Cumhurbaşkanı Erdoğan, HAK-İŞ Konfederasyonu 15. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “En düşük memur maaşını, en düşük kamu işçisi maaşından aşağı kalmayacak şekilde düzenleyeceğiz. Kamu işçilerinde olduğu gibi, en düşük maaşı yine 15 bin liraya çıkartarak, üzerine de enflasyon ve refah payı olarak benzer bir artış yapacağız. Böylece en düşük memur maaşı da 22 bin lirayı bulacak. Memur maaşlarındaki bu artışlar, otomatik olarak emekliliklerine de yansıyacak” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) 15. Olağan Genel Kurulu’na katılarak bir konuşma yaptı.
Buradaki konuşmasına kendisini dinleyenleri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, HAK-İŞ’in 15. Olağan Genel Kurulu’nun hayırlı olmasını diledi.
Yaklaşık 47 yıldır azimle sürdürdüğü emek, demokrasi, özgürlük, adalet mücadelesi için HAK-İŞ’e teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kuruluşundan bugüne kadar HAK-İŞ çatısı altında ter döken, mücadele veren, çalışmalarında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. HAK-İŞ’te çalışmış ancak şimdi aramızda bulunmayan, ebediyete irtihal etmiş kardeşlerimizi rahmetle yâd ediyorum. Türkiye’nin bugünlere ulaşmasında emek mücadelemizin öncüleri olarak gördüğümüz o kardeşlerimizin çok önemli payı var” ifadelerini kullandı.
“KENDİMİZİ, ÜLKEMİZDEKİ 16 MİLYONLUK BÜYÜK EMEKÇİ AİLESİNİN BİR FERDİ OLARAK GÖRÜYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece işçilerin çalışma hayatıyla ilgili kazanımlarında değil, Türkiye ekonomisinin büyümesinde ve gelişmesinde de HAK-İŞ’in katkılarının olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: “Son 21 yılda Türkiye millî gelirini 236 milyar dolardan 1 trilyon dolar sınırına getirdiyse, her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyüme kaydettiyse, satın alma gücüne göre dünyanın en büyük 11. ekonomisi olduysa, iş gücü sayısındaki artışa rağmen istihdamını 32 milyona yaklaştırdıysa, ihracatını 36 milyar dolardan 255 milyar dolara çıkardıysa, hâsılı sanayiden turizme, savunmadan üretime kadar her alanda yüzyılın başarılarına imza attıysa bunun gizli kahramanları işçi ve emekçi kardeşlerimizdir. Türkiye bugünlere sadece şehitlerimizin kanlarıyla değil, işçilerimizin aziz ve mübarek alın terleriyle de gelmiştir. Rabb’im hepinizden razı olsun. Ülkem ve milletim adına her birinize, HAK-İŞ nezdinde tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. HAK-İŞ temsil ettiği kitle itibarıyla bizim de sendikamızdır. Kendimizi, ülkemizdeki 16 milyonluk büyük emekçi ailesinin bir ferdi olarak görüyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ailesinin rızkını kaptanlık yaparak temin etmiş bir babanın evladıyım. Gençlik yıllarında İETT’de işçi olarak çalışmış bir kardeşinizim. Daha sonra ticarete atılmış, esnaflık yapmış, rızkını ticarette aramış biriyim. Şafakla beraber uyanmanın, kışın soğuğunda otobüs beklemenin, kalabalıklar arasında işe gitmenin, gazete kâğıtları üzerine serilmiş bir sofrada yemek yemenin ne demek olduğunu çok iyi bilirim. Alın teriyle kazanılan paranın ne kadar kıymetli, ne kadar bereketli olduğunu hamdolsun çok iyi bilirim” diye ekledi.
“NEREDEN GELDİĞİMİZİ AKLIMIZDAN ÇIKARMADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, işçilerin evlerine ekmek götürmek için zorluklara nasıl göğüs gerdiklerini çok iyi bildiğini belirterek, aileden, çevreden öğrendikleri, daha sonra kişisel hayatta bizzat yaşayarak tecrübe ettikleri bu değerlerin kendilerine hep rehberlik ettiğini söyledi.
“Nereden geldiğimizi aklımızdan çıkarmadık. Mazisini inkâr edenlerden, köklerine sırtını dönenlerden olmadık. Ülkemize ve milletimize siyaset yoluyla hizmet mücadelemizi işte bu birikimin, bu hafızanın kılavuzluğunda yürüttük” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığımızdan itibaren daima sizlerin hakkını vermeye çalıştık. Bizden önce işçilerimizin en önemli meselesi 1 Mayıs’tı. Hemen her 1 Mayıs’ta olaylar olur, kimi zaman kan dökülürdü. Marjinal örgütler ve illegal yapılarda bu durumu istismar ederdi. Buna 2008 yılında son vererek, 1 Mayıs’ı önce Emekle ve Dayanışma Günü, ardından da resmî tatil ilan ettik. Bunu, biz yaptık. Ayrıca örgütlenme, sendikal haklar, işçi sağlığı ve güvenliği noktasında da çok önemli adımlar attık. Çıkardığımız İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu bu alanda yapılan tarihî bir reform mahiyetindedir. Sosyal güvenlik kurumlarını tek çatı altında toplayarak, özellikle sağlık alanında herkesin aynı kalitede hizmet alabilmesini temin ettik. Darbe döneminin mirası olan kılık kıyafet yönetmenliğini değiştirerek, ayrımcı ve baskıcı uygulamalara biz son verdik.”
