Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti Kadın Kolları Kuruluştan Bugüne MKYK ve İl Başkanları ile Toplantı” programında yaptığı konuşmada, “Eğitimden sağlığa, istihdamdan girişimciliğe kadar her alanda kadınlarımızın haklarını korumayı, onlara pozitif ayrımcılık yapmayı ilke edindik” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Altındağ Kültür Sarayı’nda düzenlenen “AK Parti Kadın Kolları Kuruluştan Bugüne MKYK ve İl Başkanları ile Toplantı” programına katılarak bir konuşma yaptı.
Kuruluşundan bugüne AK Parti Kadın Kolları yönetiminde ve teşkilatlarında görev alan herkese şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ahirete irtihal edenlere de Allah’tan rahmet diledi.
Hâlihazırda Türkiye’nin tüm illerinde, ilçelerinde, mahallelerinde, sokaklarında, hanelerinde AK Parti davasını millete anlatan kadınların her birine teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti, Türk siyasi hayatında en yaygın ve etkin kadın teşkilatlanmasını kuran, genel merkezinden sandık kurullarına kadar tüm kademelerinde kadınlara en çok yer veren partidir. Bugüne kadar katıldığımız seçimlerin istisnasız tamamından birinci parti olarak çıkmamızda, kadınlarımızın, bilhassa hanelere girerek yürüttüğü gönül kazanma faaliyetlerinin çok büyük katkısı vardır. Nitekim sadece ülkemizde değil, dünyada pek çok siyasi parti, AK Parti’nin kadın teşkilatlanması modelini örnek alarak kendisine uyarlamaya çalışmıştır” dedi.
“KADINLARIMIZIN, TÜRKİYE’NİN SON 20 YILINDA ELDE ETTİĞİ TÜM KAZANIMLARDA ÇOK ÖNEMLİ PAYLARI VARDIR”
AK Partili kadınların, parti faaliyetlerindeki hayati gayretleri yanında, Türkiye’nin son 20 yılında elde ettiği tüm kazanımlarda da çok önemli payları olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaptığımız her reformda, hayata geçirdiğimiz her eser ve hizmette, yürüttüğümüz her mücadelede kadınlarımızı yanımızda görmenin verdiği şevkle, sürekli daha ileri adımlar attık. Yıllarca sadece sorunlarıyla, istismarlarıyla, dramlarıyla, mağduriyetleriyle gündeme gelen kadınlarımızı, ülkemizin beşeri sermayesinin ana unsuru hâline dönüştürdük” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Mersin’de polisevine yönelik terör saldırısına ilişkin şunları kaydetti: “İşte dün Mersin’de yaşanan hadiseyi gördük. İki terörist kadını kimler istismar ediyor, malum, parlamentoda olan parti. Adı parti ama dikkat edin terörist olarak kullandığı iki kadın kendilerini patlatıyorlar ve Mersin’de ölüyor. Bu ne vicdan, bu nasıl bir anlayış, nasıl bir beyin yıkama ameliyesi yaptınız ki bu iki kadın kendilerini batıl davanız için feda etti. Üstelik de polisevimizi imha etmeye çalışırken. Bunlar hangi yüzle bu milletin karşısına çıkıp kendilerini anlatacaklar? Hangi yüzle bunlar ‘Biz Türk siyasi hayatında varız. Biz demokratız. Biz özgürlükçüyüz.’ diyecekler? Hangi yüzle? İşte burada kadın kollarımıza sesleniyorum. Tabii bugüne kadar yüzlerce kadın bu batıl terör davası için kendilerini ne yaptı, yok etti. Biz kadınlarımızla milletimize hizmet etmenin gayreti içerisindeyiz. Dağ, taş, kar, kış demeden bunu yapıyoruz. Bunlar ise maalesef bu batıl dava için insanlarını yok ediyor, kadınları yok ediyor.”
Eğitimden sağlığa, istihdamdan girişimciliğe kadar her alanda kadınların haklarını korumayı, onlara pozitif ayrımcılık yapmayı ilke edindiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öyle ki bugün yükseköğrenimde çağ nüfusuna göre kızlarımızın okullaşma oranı yüzde 49 iken, erkeklerde bu oran yüzde 40’ta kalıyor. Akademiden sağlığa pek çok alanda istihdamda kadın oranı yüzde 50’nin üzerine çıkmıştır. Sadece bu tablo dahi tek başına, yıllarca çeşitli bahanelerle okuldan, eğitimden, hayatın pek çok alanından uzak tutulmaya çalışılan kadınlarımızın, fırsat eşitliği temelinde ulaştığı yeri göstermeye yeterlidir” ifadelerini kullandı.
Kadını yok saymanın, insanlığın yarısından vazgeçmek olduğunu sürekli dile getirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ne diyor rahmetli Neşet Ertaş, ‘Kadın insan, erkek insanoğlu.’ Evet, kadını yok saymak, aileden üretime kadar insanlığın geleceğini oluşturan alanların tamamının içini boşaltmak demektir. Kadını yok saymak, Rabb’imizin ‘kadınlar ve erkekler’ diyerek beraberce muhatap aldığı insanlığın yaradılıştan gelen bütünlüğüne, haşa, karşı çıkmak demektir. Geçmişte kimi cehaletten kimi yanlış kabullerden kimi dış etkilerden kaynaklanan sebeplerle kadınlarımızın sıkıntılar çektiği, haklarını kullanmakta zorluklar yaşadığı elbette bir gerçektir. Sadece başörtüleri sebebiyle maalesef polis copları altında üniversite kapılarında kızlarımızın, analarıyla beraber inletildiği durumları herhalde yok sayamayız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunları bu ülke yaşadı. Yaşadık. Kızlarımızın okul kapılarında neler çektiğini gayet iyi biliriz. Geldik, artık bu ülkenin hiçbir kurumunda başörtü sebebiyle kızlarımıza, kadınlarımıza zulmedilemez, o dönem bitti. Bunu biz başardık. Bu beşeri yanlışları, inancımıza ve kültürümüze mal etmek hem büyük bir haksızlık hem de büyük bir bühtandır. İşte şimdi CHP ne yapıyor? Bakıyorsunuz sembolik olarak her zamanki yaptığı gibi istismar. Birkaç tane başörtülüyü nereden buluyorsa buluyor. Geliyor yakasına bir rozet takıyor. ‘Bak işte biz sizden yanayız, sizinle beraberiz.’ Buradan o kardeşlerime de sesleniyorum. Gelmeyin bu oyuna. Sizin bu oyuna gelişiniz bilesiniz ki bu işi bu ülkede hakkıyla yapanlara da saygısızlık olur” dedi.
