Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara mitinginde yaptığı konuşmada, “21 yıldır, diğer şehirlerimizle birlikte Ankara’mızı da geliştirmek, kalkındırmak, güzelleştirmek, insanımızın hayat kalitesini yükseltmek için çalıştık, çabaladık. Ankara’ya son 21 yılda 605 milyar liralık kamu yatırımı yaptık” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başkent Millet Bahçesi’nde düzenlenen Ankara mitingine katılarak bir konuşma yaptı.
Millî Mücadele’nin karargâhı, istiklalin ve istikbalin başkenti Ankara’nın tüm Seymenlerine, gazilerine ve insanlarına selamlarını ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakileri işaret ederek, bu muhteşem katılımın, dün İzmir’de, İstanbul TEKNOFEST’te de böyle olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüz binler geliyor, sandığa yürüyor yüz binler, 14 Mayıs’ın müjdesini veriyor” diye konuştu.
Ata ocağının Rize, doğup büyüdüğü şehrin İstanbul, ülkesine ve milletine şanla, şerefle, gururla, aşkla hizmet ettiği yerin ise Ankara olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ankara’nın havasını soluyan, suyunu içen, ekmeğini yiyen, şehrine ve ülkesine buradan hizmet eden herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Bu şehir ki gönül sultanının ifadesiyle fiziki yapısını oluşturan taş ve toprak arasında ruhunu oluşturan insanın da şekillendiği medeniyet pınarının membası olan yerdir. Ankara’yı ancak bu şehrin mana sırrına erenler anlayabilir, sevebilir, kucaklayabilir. Biz 21 yıllık Ankaralı olarak bozkırın ortasındaki bu şehri taşı, toprağı, insanı, her şeyiyle seviyoruz. Rabbime bana, Ankaralılar gibi yol arkadaşları, dava arkadaşları, kader arkadaşları verdiği için hamd ediyorum. Her mücadelemizde yanımızda olan Ankara’nın tüm kadirşinas insanlarına şükranlarımı sunuyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere ve kadınlara, 14 Mayıs için kapı kapı dolaşmaları çağrısı yaparak, “Bu bay bay Kemal’in de ne olduğunu herhalde anlatıyorsunuz, bunun ne denli yalancı olduğunu anlatıyorsunuz değil mi?” dedi.
“ANKARA’YI SUSUZLUKTAN KURTARDIK”
Gelirken bir billboardda, “Ankara daha iyi hizmete layık” yazılı olduğunu gördüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dün baktım İzmir’de de bay bay Kemal billboarda onu yazmış, ‘İzmir’e iyi hizmete geliyoruz’ diyor. İstanbul aynı şeyi söylüyor. Dört yıldır İstanbul’da ne yaptınız? Ankara’da dört yıldır ne yaptınız? Aynı şekilde İzmir de bir yağmur görmesin. Çamur, çukur alıyor başını götürüyor. Ankara’da da öyle değil mi? Bunların üç tane tanımı var. Eğer CHP’yi tanımak istiyorsanız üç kelime yeter, çöp, çukur, çamur. İstanbul’a belediye başkanı olduğum zaman ben de İstanbul’u böyle tanıdım. Çöp, çukur, çamur… İstanbul’u bunlardan bu kardeşiniz kurtardı, çöp dağlarından, çukurlardan, çamurlardan kurtardık. Hepsini geç, susuzluktan kurtardık. Ankara da susuz değil miydi? Burada da yine Melih kardeşimin gayretleriyle Ankara’yı da susuzluktan kurtardık. Bunları biliyorsunuz. Bunları bilmeyenlere hatırlatmak şart. Çünkü hafıza-i beşer nisyan ile maluldür. Onun için de ‘Ya zaten söyledik, biliyorlar’ değil, yine söyleyin, unutuyorlar.”
Ankara, İstanbul ve İzmir’de metroları kimin yaptığını da soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlarda yalandan başka bir şey bulamazsınız. Yalanın en önemli mihmandarı kimdir biliyor musunuz, bay bay Kemal. Eğer yalan dersi almak istiyorsanız bay bay Kemal’in yazıhanesine müracaat edin, onu çok iyi bilir. Fakat 14 Mayıs’ta inşallah benim milletim bunları siyasi mevta yapacak. Hazır mıyız buna? Ana kademe hazır mıyız? Sandıklara sahip çıkacağız ve her bir kardeşim sandığa muhakkak yanında en az 10 tane arkadaşını da alacak götürecek” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen günlerde yaşadığı sağlık sorunu sebebiyle dünyanın ve ülkenin dört bir yanı gibi Ankara’nın her mahallesinden, her hanesinden yükselen dualara layık olmaya çalıştıklarını söyledi.
“15 TEMMUZ GECESİ ANKARA DİMDİK AYAKTA DURDU”
Necip Fazıl Kısakürek’in, “Kırılır da bir gün tüm dişliler, döner şanlı şanlı çarkımız bizim. Gökten bir el yaşlı gözleri siler, şenlenir evimiz barkımız bizim. Kurtulur dil tarih ahlak ve iman, görürler nasılmış neymiş kahraman. Yer ve gök su vermem dediği zaman, her tarlayı sular arkımız bizim. Gideriz nur yolu izde gideriz. Taş bağırda sular dizde gideriz, bir gün akşam olur biz de gideriz. Kalır dudaklarda şarkımız bizim” dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir gün akşam olup gittiğimizde dudaklarda, bizim Ankara ile birlikte yazdığımız 21 yıllık hikâyemiz kalacak, gençlerimize emanet edeceğimiz Türkiye Yüzyılı hayalimiz kalacak” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilhamı tarih boyunca nice zorlukların üstesinden gelen, nice zaferler kazanan Ankara’dan aldıklarını, Ankara’nın, Millî Mücadele’de düşman toplarının sesleri duyulurken bile asla korkmadığını, diz çökmediğini söyledi.
Ankara’nın milletin demokrasi, hak, özgürlük, kalkınma yolunda verdiği mücadelenin her safhasında, safını millî iradeden yana belirlediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için Ankara ne vesayete ne darbeye ne teröre teslim oldu. 15 Temmuz gecesini hatırlayın, şehrin üzerinde ölüm saçan uçaklar, helikopter gezerken, şehrin sokaklarını namlularından ateş püsküren tanklar ezerken, Ankara dimdik ayakta durdu” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gölbaşı’ndaki Özel Harekâttan Meclis kavşağına, Emniyet binasından Külliyeye kadar Ankara’nın her yerinin özgürlüğü ve geleceği için direndiğini anımsatarak, şöyle devam etti: “Şimdi bu FETÖ, bu alçağın avenesi kimlerle beraber? Bay bay Kemal ile beraber. Bunların yanında başka kimler var? İP var, malum o yavrucuklar var, beraber. Önceleri almamışlardı, sonradan HDP’yi de yanlarına kattılar. O da yetmedi, iki tane de belediye başkanı aldılar yanlarına, Ankara, İstanbul. Önce altılı masaydı, sonra yedili oldu, şimdi dokuzlu masa oldu. Bay bay Kemal, o da yetmeyecek size. Sen onlarla beraber yürü, bizim yanımızda millet var, bizim yanımızda cumhur var. Cumhuru yanına alamayan avucunu yalar. Hüseyingazi Tepesi’nin, Elmadağ’ın arkasından güneşin ilk ışıkları şehri aydınlatırken, milletimiz de şehitleri ve gazilerinin omuzlarında istiklal meşalesini yükseltmişti. Daha öncesinde Ankara, PKK terör örgütü tarafından düzenlenen kanlı saldırılarla sindirilmek istenmişti. Güvenpark’ta, Anafartalar’da, Merasim Sokak’ta gerçekleştirilen alçak saldırıların amacı, bu şehrin azmini ve direncini kırmaktı. Ankara bu saldırılarda can verdi, bedel ödedi ama pes etmedi. Alçaklar karşısında asla diz çökmedi. Kanlı gar saldırısıyla oynanmak istenen kirli oyunu da bozan yine Ankara oldu.”
