Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Eğitim Bakanlığı 20 Bin Öğretmen Atama Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Eğitim alanında ülkemizin ilerlemesine ket vuran engelleri tek tek kaldırarak, son 20 yılda çok büyük bir dönüşüme imza attık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlene Millî Eğitim Bakanlığı 20 Bin Öğretmen Atama Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Öğretmen adaylarının bu özel gününde bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ataması yapılacak 20 bin öğretmeni tebrik etti, görev yerlerinde başarı diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 bin öğretmenin de maarif ordusuna katılmasıyla, toplam öğretmen sayısının yaklaşık 1 milyon 10 bine çıkacağını bildirdi.
Türkiye’yi yönetme sorumluğunu üstlendikleri 2002’de bu sayının 526 bin civarında olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâlihazırda görev yapan öğretmenlerin 750 bininin hükûmetleri döneminde atandığını aktardı.
“EĞİTİM BÜTÇEMİZİ 304 MİLYAR LİRAYA ÇIKARDIK”
Geçmiş dönemlerde, okullardaki altyapı ve öğretmen eksiğinden dolayı derslerinin çoğunun boş geçtiğini, sadece ücra bölgelerde değil, büyük şehir merkezlerinde bile çocukların son derece sağlıksız, kalabalık sınıflarda eğitim gördüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınıfların 60-80 kişi olduğunu, Anadolu’nun birçok yerinde bu sayının 100’e çıktığını anlattı.
Farklı sınıfların aynı derslikte eğitim aldığı, branş öğretmenine ulaşmanın adeta lüks sayıldığı bu tabloya son verdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Öğretmen başına düşen öğrenci sayısında Türkiye olarak OECD ortalamasını yakaladık. Boş geçen veya farklı branşlardan öğretmenlerin girdiği dersler sorununu neredeyse tamamen çözüme kavuşturduk. Eğitim bütçemizi 10,3 milyar liradan son ilaveyle birlikte 304 milyar liraya çıkartarak, derslik sayımızı 343 binden alıp 613 bine yükselterek, okullarımızı kütüphaneler, laboratuvarlar, çalışma atölyeleri ve spor salonlarıyla donatarak, ders kitaplarından yardımcı kaynaklara çocuklarımızın tüm ihtiyaçlarını ücretsiz karşılayarak, hâsılı eğitim alanında ülkemizin ilerlemesine ket vuran engelleri tek tek kaldırarak, son 20 yılda çok büyük bir dönüşüme imza attık. Aynı şekilde 28 Şubat sürecinde kılık kıyafetlerinden dolayı sadece üniversite eğitim hakları değil, istihdam hakları da elinden alınan kadınlarımıza yönelik adaletsizliği giderdik. Bugün okullarımızda aktif olarak çalışan 1 milyonu aşkın öğretmenimizin yüzde 60’ını kadınlarımız oluşturuyor. Artık hiçbir kamu görevlimiz inanç değerleriyle, iş hayatı hassasiyetleriyle mesleği arasında bir tercih yapmaya zorlanmıyor. Ülkemize ve milletimize hizmet etmek isteyen herkes, özgürce, herhangi bir kısıtlamaya, haksızlığa uğramadan bu vazifesini yerine getirebiliyor.”
“ÖĞRETMENLER MÜSTAKİL BİR MESLEK KANUNUNA KAVUŞTU”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlerin mesleki gelişimlerini kolaylaştırma, sosyal ve mali haklarını güçlendirme konularında önemli iyileştirmelere gittiklerini anımsatarak, “Bizden önce iktidarlar yıllarca Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden siyaset yaptı. Hemen hemen tüm Millî Eğitim Şûralarında tavsiye olarak ifade edildiği hâlde öğretmenlerimizin bu meşru talepleri maalesef yerine getirilmedi” diye konuştu.
Yaklaşık 60 yıldır sürüncemede bırakılan bu meseleyi TBMM ile çözdüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sene yürürlüğe giren Öğretmenlik Meslek Kanunu sayesinde artık öğretmenlerin müstakil bir meslek kanununa kavuştuğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenliği, uzman ve başöğretmen unvanlarıyla kariyer mesleği hâline getirerek, öğretmenlere ilave mali haklar sağladıklarını, uzman ve başöğretmen şartları taşıyanların yüzde 95’ini oluşturan toplam 614 bin 445 öğretmenin bunun için başvuru yaptığını bildirdi.