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’NİN İNŞASI VİZYONUMUZU, AİLENİN KORUNMASI HASSASİYETİYLE BİRLİKTE YÜRÜTMEKTE KARARLIYIZ”
Türkiye’nin 85 milyon vatandaşının kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla, her bireyinin gücüne, enerjisine, emeğine, gayretine ihtiyacı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Millî Mücadele’de kucağında çocuğuyla cepheye malzeme taşıyan kadınımızdaki ruh ve bilinç neyse, bugün evinde, iş yerinde hayatın farklı alanlarında kendisi, ailesi, ülkesi, milleti için çalışan, üreten kadınlarımızın gayreti de aynıdır. Esasen bizim ülkemize yaptığımız en büyük hizmetlerden biri, kadınlarımızı destekleyerek, hayatın her alanında haklarını alabilmelerini sağlamak, onlara öz güven kazandırmak olmuştur, işte biz bunu başardık. Elbette bazı alanlarda hâlâ eksiklere, aksaklıklara rastlanabilir. Özellikle aile yapısının korunması, çocuğun sağlıklı gelişiminde kadının rolü konusunda katetmemiz gereken mesafe olduğunu biliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gündemdeki diğer meseleler çözüldükçe, bu konularda daha fazla ve yoğun gayret gösterme imkânına kavuşuyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemi, aile merkezli sosyal yapının güçlendirilmesi dönemi hâline getireceğiz. Çünkü varsa yoksa aile. Güçlü olmayan ailede, milleti güçlü kılamazsınız ama ailelerimiz güçlü olursa Allah’ın izniyle millet de güçlü demektir. Batı’nın yaşadığı ve topyekûn geleceğini tehdit edecek düzeye çıkan sıkıntıların temelinde, aile müessesesinin aşınması ve dağılmasının yer aldığını görüyoruz. Bunun için, büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası vizyonumuzu, ailenin korunması ve geliştirilmesi hassasiyetiyle birlikte yürütmekte kararlıyız. Bu konuda da en büyük desteği kadınlarımızdan alacağımıza inanıyorum.”
“MİLLETİMİZİN HAYALLERİNİ HAYATA GEÇİRMENİN MÜCADELESİNİ VERİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 20 yılda Türkiye’yi asırlık eser ve hizmetlerle donatırken gözlerinin hep gelecekteki daha büyük hedeflerde olduğunu söyledi.
Bundan 11 yıl önce Cumhuriyet tarihinin en iddialı Kalkınma Programı’nı milletle paylaştıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık 2023’e bir adım mesafede olduğumuz şu dönemde yeni hedefimizi 2053 vizyonu çerçevesinde şekillendiriyoruz. Çünkü biz, bu milletin dertleriyle dertleniyor, hayalleriyle kendimize ufuk çiziyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda ekranları başında izleyenlere Başkent’ten seslendiğini belirterek, “Aziz milletim, lafta değil icraatta dertliyiz. Bizim derdimiz var, öyle lafla değil, laf ola beri gele değil, derdimiz var. Hep söylüyoruz Akif’in ifadesiyle ‘Kenar-ı Dicle’de bir kurt kapsa koyunu, gelir de adl-i ilahi Ömer’den sorar onu.’ Biz bu yolda böyle yürüdük, böyle yürüyoruz, böyle yürüyeceğiz” ifadesini kullandı.
Yunus Emre’nin “Her nereye bakarsan kendi yüzündür. Kimde ne görürsen kendi özündür” sözlerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, milletimize bakıyoruz ve onun hayallerini hayata geçirmenin mücadelesini veriyoruz. Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, spordan sosyal desteklere kadar yaptığımız her işi bu anlayışla yürütüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın Ankara’nın ikinci şehir hastanesinin açılışını yapacaklarını anımsatarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Laf ola beri gele değil, Ankara’ya ikinci şehir hastanesi, aynen birinci şehir hastanesi kadar büyük dev bir hastane. Her yönüyle modern ve inşallah inanıyorum ki bu saatten sonra Ankara’nın sağlıkta sorunu kalmayacaktır. Yarın saat 14.00’te açılışı yapacağız, hasta kabulleri de başladı.”
TÜRKİYE AİLE DESTEK PROGRAMI
Geçen haftalarda müjdesini verdikleri 500 bin sosyal konut, 250 bin konut arsası ve 50 bin iş yeri projesinin millet tarafından nasıl memnuniyetle karşılandığını hep beraber gördüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünkü Kabine Toplantımızın ardından açıkladığımız yeni sosyal yardım programlarını da yine bu yaklaşımla milletimize sunduk. Sosyal desteklerde ölçümüzü yoksulluk olmaktan çıkartarak, ihtiyaç ve hak temelli bir anlayışla ülkemizin imkânlarını her bir insanımızla paylaşacak kuşatıcı bir sistem kurduk. Bu sistemin en somut uygulamalarından biri de Türkiye Aile Destek Programı’dır” diye konuştu.