“ÇALIŞANLARIMIZI ENFLASYONA EZDİRMEDİK”
Ücretler konusunun en hassas oldukları alanların başında geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, göreve geldiğimizde asgari ücret neydi? 184 liraydı, dolar olarak söyleyecek olursak 126 dolara tekabül ediyordu. Bugün asgari ücret ne oldu? 8 bin 500 lira oldu. Dolar bazında bakarsak, yaklaşık 440 dolar” diye konuştu.
Bunun başka örneğinin ise muhalefetin sürekli ağzına doladığı akaryakıt fiyatları olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “2002’de benzinin litre fiyatı 1,5 liraydı, asgari ücretle 110 litre benzin alınabiliyordu. Aradan geçen yıllarda petrolün varil fiyatı 25 dolardan 77 dolara çıkmasına rağmen, bugün asgari ücretle 410 litre benzin alınmaktadır. Benzer örnekleri birçok başlığa teşmil etmek mümkündür. Hükûmetlerimiz döneminde asgari ücret ve diğer ücretlerdeki artış sadece rakamsal değil, reel olarak da alım gücü kat ve kat yükselmiştir. Sadece asgari ücret örneği bile, iktidarımızın işçisine, memuruna, emeklisine verdiği önemi göstermektedir. Yola çıkarken çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz demiştik. Hamdolsun, son 21 yılda bu sözümüze hep sadık kaldık. Küresel ekonomik görünüm veya Türkiye’nin mali şartları ne olursa olsun çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik. Emeklisinden memuruna, engellisinden şehit yakını ve gazilerimize kadar toplumumuzun tüm kesimlerinin yanında olduk. Ekonomimiz büyüdükçe ortaya çıkan katma değerden milletimizin tamamının hak ettiği payı almasını sağladık. Hatta ülkemizin yaşadığı ciddi sıkıntılara, tabii afetlere, küresel ekonomik krizlere, bölgemizdeki çatışmalara rağmen bu hassasiyetimizi koruduk.”
“ÇARKLARIN KESİNTİSİZ DÖNMESİNİ SAĞLADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kovid-19 salgını döneminde önceliği insanların sağlıyla, işini de korumasına verdiklerini hatırlatarak, “Muhalefetin tüm baskılarına rağmen ekonomide ülkemize kontak kapattırmak isteyenlere fırsat vermedik. Aynı tavrı, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın tetiklediği küresel ekonomik krizde de gösterdik. Geniş bir yelpazede verdiğimiz destek ve teşviklerle, çarkların kesintisiz dönmesini sağladık” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyümeyi asla ihmal etmediklerini söyledi.
Düşük faiz politikasıyla üretim ve yatırımı teşvik ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya yüksek faiz peşinde koşarken kendilerinin faizi sürekli düşürmenin gayreti içinde olduklarını ve faiz oranını 8,5’a kadar düşürdüklerini belirtti.
“BUGÜN GERİYE DOĞRU BAKTIĞIMIZDA NE KADAR İSABETLİ BİR KARAR ALDIĞIMIZI DAHA İYİ ANLIYORUZ”
“Yatırım yapması gerekenler gelsin” diye faizi düşürdüklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yatırım olursa istihdam olacak, istihdam olursa işsizlik yavaş yavaş azalacaktır. Bütün bunun olumlu neticelerini ihracat ve istihdam başta olmak üzere pek çok alanda gördük. Şayet dünyada çarkların durduğu, tedarik zincirlerinin kırıldığı o kritik günlerde muhalefetin baskısına boyun eğseydik şimdi çok kötü bir yerde olurduk. Bugün geriye doğru baktığımızda ne kadar isabetli bir karar aldığımızı daha iyi anlıyoruz. Özellikle ABD’de son günlerde ardı ardına yaşanan banka iflasları yüksek faiz politikasının risklerini ortaya koyuyor. Amerika’nın hâli ortada. Hamdolsun biz böyle bir tabloyla karşılaşmadık. Bunu da muhalefetin baskılarına, mandacı ekonomistlerin tavsiye görünümlü sinsi yönlendirmelerine rağmen başardık. Rusya-Ukrayna savaşındaki dengeli tavrımızla Türkiye’yi, sonu felaketle bitecek bir girdabın içine girmekten koruduk. Ülkemizin kendi çıkarlarını ve insan hayatını önceleyen politikalarından 85 milyonla birlikte işçi, emekçi kardeşlerimiz de istifade etmiştir.”
KAHRAMANMARAŞ MERKEZLİ DEPREMLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükûmetlerinin “asrın felaketi” olarak nitelenen 6 Şubat depremlerinden sonra da vatandaşının hakkını, hukukunu korumayı sürdürdüğünü dile getirdi.
