Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batman’da toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, ülke genelindeki bürokratik oligarşiyi kırdıkları gibi, terör örgütünün bölge insanları üzerinde kan ve zulümle kurduğu vesayeti de paramparça ettiklerini belirterek, “Hem altyapı hem demokrasi bakımından ülkemizin 81 vilayetini eşit hâle getirdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batman’da Avukat Sedat Özevin Caddesi üzerinde gerçekleştirilen toplu açılış törenine katılarak, bir konuşma yaptı.
Konuşmasına Batmanlıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun bir aradan sonra Batmanlılarla tekrar bir araya gelmenin mutluluğu içinde olduğunu söyledi.
Batmanlılarla yüz yüze buluşmaktan, sevgi dolu yüreklerinin sıcaklığını hissetmekten memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, sizi Allah için seviyoruz. Sizin de bizi aynı hissiyatla sevdiğinizi biliyoruz. Rabbim uhuvvetimizi ve muhabbetimizi daim eylesin” diye konuştu.
ILISU BARAJI VE HİDROELEKTRİK SANTRALİ
Batman’da ilk olarak dünya çapında bir proje olan Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nin açılışını yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dicle Nehri’ne takılan gerdanlıkların en büyüğü olan bu eserin, sulama tesisleriyle Batman ile Diyarbakır, Mardin, Siirt ve Şırnak topraklarına bereket dağıtacağını ifade etti.
Santralde üretilecek elektriğin Türkiye’nin enerji ihtiyacının karşılanmasına önemli katkı sağlayacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Batman’ı bu yatırımdan mahrum bırakmak için hem dışarıda hem içeride nice kirli ve karanlık kampanyalar yürütüldü. Hamdolsun bu engellerin hepsini de aşarak işte bugün Batman’ı bu hizmete kavuşturduk” ifadelerini kullandı.
Sadece Ilısu ile yetinmediklerini, yapımı tamamlanan kamu yatırımlarının ve organize sanayi bölgesindeki fabrikaların da resmi açılışlarını yapacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 432 derslikli 26 okulu, 400 öğrenci kapasiteli 2 pansiyonu, 2 spor salonunu ve 50 yataklı öğretmen evini de hizmete açacakları bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta, eğitim araştırma hastanesi statüsündeki 440 yataklı yeni kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanesini, Sason Devlet Hastanesi’nin 50 yataklı ilave binasını, Kozluk’ta aile hekimliği, sağlıklı yaşam merkezi, aile sağlığı merkezi, 112 Acil İstasyonu, ağız ve diş sağlığı merkezinden oluşan sağlık külliyesini, Hasankeyf’te 25 yataklı hastaneyi, merkez Gercüş ve Beşiri’de çeşitli sağlık birimlerini resmen bugün hizmete açacaklarını dile getirdi.
“RAMAN DAĞI’NA 6 BİN DEKARLIK OSB”
“Biz sizin için varız. Batman’a kazandırdığımız 15 bin seyirci kapasiteli stadyumumuzun da aralarında bulunduğu spor yatırımlarının resmî açılışlarını buradan yapıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batman İl Halk Kütüphanesi ile çeşitli kurumların hizmet binalarının açılışlarını da buradan gerçekleştirdiklerini aktardı.
Bölgenin önemli gelir kaynaklarından olan fıstık üretimini yaygınlaştırmak için 12 bin hektarlık alanda yürütülen menengiç aşılaması çalışmaları ile çok sayıda tarım ve hayvancılık projesinin açılışını yaptıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yatırım ve üretimle büyüyen Türkiye fotoğrafının en güzel örneklerinden biri de Batman Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yapımı tamamlanarak hizmete giren 36 fabrikayı da bugün açıyoruz. Buradan resmi açılışlarını yaptığımız, yaklaşık 500 milyon liralık bir yatırımla hayata geçirilen bu fabrikalar sayesinde şehrimize 4 bin ilave istihdam sağlanmıştır. Hani işsizlik diyoruz ya… İşte bak, bununla birlikte işsizliğin belini kırıyoruz. Batman Organize Sanayi Bölgesi tamamen dolduğu için Raman Dağı tarafında 6 bin dekarlık alanda yeni bir organize sanayinin kuruluşuna da başladık. Huzur ve güven iklimine kavuşan Batman’ın hızlı yükselişini takdirle izliyor, gereken her türlü desteği veriyoruz. 20 yıl önce Batman’a geldiğimde nasıl bir Batman vardı ama bugün nasıl bir Batman var? 20 yıl öncesinin Batman’ı ile bugünkü Batman’ı şöyle yan yana getirdiğimizde o günleri yaşayan hanım kardeşlerim, beyefendiler nereden nereye. Daha da iyi olacak.”
“7 DÜVELE AYNI SİPERDE KARŞI KOYDUK”
Toplam yatırım bedeli 1 milyar lirayı geçen tüm bu kamu ve özel sektör projelerinin Batman’a hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlıkları, kurumları, özel sektörü, mühendisinden işçisine yatırımların şehre kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik etti.
Batman’ın tıpkı çevresindeki Diyarbakır, Muş, Bitlis, Siirt, Mardin gibi yıllarca terör örgütünün zulmü altında acılar çektiğini, kayıplar verdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin demokrasi ve kalkınma tarihindeki sıkıntılara baktığımızda karşımıza hep tek parti döneminin millete ve milletin değerlerine düşman faşizminin ayak izleri çıkmaktadır. Hâlbuki hangi kökenden, hangi meşrepten olursa olsun bu topraklarda bin yıldır kardeşçe yaşayan insanlar olarak ‘dinü devlet, mülkü millet’ anlayışıyla vatanımıza yönelik her türlü saldırıya birlikte karşı koyduk” dedi.
