“Her alanda kritik öneme sahip dijital altyapıyı daha da geliştirmekte kararlıyız
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 5-A uydusunun hizmete alınması töreninde yaptığı konuşmada, “Türkiye, geçtiğimiz iki asırda yaşadığı tecrübeler ışığında, dijital çağa sıkı sıkıya sahip çıkmaktadır. Hamdolsun ülkemize kazandırdığımız güçlü eser ve hizmet altyapısı sayesinde, dijital çağın imkânlarını milletimizin emrine, pek çok gelişmiş ülkeden daha önce verebilmeyi başardık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Gölbaşı TÜRKSAT Genel Müdürlüğü’nde, TÜRKSAT 5-A uydusunun hizmete alınması törenine katılarak, bir konuşma gerçekleştirdi.
TÜRKSAT 5-A uydusunun ülkeye, millete, bu imkândan yararlanacak tüm sektörlere hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, uyduyu Ocak ayında FALKON-9 roketi ile uzaya fırlattıklarını hatırlatarak, “Mayıs ayının ilk günlerinde yörüngeye ulaşan uydumuz, uzun bir test ve diğer hazırlık çalışmalarının ardından, artık servis sağlamaya hazır hâle gelmiştir. Manevra ömrü 30 yıl olarak hesaplanan TÜRKSAT 5-A ile hem uydu iletişim kapasitemizi artırıyor, hem mevcut uydularımızı yedekliyor, hem de yörünge haklarımızı garanti altına alıyoruz” dedi.
Yaklaşık 4 yıllık bir emeğin ürünü olan uydunun hizmete girmesinde emeği geçen bakanlığı, kurumları, mühendisler ve teknisyenler ile emeği geçen herkesi tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uydunun, Türkiye ile birlikte Avrupa, Akdeniz, Ege, Karadeniz, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Batı Afrika, Güney Afrika bölgelerini kapsayan geniş bir coğrafyaya hizmet vereceğini belirtti ve ekledi: “Televizyon yayıncılığı ve veri hizmetleri konusunda kaliteli hizmet sunma kapasitesine sahip TÜRKSAT 5-A, sağlayacağı yüksek katma değerle kendi alanında gerçekten çok önemli bir projedir.”
“Televizyon yayıncılığı ve veri hizmetleri konusunda kaliteli hizmet sunma kapasitesine sahip TÜRKSAT 5-A, sağlayacağı yüksek katma değerle kendi alanında gerçekten çok önemli bir projedir” sözleriyle konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sıranın 5-B uydusunda olduğunu hatırlatarak, tasarım ve üretim aşamaları başarıyla tamamlanan TÜRKSAT 5-B uydusunun testlerinin sürdüğünü kaydetti. Amaçlarının, TÜRKSAT 5-B uydusunu yılın son çeyreğinde yine FALKON-9 roketiyle uzaya göndermek olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, faydalı yük kapasitesi bugüne kadarki uyduların tamamından fazla olacak TÜRKSAT 5-B’nin hizmete girmesiyle veri iletim kapasitesinin 15 kat artacağını duyurdu.
“TÜRKİYE, DÜNYADA HABERLEŞME UYDUSU ÜRETEBİLEN 10 ÜLKE ARASINA GİRECEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Doğu yörüngesindeki frekans ve yörünge haklarımızın korunması bakımından da önemli olan TÜRKSAT 5-B’nin manevra ömrünün de 35 yılın üzerinde olacağı öngörülmektedir. Tabii bununla kalmıyoruz. Yaklaşık 5 yıl önce millî haberleşme uydu projemizi, imza törenine bizzat şahitlik ederek başlatmıştık. Bu çerçevede TÜBİTAK, TÜRKSAT, ASELSAN, TUSAŞ, Sİ-TEK gibi çok sayıda kurum ve kuruluşumuzun katkısıyla TÜRKSAT 6-A uydumuzu ürettik.”
