Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’nda yaptığı konuşmada, “Balkan Harbi’yle üzerine çöreklenen kara bulutları Çanakkale Zaferi’yle dağıtan milletimiz, millî mücadeleyle şanla, şerefle dolu tarihine yeni bir halka eklemişti. İlk değil son devletimiz Cumhuriyetimizin, millî iradenin üstünlüğü temeli üzerinde payidar olacağını, 85 milyon hep birlikte 15 Temmuz gecesi dosta düşmana bir kez daha ispatladık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saraçhane Meydanı’nda düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen programındaki konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıları ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi selamladı. Katılımcıların Kurban Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Allah’tan millete ve tüm insanlığa, hayırla, sağlıkla, huzurla, esenlikle daha nice bayramlar nasip etmesini diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün 15 Temmuz ihanetinin 6. yıl dönümü olduğunu anımsatarak, “Yakın tarihimizin bu en alçak darbe girişiminde yaralılarımızdan daha sonra vefat edenlerle birlikte toplamda 252 kardeşimiz şehadetle şereflendi” ifadelerini kullandı.
Mehmet Akif Ersoy’un “Çanakkale Şehitlerine” şiirindeki “Vurulmuş tertemiz alnından uzanmış yatıyor/Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor/Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker/Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer” dizelerini seslendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, her biri bu topraklar için toprağa düşmüş askerler hükmünde olan 15 Temmuz şehitlerine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı diledi.
“MİLLETİMİZ 15 TEMMUZ’DA DESTAN YAZMIŞTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin, Hz. Peygambere komşu olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Yine diliyoruz ki Rabbim şehitlerimizi, sevgili habibinin ‘livaül hamd’ ismiyle müsemma sancağı altında şereflendirsin. Bizi de onlarla beraber şerefyap etsin. Bu ihanet girişimi sırasında darbecilerin uçaklarına, helikopterlerine, tanklarına, silahlarına çıplak elleriyle karşı koyarken yaralanan gazilerimize sağlık ve afiyet temenni ediyorum. Hak Teâla bir daha milletimizi 15 Temmuz gibi imtihanlara tabi tutmasın. Evlatlarımızı kimse bizden koparmasın. Ülkemizi bu tür tehditlerle sınamasın.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplumların tarihlerinde asırlar boyu unutulmayacak, nesiller boyu dilden dile bir destan gibi anlatılacak dönüm noktaları olduğunu dile getirerek, milletin 15 Temmuz’da yüreğindeki imandan aldığı güçle akşam güneş batarken başlayan darbe girişimini sabah güneşin doğuşuyla birlikte akamete uğratarak bir destan yazdığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yazdı, Allah’ın izniyle yine yazar. Yaklaşık iki asırdır ayağa kalkmak istediği her dönemde bu milleti savaşla, bozgunculukla, darbeyle, vesayetle, terörle, siyasi istikrarsızlıkla, ekonomik krizle, sosyal çatışmayla dizleri üzerine çökertenler hamdolsun bu defa yine başaramadılar. Farklı dönemlerde farklı kisveler altında sahnelenen sinsi oyun, 15 Temmuz gecesi milletimizin iman dolu göğsüne çarparak yerle yeksan oldu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy’un “İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür/İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür” dizelerini seslendirerek şöyle konuştu: “İşte şimdi altılı masaları var değil mi bunların. Bu altılı masada şehitlerimizin esamesi okunuyor mu? Onların derdi başka. Onlar PKK terör örgütüyle beraber yürüyorlar. Yani Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te evet bizim Mehmet’imize saldıranlarla, onların parlamentodaki uzantılarıyla beraber el ele omuz omuza yürüyorlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi önlerinde büyük bir hesap olduğunu söyledi. “Balkan Harbi’yle üzerine çöreklenen kara bulutları, Çanakkale Zaferi’yle dağıtan milletimiz, millî mücadeleyle, şanla, şerefle dolu tarihine yeni bir halka eklemişti” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk değil son devletimiz Cumhuriyetimizin, millî iradenin üstünlüğü temeli üzerinde payidar olacağını, 85 milyon hep birlikte 15 Temmuz gecesi dosta düşmana bir kez daha ispatladık” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak bu mücadeleyi o gece nasıl ispatladılarsa bundan sonraki süreçte de aynen ispatlamaya devam edeceklerini dile getirdi.
Bugün karşısındaki topluluğa bakarak “Türkiye aşkına” bir kez daha “Ya Allah bismillah Allahu ekber” dediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu Saraçhane Meydanı’ndan tüm gönülleri titretiyorsak 15 Temmuz kıyamı sayesindedir” diye konuştu.
