Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’da Başkent Millet Bahçesi açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Amacımız, Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan şehircilik kültürümüzün en güzel örneklerini burada ihya etmek, yaşatmaktır. Millet Bahçesi projelerimizi, insanı merkeze alan medeniyetimizin bize yüklediği bir sorumluluk olarak görüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Başkent Millet Bahçesi açılış törenine katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ismini 98 yıl önce Ankara’ya verilen unvan olarak belirledikleri Başkent Millet Bahçesi’nin ülkeye, Ankara’ya ve Ankaralılara hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millî Mücadele’nin karargâhı, İstiklal Harbi ve 15 Temmuz’un gazi şehri Ankara’ya ancak böyle bir eser yakışırdı. Yıldırım Beyazıt’ın, Hacı Bayram Veli’nin, Hüseyin Gazi’nin, Ali Semerkandi’nin, nice gönül sultanının, seğmenlerin, nice kahramanların şehrine işte böyle bir eser yakışırdı” ifadelerini kullandı.
“ANKARALILARA, BAŞKENTLİK UNVANINA YAKIŞIR BİR ESER KAZANDIRDIK”
Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılına erken bir armağan olarak gördükleri eserin Ankara’nın merkezine değer katacağını, şehircilik kültürünü, tabiat ve çevre anlayışını yaşatacak örnek bir proje olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Melike Hatun Camisi’nden başlayıp Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne kadar uzanacak dev bir projenin en önemli kısımlarından birini oluşturan Başkent Millet Bahçesi, toplam 700 bin metrekarelik alan üzerinde kuruldu. Atatürk Kültür Merkezi ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binaları ile Gençlik Parkı ve 19 Mayıs Stadyumu’nu da içine alan Başkent Millet Bahçe’miz her yaştan insanımıza hitap eden imkânlara sahiptir. Millet bahçemizde, içinde binlerce kitap olan bir millet kıraathanesi olacak. Buraya gelen evlatlarımız yeşillikler arasında, ağaçların ve çiçeklerin kokusu içinde, kuş sesleri eşliğinde ders çalışıp, kitaplarını okuyabilecekler. Tohum merkezi, binicilik ve etkinlik, çayırları, spor sahaları, oyun alanları, açık hava sineması, su gösteri havuzu ve bisiklet parkı gibi bölümler de millet bahçemizin içinde yer alıyor. Ayrıca yine bu bölgede içinde 5 bin kişilik konferans salonu ile sergi alanlarının da olduğu çok amaçlı bir kültür merkezi bulunuyor. Cami, sanat atölyeleri, çayhane, kır lokantası, sağlık merkezi gibi alanlarla Ankaralılara başkentlik unvanına yakışır bir eser kazandırdık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkent Millet Bahçesi’nin rengârenk çiçeklerin, çeşit çeşit meyvelerin ve sebzelerin yetiştirileceği bir bostana da sahip olacağını dile getirdi.
PROJEDE 6 DURAKLI TRAMVAY HATTI DA YER ALACAK
Altı duraklı bir tramvay hattı sayesinde vatandaşların araçlarını park ettikten sonra millet bahçesi içinde rahatça dolaşabileceklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel günleri ve bayram törenlerini de millet bahçesi içindeki alanda hep birlikte gerçekleştireceklerini dile getirdi.
Amaçlarının Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan şehircilik kültürünün en güzel örneklerini burada ihya etmek, yaşatmak olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Millet Bahçesi projelerimizi insanı merkeze alan medeniyetimizin bize yüklediği bir sorumluluk olarak görüyoruz. Her millet bahçemiz Türkiye’nin dört bir yanında şehirlerimizin en değerli alanlarının vatandaşlarımızın hizmetine sunulduğu bir mekân olarak tasarlanıp hazırlanmaktadır. Başkent oluşunun 98. yıl dönümünü kutladığımız Ankara’mızın tam merkezinde yer alan bu simge mekânı da aynı anlayışla ülkemize kazandırdık. Burası çocuklarımızın cıvıltılarıyla, gençlerimizin neşeli kahkahalarıyla çınlayan yediden yetmişe tüm Ankaralılar ve başkentimize gelen misafirleri buluşturan yılın 365 günü yaşayan bir mekân olacaktır.”
Başkent Millet Bahçesi’ni Ankara’ya kazandıran Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, TOKİ’ye, mimarlara, mühendislere, işçilere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde millet bahçesinin bakımına, temizliğine ve güvenliğine katkıda bulunan Altındağ Belediyesini de kutladı.
Açılış töreninin ardından dört gün boyunca millet bahçesinin konserler, söyleşiler, at binme, uçurtma ve ok atma yarışmaları gibi etkinliklerle adeta bir festival alanına dönüşeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankaralıları havaların iyi gittiği bu günlerde millet bahçesinin keyfini çıkarmaya davet etti.
