Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mart Tıp Bayramı töreninde yaptığı konuşmada, “Bilginin ve verinin en önemli değer hâline geldiği bir dönemde, sağlık sektörü bu yönüyle de giderek güçlenmektedir. Ülkemizi, küresel sağlık sistemi içinde mümkün olan en iyi yere getirmek istiyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 14 Mart Tıp Bayramı törenine katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı’nı şahsı, milleti adına kutladı.
Salgın döneminde sağlık sisteminin ayakta tutulması için gece gündüz gayret gösteren hekimler ile sağlık çalışanlarının tamamına şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde yerli aşı TURKOVAC’ın geliştirilmesi başta olmak üzere ülkeyi uluslararası alanda öne çıkartan pek çok başarıya imza atan hekimleri, araştırmacıları tebrik etti.
Türk kültüründe her işin başının sağlık olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkede, hekim, doktor, tabip temalı binlerce türkü ve deyimin olduğunu söyledi.
Devrinin en büyük fatihi, en kudretli hükümdarı olan Kanuni Sultan Süleyman’ın dünyadaki en büyük mutluluğu, “bir nefes sıhhat” olarak tarif etmesinin boşuna olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yani ‘Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.’ Devlet-i Aliyye-i Osmaniye’yi sağlıklı bir nefese değişen bir sultan. Dünya Sağlık Örgütü ise sağlık kavramını fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan tam bir iyilik hâli olarak tanımlıyor. Bu yaklaşım aynı zamanda sağlık hizmetlerini dünyanın en büyük sektörlerinden biri hâline de getirmiştir. Bilginin ve verinin en önemli değer hâline geldiği bir dönemde sağlık sektörü bu yönüyle de giderek güçlenmektedir. Ülkemizi, küresel sağlık sistemi içinde mümkün olan en iyi yere getirmek istiyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık denilince akla ilk hekimin geldiğini, hekim ve hâkim kavramlarının aynı kökten geldiğini belirtti.
Bu iki kavramın ortak özelliğinin “ilmi hikmette mütehassıs” kişileri ifade etmek olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Hâkimliğin ve hekimliğin binlerce yıldır en muteber meslekler olmasının gerisinde bu meslekleri icra edenlere atfedilen hikmet kavramı yatıyor. Nitekim bugünkü tıp ve eczacılık alanlarını kapsayan hekimlik mesleği, insanların sağlığını muhafaza yanında onların yanlış bilginin ve cehaletin yol açtığı hastalıklardan da korumak anlamında kullanılmıştır. Milletimizin Kur’an-ı Kerim’deki Lokman Kıssası’nı ölümden gayri her derde deva bulan hekimlikle irtibatlandırması bu mesleği icra edenlerin ne derece muteber bir konuma yerleştirdiklerini göstermektedir. Hz. İdris’in de insanların hastalıklarına bulduğu çareler ve kullandığı yöntemlerle mesleği hekimlik olan tıp ilmiyle mücehhez bir peygamber olduğu kabul edilmektedir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, doktorla eş anlamlı kullanılan tabip kelimesinin işinin ehli olma, hakiki bilgi ve beceriyle donanma hâlini tanımladığını dile getirdi.
Buna karşılık Batı dillerindeki doktor kavramının insanın fiziksel unsurlara dayalı hastalıklarıyla ilgilenen kişilerin uzmanlığıyla sınırlı olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Görüldüğü gibi bizim medeniyetimizde ve kültürümüzde hekimlik mesleği hikmet dediğimiz en üst seviye bilgi içinde değerlendiriliyor. Buradan hareketle özellikle çok çok kıymetlidir. Böyle olduğu için de Batı toplumlarında hekimler ile dini değerlerin temsilcileri genellikle çatışma hâlindeyken bizim medeniyetimizde hizmetlerini beraberce yürütmüşlerdir. Tıp alanında eser veren büyük âlimlerimizin hemen hepsinin dini konularda da söz sahibi olmalarının temelinde işte bu hakikat yatıyor. Hekimlik mesleğini ve ilmini beraberce ifade eden tıp kelimesinin günümüzde bu işin eğitimini veren okullarımızda yaşıyor olması da ayrıca önemlidir.”
