Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve HES Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Kuraklığın tetiklediği gıda ve aynı şekilde her geçen gün daha belirgin hâle gelen enerji krizlerine karşı ülkemizi korumak için tüm potansiyelimizi kullanmak mecburiyetindeyiz. Ülkemizin su kaynaklarının tek bir damlasının dahi israfına tahammülümüz yoktur. Kendi kaynaklarımıza dayalı yenilenebilir enerji üretimini de en üst seviyeye çıkarmamız şarttır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve HES Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış töreni öncesinde Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı’nı havadan inceledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının başında, “Bugün hizmete alacağımız Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve Hidroelektrik Santrali, 19 yıldır halka hizmet amacımızın, eser ve hizmet siyasetimizin en somut örneklerinden biridir” ifadelerini kullandı.
“ILISU PROJESİ’Nİ ÖNÜMÜZE ÇIKARTILAN NİCE ENGELLERE RAĞMEN TAMAMLADIK”
Ilısu Projesi’nin, Cumhuriyet’in 100. yılı için millete verdikleri yatırım sözlerinden biri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ilısu Projesi’ni, hamdolsun finansmanından terör örgütünün saldırılarına kadar her aşamasında önümüze çıkartılan nice engellere rağmen tamamladık. Ilısu Projesi’ni engellemek için yürütülen karalama kampanyalarını ve bunların gerisindeki kirli niyetleri unutmadık, unutmayacağız. Bu eser, yeminli Türkiye düşmanlarına da kendi ülkesine ve milletine husumet maruf içimizdeki mankurtlara da verilmiş en güzel cevaptır. Barış, kardeşlik, huzur, refah ve güç sembolü Ilısu Projesi, Dicle Nehri üzerinde gerdanlık gibi dizdiğimiz baraj ve hidroelektrik santrallerimizin en büyüğüdür. Atatürk Barajı’ndan sonra en büyük ikinci gövde hacimli bu barajımız, ön yüzü beton kaplı, baraj tipi bakımından da dünyada ilk sırada yer almaktadır.”
Su depolama kapasitesinin yaklaşık 11 milyar metreküpü bulan Ilısu’nun bin 200 megavatlık kurulu gücüyle 4. büyük hidroelektrik santrali olarak Türkiye’ye yıllık 3 milyar liralık fayda sağlayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim medeniyetimizde su hayattır. Enerji de günümüzün bir diğer vazgeçilmez hayat kaynağıdır. Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve HES her iki alanda da ülkemize çok önemli kazanımlar sağlayan bir projedir” dedi.
“KENDİ KAYNAKLARIMIZA DAYALI YENİLENEBİLİR ENERJİ ÜRETİMİNİ EN ÜST SEVİYEYE ÇIKARMAMIZ ŞARTTIR”
Ilısu’nun; Diyarbakır, Batman, Mardin, Siirt ve Şırnak’taki vatandaşlar başta olmak üzere tüm millete hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, barajın Türkiye’ye kazandırılmasında emeği geçen bakanlara, kurumlara, yüklenici firmalara, mühendisinden işçisine, herkese teşekkür etti.
Dünyanın ve Türkiye’nin giderek artan kuraklık tehdidiyle karşı karşıya bulunduğu dönemde böyle bir eseri hizmete açmalarının çok daha önemli ve anlamlı olduğuna inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kuraklığın tetiklediği gıda ve aynı şekilde her geçen gün daha belirgin hâle gelen enerji krizlerine karşı ülkemizi korumak için tüm potansiyelimizi kullanmak mecburiyetindeyiz. Ülkemizin su kaynaklarının tek bir damlasının dahi israfına tahammülümüz yoktur. Kendi kaynaklarımıza dayalı yenilenebilir enerji üretimini de en üst seviyeye çıkarmamız şarttır. Dünyanın bundan sonraki dönemine ilişkin senaryolarının önümüze koyduğu karanlık tablo, şimdiden tüm ihtimallere karşı hazırlıklı olmamızı gerektiriyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiç şüphesiz su, bu yüzyılın en stratejik ve en değerli kaynağıdır. Öyle diyor atalarımız, ‘Su abıhayattır.’ İklim değişikliği, kuraklık, artan nüfus ve kentleşme ile birlikte su kaynakları üzerindeki baskılar giderek artmaktadır. Dünyada son 60 yılda 3 milyardan 8 milyara çıkan nüfusa karşılık yeryüzüne düşen yağış miktarında herhangi bir değişiklik olmamıştır. Üstelik iklim değişikliğiyle bağlantılı kuraklık, sel, orman yangını gibi afetler giderek sıklaşmaktadır” diye ekledi.
Su kaynaklarının kullanımının kalite ve miktar yönünden azalmasının da ayrı bir sıkıntı sebebi olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut su kaynaklarının yüzde 70’ten fazlasının gıda üretiminde kullanıldığını, bu durumun özellikle su konusundaki her olumsuzluğun gıda üretimine de yansıyacağı anlamına geldiğini söyledi.
Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kişi başına düşen yıllık bin 340 metreküp kullanılabilir su miktarı ile su stresi çeken ülkeler grubundayız. Simülasyonlar 2040 yılında bu miktarın yıllık bin 116 metreküpe kadar düşebileceğine işaret ediyor. Yıllık ortalama yağış miktarımız da 574 milimetreyle dünya ortalamasının altındadır. Bu nedenle elimizdeki kaynakları etkin ve tasarruflu kullanmak durumundayız” dedi.
