Connect with us

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT ortak yayınına katıldı

Avatar

HABER BURADA

on

TRT-1 ve TRT Haber’de “Cumhurbaşkanı Özel Yayını”na katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, moderatörlüğünü Canan Yener Reçber’in üstlendiği yayında gazeteciler; Betül Soysal Bozdoğan, İdris Kardaş ve Okan Müderrisoğlu’nun Türkiye ve dünya gündemine dair sorularını cevapladı.

Üçüncü çeyrek büyümesinin beklentilerin üzerinde gerçekleştiği belirtilerek, “Yılsonu nasıl bir büyüme ile kapatmayı hedefliyor Türkiye? Özellikle de dünyadan yine pozitif ayrışmayı başarabilecek miyiz?” soruları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel salgın döneminde her şeyden önce Türkiye’nin özellikle bu üç çeyrekte de çok farklı bir ayrışma ortaya koyduğunu ve yılsonu itibarıyla da bu pozitif ayrışmayı devam ettireceğine inandığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu zaten sadece biz değil OECD, onlar da aynı şekilde söylüyorlar” ifadesini kullandı.

Yılın ilk yarısında güçlü büyüme performansı sergileyen Türkiye ekonomisinin, üçüncü çeyrekte de bu görünümünü koruduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tabii bu beklentileri de aşarak böyle bir konuma gelmiş olması da özellikle böyle aç kurtlar gibi bekleyenleri de şaşırttı. Hâlbuki biz şaşırmadık. Çünkü biz, gerek ikinci çeyrekte gerekse üçüncü çeyreğin sinyalini zaten ikinci çeyrekten aldık ve sonunda da inşallah bizim beklentimiz, yani biz 10’u bulacağız, ondan şüphemiz yok. Bu konuyla ilgili olarak da şu anda performansta, özellikle üzerinde durduğum, hep söylüyorum, diyorum ki faizi düşürmek suretiyle biz yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme ve bu dört tane ana başlık bize büyümeyi getirecek. Bizim tahminimiz, asgari 10 ama bu 10’un üzerine de çıkabilir ki bazı dostlarla yaptığımız özel görüşmelerde de onlar, ‘yani bu 10’un üzerine de çıkabilir’ düşüncesini bizlerle paylaşıyorlar. Ben de yadırgamıyorum. Hatta hatta yani bu yılsonu itibarıyla enflasyonda da kendisini zaten gösterecek. Buna da inanıyorum. Hep söylüyorum ya faiz sebep enflasyon neticedir. Faizi şu anda düşürüyoruz ve enflasyonun da inşallah düştüğünü hep birlikte göreceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, AK Parti Meclis Grup Toplantısı’nda gösterilen, icraatlara ilişkin videonun ekranlara getirilmesinin ardından, salgının da etkisiyle enflasyonun küresel boyutta arttığı dile getirilerek, “Üreten kesim açısından bu sürecin yönetilebilir kılınması için bir paketiniz, bir programınız, bir çalışmanız var mı?” sorusu yöneltildi.

“Böyle bir şeyin olmaması mümkün mü? Tabii ki var” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki önemli destek paketi hazırladıklarını bildirdi. Bunlardan birinin ilave istihdama destek paketi, diğerinin imalata dayalı ithal ikamesi destek paketi olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “19 yıldır, nasıl sanayicisinden esnafına ve dar gelirlisine kadar milletimizin her kesiminin yanında durduysak, bu süreçte de hiç kimseyi yalnız bırakmadık, bırakmayacağız ve ihmal etmedik, ihmal de etmeyeceğiz. Çünkü bu millet ile biz iktidar olduk. ‘AK Parti milletin partisidir’ dedik ve böyle yürüdük. Tabii bizim şu anda ilave istihdama destek paketimiz nedir diye sorarsanız, küçük ve orta ölçekli işletmelerimize yönelik 50 kişinin altında çalışanı olan firmalarımıza istihdama katkıları sebebiyle her yeni istihdam için 100 bin liraya kadar kredi garanti fonu kefaletiyle krediye erişim imkânı sağlıyoruz. Bu paketten İŞKUR aracılığıyla faydalanmak isteyen işletmelerimizin Sosyal Güvenlik Kurumu işçi ve işveren payları, 12 ayın sonuna kadar kredi faizlerinden düşülecek. Böylece yeni istihdam yapacak işletmelerimize faizsiz kredi imkânı sunmuş olacağız ki amacımız kısa sürede 11 bin firmamızın toplam tutarı 10 milyar lirayı bulan bu krediden faydalanmasını sağlayarak, 50 bin yeni istihdamın önünü açmak.

Bunun yanında bir de imalata dayalı ithal ikamesi destek paketimiz var ki bu paketle de uzun vadeli kredi imkânı oluşturarak, üretime ve ihracata öncelik veren yatırımları destekliyoruz, destekleyeceğiz. Özellikle 3, 4, 5 ve 6. teşvik bölgelerinde yer alan 58 ilimiz ile ilçelerinde yatırım yaparak, istihdam oluşturacak girişimcilerimize bir müjdemiz var. Onu da bu akşam açıklayalım. Bu girişimcilerimizin hazine destekli kredi garanti fonu kefaletiyle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın vereceği 7 puana kadar faiz desteğiyle yatırım yapmalarının önünü açıyoruz. Toplam tutarı 10 milyar lirayı bulan bu destekten hamle programı kapsamında diğer illerimiz de faydalanabilecektir. İşletmelerimize, girişimcilerimize bu akşam buradan hayırlı olsun diyoruz.”

Yeni ekonomi modeline ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, zengini zengin yapan modelin faizcilik olduğunu belirterek, faizin zengini daha zengin, fakiri daha fakir yaptığını söyledi.

“KUR, FAİZ, ENFLASYON SARMALINDA YAŞAMAYACAĞIZ VE YATIRIMI, ÜRETİMİ ENGELLEMELERİNE DE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin ne zaman yüksek faiz kıskancından çıkmak için adım atsa döviz kuru üzerinden manipülatif bir baskıyla karşı karşıya kaldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin bu yolla bir cendereye sokulmak istenmesi, bizim tarafımızdan engellenmiştir. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Burada ifade ettiğimiz oyun şu, bir defa kur, faiz spekülasyonu ile karşı karşıyayız dolayısıyla bu spekülasyonu ancak biz engelleriz” diye konuştu.

Yüksek faiz kazancı için kısa vadeli olarak ülkeye giren küresel fonlar olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sıcak paranın döviz kurunu geçici olarak düşürebileceğini, bunun ideal olan bir durum olmadığını kaydetti.

Bir süre sonra bu fonların yüksek faiz kazancını alıp düşük kurdan tekrar dövize dönerken kurun yeniden yükseleceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yükselen kuru düşürmek için her seferinde daha yüksek faiz vermek gerektiğini belirtti. Erdoğan, sürekli tekrarlanan bu sürecin, ülkenin kaynaklarını küresel sermaye aktaran ve ekonomiyi bağımlı hâle getiren bir kısır döngü olduğunu, şu anda da bunun yaşandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Kur, faiz, enflasyon sarmalına böyle sokulduk. Biz de diyoruz ki, ‘biz kur, faiz, enflasyon sarmalında yaşamayacağız ve yatırımı, üretimi engellemelerine de müsaade etmeyeceğiz.’ Büyümeyi istikrarsız hâle getirmelerine müsaade etmeyeceğiz ve biz bu sarmaldan çıkacağız. Bu tezgâhın bozulmasını istemeyenler, kur manipülasyonu ile bizi yeniden bu oyuna çekmek istiyorlar.

Küresel finans çevreleri ve içerdeki iş birlikçileri bu kez bunu başaramayacaklar. Şimdi özellikle de maliyet enflasyonu denilen bir tez var. Sıkıntı bu değil mi? Yani sanayicinin, yatırımcının en önemli engeli nedir? Maliyet enflasyonudur. Çünkü maliyetler ne kadar yükselirse onun yatırımdaki gücü de o kadar azalır. Biz tam aksine istiyoruz ki yatırımda bunun gücünü artıralım. Ondan sonra da uluslararası ihracatta o yatırımcı ne yapsın? Yarışa çok daha güçlü bir şekilde girsin.”

“TÜRKİYE’NİN EKONOMİK VERİLERİ ZAYIF DEĞİL”

Türkiye’nin özellikle temel göstergelerinin ekonomide çok güçlü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dışardan birilerinin bunu zayıf göstermenin gayreti içine girdiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ekonomik verilerinin zayıf olmadığını, gayet iyi durumda bulunduğunu belirterek, “Ülkemiz, artık bu kısır döngüyü kırma noktasına gelmiştir ve buradan geriye dönüş de yoktur. Biz, buradan geriye dönmeyeceğiz. Salgın sonrası dünya ekonomisinde oluşan yeni dengeler de bu süreci hızlandırmıştır” diye konuştu.

Bu olayın sadece Türkiye’de olmadığını, Amerika, Almanya, İngiltere ve Hollanda’da bulunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, hepsinin bu ciddi kısır döngü içinde kıvrandığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bunlardan Türkiye olarak biz büyük oranda sıyrılmış vaziyetteyiz. Türkiye’nin güçlü ekonomik dinamiklerine güvenen yabancı yatırımcılar için uzun vadeli yatırımların artık zamanıdır. Nitekim son dönemde Türkiye ekonomisinin sunduğu bu fırsatları gören önemli yabancı yatırımcıların büyük ölçekli yatırımlar için harekete geçtiğini görüyoruz. Türkiye’ye uzun vadeli yatırım yapanlar her zaman kazanmıştır. Bundan sonra da kazanacaktır” değerlendirmesini yaptı.

Ceyhan’daki kimyevi ürünler üretme tesisinin 1 milyar 700 milyon dolarlık temelinin geçen günlerde atıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, buranın iki buçuk yıl içinde biteceğini ve yaklaşık 5 bin civarında bir istihdam olacağını söyledi. Erdoğan, bunun aynı zamanda Türkiye’nin cari açığını da ciddi anlamda aşağı çekeceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’deki sermayenin temsilcisi konumunda olan STK’nın burada kalkıp da bize cevap yetiştirmeye kalkması, bu da çok manidar. Onlara diyorum ki, ‘kamu bankaları eğer kredi istiyorsanız size kredi vermeye de hazır.’ Mevcut yatırımlarınızı gelin daha da güçlendirin. Sizlere krediyse kredi, vermeye de hazır. Bizim derdimiz var. Bizim derdimiz ne? Kur, faiz sarmalı değil. Tam aksine yatırım yapacak güçlü yatırımcıları biz arıyoruz. Yeter ki bize güven veren yatırımcı olsun. Bunun ismi şu olmuş bu olmuş önemli değil. Çünkü biz, yeni ekonomi modeliyle artık yüksek faiz verecek sıcak para çekme politikasını elimizin tersiyle itiyoruz. Düşük faizle yeni yatırımları, üretimi ve ihracatı destekleyeceğiz.

Onun için birinci derecede kamu bankalarının yöneticilerine hep onu söylüyorum. Bak diyorum, düşük faizle siz özel sektör bankalarıyla faiz noktasında yarışa girmeyeceksiniz. Tüm aksine düşük faizle siz yatırımcımızı teşvik edeceksiniz, onların yatırım yapmasını sağlayacaksınız, ardından bir sizden bir şey bekliyoruz istihdamı artıracaksınız.

İstihdamla beraber üretimi artıracaksınız, üretimle beraber uluslararası küresel sermaye ile ihracatta yarışa gireceksiniz. Şu anda ihracatta gayet iyi konumdayız. Çok çok iyi konumdayız. Şu anda 215-220 milyar dolarlara çıktık, yılsonuna kadar bu 220’nin üzerine çıkacak. Bunlar Türkiye’nin ihracattaki rekoru.”

“Çok zor bir model değil mi bu? Ülkeyi daha da güçlendirecek daha da kalıcı bir gelişmeye ve büyümeye götürecek bir model. Fakat aynı zamanda bir siyasetçi için de bu bir risk değil midir? Sizden önceki başbakanlara baktığımızda bu model hiç denenmedi. Ne söylersiniz?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “Her yiğidin yoğurt yiyişi farklı. Benim de yakın çevremde birçok insan bunları geçmişte de savunmadılar. Hatırlayın, ‘biz 6 sıfırı atıyoruz’ dediğimiz zaman ‘Taksim Meydanı’nda anırırım’ diyenler vardı. Bunlar işte bazı köşe yazarlarıydı. Hatta en yakınımda olanlardan bile. ‘Şu anda işte o da siyasette kurmayacağım’ dediği hâlde bir partide kurdu. ‘Daha sonra, hayır altı sıfırı atacağız’ dedim. Ben başbakanım çünkü.

Şimdi de onlarla tabii övünüyor. İşte biz diyor altı sıfır artık.’ Ne sen attın? Başbakan olarak talimatı verdim ve altı sıfırı attık. Ondan sonra da onunla övünmeye başladı. Benzer birçok ekonomik kararların altında benim imzam var.

“İHRACATIMIZIN İTHALATIMIZI KARŞILAMA ORANI YÜZDE 90’LARA ULAŞTI”

Sen benim bir bakanımsın. Sen karar merci değilsin ki. Buna benzer birçok şeyler yaşadım. Şimdi bir yere geldik, artık cari açık verip bu açığı dış borçla finanse eden değil, döviz kazanıp cari fazla veren bir ekonomi olma hedefiyle hareket ediyoruz ve bu hedefe de çok yakınız. Döviz kurunda kalıcı istikrar, yüksek faizle kısa vadeli ödünç döviz çekerek değil, ihracat, turizm ve diğer hizmet gelirleriyle döviz kazanarak mümkün olabilir.”

Faizleri artırmanın çözüm olmadığının defalarca görüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek faizle sıcak para çekerek, döviz kurunu baskılayıp ithalatı ucuzlatmanın enflasyonla mücadele olmadığının altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize dayatılan yüksek faiz politikası o da yeni bir olay da değil. Yerli üretimi yok eden, üretim maliyetlerini artırarak, yapısal enflasyonu kalıcı hâle getiren bir modeldir. Bu model, sıcak para her çıktığında kur artışı ile enflasyonun yeniden tetiklendiği ve yeni faiz artırımlarının gündeme getirildiği sonu olmayan bir sarmaldır. Biz şimdi bu sarmala son veriyoruz. Bugün geldiğimiz noktada ihracatımızın, bu oran önemli, ithalatımızı karşılama oranı yüzde 90’lara ulaştı. Mesele bu” değerlendirmesini yaptı.

Turizmde hızla toparlanma süreci içinde olunduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mevsimde turizmde Rusya’dan ciddi bir turist akını yaşandığını söyledi.

Turistlerin bundan memnun olduğunu, Antalya’nın hiçbir mevsimde görülmeyen Rus turist çektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile olan dayanışmanın turist akınını da sağladığını kaydetti.

Türkiye’nin aylık olarak cari işlemler fazlası vermeye başladığını, bunun da önemli olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllık cari açığın da aydan aya hızla azaltıldığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki sene yıllık bazda da cari fazlaya geçeceğimiz anlaşılıyor ve buna da inanıyorum” dedi.

Millî Güvenlik Kurulu bildirisinde yer verilen ekonomi hedefi ve bunun ulusal güvenlik içindeki önemine ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik güvenliğin, ulusal güvenliğin bir parçası olduğunu söyledi.

