Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ bir milyonuncu konut teslim töreninde yaptığı konuşmada, “Kentsel dönüşüm uygulamalarıyla milletimizin ihtiyaçlarını gözeten çözümler getirdik. ‘Fiziki dönüşüm yetmez diyerek’; kentsel dönüşümü, kültürel, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla birlikte tasarlayarak yepyeni bir anlayışla ele aldık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çeşitli illerde yapımı tamamlanan projelerin resmî açılışı ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın (TOKİ) bir milyonuncu konutunun anahtar teslim törenine katıldı.
Ankara Sincan Saraycık TOKİ Konutları’ndaki konuşmasına tüm Sincanlıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerle birlikte Hacı Bayram-ı Veli’nin ve Yıldırım Beyazıd’ın şehrini, İstiklal Harbi’nin karargâhını, 81 şehrimizin mihmandarı gazi başkentimizi selamlıyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün kollarımızı ülkemizin iki yanına açacağız. Kocaeli’den Konya’ya, Burdur’dan Kars’a, Denizli’den Diyarbakır’a ve Giresun’a kadar ülkemizin dört bir yanında inşası tamamlanan projelerimizin bugün resmî açılışını yapıyoruz. Kentsel dönüşümden tarımköye, sosyal konutlardan deprem dönüşümü ve afet konutlarına kadar pek çok eseri hizmete açıyoruz” ifadelerini kullandı.
Tüm eserlerin hayırlı olmasını dileyen ve yatırımların kazandırılmasında emeği geçen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı, Toplu Konut İdaresi’ni, yüklenici firmaları, mühendisleri ve işçileri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin en büyük konut hamlesinin bir milyonuncu konutunun anahtarını da bu vesileyle teslim etmekten büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ projelerinden konut sahibi olan tüm vatandaşların huzurla, güvenle, ağız tadıyla ve esenlikle evlerinde oturmalarını temenni ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz ‘ahirette iman, dünyada mekân’ diyen, ev sahibi olmaya bu derece önem veren bir milletin mensuplarıyız. Tabii buradaki mekân dünya malının peşinden koşma değil hayatı idamenin asgari şartlarından birine kavuşma anlamındadır. İnsanoğlu dünyaya geldiği günden beri inanç ve ibadetin yanında güvenlik, gıda, konut gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmış, çabalamıştır. Medeniyetlerin somut göstergeleri olan şehirler, ibadet mekânları ve eğitim kurumlarının başını çektiği abide eserlerle tarihteki yerlerini almışlardır.”
“ANKARA’DA BÜTÜN GÜZEL ESERLERİ BİZ YAPTIK VE YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ecdadımız da hüküm sürdüğü her yerde bu imar ve inşa faaliyetini yürütmüş, zevk-i selim ürünü eserler ortaya koymuştur. Son devletimiz Cumhuriyeti kurduktan sonra kıt imkânlar ve sürekli artan ihtiyaçlar karşısında maalesef bir dönem bu hassasiyete yeteri kadar dikkat edilememiştir. Üstat Necip Fazıl bakın ne diyor; ‘Bizde şehir yöneticisi belediye reisi seçmekte kriter bedii idrak kıymetinden başka her şey olmuştur’ yani şehir yöneticisinin en büyük kriteri güzelliği bilmek, güzelliğin idrakine varmak olmalıdır. Yıllarca ülkemizde şehircilik hep bütçe, gelir, nizam, talimatname, kayıt kuyut üzerinden tartışılmış hepsi birden yerine getirildiği hâlde eser çirkin olmuş, şehirler öksüz kalmıştır. Ama şimdi ben şu eserlerimize bakıyorum, mimarından mühendisine, işçisine hepsinden Allah razı olsun. Ortaya muhteşem eserler çıktı. Şimdi buralarda oturacak ve oturan tüm kardeşlerime Allah mutluluklar versin diyorum. Rabbim mutluluğunuzu daim etsin diyorum.”
Yunus Emre’nin, “Ol imaret eylemez sen viran olmadıkça” ifadelerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz tüm gücümüzle çabalamadıkça ortaya imaretin çıkamayacağını söylüyor. Maalesef bu gerçeği ülkemizde yaşayarak gördük. Özellikle köyden şehre göçün yoğunlaştığı 1950’den sonra ülkemiz adeta çirkin bir yapılaşmanın esiri olmuş, şehirlerimiz gecekonduların kuşatmasına girmiştir ama şimdi ben Sincan’da bir başka yapılaşma görüyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Öyle ki 1970’lerin başına geldiğimizde İstanbul ve İzmir’in nüfusunun yarısı, Ankara nüfusunun yüzde 60’tan fazlası gecekondularda yaşayan insanlardan oluşuyordu. Tabii burada suçlu olan başını sokacak ev derdine düşen vatandaşımız değildir. Suçlu gelişmeleri öngörerek gerekli ve yeterli imar düzenlemelerini yapmayan, altyapıyı kurmayan vatandaşımıza öncülük etmeyen, destek vermeyen devrin yöneticileridir. Ülkenin en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlandığı bir dönemde ideal şehircilik örneklerini beklemiyor olsak da daha derli toplu ve planlı bir süreç elbette mümkündür. Şu Ankara’da hamdolsun toplu konut olarak bütün güzel eserleri biz yaptık, yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz.”
“TÜRKİYE’NİN KONUT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNDE SON 19 YIL KRİTİK ÖNEME SAHİPTİR”
Avrupa’da yaklaşık bir asır önce başlayan sosyal konut projelerinin insanı tüm ihtiyaçlarıyla kuşatan özelliğe sahip olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ecdadın bu meseleyi insan merkezli mahalle dokusuyla çözdüğünü söyledi.
