Connect with us

Dünya

“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmak, sorunlara çözümler üretmek için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz”

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmak, sorunlara çözümler üretmek, programımızdaki işlerin takibini yapmak, yeni projeler geliştirmek için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara dair açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Aziz milletim, değerli basın mensupları; sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum.

Geçtiğimiz haftaya organize sanayi bölgelerimizde kurulan mesleki eğitim merkezlerinin ortak açılış töreni ile başlamıştık. En büyük zararı 28 Şubat’ın verdiği mesleki eğitim sistemimizi yeniden ayağa kaldırma çabalarımızın bu en son ve en verimli adımıyla ülkemizin önemli bir meselesini daha hâl yoluna koyduğumuza inanıyorum.

Hem işverenlerimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli personel ihtiyacını karşılayacak, hem gençlerimizin donanımlı bir şekilde hayata atılmalarını ve geleceklerini görebilmelerini sağlayacak yeni mesleki eğitim merkezleri modelimizin bir kez daha ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’NİN İNŞASI HEDEFİNİ KARALAMAYA ÇALIŞANLARIN MAHCUBİYETLERİNİ HEP BERABER GÖRECEĞİZ”

Türkiye’nin yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüyerek dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmesini hedeflediğimiz bir dönemde böyle bir projenin gerçekleştirilmiş olması ayrıca önemlidir. Nitekim bu törende bir araya geldiğimiz sanayicilerimizin hedeflerimize ulaşma konusundaki inancına ve gayretine bizzat şahit olduk. İnşallah önümüzdeki yıl bu zamanlar bambaşka bir Türkiye fotoğrafıyla milletimizin huzuruna çıkacağız. İşte o zaman kimi inanmadığı, kimi istemediği için ülkemizin takip ettiği büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası hedefini karalamaya çalışanların mahcubiyetlerini hep beraber göreceğiz.

Yine geçtiğimiz hafta iştirak etmekten memnuniyet duyduğumuz bir diğer önemli program, Yaşayan İnsan Hazineleri Geleceğe Aktarılan Mirasın Temsilcileri Ödül Töreniydi. Türkiye, Birleşmiş Milletler’e bağlı UNESCO tarafından hazırlanan somut olmayan kültürel miras listesine en çok değer kaydettiren ülkeler arasında yer almaktadır. Yaşayan İnsan Hazineleri Ödüllerimiz, Anadolu’nun bereketli kültür mirasının dünyaya tanıtılması bakımından önemli bir envanter çalışmasıdır. Bu kapsamda 2021 yılı için belirlenen 21 sanatçımız ile mehteran birliğimize, marifet sahiplerine hak teslimi olarak gördüğümüz ödüllerini takdim ettik.

Çarşamba günü yaptığımız Savunma Sanayi İcra Komitesi Toplantısında mevcut projeleri gözden geçirme yanında, önümüzdeki dönemde öncelik vereceğimiz hususları değerlendirdik ve karara bağladık.

Perşembe günü Avrupa Birliği büyükelçileriyle bir araya gelerek ülkemizle birlik arasındaki ilişkilerin geçmişten bugüne muhasebesini yaparak tıkanan noktaları ve çözüm yollarını kendileriyle paylaştık.

Cuma günü ülkemizin ilk istihbarat gemisi Ufuk’un hizmete girme töreni vesilesiyle bu alandaki gücümüzü ve kararlılığımızı bir kez daha ortaya koyduk.

Cumartesi günü Aydın’da gerçekten çok güzel bir dizi programa katıldık. Söke’de toplamda bir milyar dolarlık bir proje olan KİPAŞ Kâğıt Fabrikasının 550 milyon dolarlık bir yatırımla hayata geçirilen ilk etabını hizmete açtık. Bu fabrika ithalatımızı azaltarak ve ihracatımızı artırarak ülkemiz cari dengesine yılda 450 milyon dolarlık olumlu katkıda bulunacaktır.

Aydın’da toplu açılış töreni vesilesiyle hem oradaki kardeşlerimizle hasret giderdik, hem de kendileriyle samimi bir hasbihal yaptık. On binlerin katıldığı bu törende coşku, heyecan tamamıyla oraya hâkimdi.

Aynı günün akşamı rahmetli Menderes’in hayatının son günlerinde Çine Çayı’nın kenarında oturup söğüt ağaçlarının altında serinliğinin saadetini tatmak istediği yerde inşa edilen Adnan Menderes Müzesi’nin açılışını gerçekleştirdik. Müzede Menderes ailesi, gençlerimiz ve diğer katılımcıların iştirakiyle yaptığımız ufuk açıcı demokrasi sohbeti de hem geçmişin hatırlanmasına, hem geleceğimize umutla bakmamıza vesile oldu.

Özellikle de bu vesileyle Aydın’daki programımıza çizdikleri güzel resimleri, “Seni çok seviyorum Tayyip Amca” notuyla bize ileten Hatice ve Nisa evlatlarımıza da selamlarımı iletiyorum.

“522 KONUTUN TESLİM TÖRENİNDE ARNAVUT KARDEŞLERİMİZLE BİR ARAYA GELDİK”

Önceki gün Arnavutluk’a hem açılış törenleri, hem resim görüşmeler vesilesiyle bir ziyaret gerçekleştirdik. Öncelikle Laç şehrinde 2019 depreminin yol açtığı yıkımın telafisi için TOKİ’miz vasıtasıyla inşa ettirdiğimiz 522 konutun teslim töreninde Arnavut kardeşlerimizle bir araya geldik. Ardından Başbakan Sayın Edi Rama ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerimizi gerçekleştirerek farklı alanlarda yedi anlaşma imzaladık. Daha sonra Arnavutluk Meclisi’nde milletvekillerine hitap etme imkânı bulduk. Son olarak da Tiran’da restorasyonu TİKA tarafından yapılan Osmanlı döneminde inşa edilen en önemli eserlerden biri ve günümüze ulaşan tek yer olan Ethem Bey Camii’nin açılış törenine katıldık. Arnavutluk’a ayak basışımızdan ayrılışımıza kadar bize ve heyetimize gösterilen teveccüh, Balkan coğrafyasındaki kardeşlerimizle aramızdaki gönül bağının gücünü göstermeye tek başına yeterlidir. Ayrıca, yine Tiran’da yapılan tarafımızdan şu anda bitmek üzere olan muhteşem caminin ki yaklaşık 3 bin 250 cemaat kapasiteli caminin son şu anda çalışmalarını yerinde bir görelim dedik ve yerinde arkadaşlarımızla beraber camiyi bir gezdik. İnşallah yetişebilirse Ramazan sonuna kadar caminin bitişini gerçekleştireceğiz ve ondan sonra da açılışını inşallah Tiran’da yapacağız.

Dün de yine Balkanlar’dan önemli bir misafirimizi, Sırbistan Cumhurbaşkanı Sayın Vucic’i ağırladık. Kendisiyle Bosna Hersek’teki son gelişmeler başta olmak üzere bölgeye ve ülkelerimizin ikili ilişkilerine dair kapsamlı fikir alışverişinde bulunduk.

“MUHTARLAR BULUŞMAMIZ YİNE COŞKULU VE SAMİMİ BİR ATMOSFERDE GEÇTİ”

Bugün ise Kabine toplantımızın özellikle öncesinde ülkemizin dört bir yanından muhtarlarımızla bir araya geldik. Yaklaşık bin 500 civarında muhtarımızın da katıldığı yemekli sohbet toplantısını kendileriyle gerçekleştirdik. Koronavirüs salgını sebebiyle ara verdiğimiz muhtarlar buluşmalarımızın bu ilk toplantısı her zamanki gibi yine coşkulu ve samimi bir atmosferde geçti.

Tabi bu programların yanında hemen her gün kabine üyelerimizle ve kurumlarımızın yöneticileriyle çok sayıda dar kapsamlı görüşmeler yaparak ülkemizin ve milletimizin gündemindeki konularla ilgili istişarelerde bulunduk, kararlar aldık. Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmak, sorunlara çözümler üretmek, programımızdaki işlerin takibini yapmak, yeni projeler geliştirmek için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.

Dünyanın yakın tarihin en büyük sağlık ve ekonomik krizini yaşadığı bir dönemde hem ülkemizi bu fırtınadan sâhil-i selâmete çıkartmak, hem önümüze gelen fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek için daha çok çalışacağız. İstikrar ve güven iklimini güçlendirerek, programlarımızı kararlılıkla uygulayarak, ekonomideki hedeflerimize ulaşmamızı engellemek isteyenlere aradıkları ortamı vermeyeceğiz. Bu ülkenin boş teneke gürültüsünden öte anlamı olmayan, insanımızın önüne herhangi bir vizyon ve umut koymayan polemiklerle, kavgalarla, itiş-kakışlarla kaybedecek vaktinin ve enerjisinin olmadığı bilinciyle yolumuza devam edeceğiz.

“İÇ SARSINTILAR VE DIŞ BASKILARLA YERLE YEKSAN OLAN TÜRKİYE FOTOĞRAFI HAMDOLSUN ARTIK GERİDE KALMIŞTIR”

Aziz milletim, Türkiye geçtiğimiz 20 yılda kurduğu güçlü altyapı üzerinde küresel sınamalara hiç olmadığı kadar hazırlıklı girdiği bir dönemden geçmektedir. Bugünün Türkiye’si ne 1970’li yılların, ne de 1994 ve 2001 krizlerinin kırılganlığıyla maluldür. Siyasetinden ekonomisine kadar tüm unsurlarıyla küçük iç sarsıntılar ve dış baskılarla yerle yeksan olan Türkiye fotoğrafı hamdolsun artık geride kalmıştır. Ülkemizin Gezi olaylarından beri yaşadığı her hadise bu gerçeği bize tekrar tekrar göstermiştir. Milletimizin birliğinin, beraberliğinin, kardeşliğinin gücü devletimizin altyapısı ve makro dengeleriyle geldiği seviyenin desteği sayesinde kendi hedeflerimizden kopmadan yolumuza devam edebiliyoruz. Bunun son örneğine geçtiğimiz aylarda yaşadığımız ekonomimizin gerçekleriyle uyumlu olmayan, daha ziyade belli kesimlerin oluşturduğu suni bir panik hâlinin etkisiyle ortaya çıkan döviz kuru dalgalanmasında hep birlikte şahit olduğumuz konudur. Kendi içerisinde dinmesini beklediğimiz bu dengesizlik hâli devam edince, serbest piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde 20 Aralık’ta açıkladığımız bir tedbir paketiyle panik havasını dağıtmak mecburiyetinde kaldık. Her şey bitip kur yeniden dengeye oturduğunda görüldü ki aslında ortaya böyle bir sert çıkış yaşanmasını gerektirecek hiçbir sebep, hiçbir tehdit, hiçbir tehlike mevcut değildir.

“ŞU ANA KADAR 163 MİLYAR LİRALIK MEVDUAT, KUR KORUMALI SİSTEME GEÇMİŞTİR”

Açıkladığımız tedbir paketindeki unsurlardan biri olan kur korumalı Türk Lirası mevduatına bireylerin ve yatırımcıların ciddi ilgi gösterdiğini görüyoruz. Şu ana kadar 163 milyar liralık mevduat, kur korumalı sisteme geçmiştir. Katılım finans kuruluşlarını da sisteme dâhil ederek bu imkânın cazibesini artırdık. Döviz ve altın cinsi hesaplardan bu mevduata dönüşleri zorunlu karşılıktan muaf tuttuk. Tüzel kişilerin döviz ve altın hesaplarından bu sisteme geçişini teşvik etmek için stopaj oranını sıfırladık. Türk Lirası hesaplarına Hazine desteğinin hukuki altyapısını oluşturacak kanun teklifi Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmektedir.

Merkez Bankamız da dış ticaret firmalarına Türk Lirası vadeli döviz satım ihaleleri düzenleyerek kendi paramızın istikrarına katkıda bulunuyor.

Devlet iç borçlanma senetlerine olan talebi artırmak için burada da stopajları sıfıra indirdik. Aynı şekilde temettü gelirlerine uygulanan stopajı 5 puanlık indirimle yüzde 10’na çektik.

