“Yeni nesillere, üzerinde Türkiye Yüzyılını inşa edebilecekleri güçlü bir altyapı bırakıyoruz” Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pendik-Sabiha Gökçen Metro Hattı Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Biz, İstanbul Belediye Başkanlığı dönemimizden beri hep ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışıyla, milletimize eser ve hizmet üretmenin gayreti içinde olduk. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize ve şehirlerimize kazandırdığımız asırlık eserler sayesinde, milletimizin hayat kalitesini yükselttik. Böylece yeni nesillere, üzerinde Türkiye Yüzyılını inşa edebilecekleri güçlü bir altyapı bırakıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pendik-Sabiha Gökçen Metro Hattı’nın açılışı nedeniyle Sabiha Gökçen İstasyonu’nda düzenlenen törene katılarak vatandaşlara hitap etti.
İstanbul’a kazandırdıkları yeni ulaşım projesi Pendik Tavşantepe-Sabiha Gökçen Havalimanı Metro Hattı’nın hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzunluğu 7,4 kilometre olan dört istasyonlu metro hattının Sabiha Gökçen Havalimanı’nı Pendik’e, Anadolu Adliyesi’ne ve Kadıköy’e bağladığını belirtti.
“VATANDAŞLARIMIZI EN HIZLI, EN GÜVENLİ ULAŞIM AĞI OLAN RAYLI SİSTEMLERE KAVUŞTURMAYA DEVAM EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sabiha Gökçen Havalimanı’na Pendik’ten 10 dakikada, Kartal’dan 12 dakikada, Kadıköy’den 50 dakikada ulaşmanın mümkün hâle geldiğini söyleyerek gelecek birkaç ay içinde şu an devam eden yatırımlar da tamamlandığında bu hattı İstanbul Havalimanı’na kadar ulaştıracaklarını dile getirdi.
Bugünkü açılışla İstanbul’daki raylı sistem ağı uzunluğunu 270 kilometrenin üzerine çıkardıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâlen inşası süren projelerle bu rakamın 366 kilometreyi geçeceğini ifade etti.
İstanbul’daki raylı sistem ağının yarısının Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından kente kazandırıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri bizim yaptığımız bu raylı sistemleri ne yapmak istiyor, sahiplenmek istiyor. Bunların kimler olduğunu anlıyorsunuz değil mi? Ama bunlara en güzel dersi inşallah haziranda vermeye var mıyız? Öyleyse gece gündüz çalışmaya var mıyız? Karşımdaki bu muhteşem katılım zaten bunu ispat ediyor” diye konuştu.
Türkiye genelindeki 811 kilometrelik şehir içi raylı sistemin 312 kilometresinin yine Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca gerçekleştirildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Az önce buraya geldik, yerin altında 32 metre ve raylı sistemle geldik ama hiç gürültü, şu, bu yok. Altı dakikada bindiğimiz yerden buradayız. İşte bunun adı yol medeniyettir. Raylı sistem medeniyettir. Bu medeniyete, bu moderniteye benim vatandaşlarım layıktır. Benim hanım kardeşlerim layıktır, benim beyefendi kardeşlerim layıktır. Benim gençlerim layıktır. İşte şu anda da inşası süren 185 kilometrelik raylı sistemle bu rakam daha da artacak. Görüldüğü gibi, muhalefet inşaatı başlamış metro hatlarına hafriyat dökerken biz bakanlığımız ve belediyelerimiz vasıtasıyla vatandaşlarımızı en hızlı, en güvenli, ekonomik ulaşım ağı olan raylı sistemlere kavuşturmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Belediye başkanlığı döneminden bugüne, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışıyla millete eser ve hizmet üretmenin gayreti içinde olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek kendi belediye başkanlığı döneminde gerek Kadir Topbaş’ın belediye başkanlığı döneminde gerekse de Mevlüt Uysal döneminde hep aynı kararlılıkla yola devam ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 20 yılda ülkeye ve şehirlere kazandırılan asırlık eserler sayesinde milletin hayat kalitesini yükselttiklerini, böylece yeni nesillere üzerinde Türkiye 100 yılını inşa edebilecekleri güçlü bir altyapı bıraktıklarını belirtti.
Artık “Türkiye yüzyılı” manifestosu doğrultusunda çalışacaklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye yüzyılının inşasını hep birlikte gerçekleştireceklerini vurguladı.
“BİZ SEVGİMİZİ BU ŞEHRE YAPTIĞIMIZ HİZMETLERLE GÖSTERİYORUZ”
İstanbul sevdasını tarif etmeye kelimelerin kâfi gelmeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz sevgimizi bu şehre ve insanlara yaptığımız hizmetlerle gösteriyoruz, lafla değil. Milletimizin teveccühüyle Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini üstlendiğimiz 1994 yılında teslim aldığımız İstanbul’u hatırlayın. Şehrin incisi Haliç’i kokan, caddeleri ve sokakları çukurdan geçilmeyen, suları akmayan, pislikten yüzüne bakılmayan, insanları patlayan çöp dağlarının altında ölen, nerede Ümraniye’de, 39 kardeşimiz o çöp dağlarının altında ne yazık ki öldü. Kim vardı İstanbul Belediyesinin başında, CHP vardı. CHP demek çöp demektir, CHP demek çukur demektir, CHP demek çamur demektir. Ve biz dert yükü, mutsuz bir İstanbul devraldık. Fatih’in emanetine asla yakışmayan bu kötü tablo karşısında ‘Bismillah’ deyip hemen hareket geçtik. Önümüze çıkarılan sayısız engele rağmen bu aziz şehir için çalıştık, koşturduk, ter döktük. Şartlar ne olursa olsun hiçbir zaman bahane arama, bahanelere sarılma kolaycılığına tevessül etmedik. Hatırlayın, Haliç’i temizledik değil mi? Fakat biz Haliç’i temizlediğimiz zaman Haliç’ten 9,5 kilometre mesafede Alibeyköy’ün arkalarındaki bir taş ocağını adeta o çamur için depo yaptık. Bütün o çamuru oraya yığdık ve orayı da daha sonra âdeta millet bahçesine çevirdik. Ne kadar? 600 dönümlük orayı millet bahçesi yaptık.”
