Dünya
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NTV-Star TV özel yayınına katıldı

HABER BURADA
1 sene önceon



NTV-Star TV özel yayınına konuk olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilen canlı yayında, Türkiye ve dünya gündemine dair gelişmeleri değerlendirdi.
Gazeteciler Seda Öğretir, Nazlı Çelik, Ahmed Arpat ve Hasan Basri Yalçın’ın sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan; Türkiye genelindeki karla mücadeleyi nasıl değerlendirdiğine ilişkin bir soru üzerine, kar yağışını bereket olarak gördüğünü ve felaket olarak telakki etmediğini söyledi.
“HAZIRLIKLARIN ÖNCEDEN YAPILMIŞ OLMASI LAZIM”
Kuraklığın Türkiye’de ciddi manada toprağı tehdit ettiği ve birçok yerde bitki, meyve, sebze ve her şeyde sıkıntıların yaşandığı dönemleri geride bıraktıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarımda yaşanan sıkıntılar ortada, hep ‘yağmur, yağmur, yağmur’ diye bekledik. Şimdi ise kar yağışı gelince de farklı bir yaklaşım ortaya koymaya başladık. Tabii kar yağışını engellemek elimizde değil ama karın sebep olduğu, özellikle ulaşım sıkıntılarına karşı, gerekli tedbirleri almak elimizde. Burada idareyi elinde tutanlar kimlerse onlar buna karşı bütün tedbirleri almak durumunda” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son kar yağışının ardından özellikle İstanbul’a yakışmayacak görüntüler ortaya çıktığını ve kendisinin de İstanbul’da Belediye Başkanlığı yaptığını dile getirerek, “İstanbul’un neresinde ne var, sıkıntılar nelerdir, nasıl oluyor, onlar nasıl giderilir bunları da bilen birisiyim. Tabii sizler eğer tuzlanmayan yollarda araçlar kilometrelerce kuyrukları oluşturursa herhalde bunun bir sorumlusu vardır veya sorumluları vardır” dedi.
Vatandaşların saatlerce yollarda kaldığını ve daha önceki yılların altında bir miktarda kar yağışının söz konusu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’daki bu sorunun gereken yol tuzlama ve yol açma çalışmalarının yapılmamasından kaynaklandığını ilçe belediyelerinden de dinlediklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii bunu yapmayanlar belli, bu tam anlamıyla bir basiretsizliktir. Siz kar yağdıktan sonra tedbir alamazsınız, kış mevsimine girerken bütün tedbirlerinizi almalısınız. Tabii ne yazık ki daha önceki yürüyen uygulamaları bile devam ettiremeyen bir yönetim elinde şu anda İstanbul. Biz İstanbul’umuzu bir defa kaderine terk edemeyiz” diye konuştu.
Yağışın yoğun olduğu gün, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ile görüştükten sonra iki bakanı da İstanbul’a gönderdiğini ve çalışmaları yerinden koordine etmeleri gerektiğini ifade ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki bakanın da kendi koordinasyonundaki kurumlar vasıtasıyla çalışmalara iştirak ettiğini dile getirdi.
Bu doğrultuda Jandarma ve Karayolları Genel Müdürlüğünün sıkıntı yaşanan noktalara yardım ulaştırma çalışmaları yaptıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz böyle bir zamanda bu adımları atmak durumundasınız fakat bu hazırlıkların daha önceden yapılmış olması lazım” dedi.
Karayolları Genel Müdürlüğünün, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile irtibatlı olarak değişen hava şartlarına göre sorumluluğunda bulunan yol ağlarında gerekli önlemleri aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2021-2022 yılı kış programı toplam 68 bin 960 kilometre yol ağımızda uygulanıyor. Kar ve buzla mücadele çalışmalarımız bu programa göre yapılıyor. Bu çalışmalar yurt genelinde 446 karla mücadele merkezinde gerçekleştiriliyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 bin 916 makine ve ekipman, 12 bin 645 personelin görev yaptığını anlatarak şöyle devam etti: “Siz kalkar da yani belediyenizde vesaire insanları dışarı döker, onların yerine hiç İstanbul’u tanımayan, bilmeyen insanları belediyeye boca ederseniz ondan sonra da işte böyle sıkışır kalırsınız. Güzergâh analizi karla mücadele çalışmaları açılan, kapanan yollar ve anlık trafik kameralarla bir defa takip ediliyor. Bu son yağışta ayrıca yolda kalan araçlara Karayolları Genel Müdürlüğü, AFAD, Kızılay ve valiliklerle koordineli müdahale edilerek insani ihtiyaçların da karşılanması sağlandı. Ben mesela gece saat 03.00’e kadar işi takip ettim, sürekli arkadaşlarımla irtibat hâlinde oldum ve kara yollarındaki çalışmaları kendileriyle de bizzat koordine ederek izledim. Sağ olsun arkadaşlarımızın da bizzat İstanbul’a vararak, İstanbul’da da bu işi bizzat işin başında durarak takip etmeleri bizleri rahatlattı.”
“HAKKANİYETE VE HUKUKA UYGUN BİR DAĞILIM SÖZ KONUSUDUR”
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bazı projelerine onay verilmediği ve bu nedenle projelerin hayata geçirilemediğine ilişkin iddialara yönelik değerlendirmesi sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Burada herhalde bir ortada doğru olmayan ifadeler var. Yani söylemek istemem ama bir yalan burada söz konusu. Yani İstanbul Büyükşehir Belediyesi kalkıp Cumhurbaşkanlığından veya Plan Bütçe Başkanlığından talepte bulunur ve bu talebin bütün teknik incelemeleri vesaireleri bunlar yapılır ve bütün bunlar yapıldıktan sonra da gereken karar alınır. Tabii bunların da ödenme süreçleri bellidir. Şehirlerine hizmet etmek gibi bir dertleri, gayretleri, kabiliyetleri olmayanlar ne diyor? ‘Engelleniyoruz’, söyledikleri şey bu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm milletime böyle bir şeyin olmadığını somut rakamlarla ben anlatmak istiyorum, milletim bunları bilsin” ifadelerini kullanarak, şöyle devam etti: “İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere muhalefet belediyelerine genel bütçeden aktarılan paylar 2019 yılından bu yana aşağı yukarı iki kat artırılmıştır. AK Parti’ye, Milliyetçi Hareket Partisi’ne ve diğer partilere mensup belediyelerin gelirlerinde yapılan artış aynı orandadır. Mesela İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2019 yılında, bakın bu rakamlar çok önemli, 13 milyar 848 milyon lira merkezi idareden pay alırken, bu rakam 2021’de 25 milyar 376 milyon liraya çıkmıştır. Düşmüş mü, artmış mı? Aynı dönemde Ankara Büyükşehir Belediyesinin payı 4 milyar 606 milyon liradan 8 milyar 304 milyon liraya, İzmir Büyükşehir Belediyesinin payı ise 4 milyar 564 milyon liradan 7 milyar 274 milyon liraya yükselmiştir.”
Mukayese olması bakımından benzer rakamlarda genel bütçe payı alan AK Partili ve CHP’li iki belediyeyi de karşılaştırmak istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “AK Partili Samsun Büyükşehir Belediyesi 2019’da 673 milyon lira, CHP’li Tekirdağ Belediyesi 697 milyon lira genel bütçe payı alırken bu rakam 2021’de Samsun’da 1 milyar 178 milyon liraya, Tekirdağ’da 1 milyar 204 milyon liraya çıkmıştır. Üstelik Samsun’un nüfusu 1 milyon 360 bin, Tekirdağ’ın nüfusu 1 milyon 80 bindir, Tekirdağ’ın nüfusu daha az. Yani Samsun 280 bin fazla nüfusa sahip olduğu hâlde bu rakamlar ortaya çıkıyor. Görüldüğü gibi mesele genel bütçeden alınan payın adaletsiz veya haksız dağıtımı değildir, ben şu anda belge ile konuşuyorum, rakamları da buna göre veriyorum, tam tersine bu konuda gayet adil, hakkaniyete ve hukuka uygun bir dağılım söz konusudur. Mesele şehre tüm vaktiyle, enerjisiyle, zihniyle, kalbiyle hizmet etme iradesine sahip olup olmama meselesidir. Eğer bu inanca ve azme sahipseniz hiçbir engel sizi projelerinizi hayata geçirmekten alıkoyamaz.”
Türkiye’deki tüm belediyelerin kendi bütçelerini kendilerinin oluşturduğunu, nereye, ne kadar harcama yapacaklarına kararı kendilerinin verdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Belediye başkanlığını yaptığım dönemde de böyle kar, tipi, bora olacak Tayyip Erdoğan gidip evinde yatacak, yok böyle şey. Biz tüm belediyelerimizle beraber AKOM’da karargâhımızı kurar ve AKOM’daki karargâhtan İstanbul’u izlerdik, takip ederdik. Burada bütçe meselesine gelirse eğer siz doğru bütçe yapıyorsanız her işinizi yürütürsünüz. ‘Cumhurbaşkanı CHP’li belediyelerin projelerini engelliyor’ iddiası koskoca bir yalandır. Çünkü Cumhurbaşkanlığı sadece belediye yatırımlarının finansmanında kullanılacak dış kredilerin değerlendirmesini yapar. Yurt içi borçlanma veya kendi gelirleriyle proje yürütmek isteyen belediyeler bunun kararını kendileri verir, konunun hükûmetle de hiçbir ilgisi yoktur. Yani iş yapmak istiyorsanız kimse sizin önünüzü kesemez. Ne Cumhurbaşkanlığı ne AK Parti ve Cumhur İttifakı engel olmaz, olamaz.”
Konuya ilişkin somut rakamları da paylaşacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İstanbul’da 2014-2019 arasındaki dönemde Büyükşehir Belediye Meclisine 22 borçlanma dosyası gelmiş, CHP bunun 20’sine ‘hayır’ oyu vermiştir. CHP’nin ‘hayır’ oyu verdiği borçlanma dosyalarının arasında İstanbul’da şu anda işleyen ve yapılmakta olan tüm metro projeleri de vardır. Buna karşılık 2019-2021 döneminde aynı Mecliste CHP yönetimi 50 borçlanma dosyasını getirmiş, AK Parti Grubu bunun sadece birine ‘hayır’ oy kullanmıştır. Gerçekten ayakları yere basan, sağlam, idari ve teknik hazırlıkları tekemmül ettirilmiş hiçbir proje belediye hangi partiye ait olursa olsun finansman sorunu yaşamaz.”
“ESER VE HİZMET SİYASETİNİN NEREDE, NASIL YAPILACAĞINI BİLMEK ÖNEMLİ”
Ortada gerçek bir hazırlık olmadan sadece niyetle dış borçlanmaya çıkılması hâlinde sonuç alınamayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “CHP’li de olsa alamazsınız, AK Partili de olsa alamazsınız. Yani burada mesele parti değil, kanun meselesidir, usul meselesidir, ülkenin ve şehrin kaynaklarını doğru kullanma hassasiyeti meselesidir. Milletimizin şu gerçeği bilmesini özellikle istiyorum; biz kimseyi engellemiyoruz, onlar kendi beceriksizlikleri, kendi kötü yönetimleri, kendi yanlış tercihleri sebebiyle belediyeyi borç batağına sokmuştur. Bunların kendi partileri içinde iktidar kavgası vermekten başka maharetleri de yoktur. Bunların ülkenin ve milletin geleceği için herhangi bir vizyonları, projeleri, hatta böyle bir dertleri de yoktur. Dolayısıyla bunlardan eser ve hizmet beklemek beyhude bir gayrettir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Marmaray’ı yaparken yine bizim önümüze kim çıktı biliyor musunuz? Bu CHP zihniyeti çıktı. Biz üç, dört yıl önce bitirecekken bu Marmaray’ı, bu CHP zihniyetinden dolayı, bakın ‘zihniyet’ diyorum, bu gecikmeyle bitirdik. Bakın şimdi kar, bora, fırtına her şey var. Biz Marmaray’ı ne yaptık, dedik ki ‘Arkadaşlar, ücretsiz yapacağız’ ve Marmaray yolcularını ücretsiz taşıdı. İşte böyle bir zamanda Marmaray’ın önemi, ne kadar insanımıza fırsat sağlıyor, çok açık net ortada. Aynı şey Avrasya için de geçerli. Eser ve hizmet siyasetinin nerede, nasıl yapılacağını bilmek önemli. Bu da bizim maharetimiz” diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin borçlanma limitini aştığı yönündeki tartışmaların hatırlatılması ve bu konuya ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, kanuna göre büyükşehir belediyelerinin bütçe gelirlerinin en fazla bir buçuk katı kadar borçlanabildiğini ve bunun yeni değil, 2005’ten beri var olan bir uygulama olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Mart 2019’daki borç tutarının 28,5 milyar lira olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Üstelik bunun 6 milyar lirası kendi kurumlarıyla arasındaki borç alacak ilişkisinden, yani fiili değil, bilanço borcundan oluşuyordu. Bir cebinden al, öbür cebine koy. Müteahhitlere, yani devam eden projelere olan borç da 5,2 milyar liraydı. Kalan 17,3 milyar liralık borç ise vadesi 30 yıla yayılmış, çok uygun şartlarda alınmış borçlardı. Hâlbuki kanuna göre, borç limitinin gelirinin yüzde 150’sini yani 32,3 milyar lirayı geçmemesi gerekiyordu. 2022 için öngörülen borçlanmalarla bu rakam 73 milyar liranın üzerine çıkacaktır.”
İstanbul Büyükşehir Belediyesinde öz gelirlerinin toplam gelirlere oranının 2018’de yüzde 32 seviyesindeyken 2020’de yüzde 14’e gerilediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, merkezi idareden gelen kaynağın da 2018’de toplam gelirlerin yüzde 68’ini oluşturuyorken, bu oranın 2020’de yüzde 86’ya yükseldiğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Daha açık bir ifadeyle İstanbul’da beceriksiz ve liyakatsiz yönetim sebebiyle belediyenin öz gelirleri yok edilmiş, giderlerin tamamı merkezi yönetimden gelen parayla karşılanmaya çalışılmıştır. Böyle olunca da işler tıkanmaya başlamış, belediye hızla borç batağına saplanmıştır. Bilindiği gibi Batılı kredi değerlendirme kuruluşları, CHP’li İstanbul, Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediyelerini finansal sıkıntılar sebebiyle riskli kategorisine almıştır. Maalesef İstanbul Büyükşehir Belediyesi âdeta 1994 yılında bizim devraldığımız döneme geri dönmüştür. Rabbim 2024’e kadar İstanbul halkının yardımcısı olsun diyorum. Biz hükûmet olarak kendi sorumluluk alanımızda, ilçelerde de AK Partili belediyeler olarak kendi sınırlarımız içinde İstanbul’a hak ettiği hizmetleri vermeyi sürdüreceğiz.”
İRAN’DAN GELEN ENERJİ AKIŞININ DURMASI
