Connect with us

Dünya

“Türkiye olarak hem içeride hem dışarıda güçlü bir duruş sergiliyoruz”

Avatar

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Dünya, ekonomik krizden savaşlara ve siyasi çalkantılara kadar pek çok sorunla boğuşurken, Türkiye olarak hem içeride hem dışarıda güçlü bir duruş sergiliyoruz. Küresel krizleri önceden görüp gereken tedbirleri alma, mekanizmaları oluşturma, dayanıklılığımızı tahkim konusunda artık herkesin takdir ettiği birikime ve dirayete sahibiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Son Kabine toplantımızdan bu yana geçen üç haftalık sürede, ülkemiz ve milletimiz için eser ve hizmet üretmeye kesintisiz devam ettik.

Yeni eğitim-öğretim yılının açılışını İstanbul Sancaktepe’de öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve velilerimizle birlikte gerçekleştirdik. Bu vesileyle, eğitimde 20 yılda ülkemize kazandırdığımız hizmetleri tekrar hatırlama imkânı bulduk. Gençlerimizle bugünün ve geleceğin dünyasına dair kısa bir ufuk turu yaparak kendileriyle ‘oku, düşün, uygula, neticelendir’ prensibimizi bir kez daha paylaştık. Öğretmen atamalarından derslik sayına, altyapıdan teknolojiye kadar eğitime verdiğimiz önceliğin neticelerini görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Ülkemizin 81 vilayetinde ve ilçelerinde insanlarımızı ev sahibi yapmak için yürüttüğümüz konut projelerini yeni bir kampanyayla taçlandırma müjdesinin ayrıntılarını 13 Eylül’de kamuoyuna açıkladık. Adını ‘İlk Evim, İlk İş Yerim’ olarak koyduğumuz bu kampanya, toplamda 500 bin sosyal konutu, 250 bin konut arsasını ve 50 bin iş yerini kapsıyor. Kampanyanın ilk etabında 250 bin konutu, 100 bin konut arsasını ve 10 bin iş yerini 2 yıl içinde bitirerek hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz. Talep toplama süreci önümüzdeki ay sonuna kadar devam edecek projenin, 5 bin konutluk ilk diliminin temelini 25 Ekim’de atıyoruz. Başvuru sayısı şimdiden 5 milyona dayanan bu kampanya, Türkiye’nin bugüne kadar yapılmış en büyük sosyal konut atılımı olacaktır.

Geçtiğimiz 20 yılda 1 milyon 170 bin konutu inşa etmiş bir hükûmet olarak, 2 yıl içinde 250 bin sosyal konutu tamamlayacak, ardından da süratle bunu 500 bine çıkartacak bu projeyi söz verdiğimiz şekilde hayata geçirmekte kararlıyız.

Milletimiz sosyal konut kampanyamıza çok büyük bir teveccüh göstermiştir. Gençlerimize, emeklilerimize, engellilerimize, şehit yakını ve gazilerimize özel kontenjanlar ayırdığımız ‘İlk Evim, İlk İş Yerim’ kampanyasının bir kez daha ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Hükûmetimizle eser ve hizmette yarışamayanların yalan, yanlış ve iftira üzerine kurdukları hezeyanlarıyla ilk günden itibaren kampanyamızı karalamaya çalışmalarını ise üzüntüyle takip ediyoruz. Hep söylediğimiz gibi, biz 20 yıldır eser ve hizmette yarışacağımız bir muhalefetin özlemini seçtik, görünüşe göre uzunca bir süre daha aynı arayışı sürdüreceğiz.

“ÖĞRENCİLERİMİZİN YURT TALEPLERİNİ KARŞILAYACAK YENİ ADIMLARI DEVREYE ALIYORUZ”

Üniversitelerimizin açılmaya başlamasıyla öğrencilerimizin yurt taleplerini karşılayacak yeni adımları da devreye alıyoruz. Yurt kapasitemizi 182 bin yataktan 850 bin yatağa çıkartarak hiçbir gencimizin barınma sorunu yüzünden eğitiminden mahrum kalmamasını sağlamanın gayreti içindeyiz. Geçmişte başvuran öğrencilerimizin çok cüzi bir kısmını yurda yerleştirebilirken, biz bunu yüzde 90’lar seviyesine çıkardık. Bu anlayışla 14 Eylül’de 105 yeni yurt binamızın daha açılışını yaptık. Artan kapasite sayesinde ilk yerleştirmede dahi yüzde 80’lik bir talep karşılama oranını yakaladık, inşallah bu oran zaman daha da artacaktır. Bugün Türkiye’nin yükseköğrenim yurdu kapasitesi, Avrupa ülkelerinin çoğunun toplamından daha fazladır. Dolayısıyla öğrencilerimizin barınma sorunlarını siyasi istismar aracı hâline getirmek isteyenlerin dünyadan da, Türkiye’den de haberleri olmadığı açıktır.

Aynı şekilde kredi ve burs konusunda da Türkiye, dünyanın en ileri sosyal devlet uygulamasına sahip ülkesidir. Başvuran her öğrencimiz kredi, şartları tutan her öğrencimiz burs alabilmektedir. Müjdesini daha önce paylaştığımız kredi ödemelerinin sadece anapara üzerinden yapılabilmesine ve geçmişteki ilave borçların silinmesine ilişkin düzenleme Ekim ayında Meclis gündemine de gelecektir.

Geçmişte her eğitim-öğretim yılı açılışında gerginlik sebebi olan üniversite harçlarını da bildiğiniz gibi biz kaldırdık.

“YÜKSEKÖĞRENİM YURTLARINDA KALAN ÖĞRENCİLERİMİZE VERMİŞ OLDUĞUMUZ BESLENME YARDIMINI GÜNLÜK 60 LİRAYA ÇIKARTIYORUZ”

Bu vesileyle üniversite öğrencilerimize bir de müjde vermek istiyoruz; ek yerleştirmelerin devam ettiği ve fiyatlarını değiştirmediğimiz yükseköğrenim yurtlarımızda kalan öğrencilerimize vermiş olduğumuz beslenme yardımını günlük 25 liradan 60 liraya çıkartıyoruz. Böylece beslenme yardımını 2,5 katlık bir atışla aylık 1800 liraya yükseltiyoruz. Amacımız, üniversite öğrencilerimize yurtlarımızda kaliteli ve doyurucu yemek sunmaya devam etmektir. Yeni beslenme yardımı rakamının gençlerimize hayırlı olmasını diliyorum.

Geçtiğimiz hafta sonu da Sakarya’da önce toplu açılış töreni vesilesiyle vatandaşlarımızla, ardından de seçimlerde ilk defa oy kullanacak gençlerimizle bir araya geldik. Her iki buluşmamızda da oldukça coşku vardı. Özellikle gençlerimizle gerçekleştirdiğimiz buluşmada onların haklarına, özgürlüklerine, geleceklerine sahip çıkma iradelerini 2023’te sandıkta gösterme konusundaki kararlıklarını görmekten memnuniyet duydum.

Birileri sabah-akşam evlatlarımıza sadece umutsuzluk aşılarken, biz istikbalimizin teminatı olarak gördüğümüz gençlerimize güvenmeye, onları her alanda desteklemeye devam ediyoruz.

Pazar günü ise İstanbul Ticaret Odası’nın 140. Kuruluş Yıl Dönümü Ödül Töreni’nde iş dünyamızla bir araya geldik. Bu toplantıda hem İstanbul Ticaret Odamızın ve Oda Başkanımız Sayın Şekib Avdagiç’in çalışmalarını değerlendirme, hem de ekonomi programımızı tekrar hülasa etme fırsatı bulduk.

“İÇ SİYASETTE OLDUĞU GİBİ DIŞ POLİTİKADA DA DAYATMALARI KABUL ETMİYORUZ”

Uluslararası kuruluşlar, küresel ekonominin ve gelişmiş ülkelerin büyüme beklentilerini sürekli aşağı yönlü revize ederken, Türkiye’nin büyüme oranını ise tam tersine sürekli yükseltiyor. Sadece bu bile ülkemizin potansiyelinin ve gücünün büyüklüğünü göstermeye yeterli bir işarettir.

Dünya, ekonomik krizden savaşlara ve siyasi çalkantılara kadar pek çok sorunla boğuşurken, Türkiye olarak hem içeride, hem dışarıda güçlü bir duruş sergiliyoruz. Küresel krizleri önceden görüp gereken tedbirleri alma, mekanizmaları oluşturma, dayanıklılığımızı tahkim konusunda artık herkesin takdir ettiği birikime ve dirayete sahibiz. Son 8-9 yıldır kesintisiz yaşadığımız saldırılar, maruz kaldığımız oyunlar, önümüze kurulan tuzaklar, bizi böyle bir erken uyarı sistemi oluşturmaya ve etkin şekilde çalıştırmaya mecbur bırakmıştır. Bu sayede, salgınla başlayıp Ukrayna-Rusya savaşıyla süren küresel krizler döneminde gelişmiş ülkeler dahi ne yapacaklarını bilemez şekilde savrulurken, biz hedeflerimize doğru yürümeyi sürdürebildik. Asla paniğe ve korkuya kapılmadan, son asrın en büyük sağlık kriziyle mücadelede kendi özgün programımızı oluşturup uyguladık. Rusya-Ukrayna Savaşında her iki tarafla diyalogumuzu sürdürerek, tahıl sevkiyatından esir takasına kadar pek çok diplomatik başarıya imza attık. Şu an itibariyle 5 milyon tonun üzerinde tahıl ihracatını gerçekleştirdik.

Ülkemizi ısrarla bölgesel ve küresel karar alma mekanizmalarının dışında bırakmaya çalışanlara rağmen, her sürecin itibarlı, güvenilir, diyalogları kolaylaştırıcı ve sorunlara çözüm geliştirici başat aktörü olduk. Ülkemizi kendi çıkarlarının bekçisi olarak görenler bu yeni durumdan rahatsız olsa da, biz süreci Türkiye merkezli olarak yönetiyoruz. Hükûmet olarak, iç siyasette olduğu gibi dış politikada da dayatmaları kabul etmiyoruz.

Türkiye’nin kazanımlarını daha ileriye taşımak için üç kıtayı birleştiren stratejik konumumuza mütenasip şekilde farklı bölgesel kuruluşlarla ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Ne Batı için Doğu’ya sırtımızı dönüyor, ne de kuzey ülkeleriyle bağlantılarımızı güçlendirirken, Ortadoğu ve Afrika’yı ihmal ediyoruz. Tıpkı Mevlana Hazretleri’nin pergel metaforunda olduğu gibi, bir ayağımızı ülkemize sabitlerken, diğeriyle de bölgemizden başlayarak tüm dünyayı kuşatıyoruz.

Tarihî, beşeri, kültürel kadim bağlarımız olan Balkanlar’ın güvenlik ve huzurunu kendi ülkemizden ayrı görmüyoruz. Kritik bir dönemde Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan’a yaptığımız ziyaretler hem bu ülkelerle ilişkilerimizin ilerletilmesi, hem de istikrar ortamının korunması açısından faydalı sonuçlar doğurmuştur. Geçtiğimiz günlerde Özbekistan ve Amerika’da yaptığımız temaslar da Türkiye’nin genişleyen dış politika vizyonunu ortaya koymuştur.

Özbekistan Cumhurbaşkanı kardeşim Şevket Mirziyoyev’in daveti üzere katıldığımız Şanghay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nde bu anlayışla oldukça verimli temaslar gerçekleştirdik. Toplamda 3,2 milyar insanın yaşadığı, 20 trilyon dolar millî gelir üreten 2012 yılından bu yana diyalog ortağı olduğumuz Şanghay İşbirliği Teşkilatı’yla ilişkilerimizi çok daha derinleştirmeyi istiyoruz. Bu niyetimizi zirve kapsamında yaptığımız temaslarda muhataplarımıza açıkça ifade ettik.

Zirvede ev sahibi Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Mirziyoyev’in yanı sıra, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev, Pakistan Başbakanı Sayın Şahbaz Şerif, Çin Devlet Başkanı Sayın Şi Cinping, Moğolistan Cumhurbaşkanı Sayın Hürelsüh, Hindistan Başbakanı Sayın Modi, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Putin, İran Cumhurbaşkanı Sayın Reisi ile bir araya geldik. Bu liderlerle hem ikili münasebetlerimizi tüm yönleriyle ele aldık, hem de bölgesel meseleler konusunda görüş alışverişinde bulunduk.

Şanghay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin ardından Birleşmiş Milletler 77. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere New York’a geçtik, 13 saatlik bir yolculuktan sonra New York’a ulaştık. Kovid salgını sebebiyle 2 yıl sonra ilk kez yüz yüze yapılan Genel Kurul görüşmeleri bizim açımızdan son derece yoğun, verimli ve bereketliydi. Amerika’daki vatandaşlarımızdan Türk sivil toplum kuruluş temsilcilerine, farklı kesimlerden insanlarımızla bir araya gelerek hasret giderdik.

Ayrıca, Amerikan Düşünce Kuruluşu temsilcileri, iş çevreleri, müteşebbisler, ülke siyasetinin önde gelen isimleriyle kapsamlı istişareler gerçekleştirdik.