Türkiye ekonomisinin güçlü olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, makro göstergeler ve son dönemdeki ekonomik performansın gayet iyi durumda bulunduğunu, bu gerçekler ışığında, döviz kurunda görülen son hareketlerin ekonomik temelinin olmadığını bildirdi.

“TÜRKİYE, FİNANS PİYASALARI ÜZERİNDEN EKONOMİK TEHDİTLERE PABUÇ BIRAKMAZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ha bunu anlayanlar var, anlamayanlar var. Üretimi, yatırımı, istihdamı, ihracatı ve bununla birlikte gelişen politikalarla ülkemizin giderek güçlenmesi ve bağımsız politikalar izleyebilecek duruma gelmesi, elbette bazılarını rahatsız ediyor. Düşünün, yani ana muhalefetin başındaki kişi bundan ciddi manada rahatsız oluyor. Neymiş? ‘Millî Güvenlik Kurulu, bu noktada bu konuların görüşüldüğü yer olamazmış.’ Yani hakikaten bu kişi, daha siyaseti anlamış değil, siyaseti bilmiyor, hâlâ aynı yerde. Yani SSK’yı batıran o zihniyet, o kafa hâlâ aynı yerde. Ya sen zaten SSK’yı batırdın. Sen değil misin ya Sosyal Sigortalar Kurumunun hastanelerinde insanların morglarda öldüğü dönemin sorumlusu sen değil misin? Rahmetli Savaş Ay’ın programını hiç unutmuyorum, adeta bununla dalga geçiyordu, Bay Kemal’le. ‘Siz buranın başındasınız. Yani bunun sorumlusu siz değil misiniz filan diye?’ O da topu başka yerlere atıyordu. Şu anda da aynı konumda. Hiç umurunda değil. Sorumlusu sensin. Millî Güvenlik Kurulu’nda bunları görüşmeyeceğiz de nerede görüşeceğiz? Millî Güvenlik Kurulu, bu işlerin en hassas noktada görüşüldüğü ve görüşüleceği yerdir. Bunu başka yere çekmenin anlamı değildir.

Şunu bir defa bilmesi lazım, Türkiye, eski Türkiye değildir. Türkiye, finans piyasaları üzerinden ekonomik tehditlere pabuç bırakmaz, geçti onlar. Reel ekonomimiz bu tehditleri tamamen boşa çıkaracak güç ve kabiliyettedir. Bunun rahatlığıyla adımlar atıyoruz ve bu tehditlere karşı da rahatlıkla durabiliyoruz. Algı operasyonları ile döviz manipülasyonları ile bizi zayıflatmak ve engellemek artık mümkün değildir. Bu tehditlerin farkında olduğumuzu, tehditler karşısında gereğini yapacak güçte ve kararlılıkta olduğumuzu, Millî Güvenlik Kurulu’nda da teyit etmiş olduk ve daha sonra açıklamamızı buna göre yaptık.”

Programda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 2016’da faizleri yüzde 1’e indiren kanun teklifinin gelmesi hâlinde destek vereceklerine ilişkin ifadelerinin yer aldığı video gösterildi. Videonun ardından, yapılan faiz indirimine muhalefetin eleştirisinin sorulması üzerine Erdoğan, faizin, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yaptığını, normal vatandaşın faiz sarmalı altında inim inim inlediğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bakın, ana muhalefetin başındaki zat ne diyor? ‘İndirin 1’e biz destekleriz.’ diyor. Ben aksini söylemiyorum ama benim şu anda tek başıma bu tür bir kararı alma yetkim var mı? yok. Hatta kendileri ne diyor, ‘Merkez Bankası bağımsız değil.’ Peki, Merkez Bankası bağımsız değil de sen bağımsız olmayan Merkez Bankasından randevu talep ettiğinde Tayyip Erdoğan bunu engelledi mi? Gidip Merkez Bankası’nı ziyaret ettikten sonra da yaptığın açıklamalar belli. Yani işin ahlaki boyutu da yok. İnsan böyle bir ziyareti yaptıktan sonra çıkıp dışarıda da tam böyle aksi, Merkez Bankası’nı yıpratacak açıklamalar, konuşmalar yapar mı? Bunları da yaptı ve şu anda da bunu söylüyor. 2016’dan bu yana bunları tekrar tekrar söyledi. Zaten yanındaki sözcü olan zat da aslında iyi bir faizcidir. İsim vermeye gerek yok, anlıyorsunuz zaten. Kendisi ise bu işlerden zaten anlamaz. Fakat çok açık, net söylüyorum, biz inşallah seçim öncesine kadar ciddi manada faizin düştüğünü, kuru tetikleyen yüksek faizin düşüşü sebebiyle kurda da ciddi bir olumlu iyileşmenin olduğunu hep birlikte göreceğiz. Buna enflasyon da dâhil.”

“Enflasyon neticedir, faiz sebeptir” tezini tekrarlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun neticesiyle görüleceğini ancak bununla ilgili bir takvim veremeyeceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin faiz indirimi konusundaki itirazlarının, kendilerinin doğru yolda olduğunu teyit ettiğini belirterek, “Ama hemen çark ederler mi? Onu bilemem. Onlar etse de etmese de ben tezimin savunucusuyum ve küresel sermayenin dünyadaki geldiği yer ortadadır, faizler dünyada ortadadır, enflasyon dünyada ortadadır” dedi.

“DERDİMİZ YATIRIMLARI VE YERLİ ÜRETİMİ DESTEKLEMEK VE ARTIRMAK”

Bu tezini, özellikle kapitalist ekonomilerdeki duruma bakarak söylediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Şu anda Amerika’da faiz oranlarına bakalım. Avrupa’da faiz oranlarına bakalım ve enflasyonlara da bakalım. Buralardaki faiz oranlarına, enflasyona baktığımız zaman bizimle mukayese edilemeyecek derecede bunların yüksek faizlerinin olduğunu, enflasyonlarının olduğunu görüyoruz. Ama bir bakıyorsun ölçümleme, bunlarda faiz bizden çok çok düşük, enflasyon hakeza düşük. Ama küresel ekonomilerde şu anda oralarda da faiz yükseldi, enflasyon yükseldi. Biz şu anda onlarla mukayese edilemeyecek derecede yüksek konumdayız. İşte şimdi bir düşürme noktasına geldik, inşallah bu düşürmeyle birlikte yeni adımlar atacağız. Fakat burada tabii derdimiz şu, ülkemizi biz bu yüksek faiz çıkmazından kurtarmamız lazım ve burada Amerika’da, G-20 ülkeleri olarak şöyle baktığımızda 4,9 olarak gözüküyor. İngiltere 6,6 olarak gözüküyor. Şu anda 7,4 olarak büyüme oranı Türkiye’nin, malum gözüküyor. Rusya’ya bakıyoruz 4,3, aynı şekilde Çin’e bakıyoruz 4,9. Hepsinden biz ayrışmış durumdayız, gayet iyi bir konumdayız. İnşallah yılsonu itibarıyla da onlardan çok daha farklı bir yere geleceğiz ama bizim derdimiz yatırımları ve yerli üretimi desteklemek ve artırmaktır.”

“HEDEF, DÜŞÜK FAİZLE HALKIMIZI RAHATA ÇIKARMAKTIR”

Ekrana, vatandaşlarla ekonomiye ilişkin yapılan röportajların getirilmesinin ardından, vatandaşın güveninin nasıl kazanıldığına ilişkin değerlendirmeleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Vatandaş, ‘biz bu işi çok iyi biliyoruz’ diyenlerden fersah fersah ötede. Hepsinden daha iyi biliyor bu işi. Neyin ne getireceğini, ne götüreceğini çok iyi biliyor. Yani şu yüksek faiz bir defa maliyetleri artırır mı, düşürür mü? Ya artırır ya. Çünkü bu faizin dayattığı yer nedir, maliyetlerdir. Bu maliyetlerde de bunu alan esnaf ne yapacaktır, bunu gelip sattığı ürüne ilave edecektir. Bunun faturasını kim ödeyecek, vatandaş ödeyecek. Çünkü kalkıp esnaf, bu faizin bedelini kendisi ödemez. Onu vatandaştan alır. Zaten maliyet enflasyonu dediğimiz olay da böyle doğuyor. Şimdi bizim bu süreci tersine çevirmemiz lazım. Onun için de hedef, düşük faizle halkımızı rahata çıkarmaktır, esnafımızı rahata çıkarmaktır ve daha çok yatırımı sağlayabilmektir. Daha çok yatırımı da sağlayabilmek için özellikle biz esnafımıza diyoruz ki ‘bak size düşük faizle bir sermaye imkânı sağlıyoruz, al bununla yatırımını yap, ondan sonra da bununla istihdamını sağla, üretime gir, üretimine girdikten sonra da inşallah büyümeye başla.’ Attığımız adım bu ve biz buna inanıyoruz, güveniyoruz ve buradan da alacağımız netice çok açık, net vatandaşın da söylediği gibi ortada.”

Stokçuluğa son verileceği yönündeki açıklamalarının hatırlatılması ve “Bu süreçte böyle bir eğilim ve istismar söz konusu olabiliyor. Cezai müeyyidelerin artırılması gibi bir ihtimal söz konusu olabilir mi?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, stokçuluğun cezai müeyyidesinin düşük olduğunu, bunun yeniden düzenlenerek artırılması gerektiğini söyledi.

Stokçuluğun İslam dininde de yerinin bulunmadığını ve bir nevi hırsızlık olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Fahiş fiyatlarla mücadele noktasında ilgili bakanlarımıza dedik ki ‘Bu adımı atacaksınız. Sadece denetim yetmez. Bununla ilgili gerekirse bir yasal düzenleme yapıp, bu fahiş fiyat artışlarına gidenleri tespit edelim ve stoklama yapmak suretiyle de malı piyasadan çekenleri yakaladığımızda, bunlara gerekli müeyyideleri de uygulayalım.’ Bu sadece soğan patates olayı değil, yani sanayi, teknolojide de buna benzer stokçuluğu yapanlar var. Bizim, bunların da üzerine gitmemiz lazım. Yani piyasayı bozucu faaliyet gösterenlere ve fiyatlama davranışlarını bozanlara kesinlikle göz açtırmayacağız. Onun için bu yasal düzenlemeye de gitmemiz gerekiyor.”

“TÜRKİYE’NİN KÜRESEL FİYAT ARTIŞLARINDAN ETKİLENMEMESİ MÜMKÜN DEĞİL”

Enflasyon ve ham madde fiyatlarındaki artış hatırlatılarak, Türkiye’nin enflasyonla mücadelede hangi noktada olduğu sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, rakamların bu şekilde yükselmesinin ötesinde, bir de malın temin edilemediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Malı temin edersiniz, siz de yüksek fiyatla satarsınız, o ayrı mesele ama şu anda siz bu malı temin edemiyorsunuz. Mesela demir cevheri diyorsunuz, öyle veya böyle bizde de demir cevheri var ama istediğimiz oranda var mı, istediğimiz oranda yok. O zaman ne yapacaksın, ithalata gireceksin. İthalata girdiğin anda da tabii bu dev rakamlarla karşı karşıyasın. Mesela cam diyoruz, bu camlarda, düz camdan otomobil camlarına varıncaya kadar ciddi sıkıntılar var ve bunları da teminde ciddi sıkıntılar var. Bu konuyla ilgili olarak da şu anda bizde de bazı üretim yapan firmalarımız var ve başarılı da, ama onlar da yine ham maddenin temininde sıkıntı yaşıyorlar. Temenni ediyoruz ki bir an önce bunun önünü açalım.”

Amerika Birleşik Devletleri’nde de bazı ürünlerin ithal edilmesinde sıkıntı yaşandığını ve enflasyonun son 31 yılın en yüksek seviyesine çıktığını ifade eden Erdoğan, aynı şekilde Avrupa Birliği’nde son 13 yılın, Almanya’da da enflasyonun 28 yılın zirvesine ulaştığını belirtti.

Enflasyonun ötesinde, bazı gelişmiş ülkelerde birçok ürünün bulunmaz hâle gelmesinin de buradan kaynaklandığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Elbette Türkiye’nin de bu küresel fiyat artışlarından etkilenmemesi mümkün değil. Biz de bundan nasibimizi alıyoruz ancak biz kamu maliyesindeki imkânlarımızı da kullanarak başta enerji olmak üzere küresel fiyatlardan kaynaklanan maliyet artışlarını, vatandaşlarımıza yansıtmamak için gerekenleri yapıyoruz. Bugün gelinen noktada geçici olacağı öngörülen küresel kaynaklı bir enflasyon artışı söz konusu. Dediğim gibi yılsonu itibarıyla da burada inşallah fırsatçıları da defederek olumlu neticeler alacağız.”

Doğal gazda, elektrikte ve akaryakıtta devletin yaklaşık 125 milyar liralık bir vergi gelirinin sübvanse edildiği belirtilerek, “Bir yandan da kurdan enflasyona bir geçiş hadisesi var. O süreci nasıl takip ediyorsunuz?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “Bakın, sübvanse etme noktasında, özellikle enerjide, doğal gazda, Avrupa ile mukayese edilemeyecek derece fiyatlarımız ucuz. Bu gerçeği bir defa muhalefet görmek istemiyor. Böyle bir durumdayız. Avrupa’da fiyatlar bizimle mukayese edilemeyecek derecede çok daha pahalı, gerek doğal gazda gerekse enerjide çok daha pahalı. Biz ise bu kadar ucuz fiyatla doğal gazı, enerjiyi verirken, yani yalan yanlış her tür haberleri uyduruyorlar. Şimdi biz yalancıyla nereye kadar bu şekilde yarışacağız? Benim de bir huyum var, yalanla bunları mukabele etmek değil, ama biz rakamları konuşturuyoruz. Diyoruz ki enerjide şu anda durum şu, mesela biz hanelere doğal gazı dörtte bir, elektriği ise yarı fiyatına veriyoruz. Bu kadar açık, net ama sen ne dersen de onlar hâlâ ona inanmak istemiyorlar, inanmıyorlar. İnansanız da inanmasanız da rakamlar ortada, biz maliyetinin çok altında bunu veriyoruz ve hep sözümüz şu, biz vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz.”

ASGARİ ÜCRET

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın başlayacak asgari ücret görüşmeleri hatırlatılarak nasıl bir fiyat düzenlemesi olacağının sorulması üzerine, bunun yarından önce açıklanmasının, başlayacak müzakerelerin ciddiyetini kaybettireceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yarın müzakereler bir başlasın. Asgari ücret, bildiğiniz gibi devlet, işçi ve işveren kesimlerinden oluşan üçlü yapı içindeki bir komisyon tarafından belirleniyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu da ücretin belirlenmesinde, ülkenin sosyal ve ekonomik durumunu, ücretlere fiilen ödenen, özellikle ücretlerin genel durumunu ve geçim şartlarını göz önünde bulundurarak tespit ediliyor. Bizler de tabii bakanımızla ve ilgili arkadaşlarımızla bu işin müzakerelerini yaptık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücret konusunda 2002’den beri önemli kazanımlar elde edildiğini belirterek, 2002 sonunda bekâr ve çocuksuz bir işçinin eline geçen net asgari ücret 184 lira iken 2021’de bu tutarın 2 bin 825 lira olduğunu söyledi. Asgari ücretin 2002’den bugüne kadar nominal olarak 15,3 kat arttığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yine aynı dönem için asgari ücretin reel oranı da yüzde 131 olarak gerçekleşti. Asgari ücretin reel değerinin artması, işçilerimizin satın alma gücünün arttığının da açık bir göstergesidir. Uluslararası verilere göre asgari ücretin, işçiye bulunduğu ülkede sağladığı satın alma gücüne bakıldığında, Avrupa ülkeleri ve Amerika’nın yer aldığı endekste 2002’de 14. sırada olan ülkemiz, 2021’de 10. sıraya ilerledi. İşçilerimizin satın alma güçlerini yükseltmeyi sürdüreceğiz. Dünya ülkeleri arasındaki yerimizi daha da ön sıralara inşallah taşıyacağız ve 2002’den bu yana alt gelir grupları başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin hayat şartlarını iyileştirmek için mücadele ettik, mücadele ediyoruz. İnşallah bu asgari ücret çalışmasında da işçimizi enflasyondan, fiyat artışlarının olumsuz etkilerinden koruyacağız. Çok daha hayırlı bir neticeyi inşallah alacağız.”