İran’ın Türkiye’ye enerji akışını kesmesiyle ilgili tartışmaların hatırlatılması ve “Sorunun çözümü için İran ile bir aşamaya gelindi mi? Elektrik kısıtlamalarının bundan sonra da devam etme hâlâ riski var mı ve Türkiye’nin İran’a borcu olduğu için bu kısıtlamaların gerçekleştiği ifade ediliyor. Kısıtlama olmasının sebebi nedir?” sorularının yöneltilmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “Biz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi değiliz. Bizim İran’a borcumuz falan bir defa kesinlikle söz konusu değil, tam aksine bu iddialar yalandır ve Cumhurbaşkanı İbrahim Bey ile yaptığım görüşmede de kendilerine söyledim. Onlar, ‘Bir arızadan ötürü bu işi şöyle bir 10-15 gün erteleme durumumuz olacak’ dediler. Biz kendilerine daha önceden, ‘Bu işi, yani Haziran’a kadar ertelemek suretiyle eğer bu gaz akışı devam ederse biz de bu sert geçen kışı daha rahat şartlarda geçiririz’ dedik. Tabii şu anda İran’da da kış şartları çok sert. Onlar da bundan dolayı bir sıkıntıları olduğunu bana ifade etti ve bütün bunlarla beraber de ‘Yani en kötü şartlarda bir 10 gün burada eğer esneme yaparsak bu süreci atlatırız’ dedi Sayın Cumhurbaşkanı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile BOTAŞ’tan iki ayrı ekibi gönderdiklerini ve onların orada görüşmeler gerçekleştirdiğini belirterek şöyle devam etti: “Öyle zannediyorum ki yani fevkalade bir durum olmadan inşallah şöyle bir 10 gün, bilemediniz 15 gün içerisinde tekrar bu doğal gaz akışı devam edecek. Tabii tedbirlerimiz var. Biliyorsunuz, Tuz Gölü’nün altındaki bir depolama çalışmamız. Bunun yanında FSRU ile ilgili bu tür gemilerimiz var. Bu gemilerimiz ile gelen yine doğal gaz olayımız var. Bunlarla beraber, gaz akışının sağlanması da bir taraftan gerçekleşecek. Bu kış ortasında biz vatandaşımızı birinci derecede bir defa korumak durumundayız ama nedir, sanayide falan burada biraz kontrollü gitmek durumundayız ve gerek Enerji gerekse Sanayi ve Teknoloji Bakanlıklarımız müşterek bir çalışmayla bunu da koordine ediyorlar, kompanse ediyorlar ve bu şekilde süreci devam ettireceğiz.”
“KADEMELİ TARİFENİN AMACININ ELEKTRİĞİN VERİMLİ KULLANIMINI TEŞVİK ETMEK”
Elektrikte kademeli faturalandırma sistemine geçildikten sonra yüksek fatura bedelleriyle ilgili şikâyetlerin geldiğinin belirtilerek daha düşük ücretlendirme için bir çalışma öngörülüp görülmediğinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun salgın koşulları nedeniyle alınmış bir tedbir olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada hammadde fiyatlarında yaşanan artışlar sonucu enerji maliyetlerinde de büyük artışlar meydana geldiğine dikkati çekerek, dünyada elektrik üretiminin ana hammaddelerinden olan kömür fiyatlarında 5 kat, doğal gaz fiyatlarında da 10 kat artışların söz konusu olduğunu ifade etti.
Enerji piyasalarının sürdürülebilirliği için zorunlu miktar kadar bir düzenleme yapılmakla birlikte fiyatlarda sübvansiyonun hâlâ mevcut olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yani 2021 yılında vatandaşlarımızın elektrik faturalarında yüzde 50, doğal gaz faturalarında ise yüzde 75 oranında devletimiz sübvansiyona gitmiştir. Böylece, toplamda 100 milyar lirayı bulan maliyeti devletimiz sübvanse ederek karşıladı ve tarifelere de bunu yansıtmadı. 2022 yılında da benzer sübvansiyonlar yine devam edecektir” diye konuştu.
Bir konut abonesinin aylık elektrik ve doğal gaz faturaları için ödediği toplam tutarın 2002’de net asgari ücretin yüzde 47’sini oluşturuyorken 2022’de aynı miktardaki tüketim için bu oranın yüzde 12,9 seviyelerine düştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kademeli tarife, Türkiye’deki hanelerin ortalama elektrik tüketimleri hesaplanarak 150 kilovatsaat olarak belirlendi. 2021 yılı verilerine göre, ülkemizdeki konutlarda kullanılan ortalama tüketim aylık 134 kilovatsaat olarak gerçekleşti. Aylık 150 kilovatsaatlik tüketim, düşük tarifeden 150 kilovatsaati aşan tüketimler ise daha yüksek bir tarifeden faturalandırılıyor. Aylık 150 kilovatsaat miktarı bir ay 30 gün varsayılarak günlük 5 kilovatsaatin 30 güne tekabül eden miktarından hareketle oluşuyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kademeli tarifenin amacının elektriğin verimli kullanımını teşvik etmek ve dar gelirli vatandaşların kullandığı elektriğin sübvanse edilmesini sağlamak olduğunu vurgulayarak uygulamanın henüz başladığını, gelecek günlerde kullanım verilerinin de takip edileceğini kaydetti.
“DENGELİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMEYE KESİNLİKLE ULAŞACAĞIZ”
Gelecek dönemde Türkiye’nin faizle mücadelesinde ne tür adımlar atılacağı sorusunu da cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin uygulanan akılcı politikalarla kamu maliyesinde ve bankacılık sektöründe ciddi kazanımlar ile güçlü bir duruş elde ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, faiz oranlarında tarihî düşük seviyeleri yakalama başarısının da gösterildiğine değinerek şunları kaydetti: “Hatırlayın, Türkiye 2013 yılında tarihinin en düşük faiz ortamını yakaladı ancak bunun ardından bir dizi iç ve dış olumsuz gelişmeyle bu süreç kesintiye uğradı. Diğer taraftan, son 20 yılda altyapı yatırımları konusunda önemli mesafeler katettik. Doğrudan yatırımları destekleyen güçlü bir teşvik sistemine sahibiz. Ülkemizde iş yapma ortamının geliştirilmesi için devrim niteliğinde adımlar atıldı. Üretim odaklı ihracat ve istihdamı artırmak hep önceliğimiz oldu. Bütün bunlar, yeni modelimizin uygulanmasına yönelik uygun zemini hazırladı. Böylece nihai amacımız olan dengeli ve sürdürülebilir büyümeye kesinlikle ulaşacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bildiğiniz gibi dengeli büyüme, büyüme kompozisyonunun dış talep lehine iyileştirildiği bir görünümü ifade ediyor. Sürdürülebilir büyüme ise makro dengelerin korunduğu büyüme çerçevesine işaret ediyor. Yüksek faiz ortamının orta uzun vadede kırılganlık oluşturduğu aşikâr. Bu ortamda kaynaklarımız üretime gitmiyor. Bu da üreterek ekonomik olarak güçlenmek isteyen ülkemizin gelişmesine ket vuruyor. Biz işte bu sebeple düşük faiz ortamında kaynaklarımızı üretim, istihdam, ihracat ve büyüme olarak kullanmak istiyoruz. Biz önümüzdeki döneme çok iyimser bakıyoruz. Son dönemde döviz kurundaki istikrarlı seyir, bu iyimser bakışımızı da destekliyor. Kamusal kaynakları ve banka kredilerini etkin ve verimli şekilde üretimin artırılması için kullanarak bu mücadelemizde başarılı olacağımıza da inanıyorum. Bu modelle birlikte ülkemiz daha güçlü hâle gelecek ve ekonomimiz olası spekülatif ve manipülatif müdahalelerden daha az etkilenecektir. Bundan eminiz”
“FAİZDEN MEDET UMULMASINI KESİNLİKLE DOĞRU BULMUYORUZ”
Merkez Bankası politika faizinin yüzde 14 olduğu, vatandaşların özel bankaya gittiğinde ihtiyaç kredisi, taşıt kredilerinin daha yüksek olduğu belirtilerek aradaki makasa ilişkin görüşleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle de özel bankaların bu konuda hâlâ sömürü çarkını devam ettirme gayretinin olduğunu görüyoruz. Ben de vatandaşlarıma sesleniyorum, diyorum ki; kamu bankalarına gidin ve kamu bankalarına gitmek suretiyle de böyle bir sömürü çarkı içerisine girmeyin. Çünkü kamu bankaları bu konuda hassas ve vatandaşını kesinlikle yüksek faizle sömürme gibi bir gayretin içerisine giremez. Bundan rahatsız olacak özel sektör bankaları, biliyorum, ama bunu söylemeye mecburum” diye konuştu.
Özel bankaların böyle yapması durumunda vatandaşın uygun krediyi veren kamu bankasına gideceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Faizden medet umulmasını biz kesinlikle doğru bulmuyoruz” dedi.
Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla ile büyüme rakamlarını açıklama yaklaşımının bankalar tarafından benimsenmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu benimseyecekler, benimsemediği takdirde bizim de mücadelemiz devam edecektir” ifadesini kullandı.
ENFLASYONLA MÜCADELE
Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyonla mücadele konusunda yeni karar ya da atılacak yeni adım olup olmadığına ilişkin soru üzerine, salgın önlemlerinin gevşemesiyle küresel enerji ve emtia fiyatlarında ciddi artış yaşandığını hatırlattı.
Uluslararası taşımacılık maliyetlerinde, navlun fiyatlarında yükselişler görüldüğünü, küresel tedarik zincirlerinde bozulmalar ve girdi maliyetlerinde artış yaşandığı belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu durumun sadece Türkiye’de değil dünyada da enflasyonist baskıları artırdığını kaydetti.
Çoğunlukla dışsal ve geçici faktörlerin normalleşmesiyle yurt içi finansal piyasalarda bir dengelenmenin söz konusu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bugün dünyanın ekonomide en büyüğü Amerika, eğer enflasyonla mücadelede bu işi başaramıyorsa, Batı’ya gelelim, Batı ülkeleri bunu başaramıyorsa, burada kendi ülkemizdeki şartlara da buna göre bakmamız lazım. Bu dengelenme 2022 yılı enflasyon görünümüne, inanıyorum, olumlu katkı sağlayacaktır. Enflasyonla mücadele önceliğimizdir. Enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak ve enflasyonun olumsuz etkilerini vatandaşlarımıza asgari düzeyde yansıtmak amacıyla gerekli adımlar atılıyor ve bu adımları kararlı bir şekilde atarken para ve maliye politikalarında güçlü bir koordinasyonumuz var. Rekabeti ve verimliliği artırıcı yapısal politikaları da hayata geçiriyoruz, bu yolla enflasyonun düşürülmesini hedefliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kapsamda Fiyat İstikrarı Komitesinin düzenli toplandığının ve fiyat hareketlerinin yakından izlendiğinin altını çizerek, “Para politikasının etkinliğinin sınırlı kaldığı arz şokları durumunda alınacak tedbirler, bütüncül bir bakış açısıyla gözden geçiriliyor ve neticesini de bu şekilde alacağımıza inanıyorum” değerlendirmesini yaptı.
KUR KORUMALI VADELİ MEVDUAT SİSTEMİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, kur korumalı vadeli mevduat sistemine ilişkin muhalefetin; “daha önce denendiği ve başarısız olduğu” ve “kur korumasının devlet tarafından karşılanmasına” yönelik eleştirilerin bulunduğu hatırlatılarak, “Bu sisteme orta vadede ve uzun vadede yeni enstrümanların eklenmesi söz konusu olur mu?” sorusu yöneltildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefetin, 20 yıl içerisinde iktidarın yatırımlarına “doğru” demediğini, hiçbir zaman da yapılan güzelliklere “hayırlı olsun” demeyeceğini söyledi.
Türk lirası cinsinden enstrümanlara güveni artırmak ve tasarruflarını Türk lirasında değerlendiren vatandaşların kurdaki oynaklık karşısında mağdur olmaması amacıyla kur korumalı mevduat ve katılma hesabını uygulamaya aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin, sistemin daha önce denendiğine yönelik açıklamalarını değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz böyle bir göreve mi geldiniz, neyi denediniz? 20 yıl içerisinde bu işi yapan biziz, biz denedik, neticelerini aldık, neticesini aldığımız için de şimdi tekrar bunu uygulamaya koyduk. Uygulamanın henüz başlarında olmamıza rağmen vatandaşlarımızın kur korumalı Türk lirası vadeli mevduat ve katılım fonuna ilgisi şu anda muhteşem” diye konuştu.
Gelinen noktanın kendisini tatmin edip etmediğine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gayet iyi gidiyoruz. 25 Ocak 2022 tarihi itibarıyla bu hesaplarda toplam büyüklük ne biliyor musunuz? 203 milyar lirayı aşmış durumda. Bu neyi gösteriyor? Vatandaşın ilgisi bu denli büyük olduğuna göre bu miktarın 58,6 milyar lirası da döviz hesaplarından dönüşen tutar. Bu bakiyede 187,8 milyar lira ile gerçek kişilerin payı yüzde 92,5 düzeyinde. Tüzel kişiler ise 15,3 milyar lira ile yüzde 7,5 paya sahip” bilgilerini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kur korumalı mevduat ve katılma hesabı ürününe ek olarak attıkları bir dizi aksiyon adımın da yakın zamanda uygulamaya girdiğini anlatarak, şunları söyledi: “Döviz kurundaki oynaklık nedeniyle fiyatlamada zorluk yaşayan ihracatçı ve ithalatçı firmalarımıza yönelik döviz satım ihaleleri düzenlenmeye başladı. Ayrıca devlet tahvillerinden elde edilen gelirlere stopaj oranını da ne yaptık, sıfırladık. Temettü gelirlerine uygulanan stopaj oranını ise yüzde 15’ten yüzde 10’a düşürdük. Bireysel emeklilik sistemine devlet katkısının yüzde 25’ten yüzde 30’a çıkaran değişiklik uygulamaya alındı. Bazı yatırım fonlarından elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmesi de bu arada sağlanmış oldu. İhracat ve imalat sanayi şirketlerine 1 puanlık kurumlar vergisi indirimi uygulaması da bu arada başlatıldı. Önümüzdeki dönemde bireysel ve kurumsal yatırımcılara yönelik alternatif borçlanma enstrümanlarının ihraç edilmesi de planlanıyor, bu adımları da atacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gıda, temizlik gibi vatandaşların yoğun tükettiği ürünlerde KDV indirimine gidilip gidilmeyeceğine ilişkin soru üzerine, ekonomi programında özellikle Katma Değer Vergisi’nde etkinliği, adaleti ve basitleştirmeyi sağlamak amacıyla çalışmalar yapılacağı yönünde karar aldıklarını hatırlattı.
Diğer taraftan kayıt dışı ekonomiyi azaltmak, iş ve yatırım ortamını iyileştirmek, ihracatı artırma yaklaşımlarını destekler mahiyette KDV’ye ilişkin de Hazine ve Maliye Bakanlığının çalışma yürüttüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kapsamda, KDV oranlarının sadeleştirilmesi, oran farklılıklarının giderilmesi, uygulamada kolaylık konularında Gelir İdaresi Başkanlığımız beklentileri, çözüm önerilerini de alıyor. Bu şekilde gelen talepler ve değerlendirmeler etraflıca analiz edilip atılması gereken adımlar varsa o adımları da gerçekleştireceğiz” dedi.