Birleşmiş Milletler bünyesindeki Eğitimin Dönüştürülmesi Zirvesi’nde, Türkiye’de son 20 senede eğitim-öğretimde yaşanan gelişmeleri ve gelecek vizyonumuzu liderlerle paylaştık.

“RUSYA-UKRAYNA ARASINDA BARIŞI TESİS ETMEYE YÖNELİK GAYRETLERİMİZ TAKDİRLE KARŞILANIYOR”

Genel Kurul’a görüşmelerin ilk gününde hitap ettim. Buradaki konuşmamızda Rusya-Ukrayna krizi başta olmak üzere uluslararası barış ve güvenliği ilgilendiren meseleler hakkındaki görüşlerimizi tüm dünyaya tekrar anlattık. Göç krizinden tahıl sevkiyatına kadar pek çok örnekle Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada oynadığı arabulucu role dikkat çektik. Terörle mücadeleden Doğu Akdeniz ve Ege’deki gelişmelere, ekonomik dengesizliklerden Birleşmiş Milletler’in yönetim yapısına uzanan çok geniş bir yelpazede ülkemizin yaklaşımlarını açık yüreklilikle dile getirdik.

Yaptığımız toplantılarda ve ikili temaslarda özellikle Rusya-Ukrayna arasında barışı tesis etmeye yönelik gayretlerimizin takdirle karşılandığını müşahede ettik.

Ziyaretimiz vesilesiyle Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri yanında bazı devlet ve hükûmet başkanlarıyla ikili görüşmeler de gerçekleştirdik. Devlet Başkanı düzeyinde Ürdün Kralı, Libya, Guatemala, Finlandiya, Kırgızistan, Avusturya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Polonya liderleriyle bir araya geldik; Gürcistan, Almanya, İspanya, Japonya, Lübnan ve İngiltere başbakanlarını kabul ettik.

Genel Kurul hitabımızın ardından aynı binada Katar Emiriyle, Kazakistan, Finlandiya ve Güney Kore Cumhuriyeti cumhurbaşkanlarıyla, Bangladeş Başbakanıyla sohbet ettik.

New York’ta, İngiltere, Japonya, İsrail ve Guatemala liderleriyle ilk kez yüz yüze görüşme fırsatı bulmuş olduk.

Ayrıca, Amerikan Kongresi’nin üç ayrı üyesini, FIFA Başkanı’nı ve Dünya Yahudi Kongresi Başkanı’nı kabul ettik.

Açılışını geçen yıl gerçekleştirdiğimiz Birleşmiş Milletler’in tam karşısındaki Türkevi binamız görüşmelerimize ev sahipliği yaptı. Bu sene Birleşmiş Milletler’in yanı sıra Türkevi de küresel diplomasinin kalbinin attığı merkezlerden biri hâline dönüştü.

Muhataplarımızın hemen hepsi savunma sanayi ve enerji başta olmak üzere ülkemizle iş birliğini güçlendirmeye hazır olduklarını söyledi.

Özellikle tahıl koridorunun açılmasıyla yakalanan diplomatik başarının esir takasıyla devam ettirilmesi, ülkemiz adına bir gelişme olmuştur. Türkiye’nin bu konuda gösterdiği gayret ve üstlendiği sorumluluklar, işin zorluğunu bilenlerin gerçekten takdirle karşıladığı seviyedir.

Bu vesileyle, çabalarımıza verdikleri destek için Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin’e, Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Zelenski’ye bir kez daha buradan teşekkür ediyorum.

“YUNAN SİYASETÇİLERİ KIŞKIRTARAK ÜZERİMİZE SALANLARIN ASIL NİYETLERİNİN, BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’NİN İNŞASINI ENGELLEMEK OLDUĞUNU BİLİYORUZ”

Hedefimiz, her iki lideri en kısa sürede bir araya getirerek daha fazla can kaybı ve yıkım olmadan bu savaşı sonlandırmaktır. Biz dünyada savaşları, krizleri, gerilimleri sonlandırmak için samimi gayret ederken, komşumuz Yunanistan’ın her tarafı buram buram tahrik ve provokasyon politikalarını ibretle takip ediyoruz. Hep söylediğim gibi, Yunanistan bizim ne siyasi, ne askerî, ne ekonomik olarak muhatabımız da, dengimiz de değildir, olamaz. Yunan siyasetçileri kışkırtarak üzerimize salanların asıl niyetlerinin, ülkemizin vaktini, enerjisini ve dikkatini dağıtarak büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası programımızı engellemek olduğunu gayet iyi biliyoruz. Ancak bu, hem Yunan siyasetçiler, hem Yunan Devleti, hem Yunan halkı, hem de onları kukla gibi kullananlar bakımından tehlikeli bir oyundur.

Daha geçtiğimiz Ağustos ayında 100. yıl dönümünü kutladığımız zaferlerimizin Yunan halkına ve yöneticilerine ödettiği bedelleri hatırlatmakta fayda görüyorum.

Kısır siyasi hesapları uğruna ülkesini siyasi, askerÎ ve ekonomik olarak işgale uğratan Yunan yöneticiler, bunun hesabını er-geç en başta kendi halkına vermek mecburiyetinde kalacaktır.

Türk askerinin süngüsünün önünden kaçtığı günleri unutturmaya çalışıp, bebekleri, çocukları, kadınları ve yaşlıları hunharca öldürdüğü Tripoliçe Katliamı gibi hadiseleri zafer günü olarak kutlayanlar henüz tarih önünde bunların hesabın vermediler. Aynı zihniyetin bugün Akdeniz’de, Ege’de botlarını batırarak, her şeylerini soyup dışarı atarak ölüme terk ettiği, hatta taammüden katlettiği çocukların ve tüm masumların hesabı da elbet bir gün sorulacaktır.

Birilerinin etekleri altına saklanarak özgürlük de olmaz, kalkınma da olmaz, onurlu duruş da sergilenemez. Yunanistan’ın dört bir yanına yapılan işgal görünümlü yabancı askerî yığınaklar bizi değil, asıl Yunan halkını rahatsız etmektedir.

“NE ASKERÎ YIĞINAKLAR NE SİYASİ VE EKONOMİK DESTEKLER YUNANİSTAN’I BİZİM SEVİYEMİZE ÇIKARMAYA YETMEZ”

Yunanistan’ın gelecek çeyrek asrını ipotek altına alan, bedeli mutlaka ödetilecek ekonomik ve siyasi angajmanlar bizi değil, asıl Yunan halkını tehdit etmektedir.

Türkiye olarak biz bu filmi geçmişte seyrettik, çözdük, o defteri kapattık ve kendimize yeni bir yol çizdik. Şimdi Yunanistan’ın göz göre göre benzer bir felakete sürüklenmesinden bir komşu sıfatıyla samimiyetle üzüntü duyuyoruz. Ne o askerî yığınaklar ne o siyasi ve ekonomik destekler Yunanistan’ı bizim seviyemize çıkarmaya yetmez, ama bu yanlış adımlar Yunanistan’ı her anlamda batağa sürüklemeye kâfi gelir.

Netice itibarıyla, her alanda yakından takip etmeyi sürdürdüğümüz Yunanistan’a karşı gerektiğinde ülkemizin hak ve menfaatlerini elimizdeki tüm imkânları kullanarak savunmaktan geri kalmayız, bu da iyi biline. Ama bunu yaparken kendi siyasi ve ekonomik hedeflerimizden, kendi kalkınma programlarımızdan zerre kadar taviz vermeyeceğimizi de açıkça belirtiyoruz.

Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasında, 2053 vizyonunu güçlü bir şekilde oluşturmasında, ulaştırma altyapımızın büyük bir payı vardır. Bugün uyguladığımız yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümeyi esas alan ekonomik programın üzerinde yükselttiğimiz altyapılardan bir de ulaştırmadır. Kara, hava, demir ve deniz yollarındaki ulaştırma yatırımlarımızla sadece kendi insanlarımızın hayatlarını kolaylaştırmakla kalmıyoruz, bu projelerle Avrupa’dan Asya’ya bölgemizin tamamının hızlı, konforlu, ekonomik bir şekilde buluşmasını sağlıyoruz.

Londra’dan Çin’e kadar kesintisiz demir yoluyla gidilebiliyorsa, ülkemizde inşa ettiğimiz demir yolları, köprüler, tüneller sayesindedir. Karadeniz kıyılarımızdan Asya’nın ve Afrika’nın derinliklerine kadar oluşturduğumuz lojistik hatlarımız sayesinde dünya tahıl krizi başta olmak üzere pek çok krizin üstesinden gelebiliyor. İstanbul Havalimanı’ndan neredeyse her dakika havalanan uçaklar sayesinde üç dört saatlik bir uçuşla dünya nüfusunun yarısına erişilebiliyor.

Elbette bu noktaya kolay gelmedik. Finansmanından projesine pek çok sorunu çözmek için çalışırken bir de muhalefetin takoz koyma çabalarıyla uğraşmak mecburiyetinde kaldık. Bilaistisna yaptığımız her projeyi engellemek için yürütülen karalama kampanyalarını, söylenen yalanları, atılan iftiraları unutmadık. Ama hamdolsun geldiğimiz noktada milletimize söz verdiğimiz her projeyi yaptık. Çoğunu tamamlayıp hizmete açtık, bir kısmının da inşasını hızla sürdürüyoruz.

Bunlardan biri de, İzmir Körfez Geçişi’ni de içeren İstanbul-İzmir Otoyolu’dur. Feribotla bir saati, yoğun vakitlerde araçla bir buçuk saati bulan İzmit Körfez Geçişi’ni, Osman Gazi Köprüsü’yle -ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum- beş dakikaya indirdik. İstanbul’dan İzmir’e de otoyoldan yedi-yedi buçuk saatte gidilirken, şimdi üç buçuk saatte gidilebiliyor. Sadece bu ayın ilk 22 gününde Osman Gazi Köprüsü’nü günde ortalama, Bay Kemal burayı iyi dinle; 51 bin araç kullandı. Köprünün ve otoyolun araç garantisi oranı yüzde 116’ya, yani garanti rakamının çok üstüne çıkmış durumdayız.

Çanakkale Köprüsü ile iki kıta arasındaki geç işte yaşanan feribot çilesine son vererek altı dakikada ulaşım sağlıyoruz; işte modern olmak bu, medeni olmak bu Bay Kemal. Öyle ‘Ana Muhalefetim’ demekle bir yere varamazsın. Bu ayın ilk 22 gününde Çanakkale Köprüsü’nün günlük araç ortalaması 8 binin üzerine çıktı. Geçmişteki tecrübelerimiz bize, milletimiz bu hizmetin konforuna alıştıkça araç geçiş sayısının her geçen gün artacağına işaret ediyor. Neydi o? Giderdik 24 saat beklerdik, ne olacak? Feribot gelecek, bizi alacak, bizi boşaltacak, ondan sonra tekrar dönecek, 24 saat yine bekle; bugünleri yaşadık.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü boğaz araç trafiğine, Kuzey Marmara Otoyolu da İstanbul trafiğine çok büyük rahatlama getirdi. Bu köprüde günlük araç geçiş ortalaması ne oldu biliyor musunuz? 113 binin üzerine çıktı.

Hani ne diyorlardı? Ne gerek var, bunlara ne gerek var? İşte bunlar geçmişin CHP’si. Allah rahmet etsin, Menderes Vatan Caddesi’ni yaptığı zaman o zamanın CHP’si de öyle diyordu, ne diyorlardı? ‘Buraya uçak mı indireceksiniz?’ Aynı kafa, değişen bir şey yok. Bana dedikleri şey şu: ‘Adını niye Yavuz Sultan Selim Köprüsü koydunuz?’ Ne koyacaktık? ‘Kendi adını koysaydın.’ ‘Ben öldükten sonra siz koyarsınız’ dedim. Bunlar bu kadar zavallı. Biz tarihimizle iftihar ediyoruz, tarihimizle gurur duyuyoruz, onlar tarih yazdılar. Ondan sonra gelen büyüklerimiz; Kanuni’si, Fatih Sultan Mehmet’i, hepsi tarih yazdılar. Sultan Abdülhamid, 33 sene gram yer kaybetmeden Osmanlı’yı yönetti. Ama gel gör ki şimdi utanmadan-sıkılmadan ‘tarihçiyim’ diyenler falan maalesef şecaat arz ederken sirkatin söylüyorlar.

Benzer bir tablo havalimanlarımız için de söz konusu. Artık ülkemizin dünyadaki en prestijli markalarından biri hâline gelen İstanbul Havalimanı, bu ayın ilk 22 günü toplam 30 bin 970 uçuşla seyahat eden 5 milyondan fazla yolcuyu ağırladı; mesele bu, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz bu eserlerle övüneceğiz. Sen ne yaptın ne, onu söyle? Öyle İstanbul’da gidip bir çeşmenin musluğunu çevirmekle açılış olmaz. Bak bu kadar büyükşehir belediyeleri kazandınız, bu büyükşehir belediyeleriniz ne yaptı ya, bunları söyleyin. Bir yol yapmaktan acizsiniz, yapamazsınız. Çünkü medeni olmak başka bir şeydir, ama gayri medeni olmak bambaşka bir şeydir. Biz, yol medeniyettir diyoruz, su medeniyettir diyoruz. Ama siz gelirken suyu çok çok ucuzlatacağınızı söylemiştiniz, ama şimdi suya zam üstüne zam yapıyorsunuz, ne oldu, neden? Ben vatandaşlarıma bunu anlatmak istiyorum.