Hesaplamalara göre depremin ülke ekonomisine maliyetinin 100 milyar doları aştığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Normalde ne kadar gelişmiş olursa olsun dünyadaki hiçbir ülke böylesine büyük bir felaketin altından kalkamaz ama biz depremin 90 gününde enkazları tamamen kaldırdık, 837 bin çadır ve 100 bin konteynerin kurulumunu yaptık. Ayrıca 142 bin konut ve köy evinin inşa sürecini başlatırken 59 binin bilfiil temelini attık. Deprem bölgesinde tüm çalışmaları yürütürken emeklilikte yaşı bekleyen 2 milyon 250 bin kardeşimizin talebini karşıladık. En düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya, bayram ikramiyelerini de 2 bin liraya yükselttik. Bu rakamın üzerinde ücret alan emeklilerimizin durumlarını da iyileştirecek bir çalışma yapıyoruz. Yeni Meclis’in açılmasıyla 7 bin 500 liranın üzerinde emekli maaşı alan vatandaşlarımızı da inşallah sevindireceğiz. Ayrıca Karadeniz gazımızı ülkemize getirerek bu ayı tamamen ücretsiz, bir yıl da 25 metreküpü ücretsiz olmak üzere insanımıza müjdeyi verdik. Yine bu dönemde Togg’un yollara çıkmasından, Anadolu gemimize, Akkuyu Nükleer Santrali’mize yakıt çubuklarının gelmesinden, milli muharip uçağımız Kaan’ın hangardan çıkmasına kadar birçok stratejik adım attık. Bu listeye Zigana Tüneli’nin açılması, Gabar’da günlük 100 bin varil üretim kapasiteli petrol keşfi dahil daha pek çok müjdeyi ilave edebiliriz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem depremin yaralarını sardıklarını hem de ülkeyi hedeflerine doğru adım adım yaklaştırdıklarını ifade etti.
Çalışanlara verdikleri en son müjdenin önceki gün imzalanan Kamu Toplu İş Sözleşmesi olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan protokolle yaklaşık 700 bin kişinin hem en düşük ücretini yükselttiklerini hem de üzerine refah payı dahil yüzde 45 artış yaptıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece en düşük kamu işçisi ücretini yaklaşık 12 bin liradan 21 bin liranın üzerine çıkardıklarını belirterek, toplu sözleşmenin kamu işçileri ve kurumlara hayırlı olmasını diledi.
“BİZ HİÇBİR ÇALIŞANIMIZIN HAKKINI YEMEYİZ, YENİLMESİNE DE İZİN VERMEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önlerinde memurların maaş düzenlemesi olduğunu, yasaya göre memurların maaş artış oranlarının ocak ve temmuz ayında belirlendiğini söyledi.
Memura verilen maaş zamlarında enflasyon farkına ilave olarak refah payı artışını getirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce böyle bir uygulamanın bulunmadığını kaydetti.
Sene başında kamu görevlilerinin maaşlarına yüzde 13,5 oranında refah payı ilave ederek toplamda yüzde 30 oranında zam yapıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de 392 lira olan en düşük memur maaşının reel olarak yüzde 136 artışta yaklaşık 12 bin liraya çıkarıldığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temmuzda bir adım daha atacaklarını bildirerek, “En düşük memur maaşını, en düşük kamu işçisi maaşından aşağı kalmayacak şekilde düzenleyeceğiz. Kamu işçilerinde olduğu gibi en düşük maaşı yine 15 bin liraya çıkararak üzerine de enflasyon ve refah payı olarak benzer bir artış yapacağız. Böylece en düşük memur maaşı da 22 bin lirayı bulacak. Memur maaşlarındaki bu artışlar otomatik olarak emekliliklerine de yansıyacak. Bakanımıza, yasal tarih olan temmuz ayına kadar bu çalışmanın tamamlanması için gereken talimatları verdim” şeklinde konuştu.
Ücrette adaleti ve çalışma barışını korumakta kararlı olduklarını, kanuni düzenleme gerektirdiği için yeni yasama döneminde atacakları adımlardan birinin de birinci dereceye geldiği hâlde 3600 ek gösterge alamayan memurlara yönelik olacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birinci dereceye inen ve şartları tutan tüm memurlarımızın 3600 ek gösterge hakkından yararlanabilmesini sağlayacağız. Memurlarımız gönüllerini ferah tutsunlar, müsterih olsunlar. Bize güvenmeye, hükûmetlerine inanmaya devam etsinler. Biz hiçbir çalışanımızın hakkını yemeyiz, yenilmesine de izin vermeyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişinde SSK’yi batırmaktan el kadar torununu sigortalı yapmaya kadar pek çok skandalı olan birinin hezeyanlarına kimsenin kulak asmamasını isteyerek, şunları kaydetti: “Biliyorsunuz bunlar geçen seçimde çiftçiye bedava traktör dağıtma sözü vermekten, ulaşımı, sütü, suyu kısaca hayatı ücretsiz yapmaya kadar her şeyi söylediler. Çiftçiye traktörler verildi mi? Biz veririz ama onlar veremez. Hatta kazandıkları belediyelerde kimsenin ekmeğiyle oynamamak için bay bay Kemal şeref, namus sözü verdi. Ama bunların hiçbirini tutmadılar. Milletin hayrına doğru düzgün bir iş yapmadıkları hâlde belediyeleri borç batağına sürüklediler. Namusları üzerine verdikleri sözlerin hepsini çiğnedikleri yetmiyor gibi bunlar kendilerine hatırlatılınca da pişkince sırıtmaya devam ettiler. Milletimizin bu ikiyüzlülüğü görmediğini zannediyorlar. İsterseniz bunlara Ziya Paşa’nın o meşhur terkibiyle cevap verelim. ‘En ummadığın keşfeder esrar-ı derunun. Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?’ Milletimiz sandık önüne geldiğinde bunların hepsinin hesabını soracaktır. Sadece şu iki aylık seçim döneminde yaşanan rezillikler bile bunların yüzünü görmek için kâfidir. Her mücadelesinde yanında olduğum, her mücadelemizde de yanımızda bulduğumuz HAK-İŞ ailesinin ülkemizin en kritik seçimlerinden olan 14 Mayıs’ta da gerekeni yapacağına yürekten inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, HAK-İŞ’in 15. Olağan Genel Kurulu’nun hayırlı olmasını diledi. HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Kanuni Sultan Süleyman’ın kılıcından esinlenilerek yapılmış Cam Kılıç hediye etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Senegal Cumhurbaşkanı Bassirou Diomaye Diakhar Faye’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde törenle karşıladı.