Hangi ürün yelpazesinde indirim yapılacağına ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her tür ürünler bu konuda masaya yatırılarak bunların tabii arz talep dengesi içerisindeki yeri ne ise ona göre de adımları atacağız” cevabını verdi.
“RUSYA İLE UKRAYNA ARASINDAKİ MEVCUT GERİLİMİN YENİ BİR KRİZE DÖNÜŞMEDEN ÇÖZÜLMESİNİ İSTİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna ve Rusya arasındaki çatışma ihtimali ve Moskova’nın Türkiye’nin arabuluculuk teklifine nasıl yaklaştığına ilişkin soruyu ise şöyle cevapladı: “Her şeyden önce tabii bu gelişmeleri bizim uygun bulmamız, hayırlı bulmamız mümkün değil. Çünkü bölge bizim bölgemiz, Rusya ile Ukrayna arasındaki mevcut gerilimin yeni bir krize dönüşmeden çözülmesini istiyoruz. Bunun için elimizden gelen desteği vermeye hazır olduğumuzu tekrar söylüyorum. Devlet başkanları Putin ve Zelenski’ye de bu mesajlarımı ilettim, iletmeye de devam edeceğim. Zira biz bölgemizde barış istiyoruz, istikrar istiyoruz. Her iki ülkenin de Türkiye’nin samimiyetinin ve iyi niyetinin farkında olduğunu düşünüyorum. Örneğin, iki lideri arzu ederlerse ülkemizde bir araya getirerek barış ortamının yeniden tesisine giden yolu açabiliriz. Şu unutulmamalıdır ki, iki bölge ülkesinin birbiriyle savaşmasının ne taraflara ne de bölgemize bir getirisi olamaz. Bölge istikrarsızlıktan yeterince çekti, bu bize de ziyadesiyle olumsuz yansıyor. Daha fazla savaş, daha fazla acı istemiyoruz. Kaldı ki işin bir de Rusya’nın Batı camiasıyla olan ilişkisiyle alakalı kısmı da var. Burada yaşanan olumsuzluklardan da rahatsızız. Meselenin diyalogla halledilmesini, güç kullanılmasından kaçınılmasını, Türkiye olarak biz gerekli görüyoruz. Ve bu konuyla ilgili malum, NATO’nun şu anda kurmuş olduğu devreler var. Bu devrelerin de başarılı olması en büyük temennimizdir.”
“Korkulan olur da Rusya’nın Ukrayna’ya bir saldırı olursa bir NATO ülkesi olarak Türkiye’nin pozisyonu ne olur?” sorusuna ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliğine en başından beri destek verdiğini hatırlattı.
Rusya’nın Kırım’ın ilhakı başta olmak üzere, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü zedeleyen adımlarına karşı net bir tutum sergilendiğini de anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Bu tutumun değişmesi söz konusu değildir. Rusya’nın Ukrayna’ya silahlı bir saldırı ve işgal yoluna gitmeyeceğini temenni ediyorum. Zira böyle bir adım, ne Rusya için ne de bölgemiz için akılcı bir hareket olamaz. Umarım gerginlik böyle bir noktaya ulaşmaz. Biz de zaten bu anlayışla ve sorumlu bir bölge ülkesi olarak gerginliğin bir silahlı çatışmaya dönüşmesini engellemek için elimizden gelen her çabayı göstermeye hazır olduğumuzu belirtiyoruz. Rusya’yı dinlemeye ve varsa makul güvenlik kaygılarını gidermeye yönelik anlamlı bir diyaloğa da ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. Rusya’ya da bazı taleplerinin niye kabul edilemez olduğunu anlatmamız lazım ve bu yönde de bir diyaloğuna NATO’nun Rusya tarafından daha iyi anlaşılmasını veya anlatılmasını sağlayacağına inanıyorum.”
“BİZİM ARZUMUZ, DİYALOG VE DİPLOMASİ YOLUYLA MEVCUT KRİZE BİR ÇÖZÜM BULUNMASIDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i Türkiye’ye davet ettiklerini belirterek, “Ülkemizde kendisiyle ikili bir görüşmeyi de yapmak suretiyle bazı adımları atalım istiyoruz” dedi.
Rusya Devlet Başkanı Putin’in Türkiye’ye gelip gelmeyeceğine ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cevap verecekler, şimdi bir yurt dışı seyahatte” ifadelerini kullandı.
Rusya ile ABD arasında devam eden görüşmelere ilişkin bir soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “Bizim arzumuz, diyalog ve diplomasi yoluyla mevcut krize bir çözüm bulunmasıdır. Bunun mümkün olduğuna dair inancımızı koruyoruz. Hem Rusya’ya hem de Ukrayna’ya yapıcı ve itidalli davranmaları yönündeki çağrılarımızı da sürdürüyoruz. Türkiye, NATO müttefiki olmanın yükümlülüklerini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yerine getirmeye devam edecektir. Bu konuda herhangi bir tereddüde mahal yoktur ve bu şekilde de görüşmelerimizi devam ettiriyoruz.”
“MEVCUT KRİZ ORTAMINDA NATO MÜTTEFİKLERİNİN BİRLİK VE DAYANIŞMA ANLAYIŞI İÇİNDE HAREKET ETMELERİ ŞART”
“NATO’nun içerisinde NATO’nun kendisine yönelik ciddi çatlak ihtimali görüyor musunuz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Mevcut kriz ortamında NATO müttefiklerinin birlik ve dayanışma anlayışı içinde hareket etmeleri şart. Tabiatıyla her ülkenin kendi ulusal çıkarları doğrultusunda farklı yaklaşımları olabilir. Fakat esas olan bunları ittifak bütünlüğü altında istişare ederek ortak bir tutum belirlemektir. NATO şu ana kadar bu bağlamda kötü bir sınav vermedi. Yani başarıyla bu tür adımları atarken yoluna devam etti. Yine de bazen kimi müttefikler tabiri caizse köşeye sıkıştırmak için bilinçli haber sızdırmalar, dezenformasyon yapılabiliyor veya yapıyorlar. Türkiye olarak biz de örneğin Suriye meselesinde, Libya meselesinde, benzer başka meselelerde bu tür kampanyaların hedefi hâline getirilmek istendik.”
Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde teröre karşı gerçekleştirdiği harekâtlar ve PKK/YPG terör örgütüyle haklı mücadelesine yönelik mesnetsiz eleştiriler ve dezenformasyon kampanyaları olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunlardan hareketle uygulamaya sokulan haksız tedbirlerin boyutu düşünüldüğünde başka örneklerle karşılaştırma yapmanın doğru olmayacağını ifade etti.
Bugün bazı eleştirilere maruz kalanların, karşılaşılan bu haksızlığı artık daha iyi anlamasının da mümkün olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışı da özellikle birinci derecede NATO üyesi ülkelerden beklediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nedir bu? Bakıyorsunuz Amerika’nın Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütlerine binlerce tır silah, mühimmat vesaire getirmesi gibi. Bu uyarıları biz müttefikimiz Amerika’ya yapmış olmamıza rağmen netice alabildiniz mi? Maalesef netice alamadık” dedi.
“İNSANIMIZIN KUTSALLARINA YÖNELİK HASSAS BİR DURUŞUM VAR”
“Sezen Aksu’nun 2017 yılında yazdığı şarkının sözleri gündeme geldi ve tartışma konusu oldu. Geçen Cuma Çamlıca Camii’nde bir çıkışınız oldu ve bir kısım tarafından da çok sert tepki ile karşılandı. Bu eleştirilere ne demek istersiniz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Şimdi burada çok açık net bir gerçeği ortaya koymakta fayda var. Öncelikle benim oradaki hitabımın muhatabı Sezen Aksu değildir. Sezen Aksu, Türk müziğinin önemli bir ismidir. Şarkılarıyla insanımızın duygularına tercüman olmuş bir sanatçımızdır. Bu başka bir şey, bunu bir kenara koyalım. Ama diğer taraftan ben ülkenin Cumhurbaşkanı olarak insanımızın hangi inançtan olursa olsun dinî değerlerine, yani kutsalına laf edilmesine müsaade etmem. Yani burayı birbirinden ayırmamız lazım. Kaldı ki burada sadece Hazreti Adem aleyhissalatü vesselam ile Havva validemiz değil, aynı zamanda burada Meryem validemize de aynı şekilde hakaret var. İnsanımızın kutsallarına yönelik hassas bir duruşum var. Bunu da herkes bilir. ‘Dilini koparma’ ifadesini bir kişinin şahsına değil, kutsallarına karşı hakarete dönük bir tavır olarak ifade ettim. Hatırlayın, Demokrat Parti döneminde Atatürk’ü Koruma Kanunu çıkarıldı. Şimdi biz kutsallarımızı korumak için de kanun mu çıkaracağız? Bu bir duruş, saygı, kabullenme ve birlikte yaşama tecrübesi olarak hayata geçmeli.”
Özgürlüğün sınırlarının hakaret etmek, rencide etmek veya kutsallara kötü sıfatlar yakıştırmak olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bizim dinimiz tüm peygamberlere kendi peygamberimize olduğu kadar saygı ve hürmeti emrediyor. Ne zaman birbirimize, inançlarımıza, değerlerimize saygı duyacağız? Ne zaman? Ne zaman bu konularla gündem oluşturmaktan vazgeçeceğiz? Kimse toplumumuzu kutuplaştırmaya, özellikle de bütün bu konulara yönelik görmezlikten gelmemizi beklememeli. Millet olarak kardeşçe ve birlikte yaşamamızın teminatı birbirimize olan saygımızdır. Bu saygıyı ortaya koymaya mecburuz. Bir Cumhurbaşkanı olarak da bu hassasiyetim ayrıca hiç isim vesaire falan zikretmeden ortaya koyduğum bir ilkenin kabulüdür. Öyle zannediyorum ki bu ilkenin kabulünü de herkes kabullenecektir.”
“BU ÜLKENİN SEÇİLMİŞ İRADESİNE İSTEDİĞİNİZ GİBİ HAKARET ETME LÜKSÜNÜZ OLAMAZ”
“Gazeteci Sedef Kabaş’ın Cumhurbaşkanına hakaret suçundan tutuklanmasına ilişkin bir soruya karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradaki hakaret her şeyden önce şahsımla ilgili değil, temsil ettiğim makama yöneliktir. Devleti yöneten Cumhurbaşkanının ve Cumhurbaşkanlığı makamının hedef alınması burada söz konusu. Biz, Cumhurbaşkanlığı makamının ve millet iradesinin izzetini korumakla yükümlüyüz. Bulunduğum makam bunu gerektiriyor. Bunu ben mi söylüyorum? Yok. Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi Cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Bu suçun, kişilere ve şerefe karşı suçlar içerisinde olmadığını, devletin egemenlik alametlerine ve organların saygınlığına karşı suçlar bölümünde yer aldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burası önemli. Devleti temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığı korunsun, bunun için. Dolayısıyla bizim bunlara prim vermemiz söz konusu olamaz. Hukuk neyi gerektiriyorsa, sonucu ne olursa olsun burada gereği yapılacaktır. Bunun ifade özgürlüğü ile de bir alakası yoktur. Siyasette elbette eleştiri olur, söyleyecek bir şeyim yok. Ama bu temiz bir dille olmalı” ifadelerini kullandı.
“CHP’nin Cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen maddenin kaldırılmasıyla ilgili teklifinin olduğu biliyoruz. Bu tasarıyla ilgili düşünceniz nedir?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “CHP’nin Cumhurbaşkanına hakaret maddesinin kaldırılması teklifi de tam bir garabet. Bunlar milletin bu makamlara kendilerini getirmeyeceğini bildikleri için ‘Bizim elde edemeyeceğimiz makamlara gelenlere herkes istediği gibi saysın, sövsün’ diyorlar. Yaptıkları bu. Bu makamların şerefini, saygınlığını biz bu aziz milletle birlikte koruyacağız, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Öte yandan hemen hemen bütün ülkelerde devlet başkanlarına, cumhurbaşkanına hakaret etmek suçtur. Bu ülkenin seçilmiş iradesine de istediğiniz gibi hakaret etme lüksünüz olamaz.”
Yüzde 52 oyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Esasında bunların hakaret ettikleri Tayyip Erdoğan nezdinde milletin ta kendisidir. Millete olan nefretlerini ortaya koyuyorlar. Milletin evi dediğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetim merkezine ahır benzetmesi de tümüyle bu aziz millete hakarettir, edepsizliktir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Muhalefetin de bu kadar ağır sözleri ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı gibi göstermesi, bunların edebini, siyasi ahlakını gösteriyor. Şahsıma ve temsil ettiğim makama hakareti kendilerine hak görenlerin şunu artık iyice bellemelerinde fayda var. Kabul etseler de etmeseler de Recep Tayyip Erdoğan, bu ülkenin yüzde 52 ile seçilmiş Cumhurbaşkanıdır. Bu makama saygısızlığın da kanunlarımızda cezası açıktır ve bu suç cezasız kalmayacaktır. Herhalde CHP’nin genel merkezine ahır yakıştırması yapanlara CHP yönetimi iyi bir dille bakmaz. Bu yollara tevessül edenlerin çaresizliğini de anlıyorum. Çünkü muhalefetten beklentileri yok. Biz onlar gibi hakarete başvurmuyoruz. Her vatandaşın tabii hakkı olan adalete başvuruyoruz.”
AK Parti iktidarlarının bu ülkede demokrasiyi ve fikir hürriyetini âdeta taçlandırdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, fikir ve ifade hürriyetinin hakaret içermediği sürece herkes için eşit bir hak olduğunu AK Parti iktidarlarının bu ülkeye hatırlattığını belirtti.
Bu konunun da takipçisi olacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer taraftan bu yapılanın bir anlamda nefret siyaseti olduğunu, toplumun önüne proje koyamayanların vatandaşlar arasına nefret ve nifak tohumları serpmeye çabaladığını kaydetti.
Bu hakareti yapanın provokasyon amaçladığının da çok açık olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu, sağlık kontrolü için getirildiği hastaneye girerken kelepçesiz ellerini arkadan birleştirerek ters kelepçe vurulduğu algısı oluşturmaya çalışmasında da gördük. Buna asla müsaade etmeyeceğiz. Devletin makamlarına ağız dolusu hakaret ederek toplumun bir kesimini nefretle donatanlar, yaptıklarının cezasını da hukuk çerçevesinde görecektir” diye konuştu.
“MİLLETİMİN FERASETİ VE SAĞDUYUSUYLA BÖYLE BİR ŞEY HİÇBİR ZAMAN GERÇEKLEŞMEYECEK”
AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda, “Edirne’deki İmralı’dakine hesap verecek” sözüyle ne anlatmak istediğinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu aslında Abdullah Öcalan’a sormak lazım. Çünkü Öcalan’ın, Demirtaş’ın oradan vermiş olduğu mesajlardan rahatsız olduğu ortada bir gerçek. Terör örgütü PKK elebaşını bırakacak tek bir iktidar olur. O da HDP’nin içinde olduğu zillet ittifakı iktidara gelirse böyle bir şey olabilir. HDP’nin terörist elebaşıyla ilgili ‘Heykelini dikeceğiz’ vaatlerini hatırlayın. O günlere şöyle bir geri dönün. Terör örgütüne sırtlarını yasladıklarını nasıl açık açık söylediklerini hatırlayın. ‘Biz sırtımızı şuraya dayıyoruz’ diyenleri hatırlayın. ‘FETÖ’cüleri serbest bırakacağız’ diyenler yine bunlar değil mi? CHP değil mi?” diye konuştu.