“ÜLKEMİZİN HAYRINA NE VARSA YAPACAĞIZ”

İşte İstanbul’un Belediye Başkanı olduğum zaman, sizler suyun ne anlama geldiğini gayet iyi biliyordunuz. Sular akıyor muydu? Yok. Biz bütün bu işleri hallettik mi? Hallettik. Suyu gayet ucuz fiyata biz İstanbul halkına verdik, ne zaman? 94’te. Bizden önce yine CHP vardı, ama onlarla maalesef suyu bulmak hak getire, yoktu.

Bakın şimdi yeni bir şey, Antalya Havalimanı’mız. Burası da aynı dönemde 20 bin 235 uçuşla 3,6 milyonu aşkın yolcuya hizmet verdi. Evvel Allah Türkiye şu anda dünyayla yarışıyor.

Sabiha Gökçen, Bay Kemal televizyon-televizyon dolaşıyordu, Sabiha Gökçen için ‘ne gerek var, ihtiyacımız yok ki’ böyle konuşuyordu. Ya şu anda Sabiha Gökçen’den aynı dönemde 13 bin 200 uçuş ve 2,2 milyon yolcuyla o da bu kervana katıldı. Ya anlamaz bunlar, anlamaz. Ben sevgili vatandaşlarıma sesleniyorum, diyorum ki; bak şimdi biz ikinci pisti de yapıyoruz, inşallah Mayıs’ta ikinci pistimiz bitiyor ve bir diğer taraftan yeni terminal binasını da yapacağız Sabiha Gökçen’e. Ve Malezyalılar, ‘bırakın biz yapalım’ diyorlar, daha önce çıkmak istiyorlardı, ama baktılar ki burasının maşallahı var. Pist pırıl-pırıl inşallah Mayıs’ta bitiyor. Bir taraftan da şu anda terminalin yapımıyla alakalı çalışmaların kararını vereceğiz, Malezyalılarla ortak mı yaparız, yoksa salt Malezyalılara mı bırakırız, bütün bunların hepsi hesap-kitap işidir. Bay Kemal, bu işlerden anlamazsın. Biz ülkemizin hayrına ne varsa bunları yapacağız. Avrupa’dakiler başta olmak üzere dünya havacılığı çok ciddi sorunlarla boğuşurken, hamdolsun bizim havalimanlarımız rekordan rekora koşuyor. Adil Bey, öyle mi? Konfor var, evvel Allah. İkram; hiçbir havalimanında ve havayollarında bizimkiler kadar kalite ikram yok.

“ÜLKEMİZİ, 2053’E KADAR 198 MİLYAR DOLARLIK İLAVE ULAŞTIRMA VE ALTYAPI YATIRIMIYLA BULUŞTURACAĞIZ”

Geçtiğimiz Cumartesi günü Sakarya’daki törende hizmete açtığımız eserlerden biri olan Kaynarca-Karasu yolunun 49 kilometrelik kısmı, bölgedeki yoğun trafiği önemli ölçüde rahatlatacaktır. Fahrettin Bey var mı? Ah, keşke onu da buraya koysaydınız. Bu tür şeyler, canlı bağlantılar önemli, hiç olmazsa arşivden verelim. Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür, biliyorsun. Ulaştırma projelerimizin açılışlarını kesintisiz sürdürüyoruz, bu hafta da var inşallah.

Kaz Dağları bölgesinde 4,6 milyar liralık bir yatırım bedeliyle inşa ettiğimiz, içinde 5,7 kilometreyi bulan Assos ve Troya tünellerinin de yer aldığı, toplamı 9,6 kilometre olan Ayvacık-Küçükkuyu yolunu açılışa hazır hâle getirdik. Nasıl? Kaz Dağı artık yangınlarla-mangınlarla inşallah anılmasın istiyoruz, işte buralardan araçlar bu tünellerden rahatlıkla geçsin.

Diyarbakır’da Güneybatı Çevre Yolunu 29 kilometreyi aşan uzunluğu, köprülü kavşakları ve köprüleriyle 1 milyar liraya mal ederek tamamladık, o da bitti.

Malatya’da yatırım bedeli 2,6 milyar lira olan Malatya-Hekimhan Yolunu, üzerindeki 8 tüneli, 16 köprüsüyle hizmete almaya hazırlanıyoruz.

Ya bir de sen kalk de ki, ya böyle-böyle biz şurada şöyle metro yaptık, şöyle tünel yaptık; ya anlamaz, bilmez bu işleri, bol-bol yalan söyler, dürüstlük yok, üretim yok.

Gaziantep’te güzergâhı 25,5 kilometreyi bulan 16 istasyonlu, günlük 358 bin yolcuya hizmet verecek Gaziray’ı bitirdik.

İstanbul’da Kadıköy-Pendik Metro Hattı’nın devamı niteliğinde 7,4 kilometre uzunluğa sahip günlük 1,2 milyon kapasiteli Pendik-Sabiha Gökçen Metro Hattı’nın inşasını nihayete erdirdik, o da bitti.

Tüm bu projeleri Ekim ayı içinde inşallah hizmete açmayı planlıyoruz. Bu eser ve hizmet şöleninin açılışını önümüzdeki Pazar günü, 2 Ekim’de Pendik-Sabiha Gökçen Metro Hattı’yla yapıyoruz.

Ülkemize bugüne kadar 183 milyar dolarlık ulaştırma ve haberleşme altyapısı nasıl kazandırdıysak, inşallah 2053’e kadar 198 milyar dolarlık ilave ulaştırma ve altyapı yatırımıyla da buluşturacağız.

Diğer alanlardaki eserlerimizi milletimizin hizmetine vermeyi de sürdürüyoruz. Çarşamba günü, ülkemizin en büyük -medya, sizi de davet ediyorum şimdiden- sağlık yatırımlarından biri olan Etlik Şehir Hastanesi’nin açılışını yapıyoruz. Ankara’nın ikinci dev şehir hastanesi. Şu anda zaten tedaviler başladı, öyle mi? Dün başladı. Çarşamba günü saat 14:00’te de inşallah resmî açılışını yapacağız. Ne kadar modern, muhteşem bir şehir hastanesini Başkentimize kazandırdığımızı göreceksiniz.

Önümüzdeki hafta sonu ülke genelindeki cem evlerinin temel atma ve toplu açılış törenini gerçekleştireceğiz. Millî Güvenlik Kurulu Toplantısı’ndan Dünya Göçebe Oyunları’na, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni yasama yılı açılışından tüm üniversitelerimizin ortak akademik yıl açılışına kadar pek çok programla ülkemize hizmet ederek yolumuza devam edeceğiz.

Sözlerime son vermeden önce bugün Kabine Toplantımız bayağı neşeliydi, canlıydı. Bakan arkadaşlarım maşallah bayağı iyi hazırlanmışlar, illa milletimize belli müjdeleri verelim diye. Bazı değerlendirmeleri yaptığımız hususları sizlerle paylaşmak istiyorum.

“ÇİFTÇİLERİMİZ GEÇMİŞ DÖNEM ELEKTRİK BORÇLARINI 5 YILA VARAN VADEYLE VE FAİZSİZ GERİ ÖDEME İMKÂNIYLA KAPATABİLECEK”

Ekranları başında bizi izleyen milletime özellikle bu küresel gelişmelerin önemini giderek arttığı tarım sektörüne verdiğimiz destekleri genişlettiğimiz böyle bir dönemde, çiftçilerimizin en önemli gider kalemleri arasında yer alan elektrik faturalarındaki KDV oranını geçtiğimiz Mart ayında yüzde 18’den yüzde 8’e düşürerek üreticilerimize yıllık 3 milyar lira destek sağlamıştık. Tarımsal sulamada kullanılacak güneş enerjisi santrallerinin kurulumunu teşvik ederek hem kendi ihtiyaçlarını karşılamalarının, hem de üretim fazlasını ulusal sisteme satabilmelerinin yolunu açmıştık.

Bugün de yine elektrik faturalarıyla ilgili yeni bir düzenlemenin müjdesini çiftçilerimize veriyoruz. Bundan sonra elektrik faturaları aylık ödenmek yerine hasat sonunda, yani ürünler satılıp gelir elde edildiğinde ödenebilecek. Ziraat Bankamız bu imkândan yararlanmak isteyen çiftçilerimizin elektrik borçları için açacağı faizsiz kredinin tahsilini hasat dönemi sonunda yapacak, maliyetinin bedelini de Hazine’den alacak.

Ayrıca, çiftçilerimizin önceki dönemlerden kalan elektrik borçları için de yine Ziraat Bankamız vasıtasıyla bir kolaylık getiriyoruz. Çiftçilerimiz geçmiş dönem elektrik borçlarını 5 yıla varan vadeyle ve faizsiz geri ödeme imkânıyla kapatabilecek. Elektrik dağıtım şirketleriyle önceki dönem borçlarının gecikme cezası uygulanmadan ve hatta anaparanın da bir kısmından feragatle tahsili hususunda mutabakata varıldı. Amacımız; çiftçilerimizin üretim şevkini artırarak gıda fiyatlarındaki dengesiz yükselişlerin önüne geçmektir. Enerji maliyetleriyle ilgili bu kolaylıkların çiftçilerimize hayırlı olmasını diliyorum.

Bilindiği gibi dün İstanbul Ticaret Odası’nda hem işverenleri, hem çalışanları ilgilendiren üç ayrı düzenlemenin müjdesini kamuoyuna vermiştik. Çalışanlara nakden ödenen yemek ücretinin vergi istisnasını 51 liraya çıkartan ve nakdi ödemeyi de aynı kapsama alan, yine çalışanlara ödenen elektrik ve doğal gaz desteklerinin 1000 liraya kadar olan kısmına vergi muafiyeti getiren, yurt dışındaki inşaat projelerinde çalıştırılan işçilere ödenen ücretleri gelir vergisinden istisna tutan, bu üç düzenlemenin de hayırlı olmasını diliyorum.

Sosyal yardım alan vatandaşlarımız için de müjdelerimiz var.

“3 MİLYAR LİRALIK DOĞAL GAZ DESTEĞİ VEREREK VATANDAŞLARIMIZI SICAK BİR YUVANIN HUZURUNA KAVUŞTURMAKTA KARARLIYIZ”

Yardım programları 2022’de ayırdığımız bütçeyi 6 milyar liradan 11,5 liraya çıkarmıştık. Bu çerçevede prefabrik ev yapımı yardımını 40 bin liradan 150 bin liraya, betonarme ev yapım yardımını 70 bin liradan 200 bin liraya, ev onarım yardımını 25 bin liradan 75 bin liraya, öksüz-yetim yardımını 300 liradan 600 liraya, eşi vefat eden kadınlara yapılan yardımı 500 liradan 1000 liraya, çoklu doğum yapan muhtaç aile desteğini 215 liradan 400 liraya, şartlı sağlık yardımını 55 liradan 100 liraya yükselttik.

Biz sosyal desteklerin sadece yoksullara değil hak ve ihtiyaç sahibi tüm vatandaşlarımıza verildiği bir anlayışla sistemi sürekli geliştiriyoruz. Mesela, bu kapsamda getirdiğimiz yeniliklerden biri de doğal gaz tüketim desteğidir. Şubat ayından itibaren başvuruları alınmaya başlanan bu desteğin ilk ödemelerini 311 bin haneye yapmıştık. Yeni başvuru döneminde ev sahipleri yanında kiracıları da doğal gaz desteği kapsamına aldık. Destek tutarını da hane başına 900 lira ile 2500 lira arasında olacak şekilde artırdık. Doğal gaz desteği alma hakkı olup da kronik hastası veya yaşam destek cihazı bulunan hanelere yapılan ödemeye yüzde 5 ilave edilecektir. Bu dönemde 3 milyar liralık doğal gaz desteği vererek vatandaşlarımızı karda kışta sıcak bir yuvanın huzuruna kavuşturmakta kararlıyız.

Başarıyla süren 15 milyar lira bütçeye sahip, burası çok önemli, ekranları bizi izleyen milletime bunu tekrar hatırlatmak istiyorum, Türkiye aile destek programımızın kapsamını genişletiyoruz, bütçesini de 25 milyar lira ilaveyle 40 milyar liraya yükseltiyoruz. Böylece, bu programı ülkemizdeki toplam hane sayısının yaklaşık 10’da birine ulaşacak etkinliğe kavuşturmuş oluyoruz.

Sosyal yardım sistemimize kayıtlı hanelerde yaşayan çocuklarımız için ilave destekler getiriyoruz. Elektrik tüketim desteğinden Türkiye aile desteği programına dâhil olan haneler de yararlanabilecek. Program kapasındaki insanlarımızın bireysel ihtiyaçları için faydalandıkları yardımları artık hane geliri hesabına dâhil etmiyoruz.

