Connect with us

Dünya

“Dünya güvenlik ve ekonomi mimarisi yeni baştan yapılanırken Türkiye her alanda farkını ve gücünü ortaya koyuyor”

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Dünya güvenlik ve ekonomi mimarisi yeni baştan yapılanırken Türkiye her alanda farkını ve gücünü ortaya koyuyor” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam’da AK Parti 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün ve yarın gerçekleştirecekleri çalışma oturumlarında, meclis faaliyetlerinden güvenlik ve dış politikaya, ekonomiden tarım ve enerjiye kadar pek çok başlığı sunumlar, soru ve cevaplarla ele alacaklarını söyledi.

Toplantının, AK Parti, Türkiye ve millet için hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biliyorsunuz, en son İstişare ve Değerlendirme Toplantımızı 2019 Ekim’inde yapmıştık. Salgın döneminde toplantılarımıza mecburen ara verdik, hamdolsun ülke ve millet olarak bu sıkıntılı süreci en az kayıpla geride bıraktık” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kovid-19 teşhisi ile hayatını kaybeden yaklaşık 99 bin vatandaşa Allah’tan rahmet diledi, hastalığı geçirenlere de geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Türkiye’nin Kovid-19 salgını ile mücadelesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu zorlu süreçte sergilediği dirayetli duruş, ülkemize 20 yılda kazandırdığımız hizmet ve eserlerin önemini bir kez daha göstermiştir. Ülkemizin son 20 yıldaki kazanımları her alanda hayatımızın ayrılmaz birer parçası hâline geldiği için çoğunun altında kendi imzamızın olduğunu dahi unutmaya başladık. Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür derler” değerlendirmesinde bulundu.

“DERS KİTAPLARI İLE BİRLİKTE YARDIMCI KAYNAKLARI DA ÖĞRENCİLERİMİZE ÜCRETSİZ DAĞITMAYA BAŞLIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete verilen hizmetlerin her fırsatta hatırlanması ve hatırlatılması gerektiğini belirterek “İktidara gelirken milletimize ‘Ülkemizi dört temel unsur üzerinde yükselteceğiz’ dedik. Bunlar eğitim, sağlık, adalet ve emniyet temelleri. Bunun içinde her zaman eserlerimizi ve hizmetlerimizi anlatmaya bu sırayla başlıyoruz” dedi.

Son 20 yılda Türkiye’ye kazandırdıkları asırlık eser ve hizmetlerin kısa bir özetini paylaşacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçtiğimiz 20 yılda eğitimde yükseköğretim dâhil toplam eğitim bütçemizi yılda 10,3 milyar liradan 274,3 milyar liraya çıkardık. Derslik sayımızı 343 binden 611 bine yükselttik. Hükûmete geldiğimizde 526 bin öğretmen varken biz bugüne kadar toplam 730 bin yeni öğretmen ataması yaptık. Öğrencilerimize 2003 yılından beri toplam 4 milyar adet ders kitabını her eğitim-öğretim yılı başında masalarında olacak şekilde ücretsiz olarak verdik. Artık ders kitapları ile birlikte yardımcı kaynakları da öğrencilerimize ücretsiz dağıtmaya başlıyoruz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maarif Vakfı vasıtasıyla 49 ülkede 406 okul, bir yükseköğretim kurumu, 21 eğitim merkezi ve 44 yurt ile eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürdüklerini anımsatarak şunları söyledi: “İktidarı devraldığımızda 76 olan üniversite sayımız, bugün 208’e ve 81 vilayetimizin tamamında 70 bin olan akademik personel sayımız 185 bine, 1,5 milyon olan üniversite öğrencisi sayımız bunun altını özellikle çiziyorum 8,3 milyona çıktı.”

“19 ŞEHİR HASTANEMİZLE BİRLİKTE HİZMET KALİTESİNİ YÜKSELTTİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlıkta farklı kurumlara bağlı hastaneleri birleştirerek sağlık sigortasını neredeyse nüfusumuzun tamamını kapsayacak şekilde genişleterek tarihî bir reforma imza attık. Bunun yanında hastane yatak sayımızı 164 binden 258 bine, nitelikli yatak sayımızı 19 binden 165 bine yükselttik. Açtığımız toplamda 25 bin 298 yatak kapasiteli 19 şehir hastanemizle birlikte hizmet kalitesini yükselttik. Toplamda 18 bin 794 yataklı 14 şehir hastanemizin inşası ikisinin ise ihale ve proje çalışmaları devam ediyor. Son dönemde devlet hastanelerindeki sağlık hizmetleri konusunda muayene randevularındaki gecikmeler başta olmak üzere sistemdeki kimi aksaklıklar ile ilgili şikâyetler gelmeye başladı. Salgının bitmesiyle bu sorunları hemen gündemimize aldık, süratle çözümünü sağlayacak adımları atıyoruz.”

Gençlik ve spor alanında, gençlik merkezi sayısını dokuzdan 407’ye, spor tesisi sayısını bin 575’ten 4 bin 127’ye çıkardıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yükseköğrenim yurt yatak kapasitesini 182 binden 746 binin üzerine, yükseköğrenim burs ve kredi tutarını öğrencileri için aylık 45 liradan 850 liraya, yüksek lisans öğrencileri için aylık 90 liradan bin 700 liraya, doktora öğrencileri için aylık 135 lirayı 2 bin 550 liraya yükselttiklerini hatırlattı.

“TOPLAM İSTİHDAM SAYISI 30 MİLYONU GEÇTİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile ve sosyal hizmetler alanında son 20 yılda toplam 522 milyar liranın üzerinde sosyal yardım yardım yaptıklarına işaret ederek şunları kaydetti: “Kamuda 192 bin yeni engelli kardeşimizi istihdam ettik. Şiddet önleme ve izleme merkezleri şönimleri 81 ilimizde faaliyete geçirdik. Son 10 yılda kadın konukevlerinde toplam 325 bin kadınımız ve 190 bin çocuğumuz misafir oldu. Çalışma ve sosyal güvenlikte 2002 yılında 184 lira olan net asgari ücret bugün 4 bin 253 liraya ulaştı. İstihdamda 2002 yılında 12 milyon olan aktif sigortalı sayımız bugün 24 milyon 504 bini bulurken, toplam istihdam sayısı 30 milyonu geçti.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidara geldiklerinde 9 bin 349 olan hâkim savcı sayısını, bu yıl itibarıyla 22 bin 709 dokuza yükselttiklerini, mahkeme sayısını adli yargıda yüzde 91, idari yargıda yüzde 42 artırarak davaların sonuçlanma süresini hızlandırdıklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, inşa ettikleri 276 adalet hizmet binasıyla yargı faaliyetlerinin yapılan işin önemine uygun mekânlarda yürütülmesini sağladıklarını dile getirerek merdiven altı adaletçiliğe son verdiklerini kaydetti.

“GÜVENLİ BÖLGELERE, 500 BİNİN ÜZERİNDE SURİYELİ KARDEŞİMİZİN DÖNMESİNİ SAĞLADIK”

İçişleri alanında, valilikleri ve kaymakamlıkları yetkiden bütçeye kadar her alanda güçlendirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yerel yönetim mevzuatlarında yaptığımız düzenlemelerle mahalli idare sistemimizi günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek seviyeye çıkardık. Muhtarlarımızı özlük haklarından çalışma binalarına kadar her alanda destekledik. Düzensiz göçle mücadele için 16 bin kişi kapasiteli 26 geri gönderme merkezi kudurduk. Suriye’de derinleşen insanlık dramına karşı sınır ötesi harekâtlarımızın başladığı günden bugüne oluşturduğumuz güvenli bölgelere, 500 binin üzerinde Suriyeli kardeşimizin geri dönmesini sağladık.”

Türk milleti için güçlü bir orduya sahip olmanın tarih boyunca hep olageldiği gibi bugün de bir tercih değil mecburiyet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Uzunca bir süre ordumuzu içten içe çürütmek, ölürsem şehit kalırsam gazi anlayışında vücut bulan vatan müdafaasında zafiyete düşürmek, tarihiyle ve kadim değerleriyle bağını koparmak için her yola başvurdular. Bunun için her dönem farklı araçlar, farklı kişiler kullandılar. En son FETÖ ihanet çetesinin ordumuz içindeki elemanlarıyla bu emellerine ulaşmaya çalıştılar. Hamdolsun, milletimizle birlikte bu büyük ihanet oyununu bozduk.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ’den temizlediğimiz Türk Silahlı Kuvvetlerimizi personel temini ve eğitiminden silah gücüne kadar her alanda dünyanın en modern orduları arasına katacak adımları attık. Bu sayede Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı harekâtları ve Nisan ayında başlattığımız Pençe-Kilit Operasyonu ile güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu darmadağın ettik. Hem güney sınırlarımızdaki güvenlik hattımızın eksiklerini yeni harekâtlarla tamamlayacak hem de karasıyla, deniziyle, havasıyla tüm kuvvetlerimizi her türlü göreve hazır hâle getirecek çalışmaları titizlikle yürütüyoruz” dedi.

“ÜLKEMİZİN HER KARIŞINA MÜHRÜMÜZÜ VURDUK”

AK Parti hükûmetleri döneminde, milletin hayatında en büyük kolaylıkları sağladıkları alanlardan birinin ulaştırma olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 bin 100 kilometreden devraldıkları bölünmüş yol mesafesini 28 bin 550 kilometreye, bin 710 kilometreden devraldıkları otoyol uzunluğunu 3 bin 532 kilometreye çıkardıklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidara geldiklerinden sonra Türkiye’deki kara yolu tünel sayısını 83’ten 466’ya, tünel uzunluğunu 50 kilometreden 651 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğunu 311 kilometreden 724 kilometreye yükselttiklerini ifade ederek şunları kaydetti: “Son 20 yılda ülkemizin dört bir yanında hizmet aldığımız Osmangazi, Yavuz Sultan Selim, Adıyaman-Nissibi, Elazığ-Ağın Tohma, Hasankeyf-2, Çanakkale 1915 köprüleriyle; Bolu Dağı, Avrasya, Ilgaz 15 Temmuz İstiklal, İzmir Konak, Erkenek, Cankurtaran, Sabuncubeli, Ovit, Kızılcahamam-Çerkeş, Salarha, Pirikayalar tünelleriyle, İstanbul-Bursa-İzmir, Kuzey Marmara, Menemen-Aliağa-Çandarlı, Ankara-Niğde, Kınalı-Tekirdağ, Çanakkale-Savaştepe otoyollarıyla, daha burada saymakla bitiremeyeceğimiz nice eserlerimizle ülkemizin her karışına mührümüzü vurduk. Toplam bin 213 kilometre hızlı tren hattı, 2 bin 74 kilometre demiryolu ağır, 8 bin 453 kilometre elektrikli ve sinyalli hat inşa ederek 21 bin 590 kilometre demiryoluyla demir yollarımızı âdeta yeniden ayağa kaldırdık.”

Hava yollarında yapılan yatırımlara da dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidara geldiklerinde 26 olan havaalanı sayısını 31 ilaveyle 57’ye çıkardıklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi tüm vatandaşlarımız hangi şehre giderse gitsin indiği zaman havaalanına veya havalimanına, oradan evine ortalama yarım saatte ulaşma imkânına sahip. Modern bir hayat yaşamayı, medeni bir hayat yaşamayı işte attığımız bu adımlarla sağladık” diye konuştu.

Denizcilikte de tersane sayısını 37’den 84’e, yat bağlama kapasitesinin 8 bin 500’den 18 bin 545’e yükselttiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilgi ve iletişim teknolojilerinde ise 2002 yılında sadece 3 bin olan geniş bant abone sayısının 87,5 milyona, elektronik devlet kullanıcısının da 57,6 milyona ulaştığını söyledi.