Meselenin imkân değil, inanç, gayret ve beceri meselesi olduğunu millete gösterdiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, altyapıdan üstyapıya İstanbul’un tüm sorunlarını birer birer masaya yatırıp çözüm yollarını tespit ettiklerini, kaynağını bulup temellerini atarak sorunun çözümü için işe başladıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul halkından aldıkları destekle şehrin sadece görüntüsünü değiştirmekle kalmadıklarını, ruhunu da canlandırdıklarını sözlerine ekledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yahya Kemal Beyatlı’nın “Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul” şiirini okudu.
“TEK GAYEMİZ ÜLKEYE HİZMET ETMEKTİR”
İstanbul’a sadece yaşarken değil, öldükten sonra da sevecek bir aşkla bağlı olduklarını, bunun için İstanbul’un her meselesiyle, bu işin sorumlularından bile daha çok ilgilendiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulaşımından, sağlık tesislerine, denizinin ve havasının temizliğinden güvenliğine, turizminden ticaretine kadar bu şehrin her gündeminin kendi gündemlerinde olduğunu söyledi.
İstanbul’da yaşayan her vatandaşın meselesinin kendi meseleleri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeri geldiğinde eli İstanbul’da, gözü başka yerlerde olanların eksiğini de yine biz tamamlıyoruz. Sel oluyor, kar yağıyor, yangın çıkıyor veya başka bir kriz yaşanıyor bakanlarımızla, kurumlarımızla, anında olaya bizzat yerinde vaziyet ediyoruz. İstanbul’un belediye başkanı nerede? Bodrum’da. Ama Erdoğan’ın bakanları nerede? Vakaların olduğu yerde. Yeri geliyor Elazığ’da, yeri geliyor bakıyorsunuz Kastamonu’da, yeri geliyor bakıyorsunuz aynı şekilde Bartın’da. Niye? Bir yerde olay mı var, sel mi var, afet mi var? Tabii ki Erdoğan bütün arkadaşlarıyla buna ne yapacak, müdahale edecek” diye konuştu.
Devlet yönetmenin, bakkal dükkânı yönetmeye benzemediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hastane yapıyoruz, yolu eksik kalıyor. Ama benim önceki belediye başkanlarım, bir hastane yaptığım zaman gerek rahmetli Topbaş gerek Mevlüt Uysal hemen bizimle beraber yol yapımına girerlerdi. Şimdi mevcut belediye başkanı ‘Ben de bir köşesinden tutayım’, yok böyle bir derdi. Şu anda göreve geldiğinden beri her taraf çukur. Bir asfalt dök, şu yolları düzenli görelim. Yok. Arkadaş ben İstanbulluyum, burada doğdum, burada büyüdüm ve 4,5 sene de belediye başkanlığı yaptım. Nerede, neyin, nasıl olduğunu gayet iyi bilirim. Onun için de bana İstanbullu vatandaşım soruyor ‘Bu belediye başkanı ne iş yapar?’”
“Haziran geliyor. Haziranda bunların topuna gereken dersi, benim İstanbullum verecektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fakat görevi olmadığı hâlde ilgili bakanlığımız hemen bu sorunları çözüyor, milletimizi mağdur etmiyor. Her alanda İstanbul’u ve İstanbul halkını kolluyor, kendi hâline terk etmiyor. Çaresiz, sahipsiz bırakmıyor. Çünkü bizim derdimiz siyaset, bizim derdimiz makam, mevki değildir. Bizim tek gayemiz bu ülkeye, bu şehre hizmet etmektir. Bugün açılışını yaptığımız metro hattını da bu anlayışın yeni bir tezahürü, yeni bir ürünü olarak görüyorum. Bay Kemal, herhalde burayı da sahiplenmezsin” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un sadece Türkiye’nin en büyük ve en güzel şehri, en büyük kültür ve sanat, ticaret merkezi değil, bu şehrin aynı zamanda bölgesinin lokomotifi, dünyanın en gözde merkezlerinden biri olduğunu, siyasetçisiyle, iş insanıyla, sanatçısıyla, sporcusuyla, turistiyle, dünyanın dört bir yanından milyonlarca insanın gelip geçtiği, bir müddet yaşadığı, hatta yerleşip kaldığı bir şehirden bahsettiğini söyledi.
“BU ŞEHİRDE YAŞAYAN HER BİR İNSANI KUCAKLAYACAĞIZ”
Böylesine yoğun insan trafiğinin yaşandığı bir yerde kimi küçük sıkıntıların ortaya çıkabildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buna rağmen İstanbul’un merkezi konumunun bu şehre ve insanlarına sağladığı avantajlar, kazançlar, getiriler, yol açtığı yükün katbekat üzerindedir. Ne diyor o güzel kelamıkibarda ‘Cihan-ara cihan içindedir arayı bilmezler / O mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler’ Gerçekten de İstanbul’da yaşayıp, İstanbul’un sadece değerlerini değil, bölgesinde ve dünyada taşıdığı anlamı da bilmeyen çok kimse var” dedi.
Yaşanan her küresel krizin Türkiye’nin ve onun vitrini olan İstanbul’un önemini bir kez daha artırdığına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Salgın krizi yaşanıyor, dünya gözünü ve kalbini bu coğrafyaya çeviriyor. Ne diyor ‘Türkiye neredeyse, biz oradayız’ diyor. Savaş başlıyor, dünyanın istikameti yine buraya dönüyor. Küresel emtia ve özellikle de gıda krizi tehdidi baş gösteriyor yine çare burada aranıyor. Çünkü Türkiye ve İstanbul sadece kıtaları birleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda düğümleri çözüyor, atılacak adımları kolaylaştırıyor, ruhları yumuşatıyor, etrafına barış ve sevgi iklimi yayıyor. Dünyanın neresine gidersek gidelim, yolu bu şehre düşmüş olup da hâlâ özlemini çekmeyen, tekrar kavuşmanın hayalini kurmayan kimseyi görmedim. Seviyorlar Türkiye’yi, seviyorlar İstanbul’u. Bunun için İstanbul’a sahip olduğu tüm renkleri, güzellikleri, değerleriyle hep beraber sahip çıkmaya var mıyız? Kimseyi herhangi bir sebeple ötekileştirmeden, horlamadan, dışlamadan bu şehirde yaşayan her bir insanı kucaklayacağız.”
“GENÇLERİMİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kapı kapı dolaşırken istikbali ve istiklali korumaya öncelik vereceklerini, inancımıza, kültürümüze, aile kurumuna yönelik saldırılara kesinlikle göz yummayacaklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, milleti millet yapan şeyin aile olduğunu söyledi.
Bu aileye kendilerinden daha iyi sahip çıkacak bir partinin olamayacağını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onun için de ailelerimize sahip çıkacağız. Ailelerimize laf söyletmeyeceğiz. Gençlerimize sahip çıkacağız, gençlerimizi mankurtların eline düşürmeyeceğiz. Güya özgürlüklerin beşiği Batı’da asla teşebbüs edemeyecekleri rezillikleri burada sergilemek isteyenlerin derdi hürriyet değil, sosyal yapımızı tahrip ederek geleceğimize darbe vurmaktır” diye konuştu.
“Her kesimin temel hak ve özgürlüklerini kullanabilmeleri hususunda ne kadar hassasiyet gösteriyorsak millî ve manevi değerlerimizin korunması konusunda da aynı derecede dikkatli davranacağız” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu iki yaklaşımın birbirinin zıttı değil, tamamlayıcısı olduğuna inandıklarını söyledi.
“TÜRKİYE’NİN SON 20 YILINDA ÜLKEMİZE PEK ÇOK ESER VE HİZMET KAZANDIRDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul halkı ile birlikte şehri sadece güvenli, huzurlu, müreffeh değil aynı zamanda evlatlarımızın geleceğinin de teminatı olan bir yer hâline getirmekte kararlı olduklarını anlatarak şunları kaydetti: “Türkiye’nin son 20 yılında ülkemize pek çok eser ve hizmet kazandırdık. Ülkemizin her köşesiyle birlikte İstanbul’da da her bir vatandaşımızın can ve mal güvenliğini sağlamış olmak, bu hizmetlerin başında geliyor. Bunu da terör örgütlerinin başını ezerek ve suç örgütlerini darmadağın ederek başardık. Hatırlayın 20 yıl önce ne diyorlardı; ‘Bir numaralı sorun terör.’ Öyle mi? Nerede terör, kaldı mı? Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde, bütün buralarda terörü yerle yeksan ettik. Ama PKK’nın parlamentodaki temsilcileri hâlâ bunu savunmanın gayreti içindeler. Son dönemde terör örgütlerinin bu huzur ve güven iklimini bozmak için yeniden harekete geçirildiklerini görüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mersin’deki son saldırının bu sinsi senaryonun en alçak örneklerinden biri olduğuna işaret ederek şöyle konuştu: “Kardeşlerim, işte bakın malum parti, PKK’nın uzantısı terörde kimleri kullanıyor? Kadınları kullanıyor. Düşünün Mersin’de, bu iki kadın kendilerine bomba bağlıyor ve bu şekilde polis evine saldırıyor. Doğrusu acımaktan başka elimizden ne gelir. Ben bu iki tane kadın teröriste bir yerde acıyorum. Neden? İşte diyorum ki; bu partinin kadın mensupları hadi bakalım, konuşun. Kandil’de bu kadınları yetiştirenler, terörist olarak yetiştirenler, benim ülkemin kadınlarına bunun hesabını verebilirler mi? Diyarbakır’daki malum partinin önünde aylardır, yıllardır duran Diyarbakır annelerine bunun hesabını verebilirler mi? İşte kardeşlerim onun için çok çalışacağız ama ben burada annelere, hanım kardeşlerime çok güveniyorum ve ben hanım kardeşlerime şunu söylüyorum, unutmayın kale içeriden fethedilir. Ne demek bu, yani kalenin içinde kimler var, anneler var ve bu işin faturasını anneler siz kesecekseniz. “
“GENÇLERİMİZLE BİRLİKTE BU SİNSİ PLANI BOZACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anneler, babalar, gençlerimize sahip çıkacağız ve gençlerimizle birlikte bu sinsi planı bozacağız” diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: “PKK’nın Suriye’de Amerika’nın desteğiyle kontrol ettiği bir yerden bu eğitim yapıldı. Saldırganları terör örgütüne katılım konusunda himaye ve teşvik eden HDP’dir. Bu teröristleri kamuoyu önünde savunma, teröristleri aklama görevini de CHP üstlenmiştir. Bu oyunu görüyorsunuz değil mi? Kimlere bu alçak oyunda hangi rolün verildiğini görüyorsunuz değil mi? Terör örgütünün bu eyleminin tek bir amacı vardır; O da Türkiye’nin huzurunu, istikrarını, güvenliğini bozmaktır. Böylece milletimize yeniden o eski Türkiye’nin kanlı ve karanlık günlerini hatırlatmanın peşindeler. Şimdi bir soru sormak istiyorum; peki böyle bir durumdan kim kazançlı çıkacak? Bu oyunun 81 vilayetiyle Türkiye’ye kazandıracağı bir şey var mı? Bu oyunun 85 milyon vatandaşıyla milletimize kazandırmayacağı da açık. Bu oyunun bölgemizde zaten diken üstünde duran milyonlarca mazluma kazandırmayacağı da belli. Öyleyse bu oyunun tek bir kazananı olacaktır o da; Türkiye düşmanlarıdır, Türk milletinin düşmanlıdır. Dolayısıyla terör örgütleri üzerinden tezgâhlanan, bu oyuna destek veren herkes safını Türkiye düşmanlarından yana belirlemiş demektir.”
Aklı başında hiçbir siyasetçinin, hiçbir gazetecinin, hiçbir sivil toplum temsilcisinin, hiçbir vatandaşımızın kendini böyle bir duruma düşürmeyeceğine inandığını dile getiren Cumurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef bir türlü terör örgütünün güdümünden kurtulup sivil ve meşru siyaset yapmayı beceremeyen HDP, bu ihanette yine başrolü oynamaya taliptir. Bizim asıl üzüldüğümüz ise lafa geldiğinde Cumhuriyet ile yaşıt olduğunu, Atatürk’ün partisi olduğunu söyleyen CHP’nin, bölücü terör örgütünün kuklası ve oyuncağı durumuna düşürülmesidir. Buradan bir şey söylüyorum; benim için Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla 85 milyon biz yaradılanı severiz yaradandan ötürü anlayışıyla bu yolda yürüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” dedi.