Bu yeni uygulamaların da vatandaşlarıma hayırlı olmasın diliyorum.

Kardeşlerim; Türkiye kazandıkça, unutmayın, milletimiz de kazanacak, milletimiz kazandıkça devletimiz de güçlenecek. Sosyal devlet ilkesiyle ülkemizin sahip olduğu refahı toplumun tüm kesimleriyle paylaşacak programları da daha etkin şekilde uygulamaya devam edeceğiz.

Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum.”

Bürokrat

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adnan Menderes’in anıt mezarını ziyaret etti

Avatar

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adnan Menderes ve arkadaşlarının anıt mezarını ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Türk demokrasisi, bir 27 Mayıs’ta aldığı yarayla sendelemişti. Şimdi 63 yıl sonra yine bir 27 Mayıs’ta, yarın gideceğimiz sandık başında, darbeler, cuntalar, muhtıralar döneminin bittiğinin müjdesini cümle âleme duyurmak için sabırsızlanıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mayıs 1960 darbesinin 63. yılında merhum Başbakan Adnan Menderes ile Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın naaşlarının bulunduğu Topkapı’daki anıt mezarı ziyaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, anıt mezarı ziyaretinde merhum Menderes’in kabrine çelenk sunarken, merhum bakanların mezarlarına da karanfil bıraktı. Kur’an-Kerim tilaveti yapılan törende, İstanbul İl Müftüsü Safi Arpaguş dua etti.

Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Cumhuriyet tarihinin en kara günlerinden birinin yıl dönümü vesilesiyle bir arada olduklarını belirterek, bundan 63 yıl önce, bir 27 Mayıs günü Türkiye’nin çok partili siyasi hayata geçtikten sonraki ilk askeri darbesine maruz kaldığına işaret etti.

“DÜNYA DURDUKÇA MENDERES, HAYIRLA FATİHA’YLA DUA İLE YÂD EDİLECEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grubun gerçekleştirdiği bu darbenin, demokrasi ve kalkınma hamlesini engellemekle kalmadığını, yüreklerde derin yaralar açtığını dile getirerek, şöyle devam etti: “Demokrat Parti’nin Genel Başkanı ve Başbakanı olarak ülkemize verdiği hizmetlerle milletimizin gönlünde özel bir yeri olan Menderes, darbe yönetimi tarafından kurulan uyduruk mahkemenin kararıyla idam edildi. Menderes ve arkadaşlarının yargılandığı Yassıada uzun yıllar boyunca vatandaşlarımızın dilinde ‘yaslı ada’ olarak telaffuz edilmiştir. Biz burayı aldık, şehitlerimizin anısını ilelebet yaşatacak şekilde Demokrasi ve Özgürlükler Adası hâline getirdik. Bugün de idamlarına giden sürecin başlangıcı olan darbenin yıl dönümünde rahmetli Menderes ve arkadaşlarını hayırla yâd etmek üzere burada anıt mezardayız. Dünya durdukça Menderes, hayırla Fatiha’yla dua ile yâd edilecektir. Menderes’i devirenler, yargılayanlar, idam edenler ve tüm bu süreci doğrudan dolaylı destekleyenler ise milletimiz tarafından hep nefretle anılmıştır, öyle de anılmaya devam edecektir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Menderes’in “bu milletin adamı” olduğunu belirterek, “Başkalarının adamı olanlar ise ne Menderes ne de onun gibi ülkenin demokrasi ve kalkınma atılımlarının altında imzası bulunanlardan asla haz etmediler. Sadece bununla kalmayıp, her fırsatta onlarla milletin arasını açmak, onu da başaramazlarsa vücutlarını ortadan kaldırmak için uğraştılar, didindiler.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hemen yakındaki bir diğer anıt mezarda ebedi istirahatgahında olan merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın da benzer saldırılara maruz kaldığını, benzer sıkıntılar yaşadığını anlatarak, kendilerinin de belediye başkanlığından itibaren başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı dönemlerinin aynı mücadelelerle geçtiğini vurguladı.

“DARBELER DÖNEMİNİN BİTTİĞİNİN MÜJDESİNİ CÜMLE ÂLEME DUYURMAK İÇİN SABIRSIZLANIYORUZ”

Ancak Türkiye’yle ilgili karanlık heveslerin hiçbir zaman tüm manasıyla başarıya ulaşamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türk demokrasisi bir 27 Mayıs’ta aldığı yarayla sendelemiştir. Şimdi 63 üç yıl sonra, yine bir 27 Mayıs’ta, yarın gideceğimiz sandık başında darbeler, cuntalar, muhtıralar döneminin bittiğinin müjdesini cümle âleme duyurmak için sabırsızlanıyoruz. Milletimiz gerisinde pek çok mücadelenin, acının, fedakârlığın bulunduğu demokrasisinin kıymetini çok iyi bilmektedir. Seçimlerdeki katılım oranları milletimizin demokrasi yoluyla istiklaline ve istikbaline sahip çıkışının ifadesidir. Türkiye, seçimleri dünyada örneği olmayan katılım seviyesi yanında şeffaf ve adil bir şekilde gerçekleştirmesiyle de farkını ortaya koymuştur.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adnan Menderes’e, Turgut Özal’a, Necmettin Erbakan’a ve şehitlere Allah’tan rahmet diledi. Vatandaşlara, yarın sabah hassasiyetle sandıklara gitmelerini tavsiye eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarının özellikle kendileri için özel bir gün olduğunu sözlerine ekledi. Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan katılımcılardan Fatiha okumalarını istedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal ile eski başbakanlardan merhum Necmettin Erbakan’ın kabrini de ziyaret etti.

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

“Nefretin, kinin ve öfkenin diliyle değil, daima kardeşliğin diliyle konuştuk”

Avatar

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Ayıranlardan, ayrıştıranlardan değil, hep birleştirenlerden, 85 milyonun tamamını kucaklaştıranlardan olduk. Nefretin, kinin ve öfkenin diliyle değil, daima kardeşliğin diliyle konuştuk” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerden etkilenen Hatay’da kurulan konteyner kenti ziyaret etti.

Siyasi tercihi ne olursa olsun tüm Hataylılara 14 Mayıs seçimleri dolayısıyla teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hataylıların, pek çok zorluğa rağmen iradesi ve istikbaline sahip çıktığını, depremin yol açtığı onca yıkıma rağmen hayata yeniden sarıldıklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sizler, kendi dipsiz karanlıklarına milletimizi de sürüklemek isteyen koltuk sevdalılarına prim vermediniz. Sizler, insanımızı Kürt, Türk, Nusayri, Sünni diyerek bölmeye çalışan fitne tüccarlarının oyunlarına gelmediniz. Sizler, milletimizin ebedi ezeli kardeşliğine asla leke sürmediniz. Rabbim hepinizden, tüm Hatay halkından razı olsun. 14 Mayıs’ta kararını şahsımızdan ve Cumhur İttifakı’ndan yana kullanan ve diğer siyasi partilere oy veren vatandaşlarıma en kalbi şükranlarımı iletiyorum. Bizim için elbette sizin oyunuzu almak, teveccühünüze mazhar olmak önemlidir. Hatay’ın daha üç ay önce yaşadığı büyük bir afetin ardından sandığa gitmesi, tercihini demokratik yollarla göstermesi çok daha önemlidir. Çok az bir farkla da olsa sandıktan çıkan iradenin başımızın üstünde yeri vardır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen şu anda alana gelen vatandaşların sayısının 30 bini bulduğunu ifade etti.

Kırk yıllık siyasi hayatlarında milletle inatlaşanlardan asla olmadıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatay’da benim çok mitingim oldu. Bütün bu mitinglerde, zaman oldu 100 bin kişiyle, 80 bin kişiyle miting yaptık. Şimdi bu depreme rağmen benim Hataylı kardeşlerim gümbür gümbür buraya toplandığına göre demek ki kalpten kalbe bir yol var” diye konuştu.

“21 YILLIK İKTİDARLARIMIZ DÖNEMİNDE MİLLETE TEPEDEN BAKANLARDAN OLMADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 yıllık iktidarlarında millete tepeden bakanlardan olmadıklarını, hepsini zaferle kazandıkları 15 seçimin hiçbirinin ardından insanları tehdit ve tahkir etmediklerini, ayıranlardan, ayrıştıranlardan değil, birleştirenlerden, 85 milyonun tamamını kucaklaştıranlardan olduklarını dile getirdi.

Nefretin, kinin ve öfkenin diliyle değil, daima kardeşliğin diliyle konuştuklarını, bugün de aynısını yaptıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Sandıkta tecelli eden iradeye böyle yaklaşıyoruz. CHP Genel Başkanı ve onun ardından gidenler gibi milleti suçlamıyoruz. CHP zihniyetinin temsilcileri gibi insanımızı ilzam ve itham etmiyoruz. Biz kimseyi tercihlerinden ötürü aşağılamıyor, hor, hakir görmüyoruz. Hele hele depremde yakınlarını kaybetmiş kardeşlerime siyasi tercihlerinden dolayı ayrımcılık yapmak, onları kaldıkları yerlerden kapı dışarı etmek aklımızın köşesinden bile geçmez.

Bugüne kadar olduğu gibi yine aziz milletimizin iradesine saygı göstererek, ülkeye ve millete hizmet yolculuğumuza devam ediyoruz. Kabahati seçmende aramak yerine kendimizi sorguluyoruz. Millete parmak sallamak yerine kendi içimize bakıyor, nerede eksiğimiz, hatamız, kusurumuz varsa onu düzeltmeye çalışıyoruz. İnşallah bundan sonra da bu şekilde hareket etmeyi sürdüreceğiz. Biz sizi seviyoruz, size inanıyoruz. 28’inde sandıkları patlatmaya var mıyız? Ben size inanıyor, size güveniyorum. Sandıkları patlatacağınızı da inanıyorum. Bu yolda hep beraber nasıl bugüne kadar geldiysek bundan sonra da beraber yürüyeceğimize inanıyorum. Gönüller kazanmak, bir insanımıza daha ulaşıp saflarımıza katmak için koşturacağız. Rabbim hepinizden razı olsun.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat’ta ülkeyle birlikte insanlık tarihinin de en yıkıcı felaketlerinden birini yaşadıklarını, bu afette 11 ildeki 14 milyon insanın deprem sebebiyle mağdur olduğunu anımsattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “50 bin insanımızı kaybettik. Allah rahmet etsin, mekânları cennet olsun. Yaralılarımız 100 bine yaklaştı. Allah şifalar versin. Birçok vilayetimizde ve ilçemizde neredeyse hasar görmeyen ev yoktu. Yıkıntıların altında kalan 50 bini aşkın canımızı toprağa verdik. Bu vesileyle bir kez daha tüm deprem şehitlerimize Allah’tan rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum. Depremde evleri, iş yerleri yıkılan veya kullanılamaz hâle gelen vatandaşlarıma tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbimizin depremde hayatını kaybeden kardeşlerimizi cennetiyle cemaliyle müşerref edeceğine yürekten inanıyorum. Bizler de milletçe onların aziz hatıralarını yaşatmayı sürdüreceğiz.”

Gerek deprem alanının büyüklüğü gerekse çetin hava şartları sebebiyle ilk günlerde bazı zorluklarla karşılaşılsa da kısa sürede toparlanıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin ve milletin tüm imkânlarını deprem bölgesi için seferber ettiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne diyorlardı televizyonlarda? ‘Bir daha size yardım mı? Size bir daha yardım falan göndermeyeceğiz.’ Kim diyor bunu? CHP’nin trolleri. Ben de diyorum ki bunlar ne derse desin devletiniz burada, AFAD’ımız, Kızılay’ımız burada” ifadelerini kullandı.

“YARALARIMIZI SÜRATLE SARMAYA BAŞLADIK”

Kalıcı konutlardan konteynerlere varıncaya kadar hizmet verdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konya Büyükşehir Belediyesi’ne “Sizi oraya kardeş yaptık” dediklerini, belediyenin kardeşlerinin yanına geldiğini dile getirdi. Konya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “AFAD aynı şekilde burada seferberliğini yaptı o da burada aç, açık kimseyi bırakmadı. Arama, kurtarma, yardım, destek, yeniden inşa çalışmalarımızla depremzedelerimizi bir an olsun yalnız bırakmadık. Bakanlarımız haftalar boyunca bu sahadan ayrılmadılar. Milletvekillerimiz, kurum yöneticilerimiz, belediye başkanlarımız yedi gün 24 saat esasına göre çalıştılar. Sivil toplum kuruluşlarımız, hayırseverlerimiz ve gönüllülerimiz geniş bir yelpazede yürüttükleri faaliyetiyle depremzedelerimize yardımcı oldular. Asrın felaketi karşısında asrın dayanışmasını sergileyerek hamdolsun yaralarımızı süratle sarmaya başladık.”

Birazdan açılışını yapacakları Defne Hastanesi’nin temelini attıkları zaman muhalefetin “Üç ayda hastane mi yapılırmış?” dediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kovid döneminde İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nda üç ayda 1.006 odalı Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’ni, Anadolu yakasında da yine 1.006 odalı Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi’ni yaptıklarını dile getirdi.