“YEŞİL KALKINMA DEVRİMİ’NİN LOKOMOTİF ŞEHRİ DE ANKARA OLACAKTIR”
Cumhuriyetin 100’üncü yılında Ankara’yı dünya başkentleri arasında hak ettiği yere ulaştırmak için çok önemli yatırımlarla donattıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burası artık sadece bir başkent değil. Aynı zamanda Anadolu’nun ortasında kültür sanattan sanayiye kadar her alanda ülkemizin geleceğine istikamet veren çok yönlü bir merkezdir. İnşallah 2053 vizyonumuzun ilk ve en iddialı hedefi olan Yeşil Kalkınma Devrimi’nin lokomotif şehri de Ankara olacaktır. Ankara’dan yükselen iklim dostu kalkınma güneşi ülkemizin 81 vilayetini kuşatacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son seçimlerde 81 şehre 81 milyon metrekare millet bahçesi kazandırma sözü verdiklerini anımsattı. Bu çerçevede şehirlerin yeşil dönüşümü için projelendirdikleri 66 milyon metrekarelik alana sahip 404 millet bahçesinin 111’ini vatandaşların hizmetine sunduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Diğer millet bahçelerimizde çalışmalar devam ediyor. Cumhuriyetimizin 100. yılına geldiğimizde söz verdiğimizden daha fazla millet bahçemizi ülkemize kazandırmış olacağız. Başkent Millet Bahçemiz ile Ankara’ya vatandaşlarımızın içerisinde hoşça vakit geçirebilecekleri, dinlenebilecekleri 4 milyon 200 bin metrekare büyüklüğünde 21 millet bahçesi yapıyoruz. Şehir kültürümüzün ve insanımızın hayat kalitesini yükseltmenin önemli bir unsuru olarak gördüğümüz kentsel dönüşüm çalışmalarına da hız veriyoruz. Bugüne kadar 81 ilimizde inşa ettiğimiz 1,1 milyon adet sosyal konutla beraber toplamda 2,5 milyon konutun dönüşümünü tamamladık. Dünyada başka bir örneği olmayan bu büyük hamle kapsamında yatırım değeri 200 milyar lira olan 300 bin dönüşüm konutumuzun inşası devam ediyor. Ankara’da da 21 riskli ve 33 rezerv yapı alanında 91 bin konutu deprem dönüşüm çalışmaları ve dar gelirli vatandaşlarımıza yönelik 12 bin 500 sosyal konutun inşası sürüyor.”
“BAŞKENTİ KÜLTÜR, TARİH VE TABİAT KORİDORUYLA KUŞATMIŞ OLACAĞIZ”
Tarihe vefa, geçmişe saygı anlayışıyla 44 ildeki 79 tarihi meydanı yeniden düzenlediklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:”Bunlar arasında özellikle Ankara Hergelen Meydanı, Konya Mevlana Meydanı, Erzurum Hacı Cuma bölgesi, Afyonkarahisar Mısri ve İmaret Camii, Kayseri Kaleiçi mevkii, Yozgat merkez Çapanoğlu Camii, Kastamonu merkez Nasrullah Camii, Niğde merkez Kale, Muş, Bursa, Kütahya ve Sinop yenileme projeleri de var. Birbirinden güzel ve sağlam kamu binalarıyla, cephe yenileme çalışmalarıyla, sokakları sağlıklı hale getirmeye dönük projelerle şehirlerimizin çehresini değiştiriyoruz. Özellikle eski Ankara adıyla andığımız Altındağ’da tarihe ve kültüre önem verdiğimiz, bunları ön plana çıkartan çok önemli yenileme projelerini hayata geçiriyoruz. Bunun için Ankara Kalesi’nden başlayıp eski belediye binasının bulunduğu yere kadar uzanan kapsamlı bir plan hazırladık. Hamamarkası bölgesindeki konakların restorasyon çalışmaları da devam ediyor. Ankara’nın tarihini, kültürünü ve medeniyet değerlerini yeniden gün yüzüne çıkartan bu projeleri, Atatürk Orman Çiftliği’nden buraya kadar uzanan bir millet bahçesi zinciriyle tamamlamayı hedefliyoruz. Böylece başkentimizin merkezini kilometrelerce uzunluktaki bir kültür, tarih ve tabiat koridoruyla kuşatmış olacağız.”
“ANKARA ŞANINA YAKIŞIR BİR GÖRÜNÜME KAVUŞACAK”
“Durmak yok yola devam” sözünü boşuna söylemediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ankara için yaptıklarımız ve yapacaklarımız sadece bunlardan ibaret değil, İmrahor Millet Bahçesi’nden başlayarak Eymir Gölü, Gölbaşı Millet Bahçesi, Mogan Gölü ve Gölbaşı Arboretum alanını içerisine alan yeni bir yeşil koridor daha oluşturuyoruz. Başkentimizin en önemli koruma ve yaşatma projelerinden biri olan Saraçoğlu Mahallesi’ndeki çalışmalar da hızla sürüyor. Ankara’nın merkezinde özgün mimarisi, havuzu, parkları ve anıt ağaçlarıyla yemyeşil bir alanı kuruyoruz. Cumhuriyetin ilk dönem mimarisinin yadigârı yapıları yüksek teknolojisiyle, enerji verimli, yalıtımlı, sıfır atık uyumlu akıllı bina özellikleriyle aslına uygun şekilde restore ediyoruz. İnşallah tüm bu çalışmalarla Ankara şanına yakışır bir görünüme kavuşacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın İstanbul’da Beyoğlu Kültür Yolu Projesi’nin en önemli eserlerinden biri olan yeni Atatürk Kültür Merkezi’nin açılışını yapacaklarını anımsatarak, “Sadece ülkemizin değil, dünyanın en önemli kültür merkezi olacak bu eserin de şimdiden İstanbulumuza hayırlı olmasını diliyorum. Bu vesileyle bir de müjde vermek istiyorum. İstanbul Atatürk Havalimanında da Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışır bir millet bahçesi kuruyoruz. Bu yılın sonunda ihalesini yapacağımız bu millet bahçesinin hem ülkemizin hem İstanbul’un şanına yakışır bir eser olacağına inanıyorum. Geçtiğimiz günlerde yaptığımız bir anlaşmayla Dünya Bankası ve gelişmiş ülkeler vasıtasıyla Türkiye’ye kazandırdığımız 3 milyar 157 milyon dolarlık kaynağı da yeşil iklim dostu projeler için kullanacağız. İnşallah ülkemizi yeşil kalkınma devrimiyle 2053 vizyonuna hazırlamaya şimdiden başlıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 19 yılda ülkeyi her karış toprağıyla geliştirmek ve güzelleştirmek için gece gündüz çalıştıklarını ifade etti. Bu döneme Cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanların 5-10 katı eser ve hizmeti sığdırmaya başardıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasi ve kalkınma yolunda atılan her adımın Türkiye’yi güçlendirdiğini, milletin refahını artırdığını vurguladı.
