Cumhurbaşkanı Erdoğan, Manisa’da toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Geçtiğimiz 20 yılda, ülkemize kazandırdığımız asırlık eser ve hizmetlerin altyapısı üzerinde Türkiye’yi dünyanın siyasi ve ekonomik olarak en güçlü devletleri arasına sokmakta kararlıyız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Manisa’da Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen toplu açılış törenine katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına Gaziantep-Nizip kara yolunda meydana gelen kazada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık üç hafta önce Hakan Füzün kardeşimizin cenaze töreni vesilesiyle Akhisar’a geldiğimizde, en kısa sürede Manisa’yı da ziyaret etme sözü vermiştim. Araya salgının da girmesiyle neredeyse 3,5 yıldır sizlerle yüz yüze beraber olamamıştık” ifadelerini kullandı.
Aldığı resmî rakama göre Cumhuriyet Meydanı’nda 50 bini aşkın Manisalının olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarihin, medeniyetin, üretimin şehri. Efelerin, zeybeklerin, yiğitlerin diyarı Manisa’yı özlemişiz. Fatih, Manisa’da aldığı eğitim ve terbiyeyle İstanbul’u fethetmişti. Biz de Manisa ile birlikte 81 ilimizden aldığımız güçle Türkiye’ye hizmet ediyor, kendimize dünya ile yarışan hedefler belirliyoruz. Geçtiğimiz 20 yılda, ülkemize kazandırdığımız asırlık eser ve hizmetlerin altyapısı üzerinde Türkiye’yi dünyanın siyasi ve ekonomik olarak en güçlü devletleri arasına sokmakta kararlıyız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’de bizden başka çeyrek, yarım asır sonrasına ışık tutan, vizyon inşası peşinde koşan, bunun hedeflerini, programlarını, projelerini çalışan kimse göremezsiniz. Ne için? Çünkü biz bu millete aşığız, çünkü biz bu ülkeyi seviyoruz, çünkü biz bu millete ve ülkeye hizmet etmeyi en büyük beşeri rütbe olarak görüyoruz. Bunun için de gece gündüz çalışıyoruz, mücadele ediyoruz” dedi.
“ÜLKEMİZİN VE MİLLETİMİZİN HAYALLERİNİ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRMEYE TALİBİZ”
Emeklerin ve fedakârlıkların karşılığının hep birlikte alınacağı bir döneme girildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Vesayetle mücadelemizi bugünler için yaptık. PKK’dan FETÖ’ye terör örgütleriyle mücadelemizi bugünler için yürüttük. Darbecilere karşı göğsümüzü bugünler için siper ettik. Uluslararası kumpaslara, tuzaklara, saldırılara karşı mücadelemizi bugünler için verdik. Eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, ulaşımdan enerjiye, ülkemizin tüm altyapısını bugünler için kurduk. Ülkemizin siyasi, ekonomik, sosyal, diplomatik gücünü bugünler için tahkim ettik. İnsanlarımızı her alanda bugünler için hazırladık. Eğitimde eğer bugün 81 vilayetimizin tamamında üniversitemiz varsa boşuna değil. Göreve geldik 76 üniversite vardı ama şimdi 208 üniversitemiz var. Üniversitemizin olmadığı il yok. Sağlıkta 19 şehir hastanemiz var. Eğitim araştırma hastanemizin olmadığı il, ilçe yok. Bu bir şeyi gösteriyor. Bu kadro milletine âşık. Biz, ‘Aşk ile koşan yorulmaz’ diyerek bu yolda yürüdük. Dünyanın kriz üstüne kriz yaşadığı bir dönemde, ülkemiz hedeflerine kararlılıkla yürüyorsa işte bu sayededir. Aşkımızdan. Dertliyiz biz dertli. Bu milletin dertlisiyiz.”
Türkiye’nin sadece geçmişi değil aynı zamanda geleceği olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz milletimizin sadece hizmetkârı değil umuduyuz. Biz ülkemizin ve milletimizin hayallerini gerçeğe dönüştürmeye talibiz. Bunun için gereken programları çalışan, projeleri hazırlayan sadece biz varız” dedi.
“TERÖRİSTLERİN HER AN BAŞLARINA BOMBA DÜŞME KÂBUSUYLA İNLERİNDEN ÇIKAMADIĞI BİR TÜRKİYE İNŞA ETTİK”
İnsanların beklentilerine cevap verecek yeni sözleri sadece kendilerinin söylediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “Dikkat ederseniz karşımızdakiler milletimize geleceği değil sadece geçmişi, yani eski Türkiye’yi vadediyorlar. Ülkeyi ileri götürmek için bir derdi olmayanlar, yapılanları yıkma, başarılanları boşa çıkarma dışında bir çaba sergilemiyorlar. Siyasi istikrar, güçlü iktidar, etkin hizmet peşinde koşmak yerine koalisyonların, krizlerin ve kaosların güzellemesini yapıyorlar. Şimdi buradan sizlere elinizi vicdanınıza koyarak, hafızanızı yoklayarak şu karşılaştırmaları yapmanızı istiyorum. Biz her evladımızın ana sınıfından üniversiteye kadar her seviyede istediği eğitimi alabilen bir Türkiye inşa ettik. Onların ‘iyi’ dediği Türkiye, çocuklarımızın üst üste yığılı bir şekilde eğitim almaya çalıştığı, üniversiteye girmenin ayrıcalık olduğu bir Türkiye’ydi. Biz her vatandaşımıza, şehir hastaneleriyle, devlet hastaneleriyle, özel hastaneleriyle en üst seviyede hizmet alacağı bir Türkiye inşa ettik. Onların ‘iyi’ dediği Türkiye, sağlam girenin hasta çıktığı, her tarafı tel tel dökülen, bırakın doktoru bir kutu ilacı bulmanın bile zor olduğu Türkiye’ydi.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçmiş dönemde Savaş Ay’ın programına katıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatırlıyor musunuz? Savaş Ay’ın bir programı vardı. Savaş Ay’ın o programında Bay Kemal, orada yanında kuzu kuzu oturuyordu. Ve Savaş Ay sorduğu soruların cevabını alamıyordu. O zaman Bay Kemal, SSK’nın başındaydı. Ve ne dedi? Suçu hemen o zamanın başbakanına attı. Sen ne işe yarıyorsun? Bak biz de şu anda devlet yönetiyoruz. 19 şehir hastanesi, yüzlerce hastanemiz var” diye konuştu.
Terörle mücadeleye değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz terör örgütleriyle mücadelemizi oluşturduğumuz güvenli bölgelerle sınırlarımızın dışına taşıdık. Teröristlerin her an başlarına bomba düşme kâbusuyla inlerinden çıkamadığı bir Türkiye inşa ettik. Şu anda Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Bestler Dereler’de biz varız. Teröristler kaçıyor, biz kovalıyoruz. Onların ‘iyi’ dediği Türkiye, bir köyden ötekine sağ salim gitmenin dahi zor olduğu bir Türkiye’ydi. Biz ülkemizi baştan başa bölünmüş yollarla, otoyollarla, havalimanlarıyla, hızlı tren hatlarıyla donatarak ulaşımın hızlı, güvenli ve konforlu hâle geldiği bir Türkiye inşa ettik.”