“YENİ MÜJDELERLE MİLLETİMİZİN KARŞISINDA OLACAĞIZ”

Çevre ve şehircilik alanındaki yatırımlara da dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Son 20 yılda atık su arıtma tesisi sayısı 145’ten bin 176’ya ve atık su arıtma hizmeti verilen belediye nüfusu yüzde 35’ten yüzde 90’a çıkarttık. Kentsel dönüşüm kapsamında 59 ilimizde 277 riskli alanda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 446 millet bahçesi projemizden 128’ini tamamladık. 126 millet bahçemizin yapımı, 192’sinin ise ihale, proje ve yer seçim süreci devam ediyor. TOKİ eliyle toplam 1 milyon 100 bin konut ürettik, 3 milyon konutun dönüşümünü tamamladık. İnşallah yakında bu konuda yeni müjdelerle milletimizin karşısında olacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 20 yılda çiftçilere 183 milyar lira tutarında tarımsal destek verdiklerini belirtti.

Tarımsal gayri safi yurtiçi hasılayı yaklaşık 37 milyar liradan 407 milyar liraya yükselttiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, orman varlığını da 21 milyon hektardan 23 milyon hektara çıkardıklarını; baraj sayısını 276’dan 930’a, hidroelektrik santral sayısını 97’den 730’a, içme suyu tesisi sayısını 84’ten 370’e, sulama tesisi sayısını bin 764’ten 3 bin 325’e, taşkın koruma tesisi sayısını 5 bin 18’den 10 bin 267’ye ulaştırdıklarını belirtti.

“MİLLETİMİZE GÜVENDİĞİMİZ, ÜLKEMİZE İNANDIĞIMIZ İÇİN 20 YILDIR AYAKTAYIZ”

Milletin refahını yükseltmeye yönelik hazine ve maliye politikaları sayesinde millî geliri 238 milyar dolardan 1 trilyon dolar sınırına kadar getirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadelere yer verdi: “Şayet, Gezi olaylarıyla başlayan ve ardı ardına devam eden ihanetlerin ülkemize kur, faiz, enflasyon şer üçgeni üzerinden ödettiği ağır bedeler olmasaydı bugün 1,5 trilyon doları bulan bir millî gelirle çok farklı bir yerde olacaktık. Sahnede ülkemiz aleyhine hangi oyun sergilenirse sergilensin gerisinde bunu destekleyecek bir ekonomik sabotaj mutlaka vardır. Buna rağmen ülkemize, ne siyasette ne ekonomide diz çöktürülmesine izin vermedik, vermeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin şehit kanlarıyla heba edilen kaynaklarıyla kaybedilen vaktiyle ödediği bedellerde payı olan herkesin yakasına yapışmak boynumuzun borcudur. PKK’yla mücadelemizin de FETÖ’nün üzerine tavizsiz gidişimizin de CHP ve şürekâsına karşı siyaset zemininde verdiğimiz sert mücadelenin de sebebi, milletimize olan işte bu borcumuz, işte bu sorumluluğumuzdur” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Karşımıza çıkarılan aktörlerin birer aparat, yürütülen kampanyaların birer proje olduğunu biliyor; asıl mücadeleyi, bu aparatların yularını ellerinde tutanlara, projelerin gerçek sahiplerine karşı veriyoruz. Biz ‘başaramayacaksınız’ diye meydan okudukça üzerimize yeni yöntem ve araçlarla gelmeyi sürdürenlere diyoruz ki, bu milletin son ferdi de toprağa düşmeden sinsi senaryolarınızı hayata geçiremeyeceksiniz. Biz istiklal ve istikbal diyerek mücadele bayrağını yükselttikçe ayağımıza taktıkları çelmeleri artıranlara diyoruz ki, bu milletin son ferdi de şehit olmadan aziz vatanımızın tek karış toprağını kirletemeyeceksiniz. Biz ‘büyük ve güçlü Türkiye’ diyerek hedeflerimize kilitlendikçe eşi benzeri görülmemiş bir kin ve nefretle üzerimize saldıranlara diyoruz ki, son ferdi de nefesini tüketmede bu milleti esir alamayacaksınız.”

Türkiye’nin ekonomide geldiği yerin de yaşadığı kayıpların da bu perspektiften değerlendirmek gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tabii onların göremedikleri, fark etseler bile anlayamadıkları bir gerçek var. Bu gerçek, Türkiye’nin potansiyelinin ve gücünün kâğıt üzerindeki ölçeklerin çok üzerinde olduğudur. Eğer biz kâğıt üzerindeki hesaplara kalsaydık ne vesayetle mücadelemizi başarıya ulaştırabilirdik ne terörle mücadelemizi zaferle neticelendirebilirdik ne darbecileri bozguna uğratabilirdik ne de uluslararası ayak oyunlarıyla baş edebilirdik. Biz milletimize güvendiğimiz, ülkemize inandığımız, inancımızdan şüphe duymadığımız için 20 yıldır Allah’a hamdolsun ayaktayız. Hani ‘komünistin komünistliği parayı buluncaya, ateistin ateistliği uçak sallanıncaya kadardır’ derler ya aparatları ve ağababalarıyla bunların havası da milletin önüne çıkıncaya kadardır. Onun için hep ne diyoruz, elbette ihtiyatı ve tedbiri elden bırakmadan biz kimin ne dediğine ne yaptığına bakmadan kendi işimizi yapacağız, kendi işimizi Allah’ın izniyle yürüteceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin toplam yatırım miktarını 70 milyar liradan 2 trilyon lira seviyesine kadar yükselttiklerini belirtti.

Hafta başı açıklanan 2022 yılı ilk çeyrek büyüme verilerine göre, dünya küçülürken Türkiye’nin büyümesinin yüzde 7,3 olarak gerçekleştiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticarette 36 milyar dolar olan ihracatı 225,2 milyar dolara ulaştırdıklarını, yılsonu hedefinin ise 250 milyar dolar olduğunu kaydetti.

“SAVUNMA SANAYİİNDE İHRAÇ EDİLEN ÜRÜN ÇEŞİDİNİ 228’E YÜKSELTTİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dış ticaret hacminin 87,6 milyar dolardan 500 milyar dolar sınırına dayandığını ve ihracat yapan firma sayısının 33 bin 523’ten yaklaşık 3 kat artışla 101 bin 361’e çıktığını aktararak, “Hani diyorlar ya ‘kepenkler iniyor’ falan. İşte bak ben size resmî rakam veriyorum” ifadesini kullandı.

Dışişlerinde 163’ten aldıkları dış temsilcilik sayısını, 253’e ulaştırarak temsil ağını güçlendirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Savunma sanayiinde her biri ayrı öneme sahip projelerimizin bütçesini 5,5 milyar dolardan 75 milyar dolara yükselttik. Göreve geldiğimizde savunma sanayiinde yerli oranımız yüzde 20’ydi, şimdi yüzde 80. Bak nereden nereye geldik? Batı bize savunma sanayiiyle ilgili istediklerimizi vermezken artık şimdi biz Batı’ya ihraç eder hâle geldik. Bu alandaki ihracatımızı 248 milyon dolardan aldık, geçtiğimiz yıl 3 milyar 224 milyon dolar ile rekoru kırdık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İHA ve SİHA’lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere savunma sanayiinde ihraç edilen ürün çeşidinin 228’e yükseldiğini hatırlatarak, şöyle devam etti: “Birileri diyor ki ‘Amerika’da bir ofis açsanız’ Gerek yok, şu anda zaten onlar buraya geliyor. Şu an itibarıyla Türkiye sürekli kapısına gelinen ve ‘Bize de yok mu?’ denilen ülke hâline geldi. Sanayi ve teknolojide 142 yeni organize sanayi bölgesi, 25 endüstri bölgesi, 87 teknopark kurarak üretim altyapımızı genişlettik. Millî Uzay Programımızı oluşturduk. 2023 yılında bir Türk vatandaşının uluslararası uzay istasyonuna gönderilmesi sürecini başlattık. Yerli otomobilimiz üretim aşamasına geçmek üzere, inşallah yakında yollarda göreceğiz.”

“ESERLERİMİZİN VE HİZMETLERİMİZİN LİSTESİ, GÜNLERCE ANLATSAK BİTMEYECEK UZUNLUKTADIR”

Enerjide, toplam kurulu gücü 31 bin 846 megavattan 100 bin megavat sınırına kadar çıkardıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz’de 540 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfettiklerini, yerli ve yenilenebilir enerji üretimine yaptıkları yatırımlarla Türkiye’nin dışa bağımlılığını aşama aşama azalttıklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kültürde dünya mirası listesinde olan varlık ve alan sayısını dokuzdan 19’a, yurt dışından getirilen eser sayısını 2 bin 525’ten 9 bin 30’a, kazı sayısını 57’den 146’ya yükselttiklerine değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Turizmde salgın şartlarına rağmen geçtiğimiz yıl turist sayımızı 30 milyonun üzerine, turizm gelirlerimizi 24,5 milyar dolara ulaştırdık. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz vasıtasıyla restore edilen eser sayımızı 46’dan 5 bin 680’e çıkardık. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, YTB, AFAD, TRT gibi kurumlarımız vasıtasıyla ülkemizin sesini ve nefesini tüm dünyada duyuruyoruz. Eserlerimizin ve hizmetlerimizin listesi, saatlerce, günlerce anlatsak bitmeyecek uzunluktadır. Dizi filmlerimiz artık dünyanın değişik ülkelerinde izlenme rekorları kırıyor, bu noktaya geldik. Sadece 2022 yılı içinde yaptıklarımızı şöyle ana hatlarıyla bir gözümüzün önünden geçirmek bile bize çok şey anlatır.”

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Uçak Üretim Tesisi’ni hizmete açtıklarını, Konya-Karaman hızlı tren hattını hizmete sunduklarını, organize sanayi bölgeleri mesleki eğitim merkezlerinin toplu açılışını yaptıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Test, eğitim ve istihbarat gemimiz Ufuk’un hizmete giriş törenine katıldık. Aydın Söke’de ülkemizin en büyük kâğıt fabrikasını hizmete açtık. Giresun Dereli’de afet konutlarını hak sahiplerine teslim ettik. Boğazlara taktığımız dördüncü gerdanlık olan 1915 Çanakkale Köprüsü’nü hizmete sunduk. Tokat Havalimanı’nın hizmete açılış törenine katıldık. Malatya çevre yolunu canlı bağlantıyla hizmete açtık. Phaselis Tüneli’nin açılışını canlı bağlantı ile yaptık. Pınarhisar ve Çakıllı çevre yollarının açılış törenine canlı bağlantı ile iştirak ettik” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib’de ve diğer güvenli bölgelerde yapımına başlanan 100 bin briket evden tamamlanan 57 bininin açılış törenine mesajla katıldığını anımsatarak özel eğitim okullarına malzeme dağıtımı töreninde engelliler ve sporcularla buluştuğunu söyledi.

Deniz üzerine inşa edilen Rize-Artvin Havalimanı’nın açılış törenine de katıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış törenini Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptıklarını söyledi.

“560 BİN KİŞİNİN KATILIMIYLA FETİH ŞENLİĞİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri’nin temelinin atıldığını, yerli ve millî denizaltıların havuza çekme ve ilk kaynak törenlerine katıldıklarını anımsatarak şöyle devam etti: “Artık bize bir akıncı mesafesinde bulunan can Azerbaycan’da TEKNOFEST kuşağı gençlerimizin ‘2 devlet, 1 millet, 1 festival’ ruhu ile nasıl kucaklaştığına hep birlikte şahit olduk. Azerbaycanlı kardeşlerimizin 28 Mayıs Bağımsızlık Günü’nü her açıdan göz kamaştırıcı bir teknoloji şöleniyle taçlandırdık. Geçtiğimiz hafta sonunda İstanbul’un fethinin 569’uncu yıl dönümünün coşkusunu Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi müjdesi ile milletimizle birlikte yaşadık. Bu havalimanında hamdolsun o gün İstanbul’daki birçok engelleyici trafik şartlarına rağmen -verilen resmî rakamı söylüyorum- 560 bin kişinin katılımıyla fetih şenliğini gerçekleştirdik.”