“HEKİMLERİMİZİN İNSANA HİZMET ETMEYİ HER ŞEYİN ÜZERİNDE TUTAN HİKÂYELERİNE RASTLAMAK MÜMKÜNDÜR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hekim, tabip, doktor kavramlarıyla ilgili hatırlatmaları yapma gerekçesini şöyle açıkladı: “Sizler herhangi bir uğraşın değil insanoğlunun sahip olduğu ve olabileceği bilginin en üst derecesi içinde görülen ulvi bir mesleğin mensuplarısınız. Herhangi bir meslekte hata genellikle maddi kayıp anlamına gelirken ve hekimlikteki hatanın bedeli doğrudan insan hayatı olabilmektedir. Bu da hekimlik mesleğinin eğitiminden icrasını her aşamasında bilginin, becerinin, ahlakın ve insan merkezli bakışın en üst seviyede tutulmasını mecburi kılmaktadır. Osmanlı’nın en ünlü hekimbaşılar ailesinden gelen, bu alanda çok sayıda eser veren Hayrullah Efendi, ‘Hekim kendi fiillerinde yalan ve dolan kabul etmeyeceği gibi böyle kimselerle de düşüp kalkmamalıdır’ diyor. Ülkemizin dört bir yanında işte bu şekilde tarif edilen erdemli hekimlerimizin insanı ve insana hizmet etmeyi her şeyin üzerinde tutan hikâyelerine rastlamak mümkündür. Salgın döneminde faaliyete geçirdiğimiz hastanelere isimlerini verdiğimiz Feriha Öz’den Murat Dilmener’e, Niyazi Kurtulmuş’tan Cemil Taşçıoğlu’na kadar tüm hekimlerimiz bu ortak özellikleriyle ön plana çıkmışlardır. Ebediyete uğurladığımız tüm hekimlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânları cennet olsun inşallah.”
“BU ÜLKENİN HEKİMLERİNE HEM VEFA BORCU HEM İHTİYACI VARDIR”
Ülkedeki hemen her bireyin hafızasında bilgisi ve davranışıyla üzerinde unutulmaz etkiler bırakmış daima şükranla yâd ettiği bir hekimin mutlaka olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim tüm hekimlerimizden ve sağlık çalışanlarımızdan razı olsun. Yokluklarını göstermesin. Zihinlerini açık, kalplerini mutmain, yüreklerini pak eylesin. Bu ülkenin, hekimlerine hem vefa borcu hem ihtiyacı vardır. Bu milletin en kalburüstü evlatları ülkenin dişinden tırnağından artırdığı kaynaklarla kurduğu tıp fakültelerinde, araştırma ve eğitim hastanelerinde yetişmekte, çoğunlukla da kamuda görev almaktadır” dedi.
Türkiye’nin 19 şehir hastanesiyle dünyayla rekabet eder durumda olduğunu, bunun devamının da geleceğini, bu sayının 19’da kalmayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Derdimiz şu, istiyoruz ki adeta dünya, hastalarını ülkemize göndersin, gelsinler burada inşallah şifa bulsunlar” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin potansiyeli ve imkânlarının ihtiyacı olan hekim gücünü yetiştirmeye yettiği gibi cazibesi giderek artan küresel bir sağlık merkezi olma yolunda ilerlediğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Salgın döneminde gelişmiş ülkelerin sağlık hizmetleri konusunda ne kadar köhne, ne kadar yetersiz, ne kadar kırılgan bir altyapıya sahip olduklarını hep birlikte gördük. Biz ise aynı dönemde hastanelerimizle hekimlerimizle diğer sağlık personelimizle araç gerecimizle insanlarımıza en iyi hizmeti verebilecek seviyede olduğumuzu ispatladık.
Hiç şüphesiz bu başarının gerisinde sağlık sisteminde yaptığımız reformların ve kurduğumuz güçlü altyapının çok büyük payı vardır. Seferberlik ruhuyla yaptığımız çalışmalar sayesinde dağınık, verimsiz, yetersiz, niteliksiz sağlık faaliyetleri yerine insanlarımıza layık oldukları hizmetleri verecek bir sistem inşa etmeyi başardık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de sağlık hizmetlerinin altyapısı ve insan kaynağıyla en önemli iftihar alanlarından bir olduğunu söyledi. Diğer pek çok alan gibi sağlıkta da artık kaliteye odaklanılması gereken bir seviyeye ulaşıldığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, her alanda olduğu gibi sağlıkta da hâlâ sıkıntıların olduğunu, eksiklerin bulunduğunu belirtti.
“MİLLETİMİZE SUNDUĞUMUZ HİZMETLERİN ÇITASINI SÜREKLİ YÜKSELTECEK ÇALIŞMALARI ASLA İHMAL ETMİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çözüm bekleyen sorunlar bulunduğuna işaret ederek, “Ülke olarak bir süredir kesintisiz şekilde yaşadığımız saldırılar, verdiğimiz kritik mücadeleler ister istemez önceliklerimizi değiştirdi. Buna rağmen milletimize sunduğumuz hizmetlerin çıtasını sürekli yükseltecek çalışmaları asla ihmal etmedik, etmiyoruz” dedi.