İstanbul-İzmir arasının 6,5 saatten 3 saat 15 dakikaya düştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi Manisa-İzmir Sabuncubeli Tüneli’ni kim yaptı? Eskiden Manisa-İzmir, ne kadar bir mesafeydi ama Sabuncubeli Tüneli’yle bu kadar kısaldı. Onların ‘iyi’ dediği Türkiye, yolların delik deşik olduğu, her gün onlarca insanın kazalarda can verdiği, lojistik sıkıntısının üretimi ve ticareti baltaladığı bir Türkiye’ydi. Biz sanayimizi her alanda kendimizle birlikte tüm dünyaya üretim yapacak seviyeye getiren, diğer pek çok husus gibi kendi otomobilini üretecek kabiliyete kavuşturan bir Türkiye inşa ettik” ifadelerini kullandı.
Bu yılın sonunda yerli otomobilin üretime geçeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Onların ‘iyi’ dediği Türkiye, sanayileşme adına Anıtkabir’in bayrak direğinin ipini üretmekle övünen bir Türkiye’ydi. Biz, savunma sanayimizin dışa bağımlılığını, geldiğimizde yüzde 20 yerliydi ama şimdi yüzde 80 yerli hâle getirdik. İstiklalimizi ve istikbalimizi garanti altına alan bir Türkiye inşa ettik. Şimdi İHA’larımız var, SİHA’larımız var, Akıncılarımız var ve terör örgütlerini bunlarla inlerinde vuruyoruz inlerinde. Bu şimdi teröristleri rahatsız ediyor, Bay Kemal’i de rahatsız ediyor, terör örgütlerini de rahatsız ediyor. Onların ‘iyi’ dediği Türkiye, bırakınız geleceğine güvenle bakmayı, en temel askerî ihtiyaçlarını bile karşılamak için rekabet ettiği ülkelerden medet uman bir Türkiye’ydi.”
Türkiye’nin geçmişte toplu iğneyi bile üretemediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi tüfeklerimiz, elhamdülillah İHA’larımız, SİHA’larımız, Akıncı uçaklarımızı üretiyoruz” ifadesini kullandı.
Deprem ülkesi olan Türkiye’deki yapıların yüzde 60’ını dönüştürerek, insanları daha güvenli evlere kavuşturan bir Türkiye inşa ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremde yıkılan İzmir, Bergama, Bornova’yı aylar içerisinde yeniden inşa ettiklerini anlattı.
“BİZ BU YOLDA DÜNYA BARIŞI İÇİN VARIZ”
Van, Bingöl depremlerinde yerle yeksan olan her yeri yeniden inşa ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kütahya Simav’ı biz inşa ettik mi? Bakın Gölcük’te, Sakarya’da CHP’nin iktidarında maalesef aylar geçti buralar inşa edilemedi. Ama biz geldik bunları da inşa ettik. Onların iyi dediği Türkiye, 1999 depreminde aylarca yıkıntılara dahi ulaşmayı başaramayan bir Türkiye idi. Biz sulamadan modernizasyona, tohumdan gübreye kadar her alanda aldığımız tedbirlerle tarımsal hasıla da Avrupa’da ilk sıraya, dünyada ilk 10’a çıkarmış bir Türkiye inşa ettik. Onların iyi dediği Türkiye verimsiz ve kurak topraklarda sadece kendi ihtiyacını karşılamaya çalışan alternatifini bulanın toprağını terk edip, geçimini başka işlerde aradığı bir Türkiye idi. Biz siyasi diplomatik ve askerî gücüyle dünyanın saygısını kazanmış, bölgesinde kendi çıkarlarını kararlılıkla savunan, kendi vatandaşlarının güveni, dostlarının umudu hâline gelmiş bir Türkiye inşa ettik. İki gün önce neredeydim? Ukrayna’da. Bir hafta önce neredeydim? Soçi’de. Ne için? Dünya barışını tesis edelim diye. Biz bu yolda dünya barışı için varız. Savaş için değil barış için varız ama bu ülkede maalesef savaş için gayret sarf ederler yok mu? Var. Onların da kimler olduğunu gayet iyi biliyoruz. Onlara da gereken dersi Manisa, 2023 Haziran’ında vermeye hazır mı?”
Partisinin ana kademesi, kadın kolları ve gençlere “durmak yok” diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onların iyi dediği Türkiye, kendi sorunlarını çözemediği için bölgesinde ve dünyaya bakamayacak kadar içine kapanmış bir Türkiye idi. Maşallah, şu karşımdaki muhteşem topluluğu görünce ‘Manisa bu işi bitirdi’ diyorum. Cumhur İttifakı olarak 2023 Haziran’ında bu işi bitirmekte kararlı mıyız? El ele, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız hep birlikte Türkiye olacağız” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında muhalefeti de eleştiren ve hangi alana bakılırsa bakılsın kendi inşa ettikleri Türkiye ile “onların” özlemini duyduğu Türkiye arasındaki devasa farkın görülebileceğini vurgulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merhum Özal’ın deyimiyle, çağ atlamış Türkiye ile çağın gerisinde kalmış Türkiye’yi mukayese etmekten dahi aciz olanların bu ülke verecekleri hiçbir şey olamaz. Bizim milletimize sözümüz ve taahhüdümüz var, ülkemizi 2053 vizyonuyla küresel yönetim ve ekonomi sisteminin en üst ligine çıkarmaktır” diye konuştu.
Alandakilere “Yapar mıyız?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Manisa, öyle bir ses verin ki 81 vilayetimizin tamamından duyulsun. Dostlarımızın yürekleri ferahlasın, düşmanlarımızın kalpleri daralsın. Hazır mıyız? Manisa 2023’te tercihini büyük ve güçlü Türkiye’den yana yapmaya hazır mısın? Manisa, evlatlarımıza bırakacağımız en önemli miras olan 2053 vizyonuna sahip çıkacak mısın? Manisa, ülkemize diz çöktürmenin, milletimize boyun eğdirmenin peşinde olanların heveslerini bir kez daha kursaklarında bırakmaya var mısın? Manisa, bu kutlu mücadele de yanımızda mısın? Rabbim hepinizden razı olsun” şeklinde konuştu.
“SON 20 YILDA MANİSA’YA 48 MİLYAR LİRA TUTARINDA YATIRIM YAPTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, herkesin konuşup, yuvarlak laflarla vaatlerde bulunduğuna işaret ederek, kendi farklarının yaptıkları eser, hizmet ve yatırımlarla konuşmaları olduğunu vurguladı.
