CNN TÜRK-Kanal D ortak yayınına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dış siyasetteki mücadele alanları, iç politikadaki tartışmalar, gündeme dair gelişmelerle ilgili olarak Fulya Kalfa moderatörlüğünde, Ahmet Hakan, Hande Fırat, Abdulkadir Selvi ve Zafer Şahin’in sorularını cevapladı.
“Millî Güvenlik Kurulu’nda (MGK) terörle mücadele masaya yatırıldı. Mersin’de polisevine bir saldırı oldu. Bu saldırıyı gerçekleştiren teröristlerden Dilşah Ercan’ın CHP’nin hazırladığı ‘Tutuklu Gazeteciler Raporu’nda yer aldığı ortaya çıktı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, saldırıda şehit olan polis Sedat Gezer’e Allah’tan rahmet diledi.
Gezer’in ailesine ve Türk milletine başsağlığı dileklerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaralı polise ise şifalar temenni etti.
Şehit Gezer başta olmak üzere diğer polis ve bekçilerin saldırı sırasında kahramanca bir mücadele verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, teröristlerin elinde kalaşnikof varken şehit Gezer’in tabancasıyla kendisini yere atması ve orada iki teröristin etkisiz hâle getirilmesinin, kahramanlıklarının yanı sıra eğitimlerinin de ne denli başarılı olduğunu gösterdiğini söyledi.
“BU OYUNA GELMEYECEĞİZ”
CHP’nin bu teröristlerden birini gazeteci diye geçmişte savunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Çünkü bunlar daima bizim önümüze çıkıyor. İşte şu anda gazetecilerden hapiste olanlar var. İşte bunlara yönelik herhangi bir olumlu yaklaşımımız yok. İçeride, dışarıda bunlarla karşı karşıya oluyoruz. Terör örgütü ve siyasi uzantısı malum parti yerine, devletin söylediğine eğer kulak verselerdi, böyle ibretlik ve utanılacak hâllere düşmezlerdi. Ama maalesef açık söyleyeceğim, bunlarda utanacak yüz yok. O hapistekilerin de iddia edildiği gibi gazeteci değil, terörist olduğunu biz en baştan beri söyledik ve hâlâ da söylüyoruz. Ama bunlarda yüz yok. Yargı bunları terörist oldukları için cezalandırıyor, mahkûm ediyor veya tutukluyor. Şimdi bunu bir defa görmemiz lazım. Resmî internet sitelerinde de bu ‘tutuklu gazeteci’ diye gösterdikleri raporu hâlâ maalesef gezdiriyorlar. Demek ki hâlâ bu teröristin de bunlar arkasındalar. Yani bundan vazgeçmiş değiller. Bir de o uydurma raporda bu teröristin sırt çantasında kamera, fotoğraf makinası taşıdığı detayını da yazmışlar. Yazanlar kim? Yine malum ana muhalefetin belli yerlere yerleştirdiği kişiler.”
Teröristlerin saldırıyı sırt çantasında taşıdıkları kalaşnikofla yaptığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O sırt çantasında taşıdığı bombayı patlatarak kendini de katletti. Bunların Türkiye’ye kara çalmak için hazırladıkları uydurma raporda savundukları işte bu teröristler. Bunların yaptığı hükûmet eleştirisi değil, devlet düşmanlığı derken işte ben bunu kastediyorum. CHP bir millî güvenlik sorunudur. İşte bütün bunları söylerken kastım da bu. Bu oyuna gelmeyeceğiz” diye konuştu.
“CHP, ‘O zaman bunun terörist olduğunu bilmiyorduk, bilmeyebilirdik.’ şeklinde bir savunma yaptı. Bu, sizin için inandırıcı oldu mu?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan şu cevabı verdi: “Bunun zaten inandırıcılığı, her şeyi bu olayla beraber ortaya çıkmış oldu. Bundan sonraki süreçte şu anda içeride olan, CHP’nin bunların arkasında durması ve diğer yandaş malum partinin de bunların arkasında durmasının kıymetiharbiyesinin olmadığı ortaya çıkıyor. Bunlara çok dikkat etmek lazım. Bunların muhakkak terörle bir iltisakı, dağla bağlantıları var. Bunu bileceğiz, adımı da buna göre atacağız. Yani şu anda Edirne’de tutuklu, mahkûm olanların durumu da aynı. Bunlar Diyarbakır’da 50 küsur suçsuz evlatlarımızı… Yine bunlar yaptıkları ‘Sokağa çıkın, dökülün’ demek suretiyle onların ölümüne neden olmadılar mı?”
“Tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı mı kastediyorsunuz?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan “Tabii” karşılığını verdi.
“CHP’nin ‘belli yerlere yerleştirdiği kişiler’ dediniz. Bununla neyi kastettiniz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Parti içi makamlar, grup başkanvekili vesaire” cevabını verdi.
“ADALARI SİLAHLARDAN ARINDIRMALARI ŞART”
“Türkiye’nin bir İHA’sı, Yunanistan’ın hemen dibimizdeki Sisam ve Midilli adalarına ABD’nin verdiği zırhlı araçları yerleştirdiğini tespit etti. Bu, Lozan’a ve uluslararası anlaşmalara aykırı bir durum. Bir suçüstü durumu var. Siz sürekli ‘Bunu yapmaktan vazgeçin.’ dediniz, hatta sert mesajlar da verdiniz ama dinlemiyorlar. Ne yapmayı düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ABD, her şeyden önce NATO’da beraber olduğumuz ülkeler arasında adil davranmıyor. Yunanistan, NATO’da beraber olduğumuz bir ülke ama Türkiye de NATO’da, beraber olduğumuz bir ülke” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin NATO’daki durumuyla Yunanistan’ın NATO’daki durumunun mukayese edilir bir yanının olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hem yaptığı ödemelerle hem de Kara Kuvvetleri ve verdiği güçle NATO’da ilk beş içerisinde yer aldığına dikkati çekti.
“Amerika’nın bu adalara, gerek Midilli’ye gerek Sisam’a bu kadar yüklü silah, mühimmat, araç gereç göndermesi kabul edilebilir bir şey değil” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “ABD’nin son zamandaki bunlara vermiş olduğu zırhlı araçlar, bunları buraya konuşlandırmaları falan bütün bunlar İHA’larla tespit edildi. Tabii bunları tespit etmekle kalmadık. Amerikan zırhlıları nihayetinde bizi tehdit etmek için kullanılıyor. Ama bunlara sorduğunuz zaman ne diyorlar? ‘Biz, bunları Rusya için kullanıyoruz, kullanacağız. Bunun için burada böyle bir konuşlanma yapmış bulunuyoruz’. Amerika’ya diyoruz ki Türkiye gibi bir müttefik bulamazsın. İşine geldiği zaman bunu böyle söylüyorsun. Yine Amerika’ya ve Yunanistan’a gerekli uyarıları Dışişleri Bakanlığımız vasıtasıyla yaptık. Birleşmiş Milletlere son mektubumuzu da 17 Eylül’de gönderdik. Durumdan haberdar edelim, sonra bize şunu söylemesinler, ‘Siz bizi haberdar etmediniz.’ Yunanistan bu meseleyi yok sayıyor ve görüşmeden de kaçıyor. Burada bir şey çok önemli. Buralar, hukuki ifadesiyle gayriaskerî adalar. Biz, burada uluslararası yargı yolunu bunların tıkadıklarını görüyoruz. ‘Uluslararası hukuktan yanayım.’ diyorsan neden görüşmeden, mahkemeden kaçıyorsun? Bu adaları silahlardan arındırmaları şart. Lozan’a göre buralar özel bir statüye tabi.”
Yunanistan’da toplam dokuz Amerikan üssünün bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim, Amerika’dan beklentimiz, Yunanistan’ı yanlış hesaplara sokmaması ve uluslararası kamuoyunun manipüle edilmesine müsaade etmemesidir. Şu anda biz, bütün bu olup bitenleri adım adım takip ediyoruz” dedi.
“KIBRIS TÜRK HALKININ GÜVENLİĞİ İÇİN HER TÜRLÜ TEDBİRİN ALINACAĞINI HERKESİN BİLMESİ GEREKİR”
Bugünkü Millî Güvenlik Kurulu Toplantısı’ndan sonra yapılan basın açıklamasının bunları içerdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Amerika’nın Güney Kıbrıs’a yönelik silah ambargosunu kaldırmasının da ne içerik bakımından ne de zamanlama bakımından izahı yoktur. Rum-Yunan ikilisinin Doğu Akdeniz’de barış ve istikrarı tehdit eden adımlarını görmezden gelen, hatta teşvik eden Amerika, bu adımıyla adada bir de silahlanma yarışına yol açacaktır. Biz duracak mıyız? Duramayız. Biz de ne yapıyoruz? Tabii ki Kuzey Kıbrıs’ta ne gerekiyorsa bu konuda bu adımları attık, atıyoruz ve atacağız.”
“Asker ve silah sevkiyatı mı yapılıyor?” sorusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayır, asker en kolayı. Şu anda 40 bine yakın bizim orada askerimiz var. Ama bunun dışında da şu anda orada bizim silah, mühimmat, araç, gereç vesaire, bu konularda da hem kara hem hava hem deniz bütün bunlarla ilgili adımlarımızı atıyoruz. Bu son adımın da cevapsız kalmayacağını, Kıbrıs Türk halkının güvenliği için her türlü tedbirin alınacağını herkesin bilmesi gerekir” diye yanıtladı.
“ABD’nin Kıbrıs’la ilgili ambargoyu kaldırmasına karşı mı söylüyorsunuz bunu?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii, o var ama anlaşılan şu ki Amerika ambargoyu kaldırsa da kaldırmasa da maalesef attığı adımlarla ‘Türkiye sen ne yaparsan yap.’ Bunu diyor” ifadesini kullandı.
“Limana askerî savaş gemilerinin girecek olmasını nasıl değerlendirdiniz? Türkiye’ye tehdit mi bu?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Lozan’a baktığımız zaman buralar silahtan ari olan adalardır. Ama silahtan ari olması gereken bu adalara Amerika maalesef ne Lozan’ı dinliyor ne bu noktada Paris’i dinliyor, bunların hiçbirisini dinlemeden bu adımları attı, atıyor” dedi.
