Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Dünya, ekonomik krizden savaşlara ve siyasi çalkantılara kadar pek çok sorunla boğuşurken, Türkiye olarak hem içeride hem dışarıda güçlü bir duruş sergiliyoruz. Küresel krizleri önceden görüp gereken tedbirleri alma, mekanizmaları oluşturma, dayanıklılığımızı tahkim konusunda artık herkesin takdir ettiği birikime ve dirayete sahibiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.
Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Son Kabine toplantımızdan bu yana geçen üç haftalık sürede, ülkemiz ve milletimiz için eser ve hizmet üretmeye kesintisiz devam ettik.
Yeni eğitim-öğretim yılının açılışını İstanbul Sancaktepe’de öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve velilerimizle birlikte gerçekleştirdik. Bu vesileyle, eğitimde 20 yılda ülkemize kazandırdığımız hizmetleri tekrar hatırlama imkânı bulduk. Gençlerimizle bugünün ve geleceğin dünyasına dair kısa bir ufuk turu yaparak kendileriyle ‘oku, düşün, uygula, neticelendir’ prensibimizi bir kez daha paylaştık. Öğretmen atamalarından derslik sayına, altyapıdan teknolojiye kadar eğitime verdiğimiz önceliğin neticelerini görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Ülkemizin 81 vilayetinde ve ilçelerinde insanlarımızı ev sahibi yapmak için yürüttüğümüz konut projelerini yeni bir kampanyayla taçlandırma müjdesinin ayrıntılarını 13 Eylül’de kamuoyuna açıkladık. Adını ‘İlk Evim, İlk İş Yerim’ olarak koyduğumuz bu kampanya, toplamda 500 bin sosyal konutu, 250 bin konut arsasını ve 50 bin iş yerini kapsıyor. Kampanyanın ilk etabında 250 bin konutu, 100 bin konut arsasını ve 10 bin iş yerini 2 yıl içinde bitirerek hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz. Talep toplama süreci önümüzdeki ay sonuna kadar devam edecek projenin, 5 bin konutluk ilk diliminin temelini 25 Ekim’de atıyoruz. Başvuru sayısı şimdiden 5 milyona dayanan bu kampanya, Türkiye’nin bugüne kadar yapılmış en büyük sosyal konut atılımı olacaktır.
Geçtiğimiz 20 yılda 1 milyon 170 bin konutu inşa etmiş bir hükûmet olarak, 2 yıl içinde 250 bin sosyal konutu tamamlayacak, ardından da süratle bunu 500 bine çıkartacak bu projeyi söz verdiğimiz şekilde hayata geçirmekte kararlıyız.
Milletimiz sosyal konut kampanyamıza çok büyük bir teveccüh göstermiştir. Gençlerimize, emeklilerimize, engellilerimize, şehit yakını ve gazilerimize özel kontenjanlar ayırdığımız ‘İlk Evim, İlk İş Yerim’ kampanyasının bir kez daha ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Hükûmetimizle eser ve hizmette yarışamayanların yalan, yanlış ve iftira üzerine kurdukları hezeyanlarıyla ilk günden itibaren kampanyamızı karalamaya çalışmalarını ise üzüntüyle takip ediyoruz. Hep söylediğimiz gibi, biz 20 yıldır eser ve hizmette yarışacağımız bir muhalefetin özlemini seçtik, görünüşe göre uzunca bir süre daha aynı arayışı sürdüreceğiz.
“ÖĞRENCİLERİMİZİN YURT TALEPLERİNİ KARŞILAYACAK YENİ ADIMLARI DEVREYE ALIYORUZ”
Üniversitelerimizin açılmaya başlamasıyla öğrencilerimizin yurt taleplerini karşılayacak yeni adımları da devreye alıyoruz. Yurt kapasitemizi 182 bin yataktan 850 bin yatağa çıkartarak hiçbir gencimizin barınma sorunu yüzünden eğitiminden mahrum kalmamasını sağlamanın gayreti içindeyiz. Geçmişte başvuran öğrencilerimizin çok cüzi bir kısmını yurda yerleştirebilirken, biz bunu yüzde 90’lar seviyesine çıkardık. Bu anlayışla 14 Eylül’de 105 yeni yurt binamızın daha açılışını yaptık. Artan kapasite sayesinde ilk yerleştirmede dahi yüzde 80’lik bir talep karşılama oranını yakaladık, inşallah bu oran zaman daha da artacaktır. Bugün Türkiye’nin yükseköğrenim yurdu kapasitesi, Avrupa ülkelerinin çoğunun toplamından daha fazladır. Dolayısıyla öğrencilerimizin barınma sorunlarını siyasi istismar aracı hâline getirmek isteyenlerin dünyadan da, Türkiye’den de haberleri olmadığı açıktır.
Aynı şekilde kredi ve burs konusunda da Türkiye, dünyanın en ileri sosyal devlet uygulamasına sahip ülkesidir. Başvuran her öğrencimiz kredi, şartları tutan her öğrencimiz burs alabilmektedir. Müjdesini daha önce paylaştığımız kredi ödemelerinin sadece anapara üzerinden yapılabilmesine ve geçmişteki ilave borçların silinmesine ilişkin düzenleme Ekim ayında Meclis gündemine de gelecektir.
Geçmişte her eğitim-öğretim yılı açılışında gerginlik sebebi olan üniversite harçlarını da bildiğiniz gibi biz kaldırdık.
“YÜKSEKÖĞRENİM YURTLARINDA KALAN ÖĞRENCİLERİMİZE VERMİŞ OLDUĞUMUZ BESLENME YARDIMINI GÜNLÜK 60 LİRAYA ÇIKARTIYORUZ”
Bu vesileyle üniversite öğrencilerimize bir de müjde vermek istiyoruz; ek yerleştirmelerin devam ettiği ve fiyatlarını değiştirmediğimiz yükseköğrenim yurtlarımızda kalan öğrencilerimize vermiş olduğumuz beslenme yardımını günlük 25 liradan 60 liraya çıkartıyoruz. Böylece beslenme yardımını 2,5 katlık bir atışla aylık 1800 liraya yükseltiyoruz. Amacımız, üniversite öğrencilerimize yurtlarımızda kaliteli ve doyurucu yemek sunmaya devam etmektir. Yeni beslenme yardımı rakamının gençlerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Geçtiğimiz hafta sonu da Sakarya’da önce toplu açılış töreni vesilesiyle vatandaşlarımızla, ardından de seçimlerde ilk defa oy kullanacak gençlerimizle bir araya geldik. Her iki buluşmamızda da oldukça coşku vardı. Özellikle gençlerimizle gerçekleştirdiğimiz buluşmada onların haklarına, özgürlüklerine, geleceklerine sahip çıkma iradelerini 2023’te sandıkta gösterme konusundaki kararlıklarını görmekten memnuniyet duydum.
Birileri sabah-akşam evlatlarımıza sadece umutsuzluk aşılarken, biz istikbalimizin teminatı olarak gördüğümüz gençlerimize güvenmeye, onları her alanda desteklemeye devam ediyoruz.
Pazar günü ise İstanbul Ticaret Odası’nın 140. Kuruluş Yıl Dönümü Ödül Töreni’nde iş dünyamızla bir araya geldik. Bu toplantıda hem İstanbul Ticaret Odamızın ve Oda Başkanımız Sayın Şekib Avdagiç’in çalışmalarını değerlendirme, hem de ekonomi programımızı tekrar hülasa etme fırsatı bulduk.
“İÇ SİYASETTE OLDUĞU GİBİ DIŞ POLİTİKADA DA DAYATMALARI KABUL ETMİYORUZ”
Uluslararası kuruluşlar, küresel ekonominin ve gelişmiş ülkelerin büyüme beklentilerini sürekli aşağı yönlü revize ederken, Türkiye’nin büyüme oranını ise tam tersine sürekli yükseltiyor. Sadece bu bile ülkemizin potansiyelinin ve gücünün büyüklüğünü göstermeye yeterli bir işarettir.
Dünya, ekonomik krizden savaşlara ve siyasi çalkantılara kadar pek çok sorunla boğuşurken, Türkiye olarak hem içeride, hem dışarıda güçlü bir duruş sergiliyoruz. Küresel krizleri önceden görüp gereken tedbirleri alma, mekanizmaları oluşturma, dayanıklılığımızı tahkim konusunda artık herkesin takdir ettiği birikime ve dirayete sahibiz. Son 8-9 yıldır kesintisiz yaşadığımız saldırılar, maruz kaldığımız oyunlar, önümüze kurulan tuzaklar, bizi böyle bir erken uyarı sistemi oluşturmaya ve etkin şekilde çalıştırmaya mecbur bırakmıştır. Bu sayede, salgınla başlayıp Ukrayna-Rusya savaşıyla süren küresel krizler döneminde gelişmiş ülkeler dahi ne yapacaklarını bilemez şekilde savrulurken, biz hedeflerimize doğru yürümeyi sürdürebildik. Asla paniğe ve korkuya kapılmadan, son asrın en büyük sağlık kriziyle mücadelede kendi özgün programımızı oluşturup uyguladık. Rusya-Ukrayna Savaşında her iki tarafla diyalogumuzu sürdürerek, tahıl sevkiyatından esir takasına kadar pek çok diplomatik başarıya imza attık. Şu an itibariyle 5 milyon tonun üzerinde tahıl ihracatını gerçekleştirdik.