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’NİN İNŞASINI KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ”
Bu tabloyu görünce gençlik yıllarını hatırladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Gençlik yıllarımda da yine bu meydanda biz evet 29 Mayısları kutlardık. 15 Temmuz öyle bir geceydi ki darbecilere karşı direnmek üzere evlerinden, iş yerlerinden, mahallelerinden harekete geçenlerin tamamı şehadeti göze alarak yola çıkmıştır. Kadın-erkek demeden, genç-yaşlı demeden yola çıkmışlardı. Hani birisi de akşam saat 23.00’te Yeşilköy Havalimanı’na gelmişti. ‘Haberim olsaydı ben de beklerdim.’ diye haber veriyor. FETÖ’cülerin kontrolü altında, nezareti altında oradan nereye gidiyor? Bakırköy Belediyesine gidiyor. Orada televizyon karşısında kahvesini yudumlarken evet, biz de havalimanına iniyoruz. Kaçta? Saat 01.00’i birkaç dakika geçe. Ama orada on binler vardı. On binler oradaydı. Kadın, erkek, genç, yaşlı oradaydı. Allah sizlerden razı olsun. Sizin ferasetiniz, sizin belagatiniz, Cumhur İttifakı olarak oradaki buluşmanız işte bunların canına ot tıkadı ve ne oldu? Fazla sürmedi. Hemen kaçıp gittiler. ‘Zafer inananlarındır.’ dedik ve oradan elhamdülillah zaferle çıktık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun sadece İstanbul’da olmadığını, Ankara’da da böyle olduğunu ifade ederek, “Her ne kadar şehitlerimiz oldu ama o şehitler, ‘Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda. Canı cananı bütün varımı alsın da Hüda. Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.’ diyenler kazandı. Şehitlerimizin hatıralarına bakıldığında tamamının da aynı şuur, aynı teslimiyet, aynı irade ve aynı kararlılıkla darbecilerin üzerine yürüdüklerini görüyoruz” şeklinde konuştu.
Buradan konuşurken aynı anda Ankara’da Kızılay başta olmak üzere ülke genelinde törenler yapıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü kalpler aynı anda atıyor. İşte bu buluşmanın adı nedir? Cumhur İttifakı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Saraçhane’deki şu arka tarafımda olan süs havuzlarının dili olsa da o gece abdestsiz şehit olmamak için kendine uzanan elleri anlatsa. Boğaziçi Köprüsü’nün direklerinin dili olsa da darbecilerin ölüm kusan namlularının üzerine gül bahçesine girer gibi atılan yiğitlerin kahramanlığını anlatsa. Ankara’daki Türkiye Büyük Millet Meclisinin dili olsa da üzerlerine bomba yağarken milletin vekillerinin, sizlerin emanetine nasıl sahip çıktıklarını, ölüme nasıl meydan okuduklarını anlatsa, Genelkurmay Başkanlığı binasının taş duvarlarının dili olsa da darbeciler tankla, helikopterle, tüfekle, sürekli üzerlerine ateş ederken milletin asil evlatlarının onların karşısında nasıl korkusuzca durduğunu anlatsa. Gölbaşı Özel Harekât Başkanlığı bahçesinin dili olsa da darbeciler tarafından alçakça bombalanan kahraman polislerimizin yüreklerindeki cesareti ve imanı anlatsa.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her karışı şehit kanlarıyla yoğurulmuş şu vatan topraklarının dili olsa da üzerinde yaşayan milyonların gözlerini kırpmadan sabaha kadar nasıl dua ettiklerini anlatsa. Ülkemizin şehirlerindeki meydanların dili olsa da 27 gün süren demokrasi nöbetlerinde bir milletin istiklaline ve istikbaline nasıl dört elle sahip çıktığını anlatsa. Velhasıl 15 Temmuz’la ilgili anlatılacak o kadar çok şey var ki en adil hakem ve en güzel hafıza olan tarih hepsini de hakkıyla kaydedecektir. Bizler tarihi yazan değil, yaşayan insanlar olarak elbette bu muhasebede hakkımıza düşen yerde duracak, hakkımızda verilen hükme rıza göstereceğiz. Ülkemizin bir daha 15 Temmuz gibi musibetlere, milletimizin bir daha esaret tehdidine maruz kalmaması için büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını kararlılıkla sürdüreceğiz” diye ekledi.