Daha pek çok şehirde katıldıkları toplu açılış törenleri, Ankara ve İstanbul’daki sayısız programla millete hizmet ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlıkların son 20 yıllık faaliyetleriyle ilgili ayrıntılı bilgi içeren dosyaların AK Parti Genel Sekreterliği tarafından elektronik ortamda teşkilatlara gönderildiğini söyledi.

“GECEMİZİ GÜNDÜZÜMÜZE KATMAK SURETİYLE MİLLETİMİZİN GÖNLÜNÜ KAZANMAYA BAKACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli olanın yapılan çalışma ve hizmetlerin unutulmaması ve hatırlanmasının sağlanması olduğunun altını çizerek şöyle devam etti: “Rabbim bize şöyle emrediyor, ‘Gevşemeyin, hüzünlenmeyin, eğer inanıyorsanız üstün olan muhakkak sizsiniz’ Yine Rabbimiz bize ‘İnsan için ancak çalıştığı kadarı vardır’ diyor. Üstünlüğün takvada, aynı şekilde çok çalışmakta, çok eser ve hizmet üretmekte olduğunu bilerek, gecemizi gündüzümüze katmak suretiyle milletimizin gönlünü kazanmaya bakacağız. Bizimle eser ve hizmet siyasetinde yarışamayanların işi yalan ve iftiraya dökmesinin sebebini ancak işte bu şekilde milletimize gösterebiliriz. Partimizin kuruluşundan bugüne bu eser ve hizmetlerin ülkemize kazandırılmasında emeği geçen tüm kardeşlerimi şükranla yâd ediyor, ebedî âleme uğurladığımız kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.”

Türkiye’yi eserlerle donatmanın, millete aşkla hizmet etmenin mücadelesini verirken, “siyasetin cilvesi” diyebilecekleri bazı kişiler ve konularla uğraşmak mecburiyetinde kaldıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: “Türk siyasi tarihinin en ağır, en eziyetli, katlanması en zor cilvesi maalesef bize, bizim dönemimize denk geldi. Bu talihsiz cilvenin adı Kılıçdaroğlu’dur. Karşımızda öyle bir karakter var ki ciddiye alsak ciddiye alınacak tarafı yok. Gülüp geçsek gülünecek tarafı yok. Biz de çoğunlukla yok saymayı tercih ediyoruz. Kendisini uzunca bir süre yok saydığımızda da arsızlara özgü bir cesaretle yalanın, iftiranın, zırvanın dozunu sürekli yükseltiyor. Biz de mecburen bu zatı ara ara paçasından tutup aşağıya çekmek durumunda kalıyoruz. Yine böyle bir mecburiyetle karşı karşıyayız. CHP’nin başındaki zat, güya bizim geçtiğimiz salı günü AK Parti Meclis Grubu Toplantımızda sorduğumuz sorulara cevap vermiş. Sonra da yine güya bize 10 soru sormuş. Bizim sorularımıza verdiği cevapların her satırından, bu zatın hep işaret ettiğimiz sinsiliği, riyakârlığı, kifayetsizliği buram buram tütmektedir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Birinci sorum olan ‘Hiçbir ayrım yapmadan tüm terör örgütlerini lanetleyip lanetlemeyeceğine’ verdiği cevaptaki örgüt ilişkilerinden devletin terörle mücadele taktiklerine kadar tüm göndermeler, Türkiye’yi birilerine gammazlayan, hatta el altından müdahaleye çağıran alçakça tuzaklarla bezelidir. İkinci sorum olan, ‘Türkiye’nin PKK ve YPG’ye karşı yürüttüğü sınır ötesi harekâtlarını destekleyip desteklemediklerini’, yabancı postal gibi yapılan işlerle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir iğrençliği karıştırarak kirli zihnindeki hezeyanları bir kez daha sergilemiştir. Üçüncü sorum olan ‘İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği tartışmalarında devletinin izlediği politikaların yanında olup olmadığına’ verdiği cevap sadece bu mücadelemizde karşımızda olanları sevindirecek bayağılıktadır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kılıçdaroğlu’nun dördüncü soru olan ‘Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’de yürüttüğü mücadelede kimin safında olduğu’ hususuna verdiği cevapla ülkesinin değil Rumların ve onları Türkiye’nin üzerine salanların yanında yer aldığını tekrar gösterdiğini vurgulayarak, “Beşinci sorum olan ‘Dünyanın, küresel krizin ekonomik boyutunun ülkemize etkilerine karşı sürdürdüğümüz mücadeleye destek verip vermediğine’, olup bitenlerden hiçbir şey anlamadığı için Türkiye’nin başındaki en büyük felaketin kendisi olduğunu gösterecek basitlikte bir cevap vermiştir” dedi.

“Altıncı sorum olan ‘Yalanı ve iftirayı bir kenara bırakıp bırakmayacağına’ tam da kendi karakter fukarası tarzına yakışır şekilde aynı yalanları ve iftiraları tekrarlayarak cevap vermiştir” açıklamasını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yedinci sorum olan ‘Siyasi stratejilerini yabancı ülke temsilcilerine hatırlatmak veya hazırlatmak ve onaylatmaktan vazgeçip geçmeyeceğine’ yine bu mahfillerin telkin ettiği şekilde inkârla cevap vermiştir. Sekizinci sorum olan ‘Bu toprakların tüm değerleri, sembolleri, birikimleri ve kazanımlarıyla, asil bir evladı gibi hareket etmeyi kabul edip etmeyeceğine’, asil değil sefil bir şahsiyet olduğunu göstererek cevap vermiştir. Dokuzuncu sorum olan ‘Partisi içindeki her türden terör örgütü destekçisini, her türden hırsızı, tacizciyi, tecavüzcüyü, istismarcıyı tasfiye etmeyi düşünüp düşünmediğine’, tüm bu rezilliklere üstünü örterek ortak olduğunu ikrar ederek cevap vermiştir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onuncu sorum olan ‘Yüreği yetip 2023’te cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağına’ ise sorumda zaten belli olan seçim tarihinin açıklanması bahanesiyle yüreksizliğini, çapsızlığını, iradesinin ve ipinin başkalarının elinde tutulduğunu bir kez daha göstererek cevap vermiştir. Seçim tarihi belli, bizden yeni seçim tarihi istiyor. Seçim tarihi belli olduğuna göre sen şimdiden Haziran 2023’e hazırlan ama önce adayınızı belirleyin. Sen kendin sıkıysa aday oluyor musun, olmuyor musun, önce bunu açıkla. Soru diye papağan misali tekrarlayıp durduğu zırvalar ise onun sadece yalancılığını ve çapsızlığını değil aynı zamanda ülkesinin ve milletinin çıkarlarını savunacak kalibrede bir devlet adamı olamayacağını göstermiştir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankasının 128 milyar dolarlık rezervini yalan, yanlış rakamlarla değil tüm kalemleriyle en doğru, açık, sarih hâliyle kamuoyuyla paylaştıklarını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buna rağmen hâlâ aynı nakaratı sanki altında başka bir şey varmış gibi tekrarlayan bu zatın idraksizliği, kendisinin ve partisinin sorunudur. Biz, attığı iftiranın hesabını hukuk önünde soruyoruz ve soracağız. Bunun da altından kalkamayacak. Bunu da çok kısa zamanda göreceksiniz” ifadelerini kullandı.

“MİLLETİMİZ FIRSAT TANIMAYACAKTIR”

“Ülkemize sığınmış mazlumlara karşı yürüttüğü kin ve nefret siyasetini, bu zatın bozuk karakterine veriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye’nin çıkarlarının nasıl savunulacağını bilmeyen bu zatın, devlet yönetimindeki tek referansı genel müdürlüğünü yaptığı SSK’yı batırmasından ibarettir. Bay Kemal, biz senin SSK’yı nasıl bitirdiğini ve batırdığını çok iyi biliriz. Rahmetli Savaş Ay, o programında zaten senin neler yaptığını, ne hâle getirdiğini, SSK nasıl bitti, battı, bunu ekranda göstermişti, biz de izlemiştik. Ama o, yine o zamanlar topu nereye attı? O zamanın siyasetçilerine attı. Şimdi de ülkeyi topyekûn batırmanın peşinde ama milletimiz kendisine bu fırsatı tanımayacaktır. Küresel ekonominin nereden gelip nereye gittiğinden habersiz bir zatın, ekonomiyle ilgili söylediği hiçbir şeyin kıymeti harbiyesi yoktur. Eğitim amaçlı vakıflara ancak FETÖ’cülerin ve Türkiye düşmanlarının yapabileceği bir gözü dönmüşlükle saldıran bu zat, iftiraları sebebiyle yine mahkeme önünde hesap vermektedir. Bu ülkeyi organize suç örgütleri belasından kurtarmış bir hükümete ve onun kadrolarına bühtan edenlerin, mafya bozuntularının hezeyanlarından medet umacak kadar alçaldıklarını unutmadık. Bu alçaklığın hesabı da hukuk önünde kendisinden sorulmaktadır.”

Şu ana kadar CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan 250 bin lira tazminat kazandıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu adına iki vakfa verdiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu iki vakıf sebebiyle inşallah Bay Kemal’in bir hayrı buraya dokunmuş olacak. Bütün dünyanın, ülkemizin ilkeli duruşunu takdir ettiği Kaşıkçı meselesini dahi bize saldırı malzemesi yapan bu zat, onursuz ithamının hesabını hukuk önünde vermektedir” diye konuştu.

“Kendi kendine SADAT diye bir öcü uydurup ‘Bizim şirketin kurucusuyla evinde konuştuğumuzu’ söyleyecek kadar hayal âlemine dalmış bu zata ne desek fayda etmeyeceğini biliyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her gün altı da üstü de boş yalanlara insanları tehdit ederek haysiyet cellatlığına soyunan birisinin, bizi toplumsal çatışma çıkarmaya çalışmakla itham etmesi trajikomik bir çırpınıştır. Ben, SADAT’ın kurucusuyla evlerinde bir görüşme gerçekleştirmedim. Böyle bir görüşmem yok. Bay Kemal, sen yalancısın, sen cambazsın. SADAT’ın kurucusu denilen tuğgeneralle göreve getirdikten sonra benimle çalıştığı süre içerisinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde görüşmelerim var ama evinde herhangi bir görüşmem söz konusu olmamıştır, bunu da bilesin. Hem NATO’ya sahip çıkıp hem de bunun gereklerinin tam tersi beyanlarda bulunmak şark kurnazlığı değilse, ahmaklığın dik alasıdır. Velhasıl bizim tüm umutlarımıza ve temennilerimize rağmen kendisine ‘yalancıdan siyasetçi olmaz, yalancıdan genel başkan olmaz’ dememizin, kendisine ‘gâvurun kılıcını çalandan adam olmaz’ dememizin, kendisine ‘karikatür tiplerin hezeyanlarına millet mahkûm edilmez’ dememizin, kendisine ‘kifayetsiz muhterislere ülke teslim edilmez’ dememizin ne kadar haklı, doğru, isabetli olduğunu göstermiştir. Ülkemiz, milletimiz, hatta CHP’ye oy veren kardeşlerim, umut bağlayanlar, sizler adına biz üzgünüz. Ezcümle kendisinden hiçbir şey olmayacağını tekrar ortaya koyan bu zatı, siyasetin konusu olmaktan çıkartıp, tekrar tababetin ilgi alanına ve ‘mazur’ sıfatıyla milletimizin takdirine havale ediyoruz. Altılı masa kimi seçerse o aday olacakmış. Altılı masa da bunu bu kadar uzatmasın artık, kararını ne zaman verecekse biran önce versin. Altılı masanın altında olanlar varsa onlar da meydana çıksın. Herhalde artık bu yıl içerisinde bu açıklamayı yapacaklardır.”

Türkiye’nin son 10 yıldır yakın tarihimizin en kritik dönemeçlerinden geçtiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte Türkiye’nin ekonomik, sosyal, siyasal bakımdan farklı yöntemler kullanılarak kuşatılmak istendiğini söyledi.