Senegal Cumhurbaşkanı Faye, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Senegal Cumhurbaşkanı Faye, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Senegal bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren iki lider, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, T625 GÖKBEY Helikopter Teslimat Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Savunma sanayimiz, 3 bin 500’ü aşkın firması ve 90 bini aşkın çalışanıyla Türkiye ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörler arasında yer alıyor. İnsansız hava aracı pazarında, dünyanın açık ara en büyük üreticisiyiz. 2018’den bu yana dünya genelindeki silahlı İHA satışlarının yüzde 65’ini TUSAŞ’ın da aralarında olduğu Türk şirketleri gerçekleştirdi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi (TUSAŞ) tesislerinde T625 G-GÖKBEY Helikopter Teslimat Töreni’ne katıldı.
Jandarma Genel Komutanlığının ihtiyacını karşılamak üzere geliştirilen GÖKBEY’in teslimatı için TUSAŞ’ta olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in 101. yıl dönümünde, bu anlamlı törende bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
Vatandaşların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Ekim’de TUSAŞ’a yönelik düzenlenen hain terör saldırısında şehit olan beş kişiye Allah’tan rahmet diledi.
İsimleri tarihe ve milletin kalbine tek tek nakşedilen mühendis Zahide Güçlü Ekici, teknisyen Cengiz Coşkun ve Hasan Hüseyin Canbaz’ı, güvenlik görevlisi Atakan Şahin Erdoğan ve taksi şoförü Murat Arslan’ı şükranla yad eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im şehitlerimizin ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum” dedi.
“TUSAŞ ÇALIŞANLARIMIZIN DİK VE DİRAYETLİ DURUŞU HER TÜRLÜ TAKDİRİN ÜZERİNDEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör eyleminde yaralanan 22 kişinin çoğunun taburcu edildiğini belirterek, tedavileri süren 3 kişiye Allah’tan acil şifalar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz, ilahi mesajda buyrulduğu üzere, şehitlerin ölüler olmadığına, onların diri olduğuna tüm kalbimizle inanıyoruz. Aziz şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine, onların fedakarlıklarıyla, onların hatıralarıyla vatanımızda huzur ve güven içinde yaşıyoruz. Burada şunu büyük bir iftiharla söylemek isterim, şehitlerimizin yakınlarının vakar, sabır ve metanetini gördükçe, nasıl asil bir milletin ferdi olduğumuzu çok daha iyi anlıyoruz. Aynı şekilde TUSAŞ çalışanlarımızın, yaşadıkları terör saldırısına rağmen dik ve dirayetli duruşu, her türlü takdirin üzerindedir. ‘Hainlere inat, daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz’ diyerek bu milletin yiğitliğini, cesaretini ve korkusuzluğunu tüm dünyaya bir daha gösteren TUSAŞ’ın siz kahramanlarına, Türkiye Cumhurbaşkanı olarak, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.”
“TERÖRİSTLERE NEFES ALDIRMIYORUZ”
TUSAŞ’taki herkesin, şehitlerden devraldığı emaneti layıkıyla taşıdıktan sonra gelecek nesillere çok daha güçlü bir şekilde devredeceğinden şüphe duymadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şunun da bilinmesinde fayda görüyorum, bu tür hain saldırılar, bizim terörle mücadeledeki azim ve kararlılığımızı asla kıramaz, geriletemez, bizi yolumuzdan geri çeviremez. Ülkemize yönelik terör tehdidini kaynağında bertaraf etme noktasında asla rehavet içine girmeyiz. İster sınırlarımız dahilinde ister sınırlarımız ötesinde olsun, nerede ülkemize yönelik bir tehdit unsuru tespit edersek, onu ortadan kaldırmaktan bizi kimse alıkoyamaz. Bunun için uhdemizde bulunan tüm imkânlardan, tüm araçlardan, terörü sona erdirecek her türlü vasıtayı devreye almaktan da çekinmeyiz.”
Son yıllarda yeni terörle mücadele konsepti sayesinde bölücü terör örgütüne çok ağır darbeler indirildiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sınırlarımız ötesinde yuvalanan teröristlere nefes aldırmıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pençe-Kilit Harekatı’yla Irak sınırının güvenliğini tahkim ettiklerini belirterek, Suriye’ye gerçekleştirilen operasyonlarla da güneydeki terör yapılanmasını sınır şehirlerinden uzaklaştırdıklarını söyledi.