Hekimlerin işlerini çalışma ortamlarının altyapısını geliştirerek, yardımcı personel sayısını artırarak hep kolaylaştırmanın gayreti içinde olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki hastanelerdeki araç gereçlerin hem sayı hem nitelik bakımından dünyada eşine az rastlanır seviyede olduğunu bildirdi. Yaklaşık her üç kamu çalışanından birinin sağlık alanında görev yaptığı bir personel dağılımına sahip olunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz, ülkemizin büyük fedakârlıklar ve sabırla yetiştirdiği her bir hekiminden azami derecede istifade etmesi gerektiğine inanıyoruz. Tıpkı siyasette, tıpkı iş dünyasında, tıpkı diğer pek çok alanda olduğu gibi sağlık sektöründe de gözü ve gönlü kendi ülkesinde kalmak yerine dışarıya kayan kişiler olabilir. Bu anlayışla hareket edenlerin de çok uzak olmayan bir gelecekte istikametlerini yeniden kendi ülkelerine çevireceklerinden şüphe duymuyorum. Çünkü dünyada bizim kadar büyük potansiyeli olan dolayısıyla her meslekten insana bizim kadar parlak gelecek vadeden pek az ülke vardır. Önüne serilen imkânlar ne olursa olsun tercihini kamuda veya özel sektörde kendi halkına hizmet etmek yönünde kullanan tüm hekimlerimize şahsım, milletim adına özellikle şükranlarımı sunuyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar gösterilen çabalara rağmen hâlen çözüme kavuşturulamamış hususlarda hekimlerin beklentilerini bildiklerini belirterek, bir süredir beklentileri mümkün olan en üst düzeyde karşılayacak bir paketin hazırlıklarını yürüttüklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu paketin ana hatlarına ilişkin şu bilgileri verdi: “İlk müjdemiz, sağlık çalışanlarına yapılan saldırılarla ilgili sıkıntıları, kati olarak çözecek bir düzenlemeyle ilgilidir. Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu, CMK kapsamında kataloğa dâhil ediliyor. Böylece bu tür suçlar konusunda izlenecek yol, uygulayıcı hâkim ve savcılar bakımından görünür hâle getiriliyor. Bu düzenlemeyle kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi suçuna verilen ceza, sağlık hizmetleri söz konusu olduğunda artırılıyor.
SAĞLIK ÇALIŞANLARINA MÜJDE
İkinci müjde olarak sağlık çalışanlarıyla ilgili bir Mesleki Sorumluluk Kurulu oluşturuyoruz. Tüm sağlık mensuplarının, mesleklerinin icrası kapsamında yaptıkları, muayene, teşhis, tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle ceza soruşturması açılabilmesi bu kurulun iznine bağlı olacaktır. Kamu kurum ve kuruluşları ile devlet üniversitelerinde görev yapan sağlık personeline bu kapsamdaki uygulamaları nedeniyle idare tarafından ödenen tazminatın rücu ettirilip ettirilemeyeceğine de bu kurul karar verecek. Rücu da ancak kasıt durumunda yapılabilecek. Mesleki sorumluluk kurulu kararlarından dolayı idari ve mali açıdan mesul tutulamayacak. Böylece sağlık çalışanlarının bu iki önemli sorununu kökten çözüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üçüncü müjdenin sağlık çalışanlarının ücret düzenlemesiyle ilgili olduğunu belirterek, sağlık çalışanlarının maaş ödeme sistemlerinde ve mali haklarında önemli iyileştirmeler sağladıklarını aktardı. Bu kapsamda yapılacaklara ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Öncelikle sağlık personelinin sabit ek ödemeleri, merkezî yönetim bütçesine alınarak, aylıklarının tek bir bordroyla ödenmesi temin edilecektir. Bu uygulama, üniversite hastaneleri için de hayata geçirilecektir. Sağlık Bakanlığı döner sermaye dağıtım sistemi, döner sermayeden ödeme yapılmayan hastane kalmayacak şekilde etkinleştirilecektir. Merkezî yönetim bütçesinden performans ödemeleri için ilave kaynak aktarılarak sağlık personelinin döner sermayeden alacakları ek ödemelerde artış yapılacaktır.”
Sağlık çalışanlarının ücretlerinde yapılan iyileştirmenin emekliliklerine de yansıyacağını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hekimlerimizin bordroya tabi ücretleri emekli olduktan sonraki maaş kayıplarını da telafi edecek şekilde düzenlenecektir. Hemşireler başta olmak üzere lisans mezunu sağlık çalışanlarının 3600 ek gösterge kapsamına alınacağını da tekrar hatırlatmak istiyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çalışma yapılırken hekim emeklilerinin maaşlarının da yeniden ele alınacağını belirtti.
Beşinci müjdenin ise aile hekimleri ile ilgili olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aile hekimlerinin temel ücretlerinde de artış yapılacaktır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 yıl önce hükûmete geldiklerinde Türkiye’yi eğitim, sağlık, güvenlik ve adalet üzerinde yükselteceklerini vaat ettiklerini hatırlattı.