“ESİRLERİN TAKASI OLAYI BAŞARILI BİR ŞEKİLDE SONA ERDİ”
Birleşmiş Milletler 77. Genel Kurulu temasları ile Türkevi’ndeki yabancı devlet başkanları ve başbakanları ile görüşmelerinin sorulması üzerine Cumhurbaşknaı Erdoğan, “Yani istisnasız söylüyorum, görüştüğüm devlet başkanları olsun başbakanları olsun senatör ve milletvekilleri olsun hepsi de istisnasız şu ifadeyi kullandılar; ‘Rusya-Ukrayna arasındaki arabuluculuğunuz her türlü takdirin üstündedir, bir taraftan, tahıl koridorunun çalışması bir diğer taraftan gübre olayı ama en önemlisi de 200 esirin takası.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ve Ukrayna arasındaki esir takasına çok önem verildiğini, özellikle Rusya’nın, Rusya yanlısı ana muhalefet partisi Yaşam İçin Muhalefet Platformu’nun lideri Viktor Medvedçuk’a çok önem verdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Belki siz de izlemişsinizdir, Medvedçuk’un hanımı televizyon ekranlarından bize çağrıda bulunmuştu, ‘ne olur Erdoğan kocamı kurtar.’ Şimdi yaptığım tüm görüşmelerde Sayın Putin bana bunu hep hatırlattı. Biz de elimizden gelen gayreti göstererek, Sayın Zelenskiy ile de bu konuları görüşerek gerek Medvedçuk gerekse bu diğer esirlerin takası olayı hamdolsun başarılı bir şekilde sona erdi. Şu anda bundan sonraki süreç de var, bundan sonraki süreci de bizim gayet iyi yönetmemiz lazım” değerlendirmesini yaptı.
“Barış için hala umut var mı?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “Yani ben umutsuz değilim ama böyle de hemen bir anda bir netice alırız dersek o da hayal olur. Örneğin şu anda dört tane şehirde yapılan referandum olayı. Şimdi bu referandum olayı neyi getiriyor, sıkıntıyı getiriyor. Yani keşke böyle bir referanduma gidilmeseydi de bütün bunları bir diplomasi yoluyla çözebilseydik veya çözebilseydiler ama maalesef bu olmadı. 2014’te de biliyorsunuz benzer bir durum Kırım ile ilgili olmuştu. Mesela Kırım ile ilgili konuda da başarılı olamadık yani ben o zaman yine Sayın Putin’e ‘Burada bizim soydaşlarımız var, yani Kırım’la ilgili olarak bu attığınız adım doğru değil.’ demiştim ama netice alamadık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile bugün yaptığı telefon görüşmesinin sorulması üzerine, “Zelenskiy de bu dört tane bölge ile ilgili desteklerimizi istiyor. Yani bu konuda Sayın Putin’le görüşerek Sayın Putin’i ikna etmemizi istiyor. Şimdi yarın bakalım arkadaşlar bağlantıları kuracaklar, inşallah Sayın Putin ile yarın bu konuları şöyle etraflıca bir ele almayı düşünüyorum” dedi.
TAHIL KORİDORU ANLAŞMASI
Tahıl koridoru anlaşmasının hatırlatılması ve Rusya’dan gübre tedarikine ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bunlar da gündemimizde. Şimdi biliyorsunuz şu ana kadar daha çok Ukrayna tarafından gelen tahıl vardı. Bu tahılda da şu an 5 milyon tonu aşmış vaziyetteyiz ama gübre olayında daha çok ağırlıklı olarak Rusya tarafı önem arz ediyor. Onlarla da bu konuları görüşüp oradan da eğer gübre konusunu çözebilirsek, özellikle yani tarımda gübreye ihtiyacı olan ülkeleri bu konuyla ilgili doyurmuş oluruz ve gübre ile beraber de oralara da bir bereket getirmiş oluruz diye düşünüyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tahıl konusundaki sözlerinin sorulması üzerine, şöyle devam etti: “Şimdi bütün mesele zaten orası, yani biz şu anda özellikle bu tahılı az gelişmiş garip gureba ülkelere nasıl aktarırız, hep bunun gayreti içinde olduk. Ne yazık ki mevcudun diyebilirim ki yüzde 80’i daha çok zengin ülkelere gitti. Şimdi zengin ülkelere gidince bu da ciddi manada Sayın Putin’i rahatsız etti ve bu son görüşmelerimizde gerek Özbekistan’da gerekse ondan önceki Tahran görüşmemizde de bunlar gündeme geldi. Temenni ederim ki bundan sonraki süreçte hedefimiz olan o, fakir fukara, garip gureba ve az gelişmiş ülkelere bunu göndermek, bunların ihracında başarılı olalım, neticeye varalım. Çünkü burada iki şey önem arz ediyor, tahıl ve gübre. Şimdi henüz Rusya’dan biz bu ürünleri çekmiş değiliz. Bugüne kadar daha çok Ukrayna tahılını aldık. Fakat şimdi öyle zannediyorum ki tahıl ve gübrede inşallah Rusya kanalı devreye girecektir.”
Rusya-Ukrayna arasındaki savaşta nükleer bir tehdidin olup olmadığına ve bu konuyla ilgili Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmesinde telkinde bulunup bulunmadığına dair bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ben bunları düşünmek istemiyorum. Yani bir nükleer savaşa gitmenin bedeli, faturası bir felaket. Bunu hiç bırak konuşmayı, düşünmemek gerekir. Bunları zaten inşallah gündeme getirmeden diplomasi yoluyla bu işi çözmek, işin en isabetli bana göre adımı olacaktır. Biz de daha çok zaten buradan adım atalım diyoruz. Çünkü Ukrayna’nın işgal altındaki bazı bölgelerinde Rusya’ya katılım için referandum düzenlenmesi ve Rusya’nın kısmi seferberlik kararı bile endişe vericidir. Yani birileri demek ki işin hep bu yanından girdiler. Bu türden gelişmeler diplomatik sürecin canlandırılması çabalarını zora sokuyor ve istikrarsızlığın derinleşmesine de yol açıyor. Ukrayna’nın özellikle bu işgal edilen bölgelerinde yapılan bu referandum olayı eğer buradan ilhak kararı çıkarsa ki buradan endişeliyim, çıkabilir, çünkü tanıdığım Sayın Putin bir şeyi kafasına koyduysa bunu o şekilde yapar, böyle de bir durum var. Onun için yarınki görüşmemizi inşallah randevu verilirse çok çok önemsiyorum. Temennim o ki bu işi inşallah şu geldiği noktada bırakıp diplomasiyi devreye sokmuş olalım.”
TÜRKİYE’YE F-16 SAVAŞ UÇAĞI SATILMASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye F-16 savaş uçağı satılması konusundaki son duruma ilişkin soru üzerine de şunları kaydetti: “Bize verdikleri söz başta Sayın Biden bu konuda Demokratlar olarak kendi düşüncesinin F-16’ları ve diğer bütün parçalar, aksam, bunları vermekten yana olduğunu bize söyledi. Bu arada da yine özellikle savunma bakanım, muhatabı ile yaptığı görüşmelerde bu istikamette cevaplar alıyor, ‘Yani biz vermekten yanayız, işte Cumhuriyetçilerden destek alamıyoruz, onlar bu işe işte ters bakıyorlar’ filan. Bu seyahatte Cumhuriyetçilerden Lindsey Graham ve yine bir başka senatör de vardı, onlarla ayrı ayrı görüşmelerim oldu. O görüşmelerimde de bana olumlu cevaplar verdiler. Dediler, ‘Yani biz NATO’daki en önemli ortağımız olan Türkiye’yi bu noktada yalnız bırakamayız, elimizden gelen gayreti göstereceğiz.’ Farklı birkaç kişiyle daha yine görüşmelerim oldu. Onlar da Türkiye’ye karşı tavır içerisinde olan ismi burada vermeyeyim, kişi ve kişilerden bahsetti, ‘Onlarla da görüşmeler yapacağız ve bu görüşmelerle birlikte Türkiye’ye karşı bir hasmane tutum içerisinde olmanın doğru olmayacağını çünkü Türkiye NATO’da bizim çok çok önemli bir ortağımız dolayısıyla bu sorunu çözmemiz gerekir diyeceğiz.’ dediler. Biz de şu anda Sayın Biden’ın bize vermiş olduğu bu sözden hareketle hakikaten bunun neticesini bekliyoruz.”
“İyimser bir bekleyiş içerisinde misiniz” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet” cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti heyetinin, Türkiye’ye F-16 satılması konusunda ABD Kongresindeki temaslarının sorulması üzerine, “Beraberdik, onlar kaldılar ve şu anda dönmüş olmaları lazım. Onlar da orada yine Senato ve Kongredeki bazı üyelerle, Cumhuriyetçi ve Demokrat onlarla bazı görüşmeleri yaptılar. Temennim odur ki inşallah NATO’nun da menfaatine olan böyle bir girişimde NATO da bizi yalnız bırakmayacaktır ve o da gerekli adımları atacaktır diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin Suriye’ye yönelik harekâtının gündemde olup olmadığı ve Şam rejimi ile MİT’in görüşmelerinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Suriye’de terör örgütü varlık gösterdiği ve millî güvenliğimizi tehdit etmeye devam ettiği müddetçe bizim oradaki kararlı mücadelemiz devam edecektir. Biz ondan taviz veremeyiz, sahada bu doğrultuda gerekli çalışmaları yapıyor her türlü tedbiri alıyoruz. Burada bizim için esas unsuru oluşturacak olan millî güvenliğimizdir. Yani millî güvenliğimizi tehdit eden ne varsa nerede olursa olsun bu dört nokta olabilir, beş nokta olabilir veya daha fazla olabilir, oralara karşı hani o ‘bir gece ansızın’ dediğimiz konu odur. Gerekli adımı atarız ve yapmamız gereken de neyse onu da yaparız. Çünkü bu mücadele ve çalışmalarımızı gerekli ve uygun gördüğümüz anda kapsamlı bir terörle mücadele harekâtına dönüştürmekten asla kaçınmayız. Nitekim bugünkü Millî Güvenlik Kurulu basın metninde de bunlara özellikle yer verdik. Biz bunların başarılı sonuçlarını gördük görüyoruz, biz esasında bölgedeki terörle mücadele gayretimizle sadece millî güvenliğimize yönelik tehditleri bertaraf etmiyoruz, bölgenin huzurunu da burada temin ediyoruz ve terörle mücadele arkadaşlar biliyorsunuz tek taraflı olmaz onun için karşı taraf da buna aynı şekilde olumlu yaklaşımda bulunması lazım ki netice alalım. Amerika ve Rusya’nın 2019 Ekim ayında vardığımız mutabakatları uygulaması gerekiyor. Sınırdan 30 kilometre güneye… Burada bir de PKK/YPG terör örgütü sınırımıza yakın bölgelerde bu mutabakatlara aykırı şekilde hâlen konuşlu, tatbikatlar yapıyor. Hatta hatta Kamışlı ve çevresinde bunlar eğitim alıyorlar. Şimdi bu gerçekler ortadayken, Amerika koalisyon güçleri ile beraber bu adımları atarken, biz nasıl NATO’da beraber olacağız. Bu duruma da kimse bizim sessiz kalmamızı bekleyemez.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şam ile görüşmelere ilişkin, “Şam ile ilgili olarak bizim istihbarat örgütümüz oralarla ilgili görüşmeleri yürütüyor ve bizler de istihbarat örgütümüzün aldığı neticeler üzerinden yol haritamızı belirliyoruz” ifadelerini kullandı.