Şehir nüfuslarındaki aşırı artışın bir süre sonra Türkiye’de de hızlı ve yaygın konut üretimini zorunlu hâle getirdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Sincan’daki kimi mahallelerin de önemli örneklerinden biri olduğu yapı kooperatifleri yoluyla kat edilen mesafe ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalmıştır. İstanbul Büyükşehir Başkanlığı görevine geldiğimde bu anlayışla hemen şehrin iki yakasına, iki örnek şehir kurmak için kolları sıvadık. Başbakanlık görevini devralır devralmaz da aynı seferberliği tüm ülkeye yaydık. Rahmetli Özal’ın kurduğu TOKİ’yi yeniden yapılandırarak, ülkemizin konut ve kamu binası üretim merkezi hâline getirdik. Ülkemizde 1964-1979 yılları arasında 250 bin binada 878 bin konut, 1980-2002 yılları arasında 1 milyon 65 bin binada 4 milyon konut, 2003-2019 döneminde ise 1 milyon 173 bin binada 11 milyon 320 bin konut üretilmiştir. Bu tablo da göstermektedir ki Türkiye’nin konut sorununun çözümünde son 19 yıl kritik öneme sahiptir.”
“MİLLETİMİZİ EN İLERİ ŞEHİRCİLİK HİZMETLERİNE KAVUŞTURDUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplu konut üretimindeki bu başarının gerisinde geniş bir vizyon, iyi bir hazırlık, azimli bir çalışma ve milletle kurdukları güçlü gönül bağının olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Nitekim ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde evvela hakkaniyete uygun planlama dedik. İstismarı durdurduk. Altyapısız ve ulaşımı sıkıntılı bir şehircilik olmaz dedik. Altyapı, otopark ve toplu ulaşımda İstanbul’dan başlayarak 81 ilimize çağ atlattık. Tek tip sıradanlaşmış uygulamaları kabul etmiyoruz dedik. Kentsel dönüşüm uygulamalarıyla milletimizin ihtiyaçlarını gözeten çözümler getirdik. Fiziki dönüşüm yetmez diyerek, kentsel dönüşümü, kültürel, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla birlikte tasarlayarak yepyeni bir anlayışla ele aldık. Benzersiz şehirler dedik. Akıllı şehirler dedik. Her şehrin kendi dokusunu öne çıkarttık. Teknolojinin imkânlarını şehrin ve milletimizin emrine verdik. Sosyal belediyeciliğe, kimsesizlerin kimsesi olma anlamını yükleyerek belediyelerin görev alanını genişlettik. Erişilemeyen, hizmet götürülemeyen hiçbir kesim bırakmadık, bırakmayacağız. Sadece başını sokacak bir çatı, kesintisiz su, elektrik, yol arayan milletimizi en ileri şehircilik hizmetlerine kavuşturduk.”
Zamanın ruhu anlayışıyla vatandaşların her alanda hayat kalitesinin yükselmesi talebini karşılamanın gayreti içerisinde olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bugün de milletimiz yatay şehirleşme istiyor, değer üreten, medeniyetimizi yaşatan, çevreye saygılı şehirler istiyor. Şeffaf şehir yönetimi istiyor, şehri belediye başkanıyla birlikte yönetmek istiyor. Bu ihtiyaçlardan hareketle TOKİ, geçtiğimiz 19 yılda 81 ilimizin 922 ilçemizin tamamında şantiye kurmuş, konut ve kamu binası inşa etmiştir. Bugüne kadar TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 100 bin konut ve iş yeri ile stadyum, hastane, okul, öğrenci yurdu, kütüphane, cami, spor salonu ve kamu binalarından oluşan 24 binin üzerinde tesisi ülkemize kazandırdık. Bir başka ifadeyle 5 milyon vatandaşımızı sıcak bir yuvaya, milyonlarca insanımızı güvenle çalışacakları, eğitim görecekleri, ibadet edecekleri, spor yapacakları eserlere kavuşturduk.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün bir milyonuncu konutun anahtar teslimini yapacaklarını anımsatarak, şöyle devam etti: “Anahtar teslimini yapacağımız kardeşimize TOKİ’nin inşa ettiği tüm konutlarda oturanlara evlerinin hayırlı olmasını diliyorum. Kimileri tutarsız eleştirilerle kara çalmaya çalışsa da TOKİ vasıtasıyla dünyada kimsenin başaramadığını biz gerçekleştirdik. Yaklaşık 200 milyar liralık yatırımla her kesimden insanımızı, şehit ve gazi ailelerimizi, engelli kardeşlerimizi ev sahibi yaptık. Birilerinin dilinden düşürmediği ancak hiçbir zaman başarmayı hayal dahi edemeyecekleri sosyal devlet anlayışı işte budur. Elde edilen bu netice büyük bir başarı olmanın yanında milletimizin devletine olan itimadının en güzel ispatıdır. Bu kapsamda son olarak 100 bin sosyal konut kampanyasını başlattık. Yatay mimari esaslı mahalle kültürünü yaşatan bir anlayışla yürüttüğümüz bu kampanyada, şu ana kadar 12 bin sosyal konutun yapımını tamamladık. Hâlen 76 bin sosyal konutun inşasına devam ediyoruz. Kentsel dönüşüm konut politikalarımızın bir diğer önemli başlığıdır. Geçtiğimiz 9 yılda ülkemizde kentsel dönüşüm projeleriyle 2,5 milyon konutun dönüşümünü tamamladık. Geçtiğimiz yıl 80 bin konutu dönüştürdük. Hâlihazırda 300 bin konutun dönüşümü de sürüyor. Kentsel dönüşüm amacıyla 61 ilde yürütülen 122 projede yatırım maliyeti 30 milyar lira olan 258 bin konut için kolları sıvadık. Bunların 10 binini teslim ettik, 63 binin yapımı sürüyor. Diğerleri ise proje aşamasında.”