Geriye dönüp bakıldığında eser ve hizmet siyasetiyle bu başlıklar başta olmak üzere her konuda tarihÎ reformlara imza attıklarının görüldüğünü bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, her geçen gün hizmetlere bir yenisini daha eklediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma günü 1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılışını yapacaklarını belirterek, “Bu köprüyle yıllar yılı feribotların çalışmadığı Çanakkale’de şimdi artık bu bir efsane oluyor. 6 dakikada bu köprüden Asya’dan Avrupa’ya geçme fırsatını bulacağız. 2,5 milyar avroya mal olan bu köprüyle biz geleceğe bir miras bırakıyoruz. Zaten bizler de öldüğümüzde inanıyorum ki bu köprülerle, bu deniz altından geçen Marmaray, Avrasya tünelleriyle anılacağız” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin her alanda dünyaya miras bırakan bir ülke olmasını hedeflediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu doğrultuda Türkiye’nin medeniyetin en güzel örneklerini, söz konusu eserlerin yanı sıra eğitim, sağlık, ulaşım, adalet, emniyet, tarım ve uluslararası diplomasideki başarılarıyla göstermesini istediklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kurdukları güçlü altyapının sağladığı avantajları da kullanarak sahip olduğu büyük medeniyet ve devlet birikiminin üzerinde yeni bir yükseliş sürecine girdiğinin altını çizerek, şöyle devam etti: “Dünyanın özellikle de gelişmiş ülkelerin küresel sağlık, finans, yönetim, güvenlik krizleriyle kıvrandığı dönemde, biz üretimimizle, istihdamımızla, ihracatımızla, büyümemizle hedeflerimize doğru ilerliyoruz. Son olarak Ukrayna’da yaşanan trajedi, demokrasi ve altyapı yanında güvenlikten ekonomiye bütün alanlarda kendi ayakları üzerinde duramayan bir ülkenin her an felakette yüzleşebileceğini hepimize tekrar hatırlatmıştır.
“TÜRKİYE OLARAK YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”
Ülkemizi nice siyasi ve ekonomik tuzaklardan, terör tehditlerinden, gizli açık ambargolardan, uluslararası kumpaslardan ve kaos denemelerinden kurtarırken aynı zamanda içerde de ciddi bir mücadele verdik. Bu süreçte çoğu da kendi irademiz ve kontrolümüz dışındaki gelişmeler üzerinden yürütülen kampanyalarla enerjimiz heba edilmek istendi. Bir dönem laiklik tartışmalarıyla, bir dönem köken üzerinden fitne çıkarmak gayretiyle toplumumuz bölünmek istendi. Ama biz bu ülkede Türk’üyle Kürt’üyle Laz’ıyla Çerkez’iyle Gürcü’süyle Arap’ıyla velhasıl 85 milyonuyla tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dedik ve bu yola böyle yürüdük. İnşallah bizi bölemeyecekler çünkü biz bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız kardeş olacağız hep birlikte Türkiye olarak yolumuza devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir dönem PKK ve DEAŞ terör örgütlerinin kanlı saldırılarıyla, bir dönem de FETÖ’nün darbe girişimleriyle Türkiye’ye diz çöktürülmek, bir dönem ise bölgedeki renkli devrimleri Türkiye’ye taşıma gayretleriyle ülkeye istikamet verilmek istendiğini, son 3-4 yıldır da ekonominin önünü kesme heveslerini boşa çıkarmakla uğraştıklarını bildirdi.
Milletle birlikte siyasi ve ekonomik bağımsızlığı hedef alan bu senaryoların hepsini yıkıp attıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bununla kalmadık, ülkemizin tüm imkânlarını asırlara sâri demokrasi ve kalkınma eksiklerimizin tamamlanmasına hasrederek, Türkiye’yi bölgesel ve küresel bir güç hâline getirdik. Her ne kadar bazıları bu hakikatleri görmek istemiyorsa da ülkemiz artık dünyanın en üst ligine yükselmiştir. Şimdi bu ligin de zirvesinde yer almanın mücadelesini veriyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hekimlerin bu mücadelenin en önde giden temsilcileri olduğuna dikkati çekerek, Türkiye’nin elde ettiği kazanımların, savuşturduğu saldırıların, bölgesel ve küresel bir güç hâline gelme yolunda aldığı mesafenin sırrının milletin birlik, beraberlik ve kardeşliği olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz birbirimizi para, pul, makam, mevki için değil sadece ve sadece Allah için sevdiğimiz sürece güçlüyüz” dedi.