Yastık altı altınları ekonomiye kazandırmaya yönelik çalışmalarımız sürüyor. Bu çerçevede hurda altın değerleme sisteminin işlerliğini ve sürdürülebilirliğini sağlamak için milyem değerlerinde değişiklik yaptık. Bankaların, darphanenin ve altın rafinerilerinin içinde yer aldığı bir mekanizmayla vatandaşlarımızın altınlarını sisteme sokmalarını temin edeceğiz. İsteyen vatandaşlarımız bu sisteme verdikleri altınlarını veya darphane altını bazında açtıkları hesaplarındaki birikimlerini fiziki altın olarak alabilmelerini de sağlayacağız. Hazine ve Maliye Bakanlığımız altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikası ihracını farklı alternatiflerle sürdürüyor.

Tutarı 250 milyar lirayı, katılımcı sayısı 13,2 milyon kişiyi bulan bireysel emeklilik sistemindeki devlet katkısını yüzde 25’ten yüzde 30’a çıkartan kanun teklifi de Meclis Genel Kurulu’ndadır.

“YATIRIMCILARIMIZA TÜRK LİRASI BAZLI YENİ ALTERNATİFLER SUNUYORUZ”

Girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişimci sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde edilen kazançları Kurumlar Vergisinden istisna tutuyoruz. Bunun yanında çeşitli fonlardan elde edilen kar paylarının iştirak kazançlarını da bu kapsama alıyoruz.

Kamu iktisadi teşebbüslerinden elde edilen ve bütçeye aktarılan gelir paylarına endeksli kamu borçlanma senetleri çıkartarak yatırımcılarımıza Türk Lirası bazlı yeni alternatifler sunuyoruz. Kamu bankalarının kredilerinin belli bir oranını her yıl önceden ilan edilecek sektörlere şeffaf bir şekilde kullandırmalarını temin ediyoruz.

Kredi Garanti Fonu desteğiyle istihdamı koruma ve geliştirme öncelikli işletme ve yatırım kredileri vermeye yönelik paketin hazırlığı da bitmek üzeredir. Finansal istikrar ve güveni temin için sermaye artırımlarını teşvik ettiğimiz bankaların kredi tahsisi ve izlemesini uluslararası standartlara uygun sistemlerle yapabilmelerini sağlayacak bir altyapı kurduk. Böylece proje odaklı bankacılığı yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz.

İhracat ve imalat sektörlerindeki sanayi şirketlerinin Kurumlar Vergilerini 1 puan indiren düzenleme de Meclis’te görüşülmektedir. Katma Değer Vergisinde etkinliği, adaleti ve basitleştirmeyi sağlayacak çalışma tüm taraflarla görüşülerek hazırlanıyor. Ekonomi Koordinasyon Kurulu, Finansal İstikrar Komitesi ve Fiyat İstikrarı Komitesi gibi yapıları etkin şekilde çalıştırıyoruz.

Aziz milletim; Türkiye ekonomi modeli çerçevesinde hazırlıklarını sürdürdüğümüz çalışmaları ilgili taraflarla beraber olgunlaştırarak kamuoyuyla paylaşmayı ve hayata geçirmeyi sürdüreceğiz. Ülkemizin bir daha geçtiğimiz aylardakine benzer dalgalanmalar yaşamaması için gereken her türlü tedbiri alıyoruz. Kendi ülkesinin ve ekonomisinin felaketi pahasına açgözlülük yapanlara hareket alanı bırakmamakta kararlıyız. Kısır hesaplarla hareket ederek içinden geçtiği kritik süreçte ülkemize zarar verenleri, kusura bakmasınlar, affetmeyeceğiz.

“İNŞALLAH BU EKONOMİ PROGRAMIMIZI DA BAŞARIYA ULAŞTIRACAĞIZ”

Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolunda sabrıyla, fedakârlığıyla, gayretiyle, emeğiyle, üretimiyle, dirayetiyle bize destek veren her bir vatandaşıma şükranlarımı sunuyorum. Nice büyük mücadelelerden alnının akıyla çıkan, nice aşılmaz gözüken engelleri geride bırakan, nice olmaz denilenleri gerçekleştiren bir millet olarak inşallah bu ekonomi programımızı da başarıya ulaştıracağız.

Türkiye’yi çift paralı bir ülke olmaktan çıkartarak dış ticaretle iştigal edenler dışında herkesin işini de, tasarrufunu da Türk Lirası ile yaptığı bir yer hâline getirmek için herkesten destek istiyoruz. Ülkemizde döviz mevduat hesapları hâlâ oldukça yüksek seviyelerdedir. Vatandaşlarımızı, kurumlarımızı, yatırımcılarımızı sağladığımız imkânlardan faydalanarak dövizden kendi paramıza ve kendi paramızla yürütülen finansal enstrümanlara geçmeye davet ediyoruz. Hükûmet olarak devletimizin tüm kaynaklarını milletimizin emrine tahsis ettiğimizden kimsenin şüphesi olmasın.

Geçtiğimiz yıl sadece milletimize daha uygun fiyatlarla doğal gaz, elektrik ve akaryakıt vermek için yaptığımız fedakârlığın tutarı 165 milyar liradır. Bu tutarın bütçenin neredeyse onda biri kadar olduğunu hatırlatmak istiyorum. Yılbaşından itibaren bu ürünlerin fiyatlarında yaşanan artışlar da mümkün olabilecek en alt seviyede yapılmıştır. Bir başka ifadeyle, devlet bu alanlarda fedakârlık yapmayı sürdürmektedir. Yanı başımızdaki Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyayı takip eden herkes bu gerçeği teslim edecektir. Üstelik tüm bunları salgından, tabii afetlere kadar yaşadığımız nice badireye rağmen başardık.

Aynı şekilde asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar çalışanlarımızın gelirlerinde yaptığımız artışları da bütçe imkânlarını sonuna kadar zorlayarak gerçekleştirdik. Amacımız; ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyütmek, böylece ortaya çıkacak artı değeri tekrar insanlarımızın hizmetine vermektir.

Dünyadaki değişimlerin, ekonomide de yeni yaklaşımları, yeni çözümleri, yeni politikaları, yeni uygulamaları gerektirdiği gerçeğini ilk gören ülkelerden biriyiz. Türkiye’nin izlediği bu yol şimdi pek çok ülke tarafından konuşulmakta, değerlendirilmekte, yavaş yavaş uygulanmaya başlanmaktadır. Bir asırlık, yarım asırlık çözümleri ülkemize tek hakikat, tek kurtuluş yolu olarak dayatanlar da elbette bir gün efsunlu uykularından uyanacaklardır. Biz o güne kadar inşallah ülkemizi her alanda olduğu gibi ekonomide de hak ettiği seviyeye getirmiş olacağız.

“SAĞLIK SİSTEMİMİZ SALGINLA MÜCADELE İÇİN GEREKLİ KAPASİTEYE SAHİPTİR”

Aziz milletim; dünya koronavirüs salgınının yeni dalgası altında sıkıntılı günler geçirmeyi sürdürüyor, Avrupa ve Amerika başta olmak üzere pek çok coğrafya Omicron varyantının etkisi altında kıvranıyor. Türkiye, salgının her safhasında olduğu gibi bu süreçte de hem vatandaşlarının sağlığını gözeten, hem günlük hayatın kendi akışında sürmesini temin eden bir yaklaşımla yoluna devam ediyor. Hamdolsun, sağlık sistemimiz hastane ve yoğun bakımından aşıya kadar salgınla mücadele için gereken her türlü ihtiyacı karşılamaya yetecek kapasiteye sahiptir.

Ülkemizin bilim insanlarının geliştirdiği ve yine ülkemizdeki tesislerde üretimine başlanan TURKOVAC aşımız sayesinde artık kendimize daha güvenle bakıyoruz. Aşı geliştirme ve üretimi konusunda devam eden çalışmalarımızda inşallah yakın gelecekte Türkiye bu alanda dünyanın önde gelen merkezlerinden biri hâline dönüşecektir.

Salgının yayılması, istihdam ve üretim tarafında şu ana kadar kayda değer bir soruna, kesintiye yol açmamıştır. ,

Eğitim-öğretim başta olmak üzere hiçbir alanda insanlarımızın mağduriyetine neden olacak bir açığa, aksaklığa, gereksiz kısıtlamaya meydan vermedik, vermeyeceğiz. Bu son dalganın koronavirüsü öncelikle tehdit olmaktan çıkartarak rutin salgınlar seviyesine geriletmesini umuyoruz. Vatandaşlarımızdan bu dönemde de temizlik, mesafe, maske kurallarına uymayı, aşılarını yaptırmayı veya tamamlamayı ihmal etmemelerini istiyoruz.

“60 YAŞ ÜZERİ VATANDAŞLARIMIZIN SAĞLIKLARI İÇİN HATIRLATMA DOZLARI ÖNEMLİDİR”

Bilhassa 60 yaş üzeri vatandaşlarımızın sağlıkları için hatırlatma dozları önemlidir. Yeni varyantta maske kullanımının etkin sonuçlar verdiği bilinmektedir. İnşallah bu badireyi de geride bıraktıktan sonra salgınla birlikte zorunlu olarak odak değiştiren sağlık sistemimizi vatandaşlarımıza daha etkin ve kalite hizmet sunacak şekilde geliştirmeye yöneleceğiz.

Ülkemizi geçtiğimiz 20 yılda şehir hastaneleri ve onları aratmayan devlet hastanelerimizle, özel kuruluşlarımızla dünyanın en üst düzeyde sağlık hizmeti veren kurumlarına kavuşturduk. Doktorlarımızla, hemşirelerimizle, destek personellerimizle sayıları artık bir milyon 200 bine ulaşan sağlıkçılarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Ecdadın, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi diyerek dünyada sağlıktan daha büyük mutluluk olmadığını ifade ettiği düsturla çalışmayı sürdüreceğiz.

Son dönemde vatandaşlarımızdan gelen serzenişleri biliyoruz, bunları da çözüm için gereken hazırlıkları yapıyoruz. Milletimiz müsterih olsun, geçtiğimiz 20 yılda olduğu gibi bugün de, yarın da bu ülkenin ve insanlarının çözülmedik hiçbir sorununu bırakmayacağız.

Aziz milletim; sözlerime son vermeden önce birkaç hususu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Ülkemizde 2021 yılında yaşanan yangın ve sel afetlerinde zarar gören vatandaşlarımıza 2090 iş yeri, 2338 araç ve muhtelif ev eşyası yardımı kapsamında toplam 354 milyon lira ödeme yapılmıştır.

Ayrıca, tarım ürünleri zarar gören vatandaşlarımıza da 133 milyon lira ödeme gerçekleştirilmiştir. Şimdi de tarım ürünleri zararlarının karşılanması konusundaki eksikleri tamamlamak için AFAD üzerinden 200 milyon liralık bir kaynak daha ayırıyoruz. Bu meblağ da en kısa sürede Antalya, Artvin, Aydın, Bartın, Kastamonu, Mersin, Muğla, Osmaniye, Rize, Sinop ve Van’daki hak sahiplerine dağıtılacaktır.

“AFGANİSTANLI KARDEŞLERİMİZİ YALNIZ BIRAKMAMAKTA KARARLIYIZ”

Öte yandan, kadim tarihî ve kültürel bağlarımızın bulunduğu Afganistan’da yaşanan sıkıntılara bigâne kalmıyoruz. Uzun yıllardır süren iç çatışmalar, dış yardımların kesilmesi, kuraklık ve sert hava şartları sebebiyle milyonlarca Afganlı kardeşimiz çok zor şartlarda hayata tutunma mücadelesi vermektedir. Ülkede 13 milyonu çocuk olmak üzere 19 milyona yakın kişinin acil gıda sıkıntısı olduğu bilinmektedir. Türkiye olarak bu zor dönemlerinde Afganistanlı kardeşlerimizi yalnız bırakmamakta kararlıyız. AFAD koordinasyonunda 10 sivil toplum kuruluşumuzun desteğiyle bu ülkeye 700 ton gıda, giyim, sağlık, malzeme olarak söylüyorum, acil ihtiyaç ürünleri taşıyan bir iyilik treni göndermeye hazırlanıyoruz. Sivil toplum kuruluşlarımız ve vatandaşlarımız tarafından temin edilecek bu ihtiyaç maddeleri Devlet Demiryolları’mızın bir treniyle Afganistan’a ulaştırılacaktır. İmkânı olan vatandaşlarımızı bu iyilik trenine katkıda bulunmaya davet ediyoruz.