Bu programın bütçesini 25 milyar lira ilave ederek 40 milyar liraya çıkardıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 2,5 milyon haneye ulaşacak programla bir yıl boyunca çocukların ihtiyaçlarından, elektrik faturalarına kadar geniş bir yelpazede insanlarımıza destek olmayı hedefliyoruz” ifadesine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki her 10 haneden birini kapsayacak Türkiye Aile Destek Programı’nın, sosyal devlet ilkesinin şimdilik en üst aşaması olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sosyal devletiz, sosyal devletin de gereğini işte bu adımla hayata geçiriyoruz” şeklinde konuştu.
Katılımcılardan, bu tür hükûmet çalışmalarını, vatandaşlara, özellikle de kadınlara en iyi şekilde anlatmalarını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunu siz başaracaksınız. Unutmayın hep söylerim, ‘Kale içeriden fethedilir.’ Bu kaleyi de fethedecek olanlar sizlersiniz. Sizler, bizim öncü kuvvetlerimizsiniz, sizler bizim akıncılarımızsınız. Bu şekilde hem hak sahiplerinin faydalanma düzeyini artırarak hem de muhalefetin yalanlarını ve iftiralarını boşa çıkartarak, AK Parti’nin milletimizin gönlündeki yerini güçlendirmeliyiz. Geçtiğimiz hafta sonu Sakarya’da 2023 seçimlerinde ilk defa oy kullanacak 6 milyon gencimizi kucaklamaya yönelik bir kampanyanın ilk toplantısını gerçekleştirdik. Kızı ve erkeğiyle gençlerimizin coşkusunu, dalga dalga tüm Türkiye’ye yayarak, AK Parti ile gençleri ayrıştırmaya çalışanların oyunlarını bozacağımıza inanıyorum.”
“ENFLASYONUN YOL AÇTIĞI REFAH KAYBINI AŞAMA AŞAMA GİDERMEKTE KARARLIYIZ”
Küresel ekonomik krizin Türkiye’ye olan etkileri sebebiyle sıkıntı yaşayan her kesimi rahatlatacak adımları attıklarını ve atmayı da sürdüreceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asgari ücretten memur ve emekli maaşına kadar tüm kesimlerin gelirlerini yılbaşında ciddi şekilde tekrar yükselterek enflasyonun yol açtığı refah kaybını aşama aşama gidermekte kararlıyız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Kendileri bu ülke ve millet için tuğla üstüne tuğla koymadığı, herhangi bir meselede çözüm teklifi getirmediği, geleceğe dönük herhangi bir program sunmadığı hâlde ellerini ovuşturarak iktidar bekleyenleri inşallah 2023’te bir kez daha milletçe hüsrana uğratacağız. Emin olun 2023’te biz ülkemize hizmet etmeye devam edeceğiz ama muhalefet cephesinde epeyce bir isim zorunlu emekliliğe ayrılacak. Bildiğiniz gibi 20 yıl içerisinde çok emekliliğe ayrılanlar oldu. Şimdi devamı geliyor, onlar da emekliye ayrılacaklar ama biz çok çalışacağız. Biz çok çalışalım ki emekliler kervanı yol alsın. Bu kifayetsiz muhterisleri önce kendi partileri tasfiye edecek, ardından da milletimiz hepsini siyaset arşivinin tozlu raflarına kaldıracak. Yeter ki biz önce kendi birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkalım. Bununla beraber, milletimizle aramızdaki gönül bağını güçlendirmek için gece gündüz çalışalım. Telefonları ihmal etmeyin, onlarla beraber çalışalım.”
“ÜLKEMİZİN İTİBARINI DÜNYADA BAŞARIYLA TEMSİL ETME KONUSUNDA YANIMIZA YAKLAŞACAK KİMSEYİ GÖREMİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eser ve hizmet siyasetinde kendileriyle yarışacak kimsenin olmadığı değerlendirmesinde bulunarak şu ifadelere yer verdi: “Ülkemizin gücünü ve itibarını dünyada başarıyla temsil etme konusunda da yanımıza yaklaşacak kimseyi göremiyoruz. Geriye sadece çalışmak, anlatmak, ikna etmek AK Parti ve Cumhur İttifakı’nı sandıktan zaferle çıkarmak kalıyor. Bugüne kadar 15 seçimde bunu başarmış bir parti olarak, 2023’te çok daha büyük zaferlere imza atmamızın önünde hiçbir engel yoktur. Siz, kadınlarımızın sandığa gitmelerini ve bize oy vermelerini sağlayın. Biz de geleceğimizin teminatı gençlerimize bırakacağımız en büyük hazine olan 2053 vizyonumuzu en güçlü şekilde inşa edelim.”
“Altındağ Kültür Merkezi’nden öyle bir ses verin ki Ankara’nın da Türkiye’nin de dört bir yanından duymayan kalmasın. AK kadınlar, 2023’te Cumhurbaşkanı seçimini rekor oyla tamamlıyor muyuz? AK kadınlar, 2023’te Cumhur İttifakı’nı Meclis’te açık ara birinci yapıyor muyuz? AK kadınlar, evlatlarımıza emanet edeceğimiz 2053 vizyonuna sıkı sıkıya sahip çıkıyor muyuz? AK kadınlar, ülkemizi ve milletimizi yeniden kaosa sürüklemek isteyenlere derslerini sandıkta veriyor muyuz? AK kadınlar, bu kutlu mücadeleyi hep birlikte zafere ulaştırıyor muyuz?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a AK Partili kadınlar “Evet” diyerek karşılık verdi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, madenlerde de izin süreçlerini kısaltacaklarını açıkladı. Metalik bir maden sahasının üretime geçebilmesi için 13 yıl gerektiğini vurgulayan bakan Bayraktar, “Hukuki güvenilirliği ve öngörülebilirliği arttırmayı, izin süreçlerini kısaltarak yatırım ortamını iyileştirmeyi, yeni rezerv keşifleriyle cari açığı azaltmayı ve stratejik ve kritik madenlerde ülkemizin arz güvenliğini sağlamayı hedefliyoruz.” dedi.