Bu öğretmenlerin hemen hepsinin kendilerine yeni ufuklar, yeni bilgiler kazandırdığına inandığı seminer programlarını başarıyla tamamladığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek lisans ve doktora yapmış 90 bine yakın öğretmenin sınavdan muaf olduğunu anımsattı.
Tüm öğretmenlerin bu süreci, en güzel şekilde, Millî Eğitim camiasına yakışır bir olgunlukla tamamlayacağına inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm bu kazanımlar, ülkemizde birilerini rahatsız ediyor. Tek umutlarını milletin ve ülkenin başındaki kara bulutların çoğalmasına bağlayanlar, her müspet adım gibi bunu da içlerine sindiremiyor. Açıkçası öğretmenlerimizle birlikte öğrencilerimizin, hatta topyekûn eğitim sistemimizin faydasına olan böyle bir meseleyi dahi istismar edenleri görmekten ülkemiz adına hicap duyuyorum. Türkiye’ye dair elle tutulur hiçbir projeleri olmayanların yaptığı boykot çağrısı, öğretmenlerimizi siyasi malzeme olarak kullanmayı amaçlayan, tamamen art niyetli bir girişimdir. Bırakın artık bu boykotu falan nedir bunlar? Siz, eğitim öğretim mimarı mısınız, yoksa sokaklarda, caddelerde çapulcu olarak dolaşanlar mısınız? Bize yavrularıyla, yavrularımızla haşır neşir olacak öğretmenler lazım, öyle caddelerde, sokaklarda dolaşanlar değil. Ve ben yavrularımıza gerçekten bu tür emeği veren öğretmenlerimizle iftihar ediyorum. Eğitim gibi doğrudan evlatlarımızı ve ülkemizin geleceğini ilgilendiren bir konuyu gündelik siyasete meze yapmak, bu konu üzerinden öğretmenlerimizi kışkırtmak doğru bir yaklaşım değildir. Öğretmenlerimizin bu tür fitne teşebbüslerine prim vermeyeceğini biliyorum. 20 bin öğretmenimizin bugün atamasını yaparken, 20 bin öğretmenimizden de özellikle bunları bekliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir öğrencinin öğretmenine yazdığı mektupta sözlerine, “varlık sebebim, medarıiftiharım, öğretmenim” diye başladığını aktararak, “İşte bize bu tür öğrencileri yetiştirecek öğretmenler lazım” dedi.
“ÖĞRETMENLERİMİZİ EKONOMİK VE MALİ AÇIDAN DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temmuz ayı zamları ve son düzenlemeyle usta öğreticilerin ve ders ücreti karşılığında görev alan öğretmenlerin ücretlerinde yaklaşık yüzde 70’lik bir artış yaşandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde öğretmenlerimizi ekonomik ve mali açıdan desteklemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
İnsanlık olarak son 2,5 yıldır sağlık kriziyle başlayan sonra farklı boyutlara evrilen büyük bir fırtınayla boğuştuklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgının sağlıkla ilgili tarafı ortadan kalktıkça diğer alanlardaki etkilerinin daha iyi gün yüzüne çıktığını anlattı.
Bu küresel krizin sağlık sistemi yanında, ekonomiden kamu güvenliğine, sosyal psikolojiden bireysel ilişkilere pek çok alanda ciddi sıkıntılara yol açtığına şahit olunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın sürecinin en fazla etkilediği alanların başında hiç şüphesiz eğitimin geldiğini vurguladı.
