Connect with us

Dünya

“Türkiye olarak bölgemizdeki krizler karşısında ilkeli ve vicdanlı bir duruş sergiledik”

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye olarak bölgemizdeki krizler karşısında, ilk günden itibaren, soğukkanlılığı elden bırakmadık, ilkeli ve vicdanlı bir duruş sergiledik” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son grup toplantısının yapıldığı 12 Ocak’tan bu yana TBMM Genel Kurulunda 31 kanun teklifinin yasalaştığını hatırlattı.

“MECLİSİ NE KADAR İYİ VE VERİMLİ ÇALIŞTIRIRSAK MİLLETİMİZİN UMUTLARINI O DERECE GÜÇLÜ TUTARIZ”

Bu tekliflerin 27’sinin uluslararası sözleşme olduğunu, diğerlerinin ise Nükleer Düzenleme Kurumu Kanunu, Öğretmenlik Meslek Kanunu, Vergi Usul ve Kurumlar Vergisi Kanunları, Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı KHK’de yapılan değişiklikler olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’ne üye seçimi, küresel iklim değişikliğinin etkilerinin en aza indirilmesi, kuraklıkla mücadele ve su kaynaklarının verimli kullanılmasına ilişkin Meclis Araştırma Komisyonu raporu, Somali’deki Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının görev süresinin uzatılması ile HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’in yasama dokunulmazlığının kaldırılması raporunun da Genel Kurulda görüşülüp oynandığını dile getirdi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da Ukrayna’da yaşanan son gelişmelerle ilgili Genel Kurulu bilgilendirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün kadına yönelik şiddetin araştırılması amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu raporunun görüşmelerinin tamamlandığını, bugün ve yarın da Diyanet İşleri Başkanlığına yönelik kanun teklifinin görüşmelerinin nihayete erdirilmesinin planlandığını ifade etti.

AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım’ın koordinasyonunda bakanlıkların hizmet ve politikalarını, milletvekilleri ile istişare ettikleri toplantılara, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile devam edildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletvekilleriyle artık gelenek hâline getirdikleri 50-60 kişilik gruplar hâlindeki kahvaltılı istişare toplantılarının yeni turunu da sürdürdüklerini söyledi.

Milletvekilleri, grupları, komisyonları ve Genel Kurulu ile TBMM’nin çalıştığını, ürettiğini ve ülkeye hizmet ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis çalışmalarına katkıda bulunan milletvekillerine teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Millî iradenin tecelligahı bu Gazi Meclisi ne kadar iyi ve verimli çalıştırırsak milletimizin umutlarını o derece güçlü tutarız. Yasaması, yürütmesi ve yargısı ile demokrasimizi sürekli geliştirerek gençlerimize emanet edeceğimiz 2053 vizyonumuzun rehberi ve taşıyıcısı hâline dönüştürmek öncelikli sorumluluğumuzdur. Bu konuda en önemli görevin de sizlere, grubumuza, Cumhur İttifakı’nın Meclisteki samimi ve sağlam iş birliğine düştüğünü asla unutmamalıyız.”

“HER GÜNÜMÜZÜ ÇOK İYİ DEĞERLENDİRMELİYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Seçime artık 15 ay gibi kısa sayılabilecek bir sürenin kaldığını da dikkate alarak her anımızı, her günümüzü çok iyi değerlendirmeliyiz. Hem Meclis çalışmaları hem genel merkez faaliyetleri hem de illerimizdeki teşkilat programları ile partimizi sandıktaki 16. zaferine hep birlikte hazırlayacak, hep birlikte taşıyacağız. Emeğiniz, gayretiniz, fedakârlığınız, mücadeleniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi.

Yalnızca demokraside değil hayatın tabii akışı içinde de iktidarın olduğu yerde muhalefetin de bulunacağına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizler kendi şahsi tarihimizde uzunca bir süre muhalefette verdiğimiz mücadelenin ardından iktidara gelmiş bir kadroyuz. Bunun için de siyasi muhalefeti önemli, gerekli, saygıdeğer bir vakıa olarak kabul ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin talihsizliğinin, uzunca bir süredir bu sıfatları hak edecek bir muhalefet liderliğinden, üslubundan, organizasyonundan ve faaliyetinden mahrum bulunması olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Karşımızda bırakın millete, kendine bile hayrı olmayan bir CHP vardır. Girdiği 16 seçimin istisnasız tamamında hezimete uğrayan CHP, kendini geliştirmek için en küçük bir gayret göstermemiş, tam tersine sürekli geriye gitmiştir. Şimdi bu CHP, güya peşine taktığı ve hepsinin ismini açıkça zikretmeye cesaret dahi edemediği bir 28 Şubat ittifakı kurdu. Güya bu ittifakla seçimi kazanarak ülkenin yönetim sistemini değiştirecek, dünyayı güzelleştirecek, bölgemizi krizlerden kurtarıp çiçek, böcek diyarı hâline getireceklermiş.”

“Biz iddialı bir insan olarak karşımızdaki muhalefetin de iddialı olmasını severiz, isteriz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama en azından şu ana kadar karşımızdaki ittifakın ortaya koyduğu fotoğraf bizi bu yönde motive etmek yerine kâh güldürüyor, kâh hüzünlendiriyor, kâh hayrete düşürüyor. Daha masada hangi sırayla oturacaklarına, koridorda hangi sırayla yürüyeceklerine karar veremeyenlerin, ülkemizin, bölgemizin ve dünyanın içinden geçtiği şu kritik dönemde gereken hızlı, etkin, dirayetli, cesaretli adımları nasıl atacaklarını doğrusu merak ediyoruz. Henüz yolun başında birbirlerine bu derece güvensizlik içinde olanlara milletimiz nasıl itimat edecek onu da bilemiyoruz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “28 Şubat ittifakının bugüne kadar karşı çıktıkları hususlara baktığımızda bunların Türkiye’nin bölgesel ve küresel kazanımlarından vazgeçeceklerini, sınır ötesi harekâtları ve terörle mücadeleyi bitireceklerini, Akdeniz, Ege ve Kuzey Afrika başta olmak üzere bulunduğumuz her yerden çekileceklerini, ekonomiyi IMF’ye teslim ederek çalışanları işsizliğe, insanları sefalete mahkûm edeceklerini, savunma sanayisinin kritik projelerinin, nükleer güç santralinin, şehir hastanelerinin ve benzeri tüm büyük yatırımların kapısına kilit vuracaklarını, S400’leri geri verip SİHA’ları silahsızlandıracaklarını, ATAK’ları atacaklarını, dünyanın gıptayla seyrettiği yap-işlet-devret projelerini yerle yeksan ve ülkeye bu hizmetleri verenleri doğduklarına pişman edeceklerini, velhasıl ülkemizi yeniden 1990’lı yılların sefaletine hatta tek parti devrinin karanlığına döndüreceklerini anlıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha şimdiden kalkıp işte bu dev yatırımları yapan müteahhitleri, onları tehdit etmek suretiyle ‘sakın ha’ diyen bir muhalefet mantığını dünyanın hiçbir yerinde bugüne kadar görmedik, işitmedik, duymadık, bilmiyoruz. Bu nasıl bir anlayıştır, bu nasıl bir yaklaşımdır? Bütün bunlara karşı enflasyonu nasıl indirecekleri, PKK ve FETÖ ile nasıl mücadele edecekleri başta olmak üzere milletin gerçek gündemi ile ilgili herhangi bir program ortaya koyduklarını görmedik, göremedik. Tek işleri koalisyon güzellemesi yapmak, bunu da öyle bir hararetle yapıyorlar ki sanırsınız Türkiye, hükûmetlerin ömürlerinin bir yılı bulmadığı, hiçbir programın, bırakın orta ve uzun vadeyi, kısa vadeyi bile göremediği dönemlerden geçerek bugünlere gelmedi” diye ekledi.

“TÜRKİYE, BUGÜNE KADAR OLDUĞU GİBİ HÂLİHAZIRDA YAŞADIĞI SIKINTILARI DA KISA SÜREDE GERİDE BIRAKACAKTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha cumhurbaşkanı adaylarını belirleyememiş olanların, yönetim sistemi değişikliği gibi zorlu bir Meclis ve halk oylaması süreci gerektiren aşamaları atlayıp doğrudan başbakanlık pazarlığına giriştiğini ifade etti. “Sizin yaptığınız bu çalışma için parlamentoda şu anda yeter sayınız var mı?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle bir şeyi şu anda bu parlamentodan çıkarmanız mümkün mü? Değil. Bu gülünç orta oyunu bile tek başına karşımızdakilerin milleti nasıl kandırmaya çalıştığını göstermeye kâfidir” diye konuştu.

Türkiye’nin bölgede ve dünyada yaşanan krizler karşısında sergilediği güçlü yönetim iradesinin gerisinde Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin bulunduğunu dost, düşman herkesin kabul ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deseler ki ‘Biz bu imkânı ülkemizi her alanda daha ileriye taşımak için kullanacağız’ anlaşılabilir bir tutum diye bakar, politikalarımızı yarıştırırız. Gerçi bunlar, eskiden beri karşı çıktıkları ne varsa hayata geçtiğinde ondan en çok istifade etmeyi alışkanlık hâline getirmiş bir ekiptir. Marmaray’dan İstanbul-İzmir Otoyolu’na ve şehir hastanelerine kadar her konuda buna şahit olduk. Varsın olsun, ‘İyilik yap at denize, balık bilmezse halik bilir’ demişler” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeye kazandırdıkları her hizmeti her eseri hiçbir ayrım gözetmeksizin 85 milyon insanın emrine verdiklerini dile getirerek şunları söyledi: “Bizim itirazımız, milletimizin içi boş tartışmalarla, yalan yanlış beyanlarla, iftira derecesine varan ithamlarla, ülkenin ve dünyanın gerçeklerinden bihaber siyaset müsamereleriyle vaktinin ve enerjisinin heba edilmesidir. Güvensizliğimiz, şimdi söyledikleri kadar geçmişte sergiledikleri çarpık tutumadır. Dün, Gezi olaylarında ‘Ekonomiyi batırın’ çağrısı yapanlar bunlardı. Dün, vesayetçilerin ve darbecilerin yanında saf tutup demokrasimizi sırtından hançerleyenlere destek verenler bunlardı. Dün, ülkemiz terör saldırılarıyla, ekonomik tuzaklarla, siyasi çelmelerle boğuşurken ellerini ovuşturarak emperyalistlerin sözcülüğünü savunanlar yine bunlardı. Dün patates soğan üzerinden, salgın döneminde alınan tedbirler üzerinden, bugün yağ üzerinden ülkenin başına kara bulutlar toplamaya çalışanlar yine bunlardır. Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi hâlihazırda yaşadığı sıkıntıları da kısa sürede geride bırakacaktır. Ama emin olun, bunların yerli ve millî duruş sergilemek, bütün bunlar yerine, ısrarla peşinden gittikleri müptezellik baki kalacaktır.”