Ülkemizi ısrarla bölgesel ve küresel karar alma mekanizmalarının dışında bırakmaya çalışanlara rağmen, her sürecin itibarlı, güvenilir, diyalogları kolaylaştırıcı ve sorunlara çözüm geliştirici başat aktörü olduk. Ülkemizi kendi çıkarlarının bekçisi olarak görenler bu yeni durumdan rahatsız olsa da, biz süreci Türkiye merkezli olarak yönetiyoruz. Hükûmet olarak, iç siyasette olduğu gibi dış politikada da dayatmaları kabul etmiyoruz.
Türkiye’nin kazanımlarını daha ileriye taşımak için üç kıtayı birleştiren stratejik konumumuza mütenasip şekilde farklı bölgesel kuruluşlarla ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Ne Batı için Doğu’ya sırtımızı dönüyor, ne de kuzey ülkeleriyle bağlantılarımızı güçlendirirken, Ortadoğu ve Afrika’yı ihmal ediyoruz. Tıpkı Mevlana Hazretleri’nin pergel metaforunda olduğu gibi, bir ayağımızı ülkemize sabitlerken, diğeriyle de bölgemizden başlayarak tüm dünyayı kuşatıyoruz.
Tarihî, beşeri, kültürel kadim bağlarımız olan Balkanlar’ın güvenlik ve huzurunu kendi ülkemizden ayrı görmüyoruz. Kritik bir dönemde Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan’a yaptığımız ziyaretler hem bu ülkelerle ilişkilerimizin ilerletilmesi, hem de istikrar ortamının korunması açısından faydalı sonuçlar doğurmuştur. Geçtiğimiz günlerde Özbekistan ve Amerika’da yaptığımız temaslar da Türkiye’nin genişleyen dış politika vizyonunu ortaya koymuştur.
Özbekistan Cumhurbaşkanı kardeşim Şevket Mirziyoyev’in daveti üzere katıldığımız Şanghay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nde bu anlayışla oldukça verimli temaslar gerçekleştirdik. Toplamda 3,2 milyar insanın yaşadığı, 20 trilyon dolar millî gelir üreten 2012 yılından bu yana diyalog ortağı olduğumuz Şanghay İşbirliği Teşkilatı’yla ilişkilerimizi çok daha derinleştirmeyi istiyoruz. Bu niyetimizi zirve kapsamında yaptığımız temaslarda muhataplarımıza açıkça ifade ettik.
Zirvede ev sahibi Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Mirziyoyev’in yanı sıra, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev, Pakistan Başbakanı Sayın Şahbaz Şerif, Çin Devlet Başkanı Sayın Şi Cinping, Moğolistan Cumhurbaşkanı Sayın Hürelsüh, Hindistan Başbakanı Sayın Modi, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Putin, İran Cumhurbaşkanı Sayın Reisi ile bir araya geldik. Bu liderlerle hem ikili münasebetlerimizi tüm yönleriyle ele aldık, hem de bölgesel meseleler konusunda görüş alışverişinde bulunduk.
Şanghay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin ardından Birleşmiş Milletler 77. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere New York’a geçtik, 13 saatlik bir yolculuktan sonra New York’a ulaştık. Kovid salgını sebebiyle 2 yıl sonra ilk kez yüz yüze yapılan Genel Kurul görüşmeleri bizim açımızdan son derece yoğun, verimli ve bereketliydi. Amerika’daki vatandaşlarımızdan Türk sivil toplum kuruluş temsilcilerine, farklı kesimlerden insanlarımızla bir araya gelerek hasret giderdik.
Ayrıca, Amerikan Düşünce Kuruluşu temsilcileri, iş çevreleri, müteşebbisler, ülke siyasetinin önde gelen isimleriyle kapsamlı istişareler gerçekleştirdik.
Birleşmiş Milletler bünyesindeki Eğitimin Dönüştürülmesi Zirvesi’nde, Türkiye’de son 20 senede eğitim-öğretimde yaşanan gelişmeleri ve gelecek vizyonumuzu liderlerle paylaştık.
“RUSYA-UKRAYNA ARASINDA BARIŞI TESİS ETMEYE YÖNELİK GAYRETLERİMİZ TAKDİRLE KARŞILANIYOR”
Genel Kurul’a görüşmelerin ilk gününde hitap ettim. Buradaki konuşmamızda Rusya-Ukrayna krizi başta olmak üzere uluslararası barış ve güvenliği ilgilendiren meseleler hakkındaki görüşlerimizi tüm dünyaya tekrar anlattık. Göç krizinden tahıl sevkiyatına kadar pek çok örnekle Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada oynadığı arabulucu role dikkat çektik. Terörle mücadeleden Doğu Akdeniz ve Ege’deki gelişmelere, ekonomik dengesizliklerden Birleşmiş Milletler’in yönetim yapısına uzanan çok geniş bir yelpazede ülkemizin yaklaşımlarını açık yüreklilikle dile getirdik.
Yaptığımız toplantılarda ve ikili temaslarda özellikle Rusya-Ukrayna arasında barışı tesis etmeye yönelik gayretlerimizin takdirle karşılandığını müşahede ettik.
Ziyaretimiz vesilesiyle Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri yanında bazı devlet ve hükûmet başkanlarıyla ikili görüşmeler de gerçekleştirdik. Devlet Başkanı düzeyinde Ürdün Kralı, Libya, Guatemala, Finlandiya, Kırgızistan, Avusturya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Polonya liderleriyle bir araya geldik; Gürcistan, Almanya, İspanya, Japonya, Lübnan ve İngiltere başbakanlarını kabul ettik.
Genel Kurul hitabımızın ardından aynı binada Katar Emiriyle, Kazakistan, Finlandiya ve Güney Kore Cumhuriyeti cumhurbaşkanlarıyla, Bangladeş Başbakanıyla sohbet ettik.
New York’ta, İngiltere, Japonya, İsrail ve Guatemala liderleriyle ilk kez yüz yüze görüşme fırsatı bulmuş olduk.
Ayrıca, Amerikan Kongresi’nin üç ayrı üyesini, FIFA Başkanı’nı ve Dünya Yahudi Kongresi Başkanı’nı kabul ettik.
Açılışını geçen yıl gerçekleştirdiğimiz Birleşmiş Milletler’in tam karşısındaki Türkevi binamız görüşmelerimize ev sahipliği yaptı. Bu sene Birleşmiş Milletler’in yanı sıra Türkevi de küresel diplomasinin kalbinin attığı merkezlerden biri hâline dönüştü.
Muhataplarımızın hemen hepsi savunma sanayi ve enerji başta olmak üzere ülkemizle iş birliğini güçlendirmeye hazır olduklarını söyledi.
Özellikle tahıl koridorunun açılmasıyla yakalanan diplomatik başarının esir takasıyla devam ettirilmesi, ülkemiz adına bir gelişme olmuştur. Türkiye’nin bu konuda gösterdiği gayret ve üstlendiği sorumluluklar, işin zorluğunu bilenlerin gerçekten takdirle karşıladığı seviyedir.
Bu vesileyle, çabalarımıza verdikleri destek için Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin’e, Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Zelenski’ye bir kez daha buradan teşekkür ediyorum.
“YUNAN SİYASETÇİLERİ KIŞKIRTARAK ÜZERİMİZE SALANLARIN ASIL NİYETLERİNİN, BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’NİN İNŞASINI ENGELLEMEK OLDUĞUNU BİLİYORUZ”
Hedefimiz, her iki lideri en kısa sürede bir araya getirerek daha fazla can kaybı ve yıkım olmadan bu savaşı sonlandırmaktır. Biz dünyada savaşları, krizleri, gerilimleri sonlandırmak için samimi gayret ederken, komşumuz Yunanistan’ın her tarafı buram buram tahrik ve provokasyon politikalarını ibretle takip ediyoruz. Hep söylediğim gibi, Yunanistan bizim ne siyasi, ne askerî, ne ekonomik olarak muhatabımız da, dengimiz de değildir, olamaz. Yunan siyasetçileri kışkırtarak üzerimize salanların asıl niyetlerinin, ülkemizin vaktini, enerjisini ve dikkatini dağıtarak büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası programımızı engellemek olduğunu gayet iyi biliyoruz. Ancak bu, hem Yunan siyasetçiler, hem Yunan Devleti, hem Yunan halkı, hem de onları kukla gibi kullananlar bakımından tehlikeli bir oyundur.