Sadece Manisa’ya kazandırdıkları eser ve hizmetlerin, Türkiye’nin nereden nereye geldiğini göstermeye yeterli olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Son 20 yılda Manisa’ya bugünün rakamlarıyla ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? 48 milyar lira tutarında yatırım yaptık. Eğitimde toplam 4 bin 922 yeni derslik kazandırdık. Gençlik ve spor da toplam 8 bin 55 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtık. İki stadyum dâhil, farklı branşlarda toplam 84 adet spor tesisi inşa ettik. Sosyal yardımlarda şehrimizdeki ihtiyaç sahiplerine, 5,5 milyar lira tutarında kaynak aktardık. Sağlıkta 25’i hastaneden oluşan toplam 72 adet sağlık tesisinin yapımını tamamladık ve hizmete açtık. Bunlara ilave olarak 400 yataklı Salihli Devlet Hastanemizin, 200 yataklı Manisa Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanemizin, 100 yataklı Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanemizin ihalesi çalışmaları sürüyor. Ayrıca 450 yataklı Akhisar Devlet Hastanemiz ile 50 yataklı Saruhanlı Devlet Hastanemiz de proje safhasındadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevre ve şehircilikte de TOKİ vasıtasıyla Manisa’da 10 bin 366 konut projesini hayata geçirdiklerini, kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında 11 bin 253 bağımsız bölümün yıkımını gerçekleştirip, yeniden inşasını sağladıklarını anlattı. Kentte ayrıca yedi millet bahçesi projesi olduğunu da belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlardan bugün resmî açılışını yaptığımız Gördes ve Soma’daki millet bahçelerimizde birlikte beşini hizmete sunduk” dedi.
Ulaştırmada ise göreve geldiklerinde Manisa’da 81 kilometreden devraldıkları bölünmüş yol uzunluğunu 546 kilometre ilaveyle 627 kilometreye çıkardıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 128 kilometresi de Manisa’dan geçen İstanbul- İzmir Otoyolunu, Sabuncubeli Tüneli- Akhisar Çevre yolunu tamamlayıp hizmetinize sunduk. Yapımı süren Salihli-Alaşehir-Buldan yolunu, Akhisar- Gördes- Köprübaşı-Demirci yolunu, Akhisar Sındırgı yolunu, Kırkağaç Gelenbe yolunu, Bergama- Soma- Akhisar yolunu seneye tamamlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapımı devam eden Ankara-İzmir yüksek hızlı tren projesiyle de Manisa’yı, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere tüm hızlı tren hatlarına bağlayacaklarını sözlerine ekledi.
Tarım ve orman alanında gerçekleştirilen yatırımlara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 20 yılda Manisa’ya 27 baraj ile 11 gölet yaptıklarını inşa edilen sulama tesisleri ile 218 bin dekar tarım arazisinin sulamaya açıldığını, yapımı süren sulama tesisiyle 199 bin dekar tarım arazisini daha sulamaya açacaklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Manisa ve ilçelerinde inşa ettikleri 75 taşkın koruma tesisi ile kent merkezi, 75 yerleşim yeri ile 76 bin dekar araziyi taşkın zararlarından koruduklarını söyledi.
KURU ÜZÜM FİYATI
Manisalı çiftçilere toplam 4 milyar lira tutarında tarımsal destek verildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bugün buraya gelmeden önce bir üzüm bağını ziyaret ettim. Bu vesileyle hasat dönemi gelen her ürün gibi bölgemizin en önemli gelir kaynaklarından olan Sultani çekirdeksiz üzümün alım fiyatını da şimdi sizlerle paylaşmak istiyorum. Alım fiyatlarını hasat döneminin başında ilan etmemizin sebebi, üreticimizin emeğinin hakkını alabilmesini sağlamak, herhangi bir istismara meydan vermemektir. Ülkemize yılda 500 milyon dolarlık ihracat geliri kazandıran 9 numaralı Sultani çekirdeksiz kuru üzümü Toprak Mahsulleri Ofisimiz, yani biz çiftçi kardeşlerimizi mağdur ve mahrum etmeyiz. Yani geçen yıl bu 13 liraydı değil mi? Şimdi bu yıl da Cumhurbaşkanınız, bütün arkadaşlarımızla değerlendirmelerimizi yaptık ve fiyat olarak hem güçlü devlet hem güçlü çiftçi olarak fiyatımızı 27 lira olarak belirledik. Nasıl bereketli mi, elhamdülillah yani sizin bu bereketiniz var ya sizin bu samimiyetiniz var ya sizin bu ihlasınız var ya inşallah üzümlerde ki bereketi de ne yapacaktır, artıracaktır. İnşallah şöyle iki gün içerisinde üzümlerimizi toparlayıp, bir hafta içinde de kurutup hemen yola koyulalım ve ihracatımızı da buna göre yapalım. Ya Allah bismillah diyelim. Kuru üzüm fiyatımızın üreticilerimize, ihracatçılarımıza ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Manisa’da son 20 yılda sanayi ve teknoloji de üç yeni organize sanayi bölgesi, bir teknopark, 30 araştırma ve geliştirme merkezi ile beş tasarım merkezi kurduklarını, sigortalı çalışan sayısını 218 binden 437 bin seviyesine yükselttiklerini kaydetti.
RESMÎ AÇILIŞI YAPILAN ESER VE HİZMETLER
Bakanlıklar, kurumlar ve belediyeler tarafından Manisa’ya kazandırılan toplam yatırım tutarının 4 milyar 665 milyar lirayı bulan 207 projenin resmî açılışını gerçekleştireceklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde 506 dersliğe sahip ana sınıfı, ilkokul, ortaokul ve lise binalarını, 700 yataklı pansiyonları, spor salonlarını, üniversitenin hastane ve öğrenci merkezi ek binalarının hizmete sunulacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sporda alanın da yüzme havuzları, spor salonları, gençlik merkezleri, futbol sahaları ve atletizm sahası gibi çok sayıda tesisin hizmete açılacağını da belirterek, sağlıkta Manisa 558 yataklı şehir hastanesinin, 400 yataklı Merkezefendi Devlet Hastanesinin, 75 yataklı Kula Devlet Hastanesinin, 10 yataklı Ahmetli İlçe Hastanesinin ve sağlık evlerinin resmî açılışının yapılacağını hatırlattı.
Şehir Hastanesi ve Merkezefendi Hastanesi’nin salgın döneminde tamamlanarak fiilen hizmete alındığı için salgın sürecinde Manisa halkına önemli katkılar sağladığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam eti: “TOKİ, Yunus Emre’de iki etap hâlinde toplam bin 523 konutu, dükkânları, çevre düzenlemeleri, camileri ve diğer donatıları ile tamamladı. Gördes’te 200 konut, Kırkağaç’ta 234 konut ayrıca çeşitli yerlerde köy evleri ve diğer projelerde TOKİ tarafından inşa edildi. Evet, bu açılışları da buradan yapıyoruz, İller Bankası desteğiyle çeşitli ilçelerimizde tamamlanan yol, içme suyu, çevre düzenlemesi, asfalt ve kanalizasyon projelerini de resmen hizmete açıyoruz. Bunların yanında Kültür ve Turizm, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Ulaştırma ve Altyapı, İçişleri, Tarım ve Orman, Sanayi ve Teknoloji bakanlıklarına ait çok sayıda yatırımında açılışını resmen gerçekleştiriyoruz. Polat Yağcı kardeşimizin desteğiyle inşa edilen iki ayrı camide bugün açılışını yaptırdığımız eserler arasında yer alıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Manisa’da belediyelerin yatırımlarına ilişkin şu bilgileri verdi: “Büyükşehir belediyemizce tamamlanan hizmet binası, otel ve alışveriş merkezi, katı atık, bertaraf ve enerji üretim tesisi. Rekreasyon projesi, cadde ve meydan düzenlemeleri, spor tesisleri gibi çok sayıda yatırımında resmî açılışını buradan yapıyoruz. Gördes, Kırkağaç, Ahmetli, Demirci, Soma, Selendi, Şehzadeler ve Yunus Emre belediyelerimize alt yatırımlar sebebiyle açılışları buradan gerçekleştiriyoruz. Tüm bu yatırımların şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu yatırımları Manisa’ya kazandıran kurumlarımızı, belediyelerimizi ve hayırseverlerimizi tebrik ediyorum. İnşallah daha büyük yatırımlarla Manisa’da olacağız. Şimdi hazır mısınız, şöyle elleri kaldıralım gür seda ile. Tek millet, tek bayrak, tek millet ve tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız ve hep birlikte Türkiye olacağız.”