“YAKINDA BAŞLATILACAK TÜRKÇE SEFERBERLİĞİNİ DE TAKDİRLE KARŞILIYORUM”
Öğretmenlerle her konuşmalarında en büyük sorunun, “bedenen sınıfta ancak zihnen başka yerlerde olan çocuklar” olduğunu gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Velilerimizle her buluşmamızda bu konuda duyulan endişe ve serzenişleri bizzat dinliyoruz. Okuma alışkanlıklarından ders dinleme becerilerine, ekran bağımlılığından sosyalleşmeye kadar birçok alanda çocuklarımız yeni sınamalarla yüzleşiyor. Çocuklarımızın sağlıklı şekilde eğitim öğretim hayatlarını ve beşeri ilişkilerini sürdürmeleri için gereken her türlü çabayı gösteriyoruz, göstereceğiz. Ancak bilhassa sosyal medya mecralarından yayılan popüler kültürün zararlı etkilerinden evlatlarımızı korumamız gerektiği anlaşılıyor. Ben öğretmenlerimden de bunu özellikle rica ediyorum. Bu süreci de bir tarafında sizin gibi genç eğitimcilerin, diğer tarafında öğrencilerin olduğu iki ayaklı bir mücadeleyle yürütmemiz gerekiyor. Bakanlığımızın hazırlıklarını sürdürdüğü, medeniyet bilinci ve kültür okuryazarlığı çalışmasını bu çerçevede yakından takip ediyorum. Yakında başlatılacak Türkçe seferberliğini de takdirle ve memnuniyetle karşılıyorum. Hedefimiz, evlatlarımızın bizi biz yapan değerlerin önemini daha iyi idrak etmesini, kültürümüzü daha iyi öğrenmesini, bu toprakların birikiminin fevkine çok daha iyi varmasını sağlamaktır. İstiyoruz ki evlatlarımız, ilim ve irfan geleneğimizle, millî ve manevi değerlerimizle daha fazla ve hemhal olsun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, istikbalin teminatı olan gençlerin, bağrından çıktıkları toplumun hassasiyetlerini daha iyi kavramasını istediklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “İstiyoruz ki Mevlana hazretlerinin pergel metaforunda ifade buyurduğu şekilde öğrencilerimiz bir ayaklarını bu toprakların birikimine sabitlerken diğeriyle de tüm dünyayı dolaşacak evrensel bir vizyona kavuşsunlar. İstiyoruz ki çocuklarımız, kültürümüzün taşıyıcısı olan güzel Türkçemizi en iyi, en doğru şekilde kullanma becerisi edinsinler. İstiyoruz ki yeni teknolojilerden iletişim imkânlarından istifade ederken, kendilerini bunlarla beraber gelen risklerden, tehditlerden de korusunlar. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesillere sahip olmanın yolu popüler kültüre, sorgusuz, sualsiz teslim olmaktan değil, öncelikle bizi biz yapan hasletleri içselleştirmekten geçiyor.”
“ÇOCUKLARIMIZIN MADDİ VE MANEVİ EĞİTİMİNE ÖZEN GÖSTERMELİYİZ”
Bu kritik süreçte devletin ilgili kurumları yanında, öğretmenlere, idarecilere ve ebeveynlere de görevler düştüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Burada şu hususun altını özellikle çizmek isterim, ailelerimizin evlatlarını yetiştirirken onları özgürlük adına popüler kültürün acımasız dişlilerine terk etmemeleri çok ama çok önemlidir. Çok erken yaşlardan başlayarak tevarüs ettiğimiz değerleri bir kuyumcu titizliğiyle evlatlarımıza öğretmeli, onlara rehberlik etmeli, gönüllerine dokunmalıyız. ‘Ağaç yaşken eğilir.’ prensibinden hareketle kırmadan, dökmeden, güzel söz ve tatlı dille, en önemlisi de kendi hayatımızdan vereceğimiz güzel örneklerle çocuklarımızın maddi ve manevi eğitimine özen göstermeliyiz. Çocuklarımıza öz güven duygusu kazandıracak, atılım ruhu aşılayacak bir perspektifle bu çalışmaları yürütmeliyiz. Diğer türlü evlatlarımızın körpe dimağlarının bize ve kültürümüze yabancı mecralar tarafından işgaline engel olamayız. Aksi takdirde, milli bünyemize aykırı ideolojilerin gençlerimizi sinsi tuzaklarına düşürmesine mani olamayız. Başka türlü yeni medya araçlarıyla servis edilen sapkın hayat tarzlarının çocuklarımıza sirayet etmesinin önüne geçemeyiz. Yine aynı şekilde okullarımızda içimizi acıtan, geleceğe dair kaygılarımızı artıran, ‘Acaba nereye sürükleniyoruz?’ hissi uyandıran üzücü hadiselerin yaşanmasının vebalinden kendimizi kurtaramayız. Bu tehditlerle mücadelede adım atmakta geç kaldığımız her günü, ülkemiz ve istikbalimiz açısından büyük bir kayıp olarak görüyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Eğitim Bakanlığının vatana ve millete hayırlı nesiller yetiştirme çabalarına, öğretmenler başta olmak üzere tüm paydaşlarının destek vermesini beklediğini dile getirdi.