Ankara’nın şimdi yeni bir destan yazmaya hazırlandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz ihanetinin rövanşını almak için yanıp tutuşanların, FETÖ’nün Ankara’yı bombalayan eli kanlı katillerini cezaevlerinden çıkartma, devleti yeniden FETÖ’nün kamudan temizlenen mensuplarına teslim etme sözü verenlerin olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Yine aynı tarafta bölücü emellerini gerçekleştirmek için, artık ilk asrını geride bırakmaya hazırlandığımız cumhuriyetimizle hesaplaşmak için yanıp tutuşanlar var. Gelin bize öyle bir söz verin ki artık bunların herhangi bir umudu kalmasın. Diyarbakır’da Yasin Börü’leri şehit eden namussuzlar bunlar değil mi? Benim Kürt kardeşlerimi sokağa döküp, 51 tane Kürt kardeşimizin ölümüne sebep olan bunlar değil mi? Yine bunlar ne diyor? ‘Selo’yu çıkaracağız.’ Geçen gün bir bozuntu var Garo diye. O Garo bozuntusu gitmiş ziyaret etmiş, demiş ki ‘Şimdi nasıl olsa çıkacağım, çıktıktan sonra Öcalan’ı ziyaret edeceğim ve ziyaretimle birlikte de ondan bu görevi devralacağım.’ Düşünün, şimdi oradan Öcalan çıkacak, görevi buna verecek. Öyleyse çok çalışacağız. Yani biz böyle bir görevde olduğumuz sürece ne Selo çıkabilir ne de affedersiniz o evlat, yavru katili çıkabilir, çıkamaz. Cezasını çekecek.
Bunların gözlerini öyle bir hırs bürümüş ki bu şehrin onlarca insanının kanına girmiş PKK mensuplarının siyasi uzantılarıyla pazarlıklara oturdular. Bunların içerisinde bay bay Kemal var, Meral Hanım var, HDP var, öbür tarafta bakıyorsunuz Davutoğlu’su var, bebecanı var. Bakıyorsunuz, Ankara Büyükşehir, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları, yani onları zaten burada kalkıp da bu masanın etrafına almak ayrı bir dert, konuşmak bile yersiz. Onlar da var. Fakat ben, bir yere inanıyorum, önce Allah’a, sonra milletime.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı’nın mitinglerinin her yerde başarılı bir şekilde yürüdüğünü, her tarafta Cumhur İttifakı’nın birliğinin ve beraberliğinin olduğunu söyledi.
Ülkeye ve millete olan düşmanlıkları sebebiyle kamudan atılan tüm terör yandaşlarını yeniden devlete dolduracaklarını açıkça ilan edenlerin olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avucunuzu yalayacaksınız. Sormak lazım, bay bay Kemal, sen talimatı nereden alıyorsun? Kandil’den. Ne diyor Kandil? ‘Biz, artık bay bay Kemal’i destekliyoruz.’ Ne kadar güzel. Şimdi ben de diyorum ki söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Arkadaşı, Kandil baronu olanlardan bu ülkeye fayda olur mu?” dedi.
“Dünyanın dört bir yanındaki PKK’lılar, FETÖ’cüler, envai çeşit terör örgütü tüm güçleriyle 14 Mayıs’ta bay bay Kemal’e destek veriyor değil mi?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bölücü terör örgütüyle arasına mesafe koyamayan partinin yöneticileri, il il dolaşarak bay bay Kemal için oy dileniyor. Türkiye Yüzyılı’nın önünü kesmek isteyen küreselcisinden tefecisine herkes de bunların yanında yerini aldı. Ekonomiden zerre kadar anlayanlar şöyle bir düşünsün, ne diyor bay bay Kemal? ‘Londra’dan 300 milyar dolar getirecekmiş.’ İnanıyor musunuz? Şu anda sen hangi görevdesin, hangi kademedesin? Nasıl oluyor da olmayan bir şeyi getiriyorsun? Herhalde bunlar, daha önce getirdikleri esrar, eroin vesaire bunları göndermişler ki şimdi bunların bedelini geri döndürme gibi bir gayreti var, daha önce böyle bir iftirayı yaptı ya, olmayan bir şey, vaat edilmez ve gelmez. Diyorum ya yalan bunda irtifa kesbetmiş. Nasıl olsa bunun ödemesi yok, söyle söyleyebildiğin kadar yalanı. Bu da bunu yapıyor. Şimdi bu 300 milyar doların hesabını 14 Mayıs’ta sormaya var mıyız? Bu yalanın hesabını sormaya var mıyız? Yurt dışında zerre kadar eli kalem tutan böyle bir şeye inanmaz. Peki, yurt içinde eli kalem tutanın böyle bir şeye inanması mümkün mü?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, miting alanındakilere şu sözlerle seslendi: “Şimdi soruyorum sizlere. Selçuklu’nun, Osmanlı’nın, Cumhuriyet’in varisi Ankara, bu sinsi tezgâha, bu kirli hesaba eyvallah eder mi? Millî Mücadele’nin şehri Ankara, İtfaiye Meydanı’ndaki eskicilerin bile tenezzül etmeyeceği bu bayat senaryoya itibar eder mi? 15 Temmuz direnişinin kahraman şehri Ankara, iradesini terör örgütlerine yancı yazılan bu mankurtlara teslim eder mi? Türkiye Yüzyılı’nın lokomotifi Ankara, evlatlarının geleceğini bu yıkım ekibine bırakır mı? Son devletimiz, cumhuriyetimizin başkenti Ankara, kaderini bu siyasi ve ekonomik mandacıların eline bırakır mı? Şehitleri ve gazileriyle iftihar eden Ankara, hangi sebeple olursa olsun onların ruhunu, hatırasını incitecek bir adım atar mı? Peki, Ankara’ya ne yakışır? Ankara’ya cumhuriyetimizin kazanımlarına sahip çıkmak yakışır mı? Ankara’ya 21 yılda kurduğumuz güçlü altyapının üzerinde Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmek yakışır mı? Ankara’ya yarım kalan işleri tamamlamak için yola çıkanlara yoldaş olmak yakışır mı? Ankara’ya milletimizi hayallerine kavuşturacak şahlanış döneminin öncülüğünü yapmak yakışır mı? Ankara’ya Cumhur İttifakı’yla birlikte olmak, Cumhurbaşkanlığında bu kardeşinin yanında yer almak yakışır mı?”
14 Mayıs seçimlerinde Ankara’dan rekor destek beklediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ankara’nın sandıkları patlatacak oy oranlarıyla yine tercihini Türkiye Yüzyılı’ndan yana yapacağına inanıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeye ve millete hizmet etmenin bir gönül, nasip, aşk işi olduğunu ifade ederek, “Aşk ile koşan yorulmaz” dedi ve geldikleri tüm makamlarda bu anlayışla hareket ettiklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ya bu adamın bir referansı var mı, yalandan başka… Ne yaptın sen ya? SSK’nın genel müdürü oldu, SSK’yı batırdı. Şimdi bu arada çok heyecanlanmış kendini Maliye Bakanı ilan etti. İzlediniz mi? Zavallı… Ondan sonra ‘Kurtcebe geldi, görevi yaptı’ filan dedi. Ya sen Maliyede bir memurdun, hiçbir zaman bakan makan olmadın. Niye bu millete yalan söylüyorsun? Başka çaresi yok. Gelebildiği tek yer memurluktu. Bununla da memur kardeşlerimi aşağılamıyorum. Onlar, ondan çok daha yükseklerde. Şimdi buna bu hesabı verelim. Şimdi ne yaptı bu? İşte yanına oy alabilmek için her birine birer cumhurbaşkanlığı yardımcılığı teklif ederek, bunun adı rüşvettir, hepsine birer rüşvet ve bu rüşvetle beraber de onların da oylarını almak. Şimdi ben soruyorum; bu rüşvetçiye 14 Mayıs’ta gereken dersi vermeye hazır mıyız?”
“VATANDAŞA MEYDANLARDA VERDİĞİMİZ SÖZLERİ, GÖREVE GELİNCE UNUTANLARDAN OLMADIK”
Bu milletin sandıkta omuzlarına yüklediği ağır sorumluluğun hakkını en güzel şekilde vermeye çalıştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, zorluklarla karşılaşsalar da şikâyet etmediklerini, asla bahanelere sarılmadıklarını anlattı.