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, Manisa Valiliğini ziyaret etti.
Manisa programı kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Manisa Büyükşehir Belediyesi yeni hizmet binasının açılış törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindekilerle birlikte kurdele keserek açılışı gerçekleştirdi.
Toplu açılış töreni öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Manisa Şehzadeler ilçesinde üzüm bağı sahibi Hasan Fehmi Tekoğlu ve ailesini ziyaret ederek bağ bozumuna katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’te yaptığı konuşmada, “Teknolojiyi sadece kullanan değil; tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana Şakirpaşa Havalimanı’nda düzenlenen TEKNOFEST 2024’e katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasına Adanalıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos’ta Adana’ya gelerek muhteşem bir projenin açılışını yaptıklarını, Adana ile Mersin’in de gurur kaynağı olan Uluslararası Çukurova Havalimanı’nı tüm bölgenin hizmetine sunduklarını hatırlattı.
Şimdi de dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali için Adana’da olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her yıl milyonlarca vatandaşımızın akın ettiği, gençlerimizin heyecanla beklediği TEKNOFEST Adana’ya hepiniz hoş geldiniz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Adana’nın gençlerin coşkusuyla bir başka güzel olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Gözlerinin ışıltısında aydınlık yarınlarımızın müjdesi olan siz gençlerimizle Adana ve Şakirpaşa bugün çok farklı. Bugün burada sadece millî teknoloji hamlemizin göz kamaştıran ürünleri yok. Burada aynı zamanda Türkiye Yüzyılı’nın mimarı olacak genç yüreklerimiz, parlak zihinlerimiz var. Burada yarının Hezarfen Ahmet Çelebileri, Cezerileri, Ferganileri, Ali Kuşçuları, Aziz Sancarları var. Burada aşkın diliyle, barışın diliyle, ilmin, teknolojinin, bilimin diliyle konuşan, ufku açık yüz binlerce gencimiz var. Sizlerin vasıtasıyla bilime, araştırmaya, teknolojiye, keşfetmeye özellikle meraklı ülkemizin tüm gençlerini bir kez daha sevgiyle selamlıyorum. Kalplerimizi tekrar buluşturan Rabbime hamdediyorum.
Biz, Çukurova Havalimanı’nı açtığımızda birileri Şakirpaşa ile ilgili yoğun bir algı çalışması yürüttüler. Akla, vicdana, siyasi ahlaka sığmayan bir sürü iddiayı gündeme taşıdılar. Peki, ne oldu? İddialarının hiçbir geçerliliğinin olmadığı bugün bir kez daha ortaya çıktı. Şakirpaşa kapandı mı? Şakirpaşa açık mı? Buyurun biz de bugün Şakirpaşa’ya indik. Ve şimdi Şakirpaşa’da bir TEKNOFEST fuarını şu anda gümbür gümbür buradan dünyaya haykırıyoruz. Algı operasyonlarından etkilenip Şakirpaşa ne olacak diye endişelenen Adanalı gençlerimize sesleniyorum, siz, birilerine bakıp da asla endişe etmeyin. Şakirpaşa eskisinden daha mühim, daha hayati görevler icra edecek. Millî teknoloji hamlemizin simgesi olan TEKNOFEST sadece bir başlangıç. İnşallah burayı tarihine, misyonuna ve önemine uygun şekilde çok etkin bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’ün Adana’ya, Türkiye’ye, millete ve özellikle gözleri parlayan gençlere hayırlı, uğurlu olmasını diledi.
Gençlere özgüven aşılayan, umudu ve başarmayı öğreten bu güzide festivalin düzenlenmesinde emeği geçen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfını, sponsorlar ve iştirakçiler ile güvenlik görevlisinden gönüllülere herkesi tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendilerine tek tek teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürü de sizler gibi pırıl pırıl evlatlar yetiştiren, vatanına, milletine, devletine, tüm gücüyle hizmet edecek böyle parlak gençler büyüten anne-babalarımıza ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldıkları yarışmalarda ödül alan tüm gençleri, takımları kutlayarak, şunları ifade etti: “İsmini yaşattığımız eski Adana Valilerinden, Adana nehirlerini ıslahıyla ve tarıma verdiği destekle bilinen Şakir Paşa’yı da rahmetle anıyorum. Yiğidin sevdiği güzel olunca, ömrü arkasından sökülür gidermiş. Öyle demişler sevgili gençler. İşte bizim gönlümüzde de buraların, Çukurova’nın çok ayrı bir yeri var. İlk fetihlerden Kuvayı Millîye’ye ve günümüze kadar devletine, milletine, hakka ve hakikate sahip çıkan Adana’nın kalbimizde farklı bir yeri var. Toroslar’ın çocukları, Çukurova’nın evlatları, Yemen’den Galiçya’ya, Sarıkamış’tan Çanakkale’ye, coğrafyamızın dört bir yanında hilal uğruna, bekamız uğruna ve sevdamız için şehit düştüler. Bugün başı dik, alnı ak, huzur içinde yaşıyorsak, gölge olarak sadece ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesini tanıyorsak, ölümden korkmayan o aziz şehitlerimiz sayesindedir. Bu vesileyle Adana’nın verdiği şehitleri, tüm şehitlerimizle birlikte rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Ruhları şad olsun. Rabbim, hepsinden razı olsun.”
Geleceği inşa etmenin, yarınları hayal etmekle başlayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin teknoloji serüveninin geçmiş yıllarda bugünü düşünerek hayal eden, dert ve ideal sahibi şahsiyetlerin emekleriyle şekillendiğini söyledi.
“SON 22 YILDA ELDE ETTİĞİMİZ HİÇBİR KAZANIM, BİZE ALTIN TEPSİDE SUNULMADI”
Biruni, Uluğ Bey, Cabir bin Hayyan, Harezmi, Piri Reis ve daha nice büyüğün bu uğurda fikir ve yürek teri döktüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil ve Necmettin Erbakan’ın hayallerini gerçekleştirmek pahasına bedeller ödediğini, hayalperestlikle suçlanmaktan şüpheli ölümlere kadar pek çok badireyle karşılaştığını hatırlattı.