Tüm il merkezlerine şehir otoparkları yaptıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarım köy projeleri kapsamında 45 ayrı projede 7 bin konutun yapımını tamamladıklarını, illerin tamamında köy evlerinin inşaatının devam ettiğini söyledi.
“BİNA VE KONUT NİTELİKLERİNİ DE FEVKALADE YÜKSELTTİK”
Tarihinin en büyük deprem dönüşümünü yürüttükleri Elazığ’da Malatya ile 26 bin konutun üretimine başladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bunların 14 bin 341’ini teslim ettik. Aynı şekilde İzmir’de yapmakta olduğumuz 5 bin konutun teslimlerini de yakında başlatıyoruz. Türkiye genelinde bitirdiğimiz afet konutu sayısı da 70 bindir. Millet Bahçeleri Projesiyle 81 ilde 81 milyon metrekare alanı ülkemize kazandırmak üzere yola çıkmıştık. Yaklaşık 1 ay önce 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde hizmete açtığımız 10 tane ile 76 millet bahçemizi tamamlamış olduk. Hâlen 264 millet bahçesiyle ilgili çalışmalarımız çeşitli aşamalarda devam ediyor. Bu millet bahçelerinden 200’ünü TOKİ, 4’ünü de Emlak Konut eliyle yapıyoruz. Amacımız bu projelerle Selçukludan Osmanlıya, Osmanlıdan Cumhuriyete şehircilik anlayışımızın tacı olan bahçe kültürünü yeniden ihya etmektir. İnsanı merkeze alan medeniyetimizin bize yüklediği bu sorumluluğu bihakkın yerine getirmek için çalışmayı sürdüreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin dört bir yanında devlete ait en değerli alanları herhangi rant kaygısı gütmeksizin vatandaşların emrine verdiklerini söyledi.
“Bundan 25 yıl öncesine kadar şehirlerimizin en güzel alanlarının belediyelerin sosyal tesislerinin milletimize kapatıldığını hatırlarsak, millet bahçelerimizin önemi daha iyi ortaya çıkacaktır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi önümüzde iki hedef var. Bir, kentsel dönüşüm kapsamında acilen dönüştürülmesi gereken 1,5 milyon konutun 300 binini Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız kendi eliyle yapmaktadır. İki, 2023 yılına kadar 81 ilimizde 340 millet bahçemizi tamamlayıp milletinizin hizmetine sunmaktır. İnşallah her iki hedefimize de ulaşarak, milletimize verdiğimiz sözü yerine getireceğiz” diye konuştu.
AK Parti döneminde milleti sadece konut sahibi yapmakla kalmadıklarını, bina ve konut niteliklerini de fevkalade yükselttiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık binaların çok daha geniş, ferah ve işlevsel ortak alanlara sahip olduğunu, konutların içindeki standartların da 20-30 yıl öncesine göre oldukça ileri seviyede olduğunu dile getirdi.
“İNSANIMIZA HUZURLA YAŞAYACAĞI BİR YUVA KAZANDIRIYORUZ”
Doğal gazdan internete kadar pek çok imkânla donanan evlerin, eskisine göre içinde yaşayanlara çok daha hizmet sunduğunu, hayatı çok daha kolaylaştırdığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Biz sadece dört duvar yapmıyoruz. Sadece betondan, tuğladan ibaret binalar yapmıyoruz. Biz insanımıza huzurla yaşayacağı bir yuva kazandırıyoruz. Yaptığımız her konutla mutlu aileler, sağlıklı bireyler ve dolayısıyla huzurlu toplum hedefimize hizmet ediyoruz. Piyasa şartlarıyla konut almayacak olan vatandaşlarımıza ev sahibi olma imkânı sağlıyoruz. Evlatlarımızın sağlıklı, tabiatla iç içe ve güvenli yerleşim alanlarında büyümesini istiyoruz. Bunun için konut projelerimizi camisi, meydanı, okulu, çarşısı, parkı, yeşil alanı, bina cepheleri ve diğer özellikleriyle geleneksel mahalle kültürümüzü yaşatacak şekilde inşa ediyoruz. İşte bir taraftan Alparslan İlkokulu, öbür taraftan yeşil alanlar, diğer tarafta camimiz. Yaptığımız her binayı bulunduğumuz şehrin ve bölgenin iklimine, kültürüne, topoğrafyasına ve coğrafi özelliklerine göre projelendiriyoruz. Böylece her projede şehirlerimizi estetiğiyle, silüetiyle, tarihi dokusu ve kültürel alanlarıyla yaşayan mekânlar hâline getirerek geçmişle geleceği buluşturuyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin her şeyin en iyisine layık olduğuna yürekten inandıklarını vurguladı.
“Bu ülkede insanlara yıllardır iki anahtar, yani bir ev ve araba sözü verildi. Ama bu sözler tutulmadı” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz yönetime gelirken böyle sözler vermedik ama yaptıklarımızla bunu katbekat sağladık. İnşallah bundan sonra da aynı anlayışla milletimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. İşte, hani söz var ya Ziya Paşa’nın ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.’ İşte buyurun eserler, biz eserlerimizle konuşuyoruz. İşte bu hizmetlerin devamı için 2023 seçimleri kritik öneme sahiptir. Sizlerden şimdiden 2023 için çalışmaya başlamanızı istiyorum. Hazır mıyız? İnşallah bu eşiği de başarıyla geçerek, büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasına hep birlikte yürüyeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Açılışını yaptığımız eserlerin bir kez daha ülkemize şehirlerimize ve hak sahiplerine hayırlı olmasını diliyor emeği geçenleri tebrik ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından Kars’ın Sarıkamış, Diyarbakır’ın Sur, Giresun’un Bulancak, Denizli’nin Bozkurt, Kocaeli’nin Dilovası, Burdur’un Karamanlı ilçeleriyle canlı bağlantılar yapılarak TOKİ’nin yaptırdığı evlerin anahtarları hak sahiplerine teslim edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, anahtarlarını teslim alan vatandaşlara evlerinde sağlıkla oturmaları temennisinde bulundu.