Karşısındaki topluluğun coşkusundan duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerle iftihar ediyorum. Durmayacağız. Sekiz ayımız var. Cumartesi günü bu kardeşinizi Meclis konuşmasında dinlediniz mi? Nasıl buldunuz? Öyleyse durmuyoruz, yola devam ediyoruz. Sekiz ay sonra da sandıkları Allah’ın izniyle patlatıyoruz” şeklinde konuştu.
Kurdele kesim törenini izlemeye gelen vatandaşların coşkusuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maşallah, muhteşem bir katılım var. Elinize, ayağınıza, dilinize sağlık. Ne diyor şair; ‘Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan. Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan. Elde sensin, dilde sen, gönüldesin, baştasın. Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.’ Maşallah” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) Zirvesi’ne katıldı.
Budapeşte Puskas Arena’da gerçekleştirilen AST Zirvesi’ne gelişinde, Macaristan Başbakanı Viktor Orban tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra zirvenin açılış oturumuna iştirak etti.
Zirve sonrasında liderler, aile fotoğrafı için bir araya geldi.
Burada çekilen aile fotoğrafındaki liderler arasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Macaristan Başbakanı Orban, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, AB Konseyi Başkanı Charles Michel yer aldı.
Fotoğraf çekiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağında İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, solunda ise Hollanda Başbakanı Dick Schoof bulundu.
Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi nedeniyle Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Bişkek-Manas Uluslararası Havalimanı’nda Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ve eşi Aygül Caparova ile Türkiye’nin Bişkek Büyükelçisi Ahmet Sadık Doğan karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Kırgızistan ziyaretinde, eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat eşlik ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40. İSEDAK Toplantısı Açılış Programı’nda yaptığı konuşmada, “İslam dünyasının görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakıp Filistin ve Lübnan halkına haklı mücadelelerinde destek olması, büyük önem arz ediyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 40. Toplantısı Açılış Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya ile Avrupa’yı birleştiren, kültürel mirası ve zengin tarihiyle medeniyetin müşterek değerlerinin sembolü olan kadim şehir İstanbul’da katılımcıları misafir etmenin, İSEDAK Başkanı olarak kendisi için mutluluk kaynağı olduğunu dile getirdi.
İslam dünyasının en önemli ekonomik ve ticari iş birliği platformu olan İSEDAK’ın 40. oturumu münasebetiyle bir araya geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada alınacak kararların, çıkacak sonuçların, bütün İSEDAK üyesi ülkeler için hayırlara vesile olmasını Rabb’imden niyaz ediyorum. Sözlerimin hemen başında ev sahipliğimizde üye ülkelerimizin de desteğiyle İslam dünyasının kalkınma meselelerine yönelik program ve projeleri hayata geçiren bu kıymetli komitenin inşasında çok emeği olan Türkiye Cumhuriyeti 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ı ve dönemin diğer devlet büyüklerini rahmetle yâd ediyorum” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geride bırakılan 40 yıl boyunca İSEDAK’ın kurumsal yapısının güçlendirilmesine katkı veren, bu çatı altında gayret gösteren tüm herkesi şükranla andığını söyledi.
Bu süreçte nice sıkıntıların, nice zorlukların üstesinden geldiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayal denilen, olmaz denilen, hatta birçok alanda imkânsız görülen nice başarıya beraberce imza attık. Bu platform zemininde ticari ve ekonomik münasebetlerimizi ileriye taşıdık. Şunu büyük bir kıvançla ifade etmek isterim ki bugün 40 yıl öncesine kıyasla her alanda çok iyi bir seviyedeyiz. İnşallah gelecek yıllarda çok daha iyi yerlerde olacağız. Niyetimiz hayırdır, Allah’ın izniyle akıbetimiz de hayrolacaktır. ‘Rabb’im yolumuzu, bahtımızı açık etsin’ diyor, gayretlerimizi hayra tebdil etmesini Rabb’imden niyaz ediyor, bunun için tüm kalbimle dua ediyorum” diye konuştu.
“İSLAM COĞRAFYASI KAN, GÖZYAŞI VE ZULÜMLE ANILIR HÂLE GELDİ”
Son toplantıdan bu yana tüm insanlık ve özellikle Müslümanlar için, ağır imtihanlarla dolu bir yıl geçirdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İslam coğrafyası, tarihinde hiç olmadığı kadar kanla, acıyla, gözyaşı ve zulümle anılır hâle geldi. Son asrın en vahşi soykırımlarından biri hemen yanı başımızda Gazze’de yaşandı ve yaşanıyor. İsrail’in 3 ay önce Gazze’ye yönelik saldırısıyla başlayan katliamlarda 50 bin Filistinli kardeşimiz şehit düştü. Yine aynı saldırılarda 100 binden fazla Filistinli kardeşimiz yaralandı. Şehit ve yaralılarımızın 3’te 2’sini kadın, çocuk ve bebekler oluşturuyor. 360 kilometrekarelik daracık bir alana hapsettikleri 2 milyon insanı susuz, gıdasız, ilaçsız bırakıp sonra da ölümlerini sadece seyrettiler. Biz bu toplantıları yaparken dahi şu an Gazze’de ve Lübnan’da ümmetin çocukları ölmeye, yetim ve öksüz kalmaya devam ediyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’nın ortasında kurulan imha kamplarını gölgede bırakacak bir vicdansızlığa önce Gazze’de, son 6 haftadır da Lübnan’da hepimiz şahitlik ediyoruz.”
“SİYONİST REJİM VE DESTEKÇİLERİ 13 AYDIR HER TÜRLÜ ZULMÜ YAPTILAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 13 ay boyunca Gazze ve işgal edilmiş Filistin topraklarında çokça acı, hüzün, katliam ve cinayet gördüklerini söyledi.
