Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Eğitim Bakanlığı 20 Bin Öğretmen Atama Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Eğitim alanında ülkemizin ilerlemesine ket vuran engelleri tek tek kaldırarak, son 20 yılda çok büyük bir dönüşüme imza attık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlene Millî Eğitim Bakanlığı 20 Bin Öğretmen Atama Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Öğretmen adaylarının bu özel gününde bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ataması yapılacak 20 bin öğretmeni tebrik etti, görev yerlerinde başarı diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 bin öğretmenin de maarif ordusuna katılmasıyla, toplam öğretmen sayısının yaklaşık 1 milyon 10 bine çıkacağını bildirdi.
Türkiye’yi yönetme sorumluğunu üstlendikleri 2002’de bu sayının 526 bin civarında olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâlihazırda görev yapan öğretmenlerin 750 bininin hükûmetleri döneminde atandığını aktardı.
“EĞİTİM BÜTÇEMİZİ 304 MİLYAR LİRAYA ÇIKARDIK”
Geçmiş dönemlerde, okullardaki altyapı ve öğretmen eksiğinden dolayı derslerinin çoğunun boş geçtiğini, sadece ücra bölgelerde değil, büyük şehir merkezlerinde bile çocukların son derece sağlıksız, kalabalık sınıflarda eğitim gördüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınıfların 60-80 kişi olduğunu, Anadolu’nun birçok yerinde bu sayının 100’e çıktığını anlattı.
Farklı sınıfların aynı derslikte eğitim aldığı, branş öğretmenine ulaşmanın adeta lüks sayıldığı bu tabloya son verdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Öğretmen başına düşen öğrenci sayısında Türkiye olarak OECD ortalamasını yakaladık. Boş geçen veya farklı branşlardan öğretmenlerin girdiği dersler sorununu neredeyse tamamen çözüme kavuşturduk. Eğitim bütçemizi 10,3 milyar liradan son ilaveyle birlikte 304 milyar liraya çıkartarak, derslik sayımızı 343 binden alıp 613 bine yükselterek, okullarımızı kütüphaneler, laboratuvarlar, çalışma atölyeleri ve spor salonlarıyla donatarak, ders kitaplarından yardımcı kaynaklara çocuklarımızın tüm ihtiyaçlarını ücretsiz karşılayarak, hâsılı eğitim alanında ülkemizin ilerlemesine ket vuran engelleri tek tek kaldırarak, son 20 yılda çok büyük bir dönüşüme imza attık. Aynı şekilde 28 Şubat sürecinde kılık kıyafetlerinden dolayı sadece üniversite eğitim hakları değil, istihdam hakları da elinden alınan kadınlarımıza yönelik adaletsizliği giderdik. Bugün okullarımızda aktif olarak çalışan 1 milyonu aşkın öğretmenimizin yüzde 60’ını kadınlarımız oluşturuyor. Artık hiçbir kamu görevlimiz inanç değerleriyle, iş hayatı hassasiyetleriyle mesleği arasında bir tercih yapmaya zorlanmıyor. Ülkemize ve milletimize hizmet etmek isteyen herkes, özgürce, herhangi bir kısıtlamaya, haksızlığa uğramadan bu vazifesini yerine getirebiliyor.”
“ÖĞRETMENLER MÜSTAKİL BİR MESLEK KANUNUNA KAVUŞTU”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlerin mesleki gelişimlerini kolaylaştırma, sosyal ve mali haklarını güçlendirme konularında önemli iyileştirmelere gittiklerini anımsatarak, “Bizden önce iktidarlar yıllarca Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden siyaset yaptı. Hemen hemen tüm Millî Eğitim Şûralarında tavsiye olarak ifade edildiği hâlde öğretmenlerimizin bu meşru talepleri maalesef yerine getirilmedi” diye konuştu.
Yaklaşık 60 yıldır sürüncemede bırakılan bu meseleyi TBMM ile çözdüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sene yürürlüğe giren Öğretmenlik Meslek Kanunu sayesinde artık öğretmenlerin müstakil bir meslek kanununa kavuştuğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenliği, uzman ve başöğretmen unvanlarıyla kariyer mesleği hâline getirerek, öğretmenlere ilave mali haklar sağladıklarını, uzman ve başöğretmen şartları taşıyanların yüzde 95’ini oluşturan toplam 614 bin 445 öğretmenin bunun için başvuru yaptığını bildirdi.
Bu öğretmenlerin hemen hepsinin kendilerine yeni ufuklar, yeni bilgiler kazandırdığına inandığı seminer programlarını başarıyla tamamladığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek lisans ve doktora yapmış 90 bine yakın öğretmenin sınavdan muaf olduğunu anımsattı.
Tüm öğretmenlerin bu süreci, en güzel şekilde, Millî Eğitim camiasına yakışır bir olgunlukla tamamlayacağına inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm bu kazanımlar, ülkemizde birilerini rahatsız ediyor. Tek umutlarını milletin ve ülkenin başındaki kara bulutların çoğalmasına bağlayanlar, her müspet adım gibi bunu da içlerine sindiremiyor. Açıkçası öğretmenlerimizle birlikte öğrencilerimizin, hatta topyekûn eğitim sistemimizin faydasına olan böyle bir meseleyi dahi istismar edenleri görmekten ülkemiz adına hicap duyuyorum. Türkiye’ye dair elle tutulur hiçbir projeleri olmayanların yaptığı boykot çağrısı, öğretmenlerimizi siyasi malzeme olarak kullanmayı amaçlayan, tamamen art niyetli bir girişimdir. Bırakın artık bu boykotu falan nedir bunlar? Siz, eğitim öğretim mimarı mısınız, yoksa sokaklarda, caddelerde çapulcu olarak dolaşanlar mısınız? Bize yavrularıyla, yavrularımızla haşır neşir olacak öğretmenler lazım, öyle caddelerde, sokaklarda dolaşanlar değil. Ve ben yavrularımıza gerçekten bu tür emeği veren öğretmenlerimizle iftihar ediyorum. Eğitim gibi doğrudan evlatlarımızı ve ülkemizin geleceğini ilgilendiren bir konuyu gündelik siyasete meze yapmak, bu konu üzerinden öğretmenlerimizi kışkırtmak doğru bir yaklaşım değildir. Öğretmenlerimizin bu tür fitne teşebbüslerine prim vermeyeceğini biliyorum. 20 bin öğretmenimizin bugün atamasını yaparken, 20 bin öğretmenimizden de özellikle bunları bekliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir öğrencinin öğretmenine yazdığı mektupta sözlerine, “varlık sebebim, medarıiftiharım, öğretmenim” diye başladığını aktararak, “İşte bize bu tür öğrencileri yetiştirecek öğretmenler lazım” dedi.