Türkiye’nin iç ve dış vesayetin zincirinden kurtulup kendi rotasını belirledikçe, milli iradenin üstünlüğünü kökleştirdikçe, imkânlarını genişlettikçe önüne çıkartılan engellerin çapının büyümeye başladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ama unuttukları bir şey vardı. Türkiye istedikleri gibi itip kakabilecekleri, istikamet çizebilecekleri, parmak sallayabilecekleri, siyasi istikrarsızlık, ekonomik kriz, sosyal çatışma çıkartabilecekleri eski Türkiye değildir. Üstelik salgın krizi ve ardından yaşanan üretim tedarik sıkıntısı kendilerini küresel sistemin efendisi olarak gösterenlerin aslında ne kadar kırılgan olduklarını da ortaya çıkarmıştır. Bunun için biz, bir yandan ülkemizin siyasi ve ekonomik istikrarını korumak için mücadele ederken diğer yandan da bizi 2023 hedeflerimize taşıyacak adımlara hız verdik. Özellikle şu anda ana muhalefet ve beraberinde oldukları bir şeyi unutuyorlar, biz Cumhur İttifakı olarak emin adımlarla yarınlara yürüyoruz. Şu anda Avrupa’ya bakalım, İngiltere’de raflar boş, Avrupa’da boş, Amerika’da raflar boş. Bizde bolluk, bereket yoluna devam ediyor. Fakat nankörlere ne anlatırsan anlat, alamazlar. Gözleri var görmez, kulakları var duymaz, dili var Hakkı söylemez. Onun için biz Cumhur İttifakı olarak emin adımlarla yolumuza devam ediyoruz.”
“EKONOMİMİZİ YERLE YEKSAN ETMEK İSTEDİLER OLMADI”
Türkiye olarak Milli Mücadeleden sonraki en büyük ve kritik atılımı başarıya ulaştırmaya çok az kaldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüze kurulan tuzakları birer birer bozarak nasıl bugünlere geldiysek içeride ve dışarıda sergilenen sinsi oyunları da milletimizle birlikte boşa çıkartacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör örgütlerini devreye soktular olmadı. Milletimizi birbirine düşürmek istediler olmadı. Darbe denediler olmadı. Ekonomimizi yerle yeksan etmek istediler yine olmadı. Şimdi 2023 öncesi son kozlarını sahaya sürdüler. Ülkemize karşı yükselen çirkin seslerin, içerideki bazı kesimler eliyle çıkartılan kuru gürültünün sebebi işte budur. Sadece hukuk ve ahlak değil aynı zamanda akıl ve mantık dışı çıkışlarla ülkemizin dikkatini dağıtmaya, milletimizin önünü kapatmaya çalışıyorlar. Hep söylediğim gibi yine başaramayacaklar” değerlendirmesini yaptı.
Bu süreçte hep birlikte bedel ödendiğini ve sıkıntılar çekildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, her siyasi engeli aşmanın, her ekonomik atağın önünü kesmenin, her saldırıyı savuşturmanın ülkeye ve millete bir maliyeti olduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz milletimizle birlikte bu kutlu yola her türlü bedeli ödemeyi göze alarak çıktık. Nasıl terörle mücadelede, darbe girişimlerinde şehitler ve gaziler verme pahasına istiklalimize sahip çıktıysak, bu süreçte de sabrederek yolumuza devam edeceğiz. İnsanlarımızın günlük hayatlarında yaşadığı her sıkıntının, sorunun, üzerlerine binen her yükün farkındayız. Ama emin olun az kaldı. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlü tutarak biraz daha yol aldığımızda bizi bekleyen aydınlık geleceğe hep birlikte kavuşacağız. Hiçbir bedelin onurumuzdan, haysiyetimizden, evlatlarımıza bırakacağımız büyük ve güçlü Türkiye mirasından daha önemli olmadığı inancıyla bu mücadeleyi azimle sürdüreceğiz. Şu anda karşımda bulunan topluluk nereden nereye geldiğimizi gösteriyor. 2023 imtihanını başarıyla geride bıraktığımızda artık Türkiye’yi durdurabilecek hiçbir fani güç hiçbir engel tanımıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millet Bahçesi’nin ülkeye ve Ankaralılara hayırlı olmasını diledi, emeği geçenleri tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler, yapılan duanın ardından kurdele keserek açılışı gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve protokol üyeleri, daha sonra millet bahçesinde incelemelerde bulundu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, madenlerde de izin süreçlerini kısaltacaklarını açıkladı. Metalik bir maden sahasının üretime geçebilmesi için 13 yıl gerektiğini vurgulayan bakan Bayraktar, “Hukuki güvenilirliği ve öngörülebilirliği arttırmayı, izin süreçlerini kısaltarak yatırım ortamını iyileştirmeyi, yeni rezerv keşifleriyle cari açığı azaltmayı ve stratejik ve kritik madenlerde ülkemizin arz güvenliğini sağlamayı hedefliyoruz.” dedi.
Güçlü Madencilik Güçlü Türkiye
Madenciliği tüm boyutlarıyla masaya yatıran Türkiye Maden Zirvesi, sektörün bütün paydaşlarını bir araya getirdi. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda “Güçlü Madencilik Güçlü Türkiye” sloganıyla düzenlenen zirvede; Madencilik Stratejisi, Madencilikte İSG ve İleri Teknoloji, Madencilikte Çevre ve Sürdürülebilirlik başlıklarında oturumlar düzenlendi.