“Vatandaşa meydanlarda verdiğimiz sözleri, göreve gelince unutanlardan, üzerine beton dökenlerden hiçbir zaman olmadık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, laf yerine iş ürettiklerini, reklam yerine hizmet yaptıklarını, ihtiras peşinde değil, ülkeyi ihya peşinde koştuklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin de samimiyetlerini gördüğünü, mücadelelerini takdir ettiğini, siyasi hayatlarında duasıyla, desteğiyle kendilerine hep sahip çıktığını anlattı.
Bolu Tüneli’nin unutulmaması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bolu Tüneli’yle ilgili ne diyorlardı? ‘Burayı patates deposu mu yapalım, doğal gaz deposu mu yapalım?’ Hep öyle demediler mi? Kimin dönemiydi bunlar? İşte CHP’nin dönemleriydi. Biz geldik, dedik ki ‘Hayır. Ne patates deposu, ne doğal gaz deposu, biz bu tüneli açacağız ve buradan karda, kışta benim vatandaşımın o çektiği çileyi sona erdireceğiz.’ Yaptık mı? Bolu Dağı Tüneli’ni böylece açtık mı? Sadece bunları anlatın. Ne yaptıysak onu anlatın” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eser ve hizmet siyasetinde bizimle yarışmak isteyen herkese hodri meydan diyoruz. Ziya Paşa ne diyor; ‘eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri’. Olay bu. Çünkü biz bu konuda kendimize güveniyoruz” ifadelerini kullandı.
Bugün karşılarında bambaşka bir manzara bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ortada elle tutulur hiçbir eserleri olmayanlar, referansı olmayanlar, sağda solda dolanıp akıllarına ne gelirse üflüyorlar. Bunca zamandır bu kadar seçime girdi bu adam, hangisinden bir netice aldı? Yok. Bunca yıldır ülkeye ve şehirlerine hizmet etmeyi öğrenemediler. İşte Ankara’ya ‘iyi günler’ diyor. Yahu Ankara’ya ‘iyi günler’, 4 yıldır yapmadınız da bundan sonra mı yapacaksınız? İstanbul’a ne yaptınız? Yağmurda, çamurda İstanbul’u sel aldı götürdü, İzmir’i sel aldı götürdü. Ne yaptınız? Yok, bir şey. İzmir Körfezi, kokudan geçilmiyor. İstanbul’u Haliç’i biz o kokudan kurtardık. Bu geldi ne yaptı? Yine rezil etti. Yapamazlar. Bunların işi değil. Bunların eline, bay bay Kemal’e özellikle söylüyorum; beş tane Ankara keçisi teslim edin, kaybedip gelir. Ankara keçisi çok kıymetli, bunlara teslim edilmez. Hele Haymanalı, sakın bunlara böyle bir şeyi teslim etmeyin. Ama maşallah uğraşıp didinerek güç bela iki ayda elleriyle kalp yapmayı bunlar becerir, o kadar… Size demiyorum. Onlar çünkü kalp yapmayı da bilmezler. Milletin kendilerine güvenmediğini, ülkeyi teslim etmeyeceğini gördükleri için gerginlik de her gün biraz daha artıyor. Kimlerle ittifak kurduklarını gizlemek, bu ittifaklar için kimlere ne vaat ettiklerini gözden kaçırmak için her yaptıkları gibi yalana ve iftiraya sarılıyorlar. Şimdi tutturmuş İstanbul Atatürk Havalimanı’nı Amerika’daki bir gruba vereceklermiş. Türkler, Amerikalı bir şirketin sahipleri, ya onlarla ben görüştüm. Onlar bana geldiler Amerika’ya gittiğimde. Dedim ya ‘Gelin, yeter ki yatırım yapmak isteyin. Siz böyle bir yatırım yapmak isterseniz, kapımız açık. Hele hele yatırımcı için, sonuna kadar kapılarımız açık.’ O gün bugündür o zamanlar başbakanım, hâlâ gelecekler. Elden gelenle övünülmez. Geç bu işi geç…”
“BU MİLLETİN ELİNDEN TEKNOFEST’İ ALAMAZSINIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST’le ilgili, “Şimdi takmış TEKNOFEST’e, onunla ilgili konuşuyor. Her önüne gelen ‘Biz şöyle yapacağız, böyle yapacağız’. Ya bu milletin evlatlarına hiçbir şey yapamazsınız” dedi.
TEKNOFEST’in dün Atatürk Havalimanında 360 bin, bir önceki gün 240 bin kişiyle toplandığını, büyük ihtimalle bugün de yine en az o kadar kişiyle toplanacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ve gelenler gençlik. Bu milletin elinden siz TEKNOFEST’i alamazsınız, İHA’ları alamazsınız, SİHA’ları alamazsınız, Akıncı’ları alamazsınız, alamayacaksınız, Kızılelma’yı hiç alamazsınız. Bu millet sizi avucunun içindeki suyla boğar, suyla. Siz ne zannediyorsunuz ya? Bu çocuk oyuncağı mı? Buralara öyle kolay gelmedik, kolay gelinmedi” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimsenin ülkesinin 21 yıllık kazanımlarının tehlikeye girmesini, demokrasi ve kalkınma atılımlarının yarım kalmasını, evladının geleceğinin belirsizliğe gömülmesini, güvenlik endişesine kapıldığı günlere geri dönmeyi, işçinin, emeklinin, memurun aybaşında maaşını alıp almayacağını bilmediği dönemleri tekrar yaşamak istemeyeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Türkiye Yüzyılı’nı hayal ediyoruz. Onlar, siyaseti parçalı, ekonomisi kırılgan, demokrasisi zayıf, bölgesinde dışlanan, dünyada horlanan eski Türkiye hayali kuruyor. Ankara’daki Başkent Millet Bahçesi’ni kime söz verdiklerini bilmiyoruz. Herhalde onu da yakında açıklarlar, yani burası. Kim yaptı burayı? Bunlar yapmayı bilmez ama yağmalamayı, yıkmayı, istismar etmeyi çok iyi bilir” diye konuştu.
Millî Mücadele döneminde her birinin istikameti başka bir ülkeye bakan teali cemiyetlerini, muhibban cemiyetlerini tarihe gömen Ankara’nın, 14 Mayıs’ta bunları da aynı adrese postalayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buradan en çok da CHP’ye ve onunla birlikte hareket eden diğer partilere gönül vermiş kardeşlerime seslenmek istiyorum. Bay bay Kemal, CHP’yi öyle bir hâle getirdi ki bu parti kurucusu olduğu Cumhuriyet’e ve kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal’e hakaret edenlerin yuvasına dönüştü. Kılıçdaroğlu ve şürekasının yönetimi altında CHP, marjinal örgütlerin, LGBT savunucularının, küreselcilerin, mezhepçilik fitnesi çıkarmaya çalışanların koçbaşı hâline geldi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi olduğunu açıklamasına ilişkin “Sana kim dedi, Alevi misin, değil misin? Bizim Alevi’ye de saygımız var, her türe saygımız var. Bunu söylemene ne gerek var? Sen, Aleviliğini yaşa ama anlatmaya gerek yok” değerlendirmesinde bulundu.
Bu tablonun, CHP ile hiçbir ilgilerinin olmamasına rağmen kendilerini bile rahatsız ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “CHP’nin arkasına takılıp giden diğer partilerdeki kardeşlerimiz için de aynı durum söz konusu. Aynı ittifaka mensup birilerinin her gün millete, vatana, bayrağa, ezana, kısaca can feda edilecek değerlere yaptıkları hakaretleri, bu kardeşlerimiz daha ne kadar sineye çekecek. Hadi şimdi sineye çekiyorlar, Allah göstermesin yarın öbür gün devletin tüm kurumları bunlara teslim edildiğinde ortaya çıkacak vahim tablonun hesabını nasıl verecekler?