“ÜLKEMİZİ BİR KEZ DAHA OYUN DIŞINDA BIRAKMAK İSTEYENLERE ARADIKLARI FIRSATI SUNMAYACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 20 yılda eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden spora, her alanda kazandırdıkları güçlü altyapının üzerinde Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri hâline getirmek için var güçleriyle çalışacaklarını dile getirdi
İstanbul’da bir sel afetinin yaşandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki sel afetinde acaba sorumluları neredeydi? Aynı şekilde Ankara’da neredeydi? Kardeşlerim bunların hesabını 2023’te sandıklarda sormaya var mıyız? Fakat durmak yok, çok çalışacağız. Cumhur İttifakı olarak bu hesabı sormaya hazır mıyız? Mesele bu. Çünkü bizim soracak hesabımız var” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasi ve kalkınma devrimlerinin en büyük şahidinin İstanbul olduğunu dile getirerek, Türkiye’yi 81 vilayeti ve 85 milyon vatandaşıyla muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma hedeflerinden en küçük bir taviz vermeyeceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in 100. kuruluş yıl dönümünü, genç devletin bir asrını geride bırakmanın ötesinde üç kıta, yedi iklimi kuşatan medeniyet davalarının inkişafının da sembolü hâline getireceklerini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Buna hazır mıyız? Dünyadaki siyasi ve ekonomik güç odaklarının yeniden yapılandığı bir dönemde, ülkemizi bir kez daha oyun dışında bırakmak isteyenlere, aradıkları fırsatı kendi ellerimizle sunmayacağız. Şimdi hazır mısınız? Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Kardeşlerim, 2023 imtihanını da başarıyla vererek, bu kutlu menzile doğru yolumuza devam edeceğiz, kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla. Ben sizin bu imanınıza, bu inancınıza, bu kararlılığınıza güveniyorum. Rabbim bizleri bu yolda daim eylesin. Bunun için şimdi öyle bir ses verelim ki doğudan batıya, kuzeyden güneye, dünyada duymayan kimse kalmasın. Sadece duymakla kalmasınlar, dostlarımız sevinçten, düşmanlarımız korkudan tüm hücreleriyle titresinler.”
“BİZ HANGİ KÖKENDEN, HANGİ MEZHEPTEN, HANGİ MEŞREPTEN OLURSA OLSUN 85 MİLYON TEK MİLLETİZ”
Vatandaşlara “Rabia’ya hazır mıyız” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gür sada ile tek millet. Biz hangi kökenden, hangi mezhepten, hangi meşrepten olursa olsun 85 milyon tek milletiz. İki, tek bayrak. Bizim tek bayrağımız, rengini şehitlerimizin kanından alan şu ay yıldızlı al bayrağımızdır. Üç, tek vatan, 780 bin kilometrelik vatan topraklarının tek bir karışına dahi göz dikenin gözünü çıkartırız. Dört, tek devlet. Bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti dışında bir devletimiz yoktur. Aksini iddia edenlerin başını ezmek de boynumuzun borcudur. Her kim bu dört ilkeden rahatsızsa dönüp, önce kendini, onunla birlikte ülkesi ve milletine aidiyetini sorgulamalıdır. Her kim bu dört ilkeye gönülden bağlıysa, bizim ezelî ve ebedî yoldaşımızdır, kardeşimizdir, kader arkadaşımızdır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi son sözü top tüfek değil, imanın belirlediğinin görüldüğüne dikkati çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Yürek belirler, inanç belirler. 15 Temmuz gecesi gördük ki, güneş batınca, üzerimize çöken karanlığın hükmü, ertesi sabah yeniden güneş doğana kadardır. 15 Temmuz gecesi gördük ki, yuları hainin elinde olanın büründüğü kisve ne olursa olsun gün doğduğunda gerçek yüzü mutlaka ortaya çıkmaktadır. 15 Temmuz gecesi gördük ki, asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, onun da aslı ayrandır. Atalarımız böyle demiş. Bu milletin kodlarını en iyi bilenlerdir. Rabbime beni, bizi, böyle bir milletin evladı olarak yarattığı için binlerce kez hamdediyorum. Rabbime, bizlere böyle bir millete hizmet etme imkânı verdiği için binlerce kez hamdediyorum. Rabbime bizi böyle bir milletle 15 Temmuz gibi bir imtihandan geçirdiği için, bize böyle yoldaşlar nasip ettiği için binlerce kez hamdediyorum. Kardeşlerim, sizleri Allah için çok seviyorum. Hiç endişeniz olmasın, dik durduk, dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin demokrasi ve kalkınma mücadelesindeki dönemlerinin asla unutulmaması gerektiğine vurgu yaparak, “Rahmetli Menderes ve arkadaşlarının Demokrat Parti’nin iktidarıyla açtıkları çığır bu dönüm noktalarından biridir. Aynı şekilde rahmetli Özal’ın 12 Eylül’ün ardından ülkemize kendi deyimiyle, çağ atlatmak için başlattığı hamle bu dönüm noktalarından biridir. Aynı şekilde rahmetli Erbakan’ın, aynı şekilde rahmetli Türkeş’in attıkları adımlar işte bizim de izini sürdüğümüz adımlardır. 