“Su kaynaklarımızı tükenme sınırına ulaşmadan korumak, verimli değerlendirmek ve doğru yönetmek artık bir tercih değil mecburiyet hâline gelmiştir” ifadesini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçmişte petrol için verilen mücadelenin bir benzerinin, önümüzdeki dönemde su kaynakları ve gıda üretimi için yaşanacağı anlaşılıyor. İşte bu anlayışla hükûmete geldiğimiz günden beri ülkemizi, sağlıktan eğitime her alanda olduğu gibi tarım, su ve enerji konusunda da geleceğe hazırlamanın gayreti içinde olduk. Geçtiğimiz 19 yılda su alanında günümüz rakamlarıyla 284 milyar liralık yatırım yaparak 8 bin 817 tesisi hizmete açtık. Son 19 yılda inşa edilen ve Cumhuriyet tarihinde yapılanların 2 katından fazla olan 613 barajımızda, 46 milyar metreküp suyumuzu depoladık. Böylece su miktarımızı toplamda 179 milyar metreküpe çıkardık. Aynı dönemde inşa ettiğimiz bin 475 sulama tesisiyle yaklaşık 20 milyon dekar alanı sulamaya açtık. Sadece bu alanlardan ülkemiz ve üreticilerimiz yılda 60 milyar lira zirai gelir artışı sağladı. Arazi toplulaştırma çalışmaları kapsamında 266 proje ile 5,2 milyon hektar araziyi, su ve üretim girdilerini azaltarak ekonomik olarak daha verimli kullanılabilir hâle getirdik. Hâlen 3,3 milyon hektar alanda çalışmalar devam ediyor.”
Son 19 yılda yine enerjide de yerli ve temiz enerji kaynaklarını değerlendirmek için 605 hidroelektrik santralini hizmete aldıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin kurulu güç kapasitesini 32 bin megavattan 100 bin megavata çıkarmak suretiyle kalkınmanın temel altyapısı olan elektrik enerjisinde herhangi bir sıkıntı yaşanmasının önüne geçtik. Üstelik bu güç artışının üçte ikisini yerli ve yenilenebilir kaynaklarla gerçekleştirdik” dedi.
“AMACIMIZ SU KAYNAKLARIMIZI KORUMAK VE VERİMLİ KULLANMAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, şehirlerin içme suyu ihtiyacını karşılamak için 271 içme suyu ile 21 atık su tesisini hizmete açtıklarını belirtti.
“Bu yatırımlar sayesinde 41 milyon vatandaşımıza yıllık yaklaşık 3 milyar metreküp içme ve kullanma suyu temin ettik. Şayet şehirlerimize bu hizmetleri getirmeseydik 2020 ve 2021 yıllarında 44 ilimiz kısmen veya tamamen susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalabilecekti” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke genelinde 90 ayrı projeyle 18 milyon nüfusa, yıllık ilave 1,8 milyar metreküp içme suyu sağlamak için çalışmaların sürdüğünü ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 19 yılda sel baskınlarına karşı kurulan taşkın koruma tesislerinin yarısını, yani 5 bin 140 tesisi hizmete sunduklarına dikkati çekerek, “Amacımız; her bir vatandaşımızın temiz suya erişimini sağlamak, bereketli topraklarımızı suyla buluşturmak, su kaynaklarımızı korumak ve verimli kullanmaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Bu doğrultuda düzenlenen Su Şûrası’nın sonuç belgesini 21 Ekim’de kamuoyuna açıkladıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylelikle su ile ilgili kısa, orta ve uzun vadeli stratejileri belirleyerek suyun geleceğini planlandıklarını ve yol haritasını oluşturduklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek dönemde de su alanında yeni yatırımlar yapmaya, suyun gücünü milletle buluşturmaya devam edeceklerini vurguladı.
“TÜM TARİHÎ VE KÜLTÜREL VARLIKLARI ÖZENLE KORUYARAK GELECEK NESİLLERE MİRAS BIRAKTIK”
Bugün açılışı yapılan Ilısu’nun su ve enerji yatırımı olmanın yanında kültürel ve sosyal gelişimi sağlayacak yapısal dönüşüm boyutunun da bulunduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Proje kapsamında inşaat çalışmaları yanında çevre, yeniden yerleşim ve kültürel miras konularında pek çok yatırımı hayata geçirdik. En çok istismar edilen Hasankeyf başta olmak üzere tüm tarihî ve kültürel varlıkları özenle koruyarak gelecek nesillere miras bıraktık. Bugün buraya Kültür ve Turizm Bakanı’mı da yanıma alarak geldim. Çünkü istiyorum ki o bütün kültürel değişimi yerinde izleyelim ve artık burası turistlerin uğrak yeri olsun. Hasankeyf ilçemizdeki tarihî eserleri, Bilim Komisyonu ve Koruma Kurulu onayıyla başarıyla taşıyarak yeni yerlerine yerleştirdik. Bu eserlerden; Zeynel Bey Türbesi, Artuklu Hamamı, İmam Abdullah Zaviyesi, Er-Rızk Camii ve Eyyubi Camii tek parça, Orta Kapı ise üç parça hâlinde Hasankeyf Kültürel Park alanına nakledilmiştir. Bay Kemal, bunlar öyle lafla olmuyor, lafla peynir gemisi de yürümüyor.”