Öğretmenlerin, en az 16 yıl süren eğitim sürecini başarıyla tamamlayarak bugünlere ulaştığını, yıllarca emek verip, gecelerini gündüzlerine katıp ideallerini gerçekleştirmek için büyük fedakârlıklarda bulunarak ailelerinin gururu hâline geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biraz sonra ekranda tayin olduğunuz yerleri gördüğünüz zaman karşımda nasıl tabloyla karşılaşacağımı çok iyi biliyorum. O heyecan boşuna değil. Öyleyse o heyecanın da karşılığını siz, yetiştireceğiniz öğrencilere aynen vermelisiniz” dedi.
“GELECEĞİN ANNE BABALARINI DA SİZLER YETİŞTİRECEKSİNİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünden itibaren öğretmen olarak artık yeni bir hayata “merhaba” diyecek öğretmenlerin, görev yapacakları okullarda kendi gelecekleriyle birlikte, ülke ve istikbal açısından da önemli sorumluluklar üstleneceklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ülkemizin gelecekte her alanda ihtiyaç duyacağı insan kaynağı gibi geleceğin anne babalarını da sizler yetiştireceksiniz. Yarının aydınlık, güçlü ve müreffeh Türkiye’sinin inşasına yeri asla doldurulamayacak katkılarda bulunacaksınız. Öğretirken sizler de yeni şeyler öğrenecek, kendinizi sürekli geliştireceksiniz. Size hayranlıkla bakan öğrencilerinize toplumda iyi fertler olmayı, ahlaklı, erdemli, dürüst ve başarılı insanlar olmayı öğreteceksiniz. Gün gelecek yetimlerin sığındığı babası, öksüzlerin şefkat aradığı annesi olacaksınız. Gün olacak kendisine istikamet çizmeye çalışan gençlerimize rehberlik edeceksiniz. Öğretmenlik elbette sizlerin iaşe kapısıdır. Ancak sıradan bir memurluk, sıradan bir iş de değildir. Bu vazifeye başlamakla okullarınızın duvarlarına hapsedilmeyecek kadar mühim bir sorumluluğu da üstlenmiş oluyorsunuz. Tüm öğretmenlerimizin ve bugün atamasını yapacağımız 20 bin öğretmenimizin her birinin mesleğine böyle baktıklarına inanıyorum. Sizlerden, omuzlarınızda taşıdığınız bu mesuliyetlerin şuuruyla görevinizi en güzel şekilde ifa etmenizi bekliyorum. Derse girdiğiniz her gün, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini de özellikle şekillendirdiğinizi, istikbaline yön verdiğinizi unutmayın. Karşınızdaki çocukların milletimizle birlikte gözünü ülkemize yöneltmiş 100 milyonlarca kardeşimizin de umudu olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Rabb’im, yolunuzu bahtınızı açık etsin.”
Öğretmen atamalarına ilişkin video gösteriminin yapıldığı törende, Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti.
Daha sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın salondan seçtiği 9 kişinin söylediği rakamlarla kura numarası oluşturuldu. Kura numarasının “913574628” olarak belirlenmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, atama butonuna bastı. Atama heyecanını öğretmen adayları ile paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, atanan bazı öğretmen adaylarının ismini de okudu.
Elektronik ortamda kura numarasına göre yapılan atama sonucunda, salondaki ekranda atandıkları illeri ve okulları gören adaylar, mutluluklarını yakınlarına sarılarak yaşadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Eylül itibarıyla öğretmenlerin görevlerine başlayacağını belirterek, “12 Eylül’de sizleri inşallah okullarınızda bekliyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 86. yılı nedeniyle Anıtkabir’de düzenlenen anma törenine katıldı.
Anıtkabir’deki tören, devlet erkânının Aslanlı Yol’da yürüyüşü ile başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki heyet, Anıtkabir’de saat 09.05’te Atatürk’ün mozolesine çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu.
İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Misak-ı Millî Kulesi’ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı ve şunları yazdı:
“Aziz Atatürk,
Ebedi aleme irtihalinizin 86. yıl dönümünde Zat-ı Âlinizi, bir kez daha rahmetle yâd ediyoruz.
Şahsınızın ve şehitlerimizin emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni her alanda yüceltmek, güçlendirmek, etrafındaki krizlere rağmen istikrar ve güven içinde büyütmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Yeniden büyük Türkiye hedefiyle ve Türkiye Yüzyılı vizyonuyla 85 milyon tek yürek, tek bilek olarak şanlı mazimizden daha aydınlık bir atiye uzanan kutlu yolculuğumuzu emin adımlarla sürdürüyoruz.