“ÖĞRETMENLERİMİZİ EKONOMİK VE MALİ AÇIDAN DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temmuz ayı zamları ve son düzenlemeyle usta öğreticilerin ve ders ücreti karşılığında görev alan öğretmenlerin ücretlerinde yaklaşık yüzde 70’lik bir artış yaşandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde öğretmenlerimizi ekonomik ve mali açıdan desteklemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
İnsanlık olarak son 2,5 yıldır sağlık kriziyle başlayan sonra farklı boyutlara evrilen büyük bir fırtınayla boğuştuklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgının sağlıkla ilgili tarafı ortadan kalktıkça diğer alanlardaki etkilerinin daha iyi gün yüzüne çıktığını anlattı.
Bu küresel krizin sağlık sistemi yanında, ekonomiden kamu güvenliğine, sosyal psikolojiden bireysel ilişkilere pek çok alanda ciddi sıkıntılara yol açtığına şahit olunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın sürecinin en fazla etkilediği alanların başında hiç şüphesiz eğitimin geldiğini vurguladı.
“YAKINDA BAŞLATILACAK TÜRKÇE SEFERBERLİĞİNİ DE TAKDİRLE KARŞILIYORUM”
Öğretmenlerle her konuşmalarında en büyük sorunun, “bedenen sınıfta ancak zihnen başka yerlerde olan çocuklar” olduğunu gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Velilerimizle her buluşmamızda bu konuda duyulan endişe ve serzenişleri bizzat dinliyoruz. Okuma alışkanlıklarından ders dinleme becerilerine, ekran bağımlılığından sosyalleşmeye kadar birçok alanda çocuklarımız yeni sınamalarla yüzleşiyor. Çocuklarımızın sağlıklı şekilde eğitim öğretim hayatlarını ve beşeri ilişkilerini sürdürmeleri için gereken her türlü çabayı gösteriyoruz, göstereceğiz. Ancak bilhassa sosyal medya mecralarından yayılan popüler kültürün zararlı etkilerinden evlatlarımızı korumamız gerektiği anlaşılıyor. Ben öğretmenlerimden de bunu özellikle rica ediyorum. Bu süreci de bir tarafında sizin gibi genç eğitimcilerin, diğer tarafında öğrencilerin olduğu iki ayaklı bir mücadeleyle yürütmemiz gerekiyor. Bakanlığımızın hazırlıklarını sürdürdüğü, medeniyet bilinci ve kültür okuryazarlığı çalışmasını bu çerçevede yakından takip ediyorum. Yakında başlatılacak Türkçe seferberliğini de takdirle ve memnuniyetle karşılıyorum. Hedefimiz, evlatlarımızın bizi biz yapan değerlerin önemini daha iyi idrak etmesini, kültürümüzü daha iyi öğrenmesini, bu toprakların birikiminin fevkine çok daha iyi varmasını sağlamaktır. İstiyoruz ki evlatlarımız, ilim ve irfan geleneğimizle, millî ve manevi değerlerimizle daha fazla ve hemhal olsun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, istikbalin teminatı olan gençlerin, bağrından çıktıkları toplumun hassasiyetlerini daha iyi kavramasını istediklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “İstiyoruz ki Mevlana hazretlerinin pergel metaforunda ifade buyurduğu şekilde öğrencilerimiz bir ayaklarını bu toprakların birikimine sabitlerken diğeriyle de tüm dünyayı dolaşacak evrensel bir vizyona kavuşsunlar. İstiyoruz ki çocuklarımız, kültürümüzün taşıyıcısı olan güzel Türkçemizi en iyi, en doğru şekilde kullanma becerisi edinsinler. İstiyoruz ki yeni teknolojilerden iletişim imkânlarından istifade ederken, kendilerini bunlarla beraber gelen risklerden, tehditlerden de korusunlar. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesillere sahip olmanın yolu popüler kültüre, sorgusuz, sualsiz teslim olmaktan değil, öncelikle bizi biz yapan hasletleri içselleştirmekten geçiyor.”