20 yıldır ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerde elbette bu dönüm noktalarından biridir” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2013 yılından beri verdikleri çok yönlü mücadelenin yerinin ayrı olduğunu dile getirerek şunları kaydetti: “Şu gerçekleri asla aklımızdan çıkarmamalıyız. Gezi olaylarının sebebi asla ağaç ve çevre hassasiyeti değildir. 17/25 Aralık, yargı emniyet darbe girişiminin sebebi asla hukuk, adalet arayışı değildir. Çukur eylemlerinin sebebi, asla meşru hak talebi değildir. Sınırlarımızı taciz eden DEAŞ’ın ve PKK, PYD’nin saldırılarının sebebi asla tabii süreçler de değildi. 15 Temmuz darbe girişiminin sebebi asla ülkenin ve milletin çıkarları değildir. Türk ekonomisini mahvetme tehditleriyle başlatılan finans saldırısının sebebi asla faiz, kur hesabı değildir. Uzunca bir süredir hemen her alanda maruz kaldığımız siyasi ve ekonomik ambargoların, kuşatmaların, tuzakların sebebi asla demokrasimizi koruma gayesi değildir. Bugün halen vermekte olduğumuz mücadelenin de hiçbir kurala, kaideye, teoriye, ahlaki ölçüye uyan bir tarafı yoktur. Tahammül edilemeyen Cumhur İttifakı değildir, asıl tahammül edilemeyen, Türk milletinin kendi iradesine sahip çıkması, kendi hedeflerine kilitlenmiş olmasıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tahammül edilemeyenin şahsında sembolleştirilen, ülkenin yöneticileri olmadığını belirterek, “Asıl tahammül edilemeyen, Türkiye’nin son iki asırdır ayağına vurulan prangalardan kurtularak özgürce kendi istikametine yönelmesidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz bakmayın günlük siyasi çıkarlar uğruna binbir yalanla, iftirayla, çarpıtmayla bu gerçeklerin üzerini örtmeye çalışanlara. Aslında onlar da biliyor neyin ne olduğunu, kimin ne yaptığını ama kimi nefsine yenildiği, kimi tıyneti bozuk olduğu, kimi göbekten bir yerlere bağlı bulunduğu için tatava yapıyor, maval okuyor, safsatayla gerçekleri örtmeye çalışıyor. Üstelik bu tiyatroyu da en sakil bir şekilde sergiliyorlar” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun darbe girişimine ilişkin “Bu bir tiyatroydu” dediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “252 şehidimizin olduğu bu gelişmeyi bir tiyatro olarak değerlendiriyor. Ben şimdi soruyorum. FETÖ’ye rahmet okutanlar var. Ya daha ne olacak? 252 şehidimiz var. 2 bin 200’ü aşkın gazimiz var. Hâlâ FETÖ’ye rahmet okuyanlar var. Kusura bakmasınlar. Neyin ne olduğunun şahidi 15 Temmuz gecesidir. Ülkenin ve milletin geleceğine dair hiçbir fikir üretmeden, hiçbir program, proje, plan geliştirmeden, hiçbir samimi çaba göstermeden sadece laf salatasıyla insanların duygularını istismar edemezsiniz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yabancı büyükelçilerden gelecek talimatlara göre siyasetlerini şekillendirenlerin, kampanya dozunu ayarlayanların bu topraklara ait olamayacaklarını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Her fırsatta ülkesini yabancılara kötüleyerek şimdiden bu desteğin hakkını vermeye çalışandan bu millete hayır gelmez. Hâlbuki yönlerini Avrupa’ya, Amerika’ya değil de milletimize dönmüş olsalar şu gerçekleri onlar da görecekler. Türkiye terörle mücadele ederken teröristin sırtını sıvazlayandan devlet adamı olmaz. İnsanlar canı pahasına darbeye direnirken hainlerle anlaşıp kaçacak delik arayanlardan siyasetçi olmaz. 15 Temmuz’a şöyle ağız dolusu ‘bir darbe girişimidir’ diyemeyenlerden milletin adamı olmaz. FETÖ’cüsünden PKK’lısına kadar kamudan temizlenmiş terör örgütü mensuplarına mavi boncuk dağıtanlardan siyasetçi olmaz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ, terör örgütü olarak uluslararası kayıtlarda var mıydı? Yoktu. Sadece PKK, Avrupa Birliği kayıtlarında vardı. Bu son NATO zirvesinde, YPG’yi, PYD’yi, FETÖ’yü NATO’nun kayıtlarına girdik. Dedik ki ‘Bu bizim kırmızıçizgimizdir. FETÖ’yü buraya terör örgütü olarak gireceksiniz. PYD’yi gireceksiniz, YPG’yi gireceksiniz. Aksi takdirde bizden ‘olur’ alamazsınız.’ Ve girdiler. Olay bu” diye konuştu.