Bu süreçte, “Bir insan bunu nasıl yapabilir, bir insan nasıl bu kadar alçalabilir ve alçaklaşabilir” diye sorguladıkları sayısız habere rastladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Henüz 1-2 yaşındaki bebeklerin keskin nişancılar tarafından hedef tahtası olarak kullanılması gibi barbarlıklarla yüreklerimiz dağlandı. Tüm bunlarla birlikte Gazze’de kahramanlıklar gördük, yiğitlik gördük, vatan sevgisinin ne demek olduğunu hep beraber gördük. Batılı güçlerin sınırsız askerî, diplomatik ve siyasi desteğini arkasına alan, gözü dönmüş bir ölüm makinesi karşısında Gazze’nin aslanlarının nasıl kahramanca direndiğini gördük.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bakınız, Filistin halkı 13 ayda 50 bin şehit verdi. Lübnanlı kardeşlerimiz aynı şekilde çok sayıda evladını kurban verdi. 13 ay boyunca yaşamadıkları acı, zorluk, çile, zulüm neredeyse kalmadı. Ama buna rağmen Filistinli kardeşlerimiz onurlarından taviz vermedi. Öz yurtlarında, özgürce yaşama iradelerinden asla geri adım atmadı. Siyonist rejim ve destekçileri 13 aydır her türlü zulmü, her türlü soykırımı yaptılar. Fakat Filistinli kardeşlerimize diz çöktüremediler” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şairin mısralarına ilham veren imana, inanca ve vatan sevgisine 13 aydır hepimiz, tüm insanlık hayranlıkla şahit oluyor” diyerek, Filistinli bir şairin, “Biz burada kalacağız. Elinden geleni ardına koyma. Biz koruyoruz zeytinin ve incirin gölgesini. Yoğuruyoruz fikirleri. Hamurun mayası gibi. Çelik gibi sinirlerimiz. Ama cehennem ısıtıyor yüreklerimizi. Susarsak eğer taşları sıkacağız. Acıkırsak eğer toprakla doyacağız ama asla terk etmeyeceğiz” mısralarını okudu.
Filistin’in ve Lübnanlıların tam olarak böyle bir ruhla mücadele ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlen de işgalcilerin yüreklerine çökmüş çelikten bir duvar misali direnmeye devam ediyorlar. Bugün bir kez daha her türlü imkânsızlığa, yokluğa ve yalnız bırakılmaya rağmen hayatları pahasına topraklarına sahip çıkan Filistinli kardeşlerimi hürmetle selamlıyorum. Gazze’nin, Filistin’in, Lübnan’ın kahraman şehitlerine Allah’tan rahmet niyaz ediyor, ‘Rabb’im mekânlarını cennet eylesin’ diyorum” ifadesini kullandı.
“GAZZE’YE EN FAZLA YARDIM ULAŞTIRAN ÜLKE KONUMUNDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ilk günden beri İsrail’in uyguladığı soykırım karşısında en kararlı duruşu sergileyen ülkelerden biri olduğunu belirtti.
Uluslararası kuruluşları, medyayı ve küresel güçleri âdeta esir alan siyonist lobinin şahsını ve ülkesini hedef alan tehditlerine boyun eğmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elimizdeki tüm imkânlarla kardeşlerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar 85 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini Mısır makamlarının da desteğiyle Gazze’ye ulaştırdık. Bu miktarla Gazze’ye en fazla yardım ulaştıran ülke konumundayız” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önce 54 kalemde, ardından da bütün kalemlerde İsrail’le ticari işlemleri tamamen durdurduklarının altını çizerek böylece yaklaşık 9.5 milyar dolarlık ticaret hacminden fedakârlıkta bulunduklarına işaret etti.
Soykırım suçlularının uluslararası hukuka hesap vermesi için ellerinden geleni yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik başvurusu yaptıklarını kaydederek, şunları paylaştı: “Birleşmiş Milletler başta olmak üzere hemen her uluslararası platformda tepkimizi açıkça ortaya koyduk. Kış mevsimi iyice bastırmadan, Filistinli mültecilere sahip çıkan Birleşmiş Milletler Filistinlilere Yardım Ajansına desteğimizi daha da arttırdık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biliyorsunuz İsrail kısa süre önce ajansın yasaklanması konusunda haddini aşan bir karar aldı. Üye ülkelerimizin, İsrail’in artan baskıları karşısında bu dönemde ajansa daha fazla destek olması gerektiğine inanıyoruz. Gazze ve Lübnan’a yönelik Siyonist saldırganlığa verilebilecek en güzel cevaplardan biri daha fazla devletin Filistin Devleti’ni tanıması olacaktır. Bu vesileyle buradan bir kez daha tüm ülkelere Filistin Devleti’ni tanıma çağrımı tekrarlıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teşkilatlarının kuruluş felsefesinde ve temel amaçları arasında Filistin’in işgalden kurtarılmasının yer aldığını aktardı.
Bu amaca hizmet edecek kalıcı çözümler üretmeleri için dayanışma ve birlikteliklerini her zamankinden daha güçlü bir şekilde göstermeleri gerektiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslam dünyasının görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakıp Filistin ve Lübnan halkına haklı mücadelelerinde destek olması, büyük önem arz ediyor. Diğer türlü İsrail’in Gazze’de yaptığı, şimdi de Lübnan’a taşıdığı ateşin, tüm bölgemizi sarmasına engel olamayız” diye konuştu.
“KÜRESEL EKONOMİNİN YAVAŞLADIĞI SON YILLARDA TEŞKİLATIMIZ BÜNYESİNDEKİ İŞ BİRLİĞİ ÇABALARIMIZIN EHEMMİYETİ ARTMAKTADIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonominin yavaşladığı son yıllarda İİT bünyesindeki iş birliği çabalarının ehemmiyetinin arttığını söyledi.
2023’te yüzde 3,3 oranında büyüyen dünya ekonomisinin bu sene ve gelecek sene de aynı oranda büyümesinin öngörüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Jeopolitik gerilimlerin yanı sıra son 60-70 yılın zirvelerine çıkan küresel enflasyonun henüz istenilen seviyelere inmemesi gibi belirsizlikler de küresel iktisadi faaliyetler üzerinde baskı kuruyor. Kovid-19 salgınıyla ortaya çıkan enerji ve arz güvenliği navlun maliyetleri, tedarik zincirindeki sıkıntılar ve deniz ticaretindeki aksaklıklar, küresel mal ve hizmet ticaretini hâlen olumsuz etkiliyor. Artan korumacılık, küresel ticaret hacminin istenilen düzeylere ulaşmasının önünde engel teşkil ediyor” dedi.
