Cumhurbaşkanı Erdoğan Test ve Eğitim Gemisi TCG Ufuk’un hizmete giriş töreninde yaptığı konuşmada, “Savunma sanayinde bağımsız olamayan milletlerin, geleceğe güvenle bakabilmelerinin mümkün olmadığını, özellikle son 10 yılda çevremizde yaşanan hadiseler bize bir kez daha gösterdi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Test ve Eğitim Gemisi TCG Ufuk’un hizmete girişi nedeniyle İstanbul Denizcilik Tersanesi’nde düzenlenen törene katılarak bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye için bir ilki teşkil eden Test ve Eğitim Gemisi Ufuk’un hizmete alındığı günde davetlilerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Savunma sanayinde kritik projeler konusunda önemli gelişmelerin ardı ardına yaşandığını bir yılın ardından 2022 yılına güzel bir giriş yapıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçen hafta Ankara’da, ülkemiz savunma sanayinde yeni bir seviye olarak gördüğüm Millî Muharip Uçağımızın Mühendislik Merkezi ile diğer ilgili tesislerin açılışlarını TUSAŞ’ta gerçekleştirmiştik. Aynı gün Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgemizde yapımı tamamlanan tesisleri de hizmete açmıştık. İki gün önce de yerli ve millî kritik projelerimizle ilgili önemli kararlar aldığımız Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantımızı yapmıştık” dedi.
“TÜRKİYE MİLLÎ ÇIKARLARININ GEREKTİRDİĞİ TÜM HAMLELERİ YAPABİLMESİNİ, SAVUNMA SANAYİNDE ELDE ETTİĞİ İLERLEMEYE BORÇLUDUR”
Türkiye’nin güvenlik ve istihbarat faaliyetlerinin denizlerde de en etkin şekilde yürütülmesine önemli katkı sağlayacağına inandığı Ufuk gemisinin Millî İstihbarat Teşkilatı’na hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık dışarıdan alım istemiyoruz, projelerimiz yerli ve millî olacak dediğimiz 2004 yılından bu yana azim ve kararlılıkla çalışarak, hamdolsun, bugünlere geldik. Savunma sanayinde bağımsız olamayan milletlerin, geleceğe güvenle bakabilmelerinin mümkün olmadığını, özellikle son 10 yılda çevremizde yaşanan hadiseler bize bir kez daha gösterdi. Türkiye, gerçekleştirdiği savunma sanayi alımları sayesinde yaptığımız atılımlarla birlikte bölgesinde oyun kuran ve oynanan kirli oyunları bozan bir ülke konumuna ulaştı. Ülkemizin bu başarısı, dünyanın dört bir yanındaki mazlum ve mağdur halklar, topluluklar için de çok önemli bir umut kaynağı hâline geldi” diye konuştu.
Türkiye’nin, gizli-açık bütün ambargolara rağmen, terörle mücadeleden sınır ötesi harekâtlarına kadar her alanda millî çıkarlarının gerektirdiği tüm hamleleri yapabilmesini, savunma sanayinde elde ettiği ilerlemeye borçlu olduğunu da vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Hamdolsun bugün, insansız hava-kara-deniz araçlarından helikopterlere, silah ve mühimmatlardan füzelere, hava savunma sistemlerinden elektronik harbe kadar çok geniş bir yelpazede ihtiyacımız olan sistemleri yerli-millî olarak tasarlıyor, geliştiriyor, üretiyor ve kullanıyoruz. Türk savunma sanayi ürünlerini kullanan ülke sayısı da her geçen yıl artıyor. Savunma ve havacılık ihracatımızın bu yılsonunda 4 milyar doları aşmasını bekliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçmişin eksiklerini giderdik, bugünün hazırlığını zaten yapıyoruz. Artık aktif savunma anlayışıyla ülkemizi geleceğin harp ortamına hazırlıyoruz. Araştırma geliştirme yatırımlarımızı artırarak yüksek teknoloji gerektiren sistemleri hayata geçirmeye ağırlık veriyoruz. Derin öğrenme ve yapay zekâ entegrasyonu gerektiren karmaşık sistemlere yönelik çalışma ve uygulamalarımız hızla devam ediyor. Malzeme ve imalat teknolojilerinde dünyadaki ileri ülkeler seviyesini yakalamaya doğru hızla ilerliyoruz. Bir yandan da gözümüz uzayda. Uzay alanında da gerek fırlatma sistemleri gerekse uydu sistemleri geliştirmeye yönelik çalışmalarımız sürüyor” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin gerektiği gibi korunabilmesinin ancak mavi vatanın en iyi şekilde savunulmasıyla mümkün olduğunu dile getirdi.
