Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Uluslararası 3. Sıfır Atık Zirvesi ve Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, sadece Türkiye’nin değil dünyanın geleceği için attıkları somut adımların nişanesi olan Sıfır Atık hareketinin 5. yılında olduklarını anımsatarak, projeye destek veren kurum, kuruluşlar ile özel sektör temsilcilerine ve sivil toplum örgütlerine teşekkür etti.
Dünyanın tüm inançlarında, kadim kültürlerde tabiatın insanın yuvası, ana vatanı olduğunu, ayak basılan toprağın nice medeniyetlere ev sahipliği yaptığını anlatan Emine Erdoğan, bu medeniyetlerden sayısız eser kalmış olsa da bugüne ulaşan en değerli mirasın yaşanabilir bir dünya olduğunu söyledi.
İnsanlığın ortak mirası olan tabiatın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, yapılan araştırmaların, dünyanın 1 yıllık doğal kaynaklarının henüz yılın yarısındayken tüketildiğini gösterdiğini, “Dünya Limit Aşım Günü” olarak bilinen bu ölçüme göre 2022’de tüm kaynakların temmuz ayı itibarıyla tüketildiğini kaydetti. Emine Erdoğan, “Bu hızlı üretim ve tüketim alışkanlıkları sonucunda oluşan kaynak açığımızı, bir sonraki yıldan ödünç alarak kapatıyoruz.” dedi.
Doğal kaynakları tüketirken aynı zamanda atık dağlarının da oluşmasına neden olunduğuna işaret eden Emine Erdoğan, “Hâlbuki yaşamımızı kolaylaştırması için kullandığımız malzemelerin birçoğu, çok kısa süreli ihtiyaçları gidermek için tüketim döngümüze dâhil ettiğimiz vazgeçilebilir ürünler” ifadelerini kullandı.
Dünya Bankası raporlarına göre, dünyada oluşan atık miktarının yalnızca yüzde 20’sinin geri kazanıldığını, geri kalan miktarın ya depolandığını ya da doğaya terk edildiğini aktaran Emine Erdoğan, şöyle konuştu: “Doğaya bırakılan atıkların bedelini sularımıza, toprağımıza ve havaya karışan kimyasallar ve plastik parçacıkları olarak ödüyoruz. Dahası bu kalıntılar sofralarımıza kadar ulaşıyor, soluduğumuz havayı kirletiyor. Son bir asırdır ürettiğimiz sadece plastik atık miktarı dünyamızdaki su ve karasal canlı ağırlığının neredeyse iki katına tekabül ediyor. Bu listeyi uzatmak mümkün. Artık sorunları konuşmaktan öteye geçmeli ve çözümün bizzat parçası olmalıyız. Belki de bunu yapabilecek son nesil biziz.”
Emine Erdoğan, bu bakış açısıyla 5 sene önce bir hayalle yola çıktıklarını, 2017’de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde başlattıkları Sıfır Atık Projesi’nin halkın da teveccühü ile gönülden gönüle büyüdüğünü dile getirdi.
Gelinen noktada sektörlerde döngüsel ekonomi ve çevre dostu üretim modelleri konusunda önemli gelişmelerin kaydedildiğini belirten Emine Erdoğan, sorumluluk alarak sürdürülebilirlik raporlarını hazırlayan ve daha yeşil üretim modellerini benimseyen sektör temsilcilerini tebrik etti.
Emine Erdoğan, sıfır atığın insanlığın geleceği adına başlatılmış bir sorumluluk hareketi olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sıfır atık, atıkların aslında birer enerji kaynağı olduğu bilinciyle, doğayla uyum içinde ve sürdürülebilir bir yaşam felsefesinin ürünüdür. Modern insanın unuttuğu, tabiat ile arasındaki gönül bağını pekiştirme yolunda atılmış bir adımdır. Bu bakış açısıyla geçtiğimiz 5 senede Türkiye’nin ortaya koyduğu örneklik bugün tüm dünya ülkelerine ilham oluyor. Eylül ayında başta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri olmak üzere ‘sıfır atık’ idealine inanan onlarca yabancı devlet başkanı eşi, bakan ve BM temsilcisi ile küresel bir iyi niyet beyanı imzaladık ve dünyada sıfır atık uygulamasını yaygınlaştırmak için birlikte çalışacağımıza dair söz verdik. Her geçen gün imzacı sayısının arttığı iyi niyet beyanı, Sıfır Atık Projemize küresel ilgi ve desteğin kurumsallaşması yolunda önemli bir adım oldu.”
30 MART ULUSLARARASI SIFIR ATIK GÜNÜ
Bir müjde paylaşmak istediğini aktaran Emine Erdoğan, “Geçtiğimiz günlerde ülkemiz tarafından BM Genel Kurulu’na sunulan ‘Sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşmak için sıfır atık uygulamalarının teşvik edilmesi’ konulu karar tasarısı, 105 ülkenin eş sunuculuğunda oy birliğiyle kabul edildi. Bu karar ile 2023 itibarıyla 30 Mart tarihi dünyanın her yerinde Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak kutlanacak” diye konuştu.