“BİZ, YIKMANIN DEĞİL YAPMANIN PEŞİNDEYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eser ve hizmet siyasetinde, Türkiye’yi demokraside ve kalkınmada dünyanın en üst ligine çıkartacak politikalarda yarışacakları bir muhalefet istediklerini belirterek şöyle devam etti: “Biz, yıkmanın değil yapmanın, çökertmenin değil inşanın, gerilemenin değil ilerlemenin, düşmenin değil yükselmenin, sefaletin değil refahın, zayıflığın değil güçlü olmanın hedefiyle yapılacak bir siyaset mücadelesinin peşindeyiz. Muhalefetteyken yani elleri rahatken bile ülkenin hiçbir meselesi konusunda somut, akılcı, hesaba kitaba dayalı, emek ürünü bir teklif ortaya koyamayanlar, herhalde iş başına gelince birden aydınlanma yaşayacak değiller. Daha ortada hiçbir şey yokken kendi kendilerini gaza getirip sergiledikleri kibir, şımarıklık, hezeyan, bunların asıl cibilliyetlerini ve niyetlerini ortaya koymaya yetiyor. CHP dün neyse bugün de odur, yarın da aynısı olacaktır. 28 Şubat ittifakının ortakları bugün hangi kavganın, gerilimin, pazarlığın, ihtirasların kıskacındaysalar yarın da aynı şekilde davranacaktır. İşte bunun için diyoruz ki milletimiz bu zihniyete ülkeyi asla teslim etmez. Ama sadece böyle söylemek yeterli değil. Milletimize de bu gerçekleri, bugüne kadar yaptığımız eser ve hizmetleri, mevcut küresel krizler karşısında izlediğimiz dengeli ve yapıcı politikaları, ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokma kararlılığımızı anlatarak sürekli hatırlatmamız gerekiyor. Bu konuda en büyük görev teşkilatlarımıza ve milletvekillerimize düşüyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kimi zaman ciddiye almadığımız, kimi zaman seviyemizi düşürmek istemediğimiz, kimi zaman çeşitli sebeplerle ihmal ettiğimiz her konunun dönüp dolaşıp ayağımıza dolandığını unutmamalıyız. Her yalanı anında doğruyla boğmalı, her iftirayı anında muhatabının yüzüne vurmalı, her spekülasyonu anında boşa çıkarmalı, her çarpıtmayı anında düzeltmeliyiz. Genel merkezimizle, teşkilatımızla, grubumuzla, milletvekillerimizle, bakanlıklarımızla, kurumlarımızla bu konuda teyakkuz hâlinde bulunmalı, hızla gereğini yapmalıyız. ‘Doğru yerinden kalkana kadar yalan dünyayı dolaşırmış’ sözünü haklı çıkarmamak için hep birlikte daha çok çalışmalıyız. Ekmeden biçmek, çalışmadan kazanmak, yürümeden mesafe katetmek yoktur. Hedeflerimize ulaşmak, sorumluluklarımızı yerine getirmek, milletimize layık olmak için durmayacağız, dinlenmeyeceğiz, gece gündüz sahada olacağız. Bu konuda sizlere güveniyoruz.”

“SALGIN DÖNEMİNDE EN HIZLI TOPARLANMA KABİLİYETİ GÖSTEREN EKONOMİLERDEN BİRİ OLDUK”

Küresel ve bölgesel gelişmeleri takip ederken milletin işini, aşını, ekmeğini, hayatının her alanını etkileyen sıkıntılarını da ihmal etmediklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiç şüphesiz kurdaki yükselişten, enerji ve gıda başta olmak üzere küresel emtia fiyatlarındaki aşırı artışların ülkemize yansımalarından kaynaklanan bir hayat pahalılığı ile karşı karşıyayız. Ancak enflasyonun sadece ülkemize mahsus bir durum olmadığı, gelişmiş ülkelerin de aynı sıkıntılarla boğuştuğu bir gerçektir. ‘Elle gelen düğün bayram’ demiyoruz ama bu hakikat dikkate alınmadan yapılan her değerlendirmenin de eksik ve hatalı olduğunu söylüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte Türkiye’nin, üretim ve istihdam gücüyle şoklara karşı dayanıklılığını bir kez daha ispatladığını söyleyerek “Sağlam ekonomik temellerimiz ve uyguladığımız etkin politikalar sayesinde salgın döneminde en hızlı toparlanma kabiliyeti gösteren ekonomilerden biri olduk. Nitekim küresel ekonominin yüzde 3,1 oranında daraldığı 2020 yılında, Türkiye ekonomisi, yüzde 1,8 oranında büyüyerek Çin ile birlikte pozitif büyüme kaydeden iki ülkeden biri olmuştur” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel tedarik zincirinde görülen aksamalar, salgın kaynaklı belirsizlikler ve hızla artan girdi fiyatlarına rağmen Türkiye’nin ekonomisinin 2021 yılında da yüzde 11 ile son 10 yılın en yüksek büyüme oranına ulaştığını söyledi.

Geçtiğimiz yıl elde edilen büyümeye yurt içi talebin etkisinin 6,1 puan, net dış talebin katkısının ise 4,9 puan olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kişi başına düşen millî gelirimizin döviz kurundaki yükselişe rağmen bir önceki yıla göre 900 doların üzerinde artarak 9 bin 539 dolar olarak gerçekleşmesi de önemli bir veridir” diye konuştu.

İmalat sanayi kapasite kullanım oranı, satın alma yöneticileri endeksi ve elektrik tüketimi gibi öncü göstergelerin ekonomik büyümenin 2022 yılında da süreceğine işaret ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçen yıl ihracatımız yüzde 33 artışla 225 milyar doların üzerine çıkarak rekor kırmıştır. Dış ticaret açığımız ise yüzde 7,5 azalarak 46,2 milyar dolara gerilemiştir. İhracatımızdaki güçlü artış 2022 yılında da devam ediyor. Şubat ayı itibariyle yıllık ihracatımız 232 milyar dolara ulaşmıştır. Ekonomimiz büyürken, istihdamda da önemli artış sağlanmıştır. Geçtiğimiz aralık ayı sonu itibarıyla toplam istihdam 30 milyonu aşarak tarihî bir seviyeye çıkmıştır” değerlendirmesinde bulundu.

“VATANDAŞIMIZIN ALIM GÜCÜNÜ İYİLEŞTİRMEK İÇİN ÇOK SAYIDA ADIM ATTIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan gerilimin emtia fiyatlarını aşırı yükseltmesinin Türkiye’de de enflasyonu olumsuz yönde etkilediğini belirterek şunları kaydetti: “Bununla birlikte vatandaşımızın alım gücünü iyileştirmek için çok sayıda adım attık, atıyoruz ve atacağız. Geçtiğimiz sene sadece enerji sübvansiyonları için 165 milyar liralık bir kaynak kullandık. Bu yıl da elektrikte ve doğal gazda çok daha yüksek sübvansiyonlarla vatandaşımızı korumayı sürdürüyoruz. Petrol fiyatlarındaki hızlı yükselişin akaryakıt tarifelerinde yol açtığı artışları yakından takip ediyoruz. İnşallah sondaj gemilerimizi şimdi beşe çıkarıyoruz. Sıfır kilometre, inşallah dördüncü sondaj gemimizi alıyoruz ve böylece sondaj çalışmalarında çok daha güçlü bir hâle gelmiş olacağız.”

“Gıda fiyatlarındaki dalgalanmaları da aynı şekilde mercek altına aldık ve gereken müdahaleleri yapıyoruz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her konuda vatandaşlarımız lehine yapılabilecek ne varsa hayata geçireceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Finansal istikrarı sağlamaya yönelik tedbirler aldık. Kur korumalı mevduat ve katılma hesabı uygulamasına vatandaşımız büyük ilgi gösterdi ve bu sayede döviz kurlarındaki oynaklığı önemli ölçüde giderdik. Bu hesaplarda biriken tutar yaklaşık 550 milyar lirayı buldu. Bunun yüzde 58’i Merkez Bankası bünyesindeki dolar hesabından TL hesabına geçişlerden oluşuyor” diye ekledi.

“MALİ DİSİPLİNDEN TAVİZ VERMİYORUZ”

KDV’nin sadeleştirilmesi kapsamında başlatılan çalışmanın ilk adımını attıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede tüm bakliyat ürünleri, temel gıda maddeleri, sebze, meyve, kuruyemiş, baharat, bebek maması gibi ürünlerde KDV oranını yüzde 1’e indirdiklerini hatırlattı.

Meskenlerde ve tarımsal sulamada kullanılan elektriğin KDV’sinin de yüzde 18’den yüzde 8’e düşürüldüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticarethanelerde kullanılan elektrik için kademe uygulamasının başlatıldığını ve aylık 900 kilovat saate kadar olan kullanıma yüzde 25 indirim yaptıklarını anlattı.

Bu indirimlerin tüketiciye yansıtılıp yansıtılmadığını yakından takip ettiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde de arz güvenliği ve fiyat istikrarı için her türlü tedbiri almayı sürdüreceğiz. Bunları yaparken de mali disiplinden taviz vermiyoruz. Günlük sorunları çözerken, geleceğimizi de koruyoruz” ifadelerini kullandı.

Geçen yıl merkezi yönetim bütçe açığının millî gelire oranını, program hedefi kapsamında yüzde 3,5’un altında bir seviye olan yüzde 2,7’de tutmayı başardıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa Birliği tanımlı genel yönetim borç stokunun millî gelire oranı ise 2021’in üçüncü çeyreği itibarıyla yüzde 37,6 ile oldukça düşük bir seviyededir. İnşallah her geçen ay daha iyi bir görünümle 2023 hedeflerimize doğru yolumuza devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“GÖREVİ KÜRESEL GÜVENLİK VE İSTİKRARI SAĞLAMAK OLAN KURULUŞLAR KILLARINI DAHİ KIPIRDATMIYOR”

Türkiye’nin de içinde yer aldığı bölgenin son 11 yıldır sancılı ve meşakkatli günler geçirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de bir milyon insanın hayatına mal olan, 12 milyon insanın evini terk etmesine yol açan krizin hâlen devam ettiğini söyledi.

“Burada da kimlerin aktör olarak yer aldığını gayet iyi biliyorsunuz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, acımasızca devam eden bu süreçte de Türkiye’nin, elinden geldiğince “Bu iş, nasıl bir barış havzasına dönüştürülür”ün mücadelesini verdiğini kaydetti.

