Connect with us

Bürokrat

İyi ki varsınız | Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizi küresel sistemin en üst ligine çıkardık”

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Manisa mitinginde yaptığı konuşmada, “Asırlık ihmal ve eksikleri sadece 21 yılda tamamlayarak ülkemizi küresel sistemin en üst ligine çıkardık” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin Manisa mitingine katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasında yaklaşık 8 ay önce bir toplu açılış töreni vesilesiyle yine Manisalılarla buluştuklarını ve hasret giderdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de Türkiye Yüzyılı’nın muştusu olacağına inandıkları 14 Mayıs seçimleri öncesinde Manisalılarla bir kez daha kucaklaşmak, ahit yenilemek istediklerini söyledi.

“Sen ki Şehzadeler, Han’lar şehrisin, cananlar şehrisin, canlar şehrisin, gonca güller, gülistanlar şehrisin. Manisa sevmelere doyulmaz. Ben ayrılsam, gönül senden ayrılmaz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Manisa’yı sevmeye doymadıklarını, doymayacaklarını belirtti.

“MANİSA’YI 21 YILDA YAPTIĞIMIZ 97 MİLYAR LİRALIK YATIRIMLA GELİŞTİRDİK”

Manisa’nın yol arkadaşlığında 21 yıldır Türkiye’ye hizmet ettiklerini, eser kazandırdıklarını, nice mücadelelerden alınlarının akıyla çıktıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ülkemizin demokrasisini ve kalkınmasını güçlendirirken Manisa’yı da 21 yılda yaptığımız 97 milyar liralık yatırımla geliştirdik, büyüttük. Şehrimize eğitimde 5 bin 112 yeni derslik kazandırdık. Gençlik ve sporda 8 bin 668 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtık. İki stadyum dâhil farklı branşlarda toplam 122 spor tesisi inşa ettik. Sosyal yardımlarda şehrimizdeki ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza yaklaşık 7 milyar lira tutarında kaynak aktardık. Sağlıkta 2 bin 415 yataklı 28 hastaneden oluşan 73 sağlık tesisini tamamlayıp hizmete sunduk.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çevre ve şehircilikte TOKİ vasıtasıyla 8 bin 104 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik, 2 bin 883 konutun yapımına devam ediyoruz. ‘İlk evim’ projemizle Manisa’da toplam 4 bin 100 yeni konut ve ‘ilk işyerim’ projemizle 350 yeni iş yeri inşa edecek, ‘ilk arsa’ projemizle 18 bin konutluk altyapısı hazır arsa vereceğiz. Kentsel dönüşümde şehrimizde riskli yapı olarak belirlediğimiz 11 bin 695 bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. Millet bahçesi projelerimizden dördünü tamamladık, kalanlarıyla ilgili çalışmalara devam ediyoruz.”

Manisa’da ulaştırma alanında, 81 kilometreden devraldıkları bölünmüş yol mesafesini toplamda 627 kilometreye çıkardıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Manisa’ya da hizmet eden İstanbul-İzmir Otoyolu’nu ve İzmir-Manisa yolunda inşa ettikleri Sabuncu Beli Tüneli’ni hizmete sunduklarını anımsattı.

Akhisar Çevre Yolu’nun kalan kesimlerini bu yıl tamamlayacaklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara-Manisa-İzmir Yüksek Hızlı Tren Hattı’nın yapımının da devam ettiğini dile getirdi.

Son 21 yılda Manisa’ya 31 baraj, bir içme suyu tesisi, 46 sulama tesisi, 76 dere ıslahı, 11 gölet, 14 yer altı depolama tesisi ve 2 hidroelektrik santrali yaptıklarını ve 238 bin dekar araziyi sulamaya açtıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Manisalı çiftçilere 4,5 milyar lira tutarında tarımsal destek verdiklerini ifade etti.

Üzüme verdikleri destekleri devam ettirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toprak Mahsulleri Ofisimiz üzüm alımını sürdürecek. Zeytine sağladığımız tane desteğine de devam edeceğiz” dedi.

Sanayi ve teknoloji alanında 3 yeni organize sanayi bölgesi bir teknopark, 30 araştırma-geliştirme merkezi, 5 tasarım merkezi kurduklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerjide ise 217 bin abonesi olan şehre, 13 ilçesiyle birlikte doğal gaz arzı sağladıklarını belirtti.

“TÜRKİYE YÜZYILI’NI MANİSA İLE BİRLİKTE İNŞA EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde Demirci, Köprübaşı, Sarıgöl ve Selendi’ye doğal gaz arzını sağlamayı hedefliyoruz. Gördüğünüz gibi ne kadar özetlersek özetleyelim, şehrimize yaptığımız hizmetler anlatmakla bitmiyor. Allah’ın izniyle 14 Mayıs’tan sonra Türkiye Yüzyılı’nı da Manisa ile birlikte inşa edeceğiz” diye konuştu.

“14 Mayıs’ta çocuklarımızın geleceğine sahip çıkıyor muyuz?”, “14 Mayıs’ta 21 yıllık kazanımlarımızı daha da ileriye taşıyor muyuz?”, “14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı’nın inşası için Bismillah diyor muyuz?” “14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı için doğru adımlarla yola devam diyor muyuz?” sorularına “Evet” cevabını alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Maşallah, Manisa kararını vermiş. Bunun için seçim gününe kadar durup dinlenmeden çalışmaya devam, durmak yok. Gönlünü kazanmadığımız tek kişi bırakmayana kadar her bir insanımıza yaptıklarımızı anlatacağız, Türkiye Yüzyılı’nda yapacaklarımızı anlatacağız. Ben sizleri Allah için seviyorum. Bu yolda beraber yürüyeceğiz. Ne diyor şair, ‘Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan. Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan. Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın. Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.'”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Cumhuriyet’in ilk asrını geride bırakıp Türkiye Yüzyılı’nın kapılarını araladıkları bir yılda olduklarına işaret etti.

“MANİSA, İSTİKLALİN VE İSTİKBALİN KIYMETİNİ ÇOK İYİ BİLİR”

Manisa’nın, vatan topraklarındaki bin yıllık hükümranlığın sınamalarından biri olan Millî Mücadele’de en çok bedel ödeyen ve katkıda bulunan şehirlerden olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Manisa, öyle sıradan bir il değil. Bunun için Manisa, istiklalin ve istikbalin kıymetini çok iyi bilir. Son bir asırdır istiklalimize yönelik pek çok sinsi saldırıyla mücadele ettik. Rahmetli Menderes’in ‘Yeter, söz milletindir.’ diyerek millî iradenin üstünlüğünü, ülke yönetiminde hâkim kılma mücadelesi başta olmak üzere bu doğrultuda atılan her adımın önü kesilmeye çalışıldı” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke yönetimini üstlendikleri 2002’den beri hayata geçirdikleri demokrasi ve kalkınma atılımlarına karşı da güçlü bir dirençle karşılaştıklarını söyleyerek, şöyle devam etti: “Vesayetiyle, terör örgütleriyle, darbecileriyle, ekonomik tetikçileriyle, siyasi ve ekonomik bütün mühendislik gayretleriyle boğuşa boğuşa bugünlere geldik. Kendini gelişmiş olarak tanımlayan kimi ülkeler, asırlardır dünyanın tüm imkânlarını kendi güvenlik ve refahları için kullanırken bizim vaktimizi ve enerjimizi, kendi sorunlarımızla harcamaya mahkûm ettiler. Bizim milletimize en büyük hizmetimiz, Millî Mücadele’nin ardından kurduğumuz yeni devletimizin ayaklarına vurulan tek parti faşizmi ve geri kalmışlık zincirlerini kırdık mı? Bu ülkedeki her bir vatandaşımızın anasının ak sütü gibi helal olan hak ve özgürlüklerini dilediği gibi yaşayabilmesini sağladık mı? Bu ülkedeki her bir vatandaşımızın eğitimden sağlığa, ulaştırmadan enerjiye, sanayiden spora her alanda hakkı olan eserlere, hizmetlere kavuşabilmesini sağladık mı? En önemlisi bu ülkedeki her bir vatandaşımızın hem sınırlarımız içinde hem de dünyada güvenle, huzurla, gururla başı dik şekilde dolaşabilmesini sağladık mı?”

“BİZİM MEZHEP AYRIMI DİYE BİR DERDİMİZ YOK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının arasında AK Parti tarafından yapılan hizmetlerin gösterildiği video yayınlandı. Videonun ardından konuşmasına devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah’ıma hamdolsun, bu eserleri inşa ve ihya etme fırsatını bizlere verdi. Allah’ıma hamdolsun, sizin gibi yol arkadaşlarını bizlere lütfetti. Şimdi yeni bir fırsat, 14 Mayıs. İnşallah milletim bizlere ‘Yürü’ derse, biz yine yürüyeceğiz ve bu hizmetlere de devam edeceğiz” dedi.

Katılımcılara “Ben size inanıyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah göstermesin, bunların eline bu ülke kalırsa ne hâle geleceğimizi düşünün. Bunlar emri nereden alıyor? Kandil’den alıyor. Ne diyor bu bay bay Kemal? Bunlar Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizi öldürdüler. O Selo var ya Selo, Edirne’de cezaevinde. Şimdi ne diyorlar: ‘Gelir gelmez Selo’yu çıkaracağız. Evlat katili Apo’yu çıkaracağız.’ Bunlara fırsat verecek miyiz?” diye sordu.

Miting alanındakilerin “Hayır” diye cevap vermesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Öyleyse çok çalışmamız gerekmiyor mu? Bunlar yatıyor kalkıyor, bizi Kürt kardeşlerimizden ayrı göstermeye gayret ediyor. Ey zillet ittifakı, ey cumhura karşı olan ittifak, şunu bilin, biz Allah’ın kulları arasında ayrım yapmayız. Biz ne Arap’ın beyaza ne beyazın Arap’a üstünlüğüne inanmayız. Üstünlük sadece Allah’a olan yakınlıkladır. Bunu siz bilmezsiniz ama bizim buna imanımız var ve yola da böyle devam ediyoruz, böyle devam edeceğiz. Çıkmış bay bay Kemal, Alevilikten, şundan bundan bahsediyor. Bizim mezhep ayrımı diye bir derdimiz yok. Bizim ne Alevilik dinimiz var ne Şia dinimiz var ne şu dini ne bu dini, bizim tek dinimiz var, İslam ve Müslümanlık. Başka bir dinimiz bizim yok. Asırlık ihmal ve eksikleri sadece 21 yılda tamamlayarak ülkemizi küresel sistemin en üst ligine çıkardık. Gençler, şimdi Türkiye Yüzyılı’yla ülkemizi nereye tırmandıracağız? Dünyada biliyorsunuz ilk 20 içindeyiz. Yeter mi? Daha iyisi olacak, daha güçlü hâle geleceğiz. Buna müsait bir ülkeyiz. Önümüzü kimse kesemez. Yeter ki bu namertlere bu ülke bırakılmasın.”

14 Mayıs seçimlerinin büyük önem taşıdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü karşımızda bırakınız Türkiye’yi daha ileriye götürmeyi, ülkenin mevcut kazanımlarına bile göz dikmiş bir muhalefet var. Milletimizin gönül dünyasında artık hiçbir karşılığı olmayan etnik ve mezhebi ayrımcılığı tahrik ederek, kaşıyarak, kabuk bağlamış yaraları tekrar kanatarak insanlarımızı birbirine düşürmenin peşindeler” dedi.

TCG ANADOLU GEMİSİ

TCG Anadolu gemisinin dün 23 Nisan’da Sirkeci’den kalkarak Karadeniz’e hareket ettiğini, çocuklarla uğurladıkları geminin dönüp geldiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geminin bir hafta, 10 gün içinde İzmir’e demirleyeceğini belirtti.

