Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti milletvekilleriyle gerçekleştirdiği toplantıda yaptığı konuşmada, “Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapma kararımızdan asla geri adım atmayacağız. Bu hedefi, milletimizin yeni kızılelması olarak görüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde 27. Dönem Milletvekilleri ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda yaptığı konuşmada, Ramazanın hayırlar getirmesini diledi. Son iki yıldır Ramazanı salgın sebebiyle kısıtlamaların gölgesinde geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu Ramazana da Rusya-Ukrayna savaşının yol açtığı siyasi, ekonomik ve insani trajedilerin burukluğu içinde girdiklerini söyledi.
Dünyanın çok da iyi bir imtihan veremediği salgın sürecinin birçok bakımdan Türkiye’nin imkânlarını ve kapasitesini görmelerine vesile olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlık hizmetleri yanında kamu düzeni, istihdam, üretim, ihracat gibi alanlarda gösterdiğimiz güçlü performansla ülkemizi küresel kriz ikliminden ayrıştırdık. Gelişmiş ülkelerin dahi ciddi sarsıntılar yaşadığı, yalpaladığı bir dönemden Türkiye’nin bu şekilde güçlenerek çıkması çok çok önemli bir başarıdır” diye konuştu.
Salgın tehdidini büyük ölçüde geride bıraktıklarını ve çok yakında kalan tüm izlerini de sileceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Geçtiğimiz yılın son aylarında ekonomimiz döviz kurundaki rasyonel hiçbir gerekçesi olmayan yükselişin yol açtığı bir sarsıntıya maruz kaldı. Aldığımız önlemlerle 20 Aralık’tan itibaren piyasaları yeniden istikrara kavuşturduk, bu sıkıntının da üstesinden geldik. Salgın döneminde artmaya başlayan küresel emtia fiyatlarının ülkemize yansımaları, döviz kurundaki artışın da etkisiyle bir hayli ağır oldu. Karadeniz’in kuzeyinde başlayan savaş ise küresel piyasalardaki dengesizliği iyice artırdı.”
“KÜRESEL DÜZEYDE YAŞANAN HER GELİŞME BİZİ DE YAKINDAN İLGİLENDİRİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin özellikle bölgesel durum itibarıyla tüm dünyayla entegre bir ekonomiye sahip bir ülke olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti: “Dolayısıyla küresel düzeyde yaşanan her gelişme bizi de yakından ilgilendiriyor. Bir de buna gözünü para hırsı bürümüş fırsatçıları eklediğimizde milletimiz markette, pazarda, mağazada alışık olmadığımız derecede yüksek fiyatlarla karşılaşmaktadır. Elbette yüksek enflasyon ve fahiş fiyat artışları sadece bizim sorunumuz değildir, elbette Avrupa ülkelerinin çoğu bizden daha vahim tablolarla karşı karşıyadır, elbette en gelişmiş ülkelerin yöneticileri bile vatandaşlarına refah seviyelerinin düşeceğini söylemektedir. Ama tüm bunlar bizim milletimize karşı sorumluluğumuzu ortadan kaldıran bahaneler değildir, olamaz.”
“EKONOMİMİZİ YATIRIM, İSTİHDAM, ÜRETİM, İHRACAT, CARİ FAZLA YOLUYLA BÜYÜTECEK YENİ BİR PROGRAMI HAYATA GEÇİRDİK”
Türkiye ekonomisine yönelik saldırıların aleni tehdit hâlini alması sonrasında durum değerlendirmesi yaptıklarını ve karşılarındaki tabloya bakarak tarihî bir karar verdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ya ekonomimizi klasik anlayışa uygun şekilde faiz-enflasyon sarmalına sokup yatırımları ve harcamaları kısarak işsizliği artıracaktık ya da yeni bir paradigmayı uygulamaya koyacaktık. Biz tüm risklerine rağmen ikincisini tercih ettik. Ülkemiz tarihinde ilk defa faiz-enflasyon denklemini bir kenara bırakarak, ekonomimizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyütecek yeni bir programı hayata geçirdik. Önceliğimizi insanlarımızın mevcut işlerinin korunmasına, onun da ötesinde yeni istihdam alanları açılmasına verdik. Bu ülkenin hiçbir bireyinin çalışacak iş, yaşayacak konut, evine götürecek ekmek derdi olmasın istedik.”
Salgınla birlikte yeniden yapılanan küresel üretim sisteminde Türkiye’yi önde gelen merkezlerden biri hâline getirmek için harekete geçtiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sanayimizin, yolların ve limanların harıl harıl çalışıyor olması, ihracatımızın her ay rekorlar kırarak artmayı sürdürmesi hedeflerimize doğru ilerlediğimizin işaretidir. Salgının zirveye çıktığı 2020 yılından bugüne kadar 2,6 milyon kişinin istihdama dâhil olması, insanımızın işini ve aşını koruma hassasiyetimizin gayesine ulaştığını gösteriyor. Tekrar altını çizerek ifade ediyorum; bu gerçekler, vatandaşlarımızın günlük hayatlarında yaşadığı sıkıntılara bigâne kaldığımız anlamına asla gelmiyor. Sizler de takdir edeceksiniz ki arka planda işleyen bir üretim ve ticaret sistemi olmadan insanlara geleceklerine güvenle bakabilmelerini sağlayacak imkânlar sunabilmek de mümkün değildir. Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapma kararımızdan asla geri adım atmadık, atmayacağız. Bu hedefi milletimizin yeni kızılelması olarak görüyoruz.”