Yemen’deki iç savaşın başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere savunmasız insanları etkilemeyi sürdürdüğüne dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lübnan’dan Irak’a, Afganistan’dan Libya’ya kadar gönül coğrafyasının dört bir yanında kan, gözyaşı, çatışma ve istikrarsızlığın hâkim olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Nereye baksak, yüzümüzü ne yöne çevirsek orada bir avuç azınlığın hırsı ve ikbali uğrunda masumların can verdiğini, acı çektiğini görüyoruz. Geçenlerde ekranlarda izlemişsinizdir; ağlayan annesinin gözyaşlarını yalayan bir çocuk. Aynı şekilde yine bu sabah ekranda izledim; polis babasının kaskını yumruklayan bir yavru, arkada annesi çocuğuna sahip çıkmaya çalışıyor. Böyle bir tablo. Bu vicdansızlıktır. Bu vicdansızlıktan ne yapıp yapıp biz barışın çocuklarını yeniden inşallah ihya etmeliyiz. İnsanlık adına yüz karası bu tablo karşısında, görevi küresel güvenlik ve istikrarı sağlamak olan kuruluşlar, maalesef kıllarını dahi kıpırdatmıyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merak ediyorum; nerede bu dünyada gücü elinde bulundurduğunu söyleyen ülkeler? Hani geldiler mi? Gerekli desteği verdiler mi? Hayır. Sadece bol bol nasihat çekiyorlar. ‘Ne yapıyorsun’ dediğinde bir şey yok. Herhangi bir insani destek yok. Kurtarma adına attıkları bir adım yok. Kendi çıkarları söz konusu olduğunda dünyayı ayağa kaldıranlar, tam 11 yıldır bölgemizdeki katliamları uzaktan seyrediyorlar. Ne açlıktan bir deri bir kemik kalmış çocukların dramı ne sahile vuran masum çocuk bedenlerinin utancı ne iffeti ile oynanan kadınların feryadı ne gözyaşlarını içine akıtan babaların mahcubiyeti ne de enkaz yığınına dönen kadim şehirlerin içler acısı hâli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası kuruluşları bugüne kadar harekete geçirmeye yetmedi” değerlendirmesine bulundu.

Katliamları engelleyecek, çatışmaların önüne geçecek, zulmü durduracak, coğrafyaya istikrar ve huzur getirecek hiçbir adımın atılmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim gibi çatışma bölgelerine komşu ülkeler, insani ve ekonomik bakımdan çok ağır yükleri omuzlarken, güya gelişmiş, güya zengin devletler adet yerini bulsun kabilinden yayınladıkları kınama mesajları dışında zulme ses çıkarmadılar. Hatta bunun da ötesine geçerek, ülkemizin bölgeye istikrar ve güven getirmeyi amaçlayan operasyonlarını engellemeye çalıştılar. Bu süreçte sadece yalnız bırakılmadık, aynı zamanda gizli açık pek çok tehdide, şantaja, ambargoya da maruz kaldık” yorumunu yaptı.

“GÖNÜL COĞRAFYAMIZIN DÖRT BİR UCUNDAKİ KARDEŞLERİMİZİN, DOSTLARIMIZIN İMDADINA KOŞTUK”

DEAŞ’la mücadele kılıfı altında terör örgütlerinin meşrulaştırıldığını, teröristlerin 10 binlerce tır dolusu silahla desteklendiğini gördüklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buna Amerika, Avrupa dahil. Bu teröristlere her türlü araç, gereç, silah, mühimmat yardımlarını yaptılar. Bunları kendilerinin yüzlerine söyledik. Ukrayna krizi ile beraber batılı medya organlarında yapılan açıklamalar bu tepkisizliğin, insani trajedilere yönelik bu kayıtsızlığın terör örgütlerine karşı sergilenen bu çifte standardın gerisindeki sebepleri de ortaya çıkarmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mazlumları dinine, kökenine, derisinin rengine göre ayıran bir zihniyetin ne insaniyetle ne de medeniyetle hiçbir bağının olmadığını söyledi. Batı dünyasının, toplumların bünyesini kanser hücresi gibi saran ırkçılık hastalığı ile yüzleşmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ukrayna’nın sahipsiz bırakılması gibi Rus halkına, Rus edebiyatına, öğrencilerine, sanatçılarına yönelik cadı avını andıran uygulamaları da kabul etmiyoruz” görüşünü paylaştı.

Almanya’da filarmoni orkestrası şefinin görevine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in arkadaşı olduğu için son verildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle saçmalık olur mu?” diye sordu.

Avrupa’nın bazı ülkeleri ve İtalya’da Dostoyevski’nin eserlerine yasak getirildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun, tarihte Bağdat’taki kütüphaneleri yakıp yıkan Hülagu’dan ne farkı var? Aynı bunlar. Ne yazık ki bu asrın bu zamanında bunları görmek, bunları yaşamak gerçekten biz siyasetçileri kahrediyor. Bu faşist uygulamalar, sapla samanı karıştırarak, kin ve nefret iklimini körükleyerek, yeni mağduriyetler oluşturarak Ukrayna halkının meşru mücadelesine de gölge düşürmektedir” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ” Türkiye olarak bölgemizdeki krizler karşısında, ilk günden itibaren, soğukkanlılığı elden bırakmadık, ilkeli ve vicdanlı bir duruş sergiledik. Ülkesindeki savaştan ve zulümden kaçarak kapımıza gelen insanların hiçbirinin diline, dinine, ten rengine bakmadık, gözlerinin rengine bakmadık. Bu ne saçmalıktır? Tıpkı asırlar boyunca ecdadımızın yaptığı gibi hangi dine mensup olursa olsun ülkemize sığınan mazlumlara sahip çıktık. Gönül coğrafyamızın dört bir ucundaki kardeşlerimizin, dostlarımızın imdadına koştuk. İnsani hasletlerin sınandığı bir çağda Türkiye duruşuyla, alicenaplığıyla, samimiyetiyle, merhametiyle tüm insanlığın yüz akı olmuştur. Ağızlarını her açtıklarında insan hak ve hürriyetlerinden bahsedenler sınıfta kalırken, milletimiz insanlık sınavını bir kez daha başarıyla vermiştir. Paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne inanarak mazlum ve mağdurlara kucak açan tüm vatandaşlarıma, 85 milyonun her bir ferdine buradan teşekkür ediyorum.”

“BU ACIYI BİR AN ÖNCE DİNDİRMEYİ İNSANLIĞIMIZIN VE KOMŞULUK HUKUKUMUZUN BİR GEREĞİ OLARAK GÖRÜYORUZ”

Türkiye’nin, ülkelerin toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin korunmasını savunan politikasını Ukrayna meselesinde de sürdürdüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ikisi de Karadeniz’den komşumuz olan Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilimin sıcak çatışmaya dönüşmesinden büyük üzüntü duyuyoruz. Krizin trajediye evrilmemesi için çok çaba harcadık hâlâ da harcıyoruz. Hem Sayın Zelenskiy ile hem Sayın Putin ile yaptığımız görüşmelerde sorunların kaba güç yerine diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğinin altını çizdik. İstikrarsızlıkla boğuşan bölgemizin yeni krizleri, özellikle de ağır maliyetleri olacak bir savaşı kaldıramayacağını açıkça ifade ettik” diye konuştu.

Ukrayna ve Rusya savaşında bugün 14. günün olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çatışmaların her iki taraf için de ciddi insani kayıplara ve dramlara yol açtığına dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaş nedeniyle 2 milyon insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığına işaret ederek, “Böyle gitmesi hâlinde rakamın herhalde 5-10 milyonu bulması yakındır. Aralarında sivillerinde olduğu binlerce insan hayatını kaybetti, yaralandı. Çatışmaların yaşandığı şehirlerde yollar, okullar, evler, hastaneler çok ağır hasar gördü. Diğer savaşlarda olduğu gibi bunda da en büyük acıyı masum çocuklar ve savunmasız kadınlar çekiyor. Bir bavula sığdırdıkları eşyalarıyla hayata tutunmaya çalışan siviller, bize ve tüm insanlığa savaşların gerçek yüzünü bir kez daha hatırlatıyor” ifadesini kullandı.

Savaşın kazananının olmayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kalbinde zerre kadar merhamet olan birisinin çocukların yüzlerine vuran o korkuyu, o dehşeti görüp de hüzün duymaması mümkün değildir. Türkiye olarak bu acıyı bir an önce dindirmeyi hem insanlığımızın hem de komşuluk hukukumuzun bir gereği olarak görüyoruz. Bu amaçla şimdiye kadar insani yardımdan diplomatik temaslara pek çok adım attık. Bazı liderlerle bir kez, bazılarıyla iki, üç kez görüşme fırsatım oldu.”

“BU SÜRECİ BARIŞA KAVUŞTURMANIN GAYRETİ İÇİNDE OLDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diplomatik faaliyetlerimiz kapsamında aralarında NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Belarus Cumhurbaşkanı Lukaşenko, Avusturya Cumhurbaşkanı Bellen, Hollanda Başbakanı Rutte, Birleşik Krallık Başbakanı Johnson, Litvanya Başbakanı Simonytea, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Michel, Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic, Kanada Başbakanı Trudeau, Rusya Devlet Başkanı Putin, Moldova Cumhurbaşkanı Sandu’nun da yer aldığı devlet ve hükûmet başkanları ile defalarca görüşmek suretiyle bu süreci barışa kavuşturmanın gayreti içinde olduk. Aynı şekilde Dışişleri Bakanımız, Savunma Bakanımız, Cumhurbaşkanlığı Sözcümüz de muhataplarıyla sürekli temas hâlinde oldular” açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı nedeniyle toplanan NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi’ne video konferans yoluyla katıldığını anımsatarak ittifak olarak atılabilecek müşterek adımları değerlendirdiklerini söyledi.

Türkiye’nin meseleye yaklaşımının ne kadar kıymetli ve isabetli olduğunun gün geçtikçe ortaya çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki tarafla konuşabilen anahtar ülke konumunun tüm dünyada takdir topladığını, ancak bunun içerideki muhalefet tarafından anlaşılmadığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, telefon görüşmesi yaptığı hemen her liderin Türkiye’nin kararlı, dürüst, bölgesel barışı, istikrarı önceleyen tavrından sitayişle bahsettiğini dile getirdi.