“ULUSLARARASI ALANDA TÜRKİYE VİCDANIN SESİ OLUYOR”
“Suriyeli sığınmacıları oradaki güvenli bölgelere yerleştirme çalışmalarınız devam ediyor mu?” sorusuna, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin kuzeyinde hedefimiz ilk etapta 100 bin, ikinci etapta bunları 250 bine çıkarmak. Buralarda briket evler yapıyoruz. Bu briket evlere Türkiye’deki mülteciler yavaş yavaş taşınmaya başladı. Bu briket evlerin altyapısı var. Artık çadırlar, yağmur, çamur yok. Altyapısıyla, her şeyiyle gayet güzel briket evler yaptık” cevabını verdi.
Briket evlerin 2+1 ve 1+1 şeklinde olduğunu, içerisinde banyo ve tuvalet bulunduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, evlerin güneş enerjisiyle ısındığını söyledi.
Suriyelilerin ülkelerine gönüllü ve güvenli, bunun yanında onurlu dönüşünü hazırlamak gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Biz CHP’nin veya diğerlerinin söylediği gibi ‘Biz gelir gelmez bunları Suriye’ye süreceğiz.’ böyle bir şey diyemeyiz. Bizim ne medeniyetimizde ne kültürümüzde böyle bir durum söz konusu değil. Onun için de insani muamelemizi sürdüreceğiz. Biz Yunan’ın baktığı gibi de bakamayız, onların botları şişlemek suretiyle bunları Ege’de, Akdeniz’de nasıl gömdüklerini, nasıl onların boğulmasına zemin hazırladıklarını gördünüz, görüyoruz. Biz bu şekilde de bakamayız ve CHP’nin sayın başkanının yaklaşımıyla da yaklaşamayız. Onurlu bir şekilde kendileri ‘Yerler hazır, artık gidebiliriz, kendi topraklarımıza dönmek istiyoruz.’ dedikleri anda da kendilerini zorla burada tutmayız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Briket evlerin yapımına sadece Türkiye mi para harcıyor? Uluslararası kanallardan bu evlerin yapımına yeterli miktarda finans sağlanıyor mu?” sorusu üzerine, briket evlerin finansörünün sadece Türkiye olduğunu, evleri sivil toplum kuruluşlarının gayretleriyle yaptıklarını söyledi.
Bir ara Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının (AGİT) “Destek vereceğiz” dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatta Sayın Merkel ile bu konuları görüşmüştüm, o da cüzi bir şeyden bahsetmişti. Hiçbir şey gelmedi. Görüyorsunuz şu anda bunlar bizim yaptıklarımız ve Suriyeliler buralara artık yavaş yavaş yerleşmeye de başladı. Şimdi bunların altyapısı da bir taraftan bitiyor. Oyun grupları, çocukların oynayacakları alanlar, onlar da buralarda yapılıyor ve bizim bildiğiniz bütün STK’larımız sağ olsun buralarda büyük bir gayretle, coşkuyla, inançla bu yatırımları gerçekleştirdiler. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığım konuşmada da bu konuya değindim. Biz evrensel adalet çağrımızı yinelemeye devam edeceğiz. Böylelikle uluslararası alanda Türkiye vicdanın sesi oluyor.” diye konuştu.
“ULUSLARARASI TOPLUMUN KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’Nİ TANIMASI İÇİN ÇALIŞACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığınız konuşmada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması çağrısı yaptınız. Buna dair yakın dönemde bir beklenti var mı?” sorusunu, “Biz diyoruz ki Kıbrıs Türk halkının 1959-60 anlaşmalarıyla teyit edilen müktesep haklarını, yani egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsü tescil etsin. Bu adadaki iki devletin eşit statüde müzakere masasına oturması demektir ve bunu başaracağız. Tabii bu eşitliği sağlama görevi de önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne düşer. Eğer Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gerçekten adil davranırsa bu süreci hızlandırırız. Çünkü ben Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan da netice alacağımıza inanıyorum” diye cevapladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1,5 yıldır Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden bu konuda hiçbir hareket görmediklerini, konseyin Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini, eşit uluslararası statüsünü teyit etmek için hiçbir adım atmadığını dile getirdi.
“Bunu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi yapamıyorsa o zaman Birleşmiş Milletler üyeleri Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıyarak Kıbrıs Türklerinin müktesep haklarını teyit edebilirler” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki hitabında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için uluslararası topluma çağrıda bulunduğunu hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bir ön hazırlık. Çağrımızın arkasında duracak tüm kurum ve kuruluşlarımızla uluslararası toplumun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıması için çalışacağız. Uluslararası toplum bundan sonra çözümün yolunu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyarak açmalıdır diye düşünüyorum” dedi.
New York’ta da görüştükleri muhataplarına bu politikayı gerekçeleriyle anlattıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, çabalarının sonuç vereceğine inandığını ifade etti.
TOKİ’NİN “İLK EVİM İLK İŞ YERİM PROJESİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TOKİ’nin 250 bin konut projesinde son durum nedir? Bu projelerde temeller ve kuralar ne zaman çekilecek? Taksitlerin sabit olmaması konusunda eleştiri var. Bununla ilgili düzenleme yapılabilir mi? Bu konut hamlesiyle alakalı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ‘Para toplamak için yapıyorlar’ dedi ve ardından da ‘Garanti versinler, destekleyeceğiz’ açıklamasını yaptı. Bu açıklamaları nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna şu cevabı verdi: “Sayın Kılıçdaroğlu’nun daireye ihtiyacı mı var? Garanti istediğine göre demek ki böyle bir ihtiyacı var herhalde. Şu anda böyle bir ihtiyaç varsa TOKİ’ye müracaat eder, bitmiş olan konutlardan da böyle bir imkân ona tanınabilir. Buyursun. Biz 1 milyon 250 bin TOKİ olarak konut yaptık. Biz ilk defa bu alana girmiyoruz ki. Biz bu adımı atmış, kendimizi ispatlamışız. Burada nice garip gureba, fakir fukara, asker, engelli buralardan konut aldılar. Hepsi de bu konutlarda ne kadar mutlu olduğunu bize ifade ediyor. 1-1,5 ay önce Esenler’de konut dağıtımı yaptık ve orada yine bir eve gittim, çaylarını içtik, mutluluklarını gördük. 3+1 konut. Kemal Bey, bak dürüst ol. Siyaset dürüstlüktür. Böyle enine boyuna aklına ne geliyorsa atmak değil. Biz şu anda bu attığımız adımla bir defa yeniden bir tarih yazıyoruz. Gençlerimizin başvuru sayısı 1 milyon 715 bin. Bak gençler bile bu işi senden iyi kavramış vaziyette. 5 milyona dayanan bir müracaat var ve projelerimizde ilk kazmayı inşallah 25 Ekim’de vuruyoruz. Bununla neyi anlatmak istiyorum? Derdimiz Türkiye’nin dört bir yanında, nerelerde TOKİ olarak konut yapımına başlayacaksak, hepsine aynı anda bir defa temelleri atalım, bu işi başlatalım istiyoruz. En kısa zamanda kura tarihlerimizi de açıklayarak bu adımları atacağız. Tabii bir şey daha şimdi yapma durumumuz var. O da şu, biliyorsunuz konut, arsa bir de gençlere yönelik olan adım. Şimdi ben ‘arsamı alır, evimi kendim yaparım.’ diyenlere yönelik de mevcut rakamı artırmak suretiyle belki bunu 1 milyona, belki daha fazlaya çıkarmak suretiyle, yine kuraya tabi tutmak suretiyle, istiyoruz ki biz vatandaşlarımıza bu sayıyı artırarak, böyle bir imkân tanıyalım. Rakam beşi yakalayınca şimdi bize yeni bir adım atmak, bu noktada yeni bir zemin hazırlamak için böyle bir adımı bakanımla da konuştuk, ‘bunu yapalım’ dedik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevcut arsa için açtığınız bir imkân var. Bu imkâna talep var mı?” sorusunu, “Olmaz olur mu? Ondan dolayı bunları yapıyoruz zaten” şeklinde cevapladı.
“Arsayı alan kendi evini mi yapacak?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz altyapıyı yapacağız, o da evini yapacak” dedi.
Vatandaşın, yatay mimariye uygun olmak kaydıyla evini yapabileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şu anda Çevre Şehircilik Bakanlığımız ekibiyle bütün buralarda araştırmaları yapıp, planlamayı yapacaklar. Bu planlamayı yaptıktan sonra da ‘hangi ilde ne kadar arsa’ biz takdim edeceğiz. Bunun adımını inşallah bu kura çekiminden önceye yetiştireceğiz. Şu anda çalışmayı, dün akşam Murat Bey’e talimatı verdim, dedim ‘Süratle bu çalışmaları başlat ve en kısa zamanda da inşallah bunun duyurusunu yapalım’, arsa alacak vatandaşlarımız hemen buraya yönelsinler ve onlarda da kura çekeceğiz malum, bu kuraya onları da tabi tutalım ve bu kurayla neresi kime çıkarsa o da orada yerini alsın.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, proje kapsamındaki arsa sayısına ilişkin, “1 milyon arsa. Fazla olabilir ama az olmayacak” bilgisini verdi.
TOKİ’nin “İlk Evim İlk İş Yerim Projesi”ne vatandaşların yoğun ilgi gösterdiğini, başvuruların 5 milyon sınırına yaklaştığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk başta başvuru sayısının bu kadar olacağını öngöremediklerini söyledi.
Geçen hafta yapılan kabine toplantısının ardından ikinci bir etabı seçimlerden sonra başlatabileceklerini açıkladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fakat şimdi şartlar bizi öyle zorluyor ki hiç olmazsa şimdi şu arsa ama arsanın da tabii altyapısını yaparak bunları verelim. Bunu da vatandaşımız kendisi yapsın. Tabii şimdi biz 500 bin sosyal konuta bir defa süratle başlayalım, bir taraftan bu arsalara vatandaşımız altyapısı yapılmış olarak gelsin girsin, o da kendi konutunu yapsın. Böylece 1,5 milyon oluyor. Biz şimdi bu arsaların adedini artırırsak, ha arttırmayı düşünüyoruz. Az önce de söyledim 1 milyon 175 bin toplu konutu biz yaptık, başkası değil. Daha önce de söyledik. Yani parasal olarak bizim bir sıkıntımız yok ve biz bunları yaparız” diye konuştu.
Kabine toplantılarından sonra vatandaşlara yönelik müjdelerin açıklandığının hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğrencilerden çiftçilere, ücretli çalışanlardan işverenlere kadar milletin bütün kesimlerinin yanında olduklarını, özellikle dar gelirli vatandaşlara yönelik kapsayıcı destekleri kesintisiz sürdürdüklerini ifade etti.