Bir gazetecinin, “Mart 2003’te Başbakan olduğunuzda IMF programı uygulanıyordu Türkiye’de ve 2004’te asgari ücret verilirken IMF asgari ücretteki artışa karşı çıktığında siz asgari ücreti ilk kez ve en açık şekilde IMF’ye ve o günkü Türkiye’nin şartlarına rağmen etkili sayılabilecek miktarda artırmıştınız. Şimdi 2022 şartlarında sizden yine böyle bir babayiğitlik bekleniyor galiba” sözü üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Yani bundan endişeniz var mı? Babayiğitlik bize yakışır. Evel Allah, biz de babayiğitliğimizi inşallah şu anda gerek ilgili bakanım gerekse heyeti gerekse yine aynı şekilde çalışma arkadaşlarım, genel başkan yardımcılarım, milletvekillerimiz, hep birlikte geniş bir istişare yapmak suretiyle, sendika temsilcileriyle falan da yapılan görüşmeler neticesinde inşallah çok fazla uzatmadan kararımızı vereceğiz.”

EMEKLİLER İÇİN YAPILACAK DÜZENLEMELER

Emekliler için yeni dönemde bazı düzenlemeler gelip gelmeyeceğinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, emeklilerin her zaman öncelikleri arasında yer aldığını, bundan sonra da yine aynı şekilde olacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar bütçe imkânları zorlanarak önemli iyileştirmeler yapıldığını, yapılmaya da devam ettiğini belirterek, şunları kaydetti: “İktidarımızın ilk günlerinde emeklilere 75’er ve 100’er lira zam yaparak işe başladık yani emeklilerimizin ne kadar düşük ücret aldıklarını düşünün. Daha sonra emekliler için eziyet olan fiş toplama mecburiyeti vardı. Biz o zorunluluğu da kaldırdık. Vergi iadesi yerine emekli aylıklarına yüzde 4-5 ilave yaptık. 2012’de yıllardır beklenen İntibak Kanunu’nu çıkararak, bu kapsamda 1,8 milyon emeklinin aylığında artış oldu. Bunu da biz yaptık. Emekli olduktan sonra ticari faaliyet yürütenlerin aylıklarından kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi uygulamasını önce yüzde 15’ten yüzde 10’a indirdik, sonra da kaldırdık. Bu şekilde emekli aylıklarına yüzde 15 iyileştirme yapmış olduk.”

Emeklilere, 2018’de Ramazan ve Kurban Bayramlarında yılda iki bayram için 2 bin lira bayram ikramiyesi vermeye başladıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021’de bu tutarın 2 bin 200 liraya yükseltildiğini, 2021’de toplam 25 milyar lira bayram ikramiyesi ödediklerini aktardı.

3600 EK GÖSTERGE DÜZENLEMESİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, en düşük emekli aylığını önce bin liraya, 2020’de yaptıkları düzenlemeyle dosya bazında 1500 liraya çıkardıklarını anlatarak, şöyle konuştu: “Aylıklara seyyanen ve oransal yapılan artışlarla emeklilerimize verilen bayram ikramiyeleriyle 2002 ve 2021 döneminde emekli aylıklarına reel olarak yüzde 44 ile yüzde 388 oranında artış sağlamış olduk. Ülkemizde 2002’de emekli sayımız 6 buçuk milyondu, 2021 Ekim itibarıyla emeklilerimizin sayısı 13 buçuk milyona ulaştı. Emekli aylığı ödemelerinin gayri safi yurt içi hasılaya oranı 2002’de yüzde 4,6 iken 2021 yılsonunda bu oranın yüzde 6,1 olacağı öngörülüyor.

Bunların yanında, söz verdiğimiz gibi 6. Dönem Toplu Sözleşme’de 3600 ek gösterge düzenlemesinin 2022 yılı sonuna kadar tamamlanmasını da kararlaştırdık. Düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle birlikte 3600 ek göstergeden faydalanacak öğretmen, polis, hemşire ve din görevlisi unvanlarında çalışanlarımızın ve emeklilerimizin haklarında iyileştirmeler yine sağlanacaktır. Ek gösterge düzenlemesine ilişkin teknik çalışmalarımız ve emeklilerimizin, çalışanlarımızın mali ve sosyal haklarını iyileştirmeye yönelik diğer çalışmalar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızca kesintisiz şekilde sürdürülüyor. Bu konuda da kararlılığımız var. Bu kararlılığımızla birlikte emeklilerimiz de inşallah çok çok huzurlu bir ortama kavuşacaktır.”

Türkiye’nin Mavi Vatan’da doğal gaz keşfi için arama gemileri aldığı hatırlatılarak, Karadeniz’de bulunan doğal gazın ne zaman çıkartılacağı ve yeni keşiflerin olup olmadığı sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İktidara geldiğimizde kiralama yöntemiyle bu işi yürütüyorduk. Diyorduk ki ‘eğer bulursanız doğal gazı, yüzde 50 yüzde 50 paylaşırız.’ Tabii sondaj çalışmaları, sismik araştırmalar yapılıyor ama netice alamıyorlardı. Bunu BP, Shell ve Chevron ile yaptık. Tabii netice pek alınamadı. Netice de alınamayınca onlar da doğrusu çekip gidiyorlardı. Daha sonra biz kendimiz adım attık ve Berat Bey’in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olduğu döneminde iki sismik araştırma gemisi ve ardından sondaj gemileri aldık” diye konuştu.

“2023 YILI OCAK AYI İTİBARIYLA SAKARYA GAZ SAHASI’NDA İLK GAZ ÜRETİMİNE GEÇMEYİ HEDEFLİYORUZ”

Söz konusu gemilerin sayısının beşe çıktığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, altıncı geminin birkaç ay içerisinde tesliminin yapılacağını, bununla beraber dört sondaj gemisine ve iki sismik araştırma gemisine sahip olunacağını söyledi.

Gemilerin Karadeniz ve Akdeniz’deki çalışmalarını çok daha yoğun ve çok daha özgüvenle yapacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tabii bu, birilerini ciddi manada rahatsız ediyor. 2022 yılı içerisinde tüm kuyularda üretim öncesi tamamlama operasyonlarının bitmesini planlıyoruz, hedef bu. Bir taraftan da deniz tabanı üretim sistemleriyle kara tesislerinin malzeme temini ve inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Dağıtım hattının deniz tabanına yerleştirilmesi için tüm çalışmaları 2022 yılının ilk yarısında başlatmayı öngörüyoruz.

Tüm bu çalışmaların tamamlanmasıyla 2023 yılı ocak ayı itibarıyla Sakarya Gaz Sahası’nda ilk gaz üretimine geçmeyi hedefliyoruz. Şu anda yol haritamız bu. Sakarya Gaz Sahası’nda ilk faz 10 kuyudan günlük 10 milyon metreküp üretim yapmayı planlıyoruz. İkinci fazın tamamlanmasının ardından açılacak kuyu sayısına bağlı olarak bu rakam 40 milyon metreküpe çıkacak. Yeni müjdeler için ekiplerimiz hem arama hem de sondaj faaliyetleriyle bölgede yoğun bir çalışma yürütüyor. Olumlu bir netice aldıkça müjdeleri milletimizle paylaşacağız. Sadece paylaşmakla da tabii kalmayacağız. Üretimi yaptıkça da milletimizle doğal gazı çok daha farklı bir şekilde inşallah paylaşacağız.”

  1. yüzyılın, Türkiye’nin yılı olacağına dair bir açıklaması olduğu hatırlatılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah’a hamdolsun artık bunun sinyallerini görmenin ötesinde, artık bunu yaşadık, yaşıyoruz. Bu gemilere sahip olmak öyle kolay bir iş değil. Şimdi bakıyorsunuz Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın bu gemilere sahip olması ve bütün sismik araştırmalar, sondaj çalışmaları, bu gemilere girdiğimiz zaman onların o çalışmasını gördüğümüzde hakikaten mutluluğumuz çok çok farklı boyutlara ulaştı. Bir de şimdi doğal gazın çıktığını gördüğümüzde o zaman tabii bunun zevki, keyfi bir başka olacaktır” dedi.

Dünkü fırtınada hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Azerbaycan’da maalesef bir helikopterin düşmesi neticesinde 14 Azerbaycanlı kardeşimiz şehit oldu, iki yaralı var. İlham Aliyev kardeşimize başsağlığı temennisinde de bulundum. Allah’tan şehitlerimize de rahmet diliyorum” ifadelerini kullandı.

İzmir depreminin birinci yılında depremzedelere konutlarının teslim edildiği anımsatılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Malatya’da, Elazığ’da hepimizi yasa boğan bu depremlerde gerçekten canımız çok yandı. Bizler de hiç gecikmeden, süratle İzmir’de olsun, daha önce Malatya, Erzincan, Elazığ bütün buralarda olduğu gibi hemen konutların yapımına başladık. Söz verdiğimiz gibi de devlet olarak tüm kurumlarımızla vatandaşlarımızın yanında olduk. Arama ve kurtarmadan, enkaz kaldırmaya kadar yürütülen bütün çalışmaları arkadaşlarımızla beraber yakından takip ettik. Gerek genel başkanvekillerim, genel başkan yardımcılarım, gerek tüm bakan arkadaşlarım, gerek AFAD ve Kızılay, hep birlikte başta İçişleri Bakanımızın koordinesinde bu çalışmalarını sürdürdüler.”

Deprem konutlarını çok farklı bir şekilde inşa ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elazığ, Malatya ve İzmir’de depremzedelerin yarasını sarmak için 35 bin 28 konut, 4 bin 104 köy evi ve 353 iş yeri inşa ediyoruz. Depremden zarar gören vatandaşlarımız için Elazığ’da 23 bin 677 konut ve 2 bin 515 köy evi, Malatya’da 6 bin 287 konut ve 1555 köy evi yapıyoruz. Bir yıl geçmeden konutları teslim etmeye başladık” diye konuştu.

İzmir’de bu teslimatları yaparken vatandaşların sevincinin kendilerini çok mutlu ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konutların güzelliğini gördükçe ayrıca mutlu olduklarını belirtti. Erdoğan, İzmir Bayraklı’daki konutların bölgeye farklı bir heyecan getirdiğini ve bu mutluluğun, anahtarlarını teslim alan ailelerin gözlerinden okunduğunu söyledi.

İzmir depreminin ardından Bayraklı’da, yerinde 1391 konut ve 302 iş yeri, rezerv alanda da 3 bin 649 konut ve 511 iş yeri inşa etmek için hemen harekete geçtiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bornova Eğridere’deki 34 köy evi ile birlikte İzmir depreminin ardından toplam 5 bin 74 konut ve 353 iş yeri yapma kararı aldık. Bu evleri de bir yıl içinde teslim etme sözünü verdik. Onu da inşallah hâlledeceğiz. Tabii geçtiğimiz cuma günü ilk etapta inşaatlarını tamamladığımız 596’sı konut ve 145’i iş yeri olmak üzere toplam 741 bağımsız bölümü depremzede vatandaşlarımıza teslim ettik” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Malatya depremi sonrası, “Bir Kızılay çadırı bile yok” dediğinin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef içine girdiği çadır, Kızılay çadırı. Fakat Kızılay’ın hilalini görecek gözü de yok” ifadesini kullandı.

Muhalefetin seçimlerin erkene alınması ısrarının sebebi sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Arkadaşlar kaç defa söyledik bilemiyorum ama daha kaç kez söyleyeceğiz? Söyleyecek tabii herhangi bir sözleri olmayınca herhâlde bununla oyalanıyorlar, yaptıkları iş bu. Sayın Bahçeli’nin bugün konuşmasında da ifade ettiği üzere bu tavizsiz karar ve irade beyanına sevse de sevmese de bunların alışmalarını, ben de aynen riayet etmelerini kendilerine tavsiye ediyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete hayrı, faydası olmayanların gündemi seçimle meşgul ederek siyaset yaptıklarını sandıklarını belirterek, “Küresel gelişmelere bağlı olarak bütün bu yaşanan döviz hareketliliğini bahane ederek, seçim çağrısında bulunanlar, son olarak halkı sokağa çıkmaya çağırdılar. Bunların geçmişten beri hep alışkanlığı budur” değerlendirmesini yaptı.

Birkaç marjinal grubun çağrısına sağduyulu halkın itibar etmediğini ve güvenlik güçlerinin de halkı kışkırtanlara karşı gerekli işlemleri başlattığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ben milletime verdiğim sözü tutan bir siyasetçiyim. AK Parti sözünde duran kadrolardan müteşekkil bir parti, Cumhur İttifakı da sözünün erlerinin kurduğu bir ittifaktır. İnşallah vatandaşlarımız Haziran 2023’te sandık başına gidecek ve tercihini yine AK Parti ve Cumhur İttifakı’ndan yana kullanacaktır. Bundan da hiç şüphem yok. Malum şu anda Cumhur İttifakı, AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, Büyük Birlik Partisi, birlikte yolumuza devam ediyoruz ve kararlılığımızdan herhangi bir taviz söz konusu değil. Bu kararlılıkla birlikte de inşallah Haziran 2023’te milletimiz gerekli dersi gerekenlere verecektir.”

“CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ‘helalleşme’ çağrısında bulundu. Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde AK Parti’ye ve seçmenine dönük ‘bunlar gayri millîdir, destekleyenler de gayri millîdir’ dedi. Bu cümleyi nasıl yorumluyorsunuz?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açık, net konuşayım, ülkenin vatandaşlarına ‘AK Parti’ye oy verdiler, Erdoğan’ı desteklediler’ diye ‘gayri millî’ ifadesini kullanmak aymazlıktır, gafilliktir. Bu ülkenin yüzde 52’sine ‘gayri millî’ diyeceksin, sonra da helalleşmeye çıkacaksın. Bu durum bile Bay Kemal’in ne kadar samimiyetsiz olduğunun göstergesidir” cevabını verdi.