Ayrıca kısmen taşınan veya yerinde koruma altına alınan eserlerin de bulunduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni Hasankeyf ilçemizi bölge halkının hayat biçimine uygun müstakil, bahçeli, teraslı konutlar şeklinde inşa ettik. Ey PKK’nın yan kolu HDP, sizler bu tür şeyleri yapabilir misiniz? Sizin böyle bir derdiniz var mı? Biz dertliyiz dertli, biz sizlere aşığız âşık. Bu kapsamda 875 konutu ve 154 iş yerini tamamlayarak hak sahiplerine verdik” diye konuştu.
“BÖLGEDEKİ YOLLARI DAHA YÜKSEK STANDARTLI BİR ŞEKİLDE YENİDEN YAPTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükûmet konağı, belediye, emniyet, jandarma binaları, devlet hastanesi, kütüphane, spor salonu, müze, yüksekokul, arıtma tesisi, cami ve okul gibi kamu hizmet birimlerinin de tamamlanarak hizmete alındığını belirterek şunları kaydetti: “Burada benim Kürt kardeşlerim var. Kürt kardeşlerimizi biz ihmal edemezdik, etmedik ve onlara da bu eserleri kazandırdık. Bölgedeki yolları da daha yüksek standartlı bir şekilde yeniden yaptık. Yeniden yerleşim, tarihî ve kültürel varlıkların korunması, baraj inşaatı, yol inşaatları ve diğer harcamalarıyla birlikte projenin maliyeti toplamda 20 milyar lirayı buldu. Burada toplanan suları yakında inşa edeceğimiz Cizre Barajı’na bırakarak hem enerji üretecek hem de 1 milyon dekar araziyi sulayabileceğiz. Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve Hidroelektrik Santrali, geçen yılın 19 Mayıs’ından bugüne kadar yaklaşık 4 milyar kilovat saat enerji üretimi gerçekleştirerek ekonomimize 2,6 milyar lira katkı sağladı. Bu muhteşem, görkemli tesisin bölgemize, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçenleri tebrik ediyorum.”
Konuşmasında “Biz AK Parti’yiz, biz Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Gürcü’süyle, bu ülkede yaşayan hiçbir vatandaşımızı ayrım yapmadan Allah için seviyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haziran 2023’te yapılacak seçimlere birlik, beraberlik ve kardeşlik içerisinde girme ve bu bölgelerde seçimden büyük bir zaferle çıkma temennisinde bulundu.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Ekim ayında Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ekim ayı ihracatı rekorunu kırmış bulunuyoruz. İhracatımız, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artışla 23 milyar 600 milyon doları aşmış bulunmaktadır.” dedi.
Bakan Bolat, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ile Antalya’da düzenlediği basın toplantısında, ekim ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Ekim ayında Cumhuriyet Bayramı’nın iş günü olan hafta arasına, geçen sene ise hafta sonuna denk geldiğini anımsatan Bolat, bu negatif takvim etkisine rağmen ihracatta artış yaşandığına dikkati çekti.
“Ekim ayında Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ekim ayı ihracatı rekorunu kırmış bulunuyoruz. İhracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artışla 23 milyar 600 milyon doları aşmış bulunmaktadır.” diyen Bolat, şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz yıl ekim ayı ihracatı 22,8 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Yaklaşık 800 milyon doların üzerinde bir artışı ihracatçılarımız başardı. Ekim ayında altın ve enerji hariç ihracatımız, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,6 oranında artışla 22,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Böylece ekim ayında aylık bazda Cumhuriyet tarihimizin en yüksek altın ve enerji hariç ihracat rekoru kırılmıştır. Böylece son 15 ayın 10’unda ayın Cumhuriyet tarihi rekorlarını kırdık. 2024 yılının ilk 10 ayında mal ihracatımız 209,7 milyar dolardan 216,4 milyar dolara yükseldi. Böylece bu yılın 10 ayında 6,7 milyar dolar mal ihracatımızı artırdık.” Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “”Ekonomimizde de güven endekslerinin giderek yükseldiğini görmekteyiz. 2024 yılı mal ve hizmet ihracat rakamları ile alakalı olarak olumlu ve güzel tabloları paylaşmış olacağız.” dedi.
Bakan Bolat, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ile Antalya’da düzenlediği basın toplantısında, ekim ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Konuşmasına TUSAŞ’taki terör saldırısını lanetleyerek başlayan Bolat, saldırıda hayatını kaybeden şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
TUSAŞ’ın savunma sanayisinde çok önemli başarılar elde ettiğine işaret eden Bolat, savunma ve havacılık sanayisinin 90 bini aşan istihdamı ve 12 milyar dolarlık yıllık üretimi,185 farklı ülkeye 5,5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren büyüklüğü ile Türkiye için çok önemli itibar ve saygınlık kazandırdığını söyledi.
Bolat, bu yıl da savunma sanayisinde en az 6,5 milyar dolarlık ihracat beklediklerini dile getirerek, 2002’de yüzde 20 düzeyinde olan yerlilik, kendine yeterlilik oranının, 2023’te yüzde 80’in üzerine çıktığını aktardı.