Diğer yandan, pancar üreticilerimize verilecek avans, kota tamamlama pirimi ve posa bedellerinde yüzde 100’e varan oranlarda artış yaptık. Pancar alım fiyatını da kilogramda 42 kuruştan 80 kuruşa çıkardık, böylece pirim ve posa desteğiyle birlikte önümüzdeki dönem için üreticilerimize ton başına 875 liralık bir pancar bedeli ortaya çıkıyor. Hasat döneminde elbette bu rakamlar tekrar değerlendirilecektir. Çiftçilerimizin 2022 hasat dönemindeki üretimini desteklemek için imkânlarımızı seferber etmeyi sürdüreceğiz.

“DOĞAL GAZ DESTEĞİNDEN YAKLAŞIK 4 MİLYON HANE YARARLANACAK”

Bir başka konu, elektrik tüketim desteği programı kapsamında yapılan ödemelerdir. Bu kapsamda ülkemizde son 3 senede yıllık ortalama 2,1 milyon haneye toplamda 6,4 milyar lira kaynak tahsis edilmiştir. Elektrik desteği programının kapsamını kronik hastalığı sebebiyle cihaz kullanan, maddi imkânı yetersiz vatandaşlarımızın elektriğe erişiminde sıkıntı yaşamalarının önüne geçecek şekilde genişletiyoruz. Bu şekilde 50,4 milyon liralık ilave kaynakla 20 bin aileyi daha elektrik desteği kapsamına alıyoruz.

Kömür yardımı alan hanelerden isteyenlerin bunu doğal gaz olarak da kullanabilmelerini sağlayacak düzenleme tamamlandı. Doğal gaz desteğinden yaklaşık 4 milyon hane yararlanacak. Sosyal destek yelpazesini genişleten bir başka çalışmayı da bitirmek üzereyiz.

Tüm bu hususların da milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu duygularla bir kez daha sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla.”

Bürokrat

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli ile bir araya geldi

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi evinde ziyaret etti.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı anigif-genc-gazeteciler.gif

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

“Devlet anlayışımızın öznesi insandır”

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdareciler Günü Programı’nda yaptığı konuşmada, “Bizim devlet tasavvurumuz hiçbir zaman maddeye dayalı bir anlayış üzerine inşa edilmedi. Tam aksine mana ve muhtevaya önem veren adalet ve vicdan üzerine bina edilen bir değerler silsilesinin tezahürü oldu. Merhum Aliya İzzetbegoviç, ‘İnsan şahsiyetini alçaltan, onu eşya ile bir tutan her şey gayri insanidir’ diyor. Bizim de devlet anlayışımızın öznesi insandır, insanlık onurudur” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen İdareciler Günü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Fedakârca görev yapan mülki idare amirlerinin 10 Ocak İdareciler Günü’nü tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, valilere, vali yardımcılarına ve kaymakamlara bugüne kadarki hizmetleri için teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görevi başında şehit olan veya vefat eden mülki idare amirlerine rahmet diledi.

Devletin, ortak hedefler etrafında kenetlenen milletlerin akıl ve iradesinin tecessüm ettiği bir teşkilat olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk devlet geleneğinin; binlerce yıllık bir aklın, birikimin, tecrübenin ürünü olduğunu belirtti.

“DEVLET TASAVVURUMUZ HİÇBİR ZAMAN MADDEYE DAYALI BİR ANLAYIŞ ÜZERİNE İNŞA EDİLMEDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim devlet tasavvurumuz hiçbir zaman maddeye dayalı bir anlayış üzerine inşa edilmedi. Tam aksine mana ve muhtevaya önem veren, adalet ve vicdan üzerine bina edilen bir değerler silsilesinin tezahürü oldu” dedi.

Merhum Aliya İzzetbegoviç’in, “İnsan şahsiyetini alçaltan, onu eşya ile bir tutan her şey gayri insanidir” sözlerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim de devlet anlayışımızın öznesi insandır, insanlık onurudur. İşte bu yüzden insanlık ittifakı diyoruz. Bu yüzden mazlumların derdine derman olmaya çalışıyoruz. Bu yüzden ‘Türkiye, umudun adıdır.’ diyoruz. Mülki idaremiz işte bu geleneğin bir devamıdır. Orhun Yazıtları’nda geçen şu söz bu tasavvurumuzun güçlü bir yansımasıdır. ‘Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe Türk milleti ilini ve töresini koruyacaktır.’ Bu inançla yoğrulan Türk mülki idaresi halkın huzurunu, refahını ve güvenliğini tesis eden köklü bir müessesedir” diye konuştu.

Vilayetlerde Reis-i Cumhuru temsil eden valilik makamının ise devletin milletle bütünleştiği yegâne nokta olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin dininin adalet olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tarih boyunca adaleti esas alan bir devlet anlayışının bugünkü müntesipleri olarak şunu hiçbir zaman unutmayınız. Valilik milletin derdine derman olma makamıdır. Valilik devletin halka uzanan elidir. Vicdan ve merhamet mevkiidir. Bu düstur valilik makamının nüvesidir. Burada şunu da özellikle vurgulamak isterim. Sizler halkımızın gönlünde yer bulan onların talep ve ihtiyaçlarını merkeze taşıyan köprüler konumundasınız. Daima ulaşılabilir, çözüm odaklı ve samimi bir yaklaşım sergilemek valilik makamının temel ilkelerindendir. Unutmayınız ki milletin hayır duası devletin en güçlü hazinesidir. Allah korusun, milletin bedduasını alan ise ne bu dünyada ne de ahirette iflah olur. Bir diğer husus şudur, sadece günlük hesaplar peşinde koşmak bize yakışmaz. Devletimizin kurucu kodlarında buna hoş bakılmaz.”

Devlet geleneğinin geleceği inşa eden bir anlayış üzerine kurulu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı vizyonunun da işte bu geleneğin bir tezahürü olduğunu belirtti.

Binlerce yıllık kadim devlet anlayışının tıpkı askeriye gibi idarecilik ve teşkilatlanma alanında da dünyaya örnek olacak bir birikiminin taşıyıcısı olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hem merkezi yönetim anlayışı hem de mahallî idare teşkilatı bakımından önemli bir müktesebatın ve tecrübenin sahibi olduğunu söyledi.

“KÖKENİNE, MEZHEBİNE BAKMADAN VATANDAŞIMIZA EŞİT MUAMELE ETMENİZ ŞÜPHESİZ VAZGEÇİLMEZ YAŞAM TARZIMIZ OLMALI”

Adil, müessir, müşfik, emin ve istikrarlı bir idare kabiliyetinin Türk milletinin adeta doğuştan gelen özelliği olduğunu ve tarihin bu gerçeğin sayısız örnekleriyle dolu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İdare kabiliyetimiz teşkilatlanma boyutuyla sınırlı kalmamış, milletimize ve şehirlerimize de önemli değerler kazandırmıştır. Türkistanlı büyük mütefekkir Farabi, Medinetü’l Fazıla isimli eserinde şöyle diyor, ‘En üstün iyilik ve en büyük mükemmelliğe ilişkin ancak şehirde ulaşılabilir, şehirden daha eksik olan bir toplulukta ulaşılamaz.’ Eğer doğudan batıya, kuzeyden güneye, ülkemizin tamamında iyiliği, refahı, kalkınmayı, kardeşliği ve adaleti hâkim kılmak istiyorsak, işe önce şehirlerimizden başlamamız gerekiyor. Üstelik bu denli zengin bir medeniyete güçlü tarihi ve beşeri bağlarımızın olduğu bu kadar geniş bir gönül coğrafyasına sahip bir ülke olarak bu bizler için ihtiyaçtan öte bir zorunluluktur.”

Mülki idare amirlerine çok önemli görevler düştüğünün altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, valilerden öncelikli beklentilerinin devletin kendilerine olan emaneti, imkân ve kaynaklarını şehirlerin faydasına olacak biçimde kullanmaları olduğunu kaydetti.

“MİLLETE KARŞI EFENDİLİK TASLAMANIN MEŞRU SAYILDIĞI GÜNLER ARTIK GERİDE KALMIŞTIR”

Valilerden görev, yetki ve sorumluluk alanlarında bulunan işleri hızlı, etkin ve verimli bir şekilde ifa etmelerini beklediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yetim, öksüz ve kimsesizler başta olmak üzere devletin şefkatine ihtiyaç duyan tüm kesimlerin yanında olmanızı istiyoruz. Daha önce de farklı vesilelerle dile getirdim. Mülki idare amirliği sabah 8, akşam 6 arasında yapılacak bir görev değildir. Sizin vatandaşla hemhâl, hemdert ve hem dem olmanız da beklenir. Her birinizden makam odalarınıza sıkışıp kalmamanızı, gönlünüzü de kapılarınızı da telefonlarınızı da vatandaşlarımıza açık tutmanızı özellikle rica ediyorum. Hizmet ettiğiniz şehirlerde hak ve hukuku gözetmeniz, inancına, hayat tarzına, kökenine, mezhebine bakmadan vatandaşımıza eşit muamele etmeniz şüphesiz vazgeçilmez yaşam tarzımız olmalıdır.

Ne tek parti faşist zihniyetinin ne de hafızalarımızda derin yaralar açan 28 Şubat dönemi uygulamalarının günümüz Türkiye’sinde yeri yoktur. Baskının, ayrımcılığın, millete karşı efendilik taslamanın meşru sayıldığı günler artık geride kalmıştır. Allah’ın izniyle biz bu makamlarda bulunduğumuz müddetçe kimse o kötü günleri geri getiremeyecektir. Kerim devlet anlayışımızı hakkıyla tatbik eden personeline ve vatandaşlarımıza tepeden bakmayan, ilçe, köy ve mahalleleriyle şehrinin tamamını kucaklayan valiler, bizim görmek istediğimiz idarecilerdir.”

Bir anekdota dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hazreti Ali Efendimiz Mısır’a atadığı Vali Eşter en-Neha-i’ye yazdığı mektupta bakınız hangi nasihatlerde bulunuyor. ‘Bil ki ey malik, sen daha önceki yöneticilerin durumlarına baktığın gibi insanlar da senin durumuna bakacaktır. Halka karşı merhametli olmayı, sevgi ve iyilikte bulunmayı kendine şiar edin. Kesinlikle onların malını ganimet bilen yırtıcı bir canavar olma. O insanlar iki sınıftır. Birincisi dinde kardeşin, ikincisi ise yaratılışta senin eşindir. İnsanlara, yakınlarına, ailene ve insanlar arasında özel sevgi beslediğin kimselere karşı adaletli davran. Böyle yapmadığın takdirde zulmetmiş olursun. Allah’ın nimetini tahrif eden şeyler içinde zulümden daha güçlüsü yoktur. Kuşkusuz Allah, mazlumların ahını duyandır, zalimleri de gözleyendir. Sana en sevimli gelen şeyler şunlar olsun; Hak hususunda orta yolu tutmak, adaleti herkese yaymak ve halkın rızasını kazanmak. Şüphesiz ki çoğunluğun öfkesi azınlığın rızasıyla azınlığın öfkesi de çoğunluğun rızasıyla kaybolup gider.’ Kıymetli valilerimiz, çağları aşan hikmet dolu bu sözler, bizim pusulamız olduğu gibi işlerinizde size de rehberlik etmelidir. Bizim ve milletimizin idealindeki mülki idare amiri işte bu hasletlerle mücehhez yöneticilerdir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim ve gençlik projelerini hayata geçirerek, sosyal yardım faaliyetlerini aksatmayarak, teknolojiyi ve iletişim araçlarını etkin bir şekilde kullanarak şehirlere yeni ufuklar, yeni alanlar açmanın mülki idare amirlerinin görevi olduğunu hatırlattı.

Türkiye’nin deprem başta olmak üzere doğal afet riskiyle yaşayan bir ülke olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son 6 Şubat’ta asrın en büyük tabii afetlerinden biriyle yara alındığını, kriz ve afet yönetiminin ne kadar mühim olduğunu net biçimde gördüklerini söyledi.