Bağlantıların ardından ise bir milyonuncu konutun sahibi aile üyeleri kürsüye davet edildi. Saraycık 1. Bölge 3 Etap’ta yapılan konutlarına kavuşma sevinci yaşayan aile üyeleri Mülazım Doğan, Güllü Doğan, Yasin Yiğit Doğan, Serdar Ekrem Doğan ve Batın Uğur Doğan, anahtarlarını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden aldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a günün anısına bir tablo takdim etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programın ardından Mustafa Ürün isimli vatandaşı ve ailesini de evinde ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda hitap etti.
Misafirperverliği ve nazik daveti için Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada Avrupa’nın yüzleştiği çok boyutlu güvenlik sınamalarını ele almak üzere toplanmış bulunuyoruz” ifadesini kullandı.
Güvenlik sınamalarının yalnızca askerî tehditler, terörist saldırılar ve hibrit savaş taktiklerinden ibaret olmaktan çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji arzından siber saldırılara, göç hareketlerinden salgınlara, uluslararası hukukun sistematik ihlallerinden savaşlara kadar geniş bir yelpazeye yayılan meydan okumaların herkesi etkilediğini bildirdi.
“UKRAYNA’DAKİ SAVAŞIN YOL AÇTIĞI OLUMSUZLUKLAR HER GEÇEN GÜN DAHA DA DERİNLEŞİYOR”
“Huzurumuza, istikrarımıza ve refahımıza kasteden tehditlerin önemli bir kısmı tek başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz boyutlara varmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Siyasi Topluluğu’nu, kıtamıza yönelik ortak tehditleri samimi bir ortamda ele aldığımız bir platform olarak görüyoruz. Türkiye, civar bölgelerle yakın kültürel bağları, güçlü ordusu, köklü devlet tecrübesi, ilkeli dış politikası ve yetişmiş insan kaynağıyla bir istikrar adası vazifesi görmeye devam edecektir. Avrupa coğrafyasında maalesef savaşın üçüncü yılını geride bırakıyoruz. Ukrayna’daki savaşın yol açtığı olumsuzluklar her geçen gün daha da derinleşiyor. Savaşın uzaması diplomasiye giderek daha az alan bırakıyor. Biz, en başından beri her iki tarafın da masada olduğu bir müzakere sürecini ve devamında kalıcı, adil bir barışa ulaşılmasını savunduk.”
“GAZZE’DE BİR YILDIR SÜREN SOYKIRIM İNSANLIĞIN ORTAK UTANCIDIR”
Geçen hafta Kazan’da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu görüşmeden önce de Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha’yı Ankara’da kabul ettiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki görüşmede de diplomasiye alan açılması yönündeki mesajlarını bir kez daha taraflara ilettiğini, barışın tesisi için üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını ve çözüme yönelik çabalara desteklerinin süreceğini ifade ettiklerini bildirdi.
Diğer yandan, yol açtığı yıkım ve sivil zayiat bakımından Ukrayna’daki savaştan çok daha büyük bir insanlık trajedisinin Orta Doğu’da yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gazze’de bir yıldır süren soykırım tüm insanlığın ortak utancıdır. Buna son dönemde Batı Şeria ve Lübnan’a gerçekleştirilen gayriahlaki ve gayrihukuki saldırılar da eklenmiştir. Şunu vicdan sahibi herkes görüyor, kabul ve ikrar ediyor, 50 bine yaklaşan can kaybı dikkate alındığında ateşkesin ivedilikle sağlanması, kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardımın bölgeye ulaşması için İsrail’e her boyutta baskı yapılması elzemdir. İsrail’in saldırganlığına kayıtsız şartsız destek verenler, işlenen suçların da ortağı hâline geldiklerini bilmelidirler.”
“FİLİSTİN’İ HENÜZ TANIMAYAN TÜM ÜLKELERE BUNU YAPMALARI ÇAĞRISINDA BULUNUYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’e silah ve mühimmat transferinin durdurulmasını sağlamaya yönelik Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattıklarını, 50’yi aşkın ülke ve uluslararası kuruluşun imzasını taşıyan mektubu BM Genel Sekreteri’ne, BM Güvenlik Konseyi Kasım Ayı Dönem Başkanı Birleşik Krallık’a ve BM Genel Kurul Başkanı’na ilettiklerini belirtti.
Bir diğer önemli hususun da Filistin’in devlet olarak tanınması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İrlanda, Norveç, İspanya ve Slovenya’nın bu yönde attıkları adımları takdirle karşılıyor, kendilerini ülkem ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu tanıma kararlarının, bölgede barış isteyen Avrupalı devletler için de bir emsal teşkil ettiğine inanıyorum. Küresel adalete ve barışa katkı vermeleri için Filistin’i henüz tanımayan tüm ülkelere bunu yapmaları çağrısında bulunuyorum” ifadesini kullandı.