Türkiye’nin güney sınırları boyunca kurmakta olduğu güvenlik koridorunu sabote edenlerden yerli ve millî şahsiyet çıkmayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay Kemal, işi gücü güneyde, sınır boylarında. Ekonomimize yönelik tehditler karşısında uygulamaya geçirdiğimiz programın hikmetini anlamaya çalışmayanlardan dirayet sahibi yönetici olmaz. Dünya siyasi ve ekonomik krizlerle, güvenlik tehditleriyle boğuşurken, Türkiye’nin kendini konumlandırdığı güçlü yeri görmezden gelenlerden feraset beklenemez. Evet. Yerli ve millî olmayanlardan bu ülkeye hayır gelmeyeceğini en iyi milletimiz bilir. Siz bilirsiniz siz. Siz takdir edersiniz” ifadelerini kullandı.
“BİZ, KADİM BİR DAVANIN HİZMETKÂRLARIYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç şüphesiz, bunları söylerken hakikatlere gözlerini de kapamadıklarını, yaşadıkları diğer sorunların, küresel ve bölgesel krizlerin olumsuzluklarının elbette kendilerini de etkilediğini belirterek, şöyle devam etti: “Hayat pahalılığı başta olmak üzere elbette insanlarımızı sıkıntıya düşüren gelişmeler yaşıyoruz. Ama şundan emin olunuz ki omuzlarımıza binen hiçbir yük kalıcı değildir. Hiçbir sorunumuz çözümsüz değildir. Son zamanlarda Bay Kemal çıkmış, üniversiteli gençlerimizin KYK’yla ilgili, onların aldıkları burslarla ilgili onlara faiz yükü bindiriyormuşuz. Yahu faizin en büyük düşmanı biziz. Allah nasip ederse ilk Kabine Toplantımızda bu konuyla ilgili açıklamayı Kabine Toplantımızdan sonra yapacağız. Biz gençlerimizi faize kurban etmeyiz. Hatta hatta daha ileri gidiyorum, enflasyona da kurban etmeyiz. Biz çalışmamızı yapıyoruz ve Kabine Toplantımızdan sonra da gerekli açıklamayı yapacağım. Milletimizin sıkıntılarını da ülkemizin imkânlarını da en iyi biz biliyoruz Bay Kemal, biz. Ya göreve geldiğimiz zaman öğrencilerin aldığı burs neydi? 45 liracıktı Bay Kemal. Harç harç. Bu harcı kaldıran kimdi? Biz kaldırdık. Şu anda harç diye bir şey kaldı mı? Yok. Bir süre önce ekonomide önceliğimizi milletimizin işine, aşına vererek kritik bir tercihte bulunduk. Hamdolsun bugün 31 milyona yaklaşan istihdamımızla, harıl harıl çalışan sanayimizle, yıllık 250 milyar dolara yaklaşan ihracatımızla kesintisiz büyüyen bir Türkiye fotoğrafıyla karşı karşıyayız. Küresel enerji ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar duruldukça, enflasyonu kontrol altına aldıkça bu tablonun güzelliği daha da iyi anlaşılacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, nasıl 15 Temmuz gecesi darbeci hainlerin heveslerini kursaklarında bıraktılarsa, yakın bir gelecekte de ekonomik tetikçileri aynı akıbete düçar edeceklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Şimdi hazır olun. Yeter ki hedeflerimizden kopmayalım. Yeter ki elimizdekilerin kıymetini bilelim. Yeter ki kazanımlarımıza sahip çıkalım. Yeter ki bozguncuların oyunlarına gelmeyelim. Yeter ki çalışalım, çabalayalım, azmedelim, sabredelim. Bunları yapabildiğimizde gerisi gerçekten çok kolaydır. Zaten onların korktuğu da Türkiye’nin 2023’te bunu başaracak olmasıdır. Bundan çok korkuyorlar. Türkiye’yi bugün durduramazlarsa önümüzdeki yarım asır, bir asır boyunca artık aynı fırsatı tekrar yakalayamayacaklarını çok iyi biliyorlar.”