Diplomasi trafiğini, 11-13 Mart tarihlerinde 2. Antalya Diplomasi Forumu’nda da sürdüreceklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yarın Ukrayna ve Rusya’nın dışişleri bakanlarının ilk kez bir araya geleceği görüşmenin kalıcı ateşkese kapı aralamasını ümit ediyorum. Ülkemizin ev sahipliği yapacağı bu kritik görüşme öncesinde sivillerin tahliyesi için ilan edilen ateşkesi de memnuniyetle karşılıyoruz. Diplomatik arenada tüm adımları atarken krizin hem vatandaşlarımız hem de Ukrayna halkı açısından yol açtığı sıkıntıları göz ardı etmiyoruz. Bugüne kadar toplam 13 bin vatandaşımızın tahliyesini veya sınırdan geçişini temin ettik. Ayrıca Kırım Tatarı, Ahıska Türkü, Azerbaycan Türkü, Özbek, Türkmen kardeşlerimiz ile diğer ülke vatandaşlarının tahliyesine yardımcı olduk.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu çerçevede ülkemize giriş yapan yabancı sayısı 20 bine yaklaştı. Türk Kızılayı ve AFAD vasıtasıyla bugüne kadar Ukrayna’ya 23 tır yardım malzemesi gönderdik. Önümüzdeki günlerde bu rakam 39 tıra çıkacak. Ayrıca UMKE gibi kuruluşlarımız vasıtasıyla da yerlerinden edilmiş kişilerin temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Bunun yanında mültecilerin yoğun olarak bulunduğu Polonya ve Moldova gibi ülkelere de gereken yardım malzemelerini ulaştırıyoruz. Ülkemizin yüz akı sivil toplum kuruluşlarımız da her türlü riski göze alarak insani yardım faaliyetlerini sürdürüyor. Temennimiz Ukrayna’da bir an önce çatışmaların durması, barışın sağlanması, istikrarın yeniden tesis edilmesidir. Türkiye olarak bu doğrultuda her türlü gayreti göstermeye devam edeceğiz” dedi.

“BİZ KENDİ HEDEFLERİMİZE DOĞRU İLERLEMEYİ SÜRDÜRÜYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin özellikle son 10 yılda kriz yönetimi becerisini, sorunları çözerken fırsatları değerlendirme kabiliyetini fevkalade geliştirdiğini belirtti.

Terörle mücadele ederken, sınırları korurken, bölgesel ve küresel güçlere karşı Türkiye’nin çıkarlarını savunurken, siyasi ve diplomatik kuşatma teşebbüslerini kırarken, ekonomiyi çökertme girişimlerini boşa çıkartırken, hep bu anlayışla hareket ettiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ne mücadeleden vazgeçtik ne yatırımları durdurduk ne hizmetlerde gerilemeye yol açtık ne hak ve özgürlük alanlarında daralmaya meydan verdik. Salgın döneminde bu hakikati çok daha çarpıcı ve somut bir şekilde gördük, yaşadık, tecrübe ettik. Şimdi tüm dünyanın dikkati ülkemizin kuzeyindeki krize çevrilmişken, aynı şekilde biz kendi hedeflerimize doğru ilerlemeyi sürdürüyoruz. Özellikle ekonomide yaşanan dalgalanmaların günlük hayatımızda yol açtığı sonuçların geçici olduğuna, yarınların nice güzel müjdelerle bizi beklediğine yürekten inanıyoruz. Sadece buna inanmakla kalmıyor, gereken her türlü hazırlığı yapıyor, her türlü adımı atıyoruz. Milletimden sabırlı olmalarını, soğukkanlı davranmalarını, sağduyuyu elden bırakmamalarını, bize güvenmeye devam etmelerini istiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’u, yarın Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i, pazar günü ise Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’i misafir edeceklerini vurguladı.

Antalya Diplomasi Forumu’nda da birçok ülke temsilcisi ile görüşmeler gerçekleştireceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını İnşirah Suresi ve Türkçe mealini okuyarak tamamladı.

DAHA FAZLA HABER
REKLAMLAR
Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bürokrat

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kırgızistan’da

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e ulaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Bişkek-Manas Uluslararası Havalimanı’nda Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ve eşi Aygül Caparova ile Türkiye’nin Bişkek Büyükelçisi Ahmet Sadık Doğan karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Kırgızistan ziyaretinde, eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat eşlik ediyor.

Genç Gazeteciler Kırgızistan

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı genc-gazeteciler-1.gif
Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı anigif-genc-gazeteciler.gif

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

“İslam dünyası, Filistin ve Lübnan halkına haklı mücadelelerinde destek olmalı”

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı genc-gazeteciler-istanbul-6.jpg

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40. İSEDAK Toplantısı Açılış Programı’nda yaptığı konuşmada, “İslam dünyasının görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakıp Filistin ve Lübnan halkına haklı mücadelelerinde destek olması, büyük önem arz ediyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 40. Toplantısı Açılış Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya ile Avrupa’yı birleştiren, kültürel mirası ve zengin tarihiyle medeniyetin müşterek değerlerinin sembolü olan kadim şehir İstanbul’da katılımcıları misafir etmenin, İSEDAK Başkanı olarak kendisi için mutluluk kaynağı olduğunu dile getirdi.

İslam dünyasının en önemli ekonomik ve ticari iş birliği platformu olan İSEDAK’ın 40. oturumu münasebetiyle bir araya geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada alınacak kararların, çıkacak sonuçların, bütün İSEDAK üyesi ülkeler için hayırlara vesile olmasını Rabb’imden niyaz ediyorum. Sözlerimin hemen başında ev sahipliğimizde üye ülkelerimizin de desteğiyle İslam dünyasının kalkınma meselelerine yönelik program ve projeleri hayata geçiren bu kıymetli komitenin inşasında çok emeği olan Türkiye Cumhuriyeti 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ı ve dönemin diğer devlet büyüklerini rahmetle yâd ediyorum” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geride bırakılan 40 yıl boyunca İSEDAK’ın kurumsal yapısının güçlendirilmesine katkı veren, bu çatı altında gayret gösteren tüm herkesi şükranla andığını söyledi.

Bu süreçte nice sıkıntıların, nice zorlukların üstesinden geldiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayal denilen, olmaz denilen, hatta birçok alanda imkânsız görülen nice başarıya beraberce imza attık. Bu platform zemininde ticari ve ekonomik münasebetlerimizi ileriye taşıdık. Şunu büyük bir kıvançla ifade etmek isterim ki bugün 40 yıl öncesine kıyasla her alanda çok iyi bir seviyedeyiz. İnşallah gelecek yıllarda çok daha iyi yerlerde olacağız. Niyetimiz hayırdır, Allah’ın izniyle akıbetimiz de hayrolacaktır. ‘Rabb’im yolumuzu, bahtımızı açık etsin’ diyor, gayretlerimizi hayra tebdil etmesini Rabb’imden niyaz ediyor, bunun için tüm kalbimle dua ediyorum” diye konuştu.

“İSLAM COĞRAFYASI KAN, GÖZYAŞI VE ZULÜMLE ANILIR HÂLE GELDİ”

Son toplantıdan bu yana tüm insanlık ve özellikle Müslümanlar için, ağır imtihanlarla dolu bir yıl geçirdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İslam coğrafyası, tarihinde hiç olmadığı kadar kanla, acıyla, gözyaşı ve zulümle anılır hâle geldi. Son asrın en vahşi soykırımlarından biri hemen yanı başımızda Gazze’de yaşandı ve yaşanıyor. İsrail’in 3 ay önce Gazze’ye yönelik saldırısıyla başlayan katliamlarda 50 bin Filistinli kardeşimiz şehit düştü. Yine aynı saldırılarda 100 binden fazla Filistinli kardeşimiz yaralandı. Şehit ve yaralılarımızın 3’te 2’sini kadın, çocuk ve bebekler oluşturuyor. 360 kilometrekarelik daracık bir alana hapsettikleri 2 milyon insanı susuz, gıdasız, ilaçsız bırakıp sonra da ölümlerini sadece seyrettiler. Biz bu toplantıları yaparken dahi şu an Gazze’de ve Lübnan’da ümmetin çocukları ölmeye, yetim ve öksüz kalmaya devam ediyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’nın ortasında kurulan imha kamplarını gölgede bırakacak bir vicdansızlığa önce Gazze’de, son 6 haftadır da Lübnan’da hepimiz şahitlik ediyoruz.”

“SİYONİST REJİM VE DESTEKÇİLERİ 13 AYDIR HER TÜRLÜ ZULMÜ YAPTILAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 13 ay boyunca Gazze ve işgal edilmiş Filistin topraklarında çokça acı, hüzün, katliam ve cinayet gördüklerini söyledi.

Bu süreçte, “Bir insan bunu nasıl yapabilir, bir insan nasıl bu kadar alçalabilir ve alçaklaşabilir” diye sorguladıkları sayısız habere rastladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Henüz 1-2 yaşındaki bebeklerin keskin nişancılar tarafından hedef tahtası olarak kullanılması gibi barbarlıklarla yüreklerimiz dağlandı. Tüm bunlarla birlikte Gazze’de kahramanlıklar gördük, yiğitlik gördük, vatan sevgisinin ne demek olduğunu hep beraber gördük. Batılı güçlerin sınırsız askerî, diplomatik ve siyasi desteğini arkasına alan, gözü dönmüş bir ölüm makinesi karşısında Gazze’nin aslanlarının nasıl kahramanca direndiğini gördük.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bakınız, Filistin halkı 13 ayda 50 bin şehit verdi. Lübnanlı kardeşlerimiz aynı şekilde çok sayıda evladını kurban verdi. 13 ay boyunca yaşamadıkları acı, zorluk, çile, zulüm neredeyse kalmadı. Ama buna rağmen Filistinli kardeşlerimiz onurlarından taviz vermedi. Öz yurtlarında, özgürce yaşama iradelerinden asla geri adım atmadı. Siyonist rejim ve destekçileri 13 aydır her türlü zulmü, her türlü soykırımı yaptılar. Fakat Filistinli kardeşlerimize diz çöktüremediler” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şairin mısralarına ilham veren imana, inanca ve vatan sevgisine 13 aydır hepimiz, tüm insanlık hayranlıkla şahit oluyor” diyerek, Filistinli bir şairin, “Biz burada kalacağız. Elinden geleni ardına koyma. Biz koruyoruz zeytinin ve incirin gölgesini. Yoğuruyoruz fikirleri. Hamurun mayası gibi. Çelik gibi sinirlerimiz. Ama cehennem ısıtıyor yüreklerimizi. Susarsak eğer taşları sıkacağız. Acıkırsak eğer toprakla doyacağız ama asla terk etmeyeceğiz” mısralarını okudu.

Filistin’in ve Lübnanlıların tam olarak böyle bir ruhla mücadele ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlen de işgalcilerin yüreklerine çökmüş çelikten bir duvar misali direnmeye devam ediyorlar. Bugün bir kez daha her türlü imkânsızlığa, yokluğa ve yalnız bırakılmaya rağmen hayatları pahasına topraklarına sahip çıkan Filistinli kardeşlerimi hürmetle selamlıyorum. Gazze’nin, Filistin’in, Lübnan’ın kahraman şehitlerine Allah’tan rahmet niyaz ediyor, ‘Rabb’im mekânlarını cennet eylesin’ diyorum” ifadesini kullandı.