“BU YÜZYILIN ADI TÜRKİYE YÜZYILI OLACAK”
Yükseköğrenim yurtlarında kalan öğrencilere verilen günlük beslenme yardımını 25 liradan 60 liraya çıkardıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yükseköğrenim yurtlarının kapasitesini 850 bine yükselttiklerini kaydetti.
Öğrencilerin beslenme yardımını aylık 750 liradan bin 800 liraya yükselttiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öğrenim kredisi borçlarının geri ödemelerinin sadece alınan ana para üzerinden yapılmasını da ne yaptık, açıkladık. Böylece kredi geri ödemelerinde toplam 26 milyar liranın üzerinde bir yükü gençlerimizin üzerinden kaldırdık” ifadesini kullandı.
Çiftçilere, elektrik faturalarını aylık ödeme yerine hasat sonrasında ödeme imkânı sağladıklarını, önceki dönemlere ait borçları için de beş yıla kadar vade ile hiçbir faiz işletilmeden geri ödeme imkânı getirdiklerinin müjdesini verdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, birçok tarımsal ürünün alım fiyatlarında bir önceki yıla göre önemli oranlarda artış yaparak bir kez daha üreticilerin yanında yer aldıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de sosyal amaçlı harcamalara bütçeden ayrılan kaynak 1,6 milyar lira iken, 2022’de ek bütçeyle birlikte bu rakamın 146 milyar liraya ulaştığının bilgisini verdi.
Dünyadaki olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye ekonomisinin büyümeye devam ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çok daha açık, net söyleyeyim inşallah bu yüzyılın adını koyuyorum, Türkiye yüzyılı olacak. Dünyada şartlar ne getiriyor, ne götürüyor, Avrupa’da, Amerika’da durum nedir, görüyorsunuz. Ama Türkiye bu sıkıntıları yaşamadı, yaşamıyor. Eğer bugün yani 2’den 4’e, 6’ya Türkiye büyümesini gösterdiyse işte bu bir gerçektir. Türkiye bunu yakaladı. İç ve dış talebin katkısıyla yüzde 7,5 dengeli ve güçlü bir büyüme kaydettik. Bu büyümede ihracatın desteklediği, kuvvetli sanayinin yanı sıra turizmdeki olumlu gelişmelerin katkı sağladığı hizmetler sektörü de etkili oldu” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022’de küresel büyüme tahminleri dünya genelinde aşağı yönlü olmasına rağmen üretimi, yatırımı, ihracatı ve istihdamı merkeze alan Türkiye ekonomisinin ise büyümeye devam edeceğini vurguladı.
“YILBAŞINDAN İTİBAREN NETİCELERİNİ ALMAYA BAŞLAYACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2022 yılında büyümenin yüzde 5 seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyorum. Tabii bu bir ortalama rakamdır, daha iyisi olacak ama daha kötüsü olmayacak” dedi.
Ekonomideki büyümenin vatandaşa ne zaman yansıyacağına ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ocaktan itibaren bunun emarelerini çok rahat göreceğiz. Bir defa enflasyondan önce şu anda faize bakıyorum. Şu an itibarıyla biz faiz oranını yüzde 12’ye indirdik. Buradan tüm yatırımcılara çağrımı yine yapıyorum, diyorum ki, ‘Eğer yatırımcıysan, bak kamu bankaları başta olmak üzere şu anda faiz 12’ye indi. Bundan sonra yukarı çıkma yok, daha aşağı inecek ve daha aşağı inmek suretiyle de bu enflasyonu da ne yapacak, onu da baskılayarak aşağı indirecek.’ Bir yatırımcı neyi arar? Yapacağı yatırımda düşük faiz arar. Şimdi bizim beşli başlığımız var, yatırım, istihdam, üretim, cari harcama noktasında özellikle oradaki büyümeyi arzu ettiğimiz istikamete getirmek. Şimdi bu beş başlıkla bir defa gel, yatırımını yap ve düşük faizle krediyi birinci derecede kamu bankalarından al. Adımını at, hem istihdam sağla hem üretim hem ihracatta sen de yerini al ve bir de ülkenin büyümesine katkı sağla. İnşallah bu yıl içerisinde beklemeden hemen yılbaşından itibaren de neticelerini almaya başlayacağız.”
ASGARİ ÜCRET
Asgari ücret tespitinin aralıkta yapılacağını, buna yönelik çalışmaların ilgililer tarafından yürütüldüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Aralıkta tekrar değerlendirmeleri yapıp yeni bir adımı da inşallah yıl sonu itibarıyla atacağız ve bu konuda 2023’e girerken çok daha farklı bir şekilde, çok daha güçlü bir şekilde gireceğiz. Hiç tereddüt etmeden asgari ücreti yükseltirken artışın getirdiği yükün tamamını işverenin üzerine bırakmadık, üzerimize aldık. Böylelikle üretimi korumuş olduk. Devlet olarak çok ciddi bir fedakârlıkta bulunarak asgari ücret yanında tüm ücretlerin asgari ücrete kadarki kısmından vergileri yılbaşında kaldırdık. Bu düzenleme ile işçi-memur ayrımı yapılmaksızın tüm çalışanlara vergi istisnası kaynaklı ilave bir gelir avantajı sağladık. İşçilerimizin enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında zor durumda kalmasını engellemek bizim birinci önceliğimiz olmaya devam ediyor. Tabii bu bir ara artış idi. Bunu zaten işçilerimiz de hakikaten ayırt ettiler ve bundan dolayı da bizlere hep şükranlarını ifade ettiler.”
EYT konusuna da değinen Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in bu konuda çalışmaları yürüttüğünü belirterek, “Vedat Bey’in alanına girersem ona haksızlık yaparım. Onu, kendisi açıklarsa bizim için çok daha isabetli olur ama son aşamasına çalışmayı getirdiklerini biliyorum ve bize sunduklarında değerlendirmelerimizi ayrıca yapacağız” diye konuştu.
“DOĞAL GAZIMIZ RUSYA’DAN GELİYOR VE HERHANGİ BİR İHTİLAFIMIZ YOK”
Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa’da yaşanan doğal gaz sıkıntısının Türkiye’de yaşanmayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi tasarruf çağırısında bulunup bulunmayacağına dair soruya, “Yapmadım, yapmayacağım, yapmıyorum. Çünkü tasarruf her zaman için zaten öyle veya böyle faydalıdır. Zaten israftan kaçınalım” cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihtiyaç sahiplerine elektrik ve doğal gazda gerekli destekleri verdiklerini hatırlatarak, “Hele hele şimdi Karadeniz doğal gazı inşallah bu kışla beraber devreye girerse o zaman zaten işimiz çok da kolay olacak. Doğal gazın devreye girme ihtimali bayağı iyi ama bizim Rusya ile bu noktada şu anda herhangi bir sıkıntımız yok. Doğal gazımız Rusya’dan geliyor ve herhangi bir ihtilafımız yok. Bunun yanında artı bazı değerler bize katması noktasında da Sayın Putin ile görüşmelerim oldu, oluyor ve ondan da inşallah güzel gelişmeler olacak” diye konuştu.
Türkiye’nin Rusya ile Mersin’de yapımına devam ettiği Akkuyu Nükleer Enerji Santralinin birinci güç ünitesi türbininin 2023’te aktif hale geleceğini, sonraki aşamada üç türbinin daha devreye gireceğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sürecin 2028’de tamamlanacağını kaydetti.
Nükleer enerji konusunda yeni adımlar atmak istediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bu arada bir de Sinop’ta bir nükleer enerji santralinin adımını atacağız. Bununla ilgili de yine Putin ile benim şöyle etraflı bazı görüşmelerim oldu ve bu görüşmeleri de devam ettiriyoruz. Çünkü yenilenebilir enerjide özellikle nükleer enerji santrallerinin çok büyük fonksiyonu var. Hem fiyatlar itibarıyla hem kirli enerji değil. Temiz enerjiyi özellikle halka kazandırma noktasında çok büyük önemi haiz. Bunun çalışmalarını en son Soçi görüşmemizde de Sayın Putin ile etraflıca yaptık ve bu konuyla ilgili olarak da biz doğal gazda olsun, nükleer enerjide olsun dayanışmamızı devam ettireceğiz” değerlendirmesini yaptı.
“Sinop’taki nükleere enerji santrali için tarih belirlenip belirlenmediği” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onu da ‘Görüşelim’ dediler, ‘Tamam’ dedik. Bu konuda da Enerji Bakanımızla muhatabı süreci devam ettiriyor” karşılığını verdi.
DOĞU AKDENİZ
Türkiye’nin doğal gaz arama çalışmalarına devam ettiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çalışıyoruz hamdolsun, bugün dünyada sayılı ülkelerde var, işte görüyorsunuz şu an dört sondaj gemimiz var. Nereden nereye geldik? İki tane sismik araştırma var. Şimdi bu gemiler bir taraftan sismik araştırmayı yapacak, bir taraftan da sondaj yapacak ama Karadeniz’de ama Doğu Akdeniz’de. Gemiler, 12 bin 500 metreye kadar sondaj yapabilme kabiliyetine sahip. İnşallah bu kabiliyetleri berekete dönüşür, buralardan petrol çıkartırız. Buralardan doğal gaz çıkartırız. Beklentimiz birinci derecede şu anda tabii doğrusu doğal gaz ama petrol de gelse bizim için eyvallah doğal gaz da gelse bizim için eyvallah. Şu anda tabii ağırlıklı olarak bütün yatırımlar, adımlar doğal gazda. Artık her evde doğal gaz adeta herkesin talebi oldu. Nereye gitsek eğer evinde doğal gaz yoksa, ‘Başkanım ne olur bizim doğal gaz da gelsin.’ Herkes bunu istiyor.”
“Doğu Akdeniz’de bir müjde bekliyor muyuz?” sorusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda Karadeniz’deki bu çalışmaların ardından gemilerimiz oralarda da sondaj çalışmalarına inşallah devam edecekler” diyerek cevapladı.