“ÇOCUKLARIMIZIN MADDİ VE MANEVİ EĞİTİMİNE ÖZEN GÖSTERMELİYİZ”
Bu kritik süreçte devletin ilgili kurumları yanında, öğretmenlere, idarecilere ve ebeveynlere de görevler düştüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Burada şu hususun altını özellikle çizmek isterim, ailelerimizin evlatlarını yetiştirirken onları özgürlük adına popüler kültürün acımasız dişlilerine terk etmemeleri çok ama çok önemlidir. Çok erken yaşlardan başlayarak tevarüs ettiğimiz değerleri bir kuyumcu titizliğiyle evlatlarımıza öğretmeli, onlara rehberlik etmeli, gönüllerine dokunmalıyız. ‘Ağaç yaşken eğilir.’ prensibinden hareketle kırmadan, dökmeden, güzel söz ve tatlı dille, en önemlisi de kendi hayatımızdan vereceğimiz güzel örneklerle çocuklarımızın maddi ve manevi eğitimine özen göstermeliyiz. Çocuklarımıza öz güven duygusu kazandıracak, atılım ruhu aşılayacak bir perspektifle bu çalışmaları yürütmeliyiz. Diğer türlü evlatlarımızın körpe dimağlarının bize ve kültürümüze yabancı mecralar tarafından işgaline engel olamayız. Aksi takdirde, milli bünyemize aykırı ideolojilerin gençlerimizi sinsi tuzaklarına düşürmesine mani olamayız. Başka türlü yeni medya araçlarıyla servis edilen sapkın hayat tarzlarının çocuklarımıza sirayet etmesinin önüne geçemeyiz. Yine aynı şekilde okullarımızda içimizi acıtan, geleceğe dair kaygılarımızı artıran, ‘Acaba nereye sürükleniyoruz?’ hissi uyandıran üzücü hadiselerin yaşanmasının vebalinden kendimizi kurtaramayız. Bu tehditlerle mücadelede adım atmakta geç kaldığımız her günü, ülkemiz ve istikbalimiz açısından büyük bir kayıp olarak görüyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Eğitim Bakanlığının vatana ve millete hayırlı nesiller yetiştirme çabalarına, öğretmenler başta olmak üzere tüm paydaşlarının destek vermesini beklediğini dile getirdi.
Öğretmenlerin, en az 16 yıl süren eğitim sürecini başarıyla tamamlayarak bugünlere ulaştığını, yıllarca emek verip, gecelerini gündüzlerine katıp ideallerini gerçekleştirmek için büyük fedakârlıklarda bulunarak ailelerinin gururu hâline geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biraz sonra ekranda tayin olduğunuz yerleri gördüğünüz zaman karşımda nasıl tabloyla karşılaşacağımı çok iyi biliyorum. O heyecan boşuna değil. Öyleyse o heyecanın da karşılığını siz, yetiştireceğiniz öğrencilere aynen vermelisiniz” dedi.
“GELECEĞİN ANNE BABALARINI DA SİZLER YETİŞTİRECEKSİNİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünden itibaren öğretmen olarak artık yeni bir hayata “merhaba” diyecek öğretmenlerin, görev yapacakları okullarda kendi gelecekleriyle birlikte, ülke ve istikbal açısından da önemli sorumluluklar üstleneceklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ülkemizin gelecekte her alanda ihtiyaç duyacağı insan kaynağı gibi geleceğin anne babalarını da sizler yetiştireceksiniz. Yarının aydınlık, güçlü ve müreffeh Türkiye’sinin inşasına yeri asla doldurulamayacak katkılarda bulunacaksınız. Öğretirken sizler de yeni şeyler öğrenecek, kendinizi sürekli geliştireceksiniz. Size hayranlıkla bakan öğrencilerinize toplumda iyi fertler olmayı, ahlaklı, erdemli, dürüst ve başarılı insanlar olmayı öğreteceksiniz. Gün gelecek yetimlerin sığındığı babası, öksüzlerin şefkat aradığı annesi olacaksınız. Gün olacak kendisine istikamet çizmeye çalışan gençlerimize rehberlik edeceksiniz. Öğretmenlik elbette sizlerin iaşe kapısıdır. Ancak sıradan bir memurluk, sıradan bir iş de değildir. Bu vazifeye başlamakla okullarınızın duvarlarına hapsedilmeyecek kadar mühim bir sorumluluğu da üstlenmiş oluyorsunuz. Tüm öğretmenlerimizin ve bugün atamasını yapacağımız 20 bin öğretmenimizin her birinin mesleğine böyle baktıklarına inanıyorum. Sizlerden, omuzlarınızda taşıdığınız bu mesuliyetlerin şuuruyla görevinizi en güzel şekilde ifa etmenizi bekliyorum. Derse girdiğiniz her gün, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini de özellikle şekillendirdiğinizi, istikbaline yön verdiğinizi unutmayın. Karşınızdaki çocukların milletimizle birlikte gözünü ülkemize yöneltmiş 100 milyonlarca kardeşimizin de umudu olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Rabb’im, yolunuzu bahtınızı açık etsin.”
Öğretmen atamalarına ilişkin video gösteriminin yapıldığı törende, Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti.
Daha sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın salondan seçtiği 9 kişinin söylediği rakamlarla kura numarası oluşturuldu. Kura numarasının “913574628” olarak belirlenmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, atama butonuna bastı. Atama heyecanını öğretmen adayları ile paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, atanan bazı öğretmen adaylarının ismini de okudu.
Elektronik ortamda kura numarasına göre yapılan atama sonucunda, salondaki ekranda atandıkları illeri ve okulları gören adaylar, mutluluklarını yakınlarına sarılarak yaşadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Eylül itibarıyla öğretmenlerin görevlerine başlayacağını belirterek, “12 Eylül’de sizleri inşallah okullarınızda bekliyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk’un başkenti Tiran’da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu 6. Zirvesi’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin yapıldığı İskender Bey Meydanı’nın girişinde Arnavutluk Başbakanı Edi Rama tarafından karşılandı. Arnavutluk Başbakanı Rama, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a zirvenin oturumlarının yapılacağı Opera Binası’na kadar eşlik etti.
Açılış programının ardından liderler, aile fotoğrafının çekileceği alana geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer liderler daha sonra günün anısına Avrupa Siyasi Topluluğu’nun logosunun bulunduğu panoyu imzaladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Büyük bir sabırla, kararlılıkla ve samimiyetle yürüttüğümüz ‘Terörsüz Türkiye’ girişimimizle ülkemizin huzurunun, refahının, kalkınmasının ilerlemesinin önündeki bir engeli daha inşallah çekip alıyoruz. Şundan emin olunuz: ‘Terörsüz Türkiye’ en çok da Türkiye ekonomisini şaha kaldıracaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) 2025 Yılı Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni’ne katıldı.
Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her yıl mayıs ayında gerçekleştirdiğimiz TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni, aslında bu ülkenin büyümesinin, kalkınmasının gizli kahramanlarına bir vefa borcudur. Bu sene de 73’ü Genel Kurul Delegesi, 25’i Oda ve Borsa Genel Sekreteri olmak üzere 98 kardeşimize plaketlerini takdim ediyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Delegesi olarak Birlik çatısı altında 10. 20. ve 30. yılını tamamlayan ve bundan dolayı da Şeref Belgesi almaya hak kazanan üyeleri tebrik ederek, “Bugün plaket alacak 98 kardeşimiz sadece TOBB’a hizmet etmedi, bu kardeşlerimiz bu ülkeye de gönül verdiler, vizyon kattılar. Bu milletin refahı, esenliği, huzuru için ter döktüler. Türk ekonomisinin güçlü potansiyeline inanmaktan hiç vazgeçmediler. Sadakatin yanı sıra gayretin, inancın yanı sıra fedakarlığın simgesi olan bu plaket ve belgelerin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Birliğimizin üyelerinin her birine ülkemizin gelişmesine, kalkınmasına, büyümesine yaptıkları katkı için ayrı ayrı şükranlarımı iletiyorum” diye konuştu.
“YILDA 36 MİLYAR DOLAR İHRACAT YAPABİLEN ÜLKEYİ, 265 MİLYAR DOLAR İHRACAT YAPAN ÜLKE SINIFINA ÇIKARDIK”
TOBB camiasının Türkiye’nin son çeyrek asrına bizzat şahit olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türk ekonomisinin nereden nereye geldiğini en iyi sizler biliyorsunuz. 2002 sonrasında perçinlenen siyasi istikrar, özel sektörümüzün becerisi ve dinamizmiyle birleşince bugün her alanda ileriye giden bir Türkiye ortaya çıktı. Şurası bir gerçek ki 23’üncü yılına giren bu yolculuk süresince daima sizlerle dayanışma içinde olduk. Koordinasyon içinde hareket ettik. İhracat başta olmak üzere Türkiye’nin ekonominin her alanında yazdığı başarı hikayesine birlikte imza attık. Yılda sadece 36 milyar dolar ihracat yapabilen bir ülkeyi 265 milyar dolar ihracat yapan ülke sınıfına biz çıkardık. Turizmde 13 milyon kişiden 61 milyon ziyaretçi sayısına beraber getirdik. İş dünyamızı, girişimcilerimizi, yatırımcılarımızı dünya pazarlarına sizlerle birlikte açtık. Yine bu dönemde ülkemizi, demokrasimizi ve ekonomimizi hedef alan nice saldırının, sıkıntının, badirenin üstesinden beraberce geldik. Yani 23 yılda ne yaptıysak birlikte yaptık, birlikte başardık. Bakın bugün TOBB’un 2 milyona yaklaşan üyesi var. Bu üyelerimiz, ülkemiz ihracatının yüzde 99’unu gerçekleştiriyor. Kayıtlı istihdamın yüzde 71’i sizlerin çatısı altında. Bu ülkede üretimi, yatırımı, ihracatı ve istihdamı sizler temsil ediyorsunuz. Biz de bu gerçekten hareketle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin bütün genel kurullarında sizlerle bir araya gelmeye büyük önem verdik. Bakanlarımızla birlikte TOBB Türkiye Ekonomi Şuralarında yine sizlerle beraber olduk.”
“TÜRKİYE OTOMOBİL YAPAMAZ DİYENLERE EN GÜZEL CEVABI YOLLARIMIZI SÜSLEYEN ON BİNLERCE TOGG İLE VERDİNİZ”
TOBB ve oda-borsalar aracılığı ile iş dünyasınca kendilerinden talep edilen pek çok konuyu hayata geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nasıl biz sizlerin yanında olduysak, TOBB ailesi olarak siz de ülkemize ve milletimize hizmet mücadelemizde bizi asla yalnız bırakmadınız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 TOBB Genel Kurulunda yaptığı çağrıya karşılık verildiğini anımsatarak, “Türkiye’nin otomobili, TOGG’un hayata geçmesini sağladınız. ‘Türkiye otomobil yapamaz’ diyenlere, ‘arabayı burada üretmiyorlar, yurt dışından getiriyorlar’ diyenlere, ‘hani bunun fabrikası’ diyen kifayetsizlere en güzel cevabı yollarımızı süsleyen on binlerce TOGG ile verdiniz. 60 sene önce Devrim Otomobili Projemiz, eften püften sebeplerle sabote edilmişti ama devrin otomobilini hayata geçirmeyi biz başardık” ifadesini kullandı.
TOGG’un şu an yüzde 30 pazar payı ile yurt içinde lider konumunda olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “SUV’dan sonra sedan modeli de çıkarılıyor. İnşallah seneye yurt dışına ihracata başlayacak. Artık dünyanın farklı ülkelerindeki yollarda, köklü otomobil markalarıyla yan yana millî markamız TOGG’u da göreceğiz. Savunma sanayinde özellikle insansız hava araçlarında, biliyorsunuz küresel ölçekte ilk üçteyiz. Bir dönem olmadık bahaneler öne sürülerek ülkemize verilmeyen İHA, SİHA teknolojisinde şimdi dünyada parmakla gösterilen konuma geldik. Ürün almak için başkalarının kapısını çalan ülkeyken, hamdolsun artık kapısı çalınan bir ülke olduk. Aynı başarı hikayesini eğitim uçağımız Hürjet’le yakalamak istiyoruz. Dün İspanya’da Hürjet projemiz için önemli bir mutabakat imzaladık. Dikkat edin, İspanya diyorum, Çatladıkapı değil. Mutabakat neticesinde Airbus ve TUSAŞ, Hürjet’in İspanya Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girmesi için ortak çalışma yapacak. Savunma sanayi alanında yakaladığımız ihracat başarısını, TOGG’da da elde etmemiz pekâlâ mümkündür. Yeter ki biz kendimize güvenelim, özgüven sahibi olalım. Allah’ın izniyle gerisi zamanla gelecektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB’un dünyanın en iyi ve en çok hizmet üreten ilk 3 oda sisteminden biri hâline gelmesinden iftihar ettiğini söyledi.