“HEM VATANDAŞLARIMIZI ENFLASYONA EZDİRMEYECEK HEM DE BİZİ HEDEFLERİMİZDEN UZAKLAŞTIRMAYACAK BİR YÖNTEMLE İŞİN İÇİNDEN ÇIKACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Salgın dönemindeki ara hedefimize, yani istihdamı koruma ve geliştirme gayemize ulaştığımıza göre şimdi yeni bir safhaya geçiyoruz. Bu safhadaki ara hedefimiz insanlarımızın fahiş fiyat artışları ve yüksek enflasyon sebebiyle gerileyen alım güçlerini eskisinin de üzerine çıkartmaktır. Aslında asgari ücrette işçi ve memur maaşlarında yılbaşında yaptığımız artışlarla bu telafiyi bir nebze gerçekleştirmiştik. Aynı şekilde enerji ve kimi gıda ürünleri başta olmak üzere pek çok kalemde küresel fiyat artışlarını vatandaşlarımıza mümkün olduğu kadar geç ve kademeli yansıtmaya çalıştık. Ancak Ukrayna-Rusya krizinin enerji ve gıda başta olmak üzere, küresel emtia fiyatlarını yeniden yükselişe geçirmesinin ardından yaşanan gelişmeler yeni olumsuzlukları da beraberinde getirdi. Türkiye ekonomisi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmeye hazırlanırken hesapsız, kitapsız adımlarla bu fırsatı heba etmeyeceğimizi defaatle dile getirdik. Allah’ın izniyle hem vatandaşlarımızı enflasyona ezdirmeyecek hem de bizi ekonomideki hedeflerimizden uzaklaştırmayacak bir yöntemle bu işin içinden çıkacağız. Eskiler ‘sabırla koruk helva olur’ derler. Biz de milletimizle birlikte sabredecek, azmedecek, mücadele edecek ve mutlaka neticeye ulaşacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte dünyada siyasi ve ekonomik güç dağılımları yeniden yapılırken, Türkiye’nin çeşitli senaryolar, oyunlar ve tuzaklarla hep bu süreçlerin dışında tutulduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah bu defa aynı tezgâha düşmeyeceğiz. Vesayetle, terör örgütleriyle, darbeyle elde edemedikleri neticeyi ekonomi üzerinden devşirmeye çalışanların 2023 hesaplarını bozmak hepimizin namus borcudur. Milletimiz, asırlardır beklediği yere ulaşmaya bir el uzatımı uzaklıkta olduğunu görüyor, biliyorum” diye konuştu.
Türkiye’nin, bölgesinin ve dünyanın lider ülkesi olmaya hiç olmadığı kadar yakın bulunduğuna inandıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimize sözümüz var, Türkiye’nin bu tarihî fırsatı kaçırmasına izin vermeyeceğiz. Hep birlikte çok çalışacağız, çok mücadele edeceğiz. Kazanmadık gönül bırakmayarak 2023 seçimlerinden zaferle çıkıp, ülkemizi hak ettiği yere, Allah’ın izniyle ulaştıracağız” değerlendirmesini yaptı.
“TÜRKİYE’NİN TEMEL ALTYAPI İHTİYAÇLARI KONUSUNDA KAYDA DEĞER BİR EKSİĞİ KALMAMIŞTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ve Ukrayna başta olmak üzere dünyada ve bölgede yaşanan gelişmelerin verdiği mesajların doğru anlanarak herkese anlatılması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: “AK Parti olarak ülkemizi 20 yıldır en ileri demokrasi ve kalkınma seviyesine çıkarmak için çalışırken birkaç alanın üzerinde bilhassa durduk, adeta üzerinde titredik. Bunlardan ilki, köylerinden ilçe ve il merkezlerine kadar ülkemizin her karışında izleri görülen geri kalmışlığı, altyapı eksikliğini, sefaleti ortadan kaldıracak bir yatırım seferberliğidir. Bugün televizyonlarda izledim. Edirne’de bütün buğday tarlalarını katran-zift bürümüş. Belki sizler de izlediniz. Şimdi değerli arkadaşlar. Bunu anlatmayacak mıyız? Eğer biz anlatmazsak bilin ki kimse bunu anlatmayacaktır. Yaptıklarımızı anlatmayacak mıyız? 18 Mart Çanakkale Köprüsü’nü bırakın ülkemize, dünyaya mal etmeyecek miyiz? Aynı şekilde, daha yeni Tokat Havalimanı’nı açtık. Bütün bunlarla beraber Türkiye genelinde bakın şu an itibarıyla havalimanlarımızın sayısı 57’ye çıktı ve inşallah bu yılsonuna kadar bu sayı 60’ı bulacak. Bütün bunları bizim halkımıza mal etmemiz lazım. ‘Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür.’ Anlatırsak bunu kalplere, gönüllere kazırsak, vatandaş da ‘doğru ya bunlar hakikaten varmış’ demeye başlar.”