Dış ticaret açığındaki düşüşün, makroekonomik istikrara ve ekonomik büyümeye pozitif katkı verdiğinin altını çizen Bolat, şunları kaydetti:
“Bu yılın ilk 8-9 ayında olduğu gibi, ekim ayında da dış ticaretimizdeki dengelenmenin devam ettiğini görmek bizleri memnun ediyor. Bu başarı, küresel ekonomi ve Avrupa Birliği’ndeki büyük durgunluğa rağmen başarılmıştır. Önümüzdeki süreçte Avrupa ve ABD’deki faiz indirimleri ile beraber ülkemiz ihraç ürünlerine olan talebin daha da artacağına inanıyoruz. Eylül-ekim ayında ihracatta başlayan yükseliş ivmesinin kasım-aralık aylarında da devam edeceğini ümit ediyoruz. 2024 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 2,5’lik büyümenin 1,3 yüzde puanı net mal ve hizmet ihracatından gelmiştir. Ekonomimizde güven endekslerinin giderek yükseldiğini görmekteyiz.”
“İthalatta azalma trendi devam ediyor”
Ekim ayında eylül ayında olduğu gibi altın ve enerji ihracatındaki aşağı yönlü seyrin devam ettiğini belirten Bolat, kasımdan sonra buradaki seyrin yeniden bu rakamların yukarı yönlü olmasını beklediklerini anlattı.
Bakan Bolat, ithalatta azalma trendinin devam ettiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Ekim ayı ithalatı yüzde 0,1 azalışla 29 milyar 364 milyon dolar olarak gerçekleşti, 43 milyon dolarlık bir gerileme var ama ihracatımız 800 milyon dolar artınca aylık dış ticaret açığımızdaki azalma devam ediyor. 2024 Ekim ayında, dış ticaret açığımız ise yıllık bazda yüzde 13 azalış ile 5,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2023 Ekim ayında 6,6 milyar dolarlık dış ticaret açığı kaydedilmişti. Son 15 ayın 12’sinde dış ticaret açığımızın azaldığını görüyoruz. 2024 Ekim’de, ihracatın ithalatı karşılama oranında 3 puanlık bir artışla yüzde 80,4’e yükselmiş bulunuyoruz. 10 aylık ithalatımız yüzde 7,2’lik azalışla 282 milyar dolara geriledi.”
Bolat sözlerine şöyle devam etti:
“İlk 10 ayda mal ithalatında yaklaşık 22 milyar dolar tasarruf sağlamış bulunuyoruz. Dış ticaret açığı, 2024 yılı ilk 10 ayında yüzde 30,4 azalışla 65,6 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. 2023 yılının ilk 10 ayında dış ticaret açığı 94,3 milyar dolar idi. Hedefimiz bu açığı 80 milyar dolatın altında tutabilmek. İhracatın ithalatı karşılama oranı 8 puana yakın artışla yüzde 69’dan yüzde 76,7’ye yükseldi. 2024 yılının ekim ayında yıllıklandırılmış ihracatımız yüzde 3,1 artış ile 262,3 milyar dolar olmuştur. Bu da Cumhuriyet tarihinin rekor rakamı konumundadır.”
“Yıllıklandırılmış ithalatı 340 milyar dolara düşürdük”
Bakan Bolat, yıllıklandırılmış ithalatta geçen yıl ekimde 367,2 milyar dolarlık ithalat bulunduğunu anımsatarak, şu an 340 milyar dolara düştüğünü söyledi.
Ekim ayı itibarıyla son 12 ayda yıllıklandırılmış dış ticaret açığının, geçen yılın aynı ayına göre 35,1 milyar dolar azalarak 77,7 milyar dolar olduğunu bildiren Bakan Bolat, 2024 yılının ekim ayında yıllıklandırılmış ihracatın ithalatı karşılama oranının ise yüzde 77,2 olduğunu dile getirdi.
Bolat, “Bu rakamlar döviz ihtiyacımızın azaldığı anlamına geliyor, döviz sorunun şu an için ortadan kalktığını gösteriyor. Merkez Bankamızın brüt ve net rezervlerinin hızla arttığını biliyoruz. Dün gece Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunu yükseltti, son 1 yıl içinde yaklaşık bütün kredi derecelendirme kuruluşlarından 2’şer defa not artışı sağlanmış oldu. İnşallah 2 ay sonra buluştuğumuzda, 2024 yılı mal ve hizmet ihracat rakamları ile alakalı olarak olumlu ve güzel tabloları paylaşmış olacağız.” ifadelerini kullandı.
“Ekim ayı itibarıyla hizmetler ihracatımızın son 12 ayının 112,5 milyar dolara çıkacağını tahmin ediyoruz”
Hizmetler ticaretinin de parlayan bir sektör olduğuna dikkati çeken Bolat, geçen yılın 106 milyar hizmet ihracatı ile kapandığını anımsattı.
Bolat, “Bu yıl için 110 milyar dolarlık bir hizmet ihracatı hedefi belirlemiştik, bu rakamın ekim ayı ödemeler dengesi tablosu açıklandığında 97 milyar dolar ilk 10 ayda hizmet ihracatı bekliyoruz. Geçen yıl 56 milyar dolar fazla veren hizmetler dış ticaretinde ekim ayı itibarıyla hizmetler ihracatımızın son 12 ayının 112,5 milyar dolara çıkacağını tahmin ediyoruz. Orada da hedefimizi aşacağız.” diye konuştu.
Dış ticarette cari işlemler açığının azaldığını hatırlatan Bolat, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bununla sevinmek yerine, ‘Tüketim malları ithalatı artıyor.’ deniyor. Bakıyoruz orada, altın ihracatı yapmak isteyenlerin, bir kısım mücevher şeklinde yarı mamul getirme yoluyla bir rakamda artış olduğunu görüyoruz. Bunu tüketim malları ithalatı artıyor şeklinde söyleyerek hepimizin başarısını gölgelemeye çalışmak beyhude. Bunun yanında ‘ekonomi yavaşladı da bunlar oldu’ deniyor ama ekonomi yavaşladı ama bir dengeleme, ayarlama süreci yaşanıyor. Dış ticaret açığı azaldı mı, döviz dengelendi, kur patlaması yok, Merkez Bankasının kasası dolu. Bunlarla sevinmek varken hep olumsuzluk arayanlara bunları söylüyorum.”