“DEVLETİMİZ, KATİL SÜRÜLERİNDEN DE BUNLARIN TASMASINI ELİNDE TUTAN AĞABABALARINDAN DA DAHA GÜÇLÜDÜR”
“Terörün olmadığı bir ülke ve bölge hedefimize ulaşana kadar, inşallah, bu mücadeleyi sabırla devam ettireceğiz. Elbette bunu yaparken, terör baronlarının ve onları taşeron olarak kullanan patronlarının oyununa gelmeyeceğiz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “40 yıllık tecrübemiz bize terörün asıl gayesinin milletimizin ezeli ve ebedi kardeşliğini dinamitlemek olduğunu öğretmiştir. Bunun önüne ancak, iç cephemizin mukavemetini artırarak geçebiliriz. 85 milyon birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde asırlardır olduğu gibi inşallah daha nice yüzyıllar boyunca bu topraklarda yan yana barış ve huzur içinde yaşayacağız. TUSAŞ çalışanlarımızın bir konuda gönüllerini ferah tutmalarını istiyorum, bu tür kalleş ve hain eylemler, bölücü örgütün son çırpınışlarıdır. Ne bölgemizin ne de ülkemizin geleceğinde teröre, şiddete asla yer yoktur ve olmayacaktır. Devletimiz, katil sürülerinden de bunların tasmasını elinde tutan ağababalarından da daha güçlüdür, hepsinin hakkından gelecek, hepsini tepeleyecek kudret ve kuvvete Allah’ın izniyle ziyadesiyle sahiptir. Suriye ve Irak’taki terör yuvalarını bölücü alçakların başlarına geçirerek, şehitlerimizin kanını yerde koymadık.”
“KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI’NDA DIŞA BAĞIMLI OLMANIN SAKINCALARINI, HEM DE ACI BİR ŞEKİLDE TECRÜBE ETTİK”
TUSAŞ’ın, Türk savunma sanayinin nasıl badireler atlattığının, hangi zorluklarla, hangi engellerle karşılaştığının en canlı şahitlerinden biri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Gazi Mustafa Kemal’in başlattığı sanayi hamlesinde savunma sanayisinin de bulunduğunu hatırlattı.
Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre, Nuri Demirağ ve Nuri Killigil gibi müteşebbislerin gayretlerinin bugün bile hayranlıkla hatırlandığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ancak bu vizyoner çabaların, içeriden ve dışarıdan birileri tarafından nasıl akamete uğratıldığını da hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye, çok erken başladığı, ilk etapta çok önemli mesafe de aldığı bu yarıştan maalesef kopartılmıştır. Savunma sanayi alanında ülkemiz neredeyse tamamen dışa bağımlı hâle gelmiştir. Kıbrıs Barış Harekâtı’nda dışa bağımlı olmanın sakıncalarını, hem de acı bir şekilde tecrübe ettik. Önce tehditle başlayan ardından ambargoyla devam eden süreç, ülkemiz için kendine yeten bir savunma sanayinin önemini göstermişti. Halkımızın desteğiyle kurulan silahlı kuvvetlerimizi güçlendirme vakıfları eliyle hayata geçen Aselsan, TUSAŞ, Havelsan, sonrasında Roketsan gibi kurumlar bu sürecin ürünleridir. Merhum Erbakan Hocamızın bu kurumların ülkemize kazandırılmasında gerçekten emsalsiz katkıları olmuştur. 1985’te rahmetli Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı kuruldu. 2004’teki Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısı, millî savunma sanayimiz açısından bir dönüm noktası teşkil etti.”
“SAVUNMA SANAYİ YERLİLİK ORANI YÜZDE 80’LERİ GEÇTİ” Bundan sonra dışarıdan hazır alımlar yerine ülkenin ihtiyacı olan ürünleri yerli ve millî imkânlarla geliştirmeye, yerelden temin etmeye ağırlık verdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun müspet sonuçlarını da gördük ve görüyoruz. Uyguladığımız politikalarla yüzde 20’lerde olan savunma sanayi yerlilik oranı, bugün yüzde 80’leri aştı. Bini aşkın yerli savunma sanayi projesi ve 100 milyar dolarlık proje portföyü ile bu alanda kendi kendine yeten bir ülke konumuna geldik” dedi.
Savunma sanayinin 3 bin 500’ü aşkın firma ve 90 bini aşkın çalışanıyla Türkiye ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörler arasında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsansız Hava Aracı pazarında dünyanın açık ara en büyük üreticisiyiz. 2018’den bu yana dünya genelindeki silahlı İHA satışlarının yüzde 65’ini TUSAŞ’ın aralarında olduğu Türk şirketleri gerçekleştirdi. Bakınız, daha önce bize silah verenler, attığımız kurşunların çetelesini tutar, kimi zaman da bunun hesabını sorardı. Toplu iğne yapamıyorduk. Nerelerden nerelere?” ifadelerini kullandı.
Teröre karşı yürütülen mücadelede sürekli engellerle karşılaşıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun artık kendi geliştirdiğimiz silahları kullanarak tüm bu sorunları aştık, aşıyoruz. Artık İHA’mız var mı? Var. SİHA’mız var mı? Var. AKINCI’mız var mı? Var. KIZILELMA’mız var mı? Var oğlu var” dedi.