“YILSONUNA KADAR FAİZİMİZİ TEK HANELİ RAKAMA İNDİRMELİYİZ”
ABD’nin aralarında yer aldığı bazı ülkeler faiz artırımına giderken Türkiye’nin faiz oranını düşürmesine ilişkin değerlendirmesi sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika’nın faiz artırımı dediğiniz ne kadar bir oran? Dikkat ederseniz öyle ciddi bir oran yok. Küçük bir oran. Diyelim ki Amerika’da faiz artırımı belki şu anda son nihai durum yüzde 6 olabilir. Son rakamları bilemiyorum. Avrupa’ya geliyorsunuz oralarda da yine böyle yüzde 4, 5, 6. Çift haneli rakamda değiller. Şimdi biz işte son yani Para Piyasası Kurulu yüzde 12’ye indirdi. Temennim odur ki bundan sonraki toplantısında bunu biraz daha indirmek suretiyle biz yılsonuna kadar faizimizi tek haneli rakama indirmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Türk lirasının ne zaman değer kazanmaya başlayacağına dair soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, altı sıfırın atılmasıyla Türk lirasına değer kazandırdıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda da biz yavaş yavaş paramıza değer kazandırmanın gayreti içerisinde olacağız. Neyle? Faizi düşürmek suretiyle. Buradan neyi kazanacağız? Buradan kazanacağınız şey şu, bir benim yatırımcım diyecek ki ‘Ben bu düşük faizle yatırım yaparım. Niye? Ben şu anda bu yatırım için şu kadar faiz ödeyeceğim. Yani şu kadar krediye, şu kadar faiz. Bu benim yararıma, ben bu yatırımı yapayım’ diyecek. Çünkü kazanacağıyla bir defa o faizi ödemesi mümkün hâle gelecek. Ama bu yüksek faiz olduğu zaman, yüzde 30-40’lar olduğu zaman o yatırımcı nereye çalışıyor? O finans sektörüne çalışıyor. Soygun orada. Biz o soygunu şimdi ne yapıyoruz? Önlüyoruz. Yani bu ülkede soygunculara değil, biz yatırımcılara bir imkân verelim, bir imkân açalım” diye konuştu.
Bankaların her yıl faizden kazandıkları paralarla övündüklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Ben kamu bankalarına onu söylüyorum, ‘Arkadaşlar biz sizden bu ülkeye ne kadar yatırımcıyı takviye ettiniz, onlara kredi sağladınız ve onların yapmış olduğu yatırımlarla ülke nereden nereye gidiyor sizden bunu bekliyorum.’ Çünkü burası öyle önemli, öyle önemli ki bu modelin adı, hep söylüyorum, Türkiye ekonomi modeli. Türkiye ekonomi modelini, özellikle de ‘Türkiye’nin yüzyılı’ dediğimiz bu adımda inşallah, bu seçimlere girerken bizim mottomuz da o olacak, Türkiye’nin yüzyılı… Tabii finansmanı elverişli şartlarda ve kesintisiz bir biçimde yatırımcıyı teşvik edeceğiz ve o da tabii atılan bu adımları inşallah bu kapsamda değerlendirme suretiyle oralardan gelecek imkânlarla inşallah Türkiye sıçramasını gerçekleştirmiş olacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkez Bankası (MB) faiz oranlarıyla bankaların verdiği faiz oranları arasında bir fark var şeklinde eleştiriler yöneltiliyor, ne diyorsunuz bunlara?” sorusuna, şu cevabı verdi: “Bazı mahfiller, özellikle Merkez Bankamızın üzerinde spekülasyonlar meydana getirmeye gayret ediyorlar. Çünkü Merkez Bankası çöktüğü zaman, Merkez Bankası yıprandığı zaman kim kaybedecek? Türkiye’nin finans sektörü kaybedecek. Ve şu anda tabii bizim Merkez Bankamızın döviz rezervi onların beklediği yerlerde değil hamdolsun iyi bir konumdayız. Şimdi bu döviz rezervini bizim daha da koruyarak, daha da güçlendirerek, daha da artırmak suretiyle Merkez Bankası da aynı zamanda kamu bankalarını vesaire yeri geldiği zaman finanse edebilecek. Yeri gelecek Merkez Bankası icabında BOTAŞ’ın sıkıntılarına çare olacak. Bütün bunlar birbiriyle bağlantılı konular. Şu anda Merkez Bankasının gücünü özellikle kaybetmesini bekleyenler kusura bakmasınlar onlar avucunu yalamaya devam edecekler.”
Başbakanlığı döneminde MB’nin dolar rezervini 135 milyar dolara kadar çıkardıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi toplum kesimlerimizle, bütün sektörlerimizle hep beraber kazanalım diyoruz. Ülkemiz kazansın, vatandaşımız kazansın ve bankalarımız da konuya buradan baksın istiyoruz” dedi.
“29 EKİM’E TOGG’U YETİŞTİRELİM İSTİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOGG’un ne zaman yollarda görüleceği ve satış fiyatının ne olacağına dair soruya “Öyle ürkütücü bir fiyat ortaya çıkacağına ihtimal vermiyorum. Hedefimiz, inşallah 29 Ekim’e TOGG’u yetiştirelim istiyoruz” diye konuştu.
TOGG’un çok huzurlu ve rahat bir araç olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hız yaptınız mı?” sorusuna, “Tabii. Zaten Gürcan Bey ‘Başkanım ne kadar basacaksan bas’ diyor. Dedim ‘Başıma iş mi açacaksın?’ Bu arabanın özelliği orada zaten. Şimdi buradan ben eğer kilometreyi falan açıklarsam eleştiri alabilirim. Bunu açıklamayayım. Potansiyeli süper” şeklinde cevap verdi.
Borsadaki hareketliliğe ilişkin bir inceleme yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, borsada çok kazananın yanında az da olsa kaybedenin de olduğunu söyledi.
Türk borsasının bu yıl sürekli kazandıran bir borsa olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama son dönemlerde bazı spekülatif hareketlere girenler sebebiyle borsada biraz sıkıntı yaşamadık değil. Ama biz borsamızdan gerçekten mutluyuz. Hazine ve Maliye Bakanımız Nurettin Bey, gerekli hazırlıkları şu anda tamamlıyor, inceleme ve denetimlerini de yürütüyorlar. Konu, en ince ayrıntısına kadar incelenecek ve en kısa süre içinde de inşallah bunu kamuoyuyla paylaşacağız” diye konuştu.
“SEÇİM BEYANNAMEMİZ ÜZERİNDEKİ ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR”
Seçim sürecine girilip girilmediği ve AK Parti’nin 28 Ekim’de açıklayacağı seçim beyannamesinde hangi başlıkların öne çıkacağına ilişkin soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda seçim beyannamemiz üzerindeki çalışmalar devam ediyor. Bu çalışmalarla birlikte tabii biz yola çıkarken bildiğiniz gibi Türkiye’yi dört başlık üzerinde yükselteceğiz demiştik. Bu da eğitim, sağlık, adalet, emniyet. Daha sonra biz bu dört başlığa neyi ilave ettik? Ulaşımı, enerjiyi, tarımı, dış politikayı ilave ettik. Tabii hepsinden ötede demokrasiyi gerçekten tüm insanımızın rahatlıkla yaşayabileceği, tadabileceği bir konuma yükseltmeyi, hak ve özgürlüklerle beraber bunu nasıl işleyeceğiz, nasıl bunu yaşayacağız bunları anlattık ve şimdi de yine bunlar üzerindeki çalışmalarımızı arkadaşlarımız kurduğumuz ekiplerle hepsi ayrı ayrı çalışıyor” cevabını verdi.
“DÜNYAYLA SAĞLIK TURİZMİNDE VE SAĞLIKTA YARIŞIR DURUMA GELDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasına şöyle devam etti: “Bugün hatırlarsanız Ankara’nın en büyük demeyeyim ama eşit olarak ikinci büyük hastanesi Etlik Şehir Hastanesi’nin açılışını yaptık. Bu hastanenin 4 bin 50 odası ve 4 bin 50 yatağı var. Diğer taraf da aynıydı. Şu anda bütün doktor kadrolarını vesaire onları da yerleştirdik ama hepsinden öte burada şimdi bu hastanede en üst düzeyde, en ileri tomografi, MR, ultrasonografi ve tüm bunların yanında kemoterapi, radyoterapi bunlar da aynı şekilde bu hastanemizde şu anda monte edildi, yerlerini aldılar. Bütün bunlarla beraber mesela şimdi bu Etlik’teki yerde tabii onkoloji servisiyle gerçekten Türkiye’de müstesna bir hastane oldu. Ben bugün yüklenici firmaya da ‘Bütün bunların hepsi gayet iyi, güzel ama ben senden şimdi senin için büyük yük getirmeyecek bir şey istiyorum, o da şu, etrafındaki ağaçlandırmayı ve yeşili de bir an önce bitir. Ne kadar zaman istiyorsun’ dedim. ‘Bana 2 ay müsaade edersen, tamamlayacağım’ dedi. Şimdi iki ayda inşallah çevredeki yeşili de hâlledeceğinin sözünü aldık.”
Etlik Şehir Hastanesi’nin, Bilkent’teki Ankara Şehir Hastanesi ile oda ve yatak kapasitesi itibarıyla aynı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece Ankara’da iki büyük hastanenin bulunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da da Çam ve Sakura’nın yanı sıra Kartal, Göztepe, Yeşilköy ve Sancaktepe’de şehir hastanelerinin olduğunu anımsatarak, 15-16 milyon nüfusa sahip kente bir şehir hastanesi daha inşa etme durumunun olabileceğini ifade etti.
Yeşilköy ve Sancaktepe’deki şehir hastanelerine ambulans uçakla hasta getirilebildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uçaktan inip hastaneye geçiş 5 dakika. Böyle bir durum var. Bunlar tabii modern dünyanın yeni yeni hallettiği şeyler ama biz şu anda modern dünyayla sağlık turizminde ve sağlıkta yarışır duruma geldik. Bu bizi ayrıca mutlu ediyor” dedi.
“İlk oyum AK Parti’ye” buluşmaları hatırlatılarak, gençlerin AK Parti’ye ilgisine ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gayet iyi. Çünkü gencim, genç olarak bu işe başladım. 40 yıl siyasetin içerisinde gençlik kollarından başlayarak geldim. Bunun için de hep genç kaldım. Şu anda yine gençlerle gittiğim illerde muhakkak gündüz toplu açılış yapıyorsam, mitingimi yapıyorsam ondan sonra da gençlerle bir araya gelerek onlarla sorulu cevaplı program yapıyoruz. Tabii bazen bu şarkılı türkülü de oluyor” dedi.
“Gençliğim derken onu böyle hissediyor musunuz? Yani Z kuşağı biraz daha böyle değişik, yani Z kuşağını da böyle hissediyor musunuz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Z değil Teknofest” cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dikkat ederseniz o akşam orada Orhan Bey’in türküsüyle ne yaptık? İşi bitirdik. Aynısını Samsun’da yaptık. Samsunlu olduğu için dedik ki Samsun’dan oraya bir selam gönderelim dedik. Tabii herkes coştu, gençlerin hepsi büyük bir coşku içerisine girdi. Aynı şey Sakarya’da öyle oldu ve Türkiye’nin değişik yerlerinde bu heyecanı, aynı coşkuyu gençlerle beraber yaşıyoruz, yaşatacağız.”