Herkesi zorlayan bu karamsar tablonun üstesinden ancak iş birliklerini güçlendirerek gelebileceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel ekonomik istikrarın korunması ve finansal krizlerin önlenmesi için üye ülkelerimiz arasındaki koordinasyonun ortak çözümler geliştirilmesi açısından kritik olduğu kanaatindeyim. Karşılıklı destek mekanizmaları oluşturarak büyümeyi teşvik edebilir, küresel toparlanmanın hızlanmasına hep birlikte katkı sağlayabiliriz” diye konuştu.
İSEDAK’ın 40. yıl dönümünde başta kadınlar olmak üzere gençlere ve iş dünyasına yönelik önemli etkinlikler düzenlediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu etkinliklerin, sizlerin de katılımlarıyla, çalışmalarınıza önemli katkılar yapacağına inanıyorum. Bu etkinlikler arasında bu sabah açılışını gerçekleştirdiğimiz Kudüs-ü Şerif’e yönelik özel bir sergi de var. Sergimizde ilk kıblemiz Kudüs-ü Şerif’e dair önemli eserlerle birlikte o bölgede yaşayan yavrularımızın İslam dünyasının mevcut ve gelecekteki durumunu kendi perspektiflerinden çizdikleri resimler de bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İSEDAK Kudüs Programı kapsamında yıl boyunca uygulanan projelerin çıktılarına yine burada yer verildiğinin altını çizdi.
“SIFIR ATIK PROJESİ’NE BÜYÜK ÖNEM VERİYORUZ”
Bir diğer önemli etkinlik konusunun, yeşil ekonomide kadınların öncü rolü olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eşim Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin girişimleriyle başlatılan ve küresel bir nitelik kazanan Sıfır Atık Projesi’ne büyük önem veriyoruz. Yarın yapılacak olan ‘Kadınların Yeşil Ekonomideki Öncü Rolü Sıfır Atık Girişimi’ konulu panelde bu alanda çabalarımızın ve projelerimizin ele alınmasından büyük bir memnuniyet duyuyorum” diye konuştu.
“ÜYE ÜLKELERİMİZİ SİBER GÜVENLİK KONUSUNDA DAHA FAZLA ORTAK PROJELER GELİŞTİRMEYE DAVET EDİYORUM”
İslam dünyasının ilerlemesi ve kalkınmasının, gençlerin çağın ihtiyaçlarına uygun biçimde niteliklerinin artırılmasına bağlı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde gençlerimizin dijital ortamlardan istifade ederken tehditlerden korunması fevkalade önemlidir. Siber saldırılar ve veri ihlalleri konusunda bilgi ve becerilerinin arttırılması noktasında her zamankinden daha müteyakkız olmalıyız. Siber saldırılara karşı koyma kapasitesinin ehemmiyeti, geçtiğimiz günlerde Lübnan’a gerçekleştirilen terör eylemlerinde açıkça görüldü” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından 18 ülkenin katılımıyla 17-19 Eylül’de Siber Güvenlik Yarışması gerçekleştirildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarışmaya katılan tüm ülke takımlarını tebrik etti.
Yarışmada başarılı olan Azerbaycan, Mali, Pakistan takımlarını kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üye ülkelerimizi siber güvenlik konusunda daha fazla ortak projeler geliştirmeye davet ediyorum. İslami, finans ve dijitalleşme alanlarında da önemli gelişmeler yaşanıyor. İslami finansın dijitalleşmesini desteklememiz, finansal sistemlerimizin daha adil, şeffaf ve erişilebilir olmasını sağlayacaktır. 40. İSEDAK Bakanlar Toplantısı görüş alışverişinin temasının ‘İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkelerde Ödeme Sistemlerinin Dijital Dönüşümü’ olmasını oldukça isabetli buluyorum” ifadelerini kullandı.
İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletler arasında Tercihli Ticaret Sistemi’nin, ortak çabalar neticesinde Temmuz 2022 itibarıyla yürürlüğe girdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu teşkilatımız adına tarihî bir kazanım olarak görüyoruz. Sistemin genişletilmesi ve derinleştirilmesi çabalarına önem veriyoruz. Ev sahipliğimizde gerçekleştirilen Ticaret Müzakereleri Komitesi 3. Bakanlar Toplantısı’nı ve yürütülecek teknik çalışmaların, sistemin yeni alanlarla genişletilmesinde güçlü bir zemin oluşturacağı kanaatindeyim” ifadelerini kullandı.
Sisteme henüz taraf olmamış tüm ülkelere davetini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Burada şunu da ifade etmek isterim. İslam İşbirliği Teşkilatı Tahkim Merkezinin aktif şekilde çalışır hâle gelmesinden memnuniyet duydum. Merkezin üye ülkelerle daha fazla tanınması ve öncelikli bir adres olarak benimsenmesi için yapılacak çalışmalara, sizlerin de destek vermesini bekliyorum. Bir diğer önemli husus KOBİ’lerimizdir. İSEDAK KOBİ programıyla küçük ve orta ölçekli işletmeler arasında iş ağları oluşturarak, ticaret hacmimizi arttırmayı hedefliyoruz. Henüz dâhil olmamış ülkeleri programa katılmaya davet ediyorum.”
“BU YIL 45 ÜLKEMİZİN FAYDALANICISI OLDUĞU 24 PROJEYİ DEVREYE ALACAĞIZ”
İSEDAK çalışma grupları kapsamında kalkınma için önem arz eden pek çok meselenin bu yıl geniş bir katılımla ele alındığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tecrübe ve iyi uygulamaların paylaşılmasına yönelik 15 ülkemizde saha araştırmaları gerçekleştirildi. Üye ülkelerimizdeki kurumsal ve beşeri kapasitenin arttırılması amacıyla bugüne kadar 157 projeye destek verdik. Bu yıl da 45 ülkemizin faydalanıcısı olduğu 24 projeyi devreye alacağız. Ayrıca İSEDAK Kudüs programı kapsamında, bugüne kadar desteklenen proje sayısı 20’ye ulaştı. Politika tavsiyelerinin hayata geçirilmesi noktasında proje destek mekanizmalarından daha çok istifade edilmesinde fayda görüyorum” dedi.