İzmir’in de bu muhteşem eserle müşerref olmasını istediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gezsinler, görsünler. İzmir’e en ufak bir gayreti dokunmayan bay bay Kemal’e gereken dersi TCG Anadolu ile versinler. Bu bizim uçak gemimiz. Yeterli değil. İnşallah 14 Mayıs’tan sonra bunun daha büyüğünü yapacağız ve bu konuda görüşmelerimi daha önce yapmıştım, seçimden sonra adımlarını atacağız. Kalkınmamızın sembol yatırımlarına ve onları ülkemize kazandıranlara adeta savaş açarak, geçmişlerindeki eser ve hizmet fukaralığını örtmeye çalışıyorlar.”

“DAHA BAKANLAR KOLTUKLARINA OTURMADAN DAĞILAN KOALİSYONLAR SEBEBİYLE ÜLKEMİZ ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETTİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ya bay Kemal sen anlamazsın bu işlerden, sen bu ülkede memurluk bile yapamadın. SSK’nın başındayken, ah Savaş Ay, ah sağ olsaydın da bu adamla yaptığın o video çekimini tekrar bir anlatsaydın. Biliyorsunuz değil mi onu? Ya bunun SSK başında olduğu zamanda hastanede ölenler rehin alınıyordu, rehine alınıyordu. Şimdi böyle bir şey var mı? Şimdi bizim Şehir Hastanelerimiz muhteşem, en ufak bir sıkıntı yok ve hastanelerimize gelenleri kapıdan geri çeviremezler, yasaktır. Egemenlik haklarımızı uzunca bir aradan sonra bölgesel ve küresel düzeyde kullanabilmemize imkân sağlayan millî dış politikamızı ters yüz etmenin hesabı içindeler. Ne diyor? İngiltere’den, Londra’dan 300 milyar dolar getirecekmiş. Sevsinler seni bay bay Kemal. Yani Londra tefecilerinin bu kadar kayıp parası mı vardı da sana gönderecekler? Adamın devlet yönetiminden haberi yok. İnanın buna 5 tane keçi verin kaybeder gelir, yapacak bir şey yok. Sırf uzantılarının siyasi desteğini alabilmek için milletimizin güvenliğini ve devletimizin bekasını tehlikeye atma pahasına, PKK’dan FETÖ’ye tüm terör örgütlerine göz kırpıyorlar. Kandil’den her gün Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığına, terörist başı, ‘Biz Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğiz.’ diyor. Kandil’den gelen desteğe ‘evet’ diyebilir miyiz? Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Arkadaşı Kandil olanlara, benim milletim destek verir mi? Öyleyse durmak yok, durmak yok, durmak yok. Bu ittifak boşuna mı? Öyleyse bunu bozacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt içi ve dışındaki FETÖ’cülerin milletin ve devletin başına çökmek için heyecanla seçim gününü beklediğini belirterek, şunları söyledi: “Türkiye’nin artık kendilerini dinlemediğini söyleyen emperyalistler boşuna mı ellerindeki mecraları Kılıçdaroğlu’nun, İnce’nin, CHP’nin başını çektiği ittifakın emrine veriyorlar? Ülkemizi diledikleri gibi soyamayan Londra tefecileri, boşuna mı umutlarını Kılıçdaroğlu’na bağladı? Kardeşlerim, terör örgütleri ve dışarıdaki güçler kendi çıkarlarının gereği umutlarını Kılıçdaroğlu’na bağladılar diyelim; bu ülkenin ekmeğini yiyip, suyunu içen, havasını soluyan, her türlü imkânından herkesten daha fazla faydalanan bazılarına ne oluyor? Ülkemiz kendi doğal gazını çıkartıyor, bunlar rahatsız oluyor. Ülkemiz kendi savunma sanayi ürünlerini, kendi teknolojisini geliştiriyor, bunlar rahatsız oluyor. Ülkemiz sınırları ötesinde harekâtlar düzenleyip terör örgütlerini inlerinde vuruyor, bunlar rahatsız oluyor. Cudi’de bunları vurduk mu? Gabar’da bunları vurduk mu? Bestler deresinde bunları vurduk mu? Değerli kardeşlerim bunları başka kim vurur? Ancak biz vururuz, biz. Bay bay Kemal onlarla resim çektiriyor. Bay bay Kemal’in yanındakiler onlarla Kandil’de resim çektiriyor. Benim sevgili milletim bunlara oy vermez ve 14 Mayıs’ta da vermeyecek.”

Türkiye’nin üretimini, istihdamını, ihracatını artırmasından; asrın felaketi depremlerin yıkımlarını kısa sürede kaldırarak inşa ettiği konutları teslim aşamasına getirmesinden muhalefetin rahatsız olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz afet risklerine karşı Cumhuriyet tarihinin en büyük dönüşüm kampanyalarını başlatıyor, bunlar rahatsız oluyor. Daha yaptığımız, okullara, üniversitelere, şehir hastanelerine, yollara, tünellere, köprülere, havalimanlarına, barajlara, fabrikalara, spor tesislerine karşı sergiledikleri hazımsızlığı saymıyorum” diye konuştu.

Göreve geldiklerinde 26 olan havalimanı sayısının bugün 58 olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehir hastaneleriyle Türkiye’nin genelinin donatılmaya başlandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bir masa kurmuşlar, yedili masa, maşallah evlere şenlik. Önce 6 kişiydi, sonra masanın altındaki HDP’yi de dahil ederek, 7 oldular. 7 kişi kurbanda bir danaya girse tamam da ülkenin yönetiminde aynı şeyi yapmaya kalkmak millî iradeye saygısızlıktır. Türkiye geçmişte ikili, üçlü, dörtlü koalisyonları bile kaldıramayıp, siyasi ve ekonomik krizler yaşadı. Hatırlayın bu ülkede ömrü 2 ay, 3 ay, 5 ay, 8 ay olan bir sürü koalisyonlar kuruldu. Bürokrat ataması konusunda anlaşılamadığı için bozulan koalisyon hükûmetleri oldu. Daha bakanlar koltuklarına oturmadan dağılan koalisyonlar sebebiyle ülkemiz altın değerinde yıllarını kaybetti.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları sırasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü dönemine ait görüntülerin yanı sıra muhalefetin kentsel dönüşüm, terörle mücadele, 15 Temmuz darbe girişimi ve dış politikaya yönelik açıklamalarının bulunduğu görüntüler izlettirildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, video üzerine, “Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Arkadaşı bu terörist başı olandan, bir şey olur mu? Apo’nun heykelini dikecekmiş, heykelini. Yüz yıllık Cumhuriyetimizi değiştireceklermiş. Bunlar 15 Temmuz’da FETÖ’cülerle iş birliği yaparak, tankların arasından Bay Kemal kaçtı. Nereye gitti? Bakırköy Belediye Başkanının evine gitti. Ondan sonra bir de utanmadan, sıkılmadan diyor ki ‘Ben Cumhurbaşkanının havalimanında olduğunu bilseydim gitmezdim.’ İnanıyor musunuz? Ama yuh yetmez, yuh sandıkta. Sandıkta bunlara hadlerini bildireceğiz” diye konuştu.

Muhalefetin kendisini devirmek dışında hiçbir projesi bulunmadığını, eveleyip, geveledikleri konularda söylediklerinden ve söylediklerinin neye tekabül ettiklerinden haberleri olmadığını, bunun hesabını kitabını çıkarma niyetleri olmadan sadece söyleyip geçtiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son mahalli seçimlerde belediyelerinin ulaşımı, suyu, sütü bedava yapacakları, kimseyi işinden etmeyecekleri, herkese traktör dağıtacakları, sözünü verip sonra kulaklarının üzerine yatmaları gibi” ifadelerini kullandı.

“KAMU BANKALARIMIZ TOGG İÇİN ARAÇ BEDELİNİN YÜZDE 50’Sİ TUTARINDA 36 AY, 0,99 ORAN İLE KREDİ KULLANDIRACAK”

Manisa’ya Gemlik’teki Togg’un elektrik enerjisi ile ilgili yeni tesisinin temel atma töreninden geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz durmuyoruz, çalışıyoruz ve kamu bankalarımız Togg için araç bedelinin yüzde 50’si tutarında 36 ay, 0,99 oran ile kredi kullandıracaklar. Yani bir puan. Ziraat Bankası böyle bir destek verip, 36 ay vadeyle bu krediyi kullandıracak ve Togg satışlarını bu şekilde yapacaklar” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gemlik’te Togg’u tekrar kullandığını, Gemliklilerin, Bursalıların kendilerini bırakmadığını, vatandaşların kendilerini karanfile boğduğunu belirterek, “Durmak yok’ dediler, ‘Yola devam’ dediler. ‘Önümü kesmeyin’ dedim. ‘Nasıl duralım?’ dediler Miting alanına o şekilde geçtik. Resmî rakamı aldım 60 bin kişi dediler. Burası da muhteşem. Manisa da muhteşem. Gümbür gümbür 14 Mayıs’a gidiyoruz” diye konuştu.

“ÜLKEMİZ ZENGİNLEŞTİKÇE ORTAYA ÇIKAN KAZANCI 85 MİLYON VATANDAŞIMIZIN HER BİRİNİN HAYATINA YANSITIYORUZ”

Muhalefetin verdikleri sözleri tutmadığını, tutmadıkları sözlerin hesabını millete vermediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de aynısını yapıyorlar ama daha vahimi ülkenin ve milletin güvenliğini, huzurunu, elindeki tüm kazanımlarını tehlikeye atacak pazarlıklara girişmiş durumdalar. Bu pazarlıklar yüzünden 14 Mayıs seçimleri, ülkemizin sadece önümüzdeki 5 yılını değil, gelecek çeyrek asrındaki, yarım asrındaki seyrini belirleyecek bir yol ayrımına dönüşmeye başladı” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP ve onunla birlikte hareket eden diğer partilere gönül veren vatandaşlara seslenmek istediğini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Kendinizin ve evladınızın geleceğini bu yedili kavga masasına emanet eder misiniz? Ülkenizin güvenliğini, huzurunu, akıbetini, kendi deyimleriyle bu kumar masasına emanet eder misiniz? Buradan milletimin tüm fertlerine sesleniyorum. Hanımlar, bakkala süt almaya bile göndermeyeceğiniz birine ülkeyi emanet edebilir misiniz? Beyler dükkânınızı, atölyenizi, tezgâhınızı 5 dakikalığına bırakmayacağınız birine ülkeyi emanet edebilir misiniz? Gençler dersinize yardım etse, verdiği bilgilerin doğruluğuna şüpheyle bakacağınız birine kendi geleceğinizi teslim edebilir misiniz? Benim çiftçi kardeşim önüne 5 keçi katsanız, akşama hepsini de kaybedip geleceğini bildiğiniz birine ülkenizin geleceğini teslim edebilir misiniz? İşveren kardeşim kendi müessesenizde vasıfsız bir eleman olarak dahi çalıştıramayacağınız birine ülkenin geleceğini emanet edebilir misiniz? Emekli kardeşim oturduğum apartmana yönetici olarak seçmeyeceğim birine ülkenin geleceğini emanet edebilir misiniz? İşte bunun için 14 Mayıs’ta tercihimizi doğrudan yana yapmalıyız. Manisa’nın 14 Mayıs’ta tercihini Cumhur İttifakı’ndan, bizden yana yapacağından şüphe duymuyorum. Ülkemiz geliştikçe, büyüdükçe, güçlendikçe, zenginleştikçe ortaya çıkan kazancı 85 milyon vatandaşımızın her birinin hayatına yansıtıyoruz.”

Geçen 21 yılda milyonlarca kişiyi iş, ev, araba sahibi yaparken bu anlayışla hareket ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de aynı anlayışla yeni programları hayata geçirmeye hazırlandıklarını dile getirdi.