“DEPREM BÖLGESİNİN İHYASI EN ÖNCELİKLİ GÜNDEMİMİZ OLMAYA DEVAM EDECEK”
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri sonrasında TOBB’un bu milletin bir kurumu olduğunu bir kez daha göstermesinin ayrıca takdire şayan olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedeleri tekrar yuvalarına kavuşturmak için başlatılan konut kampanyasına özel sektörün en büyük desteğinin TOBB tarafından geldiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesinin yeniden imar ve ihyasına verdikleri destek için TOBB’a teşekkür ederek, “Ülkemiz ekonomisine 104 milyar doların üzerinde maliyeti olan bu büyük felaketin altından yüz akıyla kalkıyoruz. Afetin ikinci yıl dönümünde 201 bin konutun anahtarlarını teslim ettik” dedi.
Dünyanın en büyük şantiyesine çevrilen deprem bölgesinde inşaat çalışmalarının 7 gün 24 saat esasına göre yürüdüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıl sonuna kadar kalan 252 bin konutu da tamamlayarak sene başında 453 bin konutun anahtarlarını hak sahiplerine teslim etmiş olacağız. Depremzede kardeşlerimiz güvenli, huzurlu ve modern evlerine girmeden hiçbirimiz rahata eremeyiz. Deprem bölgesinin ihyası en öncelikli gündemimiz olmaya devam edecek” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıl boyunca çok çalışarak 2023 yılı hedeflerine birlikte ulaştıklarını, şimdi ise gözlerini 2053’e diktiklerini belirterek, “Bunun için heyecanımızı her gün tazeliyor, yeniliyor, her zaman ileriye bakıyoruz. Her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanan bu ülkeye eser kazandırmanın heyecanını, sevincini ve elbette haklı kıvancını kalbimizin derinliklerinde hissediyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması sırasında TOBB’un bir delegesi, “Sayın Cumhurbaşkanım 40 yıldır akan kardeş kanının durmasına vesile oldunuz. Allah sizden razı olsun. Tarih sizi yazacak” diyerek, Yüksekova’nın il olmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’de şu anda Yüksekovaların sayısı çok fazla. Hepsi il olmak için sıraya girdiler. Hepsi de ‘biz de il olmamız lazım’ diyorlar. Şu anda Yüksekova Havalimanı’na sahip ya” yanıtını verdi.
Türkiye ekonomisinin omurgasını temsil eden TOBB’u, Türkiye’nin en saygın kurumlarından biri olarak gördüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonominin sağlıklı ve güvenli bir ortama kavuşmasında, giderek artan belirsizliklerin ortadan kaldırılmasında, iş dünyamızın tüm kesimlerinin önünü görebilmesinde, daha önemlisi Türk ekonomisinin hedeflerine ulaşmasında sizlerin yapıcı, yol gösterici politikalar üretmesi bizim için büyük önem taşıyor. Bilhassa, Terörsüz Türkiye çabalarımızın menziline kazasız belasız ulaşmasında sizlerin desteği, dayanışması, katkısı kritik öneme sahiptir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 1984 yılından bugüne 41 yıl boyunca bölücü terörün kanlı eylemlerine sahne olduğunu hatırlatarak, bu süre zarfında terörle mücadelede 10 binden fazla güvenlik görevlisinin şehit verildiğini, 41 yıl boyunca 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini söyledi.
Terörün Türkiye’ye doğrudan ve dolaylı maliyetinin 2 trilyon doları bulduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada şu hususu özellikle vurgulamak istiyorum; terör sadece terör olarak kalmadı. Terör üzerinden maalesef değişik sektörler ortaya çıktı. Hani terör baronları diyoruz ya işte terörün varlığından, terör eylemlerinden örgüt kadar başkaları da şahsi rant elde ettiler” diye konuştu.
Silah tüccarları, zehir tacirleri, insan kaçakçıları, gençlerden beslenen illegal yapıların terörün bölgesinde ve gölgesinde işlerini büyüttüğüne dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Terör meselesi üzerinden siyasi istismar yapanlar oldu. Terör bataklığında kendi kirli fikirlerini, kirli emellerini yaymak isteyenler oldu. Türkiye dışarıdan şiddet eylemlerine maruz kalırken içeride bunu fırsata çevirmeye çalışan işte o terör baronlarının da istismarına maruz kaldı. Geçmişte bu meselenin çözümü için bilhassa merhum Özal döneminde çok cesur adımlar atıldı ama dışarıdan olduğu kadar içeriden yapılan sabotajlarla bu çözüm engellendi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin gerçekten çok büyük bedeller ödediğini belirterek, binlerce annenin yüreğine kor bir ateşin düştüğünü, Türk-Kürt kardeşliğinin ağır yaralar aldığını söyledi.