“GAZZE’YE EN FAZLA YARDIM ULAŞTIRAN ÜLKE KONUMUNDAYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ilk günden beri İsrail’in uyguladığı soykırım karşısında en kararlı duruşu sergileyen ülkelerden biri olduğunu belirtti.

Uluslararası kuruluşları, medyayı ve küresel güçleri âdeta esir alan siyonist lobinin şahsını ve ülkesini hedef alan tehditlerine boyun eğmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elimizdeki tüm imkânlarla kardeşlerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar 85 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini Mısır makamlarının da desteğiyle Gazze’ye ulaştırdık. Bu miktarla Gazze’ye en fazla yardım ulaştıran ülke konumundayız” açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önce 54 kalemde, ardından da bütün kalemlerde İsrail’le ticari işlemleri tamamen durdurduklarının altını çizerek böylece yaklaşık 9.5 milyar dolarlık ticaret hacminden fedakârlıkta bulunduklarına işaret etti.

Soykırım suçlularının uluslararası hukuka hesap vermesi için ellerinden geleni yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik başvurusu yaptıklarını kaydederek, şunları paylaştı: “Birleşmiş Milletler başta olmak üzere hemen her uluslararası platformda tepkimizi açıkça ortaya koyduk. Kış mevsimi iyice bastırmadan, Filistinli mültecilere sahip çıkan Birleşmiş Milletler Filistinlilere Yardım Ajansına desteğimizi daha da arttırdık.”

“TÜM ÜLKELERE FİLİSTİN DEVLETİ’Nİ TANIMA ÇAĞRIMI TEKRARLIYORUM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biliyorsunuz İsrail kısa süre önce ajansın yasaklanması konusunda haddini aşan bir karar aldı. Üye ülkelerimizin, İsrail’in artan baskıları karşısında bu dönemde ajansa daha fazla destek olması gerektiğine inanıyoruz. Gazze ve Lübnan’a yönelik Siyonist saldırganlığa verilebilecek en güzel cevaplardan biri daha fazla devletin Filistin Devleti’ni tanıması olacaktır. Bu vesileyle buradan bir kez daha tüm ülkelere Filistin Devleti’ni tanıma çağrımı tekrarlıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, teşkilatlarının kuruluş felsefesinde ve temel amaçları arasında Filistin’in işgalden kurtarılmasının yer aldığını aktardı.

Bu amaca hizmet edecek kalıcı çözümler üretmeleri için dayanışma ve birlikteliklerini her zamankinden daha güçlü bir şekilde göstermeleri gerektiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslam dünyasının görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakıp Filistin ve Lübnan halkına haklı mücadelelerinde destek olması, büyük önem arz ediyor. Diğer türlü İsrail’in Gazze’de yaptığı, şimdi de Lübnan’a taşıdığı ateşin, tüm bölgemizi sarmasına engel olamayız” diye konuştu.

“KÜRESEL EKONOMİNİN YAVAŞLADIĞI SON YILLARDA TEŞKİLATIMIZ BÜNYESİNDEKİ İŞ BİRLİĞİ ÇABALARIMIZIN EHEMMİYETİ ARTMAKTADIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonominin yavaşladığı son yıllarda İİT bünyesindeki iş birliği çabalarının ehemmiyetinin arttığını söyledi.

2023’te yüzde 3,3 oranında büyüyen dünya ekonomisinin bu sene ve gelecek sene de aynı oranda büyümesinin öngörüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Jeopolitik gerilimlerin yanı sıra son 60-70 yılın zirvelerine çıkan küresel enflasyonun henüz istenilen seviyelere inmemesi gibi belirsizlikler de küresel iktisadi faaliyetler üzerinde baskı kuruyor. Kovid-19 salgınıyla ortaya çıkan enerji ve arz güvenliği navlun maliyetleri, tedarik zincirindeki sıkıntılar ve deniz ticaretindeki aksaklıklar, küresel mal ve hizmet ticaretini hâlen olumsuz etkiliyor. Artan korumacılık, küresel ticaret hacminin istenilen düzeylere ulaşmasının önünde engel teşkil ediyor” dedi.

Herkesi zorlayan bu karamsar tablonun üstesinden ancak iş birliklerini güçlendirerek gelebileceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel ekonomik istikrarın korunması ve finansal krizlerin önlenmesi için üye ülkelerimiz arasındaki koordinasyonun ortak çözümler geliştirilmesi açısından kritik olduğu kanaatindeyim. Karşılıklı destek mekanizmaları oluşturarak büyümeyi teşvik edebilir, küresel toparlanmanın hızlanmasına hep birlikte katkı sağlayabiliriz” diye konuştu.

İSEDAK’ın 40. yıl dönümünde başta kadınlar olmak üzere gençlere ve iş dünyasına yönelik önemli etkinlikler düzenlediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu etkinliklerin, sizlerin de katılımlarıyla, çalışmalarınıza önemli katkılar yapacağına inanıyorum. Bu etkinlikler arasında bu sabah açılışını gerçekleştirdiğimiz Kudüs-ü Şerif’e yönelik özel bir sergi de var. Sergimizde ilk kıblemiz Kudüs-ü Şerif’e dair önemli eserlerle birlikte o bölgede yaşayan yavrularımızın İslam dünyasının mevcut ve gelecekteki durumunu kendi perspektiflerinden çizdikleri resimler de bulunuyor” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İSEDAK Kudüs Programı kapsamında yıl boyunca uygulanan projelerin çıktılarına yine burada yer verildiğinin altını çizdi.

“SIFIR ATIK PROJESİ’NE BÜYÜK ÖNEM VERİYORUZ”

Bir diğer önemli etkinlik konusunun, yeşil ekonomide kadınların öncü rolü olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eşim Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin girişimleriyle başlatılan ve küresel bir nitelik kazanan Sıfır Atık Projesi’ne büyük önem veriyoruz. Yarın yapılacak olan ‘Kadınların Yeşil Ekonomideki Öncü Rolü Sıfır Atık Girişimi’ konulu panelde bu alanda çabalarımızın ve projelerimizin ele alınmasından büyük bir memnuniyet duyuyorum” diye konuştu.

“ÜYE ÜLKELERİMİZİ SİBER GÜVENLİK KONUSUNDA DAHA FAZLA ORTAK PROJELER GELİŞTİRMEYE DAVET EDİYORUM”

İslam dünyasının ilerlemesi ve kalkınmasının, gençlerin çağın ihtiyaçlarına uygun biçimde niteliklerinin artırılmasına bağlı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde gençlerimizin dijital ortamlardan istifade ederken tehditlerden korunması fevkalade önemlidir. Siber saldırılar ve veri ihlalleri konusunda bilgi ve becerilerinin arttırılması noktasında her zamankinden daha müteyakkız olmalıyız. Siber saldırılara karşı koyma kapasitesinin ehemmiyeti, geçtiğimiz günlerde Lübnan’a gerçekleştirilen terör eylemlerinde açıkça görüldü” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından 18 ülkenin katılımıyla 17-19 Eylül’de Siber Güvenlik Yarışması gerçekleştirildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarışmaya katılan tüm ülke takımlarını tebrik etti.

Yarışmada başarılı olan Azerbaycan, Mali, Pakistan takımlarını kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üye ülkelerimizi siber güvenlik konusunda daha fazla ortak projeler geliştirmeye davet ediyorum. İslami, finans ve dijitalleşme alanlarında da önemli gelişmeler yaşanıyor. İslami finansın dijitalleşmesini desteklememiz, finansal sistemlerimizin daha adil, şeffaf ve erişilebilir olmasını sağlayacaktır. 40. İSEDAK Bakanlar Toplantısı görüş alışverişinin temasının ‘İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkelerde Ödeme Sistemlerinin Dijital Dönüşümü’ olmasını oldukça isabetli buluyorum” ifadelerini kullandı.

İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletler arasında Tercihli Ticaret Sistemi’nin, ortak çabalar neticesinde Temmuz 2022 itibarıyla yürürlüğe girdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu teşkilatımız adına tarihî bir kazanım olarak görüyoruz. Sistemin genişletilmesi ve derinleştirilmesi çabalarına önem veriyoruz. Ev sahipliğimizde gerçekleştirilen Ticaret Müzakereleri Komitesi 3. Bakanlar Toplantısı’nı ve yürütülecek teknik çalışmaların, sistemin yeni alanlarla genişletilmesinde güçlü bir zemin oluşturacağı kanaatindeyim” ifadelerini kullandı.

Sisteme henüz taraf olmamış tüm ülkelere davetini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Burada şunu da ifade etmek isterim. İslam İşbirliği Teşkilatı Tahkim Merkezinin aktif şekilde çalışır hâle gelmesinden memnuniyet duydum. Merkezin üye ülkelerle daha fazla tanınması ve öncelikli bir adres olarak benimsenmesi için yapılacak çalışmalara, sizlerin de destek vermesini bekliyorum. Bir diğer önemli husus KOBİ’lerimizdir. İSEDAK KOBİ programıyla küçük ve orta ölçekli işletmeler arasında iş ağları oluşturarak, ticaret hacmimizi arttırmayı hedefliyoruz. Henüz dâhil olmamış ülkeleri programa katılmaya davet ediyorum.”

“BU YIL 45 ÜLKEMİZİN FAYDALANICISI OLDUĞU 24 PROJEYİ DEVREYE ALACAĞIZ”

İSEDAK çalışma grupları kapsamında kalkınma için önem arz eden pek çok meselenin bu yıl geniş bir katılımla ele alındığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tecrübe ve iyi uygulamaların paylaşılmasına yönelik 15 ülkemizde saha araştırmaları gerçekleştirildi. Üye ülkelerimizdeki kurumsal ve beşeri kapasitenin arttırılması amacıyla bugüne kadar 157 projeye destek verdik. Bu yıl da 45 ülkemizin faydalanıcısı olduğu 24 projeyi devreye alacağız. Ayrıca İSEDAK Kudüs programı kapsamında, bugüne kadar desteklenen proje sayısı 20’ye ulaştı. Politika tavsiyelerinin hayata geçirilmesi noktasında proje destek mekanizmalarından daha çok istifade edilmesinde fayda görüyorum” dedi.