Bunlara asla izin vermeyeceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Allah’ın izniyle, milletimin feraseti ve sağduyusuyla böyle bir şey hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. Bu hanım zihnindeki ifade etmiştir. Zillet ittifakındaki ortağı HDP’ye verdiği sözler aklına gelmiş olacak ki, terörist başının salıverileceğini zannediyor. Teröre, teröriste karşı tavizsiz bir mücadele devam ederken, bu hanımefendinin böyle bir iftirada bulunması siyaset değil, tek kelimeyle yalandan medet ummaktır. Bakın yine aynı yere geliyoruz, gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar. Çünkü onların kalpleri mühürlenmiştir. Hanımefendi sözlerimizi işine geldiği gibi anlıyor. Çünkü işine HDP’ye verdiği sözler geliyor. Sözleri içeriğinden ayrıştırarak, amacından uzaklaştırılarak yalanlarına malzeme yapanlar, milleti aldatmaktan başka hiçbir şey yapmıyorlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öcalan, Demirtaş’ın açıklamalarından rahatsız” ifadesinin anımsatılarak, “Devletin elinde böyle bir bilgi mi var?” sorusuna, “Var ki söylüyorum” cevabını verdi.
“DEVLETİMİZE VE MİLLETİMİZE İHANET EDEN ŞEBEKELERİNİN OYUNLARINI HER ZAMAN BOZDUK”
Evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitiren Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastının faillerinden birinin yurt dışında yakalandığı ve Türkiye’ye getirildiğine yönelik soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Hablemitoğlu’nun, FETÖ’nün devlet içerisindeki kadrolaşma çalışmalarını anlatan “Köstebek” isimli kitabını yayımlayamadan 18 Aralık 2002’de öldürüldüğünü anımsattı.
Millî İstihbarat Teşkilatının uzunca bir süredir bu suikastın katil zanlılarından Nuri Gökhan Bozkır’ın izini sürdüğüne ve şahsın kırmızı bültenle arandığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Kaçtığı yurt dışında 2015 yılından itibaren FETÖ medya organlarına verdiği röportajlarında da ülkemiz aleyhine asılsız iddialarda bulunuyordu. İstihbaratımız bu kişinin Ukrayna’da saklandığını tespit etti ve bu şahsın yakalanarak ülkemize getirilmesi konusunda Zelenski ile de bunu konuştuk, önceki başkanla da bunları konuştuk ve ‘Bu ülkenizdedir bunu lütfen bize verin’ dedik. Tabii bu kişi Hablemitoğlu cinayeti zanlısı olarak şu anda ülkemiz yargısına hesap veriyor ve istihbarat teşkilatımızın buradaki yakın markajı, muhatapları ile olan sıkı diyaloglarla bu iş neticelendi. FETÖ ile irtibatı yanında DEAŞ terör örgütüne de silah ve mühimmat temin ettiği bilinen birisi.”
Bu olayın zanlısının yakalanıp Türkiye’ye getirilmesinin geçmişteki faili meçhul cinayetleri aydınlatma konusundaki kararlılıklarının bir ispatı olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Devletimize ve milletimize ihanet eden şebekelerinin oyunlarını her zaman bozduk, bozmaya devam ediyoruz, devam edeceğiz. Hep söylediğimiz gibi güvenlik meseleleri bizim için bir bütündür. Her çeşidinden terör örgütü ve suç şebekesiyle mücadelemizi aynı hassasiyetle sürdürüyoruz. Geçmişte faili meçhul cinayetlerle istikrarımızı bozmaya çalışanları ortaya çıkararak ülkemize karşı oynanan oyunları deşifre etme konusundaki kararlılığımız da bakidir. Burada kaçtıkları ülkelerde karanlık odaklarla iş birliği yaparak terör faaliyetlerine devam eden hainlere de bu vesileyle seslenmek istiyorum, dünyanın neresine giderseniz gidin Türk adaleti önüne çıkıp, hesap vermekten kurtulamayacaksınız. Son nefesinize kadar ensenizde olacağız.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm şehitleri ve faili meçhul cinayetlere kurban giden milletin aziz evlatlarını rahmetle yâd etti.
“İŞÇİLERİMİZİN ÜCRETLERİNİ ENFLASYONUN ÜSTÜNDE BİR SOSYAL DESTEKLE YÜKSELTMEK BOYNUMUZUN BORCUDUR”
Memur ve emeklilere yapılan artış oranının işçilerde de bir beklentiye yol açtığının belirtilerek, “İşçilere de bir müjdeniz olabilir mi?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomide önemli bir değişimi hayata geçirirken her kesimden insanın yaşadığı sıkıntıları bertaraf etmek için kapsamlı sosyal politikalar geliştirdiklerini ve uyguladıklarını kaydetti.
Asgari ücrette yüzde 50’nin üzerinde net artış yaptıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bununla kalmadık yıllardır gündemde olan ancak bir türlü hayata geçirilemeyen, çalışanların ücretlerinin asgari ücret seviyesindeki kısmının Gelir ve Damga vergisinden muaf tutulması uygulamasını başlattık” dedi.
Yıllık enflasyon yüzde 36 oranında gerçekleştiği için memurların ve emeklilerin gelirlerinde buna uygun artışlara gittiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Altını çizerek söylüyorum yıllık değil, altı aylık dilim için memur ve emeklilerimizin gelirlerinde yüzde 31 artış sağladık. Asgari ücret düzeyindeki gelirlerin vergi dışı kalmasıyla elde edilen yaklaşık 300 liralık ilaveyle birlikte bu destek oranı daha da yukarıya çıkıyor. Böylece memur ve emeklilerimize ciddi bir ilave sosyal destek vermiş olduk. Ayrıca 67 liradan aldığımız ve bin 500 liraya kadar çıkardığımız, burası çok önemli, hani bazen diyorlar ‘Ne verdiniz filan’ diye. 67 liradan başladı, bin 500 liraya kadar çıkardığımız en düşük emekli aylığını 2 bin 500 liraya yükselttik. Bu açıdan baktığımızda kimi emeklilerimizin maaşlarındaki artış oranı enflasyonun çok üzerine çıkarak, yüzde 60’ları buldu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şimdi burada bir müjde vereyim, işçilerimizin toplu sözleşmede aldıkları zammın üzerine ortaya çıkan enflasyon farkı zaten eklenecektir. Buna memur sözleşmesinde yaptığımız gibi yüzde 2,5’lik bir artış daha ilave ediyoruz. Böylece işçilerimizin ücretlerinde yüzde 28’i bulan bir artış sağlamış oluyoruz. İşçilerimizin alın terinin karşılığı olan ücretlerini enflasyonun üstünde bir sosyal destekle yükseltmek boynumuzun borcudur. Yaklaşık 700 bin kamu işçisini doğrudan ilgilendiren bu artış için gereken düzenleme kısa sürede yapılacaktır. Özel sektörün de kendi çalışanları için benzer bir iyileştirmeye gideceğine inanıyorum. İşçi ücretlerine yaptığımız bu ilave artışın şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.”
“KÖRFEZ BÖLGESİNİN GÜVENLİK VE İSTİKRARINA VERDİĞİMİZ ÖNEMİ ÖTEDEN BERİ VURGULUYORUZ”
Birleşik Arap Emirlikleri’ne Şubat ayında gerçekleştireceği ziyarete ilişkin değerlendirmeleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde Körfez ülkeleriyle ilişkilerde güzel bir ivme yakaladıklarını, bölgede ortaya çıkan yeni dinamiklerin bunda önemli rol oynadığını belirterek, “Özellikle de Katar ile diğer bazı bölge ülkeleri arasındaki anlamsız ihtilafın çözüme kavuşturulması, bölgede yeni bir iş birliği ruhunun hâkim olmasına katkıda bulundu” diye konuştu.
Diyalog ve uzlaşı önceleyen yeni bir döneme girildiğini, bu yeni ortamda Türkiye’nin Körfez bölgesine yönelik ilkeli ve iyi niyetli tutumunun artık daha iyi anlaşılmaya başlandığını gördüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkelerin hepsi ile güçlü kültürel, beşeri ve ekonomik bağlarımız var. Körfez bölgesinin güvenlik ve istikrarına verdiğimiz önemi öteden beri vurguluyoruz. Halklarımız kardeş, ekonomilerimiz birbirini tamamlayıcı nitelikte. Ticaret, yatırım, turizm, sağlık, ulaştırma ve diğer pek çok alanda ki bunların içerisinde savunma büyük önem arz ediyor, bu ciddi iş birliği potansiyelini de en iyi şekilde değerlendireceğiz” görüşünü paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bunların Körfez ülkelerinin tümüyle farklı alanlarda karşılıklı çıkara dayalı kazan-kazan esasıyla yürüdüğünü ve böyle de yürüyeceğini dile getirerek, “Bu birliğin tesisi için son derece elverişli bir ortam önümüzde. Netice itibariyle de karşılıklı faydaya, ortak çıkarlara dayalı bu yeni bölgesel iş birliği döneminin eşiğinde olduğumuza inanıyorum. Onun için de 14 Şubat bizim için önemli bir tarih. Bu tarihte inşallah özellikle Birleşik Arap Emirlikleri’nde yapacağımız ziyaret âdeta yeni bir dönemin kendilerinin burayı ziyaretinden sonra durum arz edecektir” değerlendirmesinde bulundu.
“DOĞU AKDENİZ’DE TÜRKİYE’Yİ YOK SAYAN HİÇBİR BÖLGESEL PROJENİN BAŞARILI OLMASI MÜMKÜN DEĞİL”
ABD’nin Doğu Akdeniz Doğalgaz Boru Hattı Projesi (EastMed) girişiminden desteğini çekmesine ilişkin değerlendirmesi sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin kendisi için yapmış olduğu maliyet ve menfaat hesaplarında beklediğini görmeyince projeden çekildiğini ifade etti.
Türkiye’nin ise Libya ile yaptığı anlaşmayla Türk iş adamlarının bu ülkede attığı önemli adımlar olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi yok sayan hiçbir bölgesel projenin başarılı olması mümkün değil. Coğrafyamızda da bu gerçeği zaten görüyoruz ve bunu da açıkça söyledik. EastMed Boru Hattı Projesi ise teknik ve ticari fizibilitesi olmayan, Rum-Yunan ikilisinin siyasi saiklerle ortaya attığı, bizi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni dışlamaya yönelik afaki bir projeydi. Amerika’nın nihayet bu gerçeği görmesi memnuniyet vericidir. Tabii biz Doğu Akdeniz’de kapsayıcı iş birliğinden ve hakça paylaşımdan yanayız. Bunu defaatle söyledik. Bunun için de 2020’de kapsamlı bir Doğu Akdeniz Konferansı toplanmasını önerdik. Ama buna bir cevap maalesef gelmedi ve biz şu anda onun da bekleyişi içerisindeyiz.”
Bu arada İsrail’in bu konuda bazı adımlar attığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail ile de bu alanda her türlü adımı atmaya varız. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanı Herzog’un yine Şubat’ın başında, yani ilk yarısında diyeyim bir ziyareti söz konusu. Bu ziyaretle birlikte de İsrail Türkiye ilişkilerinde yeni bir dönem başlayabilir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Herzog’un ziyaretini olumlu bir gelişme olarak gördüklerinin de altını çizdi.
TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-ABD ilişkilerine ilişkin soru üzerine, dünya siyasetinde liderlerin dost kazanma amacında olduğunu ifade ederek, “Eğer dost kazanmakta ne kadar başarılı olursanız, ülkeniz de o kadar güçlü olur” dedi.
Başbakan olduğu dönemde George W. Bush’un görevde olduğunu, ondan sonra göreve gelen Barack Obama döneminin yine aynı şekilde gayet olumlu geçtiğini, sonraki dönem ise Donald Trump’la yine aynı şekilde sürecin iyi bir şekilde devam ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile münasebetlerinin Obama dönemine dayandığını hatırlattı.
ABD Başkanı Biden’ın Obama döneminde başkan yardımcısı olarak görev yaptığını, görevi sürecinde diyalogları ve görüşmeleri olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Biden’dan beklentilerinin çok daha farklı olduğunu söyleyerek, “Roma görüşmemizden sonra bu konuda yeni gelişmelerin olacağına inanıyorum” diye konuştu.
Özellikle F-35 konusunda ABD yetkilileriyle Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar arasındaki görüşmelerin olumlu istikamette olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yani F-16’larla ilgili, F-16’ların bakımı, yeni F-16’ların bu alacağımıza karşılık verilmesi bu istikamette şu anda Amerika Savunma Bakanı Austin’le bizim Millî Savunma Bakanımız Sayın Hulusi Paşa arasındaki görüşmeler devam ediyor. Ve yeni malum büyükelçiyi bugün ‘agreman’ını aldık ve hayırlı olsun dedik. Temenni ederim ki bu yeni süreçte de hızla bu adımları atarız ve Türkiye-Amerika ilişkilerini geçmişte olduğu gibi olumlu bir yere inşallah oturturuz” görülerini paylaştı.
“KENDİ SAVUNMA SİSTEMLERİMİZİ OLUŞTURURKEN HERHALDE BİRİLERİNE SORMAYACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “S-400’ler ile ilgili Rusya’dan yeni batarya alımının söz konusu mu?” sorusuna şu cevabını verdi: “Bizim o sürecimiz devam ediyor. Yani onlarda herhangi bir geri adım söz konusu değil. Yani bizim kimden ne alacağımızın kararını bizim dışımızda birileri vermeyecek, yani bunun kararını yine biz vereceğiz. Çünkü S-400 tedarikimizin arka planı, o bizde saklı olan bir anlayıştır. Çünkü biz savunmada ne yapacağız, taarruzda ne yapacağız, herhalde bunları bizim bilmemiz lazım. Kimse bize sorarak kendi ülkesinin savunma sistemlerini oluşturmuyor. Öyleyse biz de kendi savunma sistemlerimizi oluştururken herhalde birilerine sormayacağız. Yani göreve geldiğim zaman bizim savunma sistemlerimizde yüzde 20 yerli ve millî gücümüz vardı ama şu anda bu yüzde 80’e çıktı. Bu bir şeyi gösteriyor; demek ki Türkiye yerinde çok daha farklı bir şekilde gelişiyor, farklı bir şekilde güçleniyor ve güçlenmeye de mecburuz. Çünkü çevremizde birçok yerde kendine göre hesapları olanlar var. İşte başta Yunanistan olmak üzere Fransa’dan vesaire birçok yerlerden bir şeyler alıyor. Biz ise artık kendi kendimize yetmenin gayreti içerisindeyiz ve bu konuda da her halükarda güçlenerek yolumuza devam ediyoruz, devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programın sonunda ekranları başındaki izleyicilere seslenerek, “Kışın güzelliklerinden inanıyorum ki onlar da çocuklarıyla beraber her türlü zevki paylaşıyorlar” ifadesini kullandı.