“Test aşamasına gelen bu uydumuzu önümüzdeki yıl uzaya fırlatmayı planlıyoruz. Böylece Türkiye, dünyada haberleşme uydusu üretebilen 10 ülke arasına girecektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Dünya, yeni bir çağa geçişin sancılarını yaşıyor. Doğrudan üretim ilişkilerine dâhil olan ve üretim biçiminin kökten değişmesine yol açan bu çağın adı, Dijital Çağ’dır. İnsanlık tarihindeki her çağ değişimi gibi, bu süreç de, dünyada siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel güç dengelerinin yeniden oluşmasına yol açacaktır. Toprağı ekmek ve makinayı kullanmak nasıl insanlık tarihinde büyük kırılmalara sebep olmuşsa, dijital çağ da benzer sonuçlar doğuracaktır.”
“DİJİTAL ÜRETİM VE YÖNETİM SÜRECİ, YAPAY ZEKÂ İLE BİRLİKTE ÇOK DAHA FARKLI BİR EVREYE ULAŞMIŞTIR”
“Yeniçağın en önemli özelliği, soyut üretim dediğimiz bilginin üretimi ve böylece ortaya çıkan verinin kontrolü üzerine kurulu olmasıdır” değerlendirmesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsan artık, sadece kendi adına iş yapan değil, kendi adına düşünen sistemlere yönelmiş durumdadır. Hayatın her alanında kılcal damarlara kadar uzanan bu dijital üretim ve yönetim süreci, yapay zekâ ile birlikte çok daha farklı bir evreye ulaşmıştır” dedi.
Bu yöndeki değişimin, devlet yönetiminden toplumsal yapıya kadar her alanda kendini hissettirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Demokrasi dediğimiz olgu, bir meydanda toplanan insanların, şehrin sorunlarını tartışması ve karara bağlamasıyla ortaya çıkmıştı. Sonra bu yöntem, ülkede yaşayan belirli bir yaşın üzerindeki insanların tamamının seçimler yoluyla içinde yer aldığı temsili demokrasiye dönüştü. Bugün ise dünyanın dört bir yanındaki yüz milyonlarca insan, dijital altyapı ve iletişim imkânları sayesinde, anında bir araya gelebiliyor, tartışabiliyor, ortak tavır geliştirebiliyor. Üstelik bu son değişim, birkaç nesil gibi, çok kısa bir zaman aralığında yaşandı.”
“Sadece üç nesil arasındaki fark, bizim kendimizden önceki onlarca nesille olan farkla mukayese edilmeyecek kadar fazladır, belirgindir, açıktır” değerlendirmesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kamu hizmetlerinin neredeyse tamamına yakınının e-devlet sistemi içinde yürütülebildiği bir dönemde yaşıyoruz” dedi.
“KÜRESEL DÜZEYDE ADALET, DİJİTAL ÇAĞIN ALTYAPILARINI DA KAPSAYACAK ŞEKİLDE DEĞERLENDİRİLMELİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Hâlbuki bizim gençliğimizde, bugün cep telefonu veya bilgisayar ekranı üzerinde birkaç tuşa basarak gerçekleştirdiğimiz işlemlerin her biri için saatlerce, günlerce, haftalarca, hatta yeri geldiğinde aylarca, yıllarca uğraşmak gerekiyordu. İnsanların birbirleriyle iletişimi, buluşması, görüşmesi, konuşması için ya belli mekânlara, ya belli programlara ihtiyaç vardı. Bugün cep telefonu ve onun üzerindeki uygulamalarla, saniyeler içinde dünyanın her köşesindeki insanla iletişime geçmek mümkündür.”