Daha geçtiğimiz Ağustos ayında 100. yıl dönümünü kutladığımız zaferlerimizin Yunan halkına ve yöneticilerine ödettiği bedelleri hatırlatmakta fayda görüyorum.
Kısır siyasi hesapları uğruna ülkesini siyasi, askerÎ ve ekonomik olarak işgale uğratan Yunan yöneticiler, bunun hesabını er-geç en başta kendi halkına vermek mecburiyetinde kalacaktır.
Türk askerinin süngüsünün önünden kaçtığı günleri unutturmaya çalışıp, bebekleri, çocukları, kadınları ve yaşlıları hunharca öldürdüğü Tripoliçe Katliamı gibi hadiseleri zafer günü olarak kutlayanlar henüz tarih önünde bunların hesabın vermediler. Aynı zihniyetin bugün Akdeniz’de, Ege’de botlarını batırarak, her şeylerini soyup dışarı atarak ölüme terk ettiği, hatta taammüden katlettiği çocukların ve tüm masumların hesabı da elbet bir gün sorulacaktır.
Birilerinin etekleri altına saklanarak özgürlük de olmaz, kalkınma da olmaz, onurlu duruş da sergilenemez. Yunanistan’ın dört bir yanına yapılan işgal görünümlü yabancı askerî yığınaklar bizi değil, asıl Yunan halkını rahatsız etmektedir.
“NE ASKERÎ YIĞINAKLAR NE SİYASİ VE EKONOMİK DESTEKLER YUNANİSTAN’I BİZİM SEVİYEMİZE ÇIKARMAYA YETMEZ”
Yunanistan’ın gelecek çeyrek asrını ipotek altına alan, bedeli mutlaka ödetilecek ekonomik ve siyasi angajmanlar bizi değil, asıl Yunan halkını tehdit etmektedir.
Türkiye olarak biz bu filmi geçmişte seyrettik, çözdük, o defteri kapattık ve kendimize yeni bir yol çizdik. Şimdi Yunanistan’ın göz göre göre benzer bir felakete sürüklenmesinden bir komşu sıfatıyla samimiyetle üzüntü duyuyoruz. Ne o askerî yığınaklar ne o siyasi ve ekonomik destekler Yunanistan’ı bizim seviyemize çıkarmaya yetmez, ama bu yanlış adımlar Yunanistan’ı her anlamda batağa sürüklemeye kâfi gelir.
Netice itibarıyla, her alanda yakından takip etmeyi sürdürdüğümüz Yunanistan’a karşı gerektiğinde ülkemizin hak ve menfaatlerini elimizdeki tüm imkânları kullanarak savunmaktan geri kalmayız, bu da iyi biline. Ama bunu yaparken kendi siyasi ve ekonomik hedeflerimizden, kendi kalkınma programlarımızdan zerre kadar taviz vermeyeceğimizi de açıkça belirtiyoruz.
Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasında, 2053 vizyonunu güçlü bir şekilde oluşturmasında, ulaştırma altyapımızın büyük bir payı vardır. Bugün uyguladığımız yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümeyi esas alan ekonomik programın üzerinde yükselttiğimiz altyapılardan bir de ulaştırmadır. Kara, hava, demir ve deniz yollarındaki ulaştırma yatırımlarımızla sadece kendi insanlarımızın hayatlarını kolaylaştırmakla kalmıyoruz, bu projelerle Avrupa’dan Asya’ya bölgemizin tamamının hızlı, konforlu, ekonomik bir şekilde buluşmasını sağlıyoruz.
Londra’dan Çin’e kadar kesintisiz demir yoluyla gidilebiliyorsa, ülkemizde inşa ettiğimiz demir yolları, köprüler, tüneller sayesindedir. Karadeniz kıyılarımızdan Asya’nın ve Afrika’nın derinliklerine kadar oluşturduğumuz lojistik hatlarımız sayesinde dünya tahıl krizi başta olmak üzere pek çok krizin üstesinden gelebiliyor. İstanbul Havalimanı’ndan neredeyse her dakika havalanan uçaklar sayesinde üç dört saatlik bir uçuşla dünya nüfusunun yarısına erişilebiliyor.
Elbette bu noktaya kolay gelmedik. Finansmanından projesine pek çok sorunu çözmek için çalışırken bir de muhalefetin takoz koyma çabalarıyla uğraşmak mecburiyetinde kaldık. Bilaistisna yaptığımız her projeyi engellemek için yürütülen karalama kampanyalarını, söylenen yalanları, atılan iftiraları unutmadık. Ama hamdolsun geldiğimiz noktada milletimize söz verdiğimiz her projeyi yaptık. Çoğunu tamamlayıp hizmete açtık, bir kısmının da inşasını hızla sürdürüyoruz.
Bunlardan biri de, İzmir Körfez Geçişi’ni de içeren İstanbul-İzmir Otoyolu’dur. Feribotla bir saati, yoğun vakitlerde araçla bir buçuk saati bulan İzmit Körfez Geçişi’ni, Osman Gazi Köprüsü’yle -ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum- beş dakikaya indirdik. İstanbul’dan İzmir’e de otoyoldan yedi-yedi buçuk saatte gidilirken, şimdi üç buçuk saatte gidilebiliyor. Sadece bu ayın ilk 22 gününde Osman Gazi Köprüsü’nü günde ortalama, Bay Kemal burayı iyi dinle; 51 bin araç kullandı. Köprünün ve otoyolun araç garantisi oranı yüzde 116’ya, yani garanti rakamının çok üstüne çıkmış durumdayız.
Çanakkale Köprüsü ile iki kıta arasındaki geç işte yaşanan feribot çilesine son vererek altı dakikada ulaşım sağlıyoruz; işte modern olmak bu, medeni olmak bu Bay Kemal. Öyle ‘Ana Muhalefetim’ demekle bir yere varamazsın. Bu ayın ilk 22 gününde Çanakkale Köprüsü’nün günlük araç ortalaması 8 binin üzerine çıktı. Geçmişteki tecrübelerimiz bize, milletimiz bu hizmetin konforuna alıştıkça araç geçiş sayısının her geçen gün artacağına işaret ediyor. Neydi o? Giderdik 24 saat beklerdik, ne olacak? Feribot gelecek, bizi alacak, bizi boşaltacak, ondan sonra tekrar dönecek, 24 saat yine bekle; bugünleri yaşadık.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü boğaz araç trafiğine, Kuzey Marmara Otoyolu da İstanbul trafiğine çok büyük rahatlama getirdi. Bu köprüde günlük araç geçiş ortalaması ne oldu biliyor musunuz? 113 binin üzerine çıktı.
Hani ne diyorlardı? Ne gerek var, bunlara ne gerek var? İşte bunlar geçmişin CHP’si. Allah rahmet etsin, Menderes Vatan Caddesi’ni yaptığı zaman o zamanın CHP’si de öyle diyordu, ne diyorlardı? ‘Buraya uçak mı indireceksiniz?’ Aynı kafa, değişen bir şey yok. Bana dedikleri şey şu: ‘Adını niye Yavuz Sultan Selim Köprüsü koydunuz?’ Ne koyacaktık? ‘Kendi adını koysaydın.’ ‘Ben öldükten sonra siz koyarsınız’ dedim. Bunlar bu kadar zavallı. Biz tarihimizle iftihar ediyoruz, tarihimizle gurur duyuyoruz, onlar tarih yazdılar. Ondan sonra gelen büyüklerimiz; Kanuni’si, Fatih Sultan Mehmet’i, hepsi tarih yazdılar. Sultan Abdülhamid, 33 sene gram yer kaybetmeden Osmanlı’yı yönetti. Ama gel gör ki şimdi utanmadan-sıkılmadan ‘tarihçiyim’ diyenler falan maalesef şecaat arz ederken sirkatin söylüyorlar.