Emine Erdoğan, bu tarihî kararın bir diğer sonucu olarak BM bünyesinde ve Türkiye’nin girişimleriyle bir Sıfır Atık Danışma Kurulu kurulması için de çalışmalara başladıklarını aktararak, şunları söyledi: “Sıfır atık konusundaki tecrübelerimizi dileyen her ülkeyle paylaşmaya, sıfır atığı küresel bir harekete dönüştürmek için ne gerekiyorsa ortaya koymaya Türkiye olarak hazırız. 5 sene önce bu topraklarda umutlarla ektiğimiz tohum, bugün gölgesi en uzak ülkelere kadar ulaşan büyük bir çınara dönüşüyor. Bu başarı öncelikle sıfır atığı bir hayat felsefesi olarak benimseyen ve gönüllü katkıları ile zenginleştiren halkımızındır. Yüreği doğa ile çarpan tüm çevre kahramanlarına canı gönülden teşekkür ediyorum.”
“ÇEVRE DUYARLILIĞI KONUSUNDA ÖRNEK OLACAK BİR POTANSİYEL TAŞIDIĞINIZA İNANIYORUM”
Emine Erdoğan, “Sıfır Atık Zirvesi bu sene ‘iklim ve gençlik’ gibi çok kıymetli bir tema altında düzenleniyor. Yeryüzü emanetini devralacak gençlerimiz ve çocuklarımızın olmadığı bir mücadelenin başarıya ulaşması mümkün değildir.” dedi.
Çocuklara ve gençlere seslenen Emine Erdoğan, şunları söyledi: “Toprağı ‘sadık yari’ olarak gören, dünyanın ilk çevre nizamnamesini yazan, ilk hayvan hastanesini kuran, ağaç kesmeyi baş kesmekle bir tutan bir medeniyetin mirasçıları olduğunuzu unutmayın. Bu topraklarda yaşamış atalarımızın mirası yalnızca temiz ve yaşanabilir bir doğa değildir. Aynı zamanda yaratılan her mahlûkata hürmet ve saygıyla yaklaşan bir zihniyet mirasıdır. Bu bilinçle bir tek ülkemizde değil, dünyada da çevre duyarlılığı konusunda örnek olacak bir potansiyel taşıdığınıza inanıyorum. Her biriniz; ailenizde, çevrenizde, üniversitenizde, mahallenizde atıksız ve sürdürülebilir bir yaşamın oluşturulmasına öncülük edebilirsiniz. Modern hayatın kısa ömürlü kullan-at ürünler üzerinden insanı sürekli tüketime teşvik ettiği bir ortamda, hakiki değerlerin savunucusu olabilirsiniz. Bizlerle başlayan Sıfır Atık hareketi, sizlerin ellerinde yükselip tüm dünyaya ve gelecek nesillere miras kalacak. Her birinizin gayreti diğerine eklenerek hepimiz için daha umut dolu bir gelecek hazırlayacak inşallah.”
Sanayileşmeyle doğaya hükmedebileceği yanılgısına kapılan insanoğlunun, bugün doğa ile yeniden barışmanın yollarını ararken, kendilerinin doğanın bir parçası olduklarını hiç unutmamış olmanın avantajını yaşadıklarını ifade eden Emine Erdoğan, “Tarih sayfaları, tabiat yaşam mücadelesi verirken sorumluluk üstlenmeyen ülkeler karşısında, Türkiye’nin krizi çözüme kavuşturacak yolda üstlendiği liderliği yazacak. Satırlar, bugün burada ödül alanlar başta olmak üzere tüm sıfır atık gönüllülerinin hikâyesinden oluşacak. Bu vesileyle ödül alacak tüm kişi ve kurumları tebrik ediyor, ortak evimiz dünyamızı korumak için gösterdikleri üstün çaba için yürekten teşekkür ediyorum. Hiç şüphe yok ki gönüllü katkılarınızın en güzel mükâfatı tabiatta açılan yaraları biraz olsun sarabilmiş olmaktır” diye konuştu.
Emine Erdoğan, 5. yılını tamamlayan Sıfır Atık Projesi’nin bugünkü başarısına ulaşmasındaki katkılarından dolayı başta projenin yürütücüsü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına ve emeği geçen diğer bakanlıklara, kurum ve kuruluşlara teşekkür etti.
ZİRVEDE SOKAK TOPLAYICILARINA ELEKTRİKLİ ARAÇ DAĞITILDI
Emine Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen program öncesinde, zirve kapsamında açılan stantları ziyaret etti.
Zirvede sokak toplayıcılarına Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından elektrikli araç hediye edildi. Sokak toplayıcılarıyla bir araya gelen Emine Erdoğan, her birine emekleri için teşekkür ederek, çekçeklerin yerine elektrikli araçları verdi.