“BU ÜLKEYİ TERÖR ÖRGÜTLERİNE PEŞKEŞ ÇEKTİRMEYECEĞİZ”

Millî iradeyi ve seçilmiş hükûmeti alt etmeyi hedefleyen bu dönemin işaret fişeğinin 7 Şubat MİT kriziyle çakıldığını, ardından Gezi olaylarının geldiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz hâlâ meseleyi anlamadınız mı diyen elebaşlarının da ikrar ettiği gibi Gezi olaylarının ne ağaçla ne çevreyle ne de yeşil hassasiyetiyle ilgisi vardır” dedi.

“Şimdi buradan ben, bay Kemal’e ve CHP’ye sesleniyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Beşiktaş Çırağan Caddesi’nde o canım çınar ağaçlarının kesilerek orada çok farklı bir katliamın yapılmasını acaba gözü var görmüyor muydu? Peki, bu konuda acaba ne yaptı? Ne gibi bir adım attı? Atılan bir adım var mı? Yok. Nerede bu çevreciler? Be çevreciler, bu ağaçları kökünden kesenleri acaba hiç dillerine doladılar mı? Bunlara acaba bu işin hesabını hiç sordular mı? Yok. Biz, milyonlarca ağaç, fidan diktik iktidarlarımız döneminde. Hâlâ dikiyoruz. İşte şimdi Atatürk Millet Bahçesi’ne de Bay Kemal, dikiyoruz. 1 milyon 250 bin fidan ve ağacı oraya dikiyoruz. 350 yaşında bir zeytin ağacını da oraya diktik. Bak alışacaksın bunlara ama senin çevreyle mevreyle alakan yok. İnşallah göre göre bunlara da alışırsın.”

Gezi olaylarını, “ağaç ve çevre kılıfı altında Türk demokrasisine kurulmuş bir pusu, sokak terörü üzerinden milletin iradesini gasbetme girişimi, azgın azınlığın sessiz çoğunluğu sindirme teşebbüsü” olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu olayların Türkiye’nin IMF defterini tamamen kapattığı tarihî günlerde doğrudan ekonomik bağımsızlığı hedef alan mandacı bir eylem, İstanbul’un duvarlarına “Zulüm 1453’te başladı” yazılarının yazıldığı Bizans heveslisi bir girişim olduğunu söyledi.

“Bay Kemal, bunları siz yaptınız. ‘Zulüm 1453’te başladı’ bu ifadelerin arkasında sen varsın. Örgütünüzün elemanları bunları duvarlara yazarken sesiniz çıkmadı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sen, bunların başında Beşiktaş’tan kalktın Taksim Meydanı’na kadar yürüdün. Bezmialem Valide Sultan Camii’nin içini bira kutularıyla işte sizin o takımınız kirletti. Bunları yaptınız. Sizin böyle bir maneviyat, bu ülkenin dinî değerlerine saygı, öyle bir anlayışınız yok. Ama istismar sizde ileri derecede var. İstismarı çok iyi yapıyorsunuz, o işi çok iyi biliyorsunuz. Bundan sonra o da yutmayacak, o da tutmayacak. İşte Atatürk Kültür Merkezi’ne o Gezi olaylarında, o malum teröristlerin pankartlarını o gün siz astınız. O tür teröristlerin pankartları oradayken sen de o alana geldin. Bunları yutacak mıyız? Bunları görmezden gelecek miyiz? Ben buradan milletime sesleniyorum, bütün bu olanlar karşısında bu ülkeyi terör örgütlerine biz, asla peşkeş çekmeyeceğiz, çektirmeyeceğiz. İşte geçenlerde üç tane sözde milletvekili 18 Mart Şehitler Köprüsü’nde ne yaptılar? Pankart asmaya yeltendiler ve bunların üstelik polisimize de orada nasıl zulmettiğini görenleriniz ekranda olmuştur. Hatta vurmaya kalkanlar bunların içinden olmuştur. Ve bunlar malum partinin parlamentodaki uzantılarının ta kendisi. Bu milletin polisine el kaldırandan milletvekili olmaz. Bunların parlamentoda da yeri olmaz. Bunların da bir an önce parlamentodan silinip atılmasının adımlarının atılması lazım. Bunun adı demokrasi olmaz. Demokrasinin sınırları bir yere kadar. Kalkıp bu ülkenin güvenliğini temin için çalışan, gayret eden polise orada kalkıp vuracaksın, yere indireceksin. Neymiş? Orada sen, izinsiz köprüye pankart asacaksın. Bu pankartı sana astırmamaya, görevini yapmaya çalışan polisimize bu tür saygısızlığı yapan, bundan milletvekili olmaz.”

“GEZİ KALKIŞMASININ ÜZERİNİ HİÇBİR SÜSLÜ CÜMLE ÖRTEMEZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi olaylarında sokakların ateşe verildiğini, devletin otobüslerinin, vatandaşların dükkânının yakıldığını ifade ederek, “Bütün bunlar olurken, bunları savunan zihniyetten hiçbir şey olmaz. Polis araçlarımız, camilerimiz yakıldı. Bu kendini bilmezler tarafından işgal edildi” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi vandalizminin Türkiye’ye doğrudan maliyetinin 1,5 milyar dolardan fazla olduğunu, Türkiye ekonomisine verdiği toplam zararın ise yüzlerce milyar doları bulduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim Gezi olayları konusundaki öfkemizin sebebi kişisel değil, ülkemizin ve milletimizin hâlâ ödediği ağır faturaların önümüze sürülmeye başlandığı ilk hadise, hâlen mücadelesini verdiğimiz siyasi ve ekonomik tuzakların pervasızca ilk sergilendiği yer olmasıdır. Türkiye’ye, Türk milletine, Türk demokrasisine ve ülkemizin vizyon projelerine karşı aleni bir saldırı olan Gezi kalkışmasının üzerini hiçbir süslü cümle örtemez. Hiçbir güzelleme bir ay boyunca sokaklarda sahnelenen eşkıyalığı, yağmacılığı, kundakçılığı, hakareti, küfrü, tacizi kapatamaz. Hiçbir romantikleşme çabası insanımızın malına, mülküne iffetine saldıran güruhun gerçek yüzünü gizleyemez, aklayamaz” ifadelerini kullandı.

17-25 Aralık girişimi ve 15 Temmuz ihanetiyle Gezi kalkışması arasında amaç olarak zerre kadar fark olmadığının, çukur eylemleriyle de Gezi olayları arasında niyet olarak bir fark bulunmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi olaylarının tıpkı 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat gibi “demokrasiyi hedef alan bir vesayet girişimi” olarak milletin zihnine kaydolduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP ve ‘Gezi’ci ortaklarının feveranları, yalanlar üzerine kurdukları sahte tarih anlatımları, bu gerçeği asla değiştirmeyecektir. İşte biz bunun Gezi olaylarında haftalarca sokakları mesken tutarak, her türlü çirkefliği sergileyenlere hak ettikleri teşhisi koyduk. Onların meşrebinde bu söz neye karşılık geliyor onu bilmiyoruz ama bizim neyi kastettiğimiz gayet açıktır” diye konuştu.

“MİLLETİMİZ GEZİ OLAYLARINA NASIL BAKIYORSA BİZ DE AYNI PENCEREDEN BAKIYORUZ”

Bugüne kadar hep milletin diliyle konuştuklarını, mukaddesata hürmetsizlik edenlere, milletin hakkına, hukukuna, onuruna el uzatanlara özellikle tavizsiz davrandıklarını, bugün de aynı hassasiyetlerle hareket ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Milletimiz Gezi olaylarına nasıl bakıyorsa biz de aynı pencereden bakıyoruz. Milletimiz ‘Gezici’leri nasıl tanımlıyorsa biz de aynı sıfatları kullanıyoruz. Gezi kalkışmasına öncülük eden elebaşlarını, sokaklarımızı ateşe veren vandalları, polisimize kurşun sıkan, molotof atan şehir eşkıyalarını, esnafımızın malına, mülküne zarar veren yağmacıları, ibadethanelerimizi bira kutularıyla kirleten mülevvesleri, vizyon projelerimizi engellemeye çalışan emperyalist iş birlikçilerini, aziz milletimizin özellikle iradesine kasteden darbe heveslilerini bu millet dokuz yıldır nasıl tarif ediyorsa biz de aynı şekilde tarif ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bay Kemal ve şürekâsı ne derse desin, vandala vandal, haine hain, çapulcuya çapulcu demekten geri durmayacağız. Kendi muhayyilelerindeki çarpıklıklardan hareketle bize ahlak, edep, tevazu dersi vermeye yeltenen kifayetsizlere sesleniyorum; siz gidin önce aynaya bir bakın, bize laf söylemeden önce gidin kirli geçmişinizle bir hesaplaşın. Bizim kadınlara alçakça hakaret eden belediye başkanlarını koruyan karakter fukaralarından alacak ahlak dersimiz yoktur. Bizim şehit bacısına ağız dolusu küfürler savuran terbiyesizlere kol kanat gerenlerden öğrenecek saygı dersimiz de yoktur. Bizim sapık ideolojilerin, sapkın ilişki biçimlerinin avukatlığını yapanlardan alacak edep dersimiz de yoktur. Parti teşkilatlarındaki sayısız taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık vakasının üstünü örtenler bize erdemden, edepten, etikten bahsedemezler. Ahlaklı, sorumlu, seviyeli siyaset yapma konusunda bunların hiçbiri AK Parti’nin eline su dökemez.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan tüm kardeşlerime sesleniyorum; kendi ahlaksızlıkları ve hırsızlıklarını perdelemek için partimize höykürenlerin ağızlarının payını vermek, hadlerini bildirmek, milletimize karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir. Asıl bu sorumluluğu yerine getirmezsek boynumuz bükük gezmek mecburiyetinde kalırız. Gücünü milletinden değil de ülkesinin hasımlarından, ülkesine yöneltilmiş namlulardan, ülkesini ısırmaya çalışan yılanlardan alanlara meydanı bırakmadık, bırakmayacağız” diye konuştu.

“BİZ BAŞKALARIYLA DEĞİL KENDİMİZLE, BAŞKALARININ DEĞİL KENDİMİZİN KOYDUĞU ÇITAYLA YARIŞIYORUZ”

Meşruiyetini millî iradeden değil, küresel medyanın karanlık araçlarından, sosyal medyanın kirli mecralarından, kökeni ve meşrebi meçhul tiplerin yaygaralarından alanlara “eyvallah” etmediklerinin ve etmeyeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Unutmayın, davası hak olanın yardımcısı Allah’tır, hak olan davada zafer muhakkaktır. Biz başkalarıyla değil kendimizle, başkalarının değil kendimizin koyduğu çıtayla yarışıyoruz. Yaptığımız iyi ve hayırlı işlerle, sergilediğimiz onurlu duruşla, kurduğumuz güçlü bağlarla milletimizin gönlündeki yerimizi kaybetmediğimiz sürece kimse bize rakip olamaz, kimse bizi Allah’ın izniyle alt edemez. Muhalefet diye karşımıza çıkanların altısını toplasanız bırakınız bu fakiri, şu salondaki herhangi bir arkadaşımın tırnağı etmez. Hiç merak etmeyin, daha cumhurbaşkanı adayını belirleyemeyen, daha milletin karşısına tüm aktörleriyle çıkamayan, daha birbirlerine güvenemeyen, daha tahayyül düzeyinde bile ülkenin idare yönteminde anlaşamayan, temel hizmet alanları ile ilgili herhangi bir projesi olmayan, dış politikayla ilgili vizyon ortaya koyamayan velhasıl daha gerçekte kim olduklarını, niçin bir araya geldiklerini, seçimden sonra ne yapacaklarını anlatamayanlara milletimiz itibar etmez.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Er meydanını inleten cazgırın sesidir ama günün sonunda oradan omuzlar üstünde ayrılan başpehlivandır. Allah’ın yardımı, milletimizin desteğiyle siyaset meydanının başpehlivanı 20 yıldır biziz. İnşallah 2023’te de yine biz olacağız. Yeter ki hep birlikte üzerimize düşenleri hakkıyla yerine getirelim” diye konuştu.