Bu hastanelerde ameliyathane sayısının, Defne’dekinden çok daha fazla olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz işte orada kendimizi ispatladık. Biz arazi adamıyız, arazi. Biz çalışarak geliyoruz, üreterek geliyoruz. Şimdi üç ayda ‘Bu nasıl olur’ diyenler ya sizin hayatınızda bir eser var mı, bir hizmet var mı? Yok. Ziya Paşa ne diyor? Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Sizin ne semeriniz var ne eseriniz var” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece arama kurtarma ekibi olarak 35 bini aşkın personelin bölgede bir fiili görev yaptığını aktararak, şunları söyledi: “Defne Hastanesi’nin açılışını yapacağız ve burada bir şeyi çok açık net konuşacağım. Herhangi bir sıkıntım olduğu için değil ama bir gerçeği ortaya koymak için. Şimdi Defne’de Tayyip Erdoğan’a verilen oy yüzde 8,5. Bay bay Kemal’e verilen oy 90,5. 8,5 nere 90,5 nere? Kardeşlerim biz burada mezhebi bir ayrım var diye bu yatırımı yapmıyoruz. Burada bir deprem yaşadık. Dolayısıyla bu ülkenin Cumhurbaşkanı eğer bensem orada yaşayan insan olduğuna göre biz bu yatırımı yapmak zorundayız dedik ve talimatı verdik. Çünkü biz yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevdik ve ayrım yapmadık. Bundan sonra da yapmayacağız. Tayyip Erdoğan böyle tanındı, böyle tanınacak. Bunun aksini ispat mümkün değil.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’da değişimlerle beraber toplam 650 bin görevli ve gönüllünün deprem bölgesinde canla başla hizmet ettiğini vurguladı.

Asya’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Türk Cumhuriyetleri’ne gönül coğrafyasındaki 100 milyonlarca kişinin duasını, desteğini hep yanlarında hissettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce hiçbir karşılık beklemeden imdadına koşulan kim varsa 6 Şubat depremlerinden sonra hemen hepsinin Türk milletinin yanında olduğunu söyledi.

“DEPREMZEDELERİ HİÇBİR ZAMAN YALNIZ BIRAKMADIK”

Bu süreçte depremzedeleri hiçbir zaman yalnız bırakmadıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden hemen sonra Cumhur İttifakı olarak şehirleri tek tek ziyaret ettiklerini, Ramazan ayı boyunca iftarları deprem bölgesinde ve diğer şehirlerde depremzedelerle yaptıklarını hatırlattı.

Yapımı tamamlanan köy evlerinin bir kısmını Cumhur İttifakı olarak teslim ettiklerini ve depremzedelerin bayram sevincini paylaştıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Kampanya döneminde bir gözümüz ve kulağımız hep buradaydı. Arkadaşlarımızdan bilgi aldık, gerekli talimatları verdik. Atılan her adımı, yapılan her işi, karşılaşılan her sorunu bizzat takip ettik. Depremde en çok yıkıma uğrayan Hatay’ı Konya’ya zimmetlemiştik. Konya Büyükşehir Belediyemiz ve diğer belediyelerimiz burada gerçekten fedakârca çalıştılar. Sağ olsunlar belediyelerimiz altyapıdan üst yapıya, aşevlerinden çadır ve konteyner kent kurulumuna kadar her ihtiyacınızda sizlere destek verdiler. Arkadaşlarımız reklam yapmadılar, şov peşinde koşmadılar, başkaları gibi buralara poz vermeye, yıkıntılar önünde siyasi nutuk atmaya gelmediler. Sadece Hakk’ın ve halkın rızasını gözeterek, sağ elin verdiğini sol ele duyurmadan gece gündüz koşturdular. Rabbim hepsinden razı olsun.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçici barınma alanlarının kurulmasının hayata tutunmaya çalışan depremzedeler için kritik öneme sahip olduğunu, bölgede 905 bini aşkın çadırın ve 112 binden fazla konteynerin kurulumunu yaptıklarını söyledi.

Geçici barınma merkezi ile 13 bine yakın iş yerini de faaliyete geçirdiklerini, afetten sadece 15 gün sonra konutların inşası için ilk kazmayı vurduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda kalıcı konutların inşaatının devam ettiğini, bu konutları eylül, ekim ayına kadar bitirmenin gayreti içinde olduklarını belirtti.

Antakya Küçük Sanayi Sitesi’ni yeniden inşa ederek ayağa kaldıracaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu konuda bu beklenti içerisinde olanlar herhangi bir endişe taşımasınlar. Ülkemiz genelinde 130 bin konut, 36 bin köy evi, 5 bin ağır olmak üzere 171 bini aşkın bağımsız bölümün inşa sürecini başlattık. Bu kapsamda, Hatay’da 27 bin konutun, 7 bine yakın köy evinin ve 700’e yakın ahırın yapımına başlandı. Şehrimizde 34 bini köy evi olmak üzere toplam 251 bine yakın afet konutu inşa edeceğiz. Muhalefetin diline doladığı Defne Hastanemizi de bugün inşallah açıyoruz” diye konuştu.

“EVİ ORTA HASARLI OLAN VATANDAŞLARIMIZ İÇİN DE YENİ KONUTLAR YAPACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’daki çalışmalara ilişkin izletilen video sonrasında, “Yaparsa AK Parti yapar. 28 Mayıs’ta da kim yapacak, siz yapacaksınız. Sandıkta bunlara haddini bildirmeye hazır mıyız? Bunları emekli etmeye hazır mıyız?” dedi.

Verdikleri sözleri tek tek yerine getirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatay ile birlikte diğer deprem illerimize de mahcup olmayacağız. Sadece evi yıkılan, ağır hasarlı yıkılacak vatandaşlarımız için değil, evi orta hasarlı olan vatandaşlarımız için de yeni konutlar yapacağız” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 319 bini ilk bir yıl içinde olmak üzere toplam 650 bin konutu hak sahiplerine teslim etmeyi amaçladıklarını dile getirerek, şöyle devam etti: “Destek ve dualarınızla sizleri yeni yuvalarınıza kavuşturacağız. Depremin bize hatırlattığı gerçeklerden birisi de fani olduğumuzdur. Bugün varız, yarın ne olacağımızı sadece Rabbimiz bilir. Bizim yegâne gayemiz emri hak vaki olmadan sizlere en güzel şekilde hizmet etmek, milletimizin duasını almaktır. Arkamızda hayırla, şükranla, minnetle yâd edilecek eserler bırakmaktır. Milletimize, ‘Bir Tayyip Erdoğan vardı, dürüst, çalışkan, mert, yürekli adamdı, Allah ondan razı olsun’ dedirtebilmektir. Bunun dışında da bir hırsımız, şevkimiz, peşinden koştuğumuz hedefimiz yoktur.”

Halka karşı bugüne kadar hep samimi davrandığını, gönlünden ne geçiyorsa dilinin onu söylediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, milleti kandırmaya, gözünü boyamaya tevessül etmediklerini, yalanla yatıp, yalanla kalkanlardan olmadıklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, talimatı Kandil’deki teröristlerden almadıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Kardeşlerim bunlar talimatı nereden alıyor, Kandil’den alıyor, teröristlerden alıyor. Teröristlerle el ele, kol kola dolaşan bir bay bay Kemal var mı? Kardeşlerim, bu teröristlerle ele ele, kol kola dolaşanlardan benim ülkeme fayda olur mu? 28 Mayıs’ta bunlara gereken dersi, gereken cevabı vermek için şu bir hafta durmadan, usanmadan çalışıyor muyuz? Hatay’dan bu defa çok farklı bir oy bekliyoruz. Milletimizin karşısına, maskelerle değil, kalbimizde ne varsa yüzümüze yansıyan samimiyetimizle çıktık. Bugün de aynısını yapıyoruz. Muhalefete diyoruz ki, siz de aynısını yapın.”

“AİLENİN KUTSİYETİNE İNANIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kampanya döneminde, vatandaşın kendilerine tekrar görev vermesi durumunda gelecek beş sene boyunca yapacaklarını tek tek anlattıklarını hatırlattı.

Aile ve Gençlik Bankası’nın kurulması ile gençlerin evlenmesinin önünü açacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu CHP, LGBT’ci midir? Yanındaki HDP, LGBT’ci midir? Bu İYİ Parti, LGBT’ci midir? Yanındakiler de öyle mi? Peki AK Parti’ye LGBT sızabilir mi? Milliyetçi Hareket Partisine sızabilir mi? Aynı şekilde Yeniden Refaha sızabilir mi? Cumhur İttifakı’na sızabilir mi? Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Ailenin kutsallığı bizim için çok önemli. Seçimden sonra ilk işlerimizden bir tanesi aile kurumumuzu anayasal bir zemine oturtmak.”

Petrol, doğal gaz ve nükleer başta olmak üzere enerji alanında yapılanları da anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğal gazın bir yıl boyunca ücretsiz verileceğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gabar’da petrolü bulduk mu? Eğer teröristlerden orayı arındırmasaydık, Gabar’da bu petrolü çıkartabilir miydik? Kardeşlerim işte karşınızda bu vaatleri emin olarak, sağlam zemine basarak yapan bir kardeşiniz var. Onun için sizlerden gayret istiyorum. Bu hafta sonuna kadar gümbür gümbür çalışalım. Pazar akşamını, pazartesiye mutlu bir şekilde bağlayalım. Şimdi buradan bir kez daha ifade etmek isterim ki, sizin her meseleniz bizim de meselemizdir. Sizin derdiniz, bizim de derdimiz. Sizin sevinciniz, bizim de sevincimizdir. Sizin gündeminizde ne varsa, bizim gündemimizde de aynısı vardır. Hiçbir meseleyi görmezden gelmiyor, çözümü için çaba harcıyoruz. 28 Mayıs’tan sonra Türkiye Yüzyılı’nı sizlerle beraber inşa edeceğiz. Bunun için önce 14 Mayıs’ta yarım kalan işimizi 28 Mayıs’ta tamamlamamız gerekiyor. Milletimiz geçtiğimiz pazar günü meclis çoğunluğunu 323 milletvekili ile Cumhur İttifakı’na vererek aslında iradesini beyan etti. Bu Meclis aritmetiği insanımızın, siyasette istikrar ve güvenden yana olduğunu gösterdi. Milletimiz eski sisteme dönüş istemediğini, böyle bir arayışta olmadığını, açıkça ortaya koydu. Cumhurbaşkanlığında da yüzde 49,5 oy oranı ile 27 milyonu aşkın vatandaşımız şahsımıza teveccüh gösterdi.”

Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci oylamasında sandığa tekrar ve güçlü şekilde sahip çıkılacağına inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini dinleyenlerden, “diğer partilere oy veren vatandaşlara” da ulaşmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözleri şöyle sürdürdü: “O kardeşlerimizden kendilerine şu soruları sormalarını isteyin; Ne bürokratik ne de siyasi hayatında ülkeye hiçbir hayrı dokunmayan bir şahıstan bu millete fayda gelir mi? 17-25 Aralık darbe girişiminde FETÖ’cülerle iş tuttuğunu bizzat kendi ağzıyla itiraf eden birine güven olur mu? Seçimden önce bedavaya ev vadedip sonrasında insanlarımızı misafir olarak kaldıkları yerlerden atmaya kalkanlara itibar edilir mi? Daha düne kadar meydan meydan dolaşıp teröristleri cezaevinden salma sözü verenlerden, bölücü örgütle mücadele etmesi beklenebilir mi? Ne diyor; ‘Selo’yu bırakacağım’ diyor.

Kardeşlerim, Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bu Selo değil mi? Bu bir terörist, şu anda cezaevinde. Eğer onun çıkmasını istiyorsanız, ne diyor; ‘Bana oy vereceksiniz.’ ‘Cezaevlerinin kapılarını kıracağız ve çocuk katili Öcalan da dâhil olmak üzere bunları serbest bırakacağız.’ Ben de diyorum ki; ‘Benim Hataylı kardeşlerim bu teröristlerle el ele, kol kola gezenlere inşallah haftaya pazar yol vermeyecektir. Rakiplerini tasfiye etmek için şantaj, tehdit, kaset kumpası dâhil, her yolu meşru görenlerin siyasi ahlakına güvenilir mi? Özellikle zihni karışık kardeşlerimizden bu sorulara objektif bir şekilde cevap vermelerini bekliyorum. Bunu yaptıklarında onlar da göreceklerdir ki dün ak dediğine bugün kara diyen, dün söylediğini bugün inkâr eden adı yalancıya, şarkçıya çıkmış birine asla güvenilmez, asla itibar edilmez, ülkenin yönetimi verilmez. Hastanelerin hâlini hatırlayın. Ah Savaş Ay… Şu anda hayatta olsaydı da o bay bay Kemal’le yaptığı çekimi bize tekrar gösterseydi. Sen SSK’nın başında olduğun zaman, SSK hastanelerini batıran insansın. SSK hastanelerinde ölenleri rehin olarak alan insansın. Ama şu anda hastanelerimizde böyle bir durum yok. Daha seçimi bile kazanmadan bu derece azgınlaşanlar Allah korusun göreve gelseler, milletimize nefes dahi aldırmazlar.”