“MÜSLÜMANLAR OLARAK ORTAK TEHDİTLER KARŞISINDA BİRLİK OLMAKTAN BAŞKA HİÇBİR KURTULUŞ YOLUMUZ YOK”
Bir hususu tekrar vurgulamak istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Gazze, Lübnan, Yemen, Sudan ve diğer İslam coğrafyalarında yaşanan acılardan daha acı olan, Müslümanlar arasındaki anlamsız ihtilaflardır. Çevremizdeki tüm bu trajedilerin daha ağır, daha vahim tarafı, süregiden tepkisizliktir, suskunluktur, gereksiz bahanelerin arkasına sığınmaktır. Şunu çok iyi biliyoruz, şayet biz çözmezsek kimse bizim meselelerimizi çözemez, çözmek de istemez. Şayet biz ihtilaflar yerine kardeşliğimizi büyütmezsek başkaları bizim adımıza bunu yapmaz, yapamaz. Dünyada belki kendimizi tatmin edecek geçerli mazeretler bulabiliriz ama yarın ruzi mahşerde bütün o mazeretler hükümsüz olacaktır. Bir olmaktan, beraber olmaktan, Müslümanlar olarak tüm ayrılıklarımızı rafa kaldırıp ortak tehditler karşısında birlik olmaktan başka hiçbir kurtuluş yolumuz yoktur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından İSEDAK Başkanı olarak konuşmacılara söz hakkı verdi.
Programda ayrıca, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı zulmü ve işgali anlatan görüntü izlendi, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi İmamı Bünyamin Topçuoğlu tarafından Kur’an-ı Kerim okundu.
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan program öncesinde ise Kudüs Sergisi’ni ziyaret ederek İSEDAK’a katılan heyet başkanlarıyla aile fotoğrafı da çektirdi.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Ekim ayında Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ekim ayı ihracatı rekorunu kırmış bulunuyoruz. İhracatımız, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artışla 23 milyar 600 milyon doları aşmış bulunmaktadır.” dedi.
Bakan Bolat, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ile Antalya’da düzenlediği basın toplantısında, ekim ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Ekim ayında Cumhuriyet Bayramı’nın iş günü olan hafta arasına, geçen sene ise hafta sonuna denk geldiğini anımsatan Bolat, bu negatif takvim etkisine rağmen ihracatta artış yaşandığına dikkati çekti.
“Ekim ayında Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ekim ayı ihracatı rekorunu kırmış bulunuyoruz. İhracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artışla 23 milyar 600 milyon doları aşmış bulunmaktadır.” diyen Bolat, şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz yıl ekim ayı ihracatı 22,8 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Yaklaşık 800 milyon doların üzerinde bir artışı ihracatçılarımız başardı. Ekim ayında altın ve enerji hariç ihracatımız, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,6 oranında artışla 22,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Böylece ekim ayında aylık bazda Cumhuriyet tarihimizin en yüksek altın ve enerji hariç ihracat rekoru kırılmıştır. Böylece son 15 ayın 10’unda ayın Cumhuriyet tarihi rekorlarını kırdık. 2024 yılının ilk 10 ayında mal ihracatımız 209,7 milyar dolardan 216,4 milyar dolara yükseldi. Böylece bu yılın 10 ayında 6,7 milyar dolar mal ihracatımızı artırdık.” Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “”Ekonomimizde de güven endekslerinin giderek yükseldiğini görmekteyiz. 2024 yılı mal ve hizmet ihracat rakamları ile alakalı olarak olumlu ve güzel tabloları paylaşmış olacağız.” dedi.
Bakan Bolat, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ile Antalya’da düzenlediği basın toplantısında, ekim ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Konuşmasına TUSAŞ’taki terör saldırısını lanetleyerek başlayan Bolat, saldırıda hayatını kaybeden şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
TUSAŞ’ın savunma sanayisinde çok önemli başarılar elde ettiğine işaret eden Bolat, savunma ve havacılık sanayisinin 90 bini aşan istihdamı ve 12 milyar dolarlık yıllık üretimi,185 farklı ülkeye 5,5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren büyüklüğü ile Türkiye için çok önemli itibar ve saygınlık kazandırdığını söyledi.
Bolat, bu yıl da savunma sanayisinde en az 6,5 milyar dolarlık ihracat beklediklerini dile getirerek, 2002’de yüzde 20 düzeyinde olan yerlilik, kendine yeterlilik oranının, 2023’te yüzde 80’in üzerine çıktığını aktardı.
Dış ticaret açığındaki düşüşün, makroekonomik istikrara ve ekonomik büyümeye pozitif katkı verdiğinin altını çizen Bolat, şunları kaydetti:
“Bu yılın ilk 8-9 ayında olduğu gibi, ekim ayında da dış ticaretimizdeki dengelenmenin devam ettiğini görmek bizleri memnun ediyor. Bu başarı, küresel ekonomi ve Avrupa Birliği’ndeki büyük durgunluğa rağmen başarılmıştır. Önümüzdeki süreçte Avrupa ve ABD’deki faiz indirimleri ile beraber ülkemiz ihraç ürünlerine olan talebin daha da artacağına inanıyoruz. Eylül-ekim ayında ihracatta başlayan yükseliş ivmesinin kasım-aralık aylarında da devam edeceğini ümit ediyoruz. 2024 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 2,5’lik büyümenin 1,3 yüzde puanı net mal ve hizmet ihracatından gelmiştir. Ekonomimizde güven endekslerinin giderek yükseldiğini görmekteyiz.”
“İthalatta azalma trendi devam ediyor”
Ekim ayında eylül ayında olduğu gibi altın ve enerji ihracatındaki aşağı yönlü seyrin devam ettiğini belirten Bolat, kasımdan sonra buradaki seyrin yeniden bu rakamların yukarı yönlü olmasını beklediklerini anlattı.
Bakan Bolat, ithalatta azalma trendinin devam ettiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Ekim ayı ithalatı yüzde 0,1 azalışla 29 milyar 364 milyon dolar olarak gerçekleşti, 43 milyon dolarlık bir gerileme var ama ihracatımız 800 milyon dolar artınca aylık dış ticaret açığımızdaki azalma devam ediyor. 2024 Ekim ayında, dış ticaret açığımız ise yıllık bazda yüzde 13 azalış ile 5,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2023 Ekim ayında 6,6 milyar dolarlık dış ticaret açığı kaydedilmişti. Son 15 ayın 12’sinde dış ticaret açığımızın azaldığını görüyoruz. 2024 Ekim’de, ihracatın ithalatı karşılama oranında 3 puanlık bir artışla yüzde 80,4’e yükselmiş bulunuyoruz. 10 aylık ithalatımız yüzde 7,2’lik azalışla 282 milyar dolara geriledi.”