“ÇELİK KUBBE’Yİ YAPACAĞIZ”
Türkiye’nin millî güvenliğine dair konularda adım atarken artık kimsenin icazetini aramadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tabii bununla yetinmeyeceğiz. Önümüzdeki dönemde İHA ve SİHA’ların yanı sıra, insansız ve otonom deniz araçlarından denizaltı platformlarına ve uçak gemilerine kadar çeşitli muharip deniz platformlarının geliştirilmesine ağırlık vereceğiz. Katmanlı hava savunma sistemlerimizin güvenliğimiz açısından ne kadar hayati önemde olduğu bugün çok daha iyi anlaşılıyor. Terörist sızmaların engellenmesinden hasım unsurlardan gelebilecek taarruzların önlenmesine birçok asimetrik tehdidin bertaraf edilmesinde katmanlı hava savunma sistemlerimizin güçlendirilmesine ihtiyacımız var. Sistemler Sistemi, adamın nesi var? ‘Kubbe’ de ‘Kubbe’ diyor. Onların Demir Kubbe’si varsa biz de dedik ‘Bizim Çelik Kubbe’miz olacak.’ Çelik Kubbe’yi yapacak mıyız? Yapacağız. Onlara bakarak, ‘Bizde neden yok?’ demeyeceğiz. Bu süreçte uzun menzilli füze kabiliyetlerimizi de arttıracağız. Dosta güven aşılayan, düşmanlara korku salan bir caydırıcılığa ulaşıncaya kadar hiçbir alanı ihmal etmeden hep birlikte çalışacağız.”
Türkiye’nin havacılık ve uzay sanayii çalışmalarındaki öncü kuruluşu olan TUSAŞ’ın son yıllarda geliştirdiği ürünlerle sadece güvenlik birimlerinin değil, dost ve kardeş ülkelerin de kapasitesini güçlendirdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TUSAŞ’ımızın göğsümüzü kabartan projelerinin sırrı, kurumlarımız arasında giderek artan yakın iş birliği ve koordinasyondur. Kurumlarımız arası eşgüdüm ve anlayış birliği güçlendikçe, işte bugün burada olduğu gibi oyun değiştiren projeler ortaya çıkıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2013 yılında tasarım, geliştirme ve test faaliyetleri başlayan GÖKBEY helikopteriyle ne kadar iftihar etseler az olacağını ifade ederek, şunları söyledi: “Tabii GÖKBEY’in hikayesini bizim için daha anlamlı ve özel kılan, Şehit Mühendis Zahide Güçlü Ekici’nin bu projede yer almasıdır. Merhume Zahide kardeşimiz, 2021 yılından itibaren Helikopter Alt Sistem Yerlileştirme ve Tedarik birimlerinde lider mühendis olarak çalışmıştır. Bugün, Jandarma Genel Komutanlığımıza teslim edeceğimiz GÖKBEY helikopterimizle inşallah Zahide kardeşimizle birlikte diğer şehitlerimizin de ruhlarını şad edeceğimize inanıyorum.”
“20 ADET GÖKBEY’İN TESLİMATI 2026 İÇİNDE TAMAMLANACAK”
GÖKBEY helikopterlerinin Jandarma Genel Komutanlığında personel taşıma, kargo, hava ambulans, arama-kurtarma ve eğitim faaliyetlerinde kullanılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “GÖKBEY helikopterimizin ilk teslimatını gerçekleştiriyoruz. Seri üretim sözleşmesi kapsamındaki 2 adet helikopterin teslimatları da yıl sonuna kadar yapılacak. Buna ilave olarak, Kara Kuvvetleri Komutanlığımıza 7, Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza 4, Jandarma Genel Komutanlığımıza 3, Emniyet Genel Müdürlüğümüze 3, Sahil Güvenlik Komutanlığımıza 3 olmak üzere toplamda 20 adet GÖKBEY helikopterinin teslimatı 2026 yılı içinde tamamlanacak. Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın ihtiyaçları için ilave 57 adet GÖKBEY helikopterinin seri üretimine yönelik planlamalar devam ediyor. Bununla birlikte, 2026 yılı başından sonra hâlihazırda Sağlık Bakanlığı için üretimi devam eden ambulans helikopterler de teslim edilecek. Önümüzdeki dönemde 100’den fazla GÖKBEY ihtiyacına yönelik tedarik planlaması sürüyor. Öte yandan, TEI firmamız tarafından geliştirilen TS1400 motoru ile GÖKBEY helikopterimizin ilk uçuşu 2023’te gerçekleştirildi. 2028 yılından itibaren GÖKBEY helikopterlerimizin teslimatlarını inşallah bu motorumuzla yapacağız.”
“EMPERYALİSTLERE İNAT DAHA FAZLA GELİŞTİRECEĞİZ”
“Savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hayalimizi gerçeğe dönüştürünceye kadar bize durmak, dinlenmek, nefeslenmek yok” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hainlere inat daha fazla çalışacağız. Alçaklara inat daha fazla üreteceğiz. Emperyalistlere inat daha fazla geliştireceğiz. İçerdeki ve dışardaki bedhahlara inat çok daha ileri konumlara geleceğiz. Türkiye Yüzyılı’nı inşa edene kadar azimle, sabırla ve kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Bu düşüncelerle teslimatı gerçekleşen ilk GÖKBEY helikopterimizin Jandarma Genel Komutanlığımız başta olmak üzere, ülkemize ve savunma sanayimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum.”