“MÜSLÜMANLAR OLARAK ORTAK TEHDİTLER KARŞISINDA BİRLİK OLMAKTAN BAŞKA HİÇBİR KURTULUŞ YOLUMUZ YOK”

Bir hususu tekrar vurgulamak istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Gazze, Lübnan, Yemen, Sudan ve diğer İslam coğrafyalarında yaşanan acılardan daha acı olan, Müslümanlar arasındaki anlamsız ihtilaflardır. Çevremizdeki tüm bu trajedilerin daha ağır, daha vahim tarafı, süregiden tepkisizliktir, suskunluktur, gereksiz bahanelerin arkasına sığınmaktır. Şunu çok iyi biliyoruz, şayet biz çözmezsek kimse bizim meselelerimizi çözemez, çözmek de istemez. Şayet biz ihtilaflar yerine kardeşliğimizi büyütmezsek başkaları bizim adımıza bunu yapmaz, yapamaz. Dünyada belki kendimizi tatmin edecek geçerli mazeretler bulabiliriz ama yarın ruzi mahşerde bütün o mazeretler hükümsüz olacaktır. Bir olmaktan, beraber olmaktan, Müslümanlar olarak tüm ayrılıklarımızı rafa kaldırıp ortak tehditler karşısında birlik olmaktan başka hiçbir kurtuluş yolumuz yoktur.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından İSEDAK Başkanı olarak konuşmacılara söz hakkı verdi.

Programda ayrıca, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı zulmü ve işgali anlatan görüntü izlendi, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi İmamı Bünyamin Topçuoğlu tarafından Kur’an-ı Kerim okundu.

Öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan program öncesinde ise Kudüs Sergisi’ni ziyaret ederek İSEDAK’a katılan heyet başkanlarıyla aile fotoğrafı da çektirdi.

Genç gazeteciler İstanbul

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı genc-gazeteciler-1.gif
Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı anigif-genc-gazeteciler.gif

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ekim Ayı İhracat Verilerini Açıkladı

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Ekim ayında Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ekim ayı ihracatı rekorunu kırmış bulunuyoruz. İhracatımız, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artışla 23 milyar 600 milyon doları aşmış bulunmaktadır.” dedi.

Bakan Bolat, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ile Antalya’da düzenlediği basın toplantısında, ekim ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.

Ekim ayında Cumhuriyet Bayramı’nın iş günü olan hafta arasına, geçen sene ise hafta sonuna denk geldiğini anımsatan Bolat, bu negatif takvim etkisine rağmen ihracatta artış yaşandığına dikkati çekti.

“Ekim ayında Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ekim ayı ihracatı rekorunu kırmış bulunuyoruz. İhracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artışla 23 milyar 600 milyon doları aşmış bulunmaktadır.” diyen Bolat, şunları kaydetti:

“Geçtiğimiz yıl ekim ayı ihracatı 22,8 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Yaklaşık 800 milyon doların üzerinde bir artışı ihracatçılarımız başardı. Ekim ayında altın ve enerji hariç ihracatımız, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,6 oranında artışla 22,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Böylece ekim ayında aylık bazda Cumhuriyet tarihimizin en yüksek altın ve enerji hariç ihracat rekoru kırılmıştır. Böylece son 15 ayın 10’unda ayın Cumhuriyet tarihi rekorlarını kırdık. 2024 yılının ilk 10 ayında mal ihracatımız 209,7 milyar dolardan 216,4 milyar dolara yükseldi. Böylece bu yılın 10 ayında 6,7 milyar dolar mal ihracatımızı artırdık.”
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “”Ekonomimizde de güven endekslerinin giderek yükseldiğini görmekteyiz. 2024 yılı mal ve hizmet ihracat rakamları ile alakalı olarak olumlu ve güzel tabloları paylaşmış olacağız.” dedi.

Bakan Bolat, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ile Antalya’da düzenlediği basın toplantısında, ekim ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.

Konuşmasına TUSAŞ’taki terör saldırısını lanetleyerek başlayan Bolat, saldırıda hayatını kaybeden şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.

TUSAŞ’ın savunma sanayisinde çok önemli başarılar elde ettiğine işaret eden Bolat, savunma ve havacılık sanayisinin 90 bini aşan istihdamı ve 12 milyar dolarlık yıllık üretimi,185 farklı ülkeye 5,5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren büyüklüğü ile Türkiye için çok önemli itibar ve saygınlık kazandırdığını söyledi.

Bolat, bu yıl da savunma sanayisinde en az 6,5 milyar dolarlık ihracat beklediklerini dile getirerek, 2002’de yüzde 20 düzeyinde olan yerlilik, kendine yeterlilik oranının, 2023’te yüzde 80’in üzerine çıktığını aktardı.

Dış ticaret açığındaki düşüşün, makroekonomik istikrara ve ekonomik büyümeye pozitif katkı verdiğinin altını çizen Bolat, şunları kaydetti:

“Bu yılın ilk 8-9 ayında olduğu gibi, ekim ayında da dış ticaretimizdeki dengelenmenin devam ettiğini görmek bizleri memnun ediyor. Bu başarı, küresel ekonomi ve Avrupa Birliği’ndeki büyük durgunluğa rağmen başarılmıştır. Önümüzdeki süreçte Avrupa ve ABD’deki faiz indirimleri ile beraber ülkemiz ihraç ürünlerine olan talebin daha da artacağına inanıyoruz. Eylül-ekim ayında ihracatta başlayan yükseliş ivmesinin kasım-aralık aylarında da devam edeceğini ümit ediyoruz. 2024 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 2,5’lik büyümenin 1,3 yüzde puanı net mal ve hizmet ihracatından gelmiştir. Ekonomimizde güven endekslerinin giderek yükseldiğini görmekteyiz.”

  • “İthalatta azalma trendi devam ediyor”

Ekim ayında eylül ayında olduğu gibi altın ve enerji ihracatındaki aşağı yönlü seyrin devam ettiğini belirten Bolat, kasımdan sonra buradaki seyrin yeniden bu rakamların yukarı yönlü olmasını beklediklerini anlattı.

Bakan Bolat, ithalatta azalma trendinin devam ettiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:

“Ekim ayı ithalatı yüzde 0,1 azalışla 29 milyar 364 milyon dolar olarak gerçekleşti, 43 milyon dolarlık bir gerileme var ama ihracatımız 800 milyon dolar artınca aylık dış ticaret açığımızdaki azalma devam ediyor. 2024 Ekim ayında, dış ticaret açığımız ise yıllık bazda yüzde 13 azalış ile 5,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2023 Ekim ayında 6,6 milyar dolarlık dış ticaret açığı kaydedilmişti. Son 15 ayın 12’sinde dış ticaret açığımızın azaldığını görüyoruz. 2024 Ekim’de, ihracatın ithalatı karşılama oranında 3 puanlık bir artışla yüzde 80,4’e yükselmiş bulunuyoruz. 10 aylık ithalatımız yüzde 7,2’lik azalışla 282 milyar dolara geriledi.”

Bolat sözlerine şöyle devam etti:

“İlk 10 ayda mal ithalatında yaklaşık 22 milyar dolar tasarruf sağlamış bulunuyoruz. Dış ticaret açığı, 2024 yılı ilk 10 ayında yüzde 30,4 azalışla 65,6 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. 2023 yılının ilk 10 ayında dış ticaret açığı 94,3 milyar dolar idi. Hedefimiz bu açığı 80 milyar dolatın altında tutabilmek. İhracatın ithalatı karşılama oranı 8 puana yakın artışla yüzde 69’dan yüzde 76,7’ye yükseldi. 2024 yılının ekim ayında yıllıklandırılmış ihracatımız yüzde 3,1 artış ile 262,3 milyar dolar olmuştur. Bu da Cumhuriyet tarihinin rekor rakamı konumundadır.”

  • “Yıllıklandırılmış ithalatı 340 milyar dolara düşürdük”

Bakan Bolat, yıllıklandırılmış ithalatta geçen yıl ekimde 367,2 milyar dolarlık ithalat bulunduğunu anımsatarak, şu an 340 milyar dolara düştüğünü söyledi.

Ekim ayı itibarıyla son 12 ayda yıllıklandırılmış dış ticaret açığının, geçen yılın aynı ayına göre 35,1 milyar dolar azalarak 77,7 milyar dolar olduğunu bildiren Bakan Bolat, 2024 yılının ekim ayında yıllıklandırılmış ihracatın ithalatı karşılama oranının ise yüzde 77,2 olduğunu dile getirdi.

Bolat, “Bu rakamlar döviz ihtiyacımızın azaldığı anlamına geliyor, döviz sorunun şu an için ortadan kalktığını gösteriyor. Merkez Bankamızın brüt ve net rezervlerinin hızla arttığını biliyoruz. Dün gece Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunu yükseltti, son 1 yıl içinde yaklaşık bütün kredi derecelendirme kuruluşlarından 2’şer defa not artışı sağlanmış oldu. İnşallah 2 ay sonra buluştuğumuzda, 2024 yılı mal ve hizmet ihracat rakamları ile alakalı olarak olumlu ve güzel tabloları paylaşmış olacağız.” ifadelerini kullandı.

  • “Ekim ayı itibarıyla hizmetler ihracatımızın son 12 ayının 112,5 milyar dolara çıkacağını tahmin ediyoruz”

Hizmetler ticaretinin de parlayan bir sektör olduğuna dikkati çeken Bolat, geçen yılın 106 milyar hizmet ihracatı ile kapandığını anımsattı.

Bolat, “Bu yıl için 110 milyar dolarlık bir hizmet ihracatı hedefi belirlemiştik, bu rakamın ekim ayı ödemeler dengesi tablosu açıklandığında 97 milyar dolar ilk 10 ayda hizmet ihracatı bekliyoruz. Geçen yıl 56 milyar dolar fazla veren hizmetler dış ticaretinde ekim ayı itibarıyla hizmetler ihracatımızın son 12 ayının 112,5 milyar dolara çıkacağını tahmin ediyoruz. Orada da hedefimizi aşacağız.” diye konuştu.

Dış ticarette cari işlemler açığının azaldığını hatırlatan Bolat, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bununla sevinmek yerine, ‘Tüketim malları ithalatı artıyor.’ deniyor. Bakıyoruz orada, altın ihracatı yapmak isteyenlerin, bir kısım mücevher şeklinde yarı mamul getirme yoluyla bir rakamda artış olduğunu görüyoruz. Bunu tüketim malları ithalatı artıyor şeklinde söyleyerek hepimizin başarısını gölgelemeye çalışmak beyhude. Bunun yanında ‘ekonomi yavaşladı da bunlar oldu’ deniyor ama ekonomi yavaşladı ama bir dengeleme, ayarlama süreci yaşanıyor. Dış ticaret açığı azaldı mı, döviz dengelendi, kur patlaması yok, Merkez Bankasının kasası dolu. Bunlarla sevinmek varken hep olumsuzluk arayanlara bunları söylüyorum.”