Her büyük dönüşüm gibi bu süreçte de, ülkeler ve toplumlar arasında çok ciddi adaletsizliklerin varlığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimi yerlerde bireyler dijital çağın her imkânından sonuna kadar faydalanırken, kimi yerlerde hâlâ ilkel dönemin şartları içinde hayata tutunma mücadelesi veren topluluklar vardır. Artık küresel düzeyde adalet, yiyecek ekmek, içecek su, barınacak ev ihtiyaçları yanında, dijital çağın altyapılarını da kapsayacak şekilde değerlendirilmelidir” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin, geçilen iki asırda yaşadığı tecrübeler ışığında, dijital çağa sıkı sıkıya sahip çıktığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun ülkemize kazandırdığımız güçlü eser ve hizmet altyapısı sayesinde, dijital çağın imkânlarını milletimizin emrine, pek çok gelişmiş ülkeden daha önce verebilmeyi başardık” dedi.
Sanayiden ticarete, kamu hizmetlerinden eğitim ve sağlığa kadar her alanda kritik öneme sahip dijital altyapıyı daha da geliştirmekte kararlı olduklarının kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemizi dijitalleşmenin getirdiği küresel değer sisteminin en üstüne çıkarmak için, fiber altyapı başta olmak üzere, gereken adımları daha hızlı şekilde atmanın hazırlıkları içindeyiz. Veriye dayalı yenilikçiliği destekleyecek, millî teknoloji üretim kabiliyetlerimizi geliştirecek, yapay zekâ teknolojilerinde öne geçmemizi sağlayacak strateji çalışmamızı yakında kamuoyuyla paylaşacağız. Bu alandaki uzun vadeli yol haritamızı da içerecek strateji belgemizde, sürecin içerdiği risklere karşı ülkemizi nasıl koruyacağımızı da ortaya koyacağız. Asıl büyük tehditlerin konvansiyonel yöntemler yanında siber uzaydan da geleceğinin bilinciyle, güçlü bir siber savunma mekanizması oluşturacağız.”
Tören vesilesiyle, 15 Temmuz’da TÜRKSAT Genel Müdürlüğü’nde şehit olan iki olanlara Allah’tan rahmet, ailelerine sabır dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 5-A uydusunun ülkeye ve millete hayırlar getirmesi temennisini yineledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından butona basarak uyduyu hizmete aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 86. yılı nedeniyle Anıtkabir’de düzenlenen anma törenine katıldı.
Anıtkabir’deki tören, devlet erkânının Aslanlı Yol’da yürüyüşü ile başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki heyet, Anıtkabir’de saat 09.05’te Atatürk’ün mozolesine çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu.
İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Misak-ı Millî Kulesi’ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı ve şunları yazdı:
“Aziz Atatürk,
Ebedi aleme irtihalinizin 86. yıl dönümünde Zat-ı Âlinizi, bir kez daha rahmetle yâd ediyoruz.
Şahsınızın ve şehitlerimizin emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni her alanda yüceltmek, güçlendirmek, etrafındaki krizlere rağmen istikrar ve güven içinde büyütmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Yeniden büyük Türkiye hedefiyle ve Türkiye Yüzyılı vizyonuyla 85 milyon tek yürek, tek bilek olarak şanlı mazimizden daha aydınlık bir atiye uzanan kutlu yolculuğumuzu emin adımlarla sürdürüyoruz.
Vatan topraklarının her karışında barışın, huzurun, adaletin, kalkınmanın ve kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye’yi inşa edene kadar durmadan, dinlenmeden yürüyeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda hitap etti.
Misafirperverliği ve nazik daveti için Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada Avrupa’nın yüzleştiği çok boyutlu güvenlik sınamalarını ele almak üzere toplanmış bulunuyoruz” ifadesini kullandı.
Güvenlik sınamalarının yalnızca askerî tehditler, terörist saldırılar ve hibrit savaş taktiklerinden ibaret olmaktan çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji arzından siber saldırılara, göç hareketlerinden salgınlara, uluslararası hukukun sistematik ihlallerinden savaşlara kadar geniş bir yelpazeye yayılan meydan okumaların herkesi etkilediğini bildirdi.