Okul, üniversite, spor tesisi, yol, köprü, tünel, baraj, elektrik, doğal gaz, yapı kalitesi, kentsel dönüşüm ve sosyal desteklerle Türkiye’ye, her vatandaşın hayatına dokunan eser ve hizmetler kazandırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun artık Türkiye’nin temel altyapı ihtiyaçları konusunda kayda değer bir eksiği kalmamıştır. Üzerinde durduğumuz ikinci husus, demokrasimizi güçlendirmek, hak ve özgürlükleri genişletmek, tek parti faşizmi devrinden beri bu ülkenin insanlarının yaşadığı tüm mağduriyetleri ortadan kaldırmak olmuştur” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programa Çankaya Köşkü’nden geldiğini belirterek, şunları kaydetti: “Şurada Ankara’da, şimdi Çankaya’dan geliyorum. Gelirken yolda çukurlardan geçilmiyor. Hani çukur-çamur diyorduk aynen şu anda Ankara bunu yaşıyor. İstanbul farklı mı? Hayır. Bizim üçlümüz vardı, çöp-çukur-çamur, göreve geldiğimiz zaman İstanbul’u böyle almıştık. Aynen şu anda yeniden eski Türkiye geri geliyor. Arkadaşlar bunları milletimize anlatmaya mecburuz. Anlatacağız, anlatacağız ki milletimiz de buradan hareketle bunların notunu versin. Adına ‘sessiz devrimler’ dediğimiz o büyük dönüşümü başarıyla tamamlamış olmaktan gurur duyuyoruz. Demokraside kat ettiğimiz mesafe, aynı zamanda millî iradenin üstünlüğü ilkesini de güçlendirmiş, milletimizin istiklaline ve istikbaline sahip çıkma azmini bilemiştir.”
Üzerine titredikleri alanlardan birinin de savunma sanayii olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, can ve mal güvenlikleri emniyette olmayan, yarınını göremeyen, geleceğinden umudunu kesmiş insanların yaşadığı bir ülkede, demokrasinin de kalkınmanın da gerçek manada tesisinin mümkün olmayacağına vurgu yaptı.
“HELİKOPTER İHRAÇ EDER HÂLE GELDİK”
“Bunun için sınırlarımızı koruyacak güçlü bir orduya, içeride huzuru sağlayacak güçlü bir polis ve jandarma teşkilatına, sizi sürekli ve vaktinde bilgilendirecek donanımlı bir istihbarat teşkilatına ihtiyaç vardır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, işe önce terörle mücadeleyle başladıklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ülkemizin ayağında bir pranga hâline dönüşen terör meselesini daha fazla kan dökülmeden, daha çok yürekler yanmadan, suhuletle çözmek için kimsenin cesaret edemediği riskleri alarak adımları attık. Kamuoyunda ‘Çözüm Süreci’ diye bilinen girişimi de işte bu samimi niyetle biz başlattık. Baktık ki terör örgütü bu dilden anlamıyor ve başka ajandalar peşinde koşuyor, öyleyse dedik ‘biz bunların anladıkları dilden konuşacağız.’ Kahraman askerlerimizin, polislerimizin, jandarmalarımızın, güvenlik korucularımızın gayretleriyle terörü sınırlarımız içinde tamamen bitirme noktasına getirdik. Bununla da kalmadık, bataklığın kaynağına inerek, sınırlarımızın ötesinde kalıcı bir güvenlik koridoru oluşturduk. Peki, bu noktaya nasıl geldik? Malum olduğu üzere Türkiye, yıllardır devam eden terörle mücadelesinde sadece siyasi değil, aynı zamanda savunma sanayi alanında da ciddi bir ambargoya maruz kalmıştır. Hükûmete geldiğimizde bu tabloyu gördüğümüz için savunma sanayini bizzat kendi himayemize alarak adım adım geliştirdik, büyüttük, güçlendirdik. Vatanımızın bütünlüğüne ve milletimizin birliğine göz dikenler sınırlarımızın içinde ve ötesinde harekete geçtiklerinde savunma sanayimiz artık emekleme dönemini atlatıp ayağa kalkmış bir hâldeydi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye verilmeyen araç gereçleri, mühimmatı, elektronik sistemleri, yazılımları ihtiyaçları karşılayacak düzeyde yapabilir hâle geldiklerini vurgulayarak, şu bilgileri verdi: “İşte dün Filipinler’e ATAK helikopter teslimine arkadaşlarımız gittiler. Düşünün, şimdi biz helikopter ihraç eder hâle geldik. Terörle mücadelemizde ve sınır ötesi harekâtlarımızda kimseye eyvallah etmedik. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çıkarları neyi gerektiriyorsa o şekilde hareket ettik. Hamdolsun başlattığımız her harekâtı da zaferle neticelendirdik. Bu süreçte kendini ispat eden savunma sanayi ürünlerimiz, dünya pazarının da gözdeleri hâline gelmiştir. SİHA’larımızın sembolü hâline geldiği bu büyük atılımın, yüzlerce, binlerce somut olarak çıktısı vardır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık konvansiyonel sistemlerin ötesine geçip uzayın da çalışma alanına dâhil edildiği bir safhada olunduğunu söyledi.