Vatan topraklarının her karışında barışın, huzurun, adaletin, kalkınmanın ve kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye’yi inşa edene kadar durmadan, dinlenmeden yürüyeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda hitap etti.
Misafirperverliği ve nazik daveti için Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada Avrupa’nın yüzleştiği çok boyutlu güvenlik sınamalarını ele almak üzere toplanmış bulunuyoruz” ifadesini kullandı.
Güvenlik sınamalarının yalnızca askerî tehditler, terörist saldırılar ve hibrit savaş taktiklerinden ibaret olmaktan çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji arzından siber saldırılara, göç hareketlerinden salgınlara, uluslararası hukukun sistematik ihlallerinden savaşlara kadar geniş bir yelpazeye yayılan meydan okumaların herkesi etkilediğini bildirdi.
“UKRAYNA’DAKİ SAVAŞIN YOL AÇTIĞI OLUMSUZLUKLAR HER GEÇEN GÜN DAHA DA DERİNLEŞİYOR”
“Huzurumuza, istikrarımıza ve refahımıza kasteden tehditlerin önemli bir kısmı tek başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz boyutlara varmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Siyasi Topluluğu’nu, kıtamıza yönelik ortak tehditleri samimi bir ortamda ele aldığımız bir platform olarak görüyoruz. Türkiye, civar bölgelerle yakın kültürel bağları, güçlü ordusu, köklü devlet tecrübesi, ilkeli dış politikası ve yetişmiş insan kaynağıyla bir istikrar adası vazifesi görmeye devam edecektir. Avrupa coğrafyasında maalesef savaşın üçüncü yılını geride bırakıyoruz. Ukrayna’daki savaşın yol açtığı olumsuzluklar her geçen gün daha da derinleşiyor. Savaşın uzaması diplomasiye giderek daha az alan bırakıyor. Biz, en başından beri her iki tarafın da masada olduğu bir müzakere sürecini ve devamında kalıcı, adil bir barışa ulaşılmasını savunduk.”
“GAZZE’DE BİR YILDIR SÜREN SOYKIRIM İNSANLIĞIN ORTAK UTANCIDIR”
Geçen hafta Kazan’da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu görüşmeden önce de Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha’yı Ankara’da kabul ettiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki görüşmede de diplomasiye alan açılması yönündeki mesajlarını bir kez daha taraflara ilettiğini, barışın tesisi için üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını ve çözüme yönelik çabalara desteklerinin süreceğini ifade ettiklerini bildirdi.
Diğer yandan, yol açtığı yıkım ve sivil zayiat bakımından Ukrayna’daki savaştan çok daha büyük bir insanlık trajedisinin Orta Doğu’da yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gazze’de bir yıldır süren soykırım tüm insanlığın ortak utancıdır. Buna son dönemde Batı Şeria ve Lübnan’a gerçekleştirilen gayriahlaki ve gayrihukuki saldırılar da eklenmiştir. Şunu vicdan sahibi herkes görüyor, kabul ve ikrar ediyor, 50 bine yaklaşan can kaybı dikkate alındığında ateşkesin ivedilikle sağlanması, kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardımın bölgeye ulaşması için İsrail’e her boyutta baskı yapılması elzemdir. İsrail’in saldırganlığına kayıtsız şartsız destek verenler, işlenen suçların da ortağı hâline geldiklerini bilmelidirler.”
“FİLİSTİN’İ HENÜZ TANIMAYAN TÜM ÜLKELERE BUNU YAPMALARI ÇAĞRISINDA BULUNUYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’e silah ve mühimmat transferinin durdurulmasını sağlamaya yönelik Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattıklarını, 50’yi aşkın ülke ve uluslararası kuruluşun imzasını taşıyan mektubu BM Genel Sekreteri’ne, BM Güvenlik Konseyi Kasım Ayı Dönem Başkanı Birleşik Krallık’a ve BM Genel Kurul Başkanı’na ilettiklerini belirtti.
Bir diğer önemli hususun da Filistin’in devlet olarak tanınması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İrlanda, Norveç, İspanya ve Slovenya’nın bu yönde attıkları adımları takdirle karşılıyor, kendilerini ülkem ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu tanıma kararlarının, bölgede barış isteyen Avrupalı devletler için de bir emsal teşkil ettiğine inanıyorum. Küresel adalete ve barışa katkı vermeleri için Filistin’i henüz tanımayan tüm ülkelere bunu yapmaları çağrısında bulunuyorum” ifadesini kullandı.