Ülke ve millet olarak son iki asırdır, Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra yakalanan bu en büyük fırsatı mutlaka değerlendirmek mecburiyetinde olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras olarak gördüğümüz büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını tamamlayana kadar hiçbirimize durmak, duraksamak, tereddüt etmek, küsmek hele hele pes etmek yoktur. Aksi takdirde bizi tarih de affetmez, millet de affetmez, evlatlarımız da affetmez, geçmiş, şu toprağın altındaki büyüklerimiz de affetmez. Hikmet sırrının yolcusu hekimlerimizden kendi alanlarındaki gayretleri ve başarıları yanında işte bu büyük davanın da öncüsü, sancaktarı, lokomotifi olmalarını bekliyoruz. Bu öyle büyük bir misyon, öyle büyük bir dava, öyle büyük bir sorumluluktur ki yükünü de kazancını da şan ve şerefini de hiçbir maddi unsurla tarif etmek mümkün değildir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm hekimlerin 14 Mart Tıp Bayramı’nı tebrik ederek, “İlminizle, amelinizle, gayretinizle insanlığa yaptığınız hizmetler için sizlere şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Programın sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 14 Mart Tıp Bayramı Ödülleri verildi.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), uluslararası alanda stratejik bir başarıya imza attı. Endonezya’da düzenlenen INDO Defence 2025 fuarında Türkiye tarafından millî imkanlarla tasarlanan, geliştirilen ve üretilen Millî Muharip Uçak KAAN’ın Endonezya’ya satışına yönelik anlaşma sağlandı. Anlaşma kapsamında, 48 adet KAAN 5. Nesil Savaş Uçağı Endonezya’ya teslim edilecek.
11 Haziran tarihinde Jakarta’da gerçekleştirilen imza törenine Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Endonezya Savunma Bakanı Sjafrie Sjamsoeddin, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan, Milli Savunma Bakan Yardımcısı ve TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanvekili Şuay Alpay ve TUSAŞ Genel Müdürü Dr. Mehmet Demiroğlu katıldı.
Atılan imzalar kapsamında 48 adetlik Millî Muharip Uçak KAAN’ın teslimatı 120 ay içerisinde gerçekleşecek. Teslim edilecek KAAN uçaklarında ise millî imkanlarla üretilecek motor yer alacak.
Bu anlaşma, sadece Millî Muharip Uçak KAAN’ın teslimatını değil; Endonezya’ya havacılık alanında teknoloji transferini de kapsayacak. Türkiye ve Endonezya gerçekleştireceği stratejik iş birliğiyle bilgi paylaşımını ve yerel kabiliyetlerin geliştirilmesini de hedefleyecek. Öte yandan anlaşmayla birlikte KAAN’ın üretiminde Endonezya’nın sahip olduğu yerel kabiliyetlerden yararlanılacak.
KAAN’ın Endonezya’ya satışına yönelik ilk duyuruyu Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Erdoğan, “Yerli ve millî savunma sanayimizin kaydettiği gelişimi ve ulaştığı noktayı gözler önüne seren bu anlaşmanın Türkiye ve Endonezya için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Anlaşmanın huzurunda imzalandığı kıymetli mevkidaşım, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto’ya selam ve teşekkürlerimi iletiyorum. Savunma Sanayii Başkanlığımız ve TUSAŞ başta olmak üzere KAAN’ın üretiminde ve Türkiye tarihinin bu rekor ihracat sözleşmesinin imzalanmasında emeği geçen tüm kuruluşlarımızı tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.
KAAN: Türkiye’nin 5. Nesil Savaş Uçağı
KAAN, Türk mühendisliğinin geldiği en üst noktayı temsil eden, 5. nesil çok rollü savaş uçağıdır. Yüksek manevra kabiliyeti, düşük radar görünürlüğü (stealth), yapay zekâ destekli aviyonikleri ve ağ destekli harp yetenekleriyle dikkat çekmektedir. Hava-hava ve hava-yer görevlerinde üstün başarı sağlaması hedeflenen KAAN, aynı zamanda Türkiye’nin savunma alanındaki tam bağımsızlık vizyonunun simgesidir. İlk uçuşunu 21 Şubat 2024 tarihinde başarıyla gerçekleştiren KAAN, bu tarihi adımıyla Türk havacılığı açısından yeni bir dönemi başlatmıştır. 6 Mayıs 2024’te ise KAAN gök vatan ile ikinci kez bir araya gelmiştir.
Millî Muharip Uçak KAAN projesinin ilerleyen aşamalarında ise uçağa millî motorun entegrasyonu ile KAAN’ın tamamen millî hâle getirilmesi ve ihracat potansiyelinin daha da arttırılması hedeflenmektedir.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç başkanlığında Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) yeni üyeleri Anıtkabir’i ziyaret etti ve ilk Genel Kurul toplantısını gerçekleştirdi. Bakan Yılmaz Tunç, “Hukukun üstünlüğünü esas alan, öngörülebilir, gecikmeyen bir adalet sistemi vizyonuyla başta HSK olmak üzere yargı teşkilatımızla yoğun bir çalışma bizleri bekliyor.” dedi.