“Bugün Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada itibarı yüksek, sözü dinlenen, müdahale ettiğinde netice alabilen bir konumda bulunmasını, demokrasi ve kalkınma programlarımızı, savunma sanayimizi güçlendirmiş olmamıza borçluyuz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elbette hâlâ çözmemiz gereken sıkıntılarımız, tamamlamamız gereken projelerimiz var. Ama artık o kritik aşamayı geride bıraktığımıza emin olabilirsiniz. Bundan sonrası sadece vakit ve kaynak meselesidir” ifadelerini kullandı.
“İÇİNDE MİLLETİN OLMADIĞI SİYASETİ YAPAN PARTİLER HEP OLMUŞTUR VE OLACAKTIR”
AK Parti’nin millet tarafından kurulmuş, millet tarafından iktidara getirilmiş, her zorlu mücadelesini milletin desteğiyle kazanmış, millete hizmet etmekten başka gayesi olmayan bir parti olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için AK Parti’nin, genel başkanından sandık müşahidine kadar tüm mensupları, kurulları ve teşkilatlarıyla milletin emrinde ve hizmetinde olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Partimizin gücü, milletimizle arasındaki gönül bağının gücüyle orantılıdır. Bu ülkede içinde milletin olmadığı siyaseti yapan partiler hep olmuştur ve olacaktır. Ama dikkat ediniz, dışarıdan ve içeriden hangi destekleri alırlarsa alsınlar milletimiz bunlara ülkenin ve kendisinin kaderini, geleceğini teslim etmiyor ve Allah’ın izniyle de etmeyecektir. Milletimiz, rahmetli Menderes’ten beri kendi medeniyet, kültür, inanç değerlerine sahip çıkarak, ülkeye hizmet edenleri baş tacı yapıyor. Buna karşılık, ideolojik saplantılarını kamu gücünün arkasına saklayan bir kesim her fırsatta millete de milletin temsilcilerine de çelme takmaktan geri durmamıştır. Ülkemizin her kritik döneminde milletin tercihlerinin ve hayallerinin hilafına dayatmalarla rotası değiştirilen Türkiye dönemi AK Parti ile özellikle artık geride kalmıştır.”
En şanlı zaferi 15 Temmuz olan bu yeni dönemde Türkiye’nin bölgesel ve küresel güç hâline gelme hızının nasıl arttığına hep birlikte şahit olunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin kuruluşunun 100’üncü yılı olan 2023’ün aynı zamanda AK Parti’nin kalkınma programlarının da dönüm noktası olduğuna dikkati çekti.
Gelecek yılı önemli kılan bir başka hususun da 2023 Haziranı’nda yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bu seçim öylesine önemlidir ki normal şartlarda sokakta rastlaşsalar selam vermeyecek olanları aynı masa etrafında bir araya getirebilmiştir. Altılı, aynısı Macaristan’da oldu bak orada da bir altılı çıktı. Bunların koordinatörlerinin kimler olduğunu da biliyorsunuz. Aynı merci, aynı odak Macaristan’da da koordinatör oldu. Unutmayın, aynı hesap burada da devam ediyor. Bunlara karşı çok gayret edip, gereken dersi de inşallah şu kalan süre içinde mahalle mahalle dolaşmak suretiyle kadın kollarımız, aynı şekilde kapı kapı dolaşarak, 2023 Haziranı’nı Cumhur İttifakı olarak Allah’ın izniyle istediğimiz hedefe kavuşurcasına gerçekleştirmemiz lazım. Ortada üzerinde uzlaştıkları bir program yok. Üzerinde uzlaştıkları bir cumhurbaşkanı adayı yok. Üzerinde uzlaştıkları bir kalkınma projesi yok. Üzerinde uzlaştıkları bir demokrasi adımı da yok. Program diye ortaya çıkardıkları metin, yurt dışında hazırlanıp ellerine tutuşturulmuş bir rapordan ibarettir.
Cumhurbaşkanı adaylığı meselesinde dışarıya karşı renk vermeseler de arka planda saç saça baş başa bir kavga yaşandığı anlaşılıyor. Kalkınma adına tek söyledikleri bizim 20 yılda yaptığımız her şeyi yıkacakları, bozacakları, imha edecekleridir. İstanbul’da Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptık yıkacaklardı, Marmaray’ı yıkacaklardı, Avrasya’yı yıkacaklardı, Osman Gazi’yi yıkacaklardı, Nissibi’yi yıkacaklardı. Şimdi geldik 18 Mart Çanakkale’ye. Hadi yıkın. Bu millet artık bunlara bu fırsatı asla vermeyecek. Demokrasi babında kürsüde ettikleri fiyakalı lafları, çeşitli vesilelerle ele verdikleri gerçek düşünceleri, gerçek niyetleri, sırıtan suratların gerisindeki kin ve nefret sızıntıları zaten boşa çıkartıyor. Geriye ne kaldı? Geriye kala kala masada oturma düzenini, koridorda yürüme sırasını sağlamayı bile beceremeyen yarım düzine muhteris kaldı. Hiçbir konuda ortada gözükmeyen bir program olduğu gibi yapacakları hiçbir şey büyükşehirlerinden tutunuz kendilerine varıncaya kadar ortada yok. Şimdi bizim ülkenin ve milletin hayrına olan hiçbir konuda bir adım atamayan bu zavallılara Haziran 2023’te vereceğimiz ders kaldı. Bunun için siz milletvekili arkadaşlarımız olarak çok daha yoğun bir şekilde gayret, çok daha yoğun bir şekilde çalışmamız gerekiyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Grubu ve Cumhur İttifakı olarak Meclisin en verimli, en sağlıklı çalışmasından sorumlu olduklarını dile getirdi.