Buradan soruyorum, kendinizin ve evladınızın geleceğini bu yedili kavga masasına, hatta bu dokuzlu masaya emanet eder misiniz? Ülkenizin güvenliğini, huzurunu, akıbetini, kendi deyimleriyle bu kumar masasına emanet eder misiniz? Hanım kardeşlerime sesleniyorum. Hanımlar, bakkala süt almaya bile göndermeyeceğiniz birine ülkeyi emanet edebilir misiniz? Beyler, dükkânınızı, atölyenizi, tezgâhınızı beş dakikalığına bırakamayacağınız birine ülkeyi emanet eder misiniz? Gençler, dersinize yardım etse, verdiği bilgilerin doğruluğuna şüpheyle bakacağınız birine kendi geleceğinizi teslim edebilir misiniz? Çiftçi kardeşlerim, önüne beş keçi katsanız, akşama hepsini kaybedip geleceğini bildiğiniz birine ülkenizin geleceğini teslim edebilir misiniz? İşveren kardeşlerim, kendi müessesenizde vasıfsız eleman olarak dahi çalıştırmayacağınız birine ülkenin geleceğini emanet edebilir misiniz? Emekli kardeşlerim, oturduğunuz apartmana yönetici olarak seçmeyeceğiniz birine ülkenin geleceğini emanet edebilir misiniz?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bunlar için 14 Mayıs’ta tercihin doğrudan yana yapılması gerektiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Memurlarımızın CHP’nin yönetimi döneminde maaş almadığı günleri hatırlıyor muyuz? Daktilo makinelerinin Başbakanlık önüne atıldığı günleri hatırlıyoruz, değil mi? Ey Bay Kemal, bize ne anlatıyorsun? Öyle saf saf Savaş Ay’ın programında öyle oturuyorsun köşede. Benim garip Anadolulu insanım, gelmiş hastaneye, hastane rezillik ve o hastanelerde o serumların, tuvaletlerin hâli, ne rezillikti” diye konuştu.
Gazeteci Savaş Ay’ı rahmetle anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürü dolduğu dönemdeki televizyon programından çeşitli görüntüleri içeren videoyu alandakilere izletti.
Videodan sonra alandakilere, “Şimdi böyle birisine, bir SSK’yı idare edemeyen bu zavallıya, yahu bu ülke teslim edilebilir mi?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şurada, sağlıkta bizim neler yaptığımızı biliyorsunuz, değil mi? Sadece şu Ankara’da herhalde bir Etlik, bir Bilkent bunun bütün bu dediklerine yeter de artar bile. İstanbul’da bir Çam Sakura, bir havalimanındaki Murat Dilmener, bir karşı tarafta Anadolu Yakası’nda Feriha Öz… Bunlar birer şehir hastanesi, bunların hepsi birbirinden güzel. Avrupa’dan, her yerden buralara hasta geliyor. Bu keyfinden değil, bütün bu hastanelerin modern oluşundan geliyor. Buralara kolay gelmedik, buralara evet, bir başarı ortaya koyarak geldik.”
Türkiye’nin genelinde şu anda 20 şehir hastanesi olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim ve araştırma hastanesinin olmadığı ilin bulunmadığını söyledi.
“SON 21 YILDA, 605 MİLYAR LİRALIK KAMU YATIRIMI YAPTIK”
Kanuni Sultan Süleyman’ın “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” ifadelerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Varsın devlet olmasın ama benim halkımın tek nefesi her şeye bedel. İşte biz bunları başardık, eğitimde, sağlıkta başardık” dedi.
İktidara geldiklerinde 76 olan üniversite sayısını 208’e çıkardıklarını ve üniversitesi bulunmayan ilin olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kardeşlerim bunlar neyi, neyle yapacak? Yapamazlar. Bu bir dert dert… Derdi olmayandan bir şey olmaz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin 81 ili gibi Cumhuriyet’in başkenti Ankara’nın da hangi ihmalleri yaşadığının bilindiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için 21 yıldır diğer şehirlerle birlikte Ankara’yı geliştirmek, kalkındırmak, güzelleştirmek, insanın hayat kalitesini yükseltmek için çalıştıklarını, çabaladıklarını belirtti.
Ankaralılara bunun hesabını sormaları gerektiğini, son 21 yılda, 605 milyar liralık kamu yatırımı yaptıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ya bunlar böyle bir şey yapabilir mi? Eğitimde 24 bin 227 derslik kazandırdık. Ankara’mızda dördü devlet olmak üzere 12 yeni üniversite kurduk. Gençlik ve sporda 25 bin 648 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtık. Farklı branşlarda 110 spor tesisi kazandırdık. Sosyal yardımlarda 12 milyar lira tutarında kaynakla, başkentimizdeki ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızı destekledik. Sağlıkta 10 bin 382 yataklı 45 hastaneyle birlikte 160 sağlık tesisi inşa ettik.”
Bilkent ve Etlik Şehir Hastanelerinin sadece Ankara’nın değil, Türkiye’nin en büyük, en modern hastaneleri olarak hizmet verdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının TOKİ kanalıyla 95 bin konutun uygulamasını hayata geçirdiklerini kaydetti.
Ankara’ya İlk Evim, İlk İş Yerim Projesi’yle 18 bin 450 yeni konut inşa edeceklerini, 1000 iş yeri yapacaklarını, İlk Evim Arsa Projesiyle 100 bin konutluk altyapısı hazır arsa vereceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kentsel dönüşümle 40 bin konutun dönüşümünü gerçekleştirdik. Ankara’daki 43 millet bahçesi projemizden 12’sini tamamladık. Kalanlarıyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor” diye konuştu.
Ulaştırmada, şehrin bölünmüş yol uzunluğunu 721 kilometre ilaveyle 1187 kilometreye çıkardıklarını, Ankara’yı hızlı tren hatlarıyla, Eskişehir, Konya, Bilecik, Sakarya, Kocaeli ve İstanbul’a bağladıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunu biz yaptık. Bunlar böyle bir şey yapabilir mi? Bizden önce bunlar niye böyle bir şey yapmadı? Geçtiğimiz hafta Ankara-Kırıkkale-Yozgat-Sivas Yüksek Hızlı Tren Hattı’nı da hizmete sunduk. Şimdi bu masanın etrafındakilerden bir tanesi ‘Sivas’a yüksek hızlı trene ne ihtiyaç var?’ dedi. Hey Allah’ım ya Rabbim… İşte o da masanın etrafında, onun diğerlerinden bir farkı olabilir mi? Siz isteseniz de istemeseniz de hani bunlar Atatürkçü’yüz diyorlar ya. Gazi ne diyordu; ‘Demir ağlarla ördük’ diyordu, değil mi? Demir ağlarla şimdi biz örüyoruz biz. Türkiye’yi biz örüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek ay sonuna kadar vatandaşların bu hatta ücretsiz seyahat edebileceklerini, inşası süren Ankara-İzmir Yüksek Hızlı Tren Hattı’nı da 2025’te hizmete açmayı hedeflediklerini belirterek, “Yapımı ve projesi devam eden hatlar tamamlandığında Ankara tüm Türkiye’nin hızlı tren merkezi haline gelecek. Şehir içi ulaşımı kolaylaştırmak için Başkentray’ı, Batıkent-Sincan Metrosu’nu, Kızılay-Çayyolu Metrosu’nu, Keçiören-Kızılay Metrosu’nu hizmete aldık. Nerede, hani nerede büyükşehir? Onun yapması gerekirdi bunları. Niye yapmadı? Yapmaz, yapamaz. Onların bu tür işlerle alakası yok. Bay bay Kemal söyle de gitsin o biraz soğan, patates üretsin” diye konuştu.
Keçiören-Esenboğa-Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Metro Hattı projesini tamamladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakında ihalesine çıkacaklarını, Esenboğa Havalimanı ile Kızılay’ı birbirine bağlayacak hattı 2026’da tamamlamayı hedeflediklerini kaydetti.
Sincan ve Çayyolu metrolarını birleştirmeyi planladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarım ve ormanda 26 baraj, iki içme suyu tesisi, 33 sulama tesisi, 11 arazi toplulaştırma, 76 taşkın koruma tesisi, 11 gölet, bir atık su arıtma tesisi, iki hidroelektrik santral tesisi inşa ettik. Bak ben vaatten bahsetmiyorum, yaptıklarımızı anlatıyorum bay bay Kemal. Ey benim milletim bu anlattıklarımı siz de bilmeyenlere anlatın” dedi.