Bir daha benzer durumlarla karşılaşmamak için hükümet olarak gereken her türlü tedbiri aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sürecin aynı zamanda hızlı karar alabilen, çok boyutlu düşünebilen, elini taşın altına koyabilen idarecilerin değerini de gösterdiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir adım atmadan önce merkezden talimat bekleyen, gönüllere, hanelere, kalplere giremeyen kimi yöneticiler maalesef devletimizin çabalarına da gölge düşürdü. Bu hakikati İbn-i Firuz, beş asır evvel şu cümlelerle dile getirmiştir, ‘Gerçekte işe yaramaz kötü memurların yaptıkları zarar, vücutta insana yaramayan gıdaya benzer. İnsan bu gıdadan azar azar yer ve midesinde zararlı bir karışım meydana gelir. Zamanla artan bu madde sinirlere, damarlara da tesir ederek insanı hasta eder. Kuvvetten düşen kişi doktora gitmeye mecbur kalır fakat doktor da buna çare bulamaz ve kişi bir türlü rahat yüzü göremez. Belki uzun süren bir ilaç ve tedavi sürecinden sonra kişi iyileşebilir.’ Buradan anlaşılmalıdır ki görevini doğru yapmayan memurların halka bir günde verdikleri zararı adaletli bir sultanın belki de uzun süren adaletli yönetimi bile gideremez. Sizin sorumluluğunuz işte bu derece önemli, kritik ve hassastır. Dolayısıyla illerimizde şahsımı temsilen görev yapan siz valilerimize çok hayati vazifeler düştüğünü bugün bir kez daha hatırlatmak istiyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, valilerden rehberlik, teftiş ve denetim faaliyetlerinin yerine getirilmesine dair genelgenin gereklerini yakından takip ve koordine etmesini de beklediğini söyledi.

Bölgede çok önemli gelişmelerin yaşandığı bir süreçten geçildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 910 kilometrelik sınırı olduğu Suriye’de meydana gelen hadiselerin ülkeyi her açıdan ilgilendirdiğini vurguladı.

Suriye’de 61 yıllık Baas diktatörlüğünün çökmesinin ve 13 yıl süren katliamın sona ermesiyle artık yeni bir döneme girildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sednaya Hapishanesi’nden yansıyan vahşet görüntüleri, Suriye’de yıllardır nasıl insanlık dışı bir zihniyetin hüküm sürdüğünü göstermiştir. Azgın ve zorba bir azınlığın mazlum çoğunluğa karşı uyguladığı baskının, kanlı ve çirkin yüzü ortaya çıkmıştır. Gün geçmiyor ki ülkenin bir şehrinden toplu mezar çıkmasın. Gün geçmiyor ki Baas rejiminin barbarlığına dair bir delil bulunmasın. Hemen her gün insanlık adına, insani değerler adına gerçekten utanç ve dehşet verici haberlerle karşılaşıyoruz. İnsani kayıpları bir tarafa bırakıyor sadece 13 yıllık katliam politikasının bu ülkeye verdiği zarar 500 milyar doları aşıyor. Suriye’yi ziyaret eden ekiplerimiz de sahadaki tablonun tahmin edilenden çok daha kötü olduğunu ifade ediyor.”

Suriye’nin yeniden inşası için fiziki altyapının, ekonomik ve sosyal düzenin kapsamlı bir şekilde ıslah edilmesi gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik kalkınma projeleri, sağlık ve eğitim altyapısının oluşturulması, tarım ve sanayinin canlandırılması gibi uzun vadeli stratejilerin bu sürecin olmazsa olmazları olduğunu söyledi.

“İNSANİ POLİTİKAMIZA ZARAR VERECEK YAKLAŞIMLAR İÇİNDE OLMAYACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’nin kendini toparlayabilmesi için Arap ve İslam âleminin destekleri yanında belli bir zamana da ihtiyaç duyduğunun dile getirerek, “Uluslararası toplumun bu sürece daha fazla katkı sağlaması mühimdir. Türkiye olarak, biz de tüm planlarımızı bu gerçekler ekseninde yapıyoruz. Ana muhalefet partisi genel başkanının, ‘Esed gitti, sığınmacılar da gitsin’ ifadesi vicdansızlıktan öte bir kara cehalet örneğidir. Biraz dış politika, biraz ekonomi, biraz savaş tarihi okuyan bir kişi açık söylüyorum, böyle bir cümle kurmaktan utanır, hicap duyar” ifadelerini kullandı.

Savaşın ve zulmün pençesinden kaçan Suriyeli mazlumlara 13 yıl boyunca kol kanat gerdiklerinin, şefkat ve merhametle kucak açtıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefetin, onları geldikleri yere kovmanın hep gayreti içerisinde olduğunu belirterek, “Biz ensarız, onlar muhacirdir’ dedik. Dolayısıyla ‘Bizim medeniyetimizde ensar olarak muhacirleri kovmak asla yer etmez’ dedik” ifadelerini kullandı.

Milletin asil karakterine uygun şekilde büyük bir alicenaplık göstererek, ensar şuuruyla Suriyeli muhacirlere destek olduğunu, insanlık tarihine altın harflerle geçen bir dayanışma seferberliğine hep birlikte imza attıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hatta bu uğurda şahsım, siyasi bedel ödemeyi dahi göze aldım. 14-28 Mayıs seçimleri döneminde karşımızdaki adayın ırkçı siyasetini hepimiz çok iyi hatırlıyoruz. Tüm bunlara rağmen bize canlarını, namuslarını ve onurlarını emanet eden mazlumlara sırtımızı dönmedik. Kimsesizlerin kimsesi olan bu necip millete, ‘Boraltan Köprüsü faciası utancını bir kez daha yaşatmayacağız’ dedik ve hamdolsun yaşatmadık. Suriyeli kardeşlerimize 13 yıl boyunca nasıl samimi ev sahipliği yaptıysak bundan sonraki süreçte de aynı hassasiyetle hareket edeceğiz. Gönüllü, güvenli ve düzenli geri dönüşleri yine bize yakışan, tarihimize, inancımıza ve kültürümüze yakışan bir anlayışla yöneteceğiz.

“SURİYELİLERİN EVLERİNE HUZURLA DÖNEBİLMELERİ BİZİM İÇİN İNSANİ BİR GÖREV”

Muhalefet veya ırkçı çevreler ne derse desin, ekonomimize, ticaretimize, üretimimize ve 13 yıllık insani politikamıza zarar verecek yaklaşımlar içinde olmayacağız. Bir defa şunun bilinmesini isterim, Türkiye’nin en kritik seçimlerinde, siyasi geleceğimizi riske atma pahasına sergilediğimiz duruşa kimsenin leke bulaştırmasına müsaade etmeyiz. Sahadaki aksaklıklar, kasıtlar ve hatalar sebebiyle böyle bir durumun yaşanmasına da asla müsamahayla bakmayız. Bu meseleye dair yaklaşımımız açık söylüyorum, sıfır toleranstır. Her insan kendi vatanında kök salar ve elbette orada yaşamak ister.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyelilerin evlerine huzurla dönebilmelerinin kendileri için hem insani bir görev hem de bölgesel istikrar açısından stratejik bir öncelik olduğunu söyledi.

Gönüllü olarak yurtlarına dönmek isteyen Suriyelilere her türlü kolaylığı sağladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimseyi zorla göndermek gibi bir yanlışa da düşmeyeceklerinin altını çizdi.

Türkiye’ye katkı yapmak isteyen, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak zenginlik katan Suriyelilerin elinden tutmaya devam edeceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte attıkları her adımın hem Suriyelilerin haklarını hem de milletin çıkarlarını koruma hedefine mahsus olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de artık yeni bir yönetimin olduğuna, Suriye’nin geleceğinin bu yönetimin ortaya koyacağı kurucu irade etrafında şekilleneceğine işaret etti.

Suriye ile ilişkilerin karşılıklı saygı ilkesi çerçevesinde sürdürüleceğini, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin sağlanmasında komşuluk hukuku bir gereği olarak üzerlerine düşen tüm sorumlulukları yerine getireceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin ilgili kurumlarıyla işbirliği içinde bu yeni sürecin başarıyla yönetilmesinde mülki idare amirlerine önemli vazifeler düştüğünü söyledi.

Özellikle sınır bölgelerindeki valilerden çok dikkatli olmalarını, süreci sahiplenmelerini ve adımlarını buna göre atmalarını beklediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gerek bizleri bu makamlara getiren milletimize hizmet, gerekse bu sürecin incelikle yürütülmesi noktasında hiçbir aksaklığın hiçbir nahoş durumun yaşanmaması için her birinizin özenli davranacağınıza inanıyorum. Ülkemizde ve bölgemizde terörün hiçbir çeşidine yer olmadığını her fırsatta vurguluyoruz. Bir süredir uyguladığımız ‘terörü kaynağında bertaraf etme’ stratejimizin meyvelerini içeride ve dışarıda toplamaya başladık. Şimdi bunu yeni araçlar ve yeni yöntemlerle devam ettiriyoruz. Amacımız ülkemizin sırtına vurulan 40 yıllık o kamburunu ilanihaye ortadan kaldırmaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye devrimi ile birlikte hem ülkemizin hem de bölgemizin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmıştır. Devletimizin uhdesinde bulunan her türlü vasıtayı her türlü imkânı kullanarak terörsüz Türkiye idealimizi inşallah gerçekleştireceğiz. Türkiye Yüzyılını kardeşliği kalkınmanın huzurun yüzyılı yapıncaya kadar sizlerle birlikte canla başla çalışacağız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vali Galip Demirel Sosyal Hizmet Ödülü’nü Ankara Vali Yardımcısı Elif Nur Bozkurt Tandoğan’a, Celalettin Tüfekçi Meslek Ödülü’nü Diyarbakır Eğil Kaymakamı Volkan Hülür’e, Şehit Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk Üstün Hizmet Ödülü’nü Hatay Vali Yardımcısı Cafer Ekinci’ye, Şehit Kaymakam Ersin Ateş Üstün Hizmet Ödülü’nü Kilis Vali Yardımcısı Hamza Özbilgi’ye, Vali Dr. Mehmet Vecdi Gönül Güvenlik Hizmet Ödülü’nü İstanbul Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu’na takdim etti.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı anigif-genc-gazeteciler.gif

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyonda düşüş trendi 2025 senesinde daha da hızlanacak”

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “TÜİK tarafından açıklanan son enflasyon verileri, enflasyonla mücadelede doğru yolda olduğumuzu tekrar teyit etmiştir. Enflasyonda düşüş trendi, inşallah, 2025 senesinde daha da hızlanacak. Bununla ilgili çok kapsamlı bir yol haritası oluşturduk” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bölgesel gelişmeler bağlamında sancılı ve sarsıntılı bir yılı geride bıraktık. Yeni beklentiler ve büyük umutlarla 2025 yılına ‘merhaba’ dedik. Yeni miladi yılın ülkemizdeki, bölgemizdeki ve dünyadaki tüm insanlar için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.

“İLK GÜNDEN BERİ FİLİSTİN’DE KANIN VE KATLİAMIN DURMASI İÇİN TÜM YOLLARI DENİYORUZ”

Özellikle, tam 15 aydır tüm dünyanın gözleri önünde son asrın en barbar soykırımlarından birini yaşayan Gazzeli kardeşlerimiz için 2025 senesinin ateşkese, barışa, huzura ve feraha vesile olmasını diliyorum.

Türkiye olarak, ilk günden beri Filistin’de kanın ve katliamın durması için tüm yolları deniyoruz. Gazze halkının çektiği sıkıntıları hafifletebilmek adına Kızılay’ı, AFAD’ı, sivil toplumu ve hayırseverleriyle tam bir seferberlik ruhuyla çalışıyoruz. Uluslararası toplumun İsrail hükûmeti üzerindeki baskıyı arttırması için de diplomatik temaslarımızı yoğunlaştırdık.

Gazze’de barış umutlarını tekrar yeşertecek bir kapının aralanması için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Netice alıncaya kadar da buna devam edeceğiz. 1 Ocak sabahı ‘Bir Güneş Doğuyor’ sloganıyla bir araya gelen Türkiye’nin ve Türk milletinin Filistinli kardeşleriyle dayanışmasını ortaya koyan tüm vatandaşlarıma buradan hassaten teşekkür ediyorum.