“UKRAYNA’DAKİ SAVAŞIN YOL AÇTIĞI OLUMSUZLUKLAR HER GEÇEN GÜN DAHA DA DERİNLEŞİYOR”
“Huzurumuza, istikrarımıza ve refahımıza kasteden tehditlerin önemli bir kısmı tek başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz boyutlara varmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Siyasi Topluluğu’nu, kıtamıza yönelik ortak tehditleri samimi bir ortamda ele aldığımız bir platform olarak görüyoruz. Türkiye, civar bölgelerle yakın kültürel bağları, güçlü ordusu, köklü devlet tecrübesi, ilkeli dış politikası ve yetişmiş insan kaynağıyla bir istikrar adası vazifesi görmeye devam edecektir. Avrupa coğrafyasında maalesef savaşın üçüncü yılını geride bırakıyoruz. Ukrayna’daki savaşın yol açtığı olumsuzluklar her geçen gün daha da derinleşiyor. Savaşın uzaması diplomasiye giderek daha az alan bırakıyor. Biz, en başından beri her iki tarafın da masada olduğu bir müzakere sürecini ve devamında kalıcı, adil bir barışa ulaşılmasını savunduk.”
“GAZZE’DE BİR YILDIR SÜREN SOYKIRIM İNSANLIĞIN ORTAK UTANCIDIR”
Geçen hafta Kazan’da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu görüşmeden önce de Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha’yı Ankara’da kabul ettiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki görüşmede de diplomasiye alan açılması yönündeki mesajlarını bir kez daha taraflara ilettiğini, barışın tesisi için üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını ve çözüme yönelik çabalara desteklerinin süreceğini ifade ettiklerini bildirdi.
Diğer yandan, yol açtığı yıkım ve sivil zayiat bakımından Ukrayna’daki savaştan çok daha büyük bir insanlık trajedisinin Orta Doğu’da yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gazze’de bir yıldır süren soykırım tüm insanlığın ortak utancıdır. Buna son dönemde Batı Şeria ve Lübnan’a gerçekleştirilen gayriahlaki ve gayrihukuki saldırılar da eklenmiştir. Şunu vicdan sahibi herkes görüyor, kabul ve ikrar ediyor, 50 bine yaklaşan can kaybı dikkate alındığında ateşkesin ivedilikle sağlanması, kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardımın bölgeye ulaşması için İsrail’e her boyutta baskı yapılması elzemdir. İsrail’in saldırganlığına kayıtsız şartsız destek verenler, işlenen suçların da ortağı hâline geldiklerini bilmelidirler.”
“FİLİSTİN’İ HENÜZ TANIMAYAN TÜM ÜLKELERE BUNU YAPMALARI ÇAĞRISINDA BULUNUYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’e silah ve mühimmat transferinin durdurulmasını sağlamaya yönelik Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattıklarını, 50’yi aşkın ülke ve uluslararası kuruluşun imzasını taşıyan mektubu BM Genel Sekreteri’ne, BM Güvenlik Konseyi Kasım Ayı Dönem Başkanı Birleşik Krallık’a ve BM Genel Kurul Başkanı’na ilettiklerini belirtti.
Bir diğer önemli hususun da Filistin’in devlet olarak tanınması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İrlanda, Norveç, İspanya ve Slovenya’nın bu yönde attıkları adımları takdirle karşılıyor, kendilerini ülkem ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu tanıma kararlarının, bölgede barış isteyen Avrupalı devletler için de bir emsal teşkil ettiğine inanıyorum. Küresel adalete ve barışa katkı vermeleri için Filistin’i henüz tanımayan tüm ülkelere bunu yapmaları çağrısında bulunuyorum” ifadesini kullandı.