Benzer bir tablo havalimanlarımız için de söz konusu. Artık ülkemizin dünyadaki en prestijli markalarından biri hâline gelen İstanbul Havalimanı, bu ayın ilk 22 günü toplam 30 bin 970 uçuşla seyahat eden 5 milyondan fazla yolcuyu ağırladı; mesele bu, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz bu eserlerle övüneceğiz. Sen ne yaptın ne, onu söyle? Öyle İstanbul’da gidip bir çeşmenin musluğunu çevirmekle açılış olmaz. Bak bu kadar büyükşehir belediyeleri kazandınız, bu büyükşehir belediyeleriniz ne yaptı ya, bunları söyleyin. Bir yol yapmaktan acizsiniz, yapamazsınız. Çünkü medeni olmak başka bir şeydir, ama gayri medeni olmak bambaşka bir şeydir. Biz, yol medeniyettir diyoruz, su medeniyettir diyoruz. Ama siz gelirken suyu çok çok ucuzlatacağınızı söylemiştiniz, ama şimdi suya zam üstüne zam yapıyorsunuz, ne oldu, neden? Ben vatandaşlarıma bunu anlatmak istiyorum.
“ÜLKEMİZİN HAYRINA NE VARSA YAPACAĞIZ”
İşte İstanbul’un Belediye Başkanı olduğum zaman, sizler suyun ne anlama geldiğini gayet iyi biliyordunuz. Sular akıyor muydu? Yok. Biz bütün bu işleri hallettik mi? Hallettik. Suyu gayet ucuz fiyata biz İstanbul halkına verdik, ne zaman? 94’te. Bizden önce yine CHP vardı, ama onlarla maalesef suyu bulmak hak getire, yoktu.
Bakın şimdi yeni bir şey, Antalya Havalimanı’mız. Burası da aynı dönemde 20 bin 235 uçuşla 3,6 milyonu aşkın yolcuya hizmet verdi. Evvel Allah Türkiye şu anda dünyayla yarışıyor.
Sabiha Gökçen, Bay Kemal televizyon-televizyon dolaşıyordu, Sabiha Gökçen için ‘ne gerek var, ihtiyacımız yok ki’ böyle konuşuyordu. Ya şu anda Sabiha Gökçen’den aynı dönemde 13 bin 200 uçuş ve 2,2 milyon yolcuyla o da bu kervana katıldı. Ya anlamaz bunlar, anlamaz. Ben sevgili vatandaşlarıma sesleniyorum, diyorum ki; bak şimdi biz ikinci pisti de yapıyoruz, inşallah Mayıs’ta ikinci pistimiz bitiyor ve bir diğer taraftan yeni terminal binasını da yapacağız Sabiha Gökçen’e. Ve Malezyalılar, ‘bırakın biz yapalım’ diyorlar, daha önce çıkmak istiyorlardı, ama baktılar ki burasının maşallahı var. Pist pırıl-pırıl inşallah Mayıs’ta bitiyor. Bir taraftan da şu anda terminalin yapımıyla alakalı çalışmaların kararını vereceğiz, Malezyalılarla ortak mı yaparız, yoksa salt Malezyalılara mı bırakırız, bütün bunların hepsi hesap-kitap işidir. Bay Kemal, bu işlerden anlamazsın. Biz ülkemizin hayrına ne varsa bunları yapacağız. Avrupa’dakiler başta olmak üzere dünya havacılığı çok ciddi sorunlarla boğuşurken, hamdolsun bizim havalimanlarımız rekordan rekora koşuyor. Adil Bey, öyle mi? Konfor var, evvel Allah. İkram; hiçbir havalimanında ve havayollarında bizimkiler kadar kalite ikram yok.
“ÜLKEMİZİ, 2053’E KADAR 198 MİLYAR DOLARLIK İLAVE ULAŞTIRMA VE ALTYAPI YATIRIMIYLA BULUŞTURACAĞIZ”
Geçtiğimiz Cumartesi günü Sakarya’daki törende hizmete açtığımız eserlerden biri olan Kaynarca-Karasu yolunun 49 kilometrelik kısmı, bölgedeki yoğun trafiği önemli ölçüde rahatlatacaktır. Fahrettin Bey var mı? Ah, keşke onu da buraya koysaydınız. Bu tür şeyler, canlı bağlantılar önemli, hiç olmazsa arşivden verelim. Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür, biliyorsun. Ulaştırma projelerimizin açılışlarını kesintisiz sürdürüyoruz, bu hafta da var inşallah.
Kaz Dağları bölgesinde 4,6 milyar liralık bir yatırım bedeliyle inşa ettiğimiz, içinde 5,7 kilometreyi bulan Assos ve Troya tünellerinin de yer aldığı, toplamı 9,6 kilometre olan Ayvacık-Küçükkuyu yolunu açılışa hazır hâle getirdik. Nasıl? Kaz Dağı artık yangınlarla-mangınlarla inşallah anılmasın istiyoruz, işte buralardan araçlar bu tünellerden rahatlıkla geçsin.
Diyarbakır’da Güneybatı Çevre Yolunu 29 kilometreyi aşan uzunluğu, köprülü kavşakları ve köprüleriyle 1 milyar liraya mal ederek tamamladık, o da bitti.
Malatya’da yatırım bedeli 2,6 milyar lira olan Malatya-Hekimhan Yolunu, üzerindeki 8 tüneli, 16 köprüsüyle hizmete almaya hazırlanıyoruz.
Ya bir de sen kalk de ki, ya böyle-böyle biz şurada şöyle metro yaptık, şöyle tünel yaptık; ya anlamaz, bilmez bu işleri, bol-bol yalan söyler, dürüstlük yok, üretim yok.
Gaziantep’te güzergâhı 25,5 kilometreyi bulan 16 istasyonlu, günlük 358 bin yolcuya hizmet verecek Gaziray’ı bitirdik.
İstanbul’da Kadıköy-Pendik Metro Hattı’nın devamı niteliğinde 7,4 kilometre uzunluğa sahip günlük 1,2 milyon kapasiteli Pendik-Sabiha Gökçen Metro Hattı’nın inşasını nihayete erdirdik, o da bitti.
Tüm bu projeleri Ekim ayı içinde inşallah hizmete açmayı planlıyoruz. Bu eser ve hizmet şöleninin açılışını önümüzdeki Pazar günü, 2 Ekim’de Pendik-Sabiha Gökçen Metro Hattı’yla yapıyoruz.
Ülkemize bugüne kadar 183 milyar dolarlık ulaştırma ve haberleşme altyapısı nasıl kazandırdıysak, inşallah 2053’e kadar 198 milyar dolarlık ilave ulaştırma ve altyapı yatırımıyla da buluşturacağız.
Diğer alanlardaki eserlerimizi milletimizin hizmetine vermeyi de sürdürüyoruz. Çarşamba günü, ülkemizin en büyük -medya, sizi de davet ediyorum şimdiden- sağlık yatırımlarından biri olan Etlik Şehir Hastanesi’nin açılışını yapıyoruz. Ankara’nın ikinci dev şehir hastanesi. Şu anda zaten tedaviler başladı, öyle mi? Dün başladı. Çarşamba günü saat 14:00’te de inşallah resmî açılışını yapacağız. Ne kadar modern, muhteşem bir şehir hastanesini Başkentimize kazandırdığımızı göreceksiniz.
Önümüzdeki hafta sonu ülke genelindeki cem evlerinin temel atma ve toplu açılış törenini gerçekleştireceğiz. Millî Güvenlik Kurulu Toplantısı’ndan Dünya Göçebe Oyunları’na, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni yasama yılı açılışından tüm üniversitelerimizin ortak akademik yıl açılışına kadar pek çok programla ülkemize hizmet ederek yolumuza devam edeceğiz.
Sözlerime son vermeden önce bugün Kabine Toplantımız bayağı neşeliydi, canlıydı. Bakan arkadaşlarım maşallah bayağı iyi hazırlanmışlar, illa milletimize belli müjdeleri verelim diye. Bazı değerlendirmeleri yaptığımız hususları sizlerle paylaşmak istiyorum.
“ÇİFTÇİLERİMİZ GEÇMİŞ DÖNEM ELEKTRİK BORÇLARINI 5 YILA VARAN VADEYLE VE FAİZSİZ GERİ ÖDEME İMKÂNIYLA KAPATABİLECEK”
Ekranları başında bizi izleyen milletime özellikle bu küresel gelişmelerin önemini giderek arttığı tarım sektörüne verdiğimiz destekleri genişlettiğimiz böyle bir dönemde, çiftçilerimizin en önemli gider kalemleri arasında yer alan elektrik faturalarındaki KDV oranını geçtiğimiz Mart ayında yüzde 18’den yüzde 8’e düşürerek üreticilerimize yıllık 3 milyar lira destek sağlamıştık. Tarımsal sulamada kullanılacak güneş enerjisi santrallerinin kurulumunu teşvik ederek hem kendi ihtiyaçlarını karşılamalarının, hem de üretim fazlasını ulusal sisteme satabilmelerinin yolunu açmıştık.