“BAŞKENTİ DOĞU KUDÜS OLAN BAĞIMSIZ FİLİSTİN DEVLETİ MUTLAKA KURULACAKTIR”

Yaklaşık yarım milyon kardeşimiz Gazze’nin kimsesiz ve sahipsiz olmadığını İstanbul’dan tüm dünyaya bir kez daha haykırmış, şahsımızın ve milletimizin hissiyatına tercüman olmuşlardır. Tabii burada şunu da büyük bir taaccüple ifade etmek durumundayım. Ülkemiz ve milletimiz adına iftihar verici bu sivil toplum buluşmasından, bakıyorsunuz, birileri hemen rahatsız oluyor.

Galata Köprüsü’nde vücut bulan insanlık ittifakına tepki gösterenler, açık söyleyeyim, insanlıktan nasibini almamış vicdan fukaralarıdır. Çünkü kalbinde zerre miskal merhamet olan hiç kimse insanlık vicdanının ayağa kalktığı böyle bir gaddarlık karşısında tepkisiz kalamaz. Türkiye’nin mazlumlarla dayanışma içinde olması ancak zulüm ile abad olmaya çalışan zalimleri endişelendirir, tedirgin eder, rahatsız eder.

Biz şu ilahi müjdeye tüm kalbimizle inanıyor ve iman ediyoruz; Allah, sabredenlerle beraberdir. 61 yıllık Baas zulmünün ve 13 yıllık katliamların ardından Suriye’de nasıl inanç, iman ve sabır kazanmışsa inşallah, Filistin’de de hak yerini bulacak, adalet güneşi zulmün karanlığını delip geçecektir. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen, toprak bütünlüğüne sahip Filistin devleti mutlaka kurulacaktır. Rabbim, içinde bulunduğumuz mübarek günler hürmetine mazlum Filistin halkının yar ve yardımcısı olsun diyorum.

1 Ocak tarihi itibarıyla müşerref olduğumuz mübarek üç ayların milletimizin yanı sıra İslam âlemi ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini, dünyanın dört bir yanında eziyet çeken müstazafların acılarının dinmesinin başlangıcı olmasını Rabbim’den niyaz ediyorum.

“ÜLKEYE VE MİLLETE UZUN VADELİ FAYDA SAĞLAYACAK KALICI KAZANIMLARA ODAKLANDIK”

İktidar sorumluluğunu üstlendiğimiz 2002 yılından beri bizim siyasetteki gayemiz hep insanımıza hizmet oldu. Eser ve hizmet siyaseti diyerek kavramsallaştırdığımız bu ilkemizden hiçbir zaman ödün vermedik. Sabun köpüğü misali gelip geçici başarılara değil, ülkeye ve millete uzun vadeli fayda sağlayacak kalıcı kazanımlara odaklandık.

Siyasette de, hükûmette de, devlet idaresinde de insan ve hizmet odaklı bir yönetim anlayışına sahibiz. 2024 yılını başta dış ticaret olmak üzere birçok alanda rekorlarla, büyük başarılar ve sevinçlerle kapattık. Bölgemizde ve dünyada nükseden tüm krizlere ve olumsuzluklara rağmen 2024 yılı mal ihracatımız 2023 yılına göre yüzde 2,5 oranında artışla 262 milyar dolara çıktı.

“2025 YILINDA MAL VE HİZMET İHRACATI HEDEFİMİZİ 390 MİLYAR DOLAR OLARAK BELİRLEDİK”

Bir diğer önemli veri olan ihracatın ithalatı karşılama oranı ise 5,5 puan artarak yüzde 76,1’e ulaştı. 2002 yılında bu oran yalnızca yüzde 50 seviyesindeydi. Bir başka çarpıcı oran şudur. Yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı 92,4 milyar dolara yükselmiştir. Hizmet ihracatında 110 milyar dolarlık hedefimizi zaten yakalamıştık. Şimdi bununla yetinmiyoruz. Gelecek sene için çıtayı biraz daha yukarı çekiyoruz. 2025 yılında mal ve hizmet ihracatı hedefimizi 390 milyar dolar olarak belirledik. İnşallah bunun da üzerinde bir ihracat rakamıyla yılı kapatacağız. İhracatçılarımızla el ele, omuz omuza vereceğiz ve Türk ürünlerinin tanınmadığı, satılmadığı, girmediği hiçbir ülke bırakmayacağız.

Ülkemize her sene yeni rekorlar yaşatan tüm ihracatçılarımızı bugün bir kez daha tebrik ediyor, kendilerinden daha fazla çaba beklediğimi burada da vurgulamak istiyorum.

“ENFLASYON VE İSTİHDAMDA ÇOK İYİ BİR NOKTADAYIZ”

İhracat tarafında bu başarı hikâyelerini yazarken enflasyon ve istihdamda da hamdolsun çok iyi bir noktadayız. TÜİK tarafından açıklanan son enflasyon verileri, enflasyonla mücadelede doğru yolda olduğumuzu tekrar teyit etmiştir. Uyguladığımız politikalar sayesinde enflasyon aralıkta aylık bazda yüzde 1,03 olurken, yıllık bazda yüzde 44,38’e gerilemiştir.

Senelik enflasyon 2023 sonuna kıyasla 20 puan, 2024 Mayıs ayındaki zirve seviyesine göre 31 puan düşmüştür. Enflasyonda düşüş trendi, inşallah, 2025 senesinde daha da hızlanacak. Bununla ilgili çok kapsamlı bir yol haritası oluşturduk. Buna göre para politikasının enflasyona gecikmeli etkisi zamanla daha net görülecek. İkincisi, maliye politikası kanalı enflasyonla mücadeleye çok güçlü destek verecek.

Üçüncüsü, bütçe imkânları el verdikçe yönetilen ve yönlendirilen fiyatları enflasyon hedefiyle uyumlu olarak belirleyeceğiz. En son akaryakıt ÖTV’sinde bunu yaptık.

“BELLİ BAŞLI ALANLARDA FIRSATÇILIĞIN OLDUĞUNU MÜŞAHEDE EDİYORUZ”

Dördüncüsü, dezenflasyonu sadece talep yönlü politikalarla değil, gıda, konut ve enerji gibi birçok alanda arz yönlü tedbirlerle de destekleyeceğiz. Hayat pahalılığıyla ilgili milletimizin şikâyet konularının en başında, konut fiyatları ve kiralar geliyor. Bunda özellikle 6 Şubat depremleriyle beraber ortaya çıkan ilave konut talebinin şüphesiz etkisi var. Ancak belli başlı alanlarda sadece dönemsel etkilerle açıklanamayacak bir fırsatçılığın ve aşırı kâr hırsının olduğunu da müşahede ediyoruz.

2024 yılı içinde döviz kuru gibi mazeret olarak öne sürülen unsurlar stabil kaldığı hâlde bazı sektörlerde fahiş fiyatlamalar maalesef devam etti. Şöyle bir tabloya şahit oluyorsunuz. Enerji, yakıt, döviz kuru, işçilik maliyetlerinde oluşan farkla satılan ürünün veya sunulan hizmetin fiyatı arasındaki bağ kopma noktasına gelmiş.

İşçilik maliyetinde yaşanan artışla ürüne yansıyan fiyat farkı arasında da aynı şekilde kimi zaman uçurum oluşuyor. Mesela asgari ücretteki artış sebebiyle maliyet belki 2-3 birim artarken bu artış bahane edilerek fiyatlara 5 birim, 10 birim zam yapılabiliyor.

Bu fiyatlama davranışının ekonomik sebeplerden ziyade açgözlülükten, tamahkârlıktan ve vicdansızlıktan kaynaklandığı aşikârdır. Tabii ki işini düzgün yapan, helalinden kazanan, dürüst, ahlaklı, vicdanlı işletmelerimiz çoğunluktadır ve bunlar sözlerimizin muhatabı değildir. Biz de zaten bu kardeşlerimizi tenkit değil, ancak takdir ve taltif ederiz.

Partimizin Bursa İl Kongresi’nde yaptığımız çağrının gerisinde işte bu gerçekler vardır. Fırsatçılıkla mücadelede devlet elbette gerekeni yapmakla mükelleftir. Geçen yıl gerçekleştirilen denetimlerde tüketicileri mağdur eden, fahiş fiyat uygulayan ve piyasayı bozan 224 bin firmaya yaklaşık 5 milyar liralık idari para cezası kesilmiştir.

“VATANDAŞLARIMIZIN SAĞLIKLI VE GÜVENİLİR GIDAYA ERİŞİMİ İÇİN DE YOĞUN ÇABA HARCIYORUZ”

Sadece otomotiv, stokçuluk, emlak, bunun yanında kuyumculuk ve fahiş fiyat denetimlerinde bin 555 gerçek ve tüzel kişiye toplam 366 milyon liralık ceza uygulanmıştır. Bir diğer önemli konu olan vatandaşlarımızın sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişimi için de yoğun çaba harcıyoruz. Bu kapsamda 2024 yılında 1,3 milyon denetim yaptık, 1,4 milyar lira para cezası tatbik ettik. 610 dosyayla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunduk.

Milletin lokmasına göz dikenlere, sattığı ürüne hile-hurda karıştıranlara, etiket oyunlarıyla milletin cebine el atanlara asla tolerans göstermiyoruz. 2025 senesinde bu denetimlerimiz daha da artacak. Ne şirketlerimize haksızlık edeceğiz ne de gözünü para hırsı bürümüş fırsatçıların vatandaşın hakkına girmesine eyvallah diyeceğiz.

“85 MİLYONUN HAKKINI, HUKUKUNU, ÇIKARINI EN ÜST DÜZEYDE KORUYACAĞIZ”

Serbest piyasa ilkeleri çerçevesinde 85 milyonun tamamının hakkını, hukukunu, çıkarını en üst düzeyde koruyacağız. Şunun bir defa çok iyi anlaşılması lazım. Serbest piyasa kuralsızlık demek değildir. Serbest piyasa başıbozukluk demek asla değildir. Denetimlerimizin amacı serbest piyasaya müdahale değil, işleyişin daha sağlıklı bir zeminde yürütülmesini temin etmektir. Burada şu hususu da söylemek mecburiyetindeyim. Hayat pahalılığıyla mücadeleye vatandaşlarımızın da destek olması, katkı sunması sürecin başarısı açısından çok önemlidir. Bunun yolu da Bursa İl Kongre’mizde belirttiğim üzere fahiş fiyat uygulayanları boykot etmekten geçiyor. Bakınız pahalı ürün satanları dize getirecek en etkili yöntemlerden birisi, muhalefet rahatsız olsa da, hiç şüphesiz boykottur.

Vatandaş olarak fırsatçılık yapanlara karşı en büyük kozumuz satın almama özgürlüğünüzü kullanmaktır. Bilinçli tüketici vasfımızı geliştirerek kaliteyi normal fiyatına çekmeyi başarabiliriz. Dünyaya baktığımızda geniş bir yelpazede bunun çok sayıda örneğiyle karşılaşıyoruz. Bu konuda devlet, millet ele ele vererek çok daha etkin sonuçlar alabiliriz. Nitekim uyguladığımız politikalar neticesinde enflasyonla mücadelede son 1,5 senede hakikaten önemli mesafe katettik. Enflasyon düştükçe işçimiz, memurumuz, emeklimiz, çiftçimiz, esnafımız dâhil 85 milyonun tamamının alım gücü de artacaktır. 2025 yılında hedefimiz bu meseleyi büyük ölçüde çözüme kavuşturmaktır.

“2025 YILINDA DA DEPREM BÖLGESİ EN ÖNEMLİ VE ÖNCELİKLİ GÜNDEMİMİZ OLMAYI SÜRDÜRECEK”

Geçen yıl kabinemizin ana gündemlerinden bir diğeri, deprem bölgemizin yeniden ayağa kaldırılmasıydı. Asrın felaketinin ardından bölgede asrın inşa seferberliğini başlattık. 2023 ve 2024 yılında bu amaçla günümüz fiyatlarıyla toplam 2,6 trilyon lira harcadık. Yani bugünkü kurla 75 milyar dolar tutarında bir harcama yaptık. 155 bininci yuvarımızın anahtarlarını Kahramanmaraş’ımızda hep birlikte afetzede kardeşlerimize teslim etmiştik. İnşallah yapımını tamamladığımız 201 bininci yeni yuva ve iş yerimizin anahtarlarını da yakında hak sahibi kardeşlerimize teslim edeceğiz.