Bakan Yılmaz Tunç ve göreve yeni başlayan HSK üyeleri, Aslanlı Yol’dan yürüyerek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine geldi. Bakan Yılmaz Tunç, mozoleye çelenk bırakırken dua okudu. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından beraberindekilerle Misak-ı Milli Kulesi’ne geçen Bakan Tunç, Anıtkabir Özel Defteri’ne şunları yazdı:
“Aziz Atatürk, Cumhuriyetimizin teminatı olan hukuk devleti ilkesine bağlılıkla yargı bağımsızlığı ve hakimlik-savcılık güvencesini esas alan bir anlayışla görev üstlenen Hakimler ve Savcılar Kurulunun yeni üyeleri olarak huzurunuzdayız. Kurduğunuz Cumhuriyetin en temel dayanaklarından biri olan adaletin, her bireyin hakkını eşitlik ve tarafsızlık temelinde koruyan bir sistemle tecelli etmesi için büyük bir sorumluluk taşıdığımızın bilincindeyiz. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığından asla ödün vermeden, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da adalet hizmetlerinin daha etkin hale gelmesi için Türkiye Yüzyılı’nı adaletin yüzyılı yapmak hedefiyle azim ve kararlılıkla çalışacağız.
Planlı bir reform stratejisi içerisinde insan kaynağından fiziki ve teknolojik altyapıya, mevzuattan uygulamaya kadar her alanda gelişmeye devam eden yargı sistemimizi hukukun üstünlüğü ilkesinden ayrılmadan daha erişilebilir ve daha güvenilir yapmanın gayretiyle çalışmaya devam edeceğiz. Milletimizin vicdanında karşılık bulan adalet anlayışını yaşatmak ve emanet ettiğiniz Cumhuriyetimizin yüksek değerlerini daha da yüceltmek azmimizi bir kez daha aziz hatıranız önünde saygıyla ifade ediyoruz. Ruhunuz şad olsun.”
HSK YENİ ÜYELERİYLE İLK TOPLANTISINI YAPTI
Adalet Bakanı ve HSK Başkanı Yılmaz Tunç, HSK’ye yeni atanan üyelerin de katıldığı ilk Genel Kurul toplantısına başkanlık yaptı.
HSK binasında yapılan toplantının açılışında konuşan Bakan Tunç, HSK’ye seçilen yeni üyelerin, yargı camiasına ve adaletin tecelli etmesine büyük katkılar sunacağına yürekten inandığını söyledi.
HSK’nin yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının teminatı olan bir anayasal kuruluş olduğunu kaydeden Bakan Yılmaz Tunç, Kurulun bu noktadaki öneminin yadsınamaz olduğunu belirtti.
Türkiye’nin son 23 yılda her alanda olduğu gibi yargı alanında da önemli ilerlemeler sağladığına dikkati çeken Bakan Tunç, “Bu süre içerisinde özellikle mevzuatımızın, kanunlarımızın vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yenilenmesi anlamında TBMM’de yoğun çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Temel kanunlarımızın tamamı vatandaşlarımızın ihtiyacına uygun hale getirilerek yenilenmiştir. Yargının fiziki kapasitesi küçümsenmeyecek derecede artırılmıştır.” diye konuştu.
Vatandaşların adalete olan güvenini daha da artırmak için çalışmaları kararlılıkla sürdüreceklerini ifade eden Adalet Bakanı Tunç, “Bu anlamda yeni dönemde de yapacağımız çok önemli çalışmalar var. Son 20 yılda ülkemiz planlı bir yargı reformu stratejisi ile çalışmalarını bugünlere getirmiştir. Çok sayıda Yargı Reformu Strateji Belgesi kamuoyuyla paylaşılmış ve bu kapsamda da mevzuat düzenlemesi ve uygulamalar hayata geçirilmiştir.” dedi.
Bakan Tunç, 23 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde önemli hedefler olduğunu vurgulayarak, “Bu hedefleri önümüzdeki 5 yıllık süre içerisinde uygulama planı dahilinde hayata geçirerek özellikle hukukun üstünlüğünü esas alan, öngörülebilir, gecikmeyen bir adalet sistemi vizyonuyla başta HSK olmak üzere yargı teşkilatımızla yoğun bir çalışma bizleri bekliyor.” değerlendirmesini yaptı.
Belgenin ilk yargı paketinin bayram öncesi yasalaştığını anımsatan Bakan Yılmaz Tunç, “Ceza adalet sistemini daha etkin hale getirmeye yönelik başka hazırlıklar da var. Özellikle hukuk yargılamalarıyla ilgili süreçleri hızlandırmaya, daha adil bir sonuca varabilmek için yapılacak çalışmalar var.” dedi.
Yeni Kurulun görev yapacağı 4 yıllık süre içerisinde, “Türkiye Yüzyılı’nı adaletin yüzyılı” yapma hedefi doğrultusunda önemli çalışmalara imza atacaklarına inandığını dile getiren Bakan Tunç, şunları kaydetti:
“Daha güvenilir bir adalet sistemi noktasındaki bugüne kadar sürdürdüğümüz kararlı tutumdan hiç vazgeçmeden yeni dönemde de çok önemli çalışmalara imza atacağımızı belirtmek istiyorum. Her birinize hayırlı olsun dileklerimi iletiyorum. İnşallah, çok güzel çalışmalara hep beraber el birliğiyle imza atacağımızı ve milletimizin güvenine layık olmak için yoğun bir çaba göstereceğimizi ifade etmek istiyorum.”