Bugün de yine elektrik faturalarıyla ilgili yeni bir düzenlemenin müjdesini çiftçilerimize veriyoruz. Bundan sonra elektrik faturaları aylık ödenmek yerine hasat sonunda, yani ürünler satılıp gelir elde edildiğinde ödenebilecek. Ziraat Bankamız bu imkândan yararlanmak isteyen çiftçilerimizin elektrik borçları için açacağı faizsiz kredinin tahsilini hasat dönemi sonunda yapacak, maliyetinin bedelini de Hazine’den alacak.
Ayrıca, çiftçilerimizin önceki dönemlerden kalan elektrik borçları için de yine Ziraat Bankamız vasıtasıyla bir kolaylık getiriyoruz. Çiftçilerimiz geçmiş dönem elektrik borçlarını 5 yıla varan vadeyle ve faizsiz geri ödeme imkânıyla kapatabilecek. Elektrik dağıtım şirketleriyle önceki dönem borçlarının gecikme cezası uygulanmadan ve hatta anaparanın da bir kısmından feragatle tahsili hususunda mutabakata varıldı. Amacımız; çiftçilerimizin üretim şevkini artırarak gıda fiyatlarındaki dengesiz yükselişlerin önüne geçmektir. Enerji maliyetleriyle ilgili bu kolaylıkların çiftçilerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Bilindiği gibi dün İstanbul Ticaret Odası’nda hem işverenleri, hem çalışanları ilgilendiren üç ayrı düzenlemenin müjdesini kamuoyuna vermiştik. Çalışanlara nakden ödenen yemek ücretinin vergi istisnasını 51 liraya çıkartan ve nakdi ödemeyi de aynı kapsama alan, yine çalışanlara ödenen elektrik ve doğal gaz desteklerinin 1000 liraya kadar olan kısmına vergi muafiyeti getiren, yurt dışındaki inşaat projelerinde çalıştırılan işçilere ödenen ücretleri gelir vergisinden istisna tutan, bu üç düzenlemenin de hayırlı olmasını diliyorum.
Sosyal yardım alan vatandaşlarımız için de müjdelerimiz var.
“3 MİLYAR LİRALIK DOĞAL GAZ DESTEĞİ VEREREK VATANDAŞLARIMIZI SICAK BİR YUVANIN HUZURUNA KAVUŞTURMAKTA KARARLIYIZ”
Yardım programları 2022’de ayırdığımız bütçeyi 6 milyar liradan 11,5 liraya çıkarmıştık. Bu çerçevede prefabrik ev yapımı yardımını 40 bin liradan 150 bin liraya, betonarme ev yapım yardımını 70 bin liradan 200 bin liraya, ev onarım yardımını 25 bin liradan 75 bin liraya, öksüz-yetim yardımını 300 liradan 600 liraya, eşi vefat eden kadınlara yapılan yardımı 500 liradan 1000 liraya, çoklu doğum yapan muhtaç aile desteğini 215 liradan 400 liraya, şartlı sağlık yardımını 55 liradan 100 liraya yükselttik.
Biz sosyal desteklerin sadece yoksullara değil hak ve ihtiyaç sahibi tüm vatandaşlarımıza verildiği bir anlayışla sistemi sürekli geliştiriyoruz. Mesela, bu kapsamda getirdiğimiz yeniliklerden biri de doğal gaz tüketim desteğidir. Şubat ayından itibaren başvuruları alınmaya başlanan bu desteğin ilk ödemelerini 311 bin haneye yapmıştık. Yeni başvuru döneminde ev sahipleri yanında kiracıları da doğal gaz desteği kapsamına aldık. Destek tutarını da hane başına 900 lira ile 2500 lira arasında olacak şekilde artırdık. Doğal gaz desteği alma hakkı olup da kronik hastası veya yaşam destek cihazı bulunan hanelere yapılan ödemeye yüzde 5 ilave edilecektir. Bu dönemde 3 milyar liralık doğal gaz desteği vererek vatandaşlarımızı karda kışta sıcak bir yuvanın huzuruna kavuşturmakta kararlıyız.
Başarıyla süren 15 milyar lira bütçeye sahip, burası çok önemli, ekranları bizi izleyen milletime bunu tekrar hatırlatmak istiyorum, Türkiye aile destek programımızın kapsamını genişletiyoruz, bütçesini de 25 milyar lira ilaveyle 40 milyar liraya yükseltiyoruz. Böylece, bu programı ülkemizdeki toplam hane sayısının yaklaşık 10’da birine ulaşacak etkinliğe kavuşturmuş oluyoruz.
Sosyal yardım sistemimize kayıtlı hanelerde yaşayan çocuklarımız için ilave destekler getiriyoruz. Elektrik tüketim desteğinden Türkiye aile desteği programına dâhil olan haneler de yararlanabilecek. Program kapasındaki insanlarımızın bireysel ihtiyaçları için faydalandıkları yardımları artık hane geliri hesabına dâhil etmiyoruz.
Bu yeni uygulamaların da vatandaşlarıma hayırlı olmasın diliyorum.
Kardeşlerim; Türkiye kazandıkça, unutmayın, milletimiz de kazanacak, milletimiz kazandıkça devletimiz de güçlenecek. Sosyal devlet ilkesiyle ülkemizin sahip olduğu refahı toplumun tüm kesimleriyle paylaşacak programları da daha etkin şekilde uygulamaya devam edeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile düzenlediği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Gazze huzura ermeden, Filistinliler huzura kavuşmadan bölgedeki diğer ülkelerin de istikrara kavuşması mümkün değildir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Endonezya’nın Bogor şehrinde, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto ile baş başa, heyetler arası görüşmeleri ve anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Endonezya’yı G20 Liderler Zirvesi vesilesiyle 2022’de ziyaret ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin 1’inci Toplantısı vesilesiyle ülkede bulunduğunu belirtti.
“ENDONEZYA’YLA TARİHÎ VE BEŞERÎ BAĞLARIMIZ BUNDAN 400 YIL ÖNCESİNE KADAR UZANIYOR”
Subianto ve Endonezya makamlarına samimi misafirperverlikleri için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sene diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 75’inci yıl dönümünü idrak ediyoruz. Ancak, Endonezya’yla tarihî ve beşerî bağlarımız bundan 400 yıl öncesine kadar uzanıyor. İşte bu güçlü yakınlıktan ilham alan ilişkilerimizi, 2011’de ilan ettiğimiz Stratejik Ortaklığımızla taçlandırmıştık. Bugünkü konsey toplantımızla münasebetlerimizi daha da kurumsallaştırmış olduk” dedi.
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile görüşmelerinde ve heyetler arası istişarelerde, iki ülke ilişkilerini kapsamlı şekilde ele aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ayrıca, Filistin ve Suriye başta olmak üzere güncel bölgesel ve küresel meseleler hakkında fikir teatisinde bulunduk” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede enerji, tarım, ticaret, savunma sanayisi, iletişim, eğitim gibi çeşitli alanlarda 13 mutabakat metni imzalandığını ifade etti.
“EKONOMİK İLİŞKİLERİMİZİN ÇEŞİTLENDİRİLMESİNE ÖNEM VERİYORUZ”
İki ülke ilişkilerinin geleceğine yön veren kapsamlı bir ortak bildiriyi Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile kabul ettiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Savunma sanayiinde mevcut projeleri ve ilave iş birliği imkânlarını gözden geçirdik. Görüşmelerimizde ticaretimizin 10 milyar dolar seviyesine yükseltilmesine ve dengeli hâle getirilmesine yönelik yapabileceğimiz çalışmaları ele aldık. Ekonomik ilişkilerimizin sağlık, inşaat, enerji, gıda ve helal ürünler alanlarında çeşitlendirilmesine önem veriyoruz. Bilhassa, Endonezya’nın yeni başkenti Nusantara’nın inşa sürecinde, dünya çapında başarılı projelere imza atmış inşaat firmalarımızın yer almasını arzu ediyoruz.”
İki turizm ülkesi olan Türkiye ve Endonezya arasındaki beşerî temasların sıklaştırılmasının önemine de değindiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bayrak taşıyıcı hava yollarımızın sefer sayılarının artırılması gereğine vurgu yaptık. Geçtiğimiz yıl Endonezya’dan ülkemizi 203 bin, ülkemizden Endonezya’yı ise yaklaşık 50 bin turist ziyaret etti. Bu rakamlar sevindirici olmakla birlikte potansiyelimizin altındadır” ifadelerini kullandı.
Endonezyalı gençlerin Türkiye burslarına artan ilgisini memnuniyetle müşahede ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde eğitim almış yaklaşık 5 bin Endonezyalı kardeşimizin her birini kültür elçileri olarak görüyoruz. Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı ve TİKA bu alanlardaki iş birliğimize katkıda bulunmaya devam edecektir” dedi.