Şunu büyük bir memnuniyetle belirtmek isterim. Bugün depremzedelerimizin, barınma başta olmak üzere, temel ihtiyaçlarını giderdiğimiz umut dolu bir tabloyla karşı karşıyayız. 2025 yılında da deprem bölgesi en önemli ve öncelikli gündemimiz olmayı sürdürecek. Aynı gayret ve azimle çalışarak kalan 252 bin konut ve iş yerimizi de 365 gün içerisinde tamamlayacağız. Böylece 2025 yılı içerisinde toplamda 453 bin yuva ve iş yerimizi afetzede kardeşlerimize teslim edeceğiz. İnşallah yıl bitmeden deprem bölgesindeki 11 ilimizde tüm vatandaşlarımız huzurlu, güvenli, dayanıklı yuvalarına kavuşacak.

İş yerini açmayan hiçbir depremzede kardeşimiz kalmayacak. Şehirlerimizi süratle inşa ve ihya faaliyetlerimiz için 2025 yılı bütçesinden toplam 584 milyar lira kaynak ayırdık. ‘Erdoğan bu enkazın altında kalır’ diyerek milletin acılarına ne kadar duyarsız olduklarını gösteren müflis siyasetçileri, Allah’ın izniyle, 2025 yılında da mahcup edeceğiz.

“BU COĞRAFYADA MASADAKİ GÜCÜNÜZ BİLEĞİNİZİN GÜCÜNDEN GELİR”

Türkiye olarak, üç kıtanın kalbinde bulunan, stratejik önemi yüksek, küresel bilek güreşinin hiç eksik olmadığı bir coğrafyada yer alıyoruz. Böyle bir coğrafyada hayatta kalmanın birinci şartı caydırıcılıktır. Burada haklı olmak yetmez, hakkınızı korumak için aynı zamanda güçlü de olmak zorundasınız. Romantikler ve ülkemizdeki muhalefet anlamasa da bu coğrafyada masadaki gücünüz bileğinizin gücünden gelir. Bu topraklardaki bin yıllık tarihimiz boyunca bu hakikati defalarca tecrübe ettik, yaşadık ve gördük.

Sendelediğimiz her dönemde yanı başımızda ilk biten, âdeta kanımıza susamış hasımlarımız oldu. Hasta düştüğümüzde, döşümüzden bir parça et koparmak için kimlerin, hangi devletlerin sıraya girdiğini asla unutmadık ve unutmayacağız. Sevr Anlaşması, Allah korusun, zayıfladığımızda başımıza neler geleceğini gösteren bir ibret vesikası olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Millî Mücadele ile Sevr’i yırtıp atmakla kalmadık, aynı zamanda bu ülkeyi bir daha böyle bir travmayla karşı karşıya bırakmamak için yemin ettik.

“TEMEL HEDEFİMİZ MİLLETİMİZİN BİR DAHA ASLA BEKA SORUNU YAŞAMAMASIDIR”

2002’den bu yana, bizim de temel hedefimiz milletimizin bir daha asla beka sorunu yaşamamasıdır. İçeride ve dışarıda attığımız birçok adımın gerisinde yine bu vardır. Ecdadın hikmet dolu şu sözleri 22 yıldır bize rehberlik ediyor. ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh.’ Eğer barış ve kurtuluş istiyorsan savaşa her an hazır olacaksın. Savunma sanayi alanındaki yatırımlarımız savaşa hazırlanmak için değil, barışı, istiklali, istikbali, bağımsızlığı muhafaza ve müdafaa içindir.

Şu politikamızı her fırsatta vurguluyoruz. Türkiye dostları için bir güven ve emniyet kaynağıdır ama vatanımıza uzanan kirli elleri de, kimin olduğuna bakmadan, kıracak kudrete fazlasıyla sahiptir.

“SAVUNMA SANAYİ HAMLELERİMİZİ SÜREKLİ İLERİYE TAŞIYORUZ”

Bu anlayışla savunma sanayi hamlelerimizi sürekli ileriye taşıyoruz. Nereden nereye geldiğimizi bugün kısaca hatırlatmak isterim. 2002’de sadece 56 firma varken, bugün bu sayı 3 bin 500’ü geçti. Savunma projelerinin sayısı son 22 yılda 62’den, yüzde 80 yerlilik oranıyla, bin 132’ye yükseldi. Büyüklüğü de 100 milyar doları aştı. Sektörün cirosu 1,1 milyar dolardan, 2023’te 15,5 milyar dolara çıktı.

İHA-SİHA, elektronik harp ve savaş gemisi üretiminde dünyanın sayılı ülkeleri arasındayız. 2002 yılında 248 milyon dolar olan ihracatımız 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 29’luk artışla 7 milyar 154 milyon dolara ulaştı. 2024 hedefimiz olan 64,5 milyar doları yüzde 11 oranında aşarak yeni bir rekor kırdık. Geçen yıl uzay, hava, kara, deniz, elektronik harp ve ar-ge alanlarında birçok önemli projeyi hayata geçirdik.

“2025 YILINDA YENİLERİNİ EKLEYECEĞİZ”

Millî Muharip Uçak KAAN’ın ve Hürjet’in uçuş testlerine devam edilmiş, Gökbey Helikopteri ilk teslimatını gerçekleştirmiştir. Kızılelma İnsansız Savaş Uçağı prototip üretim ve testleri sürerken, Anka-3, Bayraktar TB3-TB2, Akıncı ve Aksungur İHA’ların kabulleri yapılmıştır. TB3-TCG Anadolu’ya destek ekipmanı kullanmadan iniş ve kalkış yapmıştır. Böylece kısa pistli bir gemiden iniş-kalkış yapabilen ilk SİHA olarak tarihe geçmiştir.

Deniz sistemlerinde Piri Reis Denizaltısı’nı hizmete aldık. Hızır Reis Denizaltısı deniz denemelerine başladı. Murat Reis’in donatım çalışmalarına devam ettik. TCG Derya İstanbul, Üsteğmen Arif Ekmekçi ve MARLİN İnsansız Deniz Aracı teslim edildi. Yerli ve millî olarak geliştirilen çelik kubbe projesine bismillah dedik. Siper Ürün-1 sistemi envantere girdi, hem 800 kilometre ve üzeri menzilli füze stokumuzu güçlendirmeyi hem de 2 bin kilometre ve üzeri menzilli füze geliştirme programımızı hızlandırmayı kararlaştırdık. Daha burada saymaya kalksak saatler sürecek nice savunma projesini geride bıraktığımız yıl devreye aldık, ilerlettik veya başlattık. 2025 yılında inşallah bunlara yenilerini ekleyeceğiz.

Geçtiğimiz hafta ana muhalefetin safsata diyerek burun kıvırdığı Mavi Vatan’da donanmamızın gücüne güç katacak projelerin startını verdik. MİLGEM projemiz ile ülkemizin ilk korvet ve firkateynlerini yüzde 100 yerli ve millî olarak tasarladık, inşa ettik. Envanterdeki 5 gemimize ilaveten hâlihazırda 7 MİLGEM firkateynimizin inşası devam ediyor.

Bu projelerimizden edindiğimiz birikimlerle TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribimizin ilk kaynağını İstanbul tersanesinde ve millî denizaltımızın ilk kaynağını ise Gölcük tersanesinde gerçekleştirdik. Millî uçak gemimizi TCG Anadolu’nun ağabeyi olarak görüyoruz. Tamamlandığında Türkiye’yi bir üst lige taşıyacak bu projelerin de hizmete girmesiyle çok kritik bir ihtiyacımızı daha gidermiş olacağız.

“85 MİLYON İÇİN ÇALIŞACAĞIZ, HİZMET ÜRETECEĞİZ”

Dosta güven aşılayan, düşmana korku salan bir Türkiye için savunma sanayi sektörümüzün tüm paydaşlarıyla birlikte çalışmalarımıza kararlıkla devam edeceğiz.

2024 yılına dair karnemizi 20 ana başlıkta ve 239 farklı infografikle 31 Aralık’ta sosyal medya hesabımızdan paylaştık. 2025 senesi boyunca da ‘aşkınan koşan yorulmaz’ şiarıyla gece gündüz demeden 85 milyon için çalışacağız, hizmet üreteceğiz.

“TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİMİZE ULAŞMAK YAKIN GELECEKTEKİ EN ÖNEMLİ ÖNCELİKLERİMİZDEN BİRİDİR”

Terörsüz Türkiye hedefimize ulaşmak yakın gelecekteki en önemli önceliklerimizden biridir. Terörün ve şiddettin hüküm sürdüğü bir iklimde, demokrasini neşvünema bulması, gelişmesi, serpilmesi, kendi ayakları üzerinde durması mümkün değildir. Arkasına terörü ve teröristi alarak siyaset olmaz, olamaz, dünyanın hiçbir medeni ülkesi buna izin vermez. Terörün karanlık gölgesi ülkemiz siyasetinin üzerinden çekildikçe, inşallah, Türkiye daha sağlıklı, olgun ve özgürlükçü bir zemine kavuşacaktır.

Bir diğer husus ise şudur. Komşumuz Suriye’de gerçekleşen epik devrimle birlikte hem bu ülkede hem de bölgemizde artık yeni bir dönem başlamıştır. Yeni Suriye yönetiminin ülkenin toprak bütünlüğü ve birliği temelinde bir Suriye inşa etmeye çalıştığını, bunda da kararlı olduğunu görüyoruz. Bizim de samimi arzumuz, beklentimiz, politikamız bu yöndedir. Suriye’nin parçalanmasına, hangi kisveyle olursa olsun üniter yapısının bozulmasına rıza göstermeyiz. Bu konuda bir risk görürsek gerekli adımları süratle atarız.

“TÜRKİYE, GÜVENLİĞİNİ KORUMA NOKTASINDA NASIL TAVİZSİZ BİR İRADEYE SAHİP OLDUĞUNU PEK ÇOK KEZ GÖSTERMİŞTİR”

Suriye’deki ihtilafı ve DEAŞ tehdidini fırsata çevirip farklı hülyalar görenler son gelişmeler sonrasında bölgemizin kadim gerçekleriyle yüzleşmişlerdir. Bu gerçek bölgenin geleceğinde teröre yer olmadığıdır. Tercihini terörden ve şiddetten yana kullananlara bekleyen tek akıbet silahlarıyla birlikte toprağa gömülmektir. Açık söylüyorum, bunun önüne hiçbir güç geçemez.

Türkiye, bekasını ve güvenliğini koruma noktasında nasıl tavizsiz bir iradeye sahip olduğunu pek çok kez göstermiştir. İş o radde varırsa yine bir gece ansızın gelebiliriz. Allah’ın izniyle, bunu yapabilecek gücümüz, kapasitemiz ve kabiliyetimiz ziyadesiyle mevcuttur. Herkes hesabını buna göre yapmalıdır.

Bilhassa sorumluluk mevkiinde olanlar, ne provokasyonlara gelmeli ne de milleti provoke edecek cümleler kurmalıdır. Terör baronları adına milleti tehdit edenlere pabuç bırakmayacağımızı burada özellikle ifade etmek istiyorum. Kimi il ve ilçelerimizde açtıkları hendeklerle kantonculuk peşinde koşanları nasıl o çukurlara gömdüysek, bugün de aynı niyeti taşıyanlar çıkarsa bunun bedelini onlara misliyle ödetiriz.

“BÖLÜCÜ ÖRGÜT VE SURİYE’DEKİ UZANTILARI İÇİN ÇEMBER DARALIYOR”

Bölücü örgüt ve Suriye’deki uzantıları için çember daralıyor. Dün ve önceki gün de söyledim, biz iktidar ve ittifak olarak terörsüz Türkiye hedefimizi, öyle veya böyle, ama mutlaka gerçekleştireceğiz. Bu konudaki hüsnüniyetimizi ve güçlü irademizi kamuoyumuzla paylaştık. Elbette bunu suhulet ve sükûnetle olmasını temenni ederiz. Ama bu yol tıkanır veya dinamitlenirse işte o zaman devletimizin kadife eldivene sarılı demir yumruğunu kullanmaktan da çekinmeyiz. Sonuçta kardeşliğin kazanacağına, birliğin, beraberliğin ve huzurun kazanacağına yürekten inanıyoruz.