“GENÇLERİMİZİN HAYATA BAŞLARKEN ATTIĞI HER ADIMDA YANINDA OLACAĞIZ”

Karadeniz gazının, Türkiye’nin enerji güvenliği bakımından hayati öneme sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, keşfin ardından rekor sürede karaya çıkartılarak kullanıma girmesini sağladıkları bu gazın sevincini milletle paylaştıklarını anımsattı.

Bu sevinci sadece sözde bırakmadıklarını, evlerdeki tüketime de yansıttıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Konutlardaki ilk bir aylık tüketimi tamamen, bir yıllık tüketimi de mutfak ve sıcak su kullanımı kadarıyla ücretsiz yaptığımızın müjdesini milletime ilan ettim. Rezerv değeri 500 milyar dolarla 1 trilyon dolar arasında hesaplanan bu gazın ülkemize sağlayacağı kazanç, sadece cari açığımızı azaltacak, enerji güvenliğimizi artıracak olması değildir, bu gazın gelirinden elde edilecek kaynakla toplumun temeli olarak gördüğümüz aile yapımızı ve gençlerimizi destekleyecek yeni bir adım atıyoruz. Kaynağını Karadeniz gazı gibi ülkemizin doğal zenginliklerinden alacak bir ‘Aile ve Gençlik Bankası’ kuruyoruz. Kaynak nereden? Londra tefecilerinden değil, bizim Karadeniz doğal gazından. Bu bankayla aile kurumunu güçlendirecek, gençlerimizi destekleyecek çalışmaları finanse edeceğiz. Mesela ev kadınlarımızın emekliliğine, priminin üçte birini ödeyerek destek vereceğiz. Böylece isteyen her ev hanımımız oldukça kolay şartlarla emekli olarak kendi gelirine kavuşacak. Gençlerimizin eğitiminden istihdamına, iş kurmasından evlenmesine, hayata başlarken attığı her adımda yanında olacağız.”

“LAF DEĞİL İŞ ÜRETTİK”

Çocuklara sıraların üzerinde kitapların ücretsiz verildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz okurken kitap bulabiliyor muyduk? Teksir kâğıdını satın almaya çalışıyorduk. Ama şimdi kuşe kâğıttan, birinci hamurdan ücretsiz olarak yavrularımızın kitaplarını veriyoruz. Artık böyle bir sıkıntı kalmadı. Geldiğimizde kaç üniversite vardı? 76. Şimdi 208 üniversite var. Üniversitesi olmayan ilimiz var mı? Biz buyuz. Laf değil iş ürettik” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız” sözleriyle sonlandırdı.

Bürokrat

Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

“Türkiye’ye Hoş Geldiniz”

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ın tören alanındaki yerlerini almalarının ardından iki ülkenin millî marşları çalındı. Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ın tören kıtasını selamlamasından sonra iki lider heyetlerini birbirlerine takdim etti.

Türkiye ve Tanzanya bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

“Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız”

“85 MİLYON OLARAK BİRLİKTE VAR OLDUĞUMUZU, HEP BİRLİKTE TÜRKİYE OLDUĞUMUZU TÜM DÜNYAYA YENİDEN GÖSTERDİK”

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Artık seçimin olmadığı önümüzdeki dört yıl içinde enflasyonla mücadelemizi, inşallah, zaferle sonuçlandıracağız. Terörle mücadeleden asla taviz vermeyecek, içerde ve dışarda ülkemizin, milletimizin güvenliğini daha korunaklı hâle getireceğiz. Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin başında vatandaşların Ramazan Bayramı’nı tebrik etti. Bayram süresince 18 devlet ve hükûmet başkanıyla görüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerde Gazze’de yaşananlar başta olmak üzere gündemdeki konuları ele aldıklarını belirtti.

“85 MİLYON OLARAK BİRLİKTE VAR OLDUĞUMUZU, HEP BİRLİKTE TÜRKİYE OLDUĞUMUZU TÜM DÜNYAYA YENİDEN GÖSTERDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart’taki Mahallî İdareler Genel Seçimleri’nin huzur ve sükûnet içinde icra edilmesinden memnuniyet duyduğunu dile getirerek şöyle devam etti: “Aldığımız güvenlik tedbirleri sayesinde, birkaç müessif hadise dışında, hamdolsun, seçimlerde herhangi bir asayiş sorunu yaşanmadı. Doğudan batıya, güneyden kuzeye yurdumuzun dört bir köşesinde vatandaşlarımız sandığa giderek iradelerini özgürce ortaya koydu. Bölücü örgüt yandaşlarının seçmeni baskı altına almaya yönelik faşizan teşebbüsleri de amacına ulaşamadı. Rekabet seviyesi yüksek bir kampanya döneminden sonra seçim günü milletimizin sergilediği demokratik olgunluk, gerçekten takdire şayandır. Ülkemiz aleyhine yürütülen onca kampanyaya rağmen demokrasimizin, bir sandık sınavından başarıyla çıkmasını sağladık. 85 milyon olarak birlikte var olduğumuzu, hep birlikte Türkiye olduğumuzu tüm dünyaya yeniden gösterdik.”

Seçimlerin hayırlı olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerin demokrasiye yakışır şekilde gerçekleştirilmesini temin eden seçim kurullarına, kolluk kuvvetlerine, sağlık personeline ve sandık görevlilerine teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatlarının kampanya dönemi boyunca ve sandık günü olağanüstü bir fedakârlıkla çalıştığını, mücadele ettiğini, emek verdiğini kaydetti.

AK Parti teşkilatı mensuplarının ramazan süresince iftar programlarıyla, ev ve esnaf buluşmalarıyla, çarşı-pazar ziyaretleriyle, sokak sokak, mahalle mahalle, köy köy dolaşarak halkla birlikte olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “31 Mart seçim sürecinde ulaşılmadık hiç kimseyi bırakmama şiarıyla gece gündüz koşturan Genel Merkez birimlerimize, kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza, il, ilçe, belde teşkilatlarımıza, belediye başkan adaylarımıza, aday adaylarımıza, mahalle ve köy temsilcilerimize, sandıkları namusları bilip titizlikle sahip çıkan müşahitlerimize, partimize, davamıza ve mücadelemize güçlü destek veren her bir kardeşime buradan en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Rabb’ime, şahsıma böyle vefalı, böyle gayretli ve samimi yol arkadaşları bahşettiği için bir kez daha hamdediyorum. AK Parti teşkilatlarıyla birlikte, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçaklara karşı meydanlarda kurduğumuz Cumhur İttifakı da son seçimlerden alnının akıyla çıkmıştır. İttifakımızın, devletimizin güvenliği, milletimizin birliği ve demokrasimizin geleceği için ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Buradan, Cumhur İttifakı olarak birlikte hareket ettiğimiz, omuz omuza beraber mücadele verdiğimiz Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye ve ülkücü kardeşlerimize de teşekkür ediyorum. Bir sandık sınavını daha başarıyla veren ittifakımız, Türkiye’nin bekasının teminatı olmayı sürdürecektir.”

“SİYASETÇİNİN, MİLLETİN İRADESİNİ YOK SAYMA, GÖRMEZDEN GELME HAKKI YOKTUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetlerinin temel vasfının, demokrasinin mihenk taşı olan sandığın itibarının korunması ve güçlendirilmesi olduğunun altını çizdi.

“Sonuçlardan azade olarak sandığın gücüne güç katan her seçim, Türkiye ve Türk milleti için tarihî bir kazanım demektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemiz, son 21 yıldır maruz kaldığı tüm vesayet girişimlerinin üstesinden bu anlayışla hareket ettiği için gelebilmiştir. Daha önce de ifade ettiğim gibi sandıktan çıkan takdir hangi yönde olursa olsun saygındır, makbuldür, başımızın üstünde yeri vardır. Siyasetçinin, milletin iradesini küçümseme, yok sayma, görmezden gelme hakkı yoktur ve olamaz. Bize oy versin veya vermesin, sandığa giderek iradesini ortaya koyan tüm vatandaşlarımıza müteşekkiriz, minnettarız. Milletimizin takdiriyle göreve gelen belediye başkanlarını da ayrıca tebrik ediyor; kendilerine şehirlerimize hizmet yolunda başarılar diliyorum. İktidar olarak milletimizin hayrına yaptıkları işlerde, bugüne kadar olduğu gibi belediye başkanlarımıza destek olmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) kesin sonuçları açıklamasının ardından 31 Mart Mahallî İdareler Seçim maratonunun tamamlanacağını söyledi.

YSK’nin şimdiye kadar üç ilçe ve dört belde olmak üzere yedi yerde seçimlerin yenilenmesine karar verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yerleşim yerlerinde vatandaşların 2 Haziran Pazar günü bir kez daha sandık başına giderek tercihlerini yapacaklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak şimdiden bu seçimlere hazırlanacağız” diye konuştu.

“31 MART SEÇİMLERİ, SON 20 YILDAKİ EN DÜŞÜK KATILIMLI YEREL SEÇİM OLARAK KAYITLARA GEÇMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçim sonuçlarının birçok zaviyeden kapsamlı değerlendirmeyi hak ettiğine işaret ederek şunları kaydetti: “Bu seçimlerin ilk göze çarpan özelliği katılım seviyesinin maalesef düşüklüğüdür. Yüzde 78 katılım oranıyla 31 Mart seçimleri, son 20 yıldaki en düşük katılımlı yerel seçim olarak kayıtlara geçmiştir. Bunun sebepleri üzerinde hassasiyetle duruyoruz ve duracağız. 2019 yerel seçimlerine kıyasla yaklaşık 7 puanlık gerilemenin üzerinde diğer siyasi partilerin de durması gerektiğine inanıyoruz. Geçersiz oylar da eklendiğinde yaklaşık 16 milyon seçmenin iradesi sandığa yansımamıştır. Katılım oranının düşüklüğü, partimizin oylarını da olumsuz etkilemiştir. Henüz 10 ay önce yapılan seçimlerde bize ve ittifakımıza büyük teveccüh gösteren, yüzde 52,2 ile bizlere güçlü destek veren insanlarımızın önemli bir kısmının sandığa gitmekten imtina ettiğini görüyoruz. Bunun altında yatan nedenleri de en ince detayına kadar analiz ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimlerinin yüzde 40,5 oy oranıyla Cumhur İttifakı’nın üstünlüğüyle sonuçlandığını dile getirerek, bu seçimlerde milletin 12 büyükşehir, 12 il, 346 ilçe ve 169 belde olmak üzere toplam 539 belediyenin emanetini AK Parti’ye verdiğini, Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin de 8 il, 113 ilçe ve 96 belde belediyesini kazandığını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece Cumhur İttifakı; 12’si büyükşehir, 20’si il, 459’u ilçe, 265’i belde olmak üzere toplam 756 belediyeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiştir. Türkiye’deki bin 400 belediyenin yarıdan fazlası, yüzde 54,3’ü önümüzdeki beş yıl süresince Cumhur İttifakı tarafından yönetilecektir. Buradan bir kez daha Cumhur İttifakı’nın ‘gerçek belediyecilik’ vizyonunu tercih eden tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum” değerlendirmesinde bulundu.

“HATAY, KENDİ ÜZERİNDEN OYNANAN KİRLİ SENARYOLARA KARŞI TAVRINI ÇOK NET BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYMUŞTUR”

Hatay’a özel bir parantez açmak durumunda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’ın, 6 Şubat depremlerinden beri en çok örselenen, sürekli siyasi tartışmalara meze edilen şehir olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatay’la aramızı bozmak için çok uğraştılar, pek çok iftira attılar. Hatay üzerinden sosyal fay hatlarımızla oynamaya kalktılar. 31 Mart seçimleriyle Hatay, kendi üzerinden oynanan bu kirli senaryolara karşı tavrını çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Cumhur İttifakı’na ve AK Parti’ye duydukları güven dolayısıyla Hatay’ımıza ve Hataylı vatandaşlarıma özellikle teşekkür ediyorum. Ancak ana muhalefet partisinin, Hatay’ın iradesini gasbetme girişimleri son dakikaya kadar devam etmiştir. Yüksek Seçim Kurulunun baskı altına alınması dâhil her yol denenmiş, ‘ölülere oy kullandırıldığı’ gibi akla ziyan pek çok yalan söylenmiştir. CHP’nin millî irade hazımsızlığı ayyuka çıksa da YSK bu hezeyanlara karşı son noktayı koymuştur. Önümüzdeki dönemde şehrimizi ziyaret ederek, Hataylı kardeşlerimize teşekkürlerimizi bizzat ifade edeceğiz.”