“İlayi kelimetullah uğrunda gerektiğinde gözlerimizi kırpmadan, canlarımızı feda ederek, birbirimizin kollarında son nefesimizi verdik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sultan Alparslan Anadolu’yu fethederken aynı saflardaydık. Selahaddin Eyyübi Haçlılarla mücadele ederken ardından kol kola yürüdük. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethederken surlara birlikte tırmandık. Yavuz Sultan Selim Mısır’a yürürken çölde aynı kırbadan hep birlikte su içtik. Çanakkale’de üzerimize yüklenen 7 düvele aynı siperde karşı koyduk. Milli mücadeleyi birlikte zafere ulaştırdık. Fabrikalarda, inşaatlarda, tarlalarda yan yana çalıştık. Görüldüğü gibi biz bu toprakları hep kanımızla, hep alın terimizle birlikte yoğurarak vatan yaptık. Ne zaman ki ülkede ipler tek parti zihniyetinin eline geçti işte o vakit hep birlikte sıkıntı çekmeye başladık. Gücünü bu kadim toprakların insanlarının birliğinden, beraberliğinden, kardeşliğinden alan gönül zenginliğimizi ve refah kaynaklarımızı tek parti faşizmi yok etmeye çalıştı. Bu çabaların yol açtığı tahribat farklı tezahürlerle hepimizi etkiledi. Ülkenin başına bir felaket gibi çöken bu zihniyete karşı milletin safında yer alanlar çeşitli bahanelerle ve darbelerle susturuldu.”
“İNKÂR VE ASİMİLASYON POLİTİKALARI, BÖLGEDE HİÇBİR ZAMAN HUZURU VE GÜVENLİĞİ SAĞLAYAMADI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Başbakan Adnan Menderes’ten itibaren sandıkta kazanılan zaferlerin çoğunun darbe duvarlarına çarptığını söyledi.
Tek parti faşizminin yürüttüğü ret, inkâr ve asimilasyon politikalarının bölgede hiçbir zaman huzuru ve güvenliği sağlayamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama şimdi karşıma bakıyorum, elhamdülillah, şu Batman’ın zenginliğine, coşkusuna, birliğine ve beraberliğine bak” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra alanlardakilerle “Tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Allah’ın izniyle zafere yürüyeceğiz” dedi.
Bütün yanlış uygulamaların, bölgede terör örgütlerinin zemin bulmasına yol açan zehirli bir iklimin gelişmesine yol açtığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bölgede yaşanan sıkıntıları çözemeyenler, özellikle de 1980 sonrası baskıyla, tehditle, işkenceyle, hak ve hukuklarını hiçe saydıkları insanları yerlerinden ederek sorunu daha da büyüttüler. Bunun yanında uzunca bir süre bölge insanını sefalete, yokluğa, yoksulluğa mahkûm edecek ihmaller yaşandı. Hükümete geldiğimizde işte böyle bir Türkiye, işte böyle bir bölge fotoğrafıyla karşı karşıyaydık. Hemen kolları sıvadık. İlk iş olarak insanların zihin ve gönül dünyalarında baskıyla ve zulümle özdeşleşmiş olan olağanüstü hali biz kaldırdık. Ardından tarihimizin en büyük yatırım seferberliğini başlattık. Türkiye’nin 81 vilayetinin tamamını da aynı seviyede eğitim, sağlık, ulaşım, enerji, adalet, spor gibi, kamu altyapılarıyla donattık. Böylece köyünde, ilçesinde, ilinde, hayatını sürdüren vatandaşlarımızın temel hizmetlerden faydalanabilmek için İstanbul’a, Ankara’ya veya benzeri yerlere gitmek zorunda kalmasının önüne geçtik.”
“ÜNİVERSİTE SAYISINI 206’YA ÇIKARDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batman’a üniversite açarak Batmanlı gençlerin kendi memleketlerinde eğitim almasını sağladıklarını söyledi.
İktidara geldiklerinde ülkede 76 üniversite olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama geldikten sonra bu üniversite sayısını nereye çıkardık? 206’ya çıkardık. 76 üniversite nere, 206 üniversite nere? İnsanlarımızı cehalete ve onun yol açtığı sefalete mahkûm eden zihniyetin en büyük kozunu elinden aldık. İşte Batman Üniversitesi bunlardan biridir” diye konuştu.
Son 19 yılda Batman’a yapılan yatırımlara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu yatırımların bedeli ne kadar biliyor musunuz? 16 milyar liralık yatırım yaptık. Şehrimize neler kazandırdığımızı şöyle özetin özeti mahiyetinde bir hatırlatayım. Eğitimde 4 bin 514 yeni derslik inşa ettik. Yükseköğrenim öğrencileri için 2 bin 374 kişi kapasiteli yurt binaları açtık. Bugün resmi açılışını yaptığımız 15 bin seyirci kapasiteli stadyumun da aralarında olduğu 39 spor tesisi yaptık. Sosyal yardımlarda, şehrimizdeki ihtiyaç sahipleri için toplam 4,2 milyar lira tutarında kaynak aktardık. Sağlıkta 8 hastaneden oluşan toplam 41 sağlık tesisinin yapımını süratle tamamladık ve hizmete açtık. Şehrimize şimdi ne yapıyoruz? 500 yataklı hastanemizin de ihale süreci başladı. TOKİ kanalıyla, Batman’da son 19 yılda 5 bin 392 konutu tamamladık, 960 konutun da yapımı devam ediyor.”
Batman’da 3 millet bahçesi projesi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski stat yerine inşa ettikleri millet bahçesinin açılışını Dünya Çevre Günü’nde gerçekleştirdiklerini, Tarihi Hasankeyf Millet Bahçesi Projesi’nin de çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
“BİZ ESER ÜRETİRİZ”
Tilmerç Mahallesi’ndeki millet bahçesinin proje çalışmalarının tamamladığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek ay içerisinde ihalesinin yapılacağını bildirdi.
İktidara geldiklerinde Batman’da 13 kilometre bölünmüş yol olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki biz ne yaptık? Buna 149 kilometre ilave ederek bu yolun uzunluğunu 162 kilometreye çıkardık. Biz buyuz, biz hizmet ehliyiz, biz eser üretiriz. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri” diye konuştu.
Yapımı süren Batman-Hasankeyf yolunu gelecek yıl, Kozluk-Baykan-Van hududu yolunu ise 3 yıla kadar tamamlayacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Batman Havalimanı’nın terminal binasını yıllık 2 milyon yolcu seviyesine çıkardık. Batman’da 293 bin dekar zirai arazinin sulanmasına hizmet edecek ve yıllık 483 milyon kilovatsaat enerji üretimi olan Batman Barajı’nı tamamlayarak hizmete aldık. Zilek Su Kaynaklarını, Ilısu Barajı dışına alarak Batman şehir merkezinin 2050 yılına kadar olan içme ve kullanma suyu ihtiyacının karşılanmasında kullanılabilir duruma getirdik. Batman Çayı’nın ıslah çalışmalarında sonlara geliyoruz. Son 19 yılda Batmanlı çiftçilerimize toplam 1 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Şehrimizi doğal gazla buluşturduk mu? İnşallah yakında Beşiri ve Kozdağ, 2 yıla kadar da Gercüş, Hasankeyf ve Sason’a doğal gaz arzı sağlamış olacağız.”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’e talimat veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu işi daha da hızlandırman lazım. Buraya Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımızı da getirdim, çünkü bu işlerin hızlanması gerekiyor. Önümüzdeki dönemde bu yatırımları daha da artırarak devam ettirmekte kararlıyız” dedi.