AK Parti’nin tüm mensuplarıyla her kesimden vatandaşa ulaşıp yaptıkları ve yapacaklarını anlatmasının, birlik, beraberlik, kardeşlik içinde var güçle ve hasbi bir şekilde çalışmasının önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” diyerek Türkiye’nin beka mücadelesinden taviz vermeme çağrısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nasıl Türkiye’nin asırlık demokrasi ve kalkınma sorunlarını AK Parti çözmüşse bugünkü sıkıntıları da çözecek ülkemizi hedeflerine, vizyonlarına kavuşturacak olan da yine AK Parti’dir” şeklinde konuştu.

“NATO TERÖR GÜVENLİĞİ SAĞLAYACAK BİR TEŞKİLAT DEĞİLDİR”

Bunu alelade bir siyasi argüman, sıradan bir siyasi söylem, genel geçer bir siyasi taktik olarak ifade etmediklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Eser ve hizmet siyasetimizle, ülkemize kazandırdıklarımızı referans alarak tüm kalbimizle Türkiye’nin mevcut sorunlarını çözeceğimizi söylüyoruz. Ülkemizin bugün yaşadığı sıkıntılarla, bizden önceki dönemlerde yaşadığı krizler arasında şöyle temel bir fark vardır; eskiden dünyada işler yolunda giderken biz krizleri kendi kendimize çıkartır ve bedel öderdik. Şimdiyse dünya derin bir krizin içinden geçerken biz hem bunu en az kayıpla atlatmanın hem de en büyük kazançla sonraki döneme ulaştırmanın hesabını yapıyoruz. Mesela 2008-2009 küresel finans krizinde, Kovid-19 salgınında bunu yaşadık. Ukrayna-Rusya Savaşı’nın tetiklediği küresel güvenlik ve ekonomi krizinde bunu yine yaşıyoruz. Dünya güvenlik ve ekonomi mimarisi yeni baştan yapılanırken Türkiye her alanda farkını ve gücünü ortaya koyuyor.”

Türkiye’nin NATO içindeki konumunun önemini, genişleme politikalarındaki ilkeli yaklaşımıyla herkese tekrar hatırlattıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “NATO içinde İsveç, Finlandiya konusunda açık ve net konuşuyorum, dün NATO Genel Sekreteri’yle de bunları konuştum. Bir defa şunu tüm dünyanın, birinci derecede NATO ülkelerinin bilmesi lazım; NATO terör güvenliği sağlayacak bir teşkilat değildir. Şu anda İsveç’te, Finlandiya’da terör örgütleri cirit atarken, terör örgütünün başının posterlerini ellerinde taşırlarken, İsveç, Finlandiya, Alman, Fransız, Hollanda polisinin güvencesi altında bunu yaparken, Türkiye aleyhinde bütün bu kampanyalar yürütülürken, komşumuz Yunanistan, 5 artı 4, 9 tane Amerikan üssünün kurulmasına müsaade ederken ve yine Yunanistan’da terör örgütleri cirit atarken kimse bizden aynı yanlışa düşmemizi beklemesin.”

Petrol fiyatlarının iki, üç kat arttığı bir dönemden geçildiğine, dünyada neyin nereye geldiğinin herkes tarafından yakından takip edildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ücretliler başta olmak üzere, her kesimden vatandaşımızın gelirlerini artırarak, aradaki farkı kapatacak programları hazırlıyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat bütün bunlarla beraber inşallah bu yılsonuna çok daha farklı, çok daha güçlü bir şekilde gireceğiz. Bundan kimsenin endişesi olmasın” açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vesayetle, terör örgütleriyle zor bir mücadele verildiğini ama Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Bestler Dereler’de terör örgütlerini silip süpürüp, inlerinde yok ettiklerini vurgulayarak şunları kaydetti: “Şu anda mücadelemiz buralarda sürüyor. Allah’ın izniyle nasıl bu işi başardıysak, nasıl güneyimizdeki sınırdan 30 kilometre içeriye doğru… Bunu bir defa bilecekler, buralar bizim güvenlik alanımız. Bu güvenlik alanında artık rahatsız edilmek istemiyoruz, bunun adımlarını da hazırlanmak suretiyle atıyoruz ve atacağız.”

Bürokrat

15 TEMMUZ DEMOKRASİ VE MİLLİ BİRLİK TRENİ BİR KEZ DAHA RAYLARDA

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Zaferin Adı Türkiye” temalı “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” Treni’nin 68 gün boyunca 90 bin kilometre yol kat edeceğini ve 100 binden fazla yolcuyu taşıyacağını bildirdi. Bakan Uraloğlu, “Bu tren, sadece yolcu taşımayacak; aynı zamanda birliği, dirliği, vatan sevgisini ve millet iradesini taşıyacak. Trenlerimizde gösterilecek videolar ve asılacak afişler, bu büyük zaferi ve alınacak dersleri nesilden nesle aktaracak.” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Zaferin Adı Türkiye” temalı “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” Treni’nin uğurlama töreninde konuştu. Bakan Uraloğlu, milletin tarihine altın harflerle kazınmış bir destanı, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü anmak ve bu şuuru gelecek nesillere taşımak için bir araya geldiklerini kaydetti.

15 Temmuz 2016 gecesinin, bu toprakların gördüğü en karanlık gecelerden biri olduğunu ifade eden Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Hain FETÖ mensupları, bu aziz milletin iradesine, bağımsızlığına ve geleceğine kastettiler. Tanklarla, uçaklarla, helikopterlerle, milletin silahını millete doğrulttular. Millet Meclisi’mizi bombaladılar, sokaklarda masum canlara kıydılar. Ama unuttukları bir şey vardı: Bu millet, söz konusu vatan olduğunda, canını bir an bile düşünmeden feda eder! O gece, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Milletimizi meydanlara davet ediyorum!’ çağrısıyla, milyonlar sokağa döküldü. Kadın, erkek, genç, yaşlı demeden, ellerinde bayrakları, yüreklerinde imanları, tek bir ses oldular: Ya istiklal ya ölüm!”

“Bu Millet, Tankların Gücüne Değil, İmanının Gücüne İnandı”

TÜRKSAT’ta Ahmet Özsoy ve Ali Karslı gibi kahramanların, hainlerin yayınları kesme girişimini canları pahasına engellediğini dile getiren Bakan Uraloğlu, “Cumhurbaşkanımızın sesi milletimize ulaştı, milletimiz iradesine sahip çıktı. Sayın Cumhurbaşkanımızın o tarihi gecede söylediği gibi: ‘Bu millet, tankların gücüne değil, imanının gücüne inandı!’ İşte o iman, o kararlılık, 40 yıllık hain planları bir gecede yerle bir etti. 15 Temmuz, milletimizin yeniden diriliş destanıdır. Bu destan, ‘Zaferin adı Türkiye’ diye yazılmıştır!” dedi.

68 Gün Boyunca 90 Bin Kilometre Yol Kat Edecek

Bu destanı yaşatmak, o geceki ruhu yeniden hissettirmek için, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve TCDD Taşımacılık Genel Müdürlüğü eliyle giydirilen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Treni’ni uğurladıklarını belirten Bakan Uraloğlu, trenin 68 gün boyunca, Ankara-İstanbul, Ankara-Konya, Ankara-Eskişehir, Konya-İstanbul, Eskişehir-İstanbul ve Ankara-Karaman hatlarında, tam 90 bin kilometre yol kat edeceğini söyledi. Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“100 binden fazla yolcuyu taşıyarak, geçtiği her istasyonda, her şehirde, her yürekte 15 Temmuz’un ruhunu yeniden canlandıracak. Bu tren, sadece yolcu taşımayacak; aynı zamanda birliği, dirliği, vatan sevgisini ve millet iradesini taşıyacak.”

Güzergâhında; Ankara, Eskişehir, Konya, Karaman, Bilecik, İzmit ve İstanbul’da milyonlarca vatandaşın, trenin üzerindeki mesajlarla o kahramanlık destanını bir kez daha yâd edeceğini dile getiren Bakan Uraloğlu, “Trenlerimizde gösterilecek videolar ve asılacak afişler, bu büyük zaferi ve alınacak dersleri nesilden nesle aktaracak.” açıklamasında bulundu.

“Milletimizin Yolunu Açmanın Gururunu Yaşıyoruz”

15 Temmuz’un, ikinci Kurtuluş Savaşı olduğunu söyleyen Bakan Uraloğlu, o gece, milletin bir kahramanlık destanı yazarak; 251 vatan evladının şehadet şerbeti içtiğini 2 bin 740 gazinin ise bu büyük zaferin simgesi olduğunu kaydett. Bakan Uraloğlu, “Onlar, bu vatanın istiklalini, çocuklarımızın geleceğini, milletimizin onurunu korudu. Bizler de demiryollarımızın 168 yıllık köklü mirasıyla bu aziz vatanın her karışına hizmet etmenin, milletimizin yolunu açmanın gururunu yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.

15 Temmuz’un adsız kahramanlarını, vatan için can veren tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anan ve gazilere şükranlarını sunan Uraloğlu, “Cenab-ı Allah bu millete bir daha böyle acılar yaşatmasın. Birliğimiz, dirliğimiz, kardeşliğimiz daim olsun. ‘Zaferin Adı Türkiye!’ diyerek, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Trenimizin yolunun açık olmasını diliyor, tüm yolcularımıza hayırlı yolculuklar diliyorum. Yolumuz ve bahtımız açık olsun.” dedi.

GENÇ GAZETECİLER TÜRKİYE

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

“Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor”

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, terör örgütünün silah bırakmasıyla ilgili olarak, “Bugün Malazgirt ruhu, Kudüs İttifakı, Kurtuluş Savaşı’nın nüvesi yeniden şekilleniyor. Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor”

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam’da gerçekleştirilen AK Parti 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’na katıldı.

İstişare toplantısının ülke, millet ve demokrasi için hayırlara vesile olmasını Allah’tan niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 vilayet ve 922 ilçenin her birinde AK Parti’nin büyümesi, güçlenmesi, zirvedeki yerini koruması için aşkla koşturan tüm dava ve yol arkadaşlarına selamlarını gönderdi.

Yurt dışında hareketlerini gururla temsil eden mensup ve gönüldaşlarına saygılarını gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye Yüzyılı’nı kutlu bir şafak bilen tüm kardeşlerimi, partimizin emektarlarını, kadın ve gençlik kollarımızı, genel merkezinden mahalle temsilcisine kadar her kademede fedakârca görev yapan tüm yol ve dava arkadaşlarımı buradan hürmetle selamlıyor, bu davaya gönül vermiş, bu dava için yüreğini ortaya koymuş her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. Rabbim, muhabbetimizi daim eylesin.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dava ve yol arkadaşı, aynı zamanda danışmanı Yiğit Bulut’u dün Hakka uğurladıklarını anımsattı. Bulut’un, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde ikindi namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’na defnedileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Kızılcahamam’daki bu istişare toplantımız vesilesiyle merasime katılamıyoruz ama teşkilatımız orada bu merasime katılacaklar. Ağır bir rahatsızlık geçirdi. O rahatsızlık sebebiyle kendisini hastanede ziyaret ettiğimde gerçekten çok çok ağır durumdaydı ama biz hep şunu söylüyoruz: Kaderin üstünde bir kader var. Temkinli olduğunu, teslimiyet içerisinde olduğunu gördüm. Rabbim taksiratını hasenata tebdil eylesin, mekânı cennet olsun inşallah.”