Proje kapsamında görev alan Savunma Sanayii Başkanlığı’nı ve TUSAŞ çalışanlarını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalleş terör eyleminde şehit olanlara Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehitler ile TUSAŞ’taki terör saldırısında şehit olanlar için saygı duruşunda bulunulan törende, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, dua edip Kuran’ı Kerim tilaveti gerçekleştirdi.
GÖKBEY’in anlatıldığı video gösteriminin yapıldığı törende, TUSAŞ’a yönelik terör saldırısında şehit olanların fotoğrafları ile “Daha çok çalışacağız, daha çok üreteceğiz” pankartı da yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, helikopteri yakından inceledi, helikopterin gövdesine imza attı ve TUSAŞ’a yönelik terör saldırısında hayatını kaybeden mühendis Zahide Güçlü Ekici’nin ismini yazdı.
Anı defterini de imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kokpite geçti ve yetkililerden helikoptere ilişkin bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra, Jandarma Genel Komutanlığı envanterine alınan GÖKBEY helikopterinin uğurlama törenine katıldı.
Törende, HÜRKUŞ, HÜRJET ve ANKA 3 de gösteri geçişi yaptı, ardından GÖKBEY helikopterleri havalandı. GÖKBEY’in jandarma pilotu, tören alanındakilere telsizden seslenerek, “GÖKBEY sadece bir helikopter olmanın ötesinde bir ulusun hayallerini gerçekleştirmek için attığı cesur bir adımdır. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz” ifadelerini kullandı. Geçiş sırasında GÖKBEY’lere ATAK helikopterleri eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 101. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde tebrikleri kabul etti.
Törende; TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti TBMM Grup Başkanı Abdullah Güler, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, Sayıştay Başkanı Metin Yener, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ve kuvvet komutanları, TBMM üyeleri, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Hakkı Susmaz, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Ankara Valisi Vasip Şahin, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, kamu kurumlarının yöneticileri, Ankara’da görevli büyükelçiler, yabancı misyon şefleri, uluslararası kuruluşların temsilcileri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bayram tebriklerini sundu.
Törende, başkentte görevli çeşitli rütbelerden askerî personel de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tebriklerini iletti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 101. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde Anıtkabir’de düzenlenen törene katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Aslanlı Yol’un başındaki yerini almasının ardından başlayan törende, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, yüksek yargı organlarının başkanları, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, kuvvet komutanları, siyasi partilerin temsilcileri ve diğer devlet erkânı da Aslanlı Yol’dan geçerek mozoleye çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Atatürk’ün mozolesine üzerinde ay yıldız bulunan çelengi bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
Daha sonra Misak-ı Millî Kulesi’ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, deftere yazdığı metni okudu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel deftere yazdığı metinde şu ifadelere yer verdi:
“Aziz Atatürk, bugün bizlere emanetiniz olan, milletimizin en büyük eseri aynı zamanda iftihar kaynağı olan Cumhuriyetimizin 101. yıl dönümüne ulaşmanın haklı sevincini yaşıyoruz.
Bu gurur günümüzde, ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında yaşayan tüm vatandaşlarımızın, kalbi bizimle çarpan tüm soydaşlarımızın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik ediyorum. Bu vesileyle Zat-ı Alinizi, silah arkadaşlarınızı ve aziz şehitlerimizi bir kez daha şükranla yâd ediyorum.
Bölgemizde sınırların bir asır evvel olduğu gibi yine kan ve gözyaşıyla çizilmek istendiği bir dönemde vatanımızın bekasını, milletimizin güvenliğini korumak için her türlü tedbiri alıyoruz.
Millî Mücadele’nin, Cumhuriyetin ilanıyla taçlanmasını sağlayan birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhu bu süreçte bizlere rehberlik etmekte, yolumuzu bir fener misali aydınlatmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti emin ve ehil kadroların riyasetinde maziden atiye uzanan muazzez yolculuğunu her zamankinden çok daha kararlı bir şekilde sürdürmektedir.
Cumhuriyetin kuruluşunun 101. yıl dönümü nedeniyle bir mesaj yayımlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anadolu topraklarında Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve nihayet Cumhuriyet’e uzanan devletlerimizin mirası olan bağımsız, güçlü, onurlu ve müreffeh Türkiye’yi ilelebet payidar kılmakta kararlıyız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyetin kuruluşunun 101. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında yaşayan vatandaşların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Ülkemizde ve dünyanın farklı coğrafyalarında bayram sevincimizi paylaşan dostlarımızın, misafirlerimizin tamamına ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Bugün, Cumhuriyetimizin yeni asrının ilk yıl dönümüne erişmenin mutluluğunu ve haklı gururunu yaşıyoruz. Cumhuriyetimizin 101. kuruluş yıl dönümü kutlu olsun. Binlerce yıllık devletler silsilemizin son ve ebedî halkası olan Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, devletimizin kurucu kadrolarını şükranla yâd ediyorum. Malazgirt’ten bugüne, istiklalimiz ve istikbalimiz için vatan topraklarını kanlarıyla sulayan şehitlerimize ve gazilerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Savunma sanayimizin lider kuruluşu TUSAŞ’a yönelik saldırıda verdiğimiz şehitlerimiz başta olmak üzere, istiklalimiz uğrunda bir gül bahçesine girer gibi toprağa düşen her bir kardeşimiz kalbimizde daima yaşayacaktır.