Göreve geldikleri andan itibaren hem Türkiye’nin demokrasi açığını özellikle kapatmak hem de terör belasından Türkiye’yi ve Kürtleri kurtarmak için çok büyük emekler verdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hak ve özgürlük alanlarının genişletilmesinden vesayetle mücadeleye, adına ‘sessiz devrim’ dediğimiz tarihî nitelikte adımlar attık. Terör örgütünün beslenme alanlarını hamdolsun önemli ölçüde kuruttuk. Buradaki birçok kardeşim, ekranları başında bizi izleyen milyonlarca vatandaşımız bu uğurda gösterdiğimiz samimi gayretin en yakın şahididir. Biz bu süreçte şunu da gördük; terör örgütü kanlı eylemler yaparken dönem dönem içeride muhalefet, iktidarı yıpratmak için bu saldırıları acımasızca kullandı. Topluma korku salmak, milletin arasına nifak duvarları örmek, siyaseti terör sopasıyla hizaya sokmak için yıllarca bu eylemler istismar edildi. Terör belasından kurtulma umudu arttığında ise bunlar çözmesin de gerekirse terör devam etsin diyecek kadar vicdanını kaybedenler çıktı. Tıpkı yakın tarihte Edirne’yi düşmana karşı savunmak için yola çıkan merhum Enver Paşa’ya ‘Edirne’ye Enver gireceğine Bulgar girsin’ dedikleri gibi açık söylüyorum, bize de ‘terörü bu iktidar bitireceğine hiç bitmesin daha iyi’ diyenler çıktı. Bu tavra, 15 Temmuz gecesi 253 vatan evladını alçakça şehit eden FETÖ ile mücadelemizde de şahit olduk.”
“KANLA YAZILAN BİR İHANET SAYFASININ KAPANMASI NOKTASINDA ÖNEMLİ BİR FIRSAT PENCERESİ ARALANIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin FETÖ’nün üzerine kararlılıkla gittikçe, ana muhalefet partisinin vekilleri, yetkilileri ve yöneticilerinin FETÖ’cülere kol kanat gerdiğini söyledi.
Şehitlerin naaşları dahi soğumadan 15 Temmuz’a “kontrollü darbe” iftirası atanları hiçbir zaman unutmayacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef bugün de aynı şebekenin hezeyanlarıyla karşılaşıyoruz. Bölücü örgüt çıkıyor kendini feshettiğini ve silah bırakacağını açıklıyor. Neredeyse yarım asırdır kanla yazılan bir ihanet sayfasının tamamen kapanması noktasında önemli bir fırsat penceresi aralanıyor” diye konuştu.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki vatandaşlar, “terör tehdidi altında yaşamaktan inşallah artık kurtuluyoruz” diyerek meydanlarda sevinç halayları çekerken, birilerinin adeta karalar bağladığı ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ellerindeki o kanlı sektörü, o istismar tezgahını kaybetmekten korkanlar neredeyse terör örgütüne yalvaracaklar, ‘ne olur bizi bırakıp gitme’ diye ağlayacaklar. İşte böyle derin bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. ‘Cumhur İttifakı bitireceğine terör hiç bitmesin, devam etsin’ diye yas tutanlar, ağıt tutanlar, ağlaşanlar var” değerlendirmelerinde bulundu.
“DEVLETİMİZ HİÇBİR GÜCÜN KARŞISINDA DİZ ÇÖKMEZ”
“Bir defa şunu açık ve net tekrar söylemek isterim. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, büyük bir devlettir, kudretli bir devlettir. Devletimiz hiçbir gücün karşısında diz çökmez ve çökmemiştir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bakın 40 yıl boyunca ağır bedeller ödenmiştir fakat Türkiye, geldiğimiz noktada bu meseleyi artık bir hal yoluna koymuştur. Devletimizin toprak bütünlüğü, milletimizin birlik ve beraberliği, üniter yapımız, bayrağımız, resmî dilimiz asla tartışma konusu değildir. Ne yapılıyorsa ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ diyerek sembolleştirdiğimiz ilkelerimiz çerçevesinde yapılmaktadır. Cumhuriyetimizin temel niteliklerine dokunulmasına bu işin yaygarasını koparanlardan önce biz karşı çıkarız, biz itiraz ederiz. Yapıcı eleştirilere, tenkitlere, tekliflere sonuna kadar açığız. Bakın bundan da büyük memnuniyet duyarız ama Terörsüz Türkiye çabalarının zorlaştırılmasına iyi niyetli bakmayız.”
“ÜLKEMİZİN HUZURUNUN ÖNÜNDEKİ BİR ENGELİ DAHA ÇEKİP ALIYORUZ”
Kimsenin kaygı, endişe ve korku duymasına gerek olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile birlikte ne yaptıklarını çok iyi bildiklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devletimizin tüm kurumları, kadroları ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Büyük bir sabırla, kararlılıkla ve samimiyetle yürüttüğümüz Terörsüz Türkiye girişimimizle ülkemizin huzurunun, refahının, kalkınmasının, ilerlemesinin önündeki bir engeli daha inşallah çekip alıyoruz. Şundan emin olunuz, Terörsüz Türkiye en çok da Türkiye ekonomisini şaha kaldıracaktır. Menzile vardığımızda bundan en fazla TOBB camiası istifade edecektir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin artık yeni bir ligde top koşturmaya başlayacağını belirterek, “Onun için de Terörsüz Türkiye yürüyüşümüzde en çok da sizlere görev düşüyor. Bu salonda Anadolu var. Bu salonda Anadolu’nun emeği, alın teri, birikimi var. Sizler de omuz omuza verdiğinizde inşallah Türkiye bu meseleden çok daha hızlı çıkacaktır. Her birinize emekleriniz, gayretleriniz, fedakarlıklarınız, Türk ekonomisine kazandırdıklarınız için kalpten teşekkür ediyorum. Şeref belgesi ve plaket alacak tüm dostlarımı tebrik ediyorum” dedi.
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından minyatür sanatıyla yapılan bir tablo takdim edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Adaletin tecellisi için uğraşan yargı mensuplarımızın, kimi zaman ailelerini ve çocuklarını da işin içine katarak hedef gösterilmesi, hele hele meydanlarda yuhalatılması yanlış olduğu kadar büyük bir sorumsuzluktur. Nezaket kuralları korunarak eleştiriler yapılabilir ama eleştiri bahanesiyle kimse yargı mercilerine parmak sallayamaz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay Konferans Salonu’nda düzenlenen, “Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni”ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, binlerce yıllık devlet geleneklerinin en önemli prensibinin “devlet ebed müddet” olarak tarif ettikleri devamlılık olduğunu söyledi.