Sanatçı Deniz Sağdıç’ın Geri Dönüş Sergisi’ni ziyaret eden Emine Erdoğan, zirve günü atık kumaşlardan sanatçı ve ziyaretçilerin desteğiyle yapılan tablonun son parçalarını ekleyerek tamamladı. Deniz Sağdıç, tablodaki siyah fonun doğaya verilen tahribatı, nesli tükenen kuş üzerindeki renklerin ise iklim değişikliğiyle mücadeledeki umudu simgelediğini söyledi.
Emine Erdoğan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının caretta carettaları korumak için yürüttüğü takip sisteminin dijital ortama yansıtıldığı sergiyi de gezdi. Caretta carettaların yolculuklarının, oluşturulan üç boyutlu görsellerle izlenime sunulduğu sergide, iklim değişikliğiyle mücadelede doğadaki tüm canlılara sahip çıkılması mesajı verildi.
Zirve kapsamında Atıksız Mutfak kuran MasterChef programının şefleriyle bir araya gelen Emine Erdoğan, şeflere “Dünya Ortak Evimiz” kitabını hediye etti, yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi aldı. Şefler de Emine Erdoğan’a, “Emine Erdoğan” yazılı mutfak önlüğü takdim etti.
Emine Erdoğan, daha sonra aralarında Orhan Gencebay, Hakan Ural ve Birol Güven gibi isimlerin olduğu katılımcılarla bir araya gelerek, depozito makinesine cam ve pet şişeleri attı, iade karşılığını aldı.
İklim elçisi gençlerle de sohbet eden Emine Erdoğan, gençlerin yürüttüğü projeleri dinledi, ardından gençlerle alkışlar eşliğinde salona girdi.
“Sıfır Atık Mavi” filminin gösterimiyle başlayan ve tiyatro gösterisi de sunulan programda, “iklim elçileri” olarak Başak Gençler ve Süleyman Emre Mutoğlu konuşma yaptı.
Zirveye, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ile Lübnan Çevre Bakanı Nasser Yassin ve Sri Lanka Çevre Bakanı Nasser Ahamed de katıldı.
Ayrıca zirvede, Türkiye’nin dört bir yanından üniversite öğrencileri, iklim elçisi gençler, sokak toplayıcıları, çevre gönüllüleri, sanatçılar, sporcular, çevre STK’leri, iş dünyası temsilcileri, yerel yönetimler ve sektör paydaşları da yer aldı.
Zirvede “Sıfır Atık Yerel Yönetim Ödülü” üst kategorisinde yer alan “En İyi Uygulama” ödülü, Sancaktepe Belediyesi, Kızılcahamam Belediyesi ve Selçuklu Belediyesine; “Sıfır Atık Yönetim Sistemi Kurulumu” ödülü ise Zeytinburnu Belediyesi, Osmaniye Belediyesi ve Esenler Belediyesine verildi.
“Sıfır Atık En İyi Uygulama” ödülüne, üniversite kategorisinde Yıldız Teknik Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi ve Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi; kurum-kuruluş kategorisinde Aselsan, Eskişehir Şehir Hastanesi, ANGİAD ve TOKİ değer görüldü.
“Sıfır Atık Spor Ödülleri”, kulüp kategorisinde Konyaspor Kulübü, Fenerbahçe, Yıldız Kadın Boks Milli Takımı’na; sporcu kategorisinde de millî sporcular Merih Demiral ve Şahika Encümen’e takdim edildi.
Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz, Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Fatih Çekirge ve TRT belgesel yapımcısı Doğan Akdoğan, “Sıfır Atık Medya Ödülü”ne layık görüldü.
“Sıfır Atık Sürdürülebilirlik Ödülü” Nezihe Duygu, Badem Uylukçuoğlu, Erhan Kan, Taşkın Hendem’e, “Sıfır Atık Yenilikçilik Ödülü”, GİSAŞ, TOGG ve Bircam’a, “Sıfır Atık Bilim, Kültür ve Sanat Ödülü” sanatçı Deniz Sağdıç ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’a “Sıfır Atık Çevre Kahramanları Ödülü” Rahim Demirbaş, Sabiha Çetinkaya Kuş, Erik Ahlström’a “Sıfır Atık Sosyal Sorumluluk Ödülü” Halkbank Genel Müdürü Osman Aslan, Hatay Yeşil Doğa Kadın Girişim Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Nisa Nur Çetin ve tarih öğretmeni Ferda Salık’a takdim edildi.
“Sıfır Atık Sivil Toplum Ödülü” Sokak Atıkları Toplayıcılar Derneği Başkanı Recep Karaman, Let’s Do It Türkiye! Başkanı Cengiz Kasak, Gıda Kurtarma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Berat İnci’ye verilirken, “Sıfır Atık Girişimcilik Ödülü” mühendis Merve Atalay, kimyager Murat Mülayim, öğretmen Songül Oktaylar, içerik üreticisi Ceren Özcan Tatar ve BioLive Üst Yöneticisi (CEO) Duygu Yılmaz’a verildi.