“FARKIMIZI YİNE ESERLERİMİZLE VE HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ PROJELERİMİZLE GÖSTERECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerine güvenen diğer şehirlere layık olabilmek için her zamankinden daha fazla çalışacaklarını belirterek, “Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gerçek şudur: AK Parti olarak 21 yıllık iktidarlarımız boyunca yatırım yaparken, eser üretirken, insanımızın yaşadığı yerlere hizmet götürürken bugüne kadar seçim sonuçlarını önümüze almadık, almayız. İnşallah bundan sonra da farkımızı yine eserlerimizle, icraatlarımızla ve hayata geçirdiğimiz projelerimizle göstereceğiz” diye konuştu.

Özellikle depremzede şehirlerin süratle yeniden ayağa kaldırılmasının, gündemlerinin ilk sırasında yer almayı sürdüreceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “6 Şubat sonrasında artık bir beka meselesi olarak gördüğümüz depreme hazırlık çalışmalarını da yakından takip edeceğiz” dedi.

“TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ŞEHİRLERİMİZE TEKRAR MUSALLAT OLMASINA FIRSAT VERMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin kendilerine sadece şehirlerini yönetme değil, aynı zamanda pek çok yerde kendi adına başkalarını denetleme görevini de tevdi ettiğini ifade ederek, “Milletimizin, belediye meclislerinde bize denetim yetkisi verdiği illerimizde inşallah bu görevimizi en güzel şekilde yerine getireceğiz. Şehirlerimizin kaynaklarının terör örgütlerine, reklam ajanslarına, açgözlü fırsatçılara, tufeylilere değil orada yaşayan insanlarımıza harcanmasını temin için gereken her şeyi yapacağız. Bölücü terör örgütünün şehirlerimize ve vatandaşlarımıza tekrar musallat olmasına kesinlikle fırsat vermeyeceğiz” değerlendirmelerinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sandık gününün, siyasetçinin ve siyasi partilerin karne günü olduğuna işaret ederek, 31 Mart tarihinde milletin, tüm siyasi partilerin mahallî idarelerdeki son beş yıllık karnesini kendilerine takdim ettiğini belirtti.

Seçim sonuçlarından herkesin kendisine göre dersler çıkaracağını, elbette kendi iç muhasebesini yapacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sonuçlara bakarak bunun bir yerel seçim olduğunu unutup şımaranlar, pervasızlaşanlar, hatta farklı heveslere kapılanlar olduğunu görüyoruz. Âdeta bir genel seçim havasına girmek suretiyle sanki ülkeyi yöneteceklerini zanneden zavallılar… Birileri kendilerince, ‘yerel iktidar’ ‘merkezi iktidar’ diye Türkiye’de ikili bir yapı ihdas etmeye çalışıyor. Bu tarz söylemler, ‘demlendikleri’ ittifak ortaklarına diyet borcu ödeme hamleleri değilse, ham bir hayalden ibarettir.”

“TÜRKİYE’YE DAHA İYİ HİZMET EDEBİLMEK ADINA NE YAPILMASI GEREKİYORSA ONU YAPMANIN DERDİNDEYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “81 ilimizde tek bir iktidar vardır, o da 14-28 Mayıs seçimleriyle milletin ülkeyi yönetme vazifesi verdiği Cumhurbaşkanı ve kabinesidir. Dün, 16’ncı toplantısını yaptığımız kabinemiz de görevinin başındadır. Sapla samanı karıştırmaya çalışanları, daha fazla vakit kaybetmeden bu gerçekle yüzleşmeye davet ediyorum. Siyasetin ve ülkenin gündeminin içi boş tartışmalarla meşgul edilmesini doğru bulmuyoruz. Biz Türkiye’ye ve milletimize daha iyi hizmet edebilmek adına ne yapılması gerekiyorsa onu yapmanın derdindeyiz” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasinin “öncelikle halkın iradesini kabullenmek, milletin takdirine boyun eğmek, milletin tercihiyle zıtlaşmamak” olduğunun altını çizmek istediğini dile getirerek, şunları söyledi: “Muhalefet gibi rakamları eğip bükerek, tabir yerindeyse kırk dereden su getirerek analizler kasmak bize yakışmaz. Milletin sandıkta verdiği mesajları herkesten önce bizim doğru okumamız, tüm boyutlarıyla objektif olarak bizim değerlendirmemiz gerekiyor. Hiçbir komplekse kapılmadan bu muhasebeyi yapmak, gerektiğinde canı pahasına bizim yanımızda duran aziz milletimize karşı görevimizdir. Şurası tartışmasız bir gerçektir ki; milletimiz, bizden kapsamlı, samimi ve cesur bir öz eleştiri yapmamızı istemiştir. Karşımızdaki tablo tevile gerek duymayacak kadar nettir. AK Parti olarak biz de bu tablonun çok iyi farkındayız. Milletimizin mesajlarını baş tacı ederken, sadece bununla kalmayacak, bu mesajların gereğini de mutlaka yerine getireceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin ayırıcı vasfının kendi doğru ve yanlışlarını analiz edebilen, kendi yaptıklarını ve yapamadıklarını doğru değerlendirebilen bir parti olması olduğunu söyledi.

“DAHA GÜÇLENMİŞ BİR ŞEKİLDE YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

“Milletin talepleri ve tenkitleri doğrultusunda kendi bünyemizde gerekli değişimi gerçekleştirecek, daha da güçlenmiş bir şekilde yolumuza devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aslımıza, köklerimize, iradesiyle ve desteğiyle bizi bu makamlara taşıyan aziz milletimize, bizi var eden ilkelerimize çok daha sıkı sarılacağız” ifadesini kullandı.

Lügatlarında böbürlenme olmadığını, millete tepeden bakmadıklarını, milletle aralarına duvarlar örmediklerini ve mesafe koymadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Her zaman söylüyorum, biz bu milletin ta kendisiyiz. Biz, siyaseti birilerine imtiyaz sağlamak, makam, mansıp, koltuk ve unvan dağıtmak için de yapmıyoruz. Hangi konumda olursak olalım hepimiz, bu makamlarda milletimize ve Türkiye’ye aşkla hizmet etmek için bulunuyoruz. Bu konuda oluşan zafiyetleri süratle gidermek boynumuzun borcudur. Bakılmadık, incelenmedik, üstü açılmadık hiçbir nokta bırakmadan, muhasebe ve murakabe sürecimizi neticelendireceğiz. Bize destek olanlarla birlikte sandığa gitmeyenlerin, gidip farklı tercihte bulunan vatandaşlarımızın da mesajlarını, en doğru biçimde okuyacak, değerlendirecek, gelecek dönemdeki yol haritamızı belirlerken bunlardan muhakkak istifade edeceğiz. Ama bu süreci, partimizin geleneklerine, hareketimizin kurucu esaslarına ve davamızın prensiplerine uygun şekilde yöneteceğiz. Partimizin tökezlemesini bekleyen rakiplerimizi asla sevindirmeyeceğiz. Küçük hesaplar ve küçük tuzaklar peşinde koşanların sinsi oyunlarına gelmeyeceğiz. Başarımızı başarımız, üzüntümüzü üzüntümüz gören dünyanın dört bir yanındaki mazlumları hayal kırıklığına asla uğratmayacağız.”

“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİ YENİ BİR ŞAHLANIŞIN DÖNÜM NOKTASI HÂLİNE GETİRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyük bir davanın temsilcileri olduğumuzun şuuruyla önümüzdeki dönemi yeni bir şahlanışın dönüm noktası hâline getireceğiz. Kim ne derse desin, AK Parti, bu ülkenin, bu milletin partisi olmayı, kendi insanımızla birlikte gönül coğrafyamızdaki yüz milyonların umudu olmayı sürdürecektir. Allah’ın izni, aziz milletimizin takdiriyle daha nice yıllar boyunca Türkiye için çalışmaya, eser ve hizmet üretmeye, evlatlarımızın hayallerini gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Bundan hiçbir yol ve dava arkadaşımın, partimize gönül veren hiçbir teşkilat mensubumuzun şüphe duymamasını istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti’yi değerlendirirken, nereden geldiğini ve hangi istikamete ilerlediğini bir an olsun akıllarından çıkarmayacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutlu bir hareket, uzun bir yürüyüş, sabırlı bir mücadelenin 14 Ağustos 2001’de AK Parti olarak göründüğünü dile getirdi.

“HİÇBİR ZAMAN UMUDUMUZU YİTİRMEDİK, SABRIMIZI KAYBETMEDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Biz nevzuhur bir hareket değiliz. Biz partilerden bir parti değiliz. Biz bugünlere bir anda gelmedik. Bu hareketin, bu partinin temelinde, ismi bilinen ya da bilinmeyen yüzlerce, binlerce fedakârın, cefakârın, kahramanın emeği var, alın teri var. Biz dikensiz bir gül bahçesinde de yürümedik, yürümüyoruz. Bu geldiğimiz noktaya düşe kalka geldik. Biz bu noktaya yenilgi yenilgi büyüyerek geldik. Baskılar gördük, zulümlere maruz kaldık, işkencelerden geçtik, hapislerde yattık, darbeler yedik; partilerimiz kapatıldı, yasaklandık, kovulduk, ötelendik, haksızlığa, hukuksuzluğa, zorbalığa uğradık; ancak hiçbir zaman umudumuzu yitirmedik, sabrımızı kaybetmedik, asla ve asla yılgınlığa kapılmadık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “’İman varsa imkân var’ dedik, ‘Allah büyüktür’ dedik, en hüzünlü anlarımızda, ‘Allah’ın yardımı yakındır’ dedik, her seferinde düştüğümüz yerden doğrulduk, kalktık ve yolumuza kararlılıkla devam ettik. Şimdi bakıyorum, AK Parti’nin son yerel seçimde aldığı oy oranları üzerinden bir taraf sevinç çığlıkları atıyor, bir taraf olumsuz, karamsar bir tablo çiziyor. Teşkilatlarımızın moralini bozmaya yönelik bir kampanya yürütülüyor. Şunu çok net ifade etmek isterim, bunlar, AK Parti’nin nasıl bir parti olduğunu anlamamışlar. Bunlar, nereden nasıl geldiğimizi, nereye yürüdüğümüzü anlamamışlar. Bu hareketin, kökleri çok derinde ve ufku çok geniş bir hareket olduğunu kavrayamamışlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üye sayısı itibarıyla Türkiye’nin en büyük partisi olduklarına, her anlamda muazzam bilgi birikimine ve tecrübeye sahip olduklarına dikkati çekerek, “Şunu herkes görsün ve bilsin; biz ‘bitti’ demeden hiçbir şey bitmez. Biz bu ülkenin en dinamik partisiyiz. Heyecanımız ilk günkü gibi dipdiri. Biz seçmenin mesajını okuruz, doğru okuruz, gerekeni yaparız, arızaları düzeltir, eksikleri giderir, tekrar yola koyuluruz” diye konuştu.

“Kimse sevinmesin, kimse umutlanmasın, kimse farklı hevesler peşinde koşmasın. Biz buradayız, sapasağlam, dimdik, en güçlü hâlimizle, elhamdülillah, ayaktayız” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunun da altını özellikle çiziyorum; bu seçim sonuçlarını bir fırsat bilerek, AK Parti’yi yıpratmaya, AK Parti’nin dengelerini bozmaya kalkışanları da gayet iyi görüyoruz, biliyoruz. Eleştiri ve öz eleştiri tamam ama AK Parti’yi, özellikle de fedakârlık abidesi olan AK Parti teşkilatını, eleştiri ya da öz eleştiri maskesi altında hırpalamaya kalkışanlara da asla müsaade etmeyiz. Medyadan, sosyal medyadan, televizyon ekranlarından AK Parti’ye ayar vermeye çalışanlara kesinlikle rıza göstermeyiz.”