2023 hedeflerine ulaşacaklarını, 2053 vizyonunu da hayata geçireceklerini, 2071’de bin yıllık zaferlerini de kutlayacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kardeşlerim, çünkü biz Türkiye’yiz. Çünkü biz, Türk milletiyiz. Çünkü biz, kadim bir davanın hizmetkârlarıyız. Çünkü biz, arkasında yüz milyonların duası, yanında 85 milyon kardeşi, önünde aydınlık bir yolu olan bir ekibiz. Gerektiğinde yedi düvele meydan okuyarak, gerektiğinde taşlı, dikenli, mayınlı yollardan geçerek, gerektiğinde alın terimizi akıtarak, gerektiğinde canımızı ortaya koyarak, gerektiğinde kalbimizi açarak, hülasaten ülke ve millet olarak bize büyük fedakârlıklar ve mücadelelerle geldiğimiz bu noktadan geriye dönüş yoktur” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ecdadın tarihi zaferlerine işaret ederek, şunları söyledi: “Ecdadımız Sultan Alparslan, Anadolu’nun kapılarına dayandığında ‘Ya muzaffer olur, gayeme ulaşırım. Ya şehit olur, cennete giderim.’ demişti. Ecdadımız Fatih Sultan Mehmet, ‘Ey İstanbul, ya ben seni alırım ya sen beni alırsın.’ demişti. Ecdadımız Yıldırım Beyazıt ‘Yenileceğinden korkan daima yenilir.’ demişti. Ecdadımız Abdülhamit Han ‘Bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir.’ demişti. İstiklal Harbi’mizin başkomutanı Gazi Mustafa Kemal ‘Ya istiklal ya ölüm.’ demişti. Biz de bugün burada büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını mutlaka tamamlayacağız diyoruz. Şehitlerimize haklarını ancak bu şekilde helal ettirebiliriz.”
15 Temmuz kahramanları başta olmak üzere cümle şehitlere Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fakat Cumhur İttifakı olarak sizler bu yaz mevsiminde bizi burada yalnız bırakmadınız. Hep beraber burada 6’ncı yıl dönümünde beraber olduk. Şimdi önümüzdeki yıl malum seçimler var. Çok çalışacağız. Çok gayret edeceğiz. Buna tam manasıyla hazırız değil mi? Kapı kapı dolaşmaya varız değil mi? Cumhur İttifakı’nın inşallah bu seçimlerden zaferle çıkacağına ben inanıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini Arif Nihat Asya’nın “Dua” şiirini okuyarak tamamladı: “Biz kısık sesleriz. Minareleri sen ezansız bırakma Allah’ım. Ya çağır şurada bal yapanlarını ya kovansız bırakma Allah’ım. Mahyasızdır minareler. Göğü de kehkeşansız bırakma Allah’ım. Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma Allah’ım. Bize güç ver. Cihat meydanını pehlivansız bırakma Allah’ım. Kahraman bekleyen yığınlarını kahramansız bırakma Allah’ım. Bilelim hasma karşı koymasını. Bizi cansız bırakma Allah’ım. Yarının yollarında yılları da Ramazansız bırakma Allah’ım. Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü ya çobansız bırakma Allah’ım. Bizi sen, sevgisiz, susuz, havasız ve vatansız bırakma Allah’ım. Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma Allah’ım.”
FETÖ’nün bilişim militanları | İnsanlara kumpas kurarak adli sicil kayıtlarını kirletmek için her türlü yolsuzlukları yapıyorlar sınır tanımıyorlar FETÖ’cülere Kimler yardım ediyor?
merhamet ve vicdanları yoktur
FETÖ’cüler Makam mevki ve para için her şeyi yaparlar
Bir FETÖ’cü nasıl anlaşılır?
Yalan söylemekte, Kumpas kurmakta, Dikizlemekte, Devlet imkanlarını örgüt için kullanmakta, Kamu ve insanların malına konmakta, adam öldürmekte uzmandır bunlar! merhamet ve vicdanları yoktur Makam mevki ve para için her şeyi yaparlar Hak yediler Soru çaldılar, insanlara kumpas kurdular, özellerini teşhir ettiler, o görüntülerle tüm istediklerini aldılar. İşyerlerine Kamu kurumlarına sitelere evlere kameralar kurdular hem insanları izlediler hem dinlediler insanların özel hayatlarına girdiler evlerine gizli kameralar kurdular bu yolla insanları ,şirketleri ,tehdit ettiler .her türlü yolsuzluğu yaptılar Bunlar ne kadar insanlık suçu varsa işledi hala işlemeye devam ediyorlar 40 yıl boyunca sinsi sinsi örgütlendiler. Suçsuz insanları kumpas kurup hapse attırdılar merhametsizler Türkiye’nin ve şirketlerin sırlarını sattılar Casusluk yaptılar. Devleti ele geçirmek için her şeyi yaptılar. Kaç masum insanın yuvasını yıktılar kim bilir? Nice esnafı iflas ettirdiler kurdukları kumpaslarla Mallarını ele geçirdiler Paravan holding ler kurdular insanların Mallarına el kondular. Karşı çıkanı da ölüme yolladılar… Vicdandan yoksun, gaddar, zalim merhamet yoksunudur bunlar Her türlü iftirayı atabilecek, her yalanı söyleyebilecek kadar zalimdirler.