“Helalleşsin tabii ki ama bunların helalleşmesi gereken dosya o kadar kabarık ki” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tehdit ettikleri, mağdur ettikleriyle helalleşmeye başlasa bile, hepsinden helallik almaya ömürlerinin yeteceğini sanmıyorum. Çünkü CHP zihniyeti arkasında o kadar çok mağdur bıraktı ki onlarla helalleşmesi bu dünyada bitmez. Önce bir defa başörtülülerden bir helallik dilemesi lazım. Boraltan faciasında katledilmesine vesile oldukları 146 Azerbaycanlı kardeşimizden helallik dilemeleri lazım. 1944’te 146 Azerbaycanlı kardeşimiz Rus zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınmıştı. Dönemin CHP yönetimi, ne yazık ki 146 kardeşimizi Stalin’in askerlerine teslim etti. Azerbaycanlı kardeşlerimiz, Boraltan Köprüsü’nden karşıya geçti ve askerlerimizin gözleri önünde katledildiler. Karşıya geçerken ne dediler biliyor musunuz? ‘Bizi, onlara bırakmayın. Bizi, siz öldürün.’ Hani bir türkü vardır ya ‘Düşman bekler karşıda önüne kattı beni, can alınan çarşıda kardeşim sattı beni.’ CHP bu. Bunlarla neyi helalleşeceksin? Varsayalım ülkemizdeki vatandaşlarımızla mağdur ettiği kesimlerle helalleştiler ya mazlum Suriyelilerle, Filistinlilerle, Libyalılarla, Afrika halklarıyla nasıl helalleşecekler?”

“Biz, gönül coğrafyamıza ulaştıkça, mazlumlara destek çıktıkça, fakir halklara gıda ve tıbbı yardımda bulundukça demedikleri kalmadı. Her bir adımımızı engellemeye çalışmadılar mı?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay Kemal, ‘Adalet Bakanlığı kadrolarını parti örgütüme vermeyip de milliyetçilere mi verseydim’ diyen eski CHP’li bakanların mağdur ettiği kişilerden helalliği nasıl alacak, bunu hiç düşündü mü? Bay Kemal, SSK Genel Müdürlüğü döneminde beceriksiz yönetimi nedeniyle hastane köşelerinde hayatını kaybeden, tedavi borcu nedeniyle evladının cenazesini alamayan vatandaşlarla önce bir helalleşsin bakalım” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun “helallik” söylemine ilişkin, “Her darbenin, antidemokratik eylemin arkasında duran, alkışlayan CHP zihniyeti helallik almak için çok ama çok geç kaldı” diye konuştu.

Her seçim öncesi CHP’lilerin, muhafazakâr seçmene şirin gözükmeye çalıştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu helalleşme atağı da yine aynı minvalde bir hareket ama bu biraz erken oldu sanki. Çünkü Bay Kemal, seçimler Haziran 2023’te, daha çok vakit var” dedi.

“TRT, ‘Fabrika’ isimli çok önemli bir belgesele imza attı. Bu belgeselde, Fransız çimento üreticisi Lafarge’ın Fransız istihbaratının kontrolü altında teröre desteği belgelerle kanıtlandı. Terör örgütlerinin, dönemin Ekonomi Bakanı Emmanuel Macron’un bilgisi dâhilinde desteklendiği ortaya çıktı. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT’yi bu başarılı çalışmasından dolayı tebrik etti.

“SURİYE’DEKİ TERÖR SORUNUNUN GEREKÇELERİNİN BAŞINDA TERÖR ÖRGÜTLERİNE VERİLEN DIŞ DESTEK GELİYOR”

Belgeselin, terör örgütlerinin nasıl destek gördüğünü, bunlardan beslenen terör örgütlerinin dönüp o destek veren ülkeleri nasıl vurduğunu dünyanın gözleri önüne seren önemli bir çalışma olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye itilafının olumsuz sonuçlarından en fazla zarar gören ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çekti.

Suriye halkını, ülkenin toprak bütünlüğünü ve Türkiye’nin millî güvenliğini tehdit eden terörün, bu sonuçlardan en önemlisi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’deki terör sorununun gerekçelerinin başında terör örgütlerine verilen dış destek geliyor. DEAŞ ile mücadele bahanesiyle bazı ülkeler tarafından terör örgütü PKK/YPG’ye verilen destek kabul edilemez. PKK/YPG’nin terörist kimliği başka isimler atfedilerek değiştirilemez ve meşru da gösterilemez” dedi.

DEAŞ’la mücadele ettiği iddiasıyla PKK/YPG’ye destek verenlere, Türkiye’nin DEAŞ ile sahada göğüs göğüse çarpışan yegâne koalisyon ve NATO üyesi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4 bin 500’den fazla DEAŞ teröristinin etkisiz hâle getirildiğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin DEAŞ terörüne maruz kaldığını anımsatarak, şunları kaydetti: “Zaman zaman ülkemize yönelik DEAŞ bağlamında asılsız iddialar dile getirenler var. Evvel emirde kendi tutumlarını bunlar gözden geçirmelidir. Lafarge firmasının DEAŞ ile bağlantılı faaliyetleri de esasen bu çerçevede Fransız yargısı tarafından ortaya konulmuş ve Fransız yargısı da bunu hükmen bağlamıştır. Bundan daha başka delil olabilir mi? Özellikle bu terör örgütlerine verdikleri destekle bunların oralarda açmış oldukları tüneller, bu tünellerine içerisindeki adeta odalar, vesairelerle oradaki yeraltı yapılanmaları hep Lafarge’ın destekleriyle olmuştur. Ben bunu Macron’un kendisine de söyledim. Dedim ‘Bana bu tür şeyler anlatıyorsun da Lafarge’ı nereye koyacaksın? Bak Lafarge’ın özellikle verdiği desteklerle terör örgütü PKK/PYD/YPG çalışmalar yaptılar.’ Hiç böyle bilgisi, haberi yokmuş gibi, bu tür ayaklara giriyor. Bu şekilde işi sıyırmaya çalışıyor. Bunlar böyle, bunlar maalesef ikiyüzlü. Öyle de olsa, böyle de olsa bizim Mehmedimiz, Mehmetçiğimiz orada verdiği mücadeleyle bunları gömdü.”

Bu süreçte Türkiye’nin şehitlerinin olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlere rahmet, millete başsağlığı dileyerek, şehitlerin, ifade edilemeyecek bir mücadelenin kahramanı olduğunun altını çizdi.

“CHP Genel Başkanı, ‘Türkiye’nin önemli savunma sanayi şirketleri için veliaht prense söz verildiği, ordunun millî karakterine zarar verecek bir faaliyet yürütüldüğü’ gibi bir iddia da ortaya attı. Dış politikadaki açılımları ve bu iddiayı nasıl değerlendirirsiniz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin lider kadrolarının, liderinin yalandan başka beslendikleri hiçbir sermayelerinin bulunmadığını söyledi. Katar’a BMC’yi satmadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar’ın BMC’ye sadece ortak olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ortaklığımızla birlikte aynı zamanda ürettiklerimizin gerek pazar olarak belli yerlere satılmasında, Arifiye’deki Tank Paleti Fabrikası’nın restorasyonu, oranın elden geçirilmesine özellikle bu ortaklığın çok büyük faydası oldu” dedi.

Şimdi ise Abu Dabi yönetimiyle atılan adımın, tarihî bir adım olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi ise bizim Abu Dabi yönetimiyle attığımız bu adım, tarihi bir adım. 11 milyar dolarlık bir ön anlaşma yapıldı. Yaptığımız ikili görüşmede de inşallah şubat ayı gibi nasip olursa benim bir iadeiziyaretim olacak. Ama bu arada da gerek Dışişleri Bakanım gerekse İstihbarat Başkanımın bir ziyaretleri olacak. Bu ziyaretlerle birlikte bizim Birleşik Arap Emirlikleri ile olan sürecimiz, inşallah çok daha farklı bir konuma erişmiş olacak” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Körfez ülkeleriyle atılan bu adımları değerlendirirken şunları kaydetti: “Yani biz dargın, küskün olduğumuz zaman ondan kendilerine sermaye çıkarmaya çalışıyor bu CHP; dargın küskün değil de adımları beraber attığımız zamanda da bakıyorsunuz, ‘Niye bunlar barıştı?’ deyip oradan kendilerine sermaye çıkarmaya çalışıyor. Çatlasınız da patlasanız da biz hepsiyle de münasebetlerimizi çok daha iyi bir konuma inşallah getireceğiz. Çünkü bizim en önemli özelliğimiz bu. Bu özeliğimizi de gördükçe çatlayacaksınız, patlayacaksınız. İşte şimdi inşallah şubatın ilk yarısında oradayım.”

Bölge ülkeleri içerisindeki Bahreyn ile bir görüşme yapılacağını da dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Onların bize gelme durumları var. Onlar bize gelecek, onlarla görüşmelerimizi yapacağız. İnşallah Suud ile olan münasebetlerimizi daha iyi bir konuma getirmenin gayreti içerisinde olacağız. Mısır ile bakanlar seviyesinde devam ediyor. İleride orada da çok farklı gelişmeler olmaz demiyorum, o da olabilir. Çünkü bütün bu bölgelerin insanlarının birbiriyle olan münasebetleri farklı. Kadim tarihi biz beraber inşa ettik, beraber paylaştık, paylaşıyoruz. Bizim Körfez ülkeleriyle aramızda hâlen çok ciddi bir iş birliği potansiyeli mevcut. Ekonomilerimiz birbirini tamamlayıcı nitelikte. Karşılıklı faydaya dayalı yeni iş birliği projelerini de ortak yatırımlar için inşallah bir fırsat olarak görüyoruz.”

Programda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıllar önce TRT’ye verdiği röportajlardan derlenen bir video da yer aldı.

“‘Aynı azim ve kararlılıkta devam ediyorum’ diyor musunuz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karşımızdaki toplum, bu cevabı verdiği sürece o sizi zaten diri, canlı tutuyor” dedi.

Geçen hafta İzmir’de gerçekleştirdiği programı hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İzmir’de konutları dağıttık, daha sonra da Menemen’e geçtik. Menemen’de caddenin sağında solunda bütün apartmanlardan karanfiller bize atılıyor. Bu karanfillerle beraber meydana girdik ama yani oraya gelene kadar birkaç kilometre yol vardı. Geldik ki meydan tıklım tıklım dolu. Emniyetin ifadesine göre, 20-25 bin insan da konutlardan sonra orada vardı. Hepsinden öte, coşku ve heyecan çok farklı. Bu coşku, heyecan karşısında siz tabi ister istemez onlara aynı şekilde hitap etmek durumundasınız” şeklinde konuştu.

Yoğun çalışmalarının arasında insan hikâyelerine nasıl zaman ayırabildiğinin sorulmasına karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer biz bu makamdaysak, bu makamda olduğumuz sürece biz dertlinin derdiyle dertlenmek durumundayız. Mesela o akşam İzmir’de görme engelli dört kardeş vardı. Bunların içerisindeki görme engelli ve hafız olan bir kızımız, ‘Bizim evimiz yok’ dedi, bu yönde bir talebi oldu. ‘Tamam, kızım inşallah biz halledeceğiz’ dedim. Bugün de tekrar Özel Kalem Müdürüme ‘ne yaptınız’ diye sordum. Sağ olsun Konya Büyükşehir Belediye Başkanımızla görüşmüşler, onlar, ‘Tamam biz bunu halledeceğiz, endişe etmeyin’ demişler. O şekilde halledilmiş oldu” cevabını verdi.

DAHA FAZLA HABER
REKLAMLAR
Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı

Avatar

HABER BURADA

on

  1. Dönem Milletvekili yemin törenini izlemek üzere TBMM’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu, resmî törenle karşıladı.

Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Muhammet Emin Akbaşoğlu ile milletvekilleri karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yemin törenini izlemek üzere Genel Kurul’da kendisi için ayrılan locaya geçti.

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır”

Avatar

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100. seneyi devriyesini büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay Başkanlığında düzenlenen Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, Divan-ı Muhasebat’tan bu yana Sayıştay çatısı altında görev yapmış kurum mensuplarını rahmetle yâd etti.

“2010 YILINDA SAYIŞTAY’IN YAPISINI YENİDEN DÜZENLEYEREK YÜKSEK DENETİM ORGANI VE HESAP MAHKEMESİ HÜVİYETİNE KAVUŞTURDUK”

Sayıştay’ın, kuruluşundan bu yana geçen sürede devlet organları içinde müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de anayasamıza göre yargı yetkisiyle donatılmış denetim organı olan Sayıştay’ın bu konumunu, çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil, askerî tüm kamu kurumlarının kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. 2010 yılında Sayıştay’ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduk.”

Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay’ın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alın teriyle evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye’nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına, milletine, medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle milletimizin tüm fertlerinin, devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz.”

Bunun kuyumcu titizliğiyle icra edilmesi gereken zor bir vazife olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, tüm siyasi hesapların, mülahazaların üstünde millî bir görev. Şu an burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya devam edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe etmiyorum. Sizlere Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI, İSTİKLAL HARBİ RUHUYLA 85 MİLYONUN SIRT SIRTA VERİP İSTİKBALİ İNŞA ETMESİNİN ADIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.

Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu önemli yıl dönümünü, gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası hâline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı, milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı, İstiklal Harbi ruhuyla 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyon gönül birliği içinde inşallah bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz, 14 Mayıs’ta bunun ilk adımını Meclis’te zaten atmıştı. Mütebaki 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı’nı sahiplendiğini de ortaya koydu.”

“DEVLETİN ORGANLARI ARASINDA UYUMLU BİR İŞ BİRLİĞİNİN TESİSİ ÇOK MÜHİM”

On yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin en büyük kazananı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha iradesine ve geleceğine sahip çıkan aziz milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza beş yıl daha ülkemize hizmet etme imkânı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyetle hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonra da bu emanete gölge düşürmeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE, ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri erkler arası rekabetin, hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz. Hepsini de rahmetle andığımız Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a kadar siyasetçilerimizin tamamı bu gerçekle yüzleşti” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini millî iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Merhum Ecevit’in önüne fırlatılan anayasa kitapçığı bunun âdeta sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu yasakçı ve statükocu tavırdan, hak ve özgürlükler dâhil Meclis’te millî iradenin takdiriyle geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz, ekonomik maliyeti on milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İşçisinden kamu görevlisine, üreticisinden esnafına kadar toplumumuzun tüm kesimleri sıkıntılar yaşamıştır. Türk demokrasisi aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farkının yıllarca çözülmemesinin sebeplerinden birisi maalesef budur. 2002’de ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik.”

“SON 21 YILDA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılmasından dolayı aylarca bürokrat atayamadıkları dönemler olduğunu söyledi.

İktidar partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış dosyalar üzerinden kapatılmak istendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız aynı şekilde engellendi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi. 6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili hukuki düzenlemelerimiz akim bırakıldı. 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet darbe girişimine, 15 Temmuz’da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık birçok antidemokratik operasyonun hedefi olduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu girişimleri, son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Ne baskılar karşısında boyun eğdik ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihî nitelikte reformlara, eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içerisinde ahenkle çalışmasını temin ettik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunu yıllar sonra yeniden devletimizin hâkim paradigması hâline getirdik. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin sırrı işte budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladı. Vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. Demokrasimiz bugün tüm dünyanın gıptayla baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. On yıllar boyunca insanımızın canına kasteden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi. Türkiye küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldi. Dünyada yaşanan krizlere rağmen ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümeyi böyle sağladı. İstihdamdan turizme, ulaşımdan eğitime, sağlıktan savunma sanayiine kadar her alanda Türkiye başarıdan başarıya işte böyle koştu.”