HER ŞEY DAHA GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adnan Menderes’in anıt mezarını ziyaret etti
-
“Nefretin, kinin ve öfkenin diliyle değil, daima kardeşliğin diliyle konuştuk”
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’da gençlerle bir araya geldi
-
“Deprem bölgesinin dört bir yanında kalıcı konutların silüetleri yükselmeye başladı”
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerle bir araya geldi
-
“Önceliğimiz, depremin izlerini bir an önce silerek şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmaktır”
Bürokrat
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adnan Menderes’in anıt mezarını ziyaret etti

HABER BURADA
12 saat önceon
Mayıs 27, 2023














Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adnan Menderes ve arkadaşlarının anıt mezarını ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Türk demokrasisi, bir 27 Mayıs’ta aldığı yarayla sendelemişti. Şimdi 63 yıl sonra yine bir 27 Mayıs’ta, yarın gideceğimiz sandık başında, darbeler, cuntalar, muhtıralar döneminin bittiğinin müjdesini cümle âleme duyurmak için sabırsızlanıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mayıs 1960 darbesinin 63. yılında merhum Başbakan Adnan Menderes ile Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın naaşlarının bulunduğu Topkapı’daki anıt mezarı ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, anıt mezarı ziyaretinde merhum Menderes’in kabrine çelenk sunarken, merhum bakanların mezarlarına da karanfil bıraktı. Kur’an-Kerim tilaveti yapılan törende, İstanbul İl Müftüsü Safi Arpaguş dua etti.
Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Cumhuriyet tarihinin en kara günlerinden birinin yıl dönümü vesilesiyle bir arada olduklarını belirterek, bundan 63 yıl önce, bir 27 Mayıs günü Türkiye’nin çok partili siyasi hayata geçtikten sonraki ilk askeri darbesine maruz kaldığına işaret etti.
“DÜNYA DURDUKÇA MENDERES, HAYIRLA FATİHA’YLA DUA İLE YÂD EDİLECEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grubun gerçekleştirdiği bu darbenin, demokrasi ve kalkınma hamlesini engellemekle kalmadığını, yüreklerde derin yaralar açtığını dile getirerek, şöyle devam etti: “Demokrat Parti’nin Genel Başkanı ve Başbakanı olarak ülkemize verdiği hizmetlerle milletimizin gönlünde özel bir yeri olan Menderes, darbe yönetimi tarafından kurulan uyduruk mahkemenin kararıyla idam edildi. Menderes ve arkadaşlarının yargılandığı Yassıada uzun yıllar boyunca vatandaşlarımızın dilinde ‘yaslı ada’ olarak telaffuz edilmiştir. Biz burayı aldık, şehitlerimizin anısını ilelebet yaşatacak şekilde Demokrasi ve Özgürlükler Adası hâline getirdik. Bugün de idamlarına giden sürecin başlangıcı olan darbenin yıl dönümünde rahmetli Menderes ve arkadaşlarını hayırla yâd etmek üzere burada anıt mezardayız. Dünya durdukça Menderes, hayırla Fatiha’yla dua ile yâd edilecektir. Menderes’i devirenler, yargılayanlar, idam edenler ve tüm bu süreci doğrudan dolaylı destekleyenler ise milletimiz tarafından hep nefretle anılmıştır, öyle de anılmaya devam edecektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Menderes’in “bu milletin adamı” olduğunu belirterek, “Başkalarının adamı olanlar ise ne Menderes ne de onun gibi ülkenin demokrasi ve kalkınma atılımlarının altında imzası bulunanlardan asla haz etmediler. Sadece bununla kalmayıp, her fırsatta onlarla milletin arasını açmak, onu da başaramazlarsa vücutlarını ortadan kaldırmak için uğraştılar, didindiler.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hemen yakındaki bir diğer anıt mezarda ebedi istirahatgahında olan merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın da benzer saldırılara maruz kaldığını, benzer sıkıntılar yaşadığını anlatarak, kendilerinin de belediye başkanlığından itibaren başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı dönemlerinin aynı mücadelelerle geçtiğini vurguladı.
“DARBELER DÖNEMİNİN BİTTİĞİNİN MÜJDESİNİ CÜMLE ÂLEME DUYURMAK İÇİN SABIRSIZLANIYORUZ”
Ancak Türkiye’yle ilgili karanlık heveslerin hiçbir zaman tüm manasıyla başarıya ulaşamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türk demokrasisi bir 27 Mayıs’ta aldığı yarayla sendelemiştir. Şimdi 63 üç yıl sonra, yine bir 27 Mayıs’ta, yarın gideceğimiz sandık başında darbeler, cuntalar, muhtıralar döneminin bittiğinin müjdesini cümle âleme duyurmak için sabırsızlanıyoruz. Milletimiz gerisinde pek çok mücadelenin, acının, fedakârlığın bulunduğu demokrasisinin kıymetini çok iyi bilmektedir. Seçimlerdeki katılım oranları milletimizin demokrasi yoluyla istiklaline ve istikbaline sahip çıkışının ifadesidir. Türkiye, seçimleri dünyada örneği olmayan katılım seviyesi yanında şeffaf ve adil bir şekilde gerçekleştirmesiyle de farkını ortaya koymuştur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adnan Menderes’e, Turgut Özal’a, Necmettin Erbakan’a ve şehitlere Allah’tan rahmet diledi. Vatandaşlara, yarın sabah hassasiyetle sandıklara gitmelerini tavsiye eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarının özellikle kendileri için özel bir gün olduğunu sözlerine ekledi. Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan katılımcılardan Fatiha okumalarını istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal ile eski başbakanlardan merhum Necmettin Erbakan’ın kabrini de ziyaret etti.

Bürokrat
“Nefretin, kinin ve öfkenin diliyle değil, daima kardeşliğin diliyle konuştuk”

HABER BURADA
6 gün önceon
Mayıs 21, 2023




Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Ayıranlardan, ayrıştıranlardan değil, hep birleştirenlerden, 85 milyonun tamamını kucaklaştıranlardan olduk. Nefretin, kinin ve öfkenin diliyle değil, daima kardeşliğin diliyle konuştuk” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerden etkilenen Hatay’da kurulan konteyner kenti ziyaret etti.
Siyasi tercihi ne olursa olsun tüm Hataylılara 14 Mayıs seçimleri dolayısıyla teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hataylıların, pek çok zorluğa rağmen iradesi ve istikbaline sahip çıktığını, depremin yol açtığı onca yıkıma rağmen hayata yeniden sarıldıklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sizler, kendi dipsiz karanlıklarına milletimizi de sürüklemek isteyen koltuk sevdalılarına prim vermediniz. Sizler, insanımızı Kürt, Türk, Nusayri, Sünni diyerek bölmeye çalışan fitne tüccarlarının oyunlarına gelmediniz. Sizler, milletimizin ebedi ezeli kardeşliğine asla leke sürmediniz. Rabbim hepinizden, tüm Hatay halkından razı olsun. 14 Mayıs’ta kararını şahsımızdan ve Cumhur İttifakı’ndan yana kullanan ve diğer siyasi partilere oy veren vatandaşlarıma en kalbi şükranlarımı iletiyorum. Bizim için elbette sizin oyunuzu almak, teveccühünüze mazhar olmak önemlidir. Hatay’ın daha üç ay önce yaşadığı büyük bir afetin ardından sandığa gitmesi, tercihini demokratik yollarla göstermesi çok daha önemlidir. Çok az bir farkla da olsa sandıktan çıkan iradenin başımızın üstünde yeri vardır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen şu anda alana gelen vatandaşların sayısının 30 bini bulduğunu ifade etti.
Kırk yıllık siyasi hayatlarında milletle inatlaşanlardan asla olmadıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatay’da benim çok mitingim oldu. Bütün bu mitinglerde, zaman oldu 100 bin kişiyle, 80 bin kişiyle miting yaptık. Şimdi bu depreme rağmen benim Hataylı kardeşlerim gümbür gümbür buraya toplandığına göre demek ki kalpten kalbe bir yol var” diye konuştu.
“21 YILLIK İKTİDARLARIMIZ DÖNEMİNDE MİLLETE TEPEDEN BAKANLARDAN OLMADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 yıllık iktidarlarında millete tepeden bakanlardan olmadıklarını, hepsini zaferle kazandıkları 15 seçimin hiçbirinin ardından insanları tehdit ve tahkir etmediklerini, ayıranlardan, ayrıştıranlardan değil, birleştirenlerden, 85 milyonun tamamını kucaklaştıranlardan olduklarını dile getirdi.
Nefretin, kinin ve öfkenin diliyle değil, daima kardeşliğin diliyle konuştuklarını, bugün de aynısını yaptıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Sandıkta tecelli eden iradeye böyle yaklaşıyoruz. CHP Genel Başkanı ve onun ardından gidenler gibi milleti suçlamıyoruz. CHP zihniyetinin temsilcileri gibi insanımızı ilzam ve itham etmiyoruz. Biz kimseyi tercihlerinden ötürü aşağılamıyor, hor, hakir görmüyoruz. Hele hele depremde yakınlarını kaybetmiş kardeşlerime siyasi tercihlerinden dolayı ayrımcılık yapmak, onları kaldıkları yerlerden kapı dışarı etmek aklımızın köşesinden bile geçmez.
Bugüne kadar olduğu gibi yine aziz milletimizin iradesine saygı göstererek, ülkeye ve millete hizmet yolculuğumuza devam ediyoruz. Kabahati seçmende aramak yerine kendimizi sorguluyoruz. Millete parmak sallamak yerine kendi içimize bakıyor, nerede eksiğimiz, hatamız, kusurumuz varsa onu düzeltmeye çalışıyoruz. İnşallah bundan sonra da bu şekilde hareket etmeyi sürdüreceğiz. Biz sizi seviyoruz, size inanıyoruz. 28’inde sandıkları patlatmaya var mıyız? Ben size inanıyor, size güveniyorum. Sandıkları patlatacağınızı da inanıyorum. Bu yolda hep beraber nasıl bugüne kadar geldiysek bundan sonra da beraber yürüyeceğimize inanıyorum. Gönüller kazanmak, bir insanımıza daha ulaşıp saflarımıza katmak için koşturacağız. Rabbim hepinizden razı olsun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat’ta ülkeyle birlikte insanlık tarihinin de en yıkıcı felaketlerinden birini yaşadıklarını, bu afette 11 ildeki 14 milyon insanın deprem sebebiyle mağdur olduğunu anımsattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “50 bin insanımızı kaybettik. Allah rahmet etsin, mekânları cennet olsun. Yaralılarımız 100 bine yaklaştı. Allah şifalar versin. Birçok vilayetimizde ve ilçemizde neredeyse hasar görmeyen ev yoktu. Yıkıntıların altında kalan 50 bini aşkın canımızı toprağa verdik. Bu vesileyle bir kez daha tüm deprem şehitlerimize Allah’tan rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum. Depremde evleri, iş yerleri yıkılan veya kullanılamaz hâle gelen vatandaşlarıma tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbimizin depremde hayatını kaybeden kardeşlerimizi cennetiyle cemaliyle müşerref edeceğine yürekten inanıyorum. Bizler de milletçe onların aziz hatıralarını yaşatmayı sürdüreceğiz.”
Gerek deprem alanının büyüklüğü gerekse çetin hava şartları sebebiyle ilk günlerde bazı zorluklarla karşılaşılsa da kısa sürede toparlanıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin ve milletin tüm imkânlarını deprem bölgesi için seferber ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne diyorlardı televizyonlarda? ‘Bir daha size yardım mı? Size bir daha yardım falan göndermeyeceğiz.’ Kim diyor bunu? CHP’nin trolleri. Ben de diyorum ki bunlar ne derse desin devletiniz burada, AFAD’ımız, Kızılay’ımız burada” ifadelerini kullandı.
“YARALARIMIZI SÜRATLE SARMAYA BAŞLADIK”
Kalıcı konutlardan konteynerlere varıncaya kadar hizmet verdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konya Büyükşehir Belediyesi’ne “Sizi oraya kardeş yaptık” dediklerini, belediyenin kardeşlerinin yanına geldiğini dile getirdi. Konya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “AFAD aynı şekilde burada seferberliğini yaptı o da burada aç, açık kimseyi bırakmadı. Arama, kurtarma, yardım, destek, yeniden inşa çalışmalarımızla depremzedelerimizi bir an olsun yalnız bırakmadık. Bakanlarımız haftalar boyunca bu sahadan ayrılmadılar. Milletvekillerimiz, kurum yöneticilerimiz, belediye başkanlarımız yedi gün 24 saat esasına göre çalıştılar. Sivil toplum kuruluşlarımız, hayırseverlerimiz ve gönüllülerimiz geniş bir yelpazede yürüttükleri faaliyetiyle depremzedelerimize yardımcı oldular. Asrın felaketi karşısında asrın dayanışmasını sergileyerek hamdolsun yaralarımızı süratle sarmaya başladık.”
Birazdan açılışını yapacakları Defne Hastanesi’nin temelini attıkları zaman muhalefetin “Üç ayda hastane mi yapılırmış?” dediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kovid döneminde İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nda üç ayda 1.006 odalı Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’ni, Anadolu yakasında da yine 1.006 odalı Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi’ni yaptıklarını dile getirdi.