“PKK TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELEDE AVRUPALI ORTAKLARIMIZDAN SOMUT İŞ BİRLİĞİ GÖRMEK İSTİYORUZ”
Terörizme karşı iş birliği ve dayanışma hâlinde, terör örgütleri arasında fark gözetmeksizin mücadelenin herkesin sorumluluğu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “PKK terör örgütüyle mücadelede Avrupalı ortaklarımızdan somut iş birliği görmek istiyoruz. FETÖ’nün etkin varlık gösterdiği Avrupa ülkelerinden adli ve idari iş birliği taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz. DEAŞ, ülkemizin de önemli katkılarıyla Suriye ve Irak’ta toprak hâkimiyetini kaybetmiş olsa da küresel ölçekte güvenliği tehdit ediyor. Örgütün odağının kaymaya başladığı Batı Afrika ve Orta Asya’daki yabancı terörist savaşçı hareketliliğinin dikkatle takip edilmesini ve bu alanda iş birliğini önemsiyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Avrupa-Atlantik bölgesinde barış, refah ve istikrar için bugüne kadar en çok katkı veren ülkeler arasında yer aldığına işaret ederek, “NATO’nun en önde gelen müttefiklerinden biri olarak, Asya-Pasifik’ten Kuzey Afrika’ya uzanan geniş coğrafyadaki ortaklarımızla istişareleri ve iş birliğimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.
“AB’nin savunma alanındaki gayretlerine Türkiye’nin tam olarak dâhil edilmesi Avrupa’nın barış ve güvenliği için olmazsa olmazdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Avrupa Savunma Ajansına ve Avrupa Daimi Yapılandırılmış İşbirliği kapsamındaki projelere katılımımızın gecikmeksizin önünün açılmasını bekliyoruz. Avrupa’yı ve ötesini etkileyen geniş çaplı sorunlara çözüm bulunabilmesi için Türkiye’nin desteği şarttır. Avrupa’da nefret, İslam karşıtlığı ve ırkçılık, sosyal uyumu ve istikrarı zedeliyor. Müslümanlar başta olmak üzere göçmenlere karşı artan ötekileştirme, ırkçılığın yeni bir yüzü olarak karşımıza çıkıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının yalnızca Müslümanları ve göçmenleri değil, toplumun tamamının huzur ve güvenliğini tehdit eden bir temel insan hakları sorunu olduğu artık kabullenilmelidir. Küresel dengelerin yeniden kurulduğu böylesine belirsiz bir dönemde, hemen her alanda yeni ve etkin politikalar geliştirmemiz elzemdir. Daha derin iş birliği tesis etmemizin önündeki siyasi engellerin, ön yargılı birtakım tutumların artık geride bırakılması gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu fikri ve ekonomik dönüşümleri yakalaması mümkün olamayacaktır.”
“AB İLE İLİŞKİLERİMİZİN SAĞLIKLI BİR ZEMİNDE İLERLETİLMESİ İÇİN DİYALOG VE İŞ BİRLİĞİNE HAZIRIZ”
Bu vesileyle Avrupa kıtasının güvenlik ve istikrarı için AB’nin genişleme politikasının önemine de dikkati çekmek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakkaniyetli bir genişleme politikasının Birliğin en önemli jeopolitik aracı olduğu açıktır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır. Türkiye olarak, AB ile ilişkilerimizin sağlıklı bir zeminde ilerletilmesi için diyalog ve iş birliğine hazırız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) Zirvesi’ne katıldı.
Budapeşte Puskas Arena’da gerçekleştirilen AST Zirvesi’ne gelişinde, Macaristan Başbakanı Viktor Orban tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra zirvenin açılış oturumuna iştirak etti.
Zirve sonrasında liderler, aile fotoğrafı için bir araya geldi.
Burada çekilen aile fotoğrafındaki liderler arasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Macaristan Başbakanı Orban, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, AB Konseyi Başkanı Charles Michel yer aldı.
Fotoğraf çekiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağında İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, solunda ise Hollanda Başbakanı Dick Schoof bulundu.
Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi nedeniyle Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Bişkek-Manas Uluslararası Havalimanı’nda Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ve eşi Aygül Caparova ile Türkiye’nin Bişkek Büyükelçisi Ahmet Sadık Doğan karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Kırgızistan ziyaretinde, eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat eşlik ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40. İSEDAK Toplantısı Açılış Programı’nda yaptığı konuşmada, “İslam dünyasının görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakıp Filistin ve Lübnan halkına haklı mücadelelerinde destek olması, büyük önem arz ediyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 40. Toplantısı Açılış Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya ile Avrupa’yı birleştiren, kültürel mirası ve zengin tarihiyle medeniyetin müşterek değerlerinin sembolü olan kadim şehir İstanbul’da katılımcıları misafir etmenin, İSEDAK Başkanı olarak kendisi için mutluluk kaynağı olduğunu dile getirdi.
İslam dünyasının en önemli ekonomik ve ticari iş birliği platformu olan İSEDAK’ın 40. oturumu münasebetiyle bir araya geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada alınacak kararların, çıkacak sonuçların, bütün İSEDAK üyesi ülkeler için hayırlara vesile olmasını Rabb’imden niyaz ediyorum. Sözlerimin hemen başında ev sahipliğimizde üye ülkelerimizin de desteğiyle İslam dünyasının kalkınma meselelerine yönelik program ve projeleri hayata geçiren bu kıymetli komitenin inşasında çok emeği olan Türkiye Cumhuriyeti 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ı ve dönemin diğer devlet büyüklerini rahmetle yâd ediyorum” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geride bırakılan 40 yıl boyunca İSEDAK’ın kurumsal yapısının güçlendirilmesine katkı veren, bu çatı altında gayret gösteren tüm herkesi şükranla andığını söyledi.