“GÜÇLÜ TOPLUM ANCAK GÜÇLÜ AİLELERLE MÜMKÜNDÜR”

Bugünkü kabine toplantımızda Aile, Ticaret ve Ulaştırma Bakanlarımızın sunumlarını dinledik.

Güçlü toplum ancak güçlü ailelerle mümkündür ancak bu konuda ciddi meydan okumalarla karşı karşıyayız. Küresel şer odaklarının teşvik ettiği cinsiyetsizleştirme politikaları herkesin malumudur. LGBT meselesi bugün ailenin varlığına yönelik en ciddi tehditlerin başında gelmektedir.

2023 yılında ülkemizdeki doğurganlık hızı 1,51 seviyesine gerilemiştir. Açıkça ifade etmek gerekirse, bu durum alarm vericidir. Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir. Her fırsatta yaptığımız en az 3 çocuk çağrısının ne kadar önemli olduğunu böylece tekrar görmüş oluyoruz.

Toplumun tüm kesimlerinde bir farkındalık oluşturmak amacıyla 2025 senesini ‘Aile Yılı’ ilan etmeyi kararlaştırdık. Yıl boyunca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız koordinasyonunda aile yapımızın korunması, güçlendirilmesi ve gelecek nesillere sağlam bir miras olarak aktarılması için kapsamlı çalışmalar yürüteceğiz.

“5G İHALEMİZİ 2025 SENESİ İÇİNDE YAPACAĞIZ”

Ulaştırma, hükûmetimizin en başarılı olduğu alanlardan biridir. Şimdi internet ve dijital altyapımız güçlendirecek yeni bir adım atıyoruz. Uçtan uça yerli ve millî 5G haberleşme şebekesi projemiz kapsamında 5G ihalemizi 2025 senesi içinde yapacağız. 2026 yılında da ilk sinyalimizi almayı hedefliyoruz.

Son olarak, 6-10 Ocak arası ülkemizde ‘Enerji Verimliliği Haftası’ olarak kutlanıyor. Bu hafta vesilesiyle her bir vatandaşımızdan enerjiyi daha tasarruflu ve verimli kullanmalarını istirham ediyorum.”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı anigif-genc-gazeteciler.gif

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

“2024 yılı ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık”

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programında yaptığı konuşmada, “Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. 2024 yılı mal ihracatımız, 2023 yılına göre yüzde 2,5 oranında artarak 262 milyar dolara çıktı” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) iş birliği ile Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programına katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, programdaki konuşmasında, katılımcıları selamlarken iş dünyasının, Türk milletinin, dost ve kardeş halkların yeni yılını tebrik etti.

Katılımcıların 1 Ocak itibarıyla başlayan üç aylarını da tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im bizleri Ramazan-ı Şerif’e de sağlık ve afiyetle kavuştursun diyorum” ifadesini kullandı.

“GAZZE MEZALİMİ İÇİMİZDE BÜYÜK BİR YARA OLARAK 2024 SENESİ BOYUNCA DA KANAMAYA DEVAM ETTİ”

Gazze ve Lübnan başta olmak üzere Türkiye’nin yakın çevresinde savaşların, katliamların ve çatışmaların eksik olmadığı zorlu bir yılın geride bırakıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tüm dünyanın gözleri önünde 15 aydır devam eden ve 50 bin masumun hayatına mal olan Gazze mezalimi içimizde büyük bir yara olarak 2024 senesi boyunca da kanamaya devam etti. 2024’ün son haftalarında Suriye’ye doğan özgürlük ve adalet güneşinin 2025 senesinde savaş uçaklarının kararttığı Gazze semalarında da sökün etmesini yürekten temenni ediyoruz. Suriye’de 13 yıl boyunca olduğu gibi 7 Ekim 2023’ten beri maruz kaldıkları zulüm karşısında Filistinli kardeşlerimizi de yalnız bırakmadık. Çeşitli kanallardan gönderdiğimiz 100 bin tonluk insani yardımla Gazzeli mazlumların yükünü bir nebze olsun hafifletmeye çalıştık. Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınması için diplomatik alanda yürütülen tüm çabalara hem destek verdik hem de öncülük ettik. İsrail’le ticari işlemleri tamamen durduran tek ülke yine Türkiye olmuştur.”

“KALICI BARIŞA GİDEN YOLUN ÖNÜNÜN AÇILMASI İÇİN YOĞUN GAYRET SARF EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca Filistin Serbest Ticaret Anlaşması’nı genişletme müzakerelerini tamamlayarak hem Filistin halkının alınan karardan zarar görmemesini temin ettiklerini hem de kendilerine ilave katkılarda bulunduklarını kaydetti.

Kış mevsiminin bastırmasıyla insani felaketin ağırlaştığı Gazze’de tek bir masumun daha hayattan kopartılmasına tahammülleri olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu anlayışla katliamların bir an önce durması ve kalıcı barışa giden yolun önünün açılması için yoğun gayret sarf ediyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde çok yönlü yürüttüğümüz bu çabalarımızın müspet sonuçlarını görmeyi ümit ediyoruz. Filistin halkıyla dayanışma adına hükûmetimizin aldığı bu karara destek veren iş dünyamızın tüm temsilcilerine bir kez daha şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. İçeriden ve dışarıdan gelen bütün eleştirilere rağmen nasıl Suriye’de haklı çıkan biz olduysak Gazze krizinde de tarih haklılığımızı teyit edecek, Türkiye’nin adaletten, barıştan ve merhametten yana olan tavrının isabetli olduğunu görecektir. Allah’ın izniyle bundan en küçük bir şüphe duymadık ve duymuyoruz.”

“ENFLASYONLA MÜCADELE DÜNYADA GEÇEN YILA DAMGASINI VURDU”

Her yıl, bir önceki yılın dış ticaret rakamlarını değerlendirmenin iktidarlarının âdeta bir geleneği hâline geldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karnemizi önümüze koyduğumuz, başarılarımızın ve eksiklerimizin muhasebesini yaptığımız bu toplantılarımıza büyük önem veriyoruz. Bunu, aynı zamanda halka hesap verme prensibimizin asli bir unsuru olarak görüyoruz. Bu gelenek inşallah bundan sonra da devam edecek” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her yıl artan dış ticaret rakamlarının bir tarafında hükûmetin, diğer tarafında özel sektörün bulunduğunu belirterek fedakârca çalışarak Türk ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştıran ihracatçıları ve iş dünyasının elçilerini tebrik etti.

“BÖLGEMİZDE YAŞANAN BÜTÜN ZORLUKLARA RAĞMEN TÜRKİYE HEDEFLERİNE DOĞRU EMİN ADIMLARLA İLERLEMEKTEDİR”

2024 yılında Türkiye’nin dış ticaret alanında yakaladığı ivmeyi tüm yönleriyle inceleyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dış ticaret rakamlarının objektif değerlendirmesini yaparken şu noktanın gözden ırak tutulmaması gerektiği kanaatindeyim. Türkiye olarak özellikle bölgesel gelişmeler bağlamında belirsizliklerle dolu son derece sancılı ve sarsıntılı bir yıl geçirdik. Karadeniz’den komşularımız olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, kimi zaman çok tehlikeli boyutlara vararak 2024 yılında da devam etti. Koronavirüs sürecinde geçici denilerek devreye alınan korumacı tedbirler maalesef geçen yıl da küresel ticareti olumsuz etkilemeyi sürdürdü. Tüketim, üretim ve enflasyon gibi temel ekonomik göstergelerde salgınla beraber başlayan bozulmanın üstesinden henüz gelinemedi. Jeopolitik gerilimler, siyasi çalkantılar ve henüz tam istenilen seviyelere gelinemeyen enflasyonla mücadele dünyada geçen yıla damgasını vurdu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 senesinde nispeten daha iyi bir yıl beklenildiğini, 2025’te küresel iktisadi faaliyetin toparlanmakla birlikte salgın öncesi ortalamalarının altında seyredeceğinin anlaşıldığını vurgulayarak, OECD’nin tahminlerine göre dünya ekonomisinin 2024 yılını yüzde 3,2’lik büyümeyle kapatacağının, 2025 yılında ise yüzde 3,3’lük bir büyüme oranına ulaşacağının öngörüldüğüne değindi.

ABD ekonomisinin sırasıyla yüzde 2,8 ve yüzde 2,2 oranında, Avro Bölgesi’nin ise yüzde 0,8 ve yüzde 1,2 oranında büyümesinin beklendiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “En büyük ticaret ortağımız olan Almanya’daki olumsuz görünümün bizim açımızdan Avro Bölgesi için önemli bir risk unsuru teşkil etmektedir. Ama kendimize yeni pazarlar, yeni ticaret ortakları bularak inşallah bu riski de minimize etmeye çalışacağız. Genel tabloya baktığımızda, şunu net bir şekilde görebiliyoruz. Küresel mal ve hizmet ticareti 2025 yılı için olumlu sinyaller vermesine karşın çözüme kavuşturulamayan sıcak çatışmalar ve jeopolitik gerilimler sebebiyle daha tedbirli, temkinli hareket etmemizi elzem kılmaktadır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonomide ve bölgede yaşanan bütün bu zorluklara rağmen Türkiye’nin hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlediğini belirtti.

“İSTİHDAM SON BİR YILDA 1 MİLYON 31 BİN KİŞİ ARTTI”

Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejisiyle yeni başarı hikâyeleri yazmaya devam edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu verileri paylaştı: “2024 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 2,1 oranında büyüme kaydeden ekonomimiz tam 17 çeyrektir, kesintisiz büyüyor. Böylece yılın ilk 9 ayında yüzde 3,2 oranında büyüme oranına ulaştık. 2023 yılında 1 trilyon 130 milyar dolar olan ekonomimiz 2024 yılının üçüncü çeyreğinde yıllıklandırılmış olarak 1 trilyon 260 milyar doları buldu. 2023 yılında 13 bin 243 dolar olan kişi başına gelirimizin 2024 yılında 15 bin doları aşmasını, 2025 yılında ise 17 bin dolar seviyesinin üzerine çıkmasını bekliyoruz; nereden nereye. 2025 yılı için net ihracat ve sabit sermaye yatırımlarının da desteğiyle yüzde 4 büyüme oranına ulaşmayı hedefliyoruz. Üretimin güçlü etkilerinin son açıklanan istihdam verilerine de yansıdığını memnuniyetle ifade etmek isterim. İstihdam son bir yılda 1 milyon 31 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı ekim ayında 32 milyon 970 bin kişiye ulaşarak tarihin en yüksek seviyesini gördü. Ocak-Ekim 2024 döneminde, işsizlik oranımız ortalama yüzde 8,8 oranıyla son 23 yılın en düşük düzeyine inmiştir. Erkeklerde yüzde 6,6 ile yine işsizlikte tarihimizin en iyi oranını yakaladık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 yılı haziran ayında başlayan ve enflasyonla mücadelede sağlam bir zemin oluşturmayı amaçlayan geçiş sürecinin 2024 yılı haziran ayı itibarıyla sona erdiğini, ikinci aşama olan dezenflasyon sürecinin başladığını dile getirdi.

“2025 YILINDA DA ENFLASYON ORANIMIZ İLAN EDİLEN SEVİYELERDE GERÇEKLEŞECEK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sabah TÜİK tarafından açıklanan 2024 yılına ait enflasyon verilerinin uyguladıkları politikaların doğruluğunu teyit ettiğini belirterek, “Enflasyon aralıkta aylık bazda yüzde 1,03 olurken yıllık bazda yüzde 44,38’e gerilemiştir. Yıllık enflasyon 2023 sonuna göre 20 puan, 2024 Mayıs ayındaki zirve seviyesine göre 31 puan düşmüştür. 2025 yılında da enflasyon oranımız orta vadeli programla ve enflasyon raporunda ilan edilen seviyelerle uyumlu şekilde gerçekleşecektir. Bu umut verici gelişmelerin arkası inşallah gelecek” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, piyasaların hükûmete, politikalara, ekonomi programına ve tüm bunlarla birlikte Türk ekonomisinin güçlü potansiyeline güvendiğini vurguladı.