“SANDIKTAN ÇIKAN MESAJLAR VE YAPTIĞIMIZ DEĞERLENDİRMELER IŞIĞINDA GEREKLİ ADIMLARI ATMAYA BAŞLIYORUZ”

Milletin dışında hiç kimsenin yönlendirmesine ihtiyaçları olmadığını; partinin ilgili kurullarının her türlü detayı değerlendirdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan muhalefete de ekmek çıkmaz; AK Parti üzerinden kendilerine şahsi ikbal devşirme emelleri olanlara da ekmek çıkmaz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanların, milletvekillerinin, tüm teşkilat üyelerinin bugünden itibaren hep birlikte halkın içine gireceklerini, başları dik, öz güvenleri yüksek, umutları tam bir biçimde millete hizmeti sürdüreceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başkaları ne yaparsa yapsın, biz işimize bakacağız, önümüze bakacağız, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu nasıl gerçekleştiririz, buna bakacağız” diye konuştu.

“Menzile kilitlenmiş ok misali hedeflerimize odaklanacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Çok açık söylüyorum; bu harekette şımarıklık olamaz. Bu harekette milletten, milletin değerlerinden, milletin ahvalinden, milletin gündeminden kopma asla olmaz. Aynı zamanda bu harekette yeise, umutsuzluğa asla yer yoktur. Bu hareket, korkakların omuzlayacağı bir hareket değildir. Muhasebemizi yapar, hatalarla aramıza mesafeyi koyar, ‘nerede kalmıştık’ der ve kaldığımız yerden yolumuza daha güçlü bir şekilde revan oluruz. Sandıktan çıkan mesajlar ve yaptığımız değerlendirmeler ışığında gerekli adımları atmaya başlıyoruz.”

“BÖLGEMİZİN, DÜNYANIN BARIŞI İÇİN KATKI SUNMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan sadece 10 ay önce, 28 Mayıs’ta milletimiz bize yetki verdi. Önümüzdeki dört yıl boyunca milletin verdiği bu yetkiyi, milletin emanetini, milletin yüklediği mesuliyeti omuzlarımızda dirayetle taşıyacağız” diye konuştu.

Milletin beklentilerini çok iyi bildiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık seçimin de olmadığı önümüzdeki dört yıl içinde enflasyonla mücadelemizi, inşallah, zaferle sonuçlandıracağız. Geçmişte yaptık, yine yapacağız” ifadelerini kullandı.

Terörle mücadeleden asla taviz vermeyeceklerini, içerde ve dışarda Türkiye’nin, milletin güvenliğini daha korunaklı hâle getireceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız. Bununla kalmayacak, geçmişte olduğu gibi, bugün de yarın da bölgemizin, dünyanın barışı için katkı sunmayı sürdüreceğiz” dedi.

“İSRAİL, İNSANLIK TARİHİNE ŞİMDİDEN UTANÇLA YAZILMIŞ BİR KATLİAM YÜRÜTÜYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Şimdi burada bir hususu özellikle dikkatlerinize sunmak isterim. Terör devleti İsrail, 7 Ekim’den bu yana, hem Gazze’de hem Batı Şeria’da insanlık dışı bir soykırımı icra ediyor. İsrail, Batı’dan aldığı koşulsuz destekle, büyük bir şımarıklık, büyük bir pervasızlık içinde insanlık tarihine şimdiden utançla yazılmış bir katliam yürütüyor. Şimdi, seçim sürecinde de seçim sonrasında da birtakım merkezlerden, şahsıma ve partimize yönelik bazı insafsız, izansız ithamlarda bulunuldu. Bu ithamların, bu alçak iftiraların, üzülerek söylemeliyim ki, bazı çevrelerde karşılık bulduğunu, hatta bize karşı kullanıldığını da gördük. Birileri, yalan olduğunu bal gibi bildikleri iddialar üzerinden bizi, partimizi, hükûmetimizi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni töhmet altında bıraktı. Hatta bazı sözde partiler ne yazık ki bu konuda bizim nasıl tavır takındığımızı bildikleri hâlde bizi kalkıp eleştiri yağmuruna tuttular.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bakınız bunu gerçekten söylemek istemezdim. Bunu söylemeye gerek duymazdım ama mecbur kaldım. Hiç kimse, ne şahsımın ne de bu kutlu kadronun Filistin meselesindeki hassasiyetini sorgulayacak kalibrede, kapasitede değildir. Bizim hayatımız Filistin mücadelesiyle geçmiş, bizim hayatımız Filistin davasıyla anlam bulmuştur. Biz, birileri gibi Filistin’in yerini, Gazze’de yaşanan zulmü, Filistinli kardeşlerimize yönelik işgal ve katliam politikasını 7 Ekim’de öğrenmedik. Yarım asrı bulan siyasi hayatımızın her bir safhasında Filistin’i kutlu bir emanet gibi daima yüreğimizde taşıdık. Bu hareket, bu parti, diğer birçok ilkenin yanında, Filistin davasını sorgusuz, sualsiz, şartsız omuzlama ilkesi üzerinde yükselmiştir.”

“EN ZOR ZAMANLARINDA FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN YANINDA OLDUK”

Filistin davasını sadece savunmuş değil, bu uğurda çok ağır bedeller de ödemiş bir hareket ve kadro olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hafta sonu Filistin davasının lideri misafirim olacak. Beraber birçok şeyleri dertleşeceğiz, konuşacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayın, 12 Eylül darbesi, Konya’daki Kudüs mitinginin ardından geldi. Unutmayın, 28 Şubat darbesi, Sincan’daki Kudüs Gecesi’nin ardından geldi. Unutmayın, MİT’e yapılan operasyon, 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz ihaneti, siyonizmin uşağı, vatan haini FETÖ tarafından, bizim Filistin hassasiyetimizi kırmak için yapıldı” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 yıl önce hiç kimse cesaret edemezken, şu anda sözde partileri olanlar da dahil, Davos’ta katillerin yüzüne açık yüreklikle “one minute” dediklerini hatırlatarak, “Dünyada hiç kimse konuşamazken, biz çıktık ‘Hamas bir terör örgütü değil, bir direniş grubudur’ dedik. Birleşmiş Milletler kürsüsünden son 70 yılda İsrail’in Filistin’in topraklarını nasıl adım adım işgal ettiğini haritalarıyla ortaya koyduk. En zor zamanlarında Filistinli kardeşlerimizin her bakımdan yanında olduk. Elimizdeki tüm imkânları Filistin için, Gazzeli mazlumlar için seferber ettik” diye konuştu.

“FİLİSTİN’İN BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNİ HER ŞARTTA, HER KOŞULDA CESARETLE SAVUNACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Burada çok açık ve net söylüyorum: Millî Mücadele sırasında Türkiye’deki Kuvayımilliye ne ise Hamas da işte aynen odur. Bunu söylemenin de bir bedeli olduğunun elbette farkındayız. Böyle bir dönemde hakkı ve hakikati haykırmanın zor olduğunu biliyoruz. Ama bütün dünya bilsin, anlasın, idrak etsin: Ne suikast girişimlerine ne darbe girişimlerinize ne ekonomik saldırılarınıza ne de algı operasyonlarınıza boyun eğeceğiz. Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam dahi, Allah ömür verdikçe Filistin mücadelesini savunmaya, mazlum Filistin halkının sesi olmaya devam edeceğim, devam edeceğiz. 14 bin çocuğu öldürdüler, 14 bin çocuk… Bunlar Hitler’i çoktan geçtiler. 14 bin masum çocuğun ölümünü görmeyip, ‘Hamas terör örgütüdür’ diyerek İsrail’in gözüne girmeye, İsrail’e yaranmaya çalışanlara inat, biz Filistin’in bağımsızlık mücadelesini her şartta, her koşulda cesaretle savunacağız. Kardeşlerim şunu unutmayın; biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz, biz devlet yönetiyor, 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Bazı adımlarımız görünmüyor olabilir. Bazı yaptıklarımızı anlatamıyor olabiliriz. Ancak çıkıp da bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulayanlar, er ya da geç mahcup olacaklar, rezil olacak, tarih önünde nasıl bir haksızlık yaptıklarını göreceklerdir.”

“Gazze’yi, tüm Filistin’i, Filistin’in şanlı istiklal direnişini gönülden selamlıyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Ekim’den beri şehit düşen Filistin’in kahraman evlatlarını rahmetle yâd etti, yaralılara acil şifalar diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye saldırısı sonrasında Türkiye’nin ortaya koyduğu çabaları, yürütülen diplomasi trafiğini ve Gazze’ye yapılan yardımları anlatan bir video izletti.

Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı vefatının 31. yılında minnetle, şükranla, özlemle yâd ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rahmetli Özal’ın ‘çağ atlayan Türkiye’ diyerek açtığı yoldan giderek, ülkemize ve milletimize tarihi başarıları yaşatmanın gururunu yaşıyoruz. Rabb’im kendisini cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diyorum” ifadelerini kullandı.

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

“Günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlayacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Emeklilerimiz başta olmak üzere enflasyonun ücretli kesimde yol açtığı sıkıntıları yakinen biliyoruz. Bu konuda tavrımız palyatif tedbirlerle günü kurtarmak yerine enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlamaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan bir Ramazan-ı Şerifi, bayramı geride bıraktık. Rahmet, bereket ve yardımlaşma ayı olan Ramazan-ı Şerifin manevi iklimini en güzel şekilde teneffüs etmek için hep birlikte gayret gösterdik. Ramazan Bayramı’nı da ruhuna uygun şekilde kırgınlıkları giderdiğimiz, birlik ve beraberliğimizi perçinlediğimiz bir kardeşlik şölenine dönüştürdük.

Rabbimden bizleri sağlık ve huzur içinde daha nice Ramazan-ı Şeriflere ve bayramlara ulaştırmasını niyaz ediyorum.

İdari izinle birlikte dokuz güne çıkardığımız bayram tatili boyunca tüm Türkiye genelinde ciddi bir insan ve araç trafiği yaşandı, kara, hava ve demir yollarımızı kullanan kişi sayısı 120 milyonu geçti. Gerek yollarımızın kalitesi, gerekse emniyet birimlerimizin aldığı tedbirler sayesinde bu yoğun süreci geçmiş yıllara göre az bir kayıpla atlattık. Muhalefetten gelen eleştirilere rağmen hizmete aldığımız köprülerin ve otoyollarımızın trafiği ne kadar rahatlattığını bir kez daha görmüş olduk. Sadece Osman Gazi Köprümüzden 5 Nisan-14 Nisan arasında geçen araç sayısı 941 bini aştı. İstanbul Havalimanı’nda 2 milyon 213 bin yolcuya hizmet verildi. Antalya Havalimanımız 14 Nisan Pazar günü 11 bin 260 yolcuyla 2024’ün en yüksek rakamına ulaştı. Yüksek hızlı trenlerle 1 milyon insanımız seyahat etti. Benzer rakamlar diğer ulaştırma projelerimiz için de geçerlidir.

Kamu-özel iş birliğiyle devletin kasasından tek kuruş çıkmadan hayata geçirdiğimiz projelerimizin milletimizin hayatını kolaylaştırma yanında ülkemiz ekonomisine de katkı sağlamasından memnuniyet duyuyoruz.