“ÜLKEMİZ 3-5 AYDA BİR HÜKÛMETİN DEĞİŞTİĞİ KOALİSYON DÖNEMLERİNİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRMIŞTIR”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle kazanımların tahkim edilebileceği bir yönetim modeline kavuşulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin avantajlarını, salgın dönemi olmak üzere son yıllarda yaşanan tüm krizlerde bizzat müşahede ettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 binden fazla canın toprağa verildiği 6 Şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarını tekrar tecrübe ettiklerini belirterek, “Bu gerçeğin, insanımız tarafından da kabul ve takdir edildiğini görüyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son noktayı koymuştur. Ülkemiz 3-5 ayda bir hükûmetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN 2002’DEN BERİ UNUTTUĞU SİYASİ İSTİKRARSIZLIK İKLİMİNİN YENİDEN HORTLATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin fuzuli tartışmalarla kaybedecek ne vaktinin ne de enerjisinin olduğunu düşünmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset müessesesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidimizi koruyoruz. Biz her halükarda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz. 5 yıllık tecrübelerin ve uygulamaların ışığında, sistemin işleyişini daha da iyileştirecek adımları elbette atacağız. Türkiye’nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı mutlaka tesis edeceğiz. Ama bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin 2002’den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini ve katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşallah hayata geçireceğiz. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynaması, Türkiye Yüzyılı’nı sahiplenmesi hiç şüphesiz başarımızı da garantileyecektir. Her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacağız. Devletimizin diğer organları gibi Sayıştay’ımızın da yeni dönemde üzerine düşeni hakkıyla ifa edeceğine inanıyorum.”

DAHA FAZLA HABER

Dünya

“Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeme politikamıza sıkı sıkıya bağlıyız”

Avatar

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, TOBB 79. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Toplumumuzun farklı kesimlerinde yaşanan refah kayıplarını telafi edecek adımları atmakta kararlıyız. Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeme politikamıza sıkı sıkıya bağlıyız. 21 yıllık iktidarlarımız döneminde bundan taviz vermedik” dedi.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İkiz Kulelerinde “TOBB 79. Genel Kurulu” kapsamında düzenlenen Hizmet Şeref Belgesi Takdim Töreni’nde konuştu.

TOBB’un 79. Genel Kurulu münasebetiyle üyelerle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Genel Kurul’un, TOBB, iş dünyası ve ülke için hayırlı olmasını diledi.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, kuruluşundan bugüne TOBB çatısı altında emek veren, ebediyete irtihal edenleri de rahmetle yâd etti.

Birliğin tüm mensuplarını, Türkiye’nin kalkınmasına, büyümesine, güçlenmesine yaptıkları katkılar dolayısıyla tebrik eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan, TOBB’da delege olarak 10-20-30 yıl ve üzerinde süresini tamamlayanları da kutladı.

81 vilayette faaliyet gösteren 365 oda ve borsanın tamamını, 1,8 milyona yaklaşan üyenin hepsini birer “Alperen” olarak gördüklerini belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, “Sizlerin şahsında, büyük ve güçlü Türkiye idealine sahip çıkan TOBB üyelerine, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum” diye konuştu.

“TÜRKİYE’YE HİZMET MÜCADELEMİZDE BUGÜNE KADAR HEP SİZLERLE YOL YÜRÜDÜK”

“Türkiye’ye hizmet mücadelemizde bugüne kadar hep sizlerle yol yürüdük. Ne yaptıysak beraber yaptık, sırt sırta vererek beraberce başardık” diyen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, demokrasiye yönelik tehditlere de beraber göğüs gerdiklerini dile getirdi.

Ekonomiyi çökertmeyi amaçlayan saldırıları TOBB üyeleriyle beraber püskürttüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle devam etti: “Türkiye’yi, tarihinin en büyük yatırım hamleleriyle beraber tanıştırdık. Türk ekonomisini her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında beraber büyüttük. Millî gelirimizi 236 milyar dolardan 1 trilyon dolar sınırına beraber getirdik. Kişi başı geliri 3 bin 600 dolardan alıp 10 bin 650 dolara beraber yükselttik. İş gücü sayısındaki artışa rağmen istihdamı 32 milyona yine beraber ulaştırdık. İhracatımızı 36 milyar dolardan 255 milyar dolara, turist sayımızı 12,8 milyondan 51,5 milyonun üzerine beraber çıkardık. Milletimizin 60 yıllık hayali olan Türkiye’nin otomobili ‘TOGG Projesi’ni, sizlerin de sahiplenmesiyle beraber gerçeğe dönüştürdük.”

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şunları kaydetti: “Son 21 yıla damga vuran bu eşsiz başarı hikâyesini, kamu-özel sektör dayanışması içinde hareket ederek beraberce yazdık. İnşallah bundan sonra da aynı çizgide yolumuza devam edeceğiz. Farklı hesaplarla hareket edenleri asla aramıza sokmayacağız. Ülkemizin karşılaştığı sorunlara, ortak akılla beraber çözüm arayacağız. İş dünyasıyla, sivil toplumuyla, siyaset kurumuyla el birliği, gönül birliği içinde inşallah Türkiye Yüzyılı’nı hep beraber inşa edeceğiz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği üyelerimizin, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hedeflerimize ulaşmamız noktasında üzerlerine düşen görevleri en güzel şekilde yerine getireceklerine inanıyorum. Ben sizlerin desteğine güveniyorum.”

Tarihin en önemli seçim süreçlerinden birini, önceki gün itibarıyla başarıyla tamamladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan, 14 Mayıs’ta seçimlerin Meclis boyutunun neticelendiğini, 28 Mayıs’ta da Cumhurbaşkanı aşamasının sonuçlandığını kaydetti.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, her iki seçimi de demokrasiye yakışır bir ongunlukla gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, “Hiçbir müessif hadisenin yaşanmasına izin vermeden, rekor bir katılımla vatandaşlık görevimizi ifa ettik. Âdeta yüzde 90’lara dayanan bir katılım. Buradan bir kez daha seçim sonuçlarının, ülkemize, milletimize, iş dünyamıza hayırlar getirmesini Rabb’imden niyaz ediyorum. Tercihini demokratik yollarla sandığa yansıtan her bir vatandaşıma en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Bilhassa yurt dışında yaşayan kardeşlerimi, hepimizi gururlandıran yüksek katılım oranları dolayısıyla ayrıca tebrik ediyorum” diye konuştu.

“TERÖR ÖRGÜTLERİ ELİYLE SİYASETİ YÖNLENDİRME ÇABALARI HEDEFİNE ULAŞMAMIŞTIR”

28 Mayıs gecesini Türkiye’yle birlikte Afrika’dan Asya’ya, Rumeli’den Filistin’e, Türk Cumhuriyetlerine kadar her yerde âdeta bayram gecesine çevirenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle devam etti: “Elbette seçim sürecini tüm yönleriyle enine boyuna değerlendireceğiz. Aynı şekilde sokaklardaki o eşi benzeri görülmemiş coşkunun arkasında yatan sebepleri de çok iyi analiz edeceğiz. Gerek anlamı gerekse sonuçları itibarıyla ülke olarak bir ‘kader seçimi’ yaşadığımızın farkındayız. Milletimiz, tıpkı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi istiklal ve istikbaline yönelik hayâsız akınları görmüş, iradesine sahip çıkarak bunları durdurmuştur. Türk ile Kürt’ün, Alevi ile Sünni’nin arasına serpilmek istenen fitne tohumlarını, aziz şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulmuş bu mübarek topraklar reddetmiştir. Anadolu irfanı bir kez daha siyaset mühendisliklerine galip gelmiştir. Terör örgütleri eliyle siyaseti yönlendirme çabaları hedefine ulaşmamıştır.”

“SEÇİM MARATONUNUN KAZANANI, TÜRK DEMOKRASİSİ VE TÜRK MİLLETİ OLMUŞTUR”

“Seçim maratonunun kazananı, Türk demokrasisi ve Türk milleti olmuştur” diyen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şunları kaydetti: “Millî iradeye güvenen, ülkemiz için hayal kuran, kendini bu topraklara ait hisseden her bir vatandaşım, bu seçimin tartışmasız kazananıdır. Kampanya sürecinde yapılan tüm kışkırtmalara rağmen, sandığa gölge düşürmeyen her bir insanımız bu seçimin kazananıdır. Yabancı dergi kapakları üzerinden yürütülen propagandalara aldırmadan, hiçbir baskı altında kalmadan iradesini sandığa yansıtan her bir kardeşim, bu seçimin kazananıdır. Kendi öz yurdunda yıllardır parya muamelesi gördüğü hâlde hukuk ve meşruiyetten ayrılmayan sessiz çoğunluk, bu seçimin kazananıdır. Sırf farklı tercihlerde bulunduğu için iğrenç hakaretlere uğrayan yüreği yaralı depremzedelerimiz, bu seçimin en büyük kazananıdır.”

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, “Terör örgütü mensuplarının tehditlerine boyun eğmeyerek sandıklara koşan yurt dışındaki tüm gurbetçilerimiz, bu seçimin kazananıdır. Dünyanın dört bir yanında ‘Türkiye’ denilince gözleri parlayan, gözlerinden damlalar akan, ülkemiz için dua eden, bizimle sevinip bizimle üzülen tüm mazlum ve mağdurlar, bu seçiminin kazananıdır. Allah’a hamdolsun millî irade bir kez daha en güzel, en hayırlı şekilde tecelli etmiştir. Türkiye Yüzyılı teklifimiz, hem 14 Mayıs’ta hem de 28 Mayıs’ta milletimiz tarafından büyük bir teveccühle kabul görmüştür” diye ekledi.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, halkın, önce Meclis’te çoğunluğu 323 milletvekiliyle Cumhur İttifakı’na, ardından Cumhurbaşkanlığını yüzde 52,18 oy oranıyla şahsına vererek, 5 sene daha “İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün” dediğini söyledi.

“MİLLETİN ZATEN KARARINI VERDİĞİ KONULARDA YENİ DAYATMALARDA BULUNMAKTAN ARTIK VAZGEÇİLMELİDİR”

Milletin, ilkeler ve değerler yerine, bakanlık ve milletvekilliği pazarlığı üzerine kurulu kumar masasına tekmeyi vurarak devirdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatta ‘hesap uzmanıyım’ diye övünenler, Dimyat’a pirince giderken evlerindeki yaklaşık 40 milletvekilinden de olmuştur. İktidar hırsıyla yapılan yanlış hesaplar, bu sefer çok enteresan, Bağdat’tan değil ama sandıktan dönmüştür. Bakınız; ben hesap uzmanı değilim, ekonomistim. Burada, bu hesabı sizlerle de paylaşayım. CHP’nin vekil sayısı 2018’de 146 idi. 2023’te vekil sayısı 169’a çıktı. Fakat buradan tabii kiralık vekiller verdiler. Onlar da 40 tane. 40 tane kiralık vekil gidince bu defa net olarak nereye düştü CHP’nin vekil sayısı? 129’a düştü. Şimdi hesap uzmanı bu işi böyle yapar mı? 17 vekil burada düşmüş oldu. Bundan sonrasını herhalde, oraya gönül vermiş olan tüm CHP’li arkadaşlar da düşünecektir. Eski Türkiye ittifakı, sandıkta milletten ikinci kez kırmızı kart yemiştir.”

Türkiye’nin, 16 Nisan 2017 referandumuyla zaten terk ettiği eski sisteme dönüş önerilerini, bir kez daha elinin tersiyle itmesinin, son derece manidar olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu kirli ittifaklar, bu kirli bir araya gelişler, 6 tane cumhurbaşkanı yardımcılığı, bu tür yanlış bir araya gelişler ne demokrasiye sığar ne bu milletin ruh köküne, kültürel değerlerine yakışır. Bunun dersini milletim sandıkta verdi. Ne dediler? Önce ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ dediler. Tuttu mu? Tutmadı. Önce öyle başladılar ama kampanya sonuna doğru artık bunu kullanmaktan vazgeçtiler. Bu noktada, özellikle dünyada gelişmiş ülkelerin ve dolayısıyla bizim de ortaya koyduğumuz sistem kabul gördü. Siyaset kurumunun sandıktan çıkan bu iradeyi doğru bir şekilde okuması gerektiğine inanıyorum. Milletin zaten kararını verdiği konularda yeni dayatmalarda bulunmaktan artık vazgeçilmelidir. Akıntıya kürek çekmenin, tarihi geriye sardırmanın hiçbir faydası yoktur. Eski sistem tartışmalarını tamamen rafa kaldırmalı, bugünden itibaren sivil siyasetin en büyük kazanımı olan Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ni tekemmül ettirmeye odaklanmalıyız.”

“DEVLET ORGANLARI ARASINDAKİ İŞ BİRLİĞİ RUHUNU GÜÇLENDİREREK ÜLKEMİZE HİZMET ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Mevlana’nın, “Her gün bir yerden göçmek ne iyi? Her gün bir yere konmak ne güzel. Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş. Dünle beraber gitti cancağızım ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım” sözlerini anımsatan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, siyaset müessesesinin asli görevinin yeni şeyler söylemek olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, vazifelerinin düne saplanıp kalmak yerine yeni şeyler söylemek ve ülkenin önüne yeni hedefler koymak olduğunu ifade etti.

Bu seçimde kimin ne yaptığını, ne söylediğini, nerede, nasıl bir pozisyon aldığını hafızalarına kaydedeceklerini belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Ama bunu yaparken, geçmişin geleceği gölgelemesine de kesinlikle göz yummayacağız. Muhalefet partilerinden, bizim de milletimizin de beklentisi bu yöndedir. Muhalefet ve destekçilerinin halkımızı aşağılayan, kutuplaştırıcı, gerilimi körükleyen, eski provokatif söylemlerini bir an önce terk etmesi gerekiyor. Sandıkta tecelli eden iradeyle kavga edilmeyeceği gerçeğini ülkemizdeki tüm muhalefet partilerinin artık anladıklarını ümit ediyorum. Çünkü Türkiye’nin önemli bir noksanı da gerçekten demokrasideki o muhalefeti göremeyişidir. Muhalefet noksanlığı var. Bunu, Türkiye giderdiği anda inanıyorum ki demokrasi mücadelesi ülkemizde çok daha güçlü bir şekilde devam edecektir. Samimi bir öz eleştiri yaptıktan sonra muhalefetin de sandıktan yükselen bu çağrıya kulak vereceğini düşünüyorum. Biz her iki seçimde oluşan tabloyu büyük ve güçlü Türkiye idealimiz adına çok kıymetli buluyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde, devlet organları arasındaki iş birliği ruhunu güçlendirerek ülkemize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Bunu da iş dünyamızın siz değerli temsilcileriyle birlikte yapacağız.”

Seçim belirsizliğinin ortadan kalkmasıyla gündemlerindeki esas konulara yoğunlaşabileceklerini aktaran Cumhurbaşkanımız Erdoğan, milletten bir kez daha güvenoyu almış, güven tazelemiş bir yönetim olarak dünden itibaren çalışmaya başladıklarını sözlerine ekledi.

“AFETİN YIKTIĞI TÜM ŞEHİRLERİMİZİ ESKİSİNDEN DAHA GÜVENLİ BİR ŞEKİLDE YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

Asrın felaketi olarak nitelenen 6 Şubat depremlerinin yaralarının sarılmasının en öncelikli meseleleri olduğunu belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, depremzedeleri kampanya döneminde de ihmal etmediklerini, her bir şehre farklı tarihlerde 3-4 kez giderek, afetzedelerin yanında olduklarını gösterdiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şimdiye kadar 910 binden fazla çadırın, 117 binden fazla konteynerin kurulumunu tamamladıklarını, 180 bine yakın afet konutunun inşa sürecinin başladığını aktararak, deprem bölgesinde 319 bini ilk bir yıl içinde olmak üzere toplam 650 bin konutun inşa edileceğini kaydetti.