Madenciler Gününü Kutladı
Toplantının açılış konuşmasını, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar yaptı. Bakan Bayraktar, sözlerine maden emekçilerinin 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nü kutlayarak başladı.
Nihai Hedef Yüzde 5
Dünyadaki 90 civarındaki madenin 70’inin Türkiye’de bulunduğunu kaydeden Bayraktar, “Bu durum ülkemizi uluslararası arenada çok önemli bir merkez haline getiriyor. Son 22 yılda madenciliğimizin gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payını binde 6’lardan yüzde 1,4’e kadar çıkardık. Nihai hedefimiz bu oranı yüzde 5’lere yükseltmek.” dedi.
Net İhracat Hedefi
Bayraktar, bunun için yerli kömürden altına, nadir toprak elementlerine ve bor madenine kadar her alanda yatırımı, üretimi, istihdam ve ihracatı artırmaları gerektiğini bildirerek “Zengin kaynaklarımızı katma değerli bir şekilde işleyerek ekonomimize kazandıracak ve Türkiye’yi madenler alanında net ihracatçı konuma getireceğiz.” diye konuştu.
Nijer’de Altın Üretimi
Ham madde arz güvenliği kapsamında Asya’dan Afrika’ya kadar farklı coğrafyalarda da faaliyet yürüttüklerine işaret eden Bayraktar, “Nijer’de arama çalışmaları yaptığımız altın sahalarından birinde MTA IC ile 2025 yılında ilk üretime başlamayı planlıyoruz.” dedi.
Borda Yeni Tesis
Bayraktar, bor madeninde dünya rezervinin yüzde 73’ünün Türkiye’de bulunduğunu belirterek
“Bor madenini sadece ham madde olarak değil katma değerli hale getirerek ara ürün ve uç ürün olarak satmak en büyük hedefimiz. Çelik üretimi ve neodiyum mıknatıs başta olmak üzere pek çok alanda kullanılan Bandırma’da yapımına başladığımız 800 ton/yıl kapasiteli Ferrobor Üretim Tesisi’ni önümüzdeki günlerde açacağız.” dedi.
Kritik Hammaddeler Raporu
Nadir Toprak Elementleri’nin (NTE) enerjiyi, sanayiyi, üretimi dolayısıyla ekonomiyi geliştirecek en stratejik alanlardan biri olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Türkiye Kritik ve Stratejik Hammaddeler raporunu hazırladık. Kritik mineraller konusunda ithalat bağımlılığımızı azaltacak ve arz güvenliği stratejimizi ortaya koyacak bu raporu sizlerle önümüzdeki günlerde paylaşacağız.” diye konuştu.
Ulusal Güvenliğin Ayrılmaz Parçası
Bayraktar, Türkiye’nin bulunduğu bölgenin farklı kriz ve sınamalarla karşı karşıya olduğunun altını çizerek “Bu durum madenlerin mümkün mertebe yerli kaynaklardan temin edilmesi mecburiyetini ortaya koyuyor. Onun için biz enerjide olduğu gibi madenlerde de bağımsızlığı ülkemizin bağımsızlığından ayrı düşünmüyor bu meseleyi ulusal güvenliğin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz.” dedi.
13 Yıl Gerekiyor
Yatırımcıların karşılaştıkları en önemli zorlukların başında izin süreçlerinin uzunluğunun geldiğine değinen Bayraktar, “Bugün baktığımızda bir metalik maden sahası için 7 yıl arama, 3 yıl kurum izinleri ve 3 yıl da üretime hazırlık süreci var. Yani bir maden sahasının üretime geçebilmesi için en az 13 yıl gerekiyor. Gerekirse yasal düzenleme yaparak; hukuki güvenilirliği ve öngörülebilirliği arttırmayı, izin süreçlerini kısaltarak, yatırım ortamını iyileştirmeyi, yeni rezerv keşifleriyle, cari açığı azaltmayı ve stratejik ve kritik madenlerde ülkemizin arz güvenliğini sağlamayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
Zihniyet Dönüşümü
Bayraktar, kamu özel sektör olarak yeni dönemde bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç olduğunu da dile getirerek “Madencilerimizin sorumlu sürdürülebilir madencilik anlayışı içerisinde iyi örnekleri arttırarak sosyal sorumluluk projeleri ve yakın iletişimle yerelde vatandaşlarımızla kuracakları ilişki sektörümüzü başka bir seviyeye getirecektir.” dedi.
Yatırım Ortamının İyileştirilmesi
Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz da yaptığı konuşmada sektörü ileri taşıyabilmek için bazı konularda destek beklediklerini kaydederek “Yatırım ortamının iyileştirilmesi, yeni projelerin önünü açacak teşvik mekanizmalarının geliştirilmesi ve sektörümüze yönelik öngörülebilir politikaların hayata geçirilmesi, yalnızca yerli yatırımcıları değil, yabancı sermayeyi de ülkemize çekecektir.” diye konuştu.
Hızlı Ruhsatlandırma
Daha hızlı, şeffaf ve etkin bir ruhsatlandırma sisteminin, madenciliğin büyümesine önemli katkılar sağlayacağını ifade eden Yılmaz, “Maden arama faaliyetlerinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi konusuna da özel önem verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Japonya-Türkiye ilişkilerinin 100. yılı dolayısıyla resmî ziyaret için Türkiye’de bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito’nun eşi Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya geldi.
Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ziyaret etti.
Lider eşleri önce İstanbul’un fethedilişinin 571. yıl dönümünde Fatih Sultan Mehmet’i anmak için açılan “Fatih Sultan Mehmet” sergisini gezdi.