Marka & Patent çetesi | Devletin imkanlarını kullanıp Milletimize TUZAK kuruyorlar | FETÖ’cülere Kimler yardım ediyor?
“Pençe-Kilit Harekatı bölgesinden gelen acı haberler yüreğimizi dağladı. Görev sırasında metan gazından etkilenerek şehit olan kahraman evlatlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve silah arkadaşlarına sabır diliyorum. Tedavisi devam eden askerlerimize acil şifa temenni ediyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun.” MEKANLARI CENNET OLSUN
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’ın Hankendi şehrinde gerçekleştirilen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 17. Zirvesi’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hankedi Kongre Merkezi’ne gelişinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından karşılandı.
Aile fotoğrafı çekiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer liderler, “Sürdürülebilir ve İklim Değişikliğine Dayanıklı bir Gelecek için Yeni Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Vizyonu” temalı Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 17. Zirvesi’ne geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (EİT) 17. Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Azerbaycan’ın Fuzuli şehrine ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Fuzuli Havalimanı’nda, Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanı Emin Amrullayev, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Agdam, Fuzuli ve Hocavend Özel Temsilcisi Emin Hüseyinov, Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov, Türkiye’nin Bakü Büyükelçisi Birol Akgün ve büyükelçilik personeli karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ziyaretinde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım eşlik ediyor.
Havalimanındaki karşılamanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindeki heyetle birlikte Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 17. Zirvesi’nin gerçekleştirileceği Hankendi şehrine hareket etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Papalık Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde gerçekleşecek “Kardeşlik Temelli Ekonomi: Etik Çoktaraflılık” başlıklı etkinlikte konuşmak üzere bulunduğu Vatikan’da Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile görüştü.
Vatikan Apostolik Sarayı’nda gerçekleştirilen görüşmede, Gazze’de yaşanan insanlık dramı, iklim değişikliğine karşı mücadele çabaları, İslamofobi ve ırkçılığa karşı mücadele ile ailenin toplumdaki varlığının önemi konuları ele alındı.
Kısa süre önce göreve seçilen Papa 14. Leo’yu tebrik eden Emine Erdoğan, bunun Hristiyan âlemi için hayırlara vesile olmasını temenni etti.
GAZZE’DEKİ İNSANLIK DRAMI
Görüşmede, İsrail saldırısı ve ablukası altındaki Gazze’de yaşanan insanlık dramının üzerinde durulurken, Emine Erdoğan, kalıcı ateşkes ve insani yardımların ulaştırılması için Papa’ya “Gazze konusunda Hristiyan dünyası daha gür sesle destek çıkmalı” çağrısı yaptı.
Emine Erdoğan, Filistin’de kalıcı ve sürdürülebilir barış için iki devletli çözümün bir an önce hayata geçirilmesinin ve Filistin Devleti’ni resmen tanıyan ülkelerin sayısının artmasının önemini aktardı.
Emine Erdoğan, söz konusu bölgede yaşayan, kiliseleri ve cemaatleri sürekli tehdit altında bulunan Hristiyanların da artık huzur bulması gerektiğini de Papa’ya iletti.
Papa 14. Leo’nun ise Emine Erdoğan’a, Vatikan’ın uzun yıllardır Ortadoğu’daki çözümün bir parçası olma ilkesine göre hareket ettiğini söylerken ve Vatikan’ın da Filistin’de iki devletli çözümü ve barışı desteklediğini belirtti.
PAPA’YA “SIFIR ATIK” HAREKETİNE DESTEK DAVETİ
Emine Erdoğan, uluslararası toplumun bugün pek çok hayati sınamayla karşı karşıya olduğunu belirterek, bunlardan birinin de iklim değişikliğiyle mücadele olduğuna işaret etti.
Emine Erdoğan, kendisinin de kişisel olarak öncelik verdiği iklim değişikliği konusunda Türkiye’de başlattıkları “Sıfır Atık” hareketinden de Papa’ya bahsetti.
İklim değişikliğiyle mücadele meselesinin, Vatikan’la Türkiye arasında güçlü iş birliği potansiyeli taşıdığına inandığını aktaran Emine Erdoğan, Papa 14. Leo’ya, bugün Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde kurumsallaşan “Sıfır Atık” hareketine destek vermesinin önemli olduğunu söyledi.