Mavi vatanın güvenliği için donanmayı daha güçlü ve caydırıcı kılacak birçok projeyi hayata geçirdiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, millî savaş, amfibi, sismik araştırma, Sahil Güvenlik, lojistik gemileri ve botları üretebildiklerini söyledi. Bu projelerde yüzde 70’e varan yerlilik oranına ulaştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi de insansız hava araçlarında edindikleri tecrübeyle silahlı insansız deniz araçları ürettiklerini, bunların “sürü” şeklinde hareket eden versiyonları üzerinde de çalıştıklarını anlattı.
“ÜLKEMİZ TERSANELERİNDE KENDİ İHTİYAÇLARIMIZ YANINDA DÜNYANIN DÖRT BİR YANI İÇİN GEMİLER VE BOTLAR YAPILIYOR”
Envanterde bulunan birçok deniz aracının günün şartlarına uygun şekilde son teknolojiler eklenerek modernize edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İnşa edilen ve modernize edilen deniz araçlarımızın silah, radar, muhabere ve elektronik sistemleri yerli ve millî ürünlerle donatılıyor. Geçtiğimiz yıl yine bugünlerde ambargolar sebebiyle dışardan temin edemediğimiz her bir sistemin alternatifini geliştirerek ürettiğimiz İ sınıfı fırkateynlerimizin ilki olan İstanbul’u denize indirmiştik. Bugün hizmete sunacağımız ülkemizin ilk istihbarat gemisi Ufuk da millî mühendislik kabiliyetleriyle inşa edildi. Sadece bu gemimizin inşası yüklenici firmamız STM’nin öncülüğünde ASELSAN, HAVELSAN, ANEL, İŞBİR, YALTES gibi, sektörlerinin lideri kuruluşların başını çektiği 194 yerli firmamızın katkısıyla gerçekleştirildi. Ülkemiz hâlihazırda dünyada bir savaş gemisini millî olarak tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasında yer alıyor. Üstelik bu neticeyi yabancı muadillerinden çok daha üstün özellikler ve uygun maliyetlerle elde ettik. Bu başarıda bakanlıklarımızın ve Savunma Sanayi Başkanlığımızın yanı sıra Genelkurmayımızın, Deniz Kuvvetlerimizin, askeri ve özel tersanelerimizin, üniversitelerimizin, özel sektör firmalarımızın, KOBİ’lerimizin çok önemli payı vardır. Ülkemize bu gururu yaşattıkları için her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz tersanelerinde kendi ihtiyaçlarımız yanında dünyanın dört bir yanı için de gemiler ve botlar yapılıyor. Nitekim şu ana kadar 25 ülkeye, 180 adet deniz platformu ihracatı gerçekleştirdik. İnşallah yakın zamanda bu konuda yeni hayırlı haberler de alacağız” diyerek başarılarından dolayı sektör mensuplarını tebrik etti.