“Sıfır Atık Katkı Verenler Ödülü”ne Millî Eğitim Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı layık görüldü.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum, “Dünya Ortak Evimiz” kitabının sembolü hâline gelen nesli tükenmiş bir kuşun geri dönüştürülebilir atık kumaşlardan yapılmış tablosunu Emine Erdoğan’a hediye etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Moğolistan Cumhurbaşkanı Ukhnaa Khurelsukh’un eşi Bolortsetseg Luvsandorj ile bir araya geldi.
Emine Erdoğan, Bolortsetseg Luvsandorj ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ziyaret etti. İkili, ilk olarak Cihannüma Salonu’na geçti.
Kütüphanenin Moğolistan bölümündeki kitapları inceleyen lider eşleri, burada fotoğraf çektirdi.
Emine Erdoğan, Luvsandorj’a Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Moğolca’ya çevrilen, “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” ile Mevlana’nın, “Mesnevi” eserinin İngilizce tercümesini, Luvsandorj da Emine Erdoğan’a Moğolistan kültürünü yansıtan plak ve kitaplar armağan etti.
Nasreddin Hoca Çocuk Kütüphanesi’ne geçen lider eşlerini, Cumhurbaşkanlığı kreşindeki çocuklar karşıladı. Emine Erdoğan ve Luvsandorj, burada çocukların geleneksel el sanatları çalışmalarını inceledi.
Çocuklar, ebru sanatıyla yaptıkları lale figürlü eserleri Emine Erdoğan ve Luvsandorj’a hediye etti. Hediyeleri alan lider eşleri, çocuklara teşekkür ederek hatıra fotoğrafı çektirdi.
“ANADOLUDAKİLER” SERGİSİNE ZİYARET
Daha sonra lider eşleri, Emine Erdoğan’ın himayesinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından “Anadolu’daki Bereket, Birikim ve Beceri” sloganıyla hayata geçirilen “Anadoludakiler” sergisini ziyaret etti.
Sergide yer alan Ankara bindallı, Trakya gelin ve Erzincan gelin gibi yöresel kıyafetleri yakından inceleyen Emine Erdoğan ve Luvsandorj, kullanılan kumaş ve motiflere ilişkin bilgi aldı.
Pamuklu dokuma üzerine tahta baskıyı deneyimleyen Emine Erdoğan ve Luvsandorj, ipek kumaş üzerine çeşitli ağaç yaprakları kullanılarak yapılan ekolojik baskı tekniğine ilişkin bilgi aldı, tekniğin uygulanma şeklini gördü.
Anadolu’nun gıda ve tekstil gibi çeşitli alanlardan kültürel mirasını gözler önüne seren sergi, 31 Ocak’a kadar ziyaret edilebilecek.
Emine Erdoğan ve Luvsandorj, serginin ardından Ankara Olgunlaşma Enstitüsünce hazırlanan ve Ankara keçisi tiftiğinden üretilen sof kumaşlarıyla dikilmiş kıyafetlerin sergilendiği “Sof Kumaşı Defilesi”ni izledi.
Defile sırasında Olgunlaşma Enstitüsü yetkilileri sof kumaşı ve defileye ilişkin bilgi verdi.
Program sonrası Luvsandorj, ilk imzacısı Cumhurbaşkanı Erdoğan olan, “Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı”nı imzaladı.
Emine Erdoğan, programın ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şunları ifade etti: “Resmî ziyaret kapsamında ülkemizde bulunan Moğolistan Devlet Başkanı’nın değerli eşi Bolortsetseg Luvsandorj Hanımefendi ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde bir araya gelmekten memnuniyet duydum. Ülkemizin dünyaya açılan kapısı kütüphanemizi tanıtma ve Moğolistan kitaplığındaki nadide eserleri inceleme fırsatı bulduk. Ankara Olgunlaşma Enstitümüz tarafından üretilen Anadolu’nun zarafetini ve tarihini taşıyan Sof Kumaşı Defilesi ile geleneksel dokumalarımızın güzelliğine birlikte tanıklık ettik. Ardından Anadoludakiler sergimizi gezerek geçmişten geleceğe taşınan bilgi, birikim ve beceriyi paylaştık. Gönülden inanıyorum ki kültür ve sanatla harmanlanan bu ziyaretler, ülkelerimiz arasındaki dostluk köprülerini daha da güçlendirecek.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Moğolistan Cumhurbaşkanı Khurelsukh ile gerçekleştirdikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Moğolistan ile ilişkilerimizi daha ileriye taşıyacak kararlar aldık. Stratejik ortaklık tesisine yönelik ortak bildiriyi az önce huzurlarınızda imzaladık. Bu ortaklığın ülkelerimize, ata yurdumuz olan Orta Asya’ya ve dünyaya hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Moğolistan Cumhurbaşkanı Ukhnaa Khurelsukh, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından, ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında, “Bugün değerli dostumla ilişkilerimizi daha ileriye taşıyacak kararlar aldık. Stratejik ortaklık tesisine yönelik ortak bildiriyi, az önce huzurlarınızda imzaladık. Bu ortaklığın ülkelerimize, ata yurdumuz olan Orta Asya’ya ve dünyaya hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bugün ayrıca bakanlıklarımız ve kurumlarımız arasında; eğitim, çevre, gençlik ve spor, enerji, ulaştırma gibi muhtelif alanlarda belgeler imzalandı. Bütün bu belgeler, ilişkilerimizin ahdi zeminini güçlendirecek ve mevcut iş birliğimizi ileri noktalara taşıyacaktır” ifadelerini kullandı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Moğolistan Cumhurbaşkanı Ukhnaa Khurelsukh’u Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Moğolistan Cumhurbaşkanı Khurelsukh, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Moğolistan Cumhurbaşkanı Khurelsukh, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Moğolistan bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Moğolistan Cumhurbaşkanı Khurelsukh, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aile Yılı Tanıtım Programı’nda yaptığı konuşmada, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihî bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak hepimizin görevidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Aile Yılı Tanıtım Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, son kabine toplantısında 2025 senesini “Aile Yılı” olarak ilan ettiklerini, bu önemli haberi de milletle paylaştıklarını söyledi.