“Mesela cari işlemler açığı sorun olmaktan çıktı. 2024 yılı ocak-ağustos döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 75,2 azalışla 9,7 milyar dolar olarak kaydedildi.” yorumunu yapan Bolat, ” Yıllıklandırılmış bazda cari işlemler açığındaki iyileşmenin 2024 genelinde devam etmesini bekliyoruz. 2024 yılı ekim ayında yıllıklandırılmış cari işlemler açığının 9-10 milyar dolar aralığına kadar gerilemesini tahmin ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, AB’ye ocak-ekim döneminde 90,2 milyar ihracat yapıldığına dikkati çekerek, “Balkan ülkelerine 22 milyar dolar ihracatımız var. Bu yıl Bulgaristan’a ihracatımızda önemli bir artış var. Ocak- Ekim döneminde en fazla ihracat yaptığımız ilk beş ülke ise sırasıyla Almanya, ABD, Birleşik Krallık, Irak ve İtalya olmuştur. İngiltere’ye ihracatımıza 2,3 milyar dolar artış var, Suudi Arabistan’a ihracatımız hızla artıyor.” değerlendirmesini yaptı.

Bolat sözlerini şöyle tamamladı:

“Azalışlarda birinci sırada İsrail var. İlk dört ayın verileri ile yüzde 67 azalış gözüküyor ama 2 Mayıs’tan bu yana İsrail’le bir dolarlık ticaret yapılmadı. Ama Filistin tarafı ile Filistin devletine yönelik olarak, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının resmi olarak talep ettiği ürünlerde, ihracat iznini, varış yeri Filistin, alıcısı Filistinliler olmak kaydıyla, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının kontrolünde veriyoruz. Filistin’de yaşayan 6 milyon insanın, 7 Ekim’den önce ithalatının yüzde 25’ini Türkiye’den yaptığını düşündüğümüzde Filistin devletinin ekonomik, ticari taleplerine sessiz kalmıyoruz. Filistin’e dünyada en fazla yardım eden ve tutunmasını sağlayan ülke Türkiye olmuştur.”

Bakan Bolat, verilerin açıklanmasının ardından basına kapalı gerçekleşen TİM Çalıştayı’na katıldı.

Genç Gazeteciler Antalya

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı genc-gazeteciler-1.gif
Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı anigif-genc-gazeteciler.gif

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

Senegal Cumhurbaşkanı Faye Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Senegal Cumhurbaşkanı Bassirou Diomaye Diakhar Faye’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde törenle karşıladı.

Senegal Cumhurbaşkanı Faye, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Senegal Cumhurbaşkanı Faye, tören kıtasını selamladı.

Türkiye ve Senegal bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren iki lider, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.

Genç Gazeteciler Ankara

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı genc-gazeteciler-1.gif
Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı anigif-genc-gazeteciler.gif

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

“Savunma sanayimiz, Türkiye ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörler arasında yer alıyor”

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, T625 GÖKBEY Helikopter Teslimat Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Savunma sanayimiz, 3 bin 500’ü aşkın firması ve 90 bini aşkın çalışanıyla Türkiye ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörler arasında yer alıyor. İnsansız hava aracı pazarında, dünyanın açık ara en büyük üreticisiyiz. 2018’den bu yana dünya genelindeki silahlı İHA satışlarının yüzde 65’ini TUSAŞ’ın da aralarında olduğu Türk şirketleri gerçekleştirdi” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi (TUSAŞ) tesislerinde T625 G-GÖKBEY Helikopter Teslimat Töreni’ne katıldı.

Jandarma Genel Komutanlığının ihtiyacını karşılamak üzere geliştirilen GÖKBEY’in teslimatı için TUSAŞ’ta olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in 101. yıl dönümünde, bu anlamlı törende bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.

Vatandaşların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Ekim’de TUSAŞ’a yönelik düzenlenen hain terör saldırısında şehit olan beş kişiye Allah’tan rahmet diledi.

İsimleri tarihe ve milletin kalbine tek tek nakşedilen mühendis Zahide Güçlü Ekici, teknisyen Cengiz Coşkun ve Hasan Hüseyin Canbaz’ı, güvenlik görevlisi Atakan Şahin Erdoğan ve taksi şoförü Murat Arslan’ı şükranla yad eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im şehitlerimizin ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum” dedi.

“TUSAŞ ÇALIŞANLARIMIZIN DİK VE DİRAYETLİ DURUŞU HER TÜRLÜ TAKDİRİN ÜZERİNDEDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör eyleminde yaralanan 22 kişinin çoğunun taburcu edildiğini belirterek, tedavileri süren 3 kişiye Allah’tan acil şifalar diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz, ilahi mesajda buyrulduğu üzere, şehitlerin ölüler olmadığına, onların diri olduğuna tüm kalbimizle inanıyoruz. Aziz şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine, onların fedakarlıklarıyla, onların hatıralarıyla vatanımızda huzur ve güven içinde yaşıyoruz. Burada şunu büyük bir iftiharla söylemek isterim, şehitlerimizin yakınlarının vakar, sabır ve metanetini gördükçe, nasıl asil bir milletin ferdi olduğumuzu çok daha iyi anlıyoruz. Aynı şekilde TUSAŞ çalışanlarımızın, yaşadıkları terör saldırısına rağmen dik ve dirayetli duruşu, her türlü takdirin üzerindedir. ‘Hainlere inat, daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz’ diyerek bu milletin yiğitliğini, cesaretini ve korkusuzluğunu tüm dünyaya bir daha gösteren TUSAŞ’ın siz kahramanlarına, Türkiye Cumhurbaşkanı olarak, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.”

“TERÖRİSTLERE NEFES ALDIRMIYORUZ”

TUSAŞ’taki herkesin, şehitlerden devraldığı emaneti layıkıyla taşıdıktan sonra gelecek nesillere çok daha güçlü bir şekilde devredeceğinden şüphe duymadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şunun da bilinmesinde fayda görüyorum, bu tür hain saldırılar, bizim terörle mücadeledeki azim ve kararlılığımızı asla kıramaz, geriletemez, bizi yolumuzdan geri çeviremez. Ülkemize yönelik terör tehdidini kaynağında bertaraf etme noktasında asla rehavet içine girmeyiz. İster sınırlarımız dahilinde ister sınırlarımız ötesinde olsun, nerede ülkemize yönelik bir tehdit unsuru tespit edersek, onu ortadan kaldırmaktan bizi kimse alıkoyamaz. Bunun için uhdemizde bulunan tüm imkânlardan, tüm araçlardan, terörü sona erdirecek her türlü vasıtayı devreye almaktan da çekinmeyiz.”

Son yıllarda yeni terörle mücadele konsepti sayesinde bölücü terör örgütüne çok ağır darbeler indirildiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sınırlarımız ötesinde yuvalanan teröristlere nefes aldırmıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pençe-Kilit Harekatı’yla Irak sınırının güvenliğini tahkim ettiklerini belirterek, Suriye’ye gerçekleştirilen operasyonlarla da güneydeki terör yapılanmasını sınır şehirlerinden uzaklaştırdıklarını söyledi.

“DEVLETİMİZ, KATİL SÜRÜLERİNDEN DE BUNLARIN TASMASINI ELİNDE TUTAN AĞABABALARINDAN DA DAHA GÜÇLÜDÜR”

“Terörün olmadığı bir ülke ve bölge hedefimize ulaşana kadar, inşallah, bu mücadeleyi sabırla devam ettireceğiz. Elbette bunu yaparken, terör baronlarının ve onları taşeron olarak kullanan patronlarının oyununa gelmeyeceğiz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “40 yıllık tecrübemiz bize terörün asıl gayesinin milletimizin ezeli ve ebedi kardeşliğini dinamitlemek olduğunu öğretmiştir. Bunun önüne ancak, iç cephemizin mukavemetini artırarak geçebiliriz. 85 milyon birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde asırlardır olduğu gibi inşallah daha nice yüzyıllar boyunca bu topraklarda yan yana barış ve huzur içinde yaşayacağız. TUSAŞ çalışanlarımızın bir konuda gönüllerini ferah tutmalarını istiyorum, bu tür kalleş ve hain eylemler, bölücü örgütün son çırpınışlarıdır. Ne bölgemizin ne de ülkemizin geleceğinde teröre, şiddete asla yer yoktur ve olmayacaktır. Devletimiz, katil sürülerinden de bunların tasmasını elinde tutan ağababalarından da daha güçlüdür, hepsinin hakkından gelecek, hepsini tepeleyecek kudret ve kuvvete Allah’ın izniyle ziyadesiyle sahiptir. Suriye ve Irak’taki terör yuvalarını bölücü alçakların başlarına geçirerek, şehitlerimizin kanını yerde koymadık.”

“KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI’NDA DIŞA BAĞIMLI OLMANIN SAKINCALARINI, HEM DE ACI BİR ŞEKİLDE TECRÜBE ETTİK”

TUSAŞ’ın, Türk savunma sanayinin nasıl badireler atlattığının, hangi zorluklarla, hangi engellerle karşılaştığının en canlı şahitlerinden biri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Gazi Mustafa Kemal’in başlattığı sanayi hamlesinde savunma sanayisinin de bulunduğunu hatırlattı.

Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre, Nuri Demirağ ve Nuri Killigil gibi müteşebbislerin gayretlerinin bugün bile hayranlıkla hatırlandığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ancak bu vizyoner çabaların, içeriden ve dışarıdan birileri tarafından nasıl akamete uğratıldığını da hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye, çok erken başladığı, ilk etapta çok önemli mesafe de aldığı bu yarıştan maalesef kopartılmıştır. Savunma sanayi alanında ülkemiz neredeyse tamamen dışa bağımlı hâle gelmiştir. Kıbrıs Barış Harekâtı’nda dışa bağımlı olmanın sakıncalarını, hem de acı bir şekilde tecrübe ettik. Önce tehditle başlayan ardından ambargoyla devam eden süreç, ülkemiz için kendine yeten bir savunma sanayinin önemini göstermişti. Halkımızın desteğiyle kurulan silahlı kuvvetlerimizi güçlendirme vakıfları eliyle hayata geçen Aselsan, TUSAŞ, Havelsan, sonrasında Roketsan gibi kurumlar bu sürecin ürünleridir. Merhum Erbakan Hocamızın bu kurumların ülkemize kazandırılmasında gerçekten emsalsiz katkıları olmuştur. 1985’te rahmetli Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı kuruldu. 2004’teki Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısı, millî savunma sanayimiz açısından bir dönüm noktası teşkil etti.”

“SAVUNMA SANAYİ YERLİLİK ORANI YÜZDE 80’LERİ GEÇTİ” Bundan sonra dışarıdan hazır alımlar yerine ülkenin ihtiyacı olan ürünleri yerli ve millî imkânlarla geliştirmeye, yerelden temin etmeye ağırlık verdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun müspet sonuçlarını da gördük ve görüyoruz. Uyguladığımız politikalarla yüzde 20’lerde olan savunma sanayi yerlilik oranı, bugün yüzde 80’leri aştı. Bini aşkın yerli savunma sanayi projesi ve 100 milyar dolarlık proje portföyü ile bu alanda kendi kendine yeten bir ülke konumuna geldik” dedi.