“Mesela cari işlemler açığı sorun olmaktan çıktı. 2024 yılı ocak-ağustos döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 75,2 azalışla 9,7 milyar dolar olarak kaydedildi.” yorumunu yapan Bolat, ” Yıllıklandırılmış bazda cari işlemler açığındaki iyileşmenin 2024 genelinde devam etmesini bekliyoruz. 2024 yılı ekim ayında yıllıklandırılmış cari işlemler açığının 9-10 milyar dolar aralığına kadar gerilemesini tahmin ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, AB’ye ocak-ekim döneminde 90,2 milyar ihracat yapıldığına dikkati çekerek, “Balkan ülkelerine 22 milyar dolar ihracatımız var. Bu yıl Bulgaristan’a ihracatımızda önemli bir artış var. Ocak- Ekim döneminde en fazla ihracat yaptığımız ilk beş ülke ise sırasıyla Almanya, ABD, Birleşik Krallık, Irak ve İtalya olmuştur. İngiltere’ye ihracatımıza 2,3 milyar dolar artış var, Suudi Arabistan’a ihracatımız hızla artıyor.” değerlendirmesini yaptı.
Bolat sözlerini şöyle tamamladı:
“Azalışlarda birinci sırada İsrail var. İlk dört ayın verileri ile yüzde 67 azalış gözüküyor ama 2 Mayıs’tan bu yana İsrail’le bir dolarlık ticaret yapılmadı. Ama Filistin tarafı ile Filistin devletine yönelik olarak, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının resmi olarak talep ettiği ürünlerde, ihracat iznini, varış yeri Filistin, alıcısı Filistinliler olmak kaydıyla, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının kontrolünde veriyoruz. Filistin’de yaşayan 6 milyon insanın, 7 Ekim’den önce ithalatının yüzde 25’ini Türkiye’den yaptığını düşündüğümüzde Filistin devletinin ekonomik, ticari taleplerine sessiz kalmıyoruz. Filistin’e dünyada en fazla yardım eden ve tutunmasını sağlayan ülke Türkiye olmuştur.”
Bakan Bolat, verilerin açıklanmasının ardından basına kapalı gerçekleşen TİM Çalıştayı’na katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Senegal Cumhurbaşkanı Bassirou Diomaye Diakhar Faye’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde törenle karşıladı.
Senegal Cumhurbaşkanı Faye, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Senegal Cumhurbaşkanı Faye, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Senegal bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren iki lider, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, T625 GÖKBEY Helikopter Teslimat Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Savunma sanayimiz, 3 bin 500’ü aşkın firması ve 90 bini aşkın çalışanıyla Türkiye ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörler arasında yer alıyor. İnsansız hava aracı pazarında, dünyanın açık ara en büyük üreticisiyiz. 2018’den bu yana dünya genelindeki silahlı İHA satışlarının yüzde 65’ini TUSAŞ’ın da aralarında olduğu Türk şirketleri gerçekleştirdi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi (TUSAŞ) tesislerinde T625 G-GÖKBEY Helikopter Teslimat Töreni’ne katıldı.
Jandarma Genel Komutanlığının ihtiyacını karşılamak üzere geliştirilen GÖKBEY’in teslimatı için TUSAŞ’ta olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in 101. yıl dönümünde, bu anlamlı törende bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
Vatandaşların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Ekim’de TUSAŞ’a yönelik düzenlenen hain terör saldırısında şehit olan beş kişiye Allah’tan rahmet diledi.
İsimleri tarihe ve milletin kalbine tek tek nakşedilen mühendis Zahide Güçlü Ekici, teknisyen Cengiz Coşkun ve Hasan Hüseyin Canbaz’ı, güvenlik görevlisi Atakan Şahin Erdoğan ve taksi şoförü Murat Arslan’ı şükranla yad eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im şehitlerimizin ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum” dedi.
“TUSAŞ ÇALIŞANLARIMIZIN DİK VE DİRAYETLİ DURUŞU HER TÜRLÜ TAKDİRİN ÜZERİNDEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör eyleminde yaralanan 22 kişinin çoğunun taburcu edildiğini belirterek, tedavileri süren 3 kişiye Allah’tan acil şifalar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz, ilahi mesajda buyrulduğu üzere, şehitlerin ölüler olmadığına, onların diri olduğuna tüm kalbimizle inanıyoruz. Aziz şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine, onların fedakarlıklarıyla, onların hatıralarıyla vatanımızda huzur ve güven içinde yaşıyoruz. Burada şunu büyük bir iftiharla söylemek isterim, şehitlerimizin yakınlarının vakar, sabır ve metanetini gördükçe, nasıl asil bir milletin ferdi olduğumuzu çok daha iyi anlıyoruz. Aynı şekilde TUSAŞ çalışanlarımızın, yaşadıkları terör saldırısına rağmen dik ve dirayetli duruşu, her türlü takdirin üzerindedir. ‘Hainlere inat, daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz’ diyerek bu milletin yiğitliğini, cesaretini ve korkusuzluğunu tüm dünyaya bir daha gösteren TUSAŞ’ın siz kahramanlarına, Türkiye Cumhurbaşkanı olarak, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.”