ANTALYA’DAKİ TELEFERİK FACİASI

Bayramın üçüncü günü Antalya’da meydana gelen teleferik faciasıyla hepimizin yürekleri dağlanmıştır. Bir vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 17 vatandaşımızın yaralandığı bu elim kazada 174 insanımız da kabinlerde saatlerce mahsur kaldı. AFAD ve Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere devletimizin birimlerinin yoğun gayretleri neticesinde 23 saat süren bir tahliye operasyonuyla 174 vatandaşımızın tamamını burunları kanamadan kurtardık.

Kurtarma çalışmalarını gece-gündüz demeden büyük bir titizlikle sürdüren 2 bin 200’den fazla personelimizin her birine buradan teşekkür ediyorum.

Kurtarılan vatandaşlarımıza tekrar geçmiş olsun diyor, yaralılarımıza Rabbimden acil şifalar diliyorum.

“ANTALYA VE BEŞİKTAŞ’TAKİ CİNAYETLERİN FAİLLERİNİN YARGIYA HESAP VERMESİ İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPACAĞIZ”

Yaşanan olayla ilgili ihmali, kusuru ve sorumluluğu olanlara dair yargımız süratle harekete geçmiş, bilirkişi oluşturarak bir ön rapor hazırlanmıştır. Soruşturma kapsamında özellikle bu hattı işleten firma ile bakımdan sorumlu firma yetkililerinin aralarında yer aldığı beş kişi tutuklanmış, sekiz şüpheli hakkında adli kontrol kararı verilmiştir.

Ana muhalefet partisi yöneticilerinin ve medya organlarının daha olayın ilk anından itibaren hadiseyi sulandırma, devletin diğer kurumlarını töhmet altında bırakarak asıl sorumluları koruma çabaları gözlerden kaçmamıştır. Maalesef aynı vicdansızlığın bayramdan hemen önce Beşiktaş’ta yaşanan yangın faciasıyla ilgili de sergilendiğini gördük. İhmaller ve skandallar zincirinin bir sonucu olarak rızkının peşindeki 29 emekçi kardeşimiz İstanbul’un göbeğinde hayatını kaybetti. Ancak, ne sendikalardan, ne basın yayın kuruluşlarından, ne de muhalefet cephesinden kayda değer hiçbir tepki gelmedi. Güya hak, hukuk ve adalet adına Van’a koşanlar, Beşiktaş’ta göz göre göre can veren işçiler için tek bir adım dahi atmadılar. Bunun adı sadece vicdansızlık değil, aynı zamanda ikiyüzlülüktür. Hiç kimse siyasi kimliğini öne sürerek sorumluları adaletten kaçıramaz. Hem Antalya’daki, hem de Beşiktaş’taki cinayetlerin faillerinin yargıya hesap vermesi için üzerimize düşeni yapacağımızın bilinmesini özellikle istiyorum.

Birilerinin ihmali veya sorumluluğu dolayısıyla benzer acıların tekrar yaşanmaması için Çalışma, Turizm ve İçişleri bakanlıklarımız vasıtasıyla tedbirlerimizi ve denetimlerimizi daha da yoğunlaştıracağız.

Bu vesileyle, trafik kazalarında ve her iki faciada hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

“TÜRKİYE, BİR SEÇİMİ DAHA ANLININ AKIYLA DÜNYAYA ÖRNEK OLACAK BİR OLGUNLUKLA GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR”

Yüksek Seçim Kurulu’nun 2 Ocak tarihli açıklamasıyla başlayan 31 Mart mahallî idareler seçim maratonunu hamdolsun suhuletle tamamladık. Seçimlerin huzur içerisinde en ufak bir şaibeye mahal vermeden neticelenmesi, demokrasimizin kazanç hanesine yazılmıştır.

Bu başarı tablosunun oluşmasında hizmeti geçen her kademedeki kamu görevlilerini ve siyasi partilerimizi tekrar tebrik ediyorum.

Milletin takdiriyle göreve gelen belediye başkanlarına, meclis üyelerine ve muhtarlarımıza muvaffakiyetler temenni ediyorum.

Seçimler sonrasında muhalefet partilerinin bir kısmının sergilediği sorumlu ve ağırbaşlı tavrı takdirle karşıladığımızı ifade etmek isterim. Yarınki grup toplantımızda seçim sonuçlarını tüm yönleriyle kapsamlı bir şekilde değerlendireceğiz.

Burada bir hususa değinmekte fayda görüyorum. Bir süredir istisnasız her seçim öncesinde tedavüle konulan son seçim propagandasının 31 Mart’la beraber tamamen safsatadan ibaret olduğu anlaşılmıştır. Türkiye, tüm menfi kampanyalara rağmen bir seçimi daha anlının akıyla dünyaya örnek olacak bir olgunlukla gerçekleştirmiştir. 31 Mart seçimleri son 22 yıldaki 18. demokrasi bayramı olarak siyasi tarihimize geçmiştir. 31 Mart seçimlerinin ilk kazanını sandıktır, sandığın namusu ve itibarıdır. Rüştünü, gücünü ve yetkinliğini tartışmasız bir şekilde tekrar ispat eden Türk demokrasisi bu seçim sürecinin en büyük galibidir. Bunu ülkemiz, milletimiz ve gelecek kuşaklar adına kıymetli bir kazanım olarak görüyorum. Muhalefetin de artık bu konuda gerekli dersi çıkaracağını, bir daha böyle temelsiz, basit ve demokrasimize faydadan çok zarar veren argümanların arkasına sığınmayacağını ümit ediyorum.

“14-28 MAYIS SEÇİMLERİYLE PARLAMENTER SİSTEME GERİ DÖNÜŞ TARTIŞMALARI KAPATILMIŞTIR”

Hükûmet ve siyaset kurumu olarak son 21 yıldır olduğu gibi gelecekte de demokrasimizin standartlarını yükseltmeye devam edeceğiz. Bu irademizin yakın zamandaki en net tezahürü bugün yedinci yıl dönümünü idrak ettiğimiz 16 Nisan halk oylamasıdır. Türkiye, 16 Nisan halk oylamasıyla yaklaşık 200 yıllık bir tartışmaya nihai noktayı koymuş, yönetim modeli tercihi Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nden yana olmuştur. 16 Nisan halk oylaması modern dönem siyasi tarihimizin en büyük millî irade devrimlerinden biri olarak demokrasi mücadelemizde yerini almıştır.

14-28 Mayıs seçimleriyle de parlamenter sisteme geri dönüş tartışmaları bir daha açılmamak üzere yine milletimiz tarafından kapatılmıştır. Siyaset kurumunun eskiye dönüş tartışmalarıyla vakit kaybetmek yerine, mevcut sistemin daha da iyileştirilmesine mesai harcamasının Türkiye için çok daha faydalı olacağına inanıyorum. Böyle bir adım atılması halinde uygulamadaki altı yıllık tecrübeler ışığında biz de bu sürece gerekli katkıyı sunmaktan memnuniyet duyarız.

“EKONOMİ, DEPREM, TERÖRLE MÜCADELE BAŞTA OLMAK ÜZERE ACİL SORUNLARIMIZA ODAKLANDIK”

Ülkemizin son 10 ayına damga vuran seçim gündeminin geride kalmasıyla birlikte tüm -özellikle bunu söylüyorum- seçim tarihi boyunca gidiş-gelişler artık asıl meselelere son verilme dönemidir. Ekonomi, güvenlik, deprem, hak ve özgürlükler ile terörle mücadele başta olmak üzere acil sorunlarımıza odaklanmış bulunuyoruz. Kovid-19 salgınıyla başlayan, sonrasındaki gelişmelerle derinleşen küresel ekonomik kriz özellikle enflasyon boyutuyla halen devam ediyor. Üretim, istihdam, yatırım ve enflasyonu kontrol altına alma konusunda gelişmiş ekonomiler dâhil hemen herkes ciddi sıkıntılar yaşıyor. Türkiye olarak yakın çevremizdeki gerilimlerin ve çatışmaların da etkisiyle bu olumsuzlukların yansımalarını maalesef biz de hissediyoruz. Bir taraftan her gün bir yenisi patlak veren bölgesel krizleri yönetirken, diğer taraftan da ekonomideki yol haritamıza sıkı sıkıya bağlı kalıyoruz.

Geçen sene uygulamaya koyduğumuz Orta Vadeli Programın müspet sonuçlarını görmeye başladık. 2023 yılını yüzde 4,5’luk büyüme oranıyla kapattık. Tarihimize ilk kez millî gelirde 1,1 trilyon doları, kişi başına düşen gelirse ise 13 bin doları aşmış olduk. Satın alma gücü paritesine göre dünyanın en büyük 11’inci ekonomisiyiz. 2024’ün ilk çeyreğine ait veriler net ihracatın büyümemize önemli katkı sağladığını ortaya koyuyor. 2024 yılının Ocak-Mart arasında ihracat bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 3,6 oranında artışla 63,7 milyar dolara yükseldi. Mart ayı ihracatımız ise 22 milyar 578 milyon doları buldu. Bu rakamla en yüksek üçüncü Mart ayı ihracat değerine ulaştık. İthalatta Ağustos ayından bu yana aylık azalış trendi devam ediyor. İhracatın ithalatı karşılama oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 1,3 puan artışla yüzde 75’i yakaladı. İhracatın da pozitif etkisiyle büyüme oranımızın yılsonunda yüzde dörde yaklaşacağına inanıyoruz. Özellikle istihdam piyasamız güçlü bir ivme gösteriyor. Dün açıklanan Şubat ayı rakamlarına göre istihdam mevsim etkilerinden arındırıldığında yıllık bazda 1 milyon 156 bin artışla 32,4 milyona ulaştı. İşsizlik oranı ise, yüzde 8,7 olarak gerçekleşti. Tüm dünya gibi bizim de temel sorunumuz, hayat pahalılığıyla katmerleşen enflasyon baskısıdır.

ENFLASYONLA MÜCADELE

Emeklilerimiz başta olmak üzere enflasyonun ücretli kesimde yol açtığı sıkıntıları yakinen biliyoruz. Bu konuda tavrımız palyatif tedbirlerle günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek, kalıcı refah artışını sağlamaktır. Kendimiz bedel ödesek dahi ülkemize, milletimize ve gelecek nesillere bedel ödetecek her türlü popülist adımdan uzak durduk, duracağız. Abuk sabuk vaatlerin adeta havada uçuştuğu 31 Mart seçim sürecinde maruz kaldığımız onca baskıya rağmen, seçim ekonomisi uygulamayarak milletimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirdik. Bu kararlı duruşumuzun Türkiye ve Türk ekonomisi için ne kadar kıymetli olduğunu inşallah zamanla hep birlikte daha da iyi göreceğiz. Yıllık enflasyonun senenin ikinci yarısından itibaren piyasa beklentileriyle de uyumlu bir şekilde düşüşe geçmesini bekliyoruz. Uyguladığımız politikaların etkisiyle cari açıkta daralma başladı. Ocak ayında yıllık cari açık geçen seneye kıyasla 15 milyar dolar azalarak 37,5 milyar dolara geriledi. Altın ve enerji hariç tutulduğunda 34,6 milyar dolarlık cari fazla gerçekleşti. Olağanüstü bir durum olmaması halinde sene sonunda cari açığın millî gelire oranla yüzde 2,5 seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. Kendi enerji kaynaklarımızı devreye aldıkça inşallah bu oranlar daha da iyileşecek.