Bunu, İzmir’de depremden hemen sonra gerçekleştirdiklerini, depremzedelerin de samimi gayretleri takdir ettiğine şahit olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan, gerek 14 Mayıs’ta gerekse 28 Mayıs’ta kendisine çok güçlü destek veren deprem şehirlerine teşekkür etti.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle konuştu: “Depremzedelerimiz geride bıraktığımız haftalarda sadece kayıplarının acısıyla mücadele etmedi, aynı zamanda sırf oy tercihlerinden dolayı insanlık tarihinin en aşağılık hakaretlerinin de hedefi oldular. Sığındıkları otel ve misafirhanelerden atılmaktan, yapılan yardımların başa kakılmasına kadar pek çok vicdansızlığa maruz kaldılar. Buna rağmen, onlar dik durmaya, metanetli davranmaya devam ettiler. Depremzede kardeşlerimize yönelik bu rezillikleri, bu linç kampanyalarını unutmayacak, unutturmayacağız. Ne sebeple olursa olsun afetzedelerimizin gönül yaralarının daha fazla kanatılmasına izin vermeyeceğiz. Afetin yıktığı tüm şehirlerimizi eskisinden daha görkemli, daha güvenli bir şekilde en kısa sürede yeniden ayağa kaldırıyoruz, ayağa kaldıracağız.”

Depremin Türk ekonomisine maliyetinin 104 milyar dolar olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman başta olmak üzere depremde en çok yıkıma uğrayan illerde her şey gibi ticari hayatın da olumsuz etkilendiğine işaret etti.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, faaliyete geçen 13 bine yakın iş yeriyle buralardaki ticareti yeniden canlandıracaklarını vurguladı.

“DİPLOMATİK MÜNASEBETLERİMİZLE, BÖLGE ÜLKELERİ İLE EKONOMİK VE TİCARİ İŞ BİRLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRECEĞİZ”

Enflasyonun yol açtığı fiyat artışlarından kaynaklanan sıkıntılara değinen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, “Toplumumuzun farklı kesimlerinde yaşanan refah kayıplarını telafi edecek adımları atmakta kararlıyız. Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeme politikamıza sıkı sıkıya bağlıyız. 21 yıllık iktidarlarımız döneminde bundan taviz vermedik. Türk ekonomisinin yıllarca başını ağrıtan yüksek enflasyon meselesini tek haneli rakamlara indirerek halkımızı rahatlatan bizdik, yine biz olacağız” dedi.

Küresel ekonomideki dalgalanmalar duruldukça, bunun olumlu sonuçlarının görüleceğine işaret eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şunları kaydetti: “Yakın çevremizdeki krizlerin çözümünde daha fazla inisiyatif alarak barış ve istikrarın bölgemizde tekrar hakim olması için çalışacağız. Diplomatik münasebetlerimizle, bölge ülkeleri ile ekonomik ve ticari iş birliğimizi de güçlendireceğiz. Dün akşam itibarıyla 110’a yakın, gerek telefon diplomasisiyle, gerekse mesajlarıyla ülke lideriyle görüşmeler yaptık. Hepsiyle mutabakatımız şu; ‘siyasi, askerî, ekonomik, ticari, kültürel her alanda birliğimizi bundan sonra çok daha güçlü bir şekilde devam ettireceğimize inanıyoruz’ Söz bu. Şu anda Kabinemizin oluşmasından sonra, Parlamento’daki yapı zaten belli oldu, süratle bizler ziyaretlerimize başlayacağız. Aynı şekilde bize de ziyarete gelecek olan dünya liderleri var. Hedefimiz, Avrupa’dan Karadeniz’e, Kafkasya ve Orta Doğu’dan Kuzey Afrika’ya kadar çevremizde bir güvenlik ve barış kuşağı tesis etmektir. Bu amaç doğrultusunda son yıllarda pek çok önemli adım attık. Dost ve kardeş ülkelerle aramızdaki pürüzleri giderdik.”

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Türk dünyası ile bağları tahkim ettiklerini, İslam âlemi ile ilişkileri ilerlettiklerini, Yeniden Asya Girişimi ile Asya kıtasına yeni bir pencere açtıklarını, Afrika halklarıyla “kazan kazan” temelinde sağlam iş birlikleri kurduklarını anlattı.

“TÜRKİYE’Yİ BÖLGESİNİN YÜKSELEN YILDIZI HÂLİNE GETİRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptıkları son görüşmede, Karadeniz Tahıl Koridoru’ndan gönderilecek tahılın una çevrilip fakir Afrika ülkelerine gönderilmesi konusundaki mutabakatı teyit ettiklerini hatırlattı.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Türkiye’nin Latin Amerika’daki mevcudiyetini perçinlediklerini, Balkanlar’da tüm taraflarla yakın ilişkiler geliştirdiklerini, Batı ülkeleriyle ortak çıkarlar ekseninde diyaloğu artırdıklarını söyledi.

Rusya-Ukrayna krizinin çözümü için ellerini taşın altına koyduklarını ifade eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şunları kaydetti: “Tahıl Anlaşması ve bunun yanında çok önemli olan bir şey de esir takasıyla diplomatik çözümün mümkün olduğunu gösterdik. Hepsinden önemlisi Türkiye’yi sonu felaketle bitecek bir çatışmanın tarafı hâline gelmekten koruduk. Yani pergelin bir ucunu ülkemize sabitleyip, diğeri ile 360 derece manevra yaparak, herkesle, tüm ülkelerle iş birliğimizi geliştirmeye gayret ettik. İçinde bulunduğumuz dönemde girişimci dış politikamızı ticaretle, enerjiyle, turizmle, kültürle, savunmayla destekleyerek devam ettireceğiz. Türkiye’yi bölgesinin yükselen yıldızı hâline getireceğiz, bunda kararlıyız. İnşallah bunu da son 21 yıldır olduğu gibi yine hep beraber yapacağız.”

“YOLUNUZA ÇIKAN ENGELLERİ ORTADAN KALDIRMAK İÇİN CANLA BAŞLA ÇALIŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

Milletin tüm kesimleri gibi iş dünyasının da beklentilerinin farkında olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şimdiye kadar iş dünyasının taleplerine kulak tıkamadıklarını, sorunları görmezden gelmediklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin Genel Kurullarında iş adamlarıyla bir araya gelmeye çaba gösterdiklerini, her yıl bakanlarla Türkiye ekonomi şuralarında her şehrin, her sektörün meselelerini uzun uzun iş adamlarıyla istişare ettiklerini anlattı.

Bu istişarelerin süreceğinin altını çizen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şunları ifade etti: “Bu istişarelerimizin meyvelerini her alanda beraber topladık. Sorunların çözümü noktasındaki pek çok müjdeyi de yine bu toplantılar vasıtasıyla kamuoyuyla paylaştık. İnşallah bundan sonra sizlerle yine bir araya gelecek ve bu adımları da birlikte atacağız. Son dönemde âdeta bir siyasi şantaj olarak kullanılan bu vize sorununu en kısa sürede hâl yoluna koyacağız. Sizlerin her alanda önünüzü açmak, yolunuza çıkan engelleri ortadan kaldırmak için canla başla çalışmayı sürdüreceğiz. Buradan tüm iş dünyamıza seslenmek istiyorum, dünyanın ve bölgemizin içinde bulunduğu konjonktür belki de bizlere tarihimizin en büyük fırsatlarını sunuyor. Bu fırsatları, enerjimizi tüketecek iç tartışmalarla, sahte gündemlerle heba edemeyiz. Boşa harcayacak tek bir anımız dahi olmadığının altını çizmek istiyorum.”

Türkiye’nin 14 ve 28 Mayıs seçimleriyle altın değerinde bir 5 sene daha kazandığını belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, havalimanından Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelene kadar caddelerde oluşan görüntünün unutulacak bir tablo olmadığını söyledi.

“Milletimin böyle bir tabloyu hazırlaması, böyle bir tabloyu ortaya koyması, burada duadan başka bize düşen bir şey yok. Ya Rab, beni bu milletin bir evladı olarak yarattığın için sana sonsuz hamdüsenalar olsun” diyen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, yüklerinin ağırlığının farkında olduklarını, gelecek 5 yılı da dolu dolu değerlendireceklerini dile getirdi.

“TÜRKİYE’NİN ARTAN İTİBARINI EKONOMİK OLARAK DA FIRSATA DÖNÜŞTÜRMEYE GAYRET EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle devam etti: “Sizler de gördünüz. Seçim dönemi boyunca söylemedikleri yalan, atmadıkları iftira kalmadı. Bugüne kadar yapmadıkları, yapamadıkları ne tür yalanlar varsa bunların hepsini söylediler. Sizler zaten iş adamları olarak neyin yapılabileceğini, neyin yapılamayacağını gayet iyi bilenlersiniz. Ama öyle yalanlar, öyle yalanlar ortaya konuldu ki hakikaten, tabii ki insanoğlu bu tür şeyler karşısında ‘Ya yapar mı? Acaba böyle bir şeyi gerçekleştirir mi?’ sorusunu kendine soruyor. Ama karşısındakinin sırtında yumurta küfesi yok. Rahat rahat atabiliyor. Rahat rahat söyleyebiliyor. Önemli olan ne? ‘Ha şu seçimi bir atlatalım hele’. Ya bugüne kadar yaptıklarınız ortada. Ne yaptınız? 10’u aşkın büyükşehir belediye başkanınız var. Bu belediye başkanlarınız İstanbul’da ne yaptı? Ankara’da ne yaptı? İzmir’de ne yaptı? Şunları bir ispatlayın ya. ‘Şunu da yaptık’ deyin. Yani yaptıklarını söylemiyorlar maalesef. Ama ben İstanbul’da yaşıyorum, Ankara’da yaşıyorum. İzmir’i devamlı takip ediyorum, görüyorum.”

29 Mayıs itibarıyla milletin bankadan para çekemeyeceğini iddia edenlerin, döviz kuru ve sebze fiyatlarının uçacağı hezeyanına kadar “tüm tuşlara bastığını” vurgulayan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne oldu? İşte dün 29 Mayıs’tı. Ne oldu, bankalar filan falan hepsi kapandı mı? Hepsi artık kasaları masaları filan falan boşalttılar mı? Ne oldu? Hepsi yalan. Ama işte biliyorsunuz, yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Artık yatsıyı filan geride bıraktık. Millete ve iş dünyasına korku salmak adına piyasa spekülasyonu dâhil her türlü çirkefliği sergilediler. Sırf üç beş oy daha fazla alabilmek için siyasi tarihimizin en rezil kampanyasını yürüttüler. Ne yaparlarsa yapsınlar muvaffak olamadılar. Bu ülkenin ekonomisini, bunlar Londra tefecilerine teslim edeceklerdi, edemediler. İş dünyamızı ürkütmeyi, panikletmeyi başaramadılar. İnşallah bundan sonra da bu hedeflerine ulaşamayacaklar. Sizlerden, ağızlarını her açtıklarında Türk ekonomisiyle ilgili sürekli kötü tablolar çizen felaket tellallarına prim vermemenizi istiyorum. Bu işleri en iyi sizler biliyorsunuz. Bunlar kendi hezimetlerine milleti de ortak etmek isteyen zavallılardır.”

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bunlara aldırmadan, 21 yıldır olduğu gibi yine işlerine bakarak kendi gündemlerine odaklanacaklarını ve ellerindeki imkânları en güzel şekilde kullanmaya çalışacaklarını belirtti.

Yeni pazarlar, yeni müşteriler bulmanın peşinde koşacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanımız Erdoğan, “Gerek ülkemize yatırımlar çekecek gerekse o ülkelerde bizler yatırımlara gireceğiz. Daha fazla üretecek, daha fazla ihracat yapacağız. Ve bu konuda 5 ilkemiz var. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme. Bunu ülkemiz başarır mı? Başarır ve başaracağız. İnşallah daha çok sayıda insanımıza istihdam oluşturacağız. Türkiye’nin yumuşak gücünü, Türkiye’nin artan itibarını ekonomik olarak da fırsata dönüştürmeye gayret edeceğiz” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE, KENDİNE GÜVENENİ ASLA YARI YOLDA BIRAKMAYACAK”

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, devletine ve hükûmetine güvenen hiç kimsenin 21 yıldır mağdur olmadığını, ülkenin potansiyeline inanan hiç kimsenin pişmanlık yaşamadığını, bundan sonra da Türkiye Cumhuriyeti’nin, iş insanıyla, işçisiyle, çiftçisiyle, üreticisiyle, depremzedesiyle, mazlum ve mağduruyla kendine güveneni asla yarı yolda bırakmayacağını vurguladı.

İş insanlarından yatırımlarını daha da arttırmalarını, Türkiye vizyonunun inşasına omuz vermelerini isteyen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Hizmet Şeref Belgesi almaya hak kazanan delegeleri tebrik etti.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın konuşmasının ardından, 35 yıl Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği üyeliği yapan Polatlı Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Yahya Toplu ile 38 yıl genel sekreterlik yapan Kilis Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Murat Sakar’a hizmet şeref belgesi verildi.

Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, günün anısına Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a tablo hediye etti.

DAHA FAZLA HABER

Dünya

“Bugün kimse kaybetmemiştir, 85 milyonun tamamı kazanmıştır”

Avatar

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde seçim sonuçlarına ilişkin açıklama yaptı. Konuşmasına, “Biz Türkiye’yi çok seviyoruz” diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün kimse kaybetmemiştir, 85 milyonun tamamı kazanmıştır. Milletimizin bize verdiği sorumluluğun gereği olarak, kimseye kırgın, küskün, kızgın, öfkeli değiliz. Artık, seçim dönemine dair tüm tartışmaları ve çekişmeleri bir kenara bırakarak, millî hedeflerimiz, millî hayallerimiz etrafında birleşme, bütünleşme vaktidir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu tarafından geçici sonuçlara göre cumhurbaşkanı seçildiğinin açıklanmasının ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde toplanan vatandaşlara hitap etti.

“TÜRKİYE YÜZYILI’NI BERABER İNŞA VE İHYAYA DEVAM EDİYORUZ”

Seçim süresince miting ve programlarında vatandaşlarla söylediği “Duyanlara duymayanlara” şarkısını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu millet sevilmez mi? Biz severiz. Kandil’dekiler sevmez, onların uzantıları sevmez ama biz severiz. İşte şu andaki tablo, sevgililerin tablosu. Resmî rakam, 320 bin kişi burada. Yolları söylemiyorum. Havalimanından buraya kadar yollar maşallah tıklım tıklımdı. Sizler Cumhur İttifakı’nı mahcup etmediniz, Cumhur İttifakı’nı bu yolda yalnız koymadınız. Bu yolda beraber yürüdük. Gece gündüz demeden yürüdük. Sizler bu görevi yine bizlere verdiniz. İnşallah, Türkiye Yüzyılı’nı beraber inşa ve ihyaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci turunun kayda değer herhangi bir sıkıntı, sorun yaşanmadan tamamlandığını söyledi.