“TERÖRİSTLERE NEFES ALDIRMIYORUZ”
TUSAŞ’taki herkesin, şehitlerden devraldığı emaneti layıkıyla taşıdıktan sonra gelecek nesillere çok daha güçlü bir şekilde devredeceğinden şüphe duymadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şunun da bilinmesinde fayda görüyorum, bu tür hain saldırılar, bizim terörle mücadeledeki azim ve kararlılığımızı asla kıramaz, geriletemez, bizi yolumuzdan geri çeviremez. Ülkemize yönelik terör tehdidini kaynağında bertaraf etme noktasında asla rehavet içine girmeyiz. İster sınırlarımız dahilinde ister sınırlarımız ötesinde olsun, nerede ülkemize yönelik bir tehdit unsuru tespit edersek, onu ortadan kaldırmaktan bizi kimse alıkoyamaz. Bunun için uhdemizde bulunan tüm imkânlardan, tüm araçlardan, terörü sona erdirecek her türlü vasıtayı devreye almaktan da çekinmeyiz.”
Son yıllarda yeni terörle mücadele konsepti sayesinde bölücü terör örgütüne çok ağır darbeler indirildiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sınırlarımız ötesinde yuvalanan teröristlere nefes aldırmıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pençe-Kilit Harekatı’yla Irak sınırının güvenliğini tahkim ettiklerini belirterek, Suriye’ye gerçekleştirilen operasyonlarla da güneydeki terör yapılanmasını sınır şehirlerinden uzaklaştırdıklarını söyledi.
“DEVLETİMİZ, KATİL SÜRÜLERİNDEN DE BUNLARIN TASMASINI ELİNDE TUTAN AĞABABALARINDAN DA DAHA GÜÇLÜDÜR”
“Terörün olmadığı bir ülke ve bölge hedefimize ulaşana kadar, inşallah, bu mücadeleyi sabırla devam ettireceğiz. Elbette bunu yaparken, terör baronlarının ve onları taşeron olarak kullanan patronlarının oyununa gelmeyeceğiz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “40 yıllık tecrübemiz bize terörün asıl gayesinin milletimizin ezeli ve ebedi kardeşliğini dinamitlemek olduğunu öğretmiştir. Bunun önüne ancak, iç cephemizin mukavemetini artırarak geçebiliriz. 85 milyon birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde asırlardır olduğu gibi inşallah daha nice yüzyıllar boyunca bu topraklarda yan yana barış ve huzur içinde yaşayacağız. TUSAŞ çalışanlarımızın bir konuda gönüllerini ferah tutmalarını istiyorum, bu tür kalleş ve hain eylemler, bölücü örgütün son çırpınışlarıdır. Ne bölgemizin ne de ülkemizin geleceğinde teröre, şiddete asla yer yoktur ve olmayacaktır. Devletimiz, katil sürülerinden de bunların tasmasını elinde tutan ağababalarından da daha güçlüdür, hepsinin hakkından gelecek, hepsini tepeleyecek kudret ve kuvvete Allah’ın izniyle ziyadesiyle sahiptir. Suriye ve Irak’taki terör yuvalarını bölücü alçakların başlarına geçirerek, şehitlerimizin kanını yerde koymadık.”
“KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI’NDA DIŞA BAĞIMLI OLMANIN SAKINCALARINI, HEM DE ACI BİR ŞEKİLDE TECRÜBE ETTİK”
TUSAŞ’ın, Türk savunma sanayinin nasıl badireler atlattığının, hangi zorluklarla, hangi engellerle karşılaştığının en canlı şahitlerinden biri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Gazi Mustafa Kemal’in başlattığı sanayi hamlesinde savunma sanayisinin de bulunduğunu hatırlattı.
Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre, Nuri Demirağ ve Nuri Killigil gibi müteşebbislerin gayretlerinin bugün bile hayranlıkla hatırlandığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ancak bu vizyoner çabaların, içeriden ve dışarıdan birileri tarafından nasıl akamete uğratıldığını da hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye, çok erken başladığı, ilk etapta çok önemli mesafe de aldığı bu yarıştan maalesef kopartılmıştır. Savunma sanayi alanında ülkemiz neredeyse tamamen dışa bağımlı hâle gelmiştir. Kıbrıs Barış Harekâtı’nda dışa bağımlı olmanın sakıncalarını, hem de acı bir şekilde tecrübe ettik. Önce tehditle başlayan ardından ambargoyla devam eden süreç, ülkemiz için kendine yeten bir savunma sanayinin önemini göstermişti. Halkımızın desteğiyle kurulan silahlı kuvvetlerimizi güçlendirme vakıfları eliyle hayata geçen Aselsan, TUSAŞ, Havelsan, sonrasında Roketsan gibi kurumlar bu sürecin ürünleridir. Merhum Erbakan Hocamızın bu kurumların ülkemize kazandırılmasında gerçekten emsalsiz katkıları olmuştur. 1985’te rahmetli Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı kuruldu. 2004’teki Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısı, millî savunma sanayimiz açısından bir dönüm noktası teşkil etti.”