Bolat sözlerine şöyle devam etti:
“İlk 10 ayda mal ithalatında yaklaşık 22 milyar dolar tasarruf sağlamış bulunuyoruz. Dış ticaret açığı, 2024 yılı ilk 10 ayında yüzde 30,4 azalışla 65,6 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. 2023 yılının ilk 10 ayında dış ticaret açığı 94,3 milyar dolar idi. Hedefimiz bu açığı 80 milyar dolatın altında tutabilmek. İhracatın ithalatı karşılama oranı 8 puana yakın artışla yüzde 69’dan yüzde 76,7’ye yükseldi. 2024 yılının ekim ayında yıllıklandırılmış ihracatımız yüzde 3,1 artış ile 262,3 milyar dolar olmuştur. Bu da Cumhuriyet tarihinin rekor rakamı konumundadır.”
“Yıllıklandırılmış ithalatı 340 milyar dolara düşürdük”
Bakan Bolat, yıllıklandırılmış ithalatta geçen yıl ekimde 367,2 milyar dolarlık ithalat bulunduğunu anımsatarak, şu an 340 milyar dolara düştüğünü söyledi.
Ekim ayı itibarıyla son 12 ayda yıllıklandırılmış dış ticaret açığının, geçen yılın aynı ayına göre 35,1 milyar dolar azalarak 77,7 milyar dolar olduğunu bildiren Bakan Bolat, 2024 yılının ekim ayında yıllıklandırılmış ihracatın ithalatı karşılama oranının ise yüzde 77,2 olduğunu dile getirdi.
Bolat, “Bu rakamlar döviz ihtiyacımızın azaldığı anlamına geliyor, döviz sorunun şu an için ortadan kalktığını gösteriyor. Merkez Bankamızın brüt ve net rezervlerinin hızla arttığını biliyoruz. Dün gece Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunu yükseltti, son 1 yıl içinde yaklaşık bütün kredi derecelendirme kuruluşlarından 2’şer defa not artışı sağlanmış oldu. İnşallah 2 ay sonra buluştuğumuzda, 2024 yılı mal ve hizmet ihracat rakamları ile alakalı olarak olumlu ve güzel tabloları paylaşmış olacağız.” ifadelerini kullandı.
“Ekim ayı itibarıyla hizmetler ihracatımızın son 12 ayının 112,5 milyar dolara çıkacağını tahmin ediyoruz”
Hizmetler ticaretinin de parlayan bir sektör olduğuna dikkati çeken Bolat, geçen yılın 106 milyar hizmet ihracatı ile kapandığını anımsattı.
Bolat, “Bu yıl için 110 milyar dolarlık bir hizmet ihracatı hedefi belirlemiştik, bu rakamın ekim ayı ödemeler dengesi tablosu açıklandığında 97 milyar dolar ilk 10 ayda hizmet ihracatı bekliyoruz. Geçen yıl 56 milyar dolar fazla veren hizmetler dış ticaretinde ekim ayı itibarıyla hizmetler ihracatımızın son 12 ayının 112,5 milyar dolara çıkacağını tahmin ediyoruz. Orada da hedefimizi aşacağız.” diye konuştu.
Dış ticarette cari işlemler açığının azaldığını hatırlatan Bolat, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bununla sevinmek yerine, ‘Tüketim malları ithalatı artıyor.’ deniyor. Bakıyoruz orada, altın ihracatı yapmak isteyenlerin, bir kısım mücevher şeklinde yarı mamul getirme yoluyla bir rakamda artış olduğunu görüyoruz. Bunu tüketim malları ithalatı artıyor şeklinde söyleyerek hepimizin başarısını gölgelemeye çalışmak beyhude. Bunun yanında ‘ekonomi yavaşladı da bunlar oldu’ deniyor ama ekonomi yavaşladı ama bir dengeleme, ayarlama süreci yaşanıyor. Dış ticaret açığı azaldı mı, döviz dengelendi, kur patlaması yok, Merkez Bankasının kasası dolu. Bunlarla sevinmek varken hep olumsuzluk arayanlara bunları söylüyorum.”
“Mesela cari işlemler açığı sorun olmaktan çıktı. 2024 yılı ocak-ağustos döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 75,2 azalışla 9,7 milyar dolar olarak kaydedildi.” yorumunu yapan Bolat, ” Yıllıklandırılmış bazda cari işlemler açığındaki iyileşmenin 2024 genelinde devam etmesini bekliyoruz. 2024 yılı ekim ayında yıllıklandırılmış cari işlemler açığının 9-10 milyar dolar aralığına kadar gerilemesini tahmin ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, AB’ye ocak-ekim döneminde 90,2 milyar ihracat yapıldığına dikkati çekerek, “Balkan ülkelerine 22 milyar dolar ihracatımız var. Bu yıl Bulgaristan’a ihracatımızda önemli bir artış var. Ocak- Ekim döneminde en fazla ihracat yaptığımız ilk beş ülke ise sırasıyla Almanya, ABD, Birleşik Krallık, Irak ve İtalya olmuştur. İngiltere’ye ihracatımıza 2,3 milyar dolar artış var, Suudi Arabistan’a ihracatımız hızla artıyor.” değerlendirmesini yaptı.
Bolat sözlerini şöyle tamamladı:
“Azalışlarda birinci sırada İsrail var. İlk dört ayın verileri ile yüzde 67 azalış gözüküyor ama 2 Mayıs’tan bu yana İsrail’le bir dolarlık ticaret yapılmadı. Ama Filistin tarafı ile Filistin devletine yönelik olarak, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının resmi olarak talep ettiği ürünlerde, ihracat iznini, varış yeri Filistin, alıcısı Filistinliler olmak kaydıyla, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının kontrolünde veriyoruz. Filistin’de yaşayan 6 milyon insanın, 7 Ekim’den önce ithalatının yüzde 25’ini Türkiye’den yaptığını düşündüğümüzde Filistin devletinin ekonomik, ticari taleplerine sessiz kalmıyoruz. Filistin’e dünyada en fazla yardım eden ve tutunmasını sağlayan ülke Türkiye olmuştur.”
Bakan Bolat, verilerin açıklanmasının ardından basına kapalı gerçekleşen TİM Çalıştayı’na katıldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.