Bu süreçte nice sıkıntıların, nice zorlukların üstesinden geldiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayal denilen, olmaz denilen, hatta birçok alanda imkânsız görülen nice başarıya beraberce imza attık. Bu platform zemininde ticari ve ekonomik münasebetlerimizi ileriye taşıdık. Şunu büyük bir kıvançla ifade etmek isterim ki bugün 40 yıl öncesine kıyasla her alanda çok iyi bir seviyedeyiz. İnşallah gelecek yıllarda çok daha iyi yerlerde olacağız. Niyetimiz hayırdır, Allah’ın izniyle akıbetimiz de hayrolacaktır. ‘Rabb’im yolumuzu, bahtımızı açık etsin’ diyor, gayretlerimizi hayra tebdil etmesini Rabb’imden niyaz ediyor, bunun için tüm kalbimle dua ediyorum” diye konuştu.
“İSLAM COĞRAFYASI KAN, GÖZYAŞI VE ZULÜMLE ANILIR HÂLE GELDİ”
Son toplantıdan bu yana tüm insanlık ve özellikle Müslümanlar için, ağır imtihanlarla dolu bir yıl geçirdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İslam coğrafyası, tarihinde hiç olmadığı kadar kanla, acıyla, gözyaşı ve zulümle anılır hâle geldi. Son asrın en vahşi soykırımlarından biri hemen yanı başımızda Gazze’de yaşandı ve yaşanıyor. İsrail’in 3 ay önce Gazze’ye yönelik saldırısıyla başlayan katliamlarda 50 bin Filistinli kardeşimiz şehit düştü. Yine aynı saldırılarda 100 binden fazla Filistinli kardeşimiz yaralandı. Şehit ve yaralılarımızın 3’te 2’sini kadın, çocuk ve bebekler oluşturuyor. 360 kilometrekarelik daracık bir alana hapsettikleri 2 milyon insanı susuz, gıdasız, ilaçsız bırakıp sonra da ölümlerini sadece seyrettiler. Biz bu toplantıları yaparken dahi şu an Gazze’de ve Lübnan’da ümmetin çocukları ölmeye, yetim ve öksüz kalmaya devam ediyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’nın ortasında kurulan imha kamplarını gölgede bırakacak bir vicdansızlığa önce Gazze’de, son 6 haftadır da Lübnan’da hepimiz şahitlik ediyoruz.”
“SİYONİST REJİM VE DESTEKÇİLERİ 13 AYDIR HER TÜRLÜ ZULMÜ YAPTILAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 13 ay boyunca Gazze ve işgal edilmiş Filistin topraklarında çokça acı, hüzün, katliam ve cinayet gördüklerini söyledi.
Bu süreçte, “Bir insan bunu nasıl yapabilir, bir insan nasıl bu kadar alçalabilir ve alçaklaşabilir” diye sorguladıkları sayısız habere rastladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Henüz 1-2 yaşındaki bebeklerin keskin nişancılar tarafından hedef tahtası olarak kullanılması gibi barbarlıklarla yüreklerimiz dağlandı. Tüm bunlarla birlikte Gazze’de kahramanlıklar gördük, yiğitlik gördük, vatan sevgisinin ne demek olduğunu hep beraber gördük. Batılı güçlerin sınırsız askerî, diplomatik ve siyasi desteğini arkasına alan, gözü dönmüş bir ölüm makinesi karşısında Gazze’nin aslanlarının nasıl kahramanca direndiğini gördük.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bakınız, Filistin halkı 13 ayda 50 bin şehit verdi. Lübnanlı kardeşlerimiz aynı şekilde çok sayıda evladını kurban verdi. 13 ay boyunca yaşamadıkları acı, zorluk, çile, zulüm neredeyse kalmadı. Ama buna rağmen Filistinli kardeşlerimiz onurlarından taviz vermedi. Öz yurtlarında, özgürce yaşama iradelerinden asla geri adım atmadı. Siyonist rejim ve destekçileri 13 aydır her türlü zulmü, her türlü soykırımı yaptılar. Fakat Filistinli kardeşlerimize diz çöktüremediler” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şairin mısralarına ilham veren imana, inanca ve vatan sevgisine 13 aydır hepimiz, tüm insanlık hayranlıkla şahit oluyor” diyerek, Filistinli bir şairin, “Biz burada kalacağız. Elinden geleni ardına koyma. Biz koruyoruz zeytinin ve incirin gölgesini. Yoğuruyoruz fikirleri. Hamurun mayası gibi. Çelik gibi sinirlerimiz. Ama cehennem ısıtıyor yüreklerimizi. Susarsak eğer taşları sıkacağız. Acıkırsak eğer toprakla doyacağız ama asla terk etmeyeceğiz” mısralarını okudu.
Filistin’in ve Lübnanlıların tam olarak böyle bir ruhla mücadele ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlen de işgalcilerin yüreklerine çökmüş çelikten bir duvar misali direnmeye devam ediyorlar. Bugün bir kez daha her türlü imkânsızlığa, yokluğa ve yalnız bırakılmaya rağmen hayatları pahasına topraklarına sahip çıkan Filistinli kardeşlerimi hürmetle selamlıyorum. Gazze’nin, Filistin’in, Lübnan’ın kahraman şehitlerine Allah’tan rahmet niyaz ediyor, ‘Rabb’im mekânlarını cennet eylesin’ diyorum” ifadesini kullandı.
“GAZZE’YE EN FAZLA YARDIM ULAŞTIRAN ÜLKE KONUMUNDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ilk günden beri İsrail’in uyguladığı soykırım karşısında en kararlı duruşu sergileyen ülkelerden biri olduğunu belirtti.