“SAVUNMA SANAYİ YERLİLİK ORANI YÜZDE 80’LERİ GEÇTİ” Bundan sonra dışarıdan hazır alımlar yerine ülkenin ihtiyacı olan ürünleri yerli ve millî imkânlarla geliştirmeye, yerelden temin etmeye ağırlık verdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun müspet sonuçlarını da gördük ve görüyoruz. Uyguladığımız politikalarla yüzde 20’lerde olan savunma sanayi yerlilik oranı, bugün yüzde 80’leri aştı. Bini aşkın yerli savunma sanayi projesi ve 100 milyar dolarlık proje portföyü ile bu alanda kendi kendine yeten bir ülke konumuna geldik” dedi.
Savunma sanayinin 3 bin 500’ü aşkın firma ve 90 bini aşkın çalışanıyla Türkiye ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörler arasında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsansız Hava Aracı pazarında dünyanın açık ara en büyük üreticisiyiz. 2018’den bu yana dünya genelindeki silahlı İHA satışlarının yüzde 65’ini TUSAŞ’ın aralarında olduğu Türk şirketleri gerçekleştirdi. Bakınız, daha önce bize silah verenler, attığımız kurşunların çetelesini tutar, kimi zaman da bunun hesabını sorardı. Toplu iğne yapamıyorduk. Nerelerden nerelere?” ifadelerini kullandı.
Teröre karşı yürütülen mücadelede sürekli engellerle karşılaşıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun artık kendi geliştirdiğimiz silahları kullanarak tüm bu sorunları aştık, aşıyoruz. Artık İHA’mız var mı? Var. SİHA’mız var mı? Var. AKINCI’mız var mı? Var. KIZILELMA’mız var mı? Var oğlu var” dedi.
“ÇELİK KUBBE’Yİ YAPACAĞIZ”
Türkiye’nin millî güvenliğine dair konularda adım atarken artık kimsenin icazetini aramadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tabii bununla yetinmeyeceğiz. Önümüzdeki dönemde İHA ve SİHA’ların yanı sıra, insansız ve otonom deniz araçlarından denizaltı platformlarına ve uçak gemilerine kadar çeşitli muharip deniz platformlarının geliştirilmesine ağırlık vereceğiz. Katmanlı hava savunma sistemlerimizin güvenliğimiz açısından ne kadar hayati önemde olduğu bugün çok daha iyi anlaşılıyor. Terörist sızmaların engellenmesinden hasım unsurlardan gelebilecek taarruzların önlenmesine birçok asimetrik tehdidin bertaraf edilmesinde katmanlı hava savunma sistemlerimizin güçlendirilmesine ihtiyacımız var. Sistemler Sistemi, adamın nesi var? ‘Kubbe’ de ‘Kubbe’ diyor. Onların Demir Kubbe’si varsa biz de dedik ‘Bizim Çelik Kubbe’miz olacak.’ Çelik Kubbe’yi yapacak mıyız? Yapacağız. Onlara bakarak, ‘Bizde neden yok?’ demeyeceğiz. Bu süreçte uzun menzilli füze kabiliyetlerimizi de arttıracağız. Dosta güven aşılayan, düşmanlara korku salan bir caydırıcılığa ulaşıncaya kadar hiçbir alanı ihmal etmeden hep birlikte çalışacağız.”
Türkiye’nin havacılık ve uzay sanayii çalışmalarındaki öncü kuruluşu olan TUSAŞ’ın son yıllarda geliştirdiği ürünlerle sadece güvenlik birimlerinin değil, dost ve kardeş ülkelerin de kapasitesini güçlendirdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TUSAŞ’ımızın göğsümüzü kabartan projelerinin sırrı, kurumlarımız arasında giderek artan yakın iş birliği ve koordinasyondur. Kurumlarımız arası eşgüdüm ve anlayış birliği güçlendikçe, işte bugün burada olduğu gibi oyun değiştiren projeler ortaya çıkıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2013 yılında tasarım, geliştirme ve test faaliyetleri başlayan GÖKBEY helikopteriyle ne kadar iftihar etseler az olacağını ifade ederek, şunları söyledi: “Tabii GÖKBEY’in hikayesini bizim için daha anlamlı ve özel kılan, Şehit Mühendis Zahide Güçlü Ekici’nin bu projede yer almasıdır. Merhume Zahide kardeşimiz, 2021 yılından itibaren Helikopter Alt Sistem Yerlileştirme ve Tedarik birimlerinde lider mühendis olarak çalışmıştır. Bugün, Jandarma Genel Komutanlığımıza teslim edeceğimiz GÖKBEY helikopterimizle inşallah Zahide kardeşimizle birlikte diğer şehitlerimizin de ruhlarını şad edeceğimize inanıyorum.”
“20 ADET GÖKBEY’İN TESLİMATI 2026 İÇİNDE TAMAMLANACAK”
GÖKBEY helikopterlerinin Jandarma Genel Komutanlığında personel taşıma, kargo, hava ambulans, arama-kurtarma ve eğitim faaliyetlerinde kullanılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “GÖKBEY helikopterimizin ilk teslimatını gerçekleştiriyoruz. Seri üretim sözleşmesi kapsamındaki 2 adet helikopterin teslimatları da yıl sonuna kadar yapılacak. Buna ilave olarak, Kara Kuvvetleri Komutanlığımıza 7, Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza 4, Jandarma Genel Komutanlığımıza 3, Emniyet Genel Müdürlüğümüze 3, Sahil Güvenlik Komutanlığımıza 3 olmak üzere toplamda 20 adet GÖKBEY helikopterinin teslimatı 2026 yılı içinde tamamlanacak. Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın ihtiyaçları için ilave 57 adet GÖKBEY helikopterinin seri üretimine yönelik planlamalar devam ediyor. Bununla birlikte, 2026 yılı başından sonra hâlihazırda Sağlık Bakanlığı için üretimi devam eden ambulans helikopterler de teslim edilecek. Önümüzdeki dönemde 100’den fazla GÖKBEY ihtiyacına yönelik tedarik planlaması sürüyor. Öte yandan, TEI firmamız tarafından geliştirilen TS1400 motoru ile GÖKBEY helikopterimizin ilk uçuşu 2023’te gerçekleştirildi. 2028 yılından itibaren GÖKBEY helikopterlerimizin teslimatlarını inşallah bu motorumuzla yapacağız.”