“İRADENİZE VE ÜLKEMİZE SAHİP ÇIKMANIZI İSTİYORUM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Mayıs’ta hep birlikte iradeye sahip çıkarak, bu habis zihniyetin tekrar hortlamasına “dur” diyeceklerini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için vatandaşlardan sandığa gitmelerini istedi, kendilerini seven tek bir kişinin bile 28 Mayıs’ta fire vermesine gönüllerinin razı olmadığını dile getirdi.

Yurt dışında yaşayan seçmenlerin, seçimin ilk turunda rekor katılım oranıyla sandıkları patlattığını, bu seçmenlerin ikinci tur için de büyük teveccüh gösterdiğini gördüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uzun yolculukların, uzun kuyrukların sizleri yıldırmadığına şahit olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sizlerden bir kez daha iradenize ve ülkemize sahip çıkmanızı istiyorum. Dünyanın farklı ülkelerinde milletimizi temsil eden tüm kardeşlerimden sandıklara mutlaka giderek oylarını kullanmalarını istirham ediyorum. Ben sizlere güveniyorum, sizleri Allah için seviyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kandil’dekilerin bayrakları var mı? Onların paçavraları var. Onun uzantılarının var mı, hayır yok. Bu al bayrağın altında gölgelenen siz kardeşlerimin pazar günü bunlara gereken dersi vereceğine inanıyorum.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, 2. Etap Konya Konteyner Kent ziyaretinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan da eşlik etti.

DAHA FAZLA HABER

Dünya

“Deprem bölgesinin dört bir yanında kalıcı konutların silüetleri yükselmeye başladı”

Avatar

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Şu anda deprem bölgesinin dört bir yanında kalıcı konutların silüetleri yükselmeye başladı” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş’ı ziyaret etti.

Trabzon Caddesi’nde bir araya geldiği Kahramanmaraşlılara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden iki gün sonra başlayan Kahramanmaraş ziyaretlerinin en sonuncusunu Ramazan Bayramı’nın ikinci günü gerçekleştirdiğini ifade ederek, depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.

Depremde evleri, iş yerleri yıkılan veya kullanılamaz hâle gelen vatandaşlara tekrar geçmiş olsun dileklerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten, kazadan, beladan, muhafaza eylesin” ifadesini kullandı.

“AFETİN İLK ANINDAN İTİBAREN DEVLET VE MİLLET OLARAK TÜM İMKÂNLARIMIZI SEFERBER ETTİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, afetin ilk anından itibaren devlet ve millet olarak tüm imkânları seferber ettiklerini, ilk günlerde kötü hava şartları, alt yapının hasar görmesi ve yıkım alanının genişliği sebebiyle bazı aksaklıklar yaşanmış olsa da kısa sürede depremzedelerin yanında olduklarını söyledi.

Dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük arama kurtarma, yardım ve yeniden inşa operasyonlarından birini yürüttüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakanlarımızı, kurum yöneticilerimizi, belediye başkanlarımızı, sivil toplum kuruluşlarımızı, gönüllülerimizi âdeta deprem bölgesine yığdık. Bugüne kadar deprem bölgesinde görev alan personel sayımız 650 bini buldu. Yurt dışından ve ülkemizin çeşitli yerlerinden gelen 35 bin arama kurtarma personeli haftalarca çalışarak en son enkaz yığınının altındaki umudu yaşatma mücadelesi verdi. Bununla birlikte, giyim ve gıdadan temizliğe, geçici barınmadan kalıcı konutların inşasına kadar depremzedelerimizin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak mekanizmalar kurduk.”

Kahramanmaraş’ın 14 Mayıs’ta yüzde 72 ile kendisine en yüksek oranda oy veren büyükşehir olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben inanıyorum ki ikinci turda Kahramanmaraş yüzde 80’leri yakalayacak” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi şehirlerinde kalan yaklaşık 3 milyon depremzedeye kurdukları 905 bin çadırda ve 112 bini aşkın konteynerde barınma imkânı sağladıklarını dile getirdi.

“ZEMİN ETÜTLERİNİ BİTİRDİĞİMİZ YERLERDE HEMEN TEMELLERİ ATTIK”

Kira ve taşınma yardımlarıyla kendi ihtiyaçlarını karşılayacak vatandaşlara da destek olduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kalıcı barınma çalışmalarıyla ilgili kendimize bir hedef koyduk. 319 bini bir yıl içinde olmak üzere 650 bin yeni konut inşa ederek deprem şehirlerimizin tamamını ayağa kaldıracağız dedik. Hemen kolları sıvadık. Devletin ve ülkenin tüm imkânlarını bölgeye yığarak hazırlıklara başladık. Yıkılan binaların enkazlarını kaldırdık. Ağır hasarlı binaları yıkıp onların yerlerini de temizledik. Orta hasarlı binaları da yeniden inşa kapsamına aldık. Zemin etütlerini bitirdiğimiz yerlerde hemen temelleri attık. Bayramda inşası tamamlanan ilk köy evlerinin teslimini bile yaptık. Şu anda deprem bölgesinin dört bir yanında kalıcı konutların silüetleri yükselmeye başladı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş’ta yapımı devam eden kalıcı konutların görüntülerinin yer aldığı videoyu vatandaşlara izletti.

Çalışmaların tam gaz sürdüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki ekim-kasım aylarında kalıcı konutları hak sahiplerine teslim etmeyi planladıklarını belirtti.

Alanda resmî rakamlara göre, yollar hariç 70 bin kişinin olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maşallah” ifadesini kullandı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının pazartesi günü Elbistan-Malatya karayolunun ihalesini gerçekleştireceğini, köy evlerinin de teslimini etap etap yapacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “AFAD’ın hak sahipliği başvurularının bugünden itibaren elektronik devlet üzerinden de yapılabileceğinin müjdesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Verdiğimiz sözleri yerine getirerek sizlere mahcup olmayacağız. Sizlerin duasıyla ve desteğiyle bugünlere geldik. Allah’ın izniyle önümüzdeki süreci de aynı şekilde devam ettireceğiz.”

“TÜRKİYE YÜZYILI DESTANINI SİZİNLE BİRLİKTE YAZACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs’taki seçimlerde şahsına verdikleri yüzde 72’yi bulan destek için Kahramanmaraşlılara şükranlarını sundu.

Mecliste Cumhur İttifakı olarak 322 sandalye ile çoğunluğu elde ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı seçimi ise en yakın rakibimize, dün açıklanan resmî sonuçlara göre 2 milyon 539 bine yakın fark atmamıza rağmen ikinci tura kaldı. Kahramanmaraş’ın 28 Mayıs’ta da iradesine sahip çıkarak, en yüksek katılımla sandığa gideceğine ve tercihini çok daha yüksek oranla bizden yana yapacağına inanıyorum. Türkiye Yüzyılı destanını sizinle birlikte yazacak, deprem sonrası Kahramanmaraş’ın yükselişini sizinle birlikte gerçekleştireceğiz” diye konuştu.

“DEPREMZEDE KARDEŞLERİMİZİN TERCİHLERİNE TAHAMMÜL EDEMEDİLER”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz ülkemizi güçlendirme, deprem bölgesindeki şehirlerimizi ayağa kaldırma çalışmaları yürütürken, birileri buralarda turistik gezi yapıp, resim çektirip gidiyordu. Deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın, sandıktaki tercihleri de tabii olarak bu tabloya uygun şekilde gerçekleşti. Daha seçim gecesinden başlayarak kalp yapan eller yumruğa, bahar şarkıları söyleyen diller hakarete ve tehdide döndü” ifadelerini kullandı.

“Bu bay bay Kemal, Kandil’den talimat almıyor mu? Onlarla beraber terör örgütleriyle beraber bu yolda yürümedi mi? Benim Kahramanmaraşlı kardeşlerim, edeler, bu teröristlerle beraber olanlara oy verir mi?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Öyleyse 28’inde de ben inanıyorum ki sizler, bay bay Kemal’e hakikaten ‘vah vah Kemal’ diyeceksiniz. Aslında bunlar kaybettikleri her seçimin ardından milletimize demediklerini bırakmadılar. Ülkeye kayda değer hiçbir eser kazandıramadıklarına, millete hizmet etmek yerine değerlerine düşmanlık yaptıklarına bakmadan yalan ve iftira siyasetiyle iktidarı umar olmayınca da hüsrana uğrarlardı. ‘Bidon kafalı’ dedikleri, ‘göbeğini kaşıyan adam’ dedikleri ‘makarnacı’ dedikleri milletin iradesine sahip çıkması, bu tek parti artığı faşistleri çılgına çevirirdi.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Kendi küçük dünyalarında kurdukları Türkiye hayaliyle ülkenin ve milletin gerçekleri arasındaki fark, yüzlerine bir Osmanlı şamarı gibi inince âdeta deliye dönerlerdi. Her seçimde yaşadıkları hezimeti 14 Mayıs’ta da yaşadılar. Bu defa ise kinlerini ve nefretlerini özellikle depremzede kardeşlerimize yönelterek, alçaklığın, evrensel tarihinde yeni bir sayfa açtılar. Tabii onlarla beraber gencinden kadınına, emeklisinden işçisine, çiftçisinden yurt dışındaki vatandaşlarımıza kadar herkes bu kin ve nefret hezeyanından payına düşeni aldı. Aman Allah’ım. Ne demediler? Ne yapmadılar ki? Sizlerin huzurunda tekrarlamaya edebimin ve vicdanımın el vermeyeceği ifadelerle, mesajlarla, videolarla saldırıya geçtiler. Depremzedeleri kaldıkları yerlerden çıkarmaya kalkmaktan buralarda kurdukları çadırları toplamaya, hizmet araçları geri çekmeye kadar yapmadık terbiyesizlik bırakmadılar. On binlerce vatandaşımızın kanını döken terör örgütlerine ve yandaşlarına kucaklarını sonuna kadar açanlar, depremzede kardeşlerimizin tercihlerine tahammül edemediler.”

“DEPREM BÖLGESİNDE YAPTIĞIMIZ ÇALIŞMALARIN ŞAHİDİ SİZLERSİNİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diyarbakır’da 51 Kürt vatandaşımızın kanına bunlar girmedi mi?” diye sorarak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Selo’yu eğer serbest bırakmak istiyorsanız oyunuzu bana vereceksiniz” dediğini belirtti.

“Kim bu Selo?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Terörist. 51 Kürt kardeşimizin Diyarbakır’da ölümüne neden olan terörist. Şimdi eğer Erdoğan kardeşiniz yola devam ederse adalet neyi gerektiriyorsa o olur, bunun dışında bir şey olamaz. Bu teröristleri ‘biz kapıları kıracağız, cezaevlerini açacağız, bunları dışarı bırakacağız.’ Yok öyle bir şey, adalet neyi gerektiriyorsa o. Küresel emperyalistlerin ülkemize yönelik sinsi oyunlarının figüranlığına hevesle koşanlar, deprem şehirlerimizin umutla geleceklerine sarılışını kabullenemediler. Ülkeyi Londra tefecilerinin eline bırakmaya, gençlerimizin teknoloji hayallerinin sembolü kurumlarımızı birilerine peşkeş çekmeye niyetlenenler, bu şehirlerimizin ayağa kalkma gayretlerini umursamadılar. Elbette biz hiçbir depremzedemizi bunların insafına terk edecek, ortada bırakacak değiliz. Şartlar ne olursa olsun biz devletimizle, AFAD’ımızla tüm depremzedelerimizi Allah’ın izniyle yeniden ayağa kaldıracağız. Deprem bölgesinde yaptığımız çalışmaların şahidi sizlersiniz. Diğer şehirlere giden depremzedelerimize nasıl yardımcı olduğumuzu da oradaki kardeşlerimiz gayet iyi biliyor. Biz eser ve hizmet siyaseti yaparken kimsenin kökenine, inancına, mezhebine, meşrebine, siyasi tercihine bakmayız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Van’da deprem olduğunda oradaki oy oranlarının ne olduğunu bildikleri hâlde hemen gittiklerini, gece gündüz çalışıp şehri âdeta yeni baştan inşa ettiklerini belirterek, “İzmir’de deprem oldu. Bay bay Kemal oranın milletvekili. Oradaki oy oranımızın ne olduğunu bildiğimiz hâlde hemen gittik. Yine geceli gündüzlü çalışarak yıkılanların yerine yenisini yaptık. Bay bay Kemal’in belediye başkanı, İzmir, kahir ekseriyetle onlarda. Peki, ne yaptılar? Hiçbir şey” diye konuştu.