Burada Fatih Sultan Mehmet’in Çocukluk Dönemi, Padişahlık Dönemleri, İlim Hayatı ve O Dönemde Yaşayan Âlimler, İstanbul’un Fethi ve Askerî Hayatı, Siyasi Hayatı ile Fatih Döneminde Mutfak, Şair Fatih: Avni, Vakıf Eserleri ve Ölümü bölümleri hakkında bilgi alan Akishino sergide sunulan Fatih Sultan Mehmet’in kaftan, kılıç, zırh gömlek gibi kişisel eşyaları ve o dönemin tarihine ışık tutacak çok sayıda esere hayranlığını dile getirdi.
Emine Erdoğan ve Akishino, sergi ziyaretinin ardından, Cihannüma Salonu’na geçerek hatıra fotoğrafı çektirdi. Lider eşleri, daha sonra, 600 Japonca eserin bulunduğu Japon Kitaplığı bölümüne geçtiler.
Emine Erdoğan, burada bulunan kitapları inceleyen konuğuna, Mevlana’nın “Mesnevi” eserinin Japonca baskısını ve serginin içeriğini de anlatan “Fatih Sultan Mehmet” kataloğu ile İletişim Başkanlığı tarafından yayınlanan “Türkiye” kitabını hediye etti.
ÇOCUKLARDAN KÜRESEL ISINMA SUNUMU
Daha sonra Nasreddin Hoca Kütüphanesi’ne geçen Emine Erdoğan ve Akishino’yu çocuklar sevgiyle karşıladı. Burada çocukların yaptığı resimleri inceleyen lider eşlerine, bir anaokulu çocuğu kendi yaptığı üzerinde lale motifi olan tabağı hediye etti.
Anaokulu çağındaki bir başka çocuk ise Emine Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensesi Akishino’ya küresel ısınma ile ilgili bir sunum yaptı.
“TEMENNİMİZ İŞ BİRLİĞİNİN DAHA DA İLERİYE TAŞINMASI”
Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile gerçekleştirdikleri programa ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin tesisinin 100. yıl dönümü kapsamında ülkemizi ziyaret eden Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya gelmekten memnuniyet duydum.
Ülkemizin kültür hazinesine ev sahipliği yapan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ve Japonya kitaplığı bölümünü ziyaret ettik. Farklı medeniyetlerin birikimlerini aynı çatı altında buluşturan kütüphanemizde muhafaza edilen özel ve nadir eserleri tanıtma fırsatı bulduk.
Fatih Sultan Mehmet Sergisi’ni gezerek tarihimizin büyük liderlerinden birinin vizyonunu, sanata ve bilgiye olan bağlılığını yakından inceledik. Japonya Kitaplığı, iki ülkenin ortak mirasına ışık tutan ve dostluk bağlarını güçlendiren bir sembol niteliğinde. Temennimiz bu anlamlı ziyaretin ülkelerimiz arasındaki iş birliğini daha da ileriye taşımasıdır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akishino’yu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gelişinde giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino, Türkiye ve Japonya bayrakları önünde tokalaşarak poz verdi.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino heyetleri eşliğinde görüşmeye geçti.
Görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Japonya Veliaht Prensi Akishino’ya, Osmanlı Generali Pertev Paşa’nın İmparator Mutsuhito tarafından ödüllendirildiğini gösteren belge hediye edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, resmî ziyarette bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Japonya Veliaht Prensi Akishino ve Prenses Kiko ile aile fotoğrafı da çektirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye ziyarette bulunan Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatoviç’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Karadağ bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren iki lider, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Engelsiz Türkiye Programı’nda yaptığı konuşmada, “Milletimizin farklı kesimlerine yönelik ayrımcı uygulamalara son vermeyi nasıl görev biliyorsak, engelli vatandaşlarımıza yönelik adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasını da devletimizin asli vazifesi olarak görüyoruz. Bir yandan toplumun temeli olan, aile kurumunu güçlendirmeye çalıştık; diğer yandan yaşlılarımızın, bakıma muhtaç ve engelli kardeşlerimizin geniş bir sosyal hizmet havuzundan yararlanmalarını sağladık” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen Engelsiz Türkiye Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Ülkenin ve dünyanın dört bir yanındaki tüm engellilerin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler öncülüğünde tüm dünyada kabul görmüş bu günün engellilerin sorunlarıyla ilgili farkındalığın artmasına, engelli insanların hayatlarını kolaylaştıracak yeni adımların atılmasına vesile teşkil ettiğini belirtti.
“ENGELLİ KARDEŞLERİMİZİN GÜNDEMİNE SAHİP ÇIKMAMIZ, BU YÖNDE ATILAN ADIMLARA İŞTİRAK ETMEMİZ GEREKİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin sorunlarının çözümü noktasında en önemli hususun bu konuyu her fırsatta gündeme taşımak suretiyle toplumsal hassasiyetin gerilemesine izin vermemek olduğunu ifade etti.
Engellilerle ilgili ne kadar farkındalık oluşturabilir, mesuliyet duygusu ne kadar yaygınlaştırabilirse bu süreçte o kadar fazla yol alınabileceğine, o derece başarılı olunabileceğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bakımdan siyaset, sivil toplum ve hükûmet olarak sosyal aktivitelerle, kültürel projelerle, toplumsal bilinci artıran kampanyalarla hep beraber engelli kardeşlerimizin gündemine sahip çıkmamız, bu yönde atılan adımlara iştirak etmemiz, samimi destek vermemiz gerekiyor. 22 yıldır Türkiye’de değişimin ve dönüşümün öncülüğünü yapan AK Parti, toplumun her kesimini bu mücadeleye dahil etmek için öncü, örnek ve sürdürülebilir politikalar oluşturmaya devam ediyor. Partimizin düzenlediği bu programın da engelli kardeşlerimizin hayatlarını daha da kolaylaştırma ve toplumla bütünleşmelerini sağlama çabalarımıza katkı sunacağına inanıyorum. Bu anlamlı programı tertipleyen AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığımıza teşekkür ediyor, Rabbimden üstün başarılar temenni ediyorum.”