Gabar petrolü ve Karadeniz doğal gazı keşiflerimizle uzun yıllar sonra bu sektörde ilk defa özgüven kazandık. Bayramın ikinci günü Gabar’daki petrol üretiminde günlük 40 bin varilin üzerine çıkmayı başardık. 2024 sonu hedefimiz günlük 100 bin varile ulaşmak, bunun için de gece-gündüz demeden çalışıyoruz. Van ve Hakkâri’deki yeni kuyularımızda yapacağımız keşiflerle üretim rakamlarını çok daha yukarılara taşıyacağız. Yeni dönemde Orta Vadeli Programımızı güçlendirecek adımlar atacağız. Ekonomi ekibimiz bununla ilgili hazırlıklarını yaptı, inşallah çok yakında bunları kamuoyuyla paylaşacağız. Orta Vadeli Programın güçlendirilmesinde üç temel önceliğimiz bulunuyor. Bunlar kamuda tasarrufları arttırmak, yatırımların öncelik haline getirmek, yapısal reformlara hız kazandırmaktır. Türkiye’nin geleceği hep vurguladığım gibi; yatırım, üretim, istihdam ve ihracatla şekillenecektir. Büyüme potansiyelimizi güçlendirmenin yolu verimliliği ve rekabeti arttırmaktan, yüksek katma değere odaklanmaktan geçiyor. Savunma sanayinde yakaladığımız ivmeyi diğer alanlara da teşmil ederek inşallah hedeflerimize ulaşacağız.

Dünya savaşların, çatışmaların, siyasi ve ekonomik krizlerin, sosyal çalkantıların kıskacında adeta kıvranırken hamdolsun Türkiye bölgesinin istikrar adası olma vasfını korumaktadır. Bunun gerisinde ise dış politikada takip ettiğimiz dengeli ve ilkeli siyaset ile savunma sanayii alanında elde ettiğimiz tarihî başarılar vardır. Gazze krizinin ilk gününden itibaren ateşin bölgeye yayılma riskine dikkat ettik. Bir taraftan akan kanın durması, diğer taraftan bölgeye insani yardımların ulaştırılması için çabalarken gerilimin daha fazla tırmanmaması için de her seviyede yoğun gayret gösterdik. Türkiye, bugün yola çıkan 3 bin 774 tonluk dokuzuncu iyilik gemisiyle birlikte Gazze’ye en fazla insani yardım yapan ülke konumunu perçinlemiştir. 7 Ekim’den sonra İsrail’e yönelik ihracat kısıtlamasına öncülük eden ülke Türkiye’dir. Bu hakikate rağmen hükûmetimiz maalesef çok haksız, insafsız, buram-buram fırsatçılık kokan ithamlara maruz kalmıştır. Özellikle böyle olmadığını bal gibi bildikleri halde jet yakıtı konusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne iftira atanları asla ve asla unutmayacağız. Türkiye, katliamların çok öncesinde İsrail’e askerî amaçla kullanılabilecek hiçbir malzemenin satışına izin vermemiştir. Zaman geçtikçe bu ahlaksız kampanyaların arkasında hangi hesapların ve odakların bulunduğu elbette ortaya çıkacaktır. Biz doğru bildiğimiz, hak bildiğimiz, ülkemiz ve bölgemiz için en hayırlı olan yolda yürümekten geri durmayacağız. 13 sene önce çatışmalar ilk başladığında Suriyeli komşularımıza nasıl kucak açtıysak, Ukrayna’daki savaştan kaçanlara nasıl sırtımızı dönmediysek, Irak’ta DEAŞ terörü estirdiğinde nasıl imkânlarımızı seferber ettiysek, Sudan’daki kardeş kavgasını bitirmek için nasıl kendimizi paraladıysak, Gazze krizinde de kardeşlik vazifemizi hakkıyla yerine getirmeye devam edeceğiz.

“İRAN’LA YAŞANAN GERİLİMİN MÜSEBBİBİ NETANYAHU VE GÖZÜNÜ KAN BÜRÜMÜŞ YÖNETİMİDİR”

Son yedi aydır önüne geçmek için uğraştığımız tehlikelerin peyderpey gerçekleşmeye başladığını görüyoruz. Hafta sonu yaşanan hadiseler hem Batının çifte standartlı tutumunu, hem de tüm bölgeyi sarabilecek bir savaş ihtimalinin çok uzak olmadığını göstermiştir. Son olayda problemin kaynağı doğru tespit edilmelidir. Sadece 13 Nisan gecesine bakarak bir değerlendirmede bulunmak hakkaniyetli, adaleti ve ilkeli bir tavır olmayacaktır. 7 Ekim’den bu yana İsrail Hükûmeti ateşi bölgeye yaymak için provokatif adımlar atmaktadır. İsrail’in uluslararası hukuku ve Viyana Sözleşmesi’ni çiğneyerek Şam’daki İran Büyükelçiliği’ni hedef alması bardağı taşıran son damla oldu. İsrail yönetiminin uluslararası teamülleri ayaklar altına alan hoyratlığına birkaç ülke dışında tepki veren çıkmadı. Aylardır İsrail’in saldırgan tutumuna ses çıkartmayanlar, İran’ın cevabı karşısında hemen kınama yarışına girdiler. Oysa burada öncelikle kınanması, telin edilmesi gereken Netanyahu’nun ta kendisidir. Gazze’de kadın, çocuk, bebek, sivil demeden 34 binden fazla masumu katleden, haber yapma dışında hiçbir gayesi olmayan basın mensuplarını öldüren, okulları, kiliseleri, camileri, mülteci kamplarını hatta yardım malzemesi almak için sıra bekleyen insanları bombalayan tam 193 gündür tüm dünyanın gözleri önünde soykırım uygulayan tüm bunlarla birlikte kamuoyu baskısını azaltmak için her türlü şımarıklığı sergileyen Netanyahu’dan başkası değildir. Netanyahu siyasi ömrünü uzatmak adına hem kendi vatandaşlarının hem de tüm bölge halklarının canını tehlikeye atmaktadır. Şurası tartışmasız bir gerçektir: 13 Nisan gecesi yüreklerimizi ağzımıza getiren gerilimin birinci müsebbibi Netanyahu ve gözünü kan bürümüş yönetimidir. Bu gerçeği kabullenmeden yapılan açıklamaların tansiyonu düşürmek adına hiçbir fayda geçirmeyeceği kanaatindeyiz. Türkiye olarak özellikle son iki gündür Gazze’deki katliamların geri plana itilmemesi için temaslarımızı daha da artırdık.

Dışişleri Bakanımız Amerikalı, İranlı, İngiliz, Ürdünlü muhataplarıyla ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’yle görüştü. Bizim de dün Katar Emiri Şeyh Temim’le bir telefon görüşmemiz oldu. İnşallah telefon diplomasimize bu hafta boyunca devam edeceğiz. Tüm tarafların şu hakikatin idrakinde olması gerekiyor: Gerilimde sürekli el yükselterek hiçbir yere varılmaz. Ateşe körükle gitmenin de, Netanyahu yönetimini sürekli şımartmanın da hiç kimseye hayrı dokunmaz. Tüm aktörleri artık saldırılara son vermeye ve sorumluluk içinde hareket etmeye davet ediyoruz. Gazze’de zulüm ve soykırım durmadıkça bölgemizin yeni gerilimlere gebe olduğu açıktır. 193 gündür ortada tek bir mağdur vardır o da mazlum Gazze halkıdır. İslam âlemi ve Arap Ligi başta olmak üzere sorumluluk sahibi herkes artık seslerini daha fazla yükseltmelidir. Biz bu amaçla tüm kapıları zorlamaya, elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz.

“SAVUNMA SANAYİNDE TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE HEDEFİNE ULAŞINCAYA KADAR DURMADAN MÜCADELE EDECEĞİZ”

Son hadiselerde insansız hava araçları başta olmak üzere savunma sanayii alanındaki atılımlarımızın önemini bir kez daha gördük. Göreve geldiğimizde yüzde 80’ler düzeyinde olan dışa bağımlılığımızı bugün yüzde 20’lere indirmiş bulunuyoruz. Bundan yaklaşık 16-17 sene önce İsrail’den hangi zor şartlarda insansız hava araçları temin ettiğimizi o günleri hatırlayanlar çok iyi biliyor. Ciddi rakamlar ödeyerek bin bir nazla ülkemize satılan heronlar sürekli arızalanmaları sebebiyle tam manasıyla bize bir fayda sağlamadı. Sadece insansız hava araçlarında değil, tabanca dâhil her türlü silah ve mühimmatta başkalarına bağımlı olmanın sıkıntısını çok çektik. Öyle günler oldu ki ücretini peşin ödediğimiz silahlar bile teslim edilmedi. Suriye’ye yönelik harekâtlarımızda müttefiklerimizin ambargosuna maruz kaldık.

Burada şunu açık ve net ifade etmek isterim: Şayet biz kendi göbeğimizi kendimiz kesme iradesi göstermeseydik bugün aynı sorunları hâlen yaşıyor olurduk. 850’i aşkın savunma sanayii projesi ve 90 milyar dolarlık proje hacmiyle bu alanda kendi kendine yeten bir ülke konumuna ulaştık. TB-2 AKINCI, ANKA ve AKSUNGUR Silahlı İnsansız Hava Araçlarımız ile SİHA teknolojisinde dünyada ilk üç ülke arasındayız. Yakın çevremizdeki savaşların vazgeçilmez unsuru olan kamikaze İHA’lar da savunma sanayii şirketlerimiz tarafından üretiliyor. Savunma sanayii ürünlerimizi ihraç ettiğimiz ülke siyası 185’e çıktı. İHA ve SİHA’lar kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere ihraç edilen ürün çeşidi ise 230’u buldu. 2012’den bugüne kadar toplam 50 ülkeyle 770 adet insansız hava aracı için sözleşme imzaladık. Sadece 2023 yılı İHA ihracatımızın toplam tutarı 1,8 milyar dolara ulaştı. Bir dönem tabanca dahi verilmeyen ülkemiz 110’dan fazla ülkeye yüksek kaliteli hafif silahlar ve tabanca ihraç ediyor.

Geçtiğimiz Şubat ayında beşinci nesil savaş uçağımız KAAN ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi. KIZILELMA ve ANKA-3 ile artık bu alanda farklı bir lige yükseliyoruz. Bundan on sene, on beş sene, yirmi sene önce tohumlarını serptiğimiz projelerin hamdolsun bugün meyvelerini toplamaya başladık. Türkiye’nin gurur kaynağı olan savunma şirketlerini ahlaksızca hedef alınmasının gerisinde işte bu eşsiz başarı hikâyesi vardır. Zihni sömürge hâline getirilmiş beşinci kol elemanları yerli ve millî firmalarımıza ülkemizin yüz akı teknoloji projelerine saldırarak iplerini ellerinde tutanlara karşı diyet borçlarını ödemeye çalışıyor. Maalesef ülkemizde muhalefet aktörleri de bunlara destek veriyor, sahip çıkıyor, müfterilerin gönüllü avukatlığını üstleniyor. Savunma şirketlerimize yönelik bu hayâsız akınlar karşısında elbette biz teslim olmayacak, asla geri adım atmayacağız. Terör örgütlerine nefes aldırmayan, güvenlik güçlerimizin eli, kolu, gözü olan, Türkiye’nin itibarını ve nüfuz alanını artıran, Türk ekonomisine katma değer üreten, hâsılı her alanda iftihar vesilemiz olan şirketlerimizin yanında olmayı kararlılıkla sürdüreceğiz. Savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar durmadan, dinlenmeden mücadele edeceğiz.”

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

FETÖ’nün Hayalet yapılanması ve Bilişim Militanları | İnsanlara kumpas kurarak adli sicil kayıtlarını kirletmek için her türlü yolsuzlukları yapıyorlar

FETÖ’nün bilişim militanları ,Hosting ,Domail, Marka Ve Patent işlerine neden önem veriyorlar?