“HAK VE ÖZGÜRLÜK ALANLARINI GENİŞLETTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgeyi ve şehri her alanda en gelişmiş altyapı yatırımlarıyla buluştururken vesayete karşı yürütülen mücadelede mesafe katettikçe milletin tüm fertleri gibi burada yaşayan vatandaşların da hak ve özgürlük alanlarının genişletildiğini vurguladı.
Batı’nın kendileri için “Sessiz devrim yaptı” dediğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürtçe konuşmanın, türkü söylemenin, okumanın, yazmanın suç olmaktan çıkartılması başta olmak üzere asırlık tüm sorunları çözecek adımları attıklarına dikkati çekti.
Anayasa’dan kanunlara kadar tüm mevzuatı, uygulama ve anlayışları hak ve adalet temelli bir dönüşüme tabi tuttuklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülke genelindeki bürokratik oligarşiyi kırdığımız gibi terör örgütünün buradaki insanlarımız üzerinde kanla ve zulümle kurduğu vesayeti de paramparça ettik. Hem altyapı hem demokrasi bakımından ülkemizin 81 vilayetini de eşit hale getirdik. Yaptıklarımızın en yakın şahidi sizlersiniz” ifadelerini kullandı.
“BU ÖRGÜT EN ÇOK KÜRT KARDEŞLERİMİN KANINI DÖKTÜ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi büyüttükçe, milletin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini güçlendirdikçe birilerinin de bundan rahatsız olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna rağmen biz yolumuza devam ettik. ‘Çözüm Süreci’ diye akıllarda kalan son bir hamleyle Türkiye’yi terör örgütünün tasallutundan tamamen kurtaracak bir adım daha attık. Amacımız artık bu meseleyi ülkenin gündeminden ebediyen çıkartıp hep birlikte tüm enerjimizi ve vaktimizi asıl hedeflerimize yöneltmemizi sağlamaktı. Her türlü riski göze alarak, her türlü tenkidi göğüsleyerek başlattığımız bu samimi süreç, terör örgütünün silahı ve kan dökmeyi seçmesi sebebiyle sonuçsuz kaldı. Kısa süre önce bölücü örgütün elebaşıları tarafından yapılan itiraflar bu gerçeği açıkça ortaya koyuyor. Bizzat terör örgütü yöneticileri, Avrupa’daki kimi çevreler başta olmak üzere, dışarıdan kendilerine çözümü reddetmeleri, çatışmayı yeniden başlatmaları konusunda yoğun baskılar yapıldığını söylüyor. Terör örgütü hiçbir gerekçesi kalmadığı halde ısrarla şiddeti seçen tavrıyla bu topraklarla, bu topraklarda yaşayan insanlarla aslında hiçbir bağının olmadığını ispatlamıştır. Parayı verenin dilediği gibi kullandığı, dilediği yere saldırttığı, dilediği şekilde yönlendirdiği bu örgüt, en çok benim Kürt kardeşlerimin kanını döktü, en büyük bedeli Kürt kardeşlerimize ödetti.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benim dinimde Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abaza, böyle bir ayrım var mı? Ama bu PKK’nın, HDP’nin, bunların dini imanı yok. Bunları iyi bilmemiz lazım. Biz sizi sadece ve sadece Allah için seviyoruz, ayrım asla istemiyoruz” şeklinde konuştu.
“BU AZGIN VE SAPKIN GÜRUHUN DEVRİ ARTIK SONA ERMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de hareket alanı kalmayan terör örgütü PKK’nın şimdi de Kuzey Irak’ı ve Suriye’yi karıştırmaya çalıştığına dikkati çekerek, şunları söyledi: “Kuzey Irak’taki meşru yönetime bile saldıracak kadar gözü dönen bu azgın ve sapkın güruhun devri artık sona ermektedir. Bay Kemal çıktı, ne diyor? Eğer gelirse ne yapacakmış, Kandil’i yerle yeksan edecekmiş. Bay Kemal, sana bu millet bu devleti teslim eder mi? Bu HDP’ye, İYİ Parti’ye bu devlet teslim edilir mi? Biz biriz, beraberiz, hep birlikte inşallah Türkiye’yiz. İnşallah ne Türkiye’nin ne de bölgenin geleceğinde bu örgütün yeri yoktur, olmayacaktır.”
AK Parti teşkilatlarından, özellikle kadınlar ve gençlerden 2023’teki seçimlere kadar kapı kapı dolaşma, gayret gösterme sözünü alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimden zaferle çıkacaklarını vurguladı.
“TÜRKİYE, DİMDİK AYAKTA DURDUKÇA SİNSİ VE ALÇAK HESAPLARI OLANLARIN ÖFKESİ KABARIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Esasen ülkemizin son 8 yılında yaşadığı her badire, örgütü üzerimize salan, aynı kaynaklardan beslenen kin, nefret, husumet dalgalarının eseridir. Türkiye, uğradığı saldırılara karşın devleti ve milletiyle dimdik ayakta durdukça bölge üzerinde sinsi ve alçak hesapları olanların bize olan öfkesi kabarıyor” diye konuştu.