Hatay Defne’de de hastane ihtiyacı olduğunu ve oradaki oy oranlarının ne olduğuna bakmadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yüzde 80 CHP’nin oyu var. İki ay içinde hatta bilemedin üç ay, en güzeliyle, en moderniyle, yeni bir hastaneyi oraya kazandırdık. Yarın açılışını yapacağız. İnşallah en kısa sürede hasta kabulüne de başlayacağız. Bizim ne siyaset anlayışımız ne devlet yönetimi anlayışımız, aksi bir tavrı kabul etmez. İşte bunun için bizim Kazandığımız yerde ne diyoruz? Hiç kimse kaybetmez. Biz kazanırsak millet kazanır. Biz kazanırsak ülke kazanır. Biz kazanırsak çalışanlar kazanır, girişimciler kazanır, emekliler kazanır, gençler kazanır, kadınlar kazanır. Biz kazanırsak mazlumlar kazanır, mağdurlar kazanır. Velhasıl biz kazanırsak herkes kazanır ama CHP Genel Başkanı ve ekibi ne yapıyor? Daha bitmemiş bir seçimin ilk tur sonucu üzerinden tehdit ve hakaret diliyle önlerine geleni itiyor, kakıyor, ötekileştiriyor. Bunca fark yedikleri seçimde bile nasıl böylesine bir kibir, böylesine bir nobranlık havası içine girdiklerini gördünüz. Allah muhafaza, ülkenin kaderinde söz sahibi olmaları durumunda bunların neler yapabileceklerini varın siz hesap edin.”

“ASIRLIK DEMOKRASİ VE KALKINMA EKSİKLERİNİ GİDERİRKEN GÖZÜMÜZ HEP 2023’TEYDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs seçimlerini millete, Cumhuriyetin yeni asrına giriliyor olunmasından aldıkları ilhamla Türkiye Yüzyılı’nı vadettiklerini belirterek, “Türkiye Yüzyılı öyle içi de altıda boş bir vizyon denemesi değildir. Tam tersine bu vizyonu ülkemize 21 yılda kazandırdığımız güçlü eser ve hizmet altyapısı üzerine bina ettik. Bugüne kadar eğitimde, sağlıkta, adalette, güvenlikte, ulaştırmada, enerjide, sanayide, tarımda, sporda, sosyal yardımlarda velhasıl her alanda sağlam temeller attık. Asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini giderirken gözümüz hep 2023’teydi” dedi.

Dünyada, bölgede ve ülkede yaşanan her gelişmeyi, her beklenmedik hadiseyi, her potansiyeli bu anlayışla yönettiklerini, yönlendirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İşte bugün o gündür. Bugün hayallerimizi hayata geçirmek için ilk adımı atma günüdür. Bugün evlatlarımıza güçlü ve müreffeh Türkiye’nin müjdesini paylaşma günüdür. Sizler 14 Mayıs’taki tercihinizde işte buna sahip çıktınız. Allah’ın izniyle 28 Mayıs’ta işimizi yarım bırakmayacak, tamama erdireceğiz. Peki, 28 Mayıs’ta sandıkta neyi yarım bırakmayacağız? Bayrağı yerde bırakmayacağız. Kandil’dekilerin bayrağı var mı? Paçavraları var. Onun uzantılarının var mı? Aynı. Bunlar kendi odalarına Türk Bayrağını koymayacak, asmayacak kadar bayrağımıza ihanet içindeler. Vatanı sahipsiz bırakmayacağız. Emekleri karşılıksız bırakmayacağız. Kimseyi umutsuz, sevgisiz, yolda, çaresiz, açıkta, muhtaç ve şefkatsiz bırakmayacağız. Bunları, 81 vilayetimizin hiçbirini 85 milyon vatandaşımızın hiçbir ferdini, gönül coğrafyamızda kalbini ve gözünü bize dikmiş hiçbir kardeşimizi dışarıda bırakmadan hepsini kucaklayarak yapacağız.”

“ASLA REHAVETE KAPILMIYORUZ”

Ülkenin ve milletin derdiyle dertlenmeyenlerin oynadıkları tiyatronun seçim sandığından çıkan sonuçlara verilen tepkiyle bozulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her gün bir başka maskeyle milletin karşısına çıkanlar gün gelir işte böyle gerçek yüzleriyle yakalanır. CHP Genel Başkanı, 28 Mayıs için kendine yeni maskeler hazırlamış ama artık beyhude bir uğraş içinde. Çünkü milletimiz onun ve CHP Genel Merkezi’nden yönettiği trol ordusun derdinin ülkeye hizmet etmek değil ülkeyi birilerine peşkeş çekmek olduğunu gördü. Terör örgütleriyle hâlen kol kola yürürken, ağzından çıkan hiçbir sözün değeri yoktur. Bay bay Kemal kimlerle kol kola? Terör örgütleriyle, PKK’yla onların uzantıları parlamentodaki sözde partiyle. Tefeciler onu destekleyen operasyonlarını kesintisiz sürdürürken, ağzından çıkan hiçbir sözün değeri yoktur. Kendi partisi bile kazanmayacağına inanırken, masa yumruklayarak attığı nutukların hiçbir değeri yoktur.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunun için kalbiyle bizim yanımızda yer alan herkese düşen önemli bir görev var. Asla rehavete kapılmıyoruz, zafer sarhoşluğu içine girmiyoruz. İkinci turda, 14 Mayıs’ta sandığa giden tek bir vatandaşımızın dahi fire vermesini istemiyoruz. İlk turda diğer adaylara oy vermiş kardeşlerimizin ülkenin ve milletin aydınlık geleceği için bu defa bize destek vermesini bekliyoruz. CHP Genel Başkanı’nın aylardır oynadığı oyunun artık bittiğini gören sağduyu sahibi vatandaşlarımızın tercihlerini bir kez daha gözden geçireceklerini umuyoruz.”

Alandakilere sorduğu, “İnşallah 28 Mayıs akşamı hep birlikte kazandığımızın müjdesini milletimizle paylaşmaya hazır mıyız?” sorusuna “Evet” karşılığını alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilerle, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Kahramanmaraş olacağız, Türkiye olacağız” sözlerini tekrarladı.

Programda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan da eşlik etti.

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerle bir araya geldi

Avatar

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Rami Kütüphanesi’nde gençlerle bir araya geldi.

DAHA FAZLA HABER

Dünya

“Önceliğimiz, depremin izlerini bir an önce silerek şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmaktır”

Avatar

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’da K2B Konteyner Kent ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Önceliğimiz, depremin izlerini bir an önce silerek şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin ardından Adıyaman Eğitim Araştırma Hastanesi karşısında kurulan K2B Konteyner Kenti’ni ziyaret etti.

Buradaki konuşmasına alandakileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizleri aşkla, sevgiyle, kadirşinaslıkla bağrına basan Adıyamanlı kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Öncelikle her birinize 14 Mayıs seçimlerinde şahsıma ve Cumhur İttifakı’na verdiğiniz güçlü destek için teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanlığında yüzde 66’yı geçen oy oranıyla Adıyaman, tercihini bizden yana kullandı. Mecliste de Adıyaman’ın tercihi yine Cumhur İttifakı’ndan yana oldu. Rabbim hepinizden razı olsun diyorum. Rabbim muhabbetimizi, dayanışmamızı daim eylesin diyorum” ifadelerini kullandı.

“BİZİMLE 85 MİLYON ARASINDA NİCE BAĞLAR VAR”

Adıyaman’ı hiçbir hesap gütmeden, karşılıksız sevdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İnşallah 28 Mayıs zaferinden sonra Kahta’ya da Sincik’e de söz. Biz, bu yüreği yaralı şehrin güzel insanlarını samimiyetle seviyoruz. Şimdi sordum, ‘Resmî rakamı alın alanda ne kadar katılım var?’ Dediler ki 40 bin… Aramıza kimsenin, hiçbir engelin girmesine de müsaade etmiyoruz. Merhum Neşet Ertaş ne diyordu, ‘Dost elinden gel olmazsa varılmaz, rızasız bahçenin gülü derilmez. Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez, gönülden gönüle gider yar, oy yol gizli gizli.’ İşte bizim de Adıyaman ile aramızda kalpten kalbe giden bir yol var. Bizimle 85 milyon arasında nice bağlar, nice kanallar var. Kem gözler, bunu hiçbir zaman göremediler.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Millete tepeden bakanlar, bunu hiçbir zaman anlayamadılar. 50 bin deprem şehidimiz var. 50 bin deprem şehidimize bay bay Kemal’in takımı nasıl baktı? Bütün deprem bölgesiyle ilgili, ‘Bundan sonra size bir şey yok.’ Bu ifade kullanılır mı, nasıl bunu söylersin? Siz olsanız da olmasınız da bay bay Kemal, evelallah devletimiz kardeşlerinin yanındadır. AFAD’ı ile Kızılay’ı ile bütün imkânlarıyla yanındadır ve bundan sonra da yanında olacaktır. Şu anda konteyner kentlerin olduğu bölgede hamdolsun ciddi sayıda bir yaşam var.”

Siyasi tercihinden dolayı depremzedeleri linç eden, aşağılayanların bu durumu hiçbir zaman kavrayamadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim şu aşkımızın, şu sevdamızın sırrına asla eremediler. CHP zihniyetinin temsilcileri, sorunu, sıkıntıyı kendilerinde aramak yerine her seferinde insanımızı suçladılar. Milletle irtibatlarını güçlendirmek yerine, ‘makarnacı, kömürcü, gerici, yobaz, takunyalı, bidon kafalı’ diyerek insanımızı tahkir ettiler. ‘Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi?’ diyerek içlerindeki kibri ortaya döktüler. Meydanları hınca hınç dolduran milyonların sırrına ermeye çalışmak yerine ‘Bindirilmiş kıtalar’ diyerek bu insanları aşağılamayı tercih ettiler. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 14 Mayıs 1950’den beri bu kötü huylarından maalesef vazgeçmediler” diye konuştu.

“MİLLETİN DESTEĞİNİ HAK EDECEKSİN”

Benzer yaftalamaların bugün de devam ettiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Sandıkta tecelli eden iradeyi kabullenmek yerine insanlarımıza ‘cahil’ diyorlar, ‘Yeterince gelişmemiş’ diyorlar, ‘Oylarını sattılar’ iftirası atıyorlar. Hatta gazete manşetlerinden küstah bir şekilde ‘Milletin karnı TOGGmuş’ diyorlar. Anladınız değil mi? Her türlü hakareti ediyorlar, her türlü densizliği, edepsizliği sergiliyorlar ama bir kez olsun ‘Biz nerede yanlış yaptık’ sorusunu sormuyorlar. Şöyle aynanın karşısına geçip, kendilerini hesaba çekmiyorlar. Pazar günüyle beraber 16’ncı ve 17’nci seçimlerini de kaybettiler. Milletten bu kadar şamar yediler, fakat her defasında hiçbir şey olmamış gibi pişkince hayatlarına devam ettiler. Hatalarından dolayı çıkıp milletimizden özür dilemediler, samimi bir öz eleştiri vermediler, kendilerini düzeltme yoluna asla gitmediler. Milletin gönlünü kazanmak yerine hâlen tehdit diline sarılarak, korkutma siyaseti yaparak insanımızın oyunu alabileceklerini düşünüyorlar.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının zihniyetinin 73 yıldır hiç değişmediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle dedi: “Bunu 14 Mayıs seçimlerinden sonraki tavırlarıyla bir kez daha ispatladılar. Hâlbuki Mevlana Hazretleri ne diyor, ‘Eğer bir insanda ayıp görürsen, o ayıp sendedir. Halbuki sen onda görürsün, alem ayna gibidir, kendi nakşını onda görürsün.’ Bunların da Adıyaman’a, deprem bölgesine, başka şehirlere göç eden depremzedelerimize baktıkça gördükleri, kendi yansımalarıdır. ‘Cahil’ kendileridir. ‘Menfaatçi’ kendileridir. ‘Oy yoksa hizmet yok’ diyen kendileridir. Vatandaşlarımızı ayrıştıran kendileridir. İnsanlarımızı kutuplaştıran kendileridir. Mahalle baskısıyla gençlerimizi yıldıran kendileridir. Sırf destek vermediği için sanatçısından depremzedesine herkese her türlü kötülüğü yapan kendileridir. Milletimiz bunları kaç defa sandığa gömerse gömsün, bu kibirli ve kaba tavırlarından asla vazgeçmiyorlar. İstiyorlar ki bunlar ne yaparsa yapsın, insanlar gelip önlerinde diz çöksün. İstiyorlar ki bunlar kimi aday gösterirse, millet gidip ‘tıpış tıpış’ oy versin. Yok, öyle yağma.”