“ANKARA, SAVUNMA SANAYİNİN DE BAŞKENTİ OLDU”
Çiftçilere 6,5 milyar lira tutarında tarımsal destek verdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ankara son 21 yılda hayata geçirdiğimiz yatırımlarla savunma sanayinin de başkenti oldu. Geçtiğimiz yıl 4,5 milyar dolar ihracat rakamına ulaşan savunma sanayimizin yaklaşık yarısının üretimini Ankara yapıyor. Enerjide nüfusunun yüzde 98’inin doğal gaz imkânından faydalandığı Ankara’da bütün ilçelere doğal gaz arzını sağladık. Karadeniz gazının müjdesini milletimizle paylaşmak için konutlardaki bir ay boyunca tüm tüketimi, bir yıl boyunca da mutfak ve su ısıtma tüketimini ücretsiz yaptık. Çıkardık mı doğal gazı? Hâlâ inanmıyorlar. O bebecan çıkmış diyor ki ‘Nerede?’ Eline diline dursun, Allah göz vermiş görmüyor, kulak vermiş duymuyor. Niye? Kalp mühürlü. Bak her şeyiyle bunu göstere göstere yaptık.”
Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu’nu, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içindeki Beştepe Kültür ve Kongre Merkezi’ni, Millet Kütüphanesi’ni hayata geçirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne kadar özetlersek özetleyelim. Ankara’ya yaptığımız hizmetler anlatmakla bitmiyor. İnşallah 14 Mayıs’ta Ankara ile birlikte Türkiye Yüzyılı’nın müjdesini tüm dünyaya ilan edecek, gençlerimize bırakacağımız bu en büyük mirasa gözümüz gibi sahip çıkacağız. Bunun için Ankara’ya çok önemli görev düşüyor” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kandil’dekilerin bayrağı değil, paçavraları olduğunu, onların uzantılarının da aynı noktada bulunduğunu” kaydederek, “Bunlara dersi nerede vereceğiz? Sandıkta vereceğiz. Bunların bayrağı yok. Bunların ezanı yok. Bunlara dersi bizim orada vermemiz lazım” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) Zirvesi’ne katıldı.
Budapeşte Puskas Arena’da gerçekleştirilen AST Zirvesi’ne gelişinde, Macaristan Başbakanı Viktor Orban tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra zirvenin açılış oturumuna iştirak etti.
Zirve sonrasında liderler, aile fotoğrafı için bir araya geldi.
Burada çekilen aile fotoğrafındaki liderler arasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Macaristan Başbakanı Orban, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, AB Konseyi Başkanı Charles Michel yer aldı.
Fotoğraf çekiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağında İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, solunda ise Hollanda Başbakanı Dick Schoof bulundu.
Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi nedeniyle Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Bişkek-Manas Uluslararası Havalimanı’nda Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ve eşi Aygül Caparova ile Türkiye’nin Bişkek Büyükelçisi Ahmet Sadık Doğan karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Kırgızistan ziyaretinde, eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat eşlik ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40. İSEDAK Toplantısı Açılış Programı’nda yaptığı konuşmada, “İslam dünyasının görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakıp Filistin ve Lübnan halkına haklı mücadelelerinde destek olması, büyük önem arz ediyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 40. Toplantısı Açılış Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya ile Avrupa’yı birleştiren, kültürel mirası ve zengin tarihiyle medeniyetin müşterek değerlerinin sembolü olan kadim şehir İstanbul’da katılımcıları misafir etmenin, İSEDAK Başkanı olarak kendisi için mutluluk kaynağı olduğunu dile getirdi.
İslam dünyasının en önemli ekonomik ve ticari iş birliği platformu olan İSEDAK’ın 40. oturumu münasebetiyle bir araya geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada alınacak kararların, çıkacak sonuçların, bütün İSEDAK üyesi ülkeler için hayırlara vesile olmasını Rabb’imden niyaz ediyorum. Sözlerimin hemen başında ev sahipliğimizde üye ülkelerimizin de desteğiyle İslam dünyasının kalkınma meselelerine yönelik program ve projeleri hayata geçiren bu kıymetli komitenin inşasında çok emeği olan Türkiye Cumhuriyeti 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ı ve dönemin diğer devlet büyüklerini rahmetle yâd ediyorum” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geride bırakılan 40 yıl boyunca İSEDAK’ın kurumsal yapısının güçlendirilmesine katkı veren, bu çatı altında gayret gösteren tüm herkesi şükranla andığını söyledi.
Bu süreçte nice sıkıntıların, nice zorlukların üstesinden geldiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayal denilen, olmaz denilen, hatta birçok alanda imkânsız görülen nice başarıya beraberce imza attık. Bu platform zemininde ticari ve ekonomik münasebetlerimizi ileriye taşıdık. Şunu büyük bir kıvançla ifade etmek isterim ki bugün 40 yıl öncesine kıyasla her alanda çok iyi bir seviyedeyiz. İnşallah gelecek yıllarda çok daha iyi yerlerde olacağız. Niyetimiz hayırdır, Allah’ın izniyle akıbetimiz de hayrolacaktır. ‘Rabb’im yolumuzu, bahtımızı açık etsin’ diyor, gayretlerimizi hayra tebdil etmesini Rabb’imden niyaz ediyor, bunun için tüm kalbimle dua ediyorum” diye konuştu.
“İSLAM COĞRAFYASI KAN, GÖZYAŞI VE ZULÜMLE ANILIR HÂLE GELDİ”
Son toplantıdan bu yana tüm insanlık ve özellikle Müslümanlar için, ağır imtihanlarla dolu bir yıl geçirdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İslam coğrafyası, tarihinde hiç olmadığı kadar kanla, acıyla, gözyaşı ve zulümle anılır hâle geldi. Son asrın en vahşi soykırımlarından biri hemen yanı başımızda Gazze’de yaşandı ve yaşanıyor. İsrail’in 3 ay önce Gazze’ye yönelik saldırısıyla başlayan katliamlarda 50 bin Filistinli kardeşimiz şehit düştü. Yine aynı saldırılarda 100 binden fazla Filistinli kardeşimiz yaralandı. Şehit ve yaralılarımızın 3’te 2’sini kadın, çocuk ve bebekler oluşturuyor. 360 kilometrekarelik daracık bir alana hapsettikleri 2 milyon insanı susuz, gıdasız, ilaçsız bırakıp sonra da ölümlerini sadece seyrettiler. Biz bu toplantıları yaparken dahi şu an Gazze’de ve Lübnan’da ümmetin çocukları ölmeye, yetim ve öksüz kalmaya devam ediyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’nın ortasında kurulan imha kamplarını gölgede bırakacak bir vicdansızlığa önce Gazze’de, son 6 haftadır da Lübnan’da hepimiz şahitlik ediyoruz.”
“SİYONİST REJİM VE DESTEKÇİLERİ 13 AYDIR HER TÜRLÜ ZULMÜ YAPTILAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 13 ay boyunca Gazze ve işgal edilmiş Filistin topraklarında çokça acı, hüzün, katliam ve cinayet gördüklerini söyledi.
Bu süreçte, “Bir insan bunu nasıl yapabilir, bir insan nasıl bu kadar alçalabilir ve alçaklaşabilir” diye sorguladıkları sayısız habere rastladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Henüz 1-2 yaşındaki bebeklerin keskin nişancılar tarafından hedef tahtası olarak kullanılması gibi barbarlıklarla yüreklerimiz dağlandı. Tüm bunlarla birlikte Gazze’de kahramanlıklar gördük, yiğitlik gördük, vatan sevgisinin ne demek olduğunu hep beraber gördük. Batılı güçlerin sınırsız askerî, diplomatik ve siyasi desteğini arkasına alan, gözü dönmüş bir ölüm makinesi karşısında Gazze’nin aslanlarının nasıl kahramanca direndiğini gördük.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bakınız, Filistin halkı 13 ayda 50 bin şehit verdi. Lübnanlı kardeşlerimiz aynı şekilde çok sayıda evladını kurban verdi. 13 ay boyunca yaşamadıkları acı, zorluk, çile, zulüm neredeyse kalmadı. Ama buna rağmen Filistinli kardeşlerimiz onurlarından taviz vermedi. Öz yurtlarında, özgürce yaşama iradelerinden asla geri adım atmadı. Siyonist rejim ve destekçileri 13 aydır her türlü zulmü, her türlü soykırımı yaptılar. Fakat Filistinli kardeşlerimize diz çöktüremediler” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şairin mısralarına ilham veren imana, inanca ve vatan sevgisine 13 aydır hepimiz, tüm insanlık hayranlıkla şahit oluyor” diyerek, Filistinli bir şairin, “Biz burada kalacağız. Elinden geleni ardına koyma. Biz koruyoruz zeytinin ve incirin gölgesini. Yoğuruyoruz fikirleri. Hamurun mayası gibi. Çelik gibi sinirlerimiz. Ama cehennem ısıtıyor yüreklerimizi. Susarsak eğer taşları sıkacağız. Acıkırsak eğer toprakla doyacağız ama asla terk etmeyeceğiz” mısralarını okudu.
