ağırlık vereceğiz. Katmanlı hava savunma sistemlerimizin güvenliğimiz açısından ne kadar hayati önemde olduğu bugün çok daha iyi anlaşılıyor. Terörist sızmaların engellenmesinden hasım unsurlardan gelebilecek taarruzların önlenmesine birçok asimetrik tehdidin bertaraf edilmesinde katmanlı hava savunma sistemlerimizin güçlendirilmesine ihtiyacımız var. Sistemler Sistemi, adamın nesi var? ‘Kubbe’ de ‘Kubbe’ diyor. Onların Demir Kubbe’si varsa biz de dedik ‘Bizim Çelik Kubbe’miz olacak.’ Çelik Kubbe’yi yapacak mıyız? Yapacağız. Onlara bakarak, ‘Bizde neden yok?’ demeyeceğiz. Bu süreçte uzun menzilli füze kabiliyetlerimizi de arttıracağız. Dosta güven aşılayan, düşmanlara korku salan bir caydırıcılığa ulaşıncaya kadar hiçbir alanı ihmal etmeden hep birlikte çalışacağız.”
Türkiye’nin havacılık ve uzay sanayii çalışmalarındaki öncü kuruluşu olan TUSAŞ’ın son yıllarda geliştirdiği ürünlerle sadece güvenlik birimlerinin değil, dost ve kardeş ülkelerin de kapasitesini güçlendirdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TUSAŞ’ımızın göğsümüzü kabartan projelerinin sırrı, kurumlarımız arasında giderek artan yakın iş birliği ve koordinasyondur. Kurumlarımız arası eşgüdüm ve anlayış birliği güçlendikçe, işte bugün burada olduğu gibi oyun değiştiren projeler ortaya çıkıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2013 yılında tasarım, geliştirme ve test faaliyetleri başlayan GÖKBEY helikopteriyle ne kadar iftihar etseler az olacağını ifade ederek, şunları söyledi: “Tabii GÖKBEY’in hikayesini bizim için daha anlamlı ve özel kılan, Şehit Mühendis Zahide Güçlü Ekici’nin bu projede yer almasıdır. Merhume Zahide kardeşimiz, 2021 yılından itibaren Helikopter Alt Sistem Yerlileştirme ve Tedarik birimlerinde lider mühendis olarak çalışmıştır. Bugün, Jandarma Genel Komutanlığımıza teslim edeceğimiz GÖKBEY helikopterimizle inşallah Zahide kardeşimizle birlikte diğer şehitlerimizin de ruhlarını şad edeceğimize inanıyorum.”
“20 ADET GÖKBEY’İN TESLİMATI 2026 İÇİNDE TAMAMLANACAK”
GÖKBEY helikopterlerinin Jandarma Genel Komutanlığında personel taşıma, kargo, hava ambulans, arama-kurtarma ve eğitim faaliyetlerinde kullanılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “GÖKBEY helikopterimizin ilk teslimatını gerçekleştiriyoruz. Seri üretim sözleşmesi kapsamındaki 2 adet helikopterin teslimatları da yıl sonuna kadar yapılacak. Buna ilave olarak, Kara Kuvvetleri Komutanlığımıza 7, Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza 4, Jandarma Genel Komutanlığımıza 3, Emniyet Genel Müdürlüğümüze 3, Sahil Güvenlik Komutanlığımıza 3 olmak üzere toplamda 20 adet GÖKBEY helikopterinin teslimatı 2026 yılı içinde tamamlanacak. Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın ihtiyaçları için ilave 57 adet GÖKBEY helikopterinin seri üretimine yönelik planlamalar devam ediyor. Bununla birlikte, 2026 yılı başından sonra hâlihazırda Sağlık Bakanlığı için üretimi devam eden ambulans helikopterler de teslim edilecek. Önümüzdeki dönemde 100’den fazla GÖKBEY ihtiyacına yönelik tedarik planlaması sürüyor. Öte yandan, TEI firmamız tarafından geliştirilen TS1400 motoru ile GÖKBEY helikopterimizin ilk uçuşu 2023’te gerçekleştirildi. 2028 yılından itibaren GÖKBEY helikopterlerimizin teslimatlarını inşallah bu motorumuzla yapacağız.”
“EMPERYALİSTLERE İNAT DAHA FAZLA GELİŞTİRECEĞİZ”
“Savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hayalimizi gerçeğe dönüştürünceye kadar bize durmak, dinlenmek, nefeslenmek yok” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hainlere inat daha fazla çalışacağız. Alçaklara inat daha fazla üreteceğiz. Emperyalistlere inat daha fazla geliştireceğiz. İçerdeki ve dışardaki bedhahlara inat çok daha ileri konumlara geleceğiz. Türkiye Yüzyılı’nı inşa edene kadar azimle, sabırla ve kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Bu düşüncelerle teslimatı gerçekleşen ilk GÖKBEY helikopterimizin Jandarma Genel Komutanlığımız başta olmak üzere, ülkemize ve savunma sanayimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum.”