Onların inandıkları yolda yürümekten hiçbir zaman vazgeçmediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunu bilmenizi isterim, bugün hepimizi gururlandıran TEKNOFEST’e ulaşmak, buradaki ileri teknoloji ürünlerini yapmak asla kolay değildi. Bilhassa son 22 yılda elde ettiğimiz hiçbir kazanım, bize altın tepside sunulmadı. Zorluklarla karşılaştık, engellerle buluştuk, sabotajlara maruz bırakıldık. İçeriden ve dışarıdan ihanetlere uğradık. Haksızlıkların, çifte standartların her türünü gördük, yaşadık. Neyi başardıysak, bileğimizin gücüyle başardık. Alnımızın teriyle başardık. Yüreğimizi, gerektiğinde canımızı ortaya koyarak başardık. Dün bize parasıyla, savunma sanayii teknolojisi ürünü vermeyen ülkelere artık ihracat yapar hâle geldik.”
Kendilerinden öncekilerin zor zamanlarda verdikleri asil mücadeleye dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de onların açtığı yolda sarsılmadan, yıkılmadan cesaretle yürüdük. O mücadele adamlarından büyük ve güçlü Türkiye için canını dişine takanlardan birisi de merhum Özdemir Bayraktar’dı” dedi.
Özdemir Bayraktar’ın insansız hava araçlarında çığır açan bir isim ve millî teknoloji hamlesinin mihmandarlarından olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “BAYKAR’ın bugün hayata geçirdiği pek çok projenin de fikir babasıydı. Kararlıydı, azimliydi, cesurdu. Yılmadı ve yıldırmadan da yoluna devam etti. Kendi ifadesiyle, durumdan vazife çıkaran idealist bir insandı. Bugün İHA ve SİHA’larımız 50’den fazla ülkede Türk savunma sanayini gururla temsil ediyorsa bu başarıda Özdemir ağabeyin çok büyük payı vardır. Kendisine bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun. İnşallah sizler bu mücadeleyi çok daha iyi seviyelere taşıyacaksınız” diye konuştu.
Gençlerin kendilerinin eksiklerini telafi edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Unutmayın, sizler Türkiye’nin umudusunuz, sizler Türkiye’nin istikbali, Türkiye’nin aydınlık yarınlarısınız. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak sizlerden isteğim hayallerinizin peşinden gitmeyi asla bırakmamanızdır. Karşılaştığınız zorluklara aldırmadan sabırla, inançla hedeflerinize doğru yürümekten asla vazgeçmeyin. ‘Yapamazsınız, başaramazsınız’ diyen zihni köleleştirilmiş, iradesi esir alınmış felaket tellallarına kulak asmayın. Unutmayın sabır acıdır, zordur, çetindir ama meyvesi daima tatlıdır. İnancın ve azmin elinden Allah’ın izniyle hiçbir şey kurtulamaz. Sevgili gençler, tüm bunları şu gerçeğin farkında olarak söylüyorum, Türkiye artık eski Türkiye değil, Türkiye 22 yıl öncesinin Türkiye’si asla değil. Ekonomide, savunmada, eğitimde, teknoloji altyapısında 22 yıl öncesi ile kıyas dahi edilemeyecek bir Türkiye’de yaşıyoruz, yaşıyorsunuz.”
“İNSANSIZ HAVA ARAÇLARINDA DÜNYANIN İLK ÜÇ ÜLKESİ ARASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 22 yılda gençlerle hayalleri arasına girebilecek birçok engeli kaldırdıklarını belirterek, “Millî gelirde tarihimizde ilk kez 1,1 trilyon dolar sınırını aştık, nereden nereye. Savunma sanayinde yerli ve millî üretimin payını yüzde 80’lere çıkardık. İnsansız hava araçlarında dünyanın ilk üç ülkesi arasındayız” bilgisini verdi.
Araştırma Geliştirme Merkezi sayısını da sıfırdan 1328’e çıkarttıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Buralarda 66 bin 250 projeyi tamamladık, 14 bin 634 proje ise devam ediyor. 22 yıl önce sadece 2 teknopark vardı, bugün 104 teknoparkımız var. Tasarım merkezimiz yokken bugün 332 tane tasarım merkezine sahibiz. Buralarda da 13 bin 101 proje tamamlandı, 2 bin 262 proje devam ediyor. Daha bunlar gibi saymaya kalksak saatler alacak güçlü bir altyapıyı son 22 yıl içerisinde ülkemize kazandırdık.”
Merkezinde gençlerin olduğu 21. yüzyıl Türkiye’sini ilim ve teknolojiyle inşa etmenin gayreti içerisinde olduklarını da vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni, büyük ve güçlü Türkiye’yi yansıtan en önemli tablonun bu sene 10’uncusu düzenlenen TEKNOFEST olduğunu söyledi.
Her geçen yıl katılımcı sayısı artan, ziyaretçi rekorları kıran TEKNOFEST’in geniş yelpazedeki yarışmalarıyla teknoloji ekosistemine ışık tuttuğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TEKNOFEST dışa bağımlılığın, montajcılığın, başkalarına muhtaç yaşamanın ülkemizin kaderi olmadığını bizlere çok net bir biçimde gösteriyor. TEKNOFEST, unutmayın gençler, bir gençlik destanıdır, TEKNOFEST bir teknoloji devrimidir. TEKNOFEST, bereketli Anadolu topraklarında filizlenen idealist gençlerin güçlü sesidir” diye konuştu.
2018’den bu yana TEKNOFEST’in dalga dalga büyüdüğüne hep beraber şahitlik ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2018’de, 14 farklı kategoride toplam 4 bin 333 takım ve 20 bin yarışmacıyla başlamıştık. Geçen sene İstanbul, Ankara ve İzmir’de 41 farklı kategoride 333 binden fazla takım, 1 milyondan fazla yarışmacıyla, 4,5 milyon ziyaretçiye ulaştık, Allah’a hamdolsun. TEKNOFEST Adana’ya ise 50 farklı kategoride, 790 binden fazla takım, 1 milyon 650 binden fazla yarışmacı başvurdu. Ziyaretçi bakımından da yeni bir rekora imza atacağımıza inanıyorum. Adana ve Mersin başta olmak üzere Akdeniz bölgesindeki tüm gençlerimizi, tüm çocuklarımızı, Şakirpaşa’ya davet ediyorum.”
“GERİLİM, ÇATIŞMA VE SAVAŞLAR COĞRAFYAMIZI İÇTEN İÇE ÇÖKERTİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede son yılların en sancılı günleri yaşandığına işaret ederek, “Gerilim, çatışma ve savaşlar coğrafyamızı içten içe çökertiyor. Gazze ve Lübnan’daki katliamları millet olarak, insanlık olarak içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz” dedi.
Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları başlayalı neredeyse bir yıl olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çoğu çocuk ve kadın 50 bin kişinin vahşice siyonist İsrail tarafından katledildiğini söyledi.
Saldırılarda 100 bine yakın insanın da yaralandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Şehirler birer enkaz yığınına döndü. İsrail, Hamas bahanesiyle önce Gazze’yi işgal etti, şimdi de Hizbullah bahanesiyle Lübnan’da kan döküyor. Filistin’in seçilmiş son başbakanı İsmail Heniyye’yi Tahran’da şehit ettikten sonra, geçtiğimiz günlerde de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı katlettiler. İsrail saldırılarında can veren Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.”