Bu konuda ihracatçıların desteğinin çok kıymetli olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerek ihracatımızı hedeflerimizle uyumlu bir şekilde artırmaya gerekse enflasyonu tekrar tek haneli rakamlara düşürmeye katkıda bulunmak için iş dünyamızın tüm paydaşlarından samimi destek bekliyoruz” diye konuştu.

“İHRACATÇILARIMIZIN MESELELERİYLE İLGİLENDİK”

Türkiye’yi çok farklı seviyeye taşıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatçılar ve iş insanlarıyla yüzlerce seyahate çıkıp dünyayı adeta karış karış dolaştıklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gittikleri her yerde Türkiye’nin potansiyelini, gücünü ve imkânlarını devlet adamlarına ve iş dünyasının temsilcilerine birlikte anlattıklarını kaydederek, “Büyük-küçük ayrımı yapmadan ihracatçılarımızın meseleleriyle ilgilendik. Gümrük işlemlerinden vize sorunlarına, alacak tahsilatından serbest ticaret anlaşmalarına kadar her alanda çözümler ürettik. Zorluklarla karşılaşsak da hep yeni yollar, yöntemler ve pazarlar bulduk” diye konuştu.

Afrika ve Latin Amerika açılım politikaları sayesinde Türk iş dünyasının bu coğrafyalarda da engelleri aşarak güçlü varlık göstermeye başladığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün hamdolsun dünyanın her köşesinde ihracattayız. İhracat, Türk ekonomisinin amiral gemisi vasfını hâlen koruyor. Nitekim 2024 yılının ihracat rakamlarına baktığımızda bunu net şekilde görebiliyoruz” ifadesini kullandı.

“2024’TE AVRUPA BİRLİĞİ’NE İHRACATIMIZ YÜZDE 4,2 ARTIŞLA 108,7 MİLYAR DOLARA ULAŞMIŞTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıla ait dış ticaret verilerine değinerek şunları paylaştı: “Öncelikle 2024 yılı aralık ayında ihracatımız yüzde 2,2 artışla 23,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Böylece aralık ayı aylık ihracat rekorunu kırdık. İthalatımız ise yüzde 11,1’lik artışla 32,3 milyar dolar oldu. Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. Biraz evvel ifade ettiğim olumsuzluklara rağmen 2024 yılı mal ihracatımız, 2023’e göre yüzde 2,5 oranında artışla 262 milyar dolara çıktı. Ayrıca son 19 ayın 12’sinde o ayın ihracat rekorunu kırdık. 2024 yılı ocak-aralık döneminde 31 ilimiz 1 milyar doların üzerinde ihracat yaparken, 54 ilimiz de ihracatını artırmıştır. En fazla ihracat yapan 5 ilimiz sırasıyla 56,8 milyar dolarla İstanbul, 32 milyar dolarla Kocaeli, 23,8 milyar dolarla İzmir, 18,2 milyar dolarla Bursa ve 13,2 milyar dolarla Tekirdağ’dır. 2024 yılı genelinde ise ithalatımız yüzde 4,9 düşüşle 344,1 milyar dolara inmiştir.”

Geçen yıl dış ticaret dengesinde olumlu kazanımlar elde ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “2023’te 106,3 milyar dolar olan dış ticaret açığını, 2024’te 82,2 milyar dolara kadar indirdik. Yani 2024’te dış ticaret açığını tam 24 milyar dolar düşürdük. 2024’te ihracatın ithalatı karşılama oranı ise 5,5 puan artışla yüzde 76,1’e yükseldi. Bu oran, göreve geldiğimiz 2002 yılında sadece yüzde 50 civarındaydı. 2024 yılında ihracatımızda kıymet bazında artışta öne çıkan ilk üç ülke ise yüzde 22,2 artışla Birleşik Krallık, yüzde 9,9 artışla Amerika Birleşik Devletleri ve yüzde 52’lik artışla Suudi Arabistan olmuştur. 2024 yılında Avrupa Birliği’ne ihracatımız yüzde 4,2 artışla 108,7 milyar dolara ulaşmıştır. Avrupa Birliği’nin son 12 ayda ithalatının yüzde 7,5 gerilediği bir ortamda, ülkemizin bu pazara ihracatının artması çok mühimdir. Ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerine ihracatımız yüzde 6,1 artarak 70,1 milyar dolara, Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerine yüzde 12,9 artışla 11,1 milyar dolara yükselmiştir.”

“EKONOMİMİZ DAHA DENGELİ BÜYÜME TRENDİNDE İLERLEMEKTEDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İhracatın değer bazında en çok arttığı ilk üç fasılaya şöyle bir baktığımızda motorlu kara taşıtlarında yüzde 5,3 artışla 32,5 milyar doları, demir ve çelikte yüzde 15,1 artışla 10,2 milyar doları, elektrikli makine ve cihazlarda yüzde 6,4 artışla 16,4 milyar doları yakaladığımızı görüyoruz” değerlendirmesini yaptı.

Üretimdeki orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün katkısının altını çizmek istediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2024 yılında yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı, kıymet bazında tam yüzde 19 oranında artışla 8,8 milyar dolara yükselmiştir. Orta-yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı ise yüzde 2,8 artışla 92,4 milyar dolara ulaşmıştır. 2022’de yüzde 36,9 olan orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının payı 2023’te yüzde 40,4’e, bu yıl yüzde 41’e çıkmıştır. Bu durum, ürünlerimizdeki nitelik artışının önemli işaretidir. Döviz ihtiyacımız azalırken makroekonomik istikrarımız güçlenmekte, dolayısıyla ekonomimiz daha dengeli büyüme trendinde ilerlemektedir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracat rakamlarının ülke, millet ve ekonomi için hayırlara vesile olmasını temenni ederek, “Bu başarının altında fabrikalarda alın teri döken işçiden ustabaşına, atölyelerde emek veren çıraktan kalfaya, insanımıza istihdam kapısı olan işveren ve yatırımcıdan ürünlerimizi dünyayla buluşturan ihracatçılarımıza kadar herkesin imzası vardır. Tabii bu rekor ihracat rakamlarına, kadınların yüzde 20’nin üzerinde katkı yaptığını memnuniyetle belirtmek isterim. Başta kadınlar olmak üzere bütün ihracatçılarımızı ve emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mal ihracatı gibi hizmet ihracatında da hedeflerini aşmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını söyledi.

“BU BAŞARILAR YALNIZCA BİRER BAŞLANGIÇ NOKTASIDIR”

2024 yılında hizmet ihracatı hedeflerinin 110 milyar dolar olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yılın ilk 10 ayında 97,1 milyar dolar hizmet ihracatına ve 54 milyar dolar hizmet ticareti fazlasına ulaştık. Yıllıklandırılmış olarak bakıldığında, ekim ayı itibarıyla gerçekleştirdiğimiz 112,5 milyar dolar hizmet ihracatı ile hedefimiz olan 110 milyar doların üzerine çıktık” diye konuştu.

Gerek mal ticaretinde gerçekleşen performansın gerekse hizmetlerin güçlü katkısının cari işlemler dengesine olumlu yansıdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Cari işlemler hesabı 5 yıl sonra ilk kez son 5 aydır aylık bazda fazla vermiştir. 2024 yılı sonunda cari işlemler açığının geçen yılki 40,4 milyar dolardan 10-11 milyar dolar seviyesine kadar gerileyeceği anlaşılıyor. Böylece 2024 yılında cari işlemler açığının millî gelire oranının yüzde 1’in altında kalacağına inanıyoruz. Hep söylediğim gibi bu başarılar yalnızca birer başlangıç noktasıdır. Çok daha büyük başarılara ulaşmak için durmadan, yorulmadan, yandık-bittik diyen felaket tellallarına aldırmadan çalışmaya devam edeceğiz.”

“İHRACAT DESTEKLERİNE TAHSİS ETTİĞİMİZ BÜTÇEYİ 2025 YILINDA 33 MİLYAR LİRAYA ÇIKARTIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ekonomisinin kıvanç kaynağı olan ihracatçıların dün olduğu gibi yarın ve daima yanlarında olacaklarını dile getirerek, “2024 yılında mal ve hizmet ihracatçılarımıza toplam 24,7 milyar lira destek sağladık. İhracat desteklerine tahsis ettiğimiz bütçeyi 2025 yılında 33 milyar liraya çıkartıyoruz” ifadelerini kullandı.

İhracatçıların finansmana erişimini kolaylaştırmak için devletin ilgili tüm kurumlarının ortak çaba harcadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, finansmanda sadece Eximbank’la yetinmediklerini, İhracatı Geliştirme Anonim Şirketiyle önemli bir adım atarken, kefalet sistemiyle de teminat sorununa çözüm getirdiklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkez Bankamız finansmana erişimi desteklemek amacıyla reeskont kredilerinin günlük limitini 13 kat artışla 4 milyar liraya çıkardı. Merkez Bankası son 1 yılda 573 milyar liralık reeskont kredisi kullandırdı” dedi.

“DESTEK SÜREÇLERİNİ HIZLANDIRMAYI AMAÇLIYORUZ”

Türkiye’yi daha güçlü, rekabetçi ve sürdürülebilir bir ekonomik yapıya kavuşturmak için yoğun çaba içinde olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ticaret Bakanlığımızca ‘2025 Yılı İhracat Planı’ çalışmalarını da başlatmış bulunuyoruz. İhracatçılarımızın yurt içi ve yurt dışı fuar katılımlarına yönelik desteklerin kapsamını genişletmeyi, desteklere erişimini kolaylaştırmayı ve destek süreçlerini hızlandırmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

Sadece 2024 yılının değerlendirmesini yapmadıklarını, aynı zamanda 2025’in de hedeflerini belirlediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz sene, 2024 yılı mal ve hizmet ihracatı için sizlere 375 milyar dolar hedefini koymuştum ve hamdolsun size olan güvenimi boşa çıkarmadınız. 2025 yılında mal ve hizmet ihracatı olarak toplamda 390 milyar doları geçeceğimize inanıyorum. Önümüzdeki yıl, hedeflerimizi de aşan bir ihracat rakamına ulaşacağınız konusunda Cumhurbaşkanınız olarak ben sizlere güveniyorum.”

Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamının ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ve ticaretin artırılması için özveriyle çalışan herkesi tebrik etti.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı genc-gazeteciler-1.gif
Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı anigif-genc-gazeteciler.gif

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Darülaceze sakinlerini ziyaret etti

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutköy’de bulunan Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri’ni ziyaret etti.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı anigif-genc-gazeteciler.gif

DAHA FAZLA HABER
REKLAMLAR

HABER BURADA

Bürokrat4 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli ile bir araya geldi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi evinde ziyaret etti. GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Bürokrat5 gün önce

“Devlet anlayışımızın öznesi insandır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdareciler Günü Programı’nda yaptığı konuşmada, “Bizim devlet tasavvurumuz hiçbir zaman maddeye dayalı bir anlayış üzerine inşa edilmedi. Tam...

Bürokrat6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyonda düşüş trendi 2025 senesinde daha da hızlanacak”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “TÜİK tarafından açıklanan son enflasyon verileri, enflasyonla mücadelede doğru yolda olduğumuzu tekrar...

Bürokrat1 hafta önce

“2024 yılı ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programında yaptığı konuşmada, “Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. 2024...

Bürokrat2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Darülaceze sakinlerini ziyaret etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutköy’de bulunan Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri’ni ziyaret etti. GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Bürokrat2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yeni yıl mesajı

“Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştüreceğiz” Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve...

Bürokrat2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’nde konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız...

Bürokrat2 hafta önce

Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar, Karadeniz’de Yeni Keşif Kuyuları Kazılacak

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, gazeteciler ile İstanbul’da bir araya geldi. Suriye’nin yeniden ihyası için enerji konusunda nasıl...

Bürokrat3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi. Görüşmede, Cumhurbaşkanı...

Bürokrat3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuveyt Büyükelçisi Abdülaziz Ahmed al Adwani’yi kabul etti.

Kuveyt büyükelçisinden güven mektubu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuveyt Büyükelçisi Abdülaziz Ahmed al Adwani’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi...

REKLAMLAR
Ocak 2022
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31  
REKLAMLAR

GENÇ BÜROKRAT

seers cmp badge