Hizmeti yolculukları esnasında aralarından ayrılanlara Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Malumunuz, altı gün önce 12 vatan evladını, 12 kahramanı şehit verdik. Milletçe yüreğimiz dağlandı. Pençe-Kilit bölgesindeki arama faaliyetleri esnasında metan gazına maruz kalarak şehit olan Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize sabrıcemil diliyorum. Onlar Rabbimiz indinde nübüvvetten sonra en büyük paye olan şehitlik makamıyla şereflendiler. Ebedi dirlik müjdesine inşallah nail olurlar. Hepsinden Allah razı olsun. Mevla rahmetiyle onları kuşatsın. Mekânları inşallah cennet olsun.”

SREBRENİTSA SOYKIRIMI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönem insanlık tarihinin en utanç verici hadiselerinden biri olan Srebrenitsa Soykırımı’nın 30. yıl dönümü olduğunu anımsattı.

“Boşnak kardeşlerimizin 30 yıl önce yaşadığı o tarifsiz acıyı milletçe dün olduğu gibi bugün de paylaşıyor, yüreğimizde hissediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ortaya çıkarılan her toplu mezar, ebedi istirahatgâhına uğurladığımız her şehit, 30 yıl öncesinin şehitleri olarak o kara günleri bizlere tekrar hatırlatıyor. Türkiye olarak bir daha benzer acıların yaşanmaması için her şart altında, ihtiyaç duydukları her anda Bosna Hersek’in ve Boşnak kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Vefatından önce merhum Aliya’ya verdiğimiz söze bugüne kadar sadık kaldık, inşallah bundan sonra da emanetine halel getirmeyeceğiz.

Ziyaret ettiğimde ‘Bu topraklar size emanet. Burası Evlad-ı Fatihan. Evlad-ı Fatihan olarak bu insanlara siz sahip çıkacaksınız’ demişti. O gün, bugün bu görevimizi yerine getiriyoruz. Partimizin bu anlamlı toplantısı vesilesiyle Batı’nın gözleri önünde alçakça katledilen 8 bin 372 şehidimizi bir kez daha rahmetle anıyorum. Yine buradan, tıpkı Boşnak kardeşlerimiz gibi medeni dünyanın gözleri önünde tam 22 aydır soykırıma uğrayan mazlum Gazze halkına da dualarımızı gönderiyor, zulme ve işgale karşı yürüttükleri onurlu mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu ve olacağımızı tekrar ifade ediyoruz.”

Türk siyasetinde bir marka hâline gelen istişare toplantılarının 32’ncisini gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıyı, “Milletin Gücüyle Sınırları Aşan Liderlik” temasıyla yaptıklarını söyledi.

Bugün ve yarın düzenleyecekleri oturumlarda güvenlikten kalkınmaya, ekonomiden siyasete farklı başlıklarda istişareler yapılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkenin, milletin ve dünyanın gündemini meşgul eden konuların yanı sıra partimiz ve geleceğimiz açısından önemi haiz hususları da iki gün boyunca mütalaa edeceğiz. İstişare toplantılarımızın ayırt edici özelliği, ortak akla vesile olmasıdır. Katılımcı tüm arkadaşlarımız, samimiyetin ve muhabbetin egemen olduğu demokratik bir ortamda görüşlerini sunacak, fikirlerini dile getirecek, tenkit ve tekliflerini hazirunla paylaşacak, böylece hakikatin ışığı doğacak” ifadelerini kullandı.

AK Parti’nin istişare kültürünün kurumsallaştığı bir siyasi hareket olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuruluşundan itibaren işlerin hep ortak akılla, meşveretle, milletin sözüne kulak vererek, millete danışarak yürütüldüğünü dile getirdi.

“MİLLETE EN GÜZEL ŞEKİLDE HİZMET ETMENİN GAYRETİNDE OLDUK”

Erdoğan, “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin” emrini kendilerine rehber edindiklerine işaret ederek, şunları kaydetti: “Her zaman daha iyinin, daha etkin ve verimli çalışmanın, millete en güzel şekilde hizmet etmenin gayretinde olduk. Farklı fikirleri zenginlik bildik. Yapıcı eleştiriyi, yolumuzu aydınlatan bir fener olarak gördük. Şurası bir gerçek ki istişare sadece ortak akla vesile olmaz. Aynı zamanda bereketi artırır, basireti derinleştirir, feraseti kuvvetlendirir, ufku genişletir, kadrolar arasındaki uhuvvet ve dayanışmayı daha da güçlendirir. 32’nci toplantımızı da yine bu anlayışla icra ediyoruz. İstişare toplantımız, daha öncekiler gibi yine partimize ayna tuttuğumuz, kendimizi sigaya çektiğimiz, ülke siyasetine dair tüm meselelerin hassas ayarda fotoğrafını çektiğimiz bir zemin işlevi görecektir. Sizlerden gönlünüzden ve zihninizden geçenleri bizimle açık yüreklilikle paylaşmanızı özellikle rica ediyorum. Şimdiden bütün katılımcı kardeşlerime değerli fikirleri, önerileri ve yapıcı eleştirileri için teşekkür ediyorum.”

“ŞEHİTLERİMİZ, HER ZAMAN BAŞIMIZIN TACI OLACAK”

Bundan 41 yıl önce 14 Ağustos 1984’te Siirt’in Eruh ve Hakkâri’nin Şemdinli ilçelerinde bölücü terör örgütünün ilk eylemini yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu terör saldırısında iki askerimizi şehit verdik, dodkuz sivil vatandaşımız da yaralandı. Bu tarihten itibaren bölücü örgüt, güvenlik güçlerimize ve sivillere yönelik saldırılar düzenledi. 10 bine yakın güvenlik görevlimizi terörle mücadelede şehit verdik. 50 bine yakın vatandaşımız yine terör olaylarında hayatını kaybetti. Öncelikle şehitlerimize, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Onları unutmadık, unutmayacağız. Vatanımız inşallah ebediyen var olacak, ay yıldızlı bayrağımız inşallah ebediyen semalarımızda özgürce dalgalanacak. Vatan toprağını kanıyla sulayan, ay yıldızlı bayrağımızı al kanlarıyla boyayan şehitlerimiz, her zaman başımızın tacı olacak.”

“HUKUK VE MEŞRUİYET DIŞI MÜCADELE YÖNTEMLER, TERÖRÜ KÖRÜKLEDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1984’teki ilk eyleminden sonra terörün Türkiye’de her geçen gün tırmandığına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı: “O günden sonra nice hükûmetler geldi. Her biri ‘terörün kökünü’ kazıyacağını söyledi ama terör ne topraklarımızda ne de üs edindiği başka ülke topraklarında bitirilemedi. Bunda elbette devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardı. Beyaz Toroslar, faili meçhuller, Diyarbakır Cezaevi bunlardan biriydi. Yakılan köyler, bir gecede göçe zorlanan insanlar, evladıyla cezaevinde Kürtçe konuşamayan analar işte bu yanlış uygulamalardan biriydi. Hukuk ve meşruiyet dışı mücadele yöntemleri, terörü bitirmek yerine tam tersine körükledi, büyüttü, terör örgütüne istismar edeceği elverişli bir zemin sundu.”

Hataların bedelinin hep beraber ödendiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece güvenlik güçlerimizi şehit vermekle kalmadık, sadece siviller hayatını kaybetmedi, Türkiye bu terör saldırılarıyla istikrarsız hâle geldi. Ekonomide 2 trilyon doları bulan bir faturayla karşılaştık. Her şeyden önemlisi terör örgütü ülkemizin huzuruna, dirliğine, birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine çok ağır hasarlar verdi” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra göreve geldiklerinde terör meselesini çok boyutlu ele aldıklarını belirterek, şunları kaydetti: “Bir yandan terörle mücadele ederken bir yandan da teröre bahane oluşturan bataklığı kurutmanın mücadelesini verdik. Terör örgütünün, Kürt kardeşlerimizi tuzağa düşürmesini, devletten ve milletten uzaklaştırmasını önlemek için tedbirler aldık. Birlikte yaşamanın, kardeşliğin hukukunu yerine getirmek için tarihi nitelikte adımlar attık. İçeride demokrasi ve insan hakları konusunda ‘sessiz devrim’ niteliğinde reformlar yaparken, dışarıda çok yoğun diplomasi trafiği yürüttük. Bütün bunlarla birlikte savunma sanayimizi geliştirdik, dışa bağımlı kalmadan terörle mücadele silahlarımızı ürettik. Sınır ötesi operasyonlarla sınırlarımızı tam kontrol altına aldık. 15 Temmuz o hain darbe girişiminin ardından FETÖ’yü başta silahlı kuvvetlerimiz ve emniyetimiz olmak üzere tüm kurumlarımızdan temizledik. Böylece terörle mücadeledeki ihaneti ortadan kaldırdık. Son yıllarda terör örgütünün eylem kabiliyetini hemen, tamamen kırdık. Terör eylemlerinin resmi ya da sivillere zarar vermesinin önüne geçtik. Irak sahasındaki harekâtlarımız ve Suriye’de gerçekleşen 8 Aralık devrimi, terörle mücadelede elimizi daha da güçlendirdi.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ittifak ortakları, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tarihî çağrısıyla “Terörsüz Türkiye” projesini gerçekleştirmek için bir dizi adım attıklarını söyledi.

“TERÖRSÜZ TÜRKİYE PROJESİ; BİR MÜZAKERENİN, BİR PAZARLIĞIN, BİR AL VER SÜRECİNİN NETİCESİ DEĞİL”

Güvenlik birimlerinin, tam bir koordinasyon içinde çalıştığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin önünde açılan bu fırsat penceresini değerlendirmek için çok hassas, çok temkinli bir süreç yönettiklerini belirtti.

Terör örgütü PKK’nın, İmralı’nın çağrısıyla kongresini topladığını ve kendisini feshettiğini açıkladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün de örgüt aldığı kararı hayata geçirdiğini, özellikle de bir merasim yaparak silahlarını bıraktı. Dün itibarıyla 47 yıllık terör belası inşallah sona erme sürecine girmiştir. Türkiye uzun, acılı, sancılı, gözyaşlarıyla dolu bir sayfayı dün itibarıyla kapatmaya başlamıştır. Bugün unutmayalım, yeni bir gündür. Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır. Bugün büyük Türkiye’nin, güçlü Türkiye’nin, Türkiye Yüzyılı’nın kapılarını ardına kadar aralanmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütünün 1984’teki ilk eylemi sonrasında, Türkiye’nin terörü bitirmek için her yola ve yönteme başvurduğunu belirterek şunları kaydetti: “Dünyadaki örneklerine bakılarak terörü bitirmek için silahlı mücadelenin ötesinde formüller denenmiştir. Ancak hiçbirinde başarı sağlanamamıştır. Son dönemde takip ettiğimiz Terörsüz Türkiye Projesi; bir müzakerenin, bir pazarlığın, bir al ver sürecinin neticesi değildir. Onun için başından beri çok dikkatliydik. Bugün daha da dikkatliyiz. Kanı durduracak, annelerin gözyaşını dindirecek, acıları hafifletecek, kardeşliği güçlendirecek her türlü girişimi yakından takip ediyoruz. Ancak herkes şundan emin olsun; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onurunu gururunu çiğnetmeyiz. Türkiye’nin başını öne asla eğdirmeyiz. ‘Terörsüz Türkiye’ projemizi de işte bu anlayışla izliyoruz. En başta bütün Türkiye’nin şunu bilmesini isterim; İttifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve kadrosunun milliyetçiliğini, vatanseverliğini, Türkiye aşkını sorgulamak, takdir edersiniz ki, hiç kimsenin haddi değildir. Aynı şekilde şahsımın ve burada olanlarla ve olmayanlarla birlikte AK kadronun milliyetçiliğini, vatanseverliğini ve Türkiye aşkını da hiç kimse sorgulayamaz. Bu kimsenin haddi de değildir, hakkı da değildir.”

“NE YAPIYORSAK TÜRKİYE İÇİN YAPIYORUZ”

MHP Genel Başkanı Bahçeli ve kadrosu ile beraber “Terörsüz Türkiye” için canlarını, kanlarını, bütün tecrübelerini, hayatlarını ortaya koyduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hayrına olmayan hiçbir işin içinde olmadıklarını söyledi.