“GAZZE, BATI ŞERİA VE LÜBNAN İLE SINIRLI KALMAYACAK SİNSİ BİR PLAN UYGULAMAYA KONULMUŞTUR”
Uluslararası hukukun tamamen rafa kaldırılmış durumda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgede ateşkese, barışa ve huzura her yaklaşıldığında, İsrail hükümeti bu süreci dinamitleyecek bir provokasyona imza atıyor. Ateşi tüm bölgeye yaymak, coğrafyamızı kana ve gözyaşına boğmak için her yola başvuruyorlar” ifadesini kullandı.
İsrail’in, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’i “istenmeyen kişi” ilan etmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Utanmadan, sıkılmadan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’e, özellikle kalkıyor ‘Birleşmiş Milletler’e gelemez’ diye meydan okuyor. Şu hâle bak, şimdi 196 ülke, herhalde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine sahip çıkacaktır. Sen kim oluyorsun da burada Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne yönelik, Birleşmiş Milletler’e gelemeyeceğine dair ferman gönderiyorsun? Kundaktaki bebekleri dahi öldürmekten zevk alan bir cinnet hâliyle karşı karşıyayız. Tüm bu gerçeklere rağmen ne yazık ki Batılı güçler, bu katliam şebekesine silah, mühimmat, istihbarat ve diplomatik destek vermeyi sürdürüyor. Gazze’ye ve Lübnan’a yağan binlerce tonluk bombaların nereden geldiği, nerede üretildiği, kimler tarafından tedarik edildiği bellidir. Kimse kusura bakmasın ama dökülen her damla kana bombaları atanlar kadar o bombaları temin edenler de aynı derece ortaktır. Burada şunu çok açık ifade etmek durumundayım, bölgemizde sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan ile sınırlı kalmayacak sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Bu planın nihai hedefinin neresi olduğunu görmek ve anlamak için kâhin olmaya gerek yoktur.”
“İSRAİL YÖNETİMİ YAPTIĞI HER AÇIKLAMAYLA ASIL NİYETLERİNİ ORTAYA KOYUYOR”
Tarih bilen, dinler tarihi bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkesin meselenin Kudüs, Mescid-i Aksa ve “vadedilmiş topraklar” hezeyanı ile bağlantısını kolayca idrak edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz hepimiz arz-ı mevudun ne olduğunu gayet iyi biliriz. Vaat edilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliriz. 30 kilometre mesafede adeta Türkiye’ye meydan okuma yarışına giriyorlar. Bunları biz gayet iyi biliriz. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklamayla, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor” dedi.
Türkiye’nin sahadaki gelişmeleri anbean takip ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin komşular ve bölgedeki tüm kardeş ülkelerle işbirliğini ileriye taşıdığını ifade etti.
Zalimler karşısında insanlık cephesini güçlendirmenin gayretinde olduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Savunma sanayii alanında dışa bağımlılığımızı en aza indirmeye çalışıyor, yerli ve millî üretimi çok güçlü biçimde destekliyoruz. Devlet destekli siber saldırılara ve dijital terör eylemlerine karşı mukavemetimizi sürekli güçlendiriyoruz. Elektronik harp ve millî yazılım konusu zaten gündemimizin üst sırasında yer alıyor. Teknolojiyi sadece kullanan değil tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Tanktan zırhlı araçlara, savaş gemisinden denizaltına, uçaktan helikoptere, silahlı ve silahsız insansız hava araçlarından hava savunma sistemlerine kadar çok geniş bir alanda hamdolsun son derece güçlüyüz. İnşallah çok daha iyi yerlerde olacağız. TB2’lerle yakaladığımız, Akıncı ile sürdürdüğümüz ivmeyi savaş uçağımız Kızıl Elma ile çok farklı bir seviyeye taşıyacağız. Şu hakikati lütfen aklınızdan çıkarmayın, Adanalı kardeşlerim ‘Elle gelen öğün olmaz o da arasan bulunmaz.’ atasözünü çok iyi bilir. Biz de savunma sanayii alanı başta olmak üzere dışa bağımlılığın acısını çok iyi bilen bir ülkeyiz. Bize takılan çelmeleri, müttefiklerimizin uyguladığı gizli-açık ambargoları unutmadık.”
Teknolojinin sadece kalkınma ve refah değil bağımsızlık, güvenlik ve egemenlik manasına da geldiğini defalarca tecrübe ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bayraktar’la, ANKA’yla, Akıncı’yla, Aksungur’la, Kızılelma’yla, Atak’la, Hürkuş’la, Hürjet’le, Gökbey’le, Kaan’la, Anadolu’yla, Altay’la ve ülkemizin caydırıcılığını artıran daha nice savunma kabiliyetlerimizle iftihar etmenin sebebi işte budur” dedi.
Türkiye’nin her zaman sulhu sükûnun tarafında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bunları da savaş heveslisi olduğumuz için değil, vatanımızı ve vatandaşlarımızı kem gözlerden layıkıyla korumak için yapıyoruz. Bölgemizin içinde bulunduğu cinnet hâli karşısında bugüne kadar olduğu gibi yine mazlumların yanında, adaletin safında yer alacağız” ifadesini kullandı.
“Coğrafyamızın yeni bir Sykes-Picot taksimiyle tekrar lime lime edilmesine göz yummayacağız.” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hedefleri yakalamada en büyük güç kaynağının gençler olduğunu söyledi. “Yerli ve millî olsun” diyerek çırpınan gençler oldukça vatanın daima güvende olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mavi Vatan’da, Gök Vatan’da sizlerin sesi, sizlerin nefesi her daim duyulacak. Size güveniyor, inanıyor ve hepinizle iftihar ediyorum. Sizlerle yol yürümekten, sizlere yoldaşlık etmekten onur duyuyorum. ‘Ülkem, milletim, insanlık için ne yapabilirim’ diye gayret eden, düşünen ve hayallerinin peşinden ayrılmayan siz gençleri yetiştiren ailelerinize de teşekkür ediyorum” dedi.
TEKNOFEST logolu montla platforma çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, festival paydaşlarıyla fotoğraf çektirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra TEKNOFEST Girişim Yarışması’nda dereceye giren gençlere ödüllerini verdi. TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra T3 Vakfı Yönetim Kurulu ile TEKNOFEST pozu vererek fotoğraf çektirdi.
“Filistin Devleti’nin tanınması büyük önem ifade ediyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb ile düzenledikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Barışı ve güvenliği sağlamakla görevli uluslararası teşkilatların etkisiz kaldığı bu ortamda Filistin Devleti’nin tanınması, daha büyük anlam ve önem ifade ediyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Finlandiya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yaptıkları görüşmelerde Gazze ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırganlığının da gündemlerinin odağında yer aldığını belirterek şunları söyledi: “İsrail’in katliamlarıyla ilgili tavrımızı hem Birleşmiş Milletlerde hem de bugün Meclisimizde açık yüreklilikle dile getirdim. İsrail’in hakka, hukuka aykırı işgal ve ilhak arayışına karşı tavrımız, tüm devletlerin ve uluslararası kuruluşların asli görevidir.”