Bölgede ve dünyada yaşanan haksızlıklara, adaletsizliklere, zulümlere “One minute” dedikçe kurulan tuzakların sayısının da çapının da arttığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Biz yeminli Türkiye düşmanlarının ülkemizdeki piyonları olan PKK’lılara, FETÖ’cülere, sivil toplum mensubu veya diplomat görünümlü ajanlara, siyasetçi kılıklı etki elemanlarına posta koydukça daha da kuduruyorlar. Sen kimsin ya, 10 tane büyükelçi çıkmış bize akıl vermeye çalışıyor. Maalesef bunlara en büyük desteği de içimizdeki birileri veriyor. Soruyorum sizlere, bu ülkede CHP diye bir parti ve o partiyi yönetenlerin kendi kafalarına göre belirledikleri politikaları mı var? Bu ülkede HDP diye bir parti ve o partiyi yönetenlerin kendi iradeleriyle belirdikleri politikaları mı var? Madem öyle asıl şu soruya cevap bulmamız lazım, Kürt kardeşlerimize yapılan en büyük zulümlerin altında imzası olan partiyle, Kürt kardeşlerimizin ismini istismar eden bir partiyi acaba hangi güç bir araya getirmiş olabilir? Bu soruya verilen samimi ve dürüst cevap, Türkiye’nin son 8 yılında yaşadıklarının sebebini de ortaya koyacaktır. Bu cevabı biz biliyoruz, sizler de biliyorsunuz. Bu senaryoyu yazıp sahneye koyanlar da zaten kendilerini gizleme gereği duymuyor. Öyleyse bize düşen görev, tıpkı bin yıldır olduğu gibi bugün de tek yürek ve tek bilek olarak, kardeşliğimizi güçlendirerek oynanan bu kirli oyunu bozmaktır.”
“BİRLİĞİMİZE, BERABERLİĞİMİZE, KARDEŞLİĞİMİZE ÇOK SIKI SARILACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizi ve bölge insanımızı PKK’nın silahlı tasallutundan kurtardık, inşallah bu örgütün kuklası olan HDP’nin siyasi tasallutundan da kurtaracağız. Çevremizde kurulan kanlı tezgahın gerisindeki hain niyetleri artık daha iyi görüyoruz. Biliyoruz, geçmişte Irak’ta, yakın zamanda Afganistan’da, halen Suriye’de yaşanan yıkımlar devletimizin bütünlüğünün ve gücünün, milletimizin birliğinin ve ferasetinin ne kadar önemli olduğunu hepimize tekrar tekrar hatırlatmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Allah’ın yardımı, milletin desteği, mazlumların duasıyla Türkiye’nin 2023 imtihanını da başarıyla geride bırakarak dosta güven, düşmana korku vermeyi sürdüreceğini vurgulayarak, “Bir daha bu ülkeyi yoksulluğun, terörün, zulmün pençesine bırakmamak, milletimizin boynunu eğdirmemek için birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize çok sıkı sarılacağız” ifadesini kullandı.
Batman’ın da bu kutlu mücadelenin en ön safında yer alacağına yürekten inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün açılışı yapılan eser ve hizmetlerin şehre hayırlı olması temennisinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 36 fabrika ve şehir stadyumu ile yapımı tamamlanan diğer projelerin açılış kurdelesini kesti.
Kurdele kesimine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Batman Valisi Hulusi Şahin ve çocuklar da eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra Batman Valiliğini ziyaret etti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, madenlerde de izin süreçlerini kısaltacaklarını açıkladı. Metalik bir maden sahasının üretime geçebilmesi için 13 yıl gerektiğini vurgulayan bakan Bayraktar, “Hukuki güvenilirliği ve öngörülebilirliği arttırmayı, izin süreçlerini kısaltarak yatırım ortamını iyileştirmeyi, yeni rezerv keşifleriyle cari açığı azaltmayı ve stratejik ve kritik madenlerde ülkemizin arz güvenliğini sağlamayı hedefliyoruz.” dedi.
Güçlü Madencilik Güçlü Türkiye
Madenciliği tüm boyutlarıyla masaya yatıran Türkiye Maden Zirvesi, sektörün bütün paydaşlarını bir araya getirdi. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda “Güçlü Madencilik Güçlü Türkiye” sloganıyla düzenlenen zirvede; Madencilik Stratejisi, Madencilikte İSG ve İleri Teknoloji, Madencilikte Çevre ve Sürdürülebilirlik başlıklarında oturumlar düzenlendi.
Madenciler Gününü Kutladı
Toplantının açılış konuşmasını, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar yaptı. Bakan Bayraktar, sözlerine maden emekçilerinin 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nü kutlayarak başladı.
Nihai Hedef Yüzde 5
Dünyadaki 90 civarındaki madenin 70’inin Türkiye’de bulunduğunu kaydeden Bayraktar, “Bu durum ülkemizi uluslararası arenada çok önemli bir merkez haline getiriyor. Son 22 yılda madenciliğimizin gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payını binde 6’lardan yüzde 1,4’e kadar çıkardık. Nihai hedefimiz bu oranı yüzde 5’lere yükseltmek.” dedi.
Net İhracat Hedefi
Bayraktar, bunun için yerli kömürden altına, nadir toprak elementlerine ve bor madenine kadar her alanda yatırımı, üretimi, istihdam ve ihracatı artırmaları gerektiğini bildirerek “Zengin kaynaklarımızı katma değerli bir şekilde işleyerek ekonomimize kazandıracak ve Türkiye’yi madenler alanında net ihracatçı konuma getireceğiz.” diye konuştu.
Nijer’de Altın Üretimi
Ham madde arz güvenliği kapsamında Asya’dan Afrika’ya kadar farklı coğrafyalarda da faaliyet yürüttüklerine işaret eden Bayraktar, “Nijer’de arama çalışmaları yaptığımız altın sahalarından birinde MTA IC ile 2025 yılında ilk üretime başlamayı planlıyoruz.” dedi.
Borda Yeni Tesis
Bayraktar, bor madeninde dünya rezervinin yüzde 73’ünün Türkiye’de bulunduğunu belirterek
“Bor madenini sadece ham madde olarak değil katma değerli hale getirerek ara ürün ve uç ürün olarak satmak en büyük hedefimiz. Çelik üretimi ve neodiyum mıknatıs başta olmak üzere pek çok alanda kullanılan Bandırma’da yapımına başladığımız 800 ton/yıl kapasiteli Ferrobor Üretim Tesisi’ni önümüzdeki günlerde açacağız.” dedi.
Kritik Hammaddeler Raporu
Nadir Toprak Elementleri’nin (NTE) enerjiyi, sanayiyi, üretimi dolayısıyla ekonomiyi geliştirecek en stratejik alanlardan biri olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Türkiye Kritik ve Stratejik Hammaddeler raporunu hazırladık. Kritik mineraller konusunda ithalat bağımlılığımızı azaltacak ve arz güvenliği stratejimizi ortaya koyacak bu raporu sizlerle önümüzdeki günlerde paylaşacağız.” diye konuştu.