Muhalefetin her alanda olduğu gibi yasama faaliyetlerinde de doğru ve hayırlı işlere katkı sağlamak gibi bir derdi olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun yerine çoğunlukla süreci yavaşlatma yönünde gayret ortaya koyan muhalefet anlayışının, siyasetin eskiden beri var olan hastalığı olduğunu ifade etti.
Buna rağmen Meclis’in tarihinin en verimli yasama dönemlerinden birini geçirdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millî iradenin temsilcileri olarak size tevdi edilen vazifeleri hakkıyla yerine getirme konusundaki gayretiniz ve fedakârlığınız için her birinize teşekkür ediyorum. Tabii hiç unutmayacağımız bir şey var. O da tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından milletvekilleriyle iftar yaptı.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), uluslararası alanda stratejik bir başarıya imza attı. Endonezya’da düzenlenen INDO Defence 2025 fuarında Türkiye tarafından millî imkanlarla tasarlanan, geliştirilen ve üretilen Millî Muharip Uçak KAAN’ın Endonezya’ya satışına yönelik anlaşma sağlandı. Anlaşma kapsamında, 48 adet KAAN 5. Nesil Savaş Uçağı Endonezya’ya teslim edilecek.
11 Haziran tarihinde Jakarta’da gerçekleştirilen imza törenine Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Endonezya Savunma Bakanı Sjafrie Sjamsoeddin, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan, Milli Savunma Bakan Yardımcısı ve TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanvekili Şuay Alpay ve TUSAŞ Genel Müdürü Dr. Mehmet Demiroğlu katıldı.
Atılan imzalar kapsamında 48 adetlik Millî Muharip Uçak KAAN’ın teslimatı 120 ay içerisinde gerçekleşecek. Teslim edilecek KAAN uçaklarında ise millî imkanlarla üretilecek motor yer alacak.
Bu anlaşma, sadece Millî Muharip Uçak KAAN’ın teslimatını değil; Endonezya’ya havacılık alanında teknoloji transferini de kapsayacak. Türkiye ve Endonezya gerçekleştireceği stratejik iş birliğiyle bilgi paylaşımını ve yerel kabiliyetlerin geliştirilmesini de hedefleyecek. Öte yandan anlaşmayla birlikte KAAN’ın üretiminde Endonezya’nın sahip olduğu yerel kabiliyetlerden yararlanılacak.
KAAN’ın Endonezya’ya satışına yönelik ilk duyuruyu Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Erdoğan, “Yerli ve millî savunma sanayimizin kaydettiği gelişimi ve ulaştığı noktayı gözler önüne seren bu anlaşmanın Türkiye ve Endonezya için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Anlaşmanın huzurunda imzalandığı kıymetli mevkidaşım, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto’ya selam ve teşekkürlerimi iletiyorum. Savunma Sanayii Başkanlığımız ve TUSAŞ başta olmak üzere KAAN’ın üretiminde ve Türkiye tarihinin bu rekor ihracat sözleşmesinin imzalanmasında emeği geçen tüm kuruluşlarımızı tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.
KAAN: Türkiye’nin 5. Nesil Savaş Uçağı
KAAN, Türk mühendisliğinin geldiği en üst noktayı temsil eden, 5. nesil çok rollü savaş uçağıdır. Yüksek manevra kabiliyeti, düşük radar görünürlüğü (stealth), yapay zekâ destekli aviyonikleri ve ağ destekli harp yetenekleriyle dikkat çekmektedir. Hava-hava ve hava-yer görevlerinde üstün başarı sağlaması hedeflenen KAAN, aynı zamanda Türkiye’nin savunma alanındaki tam bağımsızlık vizyonunun simgesidir. İlk uçuşunu 21 Şubat 2024 tarihinde başarıyla gerçekleştiren KAAN, bu tarihi adımıyla Türk havacılığı açısından yeni bir dönemi başlatmıştır. 6 Mayıs 2024’te ise KAAN gök vatan ile ikinci kez bir araya gelmiştir.