Devlet anlayışının bu devamlılığının, iki ilke üzerine bina edildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bunlardan ilki eşref-i mahlukat olan insana atfedilen önemdir. Şeyh Edebali’nin ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ sözü işte bu hakikatin altını çizmektedir. İkincisi ise hiç şüphesiz, mülkün temeli olarak gördüğümüz adalettir. Çünkü bizim inancımızda varlık, adalet üzere yaratılmıştır. Bu yönüyle adalet, hikmeti ilahinin yeryüzünde tecelli etmesi, dirlik ve düzenin ancak bu ölçü ekseninde tesis edilmesidir. Adalet terazisindeki en küçük bir sapma, Allah muhafaza, tamiri de telafisi de mümkün olmayan yıkıcı sonuçları her zaman gebedir.”
“HUKUK DEVLETİNİN EN TEMEL İLKELERİNDEN BİRİ İDARENİN DENETİMİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her bir vatandaşın hak ve hukukunun korunup gözetilmesi, güçsüzün güçlüye asla ezdirilmemesinin son derece önemli olduğunu belirtti.
“Zor kapıdan girerse töre bacadan çıkar” sözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Divanu Lugati’t-Türk’te yer alan bu söz, toplumdaki nizam ve intizamın, adalete duyulan güvenin, kıyamet kopsa dahi adaletin tecelli etmesinin ancak ve ancak hukuk devletiyle sağlanabileceğini ifade eder. Hukuk devletinin en temel ilkelerinden biri ise idarenin denetimi, yani idari eylem ve işlemlerin tamamının yargısal denetime açık olmasıdır. İşte, Danıştayımız tam 157 yıldır böylesine hayati bir görevi ifade etmektedir. İnceleme, danışma ve karar organı olarak idareyi yargı yoluyla denetlemekte, temyiz merci sıfatıyla kamu ile vatandaş arasındaki uyuşmazlıkları çözüme kavuşturmaktadır. Diğer yüksek mahkemelerimiz gibi Anayasa ve kanunları uyulmasını, meri hukukun titizlikle uygulanmasını sağlamaktadır. Bu itibarla milletimiz adına karar verme sorumluluğunu yüksek bir vazife şuuruyla yerine getiren Danıştay Başkanlığımızın tüm mensuplarına bir kez daha teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin ancak adaletle hükmettiği takdirde devlet olabileceğini dile getirdi.
Devletin alameti farikasının adalet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Haksızlığa yol veren, mağduriyetleri gideremeyen, haklıya hakkını teslim edemeyen hiçbir otorite varlığını sürdüremez. Adalete olan inancın temelinden sarsıldığı bir ülkede ne yaparsanız yapın, huzuru, güveni, barışı, demokrasi ve istikrarı tesis edemezsiniz. Gerek adli gerekse idari yargıda görev yapan hâkim ve savcılarımız, milletimizin geleceği, huzuru ve esenliği adına çok önemli bir mesuliyeti yerine getirmektedir. İbn-i Haldun, ‘Basiret gözüyle bakan kimse adaletli ölçüyü bulur’ diyor. Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatleri doğrultusunda karar veren yargı mensuplarımızın bu bilinçle vazifelerini icra etmelerini bekliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan etkin, güçlü, hızlı ve erişilebilir bir adaletin hükûmetlerinin önceliklerinin en başında olduğunu, göreve geldikleri ilk günden beri hep bunun için çalıştıklarını vurguladı.
Yargı sisteminin güçlendirilmesi ve daha işlevsel bir zemine oturtulması için bugüne kadar pek çok düzenlemeyi hayata geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yasa ve anayasa değişikliklerini reform ve strateji belgeleriyle desteklediklerini dile getirdi.
Adalet hizmetlerinin vatandaşlara en üst seviyede sunulması için tüm imkânları seferber ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Vesayet dönemlerinin acı bir hatırası olarak yıllarca insanımızı bizar eden üstünlerin hukukunu milletimizin de desteğiyle geride bıraktık, yerine hukukun üstünlüğü ilkesini bu ülkede egemen kıldık. Geçmişte, adalet dairesinin merkezi bazılarına daha yakındı. Hamdolsun biz bunu herkese eşit mesafeye getirmeyi başardık. Darbeleri ayakta alkışlayan yargı yerine, 15 Temmuz ihaneti sonrası olduğu gibi milletin iradesine kasteden darbecilere hak ettikleri hükmü giydiren adil ve demokratik bir yargı rejimini kurduk. Yargının bağımsızlığına tarafsızlık ilkesini ekledik. Hak arama yollarını alabildiğine genişlettik, yeni kurumlar ihdas ettik.”
“YAPANIN YANINA KAR KALIYOR TÜRÜ ÖN KABULLERİN TOPLUMDA YERLEŞMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 23 yılda fiziki ve teknik altyapıdan temel hak ve özgürlüklere, temel kanun ve mevzuat değişikliklerinden ceza infaz sistemine, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden kurumsal değişikliklere, icra ve iflas sisteminden adli sicil işlemlerine, yargıda hedef sürelerden özlük haklarına çok geniş bir yelpazede adalet hizmetlerini günden güne geliştirdiklerini, iyileştirdiklerini ve tahkim ettiklerini belirtti.
Danıştayın üye sayılarını artırdıklarını, hâkim ihtiyacını karşıladıklarını ve yardımcı personel sorununu çözdüklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştayı 2012’de yeni hizmet binasına, 2023’te yeni sosyal tesisine kavuşturduklarını söyledi.
İdari yargıdaki mahkeme sayısını yüzde 60 oranında artırarak önemli bir eşiği daha geride bıraktıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de 146 olan idari yargıdaki faal ilk derece mahkemelerinin sayısını 233’e yükselttiklerini aktardı.