Şimdi bir adım daha ileri giderek yüksek teknoloji gerektiren sistemlere odaklandıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Fırkateynlerimizin ana silah grubu olan dikey atım sistemini bugüne kadar dışarıdan alıyorduk artık millî ve yerlisine sahibiz. MİLGEM Projemiz kapsamında inşası süren İstanbul ve ihalesine çıktığımız diğer üç adet fırkateynimizde yerli ve millî dikey atım sistemiyle yerli ve milli hava savunma füzelerimiz olacak. Atmaca gemisavar füzemiz, Gökdeniz yakın hava savunma sistemimiz, ÇAFRAD, Akrep, Cenk-S gibi radarlarımız, ADVENT ve MÜREN savaş yönetim sistemlerimiz gibi birçok silah, sensör ve sistemi artık kendimiz tasarlayıp, üretiyoruz. Önümüzdeki iki yılda donanmamızı daha da güçlendiriyoruz. Hava savunma muhribimiz TF-2000’in ihalesine yakında çıkıyoruz. Üzerine konuşlandıracağımız helikopter ve İHA’larla hava operasyonları yapabileceğimiz, deniz ve hava gücümüze çarpan etkisi oluşturacak amfibi gemimiz Anadolu’yu bu süreçte hizmete alıyoruz. Yeni tip denizaltılarımızla, denizde ikmal ve muharebe destek gemimizle denizlerimizde çok daha güçlü ve caydırıcı olacağız. MİLGEM istif sınıfı fırkateynlerin 6, 7 ve 8. gemileri için de ihaleye çıktık. Burada da üç savaş gemimizi aynı anda inşa ederek yine bir ilke imza atıyoruz. İHA ve SİHA’ların yanı sıra insansız ve otonom deniz araçlarının da kullanılabileceği kara, hava, deniz unsurlarının müşterek görev icra edeceği sistemler tasarlıyoruz. Denizaltı platformlarından uçak gemilerine kadar çeşitli muharip deniz platformlarını ileri teknolojiye sahip yerli, millî silah ve sensör sistemleriyle birlikte geliştirip ihraç edeceğiz. Ayrıca yerli ve millî imkânlarla üreteceğimiz uçak gemimizin sağlayacağı deniz, hava gücümüzle bu alanda dünyanın en üst ligine de çıkmış olacağız. Hedefimiz savunma sanayinde tam bağımsız bir Türkiye’dir. Ülkemiz ve milletimiz için çalışan, işinin ehli, üretken, samimi tüm girişimcilerimizin ve firmalarımızın yanındayız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 95. kuruluş yıl dönümünü geride bırakan Millî İstihbarat Teşkilatının terörle mücadele ve dış istihbarat konularında yaptığı hizmetlerle millî güvenliğe önemli katkılar sunduğunu belirterek, “Sahadan temin ettiği taktik istihbarat ve yürüttüğü operasyonlarla oyunun seyrini ülkemiz lehine değiştiren, başarılara imza atan teşkilatımız, siber güvenlikten yapay zekâya kadar her alanda kapasitesini güçlendiriyor. Hizmete alacağımız istihbarat gemimiz, teşkilatımız için yeni ve önemli bir imkândır. Dünyada pek az istihbarat teşkilatının sahip olduğu en modern donanımlara sahip bu gemimiz sayesinde kara ve havada olduğu gibi denizlerde de gücümüzün artacağına inanıyorum” diye konuştu.
Teşkilatın bir sonraki hedefinin uydu istihbaratı yoluyla uzaydaki yerini alarak tüm bu unsurları en etkin şekilde kullanmak olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeniliklere hızla adapte olan, birikimini ilgili tüm kurumlarımızla paylaşan teşkilatımızın çoğu görülmeyen, bilinmeyen, gün yüzüne çıkmayan başarılarıyla gurur duyuyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de teşkilatımızı her alanda destekleyerek büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolundaki mücadelemize daha fazla katkı vermesini sağlayacağız. Teşkilatımıza kazandırdığımız Ufuk gemimizin hizmete girmesinde emeği ve katkısı olan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir ve STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz’e gemi teslim belgesini verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 86. yılı nedeniyle Anıtkabir’de düzenlenen anma törenine katıldı.
Anıtkabir’deki tören, devlet erkânının Aslanlı Yol’da yürüyüşü ile başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki heyet, Anıtkabir’de saat 09.05’te Atatürk’ün mozolesine çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu.
İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Misak-ı Millî Kulesi’ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı ve şunları yazdı:
“Aziz Atatürk,
Ebedi aleme irtihalinizin 86. yıl dönümünde Zat-ı Âlinizi, bir kez daha rahmetle yâd ediyoruz.
Şahsınızın ve şehitlerimizin emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni her alanda yüceltmek, güçlendirmek, etrafındaki krizlere rağmen istikrar ve güven içinde büyütmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Yeniden büyük Türkiye hedefiyle ve Türkiye Yüzyılı vizyonuyla 85 milyon tek yürek, tek bilek olarak şanlı mazimizden daha aydınlık bir atiye uzanan kutlu yolculuğumuzu emin adımlarla sürdürüyoruz.
Vatan topraklarının her karışında barışın, huzurun, adaletin, kalkınmanın ve kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye’yi inşa edene kadar durmadan, dinlenmeden yürüyeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda hitap etti.