Aile Yılı kapsamında, ilgili bakanlıkların koordinasyonunda aile kurumunun korunması, güçlendirilmesi ve değerlerin gelecek nesillere aktarılması amacıyla yıl boyunca çok önemli çalışmalar yapacaklarını ifade ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Öncelikle şu hususu net bir şekilde tekraren ifade etmek istiyorum. Aile Yılı çerçevesinde icra edeceğimiz çalışmaları, etkin ve verimli nüfus politikalarıyla destekleyip uzun vadede güçlü ve sürdürülebilir bir zemine taşımak, en büyük önceliklerimizden biridir. 25 Aralık’ta Aile Bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösterecek iki önemli kurumu, Aile Enstitüsü ve Nüfus Politikaları Kurulu’nu ihdas ettik. Kurul, hiç vakit kaybetmeden faaliyetlerine başladı, ilk toplantısını da 9 Ocak Perşembe günü geniş bir katılımla Külliyemizde gerçekleştirdi. Bu yeni kurulumuz, sağlıklı bir nüfus yapısı için kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirecek. Enstitümüz ise milletimizin geleceği açısından bir beka meselesi olarak gördüğümüz aileye ilişkin ilmi, akademik ve politika geliştirici faaliyetler yürütecek. Değerlerimizin ve nesillerimizin devamı için kritik bir sorumluluğu yüklenen her iki yeni oluşuma da çalışmalarında şimdiden başarılar diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın 41’inci maddesinde açıkça zikredildiği üzere ailenin toplumun temeli olduğunu vurguladı.
Bir başka ifadeyle “Aile küçük bir toplumdur, toplum da büyük bir ailedir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Aile, bizim en kadim, en köklü müesseselerimizden biridir. Sosyal ve kültürel dokumuzun örülmesinde, asırlar ötesinden süzülüp gelen değerlerimizin bugüne ulaşmasında aile daima hayati rol oynamıştır. Toplumun özünü, cevherini, çekirdeğini teşkil eden aile kurumu, millî manevi değerlerimizin muhafazasında, bizler için vazgeçilmez bir yere ve öneme sahiptir. Tarihimize göz attığımızda, aile kurumu etrafında şekillenen toplumsal bilincin yüksek olduğu dönemlerde, devletin de milletin de güçlü bir konumda olduğunu görürüz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihî bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak, hepimizin görevidir. Tabii eğer aileyi güçlü kılmak istiyorsak, işe evvela aile fertlerinden başlamamız gerektiği de açıktır” diye ekledi.
“ÇOCUKLARIMIZI VE GENÇLERİMİZİ AİLE VE TOPLUM YAPIMIZI TEHDİT EDEN SAPKIN İDEOLOJİLERDEN KORUMAK HEPİMİZİN ORTAK SORUMLULUĞUDUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temel ne kadar sağlam atılırsa, binanın da o kadar kuvvetli, dayanıklı olacağını dile getirdi.
Bilinçli anne babaların yetiştireceği evlatların, geleceğin mimarları olarak millî kimliğin yanı sıra, aile kurumunu da koruyacağını, yaşatacağını, yarınlara taşıyacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çocuklarımızın gerek aile içinde gerekse eğitim kurumları bünyesinde bilgiyle, görgüyle, güzel ahlakla yetişmeleri son derece mühimdir. Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bu gerçeği, ‘Bu cehalet yürümez, asra bakın asr-ı ulum, başlasın terbiyeniz ailelerden oğlum” ifadeleriyle dile getirmektedir. Evet, merhum Mehmet Akif’in bu veciz dizelerle ifade ettiği üzere, eğitim, ahlak, terbiye ve şahsiyet inşası, önce ailede başlar. Bilinçli bir ana babanın elinde, huzurlu bir yuvanın çatısı altında büyüyen çocuklar evvela ailelerine, daha sonra da milletlerine ve insanlığa faydalı, örnek kişiler hâline gelir. Vatanına, milletine, bayrağına, mukaddesatına bağlı; tarihini, köklerini ve kim olduğunu bilen, bilgisi ve vizyonuyla çağı iyi okuyabilen bir gençlik hepimizin arzusudur, hedefidir, muradıdır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi zararlı akımlardan, zehirli düşüncelerden, aile ve toplum yapımızı tehdit eden sapkın ideolojilerden korumak da hepimizin ortak sorumluluğudur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında kelimenin tam anlamıyla tuhaf zamanlarda yaşandığını, neo-liberal kültür akımlarının sınırları aşarak dünyanın dört bir yanına nüfuz ettiğini ve toplumsal dokuyu şekillendirdiğini söyledi.