ASEAN ve üyeleriyle münasebetleri geliştirmekte kararlı olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ASEAN Sekretaryasına ev sahipliği yapan Endonezya’nın, Türkiye’nin ASEAN’la iş birliğinin güçlenmesinde vereceği desteğe güvendiklerini ifade etti.
Görüşmelerinde ayrıca, Birleşmiş Milletler, G20, MIKTA, D-8 ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi çok taraflı platformlardaki münasebetleri artırma hususunda mutabık kaldıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Endonezya’nın Filistin meselesindeki duruşunu takdirle karşılıyoruz. Önümüzdeki dönemde Gazze’nin yeniden inşasında ve Filistin davasının savunulmasında Endonezya ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Altını çizerek tekrar ifade etmek istiyorum, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, egemen, toprak bütünlüğünü haiz bir Filistin Devleti’nin kurulması daha fazla geciktirilemez. Bunu aşındıracak her türlü adım, her türlü teklif ve proje bizim nazarımızda gayrimeşrudur, daha fazla çatışma, daha fazla kan ve istikrarsızlık demektir. Gazze huzura ermeden, Filistinliler huzura kavuşmadan bölgedeki diğer ülkelerin de istikrara kavuşması mümkün değildir. İsrail’in 15 ay süren saldırıları neticesinde oluşan zararın toplamı 100 milyar dolara yaklaşıyor. Şunu unutmayalım, hukukta prensip, zararın müsebbibinden tahsil edilmesidir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, istişarelerinin ve aldıkları kararların hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
ENDONEZYA CUMHURBAŞKANI SUBİANTO: “ENDONEZYA VE TÜRKİYE ARASINDA ORTAKLIĞI GÜÇLENDİRME KONUSUNDA KARARLIYIZ”
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto da konuşmasında, “Endonezya ve Türkiye’nin yüzyıllardır ilişkileri var ve Osmanlı’dan beri bağımız çok güçlü şekilde devam ediyor” diyerek Türkiye-Endonezya Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı’nın düzenlendiğini hatırlattı.
“Endonezya ve Türkiye arasında ortaklığı güçlendirme konusunda kararlıyız” ifadesini kullanan Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, iki ülke halkının refahı ve düzenleri için birçok konunun ele alındığını söyledi.
İki ülkenin ticaret ve ekonomi sektöründe belirlenen hedefe ulaşmak için kararlı olduğunu belirten Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Türkiye ve Endonezya’nın dengeli bir ilişkiye sahip olduğunu söyleyerek, “Endonezya ve Türkiye arasında savunma sanayisi iş birliği çabalarına daha çok destek vermek istiyoruz” diye konuştu.
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Filistin konusunda da iş birliğinin devam edeceğini ve iki devletli çözümün desteklendiğini vurguladı.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto huzurunda, iki ülke arasında ortak anlaşmalar imzalandı.
Bu kapsamda, iki ülke arasındaki “Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Sağlık ve Tıp Bilimleri Alanlarında İşbirliği Anlaşması”nı Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Endonezya Dışişleri Bakanı Sugiono imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Enerji ve Doğal Kaynaklar Alanında Mutabakat Zaptı”, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Endonezya Enerji ve Maden Kaynakları Bakanı Bahlil Lahadalia tarafından imza altına alındı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Hükûmeti Arasında Yatırımların Teşviki ve Kolaylaştırılmasına Dair Niyet Mektubu”na, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Endonezya Yatırım ve Ham Madde İşleme Bakanı Rosan Perkasa Roeslani imza attı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır ile Endonezya Sanayi Bakanı Agus Gumiwang Kartasasmita, “Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Endonezya Cumhuriyeti Endonezya Sanayi Bakanlığı Arasında Sanayi İşbirliği Ortak Komitesi Kurulmasına Dair Mutabakat Zaptı”nı imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Tarımsal İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptı”, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Endonezya Tarım Bakanı Andi Amran Sulaiman tarafından imza altına alındı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Endonezya Ticaret Bakanı Budi Santoso, “Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı ile Endonezya Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Arasında Ticaret Alanında İşbirliğinin Geliştirilmesine İlişkin Mutabakat Zaptı”na imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Öğretim Kurulu ile Endonezya Cumhuriyeti Yüksek Öğretim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yüksek Öğretim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve Endonezya Yüksek Öğretim, Bilim ve Teknoloji Bakanı Satryo Soemantri Brodjonegoro tarafından imzalandı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Endonezya Din İşleri Bakanı Nasaruddin Umar, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı ile Endonezya Cumhuriyeti Din İşleri Bakanlığı Arasında Din Hizmetleri ve Din Eğitimi Alanlarında İşbirliği Mutabakat Zaptı”nı imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti Savunma Sanayii Başkanlığı ile Endonezya Savunma Bakanlığı Arasında Savunma Sanayii İşbirliği Anlaşması”na, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ve Endonezya Savunma Bakanı Sjafrie Shamsuddin imza attı.
BAYKAR Genel Müdürü Haluk Bayraktar ile Republikorp Kurucusu Norman Joesoef arasında “Bayraktar TB3 ve Bayraktar AKINCI İhracatına Yönelik Ortak Üretim Anlaşması” imzalandı.
Ayrıca “Anadolu Ajansı (AA) ve Endonezya Haber Ajansı (ANTARA) Arasında İşbirliği Anlaşması”nı, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz ile ANTARA Başkanı Akhmad Munir imzaladı.
“Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) ile Endonezya Cumhuriyeti Kamu Hizmeti Yayıncılığı Radyosu (LPP RRI) Arasında Radyo Alanında Mutabakat Zaptı”, TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ile LPP RRI Yönetim Kurulu Başkanı I Hendrasmo tarafından imza altına alındı.
TRT Genel Müdürü Sobacı ve Endonezya Kamusal Televizyon Ağı (TVRI) Yönetim Kurulu Başkanı Iman Brotoseno, “Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) İle Endonezya Kamusal Televizyon Ağı (tvrı) Arasında İşbirliği Protokolü”ne imza attı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya, Türkiye’nin yerli elektrikli otomobili Togg’u hediye etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya “Pamukkale beyazı” renginde Türkiye’nin yerli elektrikli otomobili Togg armağan etti. İki lider, Togg’un önünde fotoğraf çektirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto tarafından Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda onuruna verilen resmî öğle yemeğine iştirak etti.
Yemekte yaptığı konuşmada, sıcak ve nazik ev sahipliği için Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile bu yıl çeşitli vesilelerle birçok kez bir araya geldiklerini, gerek ikili gerekse dünyayı ilgilendiren birçok konuda iki dost ve kardeş olarak görüş alışverişlerinde bulunduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “G20 Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere son olarak 2022’nin kasım ayında ziyaret ettiğim Endonezya’nın her defasında gelişip, büyüdüğünü görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum” ifadelerini kullandı.
ANTALYA DİPLOMASI FORUMU’NA DAVET Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya’nın, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto liderliğinde 10 yıl içinde dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına gireceğine inandığını vurgulayarak, “Az önce Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyimizin ilk toplantısını tamamlamış bulunuyoruz. İnşallah sizleri de 11-13 Nisan’da düzenleyeceğimiz 4. Antalya Diploması Forumu’na bekliyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk sanayisinin ulaştığı seviyeyi temsil eden yerli elektrikli otomobil Togg’u Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya hediye etmesine ilişkin de, “Togg’u ülkelerimiz arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının nişanesi olarak kabul etmeniz bizleri sevindirecektir. Rabb’im aramızdaki dayanışmayı ve muhabbeti daim eylesin diyorum, 1 Mart’ta kavuşacağımız özellikle Ramazan-ı Şerifinizi şimdiden tebrik ediyorum” dedi.
Resmî temaslarda bulunmak üzere Endonezya’nın başkenti Cakarta’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eşlik eden eşi Emine Erdoğan, Yunus Emre Enstitüsüne (YEE) ziyarette bulundu.
Emine Erdoğan’ı enstitüye gelişinde, YEE Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Aliy ve YEE Endonezya Müdürü Cemal Şahin ile ellerinde Türk ve Endonezya bayrakları taşıyan çok sayıda öğrenci karşıladı.
Öğrencilerle yakından ilgilenen Emine Erdoğan, enstitüyü gezerek, Aliy ve Şahin’den yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Emine Erdoğan, 1567-1920 yıllarına ait Osmanlı-Endonezya ilişkilerini gözler önüne seren Arşiv Belgeleri Sergisi’ni gezdi.