Güçlü Madencilik Güçlü Türkiye
Madenciliği tüm boyutlarıyla masaya yatıran Türkiye Maden Zirvesi, sektörün bütün paydaşlarını bir araya getirdi. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda “Güçlü Madencilik Güçlü Türkiye” sloganıyla düzenlenen zirvede; Madencilik Stratejisi, Madencilikte İSG ve İleri Teknoloji, Madencilikte Çevre ve Sürdürülebilirlik başlıklarında oturumlar düzenlendi.
Madenciler Gününü Kutladı
Toplantının açılış konuşmasını, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar yaptı. Bakan Bayraktar, sözlerine maden emekçilerinin 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nü kutlayarak başladı.
Nihai Hedef Yüzde 5
Dünyadaki 90 civarındaki madenin 70’inin Türkiye’de bulunduğunu kaydeden Bayraktar, “Bu durum ülkemizi uluslararası arenada çok önemli bir merkez haline getiriyor. Son 22 yılda madenciliğimizin gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payını binde 6’lardan yüzde 1,4’e kadar çıkardık. Nihai hedefimiz bu oranı yüzde 5’lere yükseltmek.” dedi.
Net İhracat Hedefi
Bayraktar, bunun için yerli kömürden altına, nadir toprak elementlerine ve bor madenine kadar her alanda yatırımı, üretimi, istihdam ve ihracatı artırmaları gerektiğini bildirerek “Zengin kaynaklarımızı katma değerli bir şekilde işleyerek ekonomimize kazandıracak ve Türkiye’yi madenler alanında net ihracatçı konuma getireceğiz.” diye konuştu.
Nijer’de Altın Üretimi
Ham madde arz güvenliği kapsamında Asya’dan Afrika’ya kadar farklı coğrafyalarda da faaliyet yürüttüklerine işaret eden Bayraktar, “Nijer’de arama çalışmaları yaptığımız altın sahalarından birinde MTA IC ile 2025 yılında ilk üretime başlamayı planlıyoruz.” dedi.
Borda Yeni Tesis
Bayraktar, bor madeninde dünya rezervinin yüzde 73’ünün Türkiye’de bulunduğunu belirterek
“Bor madenini sadece ham madde olarak değil katma değerli hale getirerek ara ürün ve uç ürün olarak satmak en büyük hedefimiz. Çelik üretimi ve neodiyum mıknatıs başta olmak üzere pek çok alanda kullanılan Bandırma’da yapımına başladığımız 800 ton/yıl kapasiteli Ferrobor Üretim Tesisi’ni önümüzdeki günlerde açacağız.” dedi.
Kritik Hammaddeler Raporu
Nadir Toprak Elementleri’nin (NTE) enerjiyi, sanayiyi, üretimi dolayısıyla ekonomiyi geliştirecek en stratejik alanlardan biri olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Türkiye Kritik ve Stratejik Hammaddeler raporunu hazırladık. Kritik mineraller konusunda ithalat bağımlılığımızı azaltacak ve arz güvenliği stratejimizi ortaya koyacak bu raporu sizlerle önümüzdeki günlerde paylaşacağız.” diye konuştu.
Ulusal Güvenliğin Ayrılmaz Parçası
Bayraktar, Türkiye’nin bulunduğu bölgenin farklı kriz ve sınamalarla karşı karşıya olduğunun altını çizerek “Bu durum madenlerin mümkün mertebe yerli kaynaklardan temin edilmesi mecburiyetini ortaya koyuyor. Onun için biz enerjide olduğu gibi madenlerde de bağımsızlığı ülkemizin bağımsızlığından ayrı düşünmüyor bu meseleyi ulusal güvenliğin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz.” dedi.
13 Yıl Gerekiyor
Yatırımcıların karşılaştıkları en önemli zorlukların başında izin süreçlerinin uzunluğunun geldiğine değinen Bayraktar, “Bugün baktığımızda bir metalik maden sahası için 7 yıl arama, 3 yıl kurum izinleri ve 3 yıl da üretime hazırlık süreci var. Yani bir maden sahasının üretime geçebilmesi için en az 13 yıl gerekiyor. Gerekirse yasal düzenleme yaparak; hukuki güvenilirliği ve öngörülebilirliği arttırmayı, izin süreçlerini kısaltarak, yatırım ortamını iyileştirmeyi, yeni rezerv keşifleriyle, cari açığı azaltmayı ve stratejik ve kritik madenlerde ülkemizin arz güvenliğini sağlamayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
Zihniyet Dönüşümü
Bayraktar, kamu özel sektör olarak yeni dönemde bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç olduğunu da dile getirerek “Madencilerimizin sorumlu sürdürülebilir madencilik anlayışı içerisinde iyi örnekleri arttırarak sosyal sorumluluk projeleri ve yakın iletişimle yerelde vatandaşlarımızla kuracakları ilişki sektörümüzü başka bir seviyeye getirecektir.” dedi.
Yatırım Ortamının İyileştirilmesi
Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz da yaptığı konuşmada sektörü ileri taşıyabilmek için bazı konularda destek beklediklerini kaydederek “Yatırım ortamının iyileştirilmesi, yeni projelerin önünü açacak teşvik mekanizmalarının geliştirilmesi ve sektörümüze yönelik öngörülebilir politikaların hayata geçirilmesi, yalnızca yerli yatırımcıları değil, yabancı sermayeyi de ülkemize çekecektir.” diye konuştu.