“UZAK COĞRAFYALARA İYİLİĞİ, MERHAMETİ VE ŞEFKATİ TAŞIDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gölgesinde yaşamaktan bahtiyarlık duyulan medeniyet çınarının köklerinin yüzlerce yıl ötesine uzandığını ifade etti.
Merkezine insanı ve insanlık değerlerini alan medeniyet çınarıyla farklı coğrafyalara iyiliği, adaleti, şefkat ve merhameti taşıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: ‘İnsan insanın kurdudur’ yerine, ‘İnsan insanın yurdudur’ dedik ve ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışıyla hareket ettik. Bugün gönül coğrafyamızda hangi evi ziyaret etseniz orada mutlaka Türkiye’ye dua eden, bu millete selam gönderen, bizleri ve ecdadı hayırla yad eden insanlarla karşılaşırsınız. Türk beklenendir, Türk yolu gözlenendir tespitinin kuru bir hamaset değil tam aksine güçlü bir hakikat olduğuna pek çok yerde şahitlik edersiniz. Biz de buna yurt dışı ziyaretlerimizde defalarca şahitlik ettik. Bu elbette ki parayla, güçle, zorla elde edilebilecek bir paye değildir. Kalplerin kilidini açmak iyiliğe giden yolu bulmak ve tertemiz bir mazinin taşıyıcısı olmak, inanın ki her millete nasip olacak bir onur değildir. Türkiye adına, Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesi adına, Türkiye Yüzyılı’nın inşası adına çok büyük bir kazanımdır, önemli bir referanstır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ecdadın engelli konusuna yaklaşımını hatırlatarak, Selçuklu döneminde sultanların Darüşşifa kurumlarıyla, Ahi Teşkilatı’nın orta sandıklarıyla, vakıfların Hankah ve şifahanelerle engellilerin ve hastaların daima yanında olduğunu dile getirdi.
Engellilerin askerî ve idari görevlere getirildiklerine, titizlikle himaye edildiklerine, sosyal hayata katılımlarının teşvik edildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bir vakıf medeniyeti olan Osmanlı’da, engellilere dönük hizmet ve faaliyetler devletin siyasetinde önemli bir yer tutmuştur. Padişah müşavirliği dahil engellilerin Osmanlı Devleti’nin farklı kademelerinde büyük vazifeler üstlendiği çoğu zaman göz ardı edilen bir gerçektir. Hırka-i Saadet Dairesi’nde görev alan Darul-Huffaz gibi kurumlarda yetişip hafızlık yapan, farklı din hizmetlerinde bulunan nice engellinin hayatın her alanında güçlü bir şekilde var olduğunu biliyoruz. Ecdat, vakıflar, eğitim ve sağlık kurumları, bimarhaneleriyle engellilerin topluma kazandırılmasına müthiş bir hassasiyet göstermiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de kimi marjinal çevrelerin bitmeyen bir kinle özellikle hedef aldığı Sultan 2. Abdülhamit Han’ın, 1889’da açtırdığı bir mekteple işitme ve konuşma engelli kişilerin çağın üzerinde bir eğitim almalarını sağladığını söyledi.
Bu okulun öğrencilerinin, at arabalarının ve diğer araçların kendilerini fark etmeleri için kırmızı renkli bir kıyafet giydiklerini, Sultan Abdülhamit Han’ın bu öğrencilere özel bir ihtimam gösterdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bir gün dönemin Maarif Vekaleti bu talebeler için bir talimatname hazırlamış ve mahallî idarelere göndermiştir. Bu talimatnamede kırmızı renkli elbise giyen öğrencilere dikkat etmeyen tüm arabacıların amirleri tarafından uyarılmaları, gerekirse cezai işleme tabi tutulmaları emredilmiştir. Yine o günlerde işitme ve görme engelliler okulu talebeleri Abdülhamid Han’a bir mektup yazarak kendilerine yönelik hizmetlerinden ötürü Sultan’a şükranlarını ifade etmişlerdir. İşte biz böyle bir geçmişten, böyle bir devlet geleneğinden, hamdolsun böyle erdemli ve kapsamlı bir sosyal politika tecrübesinden geliyoruz. Bundan da iftihar etmemiz, gururlanmamız gerekiyor. Başkaları gibi devletimizin ve milletimizin tarihini bir asır öncesinden başlatıp, geçmişi reddetmek yerine, tarihimizi bir bütün olarak kucaklıyor, maziden bugüne ve geleceğe güçlü köprüler kurmaya gayret ediyoruz.”