“PKK TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELEDE AVRUPALI ORTAKLARIMIZDAN SOMUT İŞ BİRLİĞİ GÖRMEK İSTİYORUZ”
Terörizme karşı iş birliği ve dayanışma hâlinde, terör örgütleri arasında fark gözetmeksizin mücadelenin herkesin sorumluluğu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “PKK terör örgütüyle mücadelede Avrupalı ortaklarımızdan somut iş birliği görmek istiyoruz. FETÖ’nün etkin varlık gösterdiği Avrupa ülkelerinden adli ve idari iş birliği taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz. DEAŞ, ülkemizin de önemli katkılarıyla Suriye ve Irak’ta toprak hâkimiyetini kaybetmiş olsa da küresel ölçekte güvenliği tehdit ediyor. Örgütün odağının kaymaya başladığı Batı Afrika ve Orta Asya’daki yabancı terörist savaşçı hareketliliğinin dikkatle takip edilmesini ve bu alanda iş birliğini önemsiyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Avrupa-Atlantik bölgesinde barış, refah ve istikrar için bugüne kadar en çok katkı veren ülkeler arasında yer aldığına işaret ederek, “NATO’nun en önde gelen müttefiklerinden biri olarak, Asya-Pasifik’ten Kuzey Afrika’ya uzanan geniş coğrafyadaki ortaklarımızla istişareleri ve iş birliğimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.
“AB’nin savunma alanındaki gayretlerine Türkiye’nin tam olarak dâhil edilmesi Avrupa’nın barış ve güvenliği için olmazsa olmazdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Avrupa Savunma Ajansına ve Avrupa Daimi Yapılandırılmış İşbirliği kapsamındaki projelere katılımımızın gecikmeksizin önünün açılmasını bekliyoruz. Avrupa’yı ve ötesini etkileyen geniş çaplı sorunlara çözüm bulunabilmesi için Türkiye’nin desteği şarttır. Avrupa’da nefret, İslam karşıtlığı ve ırkçılık, sosyal uyumu ve istikrarı zedeliyor. Müslümanlar başta olmak üzere göçmenlere karşı artan ötekileştirme, ırkçılığın yeni bir yüzü olarak karşımıza çıkıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının yalnızca Müslümanları ve göçmenleri değil, toplumun tamamının huzur ve güvenliğini tehdit eden bir temel insan hakları sorunu olduğu artık kabullenilmelidir. Küresel dengelerin yeniden kurulduğu böylesine belirsiz bir dönemde, hemen her alanda yeni ve etkin politikalar geliştirmemiz elzemdir. Daha derin iş birliği tesis etmemizin önündeki siyasi engellerin, ön yargılı birtakım tutumların artık geride bırakılması gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu fikri ve ekonomik dönüşümleri yakalaması mümkün olamayacaktır.”
“AB İLE İLİŞKİLERİMİZİN SAĞLIKLI BİR ZEMİNDE İLERLETİLMESİ İÇİN DİYALOG VE İŞ BİRLİĞİNE HAZIRIZ”
Bu vesileyle Avrupa kıtasının güvenlik ve istikrarı için AB’nin genişleme politikasının önemine de dikkati çekmek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakkaniyetli bir genişleme politikasının Birliğin en önemli jeopolitik aracı olduğu açıktır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır. Türkiye olarak, AB ile ilişkilerimizin sağlıklı bir zeminde ilerletilmesi için diyalog ve iş birliğine hazırız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) Zirvesi’ne katıldı.
Budapeşte Puskas Arena’da gerçekleştirilen AST Zirvesi’ne gelişinde, Macaristan Başbakanı Viktor Orban tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra zirvenin açılış oturumuna iştirak etti.
Zirve sonrasında liderler, aile fotoğrafı için bir araya geldi.
Burada çekilen aile fotoğrafındaki liderler arasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Macaristan Başbakanı Orban, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, AB Konseyi Başkanı Charles Michel yer aldı.
Fotoğraf çekiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağında İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, solunda ise Hollanda Başbakanı Dick Schoof bulundu.
Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi nedeniyle Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Bişkek-Manas Uluslararası Havalimanı’nda Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ve eşi Aygül Caparova ile Türkiye’nin Bişkek Büyükelçisi Ahmet Sadık Doğan karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Kırgızistan ziyaretinde, eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat eşlik ediyor.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.