Millî Muharip Uçak KAAN projesinin ilerleyen aşamalarında ise uçağa millî motorun entegrasyonu ile KAAN’ın tamamen millî hâle getirilmesi ve ihracat potansiyelinin daha da arttırılması hedeflenmektedir.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç başkanlığında Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) yeni üyeleri Anıtkabir’i ziyaret etti ve ilk Genel Kurul toplantısını gerçekleştirdi. Bakan Yılmaz Tunç, “Hukukun üstünlüğünü esas alan, öngörülebilir, gecikmeyen bir adalet sistemi vizyonuyla başta HSK olmak üzere yargı teşkilatımızla yoğun bir çalışma bizleri bekliyor.” dedi.
Bakan Yılmaz Tunç ve göreve yeni başlayan HSK üyeleri, Aslanlı Yol’dan yürüyerek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine geldi. Bakan Yılmaz Tunç, mozoleye çelenk bırakırken dua okudu. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından beraberindekilerle Misak-ı Milli Kulesi’ne geçen Bakan Tunç, Anıtkabir Özel Defteri’ne şunları yazdı:
“Aziz Atatürk, Cumhuriyetimizin teminatı olan hukuk devleti ilkesine bağlılıkla yargı bağımsızlığı ve hakimlik-savcılık güvencesini esas alan bir anlayışla görev üstlenen Hakimler ve Savcılar Kurulunun yeni üyeleri olarak huzurunuzdayız. Kurduğunuz Cumhuriyetin en temel dayanaklarından biri olan adaletin, her bireyin hakkını eşitlik ve tarafsızlık temelinde koruyan bir sistemle tecelli etmesi için büyük bir sorumluluk taşıdığımızın bilincindeyiz. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığından asla ödün vermeden, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da adalet hizmetlerinin daha etkin hale gelmesi için Türkiye Yüzyılı’nı adaletin yüzyılı yapmak hedefiyle azim ve kararlılıkla çalışacağız.
Planlı bir reform stratejisi içerisinde insan kaynağından fiziki ve teknolojik altyapıya, mevzuattan uygulamaya kadar her alanda gelişmeye devam eden yargı sistemimizi hukukun üstünlüğü ilkesinden ayrılmadan daha erişilebilir ve daha güvenilir yapmanın gayretiyle çalışmaya devam edeceğiz. Milletimizin vicdanında karşılık bulan adalet anlayışını yaşatmak ve emanet ettiğiniz Cumhuriyetimizin yüksek değerlerini daha da yüceltmek azmimizi bir kez daha aziz hatıranız önünde saygıyla ifade ediyoruz. Ruhunuz şad olsun.”
HSK YENİ ÜYELERİYLE İLK TOPLANTISINI YAPTI
Adalet Bakanı ve HSK Başkanı Yılmaz Tunç, HSK’ye yeni atanan üyelerin de katıldığı ilk Genel Kurul toplantısına başkanlık yaptı.
HSK binasında yapılan toplantının açılışında konuşan Bakan Tunç, HSK’ye seçilen yeni üyelerin, yargı camiasına ve adaletin tecelli etmesine büyük katkılar sunacağına yürekten inandığını söyledi.
HSK’nin yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının teminatı olan bir anayasal kuruluş olduğunu kaydeden Bakan Yılmaz Tunç, Kurulun bu noktadaki öneminin yadsınamaz olduğunu belirtti.
Türkiye’nin son 23 yılda her alanda olduğu gibi yargı alanında da önemli ilerlemeler sağladığına dikkati çeken Bakan Tunç, “Bu süre içerisinde özellikle mevzuatımızın, kanunlarımızın vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yenilenmesi anlamında TBMM’de yoğun çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Temel kanunlarımızın tamamı vatandaşlarımızın ihtiyacına uygun hale getirilerek yenilenmiştir. Yargının fiziki kapasitesi küçümsenmeyecek derecede artırılmıştır.” diye konuştu.
Vatandaşların adalete olan güvenini daha da artırmak için çalışmaları kararlılıkla sürdüreceklerini ifade eden Adalet Bakanı Tunç, “Bu anlamda yeni dönemde de yapacağımız çok önemli çalışmalar var. Son 20 yılda ülkemiz planlı bir yargı reformu stratejisi ile çalışmalarını bugünlere getirmiştir. Çok sayıda Yargı Reformu Strateji Belgesi kamuoyuyla paylaşılmış ve bu kapsamda da mevzuat düzenlemesi ve uygulamalar hayata geçirilmiştir.” dedi.
Bakan Tunç, 23 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde önemli hedefler olduğunu vurgulayarak, “Bu hedefleri önümüzdeki 5 yıllık süre içerisinde uygulama planı dahilinde hayata geçirerek özellikle hukukun üstünlüğünü esas alan, öngörülebilir, gecikmeyen bir adalet sistemi vizyonuyla başta HSK olmak üzere yargı teşkilatımızla yoğun bir çalışma bizleri bekliyor.” değerlendirmesini yaptı.
Belgenin ilk yargı paketinin bayram öncesi yasalaştığını anımsatan Bakan Yılmaz Tunç, “Ceza adalet sistemini daha etkin hale getirmeye yönelik başka hazırlıklar da var. Özellikle hukuk yargılamalarıyla ilgili süreçleri hızlandırmaya, daha adil bir sonuca varabilmek için yapılacak çalışmalar var.” dedi.