Hızlı Ruhsatlandırma
Daha hızlı, şeffaf ve etkin bir ruhsatlandırma sisteminin, madenciliğin büyümesine önemli katkılar sağlayacağını ifade eden Yılmaz, “Maden arama faaliyetlerinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi konusuna da özel önem verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Japonya-Türkiye ilişkilerinin 100. yılı dolayısıyla resmî ziyaret için Türkiye’de bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito’nun eşi Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya geldi.
Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ziyaret etti.
Lider eşleri önce İstanbul’un fethedilişinin 571. yıl dönümünde Fatih Sultan Mehmet’i anmak için açılan “Fatih Sultan Mehmet” sergisini gezdi.
Burada Fatih Sultan Mehmet’in Çocukluk Dönemi, Padişahlık Dönemleri, İlim Hayatı ve O Dönemde Yaşayan Âlimler, İstanbul’un Fethi ve Askerî Hayatı, Siyasi Hayatı ile Fatih Döneminde Mutfak, Şair Fatih: Avni, Vakıf Eserleri ve Ölümü bölümleri hakkında bilgi alan Akishino sergide sunulan Fatih Sultan Mehmet’in kaftan, kılıç, zırh gömlek gibi kişisel eşyaları ve o dönemin tarihine ışık tutacak çok sayıda esere hayranlığını dile getirdi.
Emine Erdoğan ve Akishino, sergi ziyaretinin ardından, Cihannüma Salonu’na geçerek hatıra fotoğrafı çektirdi. Lider eşleri, daha sonra, 600 Japonca eserin bulunduğu Japon Kitaplığı bölümüne geçtiler.
Emine Erdoğan, burada bulunan kitapları inceleyen konuğuna, Mevlana’nın “Mesnevi” eserinin Japonca baskısını ve serginin içeriğini de anlatan “Fatih Sultan Mehmet” kataloğu ile İletişim Başkanlığı tarafından yayınlanan “Türkiye” kitabını hediye etti.
ÇOCUKLARDAN KÜRESEL ISINMA SUNUMU
Daha sonra Nasreddin Hoca Kütüphanesi’ne geçen Emine Erdoğan ve Akishino’yu çocuklar sevgiyle karşıladı. Burada çocukların yaptığı resimleri inceleyen lider eşlerine, bir anaokulu çocuğu kendi yaptığı üzerinde lale motifi olan tabağı hediye etti.
Anaokulu çağındaki bir başka çocuk ise Emine Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensesi Akishino’ya küresel ısınma ile ilgili bir sunum yaptı.
“TEMENNİMİZ İŞ BİRLİĞİNİN DAHA DA İLERİYE TAŞINMASI”
Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile gerçekleştirdikleri programa ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin tesisinin 100. yıl dönümü kapsamında ülkemizi ziyaret eden Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya gelmekten memnuniyet duydum.
Ülkemizin kültür hazinesine ev sahipliği yapan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ve Japonya kitaplığı bölümünü ziyaret ettik. Farklı medeniyetlerin birikimlerini aynı çatı altında buluşturan kütüphanemizde muhafaza edilen özel ve nadir eserleri tanıtma fırsatı bulduk.
Fatih Sultan Mehmet Sergisi’ni gezerek tarihimizin büyük liderlerinden birinin vizyonunu, sanata ve bilgiye olan bağlılığını yakından inceledik. Japonya Kitaplığı, iki ülkenin ortak mirasına ışık tutan ve dostluk bağlarını güçlendiren bir sembol niteliğinde. Temennimiz bu anlamlı ziyaretin ülkelerimiz arasındaki iş birliğini daha da ileriye taşımasıdır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akishino’yu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gelişinde giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino, Türkiye ve Japonya bayrakları önünde tokalaşarak poz verdi.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino heyetleri eşliğinde görüşmeye geçti.
Görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Japonya Veliaht Prensi Akishino’ya, Osmanlı Generali Pertev Paşa’nın İmparator Mutsuhito tarafından ödüllendirildiğini gösteren belge hediye edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, resmî ziyarette bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Japonya Veliaht Prensi Akishino ve Prenses Kiko ile aile fotoğrafı da çektirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye ziyarette bulunan Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatoviç’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Karadağ bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren iki lider, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Engelsiz Türkiye Programı’nda yaptığı konuşmada, “Milletimizin farklı kesimlerine yönelik ayrımcı uygulamalara son vermeyi nasıl görev biliyorsak, engelli vatandaşlarımıza yönelik adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasını da devletimizin asli vazifesi olarak görüyoruz. Bir yandan toplumun temeli olan, aile kurumunu güçlendirmeye çalıştık; diğer yandan yaşlılarımızın, bakıma muhtaç ve engelli kardeşlerimizin geniş bir sosyal hizmet havuzundan yararlanmalarını sağladık” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen Engelsiz Türkiye Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Ülkenin ve dünyanın dört bir yanındaki tüm engellilerin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler öncülüğünde tüm dünyada kabul görmüş bu günün engellilerin sorunlarıyla ilgili farkındalığın artmasına, engelli insanların hayatlarını kolaylaştıracak yeni adımların atılmasına vesile teşkil ettiğini belirtti.
“ENGELLİ KARDEŞLERİMİZİN GÜNDEMİNE SAHİP ÇIKMAMIZ, BU YÖNDE ATILAN ADIMLARA İŞTİRAK ETMEMİZ GEREKİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin sorunlarının çözümü noktasında en önemli hususun bu konuyu her fırsatta gündeme taşımak suretiyle toplumsal hassasiyetin gerilemesine izin vermemek olduğunu ifade etti.