Uluslararası kuruluşları, medyayı ve küresel güçleri âdeta esir alan siyonist lobinin şahsını ve ülkesini hedef alan tehditlerine boyun eğmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elimizdeki tüm imkânlarla kardeşlerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar 85 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini Mısır makamlarının da desteğiyle Gazze’ye ulaştırdık. Bu miktarla Gazze’ye en fazla yardım ulaştıran ülke konumundayız” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önce 54 kalemde, ardından da bütün kalemlerde İsrail’le ticari işlemleri tamamen durdurduklarının altını çizerek böylece yaklaşık 9.5 milyar dolarlık ticaret hacminden fedakârlıkta bulunduklarına işaret etti.
Soykırım suçlularının uluslararası hukuka hesap vermesi için ellerinden geleni yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik başvurusu yaptıklarını kaydederek, şunları paylaştı: “Birleşmiş Milletler başta olmak üzere hemen her uluslararası platformda tepkimizi açıkça ortaya koyduk. Kış mevsimi iyice bastırmadan, Filistinli mültecilere sahip çıkan Birleşmiş Milletler Filistinlilere Yardım Ajansına desteğimizi daha da arttırdık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biliyorsunuz İsrail kısa süre önce ajansın yasaklanması konusunda haddini aşan bir karar aldı. Üye ülkelerimizin, İsrail’in artan baskıları karşısında bu dönemde ajansa daha fazla destek olması gerektiğine inanıyoruz. Gazze ve Lübnan’a yönelik Siyonist saldırganlığa verilebilecek en güzel cevaplardan biri daha fazla devletin Filistin Devleti’ni tanıması olacaktır. Bu vesileyle buradan bir kez daha tüm ülkelere Filistin Devleti’ni tanıma çağrımı tekrarlıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teşkilatlarının kuruluş felsefesinde ve temel amaçları arasında Filistin’in işgalden kurtarılmasının yer aldığını aktardı.
Bu amaca hizmet edecek kalıcı çözümler üretmeleri için dayanışma ve birlikteliklerini her zamankinden daha güçlü bir şekilde göstermeleri gerektiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslam dünyasının görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakıp Filistin ve Lübnan halkına haklı mücadelelerinde destek olması, büyük önem arz ediyor. Diğer türlü İsrail’in Gazze’de yaptığı, şimdi de Lübnan’a taşıdığı ateşin, tüm bölgemizi sarmasına engel olamayız” diye konuştu.
“KÜRESEL EKONOMİNİN YAVAŞLADIĞI SON YILLARDA TEŞKİLATIMIZ BÜNYESİNDEKİ İŞ BİRLİĞİ ÇABALARIMIZIN EHEMMİYETİ ARTMAKTADIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonominin yavaşladığı son yıllarda İİT bünyesindeki iş birliği çabalarının ehemmiyetinin arttığını söyledi.
2023’te yüzde 3,3 oranında büyüyen dünya ekonomisinin bu sene ve gelecek sene de aynı oranda büyümesinin öngörüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Jeopolitik gerilimlerin yanı sıra son 60-70 yılın zirvelerine çıkan küresel enflasyonun henüz istenilen seviyelere inmemesi gibi belirsizlikler de küresel iktisadi faaliyetler üzerinde baskı kuruyor. Kovid-19 salgınıyla ortaya çıkan enerji ve arz güvenliği navlun maliyetleri, tedarik zincirindeki sıkıntılar ve deniz ticaretindeki aksaklıklar, küresel mal ve hizmet ticaretini hâlen olumsuz etkiliyor. Artan korumacılık, küresel ticaret hacminin istenilen düzeylere ulaşmasının önünde engel teşkil ediyor” dedi.
Herkesi zorlayan bu karamsar tablonun üstesinden ancak iş birliklerini güçlendirerek gelebileceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel ekonomik istikrarın korunması ve finansal krizlerin önlenmesi için üye ülkelerimiz arasındaki koordinasyonun ortak çözümler geliştirilmesi açısından kritik olduğu kanaatindeyim. Karşılıklı destek mekanizmaları oluşturarak büyümeyi teşvik edebilir, küresel toparlanmanın hızlanmasına hep birlikte katkı sağlayabiliriz” diye konuştu.
İSEDAK’ın 40. yıl dönümünde başta kadınlar olmak üzere gençlere ve iş dünyasına yönelik önemli etkinlikler düzenlediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu etkinliklerin, sizlerin de katılımlarıyla, çalışmalarınıza önemli katkılar yapacağına inanıyorum. Bu etkinlikler arasında bu sabah açılışını gerçekleştirdiğimiz Kudüs-ü Şerif’e yönelik özel bir sergi de var. Sergimizde ilk kıblemiz Kudüs-ü Şerif’e dair önemli eserlerle birlikte o bölgede yaşayan yavrularımızın İslam dünyasının mevcut ve gelecekteki durumunu kendi perspektiflerinden çizdikleri resimler de bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İSEDAK Kudüs Programı kapsamında yıl boyunca uygulanan projelerin çıktılarına yine burada yer verildiğinin altını çizdi.
“SIFIR ATIK PROJESİ’NE BÜYÜK ÖNEM VERİYORUZ”
Bir diğer önemli etkinlik konusunun, yeşil ekonomide kadınların öncü rolü olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eşim Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin girişimleriyle başlatılan ve küresel bir nitelik kazanan Sıfır Atık Projesi’ne büyük önem veriyoruz. Yarın yapılacak olan ‘Kadınların Yeşil Ekonomideki Öncü Rolü Sıfır Atık Girişimi’ konulu panelde bu alanda çabalarımızın ve projelerimizin ele alınmasından büyük bir memnuniyet duyuyorum” diye konuştu.