Dijital platformlardaki yayınlara işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dijital platformlarda yer bulan diziler, filmler, yayınlar ve daha pek çok içerik, çoğu zaman kültür erozyonu ve kimlik aşınması gibi telafisi zor süreçlere sebep oluyor. Bilinçli, kasıtlı, ısrarlı ve sistematik bir şekilde servis edilen bu içerikler; başta cinsiyetsizleştirme politikaları olmak üzere, LGBT ve diğer gayri fıtri akımların da alan kazanmasına yol açıyor. Gelinen noktada şunu çok net bir şekilde görebiliyoruz; LGBT’nin ‘koçbaşı’ olarak kullanıldığı cinsiyetsizleştirme politikalarının öncelikli hedefi ailedir ve aile kurumunun kutsiyetidir” diye konuştu.
Daha önce de bu konuyu defalarca vurguladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk etapta “kişisel tercih” denilerek meşrulaştırılmak istenen bu anomalinin bugün faşizan bir dayatmaya dönüştüğünü ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “LGBT eleştirisi, tıpkı siyonizme yönelik getirilen haklı eleştiriler gibi anında susturulmaktadır. Fıtratı, ahlakı ve aileyi savunan herkes ağır bir baskıya maruz kalmakta, küresel kültürün silahşorları tarafından yokluğa mahkûm edilmektedir. Bunun siyasetteki örneklerini hepimiz biliyoruz” diye konuştu.
“KÜRESEL CİNSİYETSİZLEŞTİRME POLİTİKALARI KARŞISINDA KAZANILACAK HER MEVZİ, İNSANLIĞIN GELECEĞİ ADINA TARTIŞMASIZ BÜYÜK BİR BAŞARIDIR”
Bu zorbalığın sadece siyasetle de sınırlı olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasından medyaya, sinema sektöründen spora, oyunlardan dijital mecralara kadar hemen her alanda daha nobran, daha baskıcı, daha ürpertici bir gerçeklikle karşı karşıya olunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Henüz 2-3 yaşındaki masum sabiler bile oyunlar ve çizgi filmler üzerinden çok erken yaşlarda bu ‘şenaate’ muhatap oluyor. Birkaç ay evvel, tedbir uyguladığımız dijital bir oyun platformunda tespit edilen ahlaksızlıklar, bunun en çarpıcı örneğidir. Günden güne kesifleşen bu iklime, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dâhil her platformda cesaretle itiraz eden nadir ülke ve liderlerden biriyiz. Önümüzdeki dönemde bu duruşumuzu daha da sağlamlaştıracağız. Sırasıyla bireyi, aileyi, toplumu ifsat eden cinsiyetsizleştirme politikalarına tepki göstermeye kararlılıkla devam edeceğiz. Kim ne derse desin, bu konuda Türkiye’nin tavrı bellidir, bundan geri adım asla söz konusu olmayacaktır.”
Birleşmiş Milletler bünyesinde verdikleri mücadelenin herkesin malumu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çabaları, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere diğer uluslararası kuruluşlara da teşmil ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün bir kez daha tüm kalbimle ifade etmek isterim; küresel cinsiyetsizleştirme politikaları karşısında kazanılacak her mevzi, insanlığın geleceği adına tartışmasız büyük bir başarıdır. İlgili kurumlarımızla birlikte akademi, medya, kültür sanat ve sivil toplum camiamızın bu konuda daha aktif sorumluluk alacağına inanıyorum. Yerel yönetimlerin, millî varlığımızın taşıyıcı kolonlarına hamle yapan bu akımlara prim vermemesi gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum.”
“TÜRKİYE, GENÇ VE NİTELİKLİ NÜFUS BAKIMINDAN KAN KAYBETMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir diğer önemli hususun, genç ve nitelikli nüfusun devamı olduğunu belirterek, her şeyden önce bunun demografik bir sınamadan öte, varoluşsal bir tehdit niteliğinde olduğuna işaret etti.