Bu hastanelerde ameliyathane sayısının, Defne’dekinden çok daha fazla olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz işte orada kendimizi ispatladık. Biz arazi adamıyız, arazi. Biz çalışarak geliyoruz, üreterek geliyoruz. Şimdi üç ayda ‘Bu nasıl olur’ diyenler ya sizin hayatınızda bir eser var mı, bir hizmet var mı? Yok. Ziya Paşa ne diyor? Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Sizin ne semeriniz var ne eseriniz var” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece arama kurtarma ekibi olarak 35 bini aşkın personelin bölgede bir fiili görev yaptığını aktararak, şunları söyledi: “Defne Hastanesi’nin açılışını yapacağız ve burada bir şeyi çok açık net konuşacağım. Herhangi bir sıkıntım olduğu için değil ama bir gerçeği ortaya koymak için. Şimdi Defne’de Tayyip Erdoğan’a verilen oy yüzde 8,5. Bay bay Kemal’e verilen oy 90,5. 8,5 nere 90,5 nere? Kardeşlerim biz burada mezhebi bir ayrım var diye bu yatırımı yapmıyoruz. Burada bir deprem yaşadık. Dolayısıyla bu ülkenin Cumhurbaşkanı eğer bensem orada yaşayan insan olduğuna göre biz bu yatırımı yapmak zorundayız dedik ve talimatı verdik. Çünkü biz yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevdik ve ayrım yapmadık. Bundan sonra da yapmayacağız. Tayyip Erdoğan böyle tanındı, böyle tanınacak. Bunun aksini ispat mümkün değil.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’da değişimlerle beraber toplam 650 bin görevli ve gönüllünün deprem bölgesinde canla başla hizmet ettiğini vurguladı.
Asya’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Türk Cumhuriyetleri’ne gönül coğrafyasındaki 100 milyonlarca kişinin duasını, desteğini hep yanlarında hissettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce hiçbir karşılık beklemeden imdadına koşulan kim varsa 6 Şubat depremlerinden sonra hemen hepsinin Türk milletinin yanında olduğunu söyledi.
“DEPREMZEDELERİ HİÇBİR ZAMAN YALNIZ BIRAKMADIK”
Bu süreçte depremzedeleri hiçbir zaman yalnız bırakmadıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden hemen sonra Cumhur İttifakı olarak şehirleri tek tek ziyaret ettiklerini, Ramazan ayı boyunca iftarları deprem bölgesinde ve diğer şehirlerde depremzedelerle yaptıklarını hatırlattı.
Yapımı tamamlanan köy evlerinin bir kısmını Cumhur İttifakı olarak teslim ettiklerini ve depremzedelerin bayram sevincini paylaştıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Kampanya döneminde bir gözümüz ve kulağımız hep buradaydı. Arkadaşlarımızdan bilgi aldık, gerekli talimatları verdik. Atılan her adımı, yapılan her işi, karşılaşılan her sorunu bizzat takip ettik. Depremde en çok yıkıma uğrayan Hatay’ı Konya’ya zimmetlemiştik. Konya Büyükşehir Belediyemiz ve diğer belediyelerimiz burada gerçekten fedakârca çalıştılar. Sağ olsunlar belediyelerimiz altyapıdan üst yapıya, aşevlerinden çadır ve konteyner kent kurulumuna kadar her ihtiyacınızda sizlere destek verdiler. Arkadaşlarımız reklam yapmadılar, şov peşinde koşmadılar, başkaları gibi buralara poz vermeye, yıkıntılar önünde siyasi nutuk atmaya gelmediler. Sadece Hakk’ın ve halkın rızasını gözeterek, sağ elin verdiğini sol ele duyurmadan gece gündüz koşturdular. Rabbim hepsinden razı olsun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçici barınma alanlarının kurulmasının hayata tutunmaya çalışan depremzedeler için kritik öneme sahip olduğunu, bölgede 905 bini aşkın çadırın ve 112 binden fazla konteynerin kurulumunu yaptıklarını söyledi.
Geçici barınma merkezi ile 13 bine yakın iş yerini de faaliyete geçirdiklerini, afetten sadece 15 gün sonra konutların inşası için ilk kazmayı vurduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda kalıcı konutların inşaatının devam ettiğini, bu konutları eylül, ekim ayına kadar bitirmenin gayreti içinde olduklarını belirtti.
Antakya Küçük Sanayi Sitesi’ni yeniden inşa ederek ayağa kaldıracaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu konuda bu beklenti içerisinde olanlar herhangi bir endişe taşımasınlar. Ülkemiz genelinde 130 bin konut, 36 bin köy evi, 5 bin ağır olmak üzere 171 bini aşkın bağımsız bölümün inşa sürecini başlattık. Bu kapsamda, Hatay’da 27 bin konutun, 7 bine yakın köy evinin ve 700’e yakın ahırın yapımına başlandı. Şehrimizde 34 bini köy evi olmak üzere toplam 251 bine yakın afet konutu inşa edeceğiz. Muhalefetin diline doladığı Defne Hastanemizi de bugün inşallah açıyoruz” diye konuştu.
“EVİ ORTA HASARLI OLAN VATANDAŞLARIMIZ İÇİN DE YENİ KONUTLAR YAPACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’daki çalışmalara ilişkin izletilen video sonrasında, “Yaparsa AK Parti yapar. 28 Mayıs’ta da kim yapacak, siz yapacaksınız. Sandıkta bunlara haddini bildirmeye hazır mıyız? Bunları emekli etmeye hazır mıyız?” dedi.
Verdikleri sözleri tek tek yerine getirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatay ile birlikte diğer deprem illerimize de mahcup olmayacağız. Sadece evi yıkılan, ağır hasarlı yıkılacak vatandaşlarımız için değil, evi orta hasarlı olan vatandaşlarımız için de yeni konutlar yapacağız” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 319 bini ilk bir yıl içinde olmak üzere toplam 650 bin konutu hak sahiplerine teslim etmeyi amaçladıklarını dile getirerek, şöyle devam etti: “Destek ve dualarınızla sizleri yeni yuvalarınıza kavuşturacağız. Depremin bize hatırlattığı gerçeklerden birisi de fani olduğumuzdur. Bugün varız, yarın ne olacağımızı sadece Rabbimiz bilir. Bizim yegâne gayemiz emri hak vaki olmadan sizlere en güzel şekilde hizmet etmek, milletimizin duasını almaktır. Arkamızda hayırla, şükranla, minnetle yâd edilecek eserler bırakmaktır. Milletimize, ‘Bir Tayyip Erdoğan vardı, dürüst, çalışkan, mert, yürekli adamdı, Allah ondan razı olsun’ dedirtebilmektir. Bunun dışında da bir hırsımız, şevkimiz, peşinden koştuğumuz hedefimiz yoktur.”
Halka karşı bugüne kadar hep samimi davrandığını, gönlünden ne geçiyorsa dilinin onu söylediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, milleti kandırmaya, gözünü boyamaya tevessül etmediklerini, yalanla yatıp, yalanla kalkanlardan olmadıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, talimatı Kandil’deki teröristlerden almadıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Kardeşlerim bunlar talimatı nereden alıyor, Kandil’den alıyor, teröristlerden alıyor. Teröristlerle el ele, kol kola dolaşan bir bay bay Kemal var mı? Kardeşlerim, bu teröristlerle ele ele, kol kola dolaşanlardan benim ülkeme fayda olur mu? 28 Mayıs’ta bunlara gereken dersi, gereken cevabı vermek için şu bir hafta durmadan, usanmadan çalışıyor muyuz? Hatay’dan bu defa çok farklı bir oy bekliyoruz. Milletimizin karşısına, maskelerle değil, kalbimizde ne varsa yüzümüze yansıyan samimiyetimizle çıktık. Bugün de aynısını yapıyoruz. Muhalefete diyoruz ki, siz de aynısını yapın.”
“AİLENİN KUTSİYETİNE İNANIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kampanya döneminde, vatandaşın kendilerine tekrar görev vermesi durumunda gelecek beş sene boyunca yapacaklarını tek tek anlattıklarını hatırlattı.
Aile ve Gençlik Bankası’nın kurulması ile gençlerin evlenmesinin önünü açacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu CHP, LGBT’ci midir? Yanındaki HDP, LGBT’ci midir? Bu İYİ Parti, LGBT’ci midir? Yanındakiler de öyle mi? Peki AK Parti’ye LGBT sızabilir mi? Milliyetçi Hareket Partisine sızabilir mi? Aynı şekilde Yeniden Refaha sızabilir mi? Cumhur İttifakı’na sızabilir mi? Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Ailenin kutsallığı bizim için çok önemli. Seçimden sonra ilk işlerimizden bir tanesi aile kurumumuzu anayasal bir zemine oturtmak.”
Petrol, doğal gaz ve nükleer başta olmak üzere enerji alanında yapılanları da anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğal gazın bir yıl boyunca ücretsiz verileceğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gabar’da petrolü bulduk mu? Eğer teröristlerden orayı arındırmasaydık, Gabar’da bu petrolü çıkartabilir miydik? Kardeşlerim işte karşınızda bu vaatleri emin olarak, sağlam zemine basarak yapan bir kardeşiniz var. Onun için sizlerden gayret istiyorum. Bu hafta sonuna kadar gümbür gümbür çalışalım. Pazar akşamını, pazartesiye mutlu bir şekilde bağlayalım. Şimdi buradan bir kez daha ifade etmek isterim ki, sizin her meseleniz bizim de meselemizdir. Sizin derdiniz, bizim de derdimiz. Sizin sevinciniz, bizim de sevincimizdir. Sizin gündeminizde ne varsa, bizim gündemimizde de aynısı vardır. Hiçbir meseleyi görmezden gelmiyor, çözümü için çaba harcıyoruz. 28 Mayıs’tan sonra Türkiye Yüzyılı’nı sizlerle beraber inşa edeceğiz. Bunun için önce 14 Mayıs’ta yarım kalan işimizi 28 Mayıs’ta tamamlamamız gerekiyor. Milletimiz geçtiğimiz pazar günü meclis çoğunluğunu 323 milletvekili ile Cumhur İttifakı’na vererek aslında iradesini beyan etti. Bu Meclis aritmetiği insanımızın, siyasette istikrar ve güvenden yana olduğunu gösterdi. Milletimiz eski sisteme dönüş istemediğini, böyle bir arayışta olmadığını, açıkça ortaya koydu. Cumhurbaşkanlığında da yüzde 49,5 oy oranı ile 27 milyonu aşkın vatandaşımız şahsımıza teveccüh gösterdi.”
Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci oylamasında sandığa tekrar ve güçlü şekilde sahip çıkılacağına inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini dinleyenlerden, “diğer partilere oy veren vatandaşlara” da ulaşmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözleri şöyle sürdürdü: “O kardeşlerimizden kendilerine şu soruları sormalarını isteyin; Ne bürokratik ne de siyasi hayatında ülkeye hiçbir hayrı dokunmayan bir şahıstan bu millete fayda gelir mi? 17-25 Aralık darbe girişiminde FETÖ’cülerle iş tuttuğunu bizzat kendi ağzıyla itiraf eden birine güven olur mu? Seçimden önce bedavaya ev vadedip sonrasında insanlarımızı misafir olarak kaldıkları yerlerden atmaya kalkanlara itibar edilir mi? Daha düne kadar meydan meydan dolaşıp teröristleri cezaevinden salma sözü verenlerden, bölücü örgütle mücadele etmesi beklenebilir mi? Ne diyor; ‘Selo’yu bırakacağım’ diyor.
Kardeşlerim, Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bu Selo değil mi? Bu bir terörist, şu anda cezaevinde. Eğer onun çıkmasını istiyorsanız, ne diyor; ‘Bana oy vereceksiniz.’ ‘Cezaevlerinin kapılarını kıracağız ve çocuk katili Öcalan da dâhil olmak üzere bunları serbest bırakacağız.’ Ben de diyorum ki; ‘Benim Hataylı kardeşlerim bu teröristlerle el ele, kol kola gezenlere inşallah haftaya pazar yol vermeyecektir. Rakiplerini tasfiye etmek için şantaj, tehdit, kaset kumpası dâhil, her yolu meşru görenlerin siyasi ahlakına güvenilir mi? Özellikle zihni karışık kardeşlerimizden bu sorulara objektif bir şekilde cevap vermelerini bekliyorum. Bunu yaptıklarında onlar da göreceklerdir ki dün ak dediğine bugün kara diyen, dün söylediğini bugün inkâr eden adı yalancıya, şarkçıya çıkmış birine asla güvenilmez, asla itibar edilmez, ülkenin yönetimi verilmez. Hastanelerin hâlini hatırlayın. Ah Savaş Ay… Şu anda hayatta olsaydı da o bay bay Kemal’le yaptığı çekimi bize tekrar gösterseydi. Sen SSK’nın başında olduğun zaman, SSK hastanelerini batıran insansın. SSK hastanelerinde ölenleri rehin olarak alan insansın. Ama şu anda hastanelerimizde böyle bir durum yok. Daha seçimi bile kazanmadan bu derece azgınlaşanlar Allah korusun göreve gelseler, milletimize nefes dahi aldırmazlar.”
“İRADENİZE VE ÜLKEMİZE SAHİP ÇIKMANIZI İSTİYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Mayıs’ta hep birlikte iradeye sahip çıkarak, bu habis zihniyetin tekrar hortlamasına “dur” diyeceklerini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için vatandaşlardan sandığa gitmelerini istedi, kendilerini seven tek bir kişinin bile 28 Mayıs’ta fire vermesine gönüllerinin razı olmadığını dile getirdi.
Yurt dışında yaşayan seçmenlerin, seçimin ilk turunda rekor katılım oranıyla sandıkları patlattığını, bu seçmenlerin ikinci tur için de büyük teveccüh gösterdiğini gördüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uzun yolculukların, uzun kuyrukların sizleri yıldırmadığına şahit olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sizlerden bir kez daha iradenize ve ülkemize sahip çıkmanızı istiyorum. Dünyanın farklı ülkelerinde milletimizi temsil eden tüm kardeşlerimden sandıklara mutlaka giderek oylarını kullanmalarını istirham ediyorum. Ben sizlere güveniyorum, sizleri Allah için seviyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kandil’dekilerin bayrakları var mı? Onların paçavraları var. Onun uzantılarının var mı, hayır yok. Bu al bayrağın altında gölgelenen siz kardeşlerimin pazar günü bunlara gereken dersi vereceğine inanıyorum.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, 2. Etap Konya Konteyner Kent ziyaretinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan da eşlik etti.