Sergideki belgeler arasında, “Endonezyalı Müslümanların hac yaparken masrafların azaltılması noktasında Osmanlı’dan yardım istemesine ilişkin yazı”, “Osmanlı’nın, İngilizlerin Uzak Doğu Asya’ya yönelik kirli planlarını bozması ve buna mukabil Endonezya’dan teşekkür mektubu”, “Açe’de bulunan Müslüman topluluğuna yönelik Hollandalıların zulümlerine karşı Osmanlı’nın yardımları neticesinde gösterilen başarıya ilişkin rapor”, “Cava bölgesinin bütünüyle düşmanlardan kurtarılması noktasında Osmanlı’nın yardımları ve rolü noktasında Cava Padişahı Şerif Ali tarafından Sultan Abdülhamit’e gönderilen teşekkür mektubu” yer aldı.
Serginin ardından Türkçe dersinin verildiği sınıfları ve kütüphaneyi ziyaret eden Emine Erdoğan, Endonezyalı öğrencilerle sohbet etti. “Türkiye’deki Hayalim” konusunun işlendiği derste öğrenciler, Türkiye’ye dair hayallerini kaleme aldıkları metinleri okudu. Öğrencilerden biri, daha önce iki kez gittiği Türkiye’nin çok sayıda tarihî güzelliklere sahip olduğunu belirterek, Türkiye’den doktora derecesi almak istediğini ve Türk yemeklerini çok özlediğini söyledi. Emine Erdoğan, enstitüde eğitim gören öğrencilerin Türkiye’ye dair çizdikleri resimleri de inceledi, öğrencilerle yaptıkları resimlere ve Türkiye’ye ilişkin sohbet etti.
“TÜRKİYE VE ENDONEZYA KARDEŞLİĞİ, BUGÜNKÜ GİBİ NİCE YILLAR BOYU SÜRSÜN”
Emine Erdoğan, YEE’yi ziyaretine ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadeleri kullandı: “Resmî ziyaretimiz kapsamında Endonezya’nın başkenti Cakarta’da Yunus Emre Enstitüsünü ziyaret ettim. Bu yıl Türkiye ve Endonezya arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 75. yılını kutlarken, aslında 16. yüzyıldan günümüze uzanan bir dostluğun mirasına tanıklık ediyoruz. Bu mirası geleceğe taşıyan en önemli köprülerden biri olan Yunus Emre Enstitüsünde Türkçe eğitimi alan gençlerle buluşmaktan mutluluk duydum. Öğrenme heyecanları ve Türkiye’ye duydukları sevgi, halklarımız arasındaki güçlü bağın en güzel yansıması. Osmanlı-Endonezya İlişkileri Arşiv Belgeleri Sergisi’nde ise iki ülkenin köklü dostluğunun ne denli kuvvetli olduğunu hatırlatan belgeleri inceledim. Dilerim ki Türkiye ve Endonezya kardeşliği, bugünkü gibi yıllar boyu sürsün.”
Resmî ziyaretini gerçekleştirmek üzere Endonezya’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto ile Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayında bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya’nın Bogor şehrinde Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto tarafından resmî törenle karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın makam aracını, Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı girişinde karşılayan süvariler, bina girişine kadar araca eşlik etti. Endonezyalı çocuklar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı makam aracından indiğinde Türk ve Endonezya bayraklarıyla selamladı.
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’nun tören alanındaki yerlerini almasının ardından, askerî bando iki ülkenin millî marşlarını çaldı ve top atışı yapıldı.
Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki karşılama töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, heyetlerini birbirlerine takdim etti, bina girişinde Türkiye ve Endonezya bayrakları önünde tokalaşarak basın mensuplarına poz verdi.
Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda şeref defterini de imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile baş başa görüşmeye geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere gittiği Endonezya’nın başkenti Cakarta’ya ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Halim Perdanakusuma Askerî Havalimanı’nda, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, Türkiye’nin Cakarta Büyükelçisi Talip Küçükcan ve diğer yetkililer karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Endonezya ziyaretinde, eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat eşlik ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, konaklayacakları otele gelişlerinde, ellerinde Türk ve Endonezya bayraklarıyla kendilerini karşılayan Endonezyalı çocuklarla hatıra fotoğrafı çektirdi ve çocuklarla sohbet etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuala Lumpur’da Malezya Başbakanı İbrahim ile düzenlediği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “5 milyar dolar olarak belirlediğimiz ikili ticaret hacmini 10 milyar dolara çıkarma kararını verdik. ASEAN bölgesindeki en büyük ticaret ortağımız olan Malezya ile artık 10 milyar dolarlık sürdürülebilir ve dengeli bir ticaret hacmini hedefliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ile baş başa, heyetler arası görüşme ve anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlık Ofisi’nde, Malezya Başbakanı İbrahim ile düzenlediği ortak basın toplantısında, en son 2019 yılında ziyaret ettiği Malezya’da tekrar bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi, şahsına ve heyetine gösterilen hüsnü kabulden dolayı Malezya Başbakanı İbrahim’e teşekkür etti.
Geçen yıl Türkiye ve Malezya arasındaki diplomatik ilişkilerin 60. yıl dönümünü idrak ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ve Malay halkları arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının asırlar öncesine dayandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kapsamlı stratejik ortaklık tesis eden iki ülke olarak kadim ortak tarihten güç aldıklarını, ecdadın ayak izlerini takip ettiklerini ifade etti.
“TİCARET VE YATIRIM ALANLARINDAKİ HAREKETLİLİĞİ ARTIRMA KONUSUNDA FİKİR BİRLİĞİ İÇİNDEYİZ”
Gelecek dönem, kapsamlı stratejik ortaklığın ruhuna uygun olarak iki ülke arasındaki münasebetleri yüksek düzeyli stratejik iş birliği konseyi tesis etmek suretiyle ilerletmeye devam edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün yaptığımız görüşmelerde, aziz kardeşimle, münasebetlerimizi perçinleyecek adımları değerlendirdik. Farklı alanlarda, sizlerin huzurunda 11 anlaşmayı imzaladık. Ayrıca irademizi ortaya koyan ortak açıklama da kabul edildi. Türkiye ve Malezya olarak ticaret ve yatırım alanlarındaki hareketlilik ve çeşitliliği, kazan-kazan anlayışıyla artırma konusunda fikir birliği içindeyiz. Evvelce 5 milyar dolar olarak belirlediğimiz ikili ticaret hacmini şimdi 10 milyar dolara çıkarma kararını verdik. ASEAN bölgesindeki en büyük ticaret ortağımız olan Malezya ile artık 10 milyar dolarlık sürdürülebilir ve dengeli bir ticaret hacmi hedefliyoruz. Bugün düzenlenecek iş forumunun yeni iş birliği modellerine ve yatırım projelerine vesile olmasını diliyorum.”
“TURİZM ALANINDAKİ GİRİŞİMLERİ TEŞVİK HUSUSUNDA ORTAK İRADEMİZİ TEYİT ETTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayii alanında yakaladıkları ivmeyi, teknoloji transferi ve ortak üretim öngören projelerde sürdüreceklerini dile getirdi.
Firmaların, tecrübelerini ve ürünlerini her iki ülkenin de faydasına olacak şekilde Malezya ile paylaşmaya hazır olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Biraz önce tamamladığımız görüşmelerde sanayi ve teknoloji, enerji, turizm, kültür ve eğitim gibi çeşitli alanlardaki ilişkilerimizi de etraflıca ele alıp, somut iş birliği imkânlarını değerlendirdik. Turizm alanındaki girişimleri teşvik etme hususunda ortak irademizi teyit ettik. Malezya’nın ülkemize yönelik artan ilgisini memnuniyetle karşılıyor, daha fazla kardeşimizi Türkiye’de ağırlamak istiyoruz. Ayrıca beşerî bağlarımızın ilerletilmesinde de bayrak taşıyıcısı hava yollarımızın oynadığı kritik role dikkat çektik. Sabiha Gökçen Havalimanı ile ilgili yaptığımız dar kapsamlı görüşmede, malum pist sayımızı ikiye çıkardık ama şimdi terminali de süratle yapmak suretiyle Sabiha Gökçen’in aynen İGA gibi çok daha fazla uçak sayısıyla inşallah farklı bir zemini oluşturmasını istiyoruz. Bu sektörde de özellikle iş birliği imkânlarını oluşturmanın gayreti içerisindeyiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde YÖK ile Malezya Yükseköğretim Bakanlığı arasında kurulmaya çalışılan ortak komitenin en kısa sürede faal hâle getirilmesi konusunda fikir birliğine vardıklarını belirtti.