Filistin’in ve Lübnanlıların tam olarak böyle bir ruhla mücadele ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlen de işgalcilerin yüreklerine çökmüş çelikten bir duvar misali direnmeye devam ediyorlar. Bugün bir kez daha her türlü imkânsızlığa, yokluğa ve yalnız bırakılmaya rağmen hayatları pahasına topraklarına sahip çıkan Filistinli kardeşlerimi hürmetle selamlıyorum. Gazze’nin, Filistin’in, Lübnan’ın kahraman şehitlerine Allah’tan rahmet niyaz ediyor, ‘Rabb’im mekânlarını cennet eylesin’ diyorum” ifadesini kullandı.
“GAZZE’YE EN FAZLA YARDIM ULAŞTIRAN ÜLKE KONUMUNDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ilk günden beri İsrail’in uyguladığı soykırım karşısında en kararlı duruşu sergileyen ülkelerden biri olduğunu belirtti.
Uluslararası kuruluşları, medyayı ve küresel güçleri âdeta esir alan siyonist lobinin şahsını ve ülkesini hedef alan tehditlerine boyun eğmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elimizdeki tüm imkânlarla kardeşlerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar 85 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini Mısır makamlarının da desteğiyle Gazze’ye ulaştırdık. Bu miktarla Gazze’ye en fazla yardım ulaştıran ülke konumundayız” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önce 54 kalemde, ardından da bütün kalemlerde İsrail’le ticari işlemleri tamamen durdurduklarının altını çizerek böylece yaklaşık 9.5 milyar dolarlık ticaret hacminden fedakârlıkta bulunduklarına işaret etti.
Soykırım suçlularının uluslararası hukuka hesap vermesi için ellerinden geleni yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik başvurusu yaptıklarını kaydederek, şunları paylaştı: “Birleşmiş Milletler başta olmak üzere hemen her uluslararası platformda tepkimizi açıkça ortaya koyduk. Kış mevsimi iyice bastırmadan, Filistinli mültecilere sahip çıkan Birleşmiş Milletler Filistinlilere Yardım Ajansına desteğimizi daha da arttırdık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biliyorsunuz İsrail kısa süre önce ajansın yasaklanması konusunda haddini aşan bir karar aldı. Üye ülkelerimizin, İsrail’in artan baskıları karşısında bu dönemde ajansa daha fazla destek olması gerektiğine inanıyoruz. Gazze ve Lübnan’a yönelik Siyonist saldırganlığa verilebilecek en güzel cevaplardan biri daha fazla devletin Filistin Devleti’ni tanıması olacaktır. Bu vesileyle buradan bir kez daha tüm ülkelere Filistin Devleti’ni tanıma çağrımı tekrarlıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teşkilatlarının kuruluş felsefesinde ve temel amaçları arasında Filistin’in işgalden kurtarılmasının yer aldığını aktardı.
Bu amaca hizmet edecek kalıcı çözümler üretmeleri için dayanışma ve birlikteliklerini her zamankinden daha güçlü bir şekilde göstermeleri gerektiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslam dünyasının görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakıp Filistin ve Lübnan halkına haklı mücadelelerinde destek olması, büyük önem arz ediyor. Diğer türlü İsrail’in Gazze’de yaptığı, şimdi de Lübnan’a taşıdığı ateşin, tüm bölgemizi sarmasına engel olamayız” diye konuştu.
“KÜRESEL EKONOMİNİN YAVAŞLADIĞI SON YILLARDA TEŞKİLATIMIZ BÜNYESİNDEKİ İŞ BİRLİĞİ ÇABALARIMIZIN EHEMMİYETİ ARTMAKTADIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonominin yavaşladığı son yıllarda İİT bünyesindeki iş birliği çabalarının ehemmiyetinin arttığını söyledi.
2023’te yüzde 3,3 oranında büyüyen dünya ekonomisinin bu sene ve gelecek sene de aynı oranda büyümesinin öngörüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Jeopolitik gerilimlerin yanı sıra son 60-70 yılın zirvelerine çıkan küresel enflasyonun henüz istenilen seviyelere inmemesi gibi belirsizlikler de küresel iktisadi faaliyetler üzerinde baskı kuruyor. Kovid-19 salgınıyla ortaya çıkan enerji ve arz güvenliği navlun maliyetleri, tedarik zincirindeki sıkıntılar ve deniz ticaretindeki aksaklıklar, küresel mal ve hizmet ticaretini hâlen olumsuz etkiliyor. Artan korumacılık, küresel ticaret hacminin istenilen düzeylere ulaşmasının önünde engel teşkil ediyor” dedi.
Herkesi zorlayan bu karamsar tablonun üstesinden ancak iş birliklerini güçlendirerek gelebileceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel ekonomik istikrarın korunması ve finansal krizlerin önlenmesi için üye ülkelerimiz arasındaki koordinasyonun ortak çözümler geliştirilmesi açısından kritik olduğu kanaatindeyim. Karşılıklı destek mekanizmaları oluşturarak büyümeyi teşvik edebilir, küresel toparlanmanın hızlanmasına hep birlikte katkı sağlayabiliriz” diye konuştu.
İSEDAK’ın 40. yıl dönümünde başta kadınlar olmak üzere gençlere ve iş dünyasına yönelik önemli etkinlikler düzenlediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu etkinliklerin, sizlerin de katılımlarıyla, çalışmalarınıza önemli katkılar yapacağına inanıyorum. Bu etkinlikler arasında bu sabah açılışını gerçekleştirdiğimiz Kudüs-ü Şerif’e yönelik özel bir sergi de var. Sergimizde ilk kıblemiz Kudüs-ü Şerif’e dair önemli eserlerle birlikte o bölgede yaşayan yavrularımızın İslam dünyasının mevcut ve gelecekteki durumunu kendi perspektiflerinden çizdikleri resimler de bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İSEDAK Kudüs Programı kapsamında yıl boyunca uygulanan projelerin çıktılarına yine burada yer verildiğinin altını çizdi.
“SIFIR ATIK PROJESİ’NE BÜYÜK ÖNEM VERİYORUZ”
Bir diğer önemli etkinlik konusunun, yeşil ekonomide kadınların öncü rolü olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eşim Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin girişimleriyle başlatılan ve küresel bir nitelik kazanan Sıfır Atık Projesi’ne büyük önem veriyoruz. Yarın yapılacak olan ‘Kadınların Yeşil Ekonomideki Öncü Rolü Sıfır Atık Girişimi’ konulu panelde bu alanda çabalarımızın ve projelerimizin ele alınmasından büyük bir memnuniyet duyuyorum” diye konuştu.
“ÜYE ÜLKELERİMİZİ SİBER GÜVENLİK KONUSUNDA DAHA FAZLA ORTAK PROJELER GELİŞTİRMEYE DAVET EDİYORUM”
İslam dünyasının ilerlemesi ve kalkınmasının, gençlerin çağın ihtiyaçlarına uygun biçimde niteliklerinin artırılmasına bağlı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde gençlerimizin dijital ortamlardan istifade ederken tehditlerden korunması fevkalade önemlidir. Siber saldırılar ve veri ihlalleri konusunda bilgi ve becerilerinin arttırılması noktasında her zamankinden daha müteyakkız olmalıyız. Siber saldırılara karşı koyma kapasitesinin ehemmiyeti, geçtiğimiz günlerde Lübnan’a gerçekleştirilen terör eylemlerinde açıkça görüldü” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından 18 ülkenin katılımıyla 17-19 Eylül’de Siber Güvenlik Yarışması gerçekleştirildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarışmaya katılan tüm ülke takımlarını tebrik etti.