Türk İş Dünyasının önde gelen isimlerinden Kibar Holding Kurucu ve Onursal Başkanı Asım Kibar, hayatını kaybetti.
GÜZEL İNSAN ASIM KİBAR
Türk sanayiinin önde gelen isimlerinden Kibar Holding Kurucu ve Onursal Başkanı Asım Kibar, hayatını kaybetti. Duayen iş adamı Kibar’ın cenazesi, 8 Haziran Pazar günü Barbaros Hayrettin Paşa Camii’nde ikindi namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından, Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki aile kabristanına defnedilecek.
Sanayiinin gelişiminde büyük görevler üstlenen Asım Kibar, kurucusu olduğu Kibar Holding ile alüminyum, otomotiv, gıda, gayrimenkul ve enerji gibi birçok sektörde öncü yatırımlara imza attı. Sanayinin yanı sıra sağlık ve eğitim alanında çok sayıda insanın hayatına dokunan sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirdi. İş dünyasında güven, dürüstlük, çalışkanlık ve inovasyon gibi değerlere büyük önem veren Kibar, çalışanlarıyla sık sık bir araya gelerek deneyimlerini paylaşan bir lider olarak tanınıyordu. “Güven En Değerli Servet” adlı bir otobiyografik eseri de bulunan Asım Kibar, 92 yıllık ömrüne birçok başarı sığdırdı.
Değerli büyüğümüz saygın iş adamı Sayın Asım Kibar Beyefendiyi kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Kendisini rahmetle ve minnetle anıyoruz Saygıdeğer Kibar Ailesine ve Assan Camiasına baş sağlığı dileklerimizi iletiyoruz Allah sabır metanet ihsan eylesin. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun Nur İçinde Yatsın
Kestiğiniz kurbanların, ettiğiniz duaların, yaptığınız ibadetlerin Hak katında kabul, karin ve makbul olmasını Rabbimden niyaz ediyoruz Yüce Allah Milletimizi sağlık, huzur ve esenlik içinde idrak edeceğimiz selim bir kalple şuuruna ereceğimiz daha nice bayramlara eriştirsin, diyoruz
Sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, mutlu ve bereketli bir bayram geçirmeniz dileğiyle. Bayramınız mübarek olsun!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kurban Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Ekonomi, dış politika ve güvenlik alanında attığımız adımları ‘Terörsüz Türkiye’ sürecimizle daha muhkem bir zemine oturttuk. ‘Terörsüz Türkiye’ menziline suhuletle vardığımızda daha güçlü, çok daha müessir bir geleceği, öyle inanıyorum ki hep birlikte kucaklayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kurban Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, tüm vatandaşların Kurban Bayramı’nı tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında şunları kaydetti: “Müşerref olduğumuz Kurban Bayramınızı can-ı gönülden tebrik ediyorum. Bizleri bir bayrama daha kavuşturan Cenab-ı Allah’a sonsuz hamd olsun. Bu aziz ve mübarek günlerin ülkemiz, milletimiz, İslam âlemi ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
“BİRLİK RUHUMUZU TAZELEDİĞİMİZ BAYRAMLAR, AYNI ZAMANDA RIZAYI İLAHİYE AÇILAN BEREKET KAPILARIDIR”
Kestiğiniz kurbanların, ettiğiniz duaların, yaptığınız ibadetlerin Hak katında kabul, karin ve makbul olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Yüce Allah bizleri sağlık, huzur ve esenlik içinde idrak edeceğimiz; selim bir kalple şuuruna ereceğimiz daha nice bayramlara eriştirsin, diyorum.
Birlik ve beraberlik ruhumuzu tazelediğimiz, dayanışma ve kardeşlik bağlarımızı güçlendirdiğimiz bayramlar, aynı zamanda rızayı ilahiye açılan birer bereket kapılarıdır. Millet olarak hep birlikte teneffüs ettiğimiz bayram iklimi, yardımlaşma ve muhabbet duygumuzun en üst düzeyde seyrettiği mümbit bir atmosferdir. 86 milyon vatandaşımızın her birinin bu atmosferi iyi değerlendireceğine; hayır ve hasenat faaliyetleriyle güzelleştireceğine yürekten inanıyorum.
Gazze’de ve işgal altındaki topraklarda destansı bir mücadele veren; İsrail’in bütün barbarlıkları karşısında vakur bir direniş sergileyen Filistinli kardeşlerimizi de ülkem ve milletim adına hürmetle selamlıyor, Kurban Bayramlarını yürekten tebrik ediyorum. Saldırılarda şehit düşen tüm Gazzeli kardeşlerimi rahmetle yâd ediyor; yaralılara acil şifalar diliyorum.