Bölgedeki en büyük Yunus Emre Türk Kültür Merkezi ve Türkiye Maarif Vakfı vasıtasıyla Malezyalılarla bağları güçlendirmekte kararlı olduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2019 yılında ilan ettiğimiz Yeniden Asya Girişimi’nde ASEAN merkezi konuma sahip. Malezya’nın 2025 yılı ASEAN dönem başkanlığını da tebrik ediyor, bu görevi en iyi şekilde yürüteceğine inanıyorum. Bu dönem zarfında ülkemizin ASEAN ile mevcut iş birliğinin daha üst seviyelere taşınmasını arzu ediyor, Malezya’nın bu yöndeki desteğine güveniyorum” diye konuştu.
“GAZZE VE FİLİSTİN KONUSUNDA MALEZYA’NIN DURUŞUNU TAKDİRLE TAKİP EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü görüşmelerinde Filistin davası başta olmak üzere uluslararası meseleleri de etraflıca mütalaa ettiklerini söyledi.
Ayni yardımlar konusunda, Türkiye’nin şu ana kadar 100 gemiyi aşkın ayni yardımı Filistin’e gönderdiğini ve bu çalışmaların aynen devam ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ayni yardımlarımızı göndermeye devam ediyoruz. Gazze ve Filistin konusunda Malezya’nın duruşunu takdirle takip ediyoruz. Sorunun özünde, İsrail’in işgal, istila ve katliam politikasında ısrar etmesi var. Daha öncekiler gibi son ateşkes mutabakatında da İsrail’in verdiği sözleri yine tutmadığını gördük. İsrail, Filistin topraklarında sürdürdüğü işgale son vermeli ve sebep olduğu zararları da tazmin etmelidir. Bu itibarla, 1967 sınırları esas alınarak, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin vücut bulması şarttır. Türkiye ve Malezya bu noktadaki çabalarını hız kesmeden sürdürecektir. Bu düşüncelerle Enver kardeşime biraz evvel teslim ettiğimiz Togg’un Türkiye ve Malezya ortaklığının nişanelerinden biri olmasını ümit ediyorum. Sayın Başbakan’a ve kıymetli Malezyalı kardeşlerime içten misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının basın mensuplarının sorularını cevapladı.
GAZZE’YE YARDIMLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) ülkeleri ile ilişkilerini güçlendirmesi noktasında ne gibi bir rolü olacağına yönündeki soru üzerine, “ASEAN üyesi ülkelerle birlikte bizler Filistin noktasında oradaki mağduriyeti hep beraber nasıl giderebiliriz? Ayni, nakdi ne gibi desteklerde bulunabiliriz? Bu sadece ne Malezya’nın ne de Türkiye’nin tek başına yapabileceği bir şey değil ama ASEAN üyeleri hep birlikte el ele verirsek, bunun altından kalkarız diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ASEAN’la ilişkilerin gelişimi noktasında ne gibi adımlar atılacağına yönelik sorusu üzerine de şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu işin iki boyutu var. Hem ayni hem nakdi. Burada her iki ülkede ayni ve nakdi olarak her türlü desteği verebileceğimize inanıyorum. Bu konuda, bunları aramızda görüştük. Özellikle tabii bugün sadece Filistin ve yine bir diğer tarafta Suriye’de alt yapı, üst yapı diye bir şey kalmadı. Her taraf yerle yeksan oldu. Burada atacağımız adımlarla gerek üst yapıda gerek alt yapıda neler yapabiliriz, bunu ilgili arkadaşlarımız beraber çalışacaklar. Buna göre de bu adımları atmanın kararını vereceğiz.”
MALEZYA BAŞBAKANI İBRAHİM: “GAZZE’NİN YENİDEN İNŞA ÇALIŞMALARINA GEREKEN DESTEĞİ SAĞLAYABİLİRİZ”
Malezya Başbakanı İbrahim, basın toplantısında yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok zenginleştirici ve anlamlı bir ziyaret olması nedeniyle teşekkür ederek, “Aile olarak da dostumuzsunuz ve pek çok Malezyalı biliyorum ki sizi tanıyor, biliyor. Ve sizin yaptıklarınızı, sizin hikâyenizi de izliyoruz. Söylediklerinizi de ciddiye alıyoruz. Son derece kararlısınız, güçlüsünüz. Bunu görüyoruz. Kendinizi net ifade ediyorsunuz. Dünyada adalet ve barış istediğiniz mesajınızı çok net veren bir lidersiniz” ifadelerini kullandı.
Malezya Başbakanı İbrahim, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği’nin (ASEAN) Gazze’de ateşkesi öncelediğini ve Gazze’de ateşkes ilan edildikten sonra yeniden inşa çalışmaları başladığında yeterli yardımın sağlanacağından emin olmak istediklerini kaydetti.
Geçen ay düzenlenen ASEAN dışişleri bakanları toplantısında pozisyonlarını yeniden teyit ettiklerini belirten Malezya Başbakanı İbrahim, “Biz bütün liderlerle angajmanımızı sürdüreceğiz. Böylelikle Gazze’nin yeniden inşa çalışmalarına gereken desteği sağlayabiliriz. Malezya’nın dönem başkanlığında ASEAN ülkelerini bu noktada seferber edeceğimizden emin olabilirsiniz” dedi.
Malezya Başbakanı İbrahim, ASEAN-Türkiye ilişkileri noktasında iş birliğinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesinin hedeflendiğine işaret ederek, “Asya’nın dışında da Kanada gibi, Avrupa Birliği gibi ortaklarımız var. Dolayısıyla bu diyalog ortaklıklarını geliştirme noktasında ASEAN’ın beklentileri karşılayacağını tahmin ediyorum” diye konuştu.
TÜRKİYE VE MALEZYA ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Malezya Başbakanı İbrahim’in huzurunda iki ülke arasında 11 anlaşma imzalandı. İmzalanan anlaşmalar şunlar:
Türkiye Cumhuriyeti ile Malezya arasında enerji dönüşümü alanında iş birliğine ilişkin mektup teatisi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve Malezya Başbakan Yardımcısı, Enerji ve Su Dönüşümü Bakanı Fadillah Yusuf tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti ile Malezya arasında afet ve acil durum yönetimi alanında mutabakat zaptı ile Türkiye Cumhuriyeti ve Malezya diplomasi akademileri arasında iş birliğine ilişkin nota teatisine Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Malezya Dışişleri Bakanı Muhammed Hasan imza attı.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Marmara Araştırma Merkezi ile Sultan Mizan Antarctic Research Foundation arasında, deniz ve kutup alanında iş birliği mutabakat zaptı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Malezya Dışişleri Bakanı Muhammed Hasan tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti ve Malezya arasında savunma ürünleri tedariki ortak komitesi uygulama kurallarını, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ile Malezya Savunma Bakanı Mohamed Khaled Nordin imza altına aldı.
Türkiye Cumhuriyeti Savunma Sanayii Başkanlığı ve Malezya Ulusal Güvenlik Konseyi arasında iletişim sistemleri alanında stratejik iş birliğine ilişkin nota teatisi, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ile Malezya Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Müdürü Raja Nushirwan Zainal Abidin tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti Savunma Sanayii Başkanlığı ve Selangor Havacılık ve Teknoloji İnovasyon Sdn Bhd arasında akıllı şehir, trafik ve güvenlik sistemi çözümleri alanında iş birliği mutabakat zaptını, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ile Selangor Eyalet Hükûmeti Başbakanı Amirudin Bin Shari imza altına aldı.
Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı ile Malezya İç Ticaret ve Geçim Bakanlığı arasında tüketicinin korunması, piyasa gözetimi ve denetimi alanlarında iş birliğine ilişkin mutabakat muhtırası, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Malezya İç Ticaret ve Geçim Bakanı Armizan Bin Mohd Ali tarafından imzalandı.
Desan Tersanesi ile Malezya İçişleri Bakanlığı arasında çok amaçlı görev gemisi tedariği için ön kabul mektubunu, Desan Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Cenk İsmail Kaptanoğlu ile Malezya İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Awang Alik Bin Jeman imzaladı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Malezya İletişim ve Multimedya Komisyonu arasında görsel-işitsel medya hizmetleri alanındaki niyet mektubu, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ile MCMC Başkanı Tan Sri Mohamad Salim Bin Fateh Din tarafından imza altına alındı.
Anadolu Ajansı (AA) ile Malezya Ulusal Haber Ajansı arasındaki mutabakat zaptını da AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz ile Malezya Ulusal Haber Ajansı İcra Kurulu Başkanı Nur-ul Afida Kamaludin imzaladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortak basın toplantısı öncesi Malezya Başbakanı İbrahim’e, Türkiye’nin yerli elektrikli otomobili Togg’u hediye etti.
Başbakanlık Ofisi bahçesinde bir süre “Pamukkale beyazı” rengindeki otomobili inceleyen ve sohbet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Malezya Başbakanı İbrahim, Togg önünde fotoğraf çektirdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.