“DAYANIŞMA İÇERİSİNDE BU İŞİ BAŞARACAĞIZ”
“AK Parti’nin 2023 kadrosu nasıl olacak, nasıl bir değişiklik göreceğiz?” sorusunu da cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Futbol takımlarında bile transfer mevsiminde böyle A’dan Z’ye hepsi değişmez, yani içeriden birkaç tane değiştirirsin, tamam eyvallah ama A’dan Z’ye değişmez. Mevcut omurgayı korursun, takviyelerin nereye gerekiyorsa oraya da takviyeleri alırsın. Şimdi AK Parti’nin içerisinde de nerelerde aksamalarımız varsa bu aksamaların olduğu bölümleri inşallah tabii ki değişikliğe tabi tutarak, bu iller bazında olur, yönetimdeki yapı içerisinde olur ve bunlarla birlikte de bu değişiklikleri yaparak çok daha güçlü bir kadroyla inşallah yeni seçime hazırlanmak gerekir. Burada tabii Cumhur İttifakı olarak da ayrıca bir durumumuz söz konusu. Cumhur İttifakı’nın yapısı da burada bizi ciddi manada ilgilendiriyor. Dayanışma içerisinde bu işi başaracağız.”
Seçime kadar kabinede bir değişiklik olup olmayacağı yönündeki soru üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şurada 8 ay kaldı, 8 ay içinde bu tür bir şeyi yapmak bir defa yani işletmecilik açısından da yöneticilik açısından da sağlıklı bir şey olmasa gerek. Bu futbola tam denk gelir. Niye? Baktın adam sakatlandı ne yapacaksın? Olabilir yani hiç belli olmaz. Ama fevkalade bir durum olursa tabii böyle bir adım da atılabilir ama bir şey bizim için çok önemli, kimliğimizden, değerlerimizden ödün vermeden değişime açık bir partiyiz. Kadro yeniliklerini bir bayrak yarışında bayrak değişimi ve tazelenme olarak gördüğümü de daha önce ifade etmişimdir. Aynı şeyi yine ifade ediyorum” diye konuştu.
AK Parti’ye küsmüş veya partiden ayrılmış isimlere bir çağrısı olup olmadığı yönündeki soru üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Benim şimdi helalleşme noktasında, böyle bir sıkıntı varsa tabii ki her an her zaman helalleşmeye açığım. Ama küskün vesaire olan arkadaşlarımıza da zaten kapımızı açmak suretiyle onları partimizin kadroları içerisinde değerlendiriyoruz. Değerlendirmeye de devam edeceğiz. Çünkü altını çizerek bir şey söyleyeyim, AK Parti milletin kurduğu bir partidir. AK Parti bir dava partisidir. Dava içerisinde şahıslara kırgınlık, küskünlük olabilir ancak davaya kırgınlık, küskünlük olmaz. Hani Neşet Baba ne diyor, ‘aşkınan koşan yorulmaz.’ Biz de şu anda öyle koşuyoruz.”
“MİLLETE HİZMET YOLUNDA NE YAPARIZ BUNUN ÇALIŞMASINI YAPIYORUZ”
Muhalefetin siyaset dili ve 6’lı masanın kendi arasındaki tartışmalara yönelik soruyu da cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben o konuya girmeyi şahsım için doğru bulmuyorum. O onların kendi içindeki bir sorunudur. Ben o masadan ne çıkar, ne çıkmaz. Onlar bizi pek ilgilendirmiyor. Biz şu anda millete hizmet yolunda ne yaparız, bunun çalışmasını yapıyoruz” dedi.
“Hiç merak etmiyor musunuz?” sorusu üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onu zaten televizyonlarda sizlerden dinliyoruz. Özel olarak niye takip edeyim? Yani diri bir kafayı niye yorayım. Bunlar sadece bizi yorar, başka bir işe yaramaz. Onun için de şu anda kim, kim için ne dedi, ne diyor hiç bizi ilgilendirmiyor” cevabını verdi.
“Rakibinizin hiç mi önemi yok sizin açınızdan?” denmesi üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayır hayır. Hiç böyle bir düşüncemiz yok. Arkadaşlarımızla da hep bu konuda ittifak hâlindeyiz, sadece işimize bakacağız. Sadece şu anda siyaset belgemizi en güzel şekilde hazırlayıp, siyaset programıyla beraber inşallah gayet güzel bir programla milletimizin karşısına çıkacağız” ifadelerini kullandı.
“Cumhurbaşkanı seçiminde kimle yarışmak istersiniz?” sorusu üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz onların adayının kim olup olmayacağıyla inanın zerre kadar ilgilenmiyoruz. Bu bizim derdimiz, meselemiz değil. Biz şu anda en ideal şekilde bu seçime nasıl hazırlanırız onun gayreti içerisindeyiz ve şu an itibarıyla kurduğumuz ekipler de bunun çalışmalarını yapıyor. Bütün bu çalışmaları da yaparken bir önceki seçimde bizim bu noktadaki siyaset belgemiz neydi, şimdiki siyaset belgemiz ne olacak? Arkadaşlar bu çalışmayı yapacaklar. Ondan sonra da beraberce kendileriyle oturacağız, konuşacağız. Çünkü Tayyip Erdoğan’ı benim ülkem tanıyor, milletim tanıyor. Kolay değil, 20 yıl bu ülkede Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı, daha önce Belediye Başkanlığı yapmış bir insan olarak ben milletimin bir defa tanımadığı, bilmediği bir insan değilim. ‘En rahat kime oy verecek diye sorarsanız?’ Benim milletim en rahat oyunu Tayyip Erdoğan’a verir. Niye? Tanıyor, eserleriyle ortada. Ne yaptığı ortada ama diğerlerinin ne yaptığı, ne yapacağı, böyle bir eserleri falan var mı? Yok. Dolayısıyla Tayyip Erdoğan milletine yabancı bir isim değil. O bakımdan en rahat oyu benim milletim Tayyip Erdoğan’a verecektir. Çünkü yaptıkları ortada. Ziya Paşa’nın ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri’ ifadesi ortada. Buna göre de yolumuza devam edeceğiz.”
“2023 Cumhurbaşkanı Seçimleri için bir endişeniz var mı?” sorusunu da cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle bir endişe taşımıyorum. Cumhur İttifakı olarak Devlet Bey zaten bu konuyla ilgili o da açıklamasını en başta yaptı. Parti teşkilatımın böyle bir endişesi yok. Onlar da zaten bütün gayretleriyle devam ediyor. Bizler de çalışıyoruz. Sakarya’daydık. Şimdi önümüzde inşallah Güneydoğu, Doğu bu iller var. Ondan sonra, Samsun, Denizli, bütün buraları da dolaşacağız. Gidilmedik yer inşallah bırakmayacağız” dedi.
Seçimlerde “Türkiye’nin yüzyılı” söyleminin bir slogan olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu seçimler de tarihî mi olacak?” sorusu üzerine de “Tarihî tabii. ‘Türkiye yüzyılı’ derken, bu tabii çok iddialı bir ifade. ‘Türkiye yüzyılı’ ifadesiyle de tarihi bir seçime giriyoruz. Biliyorsunuz her seçimde bir tasfiye olur mu? Olur. Bu seçimde de birileri tasfiye olacak. Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılı 2023” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep’te 5113 Deprem ve Sosyal Konut Anahtar ve Tapu Teslim Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Biz dünyanın en büyük şantiyesine dönüşen deprem bölgesinde sadece konut yapmıyoruz; biz aynı zamanda okuluyla, sağlık merkeziyle, çarşısıyla, pazarıyla, yeşil alanıyla, parkıyla yepyeni yaşam alanları inşa ediyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güneyşehir’de düzenlenen “Yeniden Daha Güçlü Anadolu” 5113 Konut Anahtar ve Tapu Teslim Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına Gazianteplileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep’in direnişin, dirilişin, umudun ve istikbalin şehri olduğunu ifade ederek, asrın felaketinde evleri yıkılan vatandaşların yeni yuvalarının, Gaziantepliler için inşa edilen sosyal konutların anahtarlarını teslim edeceklerini söyledi.
“EVLATLARIMIZA MÜREFFEH BİR TÜRKİYE BIRAKMAYI ARZU EDİYORSAK AYAKLARIMIZI YERE SAĞLAM BASMAK ZORUNDAYIZ”
Bu coğrafyanın tarih boyunca nice kültürlere, medeniyetlere ev sahipliği yaptığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu topraklar bir kaderin, bir inancın, bir mücadelenin adı oldu. Her rüzgârın bir hikâye anlattığı, her dağında bir kahramanın yattığı bu bölge öyle sıradan bir yurt değildir. Burası dünya tarihini yazanların, dünyaya yön verenlerin yurdudur. Vatan topraklarını mukaddes bir emaneti taşımanın sorumluluğuyla mamur etme çabalarımızın gerisinde işte bu şuur vardır” diye konuştu.
Anadolu’da huzur içinde ilelebet yaşamak için her alanda güçlü olunması gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evlatlarımıza müreffeh bir Türkiye bırakmayı arzu ediyorsak ayaklarımızı yere sağlam basmak zorundayız. Bakınız, bu durum sadece dış politika, sadece savunma, sadece ekonomi için geçerli değildir. Güçlü ve dayanıklı şehirler inşa etmek de bunun ayrılmaz bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.
Şair ve yazar Abdurrahim Karakoç’un Anadolu şiirinden, “Ahlat’ın, Afşin’in, Söğüt’ün mahzun. Evladın, aşığın, yiğidin mahzun. Tebessümün mahzun, ağıdın mahzun. Oy güzel vatanım, oy Anadolu” dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güzel vatanımızın Anadolu’muzun mahzun olmasına, mağdur olmasına müsaade edemeyiz. Bu anlayışla asrın felaketinde milletimizin yanında en güçlü şekilde, sarsılmaz bir kale gibi dimdik durduk. Hızlıca asrın inşasını başlattık” dedi.
Kahramanmaraş’ta 155 bininci konutun anahtarlarını, geçen hafta hak sahiplerine teslim ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öyle laf ola beri gele yok. Burası öyle Özgür Özellerin, şunların, bunların laf yapıp, icraat yapmadıkları bir iktidar değil. Şimdi Gaziantep, Güneyşehir’deyiz. 5 bin 113 deprem ve sosyal konutumuzun anahtarlarını hak sahibi kardeşlerimize teslim ediyoruz” diye konuştu.
“2024 YILININ SONUNA KADAR 11 İLİMİZDE TOPLAM 201 BİN 688 BAĞIMSIZ BÖLÜMÜ TESLİM EDECEĞİZ”
Bu konutların inşasında emeği ve katkısı bulunan başta Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve TOKİ olmak üzere tüm kurumları, yüklenici firmaları, işçileri, mühendisleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Projeyle hem depremzedelerimizin güvenli bir yuva özlemine yön verecek hem de sosyal konutlarla, bölgede hayat standartlarını yükseltmiş olacağız. Allah’ın izniyle 2024 yılının sonuna kadar 24 bin 191’i Gaziantep’imizde olmak üzere 11 ilimizde toplam 201 bin 688 bağımsız bölümü teslim edeceğiz. 2025’in sonunda Gaziantep’imizde toplam 31 bin 317 konut ve iş yerinin, deprem bölgemizin tamamında ise 452 bin 982 bağımsız bölümün teslimini inşallah gerçekleştireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın en büyük şantiyesine dönüşen deprem bölgesinde sadece konut yapmadıklarını, aynı zamanda bölgede okul, sağlık merkezi, çarşı, pazar, yeşil alan ve parklarla yepyeni yaşam alanları inşa ettiklerini belirterek, “Sadece depremde yıkılan yerlerin değil, bölgedeki şehirlerimizin tamamının altyapısını da yeniliyoruz. Sanayi ve ticaret şehrimiz Gaziantep başta olmak üzere deprem bölgesinde ekonomiyi canlandırmaya, üretimi, istihdamı, ticareti güçlendirmeye devam ediyoruz. Türkiye tüm bunları aynı anda yapacak kudrete de siyasi iradeye de sahiptir” dedi.