Engellilerle ilgili ne kadar farkındalık oluşturabilir, mesuliyet duygusu ne kadar yaygınlaştırabilirse bu süreçte o kadar fazla yol alınabileceğine, o derece başarılı olunabileceğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bakımdan siyaset, sivil toplum ve hükûmet olarak sosyal aktivitelerle, kültürel projelerle, toplumsal bilinci artıran kampanyalarla hep beraber engelli kardeşlerimizin gündemine sahip çıkmamız, bu yönde atılan adımlara iştirak etmemiz, samimi destek vermemiz gerekiyor. 22 yıldır Türkiye’de değişimin ve dönüşümün öncülüğünü yapan AK Parti, toplumun her kesimini bu mücadeleye dahil etmek için öncü, örnek ve sürdürülebilir politikalar oluşturmaya devam ediyor. Partimizin düzenlediği bu programın da engelli kardeşlerimizin hayatlarını daha da kolaylaştırma ve toplumla bütünleşmelerini sağlama çabalarımıza katkı sunacağına inanıyorum. Bu anlamlı programı tertipleyen AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığımıza teşekkür ediyor, Rabbimden üstün başarılar temenni ediyorum.”
“UZAK COĞRAFYALARA İYİLİĞİ, MERHAMETİ VE ŞEFKATİ TAŞIDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gölgesinde yaşamaktan bahtiyarlık duyulan medeniyet çınarının köklerinin yüzlerce yıl ötesine uzandığını ifade etti.
Merkezine insanı ve insanlık değerlerini alan medeniyet çınarıyla farklı coğrafyalara iyiliği, adaleti, şefkat ve merhameti taşıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: ‘İnsan insanın kurdudur’ yerine, ‘İnsan insanın yurdudur’ dedik ve ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışıyla hareket ettik. Bugün gönül coğrafyamızda hangi evi ziyaret etseniz orada mutlaka Türkiye’ye dua eden, bu millete selam gönderen, bizleri ve ecdadı hayırla yad eden insanlarla karşılaşırsınız. Türk beklenendir, Türk yolu gözlenendir tespitinin kuru bir hamaset değil tam aksine güçlü bir hakikat olduğuna pek çok yerde şahitlik edersiniz. Biz de buna yurt dışı ziyaretlerimizde defalarca şahitlik ettik. Bu elbette ki parayla, güçle, zorla elde edilebilecek bir paye değildir. Kalplerin kilidini açmak iyiliğe giden yolu bulmak ve tertemiz bir mazinin taşıyıcısı olmak, inanın ki her millete nasip olacak bir onur değildir. Türkiye adına, Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesi adına, Türkiye Yüzyılı’nın inşası adına çok büyük bir kazanımdır, önemli bir referanstır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ecdadın engelli konusuna yaklaşımını hatırlatarak, Selçuklu döneminde sultanların Darüşşifa kurumlarıyla, Ahi Teşkilatı’nın orta sandıklarıyla, vakıfların Hankah ve şifahanelerle engellilerin ve hastaların daima yanında olduğunu dile getirdi.
Engellilerin askerî ve idari görevlere getirildiklerine, titizlikle himaye edildiklerine, sosyal hayata katılımlarının teşvik edildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bir vakıf medeniyeti olan Osmanlı’da, engellilere dönük hizmet ve faaliyetler devletin siyasetinde önemli bir yer tutmuştur. Padişah müşavirliği dahil engellilerin Osmanlı Devleti’nin farklı kademelerinde büyük vazifeler üstlendiği çoğu zaman göz ardı edilen bir gerçektir. Hırka-i Saadet Dairesi’nde görev alan Darul-Huffaz gibi kurumlarda yetişip hafızlık yapan, farklı din hizmetlerinde bulunan nice engellinin hayatın her alanında güçlü bir şekilde var olduğunu biliyoruz. Ecdat, vakıflar, eğitim ve sağlık kurumları, bimarhaneleriyle engellilerin topluma kazandırılmasına müthiş bir hassasiyet göstermiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de kimi marjinal çevrelerin bitmeyen bir kinle özellikle hedef aldığı Sultan 2. Abdülhamit Han’ın, 1889’da açtırdığı bir mekteple işitme ve konuşma engelli kişilerin çağın üzerinde bir eğitim almalarını sağladığını söyledi.
Bu okulun öğrencilerinin, at arabalarının ve diğer araçların kendilerini fark etmeleri için kırmızı renkli bir kıyafet giydiklerini, Sultan Abdülhamit Han’ın bu öğrencilere özel bir ihtimam gösterdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bir gün dönemin Maarif Vekaleti bu talebeler için bir talimatname hazırlamış ve mahallî idarelere göndermiştir. Bu talimatnamede kırmızı renkli elbise giyen öğrencilere dikkat etmeyen tüm arabacıların amirleri tarafından uyarılmaları, gerekirse cezai işleme tabi tutulmaları emredilmiştir. Yine o günlerde işitme ve görme engelliler okulu talebeleri Abdülhamid Han’a bir mektup yazarak kendilerine yönelik hizmetlerinden ötürü Sultan’a şükranlarını ifade etmişlerdir. İşte biz böyle bir geçmişten, böyle bir devlet geleneğinden, hamdolsun böyle erdemli ve kapsamlı bir sosyal politika tecrübesinden geliyoruz. Bundan da iftihar etmemiz, gururlanmamız gerekiyor. Başkaları gibi devletimizin ve milletimizin tarihini bir asır öncesinden başlatıp, geçmişi reddetmek yerine, tarihimizi bir bütün olarak kucaklıyor, maziden bugüne ve geleceğe güçlü köprüler kurmaya gayret ediyoruz.”