Siyasetçinin, milletin hizmetkârı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkenin hiçbir insanı, hiçbir partiye, hiçbir genel başkana, hiçbir adaya, sırf karşı tarafın egosu tatmin olsun diye oy vermez, destek vermez. Milletin desteğini hak edeceksin. Bunun için çalışacaksın, eser ortaya koyacaksın, hizmet edeceksin. Bunun için insanlara umut ve güven aşılayacaksın. Bunun için herkesin kendini huzur içinde hissettiği bir iklim oluşturacaksın. Bunların hiçbirini yapmadan sandıktan çıkmayı beklemek, ekmeden biçmeyi, üretmeden kazanmayı, emek vermeden sonuç almayı beklemek gibidir. Elbette böyle davranabilirsin, ama kaç defa denersen dene sonuç alamazsın. CHP Genel Başkanının durumu da buna benzemiyor mu?” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun hep aynı şeyleri yaparak her defasında farklı sonuç beklediğini, kendilerinin ise milletin derdine derman olmanın yollarını aradığını, ülkeye eser kazandırmanın mücadelesini verdiklerini, güvenli bir gelecek kurmanın çabası içinde olduklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha önce de söyledim, bugün de altını çizerek ifade etmek istiyorum. Milletimiz bizi bir faninin görebileceği her türlü makama getirdi. Şu saatten sonra bizim, ferdi olmaktan şeref duyduğumuz aziz milletimize daha büyük eser ve hizmetler kazandırmaktan başka ne gayemiz olabilir?” diye sordu.

“VERDİĞİMİZ SÖZLERİ YERİNE GETİRENE KADAR GECE GÜNDÜZ ÇALIŞACAĞIZ”

Birinci önceliklerinin depremin izlerini bir an önce silerek şehirleri yeniden ayağa kaldırmak olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden hemen sonra Adıyaman’a gelip acıları paylaştıklarını, ramazanda da ziyaret ettikleri kent üzerinden seçim kampanyası döneminde de gözlerini ayırmadıklarını dile getirdi.

Depremin yaşandığı illerde görevlendirdikleri bakanların ve milletvekillerinin yanı sıra belediye başkanları ile mülki idare amirlerinin de sahayı hiç boş bırakmadığını, vatandaşların sorunlarıyla ilgilendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin ve milletin tüm imkânlarının depremzedeler için seferber edildiğini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk günlerdeki bazı eksikler hızla giderilerek yaraları sarmaya, Adıyaman’ı ayağa kaldırmaya başladıklarını, tüm kayıpları telafi etmekte kararlı olduklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi, yıkılanın yerine daha iyisini, daha dayanıklısını yapacaklarını, evi ve düzeni bozulanları mutlaka yuvalarına kavuşturacaklarını kaydetti.

Verdikleri sözleri yerine getirene kadar durmadan, dinlenmeden, gece gündüz çalışacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hedefimiz, 319 bini bir yıl içinde olmak üzere 650 bin yeni konut inşa ederek deprem bölgesini eskisinden daha sağlam, daha planlı, daha güzel bir yer hâline getirmektir. Bölgenin dört bir yanında temeller atıldı, inşaatlar yükselmeye başladı” dedi.

“AMACIMIZ EKİM-KASIM GİBİ KALICI KONUTLARIN TESLİMİNE BAŞLAMAKTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’daki kalıcı deprem konutlarına ilişkin videoyu, alana kurulan dev ekranlardan vatandaşlara izleterek “Konutlar nasıl?” diye sordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte kalbi depremzedelerle atmak böyle olur. İnşallah, evi kullanılamaz hâle gelen son vatandaşımızı da yeni yuvasına kavuşturana kadar aralıksız çalışacağız. Amacımız ekim-kasım gibi kalıcı konutların teslimine başlamaktır” ifadelerini kullandı.

Aynı şekilde köy evlerinin inşasının da hızla sürdüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı’nda ilk köy evlerinin teslimini yaptıklarını anımsattı.

“GEÇİCİ OLARAK DİĞER ŞEHİRLERE GİDEN KARDEŞLERİMİZİ DE YALNIZ BIRAKMIYORUZ”

Deprem bölgesi genelinde, 905 bini aşkın çadır ve 112 bini aşkın konteyner kurduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu geçici barınma merkezleri yanında, 13 bine yakın iş yerimizi de faaliyete geçirdik. Böylece, şehirlerimizdeki barınma sorununa çözüm üretirken ticari hayatın yeniden canlanmasını temin ettik. Geçici olarak diğer şehirlere giden kardeşlerimizi de yalnız bırakmıyoruz. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun önceliklerinin en başında deprem mağduru şehirlerimizin ayağa kaldırılması hedefi vardır. Bu hedefe ulaşana kadar hiç durmadan çalışacağız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bir seçimini daha demokrasi şöleni havasında tamamladığını belirterek şöyle konuştu: “Buna rağmen 14 Mayıs seçimlerinde hezimete uğrayan, 28 Mayıs’tan da umudunu kesen CHP Genel Başkanı’nın giderek daha zehirli, daha çirkin bir dil kullandığını görüyoruz. Yaptığı pervasız ve buram buram nefret söylemi kokan açıklamalarıyla her gün toplumumuzun bir kesimini düşmanlaştırıyor. Koltuğunu kaybetmemek için milletin sinir uçlarıyla oynamak dahil tüm yollara başvuruyor. Daha düne kadar önüne gelene kalp yapmaktan parmakları neredeyse nasır bağlamıştı. Bugün ise aynı eliyle masa yumruklamaktan neredeyse bileği kırılacak. Seçim öncesinde taktığı demokrat maskesi 15 Mayıs sabahı düşünce altından tek parti CHP’si zihniyetinin karanlık ve çirkin yüzü çıktı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Adıyaman bu yüzü çok iyi tanır. Helalleşme, kucaklaşma, barış ve özgürlük söylemleri yerini sadece bir günde faşizmin en pespaye hâline bıraktı. ‘Yeni’ diye millete pazarladıkları CHP’nin, vesayet ve darbe gölgesinde yürüyen CHP’den hiçbir farkı olmadığı görüldü. ‘Demokrat’ diye yere göğe sığdıramadıkları genel başkanının, gerçek bir diktatör heveslisi olduğu anlaşıldı. CHP Genel Başkanı ne yaparsa yapsın, hangi kılığa bürünürse bürünsün, hangi maskeyi takarsa taksın, bölücü örgütle, FETÖ’yle, tefecilerle, küresel lobilerle, LGBT’cilerle, emperyalistlerle beraber yol yürüdüğünü gizleyemiyor.”

“MİLLETİMİZİ ASIRLIK HEDEFLERİYLE BİRLİKTE BULUŞTURACAĞIZ”

Kökenine, meşrebine, siyasi tercihine bakmaksızın her Adıyamanlının canlarından bir parça olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “14 Mayıs seçimleri sonrasında yaşanan utanç verici hadiselerin sizleri üzdüğünü, sizlerin zaten yaralı olan kalbinizi daha da kanattığını biliyorum. Daha düne kadar depremzedelerimize ‘bedava ev’ sözü verenlerin, sandıkta istedikleri netice çıkmayınca 15 Mayıs sabahından itibaren sergiledikleri nobranlık, tarihe bir utanç vesikası olarak geçecektir. Bunlar, sadece hayata çıkar penceresinden bakan, siyaseti ülkeye hizmet vesilesi değil şahsi ikbal vasıtası olarak gören bir avuç muhteristir. Bunlara bakıp da asla karamsarlığa kapılmayın, asla hüzünlenmeyin, asla umudunuzu kaybetmeyin. Tam tersine hep birlikte Adıyaman’ımıza daha sıkı sahip çıkalım” ifadelerini kullandı.

Devletin ve milletin imkânlarını daha fazla seferber ederek depremzedelerin hayata yeniden sarılmalarını sağlamakta kararlı olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlere havalimanınızı yaparak, Nissibi Köprüsü’nü yaparak bu hizmetleri verdik mi? İnşallah 28 Mayıs’tan sonra çok daha farklı yatırımları, çok daha farklı adımları atmak suretiyle inşallah Adıyamanı’mız, Anadolu’nun en güçlü illerinden bir tanesi olacaktır. Unutmayın, kâinatın sahibi olan Yüce Allah, yeniden başlayanların yardımcısıdır. Allah sabredenlerin, sabırla yardımını isteyenlerin yardımcısıdır. Rabb’imiz, zatından ve rahmetinden ümidini kesmeyenlerin yardımcısıdır. Allah’ın yardımı ve inayetiyle, sıkıntılarımızı beraberce çözeceğiz. Badireleri beraberce aşacağız. Hayatın karşımıza çıkardığı zorlukları birlikte göğüsleyeceğiz. Şehit kanlarıyla yoğrulmuş bu cennet vatana birlikte hizmet edeceğiz. Milletimizi asırlık hedefleriyle inşallah birlikte buluşturacağız” değerlendirmesini yaptı.

Bunun için öncelikle 28 Mayıs’ta sandıklara çok sıkı sahip çıkılması gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sandıklara sahip çıkıyor muyuz? Bütün akraba, yakınlarımızı sandıklara taşıyor muyuz? Çünkü 28 Mayıs’ta ben, Cumhur İttifakı, Adıyaman’dan farklı bir ses bekliyoruz. Küresel ölçekte bunu temsil edecek, milletimize 5 yıl daha hizmet edecek cumhurbaşkanını belirleyeceğiz” dedi.

“Bizi zaten tanıyorsunuz, hizmetlerimizi, eserlerimizi çok iyi biliyorsunuz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Aynı şekilde ne bürokratik kariyeri ne siyasi hayatı boyunca hiçbir başarısı, ülkeye ve millete hiçbir hayırlı hizmeti olmayan diğer adayı da gayet iyi biliyorsunuz. Sağlıkta hastanelerimizi ne hâle getirdiğini gayet iyi biliyorsunuz? Çalıştığı ajans değişince söylemi de karakteri de tarzı da yüzü de değişen bir rüzgârgülünün Türkiye’yi temsil etmesi mümkün mü? Şimdi hep birlikte öyle bir adım atalım ki inşallah 28 Mayıs’ta gümbür gümbür yola devam” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışında yaşayan gençlere ve vatandaşlara da şu çağrıda bulundu: “Sandık; irademizi, tercihlerimizi, kendimize ve ülkemize dair hayallerimizi ifade edebileceğimiz en güzel araçtır. Gurbetçilerimiz, seçimlerin ilk turunda rekor oy oranıyla bunu yaptılar. Bulundukları ülkelerde kurulan sandıklara koşarak Türk demokrasisine güç kattılar, geleceklerine sahip çıktılar. Şimdi önümüzde Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turu var. Yurt dışındaki vatandaşlarımın ikinci turda da aynı iradeyi sergileyeceğine yürekten inanıyorum. Dünyanın farklı ülkelerinde milletimizi temsil eden tüm kardeşlerimden, bugünden itibaren sandıklara mutlaka giderek oylarını kullanmalarını rica ediyorum. Başta yurt dışındaki gençlerimiz olmak üzere, gurbetçilerimizden şahsımıza ve Türkiye Yüzyılı’na çok güçlü destek bekliyorum.”

Ziyarette Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan da eşlik etti.

DAHA FAZLA HABER

HABER BURADA

Bürokrat11 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adnan Menderes’in anıt mezarını ziyaret etti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adnan Menderes ve arkadaşlarının anıt mezarını ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Türk demokrasisi, bir 27 Mayıs’ta aldığı yarayla sendelemişti. Şimdi...

Bürokrat6 gün önce

“Nefretin, kinin ve öfkenin diliyle değil, daima kardeşliğin diliyle konuştuk”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Ayıranlardan, ayrıştıranlardan değil, hep birleştirenlerden, 85 milyonun tamamını kucaklaştıranlardan olduk. Nefretin, kinin ve öfkenin...

Bürokrat6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’da gençlerle bir araya geldi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşpınar Kültür, Eğitim ve Sosyal Destek Kampı’nda düzenlenen Adıyaman Gençlik Buluşması’na katıldı.

Dünya6 gün önce

“Deprem bölgesinin dört bir yanında kalıcı konutların silüetleri yükselmeye başladı”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Şu anda deprem bölgesinin dört bir yanında kalıcı konutların silüetleri yükselmeye başladı” dedi. Cumhurbaşkanı...

Bürokrat6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerle bir araya geldi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Rami Kütüphanesi’nde gençlerle bir araya geldi.

Dünya6 gün önce

“Önceliğimiz, depremin izlerini bir an önce silerek şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmaktır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’da K2B Konteyner Kent ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Önceliğimiz, depremin izlerini bir an önce silerek şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmaktır”...

Bürokrat1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” Mesajı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” Mesajı: “Aziz Milletim, Kıymetli Gençler, Bugün Milli Mücadelenin...

Bürokrat1 hafta önce

“Milletimizin her kesiminin sıkıntılarını çözmek için gece-gündüz çalışıyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul Ulaşım Sektörü Buluşması” programında yaptığı konuşmada, “Biz, sadece ve sadece ülkemize eser kazandırmanın peşindeyiz. Milletimizin her kesiminin...

Dünya2 hafta önce

“Ülkemiz 14 Mayıs seçimleriyle bir demokrasi şölenini daha alnının akıyla tamamlamıştır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçime ilişkin olarak yaptığı açıklamada, “Ülkemiz 14 Mayıs seçimleriyle bir demokrasi şölenini daha alnının akıyla tamamlamıştır” dedi. Cumhurbaşkanı...

Bürokrat2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, televizyon kanalları ortak yayınına katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde gerçekleştirilen televizyon kanalları ortak canlı yayınında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan,...

REKLAMLAR
Eylül 2022
P S Ç P C C P
 1234
567891011
12131415161718
19202122232425
2627282930  

GENÇ BÜROKRAT