Dünya
“Deprem bölgesinin dört bir yanında kalıcı konutların silüetleri yükselmeye başladı”

HABER BURADA
6 gün önceon
Mayıs 21, 2023







Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Şu anda deprem bölgesinin dört bir yanında kalıcı konutların silüetleri yükselmeye başladı” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş’ı ziyaret etti.
Trabzon Caddesi’nde bir araya geldiği Kahramanmaraşlılara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden iki gün sonra başlayan Kahramanmaraş ziyaretlerinin en sonuncusunu Ramazan Bayramı’nın ikinci günü gerçekleştirdiğini ifade ederek, depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.
Depremde evleri, iş yerleri yıkılan veya kullanılamaz hâle gelen vatandaşlara tekrar geçmiş olsun dileklerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten, kazadan, beladan, muhafaza eylesin” ifadesini kullandı.
“AFETİN İLK ANINDAN İTİBAREN DEVLET VE MİLLET OLARAK TÜM İMKÂNLARIMIZI SEFERBER ETTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, afetin ilk anından itibaren devlet ve millet olarak tüm imkânları seferber ettiklerini, ilk günlerde kötü hava şartları, alt yapının hasar görmesi ve yıkım alanının genişliği sebebiyle bazı aksaklıklar yaşanmış olsa da kısa sürede depremzedelerin yanında olduklarını söyledi.
Dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük arama kurtarma, yardım ve yeniden inşa operasyonlarından birini yürüttüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakanlarımızı, kurum yöneticilerimizi, belediye başkanlarımızı, sivil toplum kuruluşlarımızı, gönüllülerimizi âdeta deprem bölgesine yığdık. Bugüne kadar deprem bölgesinde görev alan personel sayımız 650 bini buldu. Yurt dışından ve ülkemizin çeşitli yerlerinden gelen 35 bin arama kurtarma personeli haftalarca çalışarak en son enkaz yığınının altındaki umudu yaşatma mücadelesi verdi. Bununla birlikte, giyim ve gıdadan temizliğe, geçici barınmadan kalıcı konutların inşasına kadar depremzedelerimizin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak mekanizmalar kurduk.”
Kahramanmaraş’ın 14 Mayıs’ta yüzde 72 ile kendisine en yüksek oranda oy veren büyükşehir olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben inanıyorum ki ikinci turda Kahramanmaraş yüzde 80’leri yakalayacak” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi şehirlerinde kalan yaklaşık 3 milyon depremzedeye kurdukları 905 bin çadırda ve 112 bini aşkın konteynerde barınma imkânı sağladıklarını dile getirdi.
“ZEMİN ETÜTLERİNİ BİTİRDİĞİMİZ YERLERDE HEMEN TEMELLERİ ATTIK”
Kira ve taşınma yardımlarıyla kendi ihtiyaçlarını karşılayacak vatandaşlara da destek olduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kalıcı barınma çalışmalarıyla ilgili kendimize bir hedef koyduk. 319 bini bir yıl içinde olmak üzere 650 bin yeni konut inşa ederek deprem şehirlerimizin tamamını ayağa kaldıracağız dedik. Hemen kolları sıvadık. Devletin ve ülkenin tüm imkânlarını bölgeye yığarak hazırlıklara başladık. Yıkılan binaların enkazlarını kaldırdık. Ağır hasarlı binaları yıkıp onların yerlerini de temizledik. Orta hasarlı binaları da yeniden inşa kapsamına aldık. Zemin etütlerini bitirdiğimiz yerlerde hemen temelleri attık. Bayramda inşası tamamlanan ilk köy evlerinin teslimini bile yaptık. Şu anda deprem bölgesinin dört bir yanında kalıcı konutların silüetleri yükselmeye başladı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş’ta yapımı devam eden kalıcı konutların görüntülerinin yer aldığı videoyu vatandaşlara izletti.
Çalışmaların tam gaz sürdüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki ekim-kasım aylarında kalıcı konutları hak sahiplerine teslim etmeyi planladıklarını belirtti.
Alanda resmî rakamlara göre, yollar hariç 70 bin kişinin olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maşallah” ifadesini kullandı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının pazartesi günü Elbistan-Malatya karayolunun ihalesini gerçekleştireceğini, köy evlerinin de teslimini etap etap yapacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “AFAD’ın hak sahipliği başvurularının bugünden itibaren elektronik devlet üzerinden de yapılabileceğinin müjdesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Verdiğimiz sözleri yerine getirerek sizlere mahcup olmayacağız. Sizlerin duasıyla ve desteğiyle bugünlere geldik. Allah’ın izniyle önümüzdeki süreci de aynı şekilde devam ettireceğiz.”
“TÜRKİYE YÜZYILI DESTANINI SİZİNLE BİRLİKTE YAZACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs’taki seçimlerde şahsına verdikleri yüzde 72’yi bulan destek için Kahramanmaraşlılara şükranlarını sundu.
Mecliste Cumhur İttifakı olarak 322 sandalye ile çoğunluğu elde ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı seçimi ise en yakın rakibimize, dün açıklanan resmî sonuçlara göre 2 milyon 539 bine yakın fark atmamıza rağmen ikinci tura kaldı. Kahramanmaraş’ın 28 Mayıs’ta da iradesine sahip çıkarak, en yüksek katılımla sandığa gideceğine ve tercihini çok daha yüksek oranla bizden yana yapacağına inanıyorum. Türkiye Yüzyılı destanını sizinle birlikte yazacak, deprem sonrası Kahramanmaraş’ın yükselişini sizinle birlikte gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
“DEPREMZEDE KARDEŞLERİMİZİN TERCİHLERİNE TAHAMMÜL EDEMEDİLER”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz ülkemizi güçlendirme, deprem bölgesindeki şehirlerimizi ayağa kaldırma çalışmaları yürütürken, birileri buralarda turistik gezi yapıp, resim çektirip gidiyordu. Deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın, sandıktaki tercihleri de tabii olarak bu tabloya uygun şekilde gerçekleşti. Daha seçim gecesinden başlayarak kalp yapan eller yumruğa, bahar şarkıları söyleyen diller hakarete ve tehdide döndü” ifadelerini kullandı.
“Bu bay bay Kemal, Kandil’den talimat almıyor mu? Onlarla beraber terör örgütleriyle beraber bu yolda yürümedi mi? Benim Kahramanmaraşlı kardeşlerim, edeler, bu teröristlerle beraber olanlara oy verir mi?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Öyleyse 28’inde de ben inanıyorum ki sizler, bay bay Kemal’e hakikaten ‘vah vah Kemal’ diyeceksiniz. Aslında bunlar kaybettikleri her seçimin ardından milletimize demediklerini bırakmadılar. Ülkeye kayda değer hiçbir eser kazandıramadıklarına, millete hizmet etmek yerine değerlerine düşmanlık yaptıklarına bakmadan yalan ve iftira siyasetiyle iktidarı umar olmayınca da hüsrana uğrarlardı. ‘Bidon kafalı’ dedikleri, ‘göbeğini kaşıyan adam’ dedikleri ‘makarnacı’ dedikleri milletin iradesine sahip çıkması, bu tek parti artığı faşistleri çılgına çevirirdi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Kendi küçük dünyalarında kurdukları Türkiye hayaliyle ülkenin ve milletin gerçekleri arasındaki fark, yüzlerine bir Osmanlı şamarı gibi inince âdeta deliye dönerlerdi. Her seçimde yaşadıkları hezimeti 14 Mayıs’ta da yaşadılar. Bu defa ise kinlerini ve nefretlerini özellikle depremzede kardeşlerimize yönelterek, alçaklığın, evrensel tarihinde yeni bir sayfa açtılar. Tabii onlarla beraber gencinden kadınına, emeklisinden işçisine, çiftçisinden yurt dışındaki vatandaşlarımıza kadar herkes bu kin ve nefret hezeyanından payına düşeni aldı. Aman Allah’ım. Ne demediler? Ne yapmadılar ki? Sizlerin huzurunda tekrarlamaya edebimin ve vicdanımın el vermeyeceği ifadelerle, mesajlarla, videolarla saldırıya geçtiler. Depremzedeleri kaldıkları yerlerden çıkarmaya kalkmaktan buralarda kurdukları çadırları toplamaya, hizmet araçları geri çekmeye kadar yapmadık terbiyesizlik bırakmadılar. On binlerce vatandaşımızın kanını döken terör örgütlerine ve yandaşlarına kucaklarını sonuna kadar açanlar, depremzede kardeşlerimizin tercihlerine tahammül edemediler.”
“DEPREM BÖLGESİNDE YAPTIĞIMIZ ÇALIŞMALARIN ŞAHİDİ SİZLERSİNİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diyarbakır’da 51 Kürt vatandaşımızın kanına bunlar girmedi mi?” diye sorarak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Selo’yu eğer serbest bırakmak istiyorsanız oyunuzu bana vereceksiniz” dediğini belirtti.
“Kim bu Selo?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Terörist. 51 Kürt kardeşimizin Diyarbakır’da ölümüne neden olan terörist. Şimdi eğer Erdoğan kardeşiniz yola devam ederse adalet neyi gerektiriyorsa o olur, bunun dışında bir şey olamaz. Bu teröristleri ‘biz kapıları kıracağız, cezaevlerini açacağız, bunları dışarı bırakacağız.’ Yok öyle bir şey, adalet neyi gerektiriyorsa o. Küresel emperyalistlerin ülkemize yönelik sinsi oyunlarının figüranlığına hevesle koşanlar, deprem şehirlerimizin umutla geleceklerine sarılışını kabullenemediler. Ülkeyi Londra tefecilerinin eline bırakmaya, gençlerimizin teknoloji hayallerinin sembolü kurumlarımızı birilerine peşkeş çekmeye niyetlenenler, bu şehirlerimizin ayağa kalkma gayretlerini umursamadılar. Elbette biz hiçbir depremzedemizi bunların insafına terk edecek, ortada bırakacak değiliz. Şartlar ne olursa olsun biz devletimizle, AFAD’ımızla tüm depremzedelerimizi Allah’ın izniyle yeniden ayağa kaldıracağız. Deprem bölgesinde yaptığımız çalışmaların şahidi sizlersiniz. Diğer şehirlere giden depremzedelerimize nasıl yardımcı olduğumuzu da oradaki kardeşlerimiz gayet iyi biliyor. Biz eser ve hizmet siyaseti yaparken kimsenin kökenine, inancına, mezhebine, meşrebine, siyasi tercihine bakmayız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Van’da deprem olduğunda oradaki oy oranlarının ne olduğunu bildikleri hâlde hemen gittiklerini, gece gündüz çalışıp şehri âdeta yeni baştan inşa ettiklerini belirterek, “İzmir’de deprem oldu. Bay bay Kemal oranın milletvekili. Oradaki oy oranımızın ne olduğunu bildiğimiz hâlde hemen gittik. Yine geceli gündüzlü çalışarak yıkılanların yerine yenisini yaptık. Bay bay Kemal’in belediye başkanı, İzmir, kahir ekseriyetle onlarda. Peki, ne yaptılar? Hiçbir şey” diye konuştu.
Hatay Defne’de de hastane ihtiyacı olduğunu ve oradaki oy oranlarının ne olduğuna bakmadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yüzde 80 CHP’nin oyu var. İki ay içinde hatta bilemedin üç ay, en güzeliyle, en moderniyle, yeni bir hastaneyi oraya kazandırdık. Yarın açılışını yapacağız. İnşallah en kısa sürede hasta kabulüne de başlayacağız. Bizim ne siyaset anlayışımız ne devlet yönetimi anlayışımız, aksi bir tavrı kabul etmez. İşte bunun için bizim Kazandığımız yerde ne diyoruz? Hiç kimse kaybetmez. Biz kazanırsak millet kazanır. Biz kazanırsak ülke kazanır. Biz kazanırsak çalışanlar kazanır, girişimciler kazanır, emekliler kazanır, gençler kazanır, kadınlar kazanır. Biz kazanırsak mazlumlar kazanır, mağdurlar kazanır. Velhasıl biz kazanırsak herkes kazanır ama CHP Genel Başkanı ve ekibi ne yapıyor? Daha bitmemiş bir seçimin ilk tur sonucu üzerinden tehdit ve hakaret diliyle önlerine geleni itiyor, kakıyor, ötekileştiriyor. Bunca fark yedikleri seçimde bile nasıl böylesine bir kibir, böylesine bir nobranlık havası içine girdiklerini gördünüz. Allah muhafaza, ülkenin kaderinde söz sahibi olmaları durumunda bunların neler yapabileceklerini varın siz hesap edin.”
“ASIRLIK DEMOKRASİ VE KALKINMA EKSİKLERİNİ GİDERİRKEN GÖZÜMÜZ HEP 2023’TEYDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs seçimlerini millete, Cumhuriyetin yeni asrına giriliyor olunmasından aldıkları ilhamla Türkiye Yüzyılı’nı vadettiklerini belirterek, “Türkiye Yüzyılı öyle içi de altıda boş bir vizyon denemesi değildir. Tam tersine bu vizyonu ülkemize 21 yılda kazandırdığımız güçlü eser ve hizmet altyapısı üzerine bina ettik. Bugüne kadar eğitimde, sağlıkta, adalette, güvenlikte, ulaştırmada, enerjide, sanayide, tarımda, sporda, sosyal yardımlarda velhasıl her alanda sağlam temeller attık. Asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini giderirken gözümüz hep 2023’teydi” dedi.
Dünyada, bölgede ve ülkede yaşanan her gelişmeyi, her beklenmedik hadiseyi, her potansiyeli bu anlayışla yönettiklerini, yönlendirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İşte bugün o gündür. Bugün hayallerimizi hayata geçirmek için ilk adımı atma günüdür. Bugün evlatlarımıza güçlü ve müreffeh Türkiye’nin müjdesini paylaşma günüdür. Sizler 14 Mayıs’taki tercihinizde işte buna sahip çıktınız. Allah’ın izniyle 28 Mayıs’ta işimizi yarım bırakmayacak, tamama erdireceğiz. Peki, 28 Mayıs’ta sandıkta neyi yarım bırakmayacağız? Bayrağı yerde bırakmayacağız. Kandil’dekilerin bayrağı var mı? Paçavraları var. Onun uzantılarının var mı? Aynı. Bunlar kendi odalarına Türk Bayrağını koymayacak, asmayacak kadar bayrağımıza ihanet içindeler. Vatanı sahipsiz bırakmayacağız. Emekleri karşılıksız bırakmayacağız. Kimseyi umutsuz, sevgisiz, yolda, çaresiz, açıkta, muhtaç ve şefkatsiz bırakmayacağız. Bunları, 81 vilayetimizin hiçbirini 85 milyon vatandaşımızın hiçbir ferdini, gönül coğrafyamızda kalbini ve gözünü bize dikmiş hiçbir kardeşimizi dışarıda bırakmadan hepsini kucaklayarak yapacağız.”
“ASLA REHAVETE KAPILMIYORUZ”
Ülkenin ve milletin derdiyle dertlenmeyenlerin oynadıkları tiyatronun seçim sandığından çıkan sonuçlara verilen tepkiyle bozulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her gün bir başka maskeyle milletin karşısına çıkanlar gün gelir işte böyle gerçek yüzleriyle yakalanır. CHP Genel Başkanı, 28 Mayıs için kendine yeni maskeler hazırlamış ama artık beyhude bir uğraş içinde. Çünkü milletimiz onun ve CHP Genel Merkezi’nden yönettiği trol ordusun derdinin ülkeye hizmet etmek değil ülkeyi birilerine peşkeş çekmek olduğunu gördü. Terör örgütleriyle hâlen kol kola yürürken, ağzından çıkan hiçbir sözün değeri yoktur. Bay bay Kemal kimlerle kol kola? Terör örgütleriyle, PKK’yla onların uzantıları parlamentodaki sözde partiyle. Tefeciler onu destekleyen operasyonlarını kesintisiz sürdürürken, ağzından çıkan hiçbir sözün değeri yoktur. Kendi partisi bile kazanmayacağına inanırken, masa yumruklayarak attığı nutukların hiçbir değeri yoktur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunun için kalbiyle bizim yanımızda yer alan herkese düşen önemli bir görev var. Asla rehavete kapılmıyoruz, zafer sarhoşluğu içine girmiyoruz. İkinci turda, 14 Mayıs’ta sandığa giden tek bir vatandaşımızın dahi fire vermesini istemiyoruz. İlk turda diğer adaylara oy vermiş kardeşlerimizin ülkenin ve milletin aydınlık geleceği için bu defa bize destek vermesini bekliyoruz. CHP Genel Başkanı’nın aylardır oynadığı oyunun artık bittiğini gören sağduyu sahibi vatandaşlarımızın tercihlerini bir kez daha gözden geçireceklerini umuyoruz.”
Alandakilere sorduğu, “İnşallah 28 Mayıs akşamı hep birlikte kazandığımızın müjdesini milletimizle paylaşmaya hazır mıyız?” sorusuna “Evet” karşılığını alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilerle, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Kahramanmaraş olacağız, Türkiye olacağız” sözlerini tekrarladı.
Programda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan da eşlik etti.



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Rami Kütüphanesi’nde gençlerle bir araya geldi.












Dünya
“Önceliğimiz, depremin izlerini bir an önce silerek şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmaktır”