Ulusal Güvenliğin Ayrılmaz Parçası
Bayraktar, Türkiye’nin bulunduğu bölgenin farklı kriz ve sınamalarla karşı karşıya olduğunun altını çizerek “Bu durum madenlerin mümkün mertebe yerli kaynaklardan temin edilmesi mecburiyetini ortaya koyuyor. Onun için biz enerjide olduğu gibi madenlerde de bağımsızlığı ülkemizin bağımsızlığından ayrı düşünmüyor bu meseleyi ulusal güvenliğin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz.” dedi.
13 Yıl Gerekiyor
Yatırımcıların karşılaştıkları en önemli zorlukların başında izin süreçlerinin uzunluğunun geldiğine değinen Bayraktar, “Bugün baktığımızda bir metalik maden sahası için 7 yıl arama, 3 yıl kurum izinleri ve 3 yıl da üretime hazırlık süreci var. Yani bir maden sahasının üretime geçebilmesi için en az 13 yıl gerekiyor. Gerekirse yasal düzenleme yaparak; hukuki güvenilirliği ve öngörülebilirliği arttırmayı, izin süreçlerini kısaltarak, yatırım ortamını iyileştirmeyi, yeni rezerv keşifleriyle, cari açığı azaltmayı ve stratejik ve kritik madenlerde ülkemizin arz güvenliğini sağlamayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
Zihniyet Dönüşümü
Bayraktar, kamu özel sektör olarak yeni dönemde bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç olduğunu da dile getirerek “Madencilerimizin sorumlu sürdürülebilir madencilik anlayışı içerisinde iyi örnekleri arttırarak sosyal sorumluluk projeleri ve yakın iletişimle yerelde vatandaşlarımızla kuracakları ilişki sektörümüzü başka bir seviyeye getirecektir.” dedi.
Yatırım Ortamının İyileştirilmesi
Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz da yaptığı konuşmada sektörü ileri taşıyabilmek için bazı konularda destek beklediklerini kaydederek “Yatırım ortamının iyileştirilmesi, yeni projelerin önünü açacak teşvik mekanizmalarının geliştirilmesi ve sektörümüze yönelik öngörülebilir politikaların hayata geçirilmesi, yalnızca yerli yatırımcıları değil, yabancı sermayeyi de ülkemize çekecektir.” diye konuştu.
Hızlı Ruhsatlandırma
Daha hızlı, şeffaf ve etkin bir ruhsatlandırma sisteminin, madenciliğin büyümesine önemli katkılar sağlayacağını ifade eden Yılmaz, “Maden arama faaliyetlerinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi konusuna da özel önem verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Japonya-Türkiye ilişkilerinin 100. yılı dolayısıyla resmî ziyaret için Türkiye’de bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito’nun eşi Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya geldi.
Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ziyaret etti.
Lider eşleri önce İstanbul’un fethedilişinin 571. yıl dönümünde Fatih Sultan Mehmet’i anmak için açılan “Fatih Sultan Mehmet” sergisini gezdi.
Burada Fatih Sultan Mehmet’in Çocukluk Dönemi, Padişahlık Dönemleri, İlim Hayatı ve O Dönemde Yaşayan Âlimler, İstanbul’un Fethi ve Askerî Hayatı, Siyasi Hayatı ile Fatih Döneminde Mutfak, Şair Fatih: Avni, Vakıf Eserleri ve Ölümü bölümleri hakkında bilgi alan Akishino sergide sunulan Fatih Sultan Mehmet’in kaftan, kılıç, zırh gömlek gibi kişisel eşyaları ve o dönemin tarihine ışık tutacak çok sayıda esere hayranlığını dile getirdi.
Emine Erdoğan ve Akishino, sergi ziyaretinin ardından, Cihannüma Salonu’na geçerek hatıra fotoğrafı çektirdi. Lider eşleri, daha sonra, 600 Japonca eserin bulunduğu Japon Kitaplığı bölümüne geçtiler.
Emine Erdoğan, burada bulunan kitapları inceleyen konuğuna, Mevlana’nın “Mesnevi” eserinin Japonca baskısını ve serginin içeriğini de anlatan “Fatih Sultan Mehmet” kataloğu ile İletişim Başkanlığı tarafından yayınlanan “Türkiye” kitabını hediye etti.
ÇOCUKLARDAN KÜRESEL ISINMA SUNUMU
Daha sonra Nasreddin Hoca Kütüphanesi’ne geçen Emine Erdoğan ve Akishino’yu çocuklar sevgiyle karşıladı. Burada çocukların yaptığı resimleri inceleyen lider eşlerine, bir anaokulu çocuğu kendi yaptığı üzerinde lale motifi olan tabağı hediye etti.
Anaokulu çağındaki bir başka çocuk ise Emine Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensesi Akishino’ya küresel ısınma ile ilgili bir sunum yaptı.
“TEMENNİMİZ İŞ BİRLİĞİNİN DAHA DA İLERİYE TAŞINMASI”
Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile gerçekleştirdikleri programa ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin tesisinin 100. yıl dönümü kapsamında ülkemizi ziyaret eden Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya gelmekten memnuniyet duydum.
Ülkemizin kültür hazinesine ev sahipliği yapan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ve Japonya kitaplığı bölümünü ziyaret ettik. Farklı medeniyetlerin birikimlerini aynı çatı altında buluşturan kütüphanemizde muhafaza edilen özel ve nadir eserleri tanıtma fırsatı bulduk.
Fatih Sultan Mehmet Sergisi’ni gezerek tarihimizin büyük liderlerinden birinin vizyonunu, sanata ve bilgiye olan bağlılığını yakından inceledik. Japonya Kitaplığı, iki ülkenin ortak mirasına ışık tutan ve dostluk bağlarını güçlendiren bir sembol niteliğinde. Temennimiz bu anlamlı ziyaretin ülkelerimiz arasındaki iş birliğini daha da ileriye taşımasıdır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akishino’yu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gelişinde giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino, Türkiye ve Japonya bayrakları önünde tokalaşarak poz verdi.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino heyetleri eşliğinde görüşmeye geçti.
Görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Japonya Veliaht Prensi Akishino’ya, Osmanlı Generali Pertev Paşa’nın İmparator Mutsuhito tarafından ödüllendirildiğini gösteren belge hediye edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, resmî ziyarette bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Japonya Veliaht Prensi Akishino ve Prenses Kiko ile aile fotoğrafı da çektirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye ziyarette bulunan Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatoviç’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Karadağ bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren iki lider, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Engelsiz Türkiye Programı’nda yaptığı konuşmada, “Milletimizin farklı kesimlerine yönelik ayrımcı uygulamalara son vermeyi nasıl görev biliyorsak, engelli vatandaşlarımıza yönelik adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasını da devletimizin asli vazifesi olarak görüyoruz. Bir yandan toplumun temeli olan, aile kurumunu güçlendirmeye çalıştık; diğer yandan yaşlılarımızın, bakıma muhtaç ve engelli kardeşlerimizin geniş bir sosyal hizmet havuzundan yararlanmalarını sağladık” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen Engelsiz Türkiye Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Ülkenin ve dünyanın dört bir yanındaki tüm engellilerin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler öncülüğünde tüm dünyada kabul görmüş bu günün engellilerin sorunlarıyla ilgili farkındalığın artmasına, engelli insanların hayatlarını kolaylaştıracak yeni adımların atılmasına vesile teşkil ettiğini belirtti.
“ENGELLİ KARDEŞLERİMİZİN GÜNDEMİNE SAHİP ÇIKMAMIZ, BU YÖNDE ATILAN ADIMLARA İŞTİRAK ETMEMİZ GEREKİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin sorunlarının çözümü noktasında en önemli hususun bu konuyu her fırsatta gündeme taşımak suretiyle toplumsal hassasiyetin gerilemesine izin vermemek olduğunu ifade etti.
Engellilerle ilgili ne kadar farkındalık oluşturabilir, mesuliyet duygusu ne kadar yaygınlaştırabilirse bu süreçte o kadar fazla yol alınabileceğine, o derece başarılı olunabileceğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bakımdan siyaset, sivil toplum ve hükûmet olarak sosyal aktivitelerle, kültürel projelerle, toplumsal bilinci artıran kampanyalarla hep beraber engelli kardeşlerimizin gündemine sahip çıkmamız, bu yönde atılan adımlara iştirak etmemiz, samimi destek vermemiz gerekiyor. 22 yıldır Türkiye’de değişimin ve dönüşümün öncülüğünü yapan AK Parti, toplumun her kesimini bu mücadeleye dahil etmek için öncü, örnek ve sürdürülebilir politikalar oluşturmaya devam ediyor. Partimizin düzenlediği bu programın da engelli kardeşlerimizin hayatlarını daha da kolaylaştırma ve toplumla bütünleşmelerini sağlama çabalarımıza katkı sunacağına inanıyorum. Bu anlamlı programı tertipleyen AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığımıza teşekkür ediyor, Rabbimden üstün başarılar temenni ediyorum.”
“UZAK COĞRAFYALARA İYİLİĞİ, MERHAMETİ VE ŞEFKATİ TAŞIDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gölgesinde yaşamaktan bahtiyarlık duyulan medeniyet çınarının köklerinin yüzlerce yıl ötesine uzandığını ifade etti.
Merkezine insanı ve insanlık değerlerini alan medeniyet çınarıyla farklı coğrafyalara iyiliği, adaleti, şefkat ve merhameti taşıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: ‘İnsan insanın kurdudur’ yerine, ‘İnsan insanın yurdudur’ dedik ve ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışıyla hareket ettik. Bugün gönül coğrafyamızda hangi evi ziyaret etseniz orada mutlaka Türkiye’ye dua eden, bu millete selam gönderen, bizleri ve ecdadı hayırla yad eden insanlarla karşılaşırsınız. Türk beklenendir, Türk yolu gözlenendir tespitinin kuru bir hamaset değil tam aksine güçlü bir hakikat olduğuna pek çok yerde şahitlik edersiniz. Biz de buna yurt dışı ziyaretlerimizde defalarca şahitlik ettik. Bu elbette ki parayla, güçle, zorla elde edilebilecek bir paye değildir. Kalplerin kilidini açmak iyiliğe giden yolu bulmak ve tertemiz bir mazinin taşıyıcısı olmak, inanın ki her millete nasip olacak bir onur değildir. Türkiye adına, Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesi adına, Türkiye Yüzyılı’nın inşası adına çok büyük bir kazanımdır, önemli bir referanstır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ecdadın engelli konusuna yaklaşımını hatırlatarak, Selçuklu döneminde sultanların Darüşşifa kurumlarıyla, Ahi Teşkilatı’nın orta sandıklarıyla, vakıfların Hankah ve şifahanelerle engellilerin ve hastaların daima yanında olduğunu dile getirdi.
Engellilerin askerî ve idari görevlere getirildiklerine, titizlikle himaye edildiklerine, sosyal hayata katılımlarının teşvik edildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bir vakıf medeniyeti olan Osmanlı’da, engellilere dönük hizmet ve faaliyetler devletin siyasetinde önemli bir yer tutmuştur. Padişah müşavirliği dahil engellilerin Osmanlı Devleti’nin farklı kademelerinde büyük vazifeler üstlendiği çoğu zaman göz ardı edilen bir gerçektir. Hırka-i Saadet Dairesi’nde görev alan Darul-Huffaz gibi kurumlarda yetişip hafızlık yapan, farklı din hizmetlerinde bulunan nice engellinin hayatın her alanında güçlü bir şekilde var olduğunu biliyoruz. Ecdat, vakıflar, eğitim ve sağlık kurumları, bimarhaneleriyle engellilerin topluma kazandırılmasına müthiş bir hassasiyet göstermiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de kimi marjinal çevrelerin bitmeyen bir kinle özellikle hedef aldığı Sultan 2. Abdülhamit Han’ın, 1889’da açtırdığı bir mekteple işitme ve konuşma engelli kişilerin çağın üzerinde bir eğitim almalarını sağladığını söyledi.
Bu okulun öğrencilerinin, at arabalarının ve diğer araçların kendilerini fark etmeleri için kırmızı renkli bir kıyafet giydiklerini, Sultan Abdülhamit Han’ın bu öğrencilere özel bir ihtimam gösterdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bir gün dönemin Maarif Vekaleti bu talebeler için bir talimatname hazırlamış ve mahallî idarelere göndermiştir. Bu talimatnamede kırmızı renkli elbise giyen öğrencilere dikkat etmeyen tüm arabacıların amirleri tarafından uyarılmaları, gerekirse cezai işleme tabi tutulmaları emredilmiştir. Yine o günlerde işitme ve görme engelliler okulu talebeleri Abdülhamid Han’a bir mektup yazarak kendilerine yönelik hizmetlerinden ötürü Sultan’a şükranlarını ifade etmişlerdir. İşte biz böyle bir geçmişten, böyle bir devlet geleneğinden, hamdolsun böyle erdemli ve kapsamlı bir sosyal politika tecrübesinden geliyoruz. Bundan da iftihar etmemiz, gururlanmamız gerekiyor. Başkaları gibi devletimizin ve milletimizin tarihini bir asır öncesinden başlatıp, geçmişi reddetmek yerine, tarihimizi bir bütün olarak kucaklıyor, maziden bugüne ve geleceğe güçlü köprüler kurmaya gayret ediyoruz.”