Yarışmada başarılı olan Azerbaycan, Mali, Pakistan takımlarını kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üye ülkelerimizi siber güvenlik konusunda daha fazla ortak projeler geliştirmeye davet ediyorum. İslami, finans ve dijitalleşme alanlarında da önemli gelişmeler yaşanıyor. İslami finansın dijitalleşmesini desteklememiz, finansal sistemlerimizin daha adil, şeffaf ve erişilebilir olmasını sağlayacaktır. 40. İSEDAK Bakanlar Toplantısı görüş alışverişinin temasının ‘İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkelerde Ödeme Sistemlerinin Dijital Dönüşümü’ olmasını oldukça isabetli buluyorum” ifadelerini kullandı.
İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletler arasında Tercihli Ticaret Sistemi’nin, ortak çabalar neticesinde Temmuz 2022 itibarıyla yürürlüğe girdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu teşkilatımız adına tarihî bir kazanım olarak görüyoruz. Sistemin genişletilmesi ve derinleştirilmesi çabalarına önem veriyoruz. Ev sahipliğimizde gerçekleştirilen Ticaret Müzakereleri Komitesi 3. Bakanlar Toplantısı’nı ve yürütülecek teknik çalışmaların, sistemin yeni alanlarla genişletilmesinde güçlü bir zemin oluşturacağı kanaatindeyim” ifadelerini kullandı.
Sisteme henüz taraf olmamış tüm ülkelere davetini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Burada şunu da ifade etmek isterim. İslam İşbirliği Teşkilatı Tahkim Merkezinin aktif şekilde çalışır hâle gelmesinden memnuniyet duydum. Merkezin üye ülkelerle daha fazla tanınması ve öncelikli bir adres olarak benimsenmesi için yapılacak çalışmalara, sizlerin de destek vermesini bekliyorum. Bir diğer önemli husus KOBİ’lerimizdir. İSEDAK KOBİ programıyla küçük ve orta ölçekli işletmeler arasında iş ağları oluşturarak, ticaret hacmimizi arttırmayı hedefliyoruz. Henüz dâhil olmamış ülkeleri programa katılmaya davet ediyorum.”
“BU YIL 45 ÜLKEMİZİN FAYDALANICISI OLDUĞU 24 PROJEYİ DEVREYE ALACAĞIZ”
İSEDAK çalışma grupları kapsamında kalkınma için önem arz eden pek çok meselenin bu yıl geniş bir katılımla ele alındığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tecrübe ve iyi uygulamaların paylaşılmasına yönelik 15 ülkemizde saha araştırmaları gerçekleştirildi. Üye ülkelerimizdeki kurumsal ve beşeri kapasitenin arttırılması amacıyla bugüne kadar 157 projeye destek verdik. Bu yıl da 45 ülkemizin faydalanıcısı olduğu 24 projeyi devreye alacağız. Ayrıca İSEDAK Kudüs programı kapsamında, bugüne kadar desteklenen proje sayısı 20’ye ulaştı. Politika tavsiyelerinin hayata geçirilmesi noktasında proje destek mekanizmalarından daha çok istifade edilmesinde fayda görüyorum” dedi.
“MÜSLÜMANLAR OLARAK ORTAK TEHDİTLER KARŞISINDA BİRLİK OLMAKTAN BAŞKA HİÇBİR KURTULUŞ YOLUMUZ YOK”
Bir hususu tekrar vurgulamak istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Gazze, Lübnan, Yemen, Sudan ve diğer İslam coğrafyalarında yaşanan acılardan daha acı olan, Müslümanlar arasındaki anlamsız ihtilaflardır. Çevremizdeki tüm bu trajedilerin daha ağır, daha vahim tarafı, süregiden tepkisizliktir, suskunluktur, gereksiz bahanelerin arkasına sığınmaktır. Şunu çok iyi biliyoruz, şayet biz çözmezsek kimse bizim meselelerimizi çözemez, çözmek de istemez. Şayet biz ihtilaflar yerine kardeşliğimizi büyütmezsek başkaları bizim adımıza bunu yapmaz, yapamaz. Dünyada belki kendimizi tatmin edecek geçerli mazeretler bulabiliriz ama yarın ruzi mahşerde bütün o mazeretler hükümsüz olacaktır. Bir olmaktan, beraber olmaktan, Müslümanlar olarak tüm ayrılıklarımızı rafa kaldırıp ortak tehditler karşısında birlik olmaktan başka hiçbir kurtuluş yolumuz yoktur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından İSEDAK Başkanı olarak konuşmacılara söz hakkı verdi.
Programda ayrıca, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı zulmü ve işgali anlatan görüntü izlendi, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi İmamı Bünyamin Topçuoğlu tarafından Kur’an-ı Kerim okundu.
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan program öncesinde ise Kudüs Sergisi’ni ziyaret ederek İSEDAK’a katılan heyet başkanlarıyla aile fotoğrafı da çektirdi.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Ekim ayında Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ekim ayı ihracatı rekorunu kırmış bulunuyoruz. İhracatımız, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artışla 23 milyar 600 milyon doları aşmış bulunmaktadır.” dedi.
Bakan Bolat, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ile Antalya’da düzenlediği basın toplantısında, ekim ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Ekim ayında Cumhuriyet Bayramı’nın iş günü olan hafta arasına, geçen sene ise hafta sonuna denk geldiğini anımsatan Bolat, bu negatif takvim etkisine rağmen ihracatta artış yaşandığına dikkati çekti.
“Ekim ayında Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ekim ayı ihracatı rekorunu kırmış bulunuyoruz. İhracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artışla 23 milyar 600 milyon doları aşmış bulunmaktadır.” diyen Bolat, şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz yıl ekim ayı ihracatı 22,8 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Yaklaşık 800 milyon doların üzerinde bir artışı ihracatçılarımız başardı. Ekim ayında altın ve enerji hariç ihracatımız, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,6 oranında artışla 22,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Böylece ekim ayında aylık bazda Cumhuriyet tarihimizin en yüksek altın ve enerji hariç ihracat rekoru kırılmıştır. Böylece son 15 ayın 10’unda ayın Cumhuriyet tarihi rekorlarını kırdık. 2024 yılının ilk 10 ayında mal ihracatımız 209,7 milyar dolardan 216,4 milyar dolara yükseldi. Böylece bu yılın 10 ayında 6,7 milyar dolar mal ihracatımızı artırdık.” Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “”Ekonomimizde de güven endekslerinin giderek yükseldiğini görmekteyiz. 2024 yılı mal ve hizmet ihracat rakamları ile alakalı olarak olumlu ve güzel tabloları paylaşmış olacağız.” dedi.
Bakan Bolat, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ile Antalya’da düzenlediği basın toplantısında, ekim ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Konuşmasına TUSAŞ’taki terör saldırısını lanetleyerek başlayan Bolat, saldırıda hayatını kaybeden şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
TUSAŞ’ın savunma sanayisinde çok önemli başarılar elde ettiğine işaret eden Bolat, savunma ve havacılık sanayisinin 90 bini aşan istihdamı ve 12 milyar dolarlık yıllık üretimi,185 farklı ülkeye 5,5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren büyüklüğü ile Türkiye için çok önemli itibar ve saygınlık kazandırdığını söyledi.
Bolat, bu yıl da savunma sanayisinde en az 6,5 milyar dolarlık ihracat beklediklerini dile getirerek, 2002’de yüzde 20 düzeyinde olan yerlilik, kendine yeterlilik oranının, 2023’te yüzde 80’in üzerine çıktığını aktardı.