“HÂLÂ BUNU YAPMAYAN ÜLKELERE FİLİSTİN DEVLETİ’Nİ TANIMA ÇAĞRIMIZI TEKRARLIYORUZ”
“Buradan bir kez daha Gazze’de acil kalıcı ateşkesin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması çağrımızı tekrarlıyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Lübnan halkının ve hükûmetinin de bu süreçte yanında olmamız gerekiyor. Güvenlik Konseyi başta olmak üzere barışı ve güvenliği sağlamakla görevli uluslararası teşkilatların etkisiz kaldığı bu ortamda Filistin Devleti’nin tanınması, daha büyük anlam ve önem ifade ediyor. 7 Ekim’den bu yana dokuz ülke Filistin Devleti’ni tanımıştır. Hâlâ bunu yapmayan ülkelere Filistin Devleti’ni tanıma çağrımızı tekrarlıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, “Birleşmiş Milletler nezdinde Türkiye ve Finlandiya öncülüğünde oluşturulan Arabuluculuk Dostları Grubu, bölgedeki çatışmaların sonlandırılabilmesi adına bir inisiyatif başlatabilir mi?” şeklindeki sorusu üzerine Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb ile bunları da görüştüklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müşterek atılabilecek adımlar konusunda, her iki ülkenin de ara buluculuk noktasında ne denli başarılı olabileceğini zamanın göstereceğini ifade etti.
İsrail’in ara buluculuğa yaklaşması veya kabulünün söz konusu olmadığının görüldüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atılacak adımlarla, temennim odur ki, bakanlarımızın yapacağı ön çalışmalarla böyle bir netice alabilirsek bu netice üzerinden inşallah, bu ara buluculuk çalışmalarına devam ederiz” değerlendirmesini yaptı.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb da görüşmede Orta Doğu’da devam etmekte olan çatışmalar konusunun da ele alındığını belirterek, “İsrail’in kendisini savunma ve koruma hakkı olduğunu kabul ederken, kendi güvenliğini sağlama hakkı olduğunu kabul ederken, aynı zamanda İsrail’in uluslararası hukuka uyması gerektiğini de düşünüyoruz. Çünkü yaşanan insanlık trajedisi Gazze’de çok fazla. Şimdi de Lübnan’da aynı şeyi görmeye başladık. Dolayısıyla biz de Finlandiya olarak acil bir ateşkes çağrısında bulunduk Lübnan’da. Saldırıların durması çağrısında bulunduk. Biz de iki devletli bir çözümden yanayız. Bunu sağlayacak siyasi süreci destekliyoruz. Şu anda devam etmekte olan bu iki savaş yani hem Filistin’de hem Lübnan’da yaşananlar belki de barışla sonuçlanacak, barışçıl bir çözüme ulaşılacak ama henüz bu noktadan çok uzaktayız diyebilirim.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Finlandiya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Alexander Stubb ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Finlandiya bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM 28. Dönem 3. Yasama Yılı açılışında yaptığı konuşmada, “Kovid-19 salgınıyla başlayan, bölgemizdeki savaşlarla devam eden, asrın felaketinin de etkisiyle sarsılan makro dengeleri hızla iyileştiriyoruz. Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla kaliteli büyütme stratejimizi uygulamaya devam edeceğiz” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 28. Dönem 3. Yasama Yılı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın genel kurulda yaptığı konuşma ile başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
“Asrın felaketi olan 6 Şubat depremlerine ve bölgemizdeki sıcak çatışmalara rağmen, ekonomide belirlediğimiz hedeflerimize kararlılıkla ilerliyoruz. 14-28 Mayıs seçimleri sonrasında uygulamaya başladığımız istikrar ve reform programımız meyvelerini veriyor. Ekonomi programımızda, Meclisimizin de desteği ile son bir yılda önemli mesafe kat ettik. Geçen yıl gündemimizin üst sıralarında yer alan birçok meseleyi geride bıraktık ve bırakıyoruz.
Burada fikir vermesi açısından bazı rakamları sizlerle kısaca paylaşmak istiyorum. Merkez Bankamızın geçen sene Mayısta 98,5 milyar dolar olan brüt rezervleri, bugün 156 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Bugün şunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliyoruz. Hamdolsun Türkiye’nin artık rezerv meselesi yoktur.
“KRONİK SORUNUMUZ OLAN CARİ AÇIĞI SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR DÜZEYE ÇEKTİK”
Bir diğer kronik sorunumuz olan cari açığı sürdürülebilir bir düzeye çektik. Geçen yıl 57 milyar dolar olan cari açık, gayretlerimiz neticesinde, Temmuzda 20 milyar doların altına indi.
2023’te ihracatımız 256 milyar dolarla rekor kırdı. İhracattaki güçlü performansımız 2024’te de devam ediyor. Yıllık ihracat ağustosta 262 milyar dolarla tarihimizin zirvesine çıktı.
Turizmde, 2023 yılını rekor ziyaretçi sayısı ve geliriyle kapattık. Bu sene 60 milyon turist sayısı, 60 milyar dolar turizm geliri hedefliyoruz; inşallah bu hedefimizi de tutturacağız. Son bir yılda 1 milyon 105 bin ilave istihdam imkânı oluşturduk.
Millî gelirimiz 1 trilyon dolar sınırını geçerek 1 trilyon 119 milyar dolara ulaştı. Böylece, millî gelirde çok kritik bir psikolojik eşiği aşmayı başardık.
2024 yılında kredi notu üç büyük kuruluş tarafından artırılan tek ülke Türkiye oldu. Ekonomimizin temel göstergelerindeki iyileşmeye bağlı olarak ülkemizin risk primi de düşüyor. Bankacılık ve reel sektörümüzün dış borç çevirme oranları yükseldi. Türkiye’yi, daha çok siyasi sebeplerle alındığı gri listeden de çıkardık.
Yine bu süreçte, 6 Şubat depremlerinin Türk ekonomisine getirdiği 104 milyar dolarlık ilave faturaya rağmen mali disiplinden taviz vermedik.
‘Kim ne vaat ediyorsa benden beş fazlası’ siyasetinin seçim meydanlarını esir aldığı 31 Mart sürecinde popülizme asla tevessül etmedik.
Kararlı duruşumuz sayesinde, hamdolsun, enflasyonda kalıcı düşüş trendine girmiş bulunuyoruz. Son üç ayda yıllık enflasyon 23,5 puan geriledi. Gıda enflasyonu da dört yıl sonra ilk kez aylık bazda negatife döndü. Önümüzdeki aylarda enflasyondaki düşüş devam edecek ve milletimiz bu düşüşü çarşıda, pazarda, alışveriş sepetinde, mutfağında daha fazla hissedecek.
Her zaman söylüyorum, bizim bir tane gündemimiz var; o da vatandaşımızın refahını ve alım gücünü kalıcı biçimde artırmaktır. Ne yapıyorsak sadece bunun için yapıyoruz. Hangi özveride bulunuyorsak bunun için bulunuyoruz. Yakın çevremiz istikrara kavuştukça inşallah biz de rahatlayacak, çok daha iyi yerlere geleceğiz.