Savunma sanayinin 3 bin 500’ü aşkın firma ve 90 bini aşkın çalışanıyla Türkiye ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörler arasında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsansız Hava Aracı pazarında dünyanın açık ara en büyük üreticisiyiz. 2018’den bu yana dünya genelindeki silahlı İHA satışlarının yüzde 65’ini TUSAŞ’ın aralarında olduğu Türk şirketleri gerçekleştirdi. Bakınız, daha önce bize silah verenler, attığımız kurşunların çetelesini tutar, kimi zaman da bunun hesabını sorardı. Toplu iğne yapamıyorduk. Nerelerden nerelere?” ifadelerini kullandı.

Teröre karşı yürütülen mücadelede sürekli engellerle karşılaşıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun artık kendi geliştirdiğimiz silahları kullanarak tüm bu sorunları aştık, aşıyoruz. Artık İHA’mız var mı? Var. SİHA’mız var mı? Var. AKINCI’mız var mı? Var. KIZILELMA’mız var mı? Var oğlu var” dedi.

“ÇELİK KUBBE’Yİ YAPACAĞIZ”

Türkiye’nin millî güvenliğine dair konularda adım atarken artık kimsenin icazetini aramadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tabii bununla yetinmeyeceğiz. Önümüzdeki dönemde İHA ve SİHA’ların yanı sıra, insansız ve otonom deniz araçlarından denizaltı platformlarına ve uçak gemilerine kadar çeşitli muharip deniz platformlarının geliştirilmesine ağırlık vereceğiz. Katmanlı hava savunma sistemlerimizin güvenliğimiz açısından ne kadar hayati önemde olduğu bugün çok daha iyi anlaşılıyor. Terörist sızmaların engellenmesinden hasım unsurlardan gelebilecek taarruzların önlenmesine birçok asimetrik tehdidin bertaraf edilmesinde katmanlı hava savunma sistemlerimizin güçlendirilmesine ihtiyacımız var. Sistemler Sistemi, adamın nesi var? ‘Kubbe’ de ‘Kubbe’ diyor. Onların Demir Kubbe’si varsa biz de dedik ‘Bizim Çelik Kubbe’miz olacak.’ Çelik Kubbe’yi yapacak mıyız? Yapacağız. Onlara bakarak, ‘Bizde neden yok?’ demeyeceğiz. Bu süreçte uzun menzilli füze kabiliyetlerimizi de arttıracağız. Dosta güven aşılayan, düşmanlara korku salan bir caydırıcılığa ulaşıncaya kadar hiçbir alanı ihmal etmeden hep birlikte çalışacağız.”

Türkiye’nin havacılık ve uzay sanayii çalışmalarındaki öncü kuruluşu olan TUSAŞ’ın son yıllarda geliştirdiği ürünlerle sadece güvenlik birimlerinin değil, dost ve kardeş ülkelerin de kapasitesini güçlendirdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TUSAŞ’ımızın göğsümüzü kabartan projelerinin sırrı, kurumlarımız arasında giderek artan yakın iş birliği ve koordinasyondur. Kurumlarımız arası eşgüdüm ve anlayış birliği güçlendikçe, işte bugün burada olduğu gibi oyun değiştiren projeler ortaya çıkıyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2013 yılında tasarım, geliştirme ve test faaliyetleri başlayan GÖKBEY helikopteriyle ne kadar iftihar etseler az olacağını ifade ederek, şunları söyledi: “Tabii GÖKBEY’in hikayesini bizim için daha anlamlı ve özel kılan, Şehit Mühendis Zahide Güçlü Ekici’nin bu projede yer almasıdır. Merhume Zahide kardeşimiz, 2021 yılından itibaren Helikopter Alt Sistem Yerlileştirme ve Tedarik birimlerinde lider mühendis olarak çalışmıştır. Bugün, Jandarma Genel Komutanlığımıza teslim edeceğimiz GÖKBEY helikopterimizle inşallah Zahide kardeşimizle birlikte diğer şehitlerimizin de ruhlarını şad edeceğimize inanıyorum.”

“20 ADET GÖKBEY’İN TESLİMATI 2026 İÇİNDE TAMAMLANACAK”

GÖKBEY helikopterlerinin Jandarma Genel Komutanlığında personel taşıma, kargo, hava ambulans, arama-kurtarma ve eğitim faaliyetlerinde kullanılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “GÖKBEY helikopterimizin ilk teslimatını gerçekleştiriyoruz. Seri üretim sözleşmesi kapsamındaki 2 adet helikopterin teslimatları da yıl sonuna kadar yapılacak. Buna ilave olarak, Kara Kuvvetleri Komutanlığımıza 7, Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza 4, Jandarma Genel Komutanlığımıza 3, Emniyet Genel Müdürlüğümüze 3, Sahil Güvenlik Komutanlığımıza 3 olmak üzere toplamda 20 adet GÖKBEY helikopterinin teslimatı 2026 yılı içinde tamamlanacak. Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın ihtiyaçları için ilave 57 adet GÖKBEY helikopterinin seri üretimine yönelik planlamalar devam ediyor. Bununla birlikte, 2026 yılı başından sonra hâlihazırda Sağlık Bakanlığı için üretimi devam eden ambulans helikopterler de teslim edilecek. Önümüzdeki dönemde 100’den fazla GÖKBEY ihtiyacına yönelik tedarik planlaması sürüyor. Öte yandan, TEI firmamız tarafından geliştirilen TS1400 motoru ile GÖKBEY helikopterimizin ilk uçuşu 2023’te gerçekleştirildi. 2028 yılından itibaren GÖKBEY helikopterlerimizin teslimatlarını inşallah bu motorumuzla yapacağız.”

“EMPERYALİSTLERE İNAT DAHA FAZLA GELİŞTİRECEĞİZ”

“Savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hayalimizi gerçeğe dönüştürünceye kadar bize durmak, dinlenmek, nefeslenmek yok” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hainlere inat daha fazla çalışacağız. Alçaklara inat daha fazla üreteceğiz. Emperyalistlere inat daha fazla geliştireceğiz. İçerdeki ve dışardaki bedhahlara inat çok daha ileri konumlara geleceğiz. Türkiye Yüzyılı’nı inşa edene kadar azimle, sabırla ve kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Bu düşüncelerle teslimatı gerçekleşen ilk GÖKBEY helikopterimizin Jandarma Genel Komutanlığımız başta olmak üzere, ülkemize ve savunma sanayimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum.”

Proje kapsamında görev alan Savunma Sanayii Başkanlığı’nı ve TUSAŞ çalışanlarını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalleş terör eyleminde şehit olanlara Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehitler ile TUSAŞ’taki terör saldırısında şehit olanlar için saygı duruşunda bulunulan törende, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, dua edip Kuran’ı Kerim tilaveti gerçekleştirdi.

GÖKBEY’in anlatıldığı video gösteriminin yapıldığı törende, TUSAŞ’a yönelik terör saldırısında şehit olanların fotoğrafları ile “Daha çok çalışacağız, daha çok üreteceğiz” pankartı da yer aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, helikopteri yakından inceledi, helikopterin gövdesine imza attı ve TUSAŞ’a yönelik terör saldırısında hayatını kaybeden mühendis Zahide Güçlü Ekici’nin ismini yazdı.

Anı defterini de imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kokpite geçti ve yetkililerden helikoptere ilişkin bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra, Jandarma Genel Komutanlığı envanterine alınan GÖKBEY helikopterinin uğurlama törenine katıldı.

Törende, HÜRKUŞ, HÜRJET ve ANKA 3 de gösteri geçişi yaptı, ardından GÖKBEY helikopterleri havalandı. GÖKBEY’in jandarma pilotu, tören alanındakilere telsizden seslenerek, “GÖKBEY sadece bir helikopter olmanın ötesinde bir ulusun hayallerini gerçekleştirmek için attığı cesur bir adımdır. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz” ifadelerini kullandı. Geçiş sırasında GÖKBEY’lere ATAK helikopterleri eşlik etti.

Genç Gazeteciler Ankara TUSAŞ

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı genc-gazeteciler-1.gif
Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı anigif-genc-gazeteciler.gif

DAHA FAZLA HABER
REKLAMLAR

HABER BURADA

Bürokrat4 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kırgızistan’da

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e ulaştı....

Bürokrat4 gün önce

“İslam dünyası, Filistin ve Lübnan halkına haklı mücadelelerinde destek olmalı”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40. İSEDAK Toplantısı Açılış Programı’nda yaptığı konuşmada, “İslam dünyasının görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakıp Filistin ve Lübnan halkına...

Bürokrat5 gün önce

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ekim Ayı İhracat Verilerini Açıkladı

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Ekim ayında Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ekim ayı ihracatı rekorunu kırmış bulunuyoruz. İhracatımız, geçen yılın aynı...

Bürokrat1 hafta önce

Senegal Cumhurbaşkanı Faye Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Senegal Cumhurbaşkanı Bassirou Diomaye Diakhar Faye’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde törenle karşıladı. Senegal Cumhurbaşkanı...

Gündem1 hafta önce

“Bu millet maruz kaldığı tüm saldırıların üstesinden gelerek, küllerinden yeniden doğmayı başarmış asil bir millettir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim Özel Programı’nda yaptığı konuşmada, “Bu millet tarihin her döneminde maruz kaldığı tüm saldırıların üstesinden gelmeyi başararak...

Bürokrat1 hafta önce

“Savunma sanayimiz, Türkiye ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörler arasında yer alıyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, T625 GÖKBEY Helikopter Teslimat Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Savunma sanayimiz, 3 bin 500’ü aşkın firması ve 90 bini aşkın...

Bürokrat1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde tebrikleri kabul etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 101. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde tebrikleri kabul etti. Törende; TBMM...

Bürokrat1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anıtkabir’de düzenlenen törene katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 101. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde Anıtkabir’de düzenlenen törene katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Aslanlı...

Bürokrat1 hafta önce

“Bağımsız, güçlü, onurlu ve müreffeh Türkiye’yi ilelebet payidar kılmakta kararlıyız”

Cumhuriyetin kuruluşunun 101. yıl dönümü nedeniyle bir mesaj yayımlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anadolu topraklarında Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve nihayet Cumhuriyet’e uzanan devletlerimizin...

Bürokrat2 hafta önce

Oruç Reis Somali’de

Mavi Vatan’da, sismik araştırma ve derin deniz sondajı yapan Türk enerji filosu, ilk kıtalar arası görevine başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip...

REKLAMLAR
Mart 2022
P S Ç P C C P
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031  
REKLAMLAR

GENÇ BÜROKRAT

seers cmp badge