Gayriresmî seçim sonuçlarına göre milletin Cumhurbaşkanlığı görevini, 5 yıllığına daha kendilerine tevdi ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkeyi yönetme sorumluluğuna bizleri tekrar layık gören milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Gerek 14 Mayıs’ta gerek 28 Mayıs’ta tercihini hangi partiden, hangi adaydan yana kullanmış olursa olsun, yurt içinde ve yurt dışında sandık başına giderek iradesine sahip çıkan, demokrasimizin gücünü ispatlayan her vatandaşıma teşekkür ediyorum. Bu süreçte seçimin en sağlıklı şekilde yürümesi için görev yapan kamu personelini, parti temsilcilerini, sandık görevlilerini, müşahitleri, emniyet mensuplarını ve diğer herkesi tebrik ediyorum. Çok partili siyasi hayatımızın en önemli seçimlerinden birinde milletimiz kararını Türkiye Yüzyılı’ndan yana kullanmıştır. Seçimin ilk turunda milletimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin çoğunluğunu Cumhur İttifakı’na vererek yasamadaki tercihini zaten ortaya koymuştu.”

“KİMSEYE KIRGIN, KÜSKÜN, KIZGIN VE ÖFKELİ DEĞİLİZ”

Bugün yapılan ikinci tur seçimiyle milletin Cumhurbaşkanlığındaki, yani yürütmedeki tercihinin de kesinleştiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Milletimizin her iradesi gibi bu sonucun da başımızın üstünde yeri vardır. Kazanan sadece biz değiliz. Kazanan Türkiye’dir, kazanan tüm kesimleriyle milletimizdir, kazanan demokrasimizdir. Hatırlarsanız, her fırsatta, kazandığımızda ülkemizde kimse kaybetmeyecek demiştik. Yine aynı şekilde biz kazandığımızda tek kaybeden, ülkemizle ilgili kirli senaryoların sahipleri ile onların aparatları olan terör örgütleri ve tefeciler olacak demiştik. Şimdi buradan aynı sözü bir kez daha veriyoruz. Bugün kimse kaybetmemiştir, 85 milyonun tamamı kazanmıştır. Milletimizin bize verdiği sorumluluğun gereği olarak, kimseye kırgın, küskün, kızgın, öfkeli değiliz. Artık seçim dönemine dair tüm tartışmaları ve çekişmeleri bir kenara bırakarak millî hedeflerimiz, millî hayallerimiz etrafında birleşme, bütünleşme vaktidir. Biz bu çağrıyı, laf olsun diye değil tüm kalbimizle yapıyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki Türkiye’nin gücü, 85 milyonun hep beraber olmasından kaynaklanıyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şimdi burada ben hesap uzmanı değilim ama hesap uzmanının hesabında galiba bir yanlışlık var. 2018’de CHP’nin vekil sayısı 146 idi. Hesap yapıyoruz ya. 2023’te vekil sayısı 169. Gördüğünüz gibi bir artış var. Fakat burada kiralık vekiller var. 40 tane kiralık vekil. Yüzde 1 oy alan partilere, ne yaptı, 40 tane kiralık vekil verdi. Sayı nereye düştü, 129’a. 146’dan 129’a. Hangisi büyük. Herhâlde 129 büyüktür diyemezsiniz. 146’dan 129’a bu milletvekili sayısını düşürene de herhalde haydi diyemezsiniz. Şimdi, Kandil’dekilerle onları arkaya alıp bir video çekimiyle haydi diyebilirsiniz ama bu millet yutmuyor ve yutmadı. 17 vekil düşmüş durumda.”

“Ne diyordu? ‘Eğer Selo’yu dışarı çıkarmak istiyorsanız, oyu bana vereceksiniz’ diyordu. Benim sevgili milletim ne dedi? Çünkü, milletim benim iyi biliyor. Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bu terörist Selo’dur” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaletin, hak ve hukukun egemen olduğu Türkiye’de 51 Kürt’ün ölümüne neden olan kişinin, istenildiği gibi dışarı çıkarılamayacağını söyledi.

“BUGÜN, HEM KENDİ VATANDAŞLARIMIZIN HEM DE KENDİ GELECEKLERİNİ BİZİMLE BİRLİKTE GÖREN KARDEŞLERİMİZİN ŞÜKÜR DUALARININ ARŞA ULAŞTIĞI GÜNDÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hele hele bizim iktidarımızda böyle bir şeyin gerçekleşmesi mümkün değildir. Zira bizim iktidarımızda adalet mülkün esasıdır. Bu değiştirilemez. Rahmetli Menderes’in ‘yeter, söz milletindir’ diyerek, yeni bir dönemin kapılarını açtığı 1950’den beri yaşadığımız tüm badirelerin gerisinde hep Türkiye’nin bu gücünün zayıflatılması vardır. Darbeler, bunun için yapılmıştır. Muhtıralar, bunun için verilmiştir. Koalisyonlar, bunun için kurulmuş, bunun için yıkılmıştır. Zenginliğimiz olan köken ve meşrep farklılıklarımız, bunun için ayrışma sebebi hâline dönüştürülmeye çalışılmıştır. Sahip olduğumuz muazzam ekonomik potansiyelin hayata geçmesi hep bunun için engellenmiştir. Ülkemizin doğusundaki, güneyindeki, kuzeyindeki, batısındaki güç ve etki alanlarının üzeri hep bunun için örtülmüştür. Üzerimize giydirilen ve bize dar gelen deli gömlekleri içinde bizi yıllarca boğanların korkusu hep bugün müjdesini verdiğimiz Türkiye Yüzyılı’nın bir gün gelip kapılarına dayanacağıdır. Bugün işte o gündür. Siz, burada bugün onun için varsınız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün, rahmetli Menderes’in uğruna canını verdiği demokrasi ve kalkınma hamlelerimizin en üst seviyeye ulaşma günüdür. Bugün, rahmetli Özal’ın son nefesine kadar hep peşinde koştuğu büyük Türkiye hayalinin gerçeğe dönüşme sürecinin başlama günüdür. Bugün, rahmetli Erbakan’dan rahmetli Türkeş’e davalarına aşkla bağlı milletin tüm adamlarının mücadelelerinin gayesine ulaşma günüdür. Bugün, bizim 21 yıldır ülkemize kazandırdığımız eserlerin, milletimize yaptığımız hizmetlerin üzerine Türkiye Yüzyılı’nın müjdesini verme günüdür. İşte bunu sizlerle yapıyoruz, sizlerle yaptık” dedi.

“Bugün, hem kendi vatandaşlarımızın hem de kendi geleceklerini bizimle birlikte gören dost ve kardeşlerimizin zafer ve şükür dualarının arşa ulaştığı gündür” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sandıkların kapanmasının ardından Körfez’den İngiltere ve Rusya’ya kadar birçok liderin kendisini arayarak tebriklerini ilettiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tebriklerin devam edeceğini ifade ederek “Türkiye’nin son 10 yıldır önüne kurulan tüm tuzaklar, üzerinde oynanan tüm oyunlar, sırtına saplanan tüm hançerler, ayağına takılan tüm çelmeler işte bugünü engellemek içindir” dedi.

“BU MİLLET, FERASETİNİN NE KADAR GÜÇLÜ OLDUĞUNU YAŞADIĞI HER BADİREDE TEKRAR TEKRAR İSPATLAMIŞTIR”

“Alman, Fransız, İngiliz dergileri, Erdoğan’ı yıkmak için kapaklar atmadılar mı? Bu kapakları yazmadılar mı? İşte onlar da kaybettiler” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Aylardır karşımızda kurulan ittifakları gördünüz. Kimlerin kimlerle beraber olduğunu gördünüz. Terör örgütlerinden sapkın akımlara kimlerin karşımıza dikildiğini gördünüz. Oynanan kirli oyunları gördünüz. Buna rağmen ne oldu? Hamdolsun başaramadılar. İnşallah bundan sonra da başaramayacaklar. Çünkü bu millet, mayasının ne kadar sağlam, basiretinin, ferasetinin ne kadar güçlü olduğunu yaşadığı her badirede tekrar tekrar ispatlamıştır. Ve işte bundan dolayıdır ki Türk milletinin zafiyetini yakalama, bulma gibi gayretin içerisine girenler yine kaybedeceklerdir. Sadece şu son seçimler boyunca şahit olduklarımız bile milletimizin şu onurlu duruşunu göstermiştir. Milletimizle aramızdaki muhabbet köprüsü böylesine güçlü olduğu müddetçe, Allah’ın izniyle üstesinden gelemeyeceğimiz mücadele, çözemeyeceğimiz sorun, hâl yoluna koyamayacağımız mesele yoktur. Rabb’ime beni böyle bir milletin evladı olarak dünyaya getirdiği için hamdediyorum.”

Seçimlerin bitmesiyle artık tüm vakit ve enerjilerini çalışmaya, eser üretmeye, hizmet vermeye tahsis edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak, yıkılan şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak, insanlarımızı hayata bağlamak önceliklerimizin en başında yer almayı sürdürecektir. Sadece kalbimiz değil, elimiz de hep deprem bölgesinin üzerinde olmaya devam edecektir” ifadesini kullandı.

“ULUSLARARASI İTİBARA SAHİP BİR FİNANS YÖNETİMİ, YATIRIM VE İSTİHDAM ODAKLI BİR ÜRETİM EKONOMİSİ TASARLIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyonun yol açtığı fiyat artışlarından kaynaklanan sıkıntıları gidermek, refah kayıplarını telafi etmek, önümüzdeki günlerin en acil konu başlığıdır. Bunları çözmek bizim için zor bir şey değil. Bunları Başbakanlığım döneminde faizi 4,6’ya, enflasyonu da 6,2’ye indirerek ispatlayan biz değil miydik? Biz bu işi yaşadık, yaptık ama bunların böyle bir derdi var mı? Yok. Bunlar laf ola beri gele. Yaparsak yine biz yaparız. Şu anda faiz 8,5’e indirildi ve göreceksiniz enflasyon da inecek. Onlar bizimle yarışamaz, onlar IMF’nin kapısında nöbet tutarlar” diye konuştu.

Davos’tan kopuş sürecini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Davos’ta o zaman (Ali) Babacan yanımdaydı, IMF Başkanı’yla görüşüyoruz, o dönem 23,5 milyar dolar IMF’ye borcumuz vardı. IMF Başkanı’na ‘Sen taksitlerini alıyor musun? Dolayısıyla Türkiye’nin siyasi kaderine müdahale edemezsin. Türkiye’nin Başbakanı benim. Sen sadece taksitlerini alacaksın’ dedim. Ne oldu? 2013’e kadar devam ettik, 2013’te son taksiti ödedik, ondan sonra bizim IMF’le ilişkimiz bitti. Biz buyuz ama bu CHP ne diyordu, ‘IMF’ten borç almanız lazım.’ O sizin işinizdir, bizim değil. Ve o gün bugün, bakın 10 sene geçti, biz IMF’den borç almadık. O zaman da Merkez Bankamızın döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. Bunlar ne yapıyor, İngiltere’ye gidip 3,5 milyar dolar getirecekmiş, onlar sana delikli kuruş vermezler, tefeci kime para vereceğini çok iyi bilir. Nitekim tefeciden para isteyenin akıbeti işte sandıklarda ortala çıktı. Olay bu kadar basit.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yolda emin adımlarla yürüdüklerini ve yürüyeceklerini vurgulayarak “Güven ve istikrar, bu iki kavram çok önemli. Siyasette hep arkadaşlarımla bunu konuştum, iki kavram, güven ve istikrar. Bununla yola devam edeceğiz ve güçlü bir ekonomi yönetimini bu iki kavramın üzerine kuracağız. Uluslararası itibara sahip bir finans yönetimi, yatırım ve istihdam odaklı bir üretim ekonomisi tasarlıyoruz” dedi.

“TERÖR ÖRGÜTLERİYLE YÜRÜTTÜĞÜMÜZ MÜCADELEYİ ARTIRACAĞIZ”

Türkiye’nin sanayiden enerjiye her alanda giderek artan üretim gücünün sağladığı imkânları, herkesi şaşırtacak yeni bir ekonomik atılımın lokomotifi hâline getireceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz’de doğal gaz keşfi ve ardından doğal gazın vatandaşlara bir ay süreyle ücretsiz sunulduğunu anımsattı.

Doğal gazın 25 metreküpünün de 1 yıl boyunca hanelere ücretsiz verileceğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Şimdi Gabar’da petrol çıktı, yatarak değil çalışarak çıktı. Daha önce orada bay bay Kemal’in dirsek temasında olduğu teröristlerin oralarda beton dökmeleri sebebiyle petrol çıkartamıyorduk ama şimdi çıkardık. Bununla birlikte küresel gelişmelerin bozduğu dengeler yeniden kuruluyor. Türkiye’nin bu tabloda inşallah çok farklı bir gücü olacak, hak ettiği yeri de alacak. Güneyimizdeki güvenlik tehditlerini, terör örgütleriyle yürüttüğümüz mücadeleyi artıracağız. Siyasi ve diplomatik kanalları daha etkin işleteceğiz. Bölgesel gelişmeleri doğru şekilde yönlendirerek, kısaca, çok yönlü çalışmalarla sınırlarımızdan bunları da uzak tutmaya devam edeceğiz.”

“SURİYE TOPRAKLARINDAKİ GÜVENLİ BÖLGELERE BUGÜNE KADAR 600 BİNE YAKIN KİŞİNİN GÖNÜLLÜ OLARAK GERİ DÖNMESİNİ SAĞLADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay bay Kemal’in ortakları ne diyordu; ‘Biz güneyimizdeki terör örgütleriyle beraber olacağız’ Bununla kalmadılar, oralardaki petrol kaynaklarını, bu teröristlerle paylaşmanın adımlarını attılar. İşte Kamışlı bunlardan bir tanesidir. Koalisyon güçleriyle ortak hareket ettiler” ifadesini kullandı.

Vatandaşların da talebi olan sığınmacıların gönüllü geri dönüşlerinin politikalarının bir parçası olarak değerlendirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemize ve milletimize yakışır yol ve yöntemlerle, vatandaşlarımızın bu konudaki beklentilerini karşılamak görevimizdir. Suriye topraklarındaki güvenli bölgelere bugüne kadar 600 bine yakın kişinin gönüllü olarak geri dönmesini sağladık. Katar’la bir iş birliği yaptık, yeni bir iskân projesiyle, birkaç yıl içinde 1 milyon kişinin daha dönüşünü temin edeceğiz. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, turizmden spora kadar, ülkemize asırlık kazanımlar sağladığımız alanlarda çıtayı daha yukarıya taşıyacak yatırımlarla yolumuza devam edeceğiz.”

Mesleki eğitim başta olmak üzere ülkenin şartlarına ve gençlerin beklentilerine karşılık gelecek uygulamaları geliştirerek sürdüreceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta dünyanın örnek aldığı altyapı ve sigorta sistemini hep daha ileriye taşıyıp yaygınlaştıracaklarını ve şehir hastanelerini artıracaklarını söyledi.

Kalkınmanın temel altyapısı olan ulaştırma ve enerjide yürütülen yatırımları küresel düzeye taşıyarak, Türkiye’nin “hub” konumunu güçlendireceklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nitekim Sayın Putin, Türkiye’nin, yani Trakya’nın hub bölgesi olması konusunu bu tebrik mesajında yine tekrar etti. Onlarla bu adımı atacağız ve böylece Trakya bir hub olacak” diye konuştu.