“BARIŞ, GÜVENLİK VE ADALETİN HÂKİM KILINMASI İÇİN MEDENİYET DEĞERLERİMİZE DAHA SIKI SARILACAĞIZ”
‘İnsan büyür beşikte, mezarda yatmak için ve kahramanlar can verir yurdu yaşatmak için’ diyen şairin işaret ettiği gibi, gönül coğrafyamızın geniş sınırlarında hüküm sürmüş devletlerimizin kurulmasında, yaşatılmasında, tarihe silinmez izler bırakmasında rol almış kahramanlarımızın her birini kemali edeple anıyorum.
Anadolu topraklarında Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve nihayet Cumhuriyet’e uzanan devletlerimizin mirası olan bağımsız, güçlü, onurlu, müreffeh Türkiye’yi ilelebet payidar kılmakta kararlıyız. Millet olarak Cumhurbaşkanlığı Forsumuzdaki 16 yıldızda manasını bulan 2 bin 200 yılı aşan köklü bir devlet geleneğine sahibiz. Bu birikimi, soydaşlarımızın ve dostlarımızın da iştirakiyle insanlığın ortak mirasına en büyük katkıyı sunacak şekilde kullanmayı, geliştirmeyi, güçlendirmeyi hedefliyoruz.
Hem ülke sınırlarımız içinde hem bölgemizde hem dünyada barışın, huzurun, güvenliğin ve adaletin hâkim kılınması için milletimizin bu kadim tarihî perspektifine ve medeniyet değerlerimize daha sıkı sarılacağız. Verdiğimiz mücadelenin gayesine ulaşmasını ne terör örgütleri ne yayılmacı heveslerle bölgemizi kana ve ateşe bulamaya çalışanlar ne de onları destekleyip şımartan emperyalistler engelleyebilir. Bu amaçla, nerede eksiğimiz varsa hepsini birer birer tamamlayarak ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak için gece gündüz çalıştık, çalışıyoruz.
“TERÖR BELASINI, TÜM İMKÂNLARIMIZI KULLANARAK TARİHE GÖMMEMİZ GEREKTİĞİNİ BİLİYORUZ”
Milletimizin desteğiyle geride bıraktığımız bu dönemde, çok büyük fedakârlıklar yaparak nice sinsi oyunları ve tuzakları bozarak, nice hain saldırıları boşa çıkartarak gerçekten çok önemli kazanımlar elde ettik. Artık güvenlikten teknolojiye, diplomasiden ekonomiye her alanda yaptığımız fedakârlıkların karşılığını alacağımız bir sürecin arifesindeyiz. ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak adlandırdığımız aydınlık yarınlara kavuşmak için önümüzde aşmamız gereken az sayıda engel, çözmemiz gereken az sayıda sorun kaldı.
Ülkemizi, güvenlik tehditleri başta olmak üzere diğer alanlarla birlikte ekonomide de çökertme girişimlerinin son altı yılda milletimizin hayatında yol açtığı zorlukların farkındayız. Aynı şekilde, 40 yıldır enerjimizi sömüren, kardeşliğimizi kemiren, bizi hedeflerimizden uzaklaştıran terör belasını tüm imkânlarımızı kullanarak artık tarihe gömmemiz gerektiğini de biliyoruz.
“KARAMSARLIĞI DEĞİL UMUTLARIMIZI FİLİZLENDİRECEĞİMİZ BİR TÜRKİYE’NİN KAPILARINI SONUNA KADAR AÇMAK İSTİYORUZ”
Acıları değil sevinçlerimizi yarıştıracağımız, yoklukları değil zenginliklerimizi paylaşacağımız, karamsarlığı değil umutlarımızı filizlendireceğimiz bir Türkiye’nin kapılarını sonuna kadar açmak istiyoruz. Geçtiğimiz yılki Cumhuriyet Bayramı mesajımızda da ifade ettiğimiz gibi, her ne yapıyorsak harici ve dâhili bedhahlara aldırmadan büyük ve güçlü Türkiye ülküsünü yüceltmek niyetiyle yapıyoruz.
Allah’ın yardımı, milletimizin feraseti ve desteği, ülkemizin siyasi ve askerî gücü sayesinde girdiğimiz yeni dönemden Cumhuriyetimizi daha da güçlenmiş olarak çıkartmak azmindeyiz. Hangi kökenden, meşrepten, siyasi görüşten olursa olsun milletimizin tüm fertlerinin, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın tüm dostlarımızın bu tarihî mücadelemizde yanımızda olacağına yürekten inanıyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.
Bu duygularla, Türkiye’de ve yurt dışında yaşayan tüm vatandaşlarımızın Cumhuriyet Bayramı’nı gönülden tebrik ediyorum. Şehitlerimizin ruhları şad, mekânları ali, hatıraları baki olsun. Cumhuriyetimizin 101. yıl dönümü kutlu olsun.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.