“EMPERYALİSTLERE İNAT DAHA FAZLA GELİŞTİRECEĞİZ”
“Savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hayalimizi gerçeğe dönüştürünceye kadar bize durmak, dinlenmek, nefeslenmek yok” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hainlere inat daha fazla çalışacağız. Alçaklara inat daha fazla üreteceğiz. Emperyalistlere inat daha fazla geliştireceğiz. İçerdeki ve dışardaki bedhahlara inat çok daha ileri konumlara geleceğiz. Türkiye Yüzyılı’nı inşa edene kadar azimle, sabırla ve kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Bu düşüncelerle teslimatı gerçekleşen ilk GÖKBEY helikopterimizin Jandarma Genel Komutanlığımız başta olmak üzere, ülkemize ve savunma sanayimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum.”
Proje kapsamında görev alan Savunma Sanayii Başkanlığı’nı ve TUSAŞ çalışanlarını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalleş terör eyleminde şehit olanlara Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehitler ile TUSAŞ’taki terör saldırısında şehit olanlar için saygı duruşunda bulunulan törende, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, dua edip Kuran’ı Kerim tilaveti gerçekleştirdi.
GÖKBEY’in anlatıldığı video gösteriminin yapıldığı törende, TUSAŞ’a yönelik terör saldırısında şehit olanların fotoğrafları ile “Daha çok çalışacağız, daha çok üreteceğiz” pankartı da yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, helikopteri yakından inceledi, helikopterin gövdesine imza attı ve TUSAŞ’a yönelik terör saldırısında hayatını kaybeden mühendis Zahide Güçlü Ekici’nin ismini yazdı.
Anı defterini de imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kokpite geçti ve yetkililerden helikoptere ilişkin bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra, Jandarma Genel Komutanlığı envanterine alınan GÖKBEY helikopterinin uğurlama törenine katıldı.
Törende, HÜRKUŞ, HÜRJET ve ANKA 3 de gösteri geçişi yaptı, ardından GÖKBEY helikopterleri havalandı. GÖKBEY’in jandarma pilotu, tören alanındakilere telsizden seslenerek, “GÖKBEY sadece bir helikopter olmanın ötesinde bir ulusun hayallerini gerçekleştirmek için attığı cesur bir adımdır. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz” ifadelerini kullandı. Geçiş sırasında GÖKBEY’lere ATAK helikopterleri eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 101. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde tebrikleri kabul etti.
Törende; TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti TBMM Grup Başkanı Abdullah Güler, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, Sayıştay Başkanı Metin Yener, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ve kuvvet komutanları, TBMM üyeleri, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Hakkı Susmaz, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Ankara Valisi Vasip Şahin, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, kamu kurumlarının yöneticileri, Ankara’da görevli büyükelçiler, yabancı misyon şefleri, uluslararası kuruluşların temsilcileri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bayram tebriklerini sundu.
Törende, başkentte görevli çeşitli rütbelerden askerî personel de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tebriklerini iletti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 101. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde Anıtkabir’de düzenlenen törene katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Aslanlı Yol’un başındaki yerini almasının ardından başlayan törende, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, yüksek yargı organlarının başkanları, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, kuvvet komutanları, siyasi partilerin temsilcileri ve diğer devlet erkânı da Aslanlı Yol’dan geçerek mozoleye çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Atatürk’ün mozolesine üzerinde ay yıldız bulunan çelengi bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
Daha sonra Misak-ı Millî Kulesi’ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, deftere yazdığı metni okudu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel deftere yazdığı metinde şu ifadelere yer verdi:
“Aziz Atatürk, bugün bizlere emanetiniz olan, milletimizin en büyük eseri aynı zamanda iftihar kaynağı olan Cumhuriyetimizin 101. yıl dönümüne ulaşmanın haklı sevincini yaşıyoruz.
Bu gurur günümüzde, ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında yaşayan tüm vatandaşlarımızın, kalbi bizimle çarpan tüm soydaşlarımızın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik ediyorum. Bu vesileyle Zat-ı Alinizi, silah arkadaşlarınızı ve aziz şehitlerimizi bir kez daha şükranla yâd ediyorum.
Bölgemizde sınırların bir asır evvel olduğu gibi yine kan ve gözyaşıyla çizilmek istendiği bir dönemde vatanımızın bekasını, milletimizin güvenliğini korumak için her türlü tedbiri alıyoruz.
Millî Mücadele’nin, Cumhuriyetin ilanıyla taçlanmasını sağlayan birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhu bu süreçte bizlere rehberlik etmekte, yolumuzu bir fener misali aydınlatmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti emin ve ehil kadroların riyasetinde maziden atiye uzanan muazzez yolculuğunu her zamankinden çok daha kararlı bir şekilde sürdürmektedir.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.