HABER BURADA
7 gün önceon
Mayıs 21, 2023



Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’da K2B Konteyner Kent ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Önceliğimiz, depremin izlerini bir an önce silerek şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin ardından Adıyaman Eğitim Araştırma Hastanesi karşısında kurulan K2B Konteyner Kenti’ni ziyaret etti.
Buradaki konuşmasına alandakileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizleri aşkla, sevgiyle, kadirşinaslıkla bağrına basan Adıyamanlı kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Öncelikle her birinize 14 Mayıs seçimlerinde şahsıma ve Cumhur İttifakı’na verdiğiniz güçlü destek için teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanlığında yüzde 66’yı geçen oy oranıyla Adıyaman, tercihini bizden yana kullandı. Mecliste de Adıyaman’ın tercihi yine Cumhur İttifakı’ndan yana oldu. Rabbim hepinizden razı olsun diyorum. Rabbim muhabbetimizi, dayanışmamızı daim eylesin diyorum” ifadelerini kullandı.
“BİZİMLE 85 MİLYON ARASINDA NİCE BAĞLAR VAR”
Adıyaman’ı hiçbir hesap gütmeden, karşılıksız sevdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İnşallah 28 Mayıs zaferinden sonra Kahta’ya da Sincik’e de söz. Biz, bu yüreği yaralı şehrin güzel insanlarını samimiyetle seviyoruz. Şimdi sordum, ‘Resmî rakamı alın alanda ne kadar katılım var?’ Dediler ki 40 bin… Aramıza kimsenin, hiçbir engelin girmesine de müsaade etmiyoruz. Merhum Neşet Ertaş ne diyordu, ‘Dost elinden gel olmazsa varılmaz, rızasız bahçenin gülü derilmez. Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez, gönülden gönüle gider yar, oy yol gizli gizli.’ İşte bizim de Adıyaman ile aramızda kalpten kalbe giden bir yol var. Bizimle 85 milyon arasında nice bağlar, nice kanallar var. Kem gözler, bunu hiçbir zaman göremediler.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Millete tepeden bakanlar, bunu hiçbir zaman anlayamadılar. 50 bin deprem şehidimiz var. 50 bin deprem şehidimize bay bay Kemal’in takımı nasıl baktı? Bütün deprem bölgesiyle ilgili, ‘Bundan sonra size bir şey yok.’ Bu ifade kullanılır mı, nasıl bunu söylersin? Siz olsanız da olmasınız da bay bay Kemal, evelallah devletimiz kardeşlerinin yanındadır. AFAD’ı ile Kızılay’ı ile bütün imkânlarıyla yanındadır ve bundan sonra da yanında olacaktır. Şu anda konteyner kentlerin olduğu bölgede hamdolsun ciddi sayıda bir yaşam var.”
Siyasi tercihinden dolayı depremzedeleri linç eden, aşağılayanların bu durumu hiçbir zaman kavrayamadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim şu aşkımızın, şu sevdamızın sırrına asla eremediler. CHP zihniyetinin temsilcileri, sorunu, sıkıntıyı kendilerinde aramak yerine her seferinde insanımızı suçladılar. Milletle irtibatlarını güçlendirmek yerine, ‘makarnacı, kömürcü, gerici, yobaz, takunyalı, bidon kafalı’ diyerek insanımızı tahkir ettiler. ‘Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi?’ diyerek içlerindeki kibri ortaya döktüler. Meydanları hınca hınç dolduran milyonların sırrına ermeye çalışmak yerine ‘Bindirilmiş kıtalar’ diyerek bu insanları aşağılamayı tercih ettiler. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 14 Mayıs 1950’den beri bu kötü huylarından maalesef vazgeçmediler” diye konuştu.
“MİLLETİN DESTEĞİNİ HAK EDECEKSİN”
Benzer yaftalamaların bugün de devam ettiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Sandıkta tecelli eden iradeyi kabullenmek yerine insanlarımıza ‘cahil’ diyorlar, ‘Yeterince gelişmemiş’ diyorlar, ‘Oylarını sattılar’ iftirası atıyorlar. Hatta gazete manşetlerinden küstah bir şekilde ‘Milletin karnı TOGGmuş’ diyorlar. Anladınız değil mi? Her türlü hakareti ediyorlar, her türlü densizliği, edepsizliği sergiliyorlar ama bir kez olsun ‘Biz nerede yanlış yaptık’ sorusunu sormuyorlar. Şöyle aynanın karşısına geçip, kendilerini hesaba çekmiyorlar. Pazar günüyle beraber 16’ncı ve 17’nci seçimlerini de kaybettiler. Milletten bu kadar şamar yediler, fakat her defasında hiçbir şey olmamış gibi pişkince hayatlarına devam ettiler. Hatalarından dolayı çıkıp milletimizden özür dilemediler, samimi bir öz eleştiri vermediler, kendilerini düzeltme yoluna asla gitmediler. Milletin gönlünü kazanmak yerine hâlen tehdit diline sarılarak, korkutma siyaseti yaparak insanımızın oyunu alabileceklerini düşünüyorlar.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının zihniyetinin 73 yıldır hiç değişmediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle dedi: “Bunu 14 Mayıs seçimlerinden sonraki tavırlarıyla bir kez daha ispatladılar. Hâlbuki Mevlana Hazretleri ne diyor, ‘Eğer bir insanda ayıp görürsen, o ayıp sendedir. Halbuki sen onda görürsün, alem ayna gibidir, kendi nakşını onda görürsün.’ Bunların da Adıyaman’a, deprem bölgesine, başka şehirlere göç eden depremzedelerimize baktıkça gördükleri, kendi yansımalarıdır. ‘Cahil’ kendileridir. ‘Menfaatçi’ kendileridir. ‘Oy yoksa hizmet yok’ diyen kendileridir. Vatandaşlarımızı ayrıştıran kendileridir. İnsanlarımızı kutuplaştıran kendileridir. Mahalle baskısıyla gençlerimizi yıldıran kendileridir. Sırf destek vermediği için sanatçısından depremzedesine herkese her türlü kötülüğü yapan kendileridir. Milletimiz bunları kaç defa sandığa gömerse gömsün, bu kibirli ve kaba tavırlarından asla vazgeçmiyorlar. İstiyorlar ki bunlar ne yaparsa yapsın, insanlar gelip önlerinde diz çöksün. İstiyorlar ki bunlar kimi aday gösterirse, millet gidip ‘tıpış tıpış’ oy versin. Yok, öyle yağma.”
Siyasetçinin, milletin hizmetkârı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkenin hiçbir insanı, hiçbir partiye, hiçbir genel başkana, hiçbir adaya, sırf karşı tarafın egosu tatmin olsun diye oy vermez, destek vermez. Milletin desteğini hak edeceksin. Bunun için çalışacaksın, eser ortaya koyacaksın, hizmet edeceksin. Bunun için insanlara umut ve güven aşılayacaksın. Bunun için herkesin kendini huzur içinde hissettiği bir iklim oluşturacaksın. Bunların hiçbirini yapmadan sandıktan çıkmayı beklemek, ekmeden biçmeyi, üretmeden kazanmayı, emek vermeden sonuç almayı beklemek gibidir. Elbette böyle davranabilirsin, ama kaç defa denersen dene sonuç alamazsın. CHP Genel Başkanının durumu da buna benzemiyor mu?” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun hep aynı şeyleri yaparak her defasında farklı sonuç beklediğini, kendilerinin ise milletin derdine derman olmanın yollarını aradığını, ülkeye eser kazandırmanın mücadelesini verdiklerini, güvenli bir gelecek kurmanın çabası içinde olduklarını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha önce de söyledim, bugün de altını çizerek ifade etmek istiyorum. Milletimiz bizi bir faninin görebileceği her türlü makama getirdi. Şu saatten sonra bizim, ferdi olmaktan şeref duyduğumuz aziz milletimize daha büyük eser ve hizmetler kazandırmaktan başka ne gayemiz olabilir?” diye sordu.
“VERDİĞİMİZ SÖZLERİ YERİNE GETİRENE KADAR GECE GÜNDÜZ ÇALIŞACAĞIZ”
Birinci önceliklerinin depremin izlerini bir an önce silerek şehirleri yeniden ayağa kaldırmak olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden hemen sonra Adıyaman’a gelip acıları paylaştıklarını, ramazanda da ziyaret ettikleri kent üzerinden seçim kampanyası döneminde de gözlerini ayırmadıklarını dile getirdi.
Depremin yaşandığı illerde görevlendirdikleri bakanların ve milletvekillerinin yanı sıra belediye başkanları ile mülki idare amirlerinin de sahayı hiç boş bırakmadığını, vatandaşların sorunlarıyla ilgilendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin ve milletin tüm imkânlarının depremzedeler için seferber edildiğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk günlerdeki bazı eksikler hızla giderilerek yaraları sarmaya, Adıyaman’ı ayağa kaldırmaya başladıklarını, tüm kayıpları telafi etmekte kararlı olduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi, yıkılanın yerine daha iyisini, daha dayanıklısını yapacaklarını, evi ve düzeni bozulanları mutlaka yuvalarına kavuşturacaklarını kaydetti.
Verdikleri sözleri yerine getirene kadar durmadan, dinlenmeden, gece gündüz çalışacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hedefimiz, 319 bini bir yıl içinde olmak üzere 650 bin yeni konut inşa ederek deprem bölgesini eskisinden daha sağlam, daha planlı, daha güzel bir yer hâline getirmektir. Bölgenin dört bir yanında temeller atıldı, inşaatlar yükselmeye başladı” dedi.
“AMACIMIZ EKİM-KASIM GİBİ KALICI KONUTLARIN TESLİMİNE BAŞLAMAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’daki kalıcı deprem konutlarına ilişkin videoyu, alana kurulan dev ekranlardan vatandaşlara izleterek “Konutlar nasıl?” diye sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte kalbi depremzedelerle atmak böyle olur. İnşallah, evi kullanılamaz hâle gelen son vatandaşımızı da yeni yuvasına kavuşturana kadar aralıksız çalışacağız. Amacımız ekim-kasım gibi kalıcı konutların teslimine başlamaktır” ifadelerini kullandı.
Aynı şekilde köy evlerinin inşasının da hızla sürdüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı’nda ilk köy evlerinin teslimini yaptıklarını anımsattı.
“GEÇİCİ OLARAK DİĞER ŞEHİRLERE GİDEN KARDEŞLERİMİZİ DE YALNIZ BIRAKMIYORUZ”
Deprem bölgesi genelinde, 905 bini aşkın çadır ve 112 bini aşkın konteyner kurduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu geçici barınma merkezleri yanında, 13 bine yakın iş yerimizi de faaliyete geçirdik. Böylece, şehirlerimizdeki barınma sorununa çözüm üretirken ticari hayatın yeniden canlanmasını temin ettik. Geçici olarak diğer şehirlere giden kardeşlerimizi de yalnız bırakmıyoruz. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun önceliklerinin en başında deprem mağduru şehirlerimizin ayağa kaldırılması hedefi vardır. Bu hedefe ulaşana kadar hiç durmadan çalışacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bir seçimini daha demokrasi şöleni havasında tamamladığını belirterek şöyle konuştu: “Buna rağmen 14 Mayıs seçimlerinde hezimete uğrayan, 28 Mayıs’tan da umudunu kesen CHP Genel Başkanı’nın giderek daha zehirli, daha çirkin bir dil kullandığını görüyoruz. Yaptığı pervasız ve buram buram nefret söylemi kokan açıklamalarıyla her gün toplumumuzun bir kesimini düşmanlaştırıyor. Koltuğunu kaybetmemek için milletin sinir uçlarıyla oynamak dahil tüm yollara başvuruyor. Daha düne kadar önüne gelene kalp yapmaktan parmakları neredeyse nasır bağlamıştı. Bugün ise aynı eliyle masa yumruklamaktan neredeyse bileği kırılacak. Seçim öncesinde taktığı demokrat maskesi 15 Mayıs sabahı düşünce altından tek parti CHP’si zihniyetinin karanlık ve çirkin yüzü çıktı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Adıyaman bu yüzü çok iyi tanır. Helalleşme, kucaklaşma, barış ve özgürlük söylemleri yerini sadece bir günde faşizmin en pespaye hâline bıraktı. ‘Yeni’ diye millete pazarladıkları CHP’nin, vesayet ve darbe gölgesinde yürüyen CHP’den hiçbir farkı olmadığı görüldü. ‘Demokrat’ diye yere göğe sığdıramadıkları genel başkanının, gerçek bir diktatör heveslisi olduğu anlaşıldı. CHP Genel Başkanı ne yaparsa yapsın, hangi kılığa bürünürse bürünsün, hangi maskeyi takarsa taksın, bölücü örgütle, FETÖ’yle, tefecilerle, küresel lobilerle, LGBT’cilerle, emperyalistlerle beraber yol yürüdüğünü gizleyemiyor.”
“MİLLETİMİZİ ASIRLIK HEDEFLERİYLE BİRLİKTE BULUŞTURACAĞIZ”
Kökenine, meşrebine, siyasi tercihine bakmaksızın her Adıyamanlının canlarından bir parça olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “14 Mayıs seçimleri sonrasında yaşanan utanç verici hadiselerin sizleri üzdüğünü, sizlerin zaten yaralı olan kalbinizi daha da kanattığını biliyorum. Daha düne kadar depremzedelerimize ‘bedava ev’ sözü verenlerin, sandıkta istedikleri netice çıkmayınca 15 Mayıs sabahından itibaren sergiledikleri nobranlık, tarihe bir utanç vesikası olarak geçecektir. Bunlar, sadece hayata çıkar penceresinden bakan, siyaseti ülkeye hizmet vesilesi değil şahsi ikbal vasıtası olarak gören bir avuç muhteristir. Bunlara bakıp da asla karamsarlığa kapılmayın, asla hüzünlenmeyin, asla umudunuzu kaybetmeyin. Tam tersine hep birlikte Adıyaman’ımıza daha sıkı sahip çıkalım” ifadelerini kullandı.
Devletin ve milletin imkânlarını daha fazla seferber ederek depremzedelerin hayata yeniden sarılmalarını sağlamakta kararlı olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlere havalimanınızı yaparak, Nissibi Köprüsü’nü yaparak bu hizmetleri verdik mi? İnşallah 28 Mayıs’tan sonra çok daha farklı yatırımları, çok daha farklı adımları atmak suretiyle inşallah Adıyamanı’mız, Anadolu’nun en güçlü illerinden bir tanesi olacaktır. Unutmayın, kâinatın sahibi olan Yüce Allah, yeniden başlayanların yardımcısıdır. Allah sabredenlerin, sabırla yardımını isteyenlerin yardımcısıdır. Rabb’imiz, zatından ve rahmetinden ümidini kesmeyenlerin yardımcısıdır. Allah’ın yardımı ve inayetiyle, sıkıntılarımızı beraberce çözeceğiz. Badireleri beraberce aşacağız. Hayatın karşımıza çıkardığı zorlukları birlikte göğüsleyeceğiz. Şehit kanlarıyla yoğrulmuş bu cennet vatana birlikte hizmet edeceğiz. Milletimizi asırlık hedefleriyle inşallah birlikte buluşturacağız” değerlendirmesini yaptı.
Bunun için öncelikle 28 Mayıs’ta sandıklara çok sıkı sahip çıkılması gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sandıklara sahip çıkıyor muyuz? Bütün akraba, yakınlarımızı sandıklara taşıyor muyuz? Çünkü 28 Mayıs’ta ben, Cumhur İttifakı, Adıyaman’dan farklı bir ses bekliyoruz. Küresel ölçekte bunu temsil edecek, milletimize 5 yıl daha hizmet edecek cumhurbaşkanını belirleyeceğiz” dedi.
“Bizi zaten tanıyorsunuz, hizmetlerimizi, eserlerimizi çok iyi biliyorsunuz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Aynı şekilde ne bürokratik kariyeri ne siyasi hayatı boyunca hiçbir başarısı, ülkeye ve millete hiçbir hayırlı hizmeti olmayan diğer adayı da gayet iyi biliyorsunuz. Sağlıkta hastanelerimizi ne hâle getirdiğini gayet iyi biliyorsunuz? Çalıştığı ajans değişince söylemi de karakteri de tarzı da yüzü de değişen bir rüzgârgülünün Türkiye’yi temsil etmesi mümkün mü? Şimdi hep birlikte öyle bir adım atalım ki inşallah 28 Mayıs’ta gümbür gümbür yola devam” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışında yaşayan gençlere ve vatandaşlara da şu çağrıda bulundu: “Sandık; irademizi, tercihlerimizi, kendimize ve ülkemize dair hayallerimizi ifade edebileceğimiz en güzel araçtır. Gurbetçilerimiz, seçimlerin ilk turunda rekor oy oranıyla bunu yaptılar. Bulundukları ülkelerde kurulan sandıklara koşarak Türk demokrasisine güç kattılar, geleceklerine sahip çıktılar. Şimdi önümüzde Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turu var. Yurt dışındaki vatandaşlarımın ikinci turda da aynı iradeyi sergileyeceğine yürekten inanıyorum. Dünyanın farklı ülkelerinde milletimizi temsil eden tüm kardeşlerimden, bugünden itibaren sandıklara mutlaka giderek oylarını kullanmalarını rica ediyorum. Başta yurt dışındaki gençlerimiz olmak üzere, gurbetçilerimizden şahsımıza ve Türkiye Yüzyılı’na çok güçlü destek bekliyorum.”
Ziyarette Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan da eşlik etti.


HABER BURADA


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adnan Menderes’in anıt mezarını ziyaret etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adnan Menderes ve arkadaşlarının anıt mezarını ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Türk demokrasisi, bir 27 Mayıs’ta aldığı yarayla sendelemişti. Şimdi...


“Nefretin, kinin ve öfkenin diliyle değil, daima kardeşliğin diliyle konuştuk”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Ayıranlardan, ayrıştıranlardan değil, hep birleştirenlerden, 85 milyonun tamamını kucaklaştıranlardan olduk. Nefretin, kinin ve öfkenin...


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’da gençlerle bir araya geldi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşpınar Kültür, Eğitim ve Sosyal Destek Kampı’nda düzenlenen Adıyaman Gençlik Buluşması’na katıldı.


“Deprem bölgesinin dört bir yanında kalıcı konutların silüetleri yükselmeye başladı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Şu anda deprem bölgesinin dört bir yanında kalıcı konutların silüetleri yükselmeye başladı” dedi. Cumhurbaşkanı...


Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerle bir araya geldi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Rami Kütüphanesi’nde gençlerle bir araya geldi.


“Önceliğimiz, depremin izlerini bir an önce silerek şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmaktır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’da K2B Konteyner Kent ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Önceliğimiz, depremin izlerini bir an önce silerek şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmaktır”...


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” Mesajı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” Mesajı: “Aziz Milletim, Kıymetli Gençler, Bugün Milli Mücadelenin...


“Milletimizin her kesiminin sıkıntılarını çözmek için gece-gündüz çalışıyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul Ulaşım Sektörü Buluşması” programında yaptığı konuşmada, “Biz, sadece ve sadece ülkemize eser kazandırmanın peşindeyiz. Milletimizin her kesiminin...


“Ülkemiz 14 Mayıs seçimleriyle bir demokrasi şölenini daha alnının akıyla tamamlamıştır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçime ilişkin olarak yaptığı açıklamada, “Ülkemiz 14 Mayıs seçimleriyle bir demokrasi şölenini daha alnının akıyla tamamlamıştır” dedi. Cumhurbaşkanı...


Cumhurbaşkanı Erdoğan, televizyon kanalları ortak yayınına katıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde gerçekleştirilen televizyon kanalları ortak canlı yayınında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan,...
GENÇ BÜROKRAT
-
Dünya1 ay önce
İyi ki varsınız | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Üstün Fedakârlık Madalyası ve Nişanı Tevcih Töreni’ne katıldı
-
Dünya2 hafta önce
“Ülkemiz 14 Mayıs seçimleriyle bir demokrasi şölenini daha alnının akıyla tamamlamıştır”
-
Bürokrat3 hafta önce
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “45 bin Öğretmen Atama Töreni”ne katıldı
-
Bürokrat1 ay önce
İyi ki varsınız | Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizi küresel sistemin en üst ligine çıkardık”
-
Dünya1 ay önce
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin 61. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’ne katıldı
-
Bürokrat3 hafta önce
Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma her alanda asırlık eksikleri tamamladık”
-
Dünya1 ay önce
İyi ki varsınız | Cumhurbaşkanı Erdoğan, “21 yıldır Türkiye’yi, gençlerimizle birlikte gençlerimizin geleceği için hazırlıyoruz”
-
Bürokrat1 ay önce
İyi ki varsınız | Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyet tarihinin en büyük konut ve şehircilik seferberliğini alnımızın akıyla tamamlayacağız”
-
Bürokrat1 ay önce
İyi ki varsınız | “Ülkemizin sanayisini, tarımını, enerjisini, altyapısını büyütmeden soframıza koyduğumuz ekmeği büyütemeyiz”
-
Dünya1 ay önce
İyi ki varsınız | Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin yeşil teknolojiler konusunda ilerlemesi, ekonomik ve stratejik açıdan önemlidir”