Ecdattan miras kalan ne kadar değer ve ne kadar uygulama varsa hepsini muhafaza etmenin, daha ileri seviyelere taşımanın çabasında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal adaleti güçlendirmeyi, eşitsizliği gidermeyi hedefleyen, kuşatıcı insan odaklı yaklaşımların gerisinde işte bu tasavvurun bulunduğunu söyledi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NDE HANGİ SEBEPLE OLURSA OLSUN KİMSE DIŞLANAMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz her zaman şunu savunduk. Bugün de aynı hassasiyeti taşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sahibi millettir. 85 milyonun tamamıdır. İnanç, mezhep, meşrep ayırmaksızın milletimizin tüm fertleri, devletimizin nazarında aynı derecede hizmete ve hürmete layıktır. Tek parti faşizmi ve darbe dönemlerindeki gibi makbul olan ve olmayan vatandaş ayrımını asla tasvip etmiyoruz. Sırf inancından, başörtüsünden, sakalından dolayı insanların kamusal hayatın dışına atıldığı o kara günler artık geride kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nde hangi sebeple olursa olsun kimse dışlanamaz, ikinci sınıf vatandaş olarak görülemez, sosyal, siyasal ve iktisadi noktada kesinlikle geri görülemez. Bunların en başında da engelli vatandaşlarımız yer almaktadır. Biz engelli vatandaşlarımızla güçlüyüz ve 21. yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapma hedefine giden yolda engellilerimizle kol kolayız, omuz omuzayız. Milletimizin farklı kesimlerine yönelik ayrımcı uygulamalara son vermeyi nasıl görev biliyorsak, engelli vatandaşlarımıza yönelik adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasını da devletimizin asli vazifesi olarak görüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’den beri aile ve sosyal hizmetler sahasının bu konuda titizlikle eğildikleri alanların başında geldiğini, bir yandan toplumun temeli olan aile kurumunu güçlendirmeye çalıştıklarını, diğer yandan yaşlıların bakıma muhtaç ve engellilerin geniş bir sosyal hizmet havuzundan yararlanmalarını sağladıklarını anlattı.
Engellilere dönük hizmetleri, lütfeden, bahşeden, üstenci bir tarzda değil, geç kalmış hakların teslimi yaklaşımıyla hayata geçirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2005’te çıkardıkları ve temel politikayı ortaya koydukları Engelliler Hakkında Kanun’un, bunun en açık göstergelerinden biri olduğunu ifade etti.
“WEB SİTELERİ VE MOBİL UYGULAMALARIN ERİŞİLEBİLİRLİĞİ GENELGESİNİ YAKINDA YAYINLAYACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2008’de Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeyi (EHS) imzalayan ilk ülkelerden biri olduğunu anımsatarak, engellilerin hak ve hizmetlere doğrudan ulaşabilmeleri adına erişilebilirlik ilkesini kendilerine rehber edindiklerini vurguladı.
Bu kapsamda kamu kullanımına açık binaların, kaldırım, yaya geçidi ve park gibi açık alanların, toplu ulaşım araçları ile bilgi ve iletişim sistemlerinin erişilebilir olmasını zorunlu hâle getirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin yoğun şekilde kullandıkları 3 bin 500’ün üzerinde bina, açık alan ve toplu taşıma aracına, erişilebilirlik belgesi verdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020 yılını “Erişilebilirlik Yılı” ilan ederek bu alandaki çalışmalara daha da hız kazandırdıklarını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erişilebilirlik yalnızca fiziki yapılarla sınırlı değil, teknolojinin tüm unsurlarıyla hayatımızı hem de doğrudan etkilediği bugünlerde çoğu ürün ve hizmete erişim dijital yollarla sağlanıyor. Buradan bir müjdeyi tüm engellilerimizle paylaşmak istiyorum. Engelli kardeşlerimizin dijital temelli hizmetlere daha kolay ulaşabilmeleri amacıyla web siteleri ve mobil uygulamaların erişilebilirliği genelgesini inşallah yakın zamanda yayınlayacağız. Genelgemiz tüm engelli kardeşlerimiz için şimdiden hayırlı, uğurlu olsun.”
“ENGELLİ ÖĞRENCİLERİMİZ, EV, OKUL ARASI ULAŞIMLARINI HİÇBİR ÜCRET ÖDEMEDEN YAPABİLİYORLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İşitme engelli kardeşlerimizin, tüm işaret dili tercümesinden yararlanabilecekleri engelsiz iletişim merkezimizi 2022 yılında kurduk. 2013 yılında hayata geçirdiğimiz ücretsiz seyahat uygulamasına devam ediyoruz. Bu çerçevede engelli bireyler ve refakatçileri için belediyeciler aracılığı ile yaptığımız gelir desteği ödemelerimizi sürdürüyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 1,5 milyar liralık ücretsiz seyahat gelir desteği ödemesi gerçekleştirdik. Engelli öğrencilerimiz, ev, okul arası ulaşımlarını hiçbir ücret ödemeden yapabiliyorlar.”
Erişilebilirlik bilincinin toplumun tüm kesimlerinde yaygınlaşması adına 2011’den beri bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları yürüttüklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 28 bini aşkın kamu personelinin erişilebilirlik eğitimlerine katıldığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin çalışmak ve üretmek için istekli ve azimli olduğuna yıllardır bizzat şahitlik ettiğini vurgulayarak, “İş yerlerine engelli personel çalıştırma zorunluluğu getiren kota sistemini devreye aldık. Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı ile kamuda engelli memur atamalarının önünü yine biz açtık. Böylece son yıllarda kamudaki engelli memur sayısında önemli artış sağladık. 2002 yılında 5 bin 772 olan engelli memur sayımız şu an 71 bine yaklaşmış durumda” diye konuştu.
Kamuda çalışan engelli memurların verimliliğinin artırılmasına büyük önem verdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin özel sektörde istihdam edilmelerini de güçlü şekilde desteklediklerini vurguladı.
Bu kişilerin becerilerinin dikkate alınarak istihdam edilmeleri için iş koçluğu uygulamasını 2014’te başlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu uygulamayı iş ve meslek danışmanlığı sistemi olarak yaygınlaştırmaya ve güçlendirmeye devam ediyoruz. İş bulmakta zorlanan zihinsel engelli vatandaşlarımızı ücret desteği, vergi indirimleri ve çeşitli muafiyetler sağladığımız korumalı iş yerlerinde istihdam ediyoruz. Hâlihazırda bu yardımdan 17 korumalı iş yerinde 333 engelli kardeşimiz çalışmaya, üretmeye devam ediyor” dedi.