Dış ticaret açığındaki düşüşün, makroekonomik istikrara ve ekonomik büyümeye pozitif katkı verdiğinin altını çizen Bolat, şunları kaydetti:
“Bu yılın ilk 8-9 ayında olduğu gibi, ekim ayında da dış ticaretimizdeki dengelenmenin devam ettiğini görmek bizleri memnun ediyor. Bu başarı, küresel ekonomi ve Avrupa Birliği’ndeki büyük durgunluğa rağmen başarılmıştır. Önümüzdeki süreçte Avrupa ve ABD’deki faiz indirimleri ile beraber ülkemiz ihraç ürünlerine olan talebin daha da artacağına inanıyoruz. Eylül-ekim ayında ihracatta başlayan yükseliş ivmesinin kasım-aralık aylarında da devam edeceğini ümit ediyoruz. 2024 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 2,5’lik büyümenin 1,3 yüzde puanı net mal ve hizmet ihracatından gelmiştir. Ekonomimizde güven endekslerinin giderek yükseldiğini görmekteyiz.”
“İthalatta azalma trendi devam ediyor”
Ekim ayında eylül ayında olduğu gibi altın ve enerji ihracatındaki aşağı yönlü seyrin devam ettiğini belirten Bolat, kasımdan sonra buradaki seyrin yeniden bu rakamların yukarı yönlü olmasını beklediklerini anlattı.
Bakan Bolat, ithalatta azalma trendinin devam ettiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Ekim ayı ithalatı yüzde 0,1 azalışla 29 milyar 364 milyon dolar olarak gerçekleşti, 43 milyon dolarlık bir gerileme var ama ihracatımız 800 milyon dolar artınca aylık dış ticaret açığımızdaki azalma devam ediyor. 2024 Ekim ayında, dış ticaret açığımız ise yıllık bazda yüzde 13 azalış ile 5,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2023 Ekim ayında 6,6 milyar dolarlık dış ticaret açığı kaydedilmişti. Son 15 ayın 12’sinde dış ticaret açığımızın azaldığını görüyoruz. 2024 Ekim’de, ihracatın ithalatı karşılama oranında 3 puanlık bir artışla yüzde 80,4’e yükselmiş bulunuyoruz. 10 aylık ithalatımız yüzde 7,2’lik azalışla 282 milyar dolara geriledi.”
Bolat sözlerine şöyle devam etti:
“İlk 10 ayda mal ithalatında yaklaşık 22 milyar dolar tasarruf sağlamış bulunuyoruz. Dış ticaret açığı, 2024 yılı ilk 10 ayında yüzde 30,4 azalışla 65,6 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. 2023 yılının ilk 10 ayında dış ticaret açığı 94,3 milyar dolar idi. Hedefimiz bu açığı 80 milyar dolatın altında tutabilmek. İhracatın ithalatı karşılama oranı 8 puana yakın artışla yüzde 69’dan yüzde 76,7’ye yükseldi. 2024 yılının ekim ayında yıllıklandırılmış ihracatımız yüzde 3,1 artış ile 262,3 milyar dolar olmuştur. Bu da Cumhuriyet tarihinin rekor rakamı konumundadır.”
“Yıllıklandırılmış ithalatı 340 milyar dolara düşürdük”
Bakan Bolat, yıllıklandırılmış ithalatta geçen yıl ekimde 367,2 milyar dolarlık ithalat bulunduğunu anımsatarak, şu an 340 milyar dolara düştüğünü söyledi.
Ekim ayı itibarıyla son 12 ayda yıllıklandırılmış dış ticaret açığının, geçen yılın aynı ayına göre 35,1 milyar dolar azalarak 77,7 milyar dolar olduğunu bildiren Bakan Bolat, 2024 yılının ekim ayında yıllıklandırılmış ihracatın ithalatı karşılama oranının ise yüzde 77,2 olduğunu dile getirdi.
Bolat, “Bu rakamlar döviz ihtiyacımızın azaldığı anlamına geliyor, döviz sorunun şu an için ortadan kalktığını gösteriyor. Merkez Bankamızın brüt ve net rezervlerinin hızla arttığını biliyoruz. Dün gece Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunu yükseltti, son 1 yıl içinde yaklaşık bütün kredi derecelendirme kuruluşlarından 2’şer defa not artışı sağlanmış oldu. İnşallah 2 ay sonra buluştuğumuzda, 2024 yılı mal ve hizmet ihracat rakamları ile alakalı olarak olumlu ve güzel tabloları paylaşmış olacağız.” ifadelerini kullandı.
“Ekim ayı itibarıyla hizmetler ihracatımızın son 12 ayının 112,5 milyar dolara çıkacağını tahmin ediyoruz”
Hizmetler ticaretinin de parlayan bir sektör olduğuna dikkati çeken Bolat, geçen yılın 106 milyar hizmet ihracatı ile kapandığını anımsattı.
Bolat, “Bu yıl için 110 milyar dolarlık bir hizmet ihracatı hedefi belirlemiştik, bu rakamın ekim ayı ödemeler dengesi tablosu açıklandığında 97 milyar dolar ilk 10 ayda hizmet ihracatı bekliyoruz. Geçen yıl 56 milyar dolar fazla veren hizmetler dış ticaretinde ekim ayı itibarıyla hizmetler ihracatımızın son 12 ayının 112,5 milyar dolara çıkacağını tahmin ediyoruz. Orada da hedefimizi aşacağız.” diye konuştu.
Dış ticarette cari işlemler açığının azaldığını hatırlatan Bolat, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bununla sevinmek yerine, ‘Tüketim malları ithalatı artıyor.’ deniyor. Bakıyoruz orada, altın ihracatı yapmak isteyenlerin, bir kısım mücevher şeklinde yarı mamul getirme yoluyla bir rakamda artış olduğunu görüyoruz. Bunu tüketim malları ithalatı artıyor şeklinde söyleyerek hepimizin başarısını gölgelemeye çalışmak beyhude. Bunun yanında ‘ekonomi yavaşladı da bunlar oldu’ deniyor ama ekonomi yavaşladı ama bir dengeleme, ayarlama süreci yaşanıyor. Dış ticaret açığı azaldı mı, döviz dengelendi, kur patlaması yok, Merkez Bankasının kasası dolu. Bunlarla sevinmek varken hep olumsuzluk arayanlara bunları söylüyorum.”
“Mesela cari işlemler açığı sorun olmaktan çıktı. 2024 yılı ocak-ağustos döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 75,2 azalışla 9,7 milyar dolar olarak kaydedildi.” yorumunu yapan Bolat, ” Yıllıklandırılmış bazda cari işlemler açığındaki iyileşmenin 2024 genelinde devam etmesini bekliyoruz. 2024 yılı ekim ayında yıllıklandırılmış cari işlemler açığının 9-10 milyar dolar aralığına kadar gerilemesini tahmin ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, AB’ye ocak-ekim döneminde 90,2 milyar ihracat yapıldığına dikkati çekerek, “Balkan ülkelerine 22 milyar dolar ihracatımız var. Bu yıl Bulgaristan’a ihracatımızda önemli bir artış var. Ocak- Ekim döneminde en fazla ihracat yaptığımız ilk beş ülke ise sırasıyla Almanya, ABD, Birleşik Krallık, Irak ve İtalya olmuştur. İngiltere’ye ihracatımıza 2,3 milyar dolar artış var, Suudi Arabistan’a ihracatımız hızla artıyor.” değerlendirmesini yaptı.
Bolat sözlerini şöyle tamamladı:
“Azalışlarda birinci sırada İsrail var. İlk dört ayın verileri ile yüzde 67 azalış gözüküyor ama 2 Mayıs’tan bu yana İsrail’le bir dolarlık ticaret yapılmadı. Ama Filistin tarafı ile Filistin devletine yönelik olarak, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının resmi olarak talep ettiği ürünlerde, ihracat iznini, varış yeri Filistin, alıcısı Filistinliler olmak kaydıyla, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının kontrolünde veriyoruz. Filistin’de yaşayan 6 milyon insanın, 7 Ekim’den önce ithalatının yüzde 25’ini Türkiye’den yaptığını düşündüğümüzde Filistin devletinin ekonomik, ticari taleplerine sessiz kalmıyoruz. Filistin’e dünyada en fazla yardım eden ve tutunmasını sağlayan ülke Türkiye olmuştur.”
Bakan Bolat, verilerin açıklanmasının ardından basına kapalı gerçekleşen TİM Çalıştayı’na katıldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.