Proje kapsamında görev alan Savunma Sanayii Başkanlığı’nı ve TUSAŞ çalışanlarını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalleş terör eyleminde şehit olanlara Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehitler ile TUSAŞ’taki terör saldırısında şehit olanlar için saygı duruşunda bulunulan törende, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, dua edip Kuran’ı Kerim tilaveti gerçekleştirdi.
GÖKBEY’in anlatıldığı video gösteriminin yapıldığı törende, TUSAŞ’a yönelik terör saldırısında şehit olanların fotoğrafları ile “Daha çok çalışacağız, daha çok üreteceğiz” pankartı da yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, helikopteri yakından inceledi, helikopterin gövdesine imza attı ve TUSAŞ’a yönelik terör saldırısında hayatını kaybeden mühendis Zahide Güçlü Ekici’nin ismini yazdı.
Anı defterini de imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kokpite geçti ve yetkililerden helikoptere ilişkin bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra, Jandarma Genel Komutanlığı envanterine alınan GÖKBEY helikopterinin uğurlama törenine katıldı.
Törende, HÜRKUŞ, HÜRJET ve ANKA 3 de gösteri geçişi yaptı, ardından GÖKBEY helikopterleri havalandı. GÖKBEY’in jandarma pilotu, tören alanındakilere telsizden seslenerek, “GÖKBEY sadece bir helikopter olmanın ötesinde bir ulusun hayallerini gerçekleştirmek için attığı cesur bir adımdır. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz” ifadelerini kullandı. Geçiş sırasında GÖKBEY’lere ATAK helikopterleri eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 101. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde tebrikleri kabul etti.
Törende; TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti TBMM Grup Başkanı Abdullah Güler, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, Sayıştay Başkanı Metin Yener, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ve kuvvet komutanları, TBMM üyeleri, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Hakkı Susmaz, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Ankara Valisi Vasip Şahin, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, kamu kurumlarının yöneticileri, Ankara’da görevli büyükelçiler, yabancı misyon şefleri, uluslararası kuruluşların temsilcileri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bayram tebriklerini sundu.
Törende, başkentte görevli çeşitli rütbelerden askerî personel de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tebriklerini iletti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 101. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde Anıtkabir’de düzenlenen törene katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Aslanlı Yol’un başındaki yerini almasının ardından başlayan törende, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, yüksek yargı organlarının başkanları, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, kuvvet komutanları, siyasi partilerin temsilcileri ve diğer devlet erkânı da Aslanlı Yol’dan geçerek mozoleye çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Atatürk’ün mozolesine üzerinde ay yıldız bulunan çelengi bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
Daha sonra Misak-ı Millî Kulesi’ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, deftere yazdığı metni okudu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel deftere yazdığı metinde şu ifadelere yer verdi:
“Aziz Atatürk, bugün bizlere emanetiniz olan, milletimizin en büyük eseri aynı zamanda iftihar kaynağı olan Cumhuriyetimizin 101. yıl dönümüne ulaşmanın haklı sevincini yaşıyoruz.
Bu gurur günümüzde, ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında yaşayan tüm vatandaşlarımızın, kalbi bizimle çarpan tüm soydaşlarımızın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik ediyorum. Bu vesileyle Zat-ı Alinizi, silah arkadaşlarınızı ve aziz şehitlerimizi bir kez daha şükranla yâd ediyorum.
Bölgemizde sınırların bir asır evvel olduğu gibi yine kan ve gözyaşıyla çizilmek istendiği bir dönemde vatanımızın bekasını, milletimizin güvenliğini korumak için her türlü tedbiri alıyoruz.
Millî Mücadele’nin, Cumhuriyetin ilanıyla taçlanmasını sağlayan birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhu bu süreçte bizlere rehberlik etmekte, yolumuzu bir fener misali aydınlatmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti emin ve ehil kadroların riyasetinde maziden atiye uzanan muazzez yolculuğunu her zamankinden çok daha kararlı bir şekilde sürdürmektedir.
Cumhuriyetin kuruluşunun 101. yıl dönümü nedeniyle bir mesaj yayımlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anadolu topraklarında Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve nihayet Cumhuriyet’e uzanan devletlerimizin mirası olan bağımsız, güçlü, onurlu ve müreffeh Türkiye’yi ilelebet payidar kılmakta kararlıyız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyetin kuruluşunun 101. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında yaşayan vatandaşların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Ülkemizde ve dünyanın farklı coğrafyalarında bayram sevincimizi paylaşan dostlarımızın, misafirlerimizin tamamına ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Bugün, Cumhuriyetimizin yeni asrının ilk yıl dönümüne erişmenin mutluluğunu ve haklı gururunu yaşıyoruz. Cumhuriyetimizin 101. kuruluş yıl dönümü kutlu olsun. Binlerce yıllık devletler silsilemizin son ve ebedî halkası olan Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, devletimizin kurucu kadrolarını şükranla yâd ediyorum. Malazgirt’ten bugüne, istiklalimiz ve istikbalimiz için vatan topraklarını kanlarıyla sulayan şehitlerimize ve gazilerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Savunma sanayimizin lider kuruluşu TUSAŞ’a yönelik saldırıda verdiğimiz şehitlerimiz başta olmak üzere, istiklalimiz uğrunda bir gül bahçesine girer gibi toprağa düşen her bir kardeşimiz kalbimizde daima yaşayacaktır.