Bin yıldır bu topraklara mührünü vurmuş bilgisi, erdemi ve müktesebatıyla medeniyet coğrafyasını karış karış yeşertmiş güçlü nesillerin devamının, gelinen aşamada ülke için “hayat-memat meselesine” dönüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet büyük ve güçlü bir Türkiye iddiasını taşıyorsak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmek istiyorsak, yarınlarımızı güvence altına almayı arzu ediyorsak, hâsılı, yakın gelecekte hem hedeflerimize ulaşmayı hem de beka sorunu yaşamamayı temenni ediyorsak şimdiden harekete geçmek zorundayız. Bunu hamaset yapmak için değil, bazı acı gerçeklerle yüzleştiğimiz için söylüyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğurganlık oranı ve nüfus artış hızının alarm verdiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: “2001 yılında toplam doğurganlık hızımız 2,38 iken, bugün bu rakam 1,51’e düşmüştür. Nüfusun yenilenme düzeyinin 2,1 olduğu dikkate alındığında, durumun vahameti daha iyi anlaşılacaktır. Yıllık nüfus artış hızımız ise 2022 yılında binde 7 iken, 2023’te binde 1,1’e gerilemiştir. Çocuk ve genç nüfusumuz azalırken, yaşlı nüfusumuz tarihimizde ilk defa yüzde 10’un üzerine çıkmış, ortalama yaşımız da 34 sınırına dayanmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Tüm bunlarla birlikte evlenme yaşı önemli ölçüde yükselmiş, boşanma oranları ise aynı nispette artmıştır. Evlenme hızı 2023’te binde 6,63 olarak gerçekleşti. 1000 nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden ‘kaba boşanma hızı’ ise 2,01’e çıktı. Boşanmaların yüzde 33,4’ünün evliliğin ilk 5 yılı içinde, yüzde 21,7’sinin ise evliliğin 6 ila 10’uncu yılları arasında meydana geldiği göze çarpıyor. Ülkemizde ilk evlenme yaşının kadınlar için 26’ya, erkekler için ise 28’e yükseldiğini görüyoruz. İlk anne olma yaşı, geçmişte görülmemiş biçimde, 29’u aşmış vaziyette. Bütün bu verilerin, oranların ve istatistiklerin anlattığı şudur; Türkiye, genç ve nitelikli nüfus bakımından, üzülerek söylüyorum, kan kaybetmektedir. Gerekli önlemleri bir an önce almaz, ihtiyaç duyulan politikaları kısa sürede uygulamazsak sorun telafi edilemez boyuta varacaktır. Allah korusun böyle bir durumda yalnızca nüfus değil, nüfuz kaybı da yaşamamız kaçınılmazdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşılarına dikilen bu tehlikeyi yaklaşık 20 sene evvel sezdiklerini, 2007’de doğurganlık ve nüfus artış hızındaki gerilemeye dikkat çekme adına “en az üç çocuk” çağrısı yaptıklarını anımsattı.
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE İDEALİMİZİ GÜÇLÜ AİLE VE GÜÇLÜ NÜFUS YAPISIYLA GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ”
Bu çağrıdan dolayı hem şahsen hem de hükûmet olarak ciddi baskı gördüklerini, itibar suikastlerine uğradıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhalefetin kışkırttığı birçok grup, yazar-çizer, sanatçı, sözüm ona aydın taifesi, bizi özel hayata müdahaleyle suçladı. Soruna her dikkat çektiğimizde ise bu saldırıların ve ithamların dozu daha da arttı. Şimdi geriye doğru baktığımızda ne kadar haklı olduğumuz, bize yönelik bühtanların da ne kadar mesnetsiz olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’nin güvenliğine, geleceğine, kalkınmasına ve huzuruna dair her konuda çuvallayanlar, burada da aynı yanlışı tekrarlamışlardır. Tabii bunun sadece bir öngörüsüzlük mü, yoksa arkasında çok daha sinsi emellerin mi olduğunun takdirini milletimizin yapacağına inanıyorum. Şahsi fikrim, nüfus planlaması kisvesi altında yürütülen çalışmaların kesinlikle art niyet taşıdığı şeklindedir. Zamanın, bu konuda da bizi teyit edeceği kanaatindeyim. Tabii biz, doğru bildiğimiz yolda sabırla yürümekten asla vazgeçmedik. Her fırsatta en az üç çocuk çağrımızı tekrarladık.”
Milletin istikbalini garanti edecek çalışmalara devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10’uncu Kalkınma Planı’na “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması” başlıklı dönüşüm programını ekleyerek, doğurganlık hızının artırılmasını nüfus politikasının öncelikli hedefi hâline getirdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12’nci Kalkınma Planı ile doğurganlık oranının nüfusun kendini yenileme seviyesinin üzerine çıkarılmasını kendilerine gaye edindiklerini vurgulayarak, “Politikalarımızı destekleyici düzenlemeleri, projeleri, reform ve hizmetleri tek tek hayata geçirdik. Hak ve özgürlükleri genişlettik, eksiklikleri giderdik, kadın hakları ve aile yapısının iyileştirilmesini merkeze alan devrim niteliğinde adımlar attık. İnşallah bundan sonra da büyük ve güçlü Türkiye idealimizi güçlü aile ve güçlü nüfus yapısıyla gerçeğe dönüştüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ettiklerini, bu kapsamda birçok yeni projeyi de hayata geçirdiklerini belirtti.