Hataları asgari seviyeye indirecek ve temyiz mahkemelerindeki yığılmayı önleyecek şekilde istinaf incelemesi yapmak üzere bölge idare mahkemelerini 9 bölgede faaliyete geçirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece Danıştayın iş yükünü önemli ölçüde azaltırken uyuşmazlıkların daha kısa sürede çözülmesini temin ettiklerini kaydetti.
“VATANDAŞLARIMIZIN HAK VE HUKUKUNUN KORUNMASI NOKTASINDA KARARLIYIZ”
İdari yargı teşkilatını güçlendirmek için daha pek çok yeniliği, değişikliği ve düzenlemeyi hayata geçirdiklerini, 23 Ocak’ta açıkladıkları 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi ile tüm çalışmaları bir adım daha öteye taşıdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Son dönemde milletimizi en fazla rahatsız eden cezasızlık algısının önüne geçecek kapsamlı düzenlemeleri kamuoyumuzla paylaştık. Şu konuda son derece kararlıyız. ‘Yapanın yanına kar kalıyor’ türü ön kabullerin her ne sebeple olursa olsun toplumda yerleşmesine müsaade etmeyeceğiz. Hukuka, nizama, kanunlara uyan vatandaşlarımızın hak ve hukukunun korunması noktasında kararlıyız. Bundan en küçük bir taviz vermeyeceğiz. Suç işleyenlerin, suçtan kibirlenenlerin, kendini yasadan, devletten üstün görenlerin tepelerine binmeye devam edeceğiz. Yine bu süreçte ortaya çıkan onca ihanetten sonra bile devlete, millete ve demokrasimize pusu kurmaktan vazgeçmeyen FETÖ ile mücadelemiz güçlenerek devam edecektir. ‘Su uyur ama FETÖ’nün sinsi hücreleri uyumaz’ gerçeği örgüte yapılan her operasyonla kendisini bir kez daha hatırlatıyor. FETÖ ile mücadelede yaşanacak herhangi bir zafiyetin Allah korusun ülkemize, özellikle de devletimize çok ağır bedelleri olacaktır.”
“YARGI MENSUPLARIMIZIN HEDEF GÖSTERİLMESİ, BÜYÜK BİR SORUMSUZLUKTUR”
Yargının, FETÖ’nün nasıl büyük bir tehdit, nasıl habis bir yapı olduğunu en iyi bilen devlet organlarından biri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım ki tarih, ibret alınmazsa tekerrür eder. Yakın geçmişte yaşadığımız acıların ve ihanetlerin tekrarının önüne ancak akılla, dirayetle, tecrübeyle ve tarihten ibret alarak geçebiliriz. Diğer türlü milletimize, devletimize ve umudunu Türkiye’nin güçlenmesine bağlamış 100 milyonlarca mazluma karşı görevlerimizi ihmal etmiş oluruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda güvenlik ve istihbarat birimleri gibi yargının da gereken dikkat, teyakkuz ve hassasiyeti göstermeyi sürdüreceğine inandığının altını çizerek, şunları kaydetti: “Adaletin tecellisi için uğraşan yargı mensuplarımızın kimi zaman ailelerini ve çocuklarını da işin içine katarak hedef gösterilmesi, hele hele meydanlarda yuhalatılması yanlış olduğu kadar büyük bir sorumsuzluktur. Yargı mercilerinin baskı altına alınmasının hiçbir haklı gerekçesi yoktur. İster siyasetçi ister gazeteci olsun halkın huzuruna herkes, Anayasa ve yasalar çerçevesinde hukukun sorunsuz işlemesine, suç varsa hesabının mutlaka sorulmasına yardımcı olmalıdır. Elbette nezaket kuralları korunarak eleştiriler yapılabilir ama eleştiri bahanesiyle kimse yargı mercilerine parmak sallayamaz.”
Bugüne kadar hükûmetin tasarrufları konusunda yargı organlarıyla aralarında ortaya çıkan görüş ayrılıklarında tavırlarının hep bu yönde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kararlarını tenkit etseler dahi yargı mensuplarını ve organlarını daima ayrı bir yerde tuttuklarını, güncel tartışmalarla ilgili aynı özeni gösterdiklerini söyledi.
“TÜRKİYE YÜZYILI’NDA, TECRÜBESİNDEN EN FAZLA İSTİFADE EDECEĞİMİZ KURUMLARIMIZDAN BİRİ DANIŞTAYIMIZ OLACAKTIR”
Kamuoyunun gözünü ve kulağını çevirdiği herkesin aynı itinalı üslupla hareket etmesini ümit ve arzu ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçinde bulunduğumuz 21. Asrı Türkiye Yüzyılı yapmak hedefiyle yürüttüğümüz çalışmalarda birikiminden, tecrübesinden, vizyonundan ve rehberliğinden en fazla istifade edeceğimiz kurumlarımızdan biri Danıştayımız olacaktır. Özellikle iç kalemizin güçlendirilmesine yönelik attığımız adımlarda devletimizin tüm birimleri gibi sizlerin de desteğine güvendiğimizi, sizlerin de yapıcı katkılarınızı beklediğimizi vurgulamak istiyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda Danıştayın 157. Kuruluş yıl dönümünün ülke, millet, hukuk ve yargı camiası için hayırlara vesile olmasını temenni etti.
Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yüksek yargı kurumlarının başkanları ve davetliler katıldı.
Başta aziz şehitlerimizin emanetleri olan annelerimiz olmak üzere evlatlarını vatanına, milletine ve insanlığa hizmet yolunda yetiştiren tüm annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyoruz.
“Anneler toplumun vicdanıdır. Onların şefkati, duası ve fedakârlıkları hayatımıza anlam katar. Sevgi, merhamet ve mücadele duygularının kaynağı olan anneler, evlatlarına umut verir ve değer kazandırırlar. Sadece ailelerini değil, içinde yaşadıkları toplumu da şekillendirirler.
Dünyamızı şefkatiyle, sevgisiyle güzelleştiren annelerimiz. İyi ki varsınız.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.