Ecdattan miras kalan ne kadar değer ve ne kadar uygulama varsa hepsini muhafaza etmenin, daha ileri seviyelere taşımanın çabasında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal adaleti güçlendirmeyi, eşitsizliği gidermeyi hedefleyen, kuşatıcı insan odaklı yaklaşımların gerisinde işte bu tasavvurun bulunduğunu söyledi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NDE HANGİ SEBEPLE OLURSA OLSUN KİMSE DIŞLANAMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz her zaman şunu savunduk. Bugün de aynı hassasiyeti taşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sahibi millettir. 85 milyonun tamamıdır. İnanç, mezhep, meşrep ayırmaksızın milletimizin tüm fertleri, devletimizin nazarında aynı derecede hizmete ve hürmete layıktır. Tek parti faşizmi ve darbe dönemlerindeki gibi makbul olan ve olmayan vatandaş ayrımını asla tasvip etmiyoruz. Sırf inancından, başörtüsünden, sakalından dolayı insanların kamusal hayatın dışına atıldığı o kara günler artık geride kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nde hangi sebeple olursa olsun kimse dışlanamaz, ikinci sınıf vatandaş olarak görülemez, sosyal, siyasal ve iktisadi noktada kesinlikle geri görülemez. Bunların en başında da engelli vatandaşlarımız yer almaktadır. Biz engelli vatandaşlarımızla güçlüyüz ve 21. yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapma hedefine giden yolda engellilerimizle kol kolayız, omuz omuzayız. Milletimizin farklı kesimlerine yönelik ayrımcı uygulamalara son vermeyi nasıl görev biliyorsak, engelli vatandaşlarımıza yönelik adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasını da devletimizin asli vazifesi olarak görüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’den beri aile ve sosyal hizmetler sahasının bu konuda titizlikle eğildikleri alanların başında geldiğini, bir yandan toplumun temeli olan aile kurumunu güçlendirmeye çalıştıklarını, diğer yandan yaşlıların bakıma muhtaç ve engellilerin geniş bir sosyal hizmet havuzundan yararlanmalarını sağladıklarını anlattı.
Engellilere dönük hizmetleri, lütfeden, bahşeden, üstenci bir tarzda değil, geç kalmış hakların teslimi yaklaşımıyla hayata geçirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2005’te çıkardıkları ve temel politikayı ortaya koydukları Engelliler Hakkında Kanun’un, bunun en açık göstergelerinden biri olduğunu ifade etti.
“WEB SİTELERİ VE MOBİL UYGULAMALARIN ERİŞİLEBİLİRLİĞİ GENELGESİNİ YAKINDA YAYINLAYACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2008’de Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeyi (EHS) imzalayan ilk ülkelerden biri olduğunu anımsatarak, engellilerin hak ve hizmetlere doğrudan ulaşabilmeleri adına erişilebilirlik ilkesini kendilerine rehber edindiklerini vurguladı.
Bu kapsamda kamu kullanımına açık binaların, kaldırım, yaya geçidi ve park gibi açık alanların, toplu ulaşım araçları ile bilgi ve iletişim sistemlerinin erişilebilir olmasını zorunlu hâle getirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin yoğun şekilde kullandıkları 3 bin 500’ün üzerinde bina, açık alan ve toplu taşıma aracına, erişilebilirlik belgesi verdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020 yılını “Erişilebilirlik Yılı” ilan ederek bu alandaki çalışmalara daha da hız kazandırdıklarını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erişilebilirlik yalnızca fiziki yapılarla sınırlı değil, teknolojinin tüm unsurlarıyla hayatımızı hem de doğrudan etkilediği bugünlerde çoğu ürün ve hizmete erişim dijital yollarla sağlanıyor. Buradan bir müjdeyi tüm engellilerimizle paylaşmak istiyorum. Engelli kardeşlerimizin dijital temelli hizmetlere daha kolay ulaşabilmeleri amacıyla web siteleri ve mobil uygulamaların erişilebilirliği genelgesini inşallah yakın zamanda yayınlayacağız. Genelgemiz tüm engelli kardeşlerimiz için şimdiden hayırlı, uğurlu olsun.”
“ENGELLİ ÖĞRENCİLERİMİZ, EV, OKUL ARASI ULAŞIMLARINI HİÇBİR ÜCRET ÖDEMEDEN YAPABİLİYORLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İşitme engelli kardeşlerimizin, tüm işaret dili tercümesinden yararlanabilecekleri engelsiz iletişim merkezimizi 2022 yılında kurduk. 2013 yılında hayata geçirdiğimiz ücretsiz seyahat uygulamasına devam ediyoruz. Bu çerçevede engelli bireyler ve refakatçileri için belediyeciler aracılığı ile yaptığımız gelir desteği ödemelerimizi sürdürüyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 1,5 milyar liralık ücretsiz seyahat gelir desteği ödemesi gerçekleştirdik. Engelli öğrencilerimiz, ev, okul arası ulaşımlarını hiçbir ücret ödemeden yapabiliyorlar.”
Erişilebilirlik bilincinin toplumun tüm kesimlerinde yaygınlaşması adına 2011’den beri bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları yürüttüklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 28 bini aşkın kamu personelinin erişilebilirlik eğitimlerine katıldığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin çalışmak ve üretmek için istekli ve azimli olduğuna yıllardır bizzat şahitlik ettiğini vurgulayarak, “İş yerlerine engelli personel çalıştırma zorunluluğu getiren kota sistemini devreye aldık. Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı ile kamuda engelli memur atamalarının önünü yine biz açtık. Böylece son yıllarda kamudaki engelli memur sayısında önemli artış sağladık. 2002 yılında 5 bin 772 olan engelli memur sayımız şu an 71 bine yaklaşmış durumda” diye konuştu.
Kamuda çalışan engelli memurların verimliliğinin artırılmasına büyük önem verdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin özel sektörde istihdam edilmelerini de güçlü şekilde desteklediklerini vurguladı.
Bu kişilerin becerilerinin dikkate alınarak istihdam edilmeleri için iş koçluğu uygulamasını 2014’te başlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu uygulamayı iş ve meslek danışmanlığı sistemi olarak yaygınlaştırmaya ve güçlendirmeye devam ediyoruz. İş bulmakta zorlanan zihinsel engelli vatandaşlarımızı ücret desteği, vergi indirimleri ve çeşitli muafiyetler sağladığımız korumalı iş yerlerinde istihdam ediyoruz. Hâlihazırda bu yardımdan 17 korumalı iş yerinde 333 engelli kardeşimiz çalışmaya, üretmeye devam ediyor” dedi.