“2002’DE 21 OLAN ENGELLİ BAKIM MERKEZLERİMİZİN SAYISINI 106’YA ÇIKARDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken teşhis ve müdahalenin birçok alanda olduğu gibi engellilikle mücadelede de önemli bir yer tuttuğunu belirterek, “0-8 yaş aralığındaki özel gereksinimli evlatlarımızın ihtiyaç duydukları hizmetleri etkili bir şekilde alabilmeleri için aile temelli, ulusal erken müdahale sistemimizi yıl bitmeden pilot olarak hayata geçireceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda 2 ilde uygulanan otizmli bireylerin ailelerine yönelik Bireysel Sosyal Hizmet Danışmanlığı’nı da yakın zamanda 16 ile daha taşıyacaklarını bildirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üzerinde önemle durduğumuz bir diğer konu ise engelli vatandaşlarımızın ailelerinin yanında sosyal çevrelerinden kopmadan bağımsız bir biçimde yaşamlarını sürdürebilmeleridir. Bunun için Evde Bakım Yardımı, Gündüzlü Bakım Hizmetleri ve Umut Evleri gibi toplum temelli bakım hizmetlerini önceliyor ve yaygınlaştırıyoruz. 2007 yılında yaklaşık 29 bin vatandaşımız evde bakım yardımı alıyordu. Hâlihazırda bu yardımdan yaklaşık 547 bin vatandaşımız yararlanıyor. Engellilerimizin kültürel ve sportif faaliyetlere katılabildiği gündüz bakım evlerimizin sayısını 137’ye yükselttik. Ülkemizin dört bir yanındaki 145 Umut Evi’nde engelli vatandaşlarımıza ev ortamında hizmet sunmaya devam ediyoruz. 2002 yılında 21 olan engelli bakım merkezlerimizin sayısını 106’ya çıkardık. Bu merkezlerdeki 6 bin 832 vatandaşımızın her türlü ihtiyacı ücretsiz karşılanıyor. 2024 yılı Ekim ayı itibarıyla farklı şehirlerdeki 317 özel bakım merkezinde hizmet alan 30 bin 165 engelli vatandaşımızın yüzde 94’ünün bakım maliyetlerini devlet olarak biz karşılıyoruz.”
“ENGELSİZ BİR TÜRKİYE İSTİYORSAK TÜM KURUMLARIMIZIN UYUM VE İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE BUNA KATKI SAĞLAMASI ŞARTTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, otizm alanında ihtisaslaşmış, gündüzlü ve yatılı bakım merkezlerinin de yaygınlaştırılmasının önceliklerinin arasında yer aldığını belirtti.
Otizm spektrum bozukluğu olan bireylere İkinci Ulusal Eylem Planı’nın uygulanmaya başladığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Engelli kardeşlerimizin hiçbir zorlukla karşılaşmadan hayatın her alanında güçlü şekilde var olabildiği bir ülke Türkiye Yüzyılı’nda ulaşmak istediğimiz hedeflerden biridir. Türkiye Yüzyılı sadece barışın, huzurun, kardeşliğin değil, engellilerin de yüzyılı olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi’ni 3 yıl önce yine Dünya Engelliler Günü’nde ilan ettiklerini, vizyon belgesinin 3 yıllık uygulama aracı olan Engelli Hakları Ulusal Eylem Planı’nın ilk 2 yılının geride kaldığını söyledi.
Eylem planının hedeflerine tam anlamıyla ulaşabilmesi için herkesin daha gayretli, hevesli ve özverili çalışması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Engelsiz bir Türkiye istiyorsak tüm kurumlarımızın uyum ve iş birliği içinde buna katkı sağlaması şarttır. Bu noktada sorumluluk üstlenen tüm birimlerimizin gereken özeni, titizliği, hassasiyeti göstereceğine yürekten inanıyorum. Burada şu gerçeği tekrar hatırlatmak durumundayım. Gerçek manada engellilik hâli, azmini ve idealini kaybetmişler içindir. Azmini ve idealini kaybetmemiş olanlar için engel yoktur. Azim varsa, hedef varsa, inanç varsa, ülkü varsa başarı vardır, zafer vardır, galibiyet vardır, hedeflere ulaşmak vardır. Bir başka engellilik hâli de zihinlerde ve yüreklerde olandır. Yani asıl engellilik kendine engel olmaktır. Kendini sınırlamak, hayatın içerisinden geri çekmektir. Davası, hedefi, gayesi ve azmi olan parmağıyla mermeri deler, tırnağıyla kale surlarında gedik açar.”
“ENGELLİ KARDEŞLERİMİZLE EL ELE, GÖNÜL GÖNLE VERDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Spordan siyasete, iş dünyasından hayatın diğer alanlarına kadar engelli kardeşlerimizin hepimizi gururlandıran, hepimize umut ve ilham veren başarılarının gerisinde zihinlerdeki engelleri yıkmaları vardır. Engelli kardeşlerimizle el ele, gönül gönle verdik. Hamdolsun bugün 22 sene önce hayal dahi edilemeyen seviyelere geldik ama önümüzde daha gitmemiz gereken çok ciddi mesafe olduğunun da farkındayız. Engelli kardeşlerimizin hayatın her safhasında daha fazla görünür olmaları, daha fazla yer almaları için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Başta mahallî idareler olmak üzere kamu yahut özel her kurum ve kuruluşun engellilerin hayatına olumlu manada dokunmak noktasında elini taşın altına koymasını özellikle beklediğimizi burada vurgulamak istiyorum” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm engellilerin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü tebrik ederek, erişilebilirlik ödüllerine layık görülen kurumları ve temsilcileri kutladı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.