“ASRIN FELAKETİNİN DE ETKİSİYLE SARSILAN MAKRO DENGELERİ HIZLA İYİLEŞTİRİYORUZ”
Şu hususu büyük bir memnuniyetle vurgulamak isterim, Kovid-19 salgınıyla başlayan, bölgemizdeki savaşlarla devam eden, asrın felaketinin de etkisiyle sarsılan makro dengeleri hızla iyileştiriyoruz. Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla kaliteli büyütme stratejimizi uygulamaya devam edeceğiz.
Her fırsatta ifade ettiğim gibi, ekonomi programımıza katkı sunacak her türlü öneriye açığız. Ancak uyguladığımız programa olan inancı zayıflatmaya dönük söylemleri tasvip etmiyoruz. Kabul edelim ki eleştiri ayrıdır, ekonomik tetikçilik ayrıdır. Türkiye’ye kaybettirerek siyaset yapılmaz, millete faydalı olunmaz. Türkiye’nin ve 85 milyon vatandaşımızın menfaati söz konusu olduğunda siyasi rekabeti bir tarafa bırakmamız gerekiyor. Meclisimizden ve siz saygıdeğer milletvekillerimizden bu konuda azami hassasiyet bekliyor, desteğiniz için şimdiden her birinize teşekkür ediyorum. Deprem bölgemizin süratle ayağa kaldırılmasının gündemimizin ilk sırasında olmayı sürdüreceğini burada tekraren ifade etmek istiyorum. Şartlar ne olursa olsun 6 Şubat gecesi yuvası yıkılan, düzeni bozulan, yakınlarını kaybeden depremzede kardeşlerimizin yanında olacak, yaralarını saracak, inşallah güvenli yuvalarını peyderpey teslim edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi ile ilgili açıklamalarının ardından, Filistin ve Lübnan’da yaşanan gelişmelerle ilgili olarak şunları söyledi:
“İsrail’in Filistin’de, Gazze’de yaklaşık 1 yıldır yürüttüğü terör ve soykırım, bugünlerde maalesef Lübnan’a uzandı. Dün işgal güçleri, Lübnan topraklarına karadan girdiğini duyurdu. İsrail, bir yandan Gazze’de soykırım yaparken, bir yandan Lübnan’a terör saldırıları yaparken, aynı anda bölge ülkelerini de kendi ateşine çekmek için her yola başvuruyor, her türlü provokasyonu deniyor.
Burada iki hususun altını çizmek mecburiyetindeyim; ne yazık ki, bütün bölgeyi ateşe atmayı amaçlayan, Gazze’de, 17 bini çocuk olmak üzere 42 bin insanı katleden, şimdi de Lübnan’da katliama başlayan İsrail, dünyadan gerekli ve yeterli tepkiyi almamaktadır. Bunu, geçen hafta, İsrail saldırganlığının önüne geçmesi gereken Birleşmiş Milletlerin Genel Kurulu’nda da açık ve net şekilde ifade ettim.
“GAZZE, 42 BİN MASUM İNSANIN KATLEDİLDİĞİ BÜYÜK BİR ‘İMHA KAMPINA’ DÖNÜŞMÜŞTÜR”
İsrail devleti, Netanyahu isimli bir Hitler özentisinin idaresinde, sadece son 51 haftada insanlığa karşı tüm suçları pervasızca işlemiştir. Soykırım, katliam, ırkçılık, ayrımcılık, taciz, tecavüz, işkence, etnik temizlik, gazeteci öldürme, ifade özgürlüğünü yok etme, ibadethaneleri, hastaneleri, okulları bombalama dâhil insanlığa karşı işlenebilecek ne kadar suç varsa tamamı defalarca işlenmiştir.
Gözünü kin ve nefret bürümüş bir cinayet şebekesinin elinde Gazze, 42 bin masum insanın katledildiği büyük bir “imha kampına” dönüşmüştür.
Tüm insanlık adına utanç verici bu tabloya rağmen, bazı ülkeler İsrail’e destek vermeye, finansal veya askerî destek sağlamaya devam ediyor. Diğer bazı ülkeler de susmak suretiyle bu insanlık suçuna, bu vahşete maalesef ortak oluyor.
Bu önemli günde şunu bir kez daha açık açık söylemek isterim; ne yaparsa yapsın İsrail er ya da geç durdurulacak. Kendini dev aynasında gören Hitler nasıl durdurulduysa Netanyahu da aynı şekilde durdurulacak. Evlatlarının beyaz kefenlerine sarılan anaların, babaların ahı, bu zalimleri rezil rüsva edecek. Ancak, sadece İsrail’in değil, bugün Batı’dakiler başta olmak üzere devletlerin alnına yapışan o kara leke asırlar boyunca unutulmayacak. Özellikle İslam dünyasının, halkları Müslüman olan yöneticilerin, İsrail’in Filistinlilerden ziyade Müslümanlara yönelik bu terörüne sessiz kalmaları, bir ayıp olarak, bir utanç vesikası olarak asırlarca silinmeden kalacak.
“TÜRKİYE OLARAK HAKKI CESARETLE SÖYLEMEYE, ZALİMLER KARŞISINDA DİMDİK DURMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Bakınız, bugün yüreğim yanarak, içim kan ağlayarak söylüyorum. İsrail’in Gazze halkına yönelik soykırımı başlayalı tam 360 gün oldu. 42 bin kardeşimiz kameralar önünde canlı yayınlarda alçakça şehit edildi. Annelere enkaz altında kalan ciğerparelerinin parçalarını toplattılar. İnsana ve insanlığa dair ne kadar değer varsa hepsini çiğnediler, hepsini ayaklar altına aldılar. Sadece camileri değil, asırlık kiliseleri de bombalarla enkaz yığınına çevirdiler.
Ancak bu süreçte ne uluslararası kuruluşlar ne insan hakları örgütleri ne de 2 milyar Müslümanı temsil eden devletler bir araya gelip, bir ortak tepki göstermedi. Tam 360 gündür bırakınız İsrail’i caydırmayı, bırakınız İsrail’i durdurmayı, müşterek bir tavır dahi sergilenmedi. Hamas’ın defalarca kabul ettiğini açıkladığı ateşkese İsrail’i icbar edecek zorlayıcı hiçbir adım atılmadı.
Oysa herkes biliyor ki, ses çıkartılmadıkça İsrail işgal, istila ve katliam politikasını pervasızca devam ettirecek. Susmak, vahşeti görmezden, duymazdan gelmek hiç kimseyi, hiçbirimizi, bölgedeki hiçbir ülkeyi bu soykırım şebekesinin saldırganlığından kurtaramayacak. Bu tembelliğin, bu ataletin, bu tepkisizliğin, duygusuzluğun sona ermesi için Türkiye olarak hakkı cesaretle söylemeye, hakkı savunmaya, zalimler karşısında dimdik durmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 28. Dönem 3. Yasama Yılı Açılış Toplantısı’na katıldı.
TBMM’ye gelişinde, TBMM Başkanvekili Celal Adan tarafından resmî törenle karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören kıtasını selamladıktan sonra Genel Kurul Salonu’na geçti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.