“GÖNÜL COĞRAFYAMIZIN FARKLI KÖŞELERİNDE SÜREGELEN İSTİKRARSIZLIKLARIN BİR AN ÖNCE SON BULMASINI TEMENNİ EDİYORUM”
Gazze, Sudan ve Somali başta olmak üzere, gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde süregelen istikrarsızlıkların bir an önce son bulmasını temenni ediyorum.
Türkiye olarak gerek Filistin’deki soykırımın durdurulması gerekse Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın adil bir barışla neticelenmesi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. 2 Haziran Pazartesi günü İstanbul’da yapılan toplantı, dördüncü yılına giren kuzeyimizdeki kanlı savaşın bitirilmesi yönünde tarihî bir adım olmuştur.
Komşumuz Suriye’de Yeni Yönetimin ülkenin millî birliği, toprak bütünlüğü ve sürdürülebilir kalkınması için verdiği mücadeleyi takdirle karşılıyoruz. Bölgedeki tüm kardeş ülkelerin de destekleriyle Suriye, inanıyoruz ki kalıcı huzura kavuşacak, eski ihtişamlı günlerine yeniden dönecektir.
Küresel piyasalardaki dalgalanmaların ülkemize etkisini asgariye indirecek ekonomi politikalarını kararlılıkla uyguluyoruz. Makroekonomik istikrar ve reform programının olumlu etkilerini enflasyon başta olmak üzere birçok alanda görüyoruz. Hayat pahalılığı başta olmak üzere, vatandaşlarımızın hayat standardını düşüren her türlü sorunla mücadelemiz sürüyor.
Aynı şekilde, Asrın Felaketinin açtığı yaraları süratle sarıyoruz. 201 bin konutumuzun anahtarını hak sahibi afetzedelerimize teslim ettik. 252 bin ilave yapı ile, inşallah yıl başına kadar toplam 453 bin konut ve iş yerinin anahtarlarını depremzede kardeşlerimize takdim edeceğiz.
“EKONOMİ, DIŞ POLİTİKA VE GÜVENLİK ALANINDA ATTIĞIMIZ ADIMLARI ‘TERÖRSÜZ TÜRKİYE’ SÜRECİMİZLE DAHA MUHKEM BİR ZEMİNE OTURTTUK”
Ekonomi, dış politika ve güvenlik alanında attığımız adımları ‘Terörsüz Türkiye’ sürecimizle daha muhkem bir zemine oturttuk. Örgütün kendini fesih ve silah bırakma kararı almasının ardından yeni bir aşamaya geçtik. Aziz milletimizin duası, siyaset kurumunun desteğiyle yakın bir zamanda yarım asırlık bir musibetten ülkemizi inşallah hep beraber kurtaracağız. Şu hususun altını da özellikle çizmek istiyorum: Şehitlerimizin ruhlarını muazzep edecek; şehit yakınlarımız ve gazilerimizi incitecek hiçbir girişime bugüne kadar müsaade etmedik; bundan sonra da asla müsaade etmeyiz. ‘Terörsüz Türkiye’ menziline suhuletle vardığımızda daha güçlü, çok daha müessir bir geleceği, öyle inanıyorum ki hep birlikte kucaklayacağız.
86 milyon olarak ebedi kardeşliğimizi ve iç cephemizi güçlendirdiğimiz bir dönemde, ana muhalefetin ‘kimseyle bayramlaşamayan parti’ hâline dönüşmesinden duyduğumuz üzüntüyü de ifade etmek isterim. Temennimiz; yanlışta ısrarın bir an önce son bulması ve Türkiye’nin tüm renklerinin özellikle bayramlarda bir araya gelmeyi başarabilmesidir. Çünkü ülkemizin dört bir yanını süsleyen billboardlarda dediğimiz gibi; ‘adımız kardeşlik, soyadımız Türkiye’dir.
“YOLA ÇIKACAK TÜM VATANDAŞLARIMIZDAN TRAFİK KURALLARINA TİTİZLİKLE UYMALARINI İSTİRHAM EDİYORUM”
Bu düşüncelerle, Kurban Bayramı’nın ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için bir kez daha hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Tüm vatandaşlarımın, gönül coğrafyamızda ve dünyanın farklı ülkelerindeki her bir kardeşimin bayramını tekrar tebrik ediyorum. Rabbim, hac farizasını yerine getirmek üzere kutsal topraklarda bulunan tüm kardeşlerimizin dua ve ibadetlerini kabul eylesin, diyorum.
Yola çıkacak tüm vatandaşlarımızdan trafik kurallarına titizlikle uymalarını özellikle istirham ediyorum. Sizleri bir kez daha saygıyla, sevgiyle selamlıyor; hepinize hayırlı bayramlar diliyorum. Kurban Bayramımız mübarek olsun. Kalın sağlıcakla…”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.