“BARIŞ, GÜVENLİK VE ADALETİN HÂKİM KILINMASI İÇİN MEDENİYET DEĞERLERİMİZE DAHA SIKI SARILACAĞIZ”
‘İnsan büyür beşikte, mezarda yatmak için ve kahramanlar can verir yurdu yaşatmak için’ diyen şairin işaret ettiği gibi, gönül coğrafyamızın geniş sınırlarında hüküm sürmüş devletlerimizin kurulmasında, yaşatılmasında, tarihe silinmez izler bırakmasında rol almış kahramanlarımızın her birini kemali edeple anıyorum.
Anadolu topraklarında Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve nihayet Cumhuriyet’e uzanan devletlerimizin mirası olan bağımsız, güçlü, onurlu, müreffeh Türkiye’yi ilelebet payidar kılmakta kararlıyız. Millet olarak Cumhurbaşkanlığı Forsumuzdaki 16 yıldızda manasını bulan 2 bin 200 yılı aşan köklü bir devlet geleneğine sahibiz. Bu birikimi, soydaşlarımızın ve dostlarımızın da iştirakiyle insanlığın ortak mirasına en büyük katkıyı sunacak şekilde kullanmayı, geliştirmeyi, güçlendirmeyi hedefliyoruz.
Hem ülke sınırlarımız içinde hem bölgemizde hem dünyada barışın, huzurun, güvenliğin ve adaletin hâkim kılınması için milletimizin bu kadim tarihî perspektifine ve medeniyet değerlerimize daha sıkı sarılacağız. Verdiğimiz mücadelenin gayesine ulaşmasını ne terör örgütleri ne yayılmacı heveslerle bölgemizi kana ve ateşe bulamaya çalışanlar ne de onları destekleyip şımartan emperyalistler engelleyebilir. Bu amaçla, nerede eksiğimiz varsa hepsini birer birer tamamlayarak ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak için gece gündüz çalıştık, çalışıyoruz.
“TERÖR BELASINI, TÜM İMKÂNLARIMIZI KULLANARAK TARİHE GÖMMEMİZ GEREKTİĞİNİ BİLİYORUZ”
Milletimizin desteğiyle geride bıraktığımız bu dönemde, çok büyük fedakârlıklar yaparak nice sinsi oyunları ve tuzakları bozarak, nice hain saldırıları boşa çıkartarak gerçekten çok önemli kazanımlar elde ettik. Artık güvenlikten teknolojiye, diplomasiden ekonomiye her alanda yaptığımız fedakârlıkların karşılığını alacağımız bir sürecin arifesindeyiz. ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak adlandırdığımız aydınlık yarınlara kavuşmak için önümüzde aşmamız gereken az sayıda engel, çözmemiz gereken az sayıda sorun kaldı.
Ülkemizi, güvenlik tehditleri başta olmak üzere diğer alanlarla birlikte ekonomide de çökertme girişimlerinin son altı yılda milletimizin hayatında yol açtığı zorlukların farkındayız. Aynı şekilde, 40 yıldır enerjimizi sömüren, kardeşliğimizi kemiren, bizi hedeflerimizden uzaklaştıran terör belasını tüm imkânlarımızı kullanarak artık tarihe gömmemiz gerektiğini de biliyoruz.
“KARAMSARLIĞI DEĞİL UMUTLARIMIZI FİLİZLENDİRECEĞİMİZ BİR TÜRKİYE’NİN KAPILARINI SONUNA KADAR AÇMAK İSTİYORUZ”
Acıları değil sevinçlerimizi yarıştıracağımız, yoklukları değil zenginliklerimizi paylaşacağımız, karamsarlığı değil umutlarımızı filizlendireceğimiz bir Türkiye’nin kapılarını sonuna kadar açmak istiyoruz. Geçtiğimiz yılki Cumhuriyet Bayramı mesajımızda da ifade ettiğimiz gibi, her ne yapıyorsak harici ve dâhili bedhahlara aldırmadan büyük ve güçlü Türkiye ülküsünü yüceltmek niyetiyle yapıyoruz.
Allah’ın yardımı, milletimizin feraseti ve desteği, ülkemizin siyasi ve askerî gücü sayesinde girdiğimiz yeni dönemden Cumhuriyetimizi daha da güçlenmiş olarak çıkartmak azmindeyiz. Hangi kökenden, meşrepten, siyasi görüşten olursa olsun milletimizin tüm fertlerinin, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın tüm dostlarımızın bu tarihî mücadelemizde yanımızda olacağına yürekten inanıyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.
Bu duygularla, Türkiye’de ve yurt dışında yaşayan tüm vatandaşlarımızın Cumhuriyet Bayramı’nı gönülden tebrik ediyorum. Şehitlerimizin ruhları şad, mekânları ali, hatıraları baki olsun. Cumhuriyetimizin 101. yıl dönümü kutlu olsun.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.