Bugün de anlayışlarının, politikalarının, istikametlerinin ve çabalarının sadece Türkiye’nin hayrına olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin hayrına olan her girişimde bizi en önde göreceksiniz. Türkiye’nin hayrına olmayan her girişimde de bizi o girişimin tam karşısında yine en önde görürsünüz. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Hiç kimse korkmasın, tedirgin olmasın, endişeye kapılmasın. Kimsenin zihninde soru işareti oluşmasın. Ne yapıyorsak Türkiye için yapıyoruz. Ne yapıyorsak milletimiz için yapıyoruz. İstiklalimiz için yapıyoruz. İstikbalimiz için yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bugün bazı gerçekleri açıkça konuşmak mecburiyetinde olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörün daha en başından itibaren karşıtlarıyla bir sektör, bir ekosistem oluşturduğunu söyledi.

Terör eylemlerinden, terör tarafındakilerin nemalandığı kadar, terör karşıtı gibi görünenlerin de nemalandığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Milleti istismar ettiler, istikrarsızlığı körüklediler. Terör saldırılarından kendi kirli emellerine rant devşirmeye yeltendiler. İşte onlar bugünlerde kendilerini belli ediyorlar. Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor. Çünkü rant kapıları kapanıyor. Çünkü çıkarları zedeleniyor. Çünkü tezgâhları bozuluyor. Çünkü ellerindeki oyuncağı kaybediyorlar. Ortalığı bulandırmak için, zihinleri karartmak için yoğun bir gayret içindeler. Milletim işte bunları görsün, milletim bunları gördükçe çok daha güçleneceğimizi unutmasınlar. ‘Milliyetçiyiz’ diyorlar değil mi?. ‘Vatanseveriz’ diyorlar. Terör bitiyor, sevinsenize ama sevinemiyorlar. Niyet okuyarak, hayaller kurarak, komplo teorileri üreterek, korku yayarak, açıkça yalan söyleyerek, milletin sevincini gölgelemeye, yeşeren umutlarını kırmaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar terör bitecek, göreceksiniz hepsi işsiz kalacak.”

“TÜRKİYE KAZANMIŞTIR, MİLLETİM KAZANMIŞTIR”

Terör biterken terör istismarının da bittiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimin bu sahte kahramanları görmesi de bugün artık en büyük arzumuzdur. Kimsenin zihninde soru işareti olmasın. Hükûmet olarak, AK Parti kadroları olarak son 23 yıldaki mücadelemiz, içerideki ve dışarıdaki baskılarımız, gayretlerimiz neticelenme yoluna girmiştir. Türkiye kazanmıştır, milletim kazanmıştır. Türk, Kürt, Arap 86 milyon her bir vatandaşımız kazanmıştır” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birliğimize, bütünlüğümüze, vatanımıza, devletimize, milletimize, huzurumuza, devletimizin onur ve gururuna kasteden, kastedecek hiçbir girişimin içinde olmayız, böyle girişimlere asla ve asla müsaade etmeyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti dimdik ayaktadır ve hatta Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugün, düne göre çok daha kudretlidir, azametlidir, gururludur, onurludur ve en önemlisi istikbali için düne göre çok daha umutludur. Hamdolsun 41 yıllık parantez kapanmaktadır. Milletimizin fertleri arasına örülen terör duvarı yıkılmaktadır. Bırakınız tedirgin olmayı, aziz milletimizin her bir ferdi bu tablodan dolayı sevinmeli, bayram etmeli, Türkiye’nin her sokağı, caddesi, her hanesi ay yıldızlı bayrağımızla donatılmalıdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türklerin tarih sahnesine dün çıkmış bir millet olmadığına, İskitler ve Sakalar isimleriyle milattan önce 8. yüzyıldan bugüne tarih sahnesinde var olduklarına dikkati çekti.

Türklerin, 751 yılında Talas Savaşı’nda kitleler hâlinde İslam’la tanıştığını, Müslümanlıkla müşerref olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O günden itibaren Türk deyince Müslüman, Müslüman deyince de en çok Türk akla gelir. Mekke-i Mükerreme’den, Medine-i Münevvere’den sonra Semerkant, Buhara, Rey, Merv, İsfahan, Tebriz, Herat, Diyarbakır, Konya, Bursa, İstanbul, Ankara ve daha nicesi Türklerin ve Müslümanların medeniyet, ilim, sanat, devlet merkezi oldular” diye konuştu.

Selçuklu ordularının Bağdat, Şam ve Malazgirt’e ulaşırken orada Kürt ve Arap kardeşleriyle kaynaştıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Malazgirt Zaferi, Kudüs’ün Fethi, İstanbul’un Fethi, Çanakkale savunması, İstiklal Savaşı, Türk, Kürt, Arap ve daha nice Müslüman halkın ortak savaşları, zaferleridir. Binbir Gece Masalları’nın Bağdat’ını Türk, Kürt ve Arap inşa etmiştir. Kudüs’ü Selahaddin Eyyubi’nin komutasında Türk, Kürt, Arap fethetmiştir. Şam bizim ortak şehrimizdir. Diyarbakır bizim ortak şehrimizdir. Mardin, Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil, Halep, Hatay, İstanbul, Ankara bizim ortak şehrimizdir” ifadelerini kullandı.

Türkler, Kürtler ve Arapların ittifak yaptığında atlarının rüzgârının Çin denizinden Adriyatik’e serin esintiler yaydığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Atlarımızın şahlanışından coğrafyaya huzur yayıldı. Kılıç şakırtıları bu bölgeye barış getirdi. Kılıçlarımızı gerektiğinde kınından çıkarıp omuz omuza savaştık. Gerektiğinde hançerlerimizle bir dilim ekmeği üçe böldük. Gerektiğinde kılıçlarımızı, hançerlerimizi kınına koyduk. Kalemlerimizi çıkardık. Yeryüzüne, gökyüzüne birbirimizin yüreğine La İlahe İllallah Muhammedün Resulullah hattını hep beraber kazıdık. İttifak yaptığımızda atlarımızın, kılıçlarımızın, kalkanlarımızın, naralarımızın, tekbirlerimizin önünde hiç kimse duramadı. İttifak yaptığımızda medeniyetimizle, sanatımızla, ilmimizle, refah seviyemizde hiç kimse yarışamadı. Türk, Kürt, Arap eğer bir aradaysa, birse, beraberse işte o zaman Türk vardır, Kürt vardır, Arap vardır. Ayrıştıklarında, bölündüklerinde, uzaklaştıklarında ise mağlubiyet, hezimet, hüzün vardır. Moğol orduları acımasızca İslam beldelerini yıktı. Çünkü Türk, Kürt, Arap ayrışmıştı. Haçlılar İslam beldelerine saldırdı. Çünkü Türk, Kürt, Arap birbirinden kopmuştu. Birinci Dünya Savaş’ını kaybettik, aramıza sınırlar çizildi, duvarlar örüldü. Kudüs’ü yitirdik çünkü tefrika vardı. Ne zaman ayrıldık, kaybettik, yenildik. Ne zaman ittifak yaptık, o zaman tarihe istikamet çizdik. Bugün Gazze’de, Filistin’de tarihin en acımasız, en vahşi, en barbar soykırımı icra ediliyor. Neden? Çünkü Türk, Kürt, Arap tarih boyunca olduğu gibi bir araya gelip ittifak kuramıyor.”

“BUGÜN TÜRK İLE KÜRT ARALARINDA ENGEL OLMAKSIZIN TEKRAR MUHABBETLE KUCAKLAŞIYOR”

Terörün nihai amacının Türkiye’yi bölmek olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Ama bizi oyaladılar, bize zaman kaybettirdiler, ekonomik kayıp verdirdiler, enerjimizi harcadılar. En çok da Türk ile Kürt’ün arasına nifak sokmaya çalıştılar. 41 yılda kim kazandı? Terör baronları, terör sektörü, kandan beslenenler kazandı. Türk, Kürt, Arap üzerine kirli hesapları olanlar kazandı. İşte bugün bu kirli oyunu, bu kirli tezgâhı, bu nifak hareketini bozuyor, alt üst ediyoruz. Tarih tekerrür ediyor. Bugün Türk ile Kürt aralarında engel olmaksızın tekrar muhabbetle kucaklaşıyor. Bugün Malazgirt ruhu, Kudüs İttifakı, İstiklal Savaşı’nın nüvesi yeniden şekilleniyor. Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor. Şimdi oturup konuşacağız. Silahlarla, şiddetle değil, kavga için değil, muhabbet, kardeşlik için, aradaki terör engelini kaldırarak yüz yüze, gönül gönüle konuşacağız.” dedi.

Her meseleyi konuşarak çözeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu ülkenin her bir vatandaşı ister Türk, ister Kürt, ister Arap, ister Sünni, ister Alevi, sağcı, solcu, zengin, fakir her bir vatandaşı devlet karşısında birinci sınıf vatandaştır. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ortak yuvası, çatısıdır. 86 milyon biriz, beraberiz, ezelden ebediyete kadar kardeşiz. Tüm farklılıklarımıza rağmen hep birlikte Türkiye’yiz. 23 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz. Ve inşallah Türkiye bu mücadeleyi taçlandırıyor. Kürt kardeşim meselen mi var? Arada silah, şiddet, terör olmadan oturup konuşacağız. Alevi kardeşim sorunun mu var? Diyalogla çözeceğiz. İnanın soframıza bereket gelecek. Geniş Türkiye hanemize huzur gelecek. O bereketle, huzurla her engeli aşacak, geleceğe yürüyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım gönüller bir olunca sınırlar ortadan kalkar. İşte ilk adım olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir komisyon kuracak, sürecin yasal ihtiyaçlarını Meclis çatısı altında konuşmaya başlayacağız. Altını çizerek söylüyorum, Cumhur İttifakı olarak AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve DEM heyetiyle de birlikte bu süreci evelallah pişirerek geleceğe taşıyacağız” ifadelerini kullandı.

DEM Parti heyetinin dün TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’la görüştüğünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazi Meclisimizin sürece sunacağı güçlü katkının yürütülen çalışmalar açısından kritik önemde olduğu kanaatindeyiz. İşte bu süreçte rahmetli Sırrı Süreyya kardeşimizle, ardından Pervin Buldan Hanımefendi’yle ve Mithat Sancar’la bu hafta bir araya geldik, oturduk, konuştuk. Beraber, birlikte bu yürüyüş için neler yapabiliriz bunları konuştuk. Demek oluyormuş, daha güzel şeyler olacak” değerlendirmesinde bulundu.

“SURİYE’DEKİ KÜRT KARDEŞİMİN DE HUZUR, EMNİYET İÇİNDE YAŞAMASI OLMAZSA OLMAZIMIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mümkün olan en geniş katılımla, yapıcı ve kolaylaştırıcı bir yaklaşımla Meclis’in de bu hayırlı süreci desteklemesini temenni ettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Burada şunu da tüm samimiyetimle ifade etmek istiyorum; sadece Kürt vatandaşlarımızın değil, Irak ve Suriye’deki Kürt kardeşimin meselesi de unutmayın bizim meselemizdir. Onlarla da bu süreci görüşüyoruz, konuşuyoruz ve onlar da çok mutlu. Türkiye’deki bu gelişmeler, hele hele dünkü atılan adımlar Irak’ta çok farklı sesler meydana getirdi. Suriye’deki Kürt kardeşimin de huzur, barış ve emniyet içinde yaşaması bizim olmazsa olmazımızdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın aynı zamanda Suriye Özel Temsilcisi de olduğuna dikkati çekerek, “Onlar da Suriye’de görüşmeler, toplantılar yaptılar ve oradan verilen mesajlar da gerçekten çok çok olumluydu, bizler için de sevindiriciydi” dedi.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ, ESKİSİNDEN ÇOK DAHA GÜÇLÜ OLACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir iklimin süratle oluşması için yeni Suriye hükûmeti ile ve uluslararası ortaklarıyla çalışmayı sürdürdüklerini bildirdi.