“AİLE KURMAYI TEŞVİK EDECEK MADDİ DESTEKLER, DANIŞMANLIK HİZMETLERİ VE GENÇ ÇİFTLER İÇİN KONUT DESTEKLERİ GİBİ UYGULAMALARI DEVREYE ALACAĞIZ”
14-28 Mayıs seçim sürecinde millete söz verdikleri “Aile ve Gençlik Fonu”nu geçen sene deprem bölgesinde başlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu fonla evliliğe ilk adımını atan gençlere 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği sunulduğunu söyledi.
Bunu bir adım daha öteye taşıdıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni evlenecek gençlerimize Aile ve Gençlik Fonu dâhilinde verdiğimiz faizsiz kredi desteğini 81 ilimizin tamamında uygulamaya alıyoruz. Aile ve Gençlik Fonundan artık 81 vilayetimizdeki tüm gençlerimiz istifade edebilecek. Dünya evine girecek gençlerimiz bu imkândan faydalanmak üzere bugün itibarıyla başvurularını yapabilirler. Yuva kuracak tüm gençlerimiz için şimdiden hayırlı uğurlu olsun, diyorum” şeklinde konuştu.
Bu yıl doğum yardımlarını da önemli ölçüde artırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu kapsamda, yeni doğacak ilk çocuk için verdiğimiz tek seferlik doğum yardımını bundan sonra 5 bin liraya yükseltiyoruz. Ayrıca, ikinci çocuk için her ay bin 500 lira, üçüncü ve sonraki çocuklar için de her ay 5 bin lira olacak şekilde çocuk yardımlarını devreye alıyoruz. Yeni doğacak ikinci ve sonraki çocuklar için hiçbir şart gözetmeksizin vereceğimiz çocuk yardımlarını her ay annelerimizin hesabına yatıracağız. Bu müjdemizin de ailelerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Aile kurmayı teşvik edecek maddi destekler, danışmanlık hizmetleri ve genç çiftler için konut destekleri gibi uygulamaları devreye alacağız. Esnek ve uzaktan çalışma modelleriyle kadınların, ev ve iş hayatlarını rahatlatacak yeni imkânları hayata geçireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışan anne babalar için ücretsiz veya düşük maliyetli çocuk bakım hizmetlerini güçlendireceklerini belirterek, çocuk sahibi olmayı teşvik edecek veya kolaylaştıracak tıbbi imkânları ailelerin istifadesine sunmayı da önemsediklerinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun haricinde geniş bir alanda faaliyetleri, projeleri ve müjdeleri de yıl boyunca ailelerle paylaşacaklarını bildirdi.
“ÖYLE TALEPLER ÖNE SÜRÜLÜYOR Kİ GENÇLERİMİZ YUVA KURMAKTAN KORKUYOR”
Kanayan bir yaraya da dikkati çekmek istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peygamber Efendimiz, aile kurarken bakınız bizlere neyi öğütlüyor. ‘En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır’ buyuruyor. Dolayısıyla nikâh merasimlerinin sade, gösteriş, aşırılık ve israftan uzak olması Efendimiz tarafından bizlere tavsiye ve telkin ediliyor. Ancak, son yıllarda bu alanda sorunlarımız katlanarak artıyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte ataların tabiriyle “Eski köye yeni adetlerin” geldiğini gördüklerini söyledi.
“Öyle talepler, öyle listeler öne sürülüyor ki açık söylüyorum, gençlerimiz yuva kurmaktan korkuyor, çekiniyor, ürküyor, daha yolun başındayken umutları kırılıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, evlenenlerin ise ödemesi en az 4-5 yıl süren ağır faturalarla karşılaştığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, genç çiftlerin, aynı çatı altında beraberce yaşamayı öğrendikleri hassas dönemde, mevcut sıkıntılara ilaveten popüler kültürün veya geleneğin dayatması sebebiyle yüklendikleri maddi külfetlerle uğraştığı değerlendirmesinde bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erken dönemde yaşanan boşanmaların ana nedenlerinden biri, ‘olmasa da olur’ diyebileceğimiz aşırı talepler dolayısıyla ortaya çıkan işte bu masraflardır. Gençlerimiz bundan fevkalade mustariptir, şikâyetçidir. Aileye, ahlaka, fıtrata, çocuklara yönelik saldırıların arttığı ve medeniyet değerlerimize uygun hayat sürmenin zorlaştığı günümüzde, yuva kurmak isteyen gençlerimize yardımcı olmak mecburiyetindeyiz. İster kız tarafı ister erkek tarafı olsun her kim bunu zorlaştırıyorsa, gençlerin dünya evine girmesine engelliyorsa, büyük bir vebal altındadır. Toplumun bilinçlendirilmesi noktasında Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve sivil toplum kuruluşlarımıza gerçekten önemli görevler düşmektedir. İnşallah ‘2025 Aile Yılını’ vesile kılarak, bu sorunların da üzerine kararlılıkla gideceğimize inanıyorum. Rabb’im, evlenecek tüm gençlerimizin yardımcısı olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 Aile Yılı’nın ülke, milleti ve tüm aileler için hayırlı uğurlu olmasını temenni etti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.