İSLAM DÜŞMANLIĞI, IRKÇILIK VE HOŞGÖRÜSÜZLÜĞE KARŞI ÇABALARIN ORTAK İRADE ETRAFINDA BİRLEŞTİRİLMESİ ÇAĞRISI
İslam düşmanlığı, ırkçılık ve hoşgörüsüzlüğün endişe verici derecede artış gösterdiğine de dikkati çeken Emine Erdoğan, bu eğilimlerin sadece yöneldikleri hedef grup bakımından değil, toplumun tüm kesimleri için tehlike oluşturduğunu vurguladı.
Emine Erdoğan, bu konudaki çabaların ortak irade etrafında birleştirilmesi gerektiğini de ifade etti.
Türkiye’nin farklı inanç ve kültürlerin yüzyıllardır bir arada, barış içinde yaşadığı coğrafya olduğuna değinen Emine Erdoğan, Hristiyan toplulukların Türkiye’nin zengin mozaiğinin ayrılmaz parçası olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dini azınlık gruplarının sorunlarına özel hassasiyetle yaklaştığını da aktaran Emine Erdoğan, azınlık vakıflarının taşınmaz mülkleri konusunda yaşanan sorunların, mevzuat değişikliği yapılarak azınlıkların lehine çözüme kavuşturulduğunu belirtti.
Papa 14. Leo ise Emine Erdoğan’a, Orta Doğu’da çok fazla grubun Hristiyanların haklarına saygı duymadığını, Türkiye’de Hristiyanların ve başka azınlıkların haklarının korunmasının bir model oluşturduğunu belirtti. “Türkiye, bu açıdan Orta Doğu’da barış için önemli ses” ifadesini kullanan Papa, ilk yurt dışı ziyaretlerinden birini Türkiye’ye gerçekleştirmek isteğini aktarırken, Türkiye ile Vatikan’dan yetkililerin bunun üzerine çalıştığını ve kasım sonu için planlama yapıldığını söyledi.
Papa, bu yılın İznik Konsili’nin 1700. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, “Türkiye, Hristiyanlar için önemli bir ülke ama aynı zamanda barışı inşa etme açısından önemli bir özgün köprü vazifesi görüyor ve önemli rol oynuyor” ifadelerini de kullandı.
Görüşmede ayrıca, Emine Erdoğan ve Papa, aile konularının da önemini ele aldı. Ailenin toplumsal huzurun anahtarı olduğu ve aslında bugün öne çıkan bireycilik, yalnızlık gibi birçok sorunda çözüm olabileceği üzerinde duruldu. İki inançta da ailenin önemli bir değer ve yere sahip olduğunun altı çizilirken, aile değerlerini ifsat etmek isteyen küresel tehditlere karşı tüm semavi dinlerin ortak duruş sergilemesi gerektiği vurgulandı.
Emine Erdoğan, Papa 14. Leo ile görüşmesine ilişkin sosyal medya platformlarındaki hesaplarından yaptığı paylaşımda, “Papalık Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde gerçekleşecek ‘Kardeşlik Temelli Ekonomi: Etik Çoktaraflılık’ programına katılmak üzere ziyaret ettiğim Vatikan’da, Katolik Dünyasının Ruhani Lideri, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile bir araya gelmekten memnuniyet duydum” ifadelerini kullandı.
Paylaşımda, görüşmede gündeme gelen konulara da değinen Emine Erdoğan, şunları kaydetti: “Görüşmemizde önceliğimiz, Gazze’de süregelen insanlık dramı oldu. Kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve insani yardımların eksiksiz ulaştırılabilmesi adına, Hristiyan dünyasının daha güçlü bir duruş sergilemesinin taşıdığı hayati öneme dair görüş paylaşımında bulunduk. Vatikan’ın, Filistin’de adil ve sürdürülebilir barışın temeli olan iki devletli çözümü desteklemesini memnuniyetle karşıladığımı ifade ettim. Sayın Papa 14. Leo ile ayrıca küresel çevre hareketimizin temel taşlarından biri olan ‘Sıfır Atık’ yaklaşımını ele aldık. İklim krizinin, inanç ve coğrafya fark etmeksizin tüm insanlığın ortak meselesi olduğunda hemfikiriz. Bu çerçevede Türkiye ve Vatikan arasında iklim değişikliğiyle mücadelede güçlü bir iş birliği potansiyeli olduğunu belirttim. Ortak çalışma alanlarımızı değerlendirdik. Nazik ev sahipliği için saygıdeğer Papa 14. Leo’ya şükranlarımı sunuyor, üstlendiği bu tarihi sorumluluğun Katolik âlemi ve tüm insanlık için hayırlı sonuçlar doğurmasını diliyorum.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.