Misafirperverliği ve nazik daveti için Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada Avrupa’nın yüzleştiği çok boyutlu güvenlik sınamalarını ele almak üzere toplanmış bulunuyoruz” ifadesini kullandı.
Güvenlik sınamalarının yalnızca askerî tehditler, terörist saldırılar ve hibrit savaş taktiklerinden ibaret olmaktan çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji arzından siber saldırılara, göç hareketlerinden salgınlara, uluslararası hukukun sistematik ihlallerinden savaşlara kadar geniş bir yelpazeye yayılan meydan okumaların herkesi etkilediğini bildirdi.
“UKRAYNA’DAKİ SAVAŞIN YOL AÇTIĞI OLUMSUZLUKLAR HER GEÇEN GÜN DAHA DA DERİNLEŞİYOR”
“Huzurumuza, istikrarımıza ve refahımıza kasteden tehditlerin önemli bir kısmı tek başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz boyutlara varmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Siyasi Topluluğu’nu, kıtamıza yönelik ortak tehditleri samimi bir ortamda ele aldığımız bir platform olarak görüyoruz. Türkiye, civar bölgelerle yakın kültürel bağları, güçlü ordusu, köklü devlet tecrübesi, ilkeli dış politikası ve yetişmiş insan kaynağıyla bir istikrar adası vazifesi görmeye devam edecektir. Avrupa coğrafyasında maalesef savaşın üçüncü yılını geride bırakıyoruz. Ukrayna’daki savaşın yol açtığı olumsuzluklar her geçen gün daha da derinleşiyor. Savaşın uzaması diplomasiye giderek daha az alan bırakıyor. Biz, en başından beri her iki tarafın da masada olduğu bir müzakere sürecini ve devamında kalıcı, adil bir barışa ulaşılmasını savunduk.”
“GAZZE’DE BİR YILDIR SÜREN SOYKIRIM İNSANLIĞIN ORTAK UTANCIDIR”
Geçen hafta Kazan’da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu görüşmeden önce de Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha’yı Ankara’da kabul ettiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki görüşmede de diplomasiye alan açılması yönündeki mesajlarını bir kez daha taraflara ilettiğini, barışın tesisi için üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını ve çözüme yönelik çabalara desteklerinin süreceğini ifade ettiklerini bildirdi.
Diğer yandan, yol açtığı yıkım ve sivil zayiat bakımından Ukrayna’daki savaştan çok daha büyük bir insanlık trajedisinin Orta Doğu’da yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gazze’de bir yıldır süren soykırım tüm insanlığın ortak utancıdır. Buna son dönemde Batı Şeria ve Lübnan’a gerçekleştirilen gayriahlaki ve gayrihukuki saldırılar da eklenmiştir. Şunu vicdan sahibi herkes görüyor, kabul ve ikrar ediyor, 50 bine yaklaşan can kaybı dikkate alındığında ateşkesin ivedilikle sağlanması, kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardımın bölgeye ulaşması için İsrail’e her boyutta baskı yapılması elzemdir. İsrail’in saldırganlığına kayıtsız şartsız destek verenler, işlenen suçların da ortağı hâline geldiklerini bilmelidirler.”
“FİLİSTİN’İ HENÜZ TANIMAYAN TÜM ÜLKELERE BUNU YAPMALARI ÇAĞRISINDA BULUNUYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’e silah ve mühimmat transferinin durdurulmasını sağlamaya yönelik Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattıklarını, 50’yi aşkın ülke ve uluslararası kuruluşun imzasını taşıyan mektubu BM Genel Sekreteri’ne, BM Güvenlik Konseyi Kasım Ayı Dönem Başkanı Birleşik Krallık’a ve BM Genel Kurul Başkanı’na ilettiklerini belirtti.
Bir diğer önemli hususun da Filistin’in devlet olarak tanınması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İrlanda, Norveç, İspanya ve Slovenya’nın bu yönde attıkları adımları takdirle karşılıyor, kendilerini ülkem ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu tanıma kararlarının, bölgede barış isteyen Avrupalı devletler için de bir emsal teşkil ettiğine inanıyorum. Küresel adalete ve barışa katkı vermeleri için Filistin’i henüz tanımayan tüm ülkelere bunu yapmaları çağrısında bulunuyorum” ifadesini kullandı.