“SOSYAL YARDIM VE DESTEK SİSTEMİMİZİ GELİŞTİRECEĞİZ”

Ülkenin lokomotifi hâline dönüşen sanayinin, bilhassa savunma sanayiinin marka değerini artıracaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bizi dünya gıda sektörünün en önemli aktörlerinden biri hâline getiren tarım ve hayvancılıkta girdi fiyatlarını düşüren, üretici gelirlerini artıran, tüketici erişimini kolaylaştıran bir sistemi hayata geçireceğiz. Hizmetler sektörümüzün ana gelir kaynağı turizmde yakaladığımız ivmeyi sürdüreceğiz. Sosyal yardım ve destek sistemimizi, milletimizin tek bir ferdinin bile kendisini sahipsiz hissetmeyeceği, dışlanmışlık duygusuna kapılmayacağı seviyeye getirene kadar geliştireceğiz. Kısacası önümüzdeki dönemin her anını Türkiye Yüzyılı’na yakışır eser ve hizmetlerle değerlendireceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın 570’inci yıl dönümüne kavuşulacak İstanbul’un fethinin, bir çağı açıp yeni bir çağı kapattığını anımsatarak, 570 yıl önceki “Konstantiniyye muhakkak fetih olunacaktır. Onu fetheden komutan, ne güzel komutan ve onun askeri ne güzel askerdir” hükmünü yerine getirdiklerini ifade etti.

Fethin yarın İstanbul’da kutlanacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne mübarek komutan, ne mübarek asker. İnşallah sizleri karşımda bu ecdadın torunları olarak görüyorum. Sizlerle iftihar ediyorum, sizlere inanıyorum, güveniyorum. İnşallah bu seçimleri giriş kapısı olarak gördüğümüz Türkiye Yüzyılı da tarihe işte böyle bir dönüm noktası olarak geçecektir. Dün ‘Türkiye bize, biz de Türkiye’ye ve milletimize emanetiz’ demiştik. Emanete sahip çıktığınız için sizlere en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Kelimelere sığmayan şu sevginiz, coşkunuz, vefanız, kadirşinaslığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bizlere bu toprakları vatan yapmak ve vatan olarak tutmak için canlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyorum. 15 Temmuz gecesi şu gazi mekânın önünde istiklalleri ve istikballeri için gözlerini kırpmadan ölüme yürüyen şehitlerimizi kemal-i edeple anıyorum. Sizler buradaki varlığınızla şehitlerimizin elden ele bugünlere ulaştırdığı kutlu sancağın asla yere düşmeyeceğini bir kez daha gösterdiniz. Rabb’im hepinizden razı olsun. Bize yeni bir zafer daha yaşatan milletimiz var olsun. Türkiye Yüzyılı kutlu olsun. Büyük Türkiye zaferimiz hayırlı olsun.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını Arif Nihat Asya’nın “Dua” şiirini okuyarak sonlandırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde vatandaşlara hitabı öncesinde, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici ile Cumhur İttifakı’na desteğini açıklayan Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal, Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve Ata İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan ile bir araya geldi.

Kabulde; Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Anavatan Partisi Genel Başkanı İbrahim Çelebi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da yer aldı.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara hitabının ardından Cumhur İttifakı’nda yer alan partilerin lideriyle vatandaşları selamladı. Selamlamada, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan da yer aldı.

DAHA FAZLA HABER

Bürokrat

“Bugün kazanan sadece Türkiye’dir”

Avatar

HABER BURADA

on

Cumhurbaşkanı Seçimi ikinci tur sonuçlarına ilişkin olarak açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “14 Mayıs seçiminin de 28 Mayıs seçiminin de galibi 85 milyon vatandaşımızın tamamıdır. Biz ‘öyle bir kazanacağız ki kimse kaybetmeyecek’ demiştik. Öyleyse bugün kazanan sadece Türkiye’dir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kısıklı’da vatandaşlara hitap etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kısıklı’daki konutunun önünde bekleyen vatandaşlara hitap etmek üzere, eşi Emine Erdoğan’la birlikte seçim otobüsünün üzerine çıktı.

Bu sırada çalınan ”Duyanlara, duymayanlara” şarkısına eşlik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yaptığı konuşmada, İstanbul’u çok sevdiklerini, İstanbul aşığı olduklarını, İstanbul’la yola çıktıklarını ve İstanbul’la yola devam ettiklerini söyledi.

Bugün Kısıklı’nın, Üsküdar’ın, İstanbul’un bir başka olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değerli dava ve yol arkadaşlarım” diye seslendiği alandaki vatandaşları kalbi duygularıyla, hürmetle, muhabbetle selamladığını dile getirdi.

“Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunu milletimizin teveccühüyle tamamlamış bulunuyoruz. İki bayram arasında bize bir demokrasi bayramı yaşatan milletime şükranlarımı sunuyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sandık başına gidip kendisi ve evlatlarının geleceği için iradesini ortaya koyan tüm vatandaşlara teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, teşkilatın tüm mensuplarını, kadın ve gençlik kollarını, sandık müşahitlerini, gönüllü olarak seçimin sağlıklı şekilde yürümesine katkıda bulunan herkesi, kampanya ekibini, kadınları, gençleri ve AK Parti davasına gönül veren tüm kardeşlerini tebrik ettiğini belirtti.

“SİZLERİN GÜVENİNE LAYIK OLACAĞIZ”

Yurt içinde, yurt dışında ikinci tura göre özellikle yüksek oy oranlarıyla sandığa koşan herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaptığı tercihle önümüzdeki 5 yıl boyunca ülkeyi yönetme sorumluluğunu bir kez daha bize tevdi eden milletimizin her bir ferdine teşekkür ediyorum. İnşallah sizlerin güvenine layık olacağız. 21 yıl layık olduğumuz gibi layık olacağız. Ne dedim; ‘Pazara kadar değil, mezara kadar beraber olacağız’ Hep ‘Bu sevda burada bitmez’ dedik. Öyle mi? Şimdi bak ‘bay bay Kemal’ diyorlar. Biz hep ‘Bu kutlu yürüyüş yarım kalmaz’ demiştik. Biz hep ‘Hizmet eden hezimete uğramaz’ demiştik. Biz hep ‘Türkiye bize, biz de Türkiye’ye emanetiz’ demiştik. İsterseniz buna bir üçüncü ‘bay’ daha ilave edebiliriz; bay bay Bay Kemal.”

“14 MAYIS SEÇİMİNİN DE 28 MAYIS SEÇİMİNİN DE GALİBİ 85 MİLYON VATANDAŞIMIZIN TAMAMIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Mayıs’taki Cumhurbaşkanı Seçimi’nin, kendisiyle millet arasındaki muhabbetin demokrasi ateşinde şekillenmiş hâli olduğunu söyledi.

“Nasıl demir ateşle buluşarak çeliğe dönüşürse, sizlerin iradesi de sandıkta Türkiye’nin bükülmez, kırılmaz, paslanmaz gücü hâline geldi” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na atıfta bulunarak, şöyle konuştu: “Buradan Türkiye’ye bir hesap yapıyorum. ‘Hesap uzmanıyım’ diyordu ya… 2018’de CHP’nin vekil sayısı neydi biliyor musunuz? 146. 2023’te CHP’nin vekil sayısı, yani bu seçimde 169 çıkardı. Fakat malum, toplamda yüzde 1 bile oya sahip olmayan malum partilere kiralık vekil verdi. Ne kadar? 40 tane. Peki, ne oldu? Şimdi 129’a düştü CHP. Hesap uzmanı ya, bu işleri çok iyi bilir. Böylece kaybettiği vekiller sebebiyle herhalde CHP bunu, bay bay Bay Kemal’e hesabını soracaktır. Diyoruz ki 14 Mayıs seçiminin de 28 Mayıs seçiminin de galibi 85 milyon vatandaşımızın tamamıdır.”

Bir şey daha söylediğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “‘Biz öyle bir kazanacağız ki kimse kaybetmeyecek’ demiştik. Öyleyse bugün kazanan sadece Türkiye’dir. Demokrasimizden, kalkınmamızdan, hedeflerimizden taviz vermeden şimdi Türkiye Yüzyılı’nın kapısını açtık ama beraberce açtık. Erkeğinden kadınına, gencinden yaşlısına, çalışanından emeklisine kadar milletimizin tüm kesimlerinin hayallerini, heyecanlarını beraberce hayata geçirdik. Kalbi ve gözü bize dönük dostlarımızın umutlarını beraberce yükselttik” değerlendirmesinde bulundu.

“ASIL OLAN MİLLETİMİZİN BİRLİĞİNE VE BERABERLİĞİNE SAHİP ÇIKMASIDIR”

Alanın muhteşem olduğunu, Kısıklı meydanının tarih yazdığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir İstanbullu, bir Üsküdarlı, bir Kısıklılı olarak sizin gibi yol arkadaşları verdiği için Allah’a hamdediyorum. Her zaferimizi yine sizlerle birlikte kutlayacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024’te yapılacak yerel seçimlere değinerek, “Şimdi önümüzde 2024 var. Ne demek istediğimi anlıyorsunuz değil mi? 2024’te Üsküdar’ı da İstanbul’u da yerel seçimlerde kazanmaya hazır mıyız? Öyleyse durmak yok, çok çalışacağız” ifadelerini kullandı.

Alandaki katılımcıların sayısına ilişkin bilgi paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda emniyetten dedim ki Kısıklı meydanında ne kadar vatandaşım var? Rakam ne biliyor musunuz? 55 bin. Seçimler gelir geçer, sel gider kum kalır. Asıl olan ülkemizin hedeflerinden sapmaması, milletimizin birliğine ve beraberliğine sahip çıkmasıdır. Bugünkü seçimlerin en büyük mesajı işte budur” diye konuştu.

“Seçim sonuçları bir kez daha göstermiştir ki hiç kimse bu ülkenin kazanımlarına göz dikemez” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte şimdi dünya ülkeleri arıyor. Az önce Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham kardeşim aradı. Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev kardeşim aradı. Libya Başbakanı aradı. Hepsi ardı ardına arıyorlar. Ve diyorlar ki ‘Gerekirse ilan edin, davet edin, hemen şimdi de geliriz’ Çünkü bu zaferi bizimle gerek Batı’da gerek Körfez’de… Katar arıyor, aynı şekilde o da bu mutluluğu paylaşıyor” dedi.

“HİÇ KİMSE İNSANIMIZIN SAHİP OLDUĞU HAK VE ÖZGÜRLÜKLERE EL UZATAMAZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiç kimse insanımızın sahip olduğu hak ve özgürlüklere el uzatamaz. Hiç kimse milletimize tepeden bakamaz, insanımıza hakaret edemez. Gençlerimizi kendi dipsiz karanlıklarına sürükleyemez. Hiç kimse Türkiye’ye parmak sallayamaz. Bunun için terör örgütünden karanlık mahfillere herhangi bir aracı ayağımıza dolayamaz. Hiç kimse milletimizin bir olma, iri olma, diri olma, kardeş olma, hep birlikte Türkiye olma azmini kıramaz” ifadelerini kullandı.

“BİZDE AİLE KUTSALDIR”

Alandaki vatandaşlara “Kardeşlerim şimdi öyle bir haykıralım ki Ankara bunu duysun. İstanbul’un tüm ilçeleri bunu duysun” diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: ”Kardeşlerim bu CHP, LGBT’ci midir? Bu HDP, LGBT’ci midir? Bu İYİ Parti, LGBT’ci midir? O yanındaki bazı ufaklıklar var, onlar da LGBT’ci midir? Peki, AK Parti’ye LGBT sızabilir mi? MHP’ye sızabilir mi? Cumhur İttifakı’nın diğer üyelerine sızabilir mi? İşte unutmayın, Yunus’un ‘Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası’ dediği gibi her seçim bizim için bir yeniden doğuştur. Bizde aile kutsaldır. Aileye kimse dil uzatamaz. Kadına şiddet bizde yasak, haramdır. Buna kimse tevessül edemez ve ümüğünü sıkarız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek dönemde millete ne söz verdilerse onu yapacaklarını, yerine getiremeyecekleri hiçbir sözü vermeme prensibine de bağlı kalacaklarını söyledi.

Şimdi Ankara’ya yola çıkacağını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu defa bir değişiklik yaparak balkon konuşmasını Külliyeden gerçekleştireceğini, Külliyeden tüm dünyaya sesleneceğini dile getirerek, vatandaşlardan Başkent’e gitmek için müsaade istedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 ildeki depremzedelere teşekkür ederek, “Onlar konteynerlerde, çadır kentlerde oylarını gittiler, büyük bir vakurla kullandılar. Allah onlardan razı olsun. Rabbim beterinden korusun. Söylediğim gibi inşallah bir yıl içinde de kalıcı konutları hâlledeceğiz” ifadelerini kullandı.

Alandaki vatandaşlara, “Şöyle haykıralım, tüm Türkiye duysun. Üsküdar bunu yapar, kaldıralım elleri. Hazır mıyız?” diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” ifadelerini katılımcılarla birlikte tekrarladı.

DAHA FAZLA HABER

HABER BURADA

Dünya9 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı

Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem...

Bürokrat2 gün önce

“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100....

Dünya3 gün önce

“Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeme politikamıza sıkı sıkıya bağlıyız”

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, TOBB 79. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Toplumumuzun farklı kesimlerinde yaşanan refah kayıplarını telafi edecek adımları atmakta kararlıyız. Vatandaşımızı...

Dünya3 gün önce

“Bugün kimse kaybetmemiştir, 85 milyonun tamamı kazanmıştır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde seçim sonuçlarına ilişkin açıklama yaptı. Konuşmasına, “Biz Türkiye’yi çok seviyoruz” diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün kimse...

Bürokrat3 gün önce

“Bugün kazanan sadece Türkiye’dir”

Cumhurbaşkanı Seçimi ikinci tur sonuçlarına ilişkin olarak açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “14 Mayıs seçiminin de 28 Mayıs seçiminin de galibi...

Dünya3 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, oyunu Saffet Çebi Ortaokulu’nda kullandı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanı Seçimi ikinci turu için oylarını Üsküdar’daki Saffet Çebi Ortaokulu’nda kullandı. Oy...

Bürokrat6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adnan Menderes’in anıt mezarını ziyaret etti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adnan Menderes ve arkadaşlarının anıt mezarını ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Türk demokrasisi, bir 27 Mayıs’ta aldığı yarayla sendelemişti. Şimdi...

Bürokrat2 hafta önce

“Nefretin, kinin ve öfkenin diliyle değil, daima kardeşliğin diliyle konuştuk”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Ayıranlardan, ayrıştıranlardan değil, hep birleştirenlerden, 85 milyonun tamamını kucaklaştıranlardan olduk. Nefretin, kinin ve öfkenin...

Bürokrat2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’da gençlerle bir araya geldi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşpınar Kültür, Eğitim ve Sosyal Destek Kampı’nda düzenlenen Adıyaman Gençlik Buluşması’na katıldı.

Dünya2 hafta önce

“Deprem bölgesinin dört bir yanında kalıcı konutların silüetleri yükselmeye başladı”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Şu anda deprem bölgesinin dört bir yanında kalıcı konutların silüetleri yükselmeye başladı” dedi. Cumhurbaşkanı...

REKLAMLAR
Aralık 2021
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

GENÇ BÜROKRAT