Ecdattan miras kalan ne kadar değer ve ne kadar uygulama varsa hepsini muhafaza etmenin, daha ileri seviyelere taşımanın çabasında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal adaleti güçlendirmeyi, eşitsizliği gidermeyi hedefleyen, kuşatıcı insan odaklı yaklaşımların gerisinde işte bu tasavvurun bulunduğunu söyledi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NDE HANGİ SEBEPLE OLURSA OLSUN KİMSE DIŞLANAMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz her zaman şunu savunduk. Bugün de aynı hassasiyeti taşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sahibi millettir. 85 milyonun tamamıdır. İnanç, mezhep, meşrep ayırmaksızın milletimizin tüm fertleri, devletimizin nazarında aynı derecede hizmete ve hürmete layıktır. Tek parti faşizmi ve darbe dönemlerindeki gibi makbul olan ve olmayan vatandaş ayrımını asla tasvip etmiyoruz. Sırf inancından, başörtüsünden, sakalından dolayı insanların kamusal hayatın dışına atıldığı o kara günler artık geride kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nde hangi sebeple olursa olsun kimse dışlanamaz, ikinci sınıf vatandaş olarak görülemez, sosyal, siyasal ve iktisadi noktada kesinlikle geri görülemez. Bunların en başında da engelli vatandaşlarımız yer almaktadır. Biz engelli vatandaşlarımızla güçlüyüz ve 21. yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapma hedefine giden yolda engellilerimizle kol kolayız, omuz omuzayız. Milletimizin farklı kesimlerine yönelik ayrımcı uygulamalara son vermeyi nasıl görev biliyorsak, engelli vatandaşlarımıza yönelik adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasını da devletimizin asli vazifesi olarak görüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’den beri aile ve sosyal hizmetler sahasının bu konuda titizlikle eğildikleri alanların başında geldiğini, bir yandan toplumun temeli olan aile kurumunu güçlendirmeye çalıştıklarını, diğer yandan yaşlıların bakıma muhtaç ve engellilerin geniş bir sosyal hizmet havuzundan yararlanmalarını sağladıklarını anlattı.
Engellilere dönük hizmetleri, lütfeden, bahşeden, üstenci bir tarzda değil, geç kalmış hakların teslimi yaklaşımıyla hayata geçirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2005’te çıkardıkları ve temel politikayı ortaya koydukları Engelliler Hakkında Kanun’un, bunun en açık göstergelerinden biri olduğunu ifade etti.
“WEB SİTELERİ VE MOBİL UYGULAMALARIN ERİŞİLEBİLİRLİĞİ GENELGESİNİ YAKINDA YAYINLAYACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2008’de Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeyi (EHS) imzalayan ilk ülkelerden biri olduğunu anımsatarak, engellilerin hak ve hizmetlere doğrudan ulaşabilmeleri adına erişilebilirlik ilkesini kendilerine rehber edindiklerini vurguladı.
Bu kapsamda kamu kullanımına açık binaların, kaldırım, yaya geçidi ve park gibi açık alanların, toplu ulaşım araçları ile bilgi ve iletişim sistemlerinin erişilebilir olmasını zorunlu hâle getirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin yoğun şekilde kullandıkları 3 bin 500’ün üzerinde bina, açık alan ve toplu taşıma aracına, erişilebilirlik belgesi verdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020 yılını “Erişilebilirlik Yılı” ilan ederek bu alandaki çalışmalara daha da hız kazandırdıklarını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erişilebilirlik yalnızca fiziki yapılarla sınırlı değil, teknolojinin tüm unsurlarıyla hayatımızı hem de doğrudan etkilediği bugünlerde çoğu ürün ve hizmete erişim dijital yollarla sağlanıyor. Buradan bir müjdeyi tüm engellilerimizle paylaşmak istiyorum. Engelli kardeşlerimizin dijital temelli hizmetlere daha kolay ulaşabilmeleri amacıyla web siteleri ve mobil uygulamaların erişilebilirliği genelgesini inşallah yakın zamanda yayınlayacağız. Genelgemiz tüm engelli kardeşlerimiz için şimdiden hayırlı, uğurlu olsun.”
“ENGELLİ ÖĞRENCİLERİMİZ, EV, OKUL ARASI ULAŞIMLARINI HİÇBİR ÜCRET ÖDEMEDEN YAPABİLİYORLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İşitme engelli kardeşlerimizin, tüm işaret dili tercümesinden yararlanabilecekleri engelsiz iletişim merkezimizi 2022 yılında kurduk. 2013 yılında hayata geçirdiğimiz ücretsiz seyahat uygulamasına devam ediyoruz. Bu çerçevede engelli bireyler ve refakatçileri için belediyeciler aracılığı ile yaptığımız gelir desteği ödemelerimizi sürdürüyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 1,5 milyar liralık ücretsiz seyahat gelir desteği ödemesi gerçekleştirdik. Engelli öğrencilerimiz, ev, okul arası ulaşımlarını hiçbir ücret ödemeden yapabiliyorlar.”
Erişilebilirlik bilincinin toplumun tüm kesimlerinde yaygınlaşması adına 2011’den beri bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları yürüttüklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 28 bini aşkın kamu personelinin erişilebilirlik eğitimlerine katıldığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin çalışmak ve üretmek için istekli ve azimli olduğuna yıllardır bizzat şahitlik ettiğini vurgulayarak, “İş yerlerine engelli personel çalıştırma zorunluluğu getiren kota sistemini devreye aldık. Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı ile kamuda engelli memur atamalarının önünü yine biz açtık. Böylece son yıllarda kamudaki engelli memur sayısında önemli artış sağladık. 2002 yılında 5 bin 772 olan engelli memur sayımız şu an 71 bine yaklaşmış durumda” diye konuştu.