Orada da terör defterinin kapanacağına, kardeşliğin, birlik, beraberlik ve bütünlüğün kazanacağına yürekten inandıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, DEM, biz en azından üçlü olarak bu yola beraber yürümeye kararı verdik. Derdimiz var, dertliyiz, derdimiz olduğuna göre, dertli olduğumuza göre, el ele verdiğimize göre Allah’ın izniyle biz bu engelleri aşarız. Şunu herkes bilsin ki artık yumrukları sıkmaya gerek yok. Musaffa edeceğiz, kucaklaşacağız, konuşacağız, birbirimize karşı adım atarak yürüyeceğiz” diye konuştu.

El ele, gönül gönüle Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Terörün bitmesiyle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, unutmayın eskisinden çok daha güçlü, çok daha özgüvenli olacaktır. Enerjimizi artık asli işimize vereceğiz. Kaynaklarımızı terörle mücadele için değil, kalkınma için refah için müreffeh ve muzaffer bir Türkiye için seferber edeceğiz. Türkiye kardeşlikle büyüyecek, Türkiye demokrasiyle güçlenecek, Türkiye istikrar ve güven içinde geleceğe yürüyecek. Göreceksiniz çok farklı bir Türkiye’ye en yakın zamanda kavuşacağız. Şunun altını çizerek tekrar söylüyorum; biz bir adım atana her türlü kolaylığı sağlarız. Unutmayın çıkış yolu arayana kapıyı ardına kadar açarız ama sular tersine akarsa da gereğini yaparız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimsenin tedirgin olmaması gerektiğinin altını çizerek, “Türk düne göre çok daha güvendedir, çok daha güçlüdür. Kürt, Arap düne göre çok daha güvendedir, çok daha güçlüdür. Acıları aşmak biliyorum kolay olmayacak, acı hatıraları geride bırakmak elbette kolay olmayacak. Kayıplarımız şüphesiz geri gelmeyecek ama gençlerimiz hayatlarının baharında aramızdan Allah’ın izniyle bir daha ayrılmayacak. İnşallah annelerimiz gözyaşı dökmeyecek, evlat acısı yaşamayacak” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, badireler atlattıklarına, tuzakları aşıp bugünlere geldiklerini belirterek, şunları kaydetti: “Yaralarımızı sarar, yolumuza çok daha güçlü, çok daha kararlı devam ederiz. Ülke ve millet olarak bu özgüvene, bu iradeye ziyadesiyle sahibiz. Hiç kimseyi incitmeden, üzmeden, kırmadan sürecin hassasiyetine uygun şekilde işin süratle nihayete ermesi için kolaylaştırıcı olacağız, silah teslimini kurulan mekanizma vasıtasıyla titizlikle takip edeceğiz. Şehit anaları, şehit babaları ellerinizden öpüyorum, hiç kimse şehitlerimizin aziz hatırasına el uzatamaz onların mirasına leke süremez. Evet, müsterih olun, gelinen nokta ile şehitlerimizin gayesi menzilini bulmuş olacak. Gazi kardeşlerim müsterih olun, gelinen nokta ile fedakârlığınız taçlanacak. Türkiye’yi buraya şehitlerimiz taşıdı, gazilerimiz taşıdı, her birine minnettarız ve onların hatırasını asla çiğnetmeyeceğiz.”

Bugün söylenmesi gerekeni Mehmet Akif Ersoy’un 104 yıl önce müjdelediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Marşı’nın “Dalgalan sende şafaklar gibi ey şanlı hilal, olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal” dizelerini okudu.

“Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Bugünleri görmemize vesile olan kahraman ordumuzun kahraman mensuplarına, polis, jandarma, sahil güvenlik birimlerimize, teröre karşı en ön safta mücadele eden güvenlik korucularımıza, Millî İstihbarat Teşkilatımızın isimsiz kahramanlarına, muhterem gazilerimize ve şehitlerimizin değerli yakınlarına, yarım asırdır yaşadığı onca acıya rağmen bu topraklardaki ebedi kardeşliğine leke sürdürmeyen aziz milletime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.

İttifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye, sağduyulu bir üslupla süreci sahiplenen DEM Parti heyetine ve özellikle merhum Sırrı Süreyya Önder’e, farklı kulvarda olsak da millî meselelerde millî duruş sergileme basiretini gösteren siyasi partilere ve aktörlere, sorumlu yayıncılık çizgisiyle sürece destek olan basın kuruluşlarımıza ve gazetecilere, ayrıca isimleri bizde mahfuz diğer arkadaşlarımıza bugün bir kere daha kalpten teşekkür ediyorum. Güvenlik birimlerimizin çalışmalarına destek olan Irak merkezi hükûmeti ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne de buradan teşekkürlerimi iletiyorum.”

GENÇ GAZETECİLER TÜRKİYE

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı anigif-genc-gazeteciler.gif

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kamu Başdenetçisi Akarca’yı kabul etti

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) Başdenetçisi Mehmet Akarca ve beraberindeki heyeti Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli’yi kabul etti

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

Adalet Bakanı Tunç açıkladı! Avukatlara 6 ay ödemesiz kredi müjdesi

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, genç avukatlara kendi bürolarını kurabilmeleri için 6 ay ödemesiz, sabit ve değişken faizli alternatifleri içeren kredi desteği sağlanacağını dile getirerek, “Son 23 yılda tabii avukatlarımızla ilgili olarak yapılan savunma hakkını güçlendirmeye yönelik çok önemli çalışmaları gerçekleştirdik.” dedi.

Bakan Yılmaz Tunç, Ankara Hakimevi’nde, Türkiye Barolar Birliği, Vakıfbank ve Kredi Garanti Fonu desteğiyle düzenlenen “Avukatların Büro Kurma Giderlerinin Karşılanması İçin Finansman Desteği Sağlanmasına Dair İşbirliği Protokolü İmza Töreni”nde konuştu. Yargının üç sac ayağından birinin avukatlar olduğunu dile getiren Bakan Tunç, avukatların olmaması durumunda savunma hakkından, bağımsız ve tarafsız yargıdan bahsedilemeyeceğini söyledi.

İşbirliği protokolü için paydaşlarla kapsamlı istişareler gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Tunç, şöyle devam etti:

“Bugün imzalanacak protokolle 6 ay ödemesiz dönemli kredi seçeneklerinden, sabit ve değişken faizli alternatiflerden, piyasadaki faiz oranlarının altında ve teminatsız kredi koşullarından yararlanabilme imkanını bulacak genç meslektaşlarımız. İlk 5 yıl için bunlar belirlendi. 5 yıllık kıdeme sahip avukatlarımız yararlanabilecek. Ancak deprem bölgesinde böyle bir yaş sınırlaması yok. Deprem bölgesinden başvuran tüm meslektaşlarımız bundan faydalanabilecekler. Dolayısıyla orada herhangi bir sınırlama yok. Onlara pozitif ayrımcılık yapmak durumundayız.”

Bakan Tunç, destek paketinin ilk başta 3 milyar lira olarak belirlendiğini, talep doğrultusunda miktarın 5 milyar liraya yükseltildiğini bildirdi. Bakan Yılmaz Tunç, “Son 23 yılda tabii avukatlarımızla ilgili olarak yapılan savunma hakkını güçlendirmeye yönelik çok önemli çalışmaları gerçekleştirdik.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuyla paylaşılan Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde önemli hedeflerin bulunduğunu belirten Bakan Yılmaz Tunç, “Ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılmasına, adalete erişimi kolaylaştırmaya yönelik önemli hedefler var. Hukuk ve idari yargı süreçlerinin etkinliğinin artırılması ve insan kaynakları kapasitesinin güçlendirilmesiyle ilgili hedefler var.” dedi.

Avukatlık Kanunu’nun günün ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi gerektiğini dile getiren Adalet Bakanı Tunç, savunma makamını güçlendirecek adımları atacaklarını söyledi.

Bakan Tunç, kamu avukatlarının çalışma esaslarına ve özlük haklarına yönelik talepleri de değerlendireceklerine işaret ederek, “Zorunlu müdafilik ve vekillik ile diğer avukatlık hizmetlerinden alınan vergilerin azaltılmasıyla ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığı’mız ile görüşmelerimiz devam edecek. Zorunlu müdafi ve vekillere yapılacak ödemelere ilişkin ilgili yönetmelik ve tarifede yer alan hükümlerin, verilen hizmetin niteliği gözetilerek yeniden ele alınması lazım. Bağlı çalışan avukatlar için mesleğin niteliğine uygun bir ücret rejiminin oluşturulması gibi önemli hususlar Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde yer aldı.” diye konuştu.

PROTOKOL İMZALANDI

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan da protokolle genç avukatların büro kurarken finansal olarak desteklenmesini, bu yolla vatandaşların adalete erişiminin kolaylaştırılmasını amaçladıklarını bildirdi. Büro kuracak avukatlara destek sağlanmasına ilişkin yasal düzenlemenin 2023’te yürürlüğe girdiğini anımsatan Sağkan, protokolle deprem bölgesindeki avukatlara da destek sağlanacağını ifade etti.

Konuşmaların ardından Bakan Tunç, TBB Başkanı Sağkan, Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih ile Kredi Garanti Fonu Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Başkanı Erdoğan Özegen işbirliği protokolünü imzaladı.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

DAHA FAZLA HABER
GÜÇLÜ TÜRKİYE YENİ NESİL MEDYA

HABER BURADA

Bürokrat13 saat önce

15 TEMMUZ DEMOKRASİ VE MİLLİ BİRLİK TRENİ BİR KEZ DAHA RAYLARDA

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Zaferin Adı Türkiye” temalı “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” Treni’nin 68 gün...

Bürokrat3 gün önce

“Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, terör örgütünün silah bırakmasıyla ilgili olarak, “Bugün Malazgirt ruhu,...

Bürokrat3 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kamu Başdenetçisi Akarca’yı kabul etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) Başdenetçisi Mehmet Akarca ve beraberindeki heyeti Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. GENÇ GAZETECİLER...

Bürokrat4 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli’yi kabul etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Bürokrat5 gün önce

Adalet Bakanı Tunç açıkladı! Avukatlara 6 ay ödemesiz kredi müjdesi

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, genç avukatlara kendi bürolarını kurabilmeleri için 6 ay ödemesiz, sabit ve değişken faizli alternatifleri içeren kredi...

Bürokrat7 gün önce

Marka & Patent çetesi | Devletin imkanlarını kullanıp Milletimize TUZAK kuruyorlar FETÖ’cülere Kimler yardım ediyor?

FETÖ’nün bilişim militanları | İnsanlara kumpas kurarak adli sicil kayıtlarını kirletmek için her türlü yolsuzlukları yapıyorlar sınır tanımıyorlar

Bürokrat1 hafta önce

VATAN SİZE MİNNETTAR

“Pençe-Kilit Harekatı bölgesinden gelen acı haberler yüreğimizi dağladı. Görev sırasında metan gazından etkilenerek şehit olan kahraman evlatlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine...

Bürokrat2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 17. Zirvesi’ne katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’ın Hankendi şehrinde gerçekleştirilen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 17. Zirvesi’ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hankedi Kongre Merkezi’ne gelişinde...

Bürokrat2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Azerbaycan’da

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (EİT) 17. Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Azerbaycan’ın Fuzuli şehrine ulaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Fuzuli...

Dünya2 hafta önce

Emine Erdoğan, Papa 14. Leo ile görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Papalık Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde gerçekleşecek “Kardeşlik Temelli Ekonomi: Etik Çoktaraflılık” başlıklı etkinlikte konuşmak...

GÜÇLÜ TÜRKİYE YENİ NESİL MEDYA
Haziran 2022
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
27282930  
GÜÇLÜ TÜRKİYE YENİ NESİL MEDYA

GENÇ BÜROKRAT

seers cmp badge