Vatandaşlara meydanlarda verdikleri tüm sözlerin arkasında olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “22 yıllık iktidarlarımızın hiçbir döneminde milleti hayal kırıklığına uğratmadık. Ana muhalefet gibi sırf seçim kazanmak için bol keseden vaat dağıtıp göreve gelince hepsinin üzerine sünger çekenlerden olmadık. Milletimiz gönlünü ferah tutsun. Tarihimizin bu en büyük konut ve şehircilik seferberliğini, Allah’ın izniyle en güzel şekilde tamamlayacağız” diye konuştu.
“ULAŞIMDAN YEŞİL ALANLARA, EĞİTİMDEN KÜLTÜREL FAALİYETLERE KADAR PEK ÇOK ALANDA ÖNEMLİ ADIMLAR ATTIK”
Gaziantep’i yeni nesil belediyecilik anlayışıyla, Türkiye Yüzyılı’na yakışır, örnek bir şehir yapmak için var güçleriyle çalıştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ulaşımdan yeşil alanlara, eğitimden kültürel faaliyetlere kadar pek çok alanda önemli adımlar attık. Toplam 135 kilometrelik uzunluğuyla Türkiye’nin en büyük temiz su yatırımı olan Düzbağ İçme Suyu Projesi ile şehrimizi kaynak kalitesinde içme suyuna kavuşturduk. 5 kilometresi tünel olmak üzere toplam 25 kilometre uzunluğundaki Gazi Ray Metro Projemizi başarıyla tamamladık. Büyükşehir Belediyemizin finansmanıyla 32 vagondan oluşturduğumuz yerli ve millî tren setimizi yakında tamamlıyoruz. İnşallah önümüzdeki aylarda vatandaşlarımızın kullanımına açacağız. Yine 25 köprülü kavşağımızı ve 128 köprümüzü de yakın zamanda hizmete alacağız. 10 bin iş yerinde 50 bin kardeşimizin istihdam edileceği 4 milyon metrekarelik Büyükşehir Sanayi ve Endüstri Merkezini de tamamlamak üzereyiz. Hasan Celal Güzel Millet Bahçesi, Galle Park, Gazi Ray Parkı ve Festival Park gibi toplam 3 milyon metrekarelik park ve millet bahçesini hayata geçirdik.”
Depremde en çok zarar gören Nurdağı ve İslahiye’deki altyapı, üstyapı, su ve kanalizasyon hizmetlerini hızlı şekilde gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müzeyyen Erkul Gaziantep Bilim Merkezini, Türkiye’nin en büyük engelsiz yaşam merkezini ve Alzheimer bakım merkezini Gaziantep halkının istifadesine sunduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 25 yüzme havuzu ve spor salonunu da vatandaşların kullanımına açtıklarını ifade ederek, 3 bin 200 kişi kapasiteli Kamil Ocak Spor Salonu’nun da yakında tamamlanacağını dile getirdi.
“GECEMİZİ GÜNDÜZÜMÜZE KATARAK TAŞ ÜSTÜNE TAŞ KOYMANIN GAYRETİNDEYİZ”
Gaziantep’i metroyla buluşturmanın vaktinin geldiğine inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gaziantep Tren İstasyonu’ndan başlayıp Şehir Hastanesi’ne ulaşacak 10,5 kilometre uzunluğundaki metro projemizi Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programı’mıza aldık. Önümüzdeki dönemde ihalesini yapıp inşaatına başlayacağız. Toplam 7,5 milyar liralık Dülük-Organize Sanayi Bölgesi Tüneli inşaatını hayata geçireceğiz. 3 bin 250 metre, 3 şeritli çift tüp tünel ve 8 bin 500 metre uzunluğundaki yol ile organize sanayi bölgesine hızlı ulaşım sağlayacağız. Sözleşme imzalandı, 2026 sonunda açılışını yapmayı planlıyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete hizmet etmek için dev eserler üretip karıncalar gibi çalıştıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Gecemizi gündüzümüze katarak taş üstüne taş koymanın gayretindeyiz. Muhalefetin içler acısı hâlini artık anlatmaya gerek dahi duymuyoruz. Ne vizyon var, ne proje. Ülkeye ve millete hizmet etmek gibi bir dertleri yok. Atalar ne demiş? ‘Dervişin fikri neyse zikri de odur.’ demişler. Bakınız ‘kule’ deyince bizim aklımıza ilk olarak deniz seviyesinden 587 metre yüksekliğe sahip Çamlıca Kulesi geliyor. Kule deyince bizim aklımıza İstanbul Havalimanı’nın lale figüründen ilhamla tasarlanan 90 metre uzunluğundaki hava trafik kontrol kulesi geliyor. Kule deyince aklımıza bölücü alçakların saldırılarından Mehmetçiklerimizi korumak için inşa ettiğimiz yüksek güvenlikli nöbet kuleleri geliyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kule deyince aklımıza kaçak geçişleri önlemek için sınırlarımıza yaptığımız ileri teknolojiye sahip gözetleme kuleleri, kırmızı-beyaz rengiyle bayrağımızı temsil eden 1915 Çanakkale Köprüsü’nün 334 metre yüksekliğindeki kuleleri geliyor. Kule deyince aklımıza Birleşmiş Milletler’in tam karşısında olan 36 katlı ve 171 metre yüksekliğindeki Türk Evi’miz geliyor” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama kule deyince bakıyorsunuz Sayın Özel’in ve belediye başkanlarının aklına sadece para kuleleri geliyor” ifadesini kullandı.
Muhalefetin “para kuleleri” dışında ortada “İşte bizim eserimiz” diye gösterebilecekleri hiçbir icraatlarının olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Grup toplantısında konser bahanesiyle yapılan soygunu anlatmak yerine, çıkmış en iyi bildikleri iş olan paradan kuleyle geliyor. Bunların aklı fikri ceplerini doldurmakta, yandaşlarını zenginleştirmekte, milletin paralarını har vurup harman savurmakta. Şahsi ikballerine öyle kilitlenmiş durumdalar ki gözleri hiçbir şey görmüyor. Otobüs seferlerini bile doğru düzgün işletemiyorlar. İzmir Körfezi, zaten kaderine terk edildi. Umurlarında bile değil. Bir başkası, 6 sene önce tıkır tıkır işleyen trafiği kördüğüm hâline getirdi. Her şeye para buluyorlar ama iş Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borçlara gelince kırk dereden su getiriyorlar. Yani nereden tutsanız elinizde kalan, beceriksiz, vizyonsuz bir zihniyetle karşı karşıyayız. Ne diyelim, Allah bunların yönettiği belediyelerde yaşayan vatandaşlarımıza sabır versin.”
“GAZİANTEP’E SAYISIZ ESER, PROJE VE YATIRIM KAZANDIRDIK”
Gayelerinin umutla, azimle, gayretle ve gönül kırmadan geleceği kurmak olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, gök kubbede hoş bir seda bırakmanın peşinde olduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, lafla, lafazanlıkla, polemikle değil iş ve hizmet üreterek, imar ve ihya ederek gönüller kazanmanın derdinde olduklarını vurgulayarak, “Nereye giderseniz bizim eserlerimizi görürsünüz. Yerel yönetimler vasıtasıyla Gaziantep’e yaptığımız hizmetler zaten çok büyük takdir topluyor. Hükûmet olarak da Gaziantep’e sayısız eser, proje ve yatırım kazandırdık” şeklinde konuştu.
Son 22 yılda Gaziantep’e toplam 1 trilyon 260 milyar lira değerinde yatırım yaptıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri paylaştı: “Adalette 33 milyar lira, eğitimde 80 milyar lira, gençlik ve sporda 3,5 milyar lira, sosyal yardımlarda 97 milyar lira, sağlıkta 34 milyar lira, çevre ve şehircilikte 731 milyar lira şehrimize yatırım yaptık. Ayrıca 88 milyar lira tutarındaki yatırımlarımıza devam ediyoruz. Ulaştırmada 107 milyar lira, tarım ve ormanda 61 milyar lira, sanayi ve teknolojide 9 milyar lira yatırım ve 21 milyar lira gerçekleştirilen yatırımlara sağlanan destek. Enerjide 62 milyar lira, kültür ve turizmde 61 milyar lira, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte 17 milyar lira tutarında proje, eser ve hizmet kazandırdık.”
İslahiye Spor Salonu, Türkiye Olimpiyatlara Hazırlık Merkezi ve Spor Salonu’nun inşasının yüzde 90’ının tamamlandığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep’teki 11 millet bahçesi projesinden altısının tamamlandığını, dördüünün proje çalışmasının devam ettiğini söyledi.
“GAZİANTEP’TE YEREL VE YATAY MİMARİYLE YAPILACAK 50 BİN KONUTLUK YENİ BİR ŞEHİR KURUYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 300 yataklı Gaziantep Çocuk Hastalıkları Hastanesi, 400 yataklı Gaziantep Nizip Devlet Hastanesi ve 300 yataklı 25 Aralık Devlet Hastanesi’nin ek binasının yapımının sürdüğüne işaret ederek, “TOKİ vasıtasıyla ülkemizin en büyük ve en kapsamlı şehir projesi olan Gaziantep Kuzeyşehir Projesi’ni başlattık. Gaziantep’te yerel ve yatay mimariyle yapılacak 50 bin konutluk yeni bir şehir kuruyoruz” ifadelerini kullandı.
“Dörtyol ile Hassa arası 20 kilometre uzunluğunda Amanos Dağları’nın altında bir adet demir yolu ve iki adet otoyol tünelinin yapılması önem arz ediyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun ihalesinin yapıldığını, en kısa sürede inşaatına başlanacağını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gaziantep-Osmaniye-İncirlik-Adana-Mersin Hızlı Tren Proje’mizin yapım çalışmaları etap etap devam ediyor. Proje tamamlandığında Gaziantep ile Mersin arası 2 saat 15 dakikaya inecek. Etüt çalışmaları devam eden Şanlıurfa-Gaziantep Hızlı Tren Proje’mizle, Gaziantep hem doğusuyla hem de batısıyla hızlı trenle bağlanmış olacak. Allah ömür verdikçe daha nice yatırımları şehrimize kazandırmaya devam edeceğiz. Allah yolumuzu, bahtımızı açık etsin, Rabb’im yar ve yardımcımız olsun. Anahtarlarını teslim ettiğimiz yeni yuvalarımızın bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konutların yapımında emeği geçenlere teşekkür etti.
Törenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzede bir ailenin çay davetini kabul ederek evine konuk oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirdeki programı kapsamında Şahinbey Belediyesi tarafından yaptırılan Gaziantep Şahinbey Millet Kütüphanesi’nin açılışını yaptı.
Şahinbey Millet Kütüphanesi’nin hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “7’den 77’ye herkesin dolup taşacağı bir mekân olması temennisiyle, Ya Allah Bismillah” diyerek kurdeleyi kesti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, madenlerde de izin süreçlerini kısaltacaklarını açıkladı. Metalik bir maden sahasının üretime geçebilmesi için 13 yıl gerektiğini vurgulayan bakan Bayraktar, “Hukuki güvenilirliği ve öngörülebilirliği arttırmayı, izin süreçlerini kısaltarak yatırım ortamını iyileştirmeyi, yeni rezerv keşifleriyle cari açığı azaltmayı ve stratejik ve kritik madenlerde ülkemizin arz güvenliğini sağlamayı hedefliyoruz.” dedi.
Güçlü Madencilik Güçlü Türkiye
Madenciliği tüm boyutlarıyla masaya yatıran Türkiye Maden Zirvesi, sektörün bütün paydaşlarını bir araya getirdi. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda “Güçlü Madencilik Güçlü Türkiye” sloganıyla düzenlenen zirvede; Madencilik Stratejisi, Madencilikte İSG ve İleri Teknoloji, Madencilikte Çevre ve Sürdürülebilirlik başlıklarında oturumlar düzenlendi.
Madenciler Gününü Kutladı
Toplantının açılış konuşmasını, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar yaptı. Bakan Bayraktar, sözlerine maden emekçilerinin 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nü kutlayarak başladı.
Nihai Hedef Yüzde 5
Dünyadaki 90 civarındaki madenin 70’inin Türkiye’de bulunduğunu kaydeden Bayraktar, “Bu durum ülkemizi uluslararası arenada çok önemli bir merkez haline getiriyor. Son 22 yılda madenciliğimizin gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payını binde 6’lardan yüzde 1,4’e kadar çıkardık. Nihai hedefimiz bu oranı yüzde 5’lere yükseltmek.” dedi.
Net İhracat Hedefi
Bayraktar, bunun için yerli kömürden altına, nadir toprak elementlerine ve bor madenine kadar her alanda yatırımı, üretimi, istihdam ve ihracatı artırmaları gerektiğini bildirerek “Zengin kaynaklarımızı katma değerli bir şekilde işleyerek ekonomimize kazandıracak ve Türkiye’yi madenler alanında net ihracatçı konuma getireceğiz.” diye konuştu.
Nijer’de Altın Üretimi
Ham madde arz güvenliği kapsamında Asya’dan Afrika’ya kadar farklı coğrafyalarda da faaliyet yürüttüklerine işaret eden Bayraktar, “Nijer’de arama çalışmaları yaptığımız altın sahalarından birinde MTA IC ile 2025 yılında ilk üretime başlamayı planlıyoruz.” dedi.
Borda Yeni Tesis
Bayraktar, bor madeninde dünya rezervinin yüzde 73’ünün Türkiye’de bulunduğunu belirterek
“Bor madenini sadece ham madde olarak değil katma değerli hale getirerek ara ürün ve uç ürün olarak satmak en büyük hedefimiz. Çelik üretimi ve neodiyum mıknatıs başta olmak üzere pek çok alanda kullanılan Bandırma’da yapımına başladığımız 800 ton/yıl kapasiteli Ferrobor Üretim Tesisi’ni önümüzdeki günlerde açacağız.” dedi.
Kritik Hammaddeler Raporu
Nadir Toprak Elementleri’nin (NTE) enerjiyi, sanayiyi, üretimi dolayısıyla ekonomiyi geliştirecek en stratejik alanlardan biri olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Türkiye Kritik ve Stratejik Hammaddeler raporunu hazırladık. Kritik mineraller konusunda ithalat bağımlılığımızı azaltacak ve arz güvenliği stratejimizi ortaya koyacak bu raporu sizlerle önümüzdeki günlerde paylaşacağız.” diye konuştu.
Ulusal Güvenliğin Ayrılmaz Parçası
Bayraktar, Türkiye’nin bulunduğu bölgenin farklı kriz ve sınamalarla karşı karşıya olduğunun altını çizerek “Bu durum madenlerin mümkün mertebe yerli kaynaklardan temin edilmesi mecburiyetini ortaya koyuyor. Onun için biz enerjide olduğu gibi madenlerde de bağımsızlığı ülkemizin bağımsızlığından ayrı düşünmüyor bu meseleyi ulusal güvenliğin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz.” dedi.
13 Yıl Gerekiyor
Yatırımcıların karşılaştıkları en önemli zorlukların başında izin süreçlerinin uzunluğunun geldiğine değinen Bayraktar, “Bugün baktığımızda bir metalik maden sahası için 7 yıl arama, 3 yıl kurum izinleri ve 3 yıl da üretime hazırlık süreci var. Yani bir maden sahasının üretime geçebilmesi için en az 13 yıl gerekiyor. Gerekirse yasal düzenleme yaparak; hukuki güvenilirliği ve öngörülebilirliği arttırmayı, izin süreçlerini kısaltarak, yatırım ortamını iyileştirmeyi, yeni rezerv keşifleriyle, cari açığı azaltmayı ve stratejik ve kritik madenlerde ülkemizin arz güvenliğini sağlamayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
Zihniyet Dönüşümü
Bayraktar, kamu özel sektör olarak yeni dönemde bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç olduğunu da dile getirerek “Madencilerimizin sorumlu sürdürülebilir madencilik anlayışı içerisinde iyi örnekleri arttırarak sosyal sorumluluk projeleri ve yakın iletişimle yerelde vatandaşlarımızla kuracakları ilişki sektörümüzü başka bir seviyeye getirecektir.” dedi.
Yatırım Ortamının İyileştirilmesi
Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz da yaptığı konuşmada sektörü ileri taşıyabilmek için bazı konularda destek beklediklerini kaydederek “Yatırım ortamının iyileştirilmesi, yeni projelerin önünü açacak teşvik mekanizmalarının geliştirilmesi ve sektörümüze yönelik öngörülebilir politikaların hayata geçirilmesi, yalnızca yerli yatırımcıları değil, yabancı sermayeyi de ülkemize çekecektir.” diye konuştu.
Hızlı Ruhsatlandırma
Daha hızlı, şeffaf ve etkin bir ruhsatlandırma sisteminin, madenciliğin büyümesine önemli katkılar sağlayacağını ifade eden Yılmaz, “Maden arama faaliyetlerinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi konusuna da özel önem verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Japonya-Türkiye ilişkilerinin 100. yılı dolayısıyla resmî ziyaret için Türkiye’de bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito’nun eşi Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya geldi.
Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ziyaret etti.
Lider eşleri önce İstanbul’un fethedilişinin 571. yıl dönümünde Fatih Sultan Mehmet’i anmak için açılan “Fatih Sultan Mehmet” sergisini gezdi.
Burada Fatih Sultan Mehmet’in Çocukluk Dönemi, Padişahlık Dönemleri, İlim Hayatı ve O Dönemde Yaşayan Âlimler, İstanbul’un Fethi ve Askerî Hayatı, Siyasi Hayatı ile Fatih Döneminde Mutfak, Şair Fatih: Avni, Vakıf Eserleri ve Ölümü bölümleri hakkında bilgi alan Akishino sergide sunulan Fatih Sultan Mehmet’in kaftan, kılıç, zırh gömlek gibi kişisel eşyaları ve o dönemin tarihine ışık tutacak çok sayıda esere hayranlığını dile getirdi.
Emine Erdoğan ve Akishino, sergi ziyaretinin ardından, Cihannüma Salonu’na geçerek hatıra fotoğrafı çektirdi. Lider eşleri, daha sonra, 600 Japonca eserin bulunduğu Japon Kitaplığı bölümüne geçtiler.
Emine Erdoğan, burada bulunan kitapları inceleyen konuğuna, Mevlana’nın “Mesnevi” eserinin Japonca baskısını ve serginin içeriğini de anlatan “Fatih Sultan Mehmet” kataloğu ile İletişim Başkanlığı tarafından yayınlanan “Türkiye” kitabını hediye etti.
ÇOCUKLARDAN KÜRESEL ISINMA SUNUMU
Daha sonra Nasreddin Hoca Kütüphanesi’ne geçen Emine Erdoğan ve Akishino’yu çocuklar sevgiyle karşıladı. Burada çocukların yaptığı resimleri inceleyen lider eşlerine, bir anaokulu çocuğu kendi yaptığı üzerinde lale motifi olan tabağı hediye etti.
Anaokulu çağındaki bir başka çocuk ise Emine Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensesi Akishino’ya küresel ısınma ile ilgili bir sunum yaptı.
“TEMENNİMİZ İŞ BİRLİĞİNİN DAHA DA İLERİYE TAŞINMASI”
Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile gerçekleştirdikleri programa ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin tesisinin 100. yıl dönümü kapsamında ülkemizi ziyaret eden Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya gelmekten memnuniyet duydum.
Ülkemizin kültür hazinesine ev sahipliği yapan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ve Japonya kitaplığı bölümünü ziyaret ettik. Farklı medeniyetlerin birikimlerini aynı çatı altında buluşturan kütüphanemizde muhafaza edilen özel ve nadir eserleri tanıtma fırsatı bulduk.
Fatih Sultan Mehmet Sergisi’ni gezerek tarihimizin büyük liderlerinden birinin vizyonunu, sanata ve bilgiye olan bağlılığını yakından inceledik. Japonya Kitaplığı, iki ülkenin ortak mirasına ışık tutan ve dostluk bağlarını güçlendiren bir sembol niteliğinde. Temennimiz bu anlamlı ziyaretin ülkelerimiz arasındaki iş birliğini daha da ileriye taşımasıdır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akishino’yu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gelişinde giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino, Türkiye ve Japonya bayrakları önünde tokalaşarak poz verdi.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino heyetleri eşliğinde görüşmeye geçti.
Görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Japonya Veliaht Prensi Akishino’ya, Osmanlı Generali Pertev Paşa’nın İmparator Mutsuhito tarafından ödüllendirildiğini gösteren belge hediye edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, resmî ziyarette bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Japonya Veliaht Prensi Akishino ve Prenses Kiko ile aile fotoğrafı da çektirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye ziyarette bulunan Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatoviç’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Karadağ bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren iki lider, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.