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

KURULAN KUMPASLAR DİKKAT

Marka patent Adı altında büyük vurgun
FETÖ’nün bilişim militanları | İnsanlara kumpas kurarak adli sicil kayıtlarını kirletmek için her türlü yolsuzlukları yapıyorlar
Tuzağa Düşürdükleri insanları Hapis’e Attırırız diyerek dava açıyorlar
FETÖ’cülerin Para Toplama Yöntemleri nasıl değişti
pensilvanya’ya nasıl para gönderiyorlar kimleri nasıl soyuyorlar ,Bu soyguna kimler yardım ediyorlar .
“Kripto FETÖ’cüler durmuyor”
“FETÖ’cüleri ihbar etti hapis cezası aldı”
Marka patent Adı altında büyük vurgun…
Paralar nereye gidiyor ?
Türk halkı bu Kumpasçı Fetoculardan Bıktı Artık insanların midesi bulanıyor Para için her türlü yolsuzluğu yapıyorlar
KAÇ İNSANIN HAYATINI MAHVETTİNİZ KAÇ İNSANIN YUVASINI DAĞITTINIZ ? MERHAMETSİZLER
Şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemle dolandırıcılık!
TÜRK MİLLETİNİ VE DEVLETİNİ NASIL SOYUYORLAR BU GÜCÜ NERDEN ALIYORLAR ?
FETÖ’ye bağlı Takım elbiseli teröristler” Kesinlikle Alınamayacak isimler Marka alarak o isimlerde şirketler kurarak vatandaşları tuzağa düşürüyorlar ve Hapisse girersin diyerek insanları tehdit edip 200.000.00 TL istiyorlar Marka Patent çetesi en güvendikleri çete Üyesi Bilirkişiler oluşturmaktadır çetenin tuzağına düşen kişiler kıskaca alıp Türk vatandaşlarını ve devletini soyuyorlar birilerde bu soyguna göz yumuyorlar
Bu bilirkişilerin Mal varlıklarının Araştırılması Türk Milleti adına çok önem taşımaktadır
Marka Patent çeteleri vatandaşı soymak için her türlü kumpası kuruyor ve durmuyorlar
Fettullah gülen cemati ve kiripto fetocuların durmuyor Türkiye devleti ve milletinin düşmanları durmuyorlar
“Bu Çete Nasıl Çökertilir “
FETÖ’ye bağlı Takım elbiseli teröristler” Kesinlikle Alınamayacak isimlere Marka veren ve bu isimleri onaylayanlar araştırılırsa üst hiyerarşi ve bu çete çökertilir”

FETÖ’nün bilişim militanları ,Hosting ,Domail, Marka Ve Patent işlerine neden önem veriyorlar?
KAÇ İNSANIN HAYATINI MAHVETTİNİZ KAÇ İNSANIN YUVASINI DAĞITTINIZ ? MERHAMETSİZLER

Bir FETÖ’cü nasıl anlaşılır?
Yalan söylemekte, Kumpas kurmakta, Dikizlemekte, Devlet imkanlarını örgüt için kullanmakta, Kamu ve insanların malına konmakta, adam öldürmekte uzmandır bunlar! merhamet ve vicdanları yoktur Makam mevki ve para için her şeyi yaparlar
Hak yediler Soru çaldılar, insanlara kumpas kurdular, özellerini teşhir ettiler, o görüntülerle tüm istediklerini aldılar.

İşyerlerine Kamu kurumlarına sitelere evlere kameralar kurdular hem insanları izlediler hem dinlediler insanların özel hayatlarına girdiler evlerine gizli kameralar kurdular bu yolla insanları ,şirketleri ,tehdit ettiler .her türlü yolsuzluğu yaptılar

Bunlar ne kadar insanlık suçu varsa işledi hala işlemeye devam ediyorlar

40 yıl boyunca sinsi sinsi örgütlendiler.

Suçsuz insanları kumpas kurup hapse attırdılar merhametsizler

Türkiye’nin ve şirketlerin sırlarını sattılar Casusluk yaptılar.

Devleti ele geçirmek için her şeyi yaptılar.

Kaç masum insanın yuvasını yıktılar kim bilir?

Nice esnafı iflas ettirdiler kurdukları kumpaslarla Mallarını ele geçirdiler

Paravan holding ler kurdular insanların Mallarına el kondular.

Karşı çıkanı da ölüme yolladılar…

Vicdandan yoksun, gaddar, zalim merhamet yoksunudur bunlar

Her türlü iftirayı atabilecek, her yalanı söyleyebilecek kadar zalimdirler.

FETÖ terör örgütü kadar zalim, başka bir çete ne duyduk ne gördük!

“FETÖ’ye bağlı Takım elbiseli teröristler”
TÜRK MİLLETİNİ VE DEVLETİNİ NASIL SOYUYORLAR | MERHAMETSİZLER | TAKİPTEYİZ | GENÇ GAZETECİLER

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı

“Türkiye’nin ortak vatanımız, demokrasimizin ortak değerimiz olduğunun bilinciyle hep birlikte çok çalışacağız”

Genç Gazeteciler

HABER BURADA

on

“Türkiye’nin ortak vatanımız, demokrasimizin ortak değerimiz olduğunun bilinciyle hep birlikte çok çalışacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Türkiye’nin ortak vatanımız, demokrasimizin ortak değerimiz olduğunun bilinciyle, inşallah, hep birlikte çok çalışacağız, üreteceğiz, emek vereceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, tüm vatandaşların Ramazan Bayramı’nı tebrik etti.

“Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da ebedî azaptan kurtuluş olan bir ramazan ayını daha geride bırakarak hep birlikte bayrama vasıl olduk” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bayramın ülkemiz, milletimiz, İslam dünyası ve tüm insanlık için barışa, huzura ve esenliğe vesile olmasını diliyorum. Bizleri sevdiklerimizle beraber, sağlık ve afiyet içerisinde bir bayrama daha kavuşturduğu için Rabbime hamdediyorum. 11 ayın sultanı olan Ramazan-ı Şerif’i Gazze’nin yanı sıra gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde yaşanan acılar ve zulümler sebebiyle buruk karşıladık, buruk geçirdik.”

“BU ZOR GÜNLERİNDE FİLİSTİN HALKININ YANINDA OLDUĞUMUZU GÖSTERDİK”

“Gazze, 7 Ekim’den beri sadece bizim değil, tüm insanlığın kalbinde, tüm insanlığın vicdanında kanayan bir yara oldu” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaşta bile dokunulmaması gereken hastanelerin, okulların, kiliselerin, camilerin bilerek bombalandığı bir vahşet sahnesiyle karşı karşıya kalındığını dile getirdi.

İsrail’in saldırıları sonucu 33 bin Filistinli şehit düşerken, 75 binden fazla Filistinlinin de yaralandığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar niyaz ediyoruz. Türkiye olarak bugüne kadar bölgeye sevk ettiğimiz toplam 45 bin tonu aşan yardım malzemesiyle, bu zor günlerinde Filistin halkının yanında olduğumuzu gösterdik. İnşallah bundan sonra da Gazze’de akan kan duruncaya ve Filistinli kardeşlerimiz, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan özgür Filistin devletine kavuşuncaya kadar desteğimizi sürdüreceğiz” dedi.

“ASRIN FELAKETİNİN YARALARINI ASRIN BİRLİKTELİĞİNİ SERGİLEYEREK HIZLA SARIYORUZ”

Dış siyasette bu adımları atarken, gündemin ilk sırasında yer alan deprem bölgesini asla ihmal etmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Asrın felaketinin yaralarını asrın birlikteliğini sergileyerek hızla sarıyoruz. Şimdiye kadar 80 bine yakın afet konutunu ve köy evini tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. Her ay 15-20 bin konut inşa etmek suretiyle yıl sonunda bu sayıyı 200 bine ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu süreçte ayrıca riskli yapı stoku yüksek şehirlerimizin depreme karşı daha dayanıklı hâle getirilmesi için de çalışıyoruz.”

PKK’dan FETÖ ve DEAŞ’a vatanın birliğine, insanların huzuruna kasteden terör örgütlerine nefes aldırmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör bataklığını kaynağında kurutma stratejimizi kararlılıkla uyguluyoruz” diye ekledi.

“TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONUMUZU HAYATA GEÇİRİNCEYE KADAR BİZE DURMAK YOK”

Ekonomi cephesinde hayat pahalılığı ve enflasyonla mücadelenin en hassas oldukları konu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tüm dünyayla birlikte millet olarak bizim de canımızı yakan bu meseleyi, Allah’ın izniyle, çözmekte kararlıyız. Uyguladığımız ekonomi programının olumlu etkilerini yılın ikinci yarısından itibaren daha net bir şekilde görebileceğiz. 31 Mart seçimlerinin suhuletle tamamlanmasıyla ortaya çıkan 4 yıllık seçimsiz dönemi, bu hedeflerimizi gerçekleştirmek için kullanacağız.”

“Türkiye’nin ortak vatanımız, demokrasimizin ortak değerimiz olduğunun bilinciyle, inşallah, hep birlikte çok çalışacağız, üreteceğiz, emek vereceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirinceye kadar bize durmak, dinlenmek, soluklanmak yok” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajını şu sözlerle tamamladı: “Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Bu vesileyle bir kez daha 31 Mart seçimlerinde sandığa giderek iradesine sahip çıkan tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Rekabet seviyesi çok yüksek bir seçimden yeni çıkmış aziz milletimizden, bayramın manevi iklimini kırgınlıkları gidermek için fırsata çevirmelerini özellikle istirham ediyorum. Bayram ziyareti veya tatil amacıyla yollara çıkan tüm vatandaşlarımdan, trafik kurallarına riayet etmelerini bekliyorum. Rabbimden Ramazan Bayramı’nın gönüllerimize huzur, ülkemize esenlik, dünyamıza ve mazlum coğrafyalara barış getirmesini diliyor, sizleri bir kez daha muhabbetle selamlıyorum. Bayramınız mübarek olsun.”

DAHA FAZLA HABER
REKLAMLAR

HABER BURADA

Bürokrat36 dakika önce

Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

"Türkiye'ye Hoş Geldiniz"

Bürokrat1 gün önce

“Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız”

“85 MİLYON OLARAK BİRLİKTE VAR OLDUĞUMUZU, HEP BİRLİKTE TÜRKİYE OLDUĞUMUZU TÜM DÜNYAYA YENİDEN GÖSTERDİK”

Bürokrat2 gün önce

“Günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlayacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı

Bürokrat1 hafta önce

FETÖ’nün Hayalet yapılanması ve Bilişim Militanları | İnsanlara kumpas kurarak adli sicil kayıtlarını kirletmek için her türlü yolsuzlukları yapıyorlar

FETÖ’nün bilişim militanları ,Hosting ,Domail, Marka Ve Patent işlerine neden önem veriyorlar?

Bürokrat1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı

“Türkiye’nin ortak vatanımız, demokrasimizin ortak değerimiz olduğunun bilinciyle hep birlikte çok çalışacağız”

Bürokrat1 hafta önce

Muhammed Kaçar Webx |“KAMUYA MAL OLMUŞ İSİMLERE MARKA ALAMAZSINIZ!

"KAMUYA MAL OLMUŞ İSİMLERE MARKA ALAMAZSINIZ!

Bürokrat1 hafta önce

Türk patent ve marka Kurumundan Kamuoyuna uyarı

Dolandırıcılık Konusunda Kamuoyunun Dikkatine

Bürokrat2 hafta önce

“Kimsenin bizim öz güvenimizi örselemesine, hayallerimizle aramıza set çekmesine müsaade etmeyeceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRGEV İftar Programı’nda yaptığı konuşmada, “İşimizi, görevimizi, sorumluluğumuzu ülkemize, milletimize ve umudunu bizlere bağlamış ailelerimize karşı vazifelerimizi en...

Dünya2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu seçimin galibi demokrasimizdir, millî iradedir”

Ankara’da Mahallî İdareler Seçimleri’ni değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart bizim için bir bitiş değil, aslında bir dönüm noktasıdır. 31 Mart...

Bürokrat3 hafta önce

“Tüm renkleriyle, tüm farklılıklarıyla Türkiye’yi kucaklayan bir anlayışla 85 milyona aşkla hizmet ediyoruz”

“İSTANBUL'DA YENİ BİR DÖNEMİ BAŞLATACAĞIZ”

REKLAMLAR
Nisan 2023
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
REKLAMLAR

GENÇ BÜROKRAT

seers cmp badge