“ÜYE ÜLKELERİMİZİ SİBER GÜVENLİK KONUSUNDA DAHA FAZLA ORTAK PROJELER GELİŞTİRMEYE DAVET EDİYORUM”
İslam dünyasının ilerlemesi ve kalkınmasının, gençlerin çağın ihtiyaçlarına uygun biçimde niteliklerinin artırılmasına bağlı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde gençlerimizin dijital ortamlardan istifade ederken tehditlerden korunması fevkalade önemlidir. Siber saldırılar ve veri ihlalleri konusunda bilgi ve becerilerinin arttırılması noktasında her zamankinden daha müteyakkız olmalıyız. Siber saldırılara karşı koyma kapasitesinin ehemmiyeti, geçtiğimiz günlerde Lübnan’a gerçekleştirilen terör eylemlerinde açıkça görüldü” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından 18 ülkenin katılımıyla 17-19 Eylül’de Siber Güvenlik Yarışması gerçekleştirildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarışmaya katılan tüm ülke takımlarını tebrik etti.
Yarışmada başarılı olan Azerbaycan, Mali, Pakistan takımlarını kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üye ülkelerimizi siber güvenlik konusunda daha fazla ortak projeler geliştirmeye davet ediyorum. İslami, finans ve dijitalleşme alanlarında da önemli gelişmeler yaşanıyor. İslami finansın dijitalleşmesini desteklememiz, finansal sistemlerimizin daha adil, şeffaf ve erişilebilir olmasını sağlayacaktır. 40. İSEDAK Bakanlar Toplantısı görüş alışverişinin temasının ‘İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkelerde Ödeme Sistemlerinin Dijital Dönüşümü’ olmasını oldukça isabetli buluyorum” ifadelerini kullandı.
İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletler arasında Tercihli Ticaret Sistemi’nin, ortak çabalar neticesinde Temmuz 2022 itibarıyla yürürlüğe girdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu teşkilatımız adına tarihî bir kazanım olarak görüyoruz. Sistemin genişletilmesi ve derinleştirilmesi çabalarına önem veriyoruz. Ev sahipliğimizde gerçekleştirilen Ticaret Müzakereleri Komitesi 3. Bakanlar Toplantısı’nı ve yürütülecek teknik çalışmaların, sistemin yeni alanlarla genişletilmesinde güçlü bir zemin oluşturacağı kanaatindeyim” ifadelerini kullandı.
Sisteme henüz taraf olmamış tüm ülkelere davetini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Burada şunu da ifade etmek isterim. İslam İşbirliği Teşkilatı Tahkim Merkezinin aktif şekilde çalışır hâle gelmesinden memnuniyet duydum. Merkezin üye ülkelerle daha fazla tanınması ve öncelikli bir adres olarak benimsenmesi için yapılacak çalışmalara, sizlerin de destek vermesini bekliyorum. Bir diğer önemli husus KOBİ’lerimizdir. İSEDAK KOBİ programıyla küçük ve orta ölçekli işletmeler arasında iş ağları oluşturarak, ticaret hacmimizi arttırmayı hedefliyoruz. Henüz dâhil olmamış ülkeleri programa katılmaya davet ediyorum.”
“BU YIL 45 ÜLKEMİZİN FAYDALANICISI OLDUĞU 24 PROJEYİ DEVREYE ALACAĞIZ”
İSEDAK çalışma grupları kapsamında kalkınma için önem arz eden pek çok meselenin bu yıl geniş bir katılımla ele alındığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tecrübe ve iyi uygulamaların paylaşılmasına yönelik 15 ülkemizde saha araştırmaları gerçekleştirildi. Üye ülkelerimizdeki kurumsal ve beşeri kapasitenin arttırılması amacıyla bugüne kadar 157 projeye destek verdik. Bu yıl da 45 ülkemizin faydalanıcısı olduğu 24 projeyi devreye alacağız. Ayrıca İSEDAK Kudüs programı kapsamında, bugüne kadar desteklenen proje sayısı 20’ye ulaştı. Politika tavsiyelerinin hayata geçirilmesi noktasında proje destek mekanizmalarından daha çok istifade edilmesinde fayda görüyorum” dedi.
“MÜSLÜMANLAR OLARAK ORTAK TEHDİTLER KARŞISINDA BİRLİK OLMAKTAN BAŞKA HİÇBİR KURTULUŞ YOLUMUZ YOK”
Bir hususu tekrar vurgulamak istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Gazze, Lübnan, Yemen, Sudan ve diğer İslam coğrafyalarında yaşanan acılardan daha acı olan, Müslümanlar arasındaki anlamsız ihtilaflardır. Çevremizdeki tüm bu trajedilerin daha ağır, daha vahim tarafı, süregiden tepkisizliktir, suskunluktur, gereksiz bahanelerin arkasına sığınmaktır. Şunu çok iyi biliyoruz, şayet biz çözmezsek kimse bizim meselelerimizi çözemez, çözmek de istemez. Şayet biz ihtilaflar yerine kardeşliğimizi büyütmezsek başkaları bizim adımıza bunu yapmaz, yapamaz. Dünyada belki kendimizi tatmin edecek geçerli mazeretler bulabiliriz ama yarın ruzi mahşerde bütün o mazeretler hükümsüz olacaktır. Bir olmaktan, beraber olmaktan, Müslümanlar olarak tüm ayrılıklarımızı rafa kaldırıp ortak tehditler karşısında birlik olmaktan başka hiçbir kurtuluş yolumuz yoktur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından İSEDAK Başkanı olarak konuşmacılara söz hakkı verdi.
Programda ayrıca, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı zulmü ve işgali anlatan görüntü izlendi, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi İmamı Bünyamin Topçuoğlu tarafından Kur’an-ı Kerim okundu.
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan program öncesinde ise Kudüs Sergisi’ni ziyaret ederek İSEDAK’a katılan heyet başkanlarıyla aile fotoğrafı da çektirdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.