Yeni Kurulun görev yapacağı 4 yıllık süre içerisinde, “Türkiye Yüzyılı’nı adaletin yüzyılı” yapma hedefi doğrultusunda önemli çalışmalara imza atacaklarına inandığını dile getiren Bakan Tunç, şunları kaydetti:
“Daha güvenilir bir adalet sistemi noktasındaki bugüne kadar sürdürdüğümüz kararlı tutumdan hiç vazgeçmeden yeni dönemde de çok önemli çalışmalara imza atacağımızı belirtmek istiyorum. Her birinize hayırlı olsun dileklerimi iletiyorum. İnşallah, çok güzel çalışmalara hep beraber el birliğiyle imza atacağımızı ve milletimizin güvenine layık olmak için yoğun bir çaba göstereceğimizi ifade etmek istiyorum.”
Türk İş Dünyasının önde gelen isimlerinden Kibar Holding Kurucu ve Onursal Başkanı Asım Kibar, hayatını kaybetti.
GÜZEL İNSAN ASIM KİBAR
Türk sanayiinin önde gelen isimlerinden Kibar Holding Kurucu ve Onursal Başkanı Asım Kibar, hayatını kaybetti. Duayen iş adamı Kibar’ın cenazesi, 8 Haziran Pazar günü Barbaros Hayrettin Paşa Camii’nde ikindi namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından, Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki aile kabristanına defnedilecek.
Sanayiinin gelişiminde büyük görevler üstlenen Asım Kibar, kurucusu olduğu Kibar Holding ile alüminyum, otomotiv, gıda, gayrimenkul ve enerji gibi birçok sektörde öncü yatırımlara imza attı. Sanayinin yanı sıra sağlık ve eğitim alanında çok sayıda insanın hayatına dokunan sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirdi. İş dünyasında güven, dürüstlük, çalışkanlık ve inovasyon gibi değerlere büyük önem veren Kibar, çalışanlarıyla sık sık bir araya gelerek deneyimlerini paylaşan bir lider olarak tanınıyordu. “Güven En Değerli Servet” adlı bir otobiyografik eseri de bulunan Asım Kibar, 92 yıllık ömrüne birçok başarı sığdırdı.
Değerli büyüğümüz saygın iş adamı Sayın Asım Kibar Beyefendiyi kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Kendisini rahmetle ve minnetle anıyoruz Saygıdeğer Kibar Ailesine ve Assan Camiasına baş sağlığı dileklerimizi iletiyoruz Allah sabır metanet ihsan eylesin. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun Nur İçinde Yatsın
Kestiğiniz kurbanların, ettiğiniz duaların, yaptığınız ibadetlerin Hak katında kabul, karin ve makbul olmasını Rabbimden niyaz ediyoruz Yüce Allah Milletimizi sağlık, huzur ve esenlik içinde idrak edeceğimiz selim bir kalple şuuruna ereceğimiz daha nice bayramlara eriştirsin, diyoruz
Sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, mutlu ve bereketli bir bayram geçirmeniz dileğiyle. Bayramınız mübarek olsun!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kurban Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Ekonomi, dış politika ve güvenlik alanında attığımız adımları ‘Terörsüz Türkiye’ sürecimizle daha muhkem bir zemine oturttuk. ‘Terörsüz Türkiye’ menziline suhuletle vardığımızda daha güçlü, çok daha müessir bir geleceği, öyle inanıyorum ki hep birlikte kucaklayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kurban Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, tüm vatandaşların Kurban Bayramı’nı tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında şunları kaydetti: “Müşerref olduğumuz Kurban Bayramınızı can-ı gönülden tebrik ediyorum. Bizleri bir bayrama daha kavuşturan Cenab-ı Allah’a sonsuz hamd olsun. Bu aziz ve mübarek günlerin ülkemiz, milletimiz, İslam âlemi ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
“BİRLİK RUHUMUZU TAZELEDİĞİMİZ BAYRAMLAR, AYNI ZAMANDA RIZAYI İLAHİYE AÇILAN BEREKET KAPILARIDIR”
Kestiğiniz kurbanların, ettiğiniz duaların, yaptığınız ibadetlerin Hak katında kabul, karin ve makbul olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Yüce Allah bizleri sağlık, huzur ve esenlik içinde idrak edeceğimiz; selim bir kalple şuuruna ereceğimiz daha nice bayramlara eriştirsin, diyorum.
Birlik ve beraberlik ruhumuzu tazelediğimiz, dayanışma ve kardeşlik bağlarımızı güçlendirdiğimiz bayramlar, aynı zamanda rızayı ilahiye açılan birer bereket kapılarıdır. Millet olarak hep birlikte teneffüs ettiğimiz bayram iklimi, yardımlaşma ve muhabbet duygumuzun en üst düzeyde seyrettiği mümbit bir atmosferdir. 86 milyon vatandaşımızın her birinin bu atmosferi iyi değerlendireceğine; hayır ve hasenat faaliyetleriyle güzelleştireceğine yürekten inanıyorum.