“PKK TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELEDE AVRUPALI ORTAKLARIMIZDAN SOMUT İŞ BİRLİĞİ GÖRMEK İSTİYORUZ”
Terörizme karşı iş birliği ve dayanışma hâlinde, terör örgütleri arasında fark gözetmeksizin mücadelenin herkesin sorumluluğu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “PKK terör örgütüyle mücadelede Avrupalı ortaklarımızdan somut iş birliği görmek istiyoruz. FETÖ’nün etkin varlık gösterdiği Avrupa ülkelerinden adli ve idari iş birliği taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz. DEAŞ, ülkemizin de önemli katkılarıyla Suriye ve Irak’ta toprak hâkimiyetini kaybetmiş olsa da küresel ölçekte güvenliği tehdit ediyor. Örgütün odağının kaymaya başladığı Batı Afrika ve Orta Asya’daki yabancı terörist savaşçı hareketliliğinin dikkatle takip edilmesini ve bu alanda iş birliğini önemsiyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Avrupa-Atlantik bölgesinde barış, refah ve istikrar için bugüne kadar en çok katkı veren ülkeler arasında yer aldığına işaret ederek, “NATO’nun en önde gelen müttefiklerinden biri olarak, Asya-Pasifik’ten Kuzey Afrika’ya uzanan geniş coğrafyadaki ortaklarımızla istişareleri ve iş birliğimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.
“AB’nin savunma alanındaki gayretlerine Türkiye’nin tam olarak dâhil edilmesi Avrupa’nın barış ve güvenliği için olmazsa olmazdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Avrupa Savunma Ajansına ve Avrupa Daimi Yapılandırılmış İşbirliği kapsamındaki projelere katılımımızın gecikmeksizin önünün açılmasını bekliyoruz. Avrupa’yı ve ötesini etkileyen geniş çaplı sorunlara çözüm bulunabilmesi için Türkiye’nin desteği şarttır. Avrupa’da nefret, İslam karşıtlığı ve ırkçılık, sosyal uyumu ve istikrarı zedeliyor. Müslümanlar başta olmak üzere göçmenlere karşı artan ötekileştirme, ırkçılığın yeni bir yüzü olarak karşımıza çıkıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının yalnızca Müslümanları ve göçmenleri değil, toplumun tamamının huzur ve güvenliğini tehdit eden bir temel insan hakları sorunu olduğu artık kabullenilmelidir. Küresel dengelerin yeniden kurulduğu böylesine belirsiz bir dönemde, hemen her alanda yeni ve etkin politikalar geliştirmemiz elzemdir. Daha derin iş birliği tesis etmemizin önündeki siyasi engellerin, ön yargılı birtakım tutumların artık geride bırakılması gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu fikri ve ekonomik dönüşümleri yakalaması mümkün olamayacaktır.”
“AB İLE İLİŞKİLERİMİZİN SAĞLIKLI BİR ZEMİNDE İLERLETİLMESİ İÇİN DİYALOG VE İŞ BİRLİĞİNE HAZIRIZ”
Bu vesileyle Avrupa kıtasının güvenlik ve istikrarı için AB’nin genişleme politikasının önemine de dikkati çekmek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakkaniyetli bir genişleme politikasının Birliğin en önemli jeopolitik aracı olduğu açıktır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır. Türkiye olarak, AB ile ilişkilerimizin sağlıklı bir zeminde ilerletilmesi için diyalog ve iş birliğine hazırız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) Zirvesi’ne katıldı.
Budapeşte Puskas Arena’da gerçekleştirilen AST Zirvesi’ne gelişinde, Macaristan Başbakanı Viktor Orban tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra zirvenin açılış oturumuna iştirak etti.
Zirve sonrasında liderler, aile fotoğrafı için bir araya geldi.
Burada çekilen aile fotoğrafındaki liderler arasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Macaristan Başbakanı Orban, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, AB Konseyi Başkanı Charles Michel yer aldı.
Fotoğraf çekiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağında İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, solunda ise Hollanda Başbakanı Dick Schoof bulundu.
Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi nedeniyle Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Bişkek-Manas Uluslararası Havalimanı’nda Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ve eşi Aygül Caparova ile Türkiye’nin Bişkek Büyükelçisi Ahmet Sadık Doğan karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Kırgızistan ziyaretinde, eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat eşlik ediyor.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.