Kamuda çalışan engelli memurların verimliliğinin artırılmasına büyük önem verdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin özel sektörde istihdam edilmelerini de güçlü şekilde desteklediklerini vurguladı.
Bu kişilerin becerilerinin dikkate alınarak istihdam edilmeleri için iş koçluğu uygulamasını 2014’te başlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu uygulamayı iş ve meslek danışmanlığı sistemi olarak yaygınlaştırmaya ve güçlendirmeye devam ediyoruz. İş bulmakta zorlanan zihinsel engelli vatandaşlarımızı ücret desteği, vergi indirimleri ve çeşitli muafiyetler sağladığımız korumalı iş yerlerinde istihdam ediyoruz. Hâlihazırda bu yardımdan 17 korumalı iş yerinde 333 engelli kardeşimiz çalışmaya, üretmeye devam ediyor” dedi.
“2002’DE 21 OLAN ENGELLİ BAKIM MERKEZLERİMİZİN SAYISINI 106’YA ÇIKARDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken teşhis ve müdahalenin birçok alanda olduğu gibi engellilikle mücadelede de önemli bir yer tuttuğunu belirterek, “0-8 yaş aralığındaki özel gereksinimli evlatlarımızın ihtiyaç duydukları hizmetleri etkili bir şekilde alabilmeleri için aile temelli, ulusal erken müdahale sistemimizi yıl bitmeden pilot olarak hayata geçireceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda 2 ilde uygulanan otizmli bireylerin ailelerine yönelik Bireysel Sosyal Hizmet Danışmanlığı’nı da yakın zamanda 16 ile daha taşıyacaklarını bildirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üzerinde önemle durduğumuz bir diğer konu ise engelli vatandaşlarımızın ailelerinin yanında sosyal çevrelerinden kopmadan bağımsız bir biçimde yaşamlarını sürdürebilmeleridir. Bunun için Evde Bakım Yardımı, Gündüzlü Bakım Hizmetleri ve Umut Evleri gibi toplum temelli bakım hizmetlerini önceliyor ve yaygınlaştırıyoruz. 2007 yılında yaklaşık 29 bin vatandaşımız evde bakım yardımı alıyordu. Hâlihazırda bu yardımdan yaklaşık 547 bin vatandaşımız yararlanıyor. Engellilerimizin kültürel ve sportif faaliyetlere katılabildiği gündüz bakım evlerimizin sayısını 137’ye yükselttik. Ülkemizin dört bir yanındaki 145 Umut Evi’nde engelli vatandaşlarımıza ev ortamında hizmet sunmaya devam ediyoruz. 2002 yılında 21 olan engelli bakım merkezlerimizin sayısını 106’ya çıkardık. Bu merkezlerdeki 6 bin 832 vatandaşımızın her türlü ihtiyacı ücretsiz karşılanıyor. 2024 yılı Ekim ayı itibarıyla farklı şehirlerdeki 317 özel bakım merkezinde hizmet alan 30 bin 165 engelli vatandaşımızın yüzde 94’ünün bakım maliyetlerini devlet olarak biz karşılıyoruz.”
“ENGELSİZ BİR TÜRKİYE İSTİYORSAK TÜM KURUMLARIMIZIN UYUM VE İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE BUNA KATKI SAĞLAMASI ŞARTTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, otizm alanında ihtisaslaşmış, gündüzlü ve yatılı bakım merkezlerinin de yaygınlaştırılmasının önceliklerinin arasında yer aldığını belirtti.
Otizm spektrum bozukluğu olan bireylere İkinci Ulusal Eylem Planı’nın uygulanmaya başladığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Engelli kardeşlerimizin hiçbir zorlukla karşılaşmadan hayatın her alanında güçlü şekilde var olabildiği bir ülke Türkiye Yüzyılı’nda ulaşmak istediğimiz hedeflerden biridir. Türkiye Yüzyılı sadece barışın, huzurun, kardeşliğin değil, engellilerin de yüzyılı olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi’ni 3 yıl önce yine Dünya Engelliler Günü’nde ilan ettiklerini, vizyon belgesinin 3 yıllık uygulama aracı olan Engelli Hakları Ulusal Eylem Planı’nın ilk 2 yılının geride kaldığını söyledi.
Eylem planının hedeflerine tam anlamıyla ulaşabilmesi için herkesin daha gayretli, hevesli ve özverili çalışması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Engelsiz bir Türkiye istiyorsak tüm kurumlarımızın uyum ve iş birliği içinde buna katkı sağlaması şarttır. Bu noktada sorumluluk üstlenen tüm birimlerimizin gereken özeni, titizliği, hassasiyeti göstereceğine yürekten inanıyorum. Burada şu gerçeği tekrar hatırlatmak durumundayım. Gerçek manada engellilik hâli, azmini ve idealini kaybetmişler içindir. Azmini ve idealini kaybetmemiş olanlar için engel yoktur. Azim varsa, hedef varsa, inanç varsa, ülkü varsa başarı vardır, zafer vardır, galibiyet vardır, hedeflere ulaşmak vardır. Bir başka engellilik hâli de zihinlerde ve yüreklerde olandır. Yani asıl engellilik kendine engel olmaktır. Kendini sınırlamak, hayatın içerisinden geri çekmektir. Davası, hedefi, gayesi ve azmi olan parmağıyla mermeri deler, tırnağıyla kale surlarında gedik açar.”
“ENGELLİ KARDEŞLERİMİZLE EL ELE, GÖNÜL GÖNLE VERDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Spordan siyasete, iş dünyasından hayatın diğer alanlarına kadar engelli kardeşlerimizin hepimizi gururlandıran, hepimize umut ve ilham veren başarılarının gerisinde zihinlerdeki engelleri yıkmaları vardır. Engelli kardeşlerimizle el ele, gönül gönle verdik. Hamdolsun bugün 22 sene önce hayal dahi edilemeyen seviyelere geldik ama önümüzde daha gitmemiz gereken çok ciddi mesafe olduğunun da farkındayız. Engelli kardeşlerimizin hayatın her safhasında daha fazla görünür olmaları, daha fazla yer almaları için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Başta mahallî idareler olmak üzere kamu yahut özel her kurum ve kuruluşun engellilerin hayatına olumlu manada dokunmak noktasında elini taşın altına koymasını özellikle beklediğimizi burada vurgulamak istiyorum” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm engellilerin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü tebrik ederek, erişilebilirlik ödüllerine layık görülen kurumları ve temsilcileri kutladı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.