Gazze’de ve işgal altındaki topraklarda destansı bir mücadele veren; İsrail’in bütün barbarlıkları karşısında vakur bir direniş sergileyen Filistinli kardeşlerimizi de ülkem ve milletim adına hürmetle selamlıyor, Kurban Bayramlarını yürekten tebrik ediyorum. Saldırılarda şehit düşen tüm Gazzeli kardeşlerimi rahmetle yâd ediyor; yaralılara acil şifalar diliyorum.
“GÖNÜL COĞRAFYAMIZIN FARKLI KÖŞELERİNDE SÜREGELEN İSTİKRARSIZLIKLARIN BİR AN ÖNCE SON BULMASINI TEMENNİ EDİYORUM”
Gazze, Sudan ve Somali başta olmak üzere, gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde süregelen istikrarsızlıkların bir an önce son bulmasını temenni ediyorum.
Türkiye olarak gerek Filistin’deki soykırımın durdurulması gerekse Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın adil bir barışla neticelenmesi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. 2 Haziran Pazartesi günü İstanbul’da yapılan toplantı, dördüncü yılına giren kuzeyimizdeki kanlı savaşın bitirilmesi yönünde tarihî bir adım olmuştur.
Komşumuz Suriye’de Yeni Yönetimin ülkenin millî birliği, toprak bütünlüğü ve sürdürülebilir kalkınması için verdiği mücadeleyi takdirle karşılıyoruz. Bölgedeki tüm kardeş ülkelerin de destekleriyle Suriye, inanıyoruz ki kalıcı huzura kavuşacak, eski ihtişamlı günlerine yeniden dönecektir.
Küresel piyasalardaki dalgalanmaların ülkemize etkisini asgariye indirecek ekonomi politikalarını kararlılıkla uyguluyoruz. Makroekonomik istikrar ve reform programının olumlu etkilerini enflasyon başta olmak üzere birçok alanda görüyoruz. Hayat pahalılığı başta olmak üzere, vatandaşlarımızın hayat standardını düşüren her türlü sorunla mücadelemiz sürüyor.
Aynı şekilde, Asrın Felaketinin açtığı yaraları süratle sarıyoruz. 201 bin konutumuzun anahtarını hak sahibi afetzedelerimize teslim ettik. 252 bin ilave yapı ile, inşallah yıl başına kadar toplam 453 bin konut ve iş yerinin anahtarlarını depremzede kardeşlerimize takdim edeceğiz.
“EKONOMİ, DIŞ POLİTİKA VE GÜVENLİK ALANINDA ATTIĞIMIZ ADIMLARI ‘TERÖRSÜZ TÜRKİYE’ SÜRECİMİZLE DAHA MUHKEM BİR ZEMİNE OTURTTUK”
Ekonomi, dış politika ve güvenlik alanında attığımız adımları ‘Terörsüz Türkiye’ sürecimizle daha muhkem bir zemine oturttuk. Örgütün kendini fesih ve silah bırakma kararı almasının ardından yeni bir aşamaya geçtik. Aziz milletimizin duası, siyaset kurumunun desteğiyle yakın bir zamanda yarım asırlık bir musibetten ülkemizi inşallah hep beraber kurtaracağız. Şu hususun altını da özellikle çizmek istiyorum: Şehitlerimizin ruhlarını muazzep edecek; şehit yakınlarımız ve gazilerimizi incitecek hiçbir girişime bugüne kadar müsaade etmedik; bundan sonra da asla müsaade etmeyiz. ‘Terörsüz Türkiye’ menziline suhuletle vardığımızda daha güçlü, çok daha müessir bir geleceği, öyle inanıyorum ki hep birlikte kucaklayacağız.
86 milyon olarak ebedi kardeşliğimizi ve iç cephemizi güçlendirdiğimiz bir dönemde, ana muhalefetin ‘kimseyle bayramlaşamayan parti’ hâline dönüşmesinden duyduğumuz üzüntüyü de ifade etmek isterim. Temennimiz; yanlışta ısrarın bir an önce son bulması ve Türkiye’nin tüm renklerinin özellikle bayramlarda bir araya gelmeyi başarabilmesidir. Çünkü ülkemizin dört bir yanını süsleyen billboardlarda dediğimiz gibi; ‘adımız kardeşlik, soyadımız Türkiye’dir.
“YOLA ÇIKACAK TÜM VATANDAŞLARIMIZDAN TRAFİK KURALLARINA TİTİZLİKLE UYMALARINI İSTİRHAM EDİYORUM”
Bu düşüncelerle, Kurban Bayramı’nın ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için bir kez daha hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Tüm vatandaşlarımın, gönül coğrafyamızda ve dünyanın farklı ülkelerindeki her bir kardeşimin bayramını tekrar tebrik ediyorum. Rabbim, hac farizasını yerine getirmek üzere kutsal topraklarda bulunan tüm kardeşlerimizin dua ve ibadetlerini kabul eylesin, diyorum.
Yola çıkacak tüm vatandaşlarımızdan trafik kurallarına titizlikle uymalarını özellikle istirham ediyorum. Sizleri bir kez daha saygıyla, sevgiyle selamlıyor; hepinize hayırlı bayramlar diliyorum. Kurban Bayramımız mübarek olsun. Kalın sağlıcakla…”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.