“2002’DE 21 OLAN ENGELLİ BAKIM MERKEZLERİMİZİN SAYISINI 106’YA ÇIKARDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken teşhis ve müdahalenin birçok alanda olduğu gibi engellilikle mücadelede de önemli bir yer tuttuğunu belirterek, “0-8 yaş aralığındaki özel gereksinimli evlatlarımızın ihtiyaç duydukları hizmetleri etkili bir şekilde alabilmeleri için aile temelli, ulusal erken müdahale sistemimizi yıl bitmeden pilot olarak hayata geçireceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda 2 ilde uygulanan otizmli bireylerin ailelerine yönelik Bireysel Sosyal Hizmet Danışmanlığı’nı da yakın zamanda 16 ile daha taşıyacaklarını bildirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üzerinde önemle durduğumuz bir diğer konu ise engelli vatandaşlarımızın ailelerinin yanında sosyal çevrelerinden kopmadan bağımsız bir biçimde yaşamlarını sürdürebilmeleridir. Bunun için Evde Bakım Yardımı, Gündüzlü Bakım Hizmetleri ve Umut Evleri gibi toplum temelli bakım hizmetlerini önceliyor ve yaygınlaştırıyoruz. 2007 yılında yaklaşık 29 bin vatandaşımız evde bakım yardımı alıyordu. Hâlihazırda bu yardımdan yaklaşık 547 bin vatandaşımız yararlanıyor. Engellilerimizin kültürel ve sportif faaliyetlere katılabildiği gündüz bakım evlerimizin sayısını 137’ye yükselttik. Ülkemizin dört bir yanındaki 145 Umut Evi’nde engelli vatandaşlarımıza ev ortamında hizmet sunmaya devam ediyoruz. 2002 yılında 21 olan engelli bakım merkezlerimizin sayısını 106’ya çıkardık. Bu merkezlerdeki 6 bin 832 vatandaşımızın her türlü ihtiyacı ücretsiz karşılanıyor. 2024 yılı Ekim ayı itibarıyla farklı şehirlerdeki 317 özel bakım merkezinde hizmet alan 30 bin 165 engelli vatandaşımızın yüzde 94’ünün bakım maliyetlerini devlet olarak biz karşılıyoruz.”
“ENGELSİZ BİR TÜRKİYE İSTİYORSAK TÜM KURUMLARIMIZIN UYUM VE İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE BUNA KATKI SAĞLAMASI ŞARTTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, otizm alanında ihtisaslaşmış, gündüzlü ve yatılı bakım merkezlerinin de yaygınlaştırılmasının önceliklerinin arasında yer aldığını belirtti.
Otizm spektrum bozukluğu olan bireylere İkinci Ulusal Eylem Planı’nın uygulanmaya başladığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Engelli kardeşlerimizin hiçbir zorlukla karşılaşmadan hayatın her alanında güçlü şekilde var olabildiği bir ülke Türkiye Yüzyılı’nda ulaşmak istediğimiz hedeflerden biridir. Türkiye Yüzyılı sadece barışın, huzurun, kardeşliğin değil, engellilerin de yüzyılı olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi’ni 3 yıl önce yine Dünya Engelliler Günü’nde ilan ettiklerini, vizyon belgesinin 3 yıllık uygulama aracı olan Engelli Hakları Ulusal Eylem Planı’nın ilk 2 yılının geride kaldığını söyledi.
Eylem planının hedeflerine tam anlamıyla ulaşabilmesi için herkesin daha gayretli, hevesli ve özverili çalışması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Engelsiz bir Türkiye istiyorsak tüm kurumlarımızın uyum ve iş birliği içinde buna katkı sağlaması şarttır. Bu noktada sorumluluk üstlenen tüm birimlerimizin gereken özeni, titizliği, hassasiyeti göstereceğine yürekten inanıyorum. Burada şu gerçeği tekrar hatırlatmak durumundayım. Gerçek manada engellilik hâli, azmini ve idealini kaybetmişler içindir. Azmini ve idealini kaybetmemiş olanlar için engel yoktur. Azim varsa, hedef varsa, inanç varsa, ülkü varsa başarı vardır, zafer vardır, galibiyet vardır, hedeflere ulaşmak vardır. Bir başka engellilik hâli de zihinlerde ve yüreklerde olandır. Yani asıl engellilik kendine engel olmaktır. Kendini sınırlamak, hayatın içerisinden geri çekmektir. Davası, hedefi, gayesi ve azmi olan parmağıyla mermeri deler, tırnağıyla kale surlarında gedik açar.”
“ENGELLİ KARDEŞLERİMİZLE EL ELE, GÖNÜL GÖNLE VERDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Spordan siyasete, iş dünyasından hayatın diğer alanlarına kadar engelli kardeşlerimizin hepimizi gururlandıran, hepimize umut ve ilham veren başarılarının gerisinde zihinlerdeki engelleri yıkmaları vardır. Engelli kardeşlerimizle el ele, gönül gönle verdik. Hamdolsun bugün 22 sene önce hayal dahi edilemeyen seviyelere geldik ama önümüzde daha gitmemiz gereken çok ciddi mesafe olduğunun da farkındayız. Engelli kardeşlerimizin hayatın her safhasında daha fazla görünür olmaları, daha fazla yer almaları için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Başta mahallî idareler olmak üzere kamu yahut özel her kurum ve kuruluşun engellilerin hayatına olumlu manada dokunmak noktasında elini taşın altına koymasını özellikle beklediğimizi burada vurgulamak istiyorum” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm engellilerin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü tebrik ederek, erişilebilirlik ödüllerine layık görülen kurumları ve temsilcileri kutladı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.