“PKK TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELEDE AVRUPALI ORTAKLARIMIZDAN SOMUT İŞ BİRLİĞİ GÖRMEK İSTİYORUZ”
Terörizme karşı iş birliği ve dayanışma hâlinde, terör örgütleri arasında fark gözetmeksizin mücadelenin herkesin sorumluluğu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “PKK terör örgütüyle mücadelede Avrupalı ortaklarımızdan somut iş birliği görmek istiyoruz. FETÖ’nün etkin varlık gösterdiği Avrupa ülkelerinden adli ve idari iş birliği taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz. DEAŞ, ülkemizin de önemli katkılarıyla Suriye ve Irak’ta toprak hâkimiyetini kaybetmiş olsa da küresel ölçekte güvenliği tehdit ediyor. Örgütün odağının kaymaya başladığı Batı Afrika ve Orta Asya’daki yabancı terörist savaşçı hareketliliğinin dikkatle takip edilmesini ve bu alanda iş birliğini önemsiyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Avrupa-Atlantik bölgesinde barış, refah ve istikrar için bugüne kadar en çok katkı veren ülkeler arasında yer aldığına işaret ederek, “NATO’nun en önde gelen müttefiklerinden biri olarak, Asya-Pasifik’ten Kuzey Afrika’ya uzanan geniş coğrafyadaki ortaklarımızla istişareleri ve iş birliğimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.
“AB’nin savunma alanındaki gayretlerine Türkiye’nin tam olarak dâhil edilmesi Avrupa’nın barış ve güvenliği için olmazsa olmazdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Avrupa Savunma Ajansına ve Avrupa Daimi Yapılandırılmış İşbirliği kapsamındaki projelere katılımımızın gecikmeksizin önünün açılmasını bekliyoruz. Avrupa’yı ve ötesini etkileyen geniş çaplı sorunlara çözüm bulunabilmesi için Türkiye’nin desteği şarttır. Avrupa’da nefret, İslam karşıtlığı ve ırkçılık, sosyal uyumu ve istikrarı zedeliyor. Müslümanlar başta olmak üzere göçmenlere karşı artan ötekileştirme, ırkçılığın yeni bir yüzü olarak karşımıza çıkıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının yalnızca Müslümanları ve göçmenleri değil, toplumun tamamının huzur ve güvenliğini tehdit eden bir temel insan hakları sorunu olduğu artık kabullenilmelidir. Küresel dengelerin yeniden kurulduğu böylesine belirsiz bir dönemde, hemen her alanda yeni ve etkin politikalar geliştirmemiz elzemdir. Daha derin iş birliği tesis etmemizin önündeki siyasi engellerin, ön yargılı birtakım tutumların artık geride bırakılması gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu fikri ve ekonomik dönüşümleri yakalaması mümkün olamayacaktır.”
“AB İLE İLİŞKİLERİMİZİN SAĞLIKLI BİR ZEMİNDE İLERLETİLMESİ İÇİN DİYALOG VE İŞ BİRLİĞİNE HAZIRIZ”
Bu vesileyle Avrupa kıtasının güvenlik ve istikrarı için AB’nin genişleme politikasının önemine de dikkati çekmek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakkaniyetli bir genişleme politikasının Birliğin en önemli jeopolitik aracı olduğu açıktır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır. Türkiye olarak, AB ile ilişkilerimizin sağlıklı bir zeminde ilerletilmesi için diyalog ve iş birliğine hazırız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) Zirvesi’ne katıldı.
Budapeşte Puskas Arena’da gerçekleştirilen AST Zirvesi’ne gelişinde, Macaristan Başbakanı Viktor Orban tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra zirvenin açılış oturumuna iştirak etti.
Zirve sonrasında liderler, aile fotoğrafı için bir araya geldi.
Burada çekilen aile fotoğrafındaki liderler arasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Macaristan Başbakanı Orban, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, AB Konseyi Başkanı Charles Michel yer aldı.
Fotoğraf çekiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağında İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, solunda ise Hollanda Başbakanı Dick Schoof bulundu.
Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi nedeniyle Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Bişkek-Manas Uluslararası Havalimanı’nda Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ve eşi Aygül Caparova ile Türkiye’nin Bişkek Büyükelçisi Ahmet Sadık Doğan karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Kırgızistan ziyaretinde, eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat eşlik ediyor.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.